Katilin Korkusu

Jared antrenman odasından yorgun argın çıktığından sinirini biraz olsun atabilmeyi başarmıştı. Dışarıya çıkıp birilerinin kafasını gövdesinden ayırıp daha fazla rahatlayabilirdi ama sevgilisini yalnız bırakmak istemiyordu. Geçirdikleri o korkunç gün onu kaybettiğini düşündüğü o anlar hayatının en berbat ve acı dolu dakikalarıydı. Hayatının onsuz devam edeceğini düşünerek yaşadığı korku şuan onun yanından ayrılmasını engelliyordu. Fia diğerlerine nazaran daha iyiydi. En azından elise ve rose gibi yatağa mahkum değildi evde istediği gibi dolanabiliyordu. Birkaç yaradan başka bir şey kalmamıştı bedeninde ama jared onun uzun bir süre dinlenmesi konusunda ısrarcıydı. Evden çıkmasını, kendini yormasını istemiyordu. Gözünün önünden ayrılmaması için onunla konuştuğunda bunu ona şaşırtıcı bir şekilde fazla zorlanmadan kabul ettirebilmişti. Her şeye bir süreliğine ara verdiklerini sorun etmemeye çalışıyordu.

Şu an önemli olan tek şey aşık olduğu kadındı. Amcası ile savaşmak geçici süreliğine askıya almıştı. Günlük antrenmanlarına eksiksiz devam ediyordu. Sonuçta o hala bir katildi. Gelişen olaylar herkes gibi onu de değiştirmişti. Eskiden duygusuz bir katildi şimdiyse öfkeli ve öldürme isteği baskın bir katil olmuştu. Derin bir nefesle kendini dizginlemek, düşünmesini engellemek adına kendini soğuk duşun altına attı. Kısa bir duşun ardından uyuyan sevgilisinin yanına geri dönüp onu kollarının arasına alarak gece boyu onun güzelliğini izleyip, tatlı kokusunu içine çekti. İyi olduğu için tanrıya şükrederken caitlyn’e ne kadar minnettar olduğunu düşündü. Yanındaki çocuk ruhlu sevgilisini izlerken sabaha karşı uykuya dalmıştı. Sabah kolunu fia’ı sarmak için yatağa attığında boşlukla karşılaşmasıyla korkuyla gözlerini araladı. Hızla yataktan doğulurken etrafa göz gezdirdi. Onu göremeyince gözlerini kapatıp aurasına odaklanarak bir büyü mırıldandı. Açtığında kendi evinin mutfağındaydı. Onun beline arkadan sarılarak bedenini bedenine yasladı. Başını boynuna gömerek tatlı kokusunu içine çektikten sonra  ''Seni yanımda göremeyince çok endişelendim. Lütfen bir daha ne olursa olsun habersiz yanımdan ayrılma tamam mı?'' dedi.

Jared uyandığında yanında fia’yı göremeyince oldukça korkmuştu. Evde bir sürü büyü olmasına rağmen ki bunların bazıları yaptığı işler nedeniyle anlaşma karşılığı güçlü cadıların büyüleriydi yine de tedirginliğin tüm hücrelerini ele geçirmesini engelleyemedi. Onu uyandığında yanında görmemeyi sevmiyordu. Aklına binlerce kötü fikir  bir anda hücum ediyor ve içindeki kokuyu büyütüyordu. Onu kaybetme düşüncesi şu sıralar en büyük kabusuydu. Ya onu koruyamazsam düşüncesi içini kemirirken hiç rahat değildi. O lanet güne kadar fia’yı koruyabileceğinden emindi ama o gün bu konuda tereddüde düşmüştü. Ya ona yeniden zarar vermelerini engelleyemezse? Bu düşüncelerle fia’yı eğitme konusunu gerçekten düşünmeye başladı. Şuan kolları arasında olan bu güzel yaratığı kaybetmek istemiyordu ve eğer onu kaybetmemek adına birine sil baştan öldürmeyi öğretmesi gerekecekse bunu yapacaktı. Hayatının en zor şeyi ona katilliği öğretmek olsa da onu herhangi bir savaşta kaybetmemek adına bu zorluğu görmezden gelebilirdi. Tatlı kokusunu içine çekti. Geceliğin içindeyken bile oldukça seksiydi. Aslında onu daha çok çıplak görmeyi tercih etse de yaşadıkları şeylerden sonra ona biraz zaman tanımaya karar vermişti.

Sevgilisinin söylediklerinden sonra iç çekti. Bezgince  '' Evet biliyorum evde yeterince koruma büyüsü var ama ben yine uyanınca seni yanımda göremeyince endişelendim.''  Diyerek boynuna küçük bir öpücük kondurdu. Erkekliğinde onun kalçalarını hissettiğinde onu kendine daha çok bastırdı. Fia’yı delicesine özlemişti ve her bir hareketi onu bastan çıkartıyordu. Onu tek bir hamlede kendine çevirip dudaklarına kapandı. Uzun süre öpüp vücudunu keşfe çıktıktan sonra geri çekilip '' Harikasın…  Ve günaydın''  diyerek tekrar dudaklarına kapandı. Boynuna küçük öpücükler kondururken '' Seni çok özledim''  dedi. Öpücükleri gittikçe daha aşağılara kayınca masanın üzerindeki her şeyi tek bir büyüyle yok ederek onu yavaşça masaya yatırdı. Elleri onun üzerinde gezinirken geceliğinden yavaşça kurtuldu. Dudakları iç çamaşırlarının izin verdiği ölçüde vücudunda gezinirken fia’nın onu durdurmasını umut ediyordu. Eğer durdurmazsa kendine engel olamayarak ona burada sahip olacaktı. 

Kollarının arasındaki güzelliği daha fazla kendine çekerek kokusunu içine çekti. O günden sonra yaralarının iyileşme sürecinde bedeninin daha çabuk toparlanabilmesi adına ondan uzak durmaya karar vermişti ama şimdi bu kararının arkasında durmakta zorlanıyordu. Onun özlediği teni, tadı, dudakları her şeyi oldukça zorlaştırıyordu. Kendine engel olamayarak onu kendine çevirip dudaklarına kapandığında aldığı kararların hepsini hiçe saydığını biliyordu. Ama o an için kendi kararlarını çiğniyor olması umurunda değildi. Dudakları kızın dudaklarını büyük bir zevkle sömürerek vücudunu ufak bir keşfe çıktı. Sadece ufak bir keşfin ne zararı olabilirdi ki? Tek sorun bunu yaparken kendini kaybedecek oluşunu hesaba katmamış olmasıydı. Kızın tadını yeniden aldığında aldığı zevk kendinden geçmesini sağlarken vücudunu tamamen duyguların: arzu, tutku ve özlemin yönetimine bırakmıştı. Beyni tutkusunun esiri olmuşken yapılabilecek pek bir şey yoktu. Öpücükler ve dokunuşlar yetmemeye başladığında masanın üzerindekileri yok ederek kızı masaya yatardı.

Çıplak tenine dokunma ihtiyacı gittikçe artarken geceliğini yavaşça çıkardı. Dudakları boynundan göğüslerine doğru kaydı. Sutyenin izin verdiği kadar yeri öpücüklere boğarken göğüslerini örten gereksiz şeyden kurtularak öpücükleri daha aşağılara indi. Kadınlığını örten bez parçasından kurtulduktan sonra bedenini öpüp okşayarak yukarılara çıkıp göğüsleriyle itinayla ilgilendikten sonra dudaklarına kapandı. Bir eli bedeninde gezinirken diğer eli kadınlığını okşuyordu. Onu bir süre daha bu şekilde öpüp okşadıktan sonra sonunda bacakları arasındaki yerini alarak yavaş bir şekilde içine yerleşti. İlk başta hareketleri oldukça yavaş olsa da gittikçe hızlandı. Zevkin doruklarına ulaşırken ise iyice hızlanıp sonunda rahatladı. Bedeni kasılarak gevşediğinde kendini yana atarak onu kollarının arasına aldı. Başına küçük bir öpücük kondurduktan sonra '' Seni seviyorum hayatım. Kendini nasıl hissediyorsun? Bir sorun yok değil mi?'' diye sordu.    

Jared içinde bir dolu tereddütle fia’ya elinden geldiğince canını yakmamak için uğraşarak sahip olmuştu. Onun için olan endişesi hala tazeydi. O ne kadar iyi olduğunu söylese de buna pek inanmıyordu. Yaralarına gözü takıldıkça yaptığı şeyin yanlışlığını düşünüyordu. Derin bir nefes alıp onun kokusunu içine çekerken yaralarının kötüleşmemesi için içinden dua ediyordu. Bir süre boyunca onu gözünün önünden ayırmamaya karar verdi. Eğer yaraları kanayacak olursa bir daha ne olursa olsun iyileşene kadar ona elini sürmemekte kararlıydı. Bu şey aşık olduğu kadına zarar verirken sırf kendi zevki için onunla birlikte olmazdı. Gözlerini onun gözlerine dikerek bu onun doğru söyleyip söylemediğini anlamaya çalıştı. Vücudunu dikkatlice süzerken kendini onun iyi olduğu konusunda rahatlatmaya çalışıyordu. Onun kaçarcasına yanından kalkmasıyla yatakta hızla doğrulup bir süre arkasından baktı.

İçinden bir ses sevgilisinin ondan bir şeyler sakladığını söylüyordu. Yataktan kalkarak ağır adımlarla banyoya giderken yolda gördüğü kırmızı leke dikkatini çekti. Ona birkaç saniye dikkatle baktığında bunun kan olduğunu anlayarak dişlerini sıktı. Kendine bildiği en iyi birkaç küfrü sesli bir şekilde ederken duvara sinirle sert bir yumruk geçirdi. Lanet olsun kendisi yüzünden fia’nın yaraları kanamıştı. İradesi zayıf olduğu için kendine söverken saçlarını sıkıntıyla karıştırıp hızla banyoya daldı. Duşta arkası ona dönük olarak banyo yapan sevgilisinin kolundan tutup kendine çevirerek yaralarını kontrol etti. Gözlerini sinirle sevgilisinin gözlerine dikerek  ''Beni baştan çıkarmak yerine durdurmalıydın fia '' diyerek yaralarına odaklandı. Su perilerinin kendine özel iyileştirme gücünü kullanarak yaranın kanamasını durdurarak elinden geldiği kadar iyileştirdi. Elbette tamamıyla iyileşmemişti ama artık kanamıyordu da… Derin bir nefes alarak  ''Şimdi daha iyi misin? '' diye sordu.

Yerdeki kan lekesini gördüğünde beyninden vurulmuşa döndü. Kendi zevki için ona zarar verdiği düşüncesi aklında dönüp dururken öfkeyle dişlerini sıktı. Kahretsin… Bu olmamalıydı. En başından beri bunun yanlış olduğunu biliyordu ama kendine engel olamamıştı. Duvara sinirle yumruğunu geçirmesi bile içindeki öfkeyi yatıştırmaya yetmemişti. Zayıf olan iradesine ve kendisine büyük bir öfke duyarken sevgilisi için olan endişesi en üst düzeydeydi. Hızla banyoya girdiğinde onun kendisinin geldiğini hissettiğini çok iyi biliyordu. Özellikle kendisine dönmemesi ise gözünden kaçmamıştı. Derin birkaç nefes alıp sakin kalmaya çalışarak onu kendine çevirdiğinde gördüğü şey öfkeden delirmesini sağladı. Fia’nın kendisine verdiği cevaptan sonra onu bir çocuk azarlar edasında ''Senin umurunda olmayabilir ama benim umurumda. Yaptığımız şey yanlıştı tam olarak iyileşmeni beklemeliydik.'' Diyerek onu iyileştirmeyi denedi.

Sonuçtan çok memnun olmamasına karşın en azından kanaması durmuştu. Onun çekmesiyle kendisi de suyun altına girdiklerinde kızın ona sarılmasıyla oda kıza sarıldı. Duyduklarıyla kaşlarını çatıp onu kendinden ayırarak '' Kesinlikle hayır bu gün ikinci acı dolu bir zevk olmayacak yaralarına iyileştirme büyüsü uyguladım ama sadece kanamayı durdurabildim. Yani yeni bir birleşmede tekrar kanayıp canını daha çok acıtacaklar… Hadi yeter bu kadar duş'' diyerek kızı suyun altından çekip havluyu üzerine sardı. Tek bir büyüyle ikisinin de kurulanıp giyinmesini sağladıktan sonra belinden tutup kendine çekerek '' Kahvaltıyı dışarıda edelim'' diyerek dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Ardından bir büyü mırıldanarak ikisinin de güzel bir kafeye gitti.