| Korku Efensinin sabrı... | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Korku Efensinin sabrı... Perş. Haz. 13 2013, 15:01 | |
| Korku filmi izlerken colin’e sarılmak garip bir güven duygusuyla beraber huzur veriyordu. Filmden ne kadar korksa da onun kollarında olmayı seviyordu. Sırf bu yüzden bu tür filmlerden şikayet etmeyi bile bırakabilirdi. Gözleri bir an için korkusuz gözlerle bir araya geldi. Kendisi ne kadar korkuyorsa colin bir o kadar rahattı. Başını onun sert göğsüne yaslayarak filmi izlemeye devam ederken scarlett’a gerçekten minnettar olduğuna karar verdi. O gün olanlar hiç yaşanmasaydı büyük ihtimalle şuan bu durumda olamayacaklardı. Onu kaybetme düşüncesi isabel’i huzursuz ettiğinde sevgilisine biraz daha sokuldu. Onu seviyordu ve kaybetmek istemiyordu. Film bittiğinde büfeden su alırken bir yandan da sevgilisiyle konuşuyordu. Arkasını döndüğünde sert bir şeye çarpıp yere düşerken bir anda kendini yeşil gözlü sarı saçlı bir çocuğun kolları arasında bulmuştu. Çocuk samimiyetle özür dilerken isabel olayın şokunu yaşıyordu. Kendineyse colin onu çocuğun kollarından aldığı zaman gelebilmişti. Gülümseyerek sevecen bir şekilde''Önemli değil.'' Dedi. Adamın o ara çığlıklar atmaya başlamasıyla korkuyla birkaç adım geri çekilerek sevdiği adamın koluna sarıldı. Şaşkınlık,endişe ve korkuyla ''İyi misiniz?'' diye sordu. Cevap yerine yine çığlıklarla karşılaşınca sevgilisine biraz daha sokulup ''Bu… bu durumda hastaneyi mi yoksa akıl hastanesini mi aramalıyız?'' diye sordu kekeleyerek de olsa. Colin onu elinden tutup asansörlere doğru sürüklerken hiçbir şey söylemedi. Olayın şaşkınlığını üzerinden atmaya, az önce gördüklerini unutmaya çalışıyordu lakin bu adamın çığlıklarını hala duyarken imkansızdı. Asansöre bindiklerinde kendini bir anda onun kollarında bulduğunda rahat bir nefes aldı.
Öpücüğüne aynı tutkuyla karşılık verdi o sırada kapılar açılmıştı. Koridorda ilerlerken duyduklarıyla sevdiği adama dönüp gülümseyerek ''Beraber yemek yeme fikri kulağa güzel geliyor ama neden odada yiyoruz? Hem daha yorulmadık ki ne dinlenmesi?'' diye sordu safça. O sırada kulaklarına dolan ağlama sesiyle duraksadı. Kafasını çevirip sesin geldiği yöne baktığında biraz ileride duvara yaslanmış, dizlerini kendine çekmiş bir şekilde ağlayan küçük bir kız çocuğu gördü. Sevgilisinin kolları arasından yavaşça sıyrılıp çocuğun yanına gitti. Dizlerinin üzerine çöküp sakin bir sesle ''Merhaba…'' diyerek ağlayan kızın dikkatini kendi üzerine çekti. Göz yaşlarını eliyle silerken ''Sorun nedir? Neden ağlıyorsun?'' diye sordu. Çocuğun burnunu çekmesine gülümsedi. Çok sevimliydi. Onun biraz korkmuş bir şekilde ''Ben… ben… kayboldum'' diyerek daha şiddetti bir şekilde ona sarılarak ağlaması karşısında birkaç saniye öyle durduktan sonra oda sarılarak ''Tamam ağlama artık aileni bulmanda sana yardım edeceğim.'' Dedi. Kız susmuştu. Elinden tutup onu ayağa kaldırdı. Gözlerini karşısındaki sevgilisine dikerek sevimlice ''Odamızdan resepsiyonu arayıp kaybolan minik bir kız bulduğumuzu haber verelim. Muhtemelen ailesi de onu arıyordur. Otel bir çalışanını gönderip onu aldırtana kadar da bizimle kalabilir değil mi?'' diye sordu. | |
|
| |
Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Perş. Haz. 13 2013, 16:08 | |
| Az önce gördüğü manzara gözünün önüne geldiğinde kollarının arasında bulunan narin bedene daha sıkı sarıldı. Dudaklarını büyük bir zevkle sömürürken, o bana ait diyerek içinden tekrar edip duruyordu. Çarpışma sonrası ona dokunarak hayatının hatası yapmış kişinin çığlıklarını duyduğunda sevgilisinin safça yorumlarına cevap verme gereği bile duymadı. İnsanları hiç bir zaman umursamamıştı. Umursamaya başlayacağını da hiç düşünmüyordu. Onun için değerli olan ne varsa şu an yanındaydı. Ne eksiğini ne de fazlasını istiyordu. İstediği tek şey Isabeldi. Öpüşmeleri noktalandığın da asansörün kapısı açılmıştı. Odaya ilerlerken onun korku filmi ile ilgili sözlerine cevap verdi. Bir sonraki filmi seçebilirdi, elbette. Gerçi bir sonraki film için sinemaya gitmeyeceklerdi. Onunla evinde yalnız olacaktı. Kızın oda ile ilgili yaptığı konuşmaya gülümsedi. Masum sevgilisi yanındaki canavarın aslında neyin peşinde olduğunu bilmiyordu, anlaşılan. Olsun diye geçirdi, içinden. Belki böylesi daha iyiydi. Diğer türlü Isabel ondan kopabilirdi. O ise böyle bir şeyle yaşamayacağını dahası yaşatmayacağını çok iyi biliyordu. "Sadece baş başa olmak istedim, sevgilim. Hem odada daha rahat ederiz." Ufak konuşması bir ağlama sesiyle bozuldu. Ağlayan kişi ile göz göze geldiğinde meleği çoktan ağlayan veledin yanına gitmişti. Bu durum içinde garip bir kıskançlık dalgasına neden olurken dişlerini sıkarak onların yanına ilerledi. Şimdi bu aptal velet nereden çıkmıştı. Sevgilisi ile olan zamanını çalarak onları oyalıyordu. Şu an yatakta Isabel kollarının arasında olması gerekirken küçük bir veletle uğraşıyordu. Eli ile saçlarını karıştırdıktan sonra odaya doğru hızlı adımlar attı. Kız, Isabel ile onlara ait yatağa oturduğunda kızla çok kısa bir göz temasına girdi. O anda tüm korkuları zihninde belirirken küçük bir oyun yaptı. Bu velet bu gece asla anne ve babasına sarılmadan uyumayacaktı. Telefona doğru ilerlerken konuşmaya başladı. "Peki tatlım, ben resepsiyonu arıyorum" Kısa konuşması elinden geldiğince sakin bir tondaydı. Resepsiyonla konuşurken de gayet sakindi. Bu kızdan ne kadar çabuk kurtulursa o kadar iyiydi. Konuşma bittiğinde yüzüne sahte bir gülümse yerleştirdi. "Onu birazdan almaya gelecekler" Isabel, kızla ilgilenmeyi sürdürürken mini bara yöneldi. Küçük bir viski şişesini kafasına dikerken kapı çalmıştı. Görevli kızı almaya geldiğinde gözüne çarpan anne babası ile göz göze geldi. İçlerine saldığı korku nedeniyle bir daha kızlarını asla kaybedemezlerdi. Derin bir nefes alarak odada yalnız kaldıklarında yüzünde gerçek bir gülümse ile sevgilisine baktı. "Artık baş başayız tatlım." Bu konuşma ile onu yatağa itip, dudaklarına kapanmıştı. | |
|
| |
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Cuma Haz. 14 2013, 00:04 | |
| Odaya çıkma fikrini duyduğu an sevdiği adamın niyetini anlamıştı aslında lakin daha erkendi ve isabel’in yapmak istediği başka şeyler vardı. Ormanda ufak bir keşif, plajda kısa bir yürüyüş yaparak sevgilisiyle normal bir şekilde daha çok vakit geçirmek istiyordu. Hem yemeği otelin restaurantında yemek varken odaya kapanmalarına ne gerek vardı? Tabi ki sevgilisinin düşüncesi de kötü değildi. Onu özlemişti ve geçirecekleri baş başa özel dakikaları onun kadar kendisi de istiyordu lakin bunun için önlerinde koca bir gece vardı. Akşamsa henüz yeni olmuştu. Hem teyzesi şehir dışında olduğu içinde eve dönmek zorunda değildi. Bu düşüncelerle bir itiraz cümlesi kurmayı denedi. Başarısız olduğu ise ortadaydı. Colin’in cevabı üzerine durumu kabullenip ''Peki ama…'' diyerek bir fikir öne sürecekken duyduğu ağlama sesiyle konuşması yarım kalmıştı. Dönüp sesin geldiği yöne baktığında karşısında küçük bir kız gördü. Bir an bile düşünmeden kızın yanına giderken gözleriyle kızı baştan aşağı süzerek yaralanıp yaralanmadığını anlamaya çalıştı. Kızla kısa bir konuşmanın ardından onun kaybolduğunu öğrendiğinde birkaç dakika sessiz kalıp yardım etmek amaçlı kısa bir durum değerlendirmesi yaptı. Tüm oteli aramak çok uzun sürerdi. Bir süre daha düşündükten sonra aklına gelen çözümü heyecanla sözcüklere döktü. Sevdiği adamın sıkıntıyla saçlarını karıştırması karşısında gülümsedi. Şuan çok tatlı görünüyordu. Sevgilisinin ardından oda kızla beraber odaya girdikten sonra kızın koşarak yatağa oturmasını ve sonrasında sergilediği hareketleri bir süre izledi.
Colin’in sözleriyle ''Tamam hayatım bende küçük misafirimizle ilgileneyim'' diyerek kızın yanına gitti. Kızla başlayan küçük sohbetleri önce oyuna sonra yatağın üzerinde birbirlerini gıdıklamaya kadar giderken isabel oldukça eğlenmişti. Bir ara gözleri sevdiği adama kaymış onun içki içtiğini gördüğünde sesini çıkarmadan kızla ilgilenmeye devam etmişti. Tabi onla oynarken açılan eteğine omzunun birinden düşen tişörtünün askısına pek dikkat etmemişti. Kapı çaldığında küçük kıza ''Sanırım senin için geldiler belki de aileni bulmuşlardır'' diyerek yataktan kalkıp üzerini düzelttikten sonra kapıyı açtı. Tahmini doğruydu. Görevlinin yanında genç bir çiftte vardı. Onların teşekkürlerini kabul edip onları gönderdikten sonra odada yalnız kalmışlardı. Sevgilisinin sözleriyle gülümseyerek ''Evet sevgilim'' dediği esnada onun itmesiyle yatağa düşmüştü. Saçları yatağın dört bir yanına dağıldı. Sevgilisi üzerine çıkıp dudaklarına kapandığında oda aynı tutkuyla kendisine karşılık vermeye başladı. Elleri sevdiği erkeğin üzerinde bir müddet dolandıktan sonra onu göğsünden iterek kendinden uzaklaştırdı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Önce yemek yesek? Ben çok acıktım aşkım'' dedi. | |
|
| |
Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Cuma Haz. 14 2013, 21:49 | |
| Vicdan, sanki bu duyguya hiç sahip olmamış gibiydi... Daha küçük bir çocukken işe yaramazlar sürüsü olarak gördüğü ailesinden gücü sayesinde kurtulmuştu. Gazabına uğrayan herkes onun bir taş kalpli, hatta kalpsiz olduğunu söylerdi. Peki o halde şu an meleği için atan bu kalbi nereden çıkmıştı. Isabel, onu deli gibi seviyordu. Şu an yanında olmanın verdiği mutluluğu daha önce hiç tatmamıştı. Ama görüşmek için yanlış mekan seçtiğini zaman ilerledikçe daha iyi anlıyordu. Önce büfedeki çocuk, şimdide başlarına kalmış ufak velet... Gerçek anlamda çıldırıyordu, şu an. Küçük, büyük ayırt etmeden birilerinin kafasını gövdesinden ayırmak istiyordu. Ama aynı şekilde sakinde olmaya çalışıyordu. Meleği çocukla ilgilenirken o da mini bara yöneldi. Eğer bir şeyler içmezse şu an bir şekilde kontrolden çıkacağını hissediyordu. Bir süre meleğini izlerken küçük kızla oyun oynarken bile seksi olabileceğini gördü. Onu zaten yeterince arzularken kıyafetin frikikleri onu delirtmeye başlamıştı. Bir süre derin nefesler alarak başka yöne başını çevirdiğinde kapı tam zamanında çalmıştı. Kızdan kurtulduktan hemen sonra sevdiği kadının baştan çıkaran kokusunu ciğerlerini çekerken onu yatağa itti. Kısa sürede kızı altına almış ve tadına doyamadığı dudaklarını tatmaya başlamıştı. Odaya gelirken bunun bu kadar erken olmasını planlamamıştı, elbette. Ama her engel onu Isabel’den uzaklaştırırken, onu daha da fazla arzuluyordu. Kızın dudaklarını öperken, Isabel’in teslimiyet içinde verdiği karşılıkla elleri bedeninde gezmeye başladı. Kızın ellerini kendi bedeninde isterken alev almaya başladığını hissetmişti. Kısa süre sonra göğsünde hissettiği baskı ile geri çekildi. Sevgilisinin sözleri guruldayan karnının kendini hatırlatmasına neden oldu. Kıza son bir tutkulu öpücük verdikten sonra üzerinden kalktı. Masanın üzerinde duran yemek listesini eline aldığında bir tane yemek seçerek Isabel’e uzattı. “Bence de bir şeyler yesek iyi olur, kendine yemek seç” Telefonu eline aldığında resepsiyondan kendisi ve Isabel için seçtikleri yemekleri sipariş etti. Yemekleri beklerken bile rahat durmamıştı. Yatağın kenarına oturup, sevgilisini yanına çektiğinde bedenine dokunmadan dudaklarına uzun tutkulu bir öpücük kondurdu. Kapı çaldığında ondan uzaklaşmakta zorlansa da sonunda bunu başarıp kapıyı açtı. Garson masalarını hazırladıktan sonra odadan ayrılmadan ona bir bahşiş verdi. Yemeğe oturduktan sonra gülümsedi. “Yemekler güzel görünüyor, acıkmıştım.” Konuşmasının ardından sevdiği kadınla yemeğin keyfini çıkarmaya başladı. | |
|
| |
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... C.tesi Haz. 15 2013, 11:39 | |
| Onlar gittikten sonra odada tek kaldıklarında kendini bir anda yatakta bulmuştu. Sevgilisinin baş döndüren kokusunu içine çekerken dudaklarına kapanan dudaklara da tutkuyla karşılık verdi. Bedeninde hissettiği her bir dokunuş onu baştan çıkartırken zorlukla onu göğsünden itti. Sevdiği adamın geri çekilmesini hiç istemiyordu lakin karnı oldukça acıkmıştı ve o bedeninin bu ihtiyacını daha fazla görmezden gelemezdi. Colin geri çekilip sorunu anlamak istercesine gözlerine baktığında durumu aceleyle dile getirdi. Dudaklarında yeniden onun dudaklarını hissettiğinde az önce söylediklerine rağmen oda aynı tutkuyla öpücüğe karşılık verdi. O üzerinden kalktığında kendisi de yataktan kalkıp üzerini düzetti. Menüyü alıp içlerinden yiyeceği yemeği seçerken sessizdi. Colin yemekleri sipariş ederken İsabel de odanın camından dışarıyı izliyordu. Deniz manzarasını izlerken''Manzara güzel ve huzur verici.'' diye bir yorumda bulundu. Sevgilisi onu yatağa çektiğinde oda yanına oturmuştu. Aslında onun yanına düşmüştü demek daha doğru olurdu. Sevdiği erkeğin ona özel erkeksi kokusunu içine çekerken gözlerine aşkla baktı. Onu seviyordu. Her şeyden ve herkesten daha çok seviyordu. Yanında olmak huzur ve mutluluk veriyordu. Kolları arasında olmaya bayılıyordu. Bu kelimelerle anlatamayacağı kadar harika bir histi. Kalbi deli gibi atıyor,gülümsemesi içini ısıtıyordu. Onsuz geçirdiği dakikalardan nefret ediyordu. Dudaklarında onun dudaklarını yeniden hissettiğinde gözleri yavaşça kapanmış farkında bile olmadan ona biraz daha yaklaşıp öpücüğüne karşılık vermişti. Yemekleri geldikten sonra masada yerlerini almışlardı. Colin’in gülümseyerek söylediklerini dinlerken ona gülmenin ne kadar yakıştığını düşündü.
Bu yakışıklı, karizmatik ve çekici adama gülmek gerçekten çok yakışıyordu. Düşüncelerinden kendini kurtarmayı başardığında küçük bir tebessümle ''Bende… yemekler leziz görünüyor ve harika kokuyorlar'' diyerek yemeğine başladı. Meyve suyundan bir yudum alarak ''Büfede yaşanan garip olayı saymazsak güzel bir gündü.'' Dedi. Aşık olduğu adamla baş başa yemek yemenin keyfini çıkarırken telefonu çaldı. Masanın üzerindeki telefona uzanıp arayana baktıktan sonra gülümseyerek açtı. Hala masadan kalkmamıştı. "Alo teyzecim?" dedi en sevecen ses tonuyla. Duydukları kıkırdamasını sağlarken "Ben çocuk değilim teyze. Yalnız yaşamaya alıştım. Hırsızlara karşı her akşam yatmadan önce camları kapatıp kapıyı kilitleyerek güvenlik sistemini devreye sokuyorum. Yani her şey yolunda merak etme" Dedi. Duydukları karşısında şaşkınlıkla ''Ah… Şey… Ben çok isterdim ama… Bunu daha sonra konuşsak? Tabi ki seni özledim ama'' diyerek masadan kalktı. Konuşma uzayacağa benziyordu belki birazda tartışabilirlerdi ve sevgilisinin buna tanık olmasını istemiyordu. Onun ortaya attığı teklif güzeldi. Teyzesiyle birlikte hafta sonu vakit geçirmek isterdi lakin colin’i bırakıp Roma ya gitmek istemiyordu. Masaya döndüğünde yüzü asılmıştı. Canının sıkıldığı belliydi. Kararsız bakışlarını sevdiği adamın gözlerine dikerek ''Teyzem… Hafta sonu beni yanına çağırıyor. Roma ya…'' diyerek onun tepkisini bekledi. | |
|
| |
Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Ptsi Haz. 17 2013, 23:54 | |
| Bugün planı harika bir gün geçirmekti, elbette sevdiği kadınla birlikte... Hayatında ilk kez bir başka insanla harika vakit geçirmeyi planlamıştı. Ama sürekli bir şey oluyordu, bu durum ise asabını bozmaya başlamıştı. İçten içe içindeki canavar uyanırken, bunu Isabel'den nasıl saklayacağını bilmiyordu. Slında durum normal bakıldığında o kadar da kötü değildi. Gerçi Isabel'e dokunma cür'etini göstermiş o serseri ciddi anlamda bir cezayı hak etmişti ve bunu almıştı da. Küçük kız ise aslında sorun değildi. Ailesini kaybetmiş, küçük yardıma muhtaç bir kızdı. Tabi sıradan insanların bakış açısı ile... Colin içinse o kız sevdiği kasın ile birlikte geçireceği zamanı çalan küçük bir şeytandı. Ailesi bir an önce geldiği için kendini kontrol edebilmeyi başarmıştı. bir kaç dakika daha bu durum devam etse sonu nasıl olacağını kestirmekte zorlanıyordu, açıkçası. Küçük belada ortadan kalktığında sabırsız bedeni kızı altına almıştı. Ona kalsa şu an hiç düşünmeden kısa sahip olabilirdi. Ama Isabel sadece ona zevk vermekle görevli, tek gecelik arzusunu tatmin edecek bir kız değildi. Değerliydi ve bu değeri ona göstermeyi hak ediyordu. Bu yüzden fazla üstelemeden yemek fikrini kabul etmişti. Birlikte yemekte vakit geçirmek bile garip bir şekilde hoşuna gidiyordu. Yemekte az önce sahip olduğu tüm öfke bitmişti. Yemeğini yerken bir kaç şey söyledi, buna karşılık sevdiği kadının sözlerine ise sadece gülümsedi. Yeniden her şey harika haline dönerken bir telefon sesi ile her şey bozuldu. Zil sesinden kendi telefonu olmadığını anlamıştı. Bu yüzden kalkma gereği bile duymadı. Sevdiği kadın telefonda konuşmaya başlarken o da önündeki yemekle ilgilenmeye devam etti. Isabel'in dudaklarından dökülenleri duyduğunda yüzünde çapkın bir gülümseme oluştu. Teyzesinin endişe etmesine gerek yoktu. Bu güzelliği yalnız başına bırakma gibi bir düşüncesi asla yoktu. Aslında yalnız olması işini daha da kolaylaştırıyordu. Bu otel odasını bu gece meşgul edecek olsalar bile yarın malikanesinde kalmaya başlayabilirlerdi. Bu düşünce kafasında bir çok plan oluşturmasına neden olsa da bir anda Isabel masadan kalktığından bu düşüncelere ara verdi. Neler olduğunu oldukça merak ediyordu açıkçası... Yemek yemeği tamamladığında Isabel de dönmüştü. Yüzündeki garip ifadeyi fark ettiğinde derin bir nefes alarak beklemeye başladı. Isabel'in dudaklarından Roma'ı duyduğunda gerilen sinirlerini kontrol etmek biraz zor olmuştu. Yinede başarmıştı. Ondan uzak durmak istemiyordu. "Isabel gitmen şart mı? Yani birbirimizi yeni bulduk ve ben senden uzaklaşmak istemiyorum..." Dışından oldukça iyi karşılamış görünüyor olsa da içinden Isabel'in teyzesi hakkında garip planlar yapıyordu. | |
|
| |
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Salı Haz. 18 2013, 19:38 | |
| Sevgilisiyle beraber güzel bir sohbet eşliğinde yemek yerken gelen telefon tüm büyüyü bozmuştu. Kısa bir konuşmanın sorun yaratmayacağını düşünerek telefonu açtı. Güzel başlayan konuşma roma planıyla şaşkınlığa neden olurken bunu daha sonra konuşmayı önerdiğinde teyzesinin alınganlığıyla işlerin uzayacağı gerçeğiyle masadan uzaklaştı. Colin ile daha yeni birbirlerini bulmuşlarken onu bırakıp başka bir şehre hafta sonu gezisine gitmek çok uzak bir fikirdi. Teyzesini özlemişti lakin colin’den ayrılmakta istemiyordu. Uzun süren bir tartışmanın ardından hiçbir karara varamamış olarak telefonu kapattılar ve isabel masaya döndü. Her zamanki gülümsemesi gitmişti. Yemeğiyle kısa süre oynadıktan sonra gözlerini sevdiği adamın gözlerine dikip durumu açıkladı. Onun tepkisini beklerken de son derece huzursuzdu. Duyduklarıyla kararsızlığı daha da artarken gitmek istemediğini içten içe biliyordu. ''Haklısın… Bende senden uzaklaşmak istemiyorum. Onu çok özledim ama… Bilemiyorum. Sanırım en mantıklısı hafta sonunu beraber geçirebilmek için onun buraya gelmesi olur böylelikle birbirimizden uzak kalmayız ve teyzemle de ilgilenebilirim.'' Dedi kararsızlığı ve tereddüdü sesine de yansımıştı. Meyve suyundan birkaç yudum alarak ''Onu bu konuda ikna edebilirim herhalde. Neyse bunları kısa bir süreliğine unutup bu güne odaklanalım. Beraber geçirdiğimiz ilk günün bu haberle mahvolmasını istemiyorum.'' Dediği esnada kulağına dolan müzikle beraber dikkati dağıldı. Ses dışarıdan geliyordu.
Zoraki bir tebessümle ''Güzel müzik… Her kim çalıyorsa oldukça yetenekli'' diyerek yerinden kalkıp sesi takip ederek balkona yöneldi. Cam kapıyı açıp balkona çıktığında deniz kıyısında oturan bir grup gencin şarkı söylediğini duydu. Birkaçı enstrüman çalıyordu. Yanına gelen sevgilisinin omzuna başını yaslayıp birkaç dakika sessizce müziği dinledikten sonra aklına gelen şeyle gülümseyerek onun gözlerine baktı ''Hey hadi dans edelim.'' Dedikten sonra şüpheyle ''Dans etmeyi biliyorsun değil mi? Ayağıma basacak kadar beceriksiz değilsindir umarım'' diye sorduğunda kıkırdamasına engel olamadı. Gözleri muziplikle parlıyordu. Dans etmeye başladıklarında baştan aralarındaki mesafe normaldi. Sonra isabel sevgilisine biraz daha yaklaşarak kollarını onun boynuna doladı. Kısa süre sonra bedeni onun bedenine yaslanmıştı. Bir eli yavaşça onun sert göğsünde gezinirken ''Günümüzün entresan geçtiğini kabul ediyorum ama en azından birlikteyiz ve önümüzde uzun bir gece var'' diyerek parmak uçlarında biraz yükselip dudaklarını öptü.
| |
|
| |
Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Çarş. Haz. 19 2013, 12:17 | |
| İçindeki karanlık öfkeyi saklamaya çalışıyordu. Bu lanet Roma işi de nereden çıkmıştı. Sevdiği kadınla ayrı kalmak istemiyordu. Şu an bile bir kaç dakikasının bile çalınmasına tahammülü yokken koca hafta sonunu onsuz geçirmek istemiyordu. Kafasının içinde bir sürü şey dolanmaya başlamıştı. En çokta Isabel'in teyzesi ile alakalı... O kadın olmasa Roma'ya gitme gibi bir durumda söz konusu olmayacaktı. İşte sorun ortadaydı. O kadının varlığı... Düşüncelerinden sevdiği kadının tatlı sesiyle bir anlığına da olsa kurtuldu. İçindeki karanlığa rağmen bakışlarında sadece kıza duyduğu aşk vardı. Onun sözlerine gülümserken içinden teyzesine lanetler okuyordu. "Eğer ikna olmazsa ben ona yapacağımı bilirim" dedi içinden. Sonra gülümseyerek Isabel'e baktı.
"Bence de bu ana odaklanalım. Seninle harika bir gün geçirmekti, planım ve hala da o değişmedi." Yemeği ile işi bittiği için sadece Isabel'i izliyordu. Onun da gitmek istemediğini bilmek işte bu onu gerçekten mutlu etmişti. Kulaklarına dolan müzik ile dikkatini bir anlığına dağıldı. Müzik güzeldi, sevdiği kadını kollarına alması için bir neden. İçeceğinden bir yudum aldığında onun cama doğru gittiğini gördü. Peşinden gidip şarkının kaynağına bakarken gözleri dans etmek isteyen sevgilisine döndü. Onu kendine çekerken belini kavramıştı. Şüpheyle söylediği bir kaç kelimenin ardından kıkırdaması çok şirindi.
"Sanırım sana dans için tüm hünerlerimi göstermem gerekecek, güzelim." Konuşmasının ardından nasıl dans ettiğini ona gösterdi. Eski bir çapkın olarak kızları kollarına alıp dans etme konusunda oldukça iyiydi. Bir kaç hünerli hareketten sonra bedenleri birbirlerine iyice yanaştı. Isabel'in sözleri çapkınca gülümsemesi neden olurken dudaklarında hissettiği dudaklarla onu daha sıkı bir şekilde kavrayıp kendine çekti ve ardından öpücüğüne tutkuyla karşılık vermeye başladı. Nefessiz kaldığı anda kendini geri çekerek onun gözlerine baktı. Bir anda Isabel'i kucağına alarak yatağa yatırdı. Bu harika bedenin altında olmasına bayılıyordu. Dudakları, dudaklarına iyice yaklaştığında durdu.
"Seni seviyorum, hayatım." Bu kelimeden sonra kızın dudaklarını esir almıştı. Maharetli elleri ise kızın bedeninde dolaşırken aynı anda elbiseden kurtulmaya başlamıştı. Elleri Isabel'in çıplak teninde gezerken dudakları, dudaklarını sömürürcesine öpüyordu. | |
|
| |
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Çarş. Haz. 19 2013, 20:10 | |
| İsabel aşık olduğu adamla roma mevzusunu konuşurken huzursuzdu. Gitmeyi düşünmüyordu tabi lakin yapabilecekleri de sınırlıydı. Teyzesini bir şekilde buraya gelmeye ikna etmeliydi bunu başarabileceğinden ise emin değildi. Aklındaki karamsar düşüncelerinden kurtulmayı denerken birkaç cümle kurdu. Günlerinin bu olayla mahvolmasını istemiyordu. Sevgilisinin de onun gibi düşündüğünü duyduğunda roma olayını bir süre rafa kaldırmaya çalışırken zoraki bir tebessüm yerleştirdi dudaklarına. Bu sırada kulağına dolan müzik dikkatini dağıtmıştı. Müzik insanın ruhunu dinlendirecek kadar güzeldi. Şarkıyı söyleyen gencin güzel, kadifemsi sesi etrafa huzur veriyordu. Gözlerini birkaç saniye kapayınca şarkının insanı alıp farklı yerlere götürdüğünü gördüğünde merakla yerinden kalkıp cam kapıya yöneldi. İnsanda hayranlık uyandıran kişiyi ya da kişileri merak ediyordu. Balkona çıktığında yanına gelen sevgilisinin omzuna başını yaslayıp bir süre sessizce genç ve yetenekli grubu dinledi. Müzik dans etme isteği oluşturduğunda bu isteği kelimelere dökmekte gecikmedi. Colin onu kollarına aldığında söylediklerine karşılık bir süre sanki bunun gerçekliğini düşünüyormuş gibi sessizce durduktan sonra dayanamayıp gülerek ''Yakışıklı sevgilimin dans hünerlerini görmek için sabırsızlanıyorum.'' Dedi. Dans etmeye başladıklarında sevdiği adama kolayca ayak uydurabilmek mutlu olmasını sağlarken zamanında ona zorla dans dersleri aldıran teyzesine içinden minnet duyarak onun için iyi dileklerde bulundu.
Sevgilisinin hünerli birkaç dans hareketinden sonra bedenleri iyice yaklaşmıştı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Oldukça iyi dans ediyorsun. Hatta biraz fazla iyi…'' dedikten sonra birkaç cümle daha kurarak onun dudaklarını öptü. Colin’in onu çekmesiyle bedenleri birbirine yaslanıdığında karşılık vermesiyle öpücükleri derinleşti. Tutku ve aşk dolu uzun bir öpüşme sonunda isabel nefes nefese kalmıştı. Göz göze geldikten kısa bir süre sonra kendini onun kucağında bulmak gülümsetti. Bu kolların arasında olmak muhteşem bir duyguydu. Yatağa yatırıldıktan birkaç saniye sonra üzerinde bir türlü doyamadığı mükemmel vücudu bulmak nefesinin kesilmesini sağladı. Kalbi onunla olduğu süre boyunca her zaman hızlı atmasına karşın ritmini daha da hızlandırmıştı. Dudakları birbirine değecek kadar yakınlaştığında aşık olduğu adamın dudaklarından dökülen kelimeler içinde tarifi imkansız bir mutluluğun oluşmasını sağlarken gülümseyerek ''Bende seni seviyorum aşkım'' dedi. Tadı eşsiz olan dudakları dudaklarında hissettiğinde öpücüğe aynı tutkuyla karşılık verirken elleri onun harika vücudunda kısa süre gezindikten sonra gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı.
| |
|
| |
Colin Dread Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 23/02/13 Yaş : 33 Lakap : Fear
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Çarş. Haz. 19 2013, 23:51 | |
| İstediği ve sevdiği beden ellerinin arasındaydı. Bundan daha güzel ne olabilirdi, bilmiyordu. Ona bakmak bile içindeki tutkuyu alevlendirirken şu an ona dokunuyor olmak içindeki ateşi harladı. Bu bedeni istiyordu, her şeyiyle... İlk kez bir kız sadece kendine aitti ve elbette oda sevdiği kadına. Hayatı boyunca kızları sadece yatak ısıtan bir varlık olarak gördükten sonra Isabel'in hayatındaki anlamı onu gerçekten şaşırtıyordu. Bu kadına aşıktı. Ellerinin arsındaki bu mükemmel yaratıktan bir an olsun ayrı kalmak istemiyordu. Bu uğurda önüne çıkan her kişiden kurtulabileceğini biliyordu. Hatta teyzesinin bile yok edebilirdi. Bu elbette öldürmek değildi. Can almak tam olarak ona göre değildi. O insanları başka yollardan yolundan çekmesini çok iyi biliyordu. Isabel'in gömlek düğmelerini çözmeye başlaması ile güzelinin de kendini gibi sabırsız olduğunu hissetti. Bu yüzden biraz daha hızlı hareket ederek kızın üzerindeki elbiseden kurtuldu. Isabel, iç çamaşırları ile altında dururken gözlerine harika bir ziyafet çektiriyordu. Ama bu durum fazla uzun sürmeyecekti. Kızın dudaklarını esir aldığında eli göğüslerine doğru gitti ve bir tanesi sıkarak bir sertçe okşamaya başladı. Diğer eli ise kadınlığına doğru ilerliyordu. Isabel'in geçen her saniye baştan çıkarıcı kokusu daha da artarken sevdiği kadının yardımı ile üzerindekiler den kurtuldu. Eline bulaşan ıslaklık onu çıldırtmaya başladığında kadınlığını örten ufak bez parçasından kurtuldu. Dudaklarını, dudakları ile hapsederken kızın içine yerleşti. Kısa sürede kendini kaybetmişken doruk noktasına ulaşmasına çok az kalmıştı. İtişleri giderek hızlanırken göğüslerinden birini kavradı. Dudakları ise boynunda geziniyordu. İkisinin zevk dolu iniltileri odayı doldururken sonunda o mükemmel an gelmişti. Iabel'in bedenindeki titreşimler kendisi ile bir uyum içinde gevşerken kızın üzerine yığıldı. Kendini biraz toparladığında yana doğru geçip Isabel'i kolları arasına aldı. Nefesi hala tam olarak düzelmemişti. Biraz olsun nefes alması normale döndüğünde yanındaki güzelliğe bakmaya başladı. "Sen özlemiştim, bebeğim." | |
|
| |
Isabel Flecther Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Korku Efensinin sabrı... Cuma Haz. 28 2013, 02:26 | |
| Bedeninde dolaşan eller, burnuna dolan erkeksi koku, dudaklarına dokunan eşsiz tattaki dudaklar onu her geçen saniye daha çok baştan çıkarıyordu. Onun kolları arasında olmak harika bir duyguydu ve bunu hiçbir şeye değişmezdi. Yatağa yatırıldığında gülümseyerek kollarını boynuna doladı. Halinden son derece memnundu. Bu yakışıklı,karizmatik , çekici, harika adam sadece kendisine aitti ve birazdan yeniden onun olacaktı. Bu düşünce normalden hızlı atan kalbinin daha hızlı atmasını sağlarken enfes kokusunu derin bir nefesle içine çekti. Boynuna dayanamayarak küçük bir öpücük kondurdu. Ondan hiç ayrılmak istemiyordu. Colin’in öpücüğüne aşk ve tutkuyla karşılık verirken bir yandan da giysileriyle ilgileniyordu o kendisini soyarken aşık olduğu adamın giyinik olması büyük haksızlıktı. Üzerindeki kıyafetlerden kurtulmasına zevkle yardım ettikten sonra elleri yine sevdiği adamın bedeninde dolaşmaya başladı. Onu içinde hissettiğinde zevkle inledi. Sevdiği adamın gidip gelişleri hızlandığında inlemeleri de giderek artmış sonunda doruğa ulaşarak bedeni gevşeyerek rahatlamıştı.
Nefes nefese bir halde kendine gelmeye çalışırken aklında ona aşık olduğundan başka bir şey yoktu. Geçirdikleri enteresan gün ve roma olayı silinip gitmişti. Geriye sadece ikisi kalmıştı. Colin’in kolları arasında biraz daha ona sokularak sıkıca sarılıp başını göğsüne koydu. Bu şekilde uyumayı seviyordu. Duyduklarıyla gülümseyerek ''Bende seni özlemiştim hayatım.'' Dedi. Dudaklarına kısa bir öpücük kondurup ''İyi geceler sevgilim'' dedikten sonra tekrar göğsüne yattı. Gün boyu oldukça yorulmuştu. Beraber geçirdikleri güzel dakikalar bedeninin daha çok yorulmasını sağlamıştı bulduğu rahat ve güven dolu ortamla uykuya dalması sadece birkaç dakikasını aldı. Onunla birlikte uyuyup, birlikte uyanmaya gittikçe alışıyordu. Bu gidişle yalnız uyumakta oldukça zorlanacaktı. | |
|
| |
| Korku Efensinin sabrı... | |
|