Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Eve dönüş Paz Ekim 28 2012, 01:20 | |
| Elise uçağa bindiğinden beri düşünüyordu. Uzun süredir ailesinden ayrıydı. Anne ve babasını kaybettiğinden beri yurt dışındaydı. Boğmuştu onu bulunduğu ülke. Annesi ve babası olmayınca hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı onun için. Her yer onların anısıyla dolu olduğu için uzaklaşmak istemişti her şeyden. Yeni bir ülkeye gidip yeni bir hayata başlamanın iyi geleceğini düşünmüştü ve eşyalarını toplayıp aile üyelerine isteğini fazla çabalamadan kabul ettirip kaçmıştı bu ülkeden, anılarından, ailesinden kısaca her şeyden. Şimdiyse geri dönüyordu. Bıraktığı her şeye geri dönüyordu. Heyecanlıydı. Bu heyecanı ailesini yeniden göreceği içindi. Özlemişti kuzenini. Geri dönme nedeni de o değil miydi zaten son olayları öğrenince bu işe el atması gerektiğini fark etmiş ve kuzenini korumak aynı zamanda ona destek olmak için geri dönmüştü. Uçaktan indiğinde içinde anlamlandıramadığı bir sevinç vardı. Ortada bir neden yokken sevinçli olmak garip bir histi. Havaalanına kimse gelmemişti çünkü kimseye haber vermemişti. Gereksiz karşılama ve vedalaşma merasimleri ona göre değildi pek. Ağır adımlarla çıkışa yöneldi. Yeniden eve dönmek güzeldi her ne olursa olsun. Anılar havaalanından çıktı anda zihnine dolmuştu. Gözlerinin dolduğunu hissediyordu ama ağlamayacaktı buna izin vermeyecekti. Akmak için oldukça istekli olan göz yaşlarını büyük bir çaba sarf ederek hızla geriye itti ve yüzüne sahte gülümsemesini takındı. Mutlu olmalıydı bugün evine dönmüştü. Akrabalarını görecekti uzun zaman sonra hem scarlett için dönmüştü buraya ona destek olup normal haline dönmesi için yardım etmek için gelmişti. Scarlett’ın ailesinden scarlett’ı koruması gerekecekti ama kararlıydı bundan sonra kimse zarar veremeyecekti kuzenine. Ona yakın olan tek kişiydi scarlett. Birbirlerini anlıyorlardı. Dahası birbirlerine iyi geliyorlardı.
Gördüğü ilk taksiye binip malikanenin adresini verdi ve mp3’ünü çıkarıp kulaklıklarını takarak müzik dinlemeye başladı. Uzun sayılabilecek bir yolculuğun ardından malikaneye geldiklerinde adamın ona olan tuhaf bakışlarını görmezden geldi. Bu bakışı iyi biliyordu böyle bir malikanede yaşayıp zengin olduğu halde özel arabanı değilde taksiyi mi tercih ediyorsun bakışıydı bu ama onu umursamıyordu. Taksiciye parayı verip bavulunu aşağı indirdi. Hiçbir zaman gösteriş meraklısı olmamıştı. Yalnız kalmayı seviyordu bu yüzden hizmetçilerden hoşlanmazdı. Malikaneye uzun süre dışarıdan bakıp eski zamanları hatırladı. Sonra gülümsedi. Scarlett’ı görmek için sabırsızlanıyordu. Buraya gelmeden önce ona telefon etmiş eve döneceğini ve onu görmek istediğini söylemişti. Bu yüzden scarlett evdeydi biliyordu. Tabi onu diğerlerine söylememesi içinde sıkı sıkı tembihlemişti. Gelişinin tam bir sürpriz olmasını istiyordu. Ya da bomba etkisi yaratmasını da denebilirdi. Ailenin asi kızıydı elise kimse ona istemediği bir şey yaptıramaz ve kimse kararlarını sorgulayamazdı. Evde söz sahibiydi ve büyük annesi tarafından çok sevildiği için kimse ona karşı çıkmayı deneyemiyordu. Bu muhtemelen aile bireylerinin hiç hoşuna gitmeyecekti ama onları düşünen kimdi elise'in düşünmediği ortadaydı bu saatten sonra scarlett'ında düşünmesine izin vermeyecekti. Rahatlamak için derin bir nefes aldı ve ilerlemeye başladı. Birazdan evde oluşacak kaosu düşündükçe gülümsüyordu. Zili çaldı ve beklemeye başladı. Bir süre sonra scarlett kapıyı açmıştı. Genelde kapıyı hizmetçiler açardı ama anlaşılan scarlett kimseye bırakmamıştı kapı açma işini. Scarlett’ı kendine çekip sıkıca sarılarak ''Seni çok özledim kuzen'' dedi. Ona uzun uzun sarıldıktan sonra geri çekilince gözlerinin içindeki derin üzüntüyü gördü ve kaşlarını çatarak ''Ne oldu? Biri canını mı sıktı?'' diye sordu. O sırada içeriye girip valizini bir köşeye koydu ve ''E anlat bakalım ben yokken neler oldu?'' diye sordu. Aslında neler olduğunu biliyordu az çok ama birde olanları scarlett’tan dinlemek istiyordu. Kuzeninin ondan gerçekleri gizlemeyeceğini biliyordu daha doğrusu gizleyemezdi çünkü scarlett’ta biliyordu ki o asla cevabını bilmediği bir şey sormazdı. Hem birbirlerini o kadar iyi tanıyorlardı ki ne elise’in sahte gülüşlerine scarlett kanıyordu nede scarlett’ın suskun hali elise’de işe yarıyordu. | |
|
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Eve dönüş Çarş. Ekim 31 2012, 22:06 | |
| Phin'den gizli saklı hiç bir şey yapmak istemiyordu aslında. Yalan değildi. Şu an ona aslında ne kadar ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyordu. Ama aynı şekilde kendini uzak tutması gerektiğini de biliyordu. Ondan yardım isterken bile neredeyse hayatını mahvediyordu. Sevgilisi ile arasını diğer benliği büyük bir başarı ile bozmuştu. Neden onu öpmek istediğini bile bilmiyordu, gerçi aslında biliyordu. Phin o anda perisi Phin olarak karşısında değildi. Karşısında kalbini paramparça etmeyi başarmış eski sevgilisi duruyordu. Onu öldürme girişimi bu şekilde gerçekleştirmek istemişti. Katil ruhlu diğer benliği... Ama asıl kötü olan şey her şeyi diğer benliğinin üzerine atarken bir gerçeği atlıyor olmasıydı. O da, o gerçekte birini öldürebilecek biriydi. Hatta büyük bir zevkle gerçekleştirdiği o an hala aklının bir köşesinde duruyordu. O zaman dönüşüm gerçekleşmemişti bile. Sadece gücü ortaya çıkmış ve karşısındaki kişinin tüm yaşaması için gereken elinde olan her şeyini çalmıştı. Sırf bu yüzden Caitlyn'in evinden bile kaçma gereksinimi duymuştu. Elbette geri dönecekti. Kendi başına biraz nefes almak istemişti. Tabi aldığı bu nefes bile bir başka kişinin neredeyse ölümüne neden olacağı gerçeği ile son bulmuştu. Sonuç olarak katil olmamıştı. Yine bir şekilde uçurumun kenarından dönmüştü. Yorulduğu hissediyordu. Bu hayattan gerçekten yorulmuştu. Hatta bir anlığına kendi hayatına son vermeyi düşündü, yine... Bir kişiye daha zarar vermeden bu dünyadan ayrılmak çekici geliyordu. Ama bu zayıflık ve kaçmak gerçekten ona göre miydi? Şu an hala hayattaysa bu onun güçlü olan kişiliği ile alakalıydı. Üstelik cadının söylediğine göre bir şekilde Phin ile bir araya geldiklerinde her şey daha kolay olacaktı. Tabi onunla yan yana gelmeyi başarabilirse. Onu en son sevgilisi ile mutlu bir şekilde bırakmıştı. O ortalarda olmadığı sürece her şey onlar için normal devam edecekti.
Boş, boş nereye gideceğini bilmeden attığı adımlar onu evine getirmişti. Ailesi ile konuşmayalı sanki yıl olmuştu. En son onunla konuştukları an ailesinin gözlerinde gördüğü donukluk bir an olsun aklından çıkmamıştı. Sanki başka bir aile vardı karşısında. Bunları aklından uzaklaştırarak kapıyı çaldı. Kapıyı dadısı açmıştı ve ona sıkıca sarıldıktan sonra annesine seslenmişti. Ona kızının geldiğini haber vermişti. Annesi hızla yanına gelerek ona sarıldı.
"Scarlett tatlım nerelerdeydin. Telefonun cevap vermiyor biz... Başına bir şey gelmiş olduğunu düşündük. Bunu bir daha asla tekrarlama Scarlett. Bizi ne kadar merakta bıraktığının farkında mısın?"
Bu kelimeler beyninin içinde yankılanmaya başladı. Anlamıyordu. Ailesi onu kliniğe kapatırken ne düşünüyorlardı. Ama bir dakika kimse klinikten bahsetmemişti. Üstelik sanki günlerdir onu görmemiş gibilerdi. Ama sadece bir kaç gün önce bu evden ayrılmıştı ve gittiği yerde belliydi. Bunun diğer cadı ile ilgili olduğunu düşündü bir an. Annesinin şu anki davranışı ile neredeyse emin olmuştu. Annesine sıkıca sarılarak konuşmaya başladı.
"Ben sadece kafa dinlemek istedim. Beni biliyorsun Anne, merak etme bunu bir daha tekrarlamayacağım. Nerede olduğuma gelince yakında sizi onunla tanıştırırım. Öz abim olsa ancak bu kadar iyi davranacak bile ile tanıştım. Yani endişelenmeyin. Şimdi odama gitmeliyim. Sizi çok özledim."
Hızla odasına çıktı. Annesinin o kim, kimin nesi sorularına maruz kalmak istemiyordu. Sonrasında yemekte nasıl olsa sorguya çekilecekti. Onlara Phin'den bahsedecekti elbette. Peri olması dışında ona nasıl yardım ettiğini. Yine kendinden geçişini endişe etmeden dile getirecekti. Uzun banyo ve dinlenmenin ardından akşam yemeği sorgusunu atlatıp odasına çıktı. Telefonunu aradı bir süre sonra Phin aramasın diye cadının evinde bıraktığını hatırladı. Hoş belki de onu aramazdı. Yanında Rose varken onu düşünecek hali yoktu tabi ki de. Kendini özlediği yatağına attıktan sonra olanları gözden geçirmeye başladı. Başına gelen her şeyi. Huzurlu bir uykuya dalmıştı, tabi sonrası bitip tükenmez kabuslara dönüşmüştü. Odasındaki kendi özel hattına bağlı telefonu çalmaya başladığında sıçrayarak uyandı. Nefes nefese bir halde telefonu açtı. Duyduğu ses tüm korkusunu ve diğer her şeyi yok etmişti. Elise, onu ne kadar çok özlemişti ve buraya gelecekti. Ona yakın olup her şeyi anlatabileceği birine ihtiyacı olduğu bir anda kuzeninin varlığı çoğu şeyi değiştirecekti. Elise onun özel meleği gibiydi. ... Kapı çaldığında gelenin Elise olduğunu biliyordu. Geleceğini bildiği için değil. Sanki onu gerçekten hissediyordu. Evde kendisin dışında Elise'in gelişinden haberi olan yoktu. Bu yüzden kapı sesiyle birlikte bu koşturmasına bir anlam verememişlerdi. Kapıyı açışı ile birlikte kuzenine sıkıca sarıldı.
"Ben de seni özledim, Elise."
Sarılmalarının sonucu göz göze gelmişlerdi. Mutlu görünse bile Elise içindeki asıl hüznü, korkuyu her şeyi görebiliyordu. Tabi durum çift taraflıydı. İçeri girdiklerinde Elise'in soruları ile ona göz kırparak içerideki ailesini gösterdi. Bir süre onun ailesi ile de hasret gidermesini seyretti. Onunla elbette konuşacaktı. Ama baş başa kaldıkları zaman. Odasına çıktıklarında kendini yatağa attı ve Elise'i de yanına çekip oturttu.
"Gelir, gelmez soruları dizmeye başladın Elise hiç değişmemişsin ve ayrıca bildiğin gibi canımı benden daha fazla sıkan hiç kimse yok. Sen yokken çok garip şeyler oldu. Birini anlatmaya başlayalım. Ben aşık oldum inanabiliyor musun? Ama gel gör ki sonuç kalp kırıklığından başka bir şey olmadı. Sıra sende sen de bir şey anlat. Eskisi gibi oyunumuzu oynayalım. Herkes sırası geldiğinde kendisi ile ilgili bir şey anlatacak"
| |
|
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Eve dönüş Cuma Kas. 02 2012, 06:16 | |
| Elise gözlerini scarlett’ın üzerinden alamıyordu. Kuzenin gözlerinde gördüğü şeyler canını sıkmıştı. Derin bir üzüntü vardı o gözlerde hayal kırıklıkları vardı en çokta yarının getirdiklerini bilememe korkusu vardı herhalde neden korktuğundan tam olarak emin olamasa da korkuyordu görebiliyordu. Elise herkese göre mutlu gülümsemesini takındı yüzüne ama biliyordu scarlett bu mutlu görünen elise’in gerçek olmadığını… Gülümsemesinin altındaki hüznü görebildiğini biliyordu. İkisi de ne kadar üzgün ne kadar mutsuzlardı bunu birbirlerinin gözlerinde görebiliyorlardı. Birbirlerine bu mutluluk oyunu konusunda benziyorlardı aslında bir tek onlar biliyordu birbirlerinin mutsuz ve üzgün olduklarını. Konuşmadan da anlaşabilen insanlardandı ikisi de. Birbirlerinin tüm mimiklerini tüm hareketlerini bilirlerdi. Elise’in görünmez kalkanlarından bir tek scarlett geçebiliyordu. Bir tek o görebiliyordu gerçek elise’i aynı şey elise içinde geçerliydi. Scarlett bu odadaki herkesi kandırabilirdi mutlu olduğuna inandırabilirdi ya da her şeyin yolunda olduğuna bir tek elise’i kandıramazdı. Elise’te bir tek scarlett’ın karşısında mutlu ve umursamaz kızı oynayamazdı bir tek onu kandıramazdı bu evde. Kuzeniyle ara sıra fikir ayrılıkları olsa da hatta bazen ufak tartışmaları scarlett’la aralarındaki ilişki bambaşkaydı. Ailede onun için karşısına alamayacağı kişi yoktu elise’in ailedeki diğer üyeleri sevse de scarlett gibi değildi hiçbiri kuzeninin yeri ayrıydı. İkisi de birbirlerinin yaralarını görebiliyor ve onları iyileştirmek için uğraşıyorlardı. Elise fazla korumacı biri olsa da ailedeki en uçarı ve kafasına buyruk kişisi de yine kendisiydi. Scarlett’ı neşelendirmek için türlü şaklabanlıklar yapmaktan veya yaş farkına bakmaksızın küçük bir çocuk gibi davranmaktan vazgeçmiyordu. Aileyi çoğunlukla çileden çıkardığını da kabul ediyordu fakat bu işin en eğlenceli olan kısmıydı zaten diğer türlü işin eğlencesi çıkmıyordu. Scarlett’ın göz kırpmasıyla gülümsedi yeni oyunlarını sahneleme zamanının geldiğini biliyordu. Kuzeninin her şey yolunda ben mutluyum oyununa katılarak gözlerini diğer aile üyelerine dikti ve her zamanki neşeli ses tonunu takınarak ''Sizi yeniden görmek güzel benim sevgili ailem'' diyerek bir süre bekledi. Olayın şokunu üzerinden atmaları gerektiğinin farkındaydı.
Şuan büyük bir şok yaşadıklarını biliyordu nasıl yaşamasınlardı ki ailenin en kural tanımaz ve en baş belası üyesi geri dönmüştü. Sürekli sorun çıkaran neşeli ama aynı zamanda evin yaramaz çocuğu elise dönmüştü. Şaşkın yüz ifadeleri karşısında kahkaha atmamak için kendini zor tutmuştu. Dudağını ısırarak da olsa kahkahalarını geri yutmayı başarmış ve aile üyelerine tek tek sarılmaya başlamıştı. Ailenin sıcak tavrı karşısında elise bir süre donuk bakışlarla olduğu yerde kaldı. Biliyordu ailesi elise’i her zaman sıcak karşılardı ama bu sadece oynadıkları bir oyunun parçası olurdu onlar akrabalarını seven aileyi oynarken elise de her zaman onların bu oyununa büyük bir zevkle katılırdı fakat bilirdi ailesinin içten içe nasıl hissettiklerini ve ne düşündüklerini. Bu ailenin özelliğiydi her şey yolunda oyununu oynamak ve genel olarak hissettiğin asıl duyguları gizlemek fakat şimdi farklılardı. Gerçekten sıcak davranıyorlardı elise’e ters giden bir şeyler vardı ya da dünyanın sonu gelmişti ve bu da kıyamet alametlerinden biriydi. Gözleri bir anlığına scarlett’ın gözleriyle buluştuğunda bunlara ne oldu dercesine sorar gibi gözleriyle diğer aile üyelerini işaret ederek ona baktı. Scarlett sahte gülümsemesini takınıp gözlerini devirdiğinde anlamıştı bir şeylerin olduğunu bir an önce onunla hem hasret gidermek hem de olanları öğrenmek için yalnız kalmaları gerektiğini fark edip ailesine dönerek ''Yolculuk beni yordu izin verirseniz kendi odam hazırlanana kadar scarlett’ın odasında dinlenmek istiyorum'' dedikten sonra gözlerini scarlett’ın gözlerine dikerek ''Sende bana eşlik edersin değil mi kuzen? Hem biraz laflarız uzun zamandır görüşemiyoruz malum'' dedi. Scarlett’ın cevabından sonra diğerlerine iyi akşamlar diyip onun odasına çıkmışlardı. Uzun süre ortalarda olmasa da hiçbir şey değişmemişti evinde aile üyelerinin gariplikleri dışında her şey aynıydı. Kuzeninin odasına bir süre göz gezdirdikten sonra gülümseyerek yavaş adımlarla onun yatağına ilerledi sonunda da scarlett’ın çekiştirmesiyle yatağın üstüne resmen düşmüştü ama konumunu düzeltip oturur pozisyona gelmesi uzun sürmedi.
Kuzenine gülümseyerek ''Birazcık bile değişmedim haklısın gördüğüm kadarıyla sende değişmemişsin ayrıca merak ediyorum ne yapayım'' dedi. Sen gittiğinden beri çok garip şeyler oldu demesiyle odayı incelemeyi bırakıp tüm dikkatini kuzenine verdi ''Hım demek garip şeyler oldu evet küçük hanım sizi dinliyorum'' dedi. Kuzeniyle sohbet etmeyi ve onu ne kadar özlediğini şimdi daha iyi anlıyordu. Scarlett’ın ağzından aşık oldum lafını duyunca gözleri bir an heyecanla ve mutlulukla parlasa da sonra cümlesinin devamını duymasıyla yerini üzüntü ve öfke kıvılcımlarına bırakmıştı. Üzgündü çünkü scarlett bu yüzden çok acı çekmiş olmalıydı öfkesiyle biricik kuzeninin kalbini kıran tanımadığı kişiyeydi. Kuzeninin konuşması bittikten sonra üzgün bir ses tonuyla ''Senin aşık olduğuna inanmak güç ama sonunun kalp kırıklıkları olmasına üzüldüm gerçi benim tabirimde bana aşk nedir diye sorsan sana alışkanlık, değer verme, dış görünüşten etkilenme ve anlamsız heyecandan başka bir şey değil derim biliyorsun ben masallarda anlatıldığı gibi bir aşkın var olduğuna inanmıyorum ama senin için aşkın ne demek olduğunu çok iyi bildiğimden daha çok üzüldüm.'' Dedi sonra bir süre düşündü. Neler söyleyeceğini ölçüp tarttıktan sonra ''Tamam eski oyunumuzu oynayalım hım şimdi sıra bende olduğuna göre ne anlatsam hım yurt dışındayken harika sayılabilecek biriyle tanıştım mesela çok yakışıklıydı uzun süre sevgiliydik ama sonra onun benim yanımda daha ağır kaldığını fark ederek ayrıldım kısaca benim eğlence anlayışımla onun eğlence anlayışının ters düştüğünü fark ettik. Bu önemsiz detayın haricinde tek başına yaşamak harikaydı tek bir şey kötüydü tabi oda sen yoktun.''Dedi. Sonra gülümseyerek ''ama şimdi döndüm ve seninle yine eskisi gibi kuralları bir bir ihlal ederek eğlenebiliriz ha bu arada aklıma gelmişken bizim ailenin başına topluca saksı mı düştü ya da daha da kötüsü bir kaza sonucu kişiliklerini mi yitirdiler? Bana çok sıcak davrandılar da demek istediğim gerçek anlamda sıcak oyun değildi davranışları hayır eğer bir kaza falan geçirmedilerse kesin dünyanın sonu geliyor demektir kıyamet alametleri bunlar kliseye gidip dünah çıkartmaya başlamalıyız bence '' dedi. | |
|
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Eve dönüş Cuma Kas. 09 2012, 23:40 | |
| Ona anlattığı tek şey kalp kırıklığı olmuştu. Ama aslında hayatında çok fazla şey olmuştu. Peşindeki cadı, perisi, cinayetler, klinik, kontrolden çıkmış yeteneği... Anlatacağı çok fazla şey vardı Elsie'e. Ama bunları kelimelere dökmek karşısında Elise varken bile zor geliyordu. Tamam onunla aralarında hiç bir sır yoktu. Zaten isteseler de birbirlerinden hiç bir şey saklayamazlardı. Yine de bu kolay olmuyordu işte. Sırf bu nedenle eski oyunlarını hatırlatmıştı. Eskiden ne zaman baş başa kalsalar birlikte takıldıkları ufak oyunlar dışında birbirlerine sırayla her şeylerini anlatırlardı. Sırası gelen kuzeninin bilmediği bir şeyden konuşmaya başlardı. Zaten bu da birbirleri hakkında kimsenin bilmediklerini bildiklerini sağlayan en özel oyunlarıydı. O sırasını, aptalca kalp kırıklığını kullanarak geçiştirmişti. O an bu aptalca dediği durumu düşündü. Şimdi aptalca diyordu ama günlerce ağlamış olduğunu çok iyi biliyordu. Üzüntüsü onu içten içe yıkarken, diğer olaylar ile birleştiğinde durumu içinden çıkılmaz bir noktaya getirmişti. Anlatıklarının hakkında Elise'in söyledikleri sinirli bir ifade belirtti yüzünde. Çatık kaşlarla kuzenine bakarken konuşmaya başladı.
"Elise bu konuda yanılmıyor musun? Yani bende beyaz atlı prensini bekleyen, aşk delisi bir kız değilim. Sadece onunla tanışmamız biraz garipti ve olaylar nasıl o raddeye geldi bilmiyorum. Her neyse aşk konusunu kapatalım en azından benli olan kısmı. Seni dinliyorum."
Cümlesi bittiğin de çatık kaşları düzelmiş ve sinirli hali geçmişti. Hatta gülmeye başlamıştı bir anda. Bu Elise'in yaptığı bir şeyden kaynaklanmıyordu aslında. Sadece kendi haline gülüyordu. Kuzeninin kendi ile aşka olan düşüncesi hakkında söylediklerinden rahatsız olmuştu. Çünkü aşkta ona göre kısmen Elise kadar olmasa da gereksiz bir duyguydu. Ama bir gerçek vardı oda Scarlett'ın güçlü görünmek istemesine rağmen bunu başaramamış olduğuydu. Ne kadar güçlü olursa olsun içinde onu zayıflatan bir şey vardı ve kabul ediyordu fazla duygusaldı. Elise konuşmaya başladığında onu dinlemeye başladı. Bir erkekten konuyu açmasına şaşırmamıştı. Kuzeni genelde aşka inanmıyor olmasına rağmen sevgili yapan biriydi. Erkeklerle eğlenmek onun hoşuna gidiyordu. Zaten çoğu erkek ona 'Gel benimle oyna tatlı şey' gözüyle bakıyordu. Kuzeni de bu durumdan fazlasıyla faydalanıyordu. Kuzeni konuşmasını tam olarak bitirdiğinde gülümsemesi daha da yayıldı yüzüne.
"Bende seninle olmak isterdim, kuzen. Ama anne ve babamı biliyorsun elbette şu tedavi olma durumu da var. Aslına bakarsan beni son zamanlarda anlamamak konusunda daha katı gibiler ama onlarla olmak, onlardan uzak kalmaktan daha iyi geliyor tuhaf bir şey ama durum bu."
Konuşmasının ardından bir anda daldı gözleri. Onu kliniğe kapattıkları zaman geldi gözüne. Şimdi, daha çok emindi. Onu kliniğe kapatın aslında ailesi olmadığına. Çünkü onlarla olmanın nasıl bir duygu olduğunu biliyordu. O zaman yanındaki insanların anne ve babası olmasına imkan yoktu. Peki onlar kimdi? Ailesi gibi görünen ama ailesi olmayan kişiler, belki de onlardı sadece davranışları başka biri tarafından yönetiliyordu. Son söylediği daha mantıklı gelmişti. Aslında Caitlyn ile tekrar karşılaştıklarında ona soracağı bir kaç sorudan biri buydu. Yine Phin gelmişti aklına eğer onu aradıysa başı beladaydı. Buna şimdi nedense emin olmuştu. Bu düşünceyi kafasını sallayarak uzaklaştırmaya çalıştı. Tekrar konuşmaya başlayan kuzeni ise bu durum biraz daha kolaylaşmıştı. Onu dinlerken tekrar oluşan gülümsemesi kahkahaya dönüştü.
"Kuzen emin ol dünyanın sonu geliyor kısmından emin olmasam da kaza geçirmediklerine eminim. Ben sadece sen gelmeden önce onları birazcık endilşelendirmiş olabilir. Onlarda bu durumda aile konusuna biraz daha özen göstermiş olabilirler. Ayrıca gelir gelmez beni kaçırırsan. Sana tekrar eskisi gibi davranacaklarına eminim"
| |
|
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Eve dönüş Çarş. Ara. 12 2012, 20:43 | |
| Scarlett’ın aşk konusunda öyle olmadığını bilse de duygusal olduğu bir gerçekti ve elise bazen kuzenini sinirlendirmeyi seviyordu. Onu üzgün görmektense sinirli görmeyi yeğlerdi. Konuyu bir nevi başka bir yöne çekmişti ve bu onu yaşadığı hayal kırıklığını düşünmekten uzaklaştırmıştı. Kuzeninin öfkesine karşılık olarak gülümsedi. Onun sinirli halini bile özlemişti. Ellerini havaya kaldırarak ''Tamam tamam sakin ol sen o hayalperestlerden değilsin ve bu konu kapanmıştır söz veriyorum'' dedikten sonra bastırdığı kahkahasını serbest bıraktı. Gülerek ''Sinirli hallerini bile özlemişim kuzen'' dedi. Sonra ona yurt dışı maceralarından önemsiz bir detay verdi Aslında önemsiz sayılmazdı. O çocuk en uzun süreli sevgilisiydi onun belki de bu yüzden söyleme gereği duymuştu. Sonra sevgili detayını çok gereksiz bulunca ekstradan yurt dışında yaşamanın nasıl olduğunu da söylemiş ve onu çok özlediğini bir kez daha dile getirmişti. Scarlett’tan ailesiyle ilgili duydukları karşısında sıkıntıyla ofladı. Ailesi hiç değişmeyecekti. Bunu beklemek hayalperestlikti ve sanırım elise çok büyük bir hayalperestti. Hep ailesindeki üyelerin bir gün hatalarını anlayacaklarını düşünmüş ve kendini düzelteceklerine inanmıştı ama görüyordu ki hiçbir şey değişmemişti. Bu hayalperestliği bir kenara bırakıp gerçeği kabullenmeliyim sanırım artık dedi içinden bunu kabullenmek zor olsa da olan buydu.
Derin bir nefes alıp gülümsemeye çalışarak ''merak etme kuzen artık geri döndüm o seni anlamamak konusunda katı olan ailemizi büyük bir zevkle yumuşatacağıma ya da şöyle diyelim yumuşatmaya çalışacağıma emin olabilirsin'' dedikten sonra iç çekerek''ama sen yine de pek umutlanma biliyorsun ailemizin hatalarını anlayıp değişeceklerine inanmak tam bir hayalperestlik ve kabul ediyorum ben büyük bir hayalperestim ya da öyleydim diyelim artık değilim.''dedi. Sonra gözlerini kuzeninin gözlerine dikip gülümseyerek ''Yumuşatamazsak da çıldırtırız sorun değil yani'' diyerek göz kırptı. Ailesini çok iyi çileden çıkartabiliyorlardı ve bu gerçekten eğlenceliydi. Aklına gelen fikirle sinsice gülümseyerek ''Belki bir dahaki yurt dışı maceramda sen de bana katılırsın belli mi olur'' dedikten sonra kuzeninin son sözlerini hatırlayarak ''hım iyi bir ders vermişsin bizimkilere o zaman ellerine sağlık'' diyerek gülümsedi. Sonra oyunlarındaki kural ihlalini fark ederek ''Hey kuralları ihlal etme seninde kendinle ilgili bilmediğim bir şey söylemen lazımdı.'' Dedikten sonra kendi hakkında ne söylese diye uzun süre düşündükten sonra birkaç saniye gözlerini kapattı. Gözlerini açtığında kendinde söylemek istedikleri şeyi söyleme gücünü zorda olsa bulmuştu. İç çekerek ''Tamam senden saklamayacağım her şeyi geride bıraktığımı ve olanları kabullenerek atlattığımı düşünmüştüm ama şimdi anlıyorum ki hiçbir şey düşündüğüm gibi değilmiş'' dedi. | |
|