Geciken Randevu Mm-3_zps38d4803f
Geciken Randevu Mm-3_zps38d4803f
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Geciken Randevu

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Rosemary Ruby Silent
Su Perisi
Su Perisi
Rosemary Ruby Silent


Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 01/06/12
Yaş : 32
Lakap : Peri kızı

Geciken Randevu Empty
MesajKonu: Geciken Randevu   Geciken Randevu Icon_minitimePaz Ara. 09 2012, 15:59

Sevdiği birinin yanında gözlerini açmak, güne en mükemmel başlama yolu olmalıydı. Sevdiği erkeğin teni bir dokunuş uzağındayken yüzünde oluşan o tatlı gülümseme. Phin'i uyurken izlemeyi çok seviyordu, gerçi yatakta sevdiği başka şeylerde vardı. Ama insanın en tatlı ve en masum olduğu o uyku anında onu izlemek başka bir tat veriyordu ona. Uyuyan bir çocuk gibi görünüyordu. Dudağına kondurduğu öpücükle yataktan kalktı. Bir gece önce konuştukları aklına gelmişti. Sürekli Scarlett ile ilgili ve ritüel hakkında konuşmuşlardı. Phin o sihirbazı gerçekten önemsiyordu ve yardım etmek istiyordu.Onun her bir cümlesi zihninde alarm çanlarının çalmasına neden oldu. Ofelya, kendi sihirbazı, uzun zamandır onan uzaktı. Ne yaptığını, iyi olup olmadığını bile bilmiyordu. Sadece aralarında ki bağa dayanarak bir yorum yapabilirdi. Şu an her nerede ise güvenli olmalıydı. Gerçi geçen gün dövmesi garip bir sızı ile canını yakmıştı. O an bir karmaşanın ortasında Leon ile eskisi gibi takım çalışması içindeydi. Acı giderek artarken kalbi deli gibi çarpmış, sihirbazının yanına gitmek için onu sürekli teşvik etmişti. Ama acının ani kesintisi her şeyin normale döndüğünü söylüyordu. Yinede kontrol etmek için gitmeliydi, ama yanlış bir zamanda ve yanlış yerdeydi. Acı yüzünden neredeyse ona yapılan büyüyü fark etmeyerek lanetlenecekti. Berbat bir durumun içindeydi yani. Bugün ise planı belliydi. Önce Phin ile kahvaltı yapacaktı ve sonrasında Ofelya ile buluşması gerekiyordu. Sihirbazı ile daha fazla vakit geçirmeye başlamalıydı. Hatta onunda Phin ve Leon'u tanıması gerekiyordu. Çünkü onu ikisi dışında emanet edebileceği hiç kimse yoktu. Kendini hep en kötüsü için hazırladığından bu şekilde davranıyordu. Mutfakta masaya dolaptaki kahvaltılıkları yerleştirdi. Sevgilisi de uyanmış çok geçmeden masadaki yerini adı. Güzel bir kahvaltı eşliğinde aralarında iyi bir konuşma geçmişti. O nasıl Ofelya ile görüşmeye gidecekse Phin de Scarlett ile görüşecekti. İşleri bittiğinde sofradan önce Ofelya'yı aradı. Buluşacakları yeri ve saati belirlemek için. Neyse ki sihirbazı müsaitti ve aklında buluşabilecekleri güzel bir mekan gelmişti. Evdeki işlerini çabucak hallettikten sonra kıyafetlerini değiştirdi. Tamamen hazırlandığında evden ayrıldı.

Caddeye çıktığında yürüyüp yürümemek konusunda kararsızdı. Cafe aslında pekte yakın değildi, ama arabaya binmekte canını sıkıyordu. Aslında peri gibi davranarak bir kaç sihirli kelime ile cafede olabilirdi. Ama insan gibi görünürken, insan gibi davranmak bir alışkanlık olmuştu artık. Aklına birden motosiklet geldi üstü bunu içi müsaitti ve oda ona binmeyi tercih etti. Her şeyi ile farklı bir Rosedu artık Ofelya muhtemelen onun üzerindeki farkı anlayacaktı. Elbette anlatacak çok şey vardı. Hızlı bir şekilde cafeye kadar hiç durmadan sürdü. Oraya geldiğinde dışarıdaki masalardan birine oturdu. Cafe de fazla kişi yoktu. Masaya oturduktan sonra kendine sütlü bir kahve sipariş etti. Geldiğinde kahvesini yudumlayarak sihirbazını beklemeye başladı. Anlaştıkları gibi birazdan burada olacaktı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ofelya Forfeit
Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Ofelya Forfeit


Mesaj Sayısı : 333
Kayıt tarihi : 31/05/12

Geciken Randevu Empty
MesajKonu: Geri: Geciken Randevu   Geciken Randevu Icon_minitimePaz Ara. 23 2012, 16:38

Çığlıklar atarak kalktı yine yatağından. Kabusları artık daha net bir hal almaya başlamıştı. Uykusu eksiden olduğu kadar derin değildi. Parça parçada olsa gördüklerini hatırlayabiliyordu. Artık sadece bedeni değil zihnide yorgun oluyordu uyandığında. Kırmızı lekeler, cesetler, gözünü kan bürümüş yaratıklar, kovalamacalar... Her şey sanki bir fotoğraf karesiymiş gibi anlık görüntüler halinde gözlerinin önüne geliyordu birden. Rüyaları neden ona bu kadar düşmandı? Halbuki çocukluğunda en iyi zamanlarını hayalleri ile geçirirdi. Şimdi niye ona karşı olmuşlardı? Nefes nefese ayaklarını yatağından aşağıya kaydırdı. Yüzünü ellerinin arasına aldı ve gözünün önünde beliren görüntülerden kurtulmaya çalıştı. Ama bu her zamanki gibi imkansız bir şeydi. Onlardan kurtulamıyordu. Kendine ait parçalardan nasıl kurtulabilirdi ki? Yorgun bir şekilde yatağından kalktı ve banyoya yöneldi. Aynaya baktığındaki manzara pek iç açıcı değildi. Her gece en az dört defa bölünen uykusu nedeni ile uykusuzluk çeken gözleri küçülmüştü, saçları darmadağınıktı, yüzünde ise yine nereden geldiğini bilmediği iki paralel çizgi halinde çizikler vardı. Yüzünü yıkadıktan sonra elini çenesinin oradaki çizikler üzerinde gezdirdi. Gözlerinin önüne gelen başka bir görüntü ile ellerini hemen çenesinden çekti. Köstebeğe benzeyen dev bir yaratık ona doğru sivri tırnakları ile uzanıyordu. "Bu çok saçma." diye fısıldadı genç kız ve odasına döndü. Saat daha dört buçuktu. Hala uyuyabilirdi, bugün okul yoktu. Ama her geçen gün uyumaktan daha da çok korkmaya başlamıştı. Bedeni güçsüz kalıp uykuya dalana kadar uyumuyordu. O yüzden şimdi de uyumayı düşünmüyordu. Görüntülerden kurtulmak için her zaman yaptığını yapmaya karar vermişti. Üzeri resim kağıtları ile dolu olan çalışma masasına gitti. Neredeyse her sabah bu görüntülerden kurtulmak için onlardan bazılarını çiziyordu. Masadaki resimlerden birini eline aldı. Bu resim kağıdının her tarafı karanlıktı ve sadece iki ceset vardı resimde ve cesetlerin başında birine ait gibi duran bir çift göz... Ofelya'nın elleri titremeye başladı ve bu titreme kısa sürede tüm vücudunu sardı. Hemen masanın başına oturdu ve titremesine engel olmaya çalışarak resim çizmeye başladı.

Telefonu çaldığında yerinden sıçradı. "Kim arıyor bu saatte." diye meraklı bir şekilde telefonuna baktı. Ancak saat beklediği kadar erken değildi. Ne kadar zamandır resim çizdiğinin farkında değildi. Perdeleri kapalı ve odası karanlık olduğu için güneşin de doğduğundan habersizdi. Telefonun ışığı gözlerini kamaştırınca gözlerini kısarak arayanın kim olduğunu anlamaya çalıştı. Ama numaraya ait bir isim yoktu. Telefonu açtığında Ruby'nin sesini duydu ve çok şaşırdı. Peri çok kısa konuşmuştu ve görüşmek istediğini söylemişti. Ofelya yarım kalan resmine baktı. Tüm gün boyunca burada oturup bu resimle oyalanabilirdi. O yüzden uzun zamandır onu habersiz bırakan perisine yoğunlaştı ve görüşmeyi kabul etti.

Oturduğu yerden kalkıp dolabını açtı ve eline geçen ilk şeyleri giyindi. Uyup uymadığına bakmadı bile. Deniz fenerinin oradaki günden sonra pek kendinde değildi. Sessizce evden çıktı. Büyük ihtimalle yardımcıları sorularına cevap vermediği için endişelenecekti. Ama artık çokta umrunda değildi. Ruby'e nasıl davranacağını düşünürken yolculuk geçmişti. Perisinin söylediği kafeye vardığında onu dışarıdaki masalardan birinde gördü. Kısa bir süre onu uzaktan izledi. Nedense yanına gidip gitmeme konusunda şüpheye düştü. Sanki bu da bir kabusa dönüşecekmiş gibiydi. Rüyalarındaki o adamın gösterdiği ceset geldi aklına. Kaç gündür bu görüntü geliyordu aklına ve kafayı yemek üzeriydi. Onu gördüğü için sesini duyduğu için rahatlamıştı aslında. Ama bunun gerçek olduğuna emin olamıyordu. Kabusları artık uyanık olduğunu düşündüğünde de onu buluyordu. Emin olmak için tek bir yol vardı. Ayaklarını zorladı ve Ruby'nin oturduğu masaya gitti. Hızlı bir şekilde sandalyelerden birini çekip oturdu ve hiç bir şey söylemeden sadece genç perinin gözlerine baktı. Eğer ilk konuşmayı yaparsa kendini tutamayacağını, tüm sinirini tek nefeste dışarıya vuracağını biliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosemary Ruby Silent
Su Perisi
Su Perisi
Rosemary Ruby Silent


Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 01/06/12
Yaş : 32
Lakap : Peri kızı

Geciken Randevu Empty
MesajKonu: Geri: Geciken Randevu   Geciken Randevu Icon_minitimePtsi Ara. 31 2012, 01:15

Sihirbazının kendisine öfkeli olacağının farkındaydı. Onu ritüelden beri öyle çok yalnız bırakmıştı. Aslında bu yapmak istediği şey değildi elbette. Ofelya bu dünyada ailesini kaybettiğinden en çok istediği şeydi. Olaya en başta sadece bir sihirbaza sahip olma gözüyle bakarken onunla tanıştıktan sonra sihirbazını ailesinden bir gibi düşünmeye başlamıştı. O, onun için bir kız kardeşten farksızdı aslında. Sırf bu yüzden de onun iyi olması için elinden gelen her şeyi yapacaktı. Onu koruyacaktı, hiç bir cadının ona ele geçirmesine izin vermeyecekti. Düşünceleri bunlar olsa da hayat ona bir şekilde her şeyin tersini göstermişti. Ofelya ile ayı düştükleri o anda başına öyle çok şey gelmişti ki. Phin ile tanışmak sadece olayın bir başlangıcıydı. Sonrasında ölümle yüz yüze gelmişti. Aslında ölümle değil, ölmeyi tercih edeceği iğrenç bir durumla karşılaşmıştı. Daniel, ölmüş olmasına rağmen hala isminin onda tedirginlik yarattığı peri. Elbette sorum sadece bu da değildi. Bir cadının eline düştüğü gerçeği de vardı orta da. Neredeyse eğer Caitlyn olaya dahil olmasa sadece Daniel'ın iğrençlikleri ile bitmeyecekti hiç bir şey bir de hayatında gerçekleşmesini asla istemeyeceği bir şey olacaktı. Bir cadının kölesi olmak... Düşüncesi bile midesini bulandırmaya yetiyordu. Ailesini katleden cadıları düşündükçe bir cadının kölesi olma fikri, rahatsız ediciydi. Caitlyn geldi aklına aslında bir bakıma o, çalıştığı bir cadıydı. Yani durum ona geldiğinde oldukça ironik bir hal alıyordu. Yine de ortada köle olma bir durumu kesinlikle söz konusu değildi. Zaten Caitlyn'i diğer cadılardan ayıran özellik buydu. O hiç bir kişiyi köle yapmaya niyetli değildi. Etrafında sihirbaz ve periler hatta bazı cadılar bile isteyerek onun yanında yer alıyorlardı.

Bekleyişi sürerken fazlaca stres yaptığının farkına vardı. Resmen titriyordu aslında. Ona ne diyeceğini ne söylemesi gerektiğini gerçekten bilmiyordu. Biraz rahatlatır düşüncesi ile kendine koyu bir kahve ısmarladı. Bir yandan da gözü sürekli saatin üzerindeydi. Buraya tahmin ettiğinden de erken gelmişti. Daha doğrusu adımları koşar adım olduğundan kafeye varmak gerçekten kısa sürmüştü. Kahvesi gelirken sessizce yudumlamaya başladı. Her yudum zihnini biraz daha açıyordu. Sanki uykudan yeni uyanan biri gibi. Aslında ise durum bundan farklıydı. Düşünceler öyle çoktu ki karar vermekte gerçekten zorlanıyordu. Ofelya ile geleceklerinin tehlikeye düştüğü hissine bile kapılmıştı nedense. Bağlandıkların dan ötürü ikisininde başka birini seçme hakkı kalmamıştı. Onun aceleciliği yüzünden ritüel çok çabuk meydana gelmişti. Şimdi acaba hatamı ettim diye düşünmeden edemiyordu. Belki de bir sihirbaz için henüz erkendi, yaşadığı onca şeye rağmen... Derin bir nefes aldı ve sıcaklığına aldırış dahi etmeden kahveyi bir yudumda içti. Derin bir nefes alarak kendine geldi. Çocukluk yapıyordu. Evet gerçekten olan buydu. Bir yetişkin gibi davranarak Ofelya'ya durumu anlatacaktı, olan her şeyi sonrası ise ona kalmış bir şeydi. Terk edilse dahi onu korumaya devam edebilirdi. Sonra ise birden yeter bu kadar karamsar düşünce diye geçirdi içinden, içindeki Ruby kendini göstermeye başladı yavaşça. Tehlikeli bir aura seziyor olsa da aslında daha mantıklı kısmıydı, Ruby. Belki de Leon etkisi yüzündendi her şey. Kendini sakinleştirdiğin de garson boş fincanı götürdü, hemen arından ise Ofelya kafede göründü. Gelir gelmez sandalyesini çekerek oturmuştu, ne bir selam ne de başka bir vardı. Tabi bu beklediği bir şeydi. Bakışlarını sihirbazında odakladı ve konuşmaya başladı.

"Beni kırmayıp geldiğin için teşekkürler Ofelya. Bana kızgın olduğunu biliyorum. İçindeki öfkeyi ise elimle tutulacak bir şey gibi hissediyordum. Tıpkı senin benim duygularımı hissettiğin gibi. Kendini benim tarafımdan unutulmuş hissedebilirsin, ama inan bana çok fazla şey oldu. Buraya hem bunları anlatmaya hemde seninle daha fazla vakit geçirebileceğimiz günlerin ilki olarak buluşmak istedim. Şimdi ne içersin bakalım ya da ne yersin"

Masadaki iki menünün birini sihirbazına uzatıp diğerini kendi aldı. Ortam biraz kasfetli olduğunda şekerli bir şeyler yemek iyi gelebilirdi. Kendine diye koyu bir kahve söyledi yanında ise çikolatalı bir pasta.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ofelya Forfeit
Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Ofelya Forfeit


Mesaj Sayısı : 333
Kayıt tarihi : 31/05/12

Geciken Randevu Empty
MesajKonu: Geri: Geciken Randevu   Geciken Randevu Icon_minitimeSalı Ocak 01 2013, 18:16

Karşısındaki kıza sinirle bakıyordu. Ama aynı zamanda ondaki değişiklikleri inceliyordu. Sanki karşısında oturan peri onun perisi değil gibiydi. Aslında pek bir değişiklik yoktu. Peki neden bir an onu tanıyamamıştı. Onunla görüşmediği sürede olanlar mıydı buna neden olan? Bunu anlayabilirdi. Kendisi de bir şeyler yaşamıştı. Bu yaşadıklarının çoğunun kendi düşüncelerinde gerçekleştiğini düşünse de gördükleri onun ruh halini değiştirmeye yetmişti. Ruhunun karanlığa çekildiğini gördüğü zamandan beri kendisi gibi değildi ve çevresindeki herkese onu yalnız bıraktığı için çok kızgındı. Bu gördüklerinin sihirbazlarla alakalı olduğunu düşünüyordu. Ama etrafında ona yardım edecek fikir verecek kimseyi göremiyordu. Ruby ile ilk tanıştıklarında cevapsız sorularının çözümünü bulduğunu düşünmüştü. Etrafında olanları çözümleyebileceği için ayrı bir heyecan içindeydi. Ama perisinin de bir şey demeden ortadan kaybolması yanıldığını düşünmesine neden olmuştu. Gerçi bunun ne önemi kalmıştı ki? Artık eskisi gibi bir heyecan duymuyordu ve hissettiği hisler kesinlikle mutluluk değildi. Bu yeni dünya ona karanlıktan başka bir şey getirmemişti. Ruby ile bağlandıktan sonra yalnızlığı ve kabusları da büyümüştü. Büyüyen tek şey karanlıktı ve bir gün aklını yitirmesine neden olacak sorular... Büyükbabası neden onu yalnız bırakmıştı. Gerçi kimse ailesinin bıraktığı bir çocuğun yanında olmak zorunda değildi. Kimi ailesine katsa etrafından tek tek kayboluyorlardı. Gözlerinin bir an dolacağını hissetti. Ruby'nin konuşması ile kendine engel oldu. Bulunduğu yeri unutmaması gerekiyordu. Ağlayacağı tek yer, camlarını örten perdeler ile iyice aydınlığını yitiren odasıydı. Gözyaşlarını tutmakta zorlandığı için bir şey söyleyemedi ve Rub'nin uzattığı menüyü aldı. Aslında ona bağırmak istiyordu. Nefesi kesilene kadar kızmak, haykırmak ve hissettiği yalnızlığı ona da hissettirmek istiyordu. Ama kaçacağından korktuğu gözyaşları yüzünden yapamıyordu. Annesinden öğrendiği kuytu köşelerde ağlamak ve daima güçlü görünmek, bunu yapmasına engel oluyordu. Karanlıkta da kalsa dik yürümesi gerekiyordu. Duygusallığından kurtulduktan sonra o da Ruby'nin ardından siparişini verdi. Tatlı ile arası pek iyi değildi ama nedense menüye bakarken gözleri tatlılar üzerinde dolanıyordu. En sonunda ıslak kek ve süt istedi. Menüyü bir kenara bırakıp yeniden perisi olduğunu düşündüğü kıza döndü yeniden. Sinirlerine hakim olmak için derin bir nefes aldı ve boş gözlerini tekrardan onun gözlerine dikerek "Anlat..." dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosemary Ruby Silent
Su Perisi
Su Perisi
Rosemary Ruby Silent


Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 01/06/12
Yaş : 32
Lakap : Peri kızı

Geciken Randevu Empty
MesajKonu: Geri: Geciken Randevu   Geciken Randevu Icon_minitimeCuma Ocak 04 2013, 19:57

Şu an kendini oldukça suçlu hissediyordu, Rose. Ofelya ile tanıştıklarını günü hatırladığında bu duygu ister istemez onu esir almıştı. O gün oradaki kızla sonsuza dek bir olmalarını istemişti. Hatta bunu dile dökmemiş bile olsa emindi ki sihirbazına hissettirdiği duygular bunlardı. Ofelya’nın büyük babasını izlediği zamanlarda ilk kez onu o zaman görmüştü, ve sonra çoğu kez. Büyük babasından başka yanında her hangi bir aile ferdi görmemişti. Muhtemelen ailesini kaybetmiş küçük bir kız diye düşünmüştü o zamanlar. Gerçi odak noktası büyük babası olduğu için onu pekte düşünmemişti. Ama sonra karşılaştıkları ilk gün büyük babasının içinde yaratmayı reddettiği hisleri bu küçük kız ortaya çıkarmıştı. Onun konuşurken ne kadar heyecanlı olduğunu anımsıyordu. Orada ki Rose sihirbazının her zaman yanında olacağına emindi. Hatta bu konuda ona söz verecek kadar. Ama ritüel sonrası ve aslında kısmen öncesi onu değiştirmeye başlamıştı. Gerçi bu değişim değildi, sadece geriye dönüş yaşamıştı. Sihirbazı hep bir şekilde aklındaydı. Ama olaylar kontrol altına almasını güçleştirdiği hatta tamamen kontrolünü kaybettiği zamanlardan oluştuğu için elinden hiç bir şey gelmemişti. Ritüelin onlar üzerinde yarattığı tek etki güçleri değildi. Birbirlerine ruhen bağlanmışlardı. Bir diğerinin hissettiği her şeyi diğer beden de hissedecekti. Tıpkı şu an Ofelyanın öfkesini, kızgınlığını en çokta yalnızlığını hissettiği gibi... İçindeki yalnızlık çok öncelerde hissettiği duyguya o kadar çok benziyordu ki. Ailesini kaybetmiş küçük bir peri kızı olduğu zamanlarda hissettiği tek duygu olmuştu bu. Elbette yine de teyzesi vardı ama hiç bir şey anne ve babanın yerini tutmuyordu. Üstelik o teyzesi ile Ofelya ve büyük babasından daha fazla vakit geçiriyordu. Bu yüzden Ofelya’nın yalnızlığının kendisinden de daha fazla olduğu ortadaydı. Ama şu an bir karar vermişti. Sihirbazının içindeki yalnızlığı yok edecekti. Onu tekrar kazanması gerekiyordu. Bu duruma bir görev gibi bakmıyordu ya da bağlandığı bir sihirbaz olarak değil. Ofelya’ı bir kız kardeşi gibi görerek sahip olduğu küçük aileye dahil etmek istiyordu.

Anlat komutunu duyduktan sonra bir süre Ofelya’nın gözlerinin içine baktı. Anlatmasını istese bile onu zorla dinleyecek gibi görünüyordu. Ortam çok fazla gerilmişti ve bu durumda nasıl davranacağını tam olarak bilemiyordu. Elinde olan tek şey onu aslında neden unuttuğunu anlatmak olacaktı. Gerçi onu unutmamıştı. Sadece onunla görüşemeyeceği durumların içine sürüklenmişti. Yalansız anlatılan her şeyin dinlenileceğini bildiğinden her şeyi olduğu gibi anlatmaya karar verdi. Tam o sırada siparişleri gelmişti. Kahvesinden bir yudum aldı, koyu kahve ona iyi geliyordu. Cesaretini topladığında konuşmaya başladı.

“Peki anlatmaya başlıyorum Ofelya. Unutulduğu düşünüyorsun ve bunda sonuna kadar haklısın, başıma gelenlere gelecek olursak sanırım en başından başlamalıyım. Öncelikle hayatıma senin dışında biri daha girdi, senden farklı bir rolde adı Phin şu an benim sevgilim ve seninle tanıştırmayı istediğim biri. Elbette biraz önce söylediklerim madalyonun sadece aydınlık yüzüydü. Diğer yüzüne gelirsek sana ailemin intikamını almak için bağlanmamız gerektiğini söylemiştim. Ben küçük bir kızken ailem onları tuzağa çeken perilerin sahipleri olan cadılar tarafından öldürüldü. Bu yüzden cadılardan nefret ediyorum ve köle perilerden de. Bundan bir süre önce ailemin mezarını ziyaret ettiğim gün bir köle peri tarafından tuzağa düşürüldüm. Sahibi olan cadı beni de kölesi yapmak istedi sonra her şey karmakarışık bir hal aldı. Neredeyse öldürülüyordum. O gün orada Phin olmasaydı şu an seninle burada konuşuyor bile olamayacaktım.”

Bir anda dile döktüklerinden sonra derin bir nefes aldı ve tekrar kahvesindne yudumladı. Kelimeler ağzında ekşi bir tat bırakmıştı bu yüzden çikolatalı pastasından bir parça alarak yemeğe başladı. Bir süre ortamın havası değiştikten sonra tekrar konuşmaya başladı.

“Durumumun sana ne çeşit bir bahane gibi geldiğini bilmiyorum Ofelya. Sana daha öncede kafandaki soruları ortadan kaldıracağımı söylemiştim. Bana sormak istediğin her şeyi cevaplamaya hazırım. Bunların yanında senden istediğim sadece bir tek şey var. Sahip olduğum küçük aileye dahil olman, kız kardeşimsin gibi...”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ofelya Forfeit
Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Ofelya Forfeit


Mesaj Sayısı : 333
Kayıt tarihi : 31/05/12

Geciken Randevu Empty
MesajKonu: Geri: Geciken Randevu   Geciken Randevu Icon_minitimePaz Şub. 24 2013, 01:20

Çantasına attığı kulaklığının nasıl düğüm olduğunu anlamadığı gibi, hayanın da karmaşık bir hal aldığını fark edememişti. Olaylar daha da şiddetlenerek üzerine gelmeye başlamıştı ve yalnızlık içine çektiği karanlıkla beraber karşı gelmesi için gereken gücü git gide tüketiyordu. Bu yalnızlığa daha fazla katlanmasının nelere yol açabileceğini biliyordu. Her gün, her köşede, her sabah ve akşam, her yalnız kaldığında bunu düşünüyordu. Düşünceler sürekli bir hal aldığında tehlikeli olmaya başlıyorlardı. Son zamanlarda onları duymamak için son ses açtığı müzikler de işe yaramıyordu. Hayatının her döneminde yalnızlıkla mutlaka karşılaşacağının farkına varmasını sağlamıştı bu boşluk. İlk önce tek tek arkadaşlarından ayrılmıştı, sonra ailesini kaybetmişti, şimdi ise kendine ait yeni bir aile kurduğunu hissettiğinde herkes ortadan kaybolmuştu. Yalnızlık onun kaderi miydi yoksa bazı şeylerin farkına mı varması gerekiyordu?

Bu geçen sürenin en kötü anları ise endişe ve merakın etrafını sardığı anlardı. Bir an büyük babasının nasıl olduğunu düşünürken bir anda da içini kaplayan sıkıntılar ile aklına Ruby geliyordu ve onun için endişelenmeye başlıyordu. En sonunda da ona bunları hissettirenlere sayıp müziğin son sesindeki gürültüsüne sığınıyor ve kalem kağıdı eline alıyordu. Son zamanlarda kabusları da şiddetlenmişti ve onları çizmek kendine gelmesini sağlıyordu. Bir endişeden kurtulmak için bir kabusa girmek komikti. Ama ilginçleşen hayatı bunun da normal olabileceğini söylüyordu ona.

Ruby'nin konuşmasından sonra içindeki sıkıntıların nedenini anlamıştı. İkisi de artık birbirine bağlıydı. Normal bir arkadaş, kardeş veya ortaktan daha farklı bir ilişkiler -bağları- vardı. Onun başına gelenler her habersiz geçen günde Ofelya'yı git gide boğmaya kalkışmıştı. Ama bu süre zarfında genç kızında başına bazı dertler gelmişti. Bunlardan, onu en çok etkileyeni ise deniz kenarındaki hayal ile gerçeklik arasında sıkışmış olan karanlık anlardı.

"Seni anlıyorum Ruby." dedi sakin bir sesle. "O kadar uzun süre görüşmedik ki başına bu kadar şeyin gelmesi doğal. Belki beni tehlikeden uzak tutmak için aramadın, ama aramızdaki bağın farkında olduğunu biliyorum. Bu yaşadıkların her gün acı çekmeme neden oldu. Dahası evet bende ölümden döndüm. Ne olduğunu hala kavrayamadım. Kabus ya da gerçek. Artık her şey daha da karmaşık bir hal aldı. Ama o gün cadım ile karşılaştım ve malesef beklediğim gibi bir karşılaşma değildi." dedi ama konuşmanın sonuna doğru gözlerinin önüne gelen o iki ceset ile sesi titremeye başlamıştı. "...Ve ben o an tanımadığım biri ile ne yapacağımı bilmez bir haldeydim. İyi ki vardı diyebileceğim hiç kimse yoktu o an. Yalnızdım... Bu duyguyu sende iyi biliyorsun." dedi sonunda güçlükle. Gözlerine hücum eden gözyaşlarına karşı koyarken konuşmak zor bir hal almıştı. O yüzden susmaya karar vermişti. Ruby'nin yeniden konuşması ile gözyaşlarına karşı koymak daha kolay bir hal almıştı. "Bir kız kardeş gibi..." diye tekrarladı Ofelya içinden. En sonunda kendini toparlayıp konuşmaya başladı.
"Ruby aslında soracak çok şeyim var. Her şey çok karışık." dedi. Kendini toparlamasına rağmen sesinin titremesinden kurtulamamıştı. "Aslında biliyor musun?" diye devam etti "Ben seni çoktan kendi küçük ailemin bir üyesi yaptım. Seni çoktan kabul etmiştim. O ilk konuştuğumuz gün kabul ettim. Ama küçük ailem de bu karmaşanın içinde yok oldu sanki. Yani demek istediğim. O isteğinin karşılığını veremem." dedi düşünceli bir şekilde iç çekerek. Kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra "Ben zaten seni küçük aileme dahil ettim." diye mırıldandı yavaşça...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosemary Ruby Silent
Su Perisi
Su Perisi
Rosemary Ruby Silent


Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 01/06/12
Yaş : 32
Lakap : Peri kızı

Geciken Randevu Empty
MesajKonu: Geri: Geciken Randevu   Geciken Randevu Icon_minitimePaz Mart 10 2013, 00:58

Ofelya'nın tepkisini beklerken aklı karışmıştı aslında. Her şeyin iyi olmasını istiyordu. ama bununla ilgili umudunu yıllar önce kaybetmiş olduğunu anımsadı. Hayatında iyi olan çok az şey onu bulmuştu. Bunların başı elbette Leon'du her ne kadar yanlış anlaşılmalar yüzünden onunla arası bozulup ondan nefret etmeyi düşünse de... Sonrasında ise Phin hayatına girmişti, aslında onun öncesinde Ofelya hayatına girmişti. Onunla tanıştıkları gün hala aklındaydı. Dün gibi görünen o günün üzerinden oldukça uzun zaman geçmişti. Hatta ritüelin gerçekleştiği gün bile o kadar uzaktı ki... Kahvesini yudumlarken Ofelya sonunda konuşmaya başlamıştı. Onu dinlerken hem endişeli hem de meraklı görünüyordu. Sözlerini büyük bir sessizlik içinde dinlemeyi sürdürdü. Evet aralarındaki bağın farkındaydı. Ritüelden bu yana aralarındaki bağ daha da güçlenmişti. Bunu Caitlyn söylemişti. Her zamankinden daha fazla birbirlerini hissedecek ve duygularını daha iyi anlayacaklardı. Tıpkı şu an Ofelyanın öfkesini elle tutulur bir şekilde hissetmesi gibi. Ölümden dönme kelimesini kullandığında yüzü kızardı rose'un istemeden de olsa. Ofelyanın tehlikede olduğunu hissetmişti, bir keresinde hatta ne kadar kötü durumda olduğunu anlamıştı. Ama onun yanına gidememişti. Çünkü o gün başka bir cadının eline düşmüştü. Kendinden nefret etmesine neden olacağı bir sürü kötü anıya sahip olmuştu. Ofelyanın sözleri bittiğinde ona hiç bir şey söyleyemedi. Ne söyleyebilirdi ki zaten. Kendi başına gelenler ortadaydı ama en önemlisi sihirbazını yalnız bırakmış olmasıydı. Bunun tekrarlanmasını istemediği için onu küçük ailesine davet etti. Phin ile birlikte yaşadıkları evde sihirbazı içinde bir oda olacaktı. Sihirbazının da kendisi gibi ailesi ile birlikte olduğu geçmişinin çok kısa olduğunu biliyordu. Onların yerini tutamayacağını bilse de en azından bunu deneyecekti. Şu an asıl önemli olan Ofelya'nın aile olmaları ile ilgili olayı nasıl karşılayacak olmasıydı.

Ofelya tekrar konuşmaya başlayana dek stresten önünde kahveyi bitirdi. Pastaya ise henüz dokunmamıştı bile... Ama biraz yemesi ile olur diye pastadan bir çatal aldı. Yeniden sihirbazına döndüğünde onun ilk kelimeleri ile içinde bir umut ışığı doğdu. Her ne kadar umut etmenin aslında pişmanlıktan başka bir şey olmadığını bilmese de en azından bu umudun gerçek olmasını istiyordu. Cümlenin sonu ise içindeki umut ışığını söndürdü. Bunu belki de hak etmişti. Ofelyanın onu güler yüzle karşılamayacağını biliyordu, suçluydu. Engelleyemediği şeyler olmasına rağmen kendini suçlu hissediyordu. Sihirbazın ani duygu değişimini hissettiğinde onun mırıldanmasını duydu. Duyduğu şeyde yanılmıyor ise ki hissettiği duygular bunun doğru olduğunu gösteriyordu. Küçük ailesine Ofelya'ı dahil edecekti. Gülümseyerek ona baktıktan sonra pastadan bir parça daha koparıp ağzına attı ve hesabı istedi. Ödeme yapıldıktan sonra sihirbazına odaklandı.

"Madem aileme dahil oluyorsun küçük sihirbazım. Bundan sonra bir daha ayrılmayacağımızın garantisi olarak benimle kalmaya başlıyorsun, yani Phin ve benimle. Amcanın zaten ortada olmadığını bildiğime göre ebeveynin ben oluyorum ve bize gidiyoruz"




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Geciken Randevu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Randevu

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Cafe Nasus-
Buraya geçin: