Sadist

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

Hayatı bir anda mükemmel olmuştu. Ağladığı günlerden sonra böyle bir şeyin olacağına asla inanmamıştı. En çokta sevdiği adamla bir geleceğinin olmayacağını düşünmüştü. Önce terk edilişi, sonra bazı gerçekler... Thomas'ın tehlikeli olduğunu düşünerek kendinden uzaklaşması... Neyse ki her şey çok, çok geride kalmıştı. Gloira, bile artık sorun teşkil etmiyordu. Tony'i terk etme olayından sonra yeni damat arayışına çıkmıştı. O ise daha hızlı davranarak ailesine Thomas'ı tanıştırmıştı. Gloria'nın surat ifadesi ise tahmin ettiği gibi olmuştu. Evet, Thomas'ı istemiyordu. Nedeni ise onun bulduğu bir erkek olmamasıydı. Ama bazı şeyler rayına oturduğunda Gloria hayalindeki damadı bulmuş gibi davranmaya başlamıştı, bu ise gerçekten iyi olmuştu. Yoksa mutlaka onları ayırmak için türlü yollar bulurdu. Günleri sevdiği adam ile gezerek geçerken, bazı geceleri oldukça ateşli dakikalara ev sahipliği yapıyordu. Bir erkeğe böylesine yakın olma işine yeni yeni alışıyordu ve Thomas'ın doyumsuz bir aşık olması işini biraz zorlaştırıyordu. Gerçi o baştan çıkarma anında, onun nasıl yaptığını bilmiyor olsa da içindeki gizli dişiyi uyandırıyordu. Normalde en azından yatak konusunda utangaç olan kız bir canavara dönüşüyordu. Bunlar aklına geldiğinde yine kızardı. Düşünmemesi gerekiyordu, zaten bir kaç gün sevdiği adamdan uzak kalacaktı. Onu böylesine düşünmek kalbini daha fazla acıtıyordu.

Ailesi ile katıldıkları toplantılar şehir dışında olduğu için sevdiği adamdan uzaktaydı. Tüm bu hengamenin bir an önce bitmesini beklerken son gecelerinde hava almak için dışarıya çıktı. Aslında nefes almak değilde sevdiği erkeğin sesini duymak istiyordu. Numarasını çevirdikten sonra onunla uzun bir süre konuştu. Aşk dolu konuşmalarının ardından telefonu kapatırken duyduğu bir sesle arkasını döndü. Gözlerinde ölümcül bir bakış olan adam üzerine doğru geliyordu. Kaçmaya çalıştı ama her şey bir anda olmuştu, her şey karardığında kendinden geçti.

Rp Out: Gelecek var.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Lydia'nın üzerinde bıraktığı etkiden hem hoşlanıyor, hem de bu durumdan nefret ediyordu. Sihirbazın bir perinin hayatını değiştirdiğini biliyordu. Ama o kız sadece hayatını değil, tüm hislerini alt üst ediyordu. Asla tatmadığı şeyleri istemesine neden oluyordu ve bu olurken acımasız kimliğinin ondan uzaklaşmaya başlamış olması hiç hoşuna gitmiyordu. Sırf bu nedenle acımasız haline geri dönerek yeni kurbanlara yönelmeye başladı. Nedense bu kez sadece kızlarla ilgileniyordu. Çünkü onların sesleri kulağına daha güzel geliyordu. Acı dolu çığlıkları erekte olması sağlıyordu. Ama o tecavüzcü değildi. Her ne kadar acı dolu ısırıklar dişilerin dudaklarını yaralasa da bir kıza zorla sahip olmuyordu. Zaten bazı dişiler de böyle bir sorunu da olmuyordu. Adeta bunun için yalvarıyorlardı. Bu gece bir kaç kızla ilgilendikten sonra asıl kurbanlarına yöneldi. Tüm o acı dolu dakikaların ardından bir tanesini ateşe vermek için büyü mırıldandığında aklına Thomas adlı sihirbaz geldi. O sihirbaz ile oldukça eğlenmişti. Amcasının onu satmasının ardından eline düştüğü perileri öldürmüştü ama onu kendine almıştı. Gücü işine gelmişti onu azat etmiş olsa da ona tam özgürlük verdiği söylenemezdi ve şimdi onu tekrar istiyordu. Yeni katliamlarında ona eşlik edecek biri işine gelecekti.

Bir süre onu aradı. Perisi olmayan bir sihirbaz olarak oldukça savunmasızdı. Hayatını ise düzeltmiş görünüyordu. Hatta yatağına düzenli olarak aldığı bir sevgilisi bile vardı. Bu da onu geri döndürmenin zor olacağı anlamına geliyordu. Yine de yatağına aldığı seksi kız yeni bir anlaşmanın kapısını açacak olan şeydi. Bir süre fırsatını kollayıp o kızı ele geçirdi. Düşündüğünden kolay olmuştu. Onun ise sihirbaz olduğunu fark etmiş olsa da üzerinde durmadı. Belki bu seksi güzel de işine yarardı. Gücünü öğrendiğinde buna karar verirdi. Şimdi Thomas'ın tıpış tıpış ayağına gelmesi gereken andı. Kızın telefonundan onun numarasını çevirdi. İnsanı dehşete düşüren bir ses tonuyla telefonda konuşmaya başladı.

"Merhaba eski ortak düşündüğümden çabuk toparlamış görünüyorsun. Ama unuttuğun bir şey var seni sonsuza dek azat ettiğimi hiç bir zaman söylemedim. Hazır yatağına aldığın güzel piliçte buradayken konuşmamız gereken şeyler var... Sabırlı değilim biliyorsun o yüzden son gün kaldığımız ormandaki eve gel..."

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Katniss… Sevdiği ve aşık olduğu kadın. Onun sayesinde mahvolan hayatını düzene sokmayı başarmıştı. Her şey yerli yerinde değildi belki ve yaşadığı onca şeyden sonrada asla olmayacaktı ama hayatındaki masum güzeli bunu sorun etmemesini sağlıyordu. Derin bir nefes alıp dosyalarından kafasını kaldırdı. Sevgilisi uzaktayken aklını meşgul etmek adına bulabildiği tek yöntem buydu. Önündeki içkiden bir yudum alırken odaya bay blake diye dalan çalışanına kötü bir bakış attı. Kız söyleyeceklerini adeta unutmuş bir şekilde özür dileyip çıkarken gözlerini devirdi. Evet Thomas Blake geri dönmüştü. Bir ay öncesine kadar tüm gazeteler bunu konuşuyordu. İki yıl önce talihsiz bir biçimde ortadan kaybolan ve hatta öldüğü düşünülen bay Thomas Blake bir ay kadar önce ortaya çıkmıştı. Ortalıkta olmama nedeninin geçirdiği talihsiz kaza sonucu yaşadığı hafıza kaybından dolayı olduğu açıklanmıştı. Gülümsedi. Bunu gerçekten isterdi. Hayatının sadece son birkaç yılını hatırladığı için bunun ne denli berbat bir şey olduğunu bilse de 2 yıl içinde yaşadıklarını unutmaya hayır demezdi doğrusu… Geçmişi, ailesini düşünürken başına korkunç bir ağrı saplandı.

Her hatırlamaya çalıştığında meydana gelen ve katlanarak artan acı yüzünden bilincini ara sıra kaybetmesini sağlayan klasik nöbetlerden birine yakalandığı esnada telefonun çalışıyla düşünceleri dağıldı. Arayan kişinin aşık olduğu masum güzellik olduğunu gördüğünde garipseyerek telefonu açtı. Onunla yaklaşık 5 dakika önce kapatmışlardı telefonu onun uyuyacağını sanıyordu. Boğazını temizleyip merakla ''Alo Bitanem… '' dediğinde duyduğu sesle kanı dondu. Telefondaki kişinin kim olduğunu hemen hatırlamıştı reyes. Ona kabus gibi 2 yıl yaşatan aşağılık peri sevgilisinin telefonundan arıyordu. Nefes alamadığını hissetti.

Lanet olsun katniss onun elindeydi. Korku ve öfke benliğini ele geçirirken sinirle telefonu sıktı. Onu dikkatle dinledikten sonra koşarak evden çıkıp arabasına atladı. Mantığı kendine lanetler okurken o deli gibi araba kullanmasına rağmen kazasız bir şekilde söylendiği yere varmayı başardı. Kapıyı alev topuyla yok edip içeri girdiğinde öfkeli gözleri etrafı taradı. Sevgilisini gördükten kısa bir süre sonra gözleri perinin gözleriyle bir araya gelmişti. Dişlerini sıkıp kendini dolayısıyla gücünü kontrol etmeye çalışırken ''Seninle yollarımızı ayırmıştık lanet herif… '' dedi.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Aklında bulunan sadistçe düşüncelere her saniye bir yenisi daha ekleniyordu. Sıradan işkencelerin artık ona yetmediği bir noktadaydı. Geçmişte de böyle bir durumla karşı karşıya gelmişti. O gün şans eseri eline bir sihirbaz geçmişti. Genel olarak eline geçen her sihirbazı ya cadısına ya da işkence odasına götürürdü. Thomas'a ise daha farklı davranmaya karar vermişti. Hatırlamadığı geçmişi, ondan kurtulmak isteyen ailesi ve kontrolsüz gücü ile gözüne aradığı malzeme olarak görünmüştü. Sihirbazın gücü her ne kadar kontrolsüz olsa da gücü oldukça fazlaydı. Buda işine geliyordu, bazı periler bile onun ateşini söndürmeyi zamanında başaramamıştı. Şimdi ise eski oyuncağını geri istiyordu. Onun hayatını bir süre uzaktan izlemişti. Her detayı beynine kazırken onu eline geçirecek yegane şeyi bulmuştu. Yatağına aldığı seksi güzel... Onu şehir dışında bulduğunda üzerinde kırmızı elbisesi ile etraftaki tüm erkeklerin ağzını sulandırıyordu. Onun ise kıza bakışlarında ölümcül bir tehlike vardı. Kızı etkisiz hale getirip ormandaki eve geldiğinde onun narin bedenini yatağa bıraktı. Kızın göğüs dekoltesi daha da belirginleşirken eteği neredeyse iç çamaşırını gösteren bir seviyeye ulaşmıştı. O ise bu detaylarla ilgilenmiyordu, kızın telefonunu ele geçirdiğinde oyuncağını aradı. Onun birazdan burada olacağını adı gibi biliyordu.

Evdeki içki dolabından bir şişe viski çıkarıp bardağına doldurduğunda kıza odaklandı. Yaydığı aura onunda güçlü olduğunu gösteriyordu. Eğer gücü işkence yöntemlerine uyarsa kız da işine yarardı. Ona yaklaşıp bedenindeki sihirbaz işaretini aradı, işaret sağ göğsünün biraz üzerindeydi. Belirginliğine bakılırsa henüz hiç bir peri tarafından sahiplenilmemiş demekti. Bu da onu daha rahat kullanabileceği anlamına gelirken yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi, tam da o anda kapı kırılmıştı. Hissedilen ısı Thomas'ın geldiğini gösterirken gözlerini ona dikti. Sözlerinden sonra ona bir kaç adım yaklaştı.

"Saygılı olmayı sana yeniden öğretmem mi gerekiyor? Üstelik elimde senin için değerli bir şey varken... Seninle yollarımızı ayırdık doğru ama bunun hiç bir zaman sonsuza dek süreceğini söylemedim..."

Bir kaç adım geri çekip sihirbaz kızın saçlarını okşadı.

"Şimdi saygılı olup konuşuyor muyuz? Yoksa ben eğlenmeye mi başlıyorum? Beni tanıyorsun Thomas, kızların acı dolu çığlıklarını her zaman daha çok sevmişimdir..."

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Kalbi göğüs kafesinden çıkacakmış kadar hızlı atıyordu. Beyni sevdiği kadını kaybettiği ya da onun yaralandığı hatta daha da kötüsü reyes’in işkencelerine maruz kaldığı binlerce kötü senoryoyu durmaksızın gözlerinin önünde canlandırırken boğulduğunu hissetti. Katniss, narin güzel sevgilisi onunla geçireceği beş dakikaya bile dayanamazdı. Dahası bunu hak etmiyordu. Hepsi Thomas yüzündendi. Uzun süredir beyninin derinliklerinde bastırdığı mantığının sesi yeniden gün yüzüne çıkmıştı. Acımasız bir şekilde ''Aferin sana beyinsiz herif kızın hayatını da mahvettin… Ondan uzak durman gerektiğini biliyordun ama sen onun iyiliği için bu kadar basit bir şeyi bile yapamadın'' derken sinirle dişlerini sıktı. Haklıydı. Her zaman ''Doğru olan şeyi yapıyorsun, mutlu olmak sizin de hakkınız'' diyen kalbinin sesiyse susmuş gibiydi. Kapıdan içeri girdikten sonra kullandığı sözcükleri pekte düşünerek sarf etmemişti. Beyni kelimeleri seçmekten çok sevgilisinin zarar görüp görmediğini anlamaya çalışmakla meşguldü. Onun tamamıyla iyi olduğuna kanaat getirdiğinde derin bir nefes aldı. Duyduğu ilk sözcüklerle beyninden vurulmuşa döndü.

Öfkesi içini alev alev yakarken '' Saygıdan mı söz ediyoruz gerçekten? Peki medeni olmaya ne oldu? Ya da adil? Benimle konuşmak için daha normal yollara başvurabilirdin'' dedi. Konuşma boyunca yumruklarını sıkabildiği kadar sıkıp yanağını ısırarak sakin kalmaya, gücünü kontrol etmeye çalışmıştı. Dışardaki birkaç ağacın yanmasından da anlaşılacağı gibi bu konuda pekte başarılı değildi. Reyes’in aşık olduğu kızın saçlarını okşamasıyla çıldırmıştı. Hızlı adımlarla perinin yanına gidip onun elini yakaladı. Kendini kontrol edemediğinden bileğini sıkarken '' Ellerini sevgilimden uzak tut yoksa sana yemin ediyorum reyes yapacağım son şey olsa bile seni öldürürüm . '' Dedi. Katniss’in huzursuzca kıpırdanmasıyla dikkati bir süre ona kaydı. Derin bir nefes alıp kendisini mantıklı olmaya zorlayarak periyi bıraktı. Gözlerini onun gözlerine dikerek '' Tamam konuşalım '' dedi. Dişlerini sıkarak '' Bu berbat süprizi neye borçluyum? '' diye sordu.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Gözleri baygın sihirbazın üzerindeydi. Oyuncağı gelene kadar yapacak başka bir işi yoktu. Geçen her saniye de bu uyuyan güzelin gücünü merak ediyordu. Eğer sevgilisi gibi bir yeteneği varsa bir taşla iki kuş vuracaktı. Sihirbazları Thomas'a kadar kullanmayı düşünmemişti. Ama şimdi sihirbaz, güçlerine göre bazı sihirbazları kullanabileceğini göstermişti. Belki de o gece ki şansı buydu. Her türlü işkenceyi denemişti, kesmek, burkmak, kırmak ve diğerleri... Ama arkasına yaslanıp birinin acısını izlemekte ayrı bir zevkti. Bunu uzaktan büyü ile yapmakta mümkündü ama oyuncu fazlalığı onu heyecanlandırıyor ve tatminliğini arttırıyordu. Thomas'ın saygıdan yoksun konuşması ile işleri kendi lehine çevirmek adına kızla ilgilendi. Kıza dokunuşu Thomas'ın tüm öfkesini ortaya çıkarıyordu. Bu öfkeyi hatırlıyordu. Kurbanlarının üzerinde de bu öfkesini sık sık kullanmasında onu teşvik etmişti. Sihirbazın tehdidi ile histerik bir kahkaha attı. Kızın saçını okşamayı bir an bile kesmeden konuşmaya başladı.

"Anlaşılan Thomas kiminle konuştuğunu unutmuşsun... İstersen kendimi bu güzel yaratığı çığlık attırarak hatırlatabilirim..."

Dışarıdaki alevlerin artışı ile ellerini kızın üzerinden çekti. Alevlerin artışı kendini yeteri kadar ifade ettiğini gösteriyordu. Bunun rahatlığı içinde koltuğa oturdu. Artık bir yerden asıl konuya giriş yapması gerekiyordu.

"İşin aslı Thomas yeniden farklı şeyler denemek istiyorum ve sen yeniden yardımcın olacaksın... Aslında bu güzel sihirbazın da gücünü merak ediyorum, belki işime yarar... Konuşmamıza dahil olmasının vakti geldi, bence..."

Kızın yanağına yavaşça dokunup bir büyü mırıldandı, sihirbaz gözlerini açtığında gözlerinde şaşkınlık ve korkuyu gördü. Konuşması ile ses tonunu duymak için sabırsızlanıyordu. Eğer Thomas, karşı çıkarsa bu kızın ona nasıl zevk vereceğini merak ediyordu.

"Korkma... Sadece sen, ben ve sevgilin biraz konuşacağız... İyiliğiniz için umarım benim beklediğim şekilde bir konuşma olur... Söyle bakalım yeteneğin ne, sihirbaz..."

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

Sevgilisi ile yaptığı kısa ama aşk dolu konuşma kalbine iyi gelmişti. Sadece, sadece iki gündür ondan uzakta başka bir şehirdeydi. Ama onu deli gibi özlemişti. Toplantıya katılmamak için elinden gelen her şeyi yapsa da Alistar ailesi için olduğunu bildiğinden ailesine hayır diyememişti. Aslında demişti ama reddedilmişti. Şimdi ise sadece bir gün daha bu şehirde kalması gerekiyordu. Eve döner dönmez görmek istediği ilk kişi o olacaktı. Telefonu kapattığında yüzünde bariz bir mutluluk vardı. Çocuklar gibi mutluluktan yerinde zıplayacak bir haldeydi ama bu mini elbise öyle bir sevinç gösterisine izin vermeyecek kadar mini ve dekolte içeriyordu. O an etrafına baktığında bir kaç bakış yakaladı, ona bakan... Her birinde garip bir hayranlık ve yatağa atma istediği vardı. Ama bir bakış diğerlerini gölgeledi... O bakışta bir şey vardı, kanının donmasını sağlayan bir şey, tüylerini diken diken eden bir şey... Nedensiz yere titremeye başlamıştı, hava mı soğumuştu? Ama esen rüzgarı hissetmiyordu. İçeri girme vaktinin geldiğini hisseder hissetmez, harekete geçti. Ama az önceki bakışlar aniden önünde belirdi. Sonrası ise derin bir karanlıktı.

Başı ağrıyordu, aslında tüm bedeni ağrıyordu. Bu halsizlik hiç hoşuna gitmemişti. Kulağına dolan sesleri duyuyordu, ama kelimeleri anlamıyordu. Sanki uykuya hapsedilmiş, gibiydi. Uyanmak istiyordu ama göz kapakları buna izin vermiyordu. Neden? Yanağındaki hafif dokunuşla gözlerini araladı. Burnuna sevdiği adamın kokusu gelmişti ama sonra daha yakınında başka bir koku fark etti. Tedirginlikle gözlerini açarken hızla doğruldu. Korktuğu bakışların sahibi adam karşısında duruyordu ve hemen onun karşısında da Thomas... Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Thomas, neler oluyor?..."

Konuşması adamın sözleri ile kesilmişti. Korkma diyordu, ama nasıl ürkütücü olduğunu biliyor muydu? Üstelik hiç bilmediği bir yerde uyanan her kişi korkardı. Yine de derin bir nefes alarak kendine gelmeye çalıştı. O sıradan bir insan değildi, bir sihirbazdı. Üstelik sevdiği adamda buradaydı, o yüzden de güçlü olmalıydı. Gözlerini ondan ayırmadan adamı dinledi. Nedense aklına sevdiği adamı ondan alan peri gelmişti. Adam da ona sihirbaz demişti, zaten...

"Yeteneğim elektrik, tadına bakmak ister misin? Ayrıca sende kimsin?"

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Masumane bir şekilde uyuyan sevgilisi şuan orayı ateşe vermemesinin tek nedeniydi. Yangınları hala kontrol edebiliyorsa onun sayesindeydi. Kendine olabilecek herhangi bir zarar umurunda değildi ama sevgilisi… Katniss… Onun hayatını riske edemezdi. Derin birkaç nefes alıp alevlere odaklandı. Sinirlenmemeye çalışıyordu fakat bu imkansızdı. İki yılını aşık olduğu kadından uzak geçirmesine, istemediği şeyleri yapmasına neden olan perinin ona dokunması öfkeden kudurmasına neden oluyordu. Bulundukları evde yankılanan kahkaha sesi içinde bulunan patlamaya hazır volkanı körüklüyordu. Tehlike kıvılcımları dolu gözlerini onun gözlerine dikti. Yumruğunu tüm gücüyle sıkarken duydukları karşısında ''Sakın… '' diye tısladı.

Onun yanındayken edindiği tecrübelerin yarattığı soğuk bir sesle ''Seni unutmak… Keşke mümkün olsaydı. '' Diyerek sustu. Sevdiği kadının bu konuşmaya dahil olmamasını istese de o tepki verene kadar kız uyanmıştı. İç çekip derin bir nefes aldı. Reyes’in açıklamasını önemsemeksizin kızın yanına gidip yatağa oturdu. Elini onun yanağına koyarak ''Bir şey olduğu yok hayatım… Ben buradayım. '' Diyerek elini tuttu. O sırada sevgilin sözleri Thomas'ı tedirgin ederken perinin dikkatini çekecek başka bir yön aradı. Sessizlik odaya bir kasvet gibi çökerken katniss’in kalkmasına yardım ettikten sonra gözlerini perinin gözlerine dikti. Başını yana eğip düşünür gibi yaptı sonra kararlılıkla ''Asla. Katniss ve ben senin karanlık dünyanda yer almayacağız '' Dedi. Orada daha fazla durmak gibi bir niyeti olmadığı için sevgilisiyle birlikte kapıya yöneldi.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Thomas, onu yeniden uyardığında yüzünde şeytani bir ifade belirdi. Anlaşılan kendini bir an önce yeniden tanıtması gerekiyordu. Bu iş içinde uygun aday uyuyan masum güzeldi. Gözleri ona odaklıyken eski oyuncağı yeniden konuşmuştu. Keşke diyordu, unutmuş olsam... Halbuki onu gerçekten hatırlıyor olsa ona böylesine zıt gitmezdi ya da bu kıza gerçekten değer veriyorsa... Vermiyor olsa da bir şey kaybetmezdi, kıza işkence ederken sonuç olarak her türlü zevkini sonuna dek yaşayacaktı. Kız uyandığında sorusunun ardından sustu, onlara zaman veriyordu ama sadece bir kaç dakika... Kızın kendini tehdit etmesi ile gülümsedi. Bu hoşuna gitmişti... Dişli olması güzeldi, oyuncaklarının biraz öfke dolu ve güçlü olması işine gelirdi. Kafasında bir sürü düşünce, sebep ve sonuçları ile oluşurken sessizliğini korumaya devam etti. Onun gibi sabırsız biri için fazlaca sessiz kalmıştı. Thomas'ın son sözleri ile ayrılmaya kalkan ikiliye göz attı ve sonra bir büyü ile oluşturduğu iki sandalyeye onları bağladı.

"Böylesine sessiz kalmam, size ezip geçilebilecek biri olduğumu mu düşündürdü? Çok yanılıyorsunuz, bunu seve seve size göstereceğim... İyiliğiniz için konuşmanın benim istediğim şekilde geçmesini söylemiştim. Siz peki bunu es geçiyorsunuz bende bu durumu biraz lehime çevirmeliyim..."

Onların bir süre kaçmaya çalışmasını izledi. Kurtulma şansları olduklarının düşünen kurbanları hoşuna gidiyordu. İçlerindeki umut sayesinden daha çok dayanıyorlar ve onu daha fazla eğlendiriyorlardı. Sihirbazların güçleri bağlı oldukları ip sayesinden şimdilik bloke edilmişti. Bunun için Jezebel'e özel olarak minnettardı. Çünkü bu büyüde iyi olmasını cadıya borçluydu. Zindandaki oyuncakları yanına geldiğinde eline ucu oldukça sivri bir hançer aldı ve Thomas'ın önüne geçti. Yüzüne sivri ucuyla bir çizik oluştururken konuşmaya başladı.

"Şimdi yeniden konuşalım ve elbette senin hafızanı da biraz pekiştirelim... Sana zarar vererek bana dönmeni sağlayamam. Peki ona zarar verirsem... Onun attığı çığlıklara ne kadar dayanabilirsin..."

Yavaş adımlarla kıza yaklaştı. Kız sevgilisine yara açarken bir kaç kelime etmişti, ama umursamamıştı. Şimdi sıra ondaydı. Koluna dirseğinden başlayarak bileğine doğru ince bir çizik aldı. Kız dudaklarını kenetlemiş, çığlık atmamaya çalışıyordu. Ama bu fazla uzun sürmeyecekti. Yarasını biraz daha deştiğinde istediği o tatlı çığlık dudaklarından döküldü. İşte o an gözleri Thomas'a kaydı, eli ise hala güzel ile oyununa odaklıydı.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

Gözlerini açtığında tedirginliği yüzünden belli oluyordu. Sadece bakışlarından ürktüğü adam ile göz göze geldiğinde içinden çığlık atma istediğine zorla karşı koydu. Tüm bedeni korku ile bütünleşmişti. Thomas'ı hissettikten sonra ise her şey bir nebze olsa daha kolay bir hal aldı. Kendini biraz daha rahat hissediyordu. Bunun en büyük sebebi ise yanağındaki masum dokunuştu. Onun varlığı her şeyi ile ona iyi geliyordu. Adama gücünü söylediğinde ucu açık bir tehditte bulundu. Evet ondan korktuğu doğruydu ama ona güç veren kişi, sevdiği erkek yanındaydı. Adamın taleplerini anlamamıştı. Anlaşılan o uyurken uzun bir konuşma olmuştu. Sevgilisinin sözlerinden sonra ona ayak uydurdu. O eğer karşı çıkıyorsa ortada iyi bir şey olmadığı aşikardı. Sessizlik içinde sevdiği adama ayak uydurdu. Buradan bir an önce gitmenin iyi bir fikir olduğu düşüncelerinin zirvesine oturmuştu. Bir iki adım sonra geriye çekilme hissi ile birlikte kendini sandalyede buldu. Neler odluğunu anlamayı denerken bileklerindeki iplerden kurtulmaya çalıştı. Ama öylesine sıkıydı ki canını yakıyordu. Adamın tehditkar ve bir o kadar kendinden emin kelimeleri ile ona baktı. Bu adamın hala neler yapabileceğini bilmiyordu ama iyi bir şey olmayacağı kesindi. Gücünü denemeye çalıştı önce, bir şeye yaramadığını gördüğünde düz bir sesle konuştu.

"Bırak bizi ne istiyorsun..."

Ama adam onu duymazdan gelmiş gibiydi. Bir anda yanlarında beliren tezgahla üstündekileri gördü. Her biri ucu keskin aletlerdi ve bu işin giderek daha kötü olacağının bir göstergesiydi. Adamın hançerle sevdiği erkeğe yaklaşması içinde büyük bir korkuya neden oldu. Onun teninde açılan yara ile bağırmaya başladı.

"Bırak onu... Bunu neden yapıyorsun? Onun canını yakıyorsun..."

İçinde sevdiği adama bir şey olacak endişesi varken onun odak noktası olduğunu gösteren kelimeleri duymadı bile... Adamla göz göze geldiklerinde tenine değer soğuk metal ile sözlerini yeni yeni algıladı. İlk kesik ile dudaklarını kenetledi. Demek adam çığlık istiyordu, öyle mi? Bunu ona vermeyecekti. Kolunda boydan boya açılan yaranın acısına rağmen sessiz kalmayı sürdürdü ama acı gözlerini doldurmaya yetmişti. Yarası deşilirken ise kendini daha fazla tutamayıp acı dolu bir çığlık attı. Üstelik adam durmuyordu bu da acıdan ağlamasına neden olurken acıdan çığlık atmaya devam etti. Arada ise ağzından tek bir kelime dökülüyordu.

"Dur!."

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Mantığı susmak zorunda kaldığı tüm o zamanların acısını çıkarırcasına acımasızca konuşurken içinde bulundukları felaket durumun analizini yapmaya çalışıyordu. ''Senin hatan aptal… Tüm bunlar senin yüzünden oldu. O kızdan uzak durman gerektiğini biliyordun. Tehlikeli olduğun gerçeğini görmezden gelmemeliydin'' diye bağırırken elinden ona hak vermekten başka bir şey gelmiyordu. Reyes’le yeniden karşılaşma ihtimalleri hep vardı. Başka perilerin dikkatini ne kadar üstüne çekmemeye çalışırsa çalışsın gücünü kontrol edemediği ise inkar edilemez bir gerçekti ve o tüm bunları bile bile duygularının esiri olarak kızı hayatına almıştı. Durumları ise tek kelimeyle berbattı. Katniss’in kiminle konuştuğunu bilmeden adama kafa tutması işleri daha da kötü hale sokarken onu bir an önce buradan uzaklaştırmak istediği için çok fazla düşünmeden kapıya yöneldi.

Koruma iç güdülerine göre verdiği kararları uygulaması kendini sandalyede bağlı bulmasıyla son bulurken öfkeyle dişlerini sıkıp ipleri yakmayı denedi. İlk defa kendisine problem yaratan gücünü kullanamadığı için öfkelenirken iplerden kendi imkanlarıyla kurtulmaya çalıştı. Kısa sürede bunun imkansız olduğunu kabullenmek zorunda kalmıştı. Bir perinin büyülerine karşı hiç şansları yoktu.

Sevgilisinin sözleri üzerine nefesini sıkıntıyla vererek ''Beni… '' dedi. Bu kızın aklını daha çok karıştıracaktı belki ama şuan uzun uzadıya açıklama yapabilecek durumda değildi. İşkence aletlerini gördüğünde ifadesizce periye baktı. İçten içe sevgilisi için korkmaya başlamıştı. Hançerle kendisine yaklaşmasını izlerken derin bir nefes aldı. Yüzü çizilirken dişlerini öfkeyle sıkmaktan başka bir şey yapmamıştı. Bu kadar küçük çizikleri görmezden gelmeyi öğrenecek kadar çok şey yaşamıştı.

Onun tepki vermesini perinin son sözleri sağlamıştı. Korkuyla ''Hayır '' dediği esnada sevgilisinin çığlığı kulaklarını doldurmuştu. İçinden bir parça koptuğunu hissetti. Canı hiç olmadığı kadar yanmıştı. Saniyeler içinde ''Dur… '' diye bağırdı. Hemen ardından ''Tamam. Tamam tanrının cezası kabul ediyorum. Oyuna geri döneceğim tıpkı istediğin gibi bırak onu '' dedi. Gözlerini perinin gözlerine dikerek ''Katniss senden uzakta ve güvende olduğu sürece söylediklerini harfiyen yapacağım. '' Dedi.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Kaçmaya çalışan aşıklar beyninin içindeki tüm sadistçe düşünceleri devreye sokmuştu. Gerçi bunu yapan tek şey gitmeye kalkmaları değildi. Kız kim olduğunu bilmeden onu tehdit etmişti. Thomas ise sanki onu ezip geçebilecek biri gibi davranıyordu. İkisi de yanılıyordu. Sandalyeye bağlı bedenlerini kurtarmaya çalışırlarken gözlerindeki ifadeyi yakaladı. Anlaşılan dikkat çekmek için sadist olması gerekiyordu ve bu ona son derece uygun görünüyordu. İşkence aletleri geldiğinde gösteriye başladı. Özel ilgi alanı elbette kızdı ve onun direniş göstermesi yüzündeki şeytani ifadenin büyümesini sağladı. Deşme işleminden sonra ise kız yelkenleri suya indirmişti. Attığı çığlık onu anında tahrik etmeye başlamıştı. Bu acı dolu yakarışlar onu çoğu zaman tahrik etse de bir çoğu bu kadar hızlı olmuyordu. Thomas'ın dur demesi ile hançeri kızdan uzaklaştırıp onu dinlemeye başladı.

"Öylemi Thomas... Sen hala benden bir şeyler isteyebilecek bir konumda olduğunu mu sanıyorsun? Bu durumda hala bir şeyler öğrenmemişsin demektir... Ayrıca ben bu kızı da istiyorum. Beni tehdit ettiği gücü başkalarında denerken görmek istiyorum... Hala itiraz hakkının olduğunu düşünüp konuşmaya başlayacaksan bunu yeniden test edebiliriz..."

Sesindeki ton kurbanlarının hiç bir şey yapmıyor olsa bile titremesine neden olacak türdendi. Kıza tekrar yanaşıp hançerin metal ucunu göğsüne doğru yaklaştırdı ve elbisenin izin verdiği kadarıyla çıplak teninde soğuk metali hissetmesini sağladı. Dolgun göğsüne oldukça yakın bir yere hafifçe bir çizik atarken kızdan yeni bir çığlık yükseldi, ani hareketinden ötürü. Sonrasında bir adım geri çekilip aşıklara baktı.

"Şimdi istediğim şeylere gelelim... Sen zaten yapman gerekeni biliyorsun, Thomas... O yüzden dikkatini bana ver, Katniss... Sevgilinin eskiden benim için yaptığı işi ikinizin birlikte yapmasını istiyorum... Tehlikesi yok oyuncaklarımı korurum. Son sözüm ise şu kabul ediyor musunuz? Yoksa sabaha kadar birbirinizin gözlerini önünde size işkence mi etmeliyim? İnanın bana bunu yaparım. Zaten bunu anlamış olmanız gerekir... "

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

Kendini çaresiz hissediyordu. Neden bu hale gelmişlerdi? Bu adam kimdi? Ne istiyordu? Kafasında bir sürü soru vardı. Kendi içinde adamın, sevdiği erkeği elinden alan peri olduğunu düşünüyor olsa da cevaplara ihtiyacı vardı. Sevdiği erkeğin bir fısıltı şeklinde söylediği şey ise kanını dondurdu. Bunu kabul edemezdi. Onsuz olmak istemiyordu, ama duyduğu şey yanlış da olamazdı. Thomas, beni demişti. Bu lanet olası herif onu istiyordu. Yeniden tehditler savurmak istedi ama bu çaresizken pek akıllıca olmazdı. Soğuk metalleri gördüğünde ise korkusu içinde büyüdü. Adama istediğini vermek istememişti. Ama deşilen yarası yüzünden çığlık atmaya başlamıştı. Tek bir çığlık tüm bedenini etkilerken acı yüzünden ağlamaya başladı. Sevdiği adamın kabulü ile de üzgün gözlerle ona baktı.

"Hayır bunu kabul edemem... Yeniden sensiz kalmak istemiyorum..."

Sözleri peri tarafından kesilirken dehşet verici ses tonuyla sözlerini dinledi. Cümleleri onu korkutmaya yetiyordu. İstediği şey olduğunu öğrendiğinde ise kafası yeniden sorularla doldu. Bu adamın derdi neydi? Soğuk metal bedenine yeniden değdiğinde titredi. Kendini hazırlamak istedi, ama ani çizik yüzünden yine çığlık atmıştı.

"Lanet herif..."

Göz yaşları arasında sadece tek bir cümle söyleyebilmiş, o da bir yakarışa dönüşmüştü. O an bir şeyi fark etti. Tehdit etmek için yanlış bir adam seçmişti. Ama yine de hala bir umut vardı. Sevdiği erkekten uzak olmamak için onunla yapamayacağı şey yoktu. Onu geri kazanmak için çok uğraşmıştı ve gitmesine asla izin vermeyecekti, en azından onu almadan gitmeyecekti.

"Ben kabul ediyorum... Bu istediğin her ne ise Thomas yanımda olduğu sürece kabul ediyorum. Ama lütfen daha fazla zarar verme..."

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Reyes’in istediği şeyi kabul etmesi söz konusu katniss olunca çokta uzun sürmemişti. Eğer durum farklı olsaydı yani tek başına onun elinde olsaydı bu duruma uzun bir süre daha direnebilirdi ama elinde çok değer verdiği, aşık olduğu kız varken yapabileceği tek şey her söylediğini koşulsuz şartsız kabul etmekti. Bu sevdiği kadından yeniden uzak kalacak zorunda olması anlamına gelse bile… Peri bıçağı sevgilisinin bedeninden çektiğinde rahat bir nefes aldı. Sevgilisinin itirazıyla gözleri onun gözleriyle kısa bir anlığına buluştu. Onsuz kalmayı… Kıza yeni kavuşmuşken kaybetmeyi thomas’da istemiyordu ama bunu yapması güvende olmasını sağlayacaksa eğer yapacaktı.

Düşüncelerinden sıyrılıp perinin sözlerini dinlerken duydukları onu öfkelendirmişti. Onu da olaylara dahil etmekten bahsediyordu. Onun masum güzeli bu karanlık dünyaya uyum sağlayamazdı. İtiraz etmek için ağzını açtığı sırada bıçağın yeniden kızın üzerinde dolaşmaya başlamasıyla sessiz kaldı. Onu kızdırmak şuan için en son isteyeceği şeydi. Katniss’e bir zarar gelmesini kaldıramazdı. Kızın yeni çığlığıyla '' keş şunu'' diye bağırdı. Bir süre bağlarından kurtulmak için öfkeyle nafile bir çaba sarf ettikten sonra reyes’in yeniden konuşmaya başlamasıyla ters bir şey söylememek adına öfkeyle dudağının içini ısırdı. Ağzına kan tadı geldiğinde dişlerini daha fazla sıkarak o metalik tadın yayılmasına izin verdi. Perinin son sözleri ile öfkeyle kararmış gözlerini onun gözlerine dikti.

Son sözlerini yapabilecek kapasitede olduğunu bildiğinden burnundan soluyarak '' Ediyorum lanet olası…'' demeyi başarmıştı. Katniss’i bu işe bulaştırmak hiç istememesine rağmen onu reyes’in zulmünden korumak için mecburen durumu kabul etmişti. Sevgilisinin son sözlerinden sonra '' Neye bulaştığının farkında değilsin. İnan bana bunu yapmak istemezsin… beni düşünme… '' dedi.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Thomas'a ders vermekten sıkılmıştı. Ama sihirbaz bir türlü öğrenmiyordu. Yine de bunun iyi bir tarafı da vardı. O da Katniss'in acı dolu çığlıkları... Kızın sesi, çok nadir dişilerin onda yarattığı etkiyi yaratmıştı. Sadistçe tavırlarının altında sihirbazı arzuluyordu. O bu şekilde çığlık atarken onu sabaha kadar becerebileceğini biliyordu. Aslında içten içe bunu istiyordu. Ama tüm bunların yanında her iki oyuncağı da istiyordu. Üstelik sihirbaz, kalbi başkasına ait bir dişiydi. Bu da sabaha kadar ki planlarının içine tecavüzü de eklemesi gerektiğini anlamına geliyordu. O ise bu tür bir şey istemediğinden farklı bir şekilde davranmaya karar verdi. Bu da işkencesini değiştirmişti. Sıkmak istediği dolgun göğüslerinden birine çizik atarak konuştu. Thomas'ın tam teslimiyeti dudaklarından dökülürken sihirbaz kızında kelimelerini dinledi. Güzel sihirbaz, sevdiği erkek için her şeyi yapacak gibi görünüyordu. Thomas'ın son sözleri kızı itiraz etmeye yönlendiriyor olsa da kızın gözlerindeki kararlılıkla şeytani ifadesini takındı. Katniss'e doğru yaklaşarak kulağına eğildi. Eli kızın çıplak gerdanın da gezdirirken, Thomas'ın sözlerini duymadığından emin olarak elleri yavaşça göğsüne yaklaşırken konuşmaya başladı.

"Bu asinin seni kandırmasına izin verme... Eğer sözünüzden döndüğünüzü hissedecek bile olursam onun kellesini sana hediye olarak gönderirim..."

Doğrulup kızın göğsündeki yaranın üzerinde parmaklarını gezdirip bir büyü mırıldandı. Bu sayede kızın dolgunluğunu biraz hissedebilmişti. Parmaklarının dokunduğu yerde dövme oluştuğunda yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu. Kolundaki derin yaranın üzerinde parmaklarını gezdirirken kızın yavaşça inlemesini duydu. Bu inleme kısa sürmüştü, çünkü kızın bedeninde açtığı yaraların kapanmasını sağladı. Ardından kızdan uzaklaşarak oyuncaklarına baktı.

"Uğraştırmış olsanız da ben istediğimi aldım. Üstelik Katniss beni gerçekten eğlendirdi. Thomas, sevgilini işaretledim, onu istediğim an bulabilirim... Yani kaçmayı düşünme senin kaçışın güzel sevgilini benimle yalnız bırakır... Yeniden görüşmek üzere..."

Bir büyü mırıldanıp onları çözdü, yetenekleri bedenlerine geri dönerken oradan ayrıldı.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Gücünü kullanabiliyor olsaydı eğer orayı ateşe verebilirdi. Bunu bilinçli olarak yapmayacağı kesindi. Arada katniss varken elinden geldiğince kendini kontrol etmeye çalışıyordu. Tek problem gücü üzerinde pek etkisi olmayışıydı. Thomas ne yaparsa yapsın, ne kadar uğraşırsa uğraşsın bunu bir türlü başaramıyordu. Bir periyi yakarak öldürebilecek kadar güçlü fakat gücünü duygularının yönetmesini çaresizce izleyecek kadar acizdi. Yani şuan reyes’in onların gücünü engellemiş olması bir açıdan iyiydi çünkü böyle bir anda ortalığın alevler içinde kalmayacağından emin olamıyordu. Algıladığı kesif kan tadı ise bunun tam tersini düşünmesini sağlıyordu.Derin birkaç nefesin onun işini görmeyeceğini bildiğinden kendini sakinleştirmeyi deneme hatasına düşmeyerek sadece çenesini tutmaya odaklandığı esnalar onun elini sevgilisinin teninde gezdirmesiyle yumruğunu var gücüyle sıkıp konuşmamak için kendiyle büyük bir savaş verdi.

Şimdi o lanet periye aklındakilerin hepsini söyleyecek olurda durumun saniyeler içinde daha da kötü bir hal alacağını biliyordu. Reyes oyuncaklarıyla oynamayı severdi. Bu da ona istediği nedeni vermeye yetecek olduğundan içinden lanetler okuyarak sessizliğini korudu. Kıza söylediklerini merak ederken ateşe hükmetmek yerine her türlü fısıltıyı duyabilen kulakları olsun isterdi. Böylelikle yeteneği asla fark edilmezdi. Düşüncenin saçmalığıyla iç çekip öfkeyle '' Reyes '' diye mırıldandı. Onun kızdan uzaklaşması rahat bir nefes almasını sağlarken kıskançlık duygusu öfkesine karışmıştı.

Kızın yaralarının iyileşmesi içini rahatlatırken öğrendikleri kanını dondurdu. Kendi kaçmaya çalışmazdı ama sevgilisini, en azından onu bundan uzak tutmanın bir yolu vardı ama oda yok olmuştu. Elleri çözüldüğünde öfkeyle kalkıp duvara sert bir yumruk geçirerek '' Lanet olsunnnnnn '' diye bağırdı. Duygularına karşılık veren gücü öfkesinin emrine amade ormanı aleve boğarken katniss’i hatırlayarak sakinleşmeye çalışarak kıza '' İyi misin? '' die sordu.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

Sonunda perinin istediği olmuştu. Thomas da kabulünü dile getirmişti. Ama yüzündeki ifadeden sevdiği adamın memnun olmadığını anlayabiliyordu. Onun kafası ise soru işaretleri ile doluydu. Kendini neye bulaştırdığı bile bilmiyordu. Peri sanki soru işaretlerini anlamış gibi üzerine gelirken kendini sıkmaya çalıştı. Artık çığlık atıp onu memnun etmek istemiyordu. Tenine dokunan parmaklar ile yeni bir kesiğin bedeninde açılmayacağını anladı. Göğüslerine yakın dokunuşlar onu rahatsız etse de yine de tek bir kelime bile etmedi. Ona aksi davranmak hem sevgilisini hemde kendisinin başını belaya sokmaktan başka bir işe yaramıyordu. Bir fısıltı şeklinde kulağına dolan sesinin dinledi. Her ton dediğini yapacağını gösterirken gözünden bir damla yaş aktı. Kabulünü belli edercesine başını salladı. Perinin parmakları göğsündeki yaraya denk geldiğinde sessizce inledi. Bir trans haline geçmiş gibi bir anda sevgilisinin sesini duyması ile kendine gelirken bedenindeki yaraların artık acımaması ile iyileştiğini anladı. Bu da lanet oyunun bitiğini gösteren bir işaretti. Peri kapanış konuşmasını yaparken ayrıldığında çözülmüş olmasına rağmen hareket edemedi. Hala şoktaydı. Bu olanlara inanamıyordu. Thomas'ın duvara attığı sert yumruk ile yerinden sıçradı ve ona baktı. Dışarıdaki alevleri fark etmesi de aynı anda olmuştu. Sevdiği adamın sorusu ile cümle kurmaya çalıştı.

"Ben... İyi miyim? Açıkçası emin değilim... Bir korku filminin içine düşmüş gibi hissediyorum..."

Konuşmasından sonra ayağa kalktı. Sevdiği adamı sakinleştirme işini üstlenmesi gerekiyor gibi görünüyordu ve her şey den öte ona ihtiyacı vardı. Sevdiği adama yaklaşıp ona arkadan sarıldı.

"Sakin ol sevgilim... Seni çok seviyorum..."

Ensesine öperken derin bir nefesle kokusunu içine çekti.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Söylemek istediklerini söyleyememek ve o periye hiçbir halt yapamamak sinirlerine dokunmuştu. Yakıp yıkmak, daha önce hiç olmadığı kadar zarar vermek ve birilerini öldürmek istiyordu. Gücü ortalığı yakıp yıkarken kendini kaybetmiş durumdaydı. O adi herif katniss’e onun sevgilisine dokunmuştu. Teninde parmaklarını gezdirmişti. Lanet herife bildiği tüm küfürleri sayarken duvara yumruğunu sertçe geçirmiş olsa da hıncını alamayıp masaya tekme atmıştı. Alevler etrafı daha da sararken içindeki öfke gözünü tamamıyla kör etmişti. İçindeki karanlık göz rengine de yansıyıp koyulaştırırken kulaklarına tatlı bir ses doldu. Durdu. Beyni sözcükleri algılamakta zorlanmıştı. Gözlerini onun gözlerine diktiğinde dışarıdaki yangını fark etti. Beyni bir parça düzgün çalışmaya başladığında dumanın kız için tehlikeli olduğunu fark edip kendini dizginlemeyi denerken onu bu için içine soktuğu için kendine lanetler okudu. Kahretsin, Kahretsin, Kahretsin ondan uzak durmayarak aptallık etmişti. O barda karşılaştıkları andan beri harekete geçen kalbini şu an yerinden söküp atmak isterken bedenine dolanan kollarla derin bir nefes aldı.

Ciğerlerine dolan çiçek kokusu ve boynuna kondurulan öpücük onu bir nebze sakinleştirirken yavaşça arkasını dönüp kızı kolları arasına aldı. Korktuğunu ayan beyan görmek dişlerini öfkeyle sıkmasını sağlamıştı. Reyes denen o periden nefret ediyordu. İçinde kopan fırtınaları ona yansıtmayarak saçlarını yumuşak bir şekilde okşayıp alnına bir öpücük kondurdu. O sırada dışarda olan alevlerde büyük ölçüde azalmıştı.

Söyleyeceği kelimeleri toparlarken ''Bende seni seviyorum sevgilim '' dedi. Bu durumu ona nasıl anlatacağını ya da ondan nasıl özür dileceğini bilmiyordu ama bir yerden başlaması gerekiyordu. Yüzünü avuçlarının arasına alarak ''Ben… Özür dilerim katniss… Başına gelen şeyler için, seni bu pisliğin içine istemeden de olsa çektiğim için çok üzgünüm '' dedi. Alnını onun alnına dayayıp gözlerini kapattı. Onun varlığı üzerinde yatıştırıcı ilaç etkisi yaratırken pişmanlık, üzüntü ve öfkenin hakim olduğu bir sesle ''Hayatına hiç girmemeliydim '' diye fısıldadı.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

Üzerindeki donukluğu henüz atabilmiş değildi. Yaşananların gerçekten de kabus olmasını ne çok isterdi. Ama ne yazık ki değildi. Bedenindeki yaralar geçmiş olsa bile acıları hala bir şekilde kendilerini hissettiriyordu. Böyle bir büyüye alışık değildi, aslında Reyes'ın onca acıdan sonra iyi bir peri gibi onu iyileştirmesi de garipti. O an dediklerini anımsadı, oyuncaklarına değer verdiğini söylemişti. Bu sözler bir gerçeğin daha beyninde yankılanmasına neden oldu. O artık bir oyuncaktı, sevdiği adam ile birlikte hiç tanımadığı ama sadist olduğuna emin olduğu bir perinin oyuncağı... Thomas'ın yaptığı hareketlerin sonuçlarında çıkan gürültüler onu kendine getirirken güçlü olmaya çalıştı. Onu sakinleştirmek adına kelimelerini ve dokunuşlarını kullanırken kendini onun kollarında buldu. Her şeye rağmen gözlerinde bir korku vardı, güçlü olmaya çalışsa da... Yine de ilacı da hemen yanındaydı. Derin bir nefesle onun kokusunu içine çekti. Sevildiğini duymaksa onu rahatlatan başka şey olmuştu. Onu kelimeler ve dokunuşlarla rahatlatmak istese de kendisinin de ihtiyacı olan şey bunlardan ibaretti. Sevdiği adamsa bunu ona veriyordu. Ta ki konuşmaların tamamı bitene dek... Son fısıltı tüylerini diken diken etmişti. Yeniden ayrılmak zorundayız gibisinden bir konuşmayı kaldıramazdı. Birbirlerine oldukça yakınken yanaklarındaki ellerini çekerek onun başını ellerinin arasına aldı.

"Beni dinle, Thomas... Barda ve evinde yaptığımız konuşmalar da senden sürekli olarak birlikte olmamalıyız lafını dinledim, artık duymak istemiyorum. Ben seninle olmak istiyorum... Hem bu olanlar senin suçun bile değil... Kontrolsüz bu gücü sen istemedin... O periyi hayatına sokmayı da sen istemedin... Hatta birlikte olmamamız içi uğraştın... Seni ise birlikte olmaya ben zorladım ama pişman değilim... Her ne olursa olsun, seni seviyorum..."

Nefesleri birbirine karışırken dudaklarını öpmeye başladı. Alt dudağını yavaşça emerken dilini ağzına sokarak o muhteşem tadı algıladı. Bu tadı seviyordu, Thomas'ın kendini dönüştürdüğü arzulu kadını da seviyordu. Öpüşmeye zar zor ara verdiğinde ona sıkıca sarıldı.

" Biz birbirimize aitiz... Sen benimsin, bende sesin...

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Kızı sakinleştirmeyi başardıktan sonra söylediği son sözlerin üzerine aklı, benliği geçmişe, acı çektiği ve acı çektirdiği yıllara gitmişti. Gücü ona verilen bir ödülden çok bir ceza gibiydi. Her zaman bir şekilde başına bela açıyor, sorun teşkil ediyordu. Reyes’le karşılaşmadan önce yeteneği arada kontrolden çıkıp bir yerleri yakardı. Çoğunlukla insanlara zarar vermemeye çalışsa da arada başaramadığı, kendine küfürler edip lanetler okuduğu zamanlar olmuştu. Ne olursa olsun bilinçli bir kötülük yapmamıştı. O lanet peri karşısına çıkıp her şeyi değiştirene kadar… Onu insanlara, perilere zarar vermeye, işkence edip öldürmeye zorlamış ve başarmıştı. Başlarda çektiği vicdan azabı onu rahat bırakmayıp delirecek noktaya getirmiş olmasına rağmen sonradan bunu bir şekilde bastırmayı zamanla görmezden gelmeyi öğrenmişti. Bunun kolay olduğunu savunmuyordu çünkü kolay değildi. Hem de hiç değildi… Aldığı hayatlar gözünde asla değersiz olmamıştı. Öyle olmalıydı aslında ama yapamamıştı. Thomas her zaman kendiyle bu konuda çelişiyordu. O koskoca 2 yılda bu durumu hazmedememişken katniss’in bununla nasıl başa çıkabileceğini ise bilmiyordu.

Karamsar bir sürü düşünce içini kemirmeye devam ederken sevgilisinin yüzünde hissettiği elleriyle derin bir nefes aldı. Ondan uzak durmak için hep çabalamış ve başaramamıştı zaten bu yüzden şuan bu durumda değiller miydi? Boğulduğunu hissederken masum güzelliğinin tatlı sesiyle kendine geldi. Gözlerini onun gözlerine dikerek sözleri dinlerken derin nefesler aldı. Doğruydu… Bunların hiçbirini o istememişti. En başta da gücünü… Sıradan biri olmak için nelerini vermezdi ki? Herkesin monoton diye yakındığı sıradan bir hayat için ödün veremeyeceği şey yoktu.

Düşünceler yine beynine üşüşürken dudaklarına dokunun dudaklarla zaman durdu. Fikirler ara verdi thomas’ı zorlamaya ve rüzgar kesti sesini… Algıladığı tat başını döndürürken katniss’i belinden tutup kendine çekerek öpücüğü derinleştirdi. Nefeslerinin kesildiği esnada katniss’in geri çekilip söylediklerinden sonra ''Evet… Bende seni seviyorum'' diyerek yeniden onu öpmeye başladı. Bir süre sonra elleri kızın bedeninde gezmeye başlamıştı. Onu tek hamlede kucağına alarak öpücüğünü derinleştirdi. Dudakları dudaklarından boynuna küçük bir gezintiye çıkarken bir eli kızın dolgun göğüslerini okşuyor diğer eli kalçasında geziniyordu.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

Thomas'dan uzak kalması söz konusu bile değildi. Sırf ondan ayrılmamak adına hiç tanımadığı ve görevlerinin ne odluğunu bile bilmediği bir şeye bulaşmıştı. Belki de korkmalı, endişe etmeliydi. Ama bunu hissetmiyordu, en azından şimdilik... Üstelik peri de oldukça zorlamıştı, her ikisini de... Şimdi ise ondan ayrılmayacağı bu kadar belliyken Thomas'ın sözleri canını yakıyordu. Daha doğrusu sözlerinin devamı olacak kelimelerden endişe ediyordu. Bunu ona göstermek adına kontrolü eline aldı. Öpücüklerinin sonunda ise birbirlerine ait olduklarını söylemişti. Thomas ile nefesleri birbirine karıştığı bir anda ondan duydukları ile gülümsedi. Şu an belki de yapması gereken en son şey buydu, gülümsemek... Gelecekleri belirsiz ve tehdit altındaydı. Yine de onunla olacağını bilmek bir şekilde rahatlatıyordu. Göğsüne sığmayan aşkı ile onu öpen dudaklara karşılık verdi. Erkeğinin ellerinin arasında olmasından başka bir şey istemiyordu. Kendini Thomas'ın kucağında bulduğunda bacaklarını beline doladı. Onu delice öperken dudakları boş kaldığında inlemeye başladı. Başını hafifçe geriye yatırıp Thomas'ın başını göğsüne yasladı. Delice atan kalbini duyması için bir süre sonra onu biraz iterek kucağından inip onu bir duvara yapıştırdı.

"Kalbimin nasıl attığını duydun mu? Senin için atıyor ve sadece sana ait seni seviyorum..."

Dudaklarına kapandığında tişörtünü yavaşça yukarı doğru çekti. Bedeni alev almış bir haldeyken içindeki dişi şeytan ortaya çıkmıştı. Onu büyük bir tutkuyla dudakları öperken önce boynuna kaydı. Ardından uğraşacak çıplak bıraktığı göğsüne öpücükler kondurmaya başladı.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 139 Kayıt tarihi : 02/06/12 Yaş : 34 Lakap : yok

Olan ve olabilecek her şey önemini yitirmişti. Belki de şuan onun öpücüğünü derinleştirip onun tadını çıkartmayı düşünmek yerine gelecekleri ve reyes’in başlarına açabileceği belalar hakkında endişelenmeliydi ama bu masum güzellik aklını başından alıyordu. Üstelik bundan sonraki haftalarda bunun için bol bol zamanları olacaktı. Hala zihninin derinliklerinde kalbinin sahibinin hissetmesi muhtemel duygular içini sıkmaya devam ederken kıza sıkıca sarıldı. Kokusu beynini uyuştururken dokunuşları inlemesine neden oldu. Onu yatağa atmak için hamle yapmıştı ki katniss’in kafasına göğsünü yaslamasıyla birkaç saniye duraksadı. Duyduklarıyla gülümsedi. Gözlerini onun gözlerine dikerken yanaklarını avuçlayarak ''Bende seni seviyorum… '' dedi. Kızın bir elini tutup kendi kalbinin üzerine koyarak ''Yalnızca senin için attı. Öyle olmaya da devam edecek '' dedi. Kendini daha fazla tutamayıp onun dudaklarına kapandı. Bu sefer çok fazla beklemeyerek kızı yatağa yatırdı. Kıyafetlerini parçalara ayırıp bedenine öpücükler ve ısırıklar kondururken elleri önce güzel ve dolgun göğüslerinde biraz oyalandı. Sonra her bir santimini ezberlediği bedende elleri yumuşakça dolaşmaya başladı.

Kızın tatli iniltileri zevk verirken yavaş yavaş onun en mahrem yerine doğru indi. Dudakları onun cennetiyle buluştuğunda uzun bir süre onu çıldırtıyor olmanın tadını çıkardı. Geri çekilip üzerindeki kıyafetleri çıkardıktan sonra özellikle bedenini bedenine sürtüp içine girmeyerek bir süre daha onun sabrının sınırlarını zorladı. Dayanamayacak raddeye geldiğinde hızla içine girdi. Tahammül sınırına çoktan aşmış olmasına rağmen bir süre kendini zorlayarak yavaş bir şekilde hareket etti. Sınıra ulaştığında hızlanmış ve bir süre sonra o mükemmel ana ulaşıp kızla birlikte rahatlamıştı. Nefes nefese bir halde kendini yana atıp onu kollarına aldıktan sonra saçlarını bir süre okşayıp öptü. Bir süre soluklandıktan sonra sevgilisinin dudaklarına küçük bir öpücük kondurup ''Artık gitsek iyi olur hayatım burada her an her şey olabilir yani güvenli değil '' dedi.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

İçindeki dişiyi durduramıyordu. Bu yanını onu öğreten erkeğe aç bir hayvan gibi saldırırken tenine öpücükler konduruyordu. Mantığı ise bunu yanlış buluyordu. Bulundukları bu yer daha bir kaç dakika öncesine kadar korku filminin yaşandığı yerdi. Thomas'a dokunurken ise mantığı kesinlikle olaylara etki eden bir etmen değildi. Yanaklarını kavrayan erkeğin gözlerine bakarken sevildiğini söyleyen kelimeler kalbini ısıtırken elinin konduğu yere baktı. Kalbi avucunun içinde atıyordu ve sadece kendisin için attığını çok iyi biliyordu. Belki de bir şeyler söylemeliydi ama dudaklarına kapanan dudaklar buna izin vermemişti. Ona delice bir arzuyla karşılık verirken kendini yatakta buldu. Erkeği üzerinde bedeninin tadını çıkarırken o da Thomas'a dokunuyor, öpüyordu. Saniyeler içinde kendini bir zevk denizinin içinde bulmuşken bedeni zevkten titrer bir hale geldi. Bunun en büyük nedeni de bacaklarının arasında ona işkence eden dudaklardı. Onu resmen öldürüyor ve çığlık atmasına neden oluyordu. Sık nefesleri artık dayanamadığını gösteriyordu. Thomas, yeniden üzerine çıktığında ona sarıldı. Bir an önce kendine sahip olmasını istiyordu ama o sadece işkence ediyordu.

"Beni öldürmeye mi çalışıyorsun? Dayanamıyorum..."

Bu cümle ile onu içinde hissettiğinde zevk dolu bir çığlık attı. Kalçaları ile ona ayak uydururken kolları ile bedenini sarıp onu kendine daha fazla bastırdı. Nefes nefese bir şekilde sevdiği erkekle tatmin olurken kendine gelmeye çalıştı. Erkeğinin güvenli kollarında onun sözlerini duyduğunda ona hak vermeden edemedi, burası güvenli değildi. Bir kaç dakika sonrada üzerini giyip erkeği ile oradan uzaklaştı. Burayı unutmak hiçte kolay olmayacaktı ve zaten Reyes'ın kendini unutturmayacağını öğrenmişti.