| Merak... | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Merak... Çarş. Haz. 06 2012, 17:19 | |
| Bugün hava çok güzeldi. Ilık ılık esen rüzgar güneşin sıcaklığına eşlik ediyordu. Bu huzur verici havaya rağmen bunalıyordu. Çünkü sıcak havaları pek sevdiği söylenemezdi. Okuldan çıktığında hızlı adımlarla evine doğru yürümeye başladı. Bugün hava güzel diye bisikletini almamıştı. Biraz yürüyüşün güzel olacağını düşünmüştü. Ama buna pişman olmuştu. Şimdi bisikleti olsaydı hızla pedal çevirirdi ve rüzgar şiddetle yüzüne çarpardı. "Biraz daha dayan Ofelya. Neredeyse yolu yarıladın." diye mırıldandı. Biraz daha yürüdü; ama en sonunda dayanamadı ve ilk bulduğu gölgeliğe attı kendini. Yolun kenarındaki çimenliklere oturdu ve biraz soluklandı. Yarım saatlik yolu on dakikada gitmeye çalışmak aptallıktı anlaşılan. Telefonunu çıkarıp saate baktı en azından yolun yarısını on dakikada gelebilmişti, bu da bir şeydi. Bir süre dinlendikten sonra ayağa kalkıp üstünü çırptı. O sırada nerede olduğunu fark etti. Hemen arkasında ormanın içine doğru uzanan toprak yolu biliyordu. Büyükbabasını oraya giderken birkaç defa, gizlice izlemişti. Her defasında büyükbabası bir kızla konuşuyordu. Uzaktan konuştuklarını duymuyordu ve çok merak ediyordu. Ne konuşuyorlardı? O kız kimdi?.. En son izlediğinde ise büyükbabasına yakalanmıştı. Aklındaki tüm soruları sorduğunda büyük babası "Bir gün oraya tek başına gitmelisin." demişti. Bir keresinde de kızı izlemeye çalışmıştı, yakalanmadan önce. Ama onu bulamamıştı. Kız, gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştu.
Bir süre düşünceli bir şekilde toprak yola baktı. Acaba oraya gitmeli miydi? Yoksa gününü eve dönüp serin odasında resim çizerek mi gidermeliydi? Ensesini ovalayarak düşünmeye devam etti. Kararsızlığını sevmiyordu. Her zaman sorun oluyordu ve baş ağrısına neden oluyordu. En sonunda merakına yenik düştü. "Acaba oraya gitsem o kızı görebilir miyim?" diye düşündü. Konuşursa belki büyükbabasının neler çevirdiğini anlardı. Toprak yolda ilerlerken ağaçların gölgesi serinliği sağlamıştı. Hızlı yürümesine gerek yoktu. Sakin sakin yürüdü. Ormanın güzelliğini gözlemleyerek yürüdü. Yedi yıldır buradaydı, ailesini kaybettiğinden beri... O zamandan beri ormana bir çok kez girmişti. Ama her seferinde farklı duygular hissetmişti. Şu an hissettiği duygu ise meraktı. Bu toprak yolda ilk kez yalnız yürüyordu. Birini izlemiyordu ya da yanında onunla konuşan biri yoktu. O yüzden etrafı gözlemleme fırsatı yakalamıştı. Kuş seslerinin geldiği tarafı tahmin etmeye çalışırken farkında olmadan nehir kenarına gelmişti. Bir süre olduğu yerde dikilip çevresini izledi. Ama kimse yoktu. Hayal kırıklığı ile iç çekti. Yinede buraya gelmişken hemen gitmeye niyeti yoktu. Nehrin tam kıyısındaki bir ağacın dibine oturdu ve çantasından defter, kalem çıkardı. | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Merak... C.tesi Haz. 09 2012, 12:44 | |
| Acele etmeliydi. Yapmayı düşündüğü şey artık ne kadar bekleyebilirdi ki. İntikam almak istiyorsa bir an önce çalışmalara başlaması gerekecekti. Tabi öncelikle bir sihirbaza ihtiyacı vardı. Neden sanki o yaşlı sihirbaz onu kabuk etmemişti. Onun işe yaramaz küçük bir peri olduğunu mu sanıyordu. Gerçi onun gibi bir sihirbazın perilerin hakkında bildikleri şeyi düşündükçe kısmende olsa ona yeterli biri olmadığını kabul etmek gibi bir düşünce oluşuyordu aklında. Ama vazgeçmek işte en çok bunu yapmak zorunda olmak canını yakıyordu. Ettiği onca yeminden ve kendi içinde yaşadıkları buna engeldi. Vazgeçemezdi. Ne gerekiyorsa onu yapmaya hazırdı. O adam olmazsa başka bir sihirbaz, cadılardan intikam alabilmek için başka ne şansı vardı ki. Bir an önce bir sihirbaz ile bağlanması gerekiyordu. O adamı bulması kolay olmuştu. Sahip olduğu işaret ve gücü yüzünden. Şimdi yeni bir arayışa mı girmeli miydi? Yoksa adamla tekrar karşılaşa bilirim umudu ile nehre mi gitmeliydi? Kafasını karışıktı. Ama önce şu kanatlardan kurtulup sıradan insanların arasına karışmalıydı. Gözlerini kapattı, içinde ki güce yoğunlaştığı anda istediği şey olmuştu. Kanatları yok olmuş, sıradan 17 yaşında bir kız gibi görünüyordu. Tek sorun dövmelerdi. Onları yok edemiyordu. Kollarında ve bacaklarında. Üzerinde beyaz elbisesi yüzünden dövmeler dikkat çekiyordu. Ama en azından kimse onların işaret olduğunu bilmiyordu. Ne insanlar neden açıklamadığı sürece sihirbazlar bunu bilemezdi.
Kafasındaki bir ton düşünceye rağmen ayakları onu yine aynı toprak yola getirmişti. Nehre giden yol. Hazır gelmişken son bir şans daha dedi. Eğer bu seferde olmazsa buraya bir daha gelmeyecekti. Bu toprak yol, bitkilerin kokusu ona evini ve ailesini hatırlatıyordu. Ailesini hatırlamak iyi anılarının yanında onların ölüm anları ile içinde ki intikam duygusunu kat ve kat arttırıyordu. Esen rüzgar saçlarını dalgalandırırken birden hissettiği bir güç dalgalanması ile adımlarını hızlandırdı. Bu o sihirbaz olmalıydı diye düşündü önce ama farklılık bir kaç saniyede kendini hissettirmişti. Bu başka bir sihirbaz olmalıydı ama o adamla bağlantılı. Belki de hiç bir şeyden haberi olmayan bir aile ferdi olmalıydı bu o yüzden temkinli davranmalıydı. En azından bir süre. Nehrin kenarına doğru ilerlediğinde bir kız gördü. Kız resim çiziyordu. Nasıl yaklaşması gerektiğini biliyordu, sıradanlık şu an en iyi şey olmalıydı. Sıradan bir kız gibi olacaktı. Kıza iyicene sokulduktan sonra ağacın dibine oturdu. Yüzünde hoş bir gülümseme vardı.
"Selam". | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Merak... Salı Haz. 12 2012, 12:24 | |
| Başta ne çizeceğini bilmiyordu. Ama kalem kağıdın üstünde kaydıkça çizgiler anlam kazanıyordu. Resim çizmeye iyice dalmıştı. O yüzden ne etrafından ne de çizdiği şeyden habersizdi. Kağıt üzerinde bir şeyler görmüştü. Nasıl bir şey çıkacak diye merakla çiziyordu sadece. Merak... Onun çizmesine neden olan şey. Çizgilerle neleri canlandırabileceğini hep merak etmiştir. Çizdikçe resim şekil alıyordu. Kıvrımlı çizgiler birleşti, vücut şekil aldı ve orman ona eşlik etti. Şimdi daha iyi görüyordu. Çizdiği şey ufak bir periydi. Ona gülümseyerek devam etti. Son halini görmek için sabırsızlanıyordu. Kalemini daha da heyecanla oynattı. Daha öncede bir kaç peri çizmişti. Ama bunu çok sevmişti. Aslında çizdiği şeylerin bir öncekinden daha iyi olduğunu düşünüyordu. Çünkü gittikçe gelişiyordu. Bazen çizdiği şeylere kendi bile inanmıyordu. Aynen şu an olduğu gibi. Resmi bitirdiğinde "Bunu boyamalıyım." diyerek çantasına uzandı. Boya kalemlerini yanından ayırmazdı. Tam çantasını açtığı sırada bir ses ile olduğu yerde durdu. Kimsenin geldiğini fark etmemişti. Evet, her zamanki gibi resim çizerken kendini kaybetmişti. Yavaşça arkasını döndü ve bir kızla yüz yüze gel. Şaşkınlıktan konuşamadı. Kız yanına gelip oturmuştu. Bu kadar mı kaybetmişti kendini? Kıza boş boş baktı bir süre. Sonra kendini toparlayıp o da gülümseyerek “Selam.” Dedi. Kız aradığı kişiydi. Ofelya onu ararken kız onu bulmuştu. Kıza bakarken gözleri kollarına kaymıştı. Dövmeleri vardı. Kıvrılarak omuzlarından aşağı iniyordu. Çok güzel duruyordu. Aklına kendi izi geldi. Bu kadar büyük değildi. Sol omuzunun oradaydı. Nereden geldiğini bilmiyordu ama hoşuna gidiyordu. Aslında üzerindeki askılı badiden bir kısmı görünüyordu. Karmaşık bir şekildi ama nedense aynadan her baktığında aklına kelebekleri getiriyordu. O yüzden kelebekleri seviyordu. Aynı bu iz gibi onlarda büyüleyiciydiler. Büyükbabası kendisinde de benzer bir iz olduğunu söylemişti. Bu yüzden bu konuda pek bir endişesi yoktu. Bu aile geleneği gibi bir şey olduğunu söylemişti. Garip bir şey olduğunu düşünüyordu. Amacını anlamamıştı ama hoşuna gitmişti. Kızın dövmeleri ise daha farklıydı. Farkında olmadan dövmeleri izledi ve gözleri beyaz elbisesinde durdu. Sonra yaptığı şeyin farkına vardı ve gözlerini kollarından ayırıp kıza baktı yeniden. Mahçup bir şekilde gülümsedi ve kafasını resmine çevirdi. İşte kız buradaydı. İstediği bu değil miydi? Şimdi ise ne diyeceğini bilmiyordu.
| |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Merak... Paz Haz. 24 2012, 00:53 | |
| Kıza boş bir selam verebilmişti, sadece. Oysaki söylemesi gereken o kadar şey vardı ki. Her bir kelime, söylemesi gereken her şey zihninde çoktan yeri bulmuştu. Tek yapması gereken bunları kelimelere dökmekti. Ama tabi ki tüm bunlardan önce kızdan da her hangi bir tepki görmesi gerekiyordu. Hiç bir şey olmasa bile kızın selam vermemesi duydu. Ağzından çıkacak her hangi bir kelime yeterli olacaktı. Onun konuşmaya balaması için. Sırf bu nedenle bekledi. Oturduğu ağaca sırtını daha rahat bir şekilde dayadı. Kızın tüm inceleyen bakışlara karşı yeni tüylerini sergileyen bir kuş misali bir tepki vermişti. Kendine olan güveni nedeniyle oysa gerekti bu. Hiç rahatsız olmamıştı bu bakışlardan. Tüm bu bakışmalar bittiğinde kız konuşacaktı mutlaka. Sabır en büyük erdemdi. Bunu kendi içinde tekrar etmeye başladı. Nasıl o adamı ikna etmek için sürekli bu nehre hiç üşenmeden geliyor ve sabırla adamın evet demesini bekleyebiliyorsa elbette ki kızın konuşması için bekleyebilirdi. Gözlerini nehre odaklayarak güneşin suyun üzerinde oluşturduğu yansımaları seyretti. Aklı başka yerde olsa da kendini bu manzara vermeye çalıştı, Ama sessizlik gerçekten can sıkıcıydı. Sonunda tekrar bir şey demek için başını çevirdiğin de ise kızın umursamazca resmine döndüğünü fark etti.
O an da gözlerinin içindeki yaşam pırıltısını yok oldu bir anda. Ailesinin intikamını almak için hiç bir umudu kalmamıştı işte. O an hayatına küfretmek istedi. Neden bu kadar umursamaz bir sihirbaz ailesine bağlanmışlardı ki. Birlikte yola çıktıkları arkadaşı çoktan sihirbazını edinmişti. O ise o uyuz ihtiyardan sonra yanına gelen bir insana selam bile vermeyi beceremeyen şımarık bir velete düşmüştü. İçindeki sabır taşı patlak vermeye çoktan başlamıştı. Yeteri kadar beklemişti öyle değil mi? Bu kız belki de sihirbaz olduğundan bir haber zavallının biriydi. Kafasında ilk geldiği andan beri kurduğu tüm o süslü kelimeleri bir kenara bıraktı. Şu an sinirliydi, gerçekten öyleydi. Bu tür duygular aslında insana özgüydü ama o cadılardan öfkenin tadını almıştı. Ayağa kalkarak kızın başına dikildi. Sonuçları artık umursamıyordu. İyi, tatlı bir peri olarak da yalnız kalacaksa diğer pusu da bekleyen yanını ortaya çıkartarak rahatlamalıydı.
" Hey sen incelemen sonucunda benim konuşmaya değmez bir varlık olduğumu mu düşünüyorsun?"
| |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Merak... Ptsi Haz. 25 2012, 15:08 | |
| Resim çizmek her zaman ona huzur veriyordu. Ama şu an pek huzurlu değildi. Kızı yok sayıyormuş gibi duruyordu. Olayın aslı bu olsada dışarıdan görünen buydu. Ama aralarındaki sessizliğin nedeni onu yok sayması değildi, ne konuşacağını bilmemesiydi. Onu bir kaç defa büyükbabası ile görmesine rağmen tanımıyordu. Sesini de ilk kez duymuştu. Yani büyükbabası ile ne hakkında konuştuklarınıda bilmiyordu ve bunu deli gibi merak ediyordu. Ama bunu kıza direk soramazdı. Yine de bu sessizliği bozması gerektiğini düşündü. Daha fazla o yokmuş gibi resim çizemezdi. Tam konuşmak için kıza dönmüştü ki kız ondan önce harekete geçmişti. Kafasını kaldırıp başında dikilen kıza şaşkınlıkla baktı. Elbette onu konuşmaya değer buluyordu. O yüzden buradaydı. Merak ettiği şeylerin cevabının onda olduğunu hissediyordu. Ama nasıl başlayacağını bilmiyordu. Sessizliğinin nedeni de buydu. Yüzündeki şaşkınlığının yerini gülümsemesi aldı. "Elbette öyle bir şey düşünmüyorum." dedi. Elindeki resim defterlerini ve boyaları kenara koydu ve konuşmaya devam etti. "Sadece ne diyeceğimi bilemedim. Ama önce kendimi tanıtmalıyım sanırım. Ben Ofelya Forfeit." dedi. Ayağa kalkıp üstünü çıptı ve elini kıza uzattı. Ofelya normalde çok konuşkan olmasına rağmen. Yabancılar karşısında ne yapacağını bilmiyordu. Ruh haline göre bazen yine çenesi duruyordu, bazen de dili tutuluyordu. Aynen şu an olduğu gibi. Şu an konuşamamasının bir nedeni de özel olarak o kızı izlemesiydi. Resim çizerken onunla karşılaşmasına rağmen sanki onu izlerken yakalanmış gibi hissediyordu. Büyükbabası niye onu böyle zorluyorduki? Halbuki tek yapması gereken sorduğu sorulara cevap vermekti. Büyükbabası ile yedi yıl geçirmişti ama hala onun hakkında bilmediği bir çok şey olduğunun farkındaydı. Onunla ne kadar çok şey paylaşsada bir o kadar da sakladıkları vardı. Önceleri bunun farkında olmasada artık farkındaydı ve bunları tek tek açığa çıkarmaya kararlıydı. İlk olarak bu kızla başlayacaktı. Büyükbabası onunla gizli buluşuyorsa bunda da saklı olan bir şey vardı. Kıza kendini tanıttıktan sonra ekledi. "Sanırım büyükbabamı tanıyorsunuz." | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Merak... Çarş. Tem. 04 2012, 01:35 | |
| Kıza bir anda bu şekilde patlamak hiç ona göre bir hakaret değildi. O bir periydi, her şeyin ötesinde iyi biriydi. Böyle bir şeye takılarak karşısındaki kıza bu şekilde bağıracak kadar kaba biri de değildi. Neler oluyordu. Kendine içindeki öfkeye bu çok mu teslim etmişti. İyilikten başka bir şey düşünmeyen küçük kalbi nefret ve intikam duygusu ile o kadar çok kararmıştı ki. Bunu şu an çok daha iyi anlıyordu. Kötülük, kötülüğü doğuruyordu. Karanlık duygular da başa bir karanlık duygunun filizlenmesini sağlıyordu. İçinde daha önce tadını bile bilmediği o kadar çok duygu ile baş başa kalmıştı ki bir an. İçlerinden sıyrılıp eskiye dönmesi imkansızdı sanki. Ailesini öldüren cadılar gözünün önünden bir an olsun ayrılmıyordu. Keşke anıları silmek gibi bir gücü olsaydı. En azından hayatındaki kötü şeyleri silmenin bir yolu. Onun başına gelen dünyada ki her canlının başına gelebilecek en kötü şeydi belki de, ailesinin ölümüne tanık olmak. Elini başına götürerek kafasını toplamaya çalıştı. Kıza anlatması gereken bir sür şey vardı. Tabi az önce yaptığı hareket yüzünden kovulmazsa. Neyse ki kızın üzerinde hissettiği enerji de kendi içinde içinde hissettiği öfke yoktu. Kız son derece sakin bir şekilde gülümsemişti ona. Kızın söylediklerini de duyduktan sonra rahatlamış bir şekilde tekrar oturdu. " Ben tavrım ve sözlerim için üzgünüm kafam o kadar karışık ki..." dedi. Öyleydi de karma karışık, anlamak ve sindirebilmek gibi bir ikilemin arasında.
Her şeyin ortasında kızın konuşması rahatlamasını sağlamıyor değildi. Büyük babasının aksine kızın sesi onu tuhaf bir şekilde etkiliyordu. " Bu durumda sanırım bende kendi mi tanıtsam iyi olacak adım Rosemary Ruby Morgan. Biraz uzun bana nasıl sesleneceğin sana kalmış". Sonun ilk adım atılmıştı. Artık kızın adını da bildiğine göre kendi meselesini anlatmaya başlaması gerekirdi. Tabi kızın ne olduğunu eğer bilmiyorsa ona da anlatmak gerekecekti. O konuşmasını hazırlamaya çalışırken kızın sorusu ona başlaması için bir zemin hazırlamıştı. " Evet Ofelya büyükbabanı tanıyorum. Sanırım benden sana hiç bahsetmedi. Ama buraya kadar gelmişsen ve bizi gördüysen sanırım bir gerçeği bilmen gerek. Belki de bu en önemli şey ben senin düşündüğün ya da gördüğün gibi biri değilim. Sözlerim kafanı karıştırmış olabilir. Ben sana her şeyi anlatmaya hazırım. Bana yönelteceğin tüm soruları. Söylediklerime karşılık ise sadece bir tek şey isteyeceğim. Bana bir söz vereceksin "... | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Merak... Çarş. Tem. 04 2012, 21:49 | |
| Kız gitgide sakinleşiyordu. Bu iyiydi. Evet, büyükbabası ona bu kızdan hiç bahsetmemişti. Onları görmeseydi bahsedeceğini de sanmıyordu. Kızla büyükbabasının aralarında her seferinde hararetli bir konuşma geçiyordu. Onları görmesine rağmen bundan bile bahsetmemişti. Geriye bir tek kendi kendine öğrenme seçeneği kalıyordu. Kızın bakışlarından kafasının karışık olduğu belliydi.
Kıza Ruby diyecekti. Bu daha çok hoşuna gitmişti. Hem daha kısaydı hemde kulağa sevimli geliyordu. Ofelya bunu düşünürken kız konuşmaya devam etti. Ruby konuştukça Ofelya evet anlamında başını sallıyordu. Ama söz bilmesi gerektiği gerçeğe gelince kafa sallamayı bıraktı. İşte gelmesinin nedeni buydu. Ama bu kadar kolay öğrenebilecek miydi? Her sorusuna cavap verebileceğini söylüyordu. Bunu duyduğunda kafasına her zaman hücum eden sorular sanki en karanlık yerlere saklanmışlardı. Zaten hep böyle olurdu. Ne zaman ihtiyacın olsa düşünceler zihnini terk ederdi. Bu belki de gerçekleri öğrenmenin verdiği bir parçada heyecandan kaynaklanıyordu. Ya da bundan önce dediğine takılmıştı aklı. Göründüğüm gibi değilim derken ne demek istemişti? Dövmeleri dışında gayet normal görünüyordu. Tabi ya dövmeler... Acaba büyükbabası bir mafya işine mi bulaşmıştı. Bu düşüncesine kendisi bile güldü.
Bu kadar düşüncelere dalmaması gerekiyordu. Ruby ona cevap bekler bir şekilde bakıyordu. Söz isteyince Ofelya'nında içinde bir endişe oluştu. Tereddütle "Ne sözü?" dedi Ofelya. | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Merak... Perş. Tem. 05 2012, 23:16 | |
| En son söylediği onca şeyden sonra kızın bir çok soruyu teker teker dizeceğini düşünmüştü. Sonuçta ona tüm sorularına cevap vereceğini söylemişti. Ama düşündüğünün aksine beklediği şey gerçekleşmedi. Kız ona söylediği onca şeyden sadece vereceği söze takılmıştı. Gerçi sadece bu sözü açıklayarak ona bir çok bilgi verebilirdi. Ama elbetteki kızı merakta bırakmak istiyordu. Bilmiyordu. Başına gelen onca şeyden sonra belki de eğlenmek istiyordu. Üstelik kız ona kendi ailesinin bir ferdi gibi gelmeye başladığından giderek daha da rahatlıyordu. Elbetteki bu rahatlık hareketlerine de yansımıştı. Ciddiyetle kurduğu cümlelerin ardından tatlı gülümsemesi ile kıza bakarak konuşmaya başladı.
"Sana soracağın her soruya cevap vereceğimi söylemiştim. Ama sen sadece tek bir soru soruyorsun öyle mi? Neyse ben söylediklerimin hakkını vererek bu soruna cevap vereceğim"
Tam kızı meraklandırmıştı ki konuşmasını kesti. Nedense kızın meraklı bakışları hoşuna gitmişti. Biraz daha meraklandırmak adına takınabildiği en ciddi tavrını takınarak konuşmak için hazırladı kendini. Her ne kadar şu an eğleniyor ve işini biraz yokuşa sürüyor gibi olsa da aslında durum öyle değildi. İçinden bir ses Ofelya ile aralarında ki bağın kurulacağı konusunda o kadar emin şeyler söylüyordu ki bu da onu rahatlatıyordu.
"Bana vereceğin söz şu Ofelya tüm o diğer şeyleri öğrendiğinde bana bağlanmanı isteyeceğim senden. Şu an bu cümle sana saçma geliyor olabilir. Ama inan bana ne olduğumu öğrendiğinde bu fikrin değişecek."
| |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Merak... Cuma Tem. 06 2012, 00:15 | |
| Ofelya aklındaki tüm sorular içinden sadece bir tanesini sormuştu. En temel sorunun bu olduğunu düşünüyordu. Çünkü tüm sorularını cevaplaması için Ruby ondan bir söz istiyordu. Söz yoksa cevapta yoktu. Ofelya bunun farkındaydı. O yüzden sorusu kısa ve net olmuştu. Anlaşılan Ruby daha fazla soru sormasını belkiyordu. Onun bu düşüncesine şaşmaması gerekiyordu. Evet, ona soracağı sorular vardı. Ama yavaş yavaş soracaktı. Her seferinde bir basamak çıkacaktı. Merdivenleri çifter çifter çıkmaya çalışmak karışıklığa neden olabilirdi.
Ruby yüzüne yerleşen gülümseme büyük bir sorunun olmadığını düşünmesine neden olmuştu. Böyle daha rahat hissetmişti. Yeni tanıştığı biri ciddi konuştuğunda ister istemez kendini kasıyordu. Aslında Ruby'de biraz daha farklı hissetmişti.Belki de burada onu aramak için bulunduğundan dolayı farklı hissetmişti. Nedeni her neyse konuşmak hem daha kolay bir hal almıştı hem de git gide ilginçleşiyordu.
Kız söz verdiği gibi sorusunu cevaplayacaktı. Merakla onu dinliyordu. Sorularının çözümüne giden cevap onun için önemliydi. Büyükbabası ondan bir şeyler saklıyordu ve bunu öğrenmeye kararlıydı. Ama Ruby'nin duraklaklaması ona pek yardımcı olmuyordu. Merakı gitgide büyüyordu. Ruby yeniden ciddileşmişti. Az önceki halinden daha da ciddi görünüyordu. Yine de kendini hazır hissediyordu. Biri daha yeni tanıştığı birinden ne gibi bir söz istiyebilirki? Ruby'nin tüm ciddiyeti ile verdiği cevap onun kafasını karıştırdı. "Bağlanmak mı?" dedi anlamamış bir şekilde. Tüm sorularını cevaplayacaktı; ama karşılığında Ruby'e bağlanacaktı. "Evet, isteğin kulağa biraz garip geliyor. Sanırım bu isteğini cevaplarımı aldıktan sonra anlayacağım. İşte o zaman bağlanabileceğimi söylerim. Ama şu an bunu söylemek zor. Çünkü ne istediğini tam anlamadım." dedi düşünceli bir şekilde. "Ama anlamama yardımcı olabilirsin. O yüzden ilk sorumu soruyorum." dedi gülümseyerek. Ne soracaktı? Kısa bir sessizlikten sonra ne soracağını bulmuştu. Sürekli göründüğü kişi olmadığını söylüyordu. "Sen kimsin ya da nesin?" diye sordu. Nesin, biraz komik olmuştu. İnsandan başka ne olabilirdiki? | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Merak... Paz Tem. 08 2012, 23:47 | |
| Kızın meraklı gözleri giderek daha da yoğun bir hal alıyordu. Ama aynı zamanda onda merakın dışında hissettiği başka bir duygu vardı, endişe. Bir şey onu gerçekten endişelendirmişti. Bunun iki anlamı vardı, en önemlisi bir yabancı olarak ona tehlikeli gelmiş olabilirdi. Her ne kadar dışarıdan cici bir kız gibi görünse de ilk kelimesinden sonra bir sinir krizine girmiş gibi davranması onu korkutmuş olmalıydı. Tabi ki tek neden bu değildi. Bilmece gibi konuşuyor olması da onu endişelendirmiş olmalıydı. Ruby genelde kendi halinde sessiz bir periydi. İnsan gibi görünürken bile bu özelliği değişmiyordu. Ama ciddi olduğunda ki bu genelde çok nadir kullandığı bir yanıydı. Bu durum gerçekten karşısındakini tedirgin edebiliyordu. Bunun nedeni kötü kelimeler kullanması değildi aslında. Tek neden kafa karıştırıcı çok fazla cümle kurduğundan karşısındakinin onu anlamamasından kaynaklanıyordu. Anlatacak neyi varsa kendi tarzında bir iki kelime kullanarak söylerdi hep. Tıp az önceki gibi. Verdiği kısacık bir bilgi ile Ofelyanın kendisini anlamasını bekliyordu. Kızın ağzından çıkan ilk kelime ile beklediğinin gerçekleşmediğini görebiliyordu. Tabi bu durum Ofelyanın hatası değildi, bu tamamen kendinden doğan bir şeydi. Karşısında ciddi bakışlarla ondan duyabileceği başka kelimeleri beklemeye başladı. Ciddiyet ve sabırla...
Açıklamasından sonra istediği soru gelmişti işte. Acaba insan olmadığını söylediğinde ilk tepkisi ne olacaktı. İşte bunu söylemeden asla öğrenemeyecekti. Kısa bir duraksamanın ardından konuşmaya başladı.
" Sonunda istediğim soruyu sordun Ofelya. Şimdi inanmanın güç olduğu bir şey söyleyeceğim sana... Ben göründüğüm gibi değilim. Senin dışarıdan gördüğün yirmili yaşlarda genç bir kız. Ama işin aslı ben insan bile değilim."
Cümlesi bittiğinde sustu. Onun ilk tepkisini görmek istiyordu. Açıklama yapabilmek için. Ama fazla beklememesi de gerekirdi. Ofelya onun şu an ya bir deli yada bir uzaylı olduğunu düşünüp yanından çekip gidebilirdi. Gitmesine izin veremezdi. Amacına bu kadar yakınken bu olamazdı. Derin bir nefes alarak suratındaki ifadeyi yumuşattı.
" Ben bir periyim, Ofelya. Senini ailene bağlı bir peri. Sende sıradan bir insan değilsin. Tıpkı büyükbaban gibi sende özelsin ve bu bağlılık benim için gerçekten önemli ailemin intikamını almak için bir sihirbaza bağlanmalıyım. Ben büyükbabanı seçmiştim ama o bunu istemedi. Bende bunu senden istiyorum Ofelya bana yardım eder misin?" | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Merak... Salı Tem. 17 2012, 16:44 | |
| Ruby şimdi daha sakin görünüyordu. Kafa karışıklığı geçmiş gibi duruyordu konuştukça. Ama bu sefer Ofelya'nın kafası karışıyordu. Ruby gayet normal görünüyordu. O konuşurken onu farkında olmadan süzüyordu. Evet, dövmeleri dışında gayet normaldi. Hatta dövmeleri de normaldi. Çünkü bu zamanda bir çok kişi dövme yaptırıyordu. Bu artık garipsenecek bir şey değildi. Bir zamanlar Ofelya'da bir dövme yaptırmaya karar vermişti. Ama kalbine dokunan bir şey bulamamıştı. O yüzden vazgeçmişti. Zaten nereden geldiği meçhul, garip bir dövmesi vardı. Bunun ona yeteceğini düşünüp aramayı bırakmıştı.
Karşısındaki kızın söyledikleri ile dövmeler ile ilgili düşüncelerinden ayrılmıştı. Peri mi? Peri diye bir şey var mıydı? Onlar sadece efsanelerde yer alırdı. Evet, hatta büyükbabası ona bir kaç tane anlatmıştı. Baya ilginç hikayelerdi ve şimdi Ruby bu hikayeleri doğrular bir şekilde karşısında dikiliyordu. Ama Ofelya böyle bir şey olacağına inanmıyordu. Aklındaki düşünceleri toparlamaya çalışırken karşısındaki kıza anlamsız bakışlarla bakıyordu. Aralarındaki sessizlik gitgide uzuyordu. Ruby ise onun tepkisini bekliyordu. Gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Ruby, sanırım beni başka biri ile karıştırıyorsun. Ben özel biri değilim. Büyükbabamın da özel biri olduğunu sanmıyorum. Yine de yardım edebileceğim bir şey varsa yardım etmek isterim. İnsanlara yardım etmeyi severim. Ama intikam almak bana göre değil." dedi gülümsemesini bozmadan. "İnsanlara yardım etmeyi severim." diye tekrarladı içinden kendi kelimelerini. Ama o, bir peri olduğunu söylemişti. Eğer öyle olsaydı ufak olurdu ve kanatlara sahip olurdu. Yani büyükbabasının anlattığı efsanelere göre öyle olması gerekiyordu. Ama Ruby kendi boylarında bir kızdı. "Ayrıca insanlara peri olduğunu söylememelisin. Delirdiğini düşünürler. Eğer bir peri olsaydın ufak bir yaratık olman gerekmez miydi? Anladığım kadar büyükbabam senin peri olduğunu biliyor. Eğer böyle bir şey varsa tabii..." dedi. Yüzündeki gülümsemesi birden düşünceli bir ifade ile yer değiştirmişti. "Ama büyükbabamın anlattığı periler küçüklerdi. Benim boyumda değillerdi. " dedi kıza anlamsız bakan gözlerini dikerek. Sonunda aklına Ruby'nin söylediği kelime geldi. Sihirbaz... Büyükbabası gibi o da sihirbazdı? Düşünceli bir şekilde önüne döndü ve "Sihirbaz mı? O da ne?" diyerek farkında olmadan sesli düşündü.
| |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Merak... C.tesi Tem. 28 2012, 01:52 | |
| İşi zannettiğinden de zor görünüyordu. Kalbinden geçenleri gerçeklerle süsleyerek ona anlatmıştı oysaki. Ama buna karşılık bakışların da gördüğü şeyden hoşlanmamıştı. Ona inanmadığı o kadar ortadaydı ki. Hatta sırf peri olduğunu söylediği için onu deli bile sanmıştı. Bunu üstü kapalı bir dille söylemiş olsa da, anlamak zor değildi. Yine de pes etmek onun anlamını bilmediği bir tanımdı. Asla ve asla pes etmeyecekti. Ne istediğini biliyordu. İstediğini gerçekleşmesi için günlerce o yaşlı sihirbaza dil dökmüştü ve bunu gerekirse Ofelya için de yapabilirdi. Ama sorun ne yazık ki sadece dil dökmek ve ikna etme çabası değildi. Yaşlı sihirbaz besbelli torununa güçlerinden ve başına gelebileceklerinden bahsetmemişti. Hiç bir şeyden haberi olmayan Ofelya başına gelecekleri bilse acaba bu intikam alma işine nasıl bakardı. Son öğrendiklerine bakılırsa kara büyü cadıları sadece sihirbaz avlamayı bir yana bırakmışlardı. Yeteneği olmayan sihirbaz ailelerini de sırf yeni sihirbazlar doğmasınlar diye avlıyorlardı. Bu da küçük yaşta yaşadığı korkunç olayın onun başına da gelebileceği anlamına geliyordu. Büyük babası, ne kadar bencildi. Bir an bu düşüncelere o kadar dalmıştı ki Ofelyanın ağzından çıkan tüm sorular askıda kalmıştı. Cevap vermeye nereden başlamalıydı. Öncelikle kısa bir açıklama en iyisi olurdu. Sonrasında ise gözleriyle gördüklerini inkar edemeyecekti.
"İnan bana Ofelya seni başka biri ile karıştırmama imkan yok. Peri ile sihirbaz arasında özel bir çekim var. Yarattığın aurayı hissetmiyor olmama imkan yok. Auranın nedeni ise vücudunda taşıdığın senini birlikte dünyaya gelen dövmen. Şimdi dövmeni nasıl bildiğimi de soracaksın sanırım her neyse bu saniyeden itibaren bana soracağın hiç bir soru yok. Sadece gördüklerin karşısında sakin olmaya çalış yeter o zaman deli olmadığı mı anlayacaksın"
Ofelya küçük kanatları olan ufacık bir peri bekliyordu. Masallar da olduğu gibi ama o bir masal kahramanı değildi. Yaşadıkları ise bir çocuk masalı olamayacak kadar dehşet doluydu. Artık dudakları susmuştu. İçindeki elemental yeteneği kullanarak peri olduğunu kanıtlamayı seçmişti. İçinde yatan güce, suya konsantre olmuştu. Zaten doğduğu andan bile ona bağlıydı. Ama şimdi kendini tamamen ona teslim ederek ele geçirmesine izin verdi. Artık her şeyiyle sudan yapmış bir varlıktı. Bedeni tamamen saf suydu. Elleriyle Ofelyanın yanağına dokundu. dokunuşu yüzünde bir ıslaklık hissi oluşturmuştu. Bakışları artık inanmaması için hiç bir neden yoktu ortada. Bedenini tekrar insan haline getirmeden son bir konuşma yaptı. Sonrasında insan görünümüne geri kavuşmuştu.
"Keşke her şey masallar da anlatıldığı gibi olsa Ofelya bende isterdim küçük kanatlı minik bir peri olmak ve onlar gibi mutlu yaşamak. Ama mutlu olma şansım ben daha küçücük bir kızken ellerimden alındı. Bu yüzden yardıma ihtiyacım var." | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Merak... Çarş. Ağus. 01 2012, 21:39 | |
| Soruları karşısında Ruby'nin sessiz kalması Ofelya'yı daha da meraklandırıyordu. Düşünceli gözleri ile ona inanmadığı için kızgın bakmaktan çok uzaktı, daha çok bunu bekliyor gibiydi. Ama vazgeçmeye de niyeti yoktu anlaşılan. Onun konuşmasını beklerken "Acaba büyükbabamla da mı bu konu hakkında konuşuyorlardı?" diye geçirdi içinden. Eğer öyleyse, büyükbabası Ofelya'ya bir gün nehir kıyısına yalnız gitmesini söylerken bunların olacağını biliyordu. O zaman Ruby'e inanmalı mıydı? Peki büyükbabası bu kızın söylediklerine inanıyor muydu, yoksa sadece konuştukları hakkındaki merakını gidermesi içi mi buraya gelmesini söylemişti?
En sonunda Ruby düşüncelerinden ayrılıp konuşmaya başladı. Söyledikleri zaten karışık olan aklını daha da karıştırmıştı. "Aura mı?.. Dövmem mi?..." diye sordu içinden kendi kendine. Her insanın ruh haline göre yaydığı bir aura olduğunu ve bu auranın hissettiklerinin şiddetine ya da içindeki gücün fazlalığına göre yoğunluğunun daha da artarak çevreye yayıldığını biliyordu. Hatta insanların auralarının çevreye de etki ettiğini duymuştu. Tabi her insanda olduğu gibi Ofelya'nın da sahip olduğu bir aura vardı. Ama her insanın bedeninde doğuştan gelen garip dövme gibi bir şeyler yoktu. Evet, şu an bunu Ruby'e sormak için şiddetli bir istek duyuyordu. Ama onun isteği üzerine bunu sormadı. Söylediğine göre birazdan görecekleri bunu anlamasını sağlayacaktı. Ama yine de bunu nasıl bildiğine dair düşünceleri aklından uzaklaştırmamıştı. "Acaba büyükbabam mı söyledi?" diye düşünmüştü başta. Ama buna imkan yoktu. Büyükbabası dövmesinin göründüğü badileri giymesini bile istemiyordu. O yüzden omuzu düşük badilerden uzak duruyordu. Çünkü büyükbabasına göre doğum lekeleri özeldi ve bunun kimseye gösterilmemesi gerekiyordu. Ama her zamanki gibi bu dövmenin ne gibi bir özelliği olabileceğinden bahsetmemişti. Büyükbabasının anlattığı şeyler Ofelya'da daha fazla merak uyandırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Çünkü hep en önemli yerleri atlayordu, sorduğunda ise onun için daha zamanı olduğunu söyleyip geçiştiriyordu. Ama bir kaç saniye sonra merakını besleyen bu sorulardan birinden kurtulabilirdi. Eğer Ruby'nin söyledikleri doğruysa tabi...
Aralarında geçen sessiz birkaç saniyeden sonra Ruby'e bir şeyler olmaya başlamıştı. Vücudu birden saydamlaştı ve sonra vücudu suya dönüşmüştü. Ofelya şaşkınlıkla oturduğu yerden geriye doğru uzandı. Kocaman açılan gözleri ile karşısındaki insan şeklindeki sudan bedeni dikkatlice süzdü. Ruby ona doğru yaklaşırken Ofelya'nın kalbi gördüğü şeyin karşısında daha da hızlandı. Nefes alış verişleri sıklaştı. Kız ona dokunacağı sırada gözlerine diktiği gözlerini sıkıca yumup yutkundu. Yüzüne dokunduğunu hissettiğinde nefesini tuttu. Su ile küçüklüğünden beri arası pek iyi değildi. Geçirdiği boğulma tehlikeleri, suratına patlayan su boruları, bir türlü sıcaklığını ayarlayamadığı banyo suyu, açılmak için onun geçmesini bekleyen fiskiyeler... Ve şimdi yüzüne dokunan kızın vücudu suya dönüşmüştü. Bu element ile aralarında olan karmaşık ilişki yüzünden ister istemez gerilmişti. Ruby yüzündeki elini çektiğinde Ofelya, bu olanlarında gördüğü garip rüyalardan biri olduğunu düşünüp bir süre daha gözlerini açmadı. Ama bunun bir etkisi olmamıştı. Gözlerini açtığında Ruby'nin bedeni sudan normele dönüyordu. Evet, bu gördükleri rüya değildi. Kızın söyledikleri ile ne yapacağını bilemeyen Ofelya düşünmeye başladı. Ruby, ona büyükbabası gibi bir sihirbaz olduğunu söylemişti. Bunun hakkında hiç bir fikri yoktu. Anlaşılan yaşlı adam sandığından da fazla şey saklıyordu ondan. Ama ona nehir kıyısına gidebileceğini söylemişti. Büyük ihtimalle Ruby bu yaptığını büyükbabasına da göstermişti. Peki ihtiyar buna nasıl tepki vermişti? Ayrıca omuzundaki dövmenin bununla ne alakası vardı?
Derin bir nefes aldı ve aklını kurcalayan soruları bir sıraya soktu. Böylece sonuca ulaşması daha da kolaylaştı. Büyükbabasının bunların olacağını bildiğine emindi. Eğer bunları görmesini istemeseydi buraya gelmesini yasaklar ve bir şekilde engellerdi. Ama aksine buraya yalnız gelmesini söylemişti. Belki de artık bir şeyler öğrenmesinin zamanı geldiğini düşünmüştü. Ofelya gördüklerini aklından geçirdiğinde bunun için geç bile kaldığını düşündü ve içinden bir ses gördüklerinin sadece bilmediği şeylerin ufak bir kısmı olduğunu söylüyordu.Ondan cevap bekleyen kızın gözlerine baktı ve büyükbabasının ona anlatmadığı şeylerin bu gözlerde saklı olduğunu hissetti. İlk defa iç güdülerine bu kadar çok güveniyordu. Bir Ruby'e birde kendi çizdiği periye baktı ve içinden "Öğrenmem gereken çok şey var ve cevaplar Ruby'de. Büyükbabam o yüzden beni engellemedi." dedi. Vardığı sonucun ardından büyük bir kararlılıkla "Tamam sana yardım edeceğim." dedi. Bunu söylerken kendini karanlık bir odaya girmiş gibi hissetmişti. Ruby'nin teklifi ile içini göremediği ve bilmediği bir dünyaya adımını atmıştı. Aklındaki tüm sorularla beraber bu odayı aydınlatmaya kararlıydı. Birden yüzündeki kararlılık yerini başka bir soruya bıraktı."Ama sana nasıl yardım edeceğim hakkında hiç bir fikrim yok. Ayrıca sihirbaz da ne demek oluyor?"dedi Ruby'e ve cevaplara yaklaştığını bilmenin verdiği bir gülüme ile ekledi "Sanırım konuşmamız gereken çok şey var." | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Merak... Salı Ağus. 14 2012, 02:09 | |
| İnsana dönüşmesi sandığından biraz daha uzun sürmüştü. İlk kez bu dönüşüm bedenini acıtıyordu. Ama neyse ki o kadar da kötü bir şey gibi görünmemişti gözüne. Acıya dayanıklıydı bir periydi. . Sonuçta hiçbir acı kalbindeki acı ile boy ölçüşemezdi hiçbir zaman. Ailesini kaybetmenin acısı hangi bir insanın canını bundan daha fazla yakardı ki. Bir insanı kaybetme korkusu bile yeterince kötü iken sevdiğin hayatta en çok değer verdiğin insanları kaybetmek. Bunları düşünmek onu yaralıyordu. Üzgün hali ise beklide en zayıf olan noktasıydı, ama bunu da bir şekilde kendini güçlendiren bir duruma çevirmeyi başarmıştı. Kafasında bu düşüncelerden sıyrılarak Ofelya’ya odaklanmaya çalıştı. Kız söylediklerinden ötürü yeterince şaşkına dönmüşken karşısında yavaş yavaş sıvılaşan bir peri gördüğünde daha kötü olmuştu. Aslında çığlık atarak kaçma ihtimali bile vardı. Ama kalmayı seçerse sonucun ne olacağını söylüyordu, kalbinde ki ses. Ona güvenirdi her zaman. Hiçbir zamanda haksız çıkmamıştı şimdiye kadar.
Kendine bakan, kafasında bin bir soru işaretinin fır döndüğü her halinden belli olan gözlere baktı. Sabırla bekliyordu. Dudaklarında dökülecek kelimeleri. En sonunda Ofelya konuşmaya başladığında kalbini tarifi zor bir sevinç kaplamıştı. Sonunda başarmıştı. Ailesinin intikamını almak için yapması gerekenler listesinin en zor maddesini yerine getirmişti sonunda. Bir sihirbaza bağlanma... Yine de önünde hala bir sürü engel vardı. Öncelikle bağlanmak için gerekenler... Cadılardan intikam almak isterken sihirbazına bağlanmak içinde bir cadıya ihtiyacı vardı. Caitlyn... O hayatında tanıştığı tek cadıydı, yani normal yollarda ve tabi ona ona iyi davranan tek cadı olmuştu. Bazen hala vazgeçmemiş olmasının nedeni nedense bir anlığına Caitlyn'in söylediklerinde kaynakladığını hissetti. Asla vazgeçmemesini istemişti, ondan. Oda vazgeçmemeyi kafasına koymuştu zaten. Kafasını toparlamaya çalıştı. Ofelya kabul ettiğini söyledikten sonra birkaç kelime daha sarf etmişti dimi. Huşu içinde daldığı mutluluk yüzünden onu algılayamamıştı bile. Sonra kafasında bir ışık yandı birden ne söyleyebileceği ile ilgili.
"Merak etme Ofelya ben bana yardım edeceğini biliyor ve inanıyorum. Teşekkür ederim. "
Kızın konuşma teklifine normalde geri çevirmezdi. Ama bağlılık söylendiği gibi tek heceli kolay bir şey değildi. Yapması gerekenler konuşması gereken biri vardı. Hızla ayağa kalktı.
"Emin ol Ofelya bir gün kafandaki tüm soru işaretlerini ortadan kaldıracağım. Şimdilik beni unutma tekrar görüşeceğimiz günü sabırla bekle seni nasıl bulacağımı biliyorum"
Konuşmasının ardından hızla uzaklaştı. Tapınakta özel bir randevusu vardı. Ama şimdilik gecenin ondan yarattığı tembelliğe vardı kendini. Bunu kutlaması gerekiyordu. | |
|
| |
| Merak... | |
|