Psikolojim Çok Bozuldu Franceska Apla

Cadı Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31

Güneşli güzel bir gün Franceska kılığında sokakta ilerliyordu. Abartılı makyajı ve paçoz görünümlü hayat kadınlarınınki gibi fazla dikkat çeken marjinal kıyafetleri içinde kendisini çok değişik hissediyordu. Büründüğü rol ve bu kadar hazırlık sadece 3 tel saç içindi. Kendi kafasında kurguladığı karaktere girmesi hiç de zor olmamıştı. Bozuk ağzı, hazır cevaplarıyla pek fazla dikkat çekmeyecekti. Aslında çekecekti; fakat zannettiği türden değildi. Danışmanlık şirketi yalanını yutturmak için çok uğraşacağa benziyordu. Gerçek kimliğini gizlemek için harcadığı çaba takdire şayan sayılsa da zor olanı seviyordu. Kendi perisi Malia’dan da alabilirdi. Fakat sonuçlarını kestiremediği bir büyü için kimseyi tehlikeye atamazdı. Sonuçta yabancı bir cadının perisine bir şey olsa bundan Fransisco’ya neydi. Günlerdir dişi bir peri arıyordu. Sonunda Anya adlı periyi bulabilmişti. Zor da olsa işini görürdü. Kapıyı çaldığında gürültülü sesten biraz ürkse de kapı açıldığında biraz abartılı ve ahmakça gülümsedi. “Selam canıııım beni danışmanlık şirketinden gönderdiler. İçeri girebiliyoz demi.” Kıza sarılıp kalçasını da biraz sallayarak ve topuklularını da yere ağırca bastırarak yürüdü. Kıza boğacak gibi sıkı sarmıştı. Günlerce bu topuklularla yürümeyi öğrenmeyi denemişti. Çat pat da olsa başarmıştı. İlk işi tekli koltuğa kurulup ayağındaki ayakkabıları çıkardı. Güzelce koltuğa kurulunca kendisine biraz şaşırmış kıza baktı. “ Kıııııız ne bakıyon ayran budalası gibi şaşkın şaşkın otursana ayakta kaldın. Hehe hehe…” Şaşkın şaşkın bakarken kızı kolundan çekiştirip büyük koltuğa oturdu. “Uzan anam.” Demesinin ardından kız birkaç saniye tereddüdün ardından uzanınca kızın sol omzunu hafifçe çekiştirdi. “Anlat bakalım bebeğim sendeyiz?”

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Savaştan yorgun argın bir şekilde yaralı olarak evine döndüğünde kendisini direk yatağa attı. Son günlerde bedenini o kadar zorlamıştı ki su perisi olmasına rağmen iyileştirme büyüsü yapacak kadar bile gücü kalmadığından kendisini yatağa atıp gözlerini kapayarak erkeklere güvenilmeyeceğini kendisini aldatarak son derece güzel bir şekilde öğreten aşağılık sevgili olmayı denedikleri adamı düşünmemeye çalıştı. Lanet adam bu güne kadar öldürdüğü, işkence ettiği ya da işkenceye uğradığı hiçbir kurbanın yapamadığını yapıp psikolojisini alt üst etmişti.Phin’in baskısı üzerine bir danışmanlık şirketinden yardım istemişti fakat henüz bir haber çıkmamıştı neyse ki ortağı silent vardı O olmasaydı muhtemelen çok daha beter bir durumda olacaktı ancak o bir an olsun yanından ayırılmıyordu. Kendisini biraz iyi hissettiğinde birkaç büyü mırıldanıp kendisini duşa attı. Banyo sonrası üzerine rahat bir şeyler giydiği esnada çalan kapıyla birkaç saniye durup silahına sarıldı.

Evine misafir gelmezdi, ortağı ise büyü ya da anahtarı kullanıyordu. Kapının deliğinden kim olduğuna baktı. Dışarıda gördüğü kadın kaşlarının çatılmasını sağlarken durumu anlayabilmek adına kapıyı açtı. Silahı binadaki evlerden birinde oturan sıradan bir insan olması ihtimaliyle arkasına saklarken ona dik dik abaktı. Söyledikleri şok ederken şaşkınlıkla karşısındaki kadını süzdü. Kendisine sarılması gözlerinin yaşadığı şokla büyümesini sağlarken içeri geçmesine konuşma kabiliyetini o an kaybettiği için ses çıkaramamıştı. Kadının söylediklerini ruh gibi yapsa da kendisine gelmeyi başardığında hızla geri çekilip silahını ona doğrultarak ''Bir psikologdan çok eskorta benziyorsun… Sana neden inanayım? ''diye sorduktan sonra gözlerini gözlerine dikerek ''Kimsin sen? '' dedi.

Cadı Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31

Genç kızın silahını doğrultması pek beklediği bir hareket değildi. Hakkında az araştırma yapmanın bedeliydi. Doğaçlama takıldı. Çok korkmuş gibi yaptı. Biraz da saçmalayacaktı. “Ayyyy… o ne kııııız…. Ben psikolouuum.” Gözlerini epey korkmuş gibi açtı. “ Vallahi ben de o dalga dümenler yok amiliiim. “ Sonra da tek tek boş boş cümleleri saydırmaya başladı. Ve siraz abartılı, hafif sahte kaçacak bir ağlak bir ses tonuyla konuşmaya devam etti. “Akşamdan akşama bir duble viski içiyom o kadar. İyi aile kızı olduğum her hal ve harekatımdan bellidir. İyi para verirleri yağlı kapıi ekstra koparırsın dediler ondan geldim. ”Sanki güç eline geçmiş gibi elini hafifçe kaldırtıp silahı indirtti. ” Kıyafet tercihim ucuz ve gösterişli olabilir. Ama kimse beni kıyafet tercihlerimden dolayı yargılayamaz. ” Biraz da çemkirmeye başladı. “ Mahkemeye verim seni. Sürüm sürüm süründürürüm vallahi. Senin gibi namus kumkumalarını çok gördüm bebeğim.” Kızı biraz koltuğa doğru ittirdi. Ciddi bir ses tonuna büründü. “Terapiye kaldığımız yerden devam edelim lütfen.”

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Evinde kendi problemleri içerisinde depresyonda takılırken kapısının çalması ile yaptığı iş dolayısıyla işkillenip silahına sarılmıştı. Daha yeni bir baskından geldikleri düşünülürse karşı tarafın misilleme yapmaya kalkması pekte sürpriz sayılmazdı. Birkaç koruma büyüsü yapıp evinin gizli bölmelerindeki silahlarının olduğu yerlere şöyle bir bakarak kapıyı açarak hayatının en büyük aptallığını yaptığını şuan kabul ediyordu çünkü karşısındaki kadın nasıl anlatılırdı emin değildi ama anya’ya göre felaketti. Ucuz giysileri, konuşması, tavrı bir psikoloğa uygun değildi. Söylediklerine inanmamıştı ama onun daha fazla saçmalayıp kafasını şişirmesini istemediğinden silahını indirdi. Nasıl olsa eğer isterse bir büyüyle çok daha fazlasını yapabilirdi. Oturduğu yerden onu süzerek doğru söyleme ihtimalini göz önüne alıp danışman şirketinin hangi akla mantığa uyarak bu kadını kendisine gönderdiğini merak etti.

Gözlerini kadının gözlerine dikerek ''Seni psikoloğa benzetemediğim için beni suçlayamazsın… Duyduğuma göre birkaç harika üniversite çok iyi psikoloji uzmanları mezun ediyorlarmış, sen hangi üniversiteden mezunsun? '' diye sordu. Ona inanmadığından çeşitli yollardan emin olmayı deniyordu. Engelleyemediği bir iç çekişle ''Ve adın ne? Benimki anya. Gerçi sen danışmanlık şirketinde bulunan dosyam sayesinde bunu zaten biliyorsundur. '' Dedi. Yalan söylemişti. Danışmanlık şirketinde hiçbir kaydı yoktu. Var olan bilgilerse güvenlik nedeniyle sahteydi. Eğer dediği doğruysa kadın ona Angela değil miydi diye sormalıydı. Direk memnun oldum diyerek kendisini tanıtma faslına geçmesi ihtimaliyle silahını sıkıca kavrayıp gülümsedi.

Cadı Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31

Her zamanki gibi Franceska’nın suretine yerleşen aptalca, boş ve sahte bir gülümseme doğaçlamasını kolaylaştıran en iyi yola çıkıyordu. Kızın söylediklerinden ötürü işkillenmişti. Fakat fazla çaktırmadı. Hala boş boş Anya’nın sıfatına baktığını fark ettiğini anladığında bir kere ıkındı. İsim mevzusunu açması dikkatini çekmişti. Kızın döndürdüğü küçük oyununun ne olduğunu anlamasa da burnuna iyi kokular gelmiyordu. Kızın bacağına hafifçe ve sert bir şekilde vurdu. “Kııız sen ne çatlak bir şey çıktın öyle! Seni öldürmeye gelen kiralık katil mi sandın? Bence dosyana paranoyaklığı da eklemeliydiler.” Dediği anda dosya kavramı kafasında değişik bir çağrışım yaptı. Panik yapmış gibi yaptı. Rolü gibi paniği de abartılıydı. Saç baş yolmalar, dizlerine vurmaların ardından gene aynı şekilde gülümsedi. “ Ay köfte gibi kızarıyım , biber gibi patlayayım! Ay başıma gelen! Kenefir ,kenefiiiir…. Ani bir duygu değişikliği içindeymiş gibi 180 derece değiştirdiği konuyu bir kez daha 180 derece daha değiştirip başlangıç noktasına döndü. ” İsmim Anya dediydin değil mi? Kııız ben senin dosyaya bakmadan geldim ya. Ben de ne eksik ne eksik diyom saatlerdir. Hihhi” Küçük bir kıkırdamanın ardından daha rahatça bir vaziyette koltuğa yerleşti. “Ne diyoduk ?” Küçük bir es verdi ama durdu. Kontrol hala elindeydi. [color=#5b1120] “Ha canım adım Franceska Aslen Vitearum’luyum. Vitearum Üniversitesi mezunuyum bu arada. Rahat ettin mi?” Fazlasıyla çirkef ve hazır cevaptı. “Artık başlasak diyom vakit gidiyor, ekstraya girer bak gülüüüm. Hadi başla, sendeyiz!”

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Anya tetikte bir şekilde kadının açıklamasını beklerken acaba mı sorusu içini kemiriyordu. Kapıyı açtığından beri ondan gariplik dışında bir tehlike sezmemişti. Kadın nasıl dese biraz… farklıydı. Alışılmışın dışında bir psikolog olduğu aşikar olduğu için işini sağlama almak adına gardını indirmeden onu son kez zorladı. Eğer bu sınavdan geçer not alırsa hayat hikayesini akla uygun bir şekilde anlatıp dert yanacaktı eğer geçemezse saniyeler sonra ölü olacaktı. Duyduklarıyla içinden çattık diye düşünürken gözlerini devirerek ''Ya ne demezsin… Bence ilanlarında süprizlere açık olun diye not düşmelilerdi. '' dedi.

Kadının aşırı tepkisini şaşkınlıkla izledi. Duyduğu kelimelerden sonra pes edip kendisini koltuğa atarak ‘Bence senin de profesyönel bir desteğe ihtiyacın var.’ Dedikten sonra gözlerini kapadı. Ses tonunu tek düze tutmaya çalışarak ''Beni düşündüğün için saol ama para sorunum yok ekstra ücretin neyse öderim.'' Dedi. Gözlerini aralayıp derin bir nefes alıp bir süre tuttu. Dayanamadığında biraz sesli bir şekilde içindeki havayı boşaltarak ''Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Aşırı derecede hareketli bir hayatım olduğu için galiba erkekleri anlama kısmını kaçırdım çünkü ben… aldatıldım.''Diyerek ağzındaki baklayı çıkarıp psikoloğuna baktı. Ne diyeceğini merak ediyordu.

Cadı Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31

Rolüne kendisini fazlasıyla kaptırmıştı. Artık her şeyiyle kafasında yarattığı marjinalitede zirve yapmış, Franceska idi. Ani bir tepki vermesi gerektiğini hissetti kızın söylediklerine karşı. “Neee, bak sen kenarın dilberineeee, rospiii, yellooooz, sürtük, ahlaksız, seviyesiz…” Aşırıya kaçtığını fark edip gülümsedi. “ Ortamlar çok bozuldu. Ahlak mahlak kalmadı vallahi. Neyse gülüm, bence fettanlık seninkinde değil. O seninkini ayartan fettan karıda. Erkek milleti salaktır bilmiyon mu bir top direğe çarptı diye ağlayan kişiden ne bekliyecen?” Bacaklarını toplayıp koltuğa iyice yerleşti. Biraz sinsice bakıp sesini epeyce alçalttı. “ Eee napacan karının bacağına mı sıktırtıcan, omzunda sigara mı söndürtecen, yüzüne bir faça da atılabilir, fakat makyajlan filan kapatır, teknoloji çok gelişti anam.” Birazı da bırakıp epeyce aşırıya kaçtığında dudaklarından dökülen sözcüklere kendi de anlam veremiyor, hatta yarattığı karakterin gitgide kontrolünden çıktığının farkına vardığında karşısındaki hastasının şaşkın bakışları altında her aman yaptığı gibi biraz mahcup biraz da avanak kaçacak bir gülümsemeyi dudağının kenarına yerleştirdi.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Kadına karşı hala büyük tereddütleri olsa da yerle bir olan psikolojisi yüzünden biraz daha susarsa kafayı sıyıracağını düşünerek ona anlatma kararı almıştı. Koltuğa uzandığında depresyon denen şeyin dibine vurmuş zavallı bir kızdan fazlası değildi. Franceska’nın anlattığı hikayeye inanmayı seçerek derin bir nefes alıp durumu nasıl açıklayacağını düşünmeye başladı. Kendisinin bile henüz tam olarak sindirmeyi başaramadığı bir şey nasıl anlatılırdı? Aptallığını dile getirmeye hangi kelimeler yeterdi peki? Lanet olsun hayatında ilk defa birini sevmeye kalkmış, onun olmuştu. Peki sonunda ne görmüştü ihanet…

Ağzından çıkmayı bekleyen bir sürü küfürü yutup olanları tek cümle ile özetlemeyi başardı. Psikiyatrist kadından onu anladığını gösteren mantıklı ve profesyonel kelimeler yerine yakınma tarzında bir tepki görünce gözlerini sonuna kadar açıp ona baktı. Tepkisini büyük bir şaşkınlıkla izlerken sorulan soruya iç çekip ''Tanrı aşkına gerçekten… Seni bana göndermeye nasıl karar verdiler merak ediyorum '' diye sordu. Kadının yeni bir savunmasını duymak istemediği için elini dur şeklinde kaldırarak ''Vazgeçtim. Etmiyorum. Her neyse sorun şu ki ne yapacağımı bilmiyorum '' dedi. Kendini koltuğa yeniden bırakarak ''Nerede hata yaptığımı, neden aldatıldığı mı bilmediğim gibi… Senin söyleyebileceğini umuyorum. '' diyerek ona baktı. Gözleri dolmuştu ve ağlamamak için kendini zor tutuyorduu.

Cadı Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31

Biraz psikolog havasına büründü. Marjinal ve multikültürel kişiliğinden ödün vermesi gerekiyordu. Şimdiye kadar iyi gidiyordu. En azından Fransisco öyle düşündü. Franceska olmak zaten başlı başına zordu. Büyünün tesiri güçlerini epey tüketiyordu. Gözlerini yumdu. Derin bir nefes aldı ve ağlamaklı bir ifadenin yerleştiği kıza baktı. Biraz psikolog taklidi yapması gerekecekti. “Erkekler genellikle aldatmaya meyillidir. Ve o yönelimde yetiştirilirler. Sürekli gözü kendisine ait olmayan da…” Biraz gülümsedi. “Bir erkek ilk defa annesini aldatır. İlk aldatılan da ilk aldattığı da sen değilsin. “ Gözlerini biraz Anya’ya çevirdi. “İlişkiniz hakkındaki bazı detayları anlatmak ister misiniz? Mesela çok sıkıyor muydun onu? “ Biraz psikolog havasına büründüğünde rahatladı. İşi yavaş yavaş kıvırıyordu. Ama unuttuğu bir şey vardı. Deminki bozuk konuşması bir anda düzelmişti. Biraz daha gerildi. Sonra kızın bozuk psikolojisi yüzünden telkin edici cümleler sarf ettiği için dikkat etmeyeceği fikrine kapıldı. Kızın biraz gerildiğini fark ettiğinde biraz daha anaç ve cana yakın bir ifadeyle konuşmaya başladı.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Aldatılmak… Bu şüphesiz her kadının başına gelebilecek bir şeydi fakat anya kalbini açtığı ve ilk kez yatağına girdiği bir erkeğin onu aldattığını kolayca sindiremeyecek biriydi. Silent olmasa şimdiye çoktan bu kafayla bir savaşta ölmüş ya da bir yerlerde alkol komasına girmiş olurdu iyi ki vardı ama onun varlığı bile acısını dindirmiyordu. Zaten bu yüzden tek dostunun ısrarları üzerine profesyonel destek alıyordu. Karşısındaki garip psikoloğa büyük bir boşvermişlikle açılırken ne yapacağını bilemediğini de dile getirdi. Birkaç damla yaşın akmasını engelleyemediğinde gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

Duydukları ile histerik bir şekilde gülümserken'' Sıkmak mı? Nasıl anlatırım bilemiyorum ama şunu söyleyebilirim ki oldukça hareketli bir hayatım var. Günümün çoğunluğunu işte geri kalanını da onu mutlu etmeye çalışmakla geçiriyordum… '' dedi. İç çekerek '' O kadar çalışmamım sonucu ise aldatılmak '' dedikten sonra hışımla yerinden kalktı. İçki dolabına yönelip öfke ve üzüntü karışımı ile misafirine bir bardak uzatırken kendisi şişeyi kafasına dikti. Boğazını yakıp geçen tat kendisini biraz iyi hissettirdiğinde psikoloğuna bakarak '' Size sormadan ikram edip karşınızda içiyorum ama umarım bir sakıncası yoktur '' dedi.

Cadı Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31

Şimdiden sıkılmaya başlamıştı. Psikologluğun en sıkıcı şey olduğunu düşünmeden de edemiyordu. Sıkıntıdan da patlamadan edemiyordu. ‘Aldatılmışmış küçük sürtük peri, peh!’ Umurunda bile değildi. Zor yoldan da olsa birkaç saç teline ihtiyacı vardı. Saçlarını başını yolmak istiyordu küçük sürtüğün. Ama dikkat çekmek de istemiyordu. Büründüğü karakter yeteri kadar dikkat çekiyordu zaten. Sıkıntıdan derin bir nefes alıp verseydi de ifadesiz bir ahmaklığın suretine yerleştiği apaçık ortadaydı. Ayaklarını toparladığında Anya’nın gözleriyle kendi gözleri bir araya geldiğinde gene şapşal gibi gülümsedi. Yarattığı karakter eğlenceli ve marjinaldi. Ama biraz şapşaldı. Sevdiği ve sevmediği şeylerden bir kesyap yaptığı şahsına münhasır bir karakter yaratmak çok zordu. Başarılıydı ama zor bir işin altından kalktığı gerçeği yeteri kadar şişkin egosunu şişiriyordu. Saçını toparladı ve kıza döndü. “Yok gülüm öyle şey mi olur Biliyon mu ben içince sapıtıyom!” Kızın dizine ağır bir şaplak indirdi. Belli ki canını yakmış hatta derisini bile kızartmış olabildiğini düşündüğünde hemen dikkatini dağıtmayı seçti. “Düşünsene bir sarhoş halimi hihi.” Büyük ve gürültülü bir hihi patlattı. Tekrar mahcup ve şapşal bir ifadeye döndü. Karakter yer yer de olsa kontrolünden çıkıyordu. Bu onu doğal gösterse de tekrar düşündüğünde bir kriz geçirebiirdi. Durumu toparlaması gerektiğini düşündü. Franceska’ya yaraşan bir uslıpla gene Anya’ya laf attı. “Kııız sen devam et hadi ben dinliyom seni.”

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Psikoloğunun enteresan davranışlarından şüphelenmekten vazgeçip ona problemlerini anlatmaya başladığında yaşadıkları gözünün önünde belirmişti. Sanki aynı berbat anı yeniden yaşıyor gibiydi. Yeni bir görevden sağ salim dönmeyi başardığında bir duşla kendine gelip üzerini değiştirdikten hemen sonra aşık olduğu adamın yanına koşmuştu. Direk onun evine gidip sevgilisine harika yemekler hazırlayarak sürpriz yapmayı istemişti. Daireye girdiğinde etrafa saçılan kıyafetler şaşırtırken salona doğru ilerlediğinde koltukta gördüğü manzara kulaklarına dolan inlemeler onu resmen yıkmıştı. Beyni sanki onunla kafa buluyormuş gibi o iğrenç,mide bulandırıcı anı sürekli gösterirken kendini içkiye vermişti.

Bir süre sonra kafayı bulmaya yakın bir halde '' Öyle işte. Aldatıldım. Sarsıldım. Güvenim yerle bir oldu ama sorun yok hala yaşıyorum. '' diyerek kadına içki uzattı. Biraz peltek bir şekilde '' Bence sende iç rahatlarsın '' diyerek kıkırdadı.

Cadı Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31

Deminden beri yaptığı ilginç jest ve mimiklerle bakıp, bozuk konuşmasıyla konuşmaya devam etti. ” Yok kııız içersem patron çok kızar lokale almaz.” Yüzünü eksiltip ve büzdü. “Ay pardon şirkete almaz beni. Caniko lavabo ne tarafta? Kıız biliyon mu bir sıcak bastı elimi yüzümü yıkayayım da kendime geleyim. “ Demesinin ardından lavaboya gittiğinde ilk işi dolabı açıp tarak aramak oldu. Sutyenine sakladığı poşeti çıkartıp taraktaki saçları topladı. “Ay amma saç döküyormuş bu kız. Hihi…” Der demez poşetin içine koydu saçları. Saçtaki dişi peri büyüsünü hissedebiliyordu. Aptalca gülümseyip yanına oturduğunda ayakkabılarını çıkartıp görgüsüz bir mahalle karısı edasına büründü. “Kıız aklıma geldi ezik misin kııız sen. Seni toplum dışına mı itiyorlar lan! Mahalleden sürsünler tarzı bir kız mısın lan sen! Üzerine mi basıyorlar senin, çattırt diye ses mi çıkıyor, tuvalet kağıdını alıp tuvalete mi atıyorlar eziğin önde gideni misin sen? “ Ayağa kalktı elini yumruk gibi sıktı. “Gidip o orospunun saçını başını dağıtasım geldi.” Der demez kendini koltuğa doğru geri atıp kıkırdamaya başladı. Aptalca gülümsemesini yüzüne taktı. “İşte ben bu yüzden iş esnasında alkol almıyom. Bir de aldığımı düşünsene kııız hihi.” Diyip kızın bacağına bir şaplak attı. “Nerede kalmıştık? Bak canikom, gördüğüm kadıyla sende bir naz bir işve eksikliği var. Adamın sıfatına öldürecek gibi bakıyon. Biraz işvel iol biraz fettan ol. Biraz işve biraz cilve… “ Başını kaldırıp kıyafetlerine baktı. “ Kıız sen bu paçoz kıyafetlerle anca sana garsonlar bakar. Neyse gülüm sen bunu düşün.” Saatine baktı. “Ah bu arada seansımız da bitmiş. Bir dahaki sefere de beklerim.”