Birini mi Bekliyorsun?

Son zamanlarda her şey iyice rutin bir hal almıştı. Canını sıkanları avla, yatağa bol bol kız at. Şu an kızların hiç birinin yüzünü bile hatırlamıyordu. Sadece kölesi yaptığı kız hayal meyal aklındaydı ve bir de elbette ki sihirbazı. Onun aklında olmasının nedeni ise onu diğerleri gibi başından atmamış olmasıydı. Sonuçta artan gücünün devam etmesi için o kızın yaşaması şarttı. Bu yüzden çok sık olmasa da bazen onu kontrol ediyordu. Colin, denen gereksiz sihirbazla olduğunu gördüğünde ise yoluna devam ediyordu. Onun bedenine olan açlığı tıpkı her kızda olduğu gibi çoktan kaybolmuştu. Hala mükemmel bir peri sayılmazdı, yine de sözünü tutmuş ve ondan uzak durmuştu. Tabi bunun en büyük sebebi kızı arzulamıyor oluşuydu. Yoksa onun ne düşündüğünü umursamadan onu evine kapatır belki de kölesi yapardı. Köle... Köle kızları seviyordu. Belki de ilk deneyiminin onda yarattığı etki yüzündendi, bu... O anda aklına henüz bir peri kızını köle yapmadığı geldi. Aslında bir sefer bunu denemişti ama tadını beğenmediği kızdan çabucak kurtulmuştu.

Aklında peri kızı ve köle meseleleri dönerken ilgilendiği son grubunun yanından ayrıldı. Küçük bir anlaşmaya varabilmiş olduklarına memnundu. Sonuçta onun istediği her şeye evet denilerek anlaşma tamamlanmıştı. Şimdi ise şehir merkezine gidiyordu. Oradan da belki bir bara giderdi kim bilir. Sırada insanlar gibi, sıradan olmayan insanların arasında yürürken sokak lambasının altında dikilen kızı fark etti. Kız seksiliği ve masum güzelliği ile ilgisini hemen çekerken saatini kontrol etmesi ile şeytani bir şekilde gülümsedi. Ona doğru seri adımlar atarak tam önünde durdu.

"Birini mi bekliyorsun, tatlı şey? Belki o kişi benimdir..."

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Sabah gözlerini burnuna dolan tatlı çiçek kokularıyla gülümseyerek açmıştı. Saatin kaç olduğuna şöyle bir baktıktan sonra kendisini yeniden yatağa atıp bir süre tembellik yaptı. Yastığına sarılıp birkaç saat daha uyuyabileceğini düşündüğü esnada annesinin sesiyle iç çekerek istemeye istemeye kalkmak zorunda kaldı. Hızla hazırlanıp annesinin yakınmalarını kulak ardı ederek evden çıkmıştı.Kim ne derse desin o hala ailesiyle yaşamaktan, onların küçük prensesi olmaktan memnundu. Üstelik annesinin düşündüğünün aksine o kadar çocuksu değildi. Bir sevgilisi vardı ve ondan gerçek anlamda hoşlanıyordu. Jack. O ve onun anlayışlı, karizmatik ve tatlı halleri gözünün önüne geldiğinde yüzündeki gülümseme yayıldı.

Dışarıda boş boş yüzünde hiç kaybetmediği gülüşle gezip yardıma ihtiyacı olduğunu düşündükleriyle ilgilenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Akşam olmasına az bir zaman kalmışken jack ile buluşacaklarını hatırlayıp soluğu alışveriş merkezinde aldı. Kısa bir alışverişin ardından yeni kıyafetlerine bakıp bu halinin uygun olacağına karar verdiğinde bir büyüyle buluşma yerine gitti. Onu sabırsızlıkla beklerken arada saatine bakmaktan geri durmuyordu. Dalgınlıkla yola baktığı esnada bir anda beliren adamla yerinde sıçradı. Karşısında duran kişiye dikkatle baktı. Yakışıklıydı ve oldukça etkileyici olduğu inkar edemezdi ancak sözleri ile aurasındaki karanlık ürkütüyordu. Elinde olmadan birkaç adım gerilediğinde sokak lambasına dayanarak durmak zorunda kaldı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ‘As Aslında hayır… Sevgilimi bekliyorum ve o siz değilsiniz şimdi izninizle lütfen.’ Diyerek telefonunu çıkardı.

Aklında peri kızları düşüncesi varken caddede yürümeye başladı. Evet bir peri kızını köle olarak istiyordu. Tatlı, seksi ona özel bir kız... Onu isterse sabaha kadar becerebilir, isterse daha farklı şeyler yaptırabilirdi. En güzeli de kafasında oluşmuş bir dolu fanteziyi onun üzerinde deneyebilirdi. Bu iş gerçekten eğlenceli olacaktı. Elbette elinde yeterli materyal olduğu zaman. O materyal de bir peri kızıydı. Acaba güzel kölesini nerede bulabilirdi? Geçen seferki gibi bir durumla karşılaşmak ise istemiyordu. Hayatında ilk kez bir kızdan gerçekten tiksinmişti. Güzel görüntünün altında her zaman iyi şeyler bulmaya alışık olduğundan berbat tatla karşılaşmak gerçekten mide bulandırıcıydı. Yüzünde sinsi bir ifade ile attığı her adımla etrafını incelemeye başladı. Belki de o kızı hiç beklemediği bir anda bulabilirdi. Tam o sırada gözüne bir kız takıldı. Mavi elbise giymiş, cici bir şeye benziyordu. Barda mini kıyafetlerle üstüne atlayan kızlardan farklı olduğu kesindi. Fiziği ise oldukça güzeldi, yüzü ise son derece tatlı... Farklı bir tat olacağını düşünerek kıza doğru adımlar attı. Farklı şeyler denemek güzel olacaktı. Tatlı kızın tadının da harika olmasını dilerken onun önünde onunla konuşmaya başladı. Kızın ürkek tavırları ona daha fazla çekilmesini sağlarken kızın direğe dayanması ile söylediği sözleri dinledi. Demek sevgilisini bekliyordu. Hangi salak böylesine ürkek bir güzeli tek başına bırakırdı? Kendisinin bırakmayacağı kesindi. Yani sevgili sıfatı altında bir kızı bulduğunda olması muhtemel şey buydu. Ama şimdiye dek hiç bir kız bu denli özel olmamıştı. Kızın çıkardığı telefonu gördüğünde ona doğru bir adım atarak telefonu elinden aldı.

"Bana göre seni böylesine bekleten bir erkekten hayır gelmez... Bence sana gerçek bir erkek gerek..."

Bedenini ona daha fazla yaklaştırıp onu direkle kendi arasına sıkıştırdığında boşta kalan eliyle saçını kavrayıp onun dudaklarına yapıştı. Tadını merak ediyordu. Beğenmezse zaten orada durmasına gerek bile yoktu. Dudaklarının baskısını biraz arttırıp onun dudaklarını aralamaya zorladı. Aralanan dudaklarından dilini arsızca içine daldırdığında nefis tadını algıladı. Tadı güzeldi, harika bir aroması vardı. Kızın telefonunu kendine cebine atarak diğer elini beline sardı. Onu arsızca yolun ortasında umursamazca öpmeyi sürdürdü.

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Sabırsızlığı ve saate bakma sıklığı jack’in gelmediği her an daha da artıyordu. Onun kendisinin aksine büyük sorumlulukları olduğunu biliyordu fakat birini uzun bir süre bekleyecek biri olmadığı da açıktı. Gerçi o sevgilisiydi bunun yanında onun kendisine sevişme konusundaki anlayışı yüzünden bile kendisine hayrandı bunlar bile şuan sıkıntıdan patlamak üzere olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Onu arayıp aramaması gerektiğini düşünürken karşısına bir anda çıkan adam etkilemenin yanında korkutmuştu da. Baştan onun karşısına dikilmesinin nedenini yol ya da saat sormak olduğunu düşünse de sonradan bunun öyle olmadığını anlamıştı. Bakışları bile ürkütürken kekeleyerek kurduğu cümlesinin ardından jack’i araması gerektiğini düşünerek telefonunu aldı. Karşısındaki yakışıklı ve korkmasını sağlayan adamın o ara söylediklerinden sonra gideceğini düşünmüştü.

Elinden telefonu alındığında korku dolu gözlerini adama dikerek 'Telefonumu alabilir miyim lütfen’ dedi. Eli kontrolsüz bir şekilde telefonuna uzandığı esnada onunla arkasındaki lamba arasına sıkıştırılırmıştı. Gözlerini gözlerine dikerek ‘Na Napıyorsunuz’ dedi. Saçlarından tutulmasıyla neye uğradığını şaşırırken dudaklarına kapanan dudaklarla dondu. Ondan kurtulmak için çırpınırken dudaklarındaki can acıtıcı baskıya daha fazla dayanamayarak dudaklarını araladı. Aldığı tat bir süre sonra hoşuna gitmeye başladığı için onun öpücüğüne istemeyerek de olsa karşılık vermişti. Kendisine hakim olmayı başardığında durup onu var gücüyle itti. Kendisinden biraz uzaklaştırmayı başardığında sinirle ‘Sokak ortasında beni öperek ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz? Bu kadar insanın sayenizde dikkatini çektik. Üstelik sevgilimin gelebileceğini hiç mi düşünmediniz rica ederim bırakın beni’ dedi.

Gördüğü tatlı yaratık ilgisini çekmişken onun yanına gitmek için tereddüt dahi etmedi. Aralarındaki ufak konuşma ile onun sevgilisi olduğunu öğrenmişti. Sevgilisinin aptal olduğunu ise görmeden tahmin edebiliyordu. Böylesine tatlı bir kız asla yalnız bırakılmamalıydı. Telefonunu almaya çalışırken onun kibar konuşmaları yüzündeki sinsi gülümsemeyi daha da arttırdı. Peri kızı kesinlikle narin bir yaratıktı. Nedense sevgilisinin koynuna bile girmediğini daha ilk anda çözmüş olabileceğini düşündü. Yine de kendisi kesinlikle sabırlı bir canlı değildi. Bu yüzden tatlı kızın tadına bakma işine koyuldu. Saçlarını kavradığı kızı öperken algıladığı tattan memnun kalmıştı. Karşılık beklediğini sert öpüşmesi belli ederken kızın aralanan dudakları sonunda pes etmişti. Onu birazcık öpmeye başlaması bile dilinin ucundaki tadı mükemmel hissetmesini sağlamıştı. O anda bu kızla çok daha fazlasını yapmaya karar verdi. İtirazı, gelecek olan sevgilisi ise umurunda değildi. Onu istiyordu ve alacaktı. Kızın birazcık itmesi ile sadece ne diyeceğini merak ettiği için geri çekildi. Diğer türlü onun hareketi ile milim kıpırdamazdı. Kızın tatlı sesi kulaklarını doldururken cümlelerindeki kibarlık dikkatini çekiyordu. Bu da kızın savaştan da uzak olduğunu düşünmesine neden oldu. Böylesine kibar biri kesinlikle savaşta telef olurdu. Bir eliyle kızın yanağını yavaşça okşamaya başladığında aşağılara doğru inmeye başladı. Hareketi oldukça yavaştı. Bel hizasına geldiğinde diğer eli de harekete geçti ve kalçasını kavrayarak kendine bastırdı.

Seni öpmek istedim ve öptüm tatlı şey... Aslında canım çok daha fazlasını da istiyor... Erkek arkadaşın kısmına gelince madem o buraya gelecek, o halde buradan gitmeliyiz..."

Kızın kalçalarını bıraktığında onun elini kavrayarak hava elementinin gücüyle gözle görülemeyen bir hızda kızı bir ara sokağa getirdi. Sokak gecenin karanlığında gözlerden uzak bir yerdeydi. Vakit kaybetmeden kızı binanın duvarına dayadı.

"Sevgilin bizi burada bulamaz güzelim... Hadi biraz eğlenelim..."

Kızın dudaklarına yeniden kapandığında bu kez daha sertçe öptü. Bir eli kızın dolgun göğsünü okşarken diğer eli eteğini yukarı çekiştirmeye başladı. Çıplak kalan kalçasını sertçe sıkarken dilini kızın ağzının içine soktu ve öpücüğü derinleştirdi.

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Başka biri tarafından istemeden de olsa dudakları sömürülürken bir süre sonra algıladığı tadı beğenmesinin de bir parça etkisiyle can acıtıcı baskıya daha fazla dayanamayarak oda karşılık vermişti. Bir süreliğine de olsa onu öperken burnuna dolan erkeksi koku etkilenmesini sağlamıştı fakat bu çok sürmemişti. İçindeki korku ön plana çıkıp bedeninin kontrolünü ele almasına yardımcı olduğunda onu var gücüyle itip kendisini bırakması için aklına gelen kelimeleri sinirle sözlere döktü.

Tanrının cezası jack’in nerede kaldığı sorusu derinlerde bir yerlerde aklını kurcalarken sarf ettiği kelimeler karşılığında adamın onu bırakacağını düşündü. Bu konuda fazla iyimser davrandığını ise geri çekilmeye kalktığında buna izin vermeyen belindeki el sayesinde öğrenmişti. Yanağındaki elle korkuyla nefesini tuttu. Masumane sayılabilecek dokunuş tuttuğu nefesini yavaşça vermesini sağlarken belinden aşağı inen eli hissetti. Kalbi deli gibi çarparken bedeni onun bedenine yaslanınca kurtulmayı denerken ‘Etrafa daha fazla rezil olmadan beni bırakır mısınız? ’ diye sordu.

Duyduklarıyla şok olmuş bir şekilde bir süre kalakaldı. Elinde hissettiği elle kendine geldi. Karşısındaki hiç tanımadığı, hem yakışıklılığından etkilendiği hem de delice korktuğu adamın elinden kendi elini çekerek kurtarmaya çalışırken ‘Hiçbir yere gitmek istemiyorum. Lütfen bırakın beni. Bakın sevgilim bu halimizi görürse kötü olur ’ dedi. Etraf tüm itirazlarına rağmen gözlerinin önünden hızla geçerken hiçbir şey yapamamıştı. Kendisini karanlık bir sokakta bulduğunda daha da ürkerek geriledi. Duvara dayandığında içindeki korku hat safhaya ulaşmıştı. Bedeninde hissettiği sert dokunuşlar ve dudaklarındaki can acıtıcı baskı içindeki kalbi göğüs kafesinden çıkacak gibiyken daha çok çırpınıp bir büyüyle onu kendisinden uzaklaştırarak gitmek için harekete geçti .

Tatlı güzelliği yolun ortasında öpmekte hiç sorun yaşamıyordu. Bu durum onu hiçte rahatsız etmezse de, utangaç güzeli rahatsız olmuştu. Kibarlığı ve ricası ise hala devam ediyordu. Bu durumsa sıkıcı olması gerekirken onu eğlendiriyordu. Bu da durmasını giderek daha da zorlaştırıyordu. Gerçi durmak gibi bir niyeti de yoktu. Gereksiz erkek arkadaşı muhabbetini de kendine göre büyük bir ustalıkla görmezden gelirken onun da rahat etmesi adına karanlık bir sokağa gitmeleri sağladı. Gerçi burada ürkek ceylanın daha çok korkacağı barizdi. Yine de en azından birileri görür derdi olmayacaktı. Hareketleri daha rahat bir hale geldiğinde onun tadını çıkarmaya başladı. Öpücüğü giderek derinleşirken kalçalarını daha da sert sıktı. Sonra bir eli kızın sağ askısını aşağı indirirken öpücükleri yakasına doğru kaydı. Daha fazla yerinin tadına bakmak istiyordu. Yakasına kondurduğu öpücüklerin arasında tenini yaladı. Tadı iyiydi. Bu durumda istediği peri kızına sonunda sahip olacağı sonucunu çıkarabilirdi. Kızın tadının içinde kaybolmaya başladığı sırada bedeni geriye doğru sendeledi. Kız ilk kez büyü ile kurtulmaya çalışmıştı. İşe yaramayacağını bilse belki de hiç kalkışmazdı. Kızın gidişi ile ardından bir büyü mırıldandı. Kız kendini duvara dayalı bulduğunda, bileklerini kavrayarak başının iki yanında tuttu. Kızın tüm büyü yeteneği bedenine akarken kızın gözlerinin içine baktı.

"Biliyor musun? Benden kurtulmaya çalışman hiç bir işe yaramaz... Üstelik ben, bana ait olmana karar verdikten sonra..."

Kızın dudaklarına kapandığında içinden bir büyü mırıldandı. Elleri ise bedeninde geziniyordu. Bir kaç saniye sonrada malikaneye gelmişlerdi. Artık evine geldiklerine göre kızın, salak erkek arkadaşı onu asla bulamazdı. Aslında onu artık hiç kimse bulamazdı. Tabi peri kızından sıkılana kadar...

» Üsteki üyeye birini yakıştır?
» Üsteki üyeye birini yakıştır?