| Ruby & Jonathan | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Gloria Winston Cadı
Mesaj Sayısı : 134 Kayıt tarihi : 16/12/12 Lakap : Angel
| Konu: Ruby & Jonathan Cuma Ağus. 30 2013, 14:47 | |
| Bugünkü ritüel için yapacağı hazırlıklar için evinden erken saatlerde ayrılmıştı. Ormana doğru ilerlerken aklından bir srü düşünce geçiyordu. Artık ritüel yapmaya alışmıştı. Hatta ona sıradan bile geldiği söylenebilirdi. Yeni şeyler denemek istiyordu hayatında. Öncelikli hedefi sihirbazını bulmaktı; fakat her gerçekleştirdiği ritüelde bir ipucu aramasına rağmen bulamıyordu onu. Nasıl bir görünüme sahip olduğunu, gücünü nasıl kullandığını çok merak ediyordu. Elbet bir gün kendi sihirbazı da perisini bulup ritüele gelecekti. O zamana kadar beklemekten başka çaresi yoktu. Ormana ilerleyip de aradığı hayvanı avladıktan sonra elindeki diğer malzemelerle tapınağa geçti. Her geçen gün yeni sihirbaz-peri çiftlerinin geliyor oluşunu memnuniyetle karşılıyordu. Karanlık taraf yerine kendilerini seçiyor oluşları aydınlık tarafın daha da güçlenmesini sağlıyordu. Caitlyn’in haber verdiği sihirbaz-peri çiftini beklerken diğer yandan da gereken hazırlıkları yapmaya karar verdi.
Tapınağın derinliklerine doğru ilerlemeye başladığında ritüellerin gerçekleştiği alana vardığında adımlarını durdurdu. Elindeki malzemeleri kenara yerleştirdikten sonra tapınağı hazır hale getirmek için bir uğraşması gerekiyordu. Öncelikle odanın ortasına büyük bir daire oluşturdu ve hemen ardından içinde bir üçgen meydana getirdi. Üçgenin ortasında ise küçük bir daire oluşturarak yere bıraktığı çantasında mirai taşını çıkardı ve dairenin içine yerleştirdi. Üçgenin bir köşesine ormanda avladığı hayvanı bıraktı. Bir yavru kurt seçmişti, hayvan hala canlı ve nefes alıyordu. Ama yaptığı büyü sayesinde derin bir uykudaydı. Zaten ritüel gerçekleşirken bir daha uyanamayacaktı da. Ritüeli gerçekleştirmek için küçük bir bedeldi hepsi bu. Hazırlıkları bittiğinde saatini kontrol etti. Beklenen an artık gelmişti. Ritüel bir an önce gerçekleştirilmeli ve aydınlık tarafa yeni kişiler katılmalıydı. | |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Salı Eyl. 03 2013, 15:23 | |
| Aşk hayatı son derece sakin gidiyordu. Scarlett’a aşık olmasa da sadık kalmayı başarıyordu. Görevlerini tamamladıktan sonra büyük bir sabırsızlıkla soluğu evde alıyor ve onun yanında olmanın tadını çıkarıyordu. Tuhaf bir şekilde mutlu ve huzurluydu. Bunların bir nedeni yoktu varsa bile o bilmiyordu. Bildiği bir tek şey vardı oda şu günlerde scarlett’ın yanında olmak istediğiydi. Galiba alışkanlık nedeniyle onu özlemeye de başlamıştı. Görevden her döndüğünde onun gülen yüzüyle karşılaşmaya , birlikte vakit geçirmeye alışmıştı. Güzel sihirbaz zamanla hayatının merkezine oturmuş gibiydi. Hayatından o çıkarsa eğer hiçbir şey yapamazmış gibi geliyordu. Çoğu zaman onsuz nefes alamayacağını bile düşünüyor sonra kendisine saçma gelen bu fikre gülüp geçiyordu. Bu kız onu oldukça farklı bir şekilde etkilemeye başlamıştı. Bir şekilde onun çekim alanına girmişti ve şimdi bundan kaçamıyordu. İşin aslı kaçmaya çalıştığı da söylenemezdi. Düşüncelerinden kurtulup etrafa bakındı. Yeni bir günde yine bir görevde aklı bir şekilde scarlett’a kaymış dakikalar önce cadının yanında olması gerekirde yerinde çakılı kalmıştı. Öncelikle etrafı kontrol edip hiçbir perinin canlı kalmadığından emin oldu. Ardından üzerini değiştirip caitlyn ile konuşmaya gitti. Ritüel işini bu gün halledebileceklerini duyduğunda vakit kaybetmeden sihirbazının yanına gitmeye karar vermişti. Hoş onun bile şuan nerede ve nasıl olduğunu bilmiyordu ya… Kızla birlikte olduktan sonra onu bir daha görmemişti.
Birkaç kez telefonunu aramış ulaşamayınca nasılsa tehlikede olsa hissederim mantığıyla kızı rahat bırakmıştı. Sihirbaz olduğunu kabullenme sorunları yaşıyordu herhalde aklına telefonlarına cevap vermemesinin nedeni olarak başka bir şey gelmemişti. Evini ya da nerede olduğunu bilmiyordu bu yüzden gözlerini kapatıp aurasına yoğunlaştı. Gözlerini açtığında dikkatini çeken ilk şey masanın üzerine dağılmış silahlardı. Sihirbazının evi olup olmadığından emin olmamakla birlikte bir avcının evinde olduğu kesindi. Etrafta kendi sihirbazı haricinde birinin aurasını hissetmiyordu. Mutfağa girdiğinde sihirbazının mutfak aletlerine söverekten yemek hazırlamaya çalışmasını bir süre izledi. Sonunda dayanamayıp kahkahayı basınca sesin geldiği tarafa bıçakla dönen ve kendisini görünce sudan çıkmış balık misalim olan sihirbazına daha çok güldü. Bıçağı işaret ederek '' Bu sahnenin bir benzerini daha önce görmüştüm.'' Diyerek kısa bir giriş yaptıktan sonra her şeyi anlattı. Ruby hazır olunca kızı kendine çekip elinden tutarak yeni bir büyüyle tapınağa götürdü. Cadıya ufak bir baş hareketiyle selam verip '' Bize yardım ettiğiniz için teşekkürler. Ritüele hazırız'' dedi. | |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Salı Eyl. 03 2013, 19:38 | |
| Bu evde olmak artık ruhunu daraltıyordu. Sırf söz verdiği için Reilly'i dinliyordu ama kendi adına bu iş artık katlanılamaz bir hale geliyordu. Bu eve ilk girdiğinde bitmiş ve tükenmiş bir haldeydi. Kalbinin ona fısıldadığı tek ismin kapısını çaldığında onu seven adamı görmeyi beklemişti. Ama o da farklı değildi. Öldürmemiş olsa bile bunu istemişti. Her şeye rağmen ona özlemi devreye girmiş olsa da Reilly'nin hareketleri yüzünden bu durumdan nefret etti. Kalbini, her şeyini verdiği birinin ona böyle davranmasını hak etmiyordu. Avcı kimliği yüzünden hareketli yaşamı bir anda minimuma indiğinden her yalnız kalışında Reilly'nin antrenman odasına kendini atıyor, kum torbalarından ya da diğer şeylerden hıncını alıyordu. Elbette yaptığı tek şey bu da değildi. Bazende bir bıçağı alarak kollarında yaralar açıyor ve akan kanı kontrol etmeye çalışıyordu. Çalışmalarının bir kısmı iyi geçse de bazen kontrol edememe yüzünden kendini daha fazla kesiyordu. İşin sonu ise çok fazla kan kaybetmesine neden oluyordu. Yaralarını güzelce pansuman ettikten sonrada bu çalışmalara bir yerde son veriyordu. Bu iş yüzünden bedeninde çok fazla yara olsa da kıyafetlerle bir şekilde örtmeyi başarıyordu. Hem zaten avcının yanında soyunması gibi bir durumda ortada yoktu. Artık onun yanında uyumayı bile bırakmıştı. Reilly, her zamanki gibi iş için çıktığında mutfakta ev aletleri ile kapışmaya başlamıştı. Elindeki bıçakla mutfakta dönerken bir anda Jon'u gördüğünde bıçağı ona doğrulttu. Ama perisi olduğunu fark ettiğinde durdu. Onu görmeyi hiç beklemiyordu. Gücü yüzünden ona gitmek istese de sözü elini kolunu bağlamıştı. Jon'un sözleri üzerine elindeki bıçağı tezgaha bıraktı.
"Evet, nasıl sonlandığını hatırlıyorum."
Kısa konuşmadan sonra peri ile olanları düşündü bir an sonrasında ise onu dikkatle dinlemeye başladı. Ritüel kısmının anlatımı bittiğinde kendini Jon'un bedenine yaslanmış, erkeksi kokusu ciğerlerini doldururken buldu. Ama bu durum tapınakta son buldu. Cadı olduğunu anladığı kişiye selam verdikten sonra Jon'un kelimelerinin hemen ardından konuştu.
"Ritüel için hazırım."
| |
|
| |
Gloria Winston Cadı
Mesaj Sayısı : 134 Kayıt tarihi : 16/12/12 Lakap : Angel
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Perş. Eyl. 05 2013, 20:02 | |
| Sihirbaz ve perinin varlığını hissettiğinde tapınağın girişine doğru dönerek onları beklemeye başlamıştı. Her ikisinin de tapınağa girdiğini gördüğünde ise onlara hazır olup olmadıklarını sordu. Aldığı cevaplara karşılık memnun bir ifadeyle peri ve sihirbazın geçmeleri gereken yerleri gösterdi. Onların yerlerine yerleştiklerinden emin olunca da ritüel boyunca yapmaları gereken şeyler hakkkında onları bilgilendirdi.
“Ritüel boyunca gözleriniz kapalı olacak ve ben açın diyene kadar da gözlerinizi açmayacaksınız. Ayrıca hiç hareket etmemelisiniz canınız acısa da. O acıyı azaltmak için de herhangi bir mutlu anınıza odaklanın ve ona sımsıkı tutunun. Böylelikle canınız daha az yanacaktır. Artık başlayabiliriz ritüele.”
Artık başlayabilirdi ritüele. Kitaptaki büyülü sözcükler teker teker dudaklarından dökülmeye başladı. İlk olarak yere çizdiği çizgiler yavaşça parlamaya başladı, göz alıcı olana dek. Sonrasında Ruby’nin kalçasındaki dövme küçük bir ışık süzmesi şeklinde kendini belli etmeye başladı. Doruğa ulaştığında kızın askılı tişörtünü beline kadar sıyırdı ve bu sayede şekli belirgin bir şekilde görüyordu. Yerdeki ışıklar renk değiştirmeye başladı. Dövmenin üzerindeki her bir renk tonuna cevap verir gibi dövme ile birlikte hareket ediyorlardı. Kitaptaki sayfanın sonuna geldiğinde hançeri eline aldı. Yavaşça Ruby'ye doğru ilerlerken hançerin sivri ucunu ona doğrulttu. Ruby'nin belindeki dövmeyi daha rahat görebilmek için tişörtünü oldukça yukarı doğru sıyırdı ta ki dövmenin tamamını görene kadar. Hançerin ucunu yavaş bir şekilde dövmenin tam ortasına bastırdı. Ani bir hareketle sağa doğru çekti ve dövmenin üzerine açtığı çizik şeklindeki yaradan kan akmaya başladı. Sonra Jonathan'ın yanına ilerleyerek Ruby'nin bedenindeki aynı noktaya aynı şekilde bir yara açtı. Son olarak yavru kurtun yanına giderek hançeri tavşanın kalbine sapladı. Üçünün kanları ile kaplı olan hançerin üzerindeki kanı Mirai taşının üzerine getirerek kanları taşa akıttı. Mırıldandığı kısa bir büyü ile üçünden biraz daha kan akarak çizgileri takip etti ve ortadaki mirai taşında buluştu. Mirai taşı tamamen kan rengini alana dek. Mirai tamamen kan rengine döndüğünde bağlılığın son aşaması olan cadı kanını akıtmak için hançerle avuç içine ufak bir yara açarak taşın üzerine akıttı. Taşı eline aldığında Mirai yavaşça kendi rengine dönerken Jonathan'ın bedeninde tam çiziğin olduğu yerde sihirbazının işaretinin aynısı oluşmaya başladı. İki aynı işareti taşıyan sihirbaz ve perinin ritüeli böylece tamamlanmış oldu. Mirai taşını tekrar ipek mendilin arasına koymuştu ve mırıldandığı bir büyüyle ritüelde kullandığı eşyalar yerlerine geri gitmişti.
“Ritüel bitti. Gözlerinizi açabilirsiniz. Bu ritüelden sonra neler olacağı hakkında birkaç bilgilendirmede bulunmak istiyorum. Öncelikle artık aranızdaki bağ daha da güçlendi. Yani birbirinizin duygularını bundan sonra daha iyi hissedebileceksiniz. Aynı zamanda Ruby senin gücüne hükmetme yeteneğinde artmış oldu. Daha fazla konuda bilgilendirilmek isterseniz bana ya da Caitlyn’e ulaşmanız yeterli.” | |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan C.tesi Eyl. 07 2013, 00:32 | |
| Sihirbazının olduğu yere geldiğinde evin düzenine bakındı. Bir kızdan çok bir erkeğin zevkine göre döşenmişti. Renkler oldukçe keskin ve sert tonlardaydı. Salon son derece sadeydi. Pastel tonlar hakimdi bu da ruby'nin pek tarzı değilmiş gibi geldi. Gerçi sihirbazını tam olarak tanıdığı söylenemezdi elbette sadece giydiği kıyafetlerden rahat takılmayı sevdiğini söyleyebilirdi. Birde koyu renklere bayılıyordu. Yine de hiçbir şeyden emin olamıyordu. O kıyafet tarzını sadece cadı avı için tercih ediyoda olabilirdi. Sihirbazının aurasının yoğun olduğu yere yani mutfaga gittiğinde onun durumunu bir süre keyifle izledi. Onun mutfak aletleriyle olan savaşı görülmeye değerdi doğrusu... Ruby kendisinin farkına vardığında olanları ona kısaca anlattıktan sonra ritüelin olacağı yere götürmüştü. Cadı herşey hazır bir şekilde onları bekliyordu. Derin bir nefes aldı. Onun sorumluluğunu almak konusunda tereddütleri henüz geçmemişti ama onu bırakamayacağını içten içe bildiğinden bu bağlanma olayının bir an önce olup bitmesini istiyordu. Kız bir şekilde ilgisini çekiyordu ve onu itiraf edemese de önemsiyordu. Bir avcı olduğunu öğrendiğinden beri peşine takılabilecek avcılar yüzünden oldukça endişelendiğini inkar edemezdi. Kafasını iki yana sallayıp düşüncelerinden kurtularak hazır olduğunu dile getirdi. Sonrasında cadının söylediklerini dinlemişti. Ondan yapmasını istediği şey kolaydı.
Acıyı unutmak, yok saymak bu genel olarak savaş alanında çok sık yaptığı bir şeydi.Gözlerini kapatıp bekledi. Bu durumu cadının dediklerini yapmadanda atlatabilirdi ama o scarlett'ı düşünmeyi seçti. Onunla ilgili anılarına tutundu. Canı buna rağmen düşündüğünden daha fazla acımıştı. Cadının sözleriyle gözlerini açtığında yerdeki cansız yavru kurt dikkatini çekti. Etraftaki her şey yok olduğundaysa sihirbazına odaklandı. Hissettiği duygular kafa karıştırıcıydı. Bu hislerin sahibinin kendi değilde ruby'nin duyguları olduğunu anladığı sırada dengesini kaybeden sihirbazını hızla yakalayıp kollarına alarak ''İyi misin?'' diye sordu. Ritüel bitmiş ve kolları arasındaki güzellikle baş başa kalmışlardı. Derin bir nefesle kızın tatlı kokusunu ciğerlerine doldurduktan sonra bilmiş bir tavırla ''Bensizlik yaramadı anlaşılan...''dedi ukalaca. Yüzünde alaycı bir gülümseyiş vardı. Birkaç dakika sonra gülümseyiş yerini ciddiyete bıraktı. Hissedebildiği duygulardan hoşlanmamıştı. Gözlerini onun gözlerine dikip endişeyle ''Pek iyi hissetmiyorsun. Neyin var? Eğer problemi söylersen ona göre bir büyü yaparım ve kendini daha iyi hissedersin'' dedi. | |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan C.tesi Eyl. 07 2013, 01:44 | |
| Mutfakta ufak çaplı bir savaş verirken bir anda perisini görmek onu tedirgin etse de sonradan durumu normal karşılaşmıştı. Zaten içten içe görmek istediği birini dinlemekte, kabullenmekte kolay oldu. Onun kolları arasında ilk büyülü seyahatini gerçekleştirdiğinde etrafına baktı. Bir avcı olarak bir cadının ininde olmak garipti, yani öldürmemek için orada bulunuyor olmak. Hazırım kelimeleri Jon'un sözlerinin hemen ardından dökülmüştü, ona duyduğu garip güven ile... Sonrası ise bir korku filmi edasında devam etti. Önce uygulamak zorunda olduğu şeyler... Acı önemli değildi aslında, kendini keserken de avlanırken de acı ile sürekli haşır neşir olmuştu. Bu yüzden bir şey düşünmeyi denemedi bile... Hem ne düşünecekti ki onu yargılayan, öldürmeye çalışan ailesini mi yoksa kalbini çalan ama soğukluğu ile kalbini parçalayan sevgilisini mi? Acı kendini hissettirdiğinde dudaklarından tiz bir çığlık döküldü. sonunda ritüel bittiğinde tamamen dağılmış bir şekilde gözlerini açtı, ayakta durmak ise hiç kolay olmadı. Ani bir şekilde kendini Jonathan'ın kolları arasında buldu. Kolları ile onu sararak destek olmasını sağlıyordu. Başta sorduğu soruya hiç bir şey söylemedi. Zaten görünüşü her şeyin özetiydi, iyiden uzak berbat bir haldeydi. Ukala tavırları onu bir nebze güldürse de ciddileştiği ilk anda gözleri dolmaya başladı. Ona sıkıca sarılıp göz yaşlarının akmasına izin verdi. Çünkü tutmasına imkan bile yoktu. Göz yaşları boynunu ıslatırken titrek sesi ile kelimeleri bir araya getirmeye çalıştı.
"Haklısın sensizlik... Hiç iyi gelmedi... Keşke senden gitmek için o kadar acele etmeseydim... Tanıdığımı sandığım herkes tarafından öldürülme girişimini görmemiş olurdum..."
Bir anda sustu, başı dönüyordu. Yaptığı antrenmanlar yüzünden zaten yeterince kan kaybeden bedeni, ritüel sırasında olanlar yüzünde iyice bitap düştü. Gözleri kararırken burnuna daha fazla dolan erkeksi kokuyla Jon'a daha fazla sokuldu. Ama benliği uyanık kalmamak konusunda kararlı görünüyordu. Kendinden geçmeye iyice yaklaştığında dudaklarından saçma kelimeler dökülmeye başladı.
"Jon, ritüel sırasında daha önce hiç sihirbaz öldü mü? Belki ben bir ilk olabilirim hem zaten herkes ölmemi yaşama tercih ediyor..."
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan C.tesi Eyl. 07 2013, 21:39 | |
| Ritüel esnasında hissettiği acının kendi acısı olmadığını anlaması bir ya da iki dakikasını aldı. Scarlett ile ilgili anıları belirsizleşmeye başlarken sihirbazının bu konuda cadının söylediklerini uygulamadığına emin olmuştu. Attığı tiz çığlık bunun en büyük göstergesiydi. Onun acı çekişini duymak, hissetmek garip bir şekilde koruma iç güdüsünü harake geçirmişti. Kıpırdamadan durmak için kendini zorlaması gerekti. Bağlanma ritüeli bitip cadı gittiğinde dikkatini tamamıyla ruby'ye verdi. Onun hissedebildiği her şeyi hissetmeye alışamamışken sihirbazının ruh hali hiç hoşuna gitmemişti. Ayakta durmakta zorlandığını gördüğünde onu kolları arasına aldı. Alışkanlık üzerine iyi olup olmadığını sormuştu. Aslında buna cevap vermesine gerek yoktu. Nasıl olduğunu oldukça iyi biliyordu daha doğrusu hissediyordu. Berbat bir durumdaydı. Endişesini alaycı tavrıyla bastırmaya çalışsa da başaramamıştı. Ciddiyetle kurduğu cümlelerin ardından kızın kendisine sarılarak ağlamaya başlamasıyla ne yapacağını düşünmeye başladı. Şu durumda iyi bir peri olup ona destek olmalıydı sanırım oda tam olarak bunu yaptı. Ruby'e sıkı sıkı sarılıp sakinleşmesi için sırtında elini gezdirdi.'' Kötü ve zor günler geçirdiğini biliyorum. Kendi türünden insanlarla tanıştığında her şey daha katlanılabilir gelecek eminim. Ve ne olursa olsun ben hep senin yanında olup, seni koruyacağım. Söz veriyorum'' dedi.
Ona neden söz verme grişiminde bulunduğunu bilmiyordu. Sadece kendini iyi hissetmesini istiyordu. Kızın daha kötü olduğunu anlamasıysa kısa sürdü. Duyduklarıyla onu kendinden uzaklaştırıp yüzüne baktı '' Hayır hiç öyle bir şey olmadı ve olmayacak. Ayrıca ölmene izin vermem. Ben hayatta olduğum sürece olmaz.'' diyerek kendini iyi hissetmesi için birkaç büyü yaptı. Neler olduğunu tam olarak bilmediğinden birkaç tane de iyileştirme büyüsü uygulamıştı. Daha rahat hareket edebilmek ve onunla daha iyi ilgilenebilmek için kızı yere yatırırken açılan tişörtü gözüne çarptı hemen ardından da yaraları gördü. Sinirle dişlerini sıkarken endişeyle tişörtü daha yukarılara kaldırdı. Gördüğü şey içindeki öfkeyi tetiklerken '' bunu kim yaptı?'' diye sordu. Sonrasında kızın tüm vücuduna odaklanıp en güçlü iyileştirme büyülerinden birkaçını yaptı. Yaralar tamamıyla geçtiğinde kendini iyi hissetmesi içinde bir büyü mırıldandı. Derin nefeslerle sakinleşmeyi denerken ''Anlat. Ne oldu sana?'' diye buyurdu. | |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Paz Eyl. 08 2013, 15:07 | |
| Ritüel sonrası ayakta durmak oldukça güçtü. Kendini perinin kollarında bulduğunda ayakta durmakta başarılı olamadığını da idrak etmiş oldu. Onun kollarında olmak garip bir şekilde iyi gelirken, hissettiği güven hissi ile ağlamaya başladı. Onun evinden ayrıldıktan sonra başına gelmeyen kalmamıştı. Arkadaşları, ailesi, sevdiği adam... Her bir düşünce gözlerindeki yaşları arttırırken perinin sözleri ile kapanan göz kapaklarına inat uyanık kalmaya çalıştı. Yaşadıkları gözlerinin önünde hıçkırıklarının arasında konuşmaya başladı.
"Beni korumak için biraz geç kalmış olabilirsin, ayrıca sihirbazların da benden hoşlanacağından emin olamazsın..."
Bu kelimelerden sonra birazcık direnci de ortadan kalktı. Artık gözlerinin önündeki karanlığa kendini teslim etmeye başlamıştı. Gözleri kapanmış kendinden geçmenin sınırında bir şeyler saçmaladı. Saçma kelimelerinin arasında Jon'un sözlerini duyamadı bile ama bir den hissettiği büyü ile gözlerini açtı. Ama hala ayakta durmak zordu. Perinin onu yere yatırması ile ona baktı. Hareket etmek istiyordu ama bunu başaramadan peri kıyafetini sıyırmıştı bile... Bedeninde çok fazla yara vardı. En başta sadece kollarını kesmeye başlamış olsa da... Sonradan işler daha da büyümüştü, göbeğine, omzuna, bacaklarına sürekli olarak yaralar açmıştı. Yaralar kan akışı için görünse de aslında altında başka bir şey vardı. Her bir kesik sanki onu rahatlatıyordu. Bedenine verdiği acı onu rahatlatıyordu... Gözlerini kapatıp perinin büyü yapmasının hemen ardından gözlerini açtı ve yaralarına baktı. Yaralarının çoğu zaten kapanmaya başlamıştı. Kapanmayan yaralar da peri sayesinde kapanmıştı ama yinede izler hala oradaydı. Jon'un endişeli ses tonu onu kendisine çekiyordu. Doğrulup periye sıkıca sarıldı. Başını boynuna gömdüğünde erkeksi kokusunu derin bir nefesle içine çekti. Uzun zamandır ona endişeyle bakan tek gözler periye aitti. Kendini bu hayatta öylesine değersiz hissetmişti ki ölmeyi bile umursamamıştı.
"Jon, yaraları ben kendime yaptım, kanımı akıtmak için biliyorsun gücüm... Ama sonra işler büyüdü. Acı zevk vermeye başladı, hayatta zevk alabildiğim tek şey ise artık bu acı..."
Perinin kokusu başını döndürürken ne olacağını düşünmeden perinin boynunu öpmeye başladı. Bu tadı tanıyordu ve hoşuna gidiyordu. Öpücüklerini sürdürürken elleri bedeninde gezmeye başladı.
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Salı Eyl. 10 2013, 16:16 | |
| Jon şuan kolları arasındaki bu kız için gerçekten endişelendiğine bir an inanamadı. Onu önemsediğini içten içe her zaman bilse de bunu görmek farklı hissettirmişti. Kızın hissttiği duygular canını sıkarken ne yapması gerektiğine karar vermesini zorlaştırıyordu. Derin bir nefes alıp beynini boşalttığında bildiği güçlü iyileştirme büyüleriniden birkaçını ve onun kendini iyi hissetmesi için bir şeyler yaptı. Daha rahat düşünüp davranabilmek adına kızı yere koyarken gördüğü şey onu endişelendirmişti. Endişeyi içten içe bastıramadığı bir öfkede takip ediyordu. Aklını meşgul eden iki soru vardı. Birincisi bunlar nasıl olmuştu ikincisiyse jon nasıl sihirbazının başı dertteyken hissetmemişti. Onu iyileştiricek büyüleri mırıldanırken duyduklarına tepkisiz kaldı. Sihirbazların ondan hoşlanacağının bir garantisi yoktu ama en azından onu tanıdığı ve oldukça sevdiği birkaçıyla tanıştırıp geçici bir çevre edinmesini sağlayabilirdi. Elise ve stacy bu konuda kendisine yardım edebilirdi. Scarlett'ınsa çözmesi gereken kendi sorunları vardı. Herkese kendini anlatabilmek bunların en başında geliyordu. Sevgilisinin sorunlarını geri plana atıp ölmekle ilgili saçmalayan ruby'i iyileştirdi. Sorduğu sorulara yanıt beklerken kızın kendisine sarılmasıyla oda ona sarıldı. Sırtını şefkatle okşarken '' Hayatının karmaşıklaştığını biliyorum ve tüm bunlar olurken yanında olamadığım için üzgünüm. Ama beni aramalıydın. Sana telefon numaramı vermiştim. Evimi biliyordun. '' dedi.
Yaraların nasıl olduğunu öğrendiğinde geri çekilerek '' Gücünü kontrol etmek için kendine bu kadar yüklenmemeliydin. Bu konuda sana yardımcı olabilirim biliyorsun.'' dedi. Yanağını okşayıp ukalaca gülümseyerek '' Sadist bir sihirbaz istemediğimi söylemiş miydim? Baş belası bir avcıyken daha çok ilgimi çekiyordun'' dedi. Göz kıpıp ona gerçekten gülümsediğinde tekrar kıza sarıldı. Ruby'nin boynuna öpücükler kondurmaya başlaması önce şaşkınlığa sonra da fazladan tahriğe neden oldu. Bedeninde gezinen eller, bununa dolan tatlı koku ve tenindeki öpücükler onu baştan çıkartırken kızın dudaklarına kapanıp uzunca bir süre öptü. Elleri kızın bedeninde gezinirken onu altına alması birkaç saniye sürdü. Bu tat ve koku aklını başından almıştı. Elleri arasındaki bu seksi bedene sahip olmak için deliren yanını bir anda aklına gelen scarlett ile bastırmak oldukça kolay oldu. Hızla kızın üzerinden kalkarak '' Bunu yapmamalıyız. İkimizinde sadık kalması gereken kişiler varken olmaz'' dedi. | |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Salı Eyl. 10 2013, 21:17 | |
| Jon'un yaralarını göreceğini fark ettiğinde engellemek istedi. Ama tükenmiş bedeni buna izin vermiyordu. Perinin büyüsü biraz kendini toparlamasına yardımcı olsa da hareket etmesine izin vermemişti. En azından bayılmak üzere değildi. Perinin gözlerinde gördüğü endişe garip bir şekilde ona çekilmesine neden oldu. Kendini başkalarının gözünde bir hiç olarak görmeye bir anda alışmıştı. Herkes onun bu dünyada fazlalık olduğu konusunda hem fikirdi. Onlar için ölmesi en iyi seçenekti ve bunu da kendi elleri ile gerçekleştirmek için adeta birbirleri ile yarışa girişmişti. Perinin sözlerini düşündü, kolları arasında ona gitmesi gerektiğini biliyordu, ama aşık kalbi sevdiği adama bir söz vermişti. Geri kırılan kalbi artık aşkını görmezden gelmesine neden oluyordu. Ona verecek cevabı ise yoktu. Gücü ile konuşurken bile ona sarılmayı bırakmadı. Yaptığı bu kesikler sadistçe görünüyor olabilirdi. Ama onu rahatlattığı sürece bir önemi yoktu. Başka türlü hiç bir şey yapamıyordu. Yanağını okşayan el hoşuna gitmişti ve aynı şekilde bakışları da... Kelimeleri günlerden sonra ilk kez Ruby'nini yüzünde bir gülümsemeye neden oldu.
"Sadist sihirbaz konusunu konuşmamıştık, Jon. Avcı kimliğimle ise dalga geçmeyi seviyorsun, kendisini değil..."
Konuşma yüzünde garip bir mutluluk ifadesi oluştururken ona sarılmak daha da iyi hissetmesine neden oldu. Burnuna dolan erkeksi kokuyu ise artık görmezden gelemiyordu. Onun boynuna öpücükler kondurduğunda perinin tahrik olan bedeninin yavaşça alev almasına izin verdi. Hemen ardından dudaklarında hissettiği dudaklara tutku ile karşılık verdi. Bu garipti. Şu an ne olduğunu bilmiyordu, tek bildiği periyi istiyordu. Tutkusu ve arzusu ise bu isteği destekleyen en önemli etmendi. Peri onu altına aldığında karşı çıkan hiç bir hareket göstermedi. O an daha çok dudaklarını sömürmekle meşguldü. Elleri onu çıplak bırakmak için gömlek düğmelerine gitmişken Jon'un uzaklaşması ile bir süre dondu. Sözlerini duymuş olsa da duymamazlıktan geldi. Şu an kalbin kıran avcıyı düşünmek değil, günlerden sonra kanını kaynatan bu periyi almak istiyordu. Yerde oturan perisinin kucağına yerleşip onu iterek gözlerinin içine baktı. Perinin onu istediğini biliyordu, sadece biraz daha teşvik gerekiyordu.
"Ben seni istiyorum, Jon..."
Bu kelimeden sonra perinin gömleğini yırttı. Çıplak göğsünde sahip olduğu yaraların üzerinde yavaşça dudaklarını gezdirirken, öpücükleri yukarılara doğru ilerledi. Dudaklarını es geçerek boynuna baştan çıkarıcı ısırıklar bırakıp bir süre öptü. Duyduğu hafif inilti ile dudaklarına kapanırken elleri ile onu pantolonun esaretinden kurtarmaya çalışıyordu.
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Çarş. Eyl. 11 2013, 17:39 | |
| Son zamanlarda tamamen sevgilisi scarlett'ın problemlerine dalıp sihirbazını boşladığını biliyordu ama hiçbirzaman işlerin bu kadar sarpa sarmış olabileceğini düşünmemişti. Yanında olmadığı zamanları telafi etmek adına onun yanında olduğunu gösterip ona destek olurken baş döndüren kokusunun ve yumuşak teninin onun üzerindeki etkilerini görmezden gelmeye çalışıyordu. Bir süre sonraysa ip tamamen kopmuştu. Kızın öpücüğüne karşılık vermesiyle işler derinleşirken onu altına almıştı. Bunu yapmaması gerektiğini biliyordu ama aralarındaki çekime karşı koyamıyordu. Elleri onun tatlı teninde gezinirken çıplak tenine dokunma ihtiyacı giderek artmıştı. Kontrolünü kaybettiğini yavaş yavaş hissediyordu. Düşünceleri yaşadıkları, yaşayacakları ateşli dakikalara kaydığında aklına scarlett geldi. Kalp atışları düzensizleşirken ona verdiği sözü hatırladı. Kıza sadık kalacağına yemin etmişti. O ve onunla ilgili anılar beynine dolmaya başladığında ruby'nin üzerinden hızla kalktı. Yaptıklarının yanlış olduğunu dile getiren birkaç cümlenin ardından kızın kucağına oturmasıyla iç çekti. Bu onun zararına olmuştu çünkü kızın baş döndüren kokusu beynini uyuşturmaya yetmişti. Sihirbazının kucağına yerleşip onu itmesiyle yere uzandı. Tam burada itiraz cümleleri kurması gerekiyordu ama bunu isteyip istemediğinden emin değildi. Duyduklarından sonra gömleğinin yırtılmasını umursamadı. Sanki hipnotize olmuş gibiydi. Tamamen kıza odaklanmıştı.
Eski veya yeni yaralarının üzerine öpücükler kondurulurken gözlerini kapatıp anın tadını çıkardı. Boynundaki ısırıklar inlemesine neden olurken dudaklarına kapanan dudaklara birkaç dakika tereddütten sonra karşılık vermeye başladı. Güzel sihirbazını belinden tutup daha çok kendine bastırarak yerlerini değiştirdi. Elleri onun bedeninde ufak bir keşfe çıkmışken kızın giysilerinden kurtulmaya başladı. Onu çırılçıplak bıraktığına dudakları dudaklarından boynuna oradan göğüslerine kaydı. Orada biraz oyalandıktan sonraysa yaralarının olduğu yerlere ufak öpücükler kondurdu. Kadınlığını okşarken '' Bende seni istiyorum...'' diyerek hareketlerini biraz daha hızlandırdı.
İkisinin üzerindekilerden tamamıyla kurtulduğunda bedenini kızın bedenine bastırdı. Birkaç dakika bekledi. Kendiyle ufak bir savaş veriyormuş gidiydi ya da ruby'den bir tepki kızın karşılık olarak inlemesiyle sertçe içine yerleşti. Hareketleri baştan çıldırtıcak kadar yavaş olsa da sonradan hızlanmış ve bir süre sonra zevkin doruklarına vararak rahatlamış bir şekilde kızın üzerine yığılmıştı. Nefesini bir az olsun düzenlediğinde onun üzerinden kalkıp kızı kolları arasına aldı. Saçlarına öpücük kondrurarak '' Hatırladığımdan daha tatlısın'' dedi. | |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Çarş. Eyl. 11 2013, 20:56 | |
| Perisinin ilgisi hoşuna gidiyordu. Bu nasıl bir durumdu böyle... Onu gördüğü ilk anda ondan rahatsız olmuştu, üstüne onunla kavga etmişti. Ama şu an yaşamasının gerektiğini düşünen tek kişiydi, peri. Gördüğü bu ilgi onu çocuk gibi mutlu etmişken, baş döndüren kokusu onu ateşli bir kadına dönüştürdü. Boynuna öpücükler kondururken onu baştan çıkarmaya başlamıştı. Ufak itirazı görmezden gelerek onu altına bile almıştı. Kusursuz beden üzerindeki yaraları dudakları ile öperken mükemmel tadı yeniden algıladı. Bedeni yaralarla kaplı olsa bile göz alışıydı. Perinin ateşlendiği çıkardığı iniltilerden anlarken kısa süre sonra dudaklarını öpmeye başladı. Öpüşmeleri derinleşirken kendini perinin atında buldu. Uzun zamandır tatmak isteyip de tadamadığı duyguları peri sayesinde tadıyordu. Aklında hiç bir düşünce kalmamıştı. Teninde hissettiği öpücükler ile inlerken yaraların üzerindeki dudaklar içini titretmeye yetmişti. Perisi ile böylesine yakın olmanın ona neden bu kadar iyi geldiğini bilmiyordu. İşin aslı artık düşünmeyi bırakmıştı. Jon, ona değer veren tek kişiydi ve kendini değersiz olarak hissettiren herkesten uzakta onun yanında olmaktan mutluydu. Öpücükler ve dokunuşlar onu deli ederken Jon'un dudaklarından istenildiği duymanın verdiği mutlulukla onu içinde hissetti. Önce yavaş başlayan Jon çok geçmeden hızlanarak kendini kaybetti. Aynı şekilde kendisi de perinin altında zevkten kıvranıyordu. Tüm bedenini saran kasılmalardan sonra rahatladığında üzerine yığılan periye sarılarak nefesini düzenlemeye çalıştı. Bir süre sonra kendini güvenli hissettiği kollarının arasında bulduğunda bir kedi gibi kıvrıldı. Perinin dudaklarından dökülen kelimeler onu utandırmıştı. Gerçi utanma işini çoktan atlatmış olmalıydı ama yüzünün kızarmasına engel olamadı. Yine de Jon'un yüzünü görmüyor olması ile biraz daha rahattı.
"Sen de çok tatlısın..."
Beynine tekrar hücum eden düşüncelerle periye daha fazla sokuldu. Yaptıkları, yaşadıkları artık buna nasıl katlanacağını bilmiyordu. Jon'un kolları arasında yaşamaktan memnundu ama onun bir hayatı vardı. Onsuz yeniden yaşamaktan kopacakmış gibi hissediyordu. Bir sihirbazın perisine bu kadar bağlanması normal miydi? Gerçi başına gelen hangi şey normaldi. Sihirbaz olarak bir avcı ailede büyümek ve sonra avlanmaya çalışılmak... Duygularını bir kenara ittiğinde perinin üzerine yerleşti ve göğsüne küçük bir öpücük kondurduktan sonra konuşmaya başladı.
"Sadık kalmak istediğin kişi her kimse onu kıskandım... Benim yüzümden tutku kontrolden çıktı ama... Ben sensiz ne yapacağımı hiç bilmiyorum..."
Duyguları yüzünden ağlamaya başladı. Sessiz ağlayışı fark edilmezdi elbette göz yaşları perinin göğsünü ıslatmasaydı...
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Cuma Eyl. 13 2013, 15:56 | |
| Hayatında ilk defa birine gerçekten sadık kalmaya çalışmıştı. Sihirbazıyla aralarındaki çekim yüzünden pek başarılı olamamıştı ama denemişti. Ruby'le geçirdikleri ateşli dakikalarda kızın teni, kokusu kendini kaybetmesini sağlamıştı. Vücudundaki yaraları itinayla öpmüş ve onunla birlikte olmuştu. Kızın yaptığı bu yaraları ilk gördüğünde sinirleri tepesine çıksa da daha sakin düşünmeye başlayıp olaylara dışarıdan baktığında onu azda olsa anlayıp bu duruma sessiz kalmıştı. Kolları arasındaki bu güzel kız zor zamanlardan geçiyordu. Aile bağları hakkında pek bir fikri yoktu ama insanın kendi ailesi tarafından öldürmek istenmesi zor olmalıydı sanırım gerçi kızın öz ailesi değildi ama yine de onların yanında yetişmişti. İşler gittikçe içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamıştı bunu hissediyordu. Tutkusu kaybolduğunda içini kelimelerle anlatılmayacak bir sıkıntı sarmıştı. Kendini kötü hissediyordu. Sevgilisine verdiği sözü tutamamanın pişmanlığı sarmıştı içini ve bu tuhaf hissettirmişti. Daha önce de başka kızlarla birlikte olmuştu ama o zaman hiç böyle bir şey yaşamamıştı.
O zamanlarda scarlett'la birlikteydi ve kızlarla gününü gün etmek çok normal bir şeymiş gibi geliyordu. Şimdiyse tam tersiydi. Ona ne oluyordu? Bu hissettiği duygular neyin nesiydi? Düşüncelerinden sihirbazının üzerine çıkmasıyla kurtulup kıza odaklandı. Göğsüne kondurulan öpücükten sonra duyduklarıyla derin bir nefes aldı. Ne olduğunu bilmiyordu ama her ne olduysa sihirbazı tamamıyla çökmüş durumdaydı. Kızın çenesini kavrayıp gözlerine bakabilmek adına kafasını yukarı kaldırdı. Göz yaşlarını eliyle silip sırtını okşayarak '' Bensiz kalmayacaksın. Bir telefon uzağında olacağım sürekli. Başın derde girdiğinde hissedeceğim ve her zaman seni avcılardan kurtarmak için tam zamanında geleceğim. Ayrıca evimi biliyorsun... '' dedi. Alayla sıratarak '' Çok boşlarsam seni kapıma dayanıp hesap sorarsın. Gerçi sevgilimle yaşıyorum. Scarlett bunu pek hoş karşılamayabilir ama sihirbazım olduğunu öğrendiğinde yaşam enerjini sömürmeye kalkmaz diye düşünüyorum. '' dedi. | |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan Cuma Eyl. 13 2013, 19:24 | |
| Yaptığı bu şeyden pişmanlık duymalı mıydı? Buna cevap veremiyordu. Aslında içten içe Reilly'i hala seviyordu. Ama kalbinin kırıklığı, dengesiz düşüneler buna engel oluyordu. Şu an Jonathan'ın koynunda onu düşünmekte istemiyordu. Başına gelen çok fazla şey vardı. Yorgun bedeni ise artık bunları kaldırmakta zorlanıyordu. Bedeninde açtığı onca yara sadece güç için değildi. Altında çok daha derin bir şey vardı. Perinin çıplak göğsünde kurduğu cümlelerden sonra göz yaşları akmaya başladı. Ağladığını görmesini istemiyordu ama yaşlar göğsünü ıslatırken peri durumu fark etti. Elbette tek sebep bu değildi. Ritüel onları bağladığında birbirleri üzerindeki etki arttığı gibi birbirlerini hissetmeleri de artmıştı. Her bir duyguyu kendi hissi gibi hissedebiliyordu. Başını kavrayan ellerle ona baktı. Yanağındaki dokunuşlar hoşuna giderken, her nefeste onun tatlı kokusu ciğerlerine işliyordu. Konuşmaya başladığında tatlı sesinin kulaklarına dolmasına izin verdi. Sözleri içini ısıtırken yaşlı gözlerine rağmen küçük bir gülümseme oluştu gözlerinde.
"Evet evini biliyorum ve teşekkür ederim... Sana ihtiyacım var..."
Son cümleyi oldukça içten söylemişti. Çünkü gerçek buydu, periye ihtiyacı vardı. Yaşamak için bir nedene ihtiyacı vardı. Peri ona bu nedeni verebilirdi. Sonraki duydukları ise yüzünün asılmasına neden oldu. Perisi sevgilisinden bahsediyordu. Onun bir sevgilisi vardı. Sadık kalmaya çalıştığı biri. Ama tutkusu yüzünden sevgilisini aldatmasına neden olmuştu. Bu yüzden kendini suçlu hissetti. Aynı zamanda onu kıskandı da... Çünkü o da böyle bir ilişki istiyordu. Ama Reilly ile durumlar çok karışıktı. Periye yaklaşıp dudaklarına tutkulu bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi.
"Bence şu anki durumumuzu görse beni kesinlikle öldürürdü. O yüzden kapıya dayanma işini sonra düşünsek iyi olur. Şimdi beni eve götür. Biraz daha yalnız kalırsak, seni yeniden öpmeye başlayabilirim..."
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ruby & Jonathan C.tesi Eyl. 14 2013, 15:12 | |
| Kızın gözlerinden düşen damlalar canını sıkarken onu teselli edecek birkaç cümle aradı. Bu işlerde deneyimli olmasına rağmen sözcükleri bir araya getirmek zor olmuştu. Daha önce bir çok kez elise ve scarlett'ı teselli etmişti oysaki... Şimdiyse aklına içinde bulundukları durumda doğru kelimeler gelmiyordu. Aklında scarlett'a olan ihaneti varken odaklanmak çok zordu. Kızın hayal meyal gülümsediğini gördüğünde rahat bir nefes aldı. Benliği evde onu bekleyen sevgilisine karşı olan hisleriyle meşgulken yaptıklarını ve yapacaklarını sorgulamaya başlamıştı. Ruby konuşmaya başladığında kendini onu dinlemeye zorladı. Duyduklarıyla yanağını okşamaya devam ederek ''Her zaman yanında olacağım söz veriyorum '' dedi. Bu sözü verirken içinden 'elbette bu aramızdaki çekime karşı koymayı öğrenmeliyiz önce ve içimden bir ses bunun hiç kolay olmayacağını söylüyor 'dedi. Pişmanlık her bir hücresini ele geçirirken scarlett'a olan hisleri konusunda daha detaylı düşünmeye başladı. Ona karşı gerçekten ne hissediyordu? Baştan sadece değer verdiğini düşünüyordu ama şimdiki durumları bunu yalanlıyordu. Başka bir şeyler vardı. Ona karşı daha özel bir şeyler hissediyor olmalıydı. Belki de ona... ona aşıktı.
Bu olabilir miydi? Güzel sihirbaz hayatına girdikten sonra kendi üzerinde yarattığı değişiklikleri ve değişen hareketlerini düşündü. Eve erken gitmek, onu görmek için deliren benliğini... Dudaklarındaki dudaklarla öpücüğe karşılık verdiğinde kızın sözlerine gülümsedi. ''Scarlett şu halimizi görse seni öldürür beni süründürürdü. Bencede artık gitsek iyi olacak '' dedi ama içindeki tutkuya yenik düşerek kızı kendine çekip yeniden dudaklarına kapandı. Kısa sürede elleri bedeninde gezerek onu baştan çıkarmaya başlamıştı. Birkaç dakika içinde ruby'i altına alıp ona yeniden sahip oldu. Nefesini düzenlemeyi başardığında ikisini de giydirecek bir büyü mırıldandı. Kalkıp kızın kalkmasına da yardım ettikten sonra ''Sanırım aramızdaki bu tutkuyu dizginlemenin bir yolunu bulmalıyız'' diyerek onun evine odaklanıp bir büyü mırıldandı. Onunla bir kez daha birlikte olmaya hayır demezdi ama yapmak istediği daha farklı bir şey vardı. Gidip sevgilisine olan hislerini dile getirip onu mutlu etmek gibi ruby'i evine bıraktıktan sonra bir büyüyle üzerine sinen sihirbazının kokusunu yok etti ve kendi evine gidecek yeni bir büyü mırıldandı. | |
|
| |
| Ruby & Jonathan | |
|