Eğlenceli gecenin getirdikleri

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Korunaklı evinden ayrılmadan önce aynadaki yansımasına bir kez daha baktı. Kimilerine göre çok sevimli olan bu peri kızı bu akşam her zamankinin aksine oldukça seksi ve baştan çıkarıcı görünüyordu. Gülümsedi. Oldukça kırılgan, narin ve son derece savunmasız bir kızın masumca tebessümüydü dışarıdan görülen... Aslında olansa bunun tam tersiydi. O normalliği ailesinden ayrılıp kendi ayakları üzerinde durmaya karar verdiği an bırakmıştı. Başını ilk belaya soktuğu anı, o andaki kurtarıcısını hatırladığında gülümsemesi daha da genişledi.Anılardan uzaklaşıp ana döndüğünde gözlerini kapayıp bir büyü mırıldandı. Saliseler sonra gözlerini açtığında oldukça kalabalık olan bir barın önündeydi. Korumaların kendisine yiyecek gibi bakması komiğine gittiğinden gülerek içeri girdi. Bazıları kapıdakiler gibi asla ulaşamayacakları hayaller kurarlardı. Zavallılar...

Bara yönelip kendine bir içki söyledi. Eğlenceli bir gece geçirmek istiyor ve bu doğrultuda hareket ediyordu. Birkaç içkiden sonra dans etmeye başladı. Phin'in perişinde olan ve onların eskiden ortak olduğunu bilen birkaç kişi onun canını sıkmaya karar verene kadar gece oldukça güzeldi. Perilerle aralalarında başlayan konuşma kısa sürede kavgaya dönüştü. Anya sinirle ''Buna pişman olacaksınız'' dedikten sonra ortalık baya karışmıştı. Kavga son bulduğunda periler yerde ölü anya yaralıda olsa ayaktaydı. Dengesini kaybettiğinde bir eliyle duvara yaslanıp karnındaki yaranın üzerinde olan eliyle baskıyı arttırırken bir büyü mırıldanmaya başladı.

Ölmek üzere olan bir perinin ona saldırmasıyla iyileştirme büyüsünün son sözcükleri değiştirip bir lanet oluşturdu. Saldırıyı savuşturup periyi öldürmüş ama acıyla inleyerek dizlerinin üzerine düşmesi de bir olmuştu. Dudaklarında ufak bir ah sesi dökülürken boşta olan elini yere dayadı. O sırada olayların başından beri orda olan bir perinin aurasının giderek yakınlaştığını fark etti. Dudaklarından istem dışı bir ah sesi çıkarken içinden bir büyü mırıldandı. Elinde oluşan özel silahı periye doğrultarak ''Sende onlardansa söylemeliyimki yaralı olabilirim ama kolay hedef değilim.' dedi.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Tüm gecesini çığlık sesleri duyarak geçirmişti. Kurbanlarını hiç bir zaman hemen öldürmezdi. Öncelikle onlara acı verirdi. . Bu konuda ne kadar başarılı olduğunu ise tüm kurbanlarının gözlerinde gördüğü o acı dolu bakışla anlayabiliyordu. Zaten bu kusursuz tekniği ile karanlık tarafta oldukça hızlı bir şekilde yükselmiş bir köle olmasa da en güçlü cadılardan biri ile çalışmaya başlamıştı. Yani aslında bir köleden farksızdı, emirlerini yerine getiriyordu. Ama kölelik kavramından hoşlanmadığı için Jezebel ile bu konuda anlaşmıştı. O diğer gereksiz perilerden biri değildi. Bu doğduğu ilk anda kendisini belli etmişti. Elementinin ilk ortaya çıkışı ile ilk kurbanını da o gün, görmüştü. Hava elementini en tehlikeli şekilde kullanmış ve en acılı ölümlerden biri olan boğularak öldürmeyi başarmıştı. Üstelik bu olduğunda küçücük bir bebekti. Yıllar geçtikte öldürme çeşitleri ve aldığı haz yön değiştirdi. İşkence etmek bir seçenek değil, tamamen zevk aldığı bir duruma dönüştü. Bazen kendi üzerinde de acıyı deniyordu. Zaten bu yüzden onun canını yakmak asla kolay olmuyordu. . Bu da düşmanlarının işini oldukça zorlaştırıyordu. Kurbanının çığlıkları arasında uykusuna devam edebiliyordu. Beyni uykuda olsa bile çığlıkları duyuyordu. Bu da rüyalarını etkiliyor ve kurbanına tekrar ve tekrar işkence etme olanağı tanıyordu. Üstelik rüyalarının en güzel yanı kurban ölse bile onu tekrar ve tekrar öldürebiliyor olmasıydı. Sabah gözlerini açtığında alt kattaki özel odaya girdi. Eve kız atmayan biri olarak evinde kendi işkence yöntemleri ile silahlarını kullanmayı severdi. Bir kaç dakika sadece tüm gece acı çekmiş olan kurbanını süzdü. Bedeninin rengi değişmişti. Kan kaybından ötürü bedeni solarken, morluklar tenindeki tek renklerdi. Elbette en sevdiği renk olan kanın rengini de unutmamak gerekirdi. Onun hayatına görevi gereği son verdikten sonra odayı temizledi. Kahvaltı öncesi spor yerine bu odayı temizliyordu. Üstelik keskin kan kokusu eşliğinde ve bu da hoşuna gidiyordu.

Sonraki zaman ise ona göre can sıkıcıydı. Önce yemek sonra dışarısı onunla ilgilenmek isteyen bir kaç ateşli beden... Tatmin olsa da zevk alamıyordu. Zevk almak için kızları kesip doğraması gerekiyordu ki bu da bazen gerçekleştirdiği bir diğer şeydi. Akşam olduğunda Jezebel'in yanına gitmeden önce bir kaç tek atmak için bara gitti. Barda aynı tarafta olduğu ama ondan farklı olan perileri gördü. Perilerin her biri ait olduğu cadının işaretini taşıyordu. Reyes ise onlara zavallı gözüyle bakıyordu. Bir kaç dakika sonrasında takıldıkları bir kız ile aralarındaki durumu izledi. Gerçekten bu kadar zavallı olmak zorundalar mıydı? Bir kıza karşılık bir kaç peri üstelik hepsi de erkek... Bu onları bir insandan bile daha aşağıya çekmeye yeterdi. Sırf seyir keyfine varmak için bir şişe viski alıp onları seyretti. Akan kanlar, kırılan kemik sesleri hoşuna gidiyordu. Gösteri bittiğinde ise tek sağ kalan kıza yaklaştı. Kızın hala savaşa hazır tavrı yüzünde yarım bir gülümseme oluşturdu. Bunu düşünüyor olması komik geliyordu... İşin aslı bu halde ona zevkte veremezdi... Çünkü kurbanlarını ile en iyi oldukları hallerinde ilgilenmek isterdi.

"Güldürme beni güzelim... Şu an benim için bir çerezden farksız değilsin... Soruna gelecek olursak o salaklarla aynı değilim, seni temin ederim ve seninle hiç bir derdim yok.. Şimdilik..."

Elindeki şişeyi kafasına dikti, yeniden. Dudaklarında kalan viskiyi elinin tersi ile sildikten sonra duvara yaslandı. Kıza yardım etmek gibi bir girişimde bulunmadı. Zaten iyilik bu hayatta yapmadığı bir şeydi.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

İçki,müzik, ekekli kızlı eğlence arayan bir topluluk ve kendinden geçmiş bir şekilde dans eden bedenler... Bunlar anya'nın keyfini yerine getirmek için yeterliydi. Moralini arttıracak asıl şeyse kendisinden gözlerini alamayan birkaç kişiyle eğlenmekti bunun yerine eskiden sevgilisi olan eski ortağını yani phin'i arayan birkaç köle periyle gereksiz bir sohbete girmek zorunda kalmıştı. Kavga ise kaçınılmaz son olmuştu. Hepsini öldürmeyi başarmıştı başarmasına da kendisi de ağır yaralar almıştı. Canı oldukça acıyorken ve bu kadar kan kaybediyorken gardını düşürmemek için çabalamak zorunda oluşu büyük haksızlıktı. Yüzü acıyla buruşurken silahı tutan eli titredi. Otururken bile dengesini kaybetmişti.

Acı çektiği her halinden belli olurken perinin sözlerinden sonra derin bir nefes aldı. Gözlerini onun gözleri ne dikmiş olsa da ona baktığı söylenemezdi. Görüşü bulanıklaşmaya başlamıştı. Silahı bir kenara koyup gözlerini kapadı. Dudaklarından acı çektiğini belli eden bir ses firar ederken içinden iyileştirme büyüleri yapmaya başladı. Kendini biraz iyi hissettiğinde periye bakarak ''Şimdilik öyle mi? Ah işte bu iyi haber'' diye dalga geçti. Yeni bir peri hissettiğinde durumuna aldırmadan hızla ayağa kalkmıştı. Dengesini sağlayamadığı için periye çarpmış ama bunu dert edecek zamanı olmadığından ona yaslanarak yeniden silahına sarılmıştı. Gelen kız peri durumu görür görmez çığlık atarak kaçtığında iç çekti. Silahını indirip''Tanrım bu kızlar neden bu kadar korkak olmak zorunda'' diye yakınırken durumu fark edip hızla periye döndü. Hala ona yaslanmış vaziyetteydi. Göz göze geldiklerinde ''Özür dilerim. Tam olarak iyileşmeden hızla kalkınca sendeledim ve sonra olanları biliyorsun zaten.'' dedi.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Can sıkıcı dakikaları eğlenceli hale getirmek için bara gitmeye karar verdi. Bar aslında genel olarak canı seks istediğinde uğradığı mekanlardı. İçmeyi pek sevmediğinden oraları genelde anlamsız bulurdu. Zaten ayık kafa ile yaptıkları düşünülürse sarhoşken yapacaklarını tahmin edebiliyordu. Bunun tek kötü yanı ise sızdıktan sonra sabah olanları hatırlamıyor olmaktı. Bu yüzden barmene yaklaşırken fazla kafa bulandıran bir şey içmek istemedi. Ta ki gereksizleri görene dek... O anda bir şişe viski ile kendine bir seyrin çıktığının farkına vararak kavgayı seyretti. Aslında kavga hiçte adil değildi, yine de kız oldukça iyi başa çıkmıştı. Onu ise ilgilendiren tek şey o an için akan kan ve kırılan kemikler olmuştu. Kız ile baş başa kaldıklarında içkisini yudumlamaya başladı. Peri kızının alaycı tavrını umursamadan içmeyi sürdürdü. Gözleri yerde biriken kanla meşguldü. Kızın oldukça seksi olan bedenini, bedenine değdiğinde fark etti. Kızın acı çektiği belli olan çığlığı ise oldukça hoşuna gitmişti. Bu kurbanlarında istediği bir özellikli aslında... Melodik bir çığlık o anki zevkini maksimuma çıkarabiliyordu ve bunu bazen birleşmelerinde de yatağındaki ateşli bedene olacakları umursamadan gerçekleştiriyordu. Kızın hala bedenine değen bedeninin farkındalığı ile onu itti. Kız kendini tam toparlayamadığı ve olayın aniliği yüzünden düştü. Dudaklarından yine acı dolu bir inleme yükseldiğinde şeytanca gülümsedi.

"Onlardan biri olmadığım doğru, ama iyilik meleği de değilim."

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Neden her şey onu buluyordu gerçekten anlamış değildi. Yani sadece sıradan bir gece geçirmek istemişti. Kansız,olaysız,kavgasız bir gece herkesin kolayca elde edebileceği bir şeyken iş kendisine gelince neden istediğini el etmekte bu kadar zorlanıyordu? Anya'yı diğerlerinden farklı kılan neydi hayatımı? Bu bardaki herkesin masum olduğunu hiç sanmıyordu. Çoğunun kendikine benzer bir yaşamı vardı. Ölüm,savaş ve ihanetle dolu... Fakat onlar canları istediğinde gayet normal bir şekilde takılabiliyorlardı. Bu düşünceler eşliğinde zorlukla iç çekişine engel olurken bedeninin başka bir perinin bedenine yaslı olduğunu unutarak karşısındaki tehlike arz edip etmediğine karar veremediği erkeği incelemeye koyuldu. Oldukça yakışıklı biriydi. Siyah gözleri insanın içine işlerken sert yüz hatları ona hem çekicilik hem de ürkütücülük katıyordu. Kokusu bir kızı rahatlıkla esir alabilecek türdendi. Daha olaysız bir şekilde tanışmış olsalardı onu yatağa atmak konusunda hiç düşünmeden harekete geçerdi şimdi ise kararsız kalmıştı. Gardını indirip normalleşmelimiydi? Yoksa öldürmeye meyilli kişiliğiyle tetikte mi kalmalıydı? İkisinden birine karar vermek çok zordu.

Anya ne yapacağını düşünürken perinin onu itmesiyle tam olarak iyileşemeyen bedeni yüzünden kendini yerde bulmuştu. O saniyeden itibaren bu peri hakkında iyi olan tüm duyguları hızla değişti. İyileşmeye çalışan yarısı aldığı darbe ile kanarken ''Lanet...'' diye sinirle söylendi.. Yaptığı iyileştirme büyüleri etkisini yeniden gösterirken bir büyüyle üzerindeki kanlı kıyafetlerden kurtulup savaşmadan önceki haline geri döndü.

Bedenine tam anlamıyla kendine gelme izni vermediği için biraz zorlanarak kalkıp duvara yaslandı. Öfkeli gözlerini perinin gözlerine dikerek alayla ''Melek değilsin evet.Sen acımasız öküzün tekisin ama eminim bunu daha önce bir çok kişiden duymuşsundur.'' dedi. Cümlesinin sonuna doğru sesi alaycılıktan çıkıp öfkeli bir hal almış kaşları ise sesiyle eşit orantıda çatıldığında ''Kız arkadaşına acıyorum''diye iğnelemekten kendini alamadı.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Kızın bedenine değen teni ile kokusu burnuna gelmişti. Baş döndürücü bir kokuydu, hatta baştan çıkarıcı... Bu durum kafasında bir soru işareti oluşturdu. Gereksizler neden kızın bedenine sahip olmanın keyfi yerine onu öldürmeye çalışmışlardı? Gerçi bunu bile becerememişlerdi. Reyes için oldukça eğlenceli olan gösterinin sadece ceset rolünü oynamışlardı, hepsi bu... Farkındalık kendini gösterdiğinde sessiz bekleyişinin ve bedenine değen kıza iyilik yaptığını görerek kızı itti. Kızın acı dolu inlemesi oldukça hoşuna gitti. Hatta bu sesi biraz daha duysa tahrik bile olabilirdi. Yine de şu an sadece ona bir cümle kurmayı tercih etti, hepsi bu. Sözleri yalan değildi. O bir iyilik meleği hiç değildi. Kendini daha çok bir ölüm meleği gibi görüyordu ve ruhlarını çaldığı bedenlerle eğlenmeyi çok seviyordu. Hatta bu konuda artık uzman olmuştu. Kızın öfkeli gözlerine takılı bakışları bir süre öyle kaldı. Duyduklarından sonra histerik bir kahkaha atarak kıza yaklaştı. Kurbanına yaklaşan bir aslan gibi korkunç bakışlar eşliğinde ama ürkütmeden... Kızın son cümlesini duyduğunda kolunu kavradı. Önce onu kendine çekmiş sonrada duvara sertçe yapıştırmıştı. Dudaklarından acı dolu inleme sesi de o anda kulaklarına dolmuştu.

"Aslına bakarsan daha önce hiç bir kızdan bunu duymadım... Çünkü altımda inleyen her beden zevk dolu inleme ve acı dolu çığlıklar eşliğinde cümle kuracak vakit bulamıyordu..."

Kızın bilekleri sertçe sıkıp başının üzerine yerleştirdiğinde dudakları neredeyse birbirine değecek kadar yaklaştı. Nefesi yüzünü yalıyordu. Dudakları birbirine değmek üzereyken durdu.

"Kız arkadaşımı merak ediyorsan, öyle biri yok..."

Cümlesinin ardından geri çekildi. Kızın çıkardığı inlemeleri hatırladıkça zevki içinde daha da arttı.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Öncesinde yapmış olduğu büyüler etkisini gösterirken dayandığı duvardan kendini ayırdı. Ayakları üzerinde dengede durmayı başardığında rahat bir nefes alarak gözlerini çocuğun gözlerine dikti. Bakışları normal bir peri kızını korkutup kaçıracak cinsten olsa bile anya söylediği hiçbir şeyden pişman değildi ve kesinlikle korkmuyordu. Hiseterik kahkahası kulaklarına dolduğunda gözlerini devirdi. Alaycı sözlere kendini hazırlamaya çalışırken onun kendisine doğru gelişini kıpırtısız izlemişti. Perinin kolundan tutup onu kendisine çekmesini beklemediğinden dengesini kaybedip önce ona çarpmış sonra da sertçe duvara yapışmıştı. Dudaklarından acı dolu bir inleme döküldü.

Karizmatik ama öküz olduğuna karar verdiği perinin dudaklarından dökülenleri duyduktan sonra onu iterek kendinden uzaklaştırmaya, kollarından kurtulmaya çalışırken '' Herşeyin bir ilki vardır ve hayatındaki kızlar umurumda bile değil çek ellerini üzerimden'' dedi. Çocuk bileklerini yakalayıp sertçe başının üzerinde birleştirdiğinde dudaklarından acı çektiğini belli eden ufak bir ses firar ederken aralarındaki bu ani yakınlaşma düşüncelerini dondururken derin bir nefes aldı. Ağır havayla birlikte perinin baş döndüren kokusu ciğerlerini doldurduğunda dikkati dağıldı. Yüzleri arasındaki mesafe oldukça kısaldığında sözler yüzünde kendini beğenmiş bir gülümsemeye neden oldu.

Gözlerini onun gözlerine dikerek '' Hım öyle mi şaşırmadım.'' dedi ve onu öptü. Tadını beğenmişti ama öpücüğü uzun tutmadı. Geri çekilerek önce yaladığı dudaklarını dişleyerek '' Tadın güzelmiş ama bu öküzlüğünü gölgelemeye yetmez'' diyerek gülümseyip göz kırptı.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Kızla aralarında bulunan yakın teması her hangi bir erkek çok rahat bir şekilde kullanabilirdi. Hatta kıza yardım ederek önce onun gözüne, sonra da koynuna girerdi. Ama Reyes, böyle biri değildi. Dişilerin gözüne girmek gibi bir derdi yoktu. Birliktelikleri onu isteyen dişilerle doluydu ve işin aslı aklı bacak arasında kalmış erkeklerden biri de hiç bir zaman olmamıştı. Onun aklı başka şekilde çalışıyordu ve elbette bu da isteklerinin farklı olmasının en büyük nedenlerinden biriydi. Peri kızının onu öfkelendirmeye niyetli tavrı karşısında onun tatlı iniltileri de duymak adına onu sertçe duvara yapıştırdı. Yaptığı hareket sonrası kulaklarına dolan ses ile yüzünde memnun bir ifade oluştu. Kızın çırpınışlarını ise göz ardı ediyordu. Peri kızının itiraz dolu sözlerine ise sert bakışları ile cevap verirken aklındakileri kelimelere döktü. Daha önce hiç bir kız onunla bu denli konuşmamıştı. Her şey dediği gibi olmuştu. Kızlardan duyduğu tek şey acı ve zevkin oluşturduğu inlemelerdi. Göz göze geldiklerinde kızında kendisine doğru yaklaşmasına önce bir anlam veremedi. Ardından dudaklarına kapanan dudaklar ile saliselik bir donukluk yaşasa da kısa öpücüğe karşılık verdi. Geri çekildiğin de kızın yeni cümlesi ile gözleri dudaklarına odaklandı.

"Memnun kalman güzel... Sana ise bu kelimeyi zevkle unutturup bir şeyleri değiştirebilirim..."

Sözlerinin ardından kızın dudaklarına kapandı. Sert bir şekilde öptüğü dudaklar bir kaç saniye içinde mutlaka şişecekti. Öpücüğü derinleşirken kızın karşılığı ile bu kez ellerini serbest bıraktı. Ellerini duvara dayamış kıza hareket imkanı sağlarken öpücük sürmeye devam etti. Taki ikisininde ciğerlerinde hiç bir hava kalmayıncaya kadar... Kendini geri çektiğinde arzudan buğulu bir hal almış gözlerle karşılaştı.

"Eee... Şimdi ne düşünüyorsun?"

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Aralarındaki sürtüşme giderek hararetlenirken bedenleri arasındaki yakınlaşma dikkatini dağıtmış perinin söylediği son sözlerse merakını körüklediğinden onu öpmüştü. Dudakları onun dudaklarıyla buluştuğunda algıladığı tat başını döndürmüştü. Erkeksi kokusu beynini uyuştururken onun yüksek egosunun nedenini anlamış oldu. Öpücüğünün karşılık bulması ise hiç beklemediği bir şeydi. Bu aldığı zevki arttırırken bedeninin yavaş yavaş alev almaya başlamıştı. Kendini zorlukla geri çekmeyi başardığında derin bir nefes aldı. Bu durum onu etkilemiş olsa da dışa yansıtmayarak birkaç cümle kurdu. Çocuğun bakışları dudaklarına kaydığında nefesini tuttu. Duyduklarını idrak etmekte zorlanmıştı. Dudaklarına kapanan dudaklarsa şok olmasını sağladı. Onun tarafından tekrar öpülmeyi beklememişti. Şaşkınlığını üzerinden attığında oda öpücüğe karşılık verdi. Öpücük derinleşirken dudaklarının acısı ve aldığı zevkle inledi. Elleri serbest kaldığında bedenini onun bedenine yaslayıp ellerini çocuğun sert göğüsüne koydu.

Aldığı tat hoşuna gitmişti ve bedeni daha fazlasını arzuluyordu. Peri geri çekildiğinde nefes nefese kalmıştı. Duyduklarından sonra şehvetle gülümseyip''Şey bilemiyorum aklım karıştı.Neden bu konuyu netleştirmem de bana yardımcı olmuyorsun?'' diyerek dudaklarına kapandı. Elleri bu sefer çocuğun seksi bedeninde ufak bir keşfe çıkmıştı. Yerlerini değiştirip çocuğu biraz sertçe duvara yaslayıp öpüşmeyi daha da derinleştirdi.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Peri kızı ile uğraşmak geçen her saniye daha fazla hoşuna gidiyordu. Arada sırada onun canını acıtan hareketlerinden de geri kalmıyordu. Peri kızının acı dolu iniltileri onun zevkini katlayan bir etmendi. Onu duvara yapıştırdıktan sonra hiç beklemediği bir şekilde öpülen dudaklarına elbette karşılık vermişti. Seksi bir kızın öpücüğüne hangi akılsız hayır diyebilirdi. Öpücük boyunca onun bedenine özellikle el sürmedi. Öpücükle alev alan beden dokunuşlarına muhtaçtı ve onu aç bırakmakta ona acıyı verecekti. Reyes'ın da istediği şey buydu zaten, acı vermek... Öpücük sonrası kızın konuşmalarını dudaklarına bakarak dinledi. Tahmin ettiği gibi sert öpücük peri kızının dudaklarının şişmesini sağlamıştı. Sorduğu soruya gülümseyerek ve sadece bir baş hareketi ile cevap verdiğinde dudakları yeniden örtülmüştü. Bu kez duvara dayalı olan kendisiydi. Buda aklına tek bir şey getiriyordu. Demek ki peri kızı sert oynamak istiyordu ve elbette bu da Reyes'ın hoşuna gidiyordu. Bir süre kızın hakimiyetine izin verdikten sonra peri kızını itti. Hala ona dokunmuş değildi. İtmesi de sanki onu istemiyormuş gibi bir görüntü verse de gözleri her şeyi anlatıyordu.

Kızı bileğinden tutup sertçe duvara yapıştırması ile karanlık tutkusu devreye girdi. Kızın acı dolu iniltisini dudaklarına kapanıp bastırırken elleri bedeninde gezmeye başladı. Oldukça sert bir şekilde onu okşarken acı dolu iniltilerini daha fazla duymak için dudakları boynuna yöneldi. Boynunu önce yumuşakça öpmeye başlasa da sonradan karanlık tutkusu ortaya çıkarak onu sertçe ısırdı. Kızın canı yanmış ve çığlık atmıştı. Bunu bilincinde ısırdığı yeri emerek ona garip bir zevk verdi. Bu en sevdiği karışımdı acının içinde zevk... Elleri dolgun göğüslerini sıkarken diğer eli kadınlığı ile ilgilendi. Peri kızının bedeni zevkten kıvranıyordu. Islaklığını kumaşa rağmen hissediyordu. Kendi de baştan çıkmıştı ama acı zevke galip geldi. Peri kızı ile bir tutku girdabının içindeyken tek bir hareketle her şeye son verdi. Kızdan bir adım uzaklaştığında onu baştan aşağı süzdü.

"İkna edici olabildim mi? Artık dursak iyi olur çünkü burası yeri değil..."

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Acımasız aynı zamandada katıksız bir kütük olduğuna karar verdiği bu periyi öpmek planları arasında olmayan bir şeydi ama perinin kendine olan aşırı özgüveni merakını körüklemişti. Oda kendini tutumayıp onu öpmüştü bu elinde değildi merakına her zaman yenilen biriydi ve bunun bir gün başına dert açacağını bilse de kendine engel olamıyordu. Algıladığı tat başını döndürmüş zaman, mekan ve aralarında geçen onca şeye aldırmaksızın bedeninin alev almasını sağlamıştı. Perinin gülümseyerek bir baş hareketiyle ona katılmasından sonra periyi duvara yaslayıp istediğine ulaşabilmek adına harakete geçti. Çocuğun tadı ve enfes kokusu kendinden geçmesini sağlarken öpücükleri derinleştiği esnada itilince gözlerini onun gözlerine dikip tek kaşını kaldırarak onu anlamaya çalışarak baktı. Gözlerinde aynı tutku ve arzuyu görebiliyordu e o zaman sorun neydi? diye düşünürken sertçe duvara yapıştırıldığında acıyla inledi. İniltisi perinin ağzının derinliklerinde kaybolurken bu vahşi öpücüğe karşılık verdi. Bedeninde gezinen sert dokunuşlarla zevk ve acıyla inledi. Boynunda hissettiği öpücükler ateşini harlarken boynundaki acıyla çığlık attı. Perinin ısırdığı yeri emmeye başlamasıyla acı kendini garip bir zevke bıraktı. Göğüslerinde ve kadınlığında hissettiği dokunuşlarla kendini kaybetmişken çocuğun kendini çekmesiyle afalladı. Duyduğu sözcükleri anlamlandırarak idrak etmesi zaman almıştı.

Derin bir nefes alarak ''Hala ikna olmuş değilim ama haklısın burası uygun bir yer değil '' diyerek bir büyüyle içeriye girişi engelleyip başka bir büyüyle ölü bedenlerin ortasında iki kişilik rahat bir yatak oluşturarak onu yatağa sertçe itip üzerine çıktı.

Gözlerini gözlerine dikerek ''Ama artık uygun... Tabi dış görünüşünün aksine gül ve şampanyalar hayal eden bir romantik değilsen '' diyerek dudaklarına kapandı. Elleri gömlek düğmeleriyle ilgilenirken bedenini onun bedenine sürterek kalçalarını erkekliğinin üzerinde hareket ettiriyordu.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13

Peri kızını gördüğü ilk andan beri görmezden geldiği güzelliğini yeni yeni fark ediyordu. Aslında buna bir nevi zorlanmış olabilirdi. Sonuçta başından onu öpme ya da yatağa atma derdine düşmemişti. Sadece tatlı iniltisi yüzünden ona acı vermek istemişti. Öpücük ise bazı şeyleri değiştirmiş olsa da acı vermek hala istediği bir şeydi. Kendini duvara yapışmış bir halde bulduğunda kafasında bir sürü düşünce belirdi. Sert kızları severdi. En ufak acıda ağlayan zavallılardan ise nefret ederdi. Kızı ilk önce reddedip sonrasında duvara yapıştırdığında karanlık arzusunu serbest bıraktı. Boynuna bıraktığı ısırıkla acı dolu çığlık onu etkilerken kızın acı, zevk karışımı inlemeleri sertleşmesini sağlamıştı. Bu ona acı veriyor ve daha fazlasını istemesine neden olsa da kendini geriye çekip bir kaç şey söyledi. Acı her zaman zevkin bir adım önündeydi. Üstelik dediği gibi burası uygun bir yer değildi. Geriye doğru bir adım attığında onun dağılmış sarı saçlarına baktı. Saçlarını eline dolayıp çekerken dudaklarını emmek istiyordu ya da göğüslerini... Bir an durdu, göğüs daha iyi bir fikirdi. Çünkü çıkardığı sesleri duymak istiyordu. Bir anda beliren yatağa gözlerini diktiğinde itmenin etkisi ile yatağa düştü. Peri kızının sözleri onu gülümsetti.

"Güzellik, oradan bakıldığında romantik bir aşk çocuğu gibi mi görünüyorum?"

Dudaklarına kapanan dudaklarla kızın belini sararak kendine çekti. Peri kızı hızlı davranıyor ve onu soymaya çalışıyordu. Az önce kafasının içinde beliren tüm karanlık fantezileri artık gerçeğe dönüştürebilirdi. Kıza yardım ederek gömlek ve pantolon dan kurtuldu. Diğer yandan ise kızın üzerindekileri parçalayıp sadece iç çamaşırları ile kalmasını sağladığında yerlerini değiştirdi. Kızın göğüslerini kumaşı çıkarmadan emmeye başladı. Diğer eli ise çamaşırını kenara inip kadınlığı ile ilgilenmeye başladığında duyduğu inilti ona haz verdi. Ama bu yeterli değildi. Göğüs ucunu sert bir şekilde ısırdığında duyduğu çığlık yüzüne karanlığın çökmesini sağladı. Kızın sarı saçını kavradığında düşündüğü gibi onu çekti. Kızın canı yanarken göğüslerini kapatan ufak bez parçasını bir kenara itip göğüslerini öpmeye ve emmeye başladı. Eli ise görevine devam ediyordu. Biraz daha devam etse kızın tatmin olması kaçınılmazdı. Kendisi ise acı verici sertliğini daha fazla görmezden gelemediği için kızın açık bacaklarının arasına yerleşti. Öyle sertti ki yeni bir çığlık kaçınımz olarak gelmişti. Dudakları ara tatlı göğüsleri ile ilgilenirken bir kaç hareketle peri kızının rahatladığı hissetti. O ise tatminin kıyısında bile değildi. Kızın bacaklarını daha fazla açıp kendisini en derininde hissettirirken dişlerini teninde geziyordu. Öpmeyi çoktan bırakmıştı. Acı verici ısırıklar ve baştan çıkarıcı bir şekilde emerken peri kızının bir kez daha geldiğini hissettiğinde oda kendini serbest bıraktı. Nefes nefese bir halde kızın üzerine yığıldığında bir kaç dakika içinde kendini yana attı. Peri kızının bedeninde morluklar ve sivri dişlerinden dolayı kan izleri vardı. Ama hala harika bedeni oldukça seksiydi.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Perinin söyleriyle gülümsedi. Romantiklikle bu adamın uzaktan yakından alakası olduğunu düşünmüyordu. Karşılaştıkları ilk andan itibarenki kaba tavırlarını göz önüne alırsak etrafın durumunu pek önemsediğini sanmıyordu. Nitekim dudaklarına kapandığında da bunu açıkça görmüştü. Alev alan bedenini daha fazla görmezden gelemeyerek onun üzerindekilerden kurtulmak için harekete geçti. Elbiseler şuan sadece birer fazlalıktı. Çıplak tenine dokunma ihtiyacı içinde yanıp tutuşuyordu. Elleri onun teninde dolaşırken üzerindeki kıyafet parçalara ayrılmıştı. Saniyeler sonraysa perinin altındaydı. Gözleri arzuyla parlarken kadınlığında hissettiği dokuşla inledi. Bedeni bir yay gibi kıvrılırken gözlerini kapayıp kendini ona teslim etti. Perinin ısırığı çığlık atmasını sağlarken saçlarından tutulup çekilmesiyle acıyla inledi. Hemen ardından göğüslerindeki dudaklar ve kadınlığıyla ustaca ilgilenen el bedeninin zevkle gevşemesini sağladı. Nefes alış verişleri sıklaşmış bedeni kasılmaya başlamıştı neredeyse tatmin olmak üzereydi ama hala istediğine ulaşamamıştı. Onu içinde istiyordu. Sonunda istediğine ulaştığında dudaklarından yeni bir çığlık firar etti.

Bu birleşme oldukça canını yakmıştı ama aynı zamandada zevk verdiği için kısa sürede tatmin olmuştu. Bedeni titreyerek rahatlarken yorgunlukla derin bir nefes aldığında onu en derininde hissedince inledi. Bedenindeki ısırıklar canını acıtsa da yaşadığı acı dolu zevkten memnundu ve bir süre sonra yeniden o mükkemmel anı yeniden yaşadı. Nefes nefese ve kesinlikle tükenmiş bir şekilde kendine gelmeye çalışırken hissettiği tatmin duygusu daha öncekilere benzemiyordu. Bu her açıdan farklıydı. Peri kendini yana attığında bir büyüyle kaybettiği enerjiyi geri kazandı. Aslında şuan bu enerjiyle onu yeniden baştan çıkarıp bu sefer kontrol ondayken tekrar birlikte olmak istiyordu ama yıllar sonra yapmaya karar verdiği şeyi daha fazla erteleyemezdi. Phin'i görmeye gitmeliydi. Bu fikri ne kadar eyleme dökmeyi ertelerse o kadar bundan vazgeçme ihtimali artardı ve peşinde anya'yı onun yüzünden öldürmeye hevesli bu kadar peri varken bu riske giremezdi.

İç çekti ve bu mecburiyet yüzünden eski ortağına lanetler okuyarak perinin dudaklarını son kez öptü. Elini onun göğsünde gezdirirken 'Seninle biraz daha ilgilenmek isterdim ama ne yazık ki gitmeliyim.' diyerek bir büyüyle giyindi. Kendine engel olamayarak onu öpüp bedenini bir süre keşfettikten sonra kendini zar zor geri çekerek 'Aklımdaki düşünceleri netleştirmek konusunda bana yardım etmen harikaydı' diyerek göz kırpıp ortağının aurasına odaklandı. Ve bir büyüyle kaçınılmaz olan görüşmenin yapılacağı yere ışınlandı.

» Gecenin Getirdikleri