İsabel gözlerini aralayıp etrafa göz gezdirdi. Gözleri masasının üzerindeki saatle buluştuğunda şaşkınlıkla olduğu yerde kala kaldı. Saat neredeyse 12 olmuştu. Süratle yatağından kalkarken daha doğrusu kalkmaya çalışırken üzerindeki çarşafın ayağına takılmasıyla kendini yerde bulması bir oldu. Küçük bir çığlık attıktan sonra birkaç saniye yerde kaldı ve ardından sinirle kendine ve çarşafa söylenerek ayağa katlı ve kendini duşun altına attı. Uzun süre suyun altında durarak suyun onu rahatlatmasına izin verdi. Garip bir şekilde su onu rahatlatıyor, düşüncelerinden uzaklaşmasını, sakinleşmesini ve mantıklı düşünmek için zihnini boşaltmasını sağlıyordu. Suyun bir insanın üzerinde böyle etkiler yaratabileceğini hiç düşünmezdi ama kendisinde yarattığı etkileri de inkar edemezdi. Az önceki geç kalma telaşını üzerinden atmıştı az da olsa sonuçta geç kalmıştı. Zamanı geri almazdı yapacak bir şey yoktu bir sonraki derse girecekti mecburen. Bunu hatırlayınca derin bir iç çekti ve duştan çıkıp hızla üzerini değiştirip mini bir etek ve askılı bir bluz giyip saçlarını da yaparak kendini evden dışarı attı. Arabasını kapıda göremeyince onu yolda gelirken arızalandığı için çekiciyle tamirciye bıraktığını ardından hafta sonu da onu almayı unuttuğunu hatırlayıp okula gitmek için ya ne zaman geleceği belli olmayan otobüsü bekleyeceğini ya da okula doğru koşmaya başlayacağıyla ilgili acı gerçekle karşılaşıp iç çekerek kendine küfürler savurdu. Tüm aksilikler ard arda gelmek zorunda mıydı?
Bir süre olduğu yerde kalıp ne yapacağını düşündükten sonra okulun onlara uzaklık mesafesini de düşünüp olayı detaylı bir şekilde inceledikten sonra ne zaman geleceği belli olmayan otobüsü beklemek yerine koşmaya karar verdiği an yanlış kitapları aldığını fark edip tekrar eve koşması bir oldu. Bu gün hiç olmadığı kadar berbat bir gün diye düşünüp hızla evden çıktıktan sonra son sürat koşmaya başladı. Bu okula koşma fikrinin birkaç dakika sonra giydiği topuklular yüzünden berbat bir fikir olduğunu anlasa da kararını değiştirmek için çok geçti. Bugün spor kıyafetler ve spor ayakkabı giyinmediği için kendine ve giyinirken nerede olduğunu merak ettiği aklına iyi dileklerini! yolladıktan sonra elindeki kitapları daha sıkı kavrayıp hızını biraz daha arttırmaya çalışarak son hız koşmaya başlamıştı ki çok geçmeden birine çarpıp yere kapaklanmasıyla bu telaşlı koşuşturmasına son noktayı koymuş oldu. Elindeki kitaplar bir yana kendi başka bir yana düşerken bu günün daha ne kadar berbatlaşabileceğini merak etti. Resmen felaket bir gün yaşıyordu ve ufak aksiliklerle başlayan günü her geçen saniye daha da büyük aksiliklerle çekilmez bir hal almaya başlamıştı. Tüm bunları düşünürken hala yerde yattığını hatırlayıp başını tutarak dizlerinin üzerinde durup ''Lanet olsun tüm aksilikler bugün beni bulmak zorunda mı?'' diye sinirle söylendikten sonra çarptığı kişiyi hatırlayarak kime çarptığına bakma gereği bile duymadan ''Özür dilerim. Benim acelem vardı ve… dikkatsiz davrandım üzgünüm.'' Diyerek kitaplarını toplamaya koyuldu.
Not:İsteyen herkes gelebilir