| Düzeltilemez Hata | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Düzeltilemez Hata Cuma Şub. 15 2013, 19:36 | |
| Jared'ın tüm karşı çıkmalarına rağmen sonunda olaya dahil olmuştu Fia. Aslında neden yaptığını bile bilmiyordu. Tamam ona yardımı dokunmuştu ve ona minnettar sayılırdı. Her ne kadar sonradan sinirini bozan kelimeler sarf etse de... Her halde söylediklerini sindirememekte onun harekete geçmesini sağlamış olabilirdi. Üstelik Owen denen, Jared dan bile daha dar kafalı olduğunu düşündüğü perinin onları sevgili sanması ve dahası ona yazık olacağını söylemesi de onu sinirlendirdiği için bu olayın düşmüş olabilirdi. Kararını etkileyen şey her ne olursa olsun şu an yapması gereken şey bu iki adamı ona söyledikleri konusunda pişman etmekti. Sırf bu nedenle bir an bile düşünmeden gözüne kestirdiği bir peri ile dövüşmeye başladı. Elbette en yetenekli olduğu konu olan tüm bedenini elementine çevirmeyi kullanarak savaşa başladı. Karşısındaki peri bu halini gördüğünde ona sadece gülümsedi. O da diğerleri gibi narin görünen bu kız tarafından zarar görmeyeceğini düşünüyordu. Ama bilmediği bir şey vardı. Bu kız hafife alınmayacak biriydi ve çok geçmeden peri bunu öğrenecekti. Kısa sürede periden geriye sadece külleri kaldığında bir anlığına Jared'in ne yaptığına baktı. Az önce beş kişiyi haklaya bildiğine göre iki kişi onun için sorun değildi. Bu nedenle bedeninin çeşitli yerlerinde açılan yaralarına göz attı. Kendini oldukça yorgun hissediyordu. Aslında bir an önce eve gitmek ve banyo yapmak istiyordu. Bir anda ona yaklaşan adımları hissettiğinde başını kaldırdığı an kendini yeniden Jared'ın bedenini altında buldu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken üzerilerinden geçen büyülü silahı gördüğünde bunu neden yaptığını anladı. Jared'a teşekkür etmek için ona bakacakken gözlerinin yavaşça kapanması ile dudaklarından onun ismi döküldü. Ama Jared hiç bir tepki vermiyordu.
Ona bu şekilde ormanda yardım edemeyeceğini anladığı için onu evine götürmeye karar verdi. Üstelik yine içinden hata ediyorsun diyen küçük sese aldırmadan. Bir büyü mırıldanarak kendini evinde buldu. Jared'de hemen yanı başındaydı. Kanaması oldukça fazla görünmüştü gözüne bu yüzden bir büyü mırıldanarak onun uyanmasını engelledi ve onu yatağının üzerine yerleştirdi. Yaraları ile daha iyi ilgilenebilmesi için gömleğini çıkardı ve ayakkabılarını da. Jared sadece üzerinde pantolonu ile yatağında yatarken ıslattığı bezle üzerindeki kanı temizledi. Çocuğun yarı çıplak bu hali bedenindeki yaralara rağmen ilgisini çekmeyi başarmıştı. Çok yakışıklıydı ve aynı zamanda tehlikeli. Bedeninin çoğu yerinde morluklar vardı ve son savaştan kalan kesikler. Kesikleri iyice temizledikten sonra sargı bezi ile sardı yaralarını. İşi bittiğinde yaptığı büyüyü geri aldı ve onu rahat bir şekilde uyuması için yalnız bıraktı. Sonunda kendi ile ilgilenebilirdi. Üzerindeki her şeyi banyonun kenarına fırlattı. Ilık su başından aşağı akarken ayaklarının etrafında kan ve çamur karışımından dolayı garip bir renk almış su birikintisi oluşuyordu. Şampuan alarak saçına sürdükten sonra bedenine duş jeli ile hafif masajlar yaptı. Yaraları sızlıyordu ve su nedeni ile yeniden kanamaya başlamışlardı. Havlu ile duştan çıktıktan sonra askılı tişört ve şorttan oluşan pijamaları giydikten sonra yaralarını yara bandı ve sargı bezi ile kapattı. Aynada kendine şöyle bir baktığında bedenindeki morluklar gözüne çaptı. Aslında bunlar bu gece oluşan morluklar değildi en azından hepsi. Bir anlığına gözleri derin uykuda olan Jared'a kaydı ona bir süre baktıktan sonra esnemeye başladı. Biraz uyku ona da iyi gelecekti. Yatak odasında birde koltuk olduğu için başka odaya gitmeyi düşünmedi bile. Kendine bir yastık ve çarşaf alarak koltuğun üzerine attı. Başka bir çarşaf alarak Jared'in üstünü örttü ve koltukta başını yastığı koyar koymaz uykuya daldı. İyi bir uykuya gerçekten ihtiyacı vardı.
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata Cuma Şub. 15 2013, 23:41 | |
| Jared o kızı neden kurtarmaya çalıştığını bilmiyordu. Onun için insanların,cadıların,sihirbazların ve perilerin asla bir değeri olmamıştı. Tarafsızdı. İyilerden, kötülerden ya da kendi gibi tarafsızlardan olan ölümlerin hiçbir önemi yoktu. Buna rağmen bir şey… Jared’ın henüz anlamlandıramadığı bir şey bu peri kızının iki kez hayatını kurtarmaya zorlamıştı onu ve bu hiç hoşuna gitmemişti. Onun için önemli olan tek şey kendi hayatıydı şimdiye kadar bundan sonra da böyle olması gerekiyordu fakat lanet olsun ki o bu kızı kurtarmaya çalışırken kendi hayatını önemsememişti. Neydi bu kızı bu kadar değerli kılan? Onu tanımıyordu. Adını bile bilmiyordu. Gerçekte hangi tarafta olduğuyla ilgili hiçbir fikri yoktu. Ailesinden biri değildi. Arkadaşı ya da kız arkadaşı değildi. Lanet olsun ki tek geceliği bile değildi. Neden onu korumak zorundaymış gibi hissetmişti ki kendini? Yaptığı ukalalıkları sevimli bulmaya başlamasının bir nedeni var mıydı? Bilinci tam olarak kapanmadan önce düşündükleri bunlardı. Kendi yarasını önemsemeden birini kurtarmaya çalışmasının nedenini hala anlayamıyordu. Aslında o birini kurtarmaya çalışmasını anlamıyordu. O profesyonel bir suikastçıydı. Bir katildi. Katiller ne zamandır birilerini kurtarmaya çalışmaya başlamıştı? Onların kendinden başka kimse umurunda olmazdı. Olmamalıydı. Meslekleri itibariyle duygusuz olmaları gerekiyordu ki jared’ın gerçekten bir makine değil de kanlı canlı bir peri olduğuna ve hiç görülmese de duyguları olduğuna inanmak zordu. Onun hissedebildiği, bildiği tek duygu öfke ve nefretti. Bu hissettiklerini de çok sık göstermiyordu.
Bilinci kapanırken içinden kendine bildiği en güzel küfürleri etmişti. Kesinlikle daha dikkatli olmalıydı. Bilinci kapandığındaysa saf karanlığa kendini teslim etti. Karanlık… Diğerlerinin aksine seviyordu jared karanlığı kendiyle baş başa kalmasına yardım ediyordu. Düşüncelerinden uzaklaştırıyordu onu. Huzur veriyordu ona. Hiçbir şey düşünememek iyi geliyordu. Yorgun bedeninin rahat bir nefes almasını sağlıyordu. Derin ve tatlı uykusunda yatağında dönmeye çalıştığında canının acısıyla yüzünü buruşturdu önce dudaklarının arasından acı dolu bir sesle birkaç küfür çıkmış gözleriniyse hızla açmıştı Yatakta acıdan bir süre kıvranırken burada olmaması gerektiğini fark etti. En son ayslum harabelerinde diğer suikastçılarla kapışıyordu. Sonra o tanımadığı ama korumak zorunda hissettiği kızı korumak için yaralarına aldırmadan koşmuş ve büyülü silah ona isabet etmeden onu kurtarmıştı ve fazlasıyla kan kaybettiği için bilincini yitirmişti. Şimdiyse bir yatak odasındaydı. Yarasına aldırış etmeden hızla yataktan doğrulup etrafına baktı. Neredeydi? Kim getirdi beni buraya diye düşünürken koltukta uyuyan biri çarptı gözüne biraz daha dikkatli bakınca bunun o kız olduğunu fark etti. Derin bir nefes alıp kendini yatağa attı. Anlaşılan tatlı baş belası onu bilinçsiz bir şekilde orada bırakamayarak evine getirmişti. O az önce kıza tatlı baş belası mı demişti? Baş belası olduğu kesindi. Tatlı olduğu kısmıysa kesinlikle tartışılabilirdi. Bir süre etrafı inceledikten sonra yavaşça yatakta doğruldu. Gözleri gömleğini ararken bir yandan da kızın yaptığı bandajlarla ilgileniyordu. Hakkını vermeliydi ki bu konu da iyiydi. Gömleğini bulduğunda yataktan kalkıp ayakkabılarını giyerek gömleğini üzerine geçirdi. Düğmelerini iliklememişti. İnsanların ona bakmasını önemsemiyordu bu yüzden rahattı. Seri adımlarla kapıya doğru yöneldi. Tam kapıdan çıkmıştı ki bir küfür savurup geri döndü. Onu hiç tanımadığı halde onu evine getirip ona yardım eden bu kızın koltukta rahatsızca yatmasına dayanamamıştı.
Bununla birlikte huzursuzca kıza doğru ilerleyip onu yavaşça kucağına aldı. Uyurken oldukça güzel ve masum duruyordu. İnatçı hallerini hatırladığında gülümsedi. İçinde bulunduğu saçma durumu fark ettiğindeyse kafasını iki yana sallayarak kendine geldi ve ağır adımlarla yatağa yürümeye başladı. İçten içe bu kızı o şekilde bırakıp gidemediği için kendine kızıyordu. Neler oluyordu ona? Neden bu kızın orada rahatsızca yatması umurundaydı ki? Bu durum gittikçe sinirlerini bozuyordu. Kız kollarının arasında hareketlenmeye başladığında düşüncelerinden kurtulup kendine geldi ona kesin ve sert bir dille ''Rahat dur birazdan seni bırakacağım'' dedi. Fakat kız sözünü dinlemeyip telaşla bir şeyler söylendikten sonra ondan kurtulmaya çalışmaya devam etmişti. Bu durum zaten gergin olan sinirlerini iyice gererken öfkesine engel olamayarak kızı yatağa attı. Kendide üzerine çıkıp bileklerinden tutup yatağa sabitledi ve hareketlerini engelleyerek kıza baktı. Sonunda tatlı peri kızının dikkatini çekebildiğini görünce sinirle ''Sana rahat durmanı söyledim. Ayrıca benden kurtulamayacağını bile bile çırpınman çok saçma'' dedikten sonra kıza iyice yaklaştı. Nefesi kızın yüzüne değiyordu. Derin bir nefes alıp kızın güzel kokusunu içine doldururken birazda olsa sakinleşmişti. Gözlerini kızın gözlerinden bir an olsun ayırmadan ''Sadece giderken senin koltukta rahatsız bir şekilde uyuduğunu görünce daha rahat etmen için yatağa taşıyordum. Teşekkür etmek için… Beni bilinçsizce orada bırakmayıp yardım ettiğin için teşekkür ederim''edi. Teşekkür ettiğine kendi bile inanamazken aralarındaki mesafeyi kısa sürede kapatıp kızın o güzel pembe dudaklarını öpmeye başladı. Bir süre onu yavaşça tadını çıkararak öptükten sonra geri çekilip kızın gözlerine baktı. | |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata C.tesi Şub. 16 2013, 13:44 | |
| Tek başına yaşamak insana bir çok şeyi kendi başına nasıl yapabileceğini öğretiyordu. Elbette aynı zamanda hiç kimseye ihtiyacı olmaması için hiç bilmediği şeyleri bile öğrenmesi gerekiyordu. Yaralarla ilgilenmek onun gibi sakar ve baş belası bir kız için öğrenilmesi öncelikli bir konuydu. Ortada hiç bir şey yokken bile canını yakarak kendine zarar veriyor ya da durup dururken bedeninin bir yerinde kesik açılmasına neden olabiliyordu. Bu yüzden ilk yardım konusunda bir şeyler öğrenmesi gerektiğini bilerek gerekli tüm malzeme ile nasıl yapılacağını da öğrenmişti. Önceleri ufak tefek yaralarla ilgilenirken yıllar geçtikçe derin yaralara pansuman yapması gerekti. Narin bir kız gibi görünüyordu, ama bedeni dışarıdan göründüğü gibi değildi. Mutlaka bedeninin bir yerinde bir morluk bulunur onun bedenine farklı bir renk katardı. Bazen bu morlukların nereden geldiğini nasıl oluştuğunu bile bilmezdi. Gece yatağına gayet normal bir şekilde girerken sabah kalktığında bacağında hiç olmaması gereken bir morlukla karşılaşabiliyordu. Ailesi ile kaldığı zamanlarda da durum pek farklı değildi. Ailesine göre güzel olmak zorundaydı ve aynı zamanda nazik. Bunların yanında da mükemmel bir varis tıpkı kuzeni Ciara gibi... Kuzeni aklına geldikçe sanki nefes alması için içine çekmesi gereken oksijen bile ondan uzaklaşıyordu. Soy adını geride bıraktığı gün keşke onu da ortadan kaldırsam diye düşünmedi değildi. Nasıl olsa o gün yalnızlığa atılan ilk önemli adımlarını atmış olacaktı. Yanında ailesine asla unutamayacakları bir şey yaşatarak o evden ayrılabilirdi. Ama yapmamıştı işte belki de o zaman henüz birilerini öldürebileceğini düşünmemişti. Birinin canını almak kolay bir şey değildi. Ama hayat adil değildi. Ona da adil davrandığını söylenemezdi. Neden oda sıradan bir aileye sahip olan bir kız olarak dünyaya gelmemişti. O zaman her şey çok daha farklı olurdu. Hala ailesinin yanında yaşayan şu anki masum görünümünün altında gerçek bir masum kız olurdu. Düşünceler, düşünceleri kovalarken rahatsız bir şekilde koltukta döndü Fia. Ama kendini yatakta zannettiği için dönüşü kendini yerde bulmasıyla son buldu. Yüzünü yere vurduğu için burnu sızlıyordu. Burnunu kısa bir süre okşadıktan sonra bir süre hareketsiz olarak yerde yattı. Sonra doğrularak yatağına baktı. Jared hala derin uykuda görünüyordu. Bu iyi diye düşündü. Çünkü uyku bedeni yenilemenin en iyi yoluydu ve çocuğun bedeninin gerçekten yenilenmesi gerekiyordu.
Tekrar poposunu koltuğa yerleştirdikten sonra acıyan burnunu biraz daha ovaladı ve kafasını yastığa koyarak karanlığın içinde Jared’ı izlemeye başladı. Hiç bir erkeği böylesine izlememişti. Elbette hiç bir erkek yatağında yarı .çıplakta yatmamıştı. Aklına o an Dante geldi. Daha dün gece onu da tıpkı Jared gibi sadece pantolonu üzerinde bırakmış ve yatağa yatırmıştı. Ama Jared’den farklı olarak yatak kendisine değil sihirbazına aitti ve elbette bir fark daha vardı. Geceyi sihirbazının göğsünde uyuyarak geçirmişti. Çünkü onu diğer erkeklerden ayıran bir özelliği vardı, aşık olduğu kız. Jared ise hiç tanımadığı biriydi ama yinede bu durum çıplak göğsüne başını koyarak uyumak istemesine engel olmuyordu. Gözlerini ona dikmiş bunları düşünürken uykuya daldı yeniden. Bu sefer tüm o karanlık düşüncelerden uzak bir uykudaydı Fia. Hatta bir rüya görmeye başlamıştı ailesinden tek bir kişinin bile olmadığı... Zaten bu yüzden adı rüyaydı, eğer onlardan biri olsa rüya değil kabus olurdu. Bir süre sonra rüyasında gördüğü kişi ile donup kaldı, Jared onun rüyasındaydı. Sanki uyumadan önceki başına gelenleri tekrar yaşıyor gibiydi. Ama durum biraz daha farklı gelişiyordu. Tüm o kavgalardan daha çok Jared ile birlikte konuşmaları ve yerde yuvarlandıkları kısımlar kesik kareler içinde gözünde canlanıyordu. Rüyasında Jared onu kaldırırken bir anda gözlerini açtığında karşsında yine onu görmek kendini tuhaf hissetmesine neden oldu. Başını iki yana salladığı anda bunun rüya değil gerçek olduğunu anladı. Şu an gerçekten Jared’ın kucağındaydı ama neden. Durumu tartmaya fırsatı bile olmadan rahatsız olduğunu belli eder bir şekilde kıpırdandı Fia. Ardından Jared’ın sözleri ile öfkeli bir şekilde ona baktı.
“Neden senin kucağındayım ki birazdan değil beni hemen yere indir”
Konuşması ve hareketleri Jared’ı öfkelendirmiş olmalıydı ki bir anda bulunduğu kollarından uzaklaşarak kendini yatağında buldu Fia. Yatak yumuşak olsa bile ani atışı ile yatağa yapışması yaralarının sızlamaya başlamasına neden oldu. Sızıyı hisseder hissetmez yüzünü ekşitti. Şu an canı yanıyordu. Üstelik düşmekle de kalmamış Jared’ın onu bileklerinden kavrayıp altına alması ile gerilen bedeni sanki acıyı daha fazla hissetsin diye uğraş vermeye başlamıştı. Ellerinden kurtulmak için çırpınırken onun yeniden konuşması ile sinirli bir şekilde derin nefesler almalar başladı. Nefesi Jared’ın yüzünü yalıyordu. Sözleri ise yine sinir hücrelerini harekete geçirmişti.
“Çırpınmam saçma falan değil. Kurtulamayacak olsam bile kendimi birine hemen teslim etmem ben savaşırım bunu anlamış olman gerekirdi”
Sözlerinin ardından kendine engel olamadan yine ona dil çıkardı Fia. Üstelik yine birbirlerine bu kadar yakınken... Aslında ilk kez bu kadar birbirlerine yakınlardı. Tüm gece boyunca birbirleri ile yakınlaşmışlardı ama bu sefer onun bedeninin altında ve nefesi yüzüne değer bir vaziyetteydi. Sadece bu da değil hareket dahi edemiyordu. Dilini içeri sokarak gözlerinin içine baktı Fia hala her şeye rağmen ondan korkmuyordu. Onun söylediği sözlerden sonra teşekkür etmesi onu sadece şaşırttı. Ama bir kaç saniye içinde ona teşekkür etmene gerek yok kalk üstümden demeyi planlandığında Jared’ın daha fazla yaklaşması tüm kelimelerin dudaklarına hapsolmasını sağladı. Kısa sürede ise dudakları Jared tarafında öpülmeye başladı. İşte bu onu daha fazla şaşırtmıştı. Ani öpücük ile ne yapacağını bilemeden gözleri kocaman açılmış bir vaziyette hareketsiz bir şekilde kaldı. Jared ondan uzaklaşıp gözlerinin içine bakarken dudaklarını yaladı Fia. Dudaklarında kalan çocuğun tadı hoşuna gitmişti. Sırf merakına engel olamadığı için başını hafifçe kaldırarak Jared’ın dudaklarını öpmeye başladı. | |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata C.tesi Şub. 16 2013, 16:56 | |
| Aklı karışmıştı. Kucağındaki bu kızın onu neden bu kadar ilgilendirdiğini çözememişti. Ona karşı olan bu ani zaafının bir nedeni var mıydı? Bu durum gittikçe sinirlerini bozarken kızın uyanmasıyla düşüncelerini bir kenara bırakıp onun gözlerine bakmaya başladı. Bu kızda diğerlerinde olmayan ne vardı? Kızın çırpınmaya başlamasıyla onu düşürmemek için daha sıkı tutmaya başladı. Onu rahat durması için ikaz etti. Böyle devam ederse kolları arasından yeri boylayacaktı. Bunun da onun için iyi olacağını sanmıyordu. Kız ikazına aldırmadan kollarında çırpınmaya devam ederken jared’ın o an odaklandığı tek şey onu düşürmemekti. Savaşta yara aldığını biliyordu. Sonuçta Jared ne kadar itiraz edip onu kendi savaşından uzak tutmaya çalışsa da o inatla profesyonel suikastçılara kafa tutmuş bir şekilde de bu savaşa dahil olmuştu. Eğer kız olayın dışında olsaydı o an o harabelerden bilincini kaybetmeden ayrılabilirdi. Üç usta katili aynı anda öldürmek zor olsa da imkansız değildi. Sonuçta Jared onların içlerinden en iyisiydi. Tüm savaş boyunca aklı hemen yanında olan kızdayken onları yok etmek zaten zorken daha da zorlaşmıştı. Ne kadar iyi savaşıyor olursa olsun kızın karşısında onun gibi sıradan bir peri yoktu ve bu gerçek jared’ı oldukça rahatsız etmişti. Kızın suikastçının hakkından gelmeyi başarmış olmasınıysa sadece şansa ve karşısındaki erkek perinin acemiliğine bağlıyordu. İyi savaşmıştı hakkını vermeliydi.
Ama eğer karşısında o acemi peri değil de Owen olsaydı kızın ölmüş olacağını biliyordu. Onunla kendini karşı karşıyaysa asla düşünemiyordu. Onun savaşma şeklini görmüştü. Kesinlikle kolay hedefti. Düşüncelerinden kızın sesiyle kurtulurken duydukları sinirlerinin tepesine çıkmasına fazlasıyla yetmişti. Histerik bir kahkaha atarak tehlike kıvılcımları dolu gözlerini kızın gözlerine dikti ve öfkeyle ''Sen bana emir mi veriyorsun? Gerçekten mi? Sen bana emir verebilecek bir konumda mısın?'' diye sordu. Kızın sessizce ona bakmasıyla ''Bence bunu bir daha düşün'' diyerek onu yaralarına aldırmadan yatağa atıp üzerine çıktı. Çocukluktan beri sevmediği bir şey varsa o da ona emir verilmesiydi. Emrivakilerden hoşlanmazdı. İnsanların ona ne yapıp ne yapmayacaklarını söylemesinden de nefret ederdi. Kız ona emir vererek hayatının en büyük yanlışını yapmıştı. Kızın çırpınışlarını büyük bir zevkle kısa süre içinde engellemişti. Anlaşılan küçük peri kızı onunla başa çıkabileceğini sanıyordu. Üstelik önünde öldürdüğü o kadar periye rağmen… Bu yanlış fikri seve seve düzeltecekti. Öfkeyle ona kurtulamayacağını bile bile çırpınmasının çok saçma olduğunu söylerken haklıydı. Jared istemediği sürece bu tatlı ve hırçın peri kızı ondan kurtulmak şöyle dursun kolunu bile kıpırdatamazdı bu bir gerçekti. Buna rağmen boş yere çırpınışlarını görmek zevkli olsa da gereksizdi. Kızın söyledikleri karşısında tehlikeli bir gülümsemeyle ''Ah kesinlikle anladım ve itiraf etmeliyim ki kurtulamayacağını bildiğin halde en azından bunun için çabalaman çok şeker… Gereksiz ama sevimli…'' dedi. Kıza oldukça yaklaşarak eğer onu dinleyip sessizce dursaydı ne yapmaya çalıştığından bahsetti. Tek amacı onu yatağa yatırıp çekip gitmekken bu duruma gelmeleri ilginçti. Bu kıza gittikçe çekildiğini hissediyordu. Ona teşekkür etmek en çok kendini şaşırtsa da bunu belli etmedi. Kızın yeniden ona dil çıkarmasını bu sefer sevimli değil de tahrik edici bulmuştu.
Dudakları peri kızının dudaklarıyla buluştuğunda içindeki tutku ve şehvet onu ele geçirmişti. Dudakları düşündüğünden daha tatlıydı. Gayet yavaş bir şekilde her anından zevk alarak onu uzun süre öptü. Kızın karşılık vermemesi dikkatinden kaçmamıştı. Kendini geriye çekip kızın gözlerinin içine bakıp gülümsedi. Artık gitme vakti gelmişti. Sadece biraz daha bu şekilde durup adını bile bilmediği ama farklı kişiliğiyle onu etkilemeyi başaran bu güzelliği izlemek istediği için kızın üzerinden kalkmayarak ona bakmaya başladı. Muhtemelen bir daha birbirlerini görmeyeceklerdi. Kız için en iyisi de buydu zaten… Jared’ı bir daha görmemek… Jared bu gerçek ismi bile değildi. Gerçek ismi keiro’ydu. O ismi de çocukken kullanmayı bırakmıştı. Kızın dudaklarını yalaması onu fazlasıyla tahrik etse de o tadına doyamadığı dudaklarından kendini uzak tutmayı zorda olsa başarmıştı. Eğer kızın o mükemmel dudaklarının tadına bir daha bakarsa durmayacağını biliyordu. Kızın ona karşılık vermeyecek olması umurunda olmayacaktı. Bunu yapmak istemiyordu. Dudaklarında hissettiği dudaklar şaşırmasına neden oldu. Az önce onun öpücüğüne karşılık vermeyen kız şu an onu öpüyordu. Hiç düşünmeden oda kıza karşılık vermeye başladığında kızın bileklerindeki elleri yavaşça gevşemişti. Dili kızın derinliklerini keşfederken kızın üzerindeki duruşu değişmiş ona hareket etme imkanı sağlamıştı. Bir süre sonra kızın bileklerini serbest bıraktı. Elleri onun vücudunda yavaşça ve baştan çıkarıcı bir şekilde gezinmeye başladığında dudakları kızın dudaklarından yanaklarına oradan da boynuna doğru kaydı. Öpücükleri daha aşağılara göğüslerine doğru kaydığında elleri de bacaklarıyla kalçalarını okşuyordu. Dudakları tekrar kızın dudaklarıyla buluştuğunda bir eli kızın göğsünü kavramış okşuyor diğer eliyse bacaklarında dolaşıyordu. Her an kendinden daha fazla geçerken kızın üzerindeki pijamalardan tek bir büyüyle kurtuldu. Artık kızın üzerinde sadece iç çamaşırları kalmıştı onları çıkarmaksa jared için büyük zevk olacaktı. | |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata Paz Şub. 17 2013, 16:10 | |
| [quote="Fia Polyxena"] Yatağa uzanmış, hareketsiz bir şekilde onun gözlerine bakarken kalbi delicesine atıyordu. Kalp atışlarının nedeni korku ya da benzeri bir duygu değildi. Sadece heyecanlanmıştı. Onun gözlerine bakmak dışında hiç bir şey yapamıyordu. Oysa ki Jared yatağında uyurken onun kaslı göğsünde yatmayı hayal etmişti. Şimdi ise beden üzerindeydi, ona bakarak kendinden geçebileceğini fark etti bir anda. Bu delice bir düşünceydi kabul ediyordu. Ama hayatında normal ne vardı ki. Bu gece karşısına çıkan her biri periyi gözlerinin önünde öldürdüğü dışında hakkında hiç bir şey bilmediği Jared’ı hiç düşünmeden evine getirmişti. Sırf bu yüzden belkide başına gelenleri hak ediyordu. Jared konuşmaya başladığında dikkatle onu dinledi, asıl niyetinin ne olduğunu öğrendiğinde deli gibi atan kalbi bir nebze olsun normale dönmüştü. Elbette Jared’ın ani öpüşüne maruz kalana dek sürmüştü bu durum. Bir anda dudaklarında hissettiği dudaklar ile ne yapacağını bilemedi. Bedeni kas katı bir şekilde kalıp, kalbi delicesine atarken hiç bir harekette bulunmadı. Jared yavaşça dudaklarının tadına bakarken sesini bile çıkarmadı. Sonrasında öpücük bittiğinde derin bir nefes aldı. Sanki Jared az önce yaşaması için gereken tüm oksijeni onu öperken bitirmişti, şimdi ise yaşamak için oksijene ihtiyacı vardı. Nefes alırken dudaklarını yaladı Fia bu merakı dudaklarında onu öpen kişinin tadını hissetmesine neden oldu.Dudaklarında hissettiği bu tattan hoşlandığını fark ettiğinde merakı yön değiştirerek gözleri Jared’in dudaklarına takıldı. Onları öperken nasıl hissedeceğini merak etti. Tadı şimdi hissettiğinde daha güzel olabilir miydi? Merak, içinde bir şeylerin alevlenmesini sağlamamıştı. O an ‘Düşünmenin ne önemi var ‘ dedi kendi kendine ve işte o an başını ona yaklaştırarak dudaklarını Jared’ın dudakları ile buluşturdu. Daha ne olduğunu bile anlamadan onu öpmeye başladı.
Bedeni hala hareket edecek durumda değildi ve hala bileklerini sıkan eller gevşememişti. Ama öpücüğe kısa bir süre daha devam ettiğinde Jared’ın karşılık vermesi ile onu tutan ellerin gevşediğini hissetti. Onu öperken kendini sanki kaybetmiş gibiydi, tadı öylesine güzel gelmişti ki. Daha fazla, çok daha fazla o dudakların tadına bakmak istedi. Aniden Jared’ın dilini ağzında hissetmesi ile gözleri büyüdü Fia’nın öpücük giderek daha da derinleşirken hareket etme şansı buldu. Gözlerini kapatmış kendini tamamen öpücüğün etkisine bıraktığında, bileklerini tutan ellerin artık orada olmadığını fark etti. Bu durum kafasında tek bir düşüncenin oluşmasını sağladı. Artık ona dokunabilecekti. Aslında şimdi onu üzerinden itebilir ve bu öpücüğe son verebilirdi. Ama bunu istemiyordu tadı başını döndürmeye yetmişti. Bedeninde hissettiği eller daha önce hiç yaşamadığı bir deneyimdi onun için. Onu daha tutkulu öperken saçlarını kavrayarak onu daha çok kendine bastırdı Fia. Dudaklarını adeta yemek istiyormuş gibi onu öpüyordu. Elleri bir süre saçını okşadıktan sonra sırtına doğru kaydı hemen ardından dokunmak için deli olduğu göğsüne dokunmaya başladı. Pürüzsüz teni onu baştan çıkarmaya yetiyordu. Dudakları serbest kaldığında iniltiden farksız sesler çıkarmaya başladı. Jared’ın elleri sanki bedeninin her yerindeydi ve dudakları da elleri ile bir yarışa girişmişti. Ama yeniden dudaklarında hissettiği dudaklar iniltilerini keserek onu öpmeye başlamasına neden oldu. Kendini kesinlikle kaybetmişti. Üzerinde pijamalarının olmadığının bile farkına varacak durumda değildi. Onu deli gibi öpmeyi sürdürürken ne yaptığını bile bilmiyorken Jared’ın gömleğini çekeleştirerek üstünün çıplak kalmasını sağladı. Dokunduğu beden ateş gibiydi. Kendi bedeninin de normalden çok fazla ısı yaydığını hissedebiliyordu. Nefes almak için Jared’ın bir anlığına göğsüne bastırarak kendinden uzaklaştırdığında iç çamaşırları ile altında olduğunu fark etti. Bu öpücük ve dokunuşların sonu hiç iyiye gitmiyordu. Islanmış dudakları ve tutkulu bakışları ile onun gözlerine bakmaya başladı. Nefes nefese bir halde konuştu.
“Jared bence artık durmalıyız”
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata Paz Şub. 17 2013, 17:48 | |
| Kızın dudaklarının tadı tarif edilemeyecek kadar harikaydı. Öpücüğünün karşılık almıyor olması başkaları için bir şeyler ifade edebilirdi ama jared için hiçbir şey ifade etmiyordu. Onun tek ilgilendiği konu onu öperken aldığı zevkti. Bu yüzden öpüşlerinde hiçbir değişiklik olmadı. Onu yavaş yavaş tadını çıkara çıkara her saniyesinden zevk alarak öpmeye devam etti. Kızın içine çektiği tatlı kokusu aklını başından alırken mükemmel dudakları kontrolünü kaybetmesini sağlıyordu. Baştan çok kısa tutmakta kararlı olduğu öpücüğün her geçen dakika daha da uzaması da bunu kanıtlar nitelikteydi. Onu öperken tek düşündüğü küçük bir öpücükle o merak ettiği pembe ve güzel dudakların tadını öğrenmekti. Şimdiyse o muhteşem tadın zevkini çıkarmak istiyordu. Kızın dudaklarının tadı daha öncekilerden çok farklıydı. Bu farklılık Jared’ı kıza daha çok iterken işin gittikçe kontrolünden çıktığını fark edip kendini zor da olsa geriye çekti. O güzel dudaklardan uzaklaşmayı hiç istememiş olsa da kızın ona hiç karşılık vermediği gerçeğini göz ardı ederek ona sahip olacak değildi. Bu düşünceyle tehlikeli bir şekilde gülümsedi. Aslında bu gerçeği göz ardı edip ona sahip olma fikri oldukça cazip gelmişti.
Kızın şaşırmış hali ise onu oldukça eğlendirmişti. Gitme vaktinin geldiğini fark ettiğinde derin bir nefes aldı. Kızın o harika kokusunu içine doldurup ona bir süre baktı. Onu etkilemeyi başaran tatlı ve hırçın peri kızının yüzünü zihnine kazır gibiydi. Onunla bir daha karşılaşmayacaklarını bildiğinden karşısındaki masum güzelliği bir süre daha izledi. Eğer Jared isterse kesinlikle karşılaşabileceklerini biliyordu ama kız için en iyisinin bir daha onu görmemesi olduğunu da biliyordu. Amcası bu kıza karşı zaafının olduğunu öğrenirse bunu kullanmak için elinden geleni yapardı. Jared’ınsa hayatında en son isteyeceği şey amcasına ona karşı kullanabilmesi için bir koz vermekti. Bu yüzden buradan hemen çekip gitmeli ve kızın üzerinde yarattığı bu etkiden bir an önce kurtulmalıydı. O bunları düşünürken dudaklarında hissettiği ıslak ve tatlı dudakları hissettiğinde kendine geldi. Tatlı peri kızının onu öpmeye başlaması, dudaklarında doyamadığı dudakları tekrar hissetmesiyle şaşırsa da şaşkınlığını kısa sürede üzerinden atıp hiç düşünmeden ona karşılık vermeye başladı. Öpüşmeleri gittikçe derinleşirken elleri önce kızın bileklerini bırakmış sonrasındaysa ona hareket imkanı sağlamıştı. Yavaş ve baştan çıkarıcı bir şekilde zevkle kızın vücudunu elleriyle keşfederken dudakları da boş durmuyordu. Tatlı peri kızının ellerini bıraktıktan sonra onu itmesi için ona bir nevi fırsat yarattığının farkındaydı. Bu anın keyfini çıkarırken kızın ellerinin vücudunda hissetmesiyle birlikte vücudunun kontrolünü tamamıyla kaybetmişti. Artık onu mantığı değil tutkusu, şehveti ve arzusu yönetiyordu. Bu saatten sonra istese de duramayacağının farkındaydı. Kızın boynuna öpücükler kondururken kendi vücudunu onun vücuduna bastırdı. Tatlı peri kızının zevk iniltileri onu kendinden geçirirken üzerindeki gömleğin çıktığını fark edememişti.
Bedeni alev almıştı. Kızın içine girmek için deli oluyordu. Zonklamaya başlayan erkekliği bunu destekliyordu. Kızın onu itmesiyle geri çekilip tutkulu gözlerini kızın gözlerine dikti. İkisi de nefes nefeseydi. Peri kızının söyledikleri karşısında gülümseyerek ona iyice yaklaştı. İkisinin dudakları arasında çok az bir mesafe kaldığında durdu ve ''Seninle aynı fikirde değilim tatlım… Eğlence yeni başlıyor'' diyerek kızı öpmeye başladı. Kontrolünü tamamen kaybetmişti. İç çamaşırlarını parçalayarak tek seferde çıkardıktan sonra onu delice öpüp okşamaya başladı. Elleri kızın her yerindeydi. Dudakları tüm vücuduna küçük öpücükler bırakırken bir yandan da kızın ıslaklığını okşuyordu. Bu tatlı öpüşlere ve dokunuşlara bir süre daha devam edip artık dayanamayacağını düşündüğünde kendi üzerindekilerden de ufak bir büyüyle kurtulup kızın bacakları arasındaki yerini aldı her dakikadan zevk almak için oldukça yavaş davranıyordu. Dudakları kızın dudaklarına tekrar kapandığında onu öperken bir yandan da içine yerleşip gidip gelmeye başladı. Dudakları kızın boynuna oradan göğüslerine doğru kaydığında ritmi hızlanmıştı. Dudaklarından zevk iniltileri dökülürken zevkin doruklarına çıkmıştı. Sonunda o dayanılmaz an geldiğinde son bir itişle rahatlayarak kızın üzerine yığıldı. Birkaç kez derin nefesler alıp biraz kendine geldiğinde kendini yana atıp kızı kollarının arasına aldı. Kendini tamamıyla kaybetmiş bir şekilde kızın dudaklarına son bir öpücük kondurup ''Çok tatlısın'' diyerek uykuya daldı. | |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata Paz Şub. 17 2013, 18:30 | |
| Nefesini kesen ilk öpülme anından sonra yaşadığı şok onu bir anda ele geçirmişti. Bedeni kaskatı kesilmiş hiç bir şey yapamazken üzerindeki erkeğin onu öpmesine izin veriyordu. Zaten izin vermese de yapabileceği hiç bir şey yoktu. Bedeni kaskatı kesilmemiş olsa da Jared'ın bedenini kavrayışından kurtulması imkansızdı. Öpüşmenin sonuna gelindiğinde kendine gelmesi biraz uzun sürdü. Öpülmek, ilk kez tattığı bir durum değildi onun için. Peşine düşen her peri ya da her insan onu bir şekilde öpmüştü. Bu her seferinde farklı oluyordu tabi. Bazen onu öpmelerine izin veriyordu bazen de onu zorla öpüyorlardı. Ama şimdiye kadar hiç biri gerçekten zevk vermemişti. Belki de tatları hoşuna gitmemişti. Onu zorla öpen kişilerse hak ettikleri cezayı fazlasıyla çekmişler ve Fia bunları yaparken büyük zevk almıştı. Şimdi ise bu zoraki öpücük onun kalbinin deli gibi atmasını sağlarken aynı zamanda nefesini kesmişti. Bir anda kendi dudaklarının tadına bakmak içindeki merakı uyandırmış ve dahası Jared'ı öpmeye başlamıştı. Fia, gerçekten de meraklı bir peri kızıydı. Kendi dudaklarında güzel bir tat bırakan dudakların öperken nasıl olduğunu öylesine çok merak etmişti ki kendini bir saniye tutmayı becerememişti. Jared'ı öperken geçen her saniye kendini kaybetti. Aklının o an da tam olarak çalıştığından bile emin değildi. Bedeni daha çok başka bir şekilde başka bir şeyin kontrolünde hareket ediyordu. Bedeninin alev almasını sağlayan neden neyse şu an onu kontrol eden kesinlikle bu duygu olmalıydı. Kendini kaybettiği anlarla pijamasının üzerinden çıktığının bile farkına varamamıştı. Öpücükleri derinleşirken ilk kez bir erkeğin bedenini keşfetme şansını yakalamıştı. Onun çıplak tenine dokunmak içinde hiç tanımadığı duyguları ona yaşatırken bir şeyin beynine dank etmesi ile bir anda durmak istedi. Onu kendinden uzaklaştırırken gözlerinin içine baktı ve hemen ardından öpülesi dudaklarına. Hala deli gibi öpüşmek istediğine inanamıyordu. Ama bu durum devam ederse ne olacağı ortadaydı. Hiç tanımadığı bu erkeğe ait olacaktı. Onun ilki, ani korkusu tüm bedenini sarmaya başlarken durmaları gerektiği söyledi ona. Bir yandan da derin nefesler alarak düzelmeye çalışıyordu. Jared konuşmaya başladığında duydukları karşısında ilk kez ondan korktuğunu hissetti.
"Hayır bunu yapmamalıyız ben bunu ya..."
Cümlesine devam edemeden dudaklarına kapanan tatlı dudaklar konuşmasına izin vermemişti. Eğer konuşmak için biraz daha vakti olsa bunu yapamayacağını söyleyecekti. Çünkü bu onun ilk kez bir erkekle olacağı bir birliktelikti ve bunu hiç tanımadığı bir erkekle yaşamak istemiyordu. Lanet olsun o henüz büyüdüğünü bile kabul etmediği için ne böyle bir deneyim yaşamak ne de hayatına bir erkeği sokmak istiyordu. Ama şimdi bir erkeğin altında hiç istemediği bir şekilde yarı çıplak bir vaziyette duruyordu. Jared onu deli gibi öperken onu üzerinden itmeye çalıştı. Ama yapamıyordu o çok güçlüydü . Korkusu giderek daha fazla büyüdü içinde Jared kendini kaybetmiş bir şekilde hareketlerini sürdürürken hiç bir şey yapamıyordu. Çıplak olduğunu Jared'ın elini bacaklarının arasında hissettiğinde anladı. Ona dokunması bedeninin garip bir şekilde uyarılmasına neden olurken dudakları sonunda boş kaldığında anlayamadığı bir şekilde inlemeye başladı. Yeniden onu itmeye çalıştığında bedenini artık zar zor hareket ettirdiği fark etti. Neler olduğuna ise bir anlam veremiyordu. Son bir gayretle konuşmaya başladı.
"Jared... Lütfen... Lütfen dur artık..."
Konuşması bu sefer bir öpücükle yarım kalmamıştı. Hissettiği garip duygular yüzünden nefes nefese iniltiler dökülüyordu dudaklarından. Bir süre sonra ne olduğunu bile anlamadığı bir anda kasıklarında hissettiği ani basınç ile çığlık attı. Jared içine girmişti o artık içindeydi. İlk erkeği şu an üzerinde hiç tanımadığı bu kişiydi. Acı giderek artarken dudaklarında ki öpücükler acıyı unutması için bir araç olmuştu. Ağlamaya başlayan gözlerinden yavaşça yanaklarına yaşlar dökülürken Jared'ın içindeki hareketinden garip bir zevk aldığını fark etti ama aynı anda bu durumdan nefret etmişti. Hala ağlıyordu ve bitmesini istiyordu. Derin nefesler alırken aniden kasılan bedeni sanki birazdan ölecekmiş gibi hissetmesini sağlarken ani rahatlama ile kendinden geçti Fia. Aklında kalan son şey Jared tarafından öpüldüğü olurken uykuya daldı.
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata Paz Şub. 17 2013, 20:18 | |
| Kızın konuşmasına fırsat vermeden bir türlü doyamadığı dudaklarına tekrar kapandı. Bir şeyler söylemeye çalıştığını duymuştu fakat umursamamıştı. Şuan hiçbir şeyin önemi yoktu onun için… Önemli olan tek şey altındaki bedendi ve ona ne olursa olsun sahip olmak istiyordu. Kızın korkusunu hissetmişti fakat bu bile kendisini durdurmaya yetmemişti. Mantıklı düşünemiyordu dahası bedeninin kontrolünü kaybetmişti. Onu yöneten tek şey tutkusu ve şehvetiydi. Hissettiği yoğun arzu beynini ele geçirmişken aldığı zevkten başka bir şey düşünemiyordu. Kendini kaybetmiş durumdaydı. Kızı yavaş yavaş öpüyor ellerini vücudunda büyük bir ustalıkla gezdiriyordu. İç çamaşırlarından tek bir seferde kurtulup öpücüklerini vücudunda gezdirmeye başladığında kızın onu itmeye çalıştığını fark etmemişti bile odaklandığı tek şey altındaki bedenken onun cılız çırpınışlarını nasıl fark edebilirdi ki? Kızın inleyişleri onu daha fazla kendinden geçirirken yeniden konuşmaya başladığını fark etmesi oldukça zor olmuştu. Bu gereksiz konuşmalardan sıkıldığını fark edip susması için kızın dudaklarına kapandı aynı anda da içine yerleşmişti. Tatlı peri kızının çığlığını duyduğunda önemsemedi. Bir kızın ilki olduğunun farkında değildi. O an bunu fark edemeyecek kadar kendinden geçmişti. Onun içinde olmak daha önce hiç almadığı zevk ve duyguları yaşatırken kızın ağladığını görmeyecek kadar gözleri kör olmuştu. Sonunda rahatladığında vücudu hiç olmadığı kadar yorgundu. Kendini yatağa atıp kızı kollarının arasına aldı.
Normalde ihtiyacını gördükten sonra kızlarla uyumak yerine çekip giden biriydi fakat bu kızın yanından ayrılmak istemiyordu. Üzerinde tatlı bir yorgunluk varken gözlerinin ağırlaştığını hissetti. Çok geçmeden kendini uykunun kollarına teslim etmişti. Ne kadar süre uyuduğunu bilmese de sonunda huzurlu karanlığından ayrılarak gözlerini araladı. Rüya görmemişti. Sadece derin ve huzur veren bir karanlık görmüştü hepsi buydu. Kollarının arasındaki kızı gördüğünde hızla yerinden doğruldu. Yaşadıkları anları hatırlarken sessizce kızı izledi. Onu hala istediğini fark ettiğinde şaşırdı. Bir kızı asla ikinci kez yatağa atmazdı oysa ona doyamıyordu. Uyurken ne kadar güzel ve masum olduğunu düşündü. Burada sonsuza kadar kalabilirmiş gibi hissetse de artık gitmesi gerektiğini biliyordu. Yapılması gereken işleri vardı. Dışarıda sürekli çalışan amcasını ve suikastçılarını yok sayamazdı. Yatakta doğrulup üzerindeki çarşafı açtığında gördüğü şeyle resmen dondu. Birkaç saniye ne hareket edebildi ne de düşünebildi. Şaşkınlıkla çarşaftaki kana bakarken gözlerini peri kızına dikti. Ne yani onun ilki miydi? Lanet olsun bu nasıl olabilirdi? Kızın içine girmeden önceki çırpınışları ve bir şey söylemeye çalıştığı anlar gözlerinin önüne gelince kendine lanetler okudu. İçinde kendine karşı büyük bir öfke,nefret ve sinir hissederken sesli bir şekilde kendine birkaç küfür etti. Sonra ilk deneyimini berbat bir şekilde yaşamış kıza bakarak ''Lanet olsun ben ne yaptım? Nasıl anlamadım bunu?'' diye sordu. Şuan gidip birilerini dövmek ,öldürmek hatta canı acısın istediği için yaralanmak istiyordu. Kızın gözlerini açtığını fark edince ''Ben özür dilerim'' dedi ama yaptığı şeyin bir özürle geçmeyeceğini hatta bunun affedilemeyecek bir şey olduğunu biliyordu fakat elinden bir şey gelmiyordu. Zamanı geri alamazdı. Şu ansa yapabileceği pek bir şey kalmamıştı zaten… | |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata Paz Şub. 17 2013, 21:20 | |
| Hissettiği acı sanki giderek daha da artıyordu. Bunu hak etmek için ne yaptığını düşündü. Yaptığı tek şey Jared gitmesini istediği halde onunla birlikte kalarak ona yardım etmesiydi ve sonrasında peri onun hayatını kurtarıp kendinden geçtiğinde ona yardım etmek için evine getirmişti. Onu evinde getirdikten sonra yaraları ile ilgilenmiş hatta onun daha iyi hissetmesi için uyanmasını engelleyen bir büyü bile yapmıştı. Bu duruma nasıl geldiklerini hala aklı almıyordu. Keşke diye düşündü. Keşke onu hiç öpmeseydi. Eğer merakına yenik düşüp onu öpmeye başlamasa belki de durum bu kadar ileri gitmeyecekti. Ama onun dudaklarının tadı, tenine dokunuşu ve onun tarifi imkansız sıcaklığı onu bir anda ele geçirmişti. Öylesine güzel başlamıştı ki her şey... Teninde hissettiği dokunuşlar ve öpücükler onu deli ederken Jared'ı her şeyi ile istediğini fark etmişti. Ama sonraki ani kokusu ile birlikte onu durdurmaya çalıştı. Ona önce durmaları gerektiğini söylemişti ama aldığı cevap sadece korkusunu daha da büyütmüştü. Sonra olanlar ise ateşli bedenin artında hiç bir işe yaramayan çırpınmalar dan ibaretti. O ana giderek daha fazla yaklaştığını hissederek daha fazla çırpındı hatta her şeye rağmen konuşmaya çalıştı. Ama hiç bir şey onu durdurmaya yetmiyordu. Hatta onu yavaşlatmayı bile becerememişti. Ellerini bedeninin her bir noktasında daha fazla hissetmeye başlamıştı. En çokta hiç istemediği halde ona karşılık veren bedeninden nefret etti Fia. Dudaklarından dökülen iniltilere engel olmak istiyordu ama başaramıyordu. Sonunda onu içinde hissettiğinde her şey bitmişti. Artık çırpınmıyor sadece Jared'ın hareketlerini hissederek ağlıyordu. İçindeki acı katlanarak artarken bir anda hiç anlamasa da azalmaya başlamıştı. Jared'ın yavaş hareketleri giderek hızlanırken dudaklarından çıkan iniltiler daha da arttı. Bedeninin ikiye bölüneceğini hissettiği bir anda ani rahatlama onu bir anda şaşırttı. Ama bedeninde yorgunluk kendini hissettirir hissettirmez uykuya daldı.
Uykusunda derin bir karanlığın içine sürüklenirken buldu kendini. Rüya görmeyi denerken garip bir kabusun içinde buldu kendini. Hiç gitmek istemediği karanlığın içine onu sürükleyen biri vardı. Ona baktığında onun Jared olduğunu anladığı an çığlık attı. Onu görmek istemiyordu hatta onun yaşamasını bile istemiyordu. Bir anda kulağında duyduğu sesler ile gözlerini açtı. Korkusu her halinden belli oluyordu. Kendine biraz gelip içinde bulundukları durumu anladığında hatırladığı her bir detay gözlerinden yaşların akmasına neden oldu. Hıçkırıklar içinde ağlıyordu ve ondan korkuyordu. Jared'ın özür dilemesi içindeki tüm korkuyu öfkeye çevirdi. İki kelime her şeyi düzelte bilir miydi? Elbette hiç bir şeyi düzeltmeyecekti. Hızla yatakta doğrulduğunda çıplak olduğunu umursamadan onun tam karşısında durdu ve elini yumruk yaparak ona yumruk attı.
"Senden nefret ediyorum iki kelime her şeyi düzeltecek mi? Lanet olsun sadece sana yardım etmek istemişti ama sen..."
Daha fazla konuşamadan kendini yatağa attı. Kafasını yastığa gömerek ağlıyordu. Aslında onu öldürmek istiyordu ama kendinde şu an o gücü ile bulamıyordu.
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Düzeltilemez Hata Paz Şub. 17 2013, 23:24 | |
| Jared hala bunu nasıl yapabildiğini anlamıyordu. Nasıl körleşebilmişti bu kadar? Ya da nasıl kontrolünü kaybetmişti. Kadınlara değer vermezdi kabul ediyordu. Aslında o hiç kimseye değer vermezdi. Kadınlar sadece ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli varlıklardı. Onlara ne kadar değer vermiyor olsa da birine zorla sahip olacak biri olmamıştı hiçbir zaman şimdiye kadar bu gün kendini nasıl kaybedebildiğini bir türlü anlamıyordu. Karşısındaki tatlı peri kızının değersiz olduğunuysa düşünmüyordu. Ona karşı en başından beri bir zaafı olduğu ortadaydı. Kendi canını önemsemeden onu kurtarmaya çalışmasının başka bir açıklaması yoktu. Bu bile kendini kaybederek ona sahip olmasına engel olamamıştı. Kızın çırpınışları gözünün önüne geldikçe delirecek gibi oluyordu. Yaşadığı hiçbir şeyden pişman olmamıştı şimdiye kadar fakat bu yaptığından pişmandı. İlkini böyle yaşamayı hak etmemişti. Tek yapmaya çalıştığı şey inatçı ve hazır cevap kişiliğine rağmen ona yardım etmeye çalışmaktı. Bunun karşılığındaysa en önemli şeyini kaybetmişti. Bu adil değildi. Zihnine onun iniltileri ve yaptıkları şeyden zevk aldığı gerçeği akın etse de bu gözünün önüne gelen çırpınışları göz ardı etmesini sağlamıyordu. Kendine bu yaptıkları için lanetler okuyup küfürler ederken kızın gözlerini açtığını gördü.
O uyanınca nefesi kesilmişti. Bir anda söyleyeceği her şey gitmişti. Sanki biri zihnini boşaltmıştı. Kelimeler boğazında düğümlenip kalmıştı. Kızın gözlerindeki korku kendinden daha çok nefret etmesini sağlarken söyleyecek birkaç cümle aradı fakat bulamadı. Konuşmak için çabaladığı esnada ağzından çıkabilen tek kelime özür dilerim olmuştu. Sanki özür dilemek bir şeyi değiştirecekmiş gibi ya da bir işe yarayacakmış gibi… Kızın gözlerindeki korku hızla yok olup yerini öfke aldığında olacakları az çok tahmin edebiliyordu. Kızın sinirle ona doğru savurduğu yumruktan kaçmak ya da yumruğu engellemek onun için çocuk oyuncağıyken o sadece gözlerini kapayıp bekledi. Çok geçmeden yüzünde hissettiği acı ve yumrukla sadece yüzünü buruşturup hafif oturduğu yerde sendeledi. Ona kolaylıkla engel olabilirdi fakat en azından acısını ondan çıkarmaya hakkı olduğunu düşündüğünden buna izin vermişti. Kızın ağlaması canını sıkıyordu. Bu sessiz ağlayışlar yavaşça hıçkırıklara dönerken Jared içinden kendine bildiği tüm küfürleri sıraladı. Bir kızın hayatını mahvetmişti. Bu düşünce canını sıkarken kızın ağlaması içini anlamadığı duyguların kaplamasına neden oldu. Kıza bakarak ''Ben üzgünüm… Biliyorum özür dilemem hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Kendimi nasıl kaybettim hiçbir fikrim yok bu ilk kez oluyor ben gerçekten üzgünüm…'' dedi. Boğulduğunu hissedip yataktan çıkarak üzerini giyindi. Kıza son kez bakarak ''Keşke zamanı geri alıp olacakları engelleyebilseydim ama bunun imkansız olduğunu ikimizde biliyoruz ben gerçekten üzgünüm'' diyerek kendini önce odadan sonra evden dışarı attı. Gittiği ve gidebileceği tek yer bir bardı. Sarhoş olana kadar içmek istiyordu bu gece. | |
|
| |
| Düzeltilemez Hata | |
|