| Yaramaz Köle | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Yaramaz Köle Paz Haz. 23 2013, 01:29 | |
| Karanlık aura tüm bedenini ele geçirmişken barda büyük bir kan gölü oluşmuştu. Odaklandığı kişiler hariç ardında ceset bırakmamıştı bu sefer. Ama içindeki karanlıktan bardaki diğer kişilerde etkilenmişti. Hatta kan gölüne onların kanları da eklenmişti. Yara almayan tek kişi ise kendi dışında kendisine bağlandığı kızdı. Bağlılık büyüsü nedeniyle kıza olabilecek her şey onu da etkileyecekti. Bunu yapmasının tek nedeni ise şimdilik kızın başına bir şey gelmesini istemediği içindi. Karanlık gözünü kör ettiğinde etrafında hiç kimseyi görmezdi. İçinde öldürme isteğiyle yanıp tutuşan ruhu kontrol etmek imkansızdı. Kızla bardan çıkar çıkmaz, bir büyü mırıldandı. Büyünün sonucunda kız ile birlikte Aaron şatosuna gelmişlerdi. Kız ile ilgili zaten planını yapmıştı. Bu yüzden şatoya girer, girmez onu kuledeki odasına çıkardı. Bu odanın özelliği dışarıyı gören hiç bir camın olmamasıydı. Odanın içinde gece yada gündüz asla ayırt edilmezdi. Özel havalandırma sistemi ile içerideki hava her daim temizleniyordu. Kızla odaya girdiğinde sonunda sıkıca tuttuğu bileğini bıraktı. Kendini pek fazla kontrol edemediği için kızın bileği biraz morarmıştı. Gerçi bu morluk sadece bir başlangıçtı. Kızı yatağa iterek bedenini, bedeninin altına aldı. "Aaron şatosuna hoş geldin, güzelim. Sonunda gerçek bir eğlence yaşayabileceğiz" Konuşurken kızın tatlı kokusunu içine çekti. Bu koku içindeki karanlık ruhu bastırmasını sağlarken kızın dudaklarını öpmeye başladı. Şu an bir karşılık beklemiyordu. Karşılık verip vermemesi hiç bir zaman umurunda olmamıştı ki. Sadece karşılık verdiğinde daha fazla zevk alacaktı hepsi bu. Bunun dışında her şeye rağmen zevk alacağı gerçekti. Kızın üzerinden kalktığında bir büyü mırıldandı. Kızın boynunda özel bir tasma oluşmuştu. Kızın tüm büyü yeteneğini emen bu tasma sayesinde aralarındaki bağ yok oldu. Raven, tasmayı çıkarana dek kız büyü yeteneği olmayan sıradan bir insandı. Bunun dışında tasmanı ucunda nereden geldiği belli olamayan bir zincir oluştu. Zincir büyülü olduğu için uzayıp kısala biliyordu. Yani odanın içindeki tuvalet banyoyu kullanabilecek kadar uzun, bu odadan çıkamayacak kadar kısa olabiliyordu. Göz zevki olması için kızın üzerine oldukça seksi mini, kırmızı bir elbise oluşturdu. Kıyafetin dekolteleri erkekleri baştan çıkartan cinstendi. "Şimdi güzelim seçim senin, işkence etmemi mi yoksa zevk vermemi mi istersin? Belki de bana biraz kendinden bahsedersin. Ama büyük ihtimalle o tatlı dudaklarından bana hakaret etmeyi seçeceksin. Bu da senin köle olarak uzun bir süre benimle birlikte olacağın anlamına geliyor." | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Ptsi Haz. 24 2013, 22:11 | |
| Timmy’le karşılaşmanın bu kadar eğlenceli olabileceğini düşünmemişti ama her şey ortadaydı. Onun kollarının arasındaki rahatsızlığını cadıyla uğraşırken aldığı haz gölgeliyordu. Şu an raven sorununu kısa süreliğine unutmuştu ilgilendiği tek şey eski sevgilisiydi. Onun kolları arasından narsist cadının kendisini çekmesiyle kurtulduğunda saniyeler içinde olanları hatırlayıp ofladı. Raven gecenin tadını çıkarmasına müsaade edecek gibi durmuyordu. Eski sevgilisini boğazladığını fark ettiğinde ''Onu öldüreceksin bırak artık'' demesiyle timmy’nin kafasının koptuğuna tanık olarak çığlık atması bir oldu. Dehşetle timmy’nin başsız cesedine bakarken etrafta olanları algılaması uzun sürdü. İçini kelimelerle anlatamayacağı kadar büyük bir korku sararken kulağına dolan çığlıklarla etrafına bakındı ama hiçbir şey görmüyordu. Zihni timmy’nin ölüm anında takılı kalmıştı. Lorna’nın çığlığını duyana kadar hayattan soyutlanmış gibiydi. Onun acı dolu çığlıkları gözlerindeki sis perdesini araladığında gördükleri yeni bir dehşet dalgasına neden oldu. Her yer kana bulanmıştı. Cadılar yerde hareketsiz bir şekilde yatarken ''Lanet olsun lorna, vincent'' diye bağırarak ağlamaya başladığında bileğini adamın elinden kurtarmayı denedi. Gidip onlara yardım etmeliydi. Lorna’nın kana bulanan elbisesi ağlamasını şiddetlendirirken cadının elinden büyüyle kurtulmayı denedi yapamayınca öfkeyle ''Bırak beni. Senden nefret ediyorum anladın mı? Nefret ediyorum.'' Diyerek kendini onun elinden kurtarmaya yeniden çalıştı. Beceremeyince daha çok sinirlenip ravenın göğsüne öfkeyle cılız yumruklar indirirken ''Ne istedin onlardan? Söyle adi herif… Neden yaptın bunu?'' diye bağırarak ağlamaya devam ederken bir anda kendini başka bir yerde bulduğunda hıçkırıkları seyrekleşti. Yaş dolu gözlerle etrafına bakmaya başladı neden burada olduğunu bilmiyordu ya da hangi şehirde olduğunu. Bu bilinmezlikler içini sıkarken kendini karanlık bir odada bulduğunda üzüntüsü yerini öfkeye bırakmaya başlamıştı. Raven tarafından camsız odanın ortasındaki yatağa itildiğinde ona karşı koyacak gücü yoktu. Hala yaşadığı olayın etkisindeydi ve göz yaşlarını durdurmaya çalışıyordu. Yatakta bilinçsizce uzanmış durumdaydı. Psikopat olduğundan artık emin olduğu cadı üzerine çıkıp dudaklarına kapandığında tepkisizdi. Hiçbir şekilde hareket etmiyordu. Karşılık vermediği gibi karşı da koymuyordu. Şuan hıçkırıklarını durdurmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyordu. Cadı üzerinden kalktıktan sonra üzerindeki kıyafetin değişmesiyle beraber boynunda hissettiği tasma öfkesinin tüm bedenini ele geçirerek göz yaşlarının durmasını sağlamıştı. Yere çarpan zincir sesini duyduğunda yattığı yataktan hızla doğruldu. Gözleri hala dolu olmasına rağmen artık ağlamıyordu. Kaşları yine sinirle çatılmıştı. ''Senin gibi pis bir egoist, narsist, kötü ve hiçbir suçu olmadığı halde arkadaşlarımda dahil olmak üzere partideki herkese zarar veren hasta birinin kölesi olacağıma ölmeyi tercih ederim. Bana dokunmayıysa aklının ucundan bile geçirme adi herif'' diye öfkeyle bağırdı. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Ptsi Haz. 24 2013, 23:13 | |
| Kızın tatlı kokusu tüm odayı doldurmaya başlamıştı. Az önce tamamen kendinden geçmiş psikopat bir yaratıktan farksızken şu an kendini Tffany'e tanıtmaya hazır gibiydi. Gerçi hala kimse ona psikopat değilsin diyemezdi. Kız ile eğlenmeyi ve ona sahip olmayı kafasına koymuştu. Zaten şu saniyeden itibarende kimse onu bu zevkten mahrum edemezdi. Hatta Tiffany'nin kendisi bile... Onu odaya getirdikten sonra dudaklarına kapanmak için fazla beklememişti. Kızın yaş dolu göz yaşlarını umursamıyordu, sadece tadına bakmak ve sonuna kadar bu tadın keyfini çıkarmak istiyordu. Kızın dudaklarını serbest bıraktığında gözüne ziyafet sunacak bir kıyafet oluşturdu, kızın üzerinde. Gözüne harika görünen bu tatlı yaratıkla bir süre konuştu. Aslında olacakları az çok tahmin ediyordu. Bunu kızla konuşurken de dile getirmişti. Hırçın güzeli ise tahmini yanıltmamıştı. Duyduklarına karşılık yüzünde sinsi bir gülümseme ile kıza doğru seri adımlar attı. Bir eli kızın göz yaşları ile ıslanmış yanağını okşarken gözlerinin içine baktı. "Sana bir seçim sundum bebeğim. Seçeneklerinin arasında ölüm yoktu, ya işkence ya da zevk. Seçmediğine göre bu hakkın bana vermiş oldun." Boş eli kızın kalçasını kavrayıp onu kendine doğru çekti. Kızın zaten büyü yeteneği yoktu. Çırpınsa bile güçlü bedeni ile kızın hareket etmesini kesmek hiçte zor değildi. Ona giderek yaklaştığında dudaklarını yaş dolu yanaklarında gezdirdi. Yaşları damağında tuzlu su etkisi yaparken öpücükleri oldukça şefkatliydi. Bir eli ise kızın saçlarını hafifçe okşarken dudaklarını esir aldı. Bu yumuşak ve sevgi dolu hareketleri aslında fırtına öncesi bir sessizlikten ibaretti. Kızı zarif bir hareketle kucağına aldığında yatağa götürüp üzerine çıktı. Bir büyü kızın yatağa bağlanmasını sağlamıştı. Kızın gerilen bedenini umursamadan dudaklarını sömürürcesine öpmeyi sürdürürken elleri tüm bedeninde geziyordu. Tadı gerçekten anlamda harikaydı ve dokunduğu bu pürüzsüz ten hoşuna gidiyordu. Başını hafifçe geri çekti. "Tifanny, çok tatlı ve güzelsin. Sanırım sana sunduğum seçeneklerin ikisini gerçekleştireceğim." Bu konuşmadan sonra kızın dudaklarını yeniden esir aldı. Az önceye dek sadece ufak bir oyun oynuyordu. Şimdi ise gerçekten kıza zevk vermek adına hareket ediyordu. Bu zevki ona vermesinin tek nedeni ise daha sonradan alacağı kendi zevkiydi. Kızın üzerindeki kıyafeti parçalara ayırdığında kız iç çamaşırları ile karşısındaydı. Ama bu bile az geliyordu bu bedeni tamamen görmek istiyordu. Kız tamamen çıplak kaldığında bir eli kızın kadınlığını diğer ise göğüslerini sıkıştırıyordu. Dudakları ise boşta kalan göğsünü emerken arada sırada zevk verecek şekilde dişlerini geçiriyordu. | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Salı Haz. 25 2013, 22:42 | |
| Lorna’nın kana bulanmış hali, vincent’ın yerde hareketsiz yatışı, victor’un acılar içinde kıvranması, timmy’nin başsız gövdesi ve bardaki kan gölü gözlerinin önünden gitmiyordu. Zavallı kurbanların çığlık sesleri hala kulaklarındaydı. Olaylar onda büyük bir yıkıma neden olmuştu. Değer verdiği kişilerin zarar gördüğüne kendi gözleriyle tanıklık ederken onlara yardım etmek için elinden hiçbir şey gelmemişti. Onları iyileştirecek büyüler denese de hiçbiri işe yaramamıştı. Bu durum kendini berbat hissetmesini sağlıyordu. Yatakta gözlerinden boşalan yaşlara mani olmaya çalışırken bundan sonra ne olacağını düşünmek aklının ucundan dahi geçmiyordu. Bardaki dehşet anında takılı kalmıştı zihni elbette bu boğazında hafif, soğuk bir ağırlık hissedene kadar sürdü. Tüm olanlardan sorumlu olan dengesizin sesi tüm sinir hücrelerinin uyarılmasını sağlarken duydukları içindeki öfkeyi harlayarak göz yaşlarının durmasını, eski hırçın haline geri dönmesini sağlamıştı. Adamın yanına gelişini dolu ama çatık gözlerle izledi. Hiç olmadığı kadar öfke ve nefret doluydu. Hayatına bir anda giren ve her şeyi mahveden bu adamı öldürmek istiyordu. Yanağında onun elini hissettiğinde garip bir hisle birkaç saniye tepkisiz kaldığını fark etmedi. İçinde oluşan fırtınayla raven’ın elini sertçe iterek kendinden uzaklaştırırken ''Dokunma bana aşağılık herif… Bebeğim falanda deme'' diye bağırdı. Alev saçan gözlerini cadının gözlerine dikerek ''Senden iğreniyorum.'' Dediğinde bedeni kalçalarında hissettiği baskıyla ona daha da yaklaşmıştı. Cadının kolları arasından kurtulmak için çırpınması nafileydi. Karşısındaki sinir bozucu varlık hiçbir büyü olmadan hareketlerini kolaylıkla engellemişti. Onun karşısındaki bu acizliği öfkesini daha çok arttırırken saçlarında hissettiği dokunuşlar beyhude çabalarını kesmesine neden oldu. Bu kontrol edebildiği bir şey değildi. Yaş dolu gözlerinden bir iki damla göz yaşı firar ederken yanaklarında hissettiği dudaklarla derin bir iç çekti. Raven’ın egzotik erkeksi kokusu ciğerlerine dolarken bu şefkatli, görünürde sevgi dolu dokunuşlar karşısında çırpınmayı bırakıp tepkisiz kaldığı için içinden kendine bolca hakaret etti. Neden böyle olduğunu bilmiyordu belki de kurtulamayacağını anladığı için kesmişti hareket etmeyi. Dudaklarında onun dudaklarını hissettiğinde gözleri istem dışı yavaşça kapansa da bu tadı mükemmel dudaklara çok zorda olsa karşılık vermeden öylece bekledi. Raven kendisini kucağına aldığında tepki vermeye zaman bulamamıştı. Kendini bir anda yatakta yakışıklı cadıyı da üzerinde bulduğunda çırpınmaya başladı. Kol ve ayak bileklerinden yatağa bir anda bağlandığında gerilen vücudu ve hareket etmeye çalıştığı için acıyan bilekleri yüzünden acıyla inledi. Bedeninde hissettiği baştan çıkaran dokunuşlara tepkisiz kalmaya çalışırken dudaklarında hissettiği dudaklara bedenine söz geçiremeyerek karşılık vermeye başlamıştı. Raven geri çekildiğinde ona karşılık verdiği için afallayan hali duyduklarıyla sinire dönüştü. "Bırak beni" diye söze başladığında dudakları yeniden onun dudaklarıyla kapanmıştı. Elbise parçalara ayrıldığında içine çöreklenen korku iç çamaşırlarının da yok olmasıyla daha da büyümüştü. Kadınlığında ve göğüslerinde hissettiği dokunuşlar baştan çıkmasını sağlarken inlemesine engel olamadı. Göğüslerinden biri hiç tanımadığı bu adam tarafından emilip ısırıklara boğulurken bundan garip bir zevk alıyordu. İçindeki korku daha da büyüyerek mantığını ön plana çıkarırken çırpınarak "Uzak dur benden… Lütfen… Yapma" dedi. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Salı Haz. 25 2013, 23:30 | |
| Kızın, hissettiği her bir duyguyu avucun içinde tutuyormuş, gibi hissediyordu. Beklediği şeyler bir bir gerçekleşirken sonunda kendine göre bir karar vermişti. Sevimli cadı maden hiç bir seçeneği kabul etmiyordu. O da bu güzellikle kendi bildiği şekilde ilgilenecekti, acı dolu bir zevkle. Kıza nazik dokunuşlarla dokunurken onun karşılı olarak yeniden yoldan çıkması, kafasının içindeki planları giderek daha da arttırıyordu. Asıl tuhaf olan ise kıza her yaklaştığında onu daha fazla arzuluyor olmasıydı. Tüm bu arzunun ise gittiği tek bir nokta vardı. Bu tatlı ve seksi cadı bu gece kendisine ait olacaktı. Kızın daha önce ne yaşadığını bilmiyordu, ama bu gece kesinlikle yeni şeylerle tanışacaktı. Kızı yatağa atıp üzerine çıktığında ipler kolları ve bacaklarını bağlamıştı. Bu iplerin ise tek bir nedeni vardı. Kız zevk almaya başladıkça ipler tarafından gerilen bedeni ona acı verecekti. Bu sayede hem acıyı hemde zevki aynı anda yaşayacaktı. Şu an kıza tüm dokunuşlarında baştan çıkarma ilk kuralıydı. Dudaklarını kızın göğsünü sömürürcesine emerken, eli kadınlığı ile oldukça yakından ilgileniyordu. Tiffany'nin iniltileri ise ortamı renklendirmeye başlamıştı. Yaptığı her şeyden zevk alırken kendi de baştan çıkıyordu. Kızın iniltileri giderek artarken cılız bir ses duyduğunda başını hafifçe yukarı kaldırıp kızın gözlerine baktı. Bakışlarında saf arzu ve tutku dışında hiç bir şey yoktu. Şu an bu kıza açtı ve açlığını doyurmanın tek yolu tatlı cadının bedenine sahip olmasından geçiyordu. "Seni duymuyorum, güzelim. Durmayı ise asla düşünmüyorum. Bu gece bana ait olacaksın, her şeyinle tamamen benim." Kızın yeniden dudaklarını sahiplenir bir şekilde öperken elleri kızın bedenini her yerindeydi. Bir büyü ile kendini çıplak bıraktı. İki çıplak beden birbirlerini için hazır görünüyordu. Kızın ıslaklığı onu artık deli ederken her anından zevk almak ister gibi yavaşça içine yerleşti. Ani basınç onu ele geçirirken kızın çığlığı ile bir anlığına duraksadı. Dudaklarına kapanıp onu öpmeye başladığında yavaşça hareket etmeye başladı. Bir yandan da dokunuşları ile kızın bedenini rahatlatmaya çalışıyordu. Cadının bedeni tamamen kendini bıraktığında hareketleri hızlandı. İnlemeleri zevk aldığının bir göstergesiydi. Raven ise daha önce hiç tatmadığı bu zevkin içinde kaybolup kendini kaybetti. Son bir itişle kızın bedenindeki ani rahatlamayı hissettiğinde kendini serbest bıraktı. Bedenindeki gevşeme ile kızın yanına kıvrıldığında el ve ayaklarını çözdü. Tasma ise hala yerindeydi. Bu odadan adım bile atamazdı. Az önceki vahşi sevişme sonrasında kızı kollarına aldığında oldukça nazikti. Ama bu sadece bir başlangıçtan ibaretti. "Çok tatlısın, hırçın cadı" Dudaklarından bu mırıltılar dökülürken yavaşça gözlerini kapattı. Elleri ise kızın sarıldığı bedenini nazikçe okşamaya devam ediyordu. | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Çarş. Haz. 26 2013, 15:01 | |
| Tiffany kendini bir anda yatakta bulduğunda adamın niyetini anlamıştı. Aslında başından beri biliyordu ama inanmak istememişti. Şimdi üzerinde bulunan bu adamla aralarında geçebilecek fiziksel yakınlaşma onu heyecanlandırıyor aynı zamanda da oldukça korkutuyordu. Yaşayacakları ve hissedecekleri konusunda hiçbir fikri yoktu. Bu da oldukça ürkütücüydü. Onun altında tamamen çıplak kaldığında hissettiği zevk yerini gerçekleri idrak ettiği için karmaşık duygulara bırakmıştı. Cadının erkeksi kokusunun aklını başından aldığı, dokunuşlarının hoşuna gittiği doğruydu ama kendini böyle bir şeye hazır hissetmiyordu. Bedeni belki hazırdı fakat beyni, duyguları, benliği buna hazır değildi. Bedeninin gerginliği onu gittikçe rahatsız ederken en ufak bir hareketinde hissettiği acı dikkatini dağıtıyordu. Aldığı zevk ve duyduğu acıyla inlerken bunu yapmaması için onunla konuşmayı denedi. Kafede karşılaştıklarından beri bu adama karşı ilk defa lütfen kelimesini kullanmıştı. Yakışıklı cadının gözlerinde gördüğü saf arzu ve tutku korkusunu büyütürken duydukları nefesinin kesilmesini sağladı. ''Hayır ben…'' diyerek onu daha ileri gitmemesi için ikna etmeyi deneyecek konuşmaya başlamışken dudaklarına kapanan dudaklar buna engel olmuştu. Vücudunda gezinen ellerle dudaklarından yeni bir inlemenin dökülmesine engel olamadı. Onun kıyafetlerinden kurtulmasıyla telaşla ''Lütfen yapma lütfen… ben…'' diye söze başlamış bir şekilde bakire olduğunu söylemeye çalışırken ani basınçla beraber bedeni birleşmenin verdiği acıyla kasılırken çığlık attı. Gözünden yaşlar süzülürken tiffany konuşmaya çalışma çabalarını kesmişti. Her şey bitmişti. Konuşulacak hiçbir şey kalmamıştı. İlk erkeği hiç tanımadığı adından ve psikopat olduğundan başka bir şey bilmediği bu cadı olmuştu. Vücudu ipler yüzünden hissettiği acıyla daha da kasıldığında dudaklarında yeniden onun dudaklarını hissetti. Bu sefer öpücüğüne karşılık vermemişti.
Raven içinde gidip gelmeye başladığında canı daha da acıdı ama garip bir şekilde zevkte alıyordu. Elleri durumu anlamış gibi vücudunda dolaşıp onun yavaş yavaş gevşemesini sağlarken derin bir nefes aldı. Bedeni tamamen gevşediğinde cadının hareketleri de hızlanmıştı. Canı hala yansa da duyduğu zevk daha baskındı. Öyle ki inlemelerine engel olamıyordu. Aldığı zevk giderek fazlalaşıp doruğa ulaştığında bedeni ani bir kasılmayla rahatlamıştı. Birkaç saniye sonra içinde bir sıcaklık hissetti. Anlaşılan üzerindeki cadıda işini bitirmişti. Nefesini düzenlemeye çalışarak göz yaşlarını durdurmayı denerken kendini bir anda raven’ın kollarında buldu. İplerin ne zaman çözüldüğünü bilmiyordu ama artık yerlerinde yoklarlardı. Sırtında hissettiği nazik dokunuşlar aşırı derecede yorgun olan bedeninin uykusunu getirirken göz kapakları ağırlaşarak yavaşça aşağı inmişti. Gözleri tam kapanmak üzereyken duydukları uyuşan bilincini açarken sinirle ''Sende iğrenç,duygusuz yaratığın tekisin.'' Diyerek kendini onun kollarından kurtarıp zorlayarak ayağa kalktı. Banyoya doğru hızlı adımlarla giderken cadıya saydırmaya devam ediyordu. Banyoya girdiğinde kapıyı sertçe çarpıp kapattı. Sıcak suyu açarak küvetin dolmasını beklemeden içine yerleşti. Oradaki temiz havlulardan birini başının altına koydu. İçeride o sinir adamın yanında uyumaktansa burada uyuklamayı tercih ederdi. Hem yıkanmaya ihtiyacı vardı. Suyu kapatıp rahat bir pozisyon bulmayı denedi fakat çok geçmeden rahatsızca uykuya dalmıştı. İçindense kendini su soğuduğunda kesinlikle uyanacağına dair teskin ediyordu. Bu konuda yanıldığındansa bir haberdi çünkü hiç olmadığı kadar derin bir uykuya dalmıştı. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Çarş. Haz. 26 2013, 15:23 | |
| Kızın boş çırpınışlarını ve söylediklerini umursamamıştı. Sonuçta artık söyleyeceği hiç bir şeyin önemi yoktu. Bugün kıza sahip olmayı kafasına koymuşken bundan vazgeçecek değildi. Zaten olması muhtemel hiç bir şeyde umurumda değildi. Kızın tadı öylesine güzeldi ki onunla saatlerce birlikte olabilirdi. İlk birleşme anında kızın çığlığı ile acı çektiğini anlamıştı. Yavaş olmasına rağmen acının bu denli büyük olması o anlık mantıklı düşünmediğinden pek ilgisini çekmemişti. Ama ona söylediği sözü yerine getirmekte kararlıydı. Acı olacaktı ama bunlardan daha önemlisi zevk almaktı. Ona daha önce hiç yaşamadığı bir zevki yaşatmak istiyordu ve bedeni rahatladıktan sonra hareketleri hızlandığında kızın yeniden zevk dolu inlemeleri ile kendini de aynı zevkle başa başa bıraktı. O mükemmel an geldiğinde kendini serbest bıraktı. Oldukça yorgun hissediyordu kendini ve sonuçta kendi evi olduğu için kalkıp gidecek hali de yoktu. Ayrıca bu güzel seksi bedeninin yanında uyumayı doğal bir hak gibi gördüğünde onun bedenine tatlı dokunuşlarla sarılırken gözleri kapandı. Henüz uyumamıştı, cadının sözleri ile tek gözünü açıp kızın ne yaptığına baktı. Kız öfkeyle banyoya gittiğinde yatakta hafifçe doğruldu. Bedenini esnetip ayağa kalktığında dağılmış yatağın üzerindeki kırmızı lekeler dikkatini çekti. Bir büyü ile yatağın çarşaflarını değiştirdiğinde az önceki tutkulu dakikalarda yaşananları mantıklı düşündüğünde kızın birleşmede bakire olduğunu söylemeye çalıştığını anladı. Ama bunu umursamadı. Zaten niyeti ona kimsenin vermediği bir zevk yaşatmaktı ve şu an onun ilk erkeği olduğuna göre bu hırçın güzel zevkin bile ne olduğunundan habersizdi.
Banyoyu yavaşça açtığında kızın küvetteki haline baktı. O anda acıyı bir süre rafa kaldırabileceğini fark etti. Bu kıza hiç tatmadığı zevklerle tanıştırmak istedi. Bunu istiyor olmasının tek nedeni ise kızı hala arzulayan bedeniydi. O hayatına giren ilk bakire değildi. Ama hayatında bu denli arzuladığı ikinci kişiydi. Hatta şu anki arzusu daha da fazla olabilirdi. Kız rahatsız etmeden ona bakarak bir duş aldı. Bedeni temizlendiğinde kurulanıp altına sadece bir şort giydi. Kızın burada rahatsız bir şekilde uyumasını istemiyordu. Bu seksi bedene sarılıp uyuma istediği hala içindeydi. Kızı yavaşça kucağına alıp içerideki rahat yatağa bıraktı. Kızın harika kokusunu içine çekerken kolları ile onu sarmaladı. Yarın daha fazla zevk dolu dakika yaşayacaklardı. Bu yüzden şimdilik uyumaları ikisi içinde en iyisiydi. Bunları düşünme fırsatı bile olmadan kıza sarılı bir şekilde uykuya daldı.. | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Çarş. Haz. 26 2013, 19:40 | |
| Gözlerini kapatır kapatmaz uykuya dalmıştı. Rahat olduğu söylenemezdi. Su dolu bir küvette insanın rahat uyumasını beklemekte zaten mantıksızdı fakat en azından kafası rahattı. Yalnızdı. Onu rahatsız edebilecek sinir bozucu varlıktan uzaktaydı ve su az önce ilk deneyimini yaşayan vücudunu oldukça dinlendiriyordu. Bunlar burada uyuyabilmek için yeterli nedenlerdi. Üstelik yerini yadırgayamayacak kadarda yorgundu. Her yerde kolayca uyuyabilirdi. Suyun içinde yan dönerek alışkanlık üzere bacaklarını kendine çekip başındaki havluya yastık muamelesi yaparak sıkıca sarıldı. Kaşları rüyasında gördüklerinden memnun olmadığını belirtir şekilde çatılmıştı. Uykusu normalde oldukça hafif olmasına rağmen ne kapı açıldığında ne de raven duş aldıktan sonra onu yatağa taşırken uyanmamıştı. Yakışıklı cadı onu kolları arasına aldığında bilinçsizce ona daha fazla sokulup başını göğsüne koyarak kaslı vücuduna sarılmıştı. Zaman ve mekan kavramını yitirdiği için neredeyse tamamen üzerine çıkarak sarıp sarmaladığı kişiyi yorganı ve yastığı sanıyor aklı başında olmadığı içinde onların neden bu kadar sert olduğu konusunda düşünmüyordu. Yatakta delice yatan biri olduğu ve yaptığının bilincinde olmadığı açıktı. Gözlerini araladığında karşılaştığı karanlıkla huzursuzca yerinde kıpırdandı.
Karanlığı ve karanlıkta uyumayı sevmezdi. Yatarken her zaman gece lambasını açık bırakır gündüzleri içeriyi güneş ışıkları doldursun diye perdeleri özellikle açardı. Şimdiyse karşılaştığı şey zifiri karanlıktı. Acaba gecenin kaçıydı ve tiffany hangi akla hizmet gece lambasını kapatmıştı? Işığı açmak adına kolunu diğer tarafa attığında çarptığı bedenle çığlığı basıp ışığı açtı. Yanında raven adlı cadıyı gördüğünde olanların basit bir kabus olmadığını anladı. Lanet olsun ki hatırladığı her şey gerçekti. Şaşkınlıkla ''Kahretsin kabus değilmiş'' diye mırıldandığı esnada korkudan sıklaşan nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Hatırladığı her ayrıntı öfkelenmesine neden olurken gözlerini cadının gözlerine dikerek ''Sayende seks denen olgudan iğreniyorum. Kendinle gurur duyabilirsin.'' Dedi sinirle. Gözüne masanın üzerindeki dijital saat çarptığında ''Tanrım…'' diye inledi. Saat sabahın onuydu. Çarşafı bedenine dolayıp yataktan hızla kalktı. Sakin kalmaya çalışarak ''Amacına ulaştığına göre artık beni bırakabilirsin. Güçlerimi geri istiyorum. Bara geri dönüp arkadaşlarımın iyi olduğundan emin olmalıyım. Sende narsist ve hasta kişiliğinle övünebilirsin nede olsa zorlada olsa istediğini elde ettin. Umarım bir daha karşılaşmayız. '' Dedi. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Çarş. Haz. 26 2013, 23:16 | |
| Böylesine seks ve tadı harika olan bedenin daha önce el sürülmemiş olması kesinlikle israftı. Banyoda duş alırken bile kızın harika bedenine bakmadan duramamıştı. Banyo bedenini gevşettiğinde onuda alarak yatağa geçti. Tiffany'nin harika bedenine sarılırken çok çabuk uykuya dalmıştı. Kızın ilki olduğu için pişman değildi. Konuşmasına izin verip onun ilk erkeği olduğunu bilse bile ona yine de sahip olurdu. Tek bir farkla elbette... Ona acı vermek yerine sadece zevk verirdi. Hatta bunu aklının bir köşesine not etti. Bir sonraki gün bu hırçın güzellik hak ettiği şekilde muamele görüp zevke doyacaktı. Uykusu derin karanlığında sürüyordu, bu halde bile yanındaki güzellik kolları arasındaydı. Hiç rüya gören biri olmamıştı. Kızın ani çığlığı ile gözlerini açtığında kıza baktı. Niyetini o an anlamış değildi, zaten pekte umursamamıştı. Kendine gelmeye çalışırken gözlerine odaklanan öfkeli gözlere baktı. Duydukları histerik bir kahkaha atmasına neden oldu.
"Seksi sevmen konusunda sana büyük bir hevesle yardımcı olabilirim, güzelim"
Gözlerinde dediğimi yaparım bakışı sonrasın da başını yastığa geri koydu. Kızın nereye baktığını anlamamıştı ama bir mırıldanma duymuştu. Ardından kızın yataktan çıkışını izledi. Harika bedenini gereksiz çarşafla örtüyordu. Yarım bir gülümseme ile kızı dinlerken kendini henüz ona tanıtamamış olduğunu fark etti. Hiç bir şey söylemeden kızı bileğinden tutup üzerindeki çarşafı yere indirdi. Bir anda kızı yatağa ittiğinde bileklerini tutup ellerini kafasının üzerinde birleştirdi.
"Dün için bir özür borçluyum, tatlım. İlkin olduğunu bilsem daha nazik olurdum. Yine de dün yapamadığımı bugün yapıcam. Sana daha fazla zevki yaşatıcam"
Bu konuşma sonrası kızın bileklerini serbest bıraktı. İki şekilde hızlı bir şekilde göğüslerini kavrayıp okşarken dudakları, dudaklarına kapandı. Bir eli kadınlığına doğru indiğinde baştan çıakrıcı bir şekilde okşamaya başladı.
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Cuma Haz. 28 2013, 01:33 | |
| Rahat bir yatakta gözlerini açtığında her şeyin kötü bir kabus olduğunu sandı. Karanlıkta rahat uyuyamazdı. Çoğunlukla etkisinde kalacağı garip rüyalar görürdü. Bu da onlardan biri olmalıydı çünkü etraf zifiri karanlıktı. Uyku sersemi olduğu için evinin dört bir yanında hissedilen yasemin kokusunun bu odada neden olmadığını sorgulamadı. Işığı kapattığı için kendine ya da muhtemel bir elektrik kesintisi için elektrik dairesine içinden bolca sövdü. Olanların bir kabus olduğunu düşünmesinin nedenlerinden biri de şuan bir yatakta olmasıydı. En son banyoda uyuyan birinin bir anda yatakta uyanması pekte olası değildi. Bu düşünceyle rahat bir nefes alıp ışığı açmak için hamle yaptığında çarptığı bedenle korkuyla çığlık attı. Işığı açıp yanına baktığında raven’ı görmek öfke,üzüntü,nefretle beraber birçok kötü duyguyu bir arada yaşamasına neden oldu. Yanında yatmakta olan yakışıklı ve sinir bozucu cadının ilk erkeği olduğunu, yaşadığı acı dolu deneyimi hatırladığında öfkesi daha bir ön plana çıkmıştı. Sayesinde seks denen olgudan iğrendiğini dile getirdiğinde duydukları kanını dondurdu. Hayır kesinlikle aynı şeyleri bir daha yaşamak istemiyordu. Hayatının geri kalanında seks denen şeyden uzak kalmakta kararlıydı. İnsanlar duyduğu acıyı görmezden gelerek aldıkları zevk için bu olaya katlanıyor olabilirlerdi ama tiffany’nin öyle bir niyeti yoktu.
Ses tonunu elinden geldiğince normal tutmaya çalışarak ''Bana seks konusunda yardımcı olmanı falan istemiyorum. İstediğim tek şey özgürlüğüm'' dedi. Sonrasında birkaç cümle daha sıralamıştı. Eski hayatına bir an önce kavuşmak istiyordu. Buradan ayrılır ayrılmaz olanları kendine unutturmanın bir yolunu bulacaktı. Unutturma iksirlerine bile başvurabilirdi. Güçlerini geri almayı beklerken cadı bileğinden tuttuğunda kaşları çatıldı. Ne yapmaya çalışıyordu? İstediğine ulaşmıştı değil mi? Daha ne istiyordu? Üzerindeki çarşaf yeri boyladığında geri çekilmeye çalıştı. Kendini bir anda yatakta bulduğunda kalbi korkuyla çarparken hızla doğrulmayı denedi ama yakışıklı ve tehlikeli cadı ondan önce davranarak üzerine çıkmıştı. Onu itme çabaları bileklerinin kafasının üzerinde birleştirilmesiyle engellenirken vücudunun salgıladığı adrenalinle nefesi sıklaşmıştı. Duyduklarıyla çırpınarak zar zor ''İstemiyorum'' diyebildi. Dudaklarında yeniden onun dudaklarını hissetmek garip bir şekilde güzel gelmişti. Göğüslerindeki dokunuşlar kısa bir an tepkisiz kalmasını sağladı. Hoşuna gidip gitmediğini düşünme fırsatı sunmamıştı kendine ellerinin serbest olduğunu hatırlayarak cadıdan kurtulmak için çırpınmaya başlamıştı. Sonunda zor olsa da kurtulmayı başararak hızla yataktan kalkıp odanın diğer tarafına gitti. Sinirle ''Ellerini kendine sakla. Dün yeterince zevk denilen olguyu tattım. Yeniden aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Özrünü beni serbest bırakarak dileyebilirsin'' dedi. Korkusu giderek artıyordu. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Cuma Haz. 28 2013, 16:30 | |
| Aslında kız haklıydı. Ondan istediği şey elde etmişti, sırf bu nedenle onu bırakması gerekmez miydi? Yinede ters çalışan beyni bana da bir çözüm getirmişti. O arsız bir psikopattı ve kızla henüz her şey yeni başlıyordu. Ona sahip olmuş olabilir ve bu harika tadın zevkine varmış olabilirdi. Yinede bu kıza tekrar ve tekrar sahip olma isteğini bastıramıyordu. Üstelik hastalıklı beyni kızdan özür dilemeyi bile kendine göre tasarlamasına neden olmuştu. Kızın canını yakmıştı ve kız seks denen bu harika şeyden nefret etmişti. Birinin bu kıza bu konuda yardım etmesi gerekiyordu ve o kesinlikle buna gönüllü olmaya hazırdı. Kızın böylesine baştan çıkarıcı olması ondan uzak kalmak istememesini sağlıyordu. Kızı yeniden altına aldığında yapmak istediğini dile getirdi. Kızın karşı çıkması bile bundan caymasını sağlamadı. Kızın tatlı dudaklarını öpüp bedenini arsızca okşuyordu. Bu kez bileklerini bıraktığı ve sadece ona zevk vermeye çalıştığından kız altından kaçmıştı. Kızın sıyrılmasından sonra yatağa uzanıp kıza baktı. Çıplak bedeni adeta ona sahip olmasını istiyordu. Kızın sözleri ise bunun tam tersiydi. Kendini biraz kontrol ederek kıza doğru ilerlemeye başladı. Kız o yaklaştıkça yer değiştiriyordu. Sonunda artık buna dayanamadığından bir büyü mırıldanıp gözle görülemeyecek bir hızda kızın tam önünde belirdi ve onu en yakın duvara dayadı. Bedenini onun bedenine bastırdığı için kızın kaçma şansı pek yoktu. Kızın yanaklarını nazikçe okşarken gözlerinin içine baktı.
"Korktuğunu biliyorum, Tiffany. Ama benim yüzümden böyle harika bir şeyden mahrum olmanı istemem sadece bana güven"
Bu konuşmasından sonra yavaşça dudaklarını tatlı dudaklara değdirmeye başladı. Sadece dokunduruyor, öpüyordu. Kısa süre sonra kızı yavaşça öpmeye başladı. Elleri kalçalarına inmiş onu yavaşça okşuyordu. Her şeyi olabildiğince ağırdan alarak kızın kendini ona bırakmasını sağlamaya çalışıyordu. Öpücüğü biraz daha derinleştirirken elleri bu kez nazikçe göğüslerine dokundu. Onları harika bir muamele ile hazır hale getirmişti. Kızın göğüs uçlarının sertleştiğini görebiliyordu. Bir eli oldukça yavaş bir şekilde kadınlığına indiğinde onu da aynı nazik hareketler okşamaya başladı. Öpücükleri yavaşça boynuna ve göğüslerine kayıyor. Tutturduğu bu uyum yavaşlıkla birleştiğinde tatlı bir işkenceye dönüşüyordu. Tutkulu bakışlarını kızın gözlerine diktiğinde onu hızla kucağına alıp yatağa yatırdı, yavaşça. Harika bedeni altına aldıktan sonra elleri bedeninde gezerken onun yüzüne bakıp tepkilerini ölçüyordu.
"Bu hoşuna gitti mi? Şu an sana sahip olmak istiyorum, Tiffany"
Onu gerçekten istediğini kanıtlamak istercesine dudakları göğüslerine kaydı. Birini nazikçe öptükten sonra ağzına alıp emmeye başladı. Diğer göğsünü okşarken, boşta kalan eli hala kadınlığı okşuyordu. | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Cuma Haz. 28 2013, 23:05 | |
| Raven’ın ağzından duydukları tüm yaşam fonksiyonlarının birkaç saniye durmasını sağlamıştı. Altında rahatsızca kıpırdanırken bir işe yaramayacağını bilse de bunu istemediğini söylemişti. Yaşadıkları henüz çok tazeydi yeniden aynı şeyleri kaldırabileceğini sanmıyordu. Çektiği her acıyı oldukça net bir şekilde hatırlarken bu imkansızdı. Seks denen şeyi düne kadar korkudan yaşayamamış biri olarak dün yaşadıkları daha çok korkmasını bu olaydan nefret etmesini sağlamıştı. Bu güne kadar böyle bir deneyimi yaşamamış olmasını büyük bir kayıp olarak görmüyordu. Hatta bundan sonraki hayatında hiç olmasa da olurdu. Dudaklarında onun dudaklarını hissettiğinde iğrenmediğini görmek şaşırtmıştı. Bu adam ona olabilecek en berbat şekilde sahip olmuş tecavüz etmişti. Canını yakmıştı. Şuan yapacağı her şeyden iğreniyor olması gerekirdi ama kahretsin ki sadece rahatsızlık duyuyordu. Dudaklarının tadı kafede ilk karşılaştıkları zamanki kadar güzel geliyordu. Göğüslerine dokunuşundan hoşlanıp hoşlanmadığından ise emin değildi. Ondan hala nefret ediyor, bir kaşık suda öldürmek istiyordu ama dokunuşlarından iğrenmiyordu bu kafasını karıştırmıştı.Onun altından kurtulup kendini odanın en uzak köşesine attığında beyninin işleyişine ve özür anlayışına diyecek kelime bulamadığı gerçeğini kendine saklayarak kendisini bırakmasını söyledi. Cadı yataktan kalkıp kendisine doğru gelmeye başladığında içindeki korku daha da büyürken geriye doğru adımlar atmaya başladı. Yakışıklı cadı kendisine yaklaştıkça yer değiştiriyordu. Aralarında yaşanan garip köşe kapmaca raven gözle görülemeyecek bir hızla yanına gelip onu duvara yasladığında son bulmuştu. Bedenini tiffany’nin bedenine bastırdığı için değil çırpınmak kıpırdayamıyordu bile. Kalbi korkuyla yerinden çıkacak gibi atarken nefes alışverişleri sıklaşmıştı. Yanağında onun dokunuşlarını hissetmek nefesini tutmasını sağladı. Gözleri onun gözlerindeyken duydukları sinirlerini daha da yıpratarak alaycı bir kahkaha atmasını sağladı.
Öfkeyle ''Arkadaşlarımı acımasızca katlettin, bana zorla sahip oldun. Tüm bunlardan sonra sana güvenmek mi? Gerçekten komiksin.'' Dedi. Yine dik başlılığı tutmuştu. Tüm korkusuna rağmen içinde bulunduğu duruma aldırmadan laflarını sakınmayan hırçın kişiliğine geri dönmesi uzun sürmemişti. Dudaklarında onun dudaklarını hissettiğinde nefesini tutup kendini geri çekmeye çalıştı ama lanet duvar yüzünden yapamamıştı. Dudakları onun dudaklarına sadece dokunduğu süre boyunca sık nefesleri farkında olmadan seyrekleşmiş yakışıklı cadı onu öpmeye başladıktan kısa süre sonrada normale dönmüştü. Korkudan kasılan bedeni yavaş okşamalarla gevşerken öpücüğe farkında olmadan karşılık verdi. Göğüslerinde ve kadınlığında hissettiği dokunuşlar inlemesine neden oldu.
Bu dokunuşlardan fazlasıyla zevk alarak baştan çıkmasını sağlarken elleri onun bedeninde gezinmeye başlamıştı buna engel olmaya çalışsa da yapamıyordu. Kendini onun kucağında bulduğunda karşı çıkabilecek durumda değildi. Yatağa yavaşça bırakıldığında az önce olan şeylerin etkisinden kurtulmaya çalışıyordu. Bunu başaramadan üzerinde yakışıklı, seksi ve tehlikeli cadıyı bulduğunda kalbi hem heyecan hemde korkuyla hızla çarpmaya başladı. Bedeninde gezinen ellerle inleyip gözlerini kapattı. Cadının söylediklerini duyduğunda gözlerini araladı. Büyük bir inatçılıkla ''Olabilir yine de korkuyorum'' dedi. İçten içe daha fazlasını isteyen ve buna hazır olan bedenine kendisi bile şaşırmıştı. Gittikçe artan inlemelerine engel olamıyordu. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle C.tesi Haz. 29 2013, 14:42 | |
| Kızla köşe kapmaca oyunu, yaptığını bir büyüyle sona ermişti. Kızı bedeni ile duvar arasına sıkıştırdıktan hemen sonra nazik dokunuşlarla onu sakinleştirmeye çalıştı. Sonrasında güvenmesini istemişti. Güven, bu pek hak eden bir adam olmadığını biliyordu. Ama şunu da biliyordu, şu an kıza zarar vermek değildi niyeti. Kendi elleri ile mahvettiği bir şeyi telafi etmek istiyordu. Bir şeyleri telafi etmeyi hayatında pek denemediğinden başarılı olacağından emin değildi. Yine de denemek bu tatlı bedene tekrar dokunmak demekse bunu yapmakta yanlış bir şey görmüyordu. Hırçın güzeli, bu şekilde bile konuşmaları ile hırçınlığını göstermişti. Ona ise cevap verme gereği duymadı. Şu an konuşarak bir şeyler çözülemezdi. Zarif ve baştan çıkarıcı dokunuşları ile kızı baştan çıkarmayı sürdürdü. Kız öpücüğüne karşılık verdiğinde doğru yolda olduğunu biliyordu. Onu yatağa uzattığında dudaklarını serbest bırakarak önce göğüsleri ile ilgilendi, ardından kadınlığı ile... Kızın kendinden geçtiği belli eden inlemeleri eline bulaşan ıslaklık ile onu çıldırtma noktasına getiriyordu. Sonunda gözlerinin içine bakarak bu durumun hoşuna gidip gitmediği sordu. Güzellik hala inat ediyor gibiydi, ama bedeni her şeyi ile yeni açmış bir çiçeğe benziyordu. Tadına bakılması gereken nadide bir çiçek...
"Korkmana gerek yok Tiffany, bu tatlı bedenine acı değil. Sadece hak ettiği zevki vereceğim. Bu yüzden bana güvenmeni istedim"
Kızına artan inlemeleri artık dayanamadığı gösteriyordu. Buna rağmen kadınlığı üzerinde gezinen ellerini biraz daha hızlandırıp, göğüslerine dokunmayı sürdürdü. Erkekliği içine girmeye hazır koca bir canavara dönüşmüştü. Sonunda dayanamadığı için yerini aldı, önce hafif bir dokunuşun ardından yavaşça içine yerleşti. Kendinden geçen kızın çok az bir acı hissettiğinin farkındaydı. Ama bir süre sonra sadece saf zevki tadacağını biliyordu. Hareketlerini yavaşça sürdürdü. Hareketinde ki yavaşlık kendini de Tiffany de deli etmeye başlamıştı. Bunu kızın inlemelerinden çok rahat anlayabiliyordu. Sonunda kendini serbest bıraktığında hareketleri son derece hızlandı. Bedenlerin birbirlerini uyumu mükemmeldi. O ana dek bu harekete devam ettiğinde kızın bedeninde rahatlamanın ardından kendini serbest bıraktı. Nefesi kesilmişti. İşi bitmiş olmasına rağmen kızın üzerinden kalkmadı, hala içindeyken kızın dudaklarını öptü bir süre. Sonrasında kendini yana atarak kızı kolları arasına aldı. İkincinin böylesine güzel olmasına pek alışkın değildi. Ama hissettiği zevk mükemmele yakın türdendi.
"Şimdi düşüncelerini alabilir miyim, güzelim? " | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Paz Haz. 30 2013, 15:40 | |
| Çenesini yine tutamamıştı. Raven’ın yanında ortaya çıkan hırçın yanı kendini göstermekte gecikmemişti. Bu deli cesaretinin nereden geldiğini bilmiyordu. İçinde bulunduğu durum düşünülecek olursa adama cevap vermemesi onun yararınaydı. Yani büyü gücü yoktu kendini koruyamazdı. Aslında büyü gücü olsa da kendini koruyabileceğini sanmıyordu. Büyü konusunda yetenekli değildi. Ne kadar harika bir insansa o kadar yeteneksiz bir cadıydı. Bunun yanı sıra şuan nerede olduğunu bilmediği bir şatoda hapisti ve kendisine yardım edebilecek kimse yoktu. Bardaki herkesi acımasızca katleden bir psikopatın insafına kalmıştı ama onu da çileden çıkartmakta üzerine yoktu. Kendine engel olamıyordu. Zaten başına ne geldiyse bu hazır cevap hırçın halinden gelmemiş miydi? Derin bir nefes alıp başına gelecekleri beklemeye başladı. Olabileceklere kendini hazırlamayı denese de başardığı söylenemezdi. Dudaklarında adamın dudaklarını, vücudunda onun zarif dokunuşlarını hissettiğinde ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. Bu işin sonunun nerede biteceğini bildiğinden korkuyla kendini geri çekmeye çalıştı ama arkasındaki duvar buna engel oluyordu. Çok geçmeden onun baştan çıkaran dokunuşlarıyla korkudan kasılan bedeni gevşemişti. Biraz sakinleştiğinde kendini onun öpücüğüne karşılık verirken buldu. Elinde değildi bu tatlı dokunuşlara, tutkulu ama yavaş öpücüğe karşı koyamıyordu. Yatağa yatırıldığında aldığı zevkle kendinden geçmiş bir durumdaydı. Bedeni alev almıştı. Bu öpüşlerin ve dokunuşların hala hoşuna gidebildiğine inanamıyordu. Raven’ın söylediklerine sessiz kaldı. Ona bu konuda güveniyor muydu bilmiyordu.
Mantıken güvenmiyordu fakat bedeni onunla aynı fikirde değildi. Sözlere dökmese de daha fazlasını istiyordu ve buna garip bir şekilde hazırdı. Zevkten kendini kaybetmiş bir şekilde artan inlemeleri de bunun bir göstergesiydi. Vücudunda hissettiği öpücükler göğüslerinde ve kadınlığında hissettiği dokunuşlarla birleştiğinde tatlı bir işkenceye neden oluyordu. Yakışıklı cadı bacakları arasında yerini aldığında kendini sakin kalmaya zorladı. Onu içinde hissettiğinde yüzü hissettiği çok az acıyla buruşmuştu. Canının neredeyse hiç acımaması onu şaşırttı. İlki gibi değildi hiçbir şey. Hissettiği acı birkaç dakika sonra geçmişti. Cadının canını yakmamak için yaptığı yavaş hareketler bir süre sonra ona yapılan son derece zevkli bir işkence gibi gelirken inlemeleri buna dayanamadığını belli eder şekilde artmıştı. Kalçalarıyla iç güdüsel olarak ona uyum sağlarken kendini tamamen kaybetmişti. Sonunda zevkin doruğuna ulaştığında bedeni kasılarak gevşemiş ve bu güne kadar hiç yaşamadığı bir tatmin duygusunun oluşmasını sağlamıştı. Dudaklarında hissettiği dudaklara karşılık verirken de kaybettiği mantığı henüz devreye girmemiş olmalıydı ki gayet uysal davranmış raven onu kollarına aldığında ona sarılmıştı. Duyduklarıyla birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra ''Hımm… Korkmamı gerektirecek pek bir şey yokmuş canım garip bir şekilde neredeyse hiç acımadı. Sanırım seks denen bu şeye alışabilirim.'' Dedi. Ona ilk defa normal bir şekilde cevap vermişti. Etrafa bakıp iç çekerek ''Burası senin odan mı yoksa esirlerin için özel yaptığın bir odamı? Hiç pencere yok. Benim gibi karanlığı ve karanlıkta uyumayı sevmeyen kişiler için pek ideal bir yer değil. Aslında kimse için ideal değildir herhalde yani kim böyle bir oda ister ki?'' diye sordu. Bu başından beri merak ettiği ama sormadığı bir soruydu. Mantığı hala devre dışıyken ağzından bilinçsizce dökülmüştü. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Paz Haz. 30 2013, 16:11 | |
| Kızla harika ve zevk dolu dakikalar geçirmişti. İkisinin arasında bu durum ikinci kez yaşanıyor olmasına rağmen daha fazla zevk almış olması ilginçti. Kızı hazırlamak adına bazı şeylerden taviz vermiş olmasına rağmen... Yani işin ortasında sıkılıp bu duruma bir sonda verebilirdi. Ama kızın tadı, tatlı inlemeleri kıza olduğu kadar kendisini de kaybetmesine neden olmuştu. En son beden rahatladığında bile hala kendini geri çekmemişti. Onun tatlı dudaklarını yeniden öpmeye başlamıştı. Sanki onu hala istiyor gibi... Onu kolları arasına alıp yattığında kızın ilk kez masum halini gösterdiğine tanık oldu. Kız bütün masumiyeti üzerinde ona sarılmıştı. Seksi güzelin kendini bu denli rahat bırakması içinde garp bir sahiplenme olgusuna neden oldu. Onun ilk erkeği ve bir anda sahibi olmuştu. Aslında onu kölesi olarak gördüğünde bir şekilde sahiplenmişti. Ama bu durum kölelik düşüncesinden oldukça farklıydı. Kızın konuşmaları sinir etmemesi gerekirken onu garip bir şekilde öfkelendirdi. Alışmaktan bahsetmişti, alışmak başka erkekler ile bunu yaşamak demekti. Bu öfkeyi bir şekilde soğuk kanlılığı ile gizlediğin de konuşacak duruma gelmişti.
"Sana bana güven diye boşuna söylemedim, güzelim. Ayrıca alışmak demişken ne zaman istersen, ben buradayım."
Sonrasında kısa bir sessizlik oldu. Kızın iç çekici gözünden kaçmamıştı. Tatlı sesi ile konuşmaya başladığında onu dinledi. Oda ile ilgili bir sürü düşüncesi vardı. Cevabını bekleyen sorularla birlikte...
"Burası benim odam. Bu karanlığı ve burada uyumayı seviyorum. Ayrıca gerçek tutsaklar için şatonun zindanını kullanıyorum, burayı değil. Sen buraya giren ilk kişisin, benim dışımda. Şimdi bir şeyler yesek iyi olacak"
Kısa konuşmanın ardından bir kaç büyü mırıldandı. Önce büyük bir masa belirdi, etrafında sandalyeler ve elbette masanın üstü çeşit çeşit yemekle doluydu. İkinci mırıldandığı banyoda Tiffany ve kendisi için hazırlanmış temiz kıyafetlerdi.
"Ben duşa giriyorum güzelim, istersen bana katılabilir ya da ben çıktıktan sonra kullanabilirsin. Ayrıca kıyafetlerde var sonrasında bu harika yemekleri yemeye başlayabiliriz." | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Paz Haz. 30 2013, 23:32 | |
| Raven onu kollarına aldığında ona sarılmıştı. Bu düşünerek yapılan bir şey değildi. Sadece kendini kontrol etmeyi bırakmış ve içgüdüsel olarak hareket etmeye başlamıştı. Nefesini düzenleyip kendine gelmeye çalışırken ona sarılmakta tereddüt etmemişti. Sonuçta onunla bu masumane sarılıştan çok daha fazlasını yapmışlardı. Mantığını geri kazandığında da bundan pek suçluluk duymadığını görmek şaşırttı. Son derece rahattı. Oysa böyle olmamalıydı. Nefret ettiği birine sarılan biri bu kadar rahat olabilir miydi? Hem insan öldürmek istediği kişiye sarılır mıydı? Kafası karışmıştı. Ona nasıl davranması gerektiğine karar veremiyordu. Acaba normal davranmak doğru bir karar mıydı? Tanrım… Bu adam aklını ve duygularını karma karışık etmişti. Şu an ne hissettiğinden bile emin değildi. Onunla şuan tartışmak istemediğinden sorusuna normal bir şekilde cevap verdi. Duyduklarıyla düşünceli bir şekilde omuz silkerek ''Pek güvenilecek bir tip değilsin.'' Dedi. Diğer kısma sessiz kalmayı tercih etmişti. Bu konuda konuşmak utanmasına neden oluyordu. Bir süre sessiz kaldıktan sonra iç çekip sormak istediği şeylerden birini sordu. En azından nerede olduğunu öğrenmek istiyordu. Duydukları onu gülümsetti. Aslında içinde bulundukları durumun ironikliğiydi gülümseten ve gülümsemek onun için o kadar doğal bir şeydi ki bunu fark etmedi. Sakince '' Bu durumda ben gerçek tutsaklar arasında yer almıyorum sanırım. Gerçi bu şeyle buna inanmak biraz zor'' dedi boynundaki tasmaya dokunarak.
Kırk yıl düşünse bu baş döndüren egzotik kokusu olan yakışıklı cadıyla normal bir şekilde konuşup anlaşacağı aklına gelmezdi. Şimdiyse ona sarılmış bir şekilde sohbet ediyordu. Üstelik az önce beraber yaptıkları şeyden de fazlasıyla zevk almıştı. Bu adam onu hem korkutmuş hem de korkusunun yersiz olduğunu göstermişti. Garipti. Yemek sözcüğünü duyar duymaz onun kolları arasından sıyrılıp yatakta oturur hale geldi. Gerçekten çok acıkmıştı ama önce sıcak bir duşa ihtiyacı vardı. Bir de kıyafetlere tabi. Yemek dolu masa ve bir anda beliren sandalyelere bakarken duydukları birkaç dakika düşünmesini sağladı. Sonra gözlerini devirerek ''Şey… Beraber banyo yapabiliriz sanırım ben çok acıktım ve beklemek istemiyorum. Sense görmemen gereken şeyleri çoktan gördün zaten hatta görmekle kalmadın.'' Diyerek banyoya yöneldi. Banyonun kapısında durup meraklı gözlerini onun gözlerine dikerek ''Bunlara gerçekten gerek var mı? Yani şatodan hatta bu odadan çıkışımı bir büyüyle de engelleyemez misin? '' diye sordu boynundaki tasmayı ve zinciri göstererek ardından ''Bunlarla giyinebileceğimi sanmıyorum da en azından senin büyü yeteneğin olmadan.'' Diyerek banyoya girdi. Suyu ayarlarken raven’ın gözlerine bakıp ''İkimiz çok zıt olduğumuz halde kavga etmeden konuşabiliyor olmamız şaşırtıcı. Uykuya dalmak için bile senin karanlığa benim ışığa ihtiyacım olduğu düşünülürse.'' Dedi. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Ptsi Tem. 01 2013, 01:38 | |
| Kızın hırçın halinden pek bir şey kalmamış gibiydi. Onu hep hırçın hali yüzünden beğendiğini sanıyordu. Ama normal konuşuyor olması da durumu pek değiştirmedi. Kollarının arasında olan bu seksi güzeli hala arzuluyordu. Güvenilecek biri olmadığını söylediği dudaklarına bir an için yeniden yapışmak istedi. Ama açıklaması gereken bir kaç şey olduğundan bunu şimdilik erteledi. Ona asıl tutsak odalarından bahsetmişti. Kızın cümlesinin ardından boynundaki tasmaya göz attı. Onu sadece korkutmak için gereksiz metal parçasını kullanmıştı. Gerçek tutsaklar ise bundan çok farklıydı, elbette. Söz ettiği zindanlarda kaç kişinin can verdiğinden bir haberdi. O kurbanları genelde bağlamaz duvara çivilemeyi tercih ederdi. Hem böylece çok çıkmak istiyorlarsa bunun için acı içinde bir fedakarlıkta bulunmaları gerekiyordu. Bir an için gözlerine kanlı görüntüler geldiğinde gözlerine bir anda karanlık çöktü. Ama buna rağmen normal davranmaya devam etmişti. Acıkmıştı ve kızında yemek konusunda nasıl gözlerinin parladığına şahit olduğu için bir kaç büyü her şeyi çözdü. Banyo için ayaklandığında Tiffany'nin sözleri ile bir anlığına durdu. Kız bir süre daha konuşmaya başladığında hala tepki vermiş değildi. Ta ki suyu ayarlamak için eğildiği ana kadar. Kızın belinden tutup kendine çevirdiği anda bedenini bedenine bastırdı. Dudaklarına uzun tutkulu bir öpücük kondurduğunda eli tasmanın üzerinde gezdi. Kısa sürede tasma yok olduğunda Tiffany'nin büyü yeteneği de ona geri döndü. Ama bunu kıza söylemeye niyeti yoktu.
"Tasmadan kurtuldun, güzelim. Şimdi rahat bir şekilde banyo yapabilirsin ve elbette giyinirsin. Ama ben rahat bırakırım diye bir şey söylemiyorum."
Bu sözlerin ardından küveti bir büyü ile doldurdu. Kızla birlikte içine girdiğinde banyo yapma amacıyla kızı okşarken kendini kısa sürede kaybetti. Kızla yeniden ve son derece zevkli bir şekilde birlikte olduğunda banyoyu tamamlamışlardı. Kıyafetlerini giydikten sonra odaya geçtiğinde masadaki yerini aldı. Yemeğe başladığında yemek sırasında bir kaç kelime söyledi.
"Banyoda olanları da düşünürsek alışma faslına girdiğin var sayıyorum Tiffany. Ayrıca şu an tutsak ya da köle değilsin. Sadece misafirsin diyelim, ne dersin." | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Ptsi Tem. 01 2013, 18:02 | |
| Suyu ayarlarken belinden tutulup çekilmesiyle işini yarım bırakıp doğrulmak zorunda kalmıştı. O ne olduğunu soramadan kendini onun bedenine yapışmış bir halde dudakları sömürülürken buldu. Şaşkınlıkla birkaç dakika dursa da oda öpücüğe karşılık vermişti. Yakışıklı cadı geri çekildiğinde nefes nefese kalmıştı. Adamın baştan çıkaran ve insanın beynini uyuşturan erkeksi kokunun etkisinden kurtulmaya çalışırken onun parmaklarını tasmada gezdirdiğini fark etmedi. Dolayısıyla zincirler ve tasma bir anda kaybolunca şaşırıp cadının gözlerinin içine baktı. Duyduklarıyla başını hafif yana eğip gözlerini devirerek ''En azından kendi başıma giyinebileceğim. Buda bir şeydir.'' Dedi. O esnada bir anda dolan küvet gözüne çarptığında yorumlarını yapmayı sonraya saklayıp küvete girdi. Raven’ın ellerinin banyo amaçlı üzerinde gezinmeye başlamasıyla ''A beraber banyo yapma kısmını biraz yanlış anlamışım sanırım. Ben bunun sadece yan yana yıkanmak olduğunu düşünmüştüm. Yanılmışım. Bu konu tamamen acemiliğimden kaynaklanıyor tabi.'' dediği esnada yakışıklı cadının tutkudan kararan gözleriyle karşılaştı. Onunla yeniden bu sefer hiç acı hissetmeden oldukça zevkli bir şekilde birlikte olduktan sonra banyoyu tamamlayarak kıyafetlerini giydi. Odaya geçtiklerinde masaya oturup sessiz sedasız yemeye başladı.
Tam ağzındaki lokmayı yutacakken duydukları küçük bir boğulma tehlikesi atlatmasına neden olmuştu. Öksürükleri kesildiğinde önündeki sudan biraz içerek ''Tanrım gerçekten patavatsızsın. Yani senin için yemekte bu şeyden bahsetmek doğal olabilir ama benim için değil. Bu konu oldukça yeni bir şey ve mümkünse yemek esnasında bundan konuşmayalım.'' Dedi sinirle. Hırçınlığının ortaya çıkışı uysallığı kadar ani olmuştu ama elinde değildi. Bu konuda konuşmak onu hala zorluyordu. Birkaç derin nefesle sakinleşmeye çalışırken ''Ayrıca misafirlik anlayışın konusunda da nutkum tutuldu doğrusu.'' Diyerek önündeki yemekle ilgilenmeye devam etti. Yemekten sonra tatlıya geçmişlerdi. Önüne gelen pastaya parlayan gözlerle bir süre baktıktan sonra ağzına bir parça attı. Tatlı yerken her zaman olduğu gibi gözleri birkaç saniyeliğine kapanmış ve gülümsemişti. Gözlerini açtığında sakinleşmiş ve uysal kişiliğine geri dönmüş olarak ''Peki bu misafirliğim süresince özgür olduğum alanlar bu odayla kısıtlımı kalacak? Yoksa şatoda istediğim gibi dolaşabilecek miyim?'' diye sordu. Tatlısından bir çatal daha aldıktan sonra dudağının kenarında hissettiği çikolata parçasını diliyle temizledi ve keyifle tatlısını yemeğe devam etti. Gücünün geri geldiğini hissetmesine rağmen kaçmayı denememişti çünkü biliyordu ki buradan çıkamayacaktı. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Salı Tem. 02 2013, 11:29 | |
| Kızın masumiyeti garip bir şekilde ilgisini çekmeye devam ediyordu. Banyoyu bile tam anlamıyla yanlış anlamıştı. Onu tasma eziyetinden kurtardığında yeniden birlikte oldu. Oldukça zevkli geçirilen özel anların sonunda yemeğe oturmuşlardı. Yemekle ilgilenirken bile kıza birleşmelerinin hoşuna gidip gitmediğini sormuştu Ama kızın utanan yüzü ile birlikte sözleri sadece onu gülümsetti. Arada hırçın haline geri dönüyor olsa da hala uysaldı. Misafir olayını da yanlış anladığını hissetmiş ama yorum yapmamıştı. Sonunda tatlılara geçtiklerinde kızın pastaya parlayan gözlerle bakması oldukça tatlıydı. Dudaklarına bulaşan pasta kremasını diliyle temizlemeyi istedi o an... Sonuçta banyo yapmış ve yeme yemişlerdi. Şimdi ise eğlenebilirlerdi. Masadan kalktığında Tiffany'nin yanına ilerledi. Kızı pastasından ayırıp ayağa kalkmasını sağladığından dudaklarını öpmeye başladı. Dudağının kenarına bulaşmış çikolata tadını alabiliyordu. Bu öpücüğün yetmediği bilerek masanın üzerindeki her şeyi yere atarak kızı masaya yatırdı. Dudaklarını büyük bir iştahla sömürürken elleri bedeninde gezmeye başlamıştı. Onun için yaptığı elbise tüm bedenini rahatça keşfe çıkmasını sağlıyordu. Elbisenin eteklerini yukarı kaldıracak kalçalarını avuçladı. Askılarını dişleri ile aşağı çektiğinde bir eliyle tamamen açılmasını sağladı. Göğüsleri açıkta kaldığında sutyenden kurtulmasını fazla zamanını almamıştı. Bir tanesini ağzına alıp diğerini okşadığında kızın inlemelerini arttırmak için elleri kadınlığına kaydı. İçine girmek için kendini oldukça hazır hissediyordu ve bunun için hazır olduğunu pantolonunu indirdiğinde Tiffany de fark etmiş olmalıydı.
"Yediğin pasta kadar tatlısın, güzelim."
Bu konuşmanın ardından kızın içine hızla girdi. Bu kez birleşmeleri hızı ile birlikte daha da zevkli bir hale gelmişti. Bedenindeki kasılmaları takip etmekte zorlandığı bir anda kızın dudaklarına yeniden kapanıp hareketini giderek daha da hızlandırdı. Sonunda rahatladığında kızın üzerine yığılmıştı. Kızın dudaklarına son derece tutkulu bir öpücük kondurduğunda doğruldu. Bedeni bu sevişmeden sonra yorulmuştu. Ama yinede buna alışık bedeni Tiffany den daha iyi durumdaydı. Tam ona bir şeyler söyleyecekken telefonunun sesi ile dikkati dağılarak telefonunu açtı. Muhbiri yine iş başındaydı. Söyledikleri ise şu an için bu tatlı güzelden bile daha önemliydi. Yeterince seks partisi düzenlemişlerdi. Şimdi ise bir kan partisine davetliydi. Elbette davetlilerin hiç birinin bundan haberinin olmadığı bir parti
"Bebeğim, benim çıkmam gerek. Şatoda istediğinin gibi dolaşabilirsin ama elbette gitmemen gereken odalarda var, gerçi onlarda mühürlü. Büyülerin sende ama henüz buradan gitmeni istemiyorum. Döndüğümde seninle daha işimiz var."
Bu konuşmanın ardından kendi özel odasına çıktı. Henüz Tiffany'nin görmediği odası... Döndüğünde bu odada bir şeyler yapabileceklerini düşünerek duşa girdi ve kısa duşun ardından hazırlanarak şatodan ayrıldı. | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yaramaz Köle Salı Tem. 02 2013, 14:53 | |
| Yemeğini yerken hissettiği büyü güçlerini kullanıp kullanmama konusunda kararsızdı. Elbette büyü yeteneklerini raven üzerinde deneme gibi bir düşüncesi yoktu. Her şeyden önce bu yakışıklı ve son derece genç duran cadı 625 yaşındaydı. İkisinin arasında yarım asır fark vardı. Tiffany büyü konusunda yetenekli olsa bile raven kendisinden daha fazla büyü biliyordu. Aralarında 500 yılcık olduğunu düşünülecek olunursa daha deneyimli, acımasız ve savaş konusunda bardaki olaylar göz önüne alınınca oldukça iyi olduğu söylenebilirdi. Onun büyü güçlerini kullanma fikri tamamen buradan çıkmayla ilgiliydi. Buradan çıkmayı başarırsa caitlyn’den yardım isteyebilirdi. Beraber düşünürlerse raven’ın onu bulamaması hatta görememesi için iyi bir yol bulabilirlerdi. Duygularının ve kafasının karışık olmasından hoşlanmamıştı. Burada olduğu süre boyunca da içinden bir ses her şeyin daha da karışacağını söylüyordu. Mantığının buradan hemen gitmelisin sesine kulak verip içinden bir büyü mırıldandı. Sonuç sıfıra sıfırdı. Hala masada oturuyor ve yakışıklı cadıyla yemek yiyordu. Birkaç büyü daha deneyip başaramayınca suratı asıldı. Buradan o istemeden çıkabileceğini düşünmesi zaten hataydı. Yemeğini sessiz sedasız yedikten sonra tatlıya geçtiklerinde gördüğü pasta gözlerinin parlamasına neden oldu. Daha ilk çatalda keyfi yerine gelmişti. Raven’ın ayağa kalkmasını önemsemeden pastasıyla ilgilenmeye devam etti. Onun ne yapacağından çok çikolatalı pastanın tadıyla ilgileniyordu. Madem burada kalmak zorundaydı tiffany’de elinden geldiğince bu süreyi olabildiğince hoş geçirmeye çalışacaktı.
Yakışıklı cadının yönlendirmesiyle ayağa kalkarken neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Pastasını yarım bırakmak istemiyordu. Tam neden kalktık ben tatlımı bitirmek istiyorum diyecekti ki dudaklarında onun dudaklarını hissetti. Bu tadı harika dudaklara kayıtsız kalamayacağını bildiğinden kendini sıkmaya uğraşmadan oda öpücüğe karşılık verdi. Ufak bir öpücüğün bir anda boyut değiştirebileceğinden bihaberdi. Bunu masaya yatırıldığında fark etti. Bedeninde dolaşan tanıdık tatlı dokunuşlar onun inlemesini sağlarken kolları yavaşça onun boynuna dolanmıştı. Göğüslerinde hissettiği dudaklar ile kadınlığında hissettiği dokunuşlar kendinden geçmesini sağladı. Garip bir şekilde onun dokunuşlarına ve öpüşlerine alışmaya başladığı hissine kapıldı. Bundan hiç hoşlanmamıştı. Yakışıklı cadı pantolonunu aşağı indirdiğinde gördüğü şey gözlerini kaçırmasına neden oldu. Bu konuda hala utangaçtı. Sözlerini sessizlikle karşıladı. Yanakları kızarmaya başlamıştı. Onu içinde hissettiğinde zevkle inledi. Vücudundaki bu ani değişimleri takip etmekte zorlanıyordu. Birkaç saat öncesine kadar bundan nefret ederken şimdi zevk alıyor ve alışılabilecek bir şey olarak görüyordu. Üstelik bu birleşme diğerlerinden daha fazla zevk vermişti. Dudaklarında hissettiği dudaklara tutku ve şehvetle karşılık verdi. İnlemeleri artarak kendinden geçtikten bir süre sonra bedeni bir anda gevşemiş ve rahatlamıştı. Üzerindeki ağırlığın onu rahatsız etmiyor oluşu kafasını daha da karıştırırken dudaklarında hissettiği dudaklara aynı tutkuyla karşılık verdikten sonra derin nefesler alarak kendine gelmeye çalıştı. Oldukça yorulmuştu. Duyduklarına sözlü bir şekilde cevap vermedi. Sadece tamam anlamında başını salladı. Zaten istese de gidemeyeceğini çoktan tecrübe etmişti. Kendini biraz toparladığında kalkıp banyoya girdi. Kısa bir duşun ardından bedenini yorgunluktan kurtaracak bir büyü uyguladı ve bir büyüyle bol ama rahat kıyafetler giyerek şatoyu keşfe çıktı. | |
|
| |
| Yaramaz Köle | |
|