| Teras Partisi Ardındaki Tehlike | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Teras Partisi Ardındaki Tehlike C.tesi Haz. 29 2013, 20:43 | |
| Son bir kaç günde oldukça değişmişti. Artık eski çocukluğundan pek fazla şey kalmamıştı, üzerinde. Hatta artık Dante ile de uyumayı bırakmıştı. Nora'nın ona gösterdiği odada uyuyordu. Aslında uyu ve tavırları her şey rağmen pek fazla değişmemişti. Hala üzerinde bir çocuk masumiyeti vardı, ama artık çok değildi. Sabah uyandığında Dante'nin çoktan gittiğini öğrenmişti. Tabi bu bir sürpriz değildi. O işi olan bir adamdı ve onunla yeterince uğraşmıştı. Kahvaltı sonrası salona indi. Büyük ekran televizyonda bir şeyler izlemeye başladı. Nora, ona kek ve kurabiye ikram etmişti. Artık bir çocuk olmasa bile bunlara hayır diyemiyordu. Özellikle üstü çikolata kaplı eklerler gözüne harika görünmüştü. Televizyonda güzel bir film bulduğunda eklerler ile birlikte filmin keyfini çıkardı. Kısa süre sonra kapı çalmıştı. Eve geldiğinden beri, Dante dışında birinin geldiğini görmemişti. Şimdi ise biri vardı. Üstelik misafir gibi de değildi. İçeri ev sahibi gibi giren kişiyi gördüğünde, soru dolu bakışlarını Nora'a çevirdi. Norada ise bir tuhaflık vardı. Sanki korkmuş gibiydi, aslında daha çok rahatsız olmuş gibi. Oturuşunu düzelttiğinde ona baktı. Çocuk gayet yılışık bir tavırla yanına oturmuş Norayı ise göndermişti.
"Vay canına, Scarlett. Sevgilin Dante ev de yok sanırım, seni yalnız bırakması ne kötü"
"Ben Scarlett değilim, onun ikiz kardeşi Stacy."
O an kafasında şimşekler çaktı. Dante, ikiz kardeşinin sevgilisi miydi? Neden bunu kimse ona söylememişti. Çocuk ona bir kaç güzel iltifatın ardından isminin Zack olduğunu söylemişti. Aynı zaman da Scarlett olmadığına da memnun olduğunu dile getirmişti. Bunun yanında sıkkın göründüğünü ve eğlenmek için güzel şeyler bildiğini. O an için filminde bittiğini düşünerek bunu kabul etti, Stacy. Sadece eğlenmek istiyordu. Zack yukarı kendi odasına çıkarken ona hazırlanmasını söyledi. Belki de gezmeye gideceklerini düşünerek üzerine güzel bir elbise seçti. Saçlarını açık bırakmayı seviyordu ve öyleye bıraktı. Zack kapısını çaldığında hazırdı. Elini tuttuğundan hiç bir şey söylemedi. Ama aşağı inmek yerine merdivenlerden yukarı çıkmaları şaşırmasına neden oldu. Evin terasını ilk kez görüyordu ve şu anki haline gelmesini tek nedeni yanındaki erkek olmalıydı. Güzel bir müzik vardı ve içkiler... Onu kırmamak için bir kaç bardak içmeye karar verdi. Ama içkiye alışkı olmayan bedeni çok çabuk sarhoş olmuştu. Çalan yeni şarkı harika ritmi olan bir şarkıydı. Zack dans etmeyi teklif ettiğinde bunu kabul etti. Sarhoş olmuştu ve canı sadece dans etmek istiyordu. Bir süre sonra kendini müziğe iyice kaptırdığında Zack'in hareketlerini fark etmeyi bırakmıştı. Zack ise ona giderek sokulmuş bedenini bedenine çekerek dans adı altında bedenini ufak bir keşfe çıkmıştı.
| |
|
| |
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Paz Haz. 30 2013, 16:46 | |
| Dante şirkette dosyalarına gömülmüş son zamanlarda her zaman yaptığı gibi stacy’yi düşünmekle meşguldü. O kızı bir türlü aklından çıkaramıyordu ve bu can sıkıcıydı. Ondan uzak durmak konusundaki girişimleri sonunda sonuç vermeye başlamıştı. Artık eskisi gibi çok sık bir araya gelmiyorlardı. Stacy çocuksu davranışlarını bir kenara bırakmış birden büyümüştü. Aynı yatakta ikisinin neden yatamayacağını anlayacak kadar olgunlaşmış kendisine daha az sorun yaratır hale gelmişti. Genç kız gibi davranmaya başladığından beri tek sıkıntıları onun tek başına gezme konusundaki ısrarcılığı olmuştu. Nora ile vakit geçirmeyi sevse de artık yalnız başına bir şeyler yapmak istiyordu. Ona hak veriyordu aslında kimse hareketlerini gözlemleyen bir bekçiyle dolaşmak istemezdi onu anlıyordu ama bunu yapamazdı. Büyümüş olabilirdi ama hala oldukça saf ve masumdu. Başına kötü şeyler gelebilirdi. Dünya onun için fazla kötü ve acımasızdı. Stacy’nin aksine dünyadaki kötülükler hakkında çok fazla şey biliyordu ve onu engelleyemediği bir koruma iç güdüsüyle bunlardan uzak tutmaya çalışıyordu. İnsanların bu dünyada masumiyetlerini çok çabuk yitirdikleri bir gerçekti. Değişiyorlardı. Başlarına gelen olaylar onları acımasız, kötü ve çıkarcı bir varlığa dönüştürüyordu. Stacy’e göre diğer insanlar fazla içten pazarlıklıydı.
Bunu bile bile onu yapayalnız, savunmasız bir şekilde bırakamazdı. Aklına yine onun dudakları ve burada yaşadıkları dakikalar geldi. Teninin tadı muhteşemdi ve o tatlı dudakları, ona özgü baştan çıkaran çilek kokusu… Yanından ayrıldıktan sonra özel sekreteriyle sabahlasa da içindeki arzuyu söndürememişti. Stacy’i hala arzuladığı bir gerçekti ama ondan uzak durmalıydı. Onun masumiyetinden faydalanamazdı. O zaman dışarıdaki adi heriflerden ne farkı kalırdı? Düşüncelerini cep telefonunun sesi bozdu. Açmadan önce ekrana baktı. Arayanın nora olduğunu gördüğünde hemen cevap vermişti. Telaşla stacy’nin iyi olup olmadığını sorduğunda duyduğu şeyler hem rahatlatmış hem de öfkelenmesini sağlamıştı. Onu dışarıdaki tehlikelerden korumaya çalışırken evindeki potansiyel tehlike için önlem almayı unuttuğuna inanamıyordu. Telefonu hışımla kapatarak lanetler okuyup ofisinden hızla ayrıldı. Arkasından bağıran sekreterine '' Jones beyin canı cehenneme iptal et… Tüm görüşmeleri'' dedikten sonra çabucak arabasına bindi. Yolda arabayı oldukça hızlı kullanmıştı. Yarım saatlik yolu yaptığı hızla 15 dakikaya indirgemeyi başarıp seri adımlarla eve girdiğinde ortalıkta ne stacy’yi ne kuzenini görememek öfkesini daha da arttırırken onu bekleyen nora’dan nerede olduklarını öğrenip hızla çatıya çıktı. Gördükleri kanını dondururken sinirlerini daha çok tepesine çıkarmıştı. Öfkeyle dişlerini ve yumruğunu sıkarken '' Zack'' diye kükredi. | |
|
| |
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Paz Haz. 30 2013, 16:58 | |
| Film izlemek güzeldi ama yinede canı sıkılıyordu. Dante, neden Nora olmadan dışarı çıkmasına izin vermiyordu ki sanki... Nora, neyse de kendi de onu dışarı çıkarıp eğlendirmek içinde bir şey yapmıyordu. Çocuk gibi peşinde koşacak hali olmadığı için mecbur bu duruma katlanması gerekiyordu. Kapı zilini duyduğunda kim diye merak etmeden edemedi. Dante'nin bu saatte evde işi olmuyordu. Gelen kişinin ona direk ikizinin adı ile hitap etmesi şaşırmasına neden olsa da kısa sürede durumu anlamıştı. Anladığı şey garip bir şekilde canını sıkmıştı. Demek Dante, ikiz kardeşinin sevgilisiydi. Gerçi şu an onun nerede olduğunu bilmiyordu ama yine de bu durum Dante'nin neden ondan uzak durduğunu bir şekilde açıklıyordu. Belki de kendisi ile ilgilenerek sevgilisini aldatabileceğini düşünüyordu, kim bilir. Zack'le birlikte yaptıkları kısa sohbetten sonra eğlence adı altında söyledikleri hoşuna gitmişti. Dante ona evden ayrılma demişti. Ama evde eğlenemezsin dememiş öyle değil mi? Odasında özenle hazırlanırken Nora ile ikinci alışverişlerinde ona zorla aldırdığı ve sadece evde giymesi konusunda söz verdiği kırmızı renkli bir elbise seçmişti. Elbise askısız, mini bir şeydi. Bedeni tamamen sarıyor olsa da aslında çok rahattı ve müziğin dansla buluştuğu anlarda rahatlıkla giyilebilirdi. Terasa çıktığında gözleri parlamıştı. Zack ile bir şeyler atıştırmış ve hiç istememiş olmasına rağmen onun ısrarı üzerine içki içmişti. Sonrasında ise sarhoş beyni, çalan müzik ve Zack üçlemesinde kendini dans ederken buldu. Zack ona giderek sokulurken ellerini bedeninde hissetmek garip geliyordu. Kulağına edildiğinde Zack bir şeyler fısıldadı.
"Çok güzelsin, Stacy'e tekrar ediyorum. Kuzenimin sevgilisi olmadığına gayet memnun oldum..."
Neden memnun olduğunu pek anlamadım ama Scarlett ile sevgili olduklarını söyleyen sendin ben ise sadece benim ve Dante'nin sevgilisi değilim."
O an aslında keşke olsam diye düşünmüştü. Ama sonra bu düşünce suçluluk duymasına neden oldu. O ikiz kardeşine aitti ve öyle kalmalıydı. Sonuçta o kötü biri değildi. Kardeşinin sevgiline göz koymak ve onu çalmak kesinlikle kötüydü. Kafası giderek dönmeye başladığında Zack'in dokunuşlardan bir haber hale gelmişti. Aslında şu an o eller olmasa muhtemelen düşecekti. Zack'e oturmak istediğine söyleyecekken bir anda terasta beliren Dante'i ve ardından onun öfkeli sesini fark etti. Zack ile aynı anda başını ona çevirmişti.
"Bu öfkenin sebebi ne kuzen merak etme dans ettiğim kişi, sevgilin değil. Onun ikizi Stacy ve kuzen ikizlerin her biri birbirinden seksi ve güzel"
| |
|
| |
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Ptsi Tem. 01 2013, 02:34 | |
| O 15 dakika geçmek bilmemişti dante için… Yol hiç olmadığı kadar uzun gelmişti ve trafik olmamasına rağmen bol bol onun hızını kesen arabalara sövmüştü. Aklına gelen olasılıklar dişlerini sıkıp direksiyona sertçe vurmasını sağlarken kendi aptallığına inanmakta zorlanıyordu. Zack… Sevgili kuzeni… Onu nasıl unutabilmişti? O aptal, dante’nin gözleri önünde eski sevgilisine ve kardeşi gibi gördüğü fia’ya sarkmıştı. Tam bir yılışık olmakla beraber sapık olması da göz ardı edilmemesi gereken önemli bir gerçekti. Dante’nin aksine onun kızları yatağa atmak için belirli kriterleri yoktu. Onun için kızların kendini koruyamayacak kadar saf olması, seks yapmayı istememesi önemli değildi. En tutucu kızın bile sarhoş olduktan sonra yatağa atılabileceğine inanan pislik herifin tekiydi. Ve şu an onun saf güzeli onunla baş başaydı. Sesli bir lanet okuyarak gaza daha çok yüklendi. Eve geldiğinde gözleri ilk olarak stacy’yi aradı. Onu etrafta göremeyince kendisini sıkıntıyla karşılayan nora’ya nerede olduğunu sordu. Kızın yüzüne bakılırsa zack onu ayak altından göndermişti. O lanet adama patronun kim olduğunu göstermesi gerekecekti anlaşılan… Bu evde sadece onun sözü geçerdi. Çalışanlara emir verebilecek tek kişi dante’ydi ve kimse ama hiç kimse buna anne ve babası da dahil onun kararlarını hiçe sayamazdı. Sinirle çatıya çıktığında gördüğü manzarayla birkaç dakika sessizce kaldı. Olanları anlamaya çalışıyordu. Bunların mantıklı bir açıklaması olmalıydı(!)
Stacy’nin zack’in elleri arasında kendinden geçmiş bir halde dans etmesinin ve onun okşayışlarına ses çıkarmamasının bir açıklaması… O ara gözüne içki şişeleri takıldı. Yanaklarındaki kaslar sinirle seğirirken duydukları kuzeninin yakasına yapışıp sert bir yumruk atma sürecini hızlandırdı. Zack yediği yumrukla geriye sendelerken sarhoş olduğu için ayakta duramayan kızı düşmeden önce belinden yakalayıp bir sandalyeye oturttu. O esnada kendine gelen yumruktan son anda kurtulup kuzeninin kolunu yakalayıp kıvırarak omzunun üzerinden yere attı ve sinirle '' Öncelikle kuzen… Ben scarlett’tan ayrıldım. Yani artık sevgili değiliz istiyorsan onunla ilgilenebilirsin ama stacy’ye dokunursan seni öldürürüm.'' Dedi. O kendini toparlayıp ayağa kalkarken '' Stacy yasaklı bölge. O senin iğrenç oyunlarını anlayamayacak kadar saf ve masum. Bu yüzden benim korumam altında. Bu da demek oluyor ki ondan uzak duracaksın'' diye ekleyerek sert bir yumruk daha geçirdi. Sinirle '' Eşyalarını hemen topla. Bu evi terk ediyorsun. Otelde mi kalırsın yoksa kendine ev mi tutarsın umurumda değil. Faturayı bana yollaman yeterli. '' dedi. Arkasındaki nora’ya dönerek '' Sert bir kahve istiyorum. Sütsüz ve şekersiz olsun küçük hanımın ayılmaya ihtiyacı var.'' Dedi. Stacy’e dönerek '' Ve sen benimle geliyorsun.'' Diyerek kucağına alıp banyoya gitti. Onu duvara yaslayıp soğuk suyu açarak başından aşağı tuttu. Kahve onu tam olarak ayıltmak için yeterli değildi. Bu soğuk şok onu ayakta durabilecek kadar kendine getirir kahveyle de tamamen ayılırdı. | |
|
| |
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Salı Tem. 02 2013, 00:22 | |
| İçkiye alışık olmayan bedeni çok çabuk sarhoş olmuştu. Bu durumla daha önce karşılaşmadığından başının dönüyor olması, çocuksu bir mutluluk oluşturuyordu. Üstelik çalan müzikte oldukça hoştu ve geçen her saniye biraz daha dans etme isteği uyandırıyordu. Sırf bu nedenle Zack'in teklifini kabul etmişti. Üstelik dans etmeyi gerçekten çok seviyordu. Ama onun masum düşünceleri Zack içinde yaşayan canavarın başka isteklerini uyandırıyordu. Kendini müziğe kaptırdığında onun ellerinin bedeninin her yerinde gezdiğinden habersizdi. Sarhoş bedeni öylesine uyuşmuştu ki ayakta bile durmakta zorlanıyordu. Bir anda Dante'i karşısında gördüğünde ona gülümsedi. Bulundukları durumdan bir haber olan kişi olarak onun gördüğü öfkesine bir anlam veremiyordu. Bir anda o daha ne olduğunu bile anlayamadan dans ettiği kişiye vurduğunda boşta kalan bedeni neredeyse düşmek üzeredeydi. Dante'nin onu tutmasından kısa sürede kendini sandalyede bulduğunda kavga eden iki kuzen gözlerinin önündeydi. Dante'nin sözleri kafasını karıştırmıştı. Zack üstüne basa basa o kadar çok Scarlett ile kuzeninin sevgili olduklarını söylemişti ki şu an ayrı olduklarını duymak onu şaşırtmıştı. Sonraki konuşmalar ise Dante'nin ona verdiği değeri gösteriyordu. Hoş bir dansı neden böylesine büyüttüğü konusunda en ufak bir fikri olmasa da bu soğuk adam tarafından değer verildiğini bilmek gerçekten güzeldi. Zack'in ardına bakmadan ki kaçışı ile hoşuna gittiği için gülümsemeden edemedi. Dante ile göz göze geldiklerinde gözleri büyümüştü.
"Nereye gidiyoruz?" Öfkesi hala hissedildiği için bunu merak etmekle birlikte biraz da korkmuştu. Kendini yakışıklı erkeğin kucağında bulduğunda bir yatağa kıvrılır gibi onun kucağına kıvrıldı. Rahat kucaktan inmek istemese de mecburi bir iniş gerçekleştirmişti. Bulunduğu yerin farkına buz gibi su başından aşağı geçtiğinde anlamıştı. Sarhoş bedeni deli gibi titriyordu. su bedenine ilk değdiğinde bir kaç çığlık atmıştı. Şimdi ise sarhoş bedeni kendine geldiğinde ayakta durmakta daha başarılıydı. "Sen çok, çok kötüsün, sayende titriyorum. Şimdi görürsün sen"
Bu konuşmadan sonra buz gibi suyu Dante'nin üzerine döktü. Aklında elbisesi olmadığından ne iyice mini olan eteğini ya da neredeyse göğüslerinin fırlamasına neden olacak derece açılan dekoltesinin farkındaydı. Sadece başlattığı su savaşıyla eğlenmeye çalışıyordu.
| |
|
| |
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Salı Tem. 02 2013, 14:46 | |
| Etrafı gözleriyle hızlıca tararken gördüğü içki şişeleriyle istediği açıklamayı bulmuş olmakla birlikte sinirleri tepesine daha çok çıkmıştı. Biraz daha geç gelseydi karşılaşacağı manzarayı düşündükçe zack’in boğazına yapışma dürtüsü daha baskın bir hale geliyordu. Kızın bedeninde dolaşan ellerini gördüğünde dişlerini sıktı. Zack denen sersemin elinde kalmaması için sakinleşmeye çalışıyordu başarabildiğiyse söylenemezdi. Kuzeninin işi ilerletip dudaklarını kızın teninde gezdirmeye başlamasıyla onun onu öfkeyle haykırdı. Karşılığında aldığı pişkin cevaplar bedenini öfkesinin hakimiyetine soktu. Bir saniye bile düşünmeden suratına yumruğu geçirdiğinde düşüşe geçen kızı son anda fark ederek bütün öfkesine rağmen yere düşmeden önce tutup sandalyeye oturtturmuş ve kuzeniyle ilgilenmeye devam etmişti. Acıma o an için hissetmediği bir duyguydu. Öfkeden mavi gözleri daha da kararıp lacivert bir renk alırken beyninde onu binlerce kez farklı şekillerde öldürdüğünü kurmak biraz olsun rahatlatıyordu. Birkaç kez daha vurduktan sonra onun için fazla kolay lokma olan kuzenini öfkesini dizginlemeyi insan üstü bir çabayla başararak bırakıp evden kovdu. İçten içe onu öldürmek istiyor olsa da çocuksu güzelliğinin böyle bir şeye tanık olmasını istemiyordu. Üstelik etrafta cinayet tanığı da mevcuttu. Nora’nın korkulu gözlerle kendilerini izlediğinin farkındaydı. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıp koşarak evden kaçan kuzeninin ardından stacy’ye doğru ilerledi. Bu kızın ayılmaya ihtiyacı vardı. Onu kucaklayarak banyoya götürüp soğuk suyu açtığında duyduğu çığlıkları duyamamış gibi davrandı. Soğuktan titriyor olması iyiye işaretti. Kısa sürede kendine geleceğinin bir belirtisiydi. Duyduklarıyla alay dolu bir kahkaha attıktan sonra sinirle '' Bana teşekkür etmelisin küçük hanım sayemde ayılıyorsun. Ayrıca bunu içki içmeden önce düşünmeliydin'' dedi. Soğuk suyu bir anda bedeninde hissettiğinde gözlerini kısarak karşısındaki masum kıza baktı.
Şu haliyle bile oldukça güzel ve seksi görünüyordu. Islandığı için vücuduna yapışan kırmızı elbisesi, ona savaş açarken dikkat etmediği için daha da kısalan eteği, göğüslerinin neredeyse her yerini ortaya koyan dekoltesi, tatlı çilek kokusuyla son derece baştan çıkarıcıydı. Erkeklerin yatağa atmayı isteyeceği tipte bir kızdı. Bir saniye durup bu düşüncesine gülümsedi. Erkekler güzel olan her kızı yatağa atmak isterdi ve dante’nin çevresinde çok fazla güzel ve seksi kız vardı. Stacy’de onlardan biriydi. Kırmızı tatlı dudakları adeta onu öpmesi için davetiye çıkartıyordu. Aklına farklı düşünceler gelmeye başladığında kafasını iki yana sallayarak bunlardan kurtulmayı denedi. Olanları düşündü. Az önceki öfkesinin o kadar büyük olmasına oldukça şaşırmıştı. Sadece zack’in bu masum kızdan faydalanmak istemesine bu kadar kızmış olamazdı. Daha farklı bir şey vardı. Daha derinde sanki… sanki onu kıskanmıştı.
Bu düşünce bir şimşek misali beyninde çakarken dehşete düşmüş bir ifadeyle karşısında onu ıslatmaya odaklı kıza baktı. Onu gerçekten de kıskanmış mıydı? İyi de neden? Kendini bu tür düşüncelerden zorlukla kurtarıp kıza karşılık verdi. Onun kendine su atmasına musluğu daha da açıp suyu onun üzerine tuttu. Aklındaki düşünceleri kısa bir süreliğine rafa kaldırmıştı. Aralarında başlayan şu savaşıyla biraz eğlendikten sonra kızın iyice kendine geldiğini düşünerek suyu kapadı. Biraz daha devam ederlerse kız hasta olacaktı ve dante bunu hiç istemiyordu.Vücut ısısını ayarlayabilmesi adına ona sarılarak banyodan çıkarırken '' Bu kadar eğlence yeter biraz daha durursan hasta olacaksın. Bence yeterince ayıldın. Bir kahveyle tamamen kendine gelir ve ısınırsın. Şimdi seni odana götüreyim de üzerini değiştir. Sonra az önceki manzara hakkında uzun uzun konuşacağız'' dedi. | |
|
| |
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Salı Tem. 02 2013, 15:24 | |
| Bedenine değen soğuk su nedeniyle titremeye başladı. Az önce içki yüzünden başı dönüyordu. Hatta bu ona grip bir zevk vermişti, ama şimdi baş dönmesi tamamen ortadan kalkmış gibiydi. Ellerini vücuduna götürdü. Kolları okşuyordu ama ıslak bedeni yüzünden dişleri birbirine vurmaya başlamıştı. O an aklına bir şey geldi. Hareket etmek belkide ısınmasını sağlardı. Hem ayrıca aklına gelen fikirle eğlenmesi mümkündü. Onu su içinde bırakan erkekten hem intikam alı hem de eğlenmek. Suyu eline geçirdiğinde ona sözler söyledi, ardından dil çıkardığında suyu ona dökmeye başladı. Başlattığı su savaşı nedeniyle Dante'nin gömleği bedenine yapışmıştı. Kaslı ve son derece hoş vücudu tamamen gözlerinin önündeydi. Kısa süre alt dudağını ısırarak bu manzarayı izledikten sonra oyununa yeniden devam etti. Dante'ninde ona karşılık vermesi ile gülücükle içinde oyun sürüyordu. Nasıl bir kıyafetinin içinde olduğundan bir haber şekilde olduğundan Dante'i etkilediğinden emin değildi. Gerçi bu halde onu hangi erkek görse mutlaka etkilenir ve altına almak isterdi. Ama o henüz bilmediği şeyler yüzünden bu konuya tamamen yabancıydı. Zaten bir erkeğin eğlence altında ne kadar sapık olabileceğini bilse Zack'in teklifini kabul eder miydi?
Su savaşı bittiğinde onun kolları arasında banyodan ayrıldı. Bedeni titriyor olsa da bu güçlü erkeğin kollarında daha az üşüdüğü fark etti Adımlarını ona uygun bir şekilde atmaya çalışırken sonunda geldikleri yer odası olmuştu. Üzerindekilerden kurtulmasa kesinlikle hasta olacaktı. Bunu dile getiren dudaklarla odaya girdiğinde üzerindeki her şeyi çıkardı, iç çamaşırları da dahil. Sonra dolabına gidip yeni iç çamaşırları ve bir de elbise aldı. Saçlarını da makine ile kurutup odadan ayrıldı. Dante ile konuşması gerekiyordu. Ayrıca pek belli edemese de içinde özlem duygusu pek değişmemişti. Ona hala özlüyordu. Kapısına geldiğinde kapıyı çalıp içeri girdi. Dante'nin giyinmiş olduğunu gördüğünde onun yatağına oturdu. Üzerinde garip bir yorgunluk vardı. Baş dönmesi geçse bile hala halsizdi. Bir süre oturduktan sonra ayakları yere değer bir şekilde kendini yatağa atarak uzatarak uzandı. Etek olaması gereken den daha kısa bir hal gelirken bedenini gerdi.
"Baş dönmem geçse de kendimi oldukça yorgun hissediyorum"
Bu konuşmasının ardından doğrulup yatağa iyicene yerleşti. Yüz üstü bir şekilde yatarak ellerini çenesinin altında birleştirdi. Dizlerini kırıp ayaklarını bir ileri bir geri oynarken Dante' bakıyordu. Eteği yine açılmıştı, uzanma pozisyonu yüzünden ise göğüsleri yakasından görünüyordu.
"Zack'i neden dövdün? Ayrıca ikizim ile daha önce sevgili olduğu da bilmiyordum. İşin aslı ona ne olduğunu bile bilmiyorum"
| |
|
| |
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Perş. Tem. 04 2013, 00:33 | |
| Sakinleşmeye çalışırken kızın ona kızıp dil çıkarması çocuksu olsa da gözüne oldukça tatlı göründü. Dante’ye kızmaya hakkı yoktu aslında… O sadece kıza ayılması konusunda yardım ediyordu. Tamam yöntemin çokta insancıl olmadığının farkındaydı ama kesin çözüm sunuyordu. Soğuk suyun yarattığı şok etkisiyle kendine gelmeyecek biri yoktu. Körkütük sarhoş olanları bile ayıltabilirdi. Arkasından içilecek sert bir kahve ile birlikte her şey normale dönerdi. Kızın başlattığı su savaşına katılırken aklındaki düşüncelerden biraz olsun uzaklaşmayı umuyordu. Stacy’ye ayak uydurmaya çalışırken de bunu kolayca başarmıştı. Bir müddet oyuna devam ettikten sonra kızın hastalanacağı gerekçesiyle buna bir son vererek kızı banyodan çıkarıp odasına kadar götürdü. Bunu yapmasında iki neden vardı. Birincisi kıza vücut ısısını ayarlamasında yardım ederek hasta olmasını engellemek ikincisi ise kendine gelebildiğinden emin olmaktı. Kızı odasına bıraktıktan sonra kendi odasına geçip tüm kıyafetlerini kirli sepetine atarak yenilerini giydi. Bu sefer klasikliği bir kenara bırakıp evde olduğu için siyah bir kot üstüne de eline ilk geçen tişörtü giydi. Şirkete geri dönmeyeceği için o rahatsız kıyafetlerden birini giymek zorunda değildi.
Eline bir havlu alıp saçlarını kuruturken çalan kapı sesiyle iç çekerek kim geldiyse içeri girmesini söyledi. Kendi evinde iki dakika rahat edemediğine inanmak ne kadar zorsa bir o kadar da gerçekti. İçeri girip rahat bir tavırla yatağına yerleşen kızı hızlı bir şekilde süzdü. Yine elbiselerinden birini giymişti ve eteğinin açılıp açılmadığına dikkat etmek aklının ucundan bile geçmiyordu. Kızın ilk cümlesinden sonra otoriter bir sesle ''Birazdan nora’nın getireceği kahve daha iyi hissettirecektir'' dedi. Kızın yatağına daha çok yerleşmesi ve daha fazla frikik vermesiyle beraber içinden lanetler okuyarak farklı bir yere bakmayı denedi. Bu kız kendisinin yanında neden bu kadar rahattı ki? Aklı yine kızı yatağa atma konusuna kayarken söylediklerini algılaması epey zaman aldı. Sonunda ne dediğini anladığında oflayarak saçlarını karıştırdı. Ona doğruları söyleyip söylememe konusunda kararsızdı. Onun olayların ne kadarını bilmesi ne kadarını bilmemesi gerektiğinden emin değildi. Bir süre izlemesi gereken yolun ne olduğunu düşündü. Kızın meraklı bakışlarını üzerinde hissedene kadar odaya derin bir sessizlik hakimdi. Sonunda konuşmaya en kolay konudan başlamaya karar vererek sakince konuşmaya başladı.
'' Zack’i dövdüm çünkü senin masumiyetinden faydalanmaya kalkıştı. Amacı seni sarhoş edip yatağa atmaktı. Eğer ben zamanında gelmeseydim. Onun tek gecelik kızlar listesinde yerini alacaktın. 18 yaşındaki biri gibi düşünmeye başladığını göz önünde bulundurarak sana yatağa atmak terimini açıklamama gerek yoktur sanırım. Niyetleri iyi gibi görünse de erkeklere bu kadar çabuk güvenmemelisin… Aslında kimseye güvenmemelisin. İnsanlar oldukça kötü ve çıkarcı''
Sustu. Kolay kısım bitmişti. Şimdi zor kısımdaydı sıra ve dante hala ne kadarını anlatacağına karar verememişti. Stacy’e bu konuda açıklama yapması gerektiğini bilerek konuşmaya başladı.
'' Scarlett’la eskiden sevgiliydik doğru ama sonra ayrıldık ve tekrar barışmamız mümkün değil. O benim değer verdiğim insanlara zarar verdi ve ben bunu bağışlayabilecek biri değilim.''
| |
|
| |
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Perş. Tem. 04 2013, 12:08 | |
| Hala anlayıp, bilmediği çok fazla şey vardı. Bu dünyada başına gelebilecek felaketlerin farkında bile değildi. Zaten sırf bu nedenle Zack'in teklifini kabul etmişti. Dünya bir yana henüz kendini bile anlamış değildi ki... En çokta Dante'e olan bu garip his ve bağlılığını bir türlü çözemiyordu. O da hayatına yeni giren bir yabancı değil miydi? Peki alaka neydi? Üstelik onun ikizinin sevgilisi olduğunu öğrenmişti. Her ne kadar şimdi ayrı olsalar da bir zamanlar sevgili oldukları gerçekti. Aralarında geçenleri elbette tahmin edemezdi ama bu gerçek ondan uzak durması gerektiğini gösteriyordu. İkizinin eski sevgilisi bile olsa ona ilgi duyamazdı, bu yanlıştı. Kendini dünyadan soyutlanmış bir şekilde bir fanusta yaşayan ve bir aç gün önce dünyaya merhaba diyen biri gibi hissediyordu. Her şeye rağmen odasında bir an bile Dante'nin yanına gitmemeyi düşünmedi. Tüm bedeni benliği, her şeyi ona gitmesini söylüyor gibiydi. Odasına girdiğinde Dante de ıslak kıyafetler den kurtulmuştu. Saçları ise hala ıslaktı ve garip bir seksiliği vardı. Etkilenmemesi gerektiğini sürekli kendine tekrar ediyordu ama bunu başarmak kolay değildi. Sonra aklına çocuksu rahatlığı geldi ve ona büründü. Yatağa yerleştikten sonra konutu ve sorularını sile getirdi.
Dante, tatlı sesi ile açılamaya başladığında Zack ile ilgili şeyler ondan iğrenmesi için yeterli olmuştu. Asla aklına gelmeyen bir şeyi ona yapacaktı, elbette kahramanı yetişmemiş olsaydı. O an da yatakta birden doğruldu. Gözlerinde korku vardı. Ama bu korku hala kıyafetini düzeltmesi gerektiğini ona hatırlatmaya yetmiyordu.
"Yani kuzenin tan bir pislikmiş. Ben sadece canım sıkıldığından eğleniriz sanmıştım, ama o..."
Daha fazla konuşamadı. Scarlett ile ilgili bir şeyler bilmediğini söylediği kısma gelmişlerdi. Sahi ona ne olduğunu bilmiyordu. Caitlyn de onu cevapsız bırakmıştı. Gerçi o zaman çocuk aklındaydı. Bir gerçek vardı ki çocukluğu sadece bir kaç gün içinde bırakmış olsa da o kısımla ilgili de hatırlamadığı bazı şeyler vardı. Dantenin yeni açıklamaları kafasını karıştırdı. Scarlett, birine zarar verecek biri değildi. Gerçi yıllardır onu görmüyordu, ama yine de onun kötü olduğunu düşünemiyordu.
"Scarlett'ın birine zarar verdiğini düşünemiyorum, üstelik senin değer verdiğin kişilere. Ortada bir yanlışlık olabilir mi? Ayrıca birbirinizi hala seviyorsanız bence tekrar bir araya gelebilirsiniz"
Bu konuşması tamamen iyi niyetinden gerçi Dante ile ilgili hala kafası karışıktı. Ama bir gerçek vardı. O, asla ve asla ikizinin sevgilisini elinden alamazdı. Kendi rahatlığı aklına geldiğinde doğruldu ve kıyafetini düzeltti. O an kahvesi gelmişti. Kahveyi eline alıp içtiğinde acı kahve yüzünden yüzünü buruşturdu. Dante'nin gözlerinde iç kelimesini görür gibiydi zar zor bitirdiğinde fincanı noraya verdi. Kız ayrılırken oda ileri doğru bir adım attı. Ama sakarlığı yine iş başındaydı. Bileğini burkmuştu ve eğer bir şekilde dengesini sağlamazsa yere düşecekti. Bileği ise çok acıyordu.
| |
|
| |
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Cuma Tem. 05 2013, 22:23 | |
| Dante az önce gördüğü manzaranın etkisinden stacy ve eski anılar sayesinde kurtulmuştu. Zack artık aklının en küçük köşesinde bile değildi. Odak noktası tamamen değişmişti. Kızın açılan kıyafeti aklını başından alırken kendine zorlukla hakim oluyordu. Aklını farklı şeylere vermeye çalışsa da başaramadığı açıktı. Kızın verdiği frikikler onu her geçen dakika daha da zorlarken sabretmek için elinden geleni yapıyordu. Bu kızın kendi yanında bu kadar rahat davranabilmesinin nedenini hala anlayabilmiş değildi. 18 yaşında olmasına rağmen 11 yaşındaki halinden tek farklı oyun oynayalım diye peşinde koşturmuyor oluşuydu. Onun haricinde değişen pek bir şey yoktu. Dante’nin sabrını sınamaya bayılan haliyle odasında kıyafetinin durumunu düşünmeden sere serpe yatıyordu. Gözleri onun bedeninde dolaşırken farklı düşüncelerin esiri olmuştu. Onu bu esaretten geçici süreliğine kurtaran şeyse stacy’nin melodik sesiydi. Onun güzel sesi kulaklarına dolduğunda derin bir nefes alıp aklını toparlamaya çalıştı. Duydukları bezgince gözlerini devirmesine neden oldu. Konuşmaya başladığında sesi sert ve otoriterdi.
''Bu dünya için fazla iyisin stacy ve oldukça da saf… Seni zaten bu yüzden korumaya çalışıyorum. Nora’yla dışarı çıkmanın nedeni onun görünmez tehlikelerden haberdar olarak seni koruyabilecek olması ''
Sustu. Sözcüklerin bir müddet havada asılı kalmasına izin verdi. Konu hiç istemediği halde dönüp dolaşıp scarlett’a gelmişti. İlk aşkına, hayatını mahveden kadına, eski sevgilisine, artık değer vermediği kişiye… Derin birkaç nefes alıp sözcükleri toparladı. Uzun zamandır bu konuda ilk kez konuşuyor olacağından zorlanacağını düşünmüştü ama düşündüğü gibi olmadı. Sözcükler o kadar kolayca firar etmişti ki dudaklarından buna şaşırdı. Demek artık scarlett onun için gerçekten geride kalmıştı. Ondan sıradan biri gibi bahsedebiliyordu. Bu da ona olan aşkının bittiğini artık onu sevmediğini gösteriyordu. Nora kahvesini getirdiğinde ortama derin bir sessizlik çöktü. Kahve bitene kadar ikisi de tek kelime etmemişti. Nora boş fincanı alıp gittiğinde konuşmaya başladı. Sesi katiydi. Cümlelerinde tartışma kabul etmediğini vurgulayan kesin bir ton vardı.
''Yanlışlık falan yok stacy… O sırf ben değer veriyorum diye kuzeniniz elise’i öldürmeye kalkacak kadar kötü biri. O aşkımızı kendi elleriyle öldürdü artık onu sevmiyorum. Aşık değilim. Bir daha bir araya gelmemiz mümkün değil. ''
Kız konuşmasından sonra sendelediğinde hızlı bir hareketle onu belinden yakalayıp kendine çekti. Bedeni dante’nin bedenine yaslanmıştı. Yüzleri arasında çok az bir mesafe vardı. Tatlı baştan çıkaran kokusunu içine çekerken yanağını okşadı. Bir iki saniye sonraysa dudaklarına kapandı. Onu uzun bir süre tutkulu bir şekilde öptükten sonra geri çekildi. Gözlerini onun gözlerine dikerek yumuşak bir ses tonuyla kısa konuştu.
''Eğer ona hala aşık olsaydım bunu yapamazdım. Tadınız, kokunuz, davranışlarınız o kadar farklı ki seni onun yerine koyma gibi bir durum söz konusu dahi değil. Sen onun aksine fazla masum ve iyisin. Ayrıca o kadar güzel ve tatlısın ki sana karşı koyamıyorum stacy. ''
Bu konuşmanın ardından yeniden kızın dudaklarına kapandı. Bu sefer sadece öpmekle kalmamış kızın bedenini ufak bir keşfe de çıkmıştı. | |
|
| |
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Cuma Tem. 05 2013, 23:29 | |
| İkizinin kötü biri olduğunu kabul etmek istemiyordu. Onu tanıyordu, geçen yıllarda onun bir canavara dönüştüğünü düşünmek dahi istemiyordu. Kendisinin aksine onun yeteneği tamamen yok etmeye yönelik olabilirdi. Ama onu görmüştü. Gücünü ilk kullandığında onun yanındaydı. Ne kadar korktuğunu gözlerinde görmüştü. Birine zarar verecek biri değildi. Bu konuda fazla mı iyimserdi, bilmiyordu. Yinede bir şekilde kendi düşüncelerinin arasında böyle bir şey mümkün görünmüyordu. Dante'nin söyledikleri ise tüm bu düşüncelerinin tam tersiydi. Yinede her şeye rağmen düşüncelerini dile getirmişti. Bunun sonu ise Dante'nin yeni bir konuşma yapması sonlandı. Sözlerinden sonra ne diyeceğini bilemedi. Elise, kuzeni Scarlett ona da mı zarar vermişti? Beyni hala bu olanları kabul etmemiş olsa da Dante'nin sözlerini bastırabilecek hiç bir kelime aklına gelmiyordu. Elise'i görmek için içinde büyük bir istek oluşurken odadan ayrılmak içi adıma attığında neredeyse düşmek üzereydi. Ama elbette yere düşmemişti. Kahramanı onu kollarının arasına alarak düşmesini engellemişti. Öyle bir haldeydi ki hareket dahi edememişti. Bedeni, erkeğin güçlü bedenine yaslanmış bir vaziyetteydi. Sonra bir anda dudaklarına dokunan dudakları hissetti. Bir an için hiç bir tepki vermedi, bu öpücüğe. Şaşkındı, gözleri büyümüştü. Öpüşme sona erdiğinde duydukları ile kalbi deli gibi atmaya başladı. Bir kaç saniye içinde bir şeyler geveledi.
"Dante şey, ben..."
Konuşma yeni bir dudak istilası ile son buldu. Deli gibi onu öpen dudaklara karşılık vermemek artık imkansızdı. Onu öpmeye başladığı anda bedeninde hissettiği dokunuşlar ile titremeye başladı. Elleri Dante'i sararak iç güdüsel olarak onu kendine daha fazla çekti. Öpücük giderek daha da derinleşmişti. Nefes almak artık imkansız bir hale geldiğinde kendini ondan uzaklaştırdı. Bileği hala sızlıyordu, adım atmak için hamle yapmak sadece düşüşe geçmesine neden olacağından yatağa yönelip kenarına oturdu. En tatlı ve masum haliyle Dante' bakıyordu.
"Seni anladım, Scarlett'a artık aşık değilsin. Ayrıca Elise iyi mi? Daha da önemlisi ben senin neyinim. Bana sahip çıktığın ortada ama bu öpücükler ve dokunuşlar..."
| |
|
| |
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Ptsi Tem. 08 2013, 00:08 | |
| Dante scarlett’tan sıradan biriymiş gibi bahsedebiliyor oluşuna şaşırdı. Onu gerçekten unutabildiğine inanamıyordu. Sonunda o berbat günler bitmişti ve bunu stacy’e borçluydu. Onun sayesinde aşk acısından kurtulmuştu. Birbirlerine o kadar benzemelerine rağmen aralarındaki dağlar kadar fark yüzünden bu konuda ona oldukça yardımcı olmuştu. Farkına nasıl varamadığını hala anlamıyordu. Bir şekilde bu kızın ona scarlett’ı yavaşça unutturduğunu yeni görüyordu. Her şey yeri yerine oturmuştu. Daha önce emin olamadığı duygularından artık emindi. Ona aşıktı. Ne zaman ve nasıl olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu ama gerçek buydu. Onu seviyordu artık emindi. Bu yüzden zack’le dip dibe, sarmaş dolaş gördüğünde dans ederken o kadar çok öfkelenmişti. Onu. Onu kıskanmıştı. Bu çocuksu güzele farkında bile olmadan kalbini kaptırmıştı. Yeni bir ilişkiye hazır olmadığı içinde durumu görmemek konusunda oldukça ısrarlı davranmıştı. Derin bir nefesle kolları arasındaki çocuksu güzelliğin baştan çıkaran kokusunu içine çekti. Gözleri onun tatlı dudaklarına kaydığında bir saniye bile düşünmeden özlediği kırmızı dudakları öpmeye başladı. Onu özlemişti. Şuan keşfettiği bu beden, öptüğü bu kırmızı dolgun dudaklar şirkette geçirdikleri ateşli dakikalardan beri hiç aklından çıkmamıştı. O günden sonra ondan uzak durmak çok zor olmuştu.
Şu ansa aralarında öyle bir sorun kalmamıştı. Artık ondan uzak durmak gibi bir düşüncesi yoktu. Aksine onu istiyordu ve almakta da kararlıydı. Kızın konuşma çabalarını önemsemeden yeniden dudaklarının tadını çıkarırken kararından bir salise bile pişman değildi. İlk öpücüğüne karşılık vermemesini bile ne o zaman önemsemişti ne de şimdi önemsiyordu. Durum basitti. Onu öpmek istemişti ve öpmüştü. Yeni fark ettiği duygularını ondan gizlemenin bir anlamı yoktu. Tam tersine durumu öğrenmesini, ona göre tavrını belli etmesini istiyordu. Böylelikle kendisine karşı koyarsa onu kendine aşık etmek için elinden gelen her şeyi yapabilir ya da ondan hoşlanıyorsa sevgili olabilirlerdi. Elleri arsızca vücudunda gezerken kızın karşılık vermesiyle öpüşmeleri daha da derinleşti. Kız ondan uzaklaştığında nefes nefeseydi. Bedeni alev almıştı ve artık sadece öpücükler ona yetmiyordu. Kızın yatağa oturmasıyla tutkulu bakışlarını onun gözlerine dikti. Ona doğru bir adım attığında konuşmaya başlamasıyla durup iç çekti. Konuşmak istemiyordu ama bu tatlı ve masum güzel varlığa bir açıklama yapmak zorundaydı. Yatağa oturarak bir süre düşünür gibi yaptıktan sonra ses tonunu ayarlamak amacıyla hafifçe bir iki kere öksürdü. Konuşmaya başladığında sesi sakin aynı zamanda otoriterdi.
''Elise iyi mi? İnan hiçbir fikrim yok. İyi olmasını umuyorum. Emin ellerde olduğunu söyleyebilirim caitlyn onu iyileştirmek için elinden genli yapıyor olmalı. Senin benim neyim olduğun konusuna gelirsek şimdilik benim korumam altında olan bir misafirsin ama ben bunu değiştirmekte kararlıyım. Seni seviyorum ve benim olmanı istiyorum ''
Konuşması bittiğinde kızın yeniden dudaklarına kapandı. Onu yavaşça yatağa yatırıp üzerine çıktıktan sonra elleri vücudunda gezmeye başladı. Dudakları dudaklarından boynuna usulca inip göğüslerine doğru kayarken elleri de bacaklarını, kalçalarını ve kadınlığını okşuyordu.
| |
|
| |
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Ptsi Tem. 08 2013, 12:57 | |
| Kendini kahramanın kucağında bulduğunda nefes almadan bir süre kaldı. Erkeksi kokusunu içine çekmek bile garip geliyordu. Ayrılmış olsalar da o önceden ikizinin sevgisiydi. Bu bir şekilde yanlış geliyordu. İlk öpüldüğü anda hiç bir tepki vermemişti. Duyduklarından sonra kızaran yüzü ile söylemeye çalıştığı şeylerde yeni bir öpücükle yarım kalmıştı. Bu kez ona karşılık verdi, ister istemez. Ama sonra nefesi kesildiğinde ondan uzaklaştı. Bu durum biraz olsun mantıklı düşünmesini sağladı. Ondan uzak durmalıydı. Aklına Elise geldiğinde içindeki endişe ile tutkusunu bastırdı. Yatağa oturduğunda sorularını ona yöneltti. Elise'in gerçekten iyi olduğunu bilmeye ihtiyacı vardı. İlk cümle ile birlikte endişeli gözleri biraz olsun normale döndü. Caitlyn'nin ne ve nasıl biri olduğunu öğrenmişti. Eğer onun elinde ise Elise'in gerçekten emin ellerdeydi. Ama sonra cümlenin devamı kalbinin çok hızlı atmasına neden oldu. Tamam ortada bir yerde sadece bir misafir olduğunu öğrenmişti. Ama Dante'nin sözleri ve bakışları gerçekten bunu değiştirmek istediği belliydi. Seviyorum kelimeleri ile bir anda kalakaldı.
"Dante, ama bu..."
Sözleri yarım kaldı. Kendini bir anda yatakta bulduğunda ne yapacağını bilemedi. Üstelik konuşmasını engelleyen öpücükte yeniden iş başındaydı. Bir an için kendini çok sıktı. Bu öpücük yanlıştı, Dante'nin kendisine aşık olması da yanlıştı. Bir anda ortaya çıkıp ikizine ait olan her şeye sahip olmaya çalışan biri gibi görünüyordu. Bu işe de eski sevgilisinden başlamıştı. Bu düşünce gerçekten iğrençti ve onun aslında hiç yapmak istemediği bir şeydi. Öpücükler dudaklarını serbest bıraktığında dudaklarından fark etmediği bir inilti firar etti. Bedeninde ve özellikle kadınlığında hissettiği dokunuş neredeyse zevkten çığlık atmasına neden olacaktı. Dudağını ısırıp bu inlemeyi engellediğinde Dante'nin başını kendine çekerek dudaklarını öpmeye başladı. Elleri o istemese de Dante'nin bedenini ufak bir keşfe çıkmıştı. Onu kendine geçen her saniye daha fazla çekiyordu. Ama sonra gerçekler devreye girdi. Ne yaptığını fark ederek Dante'i üzerinden itti.
"Dante bu yanlış. Biz olamayız sen ayrılmış olsan da Scarlett'ın sevgilisiydin. Yani bu beni nasıl biri gibi gösteriyor, farkında mısın?"
Konuşma sonrası gözlerini ondan kaçırdı. Hala acıyan bileği yüzünü buruşturmasına neden olurken üstünü başını düzeltti. Dizlerini kırıp oturduğunda bileği tam önündeydi. Elini ayak bileğine götürdü ve yaşam enerjisini kullanarak kendini iyileştirdi.
| |
|
| |
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Salı Tem. 09 2013, 01:06 | |
| Seni seviyorum itirafından sonra kızın bir şey söylemesine izin vermeden yeniden dudaklarına kapandı. Bu gibi bir durumda onun tepkisini beklemeliydi ama kendine engel olamıyordu. Olmakta istemiyordu aslında stacy kendisinin olmalıydı. Kafasına koymuştu. Dudaklarını onun dudaklarından bir an olsun ayırmadan elleriyle vücudunu keşfe çıktı. Bu harika varlıktan bir an olsun ayrı kalmak istemiyordu. Kızı yatağa yatırıp özlediği vücudunda keşfe çıktığında kızın verdiği karşılıkla öpüşleri derinleşti. Elleri vücudunda ve göğsünde gezinirken inlemeleri kendini kaybetmesini sağlıyordu. Eteğini yavaşça yukarı çıkarıp kadınlığını okşamaya başladı. Her anından zevk almak istediği için hareketleri oldukça yavaş ve baştan çıkarıcıydı. Sonunda scarlett’ı unutmayı başardığı için oldukça mutluydu. Yaşadığı berbat anlar tamamen geride kalmıştı. Önünde çocuksu güzelliğiyle geçireceği uzun yıllar vardı. Bunun için önce onu elde etmesi gerektiğini biliyordu ve ne gerekiyorsa yapacaktı. Dudakları boynuna doğru inerken elbisenin askılarını aşağı indirip göğüslerinden birini avuçladı. Kızın onu çekmesine müsaade ettiğinde dudaklarına örtülen dudaklarla öpücükleri kısa sürede derinleşti. Bedeninde onun ellerini hissettiğinde kendini tamamıyla arzunun kontrolüne bıraktı. Her şey güzel giderken kızın onu itmesiyle problemi öğrenmek adına geri çekildi. Duydukları sinirlenmesini sağlarken saçlarını sıkıntıyla karıştırdı. Bu konu moralini bozmaya başlamıştı. Lanet olası scarlett’ın varlığı önünde bir engel olmaya devam ediyordu. Sıkıntıyla oflarken söyleyeceklerini ve ses tonunu ayarlamayı denedi ama öfkesi bu konuda başarılı olmasına engel olmuştu. Sinirle ses desibelini ayarlamayı başaramayarak konuşmaya başladı.
'' Biz senden çok önce ayrıldık stacy. Onun hayatını ya da sevgilisini çalmıyorsun. Sen olmasaydın başka birine aşık olacaktım. Yani değişen hiç bir şey olmayacaktı. Benim en yakın arkadaşlarımın sana kötü kız olarak bakmayacağını biliyorum. Diğerlerinin ne düşündüğüyse umurumda değil. Gerçeği ikimizde biliyoruz ve kesinlikle senin düşündüğün gibi değil''
Sözleri bittiğinde derin nefeslerle sakinleşmeye çalıştı. Gözlerini kapayıp içinden 10 a kadar saydı. Bu olay daha da derinleşmeden durumu açıklığa kavuşturmanın kesin yolunu düşündü. Sakin ve yumuşak bir ses tonuyla son kez konuştu.
'' Seni gerçekten seviyorum. Ve hayatımın geri kalanında yanımda sevdiğim kadın olarak yer almanı istiyorum''
Konuşmasından sonra yeniden dudaklarına kapandı. Onun tepkisini ölçmek adına hareketleri ve öpücükleri son derece yavaştı.
| |
|
| |
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Salı Tem. 09 2013, 13:30 | |
| Kendini yatakta bulduğunda olayları takip etmekte zorlanmaya başlamıştı. Dokunuşları, öpücükleri öylesine tatlı geliyordu ki... Lanet olsun istemese de kendini ona karşılık verirken buluyordu. Aslında ortada istememe durumu da söz konusu değildi. Dante'i istiyordu, hem de her şeyi ile. Ama düşünceler peşini bırakmayı bilmiyordu. İkizi ile birbirlerinin dış görünüş olarak neredeyse aynı olduklarını biliyordu. Şu anki halini bilmiyor olsa da aynada hala ona yabancı gelen yüzün aynısının Scarlett'a da olduğunu da biliyordu. Gerçekten aralarında ne olduğunu bilmiyor olsa da ikizinin yerini almak gibi bir çabası asla yoktu. Onu tanıyordu. Tamam her şey toz pembe değildi, elbette. Onun kötü yanlarını küçük olmalarına rağmen görmüştü. Ama ikizini tekrar gördüğünde ona sevgilin şimdi benim, bu lafı nasıl söyleyebilirdi?
Bu düşünceler ile ellerinin arasında sıyrıldı, Dante'nin. Dudaklarında hala onun tadı varken konuşmak zor olsa da, konuşmasını tamamladı. Bu yanlış geliyordu ona, hem de her şeyi ile. Dante, belki bunu anlamıyordu. Ama Stacy için durum bundan ibaretti. Bu yanlıştı, olmaması gereken bir şeydi. Konuşmaları duyduğunda derin bir nefes aldı. Onu öfkelendirdiğini hissetti, aslında biraz da bu halinden korkmuştu. Daha da kötüsü aslında yanlış anlamıştı. Başka insanların düşüncelerini umursamıyordu, içindeki ses bunun yanlış olduğunu öyle çok dile getiriyordu ki kendine söz geçiremiyordu.
"Dante, kaç gün önce ayrıldığınızı bilmiyorum tek bildiğim Scarlett, ortadan yok olduğunda benim ortaya çıkışım. Yani o günlerden birinde ayrıldıysanız, aylığınız bir ay bile sürmemiş demektir. Bu süre zarfında ondan vazgeçip bana nasıl ilgi duyabiliyorsun... Ayrıca sadece ona benzemem bile yerini alan biri gibi görünmem için yeterli..."
Gözleri Dante'nin üzerinde düşüncelerini toparlamaya çalışırken onun sakinleşmeye çalıştığını hissetti. Yani en azından bu kez daha normal bir ses tonu ile konuşmuştu. Sözleri ise kalbinin hızlı çarpmasına neden oldu. Yeniden öpülmeye başladığında derin bir nefes alarak kokusunu içine çekti. Erkeksi koku bedenine afrodizyak etkisi yaparken karşı koymak imkansızdı. Onu öpmeye başladığında dokunuşlarına, dokunuşları ile karşılık verdi. Başını kavrayıp nefesi kesilene dek onu öptüğünde kendini geriye çekti. Eli Dante'nin yanağını okşarken konuşmaya başladı.
"Bende de Seni... Seviyorum ve... İstiyorum. Sadece içimdeki lanet olasıca sesi susturamıyorum..."
| |
|
| |
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Salı Tem. 09 2013, 17:04 | |
| Gözlerini açtığında bir nebze sakinleşmiş olarak ona inanmasını umut ederek gözlerini gözlerinden ayırmadan en yumuşak ses tonuyla onu sevdiğini yeniden dile getirip hiç cevap beklemeden dudaklarına kapandı. Onu ne kadar arzulasa da isteği dışında ona asla sahip olacak biri olmadığı için karşı çıkması için müsaade etti. Elleri vücudunu istila ediyor olsa da kızı yatağa yatırmamıştı ve tutuşu da oldukça gevşekti. Ona istemediği takdirde elleri arasından kaçıp gitme fırsatı vermişti. Stacy öpücüklerine ve dokunuşlarına karşılık vermeye başladığında dili ağzının derinliklerini keşfe çıktı. Olabildiğince ağır bir şekilde onu geriye yatırıp üzerine çıktığında elleri yine ustaca eteğini kaldırıp kalçalarını okşamaya başlamıştı. Dudaklarını sömürürcesine öpüp nazikçe emerken dokunuşları oldukça zarif bir şekilde vücudunda geziniyordu. Dokunuşları yavaş ama baştan çıkarıcıydı. Göğüslerinden birini avuçlayıp okşarken onun tarafından itilmesiyle birlikte kendini çok zorlansa da geri çekti. Duyduklarından sonra rahat bir nefes alıp kısa konuştu.
''Bende seni ''
Tekrar dudaklarına kapandığında elleri vücudunda gezerken bir yandan da kızın üzerindekilerden kurtulmaya çalışıyordu. Karşısında sadece iç çamaşırlarıyla kaldığında kızın enfes vücudunu bir süre izledikten sonra yeniden dudaklarına kapandı. Dudakları yavaşça boynuna oradan göğüslerine kayarken sutyeninden kurtuldu. Dolgun ve güzel göğüslerinden birini ağzına alıp yavaşça emerken bir eliyle diğerini nazikçe okşuyor diğer eliyle de kadınlığını örten bez parçasından kurtulmaya çalışıyordu. Kız çıplak kaldığında dudakları daha aşağılara inip öpülmedik yerini bırakmazken bir yandan da kadınlığını okşuyordu. Dudakları yeniden dudaklarıyla buluştuğunda bir süre daha bu çıldırtan dokunuşlara devam ettikten sonra üzerindekilerden kurtulup yerini aldı. Kızın içine yavaşça yerleştiğinde birkaç saniye durup ona kendini bir nebze toparlaması için izin verdikten sonra yavaşça gidip gelmeye başladı. Bu yavaşlık ikisi içinde tatlı bir işkenceye dönüşüp dayanamayacakları raddeye gelene kadar sürdü. Daha sonra kendini serbest bırakıp hareketlerini hızlandırmıştı. Dudakları önde dudaklarıyla buluşup boynuna ilerlerken daha da hızlanmıştı. Sonunda o an gelip zevkin doruklarına ulaştıklarında vücudu gevşeyip rahatlayarak kızın üzerine yığıldı. Kendini biraz toparladığında yatağa geçip kızı kollarına aldı. Dudaklarına uzun tutkulu bir öpücük kondurduktan sonra yorgun bir sesle konuşmaya başladı.
''Çok tatlısın stacy ve seni seviyorum ''
Başını yeniden yastığa koyduğunda gözlerini kapayarak nefesini düzenlemeye çalışırken günün ve yaşadıklarının yorgunluğuyla beraber uykuya daldı.
| |
|
| |
Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Teras Partisi Ardındaki Tehlike Salı Tem. 09 2013, 22:34 | |
| İçindeki ses hala susmak bilmiyordu. Lanet olsun aklını kaçırmak üzeredeydi. Neden böyle oluyordu. Onu istediği açıktı. İnkar etmiyordu, zaten edemezdi de ve, ve oda kendisini istiyordu. Bunda yanlış ne vardı? Bu soruya içinde ses hala aynı cevabı vermekten yorulmamıştı. Bunun yanlış olduğunu tekrar etmekten bıkmamıştı. Derin bir nefes alarak olanları anlamaya çalışırken yeniden öpülerek kendini yatakta buldu. Bu öpücüklere kayıtsız kalamıyordu. Öpücüklerin ortasında ondan uzaklaşırken kafa karışıklığını dile getirdi ve beraberinde hissettiklerini... Evet onu seviyordu. Nasıl ve ne ara olduğunu bilmiyordu, ama seviyordu. Aşkın ne olduğunu bilmezken bile seviyordu. Bu yüzden kendini bıraktı tamamen bu öpücüklere... Dante kendisine karşılık sadece iki kelime söylemişti onu sevdiğini... O andan itibaren durmak aklındaki son şeydi. Kendini bu güzel ve baştan çıkarıcı öpücüklere teslim ederken ne yaptığından haberi bile yokken onun bedenine dokunmaya başladı. Erkeğin altında yavaş yavaş çıplak kalan bedeni onu utandırmaya başlamıştı. Yüzü kızarmış, yanaklarını yanıyordu. Ama her şeye rağmen inlemerine engel olamıyordu. Kendini bir süre sonra tamamen kaybetmişti. Her bir dokunuş çok fazla zevk vermenin yanında bir işkenceden farksızdı. Sonunda erkeği içinde hissettiğinde duyduğu acı ufak bir çığlık atmasıyla birlikte yüzünü buruşturdu. Derin nefesler alarak acının dinmesini beklerken erkeği kendine çekerek öptü. Acı yerini zevke bıraktığında erkeğinin altında zevkten kıvranmaya başladı. O mükemmel an gelene, kadar. Bedeni sonunda rahatladığında kedi gibi Dante'nin koynuna kıvrıldı, çok yorgundu ve uyumak istiyordu. Dudaklarından iki kelime döküldükten sonra uyuya kaldı.
"Seni seviyorum..."
| |
|
| |
| Teras Partisi Ardındaki Tehlike | |
|