| Bilmece | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Bilmece Çarş. Tem. 17 2013, 00:22 | |
| Karmakarışık bir günün ortasındaydı. Önünde sihirbazların bilgilerinin bulunduğu yığınla kağıt vardı. Her biri işe yaramazın tekiydi. Neden diye kendine sormadan edemiyordu. Neden kendini bu işin içine sokmuştu. Bir söz bir adamı nasıl bu kadar bağlayabiliyordu. Bu sinir bozucuydu. Ama durum buydu. Caitlyn'e verdiği sözle hayatının kontrolü tamamen elinden gitmişti. Yani en azından ikili yaşamının bir kısmı bu sözle bağlanmıştı. Geceleri yine başına buyruk davranıp eski defterleri karıştırırken gündüzleri lanet öğretmenlik olayını gerçekleştirmeye çalışıyordu. Bugünkü dersi de atlattığında bolca bir içkiye ihtiyacı vardı. Üstelik akademide ders dışında bulunmakta istemiyordu. Yani en son karıştırdığı durum yüzünden başına bir şey gelebilirdi. Yeni yetme bir okul müdiresi ile şu an kapışmak istemiyordu.
Sonunda gitme zamanı geldiğinde bir dakika bile beklemedi. Bugünü en iyi şekilde gerçekleştirmeliydi. Bugünün tarihi yıllardır, aklından çıkmamıştı. En çokta bugünü unutmak istiyordu. Ama bu pek mümkün değil, gibiydi. yinede her yıl olduğu gibi deneyecekti. Geçen yıl bir katliam yapmıştı. Bu bile kafasını dağıtmaktan çok öfkelenmesine neden olmuştu. Bu yüzden bu sene sadece içki içecekti. Yani en azından planı buydu. Eve girdikten sonra üzerini değiştirdi. Bir şeyler atıştırdıktan sonra önce ailesinin mezarını ziyaret etti. Clare ve Alessa... İkisini de aynı gün kaybetmişti. Yüzyıllar geçse de acıları hala tazeydi. Duygusal bir kaç dakikanın ardından öfkesi yeniden gün yüzüne çıktı. İşte bu içki vaktinin geldiğini gösteriyordu. Bu yüzden de kendini dakikalar sonra Magica barda buldu. Bar taburelerinden birine oturdu ve geceye viski ile bir başlangıç yaptı.
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Bilmece Çarş. Tem. 17 2013, 02:52 | |
| Günlerdir üzerinde çalıştığı işin detaylarını son kez gözden geçirdi. Basacağı toplantıda olan hiç kimseyi elinden kaçırmak istemiyordu bu yüzden her zamankinden daha dikkatli davranıyordu. Bu seferki işinin iyi kötü savaşıyla bir alakası yoktu. Tamamen şahsi bir durumdu. Yüzyıllar önce ailesine yapılan lanette parmağı olan herkesi tek tek öldürmeye ant içmişti. Kendisi o gün şansından mı yoksa şanssızlığından mı kaynaklanıyordu bilmiyordu ama bir şekilde caitlyn sayesinde kurtulmuştu. Ailesine çürüme laneti yapanlarınsa bu işten sağ kurtulmaması konusunda oldukça ısrarcıydı. Derin bir nefes alıp kinini, öfkesini ve karanlık aurasını serbest bıraktı. Üzerine bir büyüyle bu gün olacakları anlatan koyu kan kırmızısı bir elbise ve siyah pelerin giydi. Gözlerini kapayıp bir büyü mırıldandı. Açtığında harabe görünen bir malikanenin önündeydi. Hissettiği auralarla alayla gülümserken malikanenin içinin dışından daha farklı bir dünya gibi göründüğünden emin bir şekilde ev üzerindeki koruma büyülerini yok ederek içeri girdi. Zili çalmak yerine evin içinde bir anda belirerek ona şaşkın gözlerle bakarak toparlanıp savaş pozisyonu almaya çalışan cadıların birkaçına ölümcül bir lanet uygularken diğerlerinin gücüne el koydu. Onları işkence etmek için canlı istiyordu. Her birini yerine sabitledikten sonra pelerininin kapüşonunu yavaş bir hareketle aşağı indirdi. Gülümseyerek ''Beni hatırladınız mı küçük fareler?'' dedikten sonra onlarla ilgilenmeye başladı. İşi bittiğinde kendi yarattığı kan gölüne bakıp derin bir nefes aldı. Bu dinlendirici görüntüyü seviyordu. O malikanede işi bittiğinde önce bir büyüyle kan bulaşan üzerini değiştirdi. Şimdi üzerinde az öncekinden daha seksi bir kıyafet vardı.
Siyah pelerini hala üzerinde olsa da elbisenin dekolte detaylarını kapatmaktan çok uzaktı. Soluğu zaferini kutlamak adına barda aldığında dikkatini çeken ilk şey tanıdık aura olmuştu. Bu auranın sahibini tanıyordu. David… Yakışıklı ve seksi cadı. Onunla birkaç kez aynı saflarda yan yana savaşmışlardı. Hayatını detaylı bilmemesine rağmen savaşın onu fazlasıyla acımasız yapabilecek kadar ondan çok şey çaldığını söyleyebilirdi. Cadıları katlederken nasıl olduğunu görmüştü ve gözlerinde üzgün, öfkeli ve intikam istediğini belirten o tanıdık ifadeyi görmüştü. Tanıdıktı çünkü bunu kendinde de çok sık görüyordu. Bir süre onu uzaktan izledi. İçki kadehlerini birbiri ardına kafasına dikmesine bakılırsa dertli olduğu açıktı. İçinde aniden oluşan onunla konuşma isteğini bastırmayı denemeden hızla onun yanına gidip yanındaki boş tabureye oturdu. Kendine bir içki söyledikten sonra gözlerini onun gözlerine dikerek ''David… Görüyorum ki kendini içkiye vermişsin.'' Dedi. İçkisinden bir yudum alıp şehvetli bir gülümsemeyle ''Baya dertli olmalısın. Yani senin gibi biri kızlarla vakit geçirmek yerine tek başına içiyorsa durum vahim olmalı.'' Dedi. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Bilmece Çarş. Tem. 17 2013, 14:23 | |
| İçki işini yapmaya hala başlamamıştı. Acaba kaç bardak devirmesi gerekecekti, kendini kaybetmek için? Aslında önemli olan kaybetmek değildi kendini, önemli olan kafasının içindekilerin onu terk etmesiydi. Geçen yılların ve en önemlisi zamanın bir ilaç olduğu söylenirdi. Peki geçen onca zaman neden unutturmayı başaramamıştı. Alessa, onu hala özlüyordu. Belkide aslında unutmak değildi, ihtiyacı. İhtiyacı olan şey yeni biriydi. Hayatına giren tüm kadınların sadece tek gecelik bir değeri vardı. Bu tavsiyeyi ona veren kişi Caitlyn'di. Gerçi o zamanı düşününce onunda oldukça dertli olduğu açıktı. O gece çok fazla içip dertleşmişler bir sürü konudan bahsetmişlerdi. Birine tavsiye ermek kolaydı. Ama tavsiyeleri kendin gerçekleştiremezken bir başkasına vermek ne kadar doğruydu. Gerçi şu an onun tavsiyesine uymaması iyi olmuştu. Son bildiği Cade denen kişi ile bir araya gelmiş olduklarıydı. Başka şeyler olduysa pek önemsememişti. Açıkçası şu an hayatı o kadar boş geliyordu ki... İçki bir şeyi unutturmayı başarmamış olabilirdi ama başka bir şey yapmıştı. Hayattan vazgeçtiği bir evreye sokmuştu. Bu durum daha sinir bozucuydu. Çünkü o böylesine zayıf biri değildi. Eğer öyle olsa çoktan karısı ve kızının cesedini gördüğünde hayatına son verirdi.
İçkinin dozunu biraz daha arttırmak istercesine viskiden vazgeçti. Belki de yeşil peri görmek şu an ona daha iyi gelecekti. Kendine absinthe ısmarladı. Gerçi bunu istediğinde barmenin tavrı onu gülümsetmişti. Bir anda çok fazla sert bir şey istemişti. Bir bardağının bile bir insanı öldürebildiği bir içki içecekti. Bir bardağı içtiğinde boğazını yakan tat ile hafifçe öksürdü. İkincisi hata olurdu ama o ısmarlamıştı. Ama içmeden yanına oturan kişi dikkatini dağıttı. Başın çevirdiğinde hissettiği aura ile içkiden vazgeçti. Kızın sözleri ile başını ona çevirdi. Garip bir alışkanlık ile kızı baştan aşağı süzdü. Rebekah, tıpkı kendi gibi Caitlyn ile bir geçmişi olan ve savaşta yanında bulunan biriydi. Şu an içkiden mi yoksa daha önce kör olduğundan mı bilinmez. Kızın böylesine seksi olduğunu daha önce fark etmemişti. İçkinin artık bir tam olarak unutmak için bir işe yaramadığı ortadaydı. Sadece başını döndürüyordu. Konuşmak ise kafasını meşgul ederdi.
"Rebekah... Evet dertliyim. Bugün ailemi kaybettiğim, o lanet günün yıl dönümü. Bir şeyleri unutmak istiyorum. Bu konuda yardımcı olmak ister misin?"
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Bilmece Çarş. Tem. 17 2013, 18:26 | |
| Bu durumu seviyordu. Kurbanlarının çığlıklarından sonra çöken kasvetli sessizlik içinde huzur bulmasını sağlayan bizzat oluşturduğu kan gölünü izlemek oldukça dinlendiriciydi. Ruhu ancak intikamını aldıktan sonraki birkaç dakika rahat edebiliyordu. Derin bir nefesle evin tatlı kokusuna karışan kan kokusunun oluşturduğu garip havayı içine çekti. Gözlerini kapayıp birkaç saniye dinlendirici karanlığın onu ele geçirmesine izin verdi. Birkaç saniye sonra gözlerini açıp etraftaki ölü bedenlere bir kez daha bakarak bunun sadece bir başlangıç olduğunu aklının köşesine not etti. Artık burada yapması gereken hiçbir şey kalmamıştı. Vücudunu esnetip üzerindeki kanlı kıyafetlerden kurtulduğunda geceye nasıl devam etmesi gerektiğine karar vermeye çalışıyordu. Sonunda zaferini kutlamak adına bara gidip eğlenmeye karar verdi. Gözlerini kapayıp bir büyü mırıldandı. Açtığında cadılar için özel oluşturulan bara gelmişti. Kapıdan içeri sorunsuz girerken bardan içeri adım atar atmaz dikkatini tanıdık bir aura çekmişti. Gözleriyle david’i ararken o yakışıklı cadının yanında birinin olup olmadığını merak ediyordu. Sonunda gözleri onu bulduğunda bir süre onu izledi. Oldukça dertli görünüyordu. Davranışlarını bir süre uzaktan izledikten sonra hızlı adımlarla yanına giderek yanına oturdu. Birkaç cümleyle yakışıklı ve seksi cadının kendisini fark etmesini sağlarken kendine bir içki söyledi. Bu yakışıklı cadıyla uzun zaman önce tanışmışlardı. Aralarında çok fazla bir konuşma geçmemişti ama birçok kez birlikte savaşmışlardı.
David’in bir çok kızın aklını başından alabilecek biri olmasına karşın yalnız takılmasını garip bulduğunu dile getirirken içkisinden birkaç yudum alarak pelerinini zarif bir hareketle çıkartıp oturduğu taburenin yanına koydu. Bu kendisini rahatsız edecek herhangi çapkın bir erkeğe karşı ufak bir önlemdi. Genel olarak onlarla eğlenmekten büyük zevk alsa da bu gün ilgilenmek istediği tek kişi vardı oda şuan yanında oturuyordu. Duyduklarından sonra şehvetle gülümsedi. İlgili bir sesle ''Seni anlıyorum. Bende birilerini kaybettim. Savaş elimden oswald ailesinin tüm fertlerini aldı. Ailemden geriye kalan son kişiyim ve bunun ne denli berbat bir şey olduğunu iyi bilirim. İnsanın hayatta kalmasını sağlayan tek şeyin intikam olduğunu benden daha iyi kimse bilemez. Neden aklındakileri cümlelere dökmüyorsun? Seni dinlerim. Anlatmak insanı rahatlatır'' dedi. Önündeki içki bardağını kafasına dikip anlayışla gülümsedikten sonra kendine bir içki daha söyledi. Birkaç kadehin ardından yavaşça ayağa kalktı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Pekala geçmişte bu kadar boğulmak yeter. Hadi biraz dans edip eğlenelim'' diyerek onu dans pistine çekiştirdi. Ona oldukça yaklaşıp kollarını boynuna dolayarak ''Savaşta ne kadar iyi olduğuna bir çok kez tanıklık ettim. Bakalım dans konusunda ne kadar iyisin david'' dedi ve onunla dans etmeye başladı.
| |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Bilmece Perş. Tem. 18 2013, 19:37 | |
| Derdini içki ile unutmaya çalışmaktan artık vazgeçmişti. Rebekah, yanına geldikten sonra zaten içkiye de gerek kalmamıştı. Onunla geçmişleri savaş ve Caitlyn'e yakın olmalarından geliyordu. Yinede şu ana kadar cadı ile arasında hiç bir konuşma geçmemişti. Zaten bazı durumlarda yabancı biriyle konuşmak derdini anlatmak daha iyiydi. Elbette Rebekah, yabancı sayılmazdı. Ama kendi hakkında hiç bir şey bilmediği de ortadaydı. Aslında o da cadı hakkında hiç bir şey bilmiyordu. Onun sorularına cevap verirken aynı zamanda eski anılardan uzaklaşmaya çalışıyordu. Kızın anlayışlı halinin ardından sözleri ile ona daha dikkatli bakmaya başladı. Açıklamaları sıralandıkça onun tarafından anlaşıldığından emin olmuştu. Genelde birileri tarafından tam olarak kimse anlaşılmazdı. Ama kız ile benzer geçmişleri içindeki intikam duygusunun kızında içinde olduğunu hissetti. Bu ona garip bir ilgi duymasını sağladı.
"İntikam duygusu, ailemi kaybettikten bu yana beni ayakta tutan tek şeydi ve seni de öyle... Şimdiye dek bir ortak noktamız olduğunu fark etmemiştim"
Yeşil periyi bir kenara bırakıp normal viskisine döndüğünde cadının da içkisini dikişini izledi. Sonrasında bir anda kollarından çekilerek kendini dans pistinde bulmuştu. Dans, bu gece planları arasında yoktu. Ama böylesine seksi bir cadıyı kırmak olmazdı.
"Bekle ve gör güzelim. Hala paslanmadı isem bu konuda da oldukça iyi sayılırım..."
Kızı belinden tutarak bir daha kendine çekti ve müziğe uyumlu şekilde dans etmeye başladı. Kızın harika kokusu bu mesafeden zihnini ele geçiriyordu. | |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Bilmece Perş. Tem. 18 2013, 22:39 | |
| David… Yakışıklı, seksi cadı. Şuan oldukça ilgisini çekiyordu ama yüzyıllardır yan yana savaşmış ve birçok görevi birlikte yerine getirmiş olmalarına rağmen birbirleriyle pek konuşmuşlukları yoktu. İkisi de çok iş kolik ya da kör olduğu için midir bilinmez hiç birbirleri hakkında sohbet etmemişlerdi şimdiye kadar. Savaş stratejileri konusunda oturup sabahlara kadar tartışacak kadar çok birbirleri hakkında hiçbir şey bilmeyecek kadar az konuşmuşlardı onlar… Birileriyle dertleşmek pek ona göre değildi aslında yani burada oturmuş neden onunla konuşmaya çalıştığını tam olarak bilmiyordu. Bildiği tek şey bu cadıda kendisini çeken bir şey olduğuydu. Onu ilgiyle dinleyip hiç sıkılmadan sabaha kadar uzayabilecek bir sohbete girişmesini sağlayan bir şey. Belki gözlerinde görmeye alıştığı tanıdık ifadeden belki savaş alanındaki yeteneklerinden belki de sadece yakışıklı olduğundan ondan etkilenmişti. Karar veremiyordu emin olduğu tek şey bu yakışıklı ve seksi cadının kendisini oldukça etkileyerek ilgisini çektiğiydi. Benzer geçmişleri olduğunu öğrendiğinde derin bir nefes aldı. Kader insanlara çok garip oyunlar oynayabiliyordu tıpkı bu gece ikisinin karşılaşmasını sağlaması gibi… David’in yaptığı yorumdan sonra içkisini kafaya dikerek anlayışla gülümsedi. ''Yüzyıllardır birbirimizi tanımamıza rağmen bunu şimdi fark etmemiz ne garip'' dedikten sonra iç çekerek ''Evet intikam duygusu ikimizin de hala ayakta olmamızın tek nedeni. Olan bütün berbat şeylere rağmen hala yaşıyoruz çünkü acı çekerek ölmesini istediğimiz kişiler var.'' Dedikten sonra yeni içkisini de kafaya dikerek ortama çöken kasveti dağıtmak adına ustaca konuyu kapatıp onu dansa kaldırdı.
Daha önce birçok erkekle dans etmesine rağmen ilk defa birini dansa kaldırıyordu. David’in söylediklerinden sonra şehvetle gülümsedi. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Hımm bu konuda baya iddialısın yani.'' Diyerek bedenini tamamıyla onun kontrolüne bıraktı. Erkeksi kokusu başını döndürmeye yetmişti. Gözlerini onun gözlerinden ayırmadan bir süre dans ettikten sonra bir elini onun sert göğsünde gezdirerek ''Sıradan dansta oldukça iyisin peki birkaç yetenekli hareket sergilemeye ne dersin?'' diye sordu. Birkaç hareketin ardından ona iyice sokularak ''Tamam dans konusunda da en az savaş alanında olduğu kadar iyi olduğunu kabul ediyorum. Hatta sana bu konuda haksızlık ettiğimi bile düşünüyorum sanırım bunun için senden özür dilemeliyim'' diyerek dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde ''Sıradan iki kelimeden daha etkili bir özür şekli '' dedi.
| |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Bilmece Cuma Tem. 19 2013, 14:21 | |
| Eski dertlerinin içinde Rebekah ile konuşmak iyi gelmişti. Aslında derdi yoktu. Sadece içinde yeri dolmayan bir özlem vardı ve tabi elbette bitmek bilmez bir öfke. Aynı öfkeyi onun gözlerinde de görmüştü. Daha önce hiç sormak aklına gelmese de bu gece kızla ilgili yeni şeyler öğreniyordu. Bundan da rahatsız değildi, açıkçası. Bir anda dans teklifi ile bir kaç saniye afallasa da bu seksi güzelin kollarında olması fikri hoşuna gitmişti. Kızla dans ederken kanındaki alkol yavaş yavaş etkisini gösteriyordu. Beyni tamamen boşalmış aklındaki tek şey elleri arasındaki bu beden olmuştu. Onun bedenini kendi bedenine bastırırken tatlı kokusu içine daha fazla doluyordu. Kızın hoş sözleri arasında ona dansla ilgili tüm hünerlerini sergiliyordu. Hala paslanmamış olması bu durumda hoşuna gitmişti. Yoksa bu güzellikle dansı oldukça kısa sürebilirdi. Dans sırasında kız bedenine kendi isteğiyle sokulmuştu. Kızın tatlı sesiyle dilediği özür ile ardından dudaklarına kapanan dudaklarla tatlı güzelin tadına baktı. Ama oldukça kısa sürmüştü. Ardından kurduğu cümle ile yüzünde çapkınca bir gülümseme belirdi.
"Kendini affettirerek özür dilemekte kararlıysan seni hala affetmiş değilim... Sonuçta özür diledin ama ben daha uzun bir özür istiyorum..."
Kızın saçlarına dokunup başını kavradı. Hemen ardından onu kendine çektikten sonra dudaklarını öpmeye başladı. Az önceki kısa öpücükten çok farklıydı. Tadını uzun süre çıkarmak için oldukça yavaş ve kızı etkilemek için oldukça baştan çıkarıcıydı. | |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Bilmece C.tesi Tem. 20 2013, 00:08 | |
| David’le dans ederken onun bu konudaki yeteneklerinden bir anlıkta olsa şüphe ettiğini kabul ediyordu. Sonuçta şimdiye kadar onu sadece savaşırken görmüştü ve bu konuda da oldukça yetenekli olduğuna birçok kez tanıklık etmişti. Ama onu daha önce hiç dans ederken görmemişti. Hatta hiç konuşmamışlardı da bu gece ne değişti bilmiyordu fakat durumdan son derece memnundu. Erkeksi kokusu başını döndürürken kısa bir süreliğine de olsa düşüncelerinden ve geçmişinden tamamen uzaklaşmanın keyfini çıkarıyordu. Sergiledikleri dans hareketlerine kolaylıkla uyum sağlarken uzun zamandır bu kadar eğlenmediğini fark etti. Normal zamanda dans etmekten çabuk sıkılırdı fakat şuan uzun süre david’le dans edebilirmiş gibi geliyordu. Dans esnasında david’in bedenini bedenine bastırmasındansa hiç şikayetçi değildi. İlerleyen dakikalarda ona biraz daha sokularak birkaç söz söyledi. Bu sırada gözleri onun gözlerinden elinde olmadan dudaklarına kaymıştı. Bu kadar yakışıklı, karizmatik,tehlikeli ve kesinlikle çapkın bir cadının tadının nasıl olduğunu ister istemez merak etmişti. Bir süre bunu yapmaması gerektiğine kendini ikna etmeye çalışsa da sonunda dayanamayıp onu öptü. Öpücük gayet kısa olsa da tadı hoşuna gitmişti. Daha fazlasını istemesine rağmen kendini tuttu. David’in merakını gidermek adına şuh bir tavırla kısa bir açıklama yaparken şehvetle gülümsedi.
Bakışlarında engelleyemediği bir tutku hakimdi. Hayır o masum değildi. Masumiyetini yüzyıllar önce ailesiyle kaybetmişti ve yeni halinden hiçte şikayetçi değildi. Tabi ki tüm bu kötü şeylerin yaşanmamış olmasını dilerdi ama kim dilediğini elde edebilmişti ki şimdiye kadar? Yapacak bir şey yoktu bu duruma uyum sağlaması gerekmişti oda sağlamıştı. Duyduğu sözle gülümseyerek ''Kendimi affettirmek için ne yapabilirim? '' diye sordu ona biraz daha yaklaşıp parmaklarını göğsünde gezdirirken. David’in sözlerine karşılık sakince ''Hımm peki… '' dedikten sonra onun saçlarını kavrayarak kendisini öpmeye başlamasıyla öpücüğe karşılık verdi. Yakışıklı cadının yavaş ve baştan çıkaran öpücüğüyle kendinden geçerken elleri onun vücudunda küçük bir keşfe çıkmıştı. Bedenini onun bedenine yaslayıp diziyle erkekliğini okşadı. Öpücükleri daha da derinleştikten bir süre sonra nefes almak adına kendini geri çekerek nefes nefese ''Affedildim mi? Sanırım bu sana yaptığım haksızlığı unutturmuştur '' dedi.
| |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Bilmece C.tesi Tem. 20 2013, 22:17 | |
| Kızla dans ederken kısa bir süre eski günlere gitti. Alessa, onu hala unutmuş değildi. Ama sonra bir anda burnuna dolan koku ile her şey geride kaldı. Rebekah'ın üzerinde oluşturduğu garip etkiye giderek daha fazla kapılıyordu. Ona dokunurken kızın bedenini hissetmek, kokusunu içine çekmek hoşuna gidiyordu. Dahası üzerinde yarattığı etkiden kurtulmak içinde çabalamıyordu. Ona dansla ilgili hünerlerini gösterirken daha da yakınlaşmışlardı. Hesapta olmayan öpücük ise garip bir şekilde bir hoşluk kazandırmıştı. Sadece özür öpücüğü olduğunu söylese de bu öpücükten çok daha fazlasını istemeye başlamıştı. Bunu dile getirip kızın dudaklarına kapandığında onu baştan çıkarıcı ve yavaşça öptü. Kız kısa sürede ona karşılık verirken öpücük derinleşmişti. Kızın ellerini kendi bedeninde hissederken, kendi eli de kızın belinden aşağılara kaymıştı. Cadının kalçasını kavradığında onu kendine daha fazla bastırdı. Öpücük sonlandığında kızın sözleri ile çapkınca gülümsedi.
"Senin gibi bir güzeli affetmek, kolay. Affedildin desem bile senden uzak kalmak istemiyorum"
İçinde birden ortaya çıkan tutku ile bu kelimelerin ardından onu yeniden öptü. Öpücük artık yetmiyordu. Cadıyı arzulayan bedenini görmezden ise gelmek istemiyordu. Kızın dudaklarını bırakıp boynuna yöneldiğinde kalçalarını biraz daha fazla sıktı. Kızın kokusunu başını döndürürken boynuna bir kaç öpücük kondurdu. Ardından kulağına fısıldamaya başladı.
"Sence artık daha rahat bir yere gitsek ne dersin? Yalnız kalacağımız bir yere..." | |
|
| |
| Bilmece | |
|