Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Yalan Aşk C.tesi Mart 16 2013, 17:55 | |
| Harika bir güne başlamıştı. Kafasında uygulamaya hazır planı ile istediğine adım adım yaklaşıyordu. Ne kadar kolay olmuştu plan yapmak. Aklına gelen ilk şeyi uygulamaya karar vermiş ve sadece bir kaç saat içinde ihtiyacı olan her şeye ulaşmıştı. Hedefi ile arasında olan sadece tek bir şey vardı ve o da bugün yok olacaktı. Hedefi ise tek bir şeydi, Isabel... O kıza neden böylesine kafayı taktığını bilmiyordu. Bir süre sorgulamış olsa da bundan vazgeçmişti. Kızın tadı sonuç olarak hoşuna gidiyordu ve kız ona karşılık verdiğinde gerçekten nefesinin kesildiğini hissetmişti. Bu tip şeyler çok sık başına gelmiyordu. Her kız onu bir şekilde tatmin ediyordu. Zaten altına aldığı kızlardan pek fazla beklentisi yoktu. Sadece ve sadece bedenlerini ona vermeleri ve onu tatmin etmeleri gerekiyordu. Isabel ise kısmen farklıydı. Daha önce sevgilisi olan bir sürü kızla da yatmıştı. Hiç biri de erkek arkadaşlarını umursamadan onunla som derece ateşli dakikalar geçirmişti. Isabel ise son dakikaya kadar bedeni onun altına yatmak için yanıp tutuşuyor olsa bile ona karşı koymaya çalışmıştı. Sonuç ise kısmende olsa kızın istediği gibi gerçekleşti kız ile son saniyeye kadar uğraşmış fakat ona sahip olmamıştı. Şimdi ise ona sahip olmamanın verdiği dürtüler onu daha fazla arzulamasına neden oluyordu. Isabel tekrar elleri arasına geldiğinde büyük ihtimalle ona sahip olacaktı, vahşi bir hayvan gibi.
Telefonu çaldığında kısa bir görüşme yaparak evden ayrıldı. Bugün akademiye yalnız gitmiyordu. Sıradan insanlardan olan bir kızı evinden almıştı. Kız onunla olmak için yanıp tutuşuyordu. Colin ise kıza eğer beni istiyorsan bunu kanıtla demişti. Kızdan istediği şey belliydi. Isabel'in sevgilisini ayartıp onu baştan çıkarmayı başarır ve Isabel'in bunu bir şekilde görmesini sağlayabilirse Colin kızla ilgilenecekti. İstediği bir günü onunla geçirecekti. Aslında kıza ödül veriyor gibi görünebilirdi. Ama büyük ödülü kendisi alacaktı, Isabel'in kendisini... Hem ayrıca kızları kolay kolay yatağa atmaktan çekinen birde değildi. Onu isteyen kızda oldukça seksi, sarışın bir güzeldi. O salağı Isabel'den ayırmak giderek daha fazla zevk vermeye başlamıştı. Kız ile yaptıkları plan sonrası ilk önce o göl kenarına gitti. Kitap okumayı her zaman sevdiği için farklı bir şey yapmayı düşünmemişti. İçindeki karanlığı besleyen korku romanlarını okumaya bayılıyordu.
Kısa bir süre sonra aptal sevgili gölün kıyısında görüldü. Kısa sürede sonrada kız oldukça seksi göğüs dekoltesi olan bir tişört ve minicik bir etekle ortaya çıkmıştı. Aralarında çok kısa bir konuşma geçmiş ve kız tüm seksiliğini ona göstermek ister gibi erkeği baştan çıkarmaya çalışırken onun kucağına yerleşti. Çocuk düşündüğü şekilde kıza tepki vermişti. Kesilikle Isabel gibi değildi. Kendini sadece bir saniyeliğine geri çekmiş ve büyük ihtimalle sevgilisini söylemişti. ama sonra hiç düşünmeden elleri kızın bedeninde gezinirken, göl kenarında olmasalar sanki ona oracıkta sahip olacak gibiydi. Isabel sadık bir sevgili olabilirdi ama çocuk kesinlikle öyle biri değildi ve onu hak etmiyordu.
| |
|
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Yalan Aşk C.tesi Mart 16 2013, 20:36 | |
| İsabel o günden beri aklından bir türlü çıkmayan yalancıyı unutmaya çalışıyordu. Hala öpüşlerini, dokunuşlarını ve tadını o gün gibi hatırlıyor olması bunu pek başaramadığını gösterse de o gün tuvalette olanları unutmak konusunda kararlıydı. Hissettiği suçluluk duygusu da yaşadıklarının yanlış olduğunu açıkça gösteriyordu. Onun sevmese bile bir sevgilisi vardı ve ona sadık kalmalıydı. Jhon iyi biriydi. İsabel’e aşıktı ve şimdiye kadar yanlış bir davranışını da görmemişti. Üstelik yakışıklıydı da… Colin’de yakışıklı diyen iç sesini büyük bir uğraşla susturdu. Onu düşünmemeliydi ve ondan uzak durmalıydı. Hala o havuzda kendisine niye yalan söylediğini bilmiyordu sahi niye yalan söylemişti? Daha da önemlisi orada neden gücünü kullanarak isabel’e yardım etmemişti? Kendisi baygınken onu öptüğünü itiraf edecek kadar dürüst ama olanları sorduğunda karşısındaki insanı rahatlıkla kandırabilecek kadar yalancı biri diye düşündü. Kızlar tuvaletine girdiğinde yine aklına colin’le olanlar gelmişti. Lanet olsun niye unutamıyordu ki bu çocuğu ve yaşadıklarını? Elini yüzünü yıkadıktan sonra sonunda az önce çıktığı dersin yorgunluğunu üzerinden atmak, biraz kafa dinlemek ve nefes almak için göl kenarına gitmeye karar verdi. Hava güzeldi ve su sesi onu sakinleştiriyordu. Baştan havuza gitmeyi düşünse de orada da hatırlanacak bir sürü kötü anının olduğuna karar verip gölü tercih etti.
Derslerinin boş olduğu günler göl kenarına gidip biraz gölü izledikten sonra bir ağacın altında kitap okumayı seviyordu. Şu sıralar göl kenarı en fazla uğradığı yerdi. Bir tek orada nefes alabiliyordu. Jhon’a haber verme gereği duymamıştı. Nasılsa onu sınıfta bulamayınca nereye gideceğini biliyordu. Okulun kafesinde göremeyince göl kenarında olduğu mutlaka aklına gelirdi. Zaten şu aralar onla çok sık konuşmak ya da karşılaşmak istemiyordu. Kafası bu kadar karmakarışıkken onunla görüşmek, zaman geçirmek onu kandırmak gibi geliyordu ve isabel bunu istemiyordu. Ondan günden güne uzaklaştığının farkında olsa da elinden başka türlüsü gelmiyordu. Göle giderken dikkatlice etrafına bakınmayı ihmal etmiyordu. Kızlar tuvaletinde yaşadıklarından sonra colin’le resmen okulda köşe kapmaca oynar olmuştu. Onunla karşılaşmamak için elinden geleni yapıyordu. Bunun nedeni ondan korkuyor olması değildi. Aksine bir dahaki karşılaşmalarında colin yine onu öperse bu sefer kendi tutamayacağından yani bir nevi kendinden korktuğu içindi. Neredeyse hiç tanımadığı birine ilki olduğunu bile bile üstelikte kızlar tuvaletinde teslim oluyordu. Bu düşünceyle irkilerek adımlarını hızlandırdı. Derin birkaç nefes alıp vererek düşüncelerinden kurtulmayı denedi. Göl kenarına geldiğinde etrafa bakmadan direk göle yöneldi. Tehlikeli olduğunu biliyordu lakin önemsemiyordu. Yüzmeyi iyi bilmesinin yanında suya hükmedebiliyordu bu yüzden rahattı. Giydiği mini elbiseye aldırmadan dizlerinin üzerine çöküp elini suyun içine sokup bir süre suyla oynadı. Mini elbisesinin duruşu yüzünden daha da kısaldığının farkında değildi. Sudan oluşturduğu su baloncuklarını büyük bir zevkle bozduktan sonra gülümseyerek yerden kitaplarını alıp arkasını döndü. Gözüne ilk çarpan şey ağaç altında kitabını okuyan birinin varlığıydı. İsabelin doğru düzgün göremeyecek kadar uzağındaysa iki kişinin olduğunu zorlukla seçebilmişti. Ağır adımlarla ilerdeki üç kişiye doğru yaklaştı. Ağacın altındaki kişinin kim olduğunu net bir şekilde görebildiğinde şaşkınlıkla yerinde birkaç saniye kaldı. Bu colin’di.
Daha sonra kendine gelip diğer kişilerin olduğu yöne baktı. Gördükleri karşısında elinden kitapları düşerken dengede durabilmek için yanındaki ağaca yaslandı. Gözlerini bir an olsun gördüğü ikiliden ayırmıyordu. Büyük bir hayal kırıklığıyla ''Jhon'' diye fısıldadı. Bu hayal kırıklığının nedeni güveni boşa çıktığı içindi. O sevmese bile ona sadık kalmaya çalışırken ona her fırsatta aşk sözleri söyleyen sevgilisi onu ilk fırsatta aldatıyordu. Oysa isabel’in tek istediği dürüst bir ilişkiydi. Ondan ayrılmak istiyorsa söylemesi yeterliydi bu konuda onunla daha önce konuşmuştu. Aldatılmak tahammül edemeyeceği bir şeydi ve bunu en iyi sevgilisinin bilmesi gerekliydi. Kucağındaki sarışını büyük bir iştahla neredeyse yiyen sevgilisini bir süre izledi. İhaneti sindirmesi zaman almıştı. Kendine geldiğinde üzgün değildi. Üzülüyordu evet ama sadece yanlış insana güvendiği için üzülüyordu aldatıldığı için değil. Sinirliydi. Öyle çok öfkeliydi ki jhon’u bu öfkeyle su da bir an bile düşünmeden boğabilirdi. Yaslandığı ağaçtan ayrılıp öfkeyle onların yanına doğru ilerledi. Onu hala fark etmemiş olan sevgilisine sinirden yumruğunu sıkıp ''Jhonnnnn'' diye öfkeyle bağırarak kendini göstermişti. Sevgilisi onu görmenin verdiği şaşkınlıkla''İ-İsabel '' diyebilmişti sadece isabel alayla gülerek ''Ahh demek adımı hala hatırlıyorsun sevgilim ne hoş…'' diyerek öfkeyle baktı. Kucağında sevgilisine hala sırnaşan kıza öfkeyle bakıp ''Sen küçük sürtük hemen kaybol'' diye bağırdı. Söylediği söz ağır geldiği için ona bir hışımla ayağa kalkıp tokat atmaya çalışan kızın elini yakalayıp kıvırarak arkasında onun canını acıtıcak bir şekilde tutarken ''Hiç tavsiye etmiyorum canım'' diyerek bıraktı. Kız gözleri dolu dolu oradan öfkeyle ayrılırken sevgilim ben açıklayabilirim diye çırpınan sevgilisine bakıp sinirli bir kahkaha attıktan sonra gayet sakin bir şekilde ''Demek açıklayabilirsin öyle mi?'' diye sordu. Sevgilisi evet anlamında başını salladıktan sonra soğukça gülümseyip ''Açıkla…'' dedi. Bunun üzerine şaşkınlıkla ''Ne?'' diye soran sevgilisine bakıp alayla gülümseyerek ''Açıklayabilirim dememiş miydin? Açıkla jhon… Bana o kızın senin kucağında ne işi olduğunu, senin o kızı neden öptüğünü kısaca beni neden aldattığını açıkla'' dedi. Bunları söylerken sevgilisiyle dalga geçtiği o kadar belliydi ki ama jhon bunu anlamayarak açıklamaya çalışıyordu. İsabel ise öfkeyle karşısındaki soytarının açıklamasını bekliyordu sanki bir açıklamaya ihtiyacı varmış gibi. Sakin görünüyordu lakin öyle olmadığı gölün dalgalanmasından belliydi... | |
|
Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Geri: Yalan Aşk Paz Mart 17 2013, 18:31 | |
| Ağacın altında kitabını okumaya başladığında bir kaç bölümün tadını çıkardı. Kitap okumayı gerçekten çok seviyordu ve elindeki kitap bir kaç bölümden sonra favorisi olmuştu. Kitap okurken bir yandan da saatini kontrol ediyordu. Sarışın, seksinin kendini bu kadar istediğini görmek ukalalığına ukalalık katmıştı. Kaç kız bir erkekle olmak için böyle bir teklifi kabul ederdi ki. Ama o kız etmişti. Üstelik tam da istediği olduğu bir anda ortaya çıkmıştı. Bunun tek bir anlamı vardı, Colin gerçekten şanslı bir serseriydi ve Isabel onun hak ettiği şeydi. Kitaba bir süre daha göz gezdirdiğinde birinin varlığını hissederek başını hafifçe yukarı kaldırdı. Gelen kişiyi gördüğünde yüzünde pis bir sırıtış oluştu. Kurban gelmişti, sırada ise kurban ile eğlenecek olan kişideydi. Kızın bir süre sonra ortaya çıkacağını bildiğinden oldukça rahattı. Kısa süre sonra burnuna gelen parfüm kokusu ile gelen kişiye baktı. Seksi, sarışın, Sue gelmişti. Sue tam olarak ondan beklediği şekilde ortaya çıkmıştı. Kızın üzerindeki kıyafet vücut hatlarını oldukça belli ediyordu. Isabel'in sevgilisi de dahil göl kenarının etrafında ki bir çok erkeğin ilgisini çekmişti kız. Kızın ile tek bir hedefi vardı, Isabel'in sevgilisi. Kızı süzerken onunla geçireceği saatleri bir süre daha uzatmaya karar verdi. Çünkü ağzını sulandırmayı başarmıştı ve istediğini de yapıyordu. Onunla oynamak gerçekten eğlenceli olacaktı. Onu çıplak bir vaziyette altında inlerken hayal edebiliyordu. Çocuk ile aralarında geçen konuşma sonrası göster sonunda başlamıştı. Çocuk aslında ona ait olan dudakları öpüyor ve teni okşuyordu. Ne kadar da zavallıydı. O kızdan alacağı şey sadece bu kadardı. Elbette Colin, kız ile işini bitirdiğinde kızı alıp istediği her şeyi yapabilirdi.
Gösteri sürerken bir süre hiç bir şey olmuyor gibi kitabını okumaya devam etti. Sonuçta asıl gösteri Isabel geldiğinde olacaktı. Ayrıca hiç bir şeyden haberi olmayan biri gibi görünmek onun için daha iyi bir şeydi. Kısa süre sonra tanıdık bir kalp atışı doldurdu kulaklarını... Isabel, kızı hissediyordu. Kitabına bakıyormuş gibi görünerek göz ucuyla kıza baktı. Elbisesi üzerinde kesinlikle göz kamaştırıyordu. Yeniden kitabına gömüldü. Isabel'in kendinden çok fark etmesi gereken başka kişiler vardı şu an. Kafasını az daha çevirse görebilecekti. Bir süre sonra ona ulaşan duygular ile kızın bunu gördüğünü fark etti. Şu an Isabel onu göremeyecek bir halde olduğu için ona odakladı. Nedense içinde olduğu bu durum onu üzmüştü. Bunu kendi tezgahlamış olsa bile çocuk gerçekten Isabeli sevse sadık bir sevgili olabilirdi. Ama o, Sue denen kızı götürmeyi seçmişti. Yani seçim tamamen ona aitti. Aralarında geçen konuşmalardan sonra kızın gitmesi ile ayağa kalktı. Sue uzaklaştığına göre artık ortaya çıkmasının zamanı gelmişti. Isabel şu an kötü durumda ve şefkat dolu bir kucağa muhtaçtı. Durum bu olduktan sonra Colin seve seve ona kucak açardı. Kitabını kapattıktan sonra eline alarak kıza yaklaştı.
"Isabel iyi misin? Bir sorun mu var?
| |
|
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Yalan Aşk Ptsi Mart 18 2013, 00:44 | |
| İsabel gözlerini sevgilisinin gözlerinden bir an olsun ayırmadan kendini onun yapabileceği muhtemel saçmalıkları dinlemeye hazırlarken bir yandan da ona güvenmek kadar büyük bir aptallığı nasıl yaptığını düşünüyordu. Onunla hiç ciddi bir şey düşünmemiş olabilirdi lakin ona hep sadık kalmıştı. Jhon’un onu gerçekten sevdiğine inanarak ona bir şans vermeyi seçmişti. Davranışları, hareketleri ve sözleriyle kısa sürede ilgisini ve güvenini kazanmayı başarmıştı. Onu birkaç kez en yakın arkadaşıyla denediğinde sadakatinden şüphe etmemesi gerektiğini düşünmüştü. Şimdiyse yanıldığını görüyordu. İlişkilerinin bitmiş olması güveninin boşa çıktığını görmek kadar üzmemişti onu hatta sadece yanlış kişiye güvendiğine üzülmüştü. İhanet hiç kimsenin kaldıramayacağı bir şeydi lakin isabel’in buna katlanamıyor olmasının asıl nedeni bu yüzden ailesini kaybetmiş olmasıydı.
Ailesinin perisi onlara ihanet ettiği için kaybetmişti onları. Baştan her şeyi bir kaza sansa da sonradan gerçekleri anlayabilecek yaşa gelip ne olduğunu öğrendiğinde tüm gerçekleri teyzesinden dinlemişti. Beklenmeyen bir ihanet yüzünden Flecther ailesinden geriye sadece iki kişi kalmıştı. Bu yüzden isabel’in aldatılmaya ya da ihanete tahammülü yoktu. Bu ihanet basit bir kız olayı olsa bile… Sadece dürüstlük istiyordu ve birazda sadakat çok şey mi istemişti? Dürüst olmak neden bu kadar zordu? Karşısında iki kelimeyi bir araya getirip cümle kurmayı başaramayan aptal sevgilisine bir süre baktı. Colin’e şuan o kadar çok hak vermişti ki… Sevgilisi gerçekten aptaldı. Ayrılmak istiyorum gibi basit bir cümleyi İsabel’e onu aldatmadan dürüstçe söyleyemeyecek kadar aptaldı hem de. Bunları düşünürken colin’in sesini duymasıyla gözlerini onun gözlerine dikerek bir süre sessiz kaldı. Onunda kendisine havuz konusunda yalan söylediğini bildiği halde şuan yanında olması garip bir şekilde iyi hissettirmişti. Gözlerini kaçırarak ''Daha iyi olacağım teşekkür ederim'' dedi. Bu esnada sevgilisinin ''Sende kimsin? Sevgilimin iyi olup olmaması seni neden ilgilendiriyor?'' diye sormuştu. İsabel onun bu sözleri karşısında öfkeyle gözlerini ona dikerek ''Sen burada hesap sorabilecek en son kişisin Jhon'' diye bağırdı.
Onun dibine kadar gidip nefesi onun yüzünü yalayacak kadar yakınlaşarak durdu ve ''Ayrıca eski sevgilim diyecektin sanırım. Çünkü biz ayrıldık'' diyerek jhon'un ayağına sinirle bastıktan sonra arkasını dönüp colin’in olduğu yere doğru birkaç adım attı. Aslında şuan sadece buradan gitmek istiyordu. Colin’in tam yanına geldiği esnada kolundan tutulup çekilmesiyle durmak zorunda kaldı. Tek istediği çekip gitmekti ama ona bile izin verilmiyordu. Jhon’un onu kendisine çevirip ''Ben büyük bir hata yaptım kabul ediyorum. Özür dilerim. Ama ben seni seviyorum az önce olanların benim için hiçbir anlamı yoktu'' demesiyle kolunu hızla ondan çekerek kurtardıktan sonra ''Jhon sen beni aldattın ve biz ayrıldık. Uzak dur benden ne sen nede zırvalıkların umurumda değilsiniz'' diyerek ona öfkeyle baktı. Onun ısrarla ''Az önce olanların hiçbir anlamı yoktu diyorum sana'' demesiyle alaycı bir gülüşle ''Bumu yani jhon? Az önce olanların hiçbir anlamı yoktu bu yüzden seni affedip sana geri mi dönmeliyim? Yaşananların hiçbir anlamı yoktu deyince her şey çözülüyor mu?'' diye sordu. Colin’le göz göze geldiğinde sinsice gülümseyerek ''Sana anlamanda yardımcı olayım'' diyerek colin’i yakasından tutup giydiği alçak topukluları yüzünden parmaklarının ucuna yükselerek dudaklarına kapandı. Parmak uçlarında daha rahat durabilmek için onu tutkuyla öperken vücudunu da onun vücuduna yaslamıştı. | |
|
Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Geri: Yalan Aşk Ptsi Mart 18 2013, 15:07 | |
| Kızın yanına gidip gitmeme konusunda ikileme düşmüştü. Bir yanı gitmesini söylüyordu, diğer yanı ise beklemesini. Bu oyunu tezgahlayan kişi olarak bir anda ortaya çıkması kötü bir sonuç yaratabilirdi. Ama sonra Sue denen kızın uzaklaşması ve Isabel'in ifadesi ile gitmeye karar verdi. Gitmesinin en büyük nedeni Isabel'in şu an bir desteğe ihtiyacı olduğunu hissetmesiydi. Gerçi o asla bir iyilik sever değildi. Kimseye iyiliği dokunmazdı. Kötü hisseden birine destek olabilecek son adamdı. Isabel'de ise durum biraz daha farklıydı. O kızın şefkat dolu bir kucak aramasını ve bu kucak olarak da kollarını seçmesini istiyordu. Çünkü o kucağına geldiğinde onu teselli etmek için yapmayı düşündüğü yığınla şey vardı. Başlangıç olarak seksi yeşil elbisesinin üzerinden çıkmasını sağlamak. Bunu bir anda gözlerinin önüne getirmek bile bedenini ateşe verirken derin bir nefes alarak gözlerinin önüne gelen bu görüntüyü ortadan kaldırdı. Kitabı elinde sıradan bir arkadaşının yanına ilerliyormuş gibi davranarak onun yanına yaklaştı. Isabel ile konuşması sonrasında göz göze gelmeleri zamanı kısa bir süre içinde olsa durmuştu sanki. Kızın hüznünü gözlerinde görmek garip bir şekilde rahatsız edici gelmişti. Ama yine de gözlerinin içine bakıyor olmak aynı zamanda iyi de hissettiriyordu. Kısa süre sonra kız gözlerini kaçırarak ona cevap verdiğinde aptal sevgilisinin sözleri ile ona döndü.
"Kim olduğumun senin için önemi olduğunu hiç sanmıyorum. Çünkü ben Isabel için buradayım"
Konuşmasından sonra Isabel'in ani öfkesini ses tonunda hissederek çocuğa bağırmasını izledi. O anda aslında çocuğa iyi bir yumruk atmak istiyordu. Ama sonra ikisinin arasındaki bu duruma en azından şimdilik müdahale etmek istemedi. Isabel'in sözlerine bakılırsa kız, adının Jhon olduğunu öğrendiği kişiyi çoktan silmiş gibi konuşuyordu. Sonunda konuşma bittiğinde Isabel'in ona doğru adım attığını fark etmesi ile gülümsedi. Ta ki çocuğun ona dokunarak kızı çektiğini görene kadar. Jhon'a öfkeli bakışlarını atarken elini yumruk yapmış bir şekilde derin bir nefes aldı. Şu an aralarında Isabel olmasa ona yumruk atacaktı. Jhon'un, Isabel'e dokunuyor olması onu çıldırtmaya yetmişti. Kısa konuşma sonrası kız ile bir an göz göze geldiklerinde en başta ne yapmaya çalıştığını anlamadı ama onun dudaklarını hisseder hissetmez onu belinden kavrayarak kendine bastırdı ve öpücüğüne karşılık vermeye başladı. O an çocuğun varlığını bile unutmuş istediği dudakların tadını çıkarıyordu. Bir eli Isabel'in yanağını okşarken öpüşme biraz daha derinleştiği anda çocuk yeniden Isabel'i çekmişti. Öpüşmelerini bölen aşağılık serseriyi artık elinden kimse alamazdı. Onun önce yakasına yapıştı ve sonrasında ona sert bir yumruk geçirdi. Öyle sert vurmuştu ki Jhon'un yanağı morarmış dudağı ise patlamıştı.
"Kaybol buradan yoksa daha kötüsünü yaşarsın."
Konuşması bittiğinde bakışlarını Isabel'e yönlendirdi ve kızı kolundan çekerek yakın oldukları ilk ağaca dayayarak dudaklarını esir aldı. Onu delice bir arzuyla öperken bedenini keşfe çıkmaya çoktan başlamıştı.
| |
|
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Yalan Aşk Salı Mart 19 2013, 21:19 | |
| Colin’in gözlerinde bir an için kaybolup gitmişti. Onu hiç tanımıyor olmasına rağmen varlığı iyi hissettiriyordu bu garipti. Şuan colin denen bu çocuğun varlığı geçmişlerini düşününce onu rahatsız etmeliydi lakin etmiyordu. Onu önemsemesi ya da öyle görünmesi hoşuna gitmişti. En azından onun niyetinin ne olduğu belliydi. Colin’de ona yalan söylemişti ama durumları farklıydı. Jhon onun sevgilisiydi. Colin’i ise henüz tanımıyordu bile… Kendine gelmeyi başarıp gözlerini kaçırarak ona cevap verdiğinde Jhon’un sözleriyle çileden çıkmıştı. Onun hesap sormaya hakkı yoktu. Bu hakkını onu aldattığı an kaybetmişti şimdi tüm yaptıklarını görmezden gelerek isabel’i sorgulayamazdı. Bir konuya açıklık getirmek zorunda olduğunu düşünüp ayrıldıklarını söyledi. Bu iş bitmişti. Jhon ona sadık kalmamıştı ve onlar ayrılmışlardı. Onu affetmeyiyse kesinlikle düşünmüyordu. İsabel’in hayatında ihanet affedilemezdi. Söyleyecek her şeyi söylediğinde gitmek için harekete geçtiği anda eski sevgilisi tarafından durdurulmuştu. Onun zırvalıklarını dinlerken tek bir noktaya takılmıştı. Jhon üzerine basa basa olanların onun için hiçbir anlam ifade etmediğini söylemişti. Bilmediği şeyse isabel için çok şey ifade ettiğiydi.
Aralarındaki şeyin tamamen bittiğini nasıl göstereceğini ve onun ayrıldıkları gerçeğini algılamasını nasıl sağlayacağını düşünürken colin’le göz göze gelmişlerdi. Madem anlatamıyordu oda gösterirdi. Bir an bile düşünmeden çocuğun yakasından tutup parmaklarının ucuna yükselerek colin’in dudaklarını öpmeye başladı. O an yaptığı şeyin doğru ya da yanlış olup olmadığını düşünmüyordu. Sadece Jhon’un olanları anlamasını ve kendini kötü hissetmesini istiyordu. Bunu da dudaklarının tadı mükemmel olan aynı zamanda harika öpüşen bu çocuğun dudaklarına kapanarak yapabileceğini biliyordu. Onu öperken kalp atışları giderek hızlanmıştı. Colin belinden tutup onu kendine bastırarak öpücüğüne karşılık vermeye başladığında olanların hepsini unutmuştu. Aklında sadece bu tanımadığı çocuk ve onun ne kadar iyi öpüştüğü vardı. Yanağında hissettiği dokunuşlar içini ısıtıyordu. Öpüşmeleri giderek derinleşirken okulda oldukları gerçeğini önemsemiyordu tamamıyla kendini kaybetmişti. Ta ki kolundan çekilene kadar. Jhon onu kolundan sert bir şekilde tutup çekerek colin’den ayırdığında gerçeğe geri dönmüştü. Colin’i öperken unuttuğu her şeyi tekrar hatırlarken jhon’a öfkeyle baktı. Jhon’un ''Sen ne yaptığını sanıyorsun? Başka birini öpmekte ne demek oluyor? Sen benim sevgilimsin ve bana sadık kalacağına gözlerimin önünde başkasını öpüyorsun'' diye bağırmasıyla sinirli bir kahkaha attı ardından öfkeyle ''Sadık kalmak? Bunu sen mi söylüyorsun? Öncelikle şunu hatırlatmama izin ver aldatan kişi sendin bense sana sadıktım. Ve şunu unutma biz ayrıldık yani ben artık senin sevgilin değil eski sevgilinim. Ayrıca istediğimi öperim bu seni ilgilendirmez ben artık özgür bir kızım bunu aklından çıkarma'' diye bağırdı.
Colin’in jhon’a yumruk atmasıyla şaşkınlıkla ona baktı. Bunu şimdi neden yapmıştı ki? Colin’in sözlerinden sonra eski sevgilisinin sersemlemiş haline baktı. Yanağı morarmış ve dudağı patlamıştı isabel ise bunu önemsemiyordu. Yüzüne karşı söylemese de içinden oh olsun sana bile demişti. Jhon’a bakarken öfkeden başka bir şey hissetmediğini gördüğünde şaşırdı. Onu sevmediğini ve aşık olmadığını biliyordu lakin onun bu kadar değersiz olduğunu fark etmemişti. İlişkileri bittiği için biraz bile üzülmüyordu. Tüm hüznü güveninin boşa çıkmasındandı. Aklı karışmış bir şekilde öylece durup eski sevgilisine bakarken colin’in onu çekiştirmesiyle kendine geldi. Aklını toparlamaya çalışırken bir anda kendini ağaca dayalı bir şekilde bulmuştu. Colin’le çok kısa bir süre göz göze geldikten sonra dudaklarında onun dudaklarını hissetmişti. Öpücüğüne hiç düşünmeden tutkuyla karşılık verirken bedeninde hissettiği dokunuşlarla zevkle inledi. Elleri colin’in vücudunu keşfe çıkmıştı. Öpüşmeleri gittikçe derinleşirken elleri çocuğun göğsünde bir süre dolaştıktan sonra gömleğinin düğmelerine gitti. Birkaç düğmeyi açıp onun çıplak tenini okşarken kendini ona yaslamıştı. Onun dudaklarını emerken diziyle de erkekliğini okşuyordu. Baştan çıkarıcı bir şekilde dudağına ve boynuna hafif ısırıklar bıraktıktan sonra tekrar dudaklarına kapandı. Tutku ve şehvet dolu uzun öpücüğünün ardından biraz nefes almak için geri çekildi. Nefes nefese kalmıştı. Ders zili çalmasıyla gülümseyerek ''İyi dersler colin'' diyerek kitaplarını yerden aldı ve hızla oradan ayrıldı. | |
|
Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Geri: Yalan Aşk Cuma Mart 22 2013, 16:29 | |
| Isabel ile sevgilisinin yanında bakışmak nedense tuhaf gelmişti. Gerçi o artık Isabel'in sevgilisi de sayılmazdı. Tüm bakışmaların sonunda içinde nedenini bilmediği bir öfke oluşmuştu. Çocuk hala bir şansı varmış gibi davranıyordu. Isabel'in ise bakışlarındaki değişim dikkatinin çekmişti. Bir şeyler yapmaya karar ermiş gibi ama ne? Kısa sürede niyetinin ne olduğunu dudaklarında hissettiği dudaklar ile anlamıştı. Aslında onunla öpüşmeyi bekliyordu, ona dokunmayı ama bu kadar erken olacağını düşünmemişti. Üstelik Jhon denen çocuğun yanında... Onun harika dudaklarının tadını aldığı anda ise kafasında hiç bir düşünce kalmamıştı. Sadece ama sadece öptüğü tatlı dudaklara odaklanarak kızı kendine daha fazla bastırdı. Sadece öpüşmekle idare ettiği zamanlar tükenmişti. Kızın tenine dokunuyor ve bu öpücüğün bitmemesini istiyordu. Ama çok geçmeden bu güzel öpücük bölünmüştü. Çocuğa öldürücü bakışlarından birini takınarak bakmaya başladığında Jhon denen salağın artık nefes almak istemediğine karar verdi. Önce sıkıca yakasına yapışmış ardından da ona sert bir yumruk geçirmişti. Eline çocuğun kanı bulaşmıştı. Hatta sert vuruş yüzünden parmaklarının sızladığını hissetti. Ama emindi ki Jhon'un suratı onun elinden daha fazla acıyordu. Üstelik elindeki sızıyı unutturacak anahtar da tam karşısında duruyordu. Çocuk hızla yanlarından uzaklaşırken kızı elinden tutup yanında sürükledi ve en yakın ağaca yasladı.
Kısa sürede kız ellerinin arasındaydı. Bir an bile düşünmeden onu öpmeye başladığında adeta kendini kaybetmiş gibiydi. Kızın tenine değen elleri her geçen saniye daha fazla yerini okşuyordu. Öpücükleri dudaklarından boynuna kaydığında yavaşça aşağı doğru inmeye başladığında kızın askısını hafifçe aşağı indirerek göğüslerine yakın yerleri öpmeye başladı. elleri aşağılara indiğinde arkadan eteğini kaldırarak kızın kalçalarını okşarken onu bedenine bastırdı. Isabel ses bile çıkarmadan ona karşılık verirken geçen her saniyede daha fazla zevk aldı. Kızın inlemeleri hoşuna giderken boynunda ve dudaklarında hissettiği ısırıklardan sonra onun başını kavrayarak dudağını esir aldı. Alt dudağını emerken kızın dizini erkekliğinde hissettiğinde bedenine giren ani bir titreme ile inledi. Bu dokunuş sonrası neredeyse kızı yere yatırıp sona sahip olacak kıvama gelmişti. Kız geriye çekildiğinde gözlerine bakmaya başladı. Çalan zil olmasa akademide olduğunun farkına bile varamayacaktı. Kızı öperken zaman ve mekan duyusunu kaybetmişti sanki. Isabel'in iyi dersler dileyerek yanından uzaklaşması ile kendine gelmişti. Aslında kızı çekip burada sahip olmak istemişti. Bu düşünce ile ağaca tekme attı. İçinden ise çalan zile küfürler yağdırıyordu. Şu an oldukça uyarılmış bedeni ile ne yapacağını düşünürken aklına Sue geldi. Kız ona istediğini vermişti. Şimdi sıra Colin'in ona istediğini vermesi elbette bu sadece kız istediği için olmayacaktı. Şu an birini yatağa atmaya ihtiyacı vardı. | |
|