Kaçak Giriş

Ateş Perisi Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 16/06/12 Lakap : Kıvılcım

Oturduğu ağaç dalının üstünden dolunayı izliyordu küçük peri. Yaklaşan bağlanma onu biraz heyecanlandırıyordu. Aslında şu ana kadar bağlanmaları gerekiyordu Katniss ile. Ancak savaş daha da karışık bir hal almıştı. O yüzden bu bağlanmada biraz gecikmişti. Whoopi savaşla ilgili haberleri alsa da geride bırakılıyordu. Sebebi ise yaşından kaynaklanıyordu. Heyecanlı ve aceleci olması ya da fazla enerjik olması onlara sorun yaratabilirdi. Yani onlar böyle düşünüyor olmalıydılar. Ancak Whoopi daha da iyisini yapabileceğini düşünüyordu. Sonuçta bu savaş onu ve sihirbazını da tehtid ediyordu. Gerçi Morgana, Claudia'yı alıp götürse ne hoş olurdu. Bu düşüncesine kahkahalarla güldü. Ancak yoldan geçen insanların dalları arasında saklandığı ağaca doğru garip gözlerle baktığını görünce elleri ile ağzını kapattı hemen.

Zaman ilerledikçe aşağıdan geçen insanların sayısı artmaya ve sokaktaki sessizliğin yerini farklı müziklerin gürültüsü sarmaya başladı. Normalde bu saatlerde sessizliğin daha da artması gerekiyordu. Genç peri oturduğu daldan aşağıya atladı. ve aşağıda ne olduğuna yakından bakmaya karar verdi. Normalde şu an nerede olduğunu bilmiyordu. İnsanların yaptığı gibi bir otobüse binmiş ve rast gele bir durakta inmişti. Uzun bir süre etrafı dolandıktan sonra kendisini bu ağacın tepesinde şekerlemelerinin tadına bakarken bulmuştu. Her halde yüksek binalar arasında ayın en iyi buradan görünmesinden dolayı bu ağacı seçmişti.

Aşağıya indiğinde nerede olduğunu anladı. Hava kararmadan önce kafe gibi görünen yerler karanlıkla beraber gerçek yüzünü göstermeye başlamıştı. Barların olduğu bir sokaktaydı. Whoopi daha önce hiç bir bara gitmemişti. Daha doğrusu davet edildiği partiler dışında içkili hiç bir yere gitmemişti. Aslında gitmemek elinde değildi, yaşından dolayı onu içeriye almıyorlardı. "Fark ettim de bu aralar yaşım ne kadar da sorun oluyor bana." diye mırıldandı aklından geçirdiği planlarla. Gözünü kestirdiği güvenliklere bakıyordu gülümseyerek. Bu gecenin eğlencesini bulmuştu. Yasakları çiğnemek her zaman eğlenceli olmuştu ve bu gece için planladığı oyunu ile yaşından da biraz intikam alabilirdi.

Güvenlik görevlileri kapıda, kimlik göstermede bir çift ile sorun yaşarken Whoopi hepsinin arasından koşarak içeri daldı. Güvenlik görevlilerinden biri onu tutmaya çalışmıştı ama başarılı olamamıştı. Diğer güvenlik "Lütfen kimliğinizi gösterin." diye bağırırken genç peri arkasına dönüp onlara dil çıkardı. Onu yakalamaya çalışan güvenlik "O daha bir çocuk, baksana!" diyerek dürttü yanındakini. Kimliğini gösterse de göstermese de buraya girmek onun için yasaktı. O yüzden daha fazla beklemeden kalabalığın arasına karıştı. Peşine düşen güvenliklere bir kaç kişi daha eklenmişti. Dans pistinde kafasına göre takılırken bir yandan da peşindekileri izliyordu. Güvenliklerle, barın büyük pistinde köşe kapmaca oynarken kendini kan hücrelerinin arasına karışmış bir mikrop gibi hissediyordu. Bu pek iyi bir benzetme olmasa da çok eğleniyordu.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33

Koca malikanede bir anda dar gelir olmuştu. Üst üste o kadar çok sun vardı ki. Zaten sevgilisi için yeterince endişesi varken birde yardım istediği kişide başına yeni bir bela açmıştı. Sahi o kızın derdi neydi anlamamıştı. Gerçi ortada Jared'ın olduğu düşünülürse, aklına Scarlett'ın gelmesiyle durumu az çok kendine göre yorumlamıştı. Jared, tamam ihtiyaçları olduğu ne kadar bariz bir gerçek olsa da faydadan çok şimdiye kadar zararı sormuştu. Önünde bulunan içki şişesini kafasına diktikten sonra hava almak için dışarı çıkan sevgilisinin yanına gitti. Dışarısı serin olmalıydı. Sevgilisini bahçenin ortasında bulduğunda arkasından onun beline sarılıp, boynunu öpmeye başladı. Herkes gibi onunda sinirleri bozulmuştu ve kuzeni için ne kadar endişeli olduğunu görebiliyordu. En kötüsü de kendini suçluyordu. Ama suçlu olan tek kişi kendisiydi. Elise'i zorlayarak ona olan endişesini ve ihtiyacı göz ardı edemediği için onunla birlikte olmuştu. Onlar yukarıda birbirleri ile ilgilenirken Scarlett'a, Jared karşı savunmasız kalmıştı. Bu durum sinirlerini bozarken ellerini yumruk yaptı. O an Elise'e olan aşkının yanında öfkesi de ona eşlik ediyordu. Şu an onun yanında bu şekilde olmak bile garip bir suçluluk hissetmesine neden olsa da onun kolları arasından kayıp gitmesini hiç mi hiç istemiyordu. Elise'i kendine çevirip bir süre öptükten sonra onu malikaneye soktu. Kendini suçlamaması için aklına gelen kelimeleri bir bir sıraladıktan sonra onu ne kadar sevdiği söyledi. Bir kaç büyü yaptıktan sonra evden çıkacağını söyleyip ayrıldı. Sonuçta Phin ve Rose buradaydı. Ayrıca şu an kızlar konusunda en çok güvenebileceği iki kişide onlardı. Eğer dışarı çıkıp öfkesini biraz olsun boşaltmazsa Jared tekrar geldiğinde muhtemelen malikanede savaş çıkacaktı.

Malikaneden ayrıldıktan sonra insanların arasına karıştı. Her halde tüm katil periler ve diğer sorunlardan uzaklaşmanın tek yoluydu insanların arasına karışmak. sihirbazlar dan, cadılardan, perilerden uzak bir gün... İnsanların arasında dolaşırken sıra nerede kafasını dağıtacağı sorunu vardı. Gözüne kestirdiği bir bara girdi. Kapıdaki görevliler biraz uyuz tiplere benziyorlardı. Öyle ki bir tanesini önüne dikilecek cesareti kendinde bulmuştu. "Buraya damsız girilmez". Adama tip tip baktı bir süre şaka mıydı bu? O an oldukça seksi giyinmiş bir kız geldi yanına koluna girdikten sonra " Üzgünüm hayatım geciktim". Kıza tek bir kelime dahi edemeden adamın önünden çekilmesi ile kızla birlikte içeri girdi. İçeri girdikten sonra kızı kolundan çıkarıp bir adım geri çekildi.

"Üzgünüm, güzelim ama kendine eşlik edecek başka birini bul".

Kızı bir başına ortada bıraktıktan sonra kendine bir içki alıp barın arka kısımlarına doğru ilerledi. Bu gece hiç bir şeyle uğraşmak istemiyordu. Sadece her şeyden uzakta kafasını dağıtacaktı hepsi bu. Etrafta ona eşlik etmek isteyen bir çok kızı görmezden gelerek önündeki içkiye odaklanırken bir anda bar karışmıştı. Ortalıkla tanıdık bir peri kızı aurası dikkatini çekti. Dans pistine doğru ilerleyip küçük baş belasını yakasından yakalayıp kendine çekti. Onu masasına doğru sürüklerken ayağına takıldığı bir adam arkasındaki adam ile kavgaya tutuştuğunda güvenlik kızı bir süre de olsa unutmuştu. Arka bölmeleri pek rahatsız eden olmadığı için kızı köşeye oturtup konuşmaya başladı.

"Senin böyle bir yerde ne işin var. Şekerci güzeli."

Ateş Perisi Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 16/06/12 Lakap : Kıvılcım

Büyük pistte kovalamaca oynamak çok eğlenceliydi. Whoopi her seferinde güveliklerden kaçmayı başardığında kahkahalarla gülüyordu. Zavallı insanlara zorluk çıkardığı için vicdanı sızlamıyor değildi. Ancak onlar da kapı da öylece dikilmekten sıkılmamışlar mıydı? "Evet, kesinlikle sıkıcı bir iş olmalı." diyerek vicdanını rahatlatmaya çalıştı genç peri. O sırada göz göze geldiği güvenliğe el sallayarak dans eden büyük bir grubun arasına girdi. İri yarı adamların arasından geçerken kıs kıs gülüyordu. Neyse ki ince bedeni burada kolayca kaybolmuştu. Onlarda kendi eğlencelerine kendilerini öyle bir kaptırmışlardı ki Whoopi'yi fark etmemişlerdi. Kolayca kalabalık grubun arasından sıyrılıp daha da köşeye geçti. Buradan dans eden kalabalığın tamamını görebiliyordu. Tanrım! Ne kadar da kalabalıktı. Whoopi kısa bir süre olduğu yerde kalabalığı süzdü. İnsanlar yüksek seste çalan müziğe iyice kendini kaptırmışlardı. Nasıl dans ettiklerinin farkında mıydılar acaba? Doğrusu güzel dans edenler vardı; ama aralarındaki acemiler kesinlikle kendilerini gösteriyorlardı. Whoopi'de dans etme konusunda pek iyi değildi. Daha doğrusu ailesi ile katıldığı sıkıcı partiler yüzünden dans etmekten soğumuştu. Bir hanımefendi öyle dans etmez, bu hareketi bayanlar değil beyefendiler yapar, elini oraya koyma, adamı küle çevirecek gibi bakma... Tanrım! Katniss, Cloudia'nın elinden neler çekiyor olmalıydı? Neyse ki kendisi kurtulmayı başarmıştı bu saçma kurallardan. Dansın insana verdiği özgürlük hissini içinde tamamen öldürmeyi başarmışlardı. Aslında burada bu kalabalıkta kimsenin, kimin ne yaptığına baktığını sanmıyordu. Ama coşkulu ve ezici bir kalabalıkta da dans etme isteğinin yeniden canlanacağını sanmıyordu.

Az ileride güvenliklerden biri ile yeniden bakıştığında yeniden kalabalığın arasına girdi. Bu heyecanlı anda bir naneli şeker yemenin ayrı bir güzel olacağına karar vererek, karşısında uyumlu; ama garip bir şekilde dans eden çifti izlerken naneli şekerini ağzına attı. O sırada birisi onu sürüklemeye başlamıştı. Ne olduğunu anlamadan bir köşeye sürüklenmişti. Bir güvenliğe mi yakalanmıştı? O zaman arka taraflara değil dışarıya doğru sürüklenirdi. Ayrıca gördüğü kadarıyla güvenlikler ortaya çıkan ufak bir karışıklıkla uğraşıyorlardı.
Bir köşeye oturtulduğunda karşısında başka birini gördü. Gözlerini biraz kısarak çocuğa baktı. Onu hatırlayınca gözleri kocaman açılmıştı. "Leon!" dedi gülerek. Bu çocuk ilk öpücüğünü kapmıştı. Normal bir genç kız olsaydı buna takılabilirdi. Ancak Whoopi şu an da kovalamacanın eğlencesi ile ilgileniyordu. "Sadece kovalamaca oynamaya gelmiştim. Sen ne yapıyorsun?" diye sordu gülümsemesi büyürken.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33

Lenoir'den uzaklaşmak sorunlardan uzaklaşmak için ne yazık ki yeterli olmamıştı. Malikaneyi geride bıraksa da düşünceler beyninin içinde sürekli dönüp duruyordu. Elise hiç aklından çıkmıyordu. Henüz savaş başlamadan kendini yorgun hissetmeye başlamıştı ki bu onun kesinlikle tarzı değildi. Girdiği kavgalarda bile onu yoracak rakiplere zor rastlıyordu. Ama şimdi... Bu bedenen zayıf olmasından kaynaklanan bir şey değildi aslında. Bu çok başka bir şeydi. Rose ile geçmişlerinde yaşananlara da pek benzediği söylenemezdi. O zamanda meleğini korumak için elinden geleni yapıyordu. Yine de durum bu kadar kötü bir hal almıyordu. Bu sıkıntılı düşüncelerle birlikte önündeki şişeyi açtı. Yanında duran bardağa bir süre göz ucuyla bakmış olsa da şişeyi kafasına dikmeyi tercih etti. Bardaki müzik sesi giderek yükselirken etraf kendinden geçerek dans eden insanlarla dolmuştu. Bir kaç kızın yanına gelmesi ile umursamaz bir tavır takınarak kızlara baktı. İçlerinden sadece bir tanesini anımsıyordu. Daha önce yatağına aldığı bir kız olmalıydı. Anımsaya bildiğine göre kızla fena dakikalar geçirmediğini söyleyebilirdi. Kız onu tatmin etmiş olmasa bile o sınıra çok yaklaşmıştı büyük ihtimal. Elise ile birlikte olmaya başladığından beri daha önceki tüm tatmin duygularının bir yalandan ibaret olduğunu anlamıştı. Bedenen elbette rahatlıyordu ama ruhunun ihtiyacı olan, şu an hayatındaki tek aşkıydı. Kızlar konuşmaya başladığında onları başından savması biraz zaman aldı. Bazen kadınlar çok fazla ısrarcı oluyorlardı, özellikle çeneleri düştüğü zaman...

Kurtulduktan bir süre sonra dans eden kalabalığı izlerken bir peri kızını fark etti. Onu gördüğü an kim olduğunu hatırlamıştı. Yılbaşı gecesi, büyük ihtimalle ilk öpücüğünü çalmış olduğu velet olmalıydı. Onu hatırlamasının tek nedeni ise öpücük sonrası kızın takındığı tavırdı. Kızın peşindekileri fark ettiğinde yerinden kalkıp kızı yakaladı ve başlattığı kavgadan istifade ederek kızla birlikte barın arka bölümüne geçti. Ona neden burada olduğunu sorduktan sonra gözü boş olan masaya takıldı. İçkisini eski masasında kalmıştı. Bir garsona işaret ederek bir içki söyledi kendine. Kıza ne içeceğini sorma inceliğini bile göstermedi.

"Kovalamaca oynamak için yanlış yerdesin ufaklık"

Konuşması bittiğinde içkisi gelmişti. Şişeyi açıp her zamanki gibi başına diktiğinde dudağının kenarından dökülen içkiyi elinin tersiyle silip, içkiyi masaya bıraktı.

"Ben buraya kafa dağıtmak için geldim, bu konuda yardımcı olmak ister misin?"

Hangi akla hizmet şu an bu kızı yanına alıp ilgilendiğini bilmiyordu. Buraya gelirken tek amacı normal insanlarla takılmak ve perilerden uzak durmak iken başına, baş belası, küçük peri kızını sarmıştı.

Ateş Perisi Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 16/06/12 Lakap : Kıvılcım

Gülümseyerek konuşurken Leon'un sıkıntılı gözlerine bakıyordu. Acaba o eğlenmiyor muydu? Buraya sorunsuz girmiş olmalıydı halbuki. Ama o da buradaki bir çok kişi gibi normal değildi. İkisi de insanların bilmediği bir dünyaya aitti. Ama Leon insan hayatına küçük periden daha çok ayak uydurmuş gibi duruyordu. Whoopi ise genelde olduğu gibi davranmayı seviyordu. Bu yüzden bir kaç defa gerçek kimliği neredeyse ortaya çıkacaktı. Tüm bu tehlikelere rağmen genç peri ders almaya niyetli değildi. Leon'a gülümseyerek "Bence gayet doğru bir yerdeyim. Beni kovalamaya çok isteklilerdi, görmedin mi?" diye yanıt vermesi de bunun bir göstergesiydi. Sonra hemen peşinden "Hatta sen gelene kadar çok eğleniyordum." diye ekledi, Leon'un düşünceli gözlerine bakarak.

Leon garsonun getirdiği içkiden yudumlarken onun şeker gibi tatlı görünen gözlerine baktı. Bu peri ile sadece bir kere karşılaşmıştı, o anda da ilk gözleri dikkatini çekmişti. O gece Whoopi'ye verdiği "yıl başı" hediyesine rağmen şu an bir abi gibi davranıyordu. Bu da geç perinin daha da rahat davranmasını sağlamıştı.

Kısa süren sessizlikte gözleri karşısındaki perinin elindeki içkiye kaydı. "Umarım çok içmez." diye geçirdi içinden. Zack amcanın başına gelenlerden dolayı içkiyi pek sevmezdi. Gerçi bu perinin de abartacağını sanmıyordu. Leon'un sesi ile düşüncelerinden çekti kendini. Perinin yudumladığı içkiden başını kaldırıp söylediği şey kıkırdamasına neden oldu.

"Elbette yardım ederim, memnuniyetle." dedi Whoopi . "Sen de kovalamacaya katılmak ister misin?"

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33

Kıza söylediği ilk cümlenin ardından peri kızından cevap gecikmemişti. Üstelik onu suçlar gibi konuşmaya başlamıştı. Bu kızın derdi neydi. Daha önce hiç dayak yememiş her halde diye düşündü bir süre. Sonra derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

"Kovalamaya istekliler farkındayım. Demek eğlencenizi böldüm. Buradan eğlenen birinden çok başı belaya girmiş bir ufaklık gibi görünüyordun."

Konuşması bittiğinde gözü içkisine kaymıştı. Burada olmasa bile bir siparişle içkisine devam edebilirdi ve bunu yapmıştı da. Hala canı oldukça sıkkındı. Neden bu baş belası ile uğraşmaya karar verdiğine ise söyleyecek söz bulamıyordu. Onunla tanıştıkları zamandan oldukça farklıydı. Whoopi ile ilk karşılaştıklarında çapkın peri lakabını hakkını vermek ister gibi kızın dudaklarını öpmüştü. Çok şeker yediğinden olsa gerek dudakları çok tatlı gelmişti. Yine de şu an sahip olduğu dudaklarla bu cici peri kızının dudaklarını asla kıyaslayamazdı. İçkisinden bir kaç yudum daha alırken Elise yeniden kafasının içinde dönmeye başladı. Kafasını dağıtmak için aklına gelen şeyler bile pek bir işe yaramıyordu. Bu yüzden peri kızından yardım almaya karar verdi. Bazen dışarıdan küçük bir yardım gerekiyordu. Peri kızının kıkırdamasını duyar duymaz gözlerini ona dikti. Tavrı, küçük bir çocuğun yaramazlıktan hemen önceki haline benziyordu. Yardım teklifini kabul eder etmez önerisini bekledi. Öne sürdüğü şey onu gülümsetirken içkisini masaya bıraktı.

"Ben kovalamaca için biraz yaşlı kalıyorum, ufaklık. Başka bir önerin var mı? Bu arada kendin içinde içecek bir şeyler isteyebilirsin. Elbette alkolsüz şeyler, sarhoş bir baş belası istemiyorum."
"Senin böyle bir yerde ne işin var. Şekerci güzeli."

Ateş Perisi Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 16/06/12 Lakap : Kıvılcım

Leon'un söylediklerini dikkatle söyledi, konuşmasını bölmeden... İnsanların konuşmalarını mümkün olduğunca bölmezdi. Bu sevmediği bir davranıştı. Ama zamanında Pek sevgili ailesini kızdırmak için bunu çok yapmıştı. Bu nezaket kuralını ne kadar uygulasa da boş konuşan insanların söylediklerini dinlemek ya da sevmediği kişileri tüm akşam boyunca dinlemek saçma geliyordu ona. O yüzden normal zamanlarda sözünü kestiği insanlar çok olmuştu aslında.

Karşısındaki genç perinin söyledikleri onu güldürmüştü yine. "Kendini çok küçümseme Leon. Seni ilk ve son gördüğüm zamanın üzerinden bir yıl bile geçmedi. O gün çok da yaşlı hissettiğini söyleyemem." dedi kıkırdayarak. Sonra perinin omzuna dostça elini koyarak "Ayrıca sarhoş olmak için içki içmeme gerek yok. Naneli şeker yerken bir çok kez mutluluktan sarhoş olmuşumdur." dedi. Kıkırdaması kahkahaya dönüşürken "Az önce naneli şeker yediğimi söylemiş miydim?" diye ekledi ilerideki kalabalığa bakarak. Kahkahalarla yükselen sesini sakinleştirmeye çalışırken son sorduğu soruya cevap verdi. "Dedim ya buraya kovalamaca oynamaya geldim. Aslında birazda son zamanlarda başıma bela olan yaşımdan intikam almak için geldim. Herkes beni küçük gördüğü için sinirlenmeye başladım sanırım. Aslında bir çok şey yapabilirim." dedi, konuşmanın sonlarına doğru sesi düşünceli bir hal almaya başlamıştı. "Örneğin bunu yapabilirim." diyerek Leon'un masaya bıraktığı içkisine birkaç ufak kıvılcım yolladı ve bardağın dibinde kalan içki alev aldı. Yaptığı şeyin farkına vararak gözleri yeniden kalabalığa döndü. Yanan bardağa aldırmadan onları bir görenin olup olmadığına baktı. Kıvılcımlar saçtığını kimsenin görmesini istemezdi, özellikle güvenlik görevlilerinin... Sonra gözleri haince parladı ve Leon'a döndü. "Başka bir öneri istemiştin değil mi? Hadi bir kavga çıkarıp buradan kaçalım. Sonrada şekerci dükkanını basalım, daha sonrada parka gidip sarhoşların içki şişelerini patlatır ve salıncakta sallanırız. Ne dersin?" dedi eğlence anlayışını tamamen ortaya koyarak. Leon'un şekere benzeyen gözlerinin ancak saçma bir maceradan sonra düşüncelerinden sıyrılacağına inanıyordu.

"Arada bir genç birileri ile zaman geçirmen lazım." diyerek dil çıkardı ve ayağa kalkarak cevabını bekledi.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33

Kendini yaşlı hissettiği söylenemezdi, aslında. Sadece tek sorun birden üstüne binen sorumluluklardı. Hala, katil perilerle uğraşacak kadar iyi bir savaşçı bir kaç çömezle rahatça kovalamaca oynayabilirdi. Aslında sadece kovalamaca da değildi. Onlara yakalandığında, onlara asıl kurbanın kim olduğunu gösterebilirdi. Kafasında bu düşünceler ile genç ve yaramaz periye dikti sözleri. Ardından ise peri kızı konuşmaya başlamıştı. Sözlerinde ise kesinlikle haklıydı. Görüşmelerinin üzerinden bir yıl bile geçmemişti ve üstelik o gece küçük bir peri kızıyla eğlenecek kadar kendini iyi hissediyordu. O gece çapkınlığın bir nevi dibine vurduğunu da söyleyebilirdi. Çünkü daha reşit bile olmayan bir kızın ilk öpücüğü çalmıştı. Tüm bu düşüncelerden sonra hiç bir şey söylemedi, peri kızına. Omzunda hissettiği el ile kıza dikti sabit bakışlarını.

"Mutluluk sarhoşluğunu da bazen tehlikeli olabilir. Bence sen hiç bir şekilde sarhoş olma..."

Kızla konuşurken geçen her saniye biraz daha rahatladığını hissetmişti. Kızın bitmek, tükenmek bilmez enerjisi onu da etkiliyordu. Kızın sonraki konuşmalarını içkisinden yudumlar alarak dinledi. Eğer gerçekten başka bir fikri varsa şu an duymaya hazır sayılırdı. Hatta hoşuna giderse sadece duymakla kalmaz hızlı bir şekilde uygulamaya da geçebilirdi. Tüm bu düşünceler içinde kızın tek derdi olduğunu düşündüğü yaşına konu gelmişti. Peri kızı çevredeki insanları umursamadan şişedeki içkinin alev almasını sağlamıştı. Buna yarım bir gülümseme ile karşılık verirken kızın gözlerindeki parıltılar dikkatini çekti. Her halde sonunda onun isteyebileceği türden bir şey bulmuştu. Kızı dinledikten sonra etraftaki kalabalığa baktı. Burada kavga çıkartmak sadece bir kaç dakikasını alırdı.

"Peki Whoopi, burada kavga çıkarmam sadece bir kaç dakikamı alır ve daha sonra istediğin şekerci dükkanına gideriz. Olur da şeker yemekten baygın düşmezsen parkta fena fikir sayılmaz".

Kalan içkisini bir dikişte içtikten sonra ayağa kalkıp dans pistine ilerledi. Yaramaz peri kızına göz kırptıktan sonra gülümseyerek bir hava akımı yarattı. Bu sayede içkiden başı dönen insanlar dengelerini sağlamakta biraz daha zorlanarak yere düşecekti ve elbette sarhoşlar, sarhoş olmadıklarını düşünerek onlara çarpan insanları suçlayacaklardı. Bir kaç saniye sonra bu düşüncesi gerçekleştiğinde büyük bir kavga çıkmıştı, barda. Ona göre hepsi birer aptal olan insanlar birbirlerini yerken Whoopinin yanına giderek bir süre bu gösteriyi izledi. Sıkıldığı anda kızın elini tutarak konuşmaya başladı.

"Hadi bakalım birinci görev tamam, şimdi beni şekerci dükkanına götürmek senin işin."

» Kaçak Giriş-2