Uzun Bir Gece Mm-3_zps38d4803f
Uzun Bir Gece Mm-3_zps38d4803f
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Uzun Bir Gece

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Uzun Bir Gece Empty
MesajKonu: Uzun Bir Gece   Uzun Bir Gece Icon_minitimeC.tesi Nis. 06 2013, 16:56

Gece gördüğü rüyayı hala unutamıyordu. Etraf çok karanlıktı. Göz gözü göremeyecek kadar çok.. Karanlığın tam ortasında da bedeni ayakta dikiliyordu. Elleri ve ayakları zincirlenmişti. Her hareket ettiğinde bu zincirler çıplak bedenine batıyorlardı. Sanki bu zincirlere büyü yapılmıştı. Çünkü her hareket etmeye çalıştığında zincirler bir öncekineden daha çok sıkmaya başlıyordu bedenini. Dayanamayak bir hale geldiğinde hareket etmekten de vazgeçmişti. Bağırmanın belki bir yararı olur diye düşünerek sesini sonuna kadar kullanarak seslendi etrafına. Belki birileri çıkar gelir de kendisini bu kötü durumdan kurtarırlar diye. Ama maalesef işe yaramamıştı. Etrafında ne bir ses ne de başka bir şey duymuştu. Çok sessizdi. Çıldırma noktasına gelmesine yakın uyandırılmıştı. Neler olduğunu anlamaya çalışırken yanındaki adını bile hatırlamadığı bir erkek onu boynunda öpüyordu. Annabel dün akşam olanları hatırlamaya çalışınca ilerde hiç merak etmeyeceği kişilerden biriyle daha bardan ayrıldığını hatırladı. Geceyi ise hiç bilmediği ve kedine çok yabancı gelen bu evde geçirmişti. Bu erkekle harika vakit geçirmişti; fakat onu da unutulacaklar listesine almıştı bir kere. Hiç umurunda olmayacak birisi daha bu listeye yazılmıştı. Yanındakinden kurtulmak istermişçesine onu kendinden sert bir şekilde uzaklaştırarak banyoya doğru ilerledi. Ilık bir duşun ardından kıyafetlerini üstüne geçirerek çocuğun yüzüne bile bakmadan evden ayrıldı. Yaşadığı zevkin ardından bir erkğin sorularına maruz kalmaktan hoşlanmıyordu. Zaten geceyi birlikte geçirdiği diğer erkeklerde bunu istemiyor muydu sanki? Annabel ise onların işini kolaylaştırıyordu o kadar. Onları bir daha görmeyecekti. Onlar da Annabel’i. Güzel bir döngü vardı aralarında ve devam ettiği yere kadar da gidecekti bu.

Gününü yeni taze bedenler üzerinde harcayabilirdi; fakat buna hiç gerek kalmıyordu ki. Erkekler zaten her zaman Annabel’in peşinden geliyorlardı ve Annabel de hangisini o gece istiyorsa alıyordu. Bu durum belki diğer kızların hoşuna gitmiyordu; ama onları umursayan mı vardı sanki. Hiç kız arkadaşı yoktu zaten. Hatta neredeyse hiçbir arkadaşı. Hep kendine yetmeyi bilmişti ve şimdiye kadar da kimseye ihtiyaç duymamıştı. Gününü dışarda boş boş gezerek geçirmişti; ama kendine gelmesine de yetmişti. Bütün gün dışardaydı akşam da yeni bir bara giderdi büyük ihtimalle. Ama içindeki bir his yüzünden bu akşam dışarda vakit geçirmek istemiyordu. Önsezileri harekete geçmişti her zamanki gibi. Ne zaman başı belaya girecek gibi olsa önsezileri önceden onu uyarırdı. Ama Annabel hiçbir zaman onları dinlemezdi. Belanın içinde ve tehlikede olmayı seviyordu. Belki bu durum çoğu kişi tarafında yadırganabilirdi; ama kimin bir eleştiren arkadaşa ihtiyacı vardı ki. Nadir olarak dinliyordu önsezilerini. Bu gece de dinlemek istiyordu onları; fakat eğlenmeyi de her zamankinden çok ister olmuştu bu gece. Yeni bir bar keşfetmişti ve bu gece de oraya gitmeye karar verdi. Bar bir ara sokaktaydı ve gösterişli bir yer de sayılmazdı. Zaten Annabel de gösterişli yerleri pek sevmezdi. Barın olduğu ara sokağın nerede olduğunu bilmiyordu; fakat yine de oraya yaklaştığını biliyordu. Bir ara sokağa girip barın burada olup olmadığını yokladığında arkasından bazı seslerin geldiğini duydu. Arkasını dönüp de baktığında en az 5 kişiden oluşan bir kalabalık erkek grubu gördü. Diğer dördünü bırakıp sadece tek bir kişide bakışlarını sabitleştirmişti. Birkaç gün önce birlikte olduğu erkeklerden biriydi bu. Neler olduğunu sormaya fırsat bulamadan grubun lideri olan kişi: “Tatlım beni hatırladın mı? Geçen gün benle birlikte olup sonradan da gitmeye kalkmıştın. Biraz daha vakit geçirmek istediğimde ise bana zarar vermeye kalkıp üstüne üstlük bir de kötü laflar etmiştin. O gün elimden kurtulmayı başardın; ama bunu senin yanına bırakıcağımı sanıyorsan yanılıyorsun. İşte bu yüzden benden şimdi de kurtulabilecek misin bakalım? Yakalayın onu çocuklar ve kaçmayacağından da emin olun!”

Diğerleri Annabel’e yaklaşırken o da güçlerini harekete geçirmeye çalışıyordu; fakat işe yaramıyordu bir türlü. Güçleri sanki kendinden uzaklaştırılmıştı. Güçlerini kullanamayınca onlara fiziksel olarak karşılık vermeye çalıştı. Ama bu sefer de 4 erkek tarafından yakalanmıştı. Sıkı bir şekilde tutuluyordu. Hareket dahi edemiyordu. Onu bu duruma getiren erkeğin bir şeyler fısıldadığını duymuştu en son. Daha sonra da gözlerinin kapandığını ve etrafın kararmasını.


En son Annabel Trevino tarafından Perş. Nis. 18 2013, 15:47 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jared/Keiro
Su Perisi
Su Perisi
Jared/Keiro


Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 10/02/13
Yaş : 35
Lakap : Jared

Uzun Bir Gece Empty
MesajKonu: Geri: Uzun Bir Gece   Uzun Bir Gece Icon_minitimeC.tesi Nis. 13 2013, 22:15

Jared antrenman odasından çıktığında yorgunluğunu atmak için direk duşa girdi. Şu sıralar ortam fazlasıyla sessiz ve sakin olduğu için kendini geliştirmeye daha fazla zaman ayırabiliyordu. Oda kendini her zamankinden daha fazla zorluyordu. Amcasının bu kadar zaman hiçbir girişimde bulunmaması onu memnun etmesi gerekirken son derece rahatsız ediyordu. Onun bu kadar sessiz durmasının hayra alamet olmadığını bilecek kadar onu tanıyordu. Bu yüzden fazla huzursuzdu. Fırtına öncesi sessizliği yaşıyor oluşları onu geriyordu. Soğuk suyun altında bedenini yorgunluktan arındırırken muhbirlerini aramanın zamanı geldiğine karar verdi. Koruması gereken iki sihirbaz bir düzine ortak ve hırçın bir sevgilisi vardı.

Ortaklarının korunmaya ihtiyacı yoktu ama arkalarını kollamalıydı. Onlara bu savaşta canlı ihtiyacı vardı ve amcasını en iyi tanıyan kişi kendisi olduğu için yeni ortakları hakkında bir şeyler planladığını iyi biliyordu. Jasper Kıngswell ne planlıyorsa buna engel olmalıydı. Duştan belinde havluyla çıktığında ilk olarak birkaç muhbiri aradı. Ardından bir büyüyle üzerini giyinip silah odasına girdi. Saçlarından akan su damlalarının siyah gömleğini ıslatıyor oluşunu önemsemeyerek silahlarını temizleyip mermilerini kontrol etti. Bu akşam işe çıkmalıydı. Tarafsız olsa da bir tarafta yer alıyordu. Amcasının karşısındaydı bu da dolaylı yoldan caitlyn’in yanında olduğu anlamına geliyordu. Gelen telefonla istediği bilgileri almış olmanın verdiği rahatlıkla gülümsedi. Telefonu kapatır kapatmaz silahlarını kuşanıp bir büyü mırıldandı.

Söylendiği yere geldiğinde hissettiği perilerle gözleri tehlike parıltılarıyla dolarken yüzünde tehditkar gülümsemesiyle '' Şeytanınız bol olsun beyler…'' dedi. Onu gören perilerin savaş pozisyonu almasıyla kahkaha atarak '' Ah hadi ama azrailinize bir hoş geldin demek yok mu? Çok ayıp'' dedikten sonra ortalık karışmıştı. Etraf peri cesetleriyle dolduğunda yerde yatan sihirbaz dikkatini çekti. Ağır adımlarla ona yaklaşıp nabzını kontrol etti. Kız yaşıyordu. Anlaşılan eğlencelerini bölmüştü ya da işlerini. Bir büyü mırıldanıp kızın uyanmasını bekledi. Kız gözlerini açtığında soğuk bir gülümsemeyle '' Günaydın uykucu güzel sonunda kendine gelebildin.'' Diyerek ayağa kalktı. Elini uzatıp kızında kalkmasına yardım etti. Gözlerini onun gözlerine dikerek '' Neye bulaştığın ya da nerede olduğun hakkında bir fikrin var mı?'' diye sorduğu esnada etraflarının başka periler tarafından sarılmasıyla '' Tamam konuşmamıza kısa bir ara verelim. Arkamda kal ve sakın kıpırdama'' dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Uzun Bir Gece Empty
MesajKonu: Geri: Uzun Bir Gece   Uzun Bir Gece Icon_minitimePaz Nis. 14 2013, 22:34

Karanlığa varmadan önce perilerin onu yakalamasını ve grup lideri olan perinin sözlerini hayal meyal hatırlıyordu. Perinin neden böyle bir şey yaptığını bilemiyordu. Sonuçta bir daha karşılaşmayacaklardı. Bu yüzden neden şimdi onu yakalatıp kötü bir şeyler yapmak istiyordu ki? Annabel her erkeğe yaptığını ona da yapmıştı. Önce gereken özeni göstermiş ve işi bittikten sonra da bir şey demeden gidecekti. Fakat bu peri onu kolundan yakalayınca maalesef tam tersi olmuştu. Perinin elinden kurtulmaya çalışmıştı, peri ise Annabel hareket ettikçe daha üstüne giderek onu köşeye sıkıştırmıştı en sonunda. Annabel periden kurtulmak adına vücudundaki adrenalin patlamasıyla onu olabildiğince geriye ittirmişti. Peri yere dşmüş ve Annabel de bu fırsattan istifade ederek hem oradan sıvışmıştı hem de periye kötü lafar etmeyi ihmal etmemişti. O gün olanları ilerleyen günlerde unutmaya çalışmıştı. Unutmuştu da taa ki bugün o periyle tekrar karşılaşana kadar. Bu perinin böyle bir şey yapacağını hiç sanmıyordu. Büyük ihtimalle peri ya oldukça piskopattı ya da karanlığın ele geçirdiği bedenlerden biriydi. Annabel henüz çok genç olabilirdi; fakat çalıştığı yerler itibariyle insanları az çok tanımıştı. Karşısına kötü insanlar da çıkmıştı iyi insanlar da. Ve bu piskopat peri de kötü biri olduğu her halinden belliydi. Gözlerindeki kötülüğü görebiliyordu. Karanlığa gömülmeden önce de gördüğü en son şey bu karanlık gözlerdi zaten.

Uyandığında ise kendini hiç bilmediği bir yerde bulmuştu. Gözlerini kırpıştırıp soğuk zemini teninde hissettiğinde kendine hakim olamayarak ürpermişti. Etrafa göz gezdirdiğinde Annabel’i kaçıran perilerin yerde hareketsiz yattıklarını gördü Bu olaylara neden olan kişiyi aramaya koyulduğunda onu bu dertten kurtaracak olan sesi duymuştu. Kendisine uykucu güzel denilmesinden pek hoşlanmasa da onu bu durumdan kurtaran kişiye zoraki bir gülümsemeyle teşekkür etti. Zira bu sert cevabı hiç mi hiç hak etmiyordu. Adını bilmediği kişinin yardım elini tutarak ayağa kalktığında giysisinde toz var mı yok mu diye bakmaya koyulmuştu. Yine de her ihtimale karşılık üstünü silkeledikten sonra yanındaki genç adama dikkatini vererek onu dinledi.

“Aslında pek bir bilgim yok. Öldürdüğün perilerden sadece birini daha önceden görmüşlüğüm vardı. Onun da böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi.”

Cümlesinin devamını getiremeden etrafları yeni periler tarafından sarılmıştı. Bu kadar tehlike bile Annabel için biraz fazlaydı. Tamam, hayatı monotonluktan çıktığı için mutluydu; fakat şu anki durumdan kurtulamazlarsa sonucu hiç de iyi olmayan bir yolun içine girmiş olacaklardı. Genç adamın sözünü dinleyip ürkek bir ceylan gibi genç adamın arkasına geçti ve sığındı. Neden başına böyle şeylerin geldiğini bilmiyordu. Kendisini bu duruma düşüren peri kimdi? Onu kurtaran kişi de aynı şekilde kimdi? Buraya neden getirilmişti? Aklında birden fazla soru vardı ve hepsi de ayrı ayrı cevaplanmayı bekliyordu. Fakat sorularının cevaplarını henüz alamayacağını biliyordu. Şimdi sırası değildi. Öncelikli olarak karşılarına çıkan bu kötü perilere karşı kendilerini savunmalıydılar. Daha doğrusu genç adam Annabel’i ve kendisini korumak zorundaydı. Yanındaki genç adam onu korumaya çalışırken Annabel daha fazla dayanamadan ona yardım etme gereği duymuştu ve eline geçirdiği tahta çubuklardan birini düşmanlardan birine saplamaya çalışmıştı; fakat maalesef başarısız olarak o düşman tarafından ele geçirilmişti. Kötü peri bir elini Annabel’in boğazına dayamıştı diğer elini ise kızın vücuduna hafif dokunuşlarda bulunarak kullanıyordu.

“Sakın kımıldamayın. Yoksa kızı gözünün yaşına bile bakmadan öldürürüm. Seninle daha önce de karşılaşmıştık asi peri. Neden hala böyle şeylerle zaman kaybediyorsun anlamıyorum. Bizim aramıza katılsan hiç fena olmazdı. Birlikte her yeri fethedebiilirdik. İnsanları köle niyetine kullanabilirdik; fakat sen işimize burnunu sokuyorsun. Bu hiç de iyi bir şey değil. Eğer elindeki silahları bırakmazsan bu güzel ve tatlı kız da hayata veda eder. Hadi seni bekliyorum.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jared/Keiro
Su Perisi
Su Perisi
Jared/Keiro


Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 10/02/13
Yaş : 35
Lakap : Jared

Uzun Bir Gece Empty
MesajKonu: Geri: Uzun Bir Gece   Uzun Bir Gece Icon_minitimeC.tesi Nis. 20 2013, 15:13

Jared karşısındaki güzel sihirbaza bir süre bakıp gözlerini devirdi. Bu kızın jared’ın işiyle ne işi olduğunu düşünmeden edemedi. Onun peşinde olduğu daha doğrusu öldürdüğü perilerin hepsi oldukça tehlikeli tiplerdi. O kadar perinin arasında sıradan bir sihirbazın ne işi vardı merak etse de bu konu üzerinde daha fazla durmadı. Şuan ona nazik davranmaya çalışıyor olsa da kendisi de harika bir peri sayılmazdı. Buradakilerden daha tehlikeli olduğu açıktı üstelik bir sene öncesine kadarda böyle güzel ve savunmasız sihirbazları, insanları öldüren biriydi. Kızın üzerini silkeleyerek temizleme çabasına kahkahalarla gülmemek için kendini zor tuttu. Etrafında bu kadar ölü, karşısında da onları öldüren bir katil varken her şey normalmiş de tek sorun üzerindeki kıyafetmiş gibi davranması komikti. Kızın sözleriyle alaycı gülümsemesiyle '' Eminim geçmemiştir. Diğer türlü zaten onunla tanışma aptallığını göstermezdin '' dedi. Onları bir daire içine alan perilere kısa bir göz gezdirip kıza arkasında durmasını emretti.

Kibar ve süslü sözler söylemenin zamanı değildi zaten o nazik biri de değildi. Bir katilden Romeo gibi davranmasını kimse bekleyemezdi sonuçta. Kız dediğini yaptığında '' En azından söz dinliyorsun… Güzel. '' Diyerek ona saldırma gafletinde bulunan periyi kolaylıkla öldürdü. Zamane perileri gerçekten dikkatsizdi. Perilerle ilgilenmeye başladığında yanında koruması gereken bir sihirbazın olduğunu neredeyse unutmuştu. Kıza doğru ilerleyen perilerden birini fırlattığı bıçakla halledip kendine saldıranlarla ilgilendiği esnada duyduğu sözlerle birkaç saniye hareketsiz kaldı. Kızın hem boğazını sıkmayı hem de onu taciz etmeyi aynı anda başaran periyi gözlerinde tehlike kıvılcımları yüzünde tehditkar gülümsemesiyle dinlerken sihirbazın gözlerine gözlerine dikerek '' Arkamda dur ve sakın kıpırdama cümlesinin neresini anlamadın sihirbaz? '' diye sordu soğuk ses tonuyla ardından gözlerini periye dikerek '' Siz ve sizin saçma hayalleriniz… Sence o kız umurumda mı? Yerinde olsaydım bundan bu kadar emin olmazdım. Katiller duygusuz yaratıklardır bilirsiniz. Bu arada tanışmamıştık değil mi? Adım Jared '' dedi.

Kızı tutan perinin şaşkınlıkla ''Jared mı?'' demesiyle gülümseyip '' Buradan hiçbiriniz sağ çıkamayacaksınız '' dediği anda küçük görünmez bıçaklarından birini adama fırlatmış diğerleriyle ilgilenmeye başlamıştı. Kızı tutan periye fırlattığı bıçak kızın suratının yanından geçerken görünür hale gelip arkasındaki perinin boğazına saplanırken o diğer perileri öldürmekle meşguldü. Sadece birkaç saniyeliğine duraksayıp kızın iyi ve hayatta olup olmadığına baktı ve işine devam etti. Hepsi öldüğünde sihirbaza bakarak '' Söz dinlemeyi öğrenmen gerek. Hayatına değer veriyorsan eğer. '' Dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Uzun Bir Gece
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gece ve Gündüz
» Felekten Bir Gece
» Kızıl Gece
» Gece eğlencesi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mezarlık-
Buraya geçin: