Ev Telaşı Mm-3_zps38d4803f
Ev Telaşı Mm-3_zps38d4803f
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Ev Telaşı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimePerş. Kas. 22 2012, 18:58

Alexis revir macerasının ardından derslerinin yoğunluğu yüzünden bir süre Daphne ile görüşemedi.Bu yeni okulun yaşantısına bir heyecan katacağını sanıyordu fakat istediği gibi olmadı.Her günü aynıydı.Kalk,okula git,derslerle savaş,yurda dön, yat,kalk...Her günü böyle geçiyordu Alexis'in ve o artık bundan çok sıkılmıştı.Artık hayatında biraz değişiklik istiyordu hakkıydıda.Sıkıcı bir dersin ardından okul kafesinde otururken aklına Daphne gelmişti ve onunla yeni bir eve çıkma fikri."Evet" dedi içinden bunun iyi bir fikir olduğunu düşündü.Bunun üzerine okulda daphneyi aramaya başladı.Nihayet matematik dersliğinin önünden geçerken buldu.Alexis:
-Daphneeee diye çağırdı arkadaşını.Daphne irkilerek cevap verdi:
-Noldu?
-Okul kafesine gelir misin?Konuşmak istediğim bir var.
Daphne "tamam" dedi ve birlikte okul kafesine gittiler.Daphne:
-"Eeee neymiş bakalım bu konuşmak istediğin konu" diyerek sorar.Alexis:
-Ben artık yurtta kalmaktan çok sıkıldım diyorum ki seninleeeee...
-Eeeeee
-Ayrı eve çıksak.Daphne çığlık çığlığa:
-Gerçekten mi? diye sorar.Alexis:
-"Evet artık zamanı geldi bence"diye cevaplar ve birlikte ev aramaya başlarlar...


En son Alexis Rogers tarafından C.tesi Ara. 22 2012, 17:12 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeCuma Kas. 23 2012, 19:48

Babasının tayini tekrar çıkmıştı.Bu seferki tayini işi diğerlerinden daha hızlı olmuştu. Şimdi ne yapacaktı? Bu okulda kendini çok özel ve özgür hissediyordu. Buradan ayrılmak istemiyordu. Sihirbazlar için özel derslere de katılıyordu üstelik. Bu, onu daha canlı hissetmesini sağlıyordu. Ama işte şimdi tüm bu ayrıcalıklar elinden alınacaktı. Bu şehirden gitmek istemiyordu işte istemiyordu. Babasının bu şehir değişikliklerinden nefret ediyordu. Kimse onu anlamıyordu ki. Babası onun sihirbaz olduğunu ve hatta okulun da sihirbazlar için özel dersler verdiğini bilmesine rağmen bunu Daphne'ye nasıl yapabilirdi? Bu sefer buradan ayrılmaya hiç niyeti yoktu. Bu konuda kararlıydı. Gerekirse tek başına tek aşına yaşardı ama yine de bu okuldan ayrılmazdı.

O bunları düşünürken matematik dersindeydi. Öğretmeni ona soru sorduğunda da dalgın olduğundan öğretmenini dinlemiyordu bile. Öğretmeni aniden ona bağırdığında derin düşüncelerinden irkilerek uyandı. Sınıftaki herkes ona gülmeye başladı. Bu durumdan çok utanmıştı. Ders sonuna kadar hiçbir şey yapmadı. Öğretmeni dinliyor gibi göründü. Dersten çıktığında Alexis ile karşılaştı. Alexis ona eve çıkma düşüncesini sunduğunda buna çok sevindi. Hatta çığlık attı. Çünkü bu, onun şehirde kalması için altın bir fırsattı. Üstüne üstlük en yakın arkadaşıyla bir arada olacaktı. İşte buna çok seviniyordu.

Öncelikle hangi şehirden ev alacaklarına karar verdiler: Infinity. Hem ismi güzeldi hem de uygun dairelere sahip bir şehirdi. Geriye kalan ise bu şehirden bir ev almak, ev için gereken eşyaları almak, evin temizliğini yapmak ve eve yerleşmek. Bunlar çok uğraş gerektireceğe benziyordu. İçinden "Hay aksi! Nasıl bir ev düzenleyeceğiz hiç bilmiyorum. Çok uğraşacağa benziyoruz." dedi


En son Daphne Warner tarafından Ptsi Ara. 24 2012, 19:04 tarihinde değiştirildi, toplamda 5 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimePaz Kas. 25 2012, 14:45

Uzun bir arayışın sonunda nihayet kendilerine uygun evi bulmuşlardı.Ama bu yetmiyordu Alexis ve Daphnenin yapması gereken daha bir ton iş vardı.Eşya, gereken elektronik aletler, halılar, perdeler alınacak ve en nihayetinde bu iki tecrübesiz genç kızın yeni evlerini temizlemesi gerekecek. Alexis ve Daphne kendilerine uygun eşyalar aramaya koyuldular.Bütün günlerini sadece gerekli ev eşyalarını aramakla geçirmişlerdi ama ne yazık ki buna rağmen yanlızca bir iki eşya alabilmişlerdi.Çünkü Infinity şehri her ne kadar güzel olsada bir öğrenci için oldukça pahalı bir şehirdi.Kısaca Alexis ve Daphne zevklerine ve ceplerine uygun pek eşya bulamamışlardı.

Her gün okul çıkışı eşye arıyorlardı nitekim bir buçuk haftanın sonunda gereken eşyaları zar zor tamamlamışlardı.Sonunda sıra temizliğe gelmişti.Ellerinde kovalar, temizlik bezleri, deterjanlar ve daha bir sürü temizlik eşyaları inşaatı yeni bitmiş toz içindeki evlerinin eşiğinden içeri korkarak bakıyorlardı.Daha sonra durmalarının manasız olduğunu anlayıp içeri girdiler ve kollarını sıvadılar.Alexis ve Daphne kendilerini tam anlamıyla vererek anca üç günde temizleyebildiler yeni evlerini.Sıra eşyaları yerleştirmekteydi bu işide bitirdiklerinde iki haftalık bir maraton sonucunda yeni bir evleri vardı.Çok seviniyorlardı hem yeni evlerine hem de bundan sonra birlikte yaşayacaklarına...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeCuma Kas. 30 2012, 14:01

Bu yeni ev onu çok mutlu ediyordu. Bu şehirden taşınmasına gerek yoktu artık. Gerçi babası bu yeni ev meselesini pek onaylamıyordu. Çünkü Daphne'nin babası dışardan biraz katı gibi görünse de aslında öyle değildi. Çocuklarını çok seviyordu. Şehir değiştirmeyi o da pek sevmiyordu; ama çocuklarına daha rahat bir hayat sunmak için bunlara katlanmak zorundaydı. Ayrıca çocuklarının da yanından ayrılmasını istemiyordu. Bu yüzden yeni eve pek sıcak bakmıyordu. Ama Daphne ayrılmak istemiyordu bu şehirden. Babasından ve kardeşinden ayrılmak ona da zor gelecekti; fakat buna mecburdu. Sonuçta o bir sihirbazdı ve kedisini tek iyi hissedeceği yerden ayrılamazdı. "Keşke sihirbaz olmasaydım!" diye geçirdi içinden. "O zaman şehir değiştirmek belki daha kolay olurdu benim için." Ama bunların hepsi hayalden başka bir şey değildi.

Ev temizliği ve gereken eşyaları bulmak biraz zamanlarını aldı. Ama hepsini halletmişlerdi işte. Her şey hallolduktan sonra babasına bunları anlatmaya karar verdi Bütün bunları babasından gizli yapmıştı. Eve uzun yoldan gitmeye karar verdi. Böylelikle babasına ne söyleyeceğine karar verebilirdi.

Ne kadar uzatsa da eve en sonunda vardı. Babası evdeki eşyaları yavaş yavaş paketliyordu. Bunu görünce kalbine bir bıçak saplanmış gibi oldu. Babasından ayrılamazdı ki o. Annesinden daha çok seviyordu biricik babasını. Boşandıkları gün babası çocukları istediğinde annesi hiç itiraz etmeden kabul etmişti. Bu yüzde annesine hala kızgındı. Yılda bir iki kez konuşurdu sadece. Babası onu bu düşüncelerden kurtararak: "Bugün erkencisin bakıyorum da güzel kızım. Yoksa babana yardım etmeye mi geldin?"

Gözyaşlarını tutamadı. Son zamanlarda çok mutsuzdu. Her şey üstü üste geliyordu zaten onun için. Aniden "Baba seninle önemli bir konu hakkında konuşmak istiyorum. Ama kızmayacağına söz ver. Çünkü buna biraz kızabilirsin."


En son Daphne Warner tarafından Ptsi Ara. 24 2012, 19:03 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nathan Dwight
Ateş Perisi l Pastane sahibi
Ateş Perisi l Pastane sahibi
Nathan Dwight


Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 30/11/12
Lakap : The Rock

Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeC.tesi Ara. 01 2012, 17:46

Ailesinden en sonunda ayrılmıştı. Bunu hiç hak etmiyordu. Onlardan ayrı nasıl yaşayacaktı bundan sonra? Hiç adil değildi. Bu sihirbazlıktan da perilikten de nefret ediyordu. Hele de sihirbazından. Onu neden bulması gerkiyordu ki? Perisi olmadan yaşayamaz mıydı yani? Çok saçma. Yaşardı elbette. Ama periyle bağlanırsa daha da güçlenirmiş sihirbaz. “Ha güçlenmiş ha güçlenmemiş banane” diye düşünüyordu; ama mecburdu yapmaya. Ailesi zorlamıştı bunun için onu. Aslında ailesinin ondan ayrılmaya hiç niyeti yoktu. Nathan onların tek çocuğuydu ve bu çocuk da onlara çok geç hediye edilmişti. Çocuklarının başına kötü bir şey gelmesinden o kadar çok korkuyorlardı ki. Ama Nathan onlara başına bir şey gelmeyeceği konusunda söz vermişti. Ayrıca neredeyse her gün ailesiyle konuşacağına da söz verdi. Daha bir sürü şey için söz vermek zorunda kaldı.

Dwight ailesi, Warner ailesine bağlıydı. Ailesi ona peri olduklarını söylediğinde çok şaşırmıştı. Nathan böyle doğaüstü şeylere inanmazdı ki. O sadece derslerine odaklanırdı. Şimdi sihirbazını bulacağı zaman okulunu da değiştirmek zorundaydı. Yani sihirbazını bulmak için yapması gereken çok iş vardı. Bunlardan ilki bu sihirbazın nerede yaşadığını bilmiyordu. En iyi seçenek internetten araştırmaktı. Araştırmasını tamamlayınca Warnerların hepsinin toplu halde değil de dağınık halde yaşadıklarını gördü. Bunun hiçte kendisine yardımı dokunmuyordu. Belki de çocuğu olan Warner ailelerini ele almalıydı. Bu iş gerçekten de uzun sürdü; ama Warner ailesinde de pek çocuk yoktu. Kıtlık yaşanılıyordu resmen. En fazla 6 ailede çocuk vardı ve bunların beşi kendi yaşadığı şehre yakındı; fakat bir tanesi uzaktaydı. “İnşallah burası olmaz.” diye geçirdi içinden.

5 şehre de bakmıştı; fakat bunların hiçbirinde bulamadı aradığı sihirbazı.Fakat son şehre sıra geldiğinde burada farklı bir şeyler olacağını hissetmişti. Zaten bir tek de burası kalmıştı. Burada da bulamazsa ne yapacaktı ki? Büyük ihtimal evine geri dönderd. En başında yapması gereken oydu Nathan için. Ama annesine ve babasına söz vermişti. Onu bulması gerekiyordu ya da en azından elinden gelenin en iyisini yapması. Herhangi bir dükkana girerek Warnerların nerede oturduğunu öğrendi. Bu Warnerlar sürekli taşınıyordu. “İnşallah buradan da taşınmamışlardır” diye düşünüyordu.

Evi sora sora en sonunda buldu. Burası bir apartman dairesiydi. 3 katlı bir apartman. Tipik bir apartmandı işte. Hiçbir özelliği yoktu. Warnerların evinin ziline bastıktan birkaç saniye sonra otomatik kapı açıldı. Acaba kaçıncı katta oturuyorlardı? Merdivenleri tek tek ve yavaşça çıktı. Nedense sihirbazıyla tanışmasını geciktirmek istiyordu. İçinde ona karşı bir nefret dalgası oluşmuştu. Çünkü burası ailesinden çok uzaktaydı ve ailesini ancak 2-3 ayda bir ziyaret edebilirdi yeterli parası olmadığından. En sonunda evin bulunduğu kata çıktığında karşısına bir kız çıkmıştı. Bu kızın kim olduğunu çok merak ediyordu. İçine aniden bir sıcaklık yayıldı. Daha önce hiç hissetmediği bir duyguydu bu. Acaba Nathan’ın sihirbazı bu kız mıydı? Merak ediyordu. Kıza: “Merhaba!” dedi. “Ben Daphne ya da Brandon Warner’ı arıyordum.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeC.tesi Ara. 01 2012, 19:35

Alexisin içi içini yiyordu: "Acaba Daphne babasıyla konuştu mu" diye düşündü yeni evlerine bir gözatmaya giderken.İçinden çok güçlü bir his Daphnelere gitmesi gerektiğini hissettiriyordu Alexise.İçindeki hise yenilip Daphnelerin yolunu tutmuştu.Daha önce hiç gitmemişti onlara Daphnenin verdiği adresin aklında kalanıyla bulmaya çalışacaktı evlerini.Oldukça uzaktı Daphnenin evi "Her sabah bu yolu nasıl geliyor bu kız" diye geçirdi içinden.Sonunda bulmuştu apartmanı geriye dairesini bulmak kalmıştı sorunda buydu zaten direyi hatırlamıyordu.Bütün dairelerin zillerine tek tek basarak arayacak hali yoktu onun için bütün dairelerin önünden geçerek Daphneye ait bir şeyler aramaya koyuldu.

Hiçbir dairede Daphneye ait olarak hatırladığı bir eşya yoktu.En üst kat hariç bütün katları gezmişti yanlış apartmana geldiği korkusunu hissetmişti içinde. Etrafta tarife uygun başka bir apartman yoktu bunun için silmişti içinden bu saçma korkuyu.Tam merdivenleri çıkıyordu ki yukarıda açok bir kapı olduğunu farketti kapının ağzında Daphneyi ve onun karşısında tanımadığı bir erkek.Hemen merdivenleri çıktı.Aklında çeşit çeşit soru vardı: "Bu çocuk kimdi?", "Daphneyle ne alakası vardı?", "Neler oluyordu?" Aklında ki bu sorularla soluğu Daphnelerin kapısının önünde almıştı...


En son Alexis Rogers tarafından C.tesi Ara. 22 2012, 17:07 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimePtsi Ara. 03 2012, 18:04

Babasıyla tam da kendisinin bu şehirden taşınmasına gerek olmadığını anlatacaktı ki aniden kapı çalındı. Neden en olmadık zamanlarda zil çalardı ki? Bugün kendini cesaretli hissediyordu ve babasına da bu yeni ev meselesini anlatabileceti işte. Ama ne oldu? Kapı çalındı ve tüm bu cesaret girişimi de yerle bir oldu. Kapıyı açmaya giderken içinden küfürler savuruyordu. “İnşallah iyi bir nedeni vardır. Yoksa elimden çekeceği var.” Diye geçiriyordu içinden kapıyı açarken. Kapıyı açtığında ise bir çocuk belirdi karşısında. Bu kimdi acaba? Çok yakışıklı gözüküyordu ve de son derece tatlıydı. Teni bembeyazdı. Saçları ise koyu kahve tonlarındaydı ve o gözler. Kimse o gözlere dayanamazdı emindi. Sonra kendini topladı aniden. Neler diyordu böyle? Şimdiye kadar hiç erkekler konusunda böyle fikirleri olmamıştı ki. Hiç herhangi bir erkekle de çıkmamıştı o. Kendi başına yeterdi. Bir de ailesi ve arkadaşları tabii. Kim bilir ne istiyordu çocuk kendisinden? Ve aniden çocuk ya Daphne’yi ya da Brandon’ı tanıyıp tanımadığını sormuştu. Ne istiyordu bu çocuk hem kendisinden hem de kardeşinden? Üstelik daha önce hiç görmemişti bu çocuğu buralarda. Herhalde şehir dışından geliyordu.

Ve böyle düşünürken çok fazla beklediğini anladı. Hemen “Daphne’yi ya da Brandon’ı ne yapacaksın?” diye sordu. Hala çocuğa bakıyordu. Gözlerini alamıyordu çocuktan. Allah’ım ne yapıyordu bu kız böyle? Neden bir erkek için böyle şeyler söylüyordu içinden. Kendi kendine küfretti bu sefer. İlk defa böyle şeyler yapıyordu ve hissediyordu. Sonra kendini toplayıp: “Hey sana diyorum. Ne istiyorsun onlardan? Kötü bir şeyler mi yaptılar yoksa? Pek sanmıyorum ama. İkisi de iyi çocuklardır.” “Salak mısın sen? Nasıl böyle potlar kırabilirsin? Şimdi senin Daphne olduğunu anlayacak. Biraz daha dikkatli olsana.” Diye konuşuyordu kendi kendine.

O bunları söylerken arkada tanıdık bir sima gördü. Silueti belli oluyordu sadece; fakat Daphne nerede olursa olsun bu insanı her zaman tanıyabilirdi. Bu Alexis’ti. Neden gelmişti ki buraya? Acaba babasıyla konuşmasına yardım etmek için miydi geliş sebebi? Ama şansa bak ki henüz babasıyla konuşamamıştı. Şimdi bir de bu çocuk çıkmıştı karşısına. Neler oluyordu böyle? En olaylı günlerinden birini yaşıyordu ve yaşamaya da devam edecekti bu gidişle. Ayrıca çocuk da hala neden buraya geldiğini ve kendisinden ve kardeşinden de ne istediğini söylememişti. Tam bunları düşünürken babası yanına geldi ve “Bu genç çocuk da kim? Ayrıca Alexis’in burada ne işi var” dedi.


En son Daphne Warner tarafından Çarş. Ara. 26 2012, 14:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nathan Dwight
Ateş Perisi l Pastane sahibi
Ateş Perisi l Pastane sahibi
Nathan Dwight


Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 30/11/12
Lakap : The Rock

Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimePerş. Ara. 06 2012, 13:19

Bu kızda garip bir şeyler vardı sanki. Çok fevri davranıyordu Nathan’a karşı. En azından duruşundan bunu anladı. Kız Daphne’yi ya da Brandon’ı ne yapacağını sormuştu. Sahi ne yapacaktı onları? “Keşke buraya hiç gelmeseydim!” dedi içinden. Sihirbazını niye arıyordu ki zaten? Başına bir bela alacaktı sonuçta. Sürekli ona dikkat etmesi gerekiyordu. Onu koruması gerekiyordu. En azından Nathan’a göre perilik grevi bundan ibaretti. Tam manasıyla bir bebek bakıcılığı. Kız daha sonra ona bu iki kardeşin iyi çocuklar olduğunu mu söylemişti? Bunu kendisi görmeden inanmazdı. Başkalarına inanmamayı çok uzun zaman önce anlamıştı. Hiçbir şekilde artık aşık olamazdı. Kalp acısı yaşamıştı zamanında. Hem de en yakın arkadaşıyla sevgilisini öpüşürken görmüştü. Nathan’a durumu izah etmeye çalışmışlardı; fakat durumu gördükten sonra neresini dinleyecekti bunun? Bu olaydan sonra onlara daha nasıl inanacaktı ki? İkisine de çok güveniyordu. Peki onlar ne yapmışlardı? Zavallı Nathan’ın arkasından bıçaklamışlardı ve üstüne üstlük Nathan’ı da derinden yaralamışlardı. Bu yüzden bir daha kızları hayatına sokmamayı aklının bir köşesine not düştü. Sadece mesafeli bir şekilde arkadaş olacaktı o kadar. Yani ders dışında konuşmayacaklardı. Nathan’ın dersleri şimdiye kadar hep pekiyiydi. Son derece güze notları vardı. Bu yüzden hocaları Nathan’ı çok severlerdi. Sadece derslerinden dolayı değil davranışlarından dolayı da örnek bir insan olduğunu düşünürlerdi. Sonuçta serseri bir çocuk değildi, ayrıca herkesle mesafeliydi ki bu da Nathan’ın işine geliyordu. Çünkü artık kimseye güvenemiyordu ve insanlardan da uzakta durmak onu rahatlatıyordu. Yalnızlığa alışmıştı uzun zaman önce. Bu yüzden de kardeşi olmasa a sorun değildi onun iççin. Annesi ve babası yetiyordu ona.

Neyse ki bu derin düşüncelerinden sıyrıldı ve içine yine bir sıcaklık doldu. Bu sıcaklık neyin nesiydi böyle? Şimdiye kadar duymadığı bir histi bu. Cevabını daha sonra bulacağına dair kafasına not etti bunu. Şimdi bunun sırası değildi çünkü ve karşısındaki kızdan sihirbazının kim olduğunu öğrenmeye çalışacaktı. Sonra aniden bir adam kapıda belirdi. Şimdi de bu adam mı çıkmıştı karşısına? Burada neler olduğunu soruyordu. Ve de adını bilmediği bir kızın adını söylüyordu: Alexis. Alexis mi? O da kimdi? Bir de burada ne aradığını sormuştu değil mi? Sonra baba- kızın kilitlendiği noktaya bakınca arkasında başka birinin daha olduğunu o zaman anladı. Bu bir kızdı. Bir kız daha, ha? Gerçi bu kızın aradığı sihirbaz olma olasılığı düşüktü. Çünkü adının Alexis olduğu kulağına çalınmıştı. Ayrıca kız da bir kendisine bakıyor bir kapıdaki kıza bakıyordu. Heralde neler olduğunu anlamaya çalışıyordu Artık bu beklemelerden sıkılan Nathan hemen açıklamaya koyuldu: “Ben sihirbazımı arıyorum da ondan sormuştum güzelim.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeC.tesi Ara. 22 2012, 17:06

Ortalık karmakarışıktı. Kapının ağzındaki çocuk kimdi? Alexisisn kafasında bunun gibi binlerce soru vardı. Bahsedilen kıyametin birazdan kopacağını düşünüp güldü içinden Alexis.

O çocuk ne demişti? Evet evet o çocuk sihirbazını aradığını söylemişti. Alexis bu çocuğun Daphnenin perisi olabileceğini düşünmüştü. Sonra içinden: "Of! Ne yapacağız şimdi? Ortalık mağfoldu of! Of! Neyse şimdi sakin olup Daphneye yardım etmeliyim yoksa her şey birbirine girecek" dedi. Sonra ortamı yatıştırmak için Daphneye müsait olup olmadıklarını sonra da içeri girip giremiyeceklerini sordu ve birlikte içeri girdiler. İlk olarak Alexis çocuğa kim olduğunu ve ne istediğini sordu. Çocuğun ismi Nathanmış ve tam da Alexisin tahmin ettiği gibi Daphnenin perisiymiş. Bu sorunun bir kısmı çözülmüştü. Ancak yeni ev sorunu devam ediyordu ve bunu tanımadıkları birisinin yanında konuşamazlardı. Yani Nathanı burdan göndermesi gerekiyordu. Küçük sahte bir öksürüğün ardından Daphneye: " Çok susadım bana mutfağın yerini gösterirmisin?" diye sordu. Daphne Alexisin bir şey ima etmeye çalıştığını anladı ve birlikte mutfağa gittiler. Alexis: " Sana yardım etmeye geldim, babana her şeyi birlikte söylememiz gerektiğini düşündüm ama Önce o Nathan denen çocuğu göndermeliyiz." dedi. Daphne panik halindeydi ve hiçbir şey söylemeden yalnızca kafasını sallayarak Alexisi onayladı sonra birlikte içeri gittiler. Nathana; ona yardım edeceklerini ancak şimdi gitmesi gerektiğini nazikçe söylediler.

Nathanı uğurladıktan sonra Alexis "Nasılsınız?" diye Daphnenin babasına bir soru yönelterek konuşmayı başlatmıştı. Daphnenin babası iyi olduğunu ve Alexisin bu ziyaretini neye borçlu olduklarını sordu. Alexis gülerek: " Sizinle konuşmak istediğim daha doğrusu istediğimiz bir konu var." dedi. Daphnenin babası: "Tamam sizi dinliyorum." dedi. Sonra Daphne bu şehirden, bu düzenden ve Alexisten ayrılmak istemediğini söyledi. Alexiste: "Bende den ayrılmak istemiyorum ve biz yeni bir ev tuttuk." dedi. Daphnenin babası şaşkın gözlerle Daphne ve Alexise bakınıyordu. Söz sırası Daphnedeydi ve Alexis Daphnenin ne söyleyeceğini çok merak ediyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeCuma Ara. 28 2012, 14:18

Bu çocuk sihirbazını mı arıyordu? O an kalbi heyecanla atmaya başlamıştı. Babasından duyduğu o peri masallarını hatırladı birden. Daha doğrusu hikayeydi onlar. Babasının başından da bu tür şeyler geçmişti. Warner ailesinde kendisinden başka kimin sihirbaz olduğunu merak ediyordu. Bir tek kendisi vardı; ama bu sihirbazlık da bir varisten diğerine geçmez miydi? Sonunda sihirbazlar cadı ya da büyücülerle anlaşarak bu geleneği sürdürüyorlardı. Peki kendi sihirbazlığı kimden geçmişti ki kendisine? Yoksa çok küçükken bir cadı ya da sihirbaz tarafından sahip olduğu özel güçlerle mi bahşedilmişti? Bunu daha sonra sorması gerekiyordu babasına. Çünkü bu sihirbazlığın nereden kendisine geldiğini bilmezse geçmişinin de yarısını bilmiyor gibi hissedecekti. Ayrıca hatırladığı kadarıyla ne annesi ne babası ne de erkek kardeşi bu özel güçlere sahipti yani sihirbazdı. Ama kendisinde bu yetenek vardı işte. Sonra tekrardan peri hikayelerine dönmüştü. Eğer o hikayeler doğruysa periler sihirbazları korumak için yaratılmış canlılardı. Özel mirai denen taşlarla. Her perinin kendine özgü bir mirai taşı vardı ve o yok olursa taşa bağlı olan peri de hayata gözlerini yumuyordu. İnşallah Daphne’nin perisinin başına da böyle korkunç bir şey gelmezdi.

Onu bu derin düşüncelerden kurtaran Alexis oldu. Nasıl da unutmuştu içeri davet etmeyi? Tam bir kabalıktı bu durum. Hem Nathan’ı hem de Alexis’i içeriye davet ederek babasına da “Sana her şeyi açıklayacağım baba. Ama önce içeriye girmemiz gerekiyor” demişti. Babası her ne kadar kızgın görünse de bu duruma karşılık olarak “Tamam” diyebilmişti sadece. Alexis Daphne soramadan çocuğa birtakım sorular sormuştu. Çocuğun adı Nathan’mış. Ne kadar güzel! Acaba kendi perisi olabilir miydi bu karşısındaki çocuk? Çok merak ediyordu ve çocuğa sordu. “Büyük ihtimal benim perimsin. Çünkü bu ailede bildiğim kadarıyla benden başka kimsenin özel güçleri yok yani sihirbaz değil. Bir tek ben sihirbazım.” demişti. Çocuk kendisine soran gözlerle bakıyordu. Ama Daphne o gözlere biraz daha derinlemesine bakınca aslında çocuğun hem tiksindiğini hem de sinirlendiğini görebiliyordu. Neden böyle bir şey yapıyordu ki? Daphne Nathan denen çocuğa hiçbir şey yapmamıştı oysaki. Durduk yerde bu tiksinme ve kızgınlık da neyin nesiydi? İçine bir anda ürperti doldu. Çocuğun gözleri buz gibi keskin bakışlarla Daphne’ye odaklanmıştı. Başka kimseye bakmıyordu o gözler. O gözler biraz olsun sıcak baksa Daphne kaybolabilirdi ve içten içe eriyebilirdi; ama çocuk resmen tam tersini yapıyordu Daphne’nin kendisinden nefret etmesini istermiş gibi.

Alexis aniden öksürdü ve Daphne’den mutfağın yerini göstermesini istemişti. Bunun ne anlama geldiğini biliyordu Daphne. Anlaşılan kendisine önemli bir şeyler söyleyecekti Alexis. Birlikte mutfağa girdiklerinde Alexis ona Nathan’ı yollamaları gerektiğini söylemişti. Ama Daphne onun hemen gitmesini istemiyordu ki? Biraz daha kalmasını ve onun hakkındaki her şeyi öğrenmek istiyordu. Kendisini koruyacak kişinin ve bağlanacağı kişinin kim olduğunu öğrenmek istiyordu. Sonuçta bağlandıklarında her şeylerinden haberdar olacaklardı. Üzüldüklerinde ya da sevindiklerinde hep haberdar olacaklardı birbirlerinden. Aslında buna sevinmişti Daphne. Şimdiye kadar hiç yakın erkek arkadaşı olmamıştı. Erkek manasında da normal arkadaş manasında da. O hep kızlarla takılmıştı. Hani erkeklerle de konuşurdu; ama hiç yakı olmamıştı hiçbiriyle. Ama şimdi eline bir fırsat geçecekti işte. Neyse bunları düşünmenin zamanı değildi şimdilik. Daha büyük sorunları vardı bugün. Her şey üst üste geliyordu ayrıca. Öncelikle babasından izni koparabilmeliydi burada yaşamak için yani bu şehirde. Şu an ise karşısında Alexis vardı ve ona ne cevap vereceğini bilemiyordu; ama Nathan’ı göndermesi de gerekiyordu en azından şimdilik. Çocuğun ailevi olayları girmesini şahsen istemiyordu. Yoksa çok utanacağını biliyordu. Hatta Daphne kendisinden bile nefret edebilirdi yani.

Daphne ve Alexis salona döndükten sonra Nathan’ı bir köşeye çekerek: “Üzgünüm; ama şimdi gitmen gerekiyor. Birtakım ailevi sorunları halletmeye çalışıyoruz da. Arkadaşım o yüzden geldi bana yardım etmeye. Ama akşam 5 gibi senine bir yerde buluşarak konuşabiliriz. İstersen tabi Çünkü zira bu konumda konuşabileceğimizi pek sanmıyorum.” Dedikten sonra çocuğu evden kovar gibi kapı dışarı postaladı. Babası ise bu durum karşısında Daphne’ye çok garip bir şekilde bakıyordu. Daphne babasına karşı gülümsemeye çalışarak tam bir şeyler diyecekti ki Alexis yine imdadına yetişmişti. Bu kızı çok seviyordu işte. Onun en yakın arkadaşı değildi boşuna. Birlikte çok iyi vakit geçiriyorlardı. Ama son zamanlarda biraz strese girmişti ikisi de Daphne’nin babası yüzünden. Çünkü Daphne’nin babası David olayı nasıl karşılayacaktı bilemiyorlardı. Aslında Daphne’nin biraz fikri vardı bu konuda. Babası kesin köpürecekti sinirden ve hemen buradan taşınacaklardı; ama bir şekilde babasını ikna etmeleri gerekiyordu.

Alexis sözlerini bitirdikten sonra Daphne devam etti. Babasının gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Hatta birazdan köpüreceğini biliyordu Daphne ve bu yüzden sözlerine hızlı bir şekilde devam etti. “Evet baba Alexis doğruyu söylüyor. Biliyorum şu an bana kızgınsın arkandan iş çevirdiğim için. Ama buna mecburum baba. Ben buradan ayrılmak istemiyorum. Burayı çok seviyorum. Arkadaşlarımdan da ayrılmak istemiyorum ayrıca. Sizden ayrılmak benim için de zor olacak; ama burası kendimi özgür hissettiğim tek yer. Bu okulda kendim gibi sihirbaz olan arkadaşlarla tanıştım. Yine biz sihirbazlar için özel dersler veriliyor. Burada kendimi çok rahat geliştirebilirim. Eğer kendimi geliştiremezsem bu gücün ne anlamı olur ki benim içim? Evet bu gücü bende hiç istemiyorum; ama bir kere bana bahşedildi zaten. Bundan sonrasında ise o gücü geliştirip iyi yönde kullanmak istiyorum.” David bu sözleri duyduktan sonra Daphne’ye doğru ilerleyerek kızını sıkı bir şekilde sarmaladı. O da hiç kızından ayrılmak istemiyordu; ama kızı son derece doğruyu söylüyordu. Ondan ayrılmak ne kadar zor olacaktı az çok kestirebiliyordu. Ağlamak istedi kızından ayrılacağı için. Ama yapamazdı. Aslında o sert görüntünün altında gerçekte duygusal bir adam olduğunu gösteremezdi kızını. Yoksa kızı ne düşünürdü hakkında? David istemeyerek de olsa kızının burada kalmasının en doğrusu olacağını biliyordu. Bu yüzden kızına: “Tamam burada kalmana izin vereceğim; ama bazı şartlarım olacak. Öncelikle beni her gün arayacaksın iyi olup olmadığın konusunda. Ardından Nathan ile konuşup onunda seni kesinlikle koruyacağına emin olmam gerek. Ayrıca bir an önce Nathan ile bağlanman gerek. Sonuçta çocuk seni gözetip koruyamaz. Onun da özel bir hayatı var neticede. Böylelikle ne zaman yanında olması gerektiğini bilir çocuk. En son olarak da Alexis’e emanet ediyorum seni ve Alexis sen de her gün arayacaksın beni Daphne için. Tamam mı?”

Babası bu sözleri sarf ettikten sonra Daphne gözyaşlarına hakim olamadı. Babasından gerçekten de ayrılacaktı şimdi. Buna nasıl dayanacaktı ki? Şimdiye kadar babası ve kardeşi yanında olmuştu; ama şimdi Daphne her istediğinde gelemezlerdi yanına. Sessiz gözyaşları hıçkırıklara dönüşmüştü. Kendisine hakim olamıyordu. Olmak da istemiyordu zaten. Sadece amaçsızca ağlamak istiyordu. Başka hiçbir şeyi istemiyordu. Alexis ve babası yanında olmasına rağmen hiç utanmadan ağlıyordu. Bu gözyaşları arasında babasına az öncekinden daha da sıkı sarılarak onu çok sevdiğini söyledi. Bu sefer babası da gözyaşlarına hakim olamamıştı. O da ağlamaya başlamıştı işte.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nathan Dwight
Ateş Perisi l Pastane sahibi
Ateş Perisi l Pastane sahibi
Nathan Dwight


Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 30/11/12
Lakap : The Rock

Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeCuma Ara. 28 2012, 14:49

En sonunda eve davet edebilmişlerdi ev sahipleri. Arkasındaki kız Alexis mi nedir söylemese içeriye davet etmeye niyeti yoktu anlaşılan sarı saçlı kızın. İçeri girdiklerinde eşyaların bir kısmının kutularda olduğunu görmüştü. Anlaşılan bu evden taşınıyordu Warner ailesi ve neyse ki Nathan da onlar gitmeden yetişebilmişti onlara. Koltuklardan birine oturduğunda kızın kapıda söyledikleri gelmişti aklına. “Sana daha sonra anlatacağım.” Neyi anlatacaktı ki babasına? Büyük ihtimal önemli bir konuydu. Öyle olmasa kız endişeli gözükmezdi. Hiç beklemediği bir anda Alexis denen kız ona birtakım sorular sormuştu. Mesela “Adın ne? Niye buraya gedin?” gibi. Nathan istemeyerek de olsa kendisini açıklama gereği duydu ve “Az önce de söylediğim gibi Daphne ya da Brandon Warner’ı arıyorum. Adım Nathan. Her ikisinden birinin benim sihirbazım olma ihtimali var. Çünkü ben bir periyim.” demişti sadece. Bundan sonrasını açıklama gereği duymadı. Zaten sihirbazıyla daha sonra bu konuların üstesinden geçecekti bir kez olsun. Sonuçta birbirleri hakkında bir şeyler öğrenmek zorundaydılar. Yoksa diğer türlü Nathan onu koruyamazdı ki! İçinden Brandon’ın sihirbazı olduğunu diliyordu; ama sonra aniden Daphne’nin sözleriyle şoke olmuştu. Brandon onun sihirbazı değildi. Tam aksine onun sihirbazı Daphne denen bu kızdı. İnanamıyordu bu olanlara. Bu kızla nasıl anlaşacaktı ki? Kızlarla konuşmak dahi istemeyen bir adamla çok konuşkan bir kız. Ne süper bir ikili değil mi? Ayrıca birbirlerine de çok yakışıyorlardı hani. Biri nefret dolu gözlerle bakarken diğeri hiçbir şeyi umursamazmış gibi sevecen bir tavır takınırdı. Kızdan hem tiksiniyor hem de sinirleniyordu ona karşı. Kız gülümsüyordu sanki Nathan ile alay edermiş gibi. “İşte karşındayım. Seni öyle bir süründüreceğim ki” der gibi bakıyordu sanki.

Aklından bu düşünceleri uzaklaştırmaya çalışıyordu. Gözleri sürekli Daphne’yi inceliyordu; fakat bakıları son derece soğuktu. Kıza olabildiğince soğuk davranarak aralarındaki mesafeyi şimdiden belirtmek istiyordu. Asla yakın arkadaş olamazlardı ya da sevgili. Bu inci düşünceden o kadar nefret ediyordu ki! İçine kusma hissi dolmuştu. Bir süre sonra Daphne ve Alexis mutfağa gitmişlerdi. O sırada Daphne’nin babasına kaydı gözleri. Adam sinirli bir şekilde Nathan’a bakıyordu. Nathan çarpık bir gülümseme takınarak: “Nasılsınız efendim” dedi. Daphne’nin babası ise: “Her şey açıklığa kavuştuğu zaman iyi olacağım. Ama şu anı soruyorsan eğer sinirli olduğumu pek ala görüyorsun.” Nathan daha fazla konuşma cesareti gösterememişti. Hemen gözlerini adamdan kaçırarak yerdeki halıya odaklanmıştı. Bir türlü zaman geçmek bilmiyordu onun için. Daphne ile Alexis mutfaktan dönene kadar sanki bir asır geçmişti. Hala kızgın ve nefret dolu bakışlarla Daphne’ye bakıyordu Nathan. Daphne hemen onun kolunu tutarak bir köşeye götürmüştü. Nathan bu kol tutma karşısında afallamıştı biraz. Hiçbir kız şimdiye kadar ona dokunma cesareti gösterememişti. Bu durum Nathan’ın daha da sinirlenmesine neden olmuştu. Bu kızla nasıl vakit geçirecekti ki? Bu kız sürekli kendisini sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyordu. Hem de ilk defa karşılaşmalarına rağmen. Daphne ona bir şeyler söylediğinde soran gözlerle kıza baktı. Bu da ne demek oluyordu şimdi? Kız resmen ona açık bir teklif olarak evden gitmesini istiyordu. Daha hiçbir şey konuşamamışken. Üstelik bir de kolundan tutmaya devam ediyordu. Nathan odada kimin olduğuna bakmaksızın kolunu sertçe kızın elinden kurtardı ve “Seni bekleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Seni bekleyemem. Benim de kendime göre birtakım işlerim var. Sana bağlı olacağım yakında; ama o kadar da yakın olmayacağız. Bunu aklından çıkarma tamam mı? Ayrıca konuşacağımız şeyler var elbette; ama günü ben belirlerim.” demişti ve Daphne’ye bakmadan evden çıkıp gitti. Babası Nathan hakkında ne düşünüyorsa düşünsündü. Umurunda değildi Nathan’ın. O sinirle hemen evine giderek bulabildiği ne varsa eline geçirip fırlatmıştı yere. Ne olursa olsundu? İsterse kırılsın eşyalar umurunda değildi hiçbiri. Çünkü bu kıza olan hıncını neyden çıkaracağını bilmiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeC.tesi Ara. 29 2012, 20:34

Alexis bu durumu sona erdirmek için Daphnenin babasına konuyu anlatmaya başlamıştı. Kısa bir süre konuştuktan sonra sustu ve Daphnenin konuşmasını bekledi. Daphnenin babası oldukça şaşkın ve birzda kızgın gözlerle Alexise bakıyordu.

Daphne konuşma sırasının kendisinde olduğunu anladı ve konuşmaya başladı. David şaşkın ve kızgın gözlerini Daphneye çevirdi. Daphne babası ona bakınca konuşmaya biraz çekindi ama bu konuşmayı yapmak zorundaydı Alexisin söylediklerinin ardından "şaka yaptık" diyecek hali yoktu heralde. Hemde burda kalmak istiyorsa bunu yapmalıydı. Bunun için hiç temposunu bozmadan konuşmaya devam etti. Daphne kendisini konuşmaya çok kaptırmıştı. Uzun bir konuşmanın ardından Daphne konuşmasını bitirmişti ve Alexise göre ikna için oldukça başarılı bir konuşmaydı. Alexis Daphneyle birlikte Davidin ilk tepkisini beklemeye başlamıştı. Kısa süren bir bakışmanın ardından David yerinden kalkıp Daphneyi sıkıca sarmaladı. Daphne gözünden dökülen yaşlara hakim olamıyordu. David her ne kadar kendine göre daha küçük olan kızından ayrılmak istemesede küçük kızı haklıydı. O burda bir düzen oturtmuştu ve bu düzeni devam ettirmek Daphnenin en doğal hakkıydı. David kızını Alexise ve Nathana emanet etmişti. Alexisin ve Daphnenin her gün kendisini aramasını istiyordu merak ederdi çünkü. Alexis oldukça güçlü bir kızdı şu ana kadar ağladığı pek görülmemişti. Hatta anne ve babası öldüğünde bile ağladığını kimse görmemişti. Ama bu baba ve kızın ayrılması onu çok etkilemişti. Gereğinden fazla sarsılmıştı Alexis nedenini kendiside bilmiyordu ama baba ve kızın ayrılığı... Bu bu çok acıydı veya ona öyle geliyordu daha önce yaşamıştı çünkü bunu. Kendine gelmesi çok uzun zaman almıştı ona sahip çıkan bir akrabasıda yoktu zaten. Yıllarca öyle yurttan yurda savrulup durmuştu. Bir düzen uyduramamıştı kendisine şimdiye kadar. Her ne kadar bir kızın babasından ayrılmak zorunda olması ona çok acı gelsede düzeninden vazgeçemezdi.

Nihayet bu karışıklık bir son bulmuştu. Daphnenin babası her şeyi biliyordu artık içleri rahattı. Bu karmaşanın ardından Alexis çok yorulduğunu ve eve gitmek istediğini söyledi.Kapıda Daphneye sıkıca sarıldı Alexis ve ardından el sallayarak merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Apartmandan dışarı çıktı istikamet yeni evleriydi. Yaklaşık yarım saat sonra eşyaları biraz yarım olan öğrenci evine varmıştı. Bu uzun gecenin ardından kendine büyük bir fincan kahve yaptı. Bir öğrenci evinde olabilecek kadar rahat olan bir koltuğa uzandı ve geçirdiği bu uzun geceyi düşünmeye başladı. Gecenin başında bu karmaşanın hiç bitmyeceğini düşünmüştü. Ama nihayet bitmişti...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ev Telaşı Empty
MesajKonu: Geri: Ev Telaşı   Ev Telaşı Icon_minitimeC.tesi Ara. 29 2012, 21:21

Ağlamak… Pek Daphne’nin yaptığı bir şey değildi; ama son zamanlarda bu gözyaşları sık sık akmaya başlamıştı gözlerinden. Keşke babası ve kardeşi de burada kalsalardı sonsuza kadar onunla. Ama mümkün değildi tabii. İkisi de gitmek zorundaydı. En azından kardeşi burada kalabilirdi; fakat babaları bu sefer buna dayanamazdı heralde. O yüzden bir şey diyemezdi Daphne bu konu hakkında. Artık ağlamaması gerekiyordu. Toparlanması gerekiyordu. Zira yoksa David izin vermeyecekti kızının burada kalmasına. Kendini keşfetmesi için Daphne burada kalmalıydı ve ufak tefek fedakarlıklar da yapılması lazımdı sonuçta. Alexis’in yanında ağıyordu bir de. Önemi yoktu bunun. Sonuçta Alexis en yakın arkadaşıydı ve bunları görse de bir şey olmazdı. O da ailedendi değil mi? Babasının kollarından kurtulduğunda artık ağlamıyordu. Kendini daha iyi hissediyordu. Babasını her gün arayacaktı tabiki de. Onunla her gün hasret giderecekti. Ailesinin olmamasındansa ailesin olup uzaklarda olması umurunda değildi. En azından hayattaydılar ve onları istediği an görmeye gidebilirdi. Ayrıca internetten de görüntülü konuşma yapabilirlerdi; ama ya ailesi hayatta olmayanlar. Onlar ne yapacaktı? Mesela Alexis’in ailesi yoktu hayatta ve küçük yaşından beri kimsesizliği çok yakından tanımıştı. Ama artık böyle bir yalnızlık çekmeyecekti. Çünkü yanında Daphne vardı. Her şeyi birlikte yapacaklardı. Bunun için seviniyordu Daphne. Her zaman birbirlerinin yanında olacaklardı. Haftanın her günü farklı bir yemek gecesi düzenleyeceklerdi. Bunların planını bir an önce yapmalıydı. Ayrıca haftada 1-2 gün de dışarı çıksalar fena olmazdı hani. Uğrak yerler ayarlamalıydı. Yapılacak çok iş vardı daha. Bunları sırasıyla halledebilirlerdi. Sorun yoktu bunda. Nasıl olsa kendisi organizasyon konusunda son derece yetenekliydi. Daha önceki okulunda bir sürü organizasyon düzenlemişti. Hem de mezuniyet balosu gibi organizasyonlar. O yüzden bu yeni evdeki yapacaklarını da planlamak çocuk oyuncağıydı.

Sessizliği bozan Alexis oldu. Bu kız da kendisine benzemeye başlıyordu yavaş yavaş. İlk karşılaştıklarında pek konuşkan biri sayılmazdı Alexis; ama o ilk güne göre şimdi çok rahat konuşabiliyordu. Daphne bundan son derece memnundu. Diğer yandan babasına her şeyi açıklamak da onun içine su serpmişti. Bütün sorunlar belki de geldiği gibi çabucak gidebilirdi. Aniden Alexis gitmek istediğini söylemişti. Keşke bu kadar erkenden gitmeseydi! Biraz daha kalmasını istiyordu onun. Oysaki gitmekte ısrar etmişti. Daphne de fazla üstelemedi bunun üzerine. Alexis ile birbirlerine sıkıca sarıldıktan sonra Alexis gitmişti. Babasıyla evde yalnız kalmışlardı. Brandon da henüz gelmemişti eve; ama gelir gelmez ona da söyleyecekti bu mutlu haberi. Gerçi biraz kıskanabiirdi ablasını küçük Brandon; ama babasıyla seyahat etmek ona daha cazip gelebilirdi belki de. Babasına teşekkür ederek bir kez daha boynuna sarılmıştı. Babası da ona. Çok mutluydu artık. Stresten biraz da olsa kurtulmuştu. Babasına: “Baba ben odama gidip eşyalarımı toplamalıyım. Her şey için çok teşekür ederim gerçekten de. İzin verdiğin için, anlayışlı davrandığın için ve çok kızmadığın için.” Dikten sonra odasına doğru yol aldı. Babası onun arkasından gülümsüyordu; ama o gözlerin içinde hüzün de vardı aynı zamanda. Maalesef Daphne bunun farkında dahi değildi. Hemen odasına gitmişti çünkü. Odasına girer girmez de hemen eşyalarını toplamaya başladı. Bir yandan da pencereden dışarı bakıyordu. Yarın acaba hava güzel olacak mıydı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ev Telaşı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Arşiv-
Buraya geçin: