Kalpsiz Peri

Colin'in enfes kokusu ciğerlerine dolarken derin bir nefes alıp canlılıkla parlayan mavi gözlerini araladı. Yüzüne her sabah oturan o tatlı gülümseme kendini göstermekte gecikmemişti. Onun kolları arasında sevdiği adamı uyandırmamaya çabalayarak yavaşça döndü. Baş döndüren kokusu beynini uyuştururken düşüncelere daldı. Ne kadar süre orada öylece kıpırtısız durup onu boş gözlerle izlediğini bilmiyordu lakin kendine geldiğinde okula gitme saatinin yaklaştığını fark etti. Sevgilisine oranla onun hazırlanması daha uzun sürdüğünden birazdan çalmaya başlayacak alarmı kapatıp isteksizce yataktan kalkarak kendini duşa attı. Sıcak su bedenini yumuşatıp dinlendirse de banyoyu olabildiğince kısa tutup üzerinde bir havluyla dışarı çıktı.

Uykusunda bile tedirgin görünen colin'e bakıp iç çekerek dolabına yöneldi. Dolabın karşısına geçip her kız gibi ne giysem telaşına girdikten sonra sonunda mor ve hafif dantelli iç çamaşırlarını giyip vücudunu saran straplez siyah mini elbisesini üzerine geçirdi. Saçlarını salık bırakıp hafif bir makyaj yaptığında hazırlığını tamamlamış oldu. Okula gitmek için sevdiği adamı uyandırıp onun hazırlanmasını bekledi. Biraz koşuşturarakta olsa ilk derse girmeyi başarmışlardı. Yoğun geçen bir günün ardından colin'in ani çıkan işleri yüzünden günü tek başına biraz alış veriş yaparak sonlandırıp eve gitti.

Direk odalarına çıkıp poşetleri bir kenara koyduktan sonra kendini günün yorgunluğuyla üzerini bile değiştirmeden yatağa attı. Hafif çalan müzik eşliğinde gözlerini kapadı. Alışveriş yapmaktan tükenmiş bedenini dinlendirmeye çalışırken bir yandan da çalan şarkıyı mırıldanıyordu.

Hayatı her hangi bir perinin asla ulaşamayacağı bir seviyede mükemmel geçiyordu. Ama yine de bir sorun vardı. Güçlenmişti, büyükler ligi denilen yerdeydi... Adı duyulduğunda korkanlar oluyordu da, yine de bir şeyler eksikti. Sürekli yatağa attığı peri kızları bile sıkıntısını gidermezken başka yollar aramaya başladı. O anda aklına neredeyse hiç ilgilenmediği Isabel geldi. Sihirbazını en son kurtarmıştı, elbette çok istediği için gereksiz bir başka sihirbazı da kurtarmak zorunda kalmıştı. O gün sihirbazından bir şey istemişti ve Isabel de mecburen yerine getirmişti. Ama sonrasında aslından ondan istediğini yerine getirmediğini ve onu kandırdığını keşfetmişti. Bunu ise sihirbazına ödetmiş olsa da hala ondan alamadığı bir şey vardı. Onunla birlikte olurken sevgilisinin bedenini kullanmıştı. Isabel'i kendi teninden mahrum ederken, kendisi de tam olarak tatmin olmamıştı. Şimdi ise yeni öğrendiği bir şey aklına geldi. O gün kullandığı büyüyü ilk kez deniyordu ve yan etkisini o sıralar bilmiyordu. Şimdi ise Isabel'in sevgilisinin ne halde olduğundan şüpheliydi. Gerçi bu pek umurunda değildi. Yine de o salağı sihirbazına sahip olmak için kullanabilirdi.

Evinde önce bir duş aldı, ardından kot ve gömlek giydiğinde konsantre oldu. Bir kaç saniye içinde sihirbazının yanındaydı. Kız yatağa uzanmış, şarkı mırıldanıyordu. Kıyafeti ile oldukça seksiydi. Sanki onun için hazırlanmıştı. Seksi kıyafet içinde harika görünüyordu. Bir büyü ile kapının kilitlenmesini ve ses yalıtımını ayarladıktan sonra ani bir şekilde Isabel'in üzerine çıkıp onu yatağa sabitledi. Korkmuş ve şaşkın gözlere bakarken yüzünü ona yaklaştırdı.

"Seni özledim güzelim..."

Konuşmasının ardından kızın dudaklarına kapandı. Isabel, dirense de ona karşılık vermeye başladığından öpücük biraz daha derinleşti. Elleri bedeninde gezmeye başlarken dudakları yavaşça boynuna kaydı. Boynuna baştan çıkarıcı öpücükler kondururken kulağına fısıldadı. Kelimelerin arasında öpücüklerini eksik etmiyordu.

"Eee, güzelim... Hala o gereksiz ile birlikte misin? Benden sonra onda bir değişiklik oldu mu? Merak ediyorum..."

Tek başına vakit geçirmekten hoşlanmıyordu fakat şu sıralar kafasını dinlemek ve bir sonraki tavrına karar verebilmek adına colin'in işlerine ses çıkarmamayı tercih ediyordu. Hayatları git gide daha da karmaşıklaşırken ikisinin de biraz nefes almaya ihtiyacı vardı sonuçta üstelik sevdiği adamın son zamanlardaki fazla korumacı olan tavrının nedenini de anlamlandıramamıştı. Derin bir nefes alıp kendini düşüncelerinden arıdırarak şarkıya konsantre oldu. Müzik insanın ruhunu gerçekten de dinlendirdiğini aklından geçirirken üzerinde hissettiği ağırlıkla birlikte bileklerinden yatağa sabitlendiğinde onun colin olduğunu düşünerek yavaşça gözlerini araladı. Karşısında sevgilisi yerine uzun zamandır görmediği perisini görünce küçük bir çığlık attı. Şaşkınlık bedenini ele geçirmiş ve korku her bir hücresine nüfus etmişti. Kendini zorlayarak ''Ne işin var senin burada? '' diye sorduğunda bulundukları durumu idrak ederek bileklerini ondan kurtarmaya çalıştı.

Sözler sinirini zıplatırken ''Demek beni özledin... Ne şanssızlık '' diyerek bu rahatsız edici pozisyondan kurtulmayı denedi. Dudakları onun dudakları tarafından örtüldüğünde resmen dondu. Öpücüğe karşılık vermemeye çalışsa da bir süre sonra bedeninin kontrolünü kaybettiğinden oda jace'i öpmeye başladı. Vücudunda gezinmeye başlayan elleri hissettiğinde bedenine hakim olmayı denerken inlemesine engel olamadı. Boynuna kondurulan öpücükler arasında duydukları aklını başına getirmiş kontrolü kalbinin ele geçirmesini sağlamıştı. Jace'i iterek ''Kalk üstümden... '' diye bağırdı. Burnundan soluyarak ''Ayrıca sensin gereksiz. Sevgilim hakkında böyle konuşamazsın. Hem ne gibi bir değişiklik olması gerekiyordu söyler misin? ''diye sordu.

Aklına Isabel'in gelmesinin ardından ne yazık ki gereksiz sevgilisini de anımsamıştı. Son karşılaşmalarında sihirbazını kurtarmaya çalışırken onu da aradan çıkarmıştı. İlk başta bu iş sinirlerini bozsa da işi kendi lehine çevirmiş ve güzel sihirbazın tadına bakmıştı. Gerçi bir şeyler eksik kalmıştı ve yaptığı büyünün de yan etkilerinden habersizdi. Hoş şu an haberi olmuştu ama o günde haberdar olsa bile bu fırsatı kaçırmayacağını biliyordu. Büyünün yan etkisi ruhani bir şeydi. Sihirbazın bedenine ruhu bir zehir gibi etkili olmuş ve o süre boyunca bedeninde kalıntılar bırakmıştı. Değişim ile birlikte eğer biraz olsun kendi kişiliğine yönelen ya da karanlığa yakın biriyse... İşte o zaman en karanlık istekleri ortaya çıkardı. Isabel gibi cici bir sihirbazın psikopat bir sevgilisi olduğunu düşünmüyor olsa da onu elde etmek için yine de bir şeyler yapabilirdi. Sihirbazın yanına geldiğinde yatakta bir afet buldu. Vakit kaybetmeden üstüne çıktığında ise kızın baştaki tutumu onu gereksiz sandığını gösteriyordu ama gözleri kesiştiğinde çığlık kaçınılmaz oldu. Öpüşmeye başladıklarında ise Isabel'in aşık kalbine rağmen ona karşılık vermesine bayılıyordu. Öpücükler boynun ilerlerken kızın tutkusu biraz olsun azalmış ve ona cevap vermeye başlamıştı. Hala sevgilisini koruyor olması ne acıydı. En başta sanki hiç bir şey duymamış gibi tatlı tenine öpücükler kondurma devam etti. Önce kulak memesini hafifçe ısırdı, ardından boynuna baştan çıkarıcı bir şekilde dişlerini değdirdik den sonra emmeye başladı. Kızın bedeni gevşeyip hafifçe inlediği anda biraz geri çekilip gözlerinin içine baktı.

"Görüştüğümüz son gün olanları hatırlıyor olmalısın, güzelim... Yeni öğrendiğim bir durum ortaya çıktı. Yaptığım büyünün ufak bir yan etkisi varmış bu da senin sevgilinin kişiliğinin biraz bozulmasına neden oluyormuş. Şimdi söyle bakalım böyle bir şey oldu mu?"

Kalbi colin için atarken nasıl oluyordu da ona karşılık veriyordu anlamış değildi. Hem bu kez o öptüğünde ağlamamıştı da... Direnmişti, kayıtsız kalmaya çalışmıştı lakin sonunda bedeninin kontrolünü kaybetmiş ve onu öpmeye başlamıştı. Jace sevdiği adamdan bahsedinceye kadarsa kendi üzerinde hakimiyet kurmak imkansız gibi gelmişti. Konu sevgilisi olunca ise tenine konan öpücükleri göz ardı etmesi az önce yaşananlara oranla daha kolay olmuştu. Ona direncinin azalmış olmasını kafa karışıklığına bağlayarak konuya odaklanmayı denedi. Perisinin ısırığı içini ürpertirken bedeni elinde olmadan gevşedi. Dudaklarında hafif bir inilti döküldüğünde dudaklarını ısırdı. Kahretsin ne oluyordu ona böyle? Düşünceler zihnini işgal etmeye çalışırken duyduklarını idrak etmesi zaman aldı. Jace'in sözlerini anladığında gözleri şaşkınlıkla büyürken ''Kişilik bo bozukluğu mu? '' diye sordu.

Şok etkisini kaybetmeye başladığında öfkeyle kaşları çatıldı. Sinirle ''Demek colin'in karanlık ile normallik arasında gidip gelmesinin nedeni senin aptal büyün '' diye bağırdı.

Sesi biraz yüksek desibelden çıkarken kendine engel olamayıp jace'i suyla sertçe duvara yapıştırmıştı ''Şuan seni boğmaya kalkmamamın tek nedeni yaşadığım cehennem hayatını düzeltebilecek olman... Coline her ne yaptıysan düzeltmeni istiyorum '' dedi. O ara yataktan hızlıca kalkıp onun yanına gitmişti.

Isabel'in tadını beğeniyordu. Üstelik hayatından asla çıkaramayacağı bir dişi olarak ondan sıkılması gerekiyordu, ama o hiç de sıkılmıyordu. Hatta ona laf sokmaya çalıştığında bile sinirlenmesi gerekirken sadece eğleniyordu. Tıpkı şu an olduğu gibi... Kızın kalbine rağmen ona karşılık vermesine bayılıyordu. Tüm aralarında olanlara rağmen hala o salağı koruyor olması neredeyse kahkaha atmasına neden olacaktı. Ama atmadı, kahkahasını kızın tenine değdirdiği dudaklarıyla engellerken kulağına merak ettiği soruyu sordu. Sanki umurundaymış gibi... Isabel'in ses tonu ile söylediklerini sessizce dinledi. Demek ki o bücür karanlığa meyilli bir veletti. Belki onu çırak olarak yanına alabilirdi, gerçi Isabel'in bu duruma tepkisini şimdiden görebiliyordu. Sihirbazının gücünü kullanıp onu duvara yapıştırmasının ardından yere düştü. Hafifçe doğrulduğunda kızın sözlerini dinledi. Sözleri öylesine aptalcaydı ki... Gözlerini onun gözlerine diktiğinde kolunu kavrayarak duvara yapıştırdı. Mırıldandığı bir büyü ile kızın güçlerini kapattı. Bir eli ile kızın ellerini başının üstüne sabitlerken diğer eli kızın eteğinin altına girerek kadınlığını okşamaya başladı. Kızın boynuna sertçe dişlerini geçirdikten sonra acıyan yeri emmeye başladı. Isabel'in ıslaklığı eline bulaşırken iniltisini duyar duymaz, eli daha da hızlı çalışmaya başladı. Sonrasında aniden elini çekerek bir göğsünü kavradı.

"Sen gerçekten beni tehdit edebilecek düzeyde olduğu mu sanıyorsun? Ya da benim gücünü durduramayacağımı? Bir şeyi açıklığa kavuşturalım senin perinim ve gücünü istediğim her an kapatabilirim... "

Kızın dudaklarına sertçe kapandığında üstündeki elbiseyi parçalara ayırdı. Öpücük karşılık ile derinleşirken nefessiz kaldığında kendini geri çekti. Kızın iç çamaşırları içerisindeki seksi vücudunu bir süre izleyip, onu yatağa fırlattı. Üzerine çıktığında bedenine öpücük ve ısırıklar bırakırken yavaşça aşağı doğru kaydı. Kızın en mahrem yerini çamaşırın tutsaklığından kurtardıktan sonra öpüp emmeye başladı. Isabel'in bacakları aldığı zevk ve tahrikten titrerken kendini geriye çekti. Göğüslerini de çıplak bıraktığında bir süre emdi, eli yine kadınlığını serçe okşamaya başladığında üzerindeki kıyafetlerden kurtulup yerini aldı. Erkekliğini sadece ona sürtüyor ve inatla içine girmiyordu. Kızın yüzüne onu öpecek kadar yaklaştığında yüzündeki karanlık gülümsemeyle ona baktı.

"Beni istiyor musun Isabel? Sana bir sır vereyim... İnan bana henüz kötü benle tanışmadın."

Öfkeliydi. Yaşadığı onca kötü şeyi, aralarındaki problemleri hatırladığında gücü mantığının kontrolünden çıkıp duygularının hakimiyetine girdi. O an sadece onun canını acıtmak yaptıklarını ona ödetmek istemişti ve gücü bu emri anında yerine getirirken mantığı devre dışı kaldığı için saçmalamıştı lakin o sırada bu sorun edeceği en son şeydi.Perisi tarafından biraz sert bir şekilde duvara dayandığında acıyla inledi. İsabel durumu idrak ettiği esnada elleri çoktan başının üzerinde birleştirilmişti. En sinir bozucu tarafıysa jace onu tek eliyle zapt edebiliyordu. Bileklerini ondan kurtarmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Kadınlığında hissettiği beklenmeyen dokunuşla dondu. Boynunun ısırıldığında acıyla çığlık attı. Çok geçmeden acı yerini zevke bırakırken kendini ne kadar sıkarsa sıksın inlemesine engel olamadı. En mahrem yerinde hissettiği dokunuşlar daha da hızlanırken alev alan bedeni kalbini gölgelemek konusunda oldukça ısrarlıydı. İçindeki savaşı yavaş ve sessizce kaybederken son bir inatla ''Bu durumdan nefret ediyorum ''dediğinde dudaklarına kapanan dudaklara bir süre sonra tutkusuna yenik düşerek karşılık verdi.

Üstündeki elbisenin yırtıldığını fark etmekte zorlanmıştı. Yataga fırlatıldığında öpücük ve ısırıklarla inleyip jace'in adını söylerken boşa bir gayretle kendine hakim olmayı umarak ''Jace... dur lütfen '' dedi. O ise onu duymamış gibiydi. Periyi en mahrem yerinde hissettiğinde titredi. Aldığı zevk başını döndürdü. İniltileri artarak odayı doldururken kalbi başkasına ait olmasına rağmen karşısındaki periyi tüm benliğiyle istiyordu. Kadınlığında onun erkekliğinin dokunuşlarını hissederken nefesleri sıklaşmıştı. Duyduğu soruyla gözlerini onun gözlerine dikerek ''Seni... seni is... istememeliyim ama lanet olsun istiyorum '' dedi. Sözcükler içinde hala küçükte olsa bir savaşın olduğunu gösteriyordu ama galip olan taraf belliydi cümlesinin hemen ardından dudaklarından yeni bir inleme dökülmüştü.

Isabel'in gücünü kendi üzerinde kullanması onu eğlendirmişti. Evet bu kızla uğraşmaktan dolayı zevk alıyordu ama yine de kıza asıl efendinin kim olduğunu göstermeliydi. Onu duvara yapıştırıp bedeni ile ilgilenirken tüm hisleri kendi hissi gibi algılıyordu. Evet kızın kendisinden nefret ettiği aşikardı, ama yine de bu tutku ile karşılık vermesine engel değildi. Onu yatağa attığında ise durumu biraz daha ciddi boyutlara getirdi. Kızın en mahrem yeri ile ilgilenirken kendisi için ıslanıyor ve inliyor olması oldukça haz vericiydi. Tüm itiraz kelimelerini yok sayarak işine devam ederken üstündekilerden kurtulup yerini aldı. Temas iç gıcıklayıcı olsa da kendini tutuyordu. Isabel'in bedeni ise yalvarış halindeydi. Duyduklarından sonra bir kahkaha attı. Sert bir şekilde kendini içeri itti. Ardından ise hareketsizliğini sürdürdü. Onu doldurmuş olsa da hareketsiz kalması yine de bir işkenceden farksızdı.

"İnan bana bunu görebiliyorum, aslında istemediğini... Ama her şeye rağmen tutkulu karşılığın beni ateşliyor ve sana istediğini vericem.... Tabi bu benim istediğim şeyle aynı olduğu sürece..."

Dudaklarına ateşli bir öpücük kondurduktan sonra hareketine başladı. Kızın göğüslerini emerken daha da hızlanmıştı. Isabel'in bedeni tatminlik ile dolarken kendini en derine itti. Kızın her şeyi ile şu an kendine ait olduğunu bilmesini istiyordu. Isabel, ikinci tatmin noktasına ulaşmak üzereyken göğüslerini okşadı ve onunla aynı anda zevki tattı. Bedeni aldığı haz ile oldukça iyiydi. Kendini yana atarken nefesinin düzenlemesini bekledi. Bir iki dakika sonra elleri Isabel'in göğüslerinde konuşmaya başladı. Her bir kelimede parmakları kızın göğüs uçları ile oynuyordu.

"Hala gereksiz olduğunu düşündüğüm sevgiline yine de yardım etmeye karar verdim. Ama tek bir şartım var bu gece beni eğlendirmeni istiyordum, baştan çıkarıp sana sahip olmama neden olmanı istiyorum. Karşılığın da sana sevgilinin yanında birde söz vereceğim... Bugün olanlar ve olacaklar asla tekrarlanmayacak.

Perisinin konuşmalarına cevap veremeyecek durumda olduğu için sessiz kaldı. O an için düşünebildiği tek şey daha fazlasını istediğiydi. Dudaklarına kapanan dudaklara tutkuyla karşılık verdi. Jace hareket etmeye başladığında aldığı zevkin içinde kayboldu.Kısa bir süre sonra bedeni gevşeyip rahatlarken onu en derininde hissetmek zevkle birlikte büyük bir rahatsızlıkta verdi. Bundan, bu aitlik duygusundan hoşlanmamıştı lakin bu konu üzerinde düşünecek fazla zamanı da olmamıştı. Tutku ve arzunun esiri olarak yeniden o mükemmel ana ulaşıp tatmin oldu.İçinde hissettiği sıcaklık ise tuhaf hissettirdi. Yorgunlukla gözlerini kapatıp derin nefeslerle birleşmenin etkilerini üzerinden atmaya çalışırken pişmanlık bedenini ele geçirmekte geçikmemişti

Colini... Sevdiği ve her şeyiyle ait olduğu adamı aldatmıştı. Lanet olsun,lanet olsun,lanet olsun. Bunu ona nasıl yapabilmişti? Hissettiği tüm duygular birbirine girdi. Gözleri doldu. O sırada jace konuşmaya başlamıştı. Öfke ile gözlerini araladı. Sözlerle gözlerinden bir damla yaşın kayıp gitmesine engel olamadı.

Kızgınlık ve üzüntüyle ''Ya kabul etmezsem...O zaman ne olacak? '' diye sordu. Göz yaşlarını hakim olmaya çalışarak ''Ben senin sihirbazınım ve sana kötü hiçbir şey yapmadım. Neden... Etrafında kendini altına atmaya hevesli olan o kadar kız varken neden benimle uğraşıyorsun? '' diye sordu. Acı çekiyordu ve bu sesine de yansımıştı.

Sihirbazının onu istemediğini çok iyi biliyordu. Duygularını kendi hisleri gibi hissederken nefretini anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Yine de nefretini pek umursadığı söylenemezdi. Günler öncesinden kendi bedenini mahrum bıraktığı teni artık istiyordu. Zaten alması da kendini istetmesi de kolay olmuştu. Aslında yine de Isabel'i bir konuda takdir ediyordu, dayanmaya çalışmıştı ama bedeninin ihtiyaçlarına sadece bir noktaya kadar direnebilmişti. Şimdi ise o yanında yatarken umursamazca göğüslerini okşuyor ve az önce aldatmasına neden olduğu sevgilisinden bahsediyordu. Kızın üzüntüsünü ise gözlerindeki yaşları fark etmeden anlıyordu. Bu bile onu durdurmuş değildi. İstediklerini sıralarken duyguların içinde öfkeyi de hissetti. Şu an güçleri açık olsa büyük ihtimalle kendini bir başka duvarda bulabilirdi. Ama güçlerini kapattığı için bu imkansız bir şeydi. Kızın sorusu kahkaha atmasına neden olurken eli şefkatle yanağındaki yaşı sildi. Cümlenin devamını dinlediğinde kısa bir süre düşündü. Isabel, haklıydı. Dışarı da altına yatmak isteyen onca kız varken hayatından asla çıkmayacak bir dişiyi neden istiyordu. Aslında cevap belliydi, Isabel zor kızdı. Ama aynı anda ona karşı bir zaafı olduğunu ilk gün fark etmişti. Üstelik bu son işi olacaktı, isteyerek onunla seviştiğin de bir daha bu derece yakın olmayacaklardı.

"Haklısın, güzelim... Dışarıdaki kızlar konusunda... Ama yinede benim aklıma koyduğum bir şey var ve onu elde edene dek seni rahat bırakmam... Benimle rızanla isteyerek yattığında aramızdaki bu şey bitecek, normal bir perin olurum. Başın derde girdiğinde de kurtarırım, karşılık beklemeden..."

Aklına en başta cevapsız bıraktığı soru geldiğinde yatakta doğruldu. Üstünü bir büyü giydikten sonra şeytani gözlerini sihirbaza dikti.

"Eğer kabul etmezsen olacak tek bir şey var... Sana tekrar zorla sahip olacak değilim... Bunun yanında yardım etmek zorunda da değilim... Sevgilin ileri ki bir zaman karanlıkla daha fazla bütünleşir ve sana zarar verirse. İyi yanının bunu kaldırabileceğini sanmam. O intihar eder sende kendine başka bir sevgili bulursun, hoşçakal...

Yaptığı aptallık yüzünden ölmek isterken perisinin yeni sözleri beynine kan sıçramasına yetmişti. Bunu gerçekten ona neden yapıyordu? İsabel onun sihirbazı olmak, hayatına girmek falan istememişti ki üstelik ona kötü hiçbir şey de yapmamıştı aksine ona istediği güce kavuşmasında yardım bile etmişti buna rağmen neden durmadan hayatını alt üst edip zevkle isabele işkence ediyordu? Ondan kendisine perilik yapmasını falan istemişti de oysa... Tek istediği perisinin kendisinden uzak durması olmuştu. Bu isteğini de zaten hiçbir zaman yerine getirmemişti. Onun konuşmaya başlamasıyla derin bir nefes aldı. Duydukları canını sıkarken son sözleri alayla hıhlamasına neden olmuştu. Karşılık beklememek ve jace ikisi kesinlikle aynı cümle içinde kullanamazdı. Bu onun doğasına aykırıydı bir kere. Kaşlarını çatıp sessizce ona baktı. Öfkeliydi son duyduğu cümlelere kadar ise bu gözlerinden gayet net anlaşılıyordu. Perisinin dudaklarından dökülen son sözleri duyduğunda ise dondu. Bir süre hareketsiz bir şekilde durup durumu hazmetmeyi denedi. İçini tarifi imkansız bir korku kapladı. Colin... Onu ne olursa olsun kaybetmek istemiyordu. Ansızın vücudunu ele geçiren bir endişe dalgası onu kendine getirirken hızla kalktı. Ne yaptığının çokta farkında olmayarak çarşafı bedenine dolayıp ''Dur... Lütfen dur. '' diyerek onun elini tuttu.

Hoş aslında bunu yapmasına pekte gerek yoktu çünkü isabel duyduklarından sonra dünya ile bağını kopardığı için fark etmemiş olsa da perisi onun şokta kaldığı süre boyunca ve sonrasında gitmek için hiçbir harekette bulunmamıştı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Tamam. Kahretsin tamam. Ben... ben se-seninle... '' duraksadı ve derin bir nefes alarak ''tamamen kendi...is...isteğimle... birlikte... olucam ve sende sevgilime yardım ediceksin. Aramızda olan hiçbir şey ise bir daha tekrarlanmayacak. ''dedi.

Onunla isteyerek birleşeceğini söylemek oldukça zor olmuştu. Jace söylediklerini onaylarcasına baktığında göz yaşlarını durdurmayı zorlukla başararak onu yatağa itti. Kendini berbat hissediyor olmasını geri plana itmeye çalışarak bedenine sarılı çarşafın yere düşmesine izin vererek onun kucağına yerleşti. Kalçaları erkekliğine baskı uygularken seksi bir şekilde dans etmeye başladı. Vücuduna kondurduğu ,öpücük ve dokunuşların arasında dudaklarına yönelip kısa bir öpücük kondurduktan sonra hafifçe baştan çıkaran bir şekilde dudağını dişledi. Duyduğu inleme, hissettiği arzu ve tutku ise amacını ulaştığını kanıtlıyordu.

Henüz kötü benle tanışmadın? Kızı yatakta baştan çıkarırken bunu dile getirmişti. Haklı olduğunu ise çok iyi biliyordu. Ama görünen o ki bunu birde Isabel'e anlatması gerekiyordu. Evet konu cinsellik olduğunda çoğu zaman aşırıya kaçan bir tipti ve onun yatağına girmeye hevesli kızların yanında zorla elde ettiğin hatunlar da oluyordu. Isabel de ise durum daha farklıydı. Kızın sihirbazının olmasının yanında aralarında garip bir durum söz konuydu ve bunu irdeleme konusunda tereddüt etmiyordu. Ondan istediği her şeyi dile getirdiğinde tatlı sihirbazın hala itiraz hakkı olduğunu düşünmesi ne garipti. En çokta bu nedenle kızın kötü olan yanı ile tanışması gerekecekti. İçinde acıma duygusu bulunmadığından bu konuda zorlanmıyordu. Ona sarf ettiği son sözlerden sonra kız harekete geçmezse buradan çekip gidecekti. Sevgilisi olan hergelenin kötüye gitmesi, intihar edecek olması zerre umurunda değildi. Cici sihirbazının duygularında hissettiği kararsızlığa rağmen bakışlarını değiştirmedi. Kısa süre sonra kızın elini tutması ile istediği şeyin gerçekleşeceğini anladı ve bu durum yüzünde ukala bir gülümseye neden oldu. Kızın sözlerini dinledikten sonra ona göz kırptı.

"Evet kötü ve son derece ukala olabilirim ama merak etme sözümü tutarım... Birazdan olacak her şey ilk ve son olacak... Sonrasında ise iyi bir peri olmayı deneyeceğim..."

Aslında iyi kavramını pek bildiği söylenemezdi. Ama taciz ve tecavüz olmadan Isabel'e yardım edecek olması iyi bir şey olsa gerekti. Sihirbazın itmesi ile kendini yatakta bulduğunda kızın üzerinden kayan çarşaf ile birlikte bedenini izledi. Beyaz teni dolgun göğüsleri gerçekten iyi görünüyordu. Kızın kucağına yerleşmesi ile kalçalarını kavradı. Yaptığı dans ve öpücükler sertleşmesine neden olurken dudaklarından bir hırlama yükseldi. İki eliyle birden göğüslerini yoğurmaya başladığında Isabel'in de inlemesi kendi sesine karıştı. Kısa sürede kızın her kalça hareketin de ikisinden de arzu yüklü sesler yükseliyordu.

"İyi gidiyorsun güzelim... Şimdi kıyafetlerimi çıkar ve bana sahip olarak... Tatmin olmamı sağla..."

Ölüyordu… İçten içe, yavaş yavaş ve her saniyesinde acı çekerek. İçindeki suçluluk duygusu artık gereksiz olarak gördüğü yaşamına son verebilecek kadar fazlaydı. Yaşananlar ve yaşayacakları şeyler onun kalbinin kaldırabileceği şeyler değildi. Nefes almak bile ciğerlerini yakarken colin’i ne pahasına olursa olsun kaybetmek istemediği için ona tamam demişti. Perisinden ve kendinden nefret ediyordu. Colin’i düşündükçe göz yaşlarına engel olamazken baştan çıkaran hareketlerini sürdürdü. Bedeni yaptığı hareketler ve temas yüzünden baştan çıkması gözlerinden birkaç damla yaşın süzülmesini engellemedi. Jace konuşmaya başladığında öfkeyle dişlerini sıktı. Cevaben çok kısa konuşup ''Kahretsin tamam'' diyerek onu iç gıcıklayıcı dokunuşlarını tamamen kesmeden soyup yatağa sertçe itti. İkisinin inlemeleri de odayı doldururken şuan kendinden ne kadar tiksindiğini içinden itiraf etti ve işkence etmek istediği için onu içine alma süresini biraz daha uzattı.

Sonunda perisinin tamda istediği gibi yaparak ona hiç istememesine rağmen sahip oldu. Onu içine aldığında gözlerinden yeni bir damla yaş hızlı bir şekilde kayıp gitmişti lakin durmadı. Kalçalarını hareket ettirip elleriyle onun bedenini keşfetmeye başladı. Beyninde ne şekilde olursa olsun şuan colin’e ihanet ettiği gerçeği yankılanırken dudağının içini ısırarak hareketlerini hızlandırdı. O an gelip zevkin doruklarına ikisi de ulaştığında kendini yorgunlukla yan tarafa, yatağa attı.

Ağzına gelen kesif kan tadı dişlerini gevşetmesini sağlamadı aksine onları daha da sıkarak kanın genizlerine dolmasına izin verdi. Bundan daha fazlasını hak ediyordu…. Göz yaşların tutmayı bırakmış ağlarken ''Senden iğreniyorum… '' dedi. Aslında ona şuan birbiri ardına hakaretler sıralayıp güçsüz olsa da göğsüne yumruklar indirmek istiyordu ama ikisini de yapacak gücü yoktu. O da yapabildiği tek şeyi yapıp içinden geldiği gibi ağlıyordu.

Sihirbazının istemeden yaptığı her harekette daha fazla baştan çıkıyordu. Kızın gözlerindeki hüznü görüyor ama buna aldırmıyordu. O sadece bir şey istiyordu ve ona sahip olmak için yapamayacağı şey yoktu. Kızın kalçalarını kavrarken inlemeleri birbirlerine karıştı. O anda istediğini dile getirdiğinde Isabel'in gözlerinde gördüğü ifade her şeyin bir özeti gibiydi. Jace'in ne kadar kötü biri olduğunun göstergesi. İşin aslı ise daha farklıydı. Çünkü hala kendini tutuyordu. Gerçek kendisi bundan daha kötüydü. Isabel bu durumlarının en kötüsü olduğunu düşünüyorsa kesinlikle yanılıyordu. Bir büyü ile gereksiz sevgilisini buraya getirebilir ve onları izlemesini sağlayabilirdi. Üstelik bunu kızın içindeyken yaparsa da kızın hiç bir kaçma şansı olmazdı. Ya da daha kötüsü vardı, Isabel işini bitirdiğinde sözünü tutmaz ve aptal sevgilisinin öleceği günü de bekleyebilirdi... Kafasında bir sürü şeytanca fikir varken hepsini Isabel'in sesi ile uzaklaştırdı. Bu tatlı yaratığın ona sahip olmasını iple çekiyordu. Üzerindeki kıyafetler azalırken eli kızın kadınlığı ile oynamaya başladı. Baştan çıkmak istese de onunda bu durumdan zevk almasını istiyordu. İki bedende gecikme yüzünden dayanamayacak hale geldiğinde Isabel onu içine aldı. Memnun bir mırıltı ile inlemeye başlarken kızın kalçalarını sıkıca kavradı. Gözlerinden akan yaşları gördüğünde kızı belinden kendine çekerek önce dudaklarını yalayıp emdi. Hareketleri dahada hızlanırken kızın yanaklarındaki gözyaşların da dilini gezdirdi. Tuzlu tadı kızın tatlı teni ile ilginç bir karışımdı. Isabel ile aynı anda tatmin olduklarında kızı bir süre üzerinde tutmaya niyeti varken Isabel yan tarafa yattı. Yine de fazla uzak olmadıklarından dan yan dönerek kızı kolları arasına çekti. Erkekliği kızın kalçalarına değerken Isabel daha fazla ağlamaya başlamıştı. Kızın sözleri ile ukalaca gülümseyerek omzuna bir öpücük kondurup, kulağına fısıldadı.

"Ama zevk aldın bebeğim, kabul et..."

Kıza daha sıkı sarılırken büyüsünü mırıldanmaya başladı. Bu büyü Colin'i normale çevirecek olan şeydi. Kendi ruhunun kalıntıları artık sihirbazın ruhunu lekelemeyecek ve arınmış olacaktı. Isabel'i yan çevirip üzerine çıktı ve gözlerinin içine baktı. Hala çok güzeldi ama artık ona sahip olmak istemiyordu. Gerçi yinede yakın olmak oldukça hoş bir durumdu. Kızın yanağındaki göz yaşlarını eli ile sildikten sonra dudaklarına kapandı. Ateşli bir öpücük karşılık ile derinleşti, cidden de aralarında bir çekim vardı ama daha fazlası artık olmayacaktı. Kendini geri çekerken yeniden masmavi gözlerine odaklandı.

"Rahatla Isabel, artık benden kurtuldun... İstediğin gibi sevgilinde artık iyi olacak... Gerçi yine de görüşeceğiz, senin cici perin olmaya çalışacağım... Yardım gerekirse taciz ya da tecavüz olmadan yardım edeceğim. Ben, sözümü tutarım, göreceksin..."

Yataktan kalkıp üzerini bir büyü ile giydirdikten sonra odayı ve sihirbazını büyü ile eski hallerine getirdi. Bu odaya hiç adım atmamış gibi görünüyor olsa da yaşadıkları şey her ikisininde hafızasından silinmeyecekti.

"Kendine iyi bak, güzelim... Ne kadar iyi bakarsan beni o kadar az görürsün..."

Bir büyü ile ortadan kayboldu.

Seks sadece sevdiği adamla yaptığı anlamlı ve son derece zevk veren bir şeydi. Jace ile yapmak zorunda kaldığı şeydense iğreniyordu. Aldığı zevk iyi ya da mutlu hissettirmek yerine kendinden nefret etmesini sağlıyordu. Tatmin duygusu hiç bu kadar berbat olmamıştı. Colin… Aşık olduğu ve bugüne kadar ait olduğu tek adamın yüzüne bu suçluluk duygusuyla nasıl bakacaktı? İçini kaplayan karamsar düşünceler arasında perisi onu kendine çekip sarıldığında ağlaması daha da şiddetlendi. Onu, kalbinin sahibini aldatmıştı. Onun için bile olsa yaptığının kendisi tarafından kabul görülebilir hiçbir yanı yoktu. Duyduklarından sonra öfke, nefret ve pişmanlık karışımı bir sesle ''Lanet olsun evet ve bu senden, kendimden nefret etmemi sağlamaktan başka bir işe yaramıyor '' diyerek kahrolası o zevki aldığını kabul etti. Omzuna kondurulan öpücük midesini bulandırdı. Onun dokunuşlarından iğrenmeye başladığı açıktı. Anlamadığı dilde duyduğu birkaç sözcükten sonra olanlara üzüntüsünden doğru düzgün tepki bile verememişti. Jace’in öpücüğüne karşılık vermemeye çalışsa da başarısız olmuş bunun için kendisine daha çok kızmıştı.

Sonraki sözlere ağlayıp ona nefretle bakarak karşılık verdi. Perisi gitmeden önce her şeyi eski haline döndürmüştü. Keşke zamanı da geriye döndürebilseydi. Yada en azından bu kötü anıları zihninden tamamıyla silmesi doğrusu oldukça işine yarardı. Herhalde o zaman hayat bu kadar boş ve çekilmez gelmezdi. Bir büyüyle kesilen göz yaşları yeniden gözlerini doldurdu. Uykusu yoktu. Uyuyabileceğiniyse düşünmüyordu. Geriye yapabilecek tek bir şey kalıyordu ağlamak.

» Lanet Peri
» Peri Tohumları
» Kayıp Peri