|
| Bazı Sırlar | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Richard J. P. Harrison Sihirbaz | Müzisyen l Müzik öğretmeni
Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 02/06/12
| Konu: Bazı Sırlar Paz Haz. 03 2012, 22:04 | |
| "When was that summer when the skies were blue, the bright red cardinal flew down from his tree, you tell me..."
Açıkça şarkı homurdanıyordu. Elindeki keman kasa gitarı ile sinema salonunu boğuk bir bas tonu almıştı. Richard sonsuz egosunun bir kez daha esiri olup tüm ses sistemini bas gitarına kanalize etmeyi başarmıştı. Küçük bir bas solosundan sonra hasta bir kahkaha attı ve perdenin tam önüne gitarını bırakıp uzandı. Mutluluk ile havada olan kaşları yavaşça çatıldı. Ne yapacağını bilmiyordu. Kendine bulduğu meşgaleler hep kayıtsız kalıyordu hayatına karşı. Dünyada tanınan bir konuma gelmişti. Akademiden çıklsa yüzlerce gazeteci etrafını saracaktı belki. Gözlerine inan saçlarına üfledi ve yattığı yerde bacak bacak üstüne attı ve ellerini başının arkasına yerleştirdi. Yüzlerce kez sahneye çıkmıştı belki, fakat bu geçmişini silemiyordu. Dramatik bir şekilde iç çekti. Tek başına kalmayı hem seviyordu hem sevmiyordu, tam da bu yüzden... Kafa dinleyebiliyordu, fakat geçmişi ile tekrar tekrar yüzleşmesi gerekiyordu. Akıl hastanesinin en ucra köşesinde, tüm ailesini yaktığını itiraf ettiği zamanı, ve buna karşılık yıllarca orada tutulduğu dönem gözünün önüne geldikçe ürperiyordu. Oturur pozisyona geçti ve gitarını geri alıp askıyı boyunundan geçirdi. Tek tutkusu, kendisini kendinden alıkoyabilen tek şey müziği ve öğretmenliğiydi. Öğretmenlikte ne kadar ciddi bir iddiası olmasa da -zira gün geçmiyordu ki bir öğrenci gelip imza istemesin- müzik konusunda kendi kalitesini mümkün olduğunca arttırmaya ve yeni şeyler öğrenmeye çalışıyordu. Yaptığı pisliği aklından temizlemek uğrunaydı bunlar. Fakat doğuştan yeteneği vardı belli ki bu işe. Gitarı elinde doğruladıktan sonra etrafa bakınmaya başladı istemsizce. Gözlem yapmayı severdi, ve daha önce burada hiç bulunmamıştı.
"Altı üstü bir sinema salonu..."
İç geçirdi. Büyük kolonlar vardı, devasa bir salondu aslında. Şehir merkezindeki sinemalardan dahi büyük bir yerdi burası. Belki dünya standartlarının tepesinde bulunan bir iki sinemadan biri olabilirdi. Fakat Richard çabuk etkilenen bir adam sayılmazdı. Koltuklar standart sinema koltuklarından uzak, gayet konforlu ve yumuşan görünüyordu. Karşıda perdeye yansıtmaya hazır büyük, eski tarz bir projeksiyon makinesi vardı. Öksürdü, ve çalıp söylemeye devam etti...
Saatler geçmişti belki, ya da dakikalar. Tıkırtı sesi ile çalmayı kesti ve kapıya doğru ani bir dönüş yaptı. | |
| | | Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Bazı Sırlar Ptsi Haz. 04 2012, 01:20 | |
| Yine başlamıştı işte; garip sesler, tuhaf görüntüler... Kimseyi inandıramasa da etrafı onlarla çevriliydi. Aslında o da biliyordu, neden göremediklerini ve neden sesleri duyamadıklarını. Çünkü bütün gösteri ona özel kafasının içinde kurulmuş bir oyundan ibaretti. Yıllarca gittiği psikologların hiçbir etkisi olmamıştı. Her birinin sonunda vardığı nokta aynıydı. Her şeyi unut, tüm olanları... Sanki bu söyledikleri yapması çok kolay bir şeydi. Parmağını şıklatarak tüm hafızasını bir gecede silebilecekmiş gibi. Neden kimse anlamıyordu. Ölen kişi sadece bir kardeş değildi onun için Stacy canından bir parçasıydı ölen ve ölüm anı... Onunda orada ölmesi gerekirdi, belkide yanlış kişi hayattaydı. Evet kesinlikle durum buydu, o yanlış kişiydi. Ölmesi gereken...
Elini başına götürdü, koridorda ilerlerken etrafındakilerin ona garip bakışlarla baktığını görebiliyordu. Ama umurumda bile değildi. Eskiden küçük bir kızken başkalarının onun arkasından ne dediklerine çok kafayı takardı. Şimdi ise hiç kimsenin tek bir bakışı bile onu etkilemeyi başaramıyordu. İnsanlardan kaçmayı istemişti, ama ailesi. Normal bir kız çocuğuna sahip olmak her ebeveynin istediği bir şeydi, tıpkı anne ve babası gibi. Büyük bir kazanın ardında ise ellerinde tek kalan garip davranışlara sahip Scarlett olmuştu. Adımlarını hızlandırdı. Görüşü bozulmaya başlamıştı git gide daha da kötüye gidiyordu. Gözünün önüne gelen görüntüler hangisi gerçek hangisi kafasının yarattığı bir oyundu bilmiyordu. Hiç bir şey bilmeden hızlanmayı sürdürdü. Ama aniden gördüğü ikizi ile bir anda olduğu yerde donup kalmıştı. İkiz kardeşi ölmeden bir gün önceki haliyle karşısında duruyordu. Ona bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Ama dedikleri hiç bilmediği bir dilde ona ulaşıyordu, anlamak imkansız... Görüntü yavaşça kaybolmaya başladığında gitme diye haykırmak istedi ama konuşmak sanki hiç bilmediği bir yetenek gibiydi. Yutkunmaya başladı, boğazı kupkuru bir haldeydi. Belkide bu yüzden ses çıkarmayı beceremiyordu. Daha fazla yutkundu sanki bir işe yarayacakmış gibi ve görüntü tam kaybolduğu anda ağzından kelime yerine büyük bir çığlık çıktı. Tüm koridorda sesi yankılanarak dağıldığında bir el omuzuna yavaşça dokundu. Başını çevirdiğinde " Sen iyi misin?" diyen çocuğu gördüğünde eli hızla kendinden uzaklaştırarak koşmaya başladı. Stacynin kaybolmadan önce gittiği yöne doğru. Artık ne görüntü nede ses vardı, hepsi kaybolmuştu. Ama o şimdi tüm o şeyleri geri istiyordu, Stacy'i geri istiyordu.
Bir anda duyduğu seslerle yönünü değiştirerek koşuşunu hızlandırdı. Ses giderek daha yakından geliyordu. Bulunduğu kata bakılırsa buda sadece kendinin duydukları olmalıydı. Buda sesin kaynağında ikizini görebileceği anlamına geliyordu. Sinema salonunun kapısın önünde soluklanarak hızlı bir şekilde kapıyı açarak kendini içeri attı. İçerisi düşündüğü gibi değildi. O hayal bekliyordu ama tek gördüğü müzik çalan ama onun gelmesiyle çalmayı kesen bir müzisyendi.
| |
| | | Richard J. P. Harrison Sihirbaz | Müzisyen l Müzik öğretmeni
Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 02/06/12
| Konu: Geri: Bazı Sırlar Ptsi Haz. 04 2012, 20:12 | |
| Kapı tıkırtıdan sonra pat diye açılınca Richard bir an irkildi. İçeri giren kişiye ayaktan yukarı şöyle bir baktı. Gençti, belli ki öğrenciydi. Ya birinden kaçmıştı, ya bir şeyden. Ya da kendisi gibi sadece kafa dinlemeye gelmişti. Aklına bunların hiçbirini almadan önce gelen ilk fikir sesin dışarıya gidiyor olma ihtimali oldu. Bu okul çılgın öğrenciler ile dolup taşan bir okuldu sonuçta. Beklemesi gereken bir şey olmalıydı... Gitarını çıkartıp bir koltuğun yanına bıraktı. Bir süredir kapalı gibi olan sinema salonunda hiç, ama hiç toz yoktu. Eskiden alışık olduğu toz duman artık iyi gelmiyordu kendisine. Çılgınlar gibi hapşurmuştu bir keresinde, yaklaşık on kere, ya da sekiz kere... Bu tip detaylara takılmayı sevmemişti hiçbir zaman. Detaycı olmak yerine eli sıkı ve politik olmak genelde çözüm getirirdi. Kişiliğinden ve motivasyonundan zerre ödün vermeden gözlerini tekrar öğrenciye çevirdi. Kaşları belli belirsiz, garip bir kararsızlık ile çatıldı ve geri düzeldi. Sonunda öğrenciye doğru adımlamaya başladı. Koca salonun bir ucundan bir ucuna yerleşmişlerdi, satrançtaki iki uç şah gibi... Ya da kale, en azından Richard, doğru olarak ileriye ilerliyordu. Kızın tam önünde durdu ve kollarını bağladı.
"Katın bu bölümü kapalı, burada ne aradığını merak ediyordum. Kurallar senin için bir şey ifade ediyor mu, bunu da merak ediyorum."
Kibarlıktan hiçbir zaman ödün vermemek lazımdı. Bir insan ile anlaşmanın en iyi yolu, Richard'a göre hep insancıl ve sıcak davranmaktan geçiyordu. Kimi durumlar hariç, bu böyle işleyen bir mekanizmaydı insan hayatında. Fakat kızın kendisini tanımamış olması Richard'a tuhaf gelmişti. Elleri ile kollarını hızlı bir hareketle temizledikten sonra tekrar öğrenciye döndü.
"Bu arada ben Richard Harrison. Tahmin edebileceğin üzere müzik öğretmeniyim..."
Eli hafifçe ileriye yöneldi. Öğrenciyi buradan kısa süre içinde kovalamak vardı aklında, fakat bir kişi ile daha tanışma şansını hiçbir zaman kaçıramazdı. Özelilkle bu kişi kendisini tanımıyorsa. | |
| | | Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Bazı Sırlar Salı Haz. 05 2012, 01:29 | |
| Hayal kırıklığı... Hissettiği tek şey bundan ibaretti. Kendini o kadar hazırlamıştı ki Stacy'i göreceğine ama onun yerine karşısında ona tuhaf bakan birini bulmuştu. Onu tanımıyordu kimdi acaba neyin nesiydi. Fark ettiği tek şey ondan büyük olduğu gerçeğiydi. Bu da aklına onun öğretmen olabileceğini getiriyordu. Ama burası karşılaşmaları, sinema salonunu bir konser salonuna dönüştürmesi sıradan bir öğretmen olamayacağını da gösteriyordu. Bir kaç şey daha düşündü önce ama sonra vazgeçti. Neden onun hakkında bir şeyler düşünmeye başlamıştı ki sanki kim olduğu çok umurumdaydı. Sırf bu nedenle düşünmeyi bir kenara bırakarak kendini nefes almaya yoğunlaştırdı. Kapı önünde ki kısa süreli soluklanma bedenine yeterli gelmemişti. O ciğerleri ile meşgulken üzerine doğru adımlar atılmaya başlamıştı. Hafifçe başını kaldırarak yanında dikilen kolları bağlı adamın yüzüne bakmaya başladı. Gözlerinden aza işiteceğini hissediyordu. Ama nasıl bir tepki verecekti işte onu gerçekten bilmiyordu. Adamın dudaklarından dökülen kelimelere karşılık beyninde yanan ilk ışık akademide yeni öğrenci olduğu gerçeğiydi. Ama ilk önce mantıklı gelen bu fikir sonrasında salakça gelmişti.
" Şey... Ben sadece... Katın kapalı olduğunu bilmiyordum, kaçmaya çalışırken kendi mi bir anda burada buldum".
Sustu. Yaptığı tek şey saçmalamaktı ve karşısındaki kişinin kafasına daha fazla soru işareti yerleştirmek. Sanki neyden kaçtığını söyleyebilirdi. Durumu biraz olsun kurtarmaya çalışarak;
" Kuralları umursamadığımdan değil ben sadece bilmiyorum, hepsi bu. Henüz dersinize girmediğim için de sizi de tanımıyorum. "
acaba bir pot daha kırmış mıydı? Düşünmeden edemiyordu, sanki bir yararı varmış gibi. Düşünmek sadece daha fazla hayale yol açıyordu ve çoğu zaman hayal ile gerçeği ayırt edemez hale gelen benliği başına iş açıyordu. Kulaklarına yavaşça dolan uğultular, işte geliyoruz der gibiydiler. Ellerini başına götürdü, görüşü bozulmaya başlamıştı işte. Etrafındaki her şey değişiyordu. Önce büyük bir karanlık ve sonrasın da gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu ayırt edemediği görüntüler. Stacy... Tam karşısında duruyordu. O küçük haliyle ondan yardım istiyordu. Üstü başı kan için de hemen yanında ise bir adam pis görünüşlü ve sinsi bakışlı, katil... İşte o ikizi ile ayılmalarına, onun ölmesine sebep olan adam. İçinde dindirilemez öfkesi ve adamı öldürme istediği, yapmak istediği işte buydu. Daha önceleri bir kaç kere yanlışlıkla zarar vererek kullandığı gücü bu katil karşısında işine yarayacaktı. Ona yoğunlaştı, kalbinin derinliğinde ki karanlığa ve sahip olduğu bitmez tükenmez öfkeye bu onu daha da güçlü kılıyordu. Hızla adama yaklaştı. Önce kolundan yakaladı. Ona dokunur dokunmaz yaşam enerjisi yavaşça adamın bedeninden kendine doğru akmaya başlamıştı. Adamın bitkin düşen bedeninin yere düşmesi ise sadece bir iki saniyesini almıştı. Katil yere düştüğünde onu daha da sıkı bir şekilde tutmaya başladı. Buna daha fazla devam ederse katilin kalbinin durması fazla zaman almayacaktı.
| |
| | | Richard J. P. Harrison Sihirbaz | Müzisyen l Müzik öğretmeni
Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 02/06/12
| Konu: Geri: Bazı Sırlar Çarş. Haz. 06 2012, 20:22 | |
| Kızın gözlerindeki ifade istemsizce bir adım geriye gitmesine yol açmıştı... Kız birden kendisine atıldı ve koluna dokundu. Richard ani bir acı ile diken diken olduğunu hissetti. Pek fazla bir şey yapamadan, en ufak ses çıkartamadan yere yıklıdı. Kız hala ellerini çekmemişti, hatta daha sıkı tutuyordu kendisini. Gözleri geriye doğru yuvarlanırken Richard tüm bedenini saran acının, ölüme doğru attığı adımların yankıları olduğunu hissediyordu. Görüşü tamamen kararmadan önce, bilinci tamamen kaybolmadan önce, gücünün kalanını fısıldamaya adadı,
"Çek ellerini üzerimden seni-"
Elleri cansız bir şeklide inip zemine çarparken adeta boyut atladığını hissediyordu. Işık hüzmelerinin arasından geçerken hiç görmediği, bilinçaltındaki en saçma ve yersiz şeyler yanından geçiyordu... Kükreyen bir masa lambası, ya da konuşan bir gitar. Görmediği şeyler değildi, en azından ekstra bir şey kullanınca. Fakat en güçlü madde ölümdü sanki. Ölmüş yakınları etrafında dönerken bir sahneye indi. Elinde gitarı, öylece duruyordu. Karşısında kimse yoktu. Sanki öbür tarafa geçerken gireceği bir testti bu. Öbür tarafa inanmıyordu bile. Fakat bilinçaltında belli ki bunu, ve çok daha ötesini kurmuştu. Mikrofona ilerledi ve haykırdı.
Haykırışı bedeninden zayıf bir fısıltı olarak çıkmıştı bir kez daha. Açıkça yardım istiyordu, acıdan. Ölüm öncesi deneyim diye okuduğu şeylerden çok daha acı vericiydi... Kendi zihninde kaybolmak, çekebileceğin tüm fiziksel acıları bir kerede çekmek. Anlatılanların çok daha ötesinde, korkutucu bir deneyimdi. Richard zaten ölürken parlak bir ışık görmeyi bekleyecek tipte biri sayılmazdı. Bu tam olarak beklediği, ve korktuğu şeydi. Kendi cehennemindeydi. Kahkahalar artarken, üzerine fırlatılan bıçaklardan kaçmak için oraya buraya saklanmaya çalışıyordu zihninde adeta. Her biri de değiyordu, her biri de kendisini delip geçiyordu. Muazzam acı tüm bedenini sararken, tüm yaraların tekrar kapanmaya başladığını hissediyordu şimdi. Belki de gidiyordu artık... Başkalarının tabiri ile, çok daha iyi bir yere. Kendi tabiri ile, hiçliğe... | |
| | | Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Bazı Sırlar Salı Haz. 12 2012, 00:22 | |
| Sonunda oluyordu, kız kardeşinin katili ellerinin arasında can çekişiyordu. Şu an hissettiği duyguları tarif etmesi kesinlikle imkansızdı. Mutluluk, sevinç, tatmin olma, rahatlama... Kahkahalarına engel olamıyordu, şeytanca... Adamın gözlerinin içine baktı can çekişirken gözlerini görmek, gözlerindeki ışığın söndüğünü görmek istiyordu. Tıpkı ikiz kardeşinin ölmeden önce gözlerinde gördüğü son şey gibi. Ellerini çekmesinin söylediğinde bu durum sadece daha fazla zevk almasına neden oluyordu. Bu yüzden ölüm vaktini geciktirebildiği kadar geciktiriyordu. Normalde her hangi bir canlıya dokunduğunda onun yok olması bir kaç dakikasını alıyordu. Ama içinde nefret ve intikam duygusu gözünü giderek daha da körleştirmişti. Zaten yerinde olmayan benliği şu an neredeydi kim bilir.
Daha ne kadar devam edebilirdi bu oyuna acı çekmesi yeterli miydi? Ondan cevap almak şu an mümkün görünmüyordu. ama zaten cevaba da ihtiyacı yoktu. O anın geldiğini hissediyordu artık. Bir kaç saniyesi kalmıştı belkide ellerindeki canlının ölmesine, ona insan demek bile istemiyordu. Yaşayan bir organizmaydı sadece... Ama birden gözleriyle gördüğü katilin görüntüsü bulanıklaşmaya başlamıştı neler oluyordu. Gücünü kullanmayı bir an da bıraktı. Stacy karşısında duruyordu gülümseyen haliyle ve birden yok oldu. Onun gidişi yaptığı hatayı gözleri ile görmesini sağlamıştı. Yine bir hayalin içine gömülmüştü ve farkında bile olmadan akademi öğretmenlerinden birinin canını alacaktı. Olan şeyi hemen düzeltmezse gerçek bir katil olacaktı. Kafasını toplaya çalıştı. Lanet olsun... Ne yapacağı bilmiyordu. Aslında normalde gücünü kontrol eden biri bile değildi. Bir şeye zarar vermek kolay olabilirdi, ama onu tamir etmek, bir yanlışı düzeltmek... Bazen imkansıza yakın olabilirdi. Şimdi ki gibi. doğrularak düşünmeye çalıştı. Öncelikle kendini toparlamalıydı ama nasıl vakti giderek azalıyordu. O ölmeden önce bir şeyler yapmak zorundaydı.
Yanında diz çökerek az önce yaptığı gibi onun kolunu sıkıca tuttu. Bir şeyler düşünmeliydi, iyi bir şey. Ama aklına hiç bir şey gelmiyordu. Gücünün tersini nasıl kullanabilecekti. Bunu sadece tek bir kez yapmıştı, köpeğini geri getirebilmek için. Ama şimdi odaklanmalıydı hemde hemen. Gözlerini kapattı, gözlerinin önünde Stacy belirmişti. Aile eski mutlu günleri. İçinde bir şeylerin filizlendiğini hissetti önce ardından bu filizlerin vücudundan akarak adamın vücuduna dolduğunu hissetti. İşe yarıyor olmalıydı. Gözlerini daha fazla sıktı konsantre olmak için ve bir anda adam gözlerini açtı. Adama söyleyebildiği tek şey ağzından çıkan tek bir kelime oldu.
"Üzgünüm..."
| |
| | | | Bazı Sırlar | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |