| Unutulmak İstenen Zamanlar | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Unutulmak İstenen Zamanlar C.tesi Ara. 20 2014, 12:57 | |
| 3 Yıl Önce - Spoiler:
“Yapmak istediğine emin misin? 28 gün boyunca dayanabilecek misin?” Yaşlı cadının bu sözleri Fransisco’yu fazlasıyla ürkütmüşse de içinde yanan intikam ateşi ona her şeyi yaptırabilirdi. “Bunu yapacağım.” Tüm sesler kasının içinde yankılanırken topuklu ayakkabılarını yere vurdura vurdura yürüyordu. Göğüslerinde ve kalçasında hissettiği ağırlık hissi tarif edilemezdi. Diken üstünde yürüyordu adeta. Sanki herkes onu izliyordu. Geçen seferkilerden farklıydı. Tam anlamıyla daha güçlü ve daha dişi bir Franceska olmuştu. Franceska olmak zor iken endişeli bir şekilde intikamını alacağı adamın yanına oturdu. Bir tane cin tonik sipariş ettikten sonra elini masaya yaslayıp başının üstüne koydu. Derin bir of çekti. Biliyordu yanına oturduğu intikamını alacağı adamın ilgisini çekecekti. “Bu kadar güzel bir kadının ne gibi bir sıkıntısı olabilir ki.” İlk önce sinsice dudağının kenarından hafifçe gülümsedi. Her zaman yaptığı gibi rolüne büründü. O esnada gelen cin toniği titrek bir elle yudumladı. Cin toniği derince içine çektikten sonra titreyen ellerle yerine koydu. Başını Mikael denen adama çevirdi. Alaycı bir şekilde gülümsedi. “Sıkıntılı ve gergin olduğum çok mu belli oluyor?” Mikael’ın alaycı gülümsemesinin ardından konuşmaya başladı.”Sadece çok dikkatliyimdir o kadar.” Bu sefer de Franceska zor kadını oynayıp dans etmek için masadan kalktı. Masadan kalkarken sol göğsünü yavaşça Mikael’e sürttürdü. Utanıyor gibi al al olmuştu. “Ah! Pardon kalkmayı bile beceremiyorum.” Dediğinde biraz kur yaparak biraz da kalçasını kıvırtıp dans etmek için ortaya doğru ilerledi. Biliyordu. Arkasında ve o kalabalıktan istifade ne yapacağını sertleşen uzvunu arkasında hissetti. Sol eli de kalçasının üzerinde geziyordu. Derin ve şehvetli bir nefes alıp verdi. Bunun Mikael’i daha da azdıracağını biliyordu. İmalı bir bakış atıp lavaboya doğru bütün bedenini gözler önüne sererek lavaboya doğru ilerledi. Yüzünü güzelce yıkadığında kendisine gelmişti. Eskisinden daha narin ve dayanıksız olduğunu hissediyordu. Lavabodan çıktığında değişik bir şeyler olmuştu. Başı dönmeye başladı. Yavaşça gözü kararıyordu. Dengesini kaybedip arkaya doğru düştüğünde bir çift kolun arasında tuttu. Yavaşça gözleri kapanır iken fısıldayan bir sesle konuşmaya başladı. “Jace!” | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Salı Ara. 23 2014, 22:32 | |
| Gözlerini becerdiği piliçlerin arasında açarken bedenini gerdi. Lanet olsun gece gerçek anlamda harika geçmişti ama her yeri de ağrıyordu. Kızların vahşi tavırları yüzünden sırtında tırnak izleri olduğuna emindi. Onları yalvartacak hale getirip sertçe becerirken bunun olacağını bilmeliydi. Banyoya gidip suyun altına girmeden önce sırtına baktı. Tırnak izlerin bir kaçı oldukça derindi ama zevk aldığı için umursadığı da yoktu. Suyun altına girip bedenini tazelerken yaptığı büyü bedenindeki çiziklerin iyileşmesini sağladı. Üzerini hızla giyindikten sonra yatakta kızlara göz ucu ile baktı. Sırtını mahveden piliçlerin bedenleri sırtından daha kötü durumdaydı. Morluklar ve kızarıklıklar bembeyaz tenlerinde kendini son derece belli ediyordu. Kızların bulunduğu mekanı terk ettikten sonra öğlen güneşinin altında yürüyerek evine gitti. Temiz hava dinlendirici bulduğu bir diğer şeydi. Bugünkü planlarını gözden geçirirken gözü kolundaki bilekliğe takıldı. O lanet cadı aklına geldiğinde öfkesi bedenini ele geçirdi. O cadıya yapmak istediği şeyler henüz bitmemişti. Kendine yaptığı şeyi kaldıramıyordu. Nasıl kaldırabilirdi ki?
Gecenin ilerleyen saatlerinde kendini genel olarak o geceki yatak arkadaşını belirlediği bara yöneldi. Ama bu akşam konu bu değildi. O cadıya nasıl ulaşacağını düşünürken bir kaç peri ile konuşmaya karar verdi. Sonuçta cadılara yakın olan perilerde vardı. Bir kaç tanesi ile sohbete tutuşmuşken kalabalığın arasındaki cadı dikkatini çekti. Becerdiği bedenleri genel olarak hatırlamazdı. Bu cadı ise kesinlikle istisna oluyordu. Onun aslında bir erkek olduğu gerçeğini ise o an için düşünmek istemiyordu. Onun ne denli bir dengesiz olduğunu henüz çözmüş değildi ama biraz işkenceden sonra dilinin çözüleceğine emindi. Onu göz hapsine aldıktan sonra lavaboya giderken peşine takıldı. Aurasındaki zayıflık güçlerinin azaldığını gösterirken şeytani ifadesi ile ona büyü yaptı. Halsizleşen cadıyı düşecekken kolları arasına aldıktan sonra evine götürdü. Cadıyı yatağa yatırıp bileklerinden özel kelepçelerle bağladıktan sonra uyanmasını sağladı.
"Yeniden karşılaştık cadı... Dengesiz zihniyetinde hala kadın gibi görünmene sevindim... Dişi bedenine acı vermek daha zevkli...
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Perş. Şub. 05 2015, 22:04 | |
| Savunmasız hissediyordu kendisini kelepçeler içinde. Korkan gözlerle periye baktı. Dokunuşları eskisinden daha fazla haz ve daha fazla acı veriyordu. ‘Lütfe yapma!’ Diyecek ne bir cesareti ne gücü, ne de istenci vardı. Her dokunuşu çıplak bedenine çok daha farklı hissediyordu. Sanki Sert bir cisimcik pamuk yastığın üzerinde geziyordu. Kendisini daha kırılgan ve naif hissediyordu. Tüm cesaretini topladı. Hissettiği hazzı da acıyı da hiçbir maske takmadan yüzünde taşıyordu. Acıma dilenen gözlerle perinin sadist derecedeki haz ve şehvetle parlayan şeytansı yüzüne baktı. Eskisinden daha iştahlı bakıyordu. Franceska’ya. “Ne olur yapma bırak da gideyim.” Korkmaya başlamıştı. Avına saldıracak bir kaplan gibi bakıyordu. Korktu ve gözlerini yumdu. Ortaya karışan erkeksi bir ter kokusu o kadar hoşuna gitmişti ki kokuyu haz alarak ve bunu da karşısındaki periye hissettirerek içine çekti. Yapmaması gereken hamleyi yapıp çoktan periyi ateşli bir geceye davet etmişti bile. Vücuduna yapılacak seri tecavüzleri düşündü. Zevk ve korku gibi iki tezat duygunun karışımıyla haykırdı. “Hayır!” Fakat çoktan geç kalmış olduğunu anlaması bile zaman almıştı. | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Salı Şub. 10 2015, 22:42 | |
| Günlerdir yapmak için can attığı olay sonunda kendiliğinden gerçekleşmişti. Fransisco isimli sapkın ve bir o kadar dengesiz cadı ile aralarındaki geçenleri unutmamıştı. Kolay kolay da unutmayacaktı. Dişi bedenine olanlar umurunda olsa da erkek bedeni ile yaptıkları midesini bulandırmıştı. Ona her ne kadar bunların yaşandığı günde eziyet etmiş olsa da doymamıştı. Doyacağını da sanmıyordu. Şanslı bir pislik olduğunu hep biliyordu. Her ne kadar cadı ile yaşadıkları şansızlık olsa da onun dişi bedeninde olması gerçekten şanstı. Ona neler yapacağı hayal dünyasının bile ötesindeydi. Düşüncelerindeki karanlık, karanlıktan asla korkmayan kendini bile ürkütüyordu. Ama tüm bu irkme ve korkma duygularını cadıya bırakmıştı. bunları hissedecek acıdan kıvranacak kişi cadıydı. Onun korku dolu gözleri ile yalvarışını dinledi. Bu dudaklarından acımasız bir kahkahanın çıkmasını sağlarken en psikopat bakışları ile kafasını olumsuz anlamda salladı. Cadının bedenini yavaş yavaş çıplak bırakırken bedenini süzdü. Altında bir erkeğin olduğunu bilse de bu dişi beden oldukça ağız sulandırıyordu ve bugünkü seks randevusu iptal ettiğini düşünülürse onu arzulaması gayet mantıklıydı. Hem seks içinde işkence güzel olacaktı. Onun son hareketi ile yeniden kahkaha attı.
"Ağzın başka bedenin başka söylüyor cadı... Ağzından çıkanları umursamadığımı düşünürsek sanırım bedeninle iletişim kurmalıyım. Zevk ve acı eşliğinde..."
Cadının bağlı olduğu yatağa oturup haykırışını yok sayarak göğüslerini sertçe sıkmaya başladı. Sivrileşen göğüs uçları bedeninin tahrik olduğunu gösterirken uçlarını acımasızca çekiştirmeye başladı. Canını yakmak zevk veriyordu, dudaklarından acı dolu inlemeleri duymak da... Ama elbette tek yapacağı bu değildi. Önceliği neye vermesi gerektiğini bilemedi. Bencil yanını düşündüğünde ilk olarak onu becermeye ve kendini tatmin etmeye verdi. Üzerindeki her şeyi çıkardığında yeniden göğüsleri ile oynamaya başladı. Kadınlığına ise elini sürmüyordu. Erkekliğinin yeterince sertleştiğinden emin olduğunda kavrayıp kadınlığına bastırdı. Hazır olmayan parçası karşı çıksa da kendini sertçe içine kökledi. Bu hareketin sonucunda eti parçalanırcasına cadının ağzından çığlık yükselmişti. Bu ise harikaydı ve sadece başlangıç... Gelgitli hareketlerini tatmin olana dek sürdürdü. Tüm tohumlarını içine akıtana kadar... Elleri ise acımasızca bedenine morartan dokunuşlar bırakıyordu. Sonunda tatmin olduğunda içinden çıktı. Sırtını yatağın başına koyup yorgunluğu bir büyüyle aldıktan sonra eline bir bıçak alarak cadının çıplak göğüslerinde gezdirmeye başladı.
"Söyle bakalım cadı nerende yara açayım. Seçimi bana bırakma derim..."
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar C.tesi Şub. 14 2015, 03:12 | |
| Zevk ve acıyı hissetmişti perinin dokunuşlarında. Perinin vücuduna dokunuşları sert ve bir o kadar da şehvet vericiydi. Göğüslerini sıkışı, içine sert giriş çıkışları ve zirvedeki bırakışı Franceska’ya daha önce hiç hissetmediği bir hazzı hissettirmişti. Çektiği acı verdiği hazzın yanında sıfırdı. Gardını sürekli düşük tutmak, maske takmamak, zayıflık ve acizlik hayattaki en kolay ve acısız duygularmış gibi hissetti. Şiddet hem haz veriyor hem de canını yakıyordu. Vücudundaki morlukları bile tam anlamıyla acısını hissettirmiyordu. Perinin şiddet yüklü söyleminde bile ayrı bir haz hissetmişti. Durumdan yırtmalıydı. Yeni taktiğini ve silahını çok sevmişti. Ve kullanma konusunda da bir tereddütü yoktu.
“Bu sefer farklı bir Franceska var karşında.” Kendinden emin fakat güçsüzdü. Kalbi güm güm atıyordu heyecandan. Hiç olmadığı kadar ürkekti. Kesik kesik nefes alıyordu. “Kişisel bir mesele olduğu için sana ufacık çıtlatabilirim. Bu sefer hem birilerinden kaçıyor hem de birilerinden intikam almaya çalışıyorum.” Kendisinin de kafası karışmıştı. Perinin de kafasını karıştırdığını düşünüyordu. Ürkek gözlerle bakmaya devam etti. “ Karışık ve uzun bir durum. Daha sonra anlatabilirim. Yaptırdığım antik bir büyü yüzünden 28 gün boyunca hem bedenen hem de ruhen bir kadınım.”Kendi yüzünün aldığı ifadeyi görmek istiyordu. Bu kadar zor ve değişik bir cümleyi hiç takılmadan bir anda söylemişti. Daha yirmi dört saat olmadan durumu kabullenmişe benziyordu. Kadın olmak bazı konularda erkek olmaktan daha zordu. Karmaşık duygu dünyasını hükmetmek zordu. Kafasında bir sürü şey dönüyordu. “Yaptırdığım büyü yüzünden güçlerimi de kullanamıyorum.” Kendini acındırmak için bütün gardını düşürmüştü. Yaptığının bir salaklık olduğunu düşünse de söz ağızdan çıkmıştı. Şehvetli bir şekilde cümlelerini bitirirken dudağının kenarına muzip ve sinsi bir ifade çoktan yerleşmişti. “Zayıf ve savunmasız bir kadına bıçak çekmek ve zincirlere vurmak pek sana yakışan bir durum olmasa gerek.” Başını sola çevirdiğinde gözü daha önce gördüğü halde dikkatini çekmediği kendi hediye ettiği bilekliğe takıldı. Bir anda tüm ifadesi kayboldu. O bilekliği Jace’in Franceska’nın koluna taktığında olacağı şeyleri hayal bile etmek dahi istemiyordu. ‘Seks kölesi olmak mı; Hayır!’ İç geçirmesi bir işe yaramayacak gibiydi. Bir yandan korkuyor, diğer yandan da o bilekliği koluna takmayı arzuluyordu. Göz göze geldiler. Aynı anda aynı yere bakmış olmayı dilemek bile istemiyordu. Hayır anlamında başını iki yana da salladı. Korkulu ve yalvaran gözlerle Jace’in gözlerine bakıyordu.
| |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Ptsi Şub. 16 2015, 21:16 | |
| Cadıya yapmak istediği onca farklı işkence yöntemi varken kısa bir düşüncenin ardından ilk olarak kendi aç benliğini doyurdu. İçine girdiği beden altında gizlenen erkeğe rağmen oldukça haz veriyordu. Sıkıca sertliğini saran darlığı daha fazla zevki vaat ederken altında yatan sapkınlığı düşünmemeye çalıştı. Zaten onu becerirken aklında bir erkekten çok sertçe becerdiği seksi güzele odaklanmıştı. Seksle doyurulan bedeninden sonra eline aldığı bıçağı dolgun göğüslere sürtmeye başladı. Ardından da cümlesini ona yöneltti. Sırf ona acı vermek için bile dolgun göğüslerini keserek bedeninden ayırabilirdi. Bunu yapacak kadar vahşileştiği bir gerçekti. O gecenin onda yarattığı bir diğer şey belki de buydu, vahşi duygu. Çoğu zaman kontrolsüz ve tıpkı bir hayvan gibi içgüdü ile hareket eden benliğine daha fazla karanlık karışmıştı ve o karanlığı veren cadıdan intikam almak adeta hayat amacına dönüşmüştü. Cadının dudaklarından dökülecek kelimeleri sabırsızlıkla beklerken ilk cümlesi ile tek kaşını yukarı kaldırdı. Farklılığı öğrenirken öğrendiği yeni bilgilerle sinsice gülümsedi. Demek tam anlamıyla elinin altında seksi ve becerilesi bir kadın vardı. Dönüştürülmesinden ziyade tamamen kadın... Gücünü kullanamıyor olması ise benliğindeki tehlikeli bölgelere uyarılar göndermeye başladı. Cadı bir köle... Perileri köle olarak kullanan cadılardan belki de en büyük intikam köle bir cadı olurdu ve elinin altında bir cadının olması şeytani bir kahkahanın dudaklarından dökülmesine neden oldu. Bıçağı kenara koyup cadının gözlerine baktı.
"Yalnış düşünüyorsun cadı... İyilik perisi ile beraber değilsin, benimle berabersin... Aslında o güzel göğüslerini ve seni kadın yapan darlığını defalarca kesip biçmeyi hayal etmiştim. Diğer yandan böylesine savunmasız bir dişi olduğuna göre deşme kısmını bir süre erteleyebilirim. Tabi senden sıkılmaz ve olanları seversem..."
Yataktan kalkıp altına bir şort geçirip düşünmeye başladı. Onu köle olarak istiyordu. Ama nasıl... Cadı güçsüz olsa bile bir cadıya kölelik büyüsü yapamazdı. Sonra bakışları cadıya ve ardından onun baktığı yere odaklandı. Kolundaki bileklik... Cadıyı kendi silahı ile vurabilirdi. Harika diye düşünürken cadının yanına ilerleyip kelepçeleri çözdü. Ardından kolundaki bilekliği onun bileğine geçirdi.
"Seks kölem olmandan zevk alacağım cadı... Hadi işe koyul... Sabaha daha çok var..."
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar C.tesi Şub. 21 2015, 11:25 | |
| Soğuk bıçağın içten yanan bedenine dokunuşu korkutsa da birazcık da olsa ferahlık hissi veriyordu çıplak bedenine. Üzerinde korkudan bir titreme hissi vardı. Fakat perinin sıcaklığını üzerinde hissetmek güzeldi.Gözlerine bakıp sarf ettiği cümleler fazlasıyla ürkütücüydü. Acımasız bir adamın kollarında olduğu izlenimi canını sıkıyordu. Ama onun elindeydi. Yaptığı kötülüklere karşılık küçük ya da büyük bir cezaydı belki çekeceği. Bedeninde hissettiği ufak bir yorgunluk hissiyle perinin de üzerinden kalkmasını fırsat bilip gözlerini yumdu. Hele kelepçelerin de çözülmesi hissinin verdiği rahatlıkla iyice gevşedi. Beklediği fakat istemediği hamleyi yapmayacağını düşünüyordu ki. Bilekliğin bedenine dokunuşuyla korku ve ürpertiye kapıldı. Bileklik takıldıktan sonra bilekliği yaptığı büyü gereği hissetmeyecekti ve hissetmedi de. Bilekliğin de afrodizyak etkisiyle yorgun bedenine rağmen periyi yatağa yatırdı ve kedi gibi hırlayarak perinin üzerindeki şortu vahşi bir kaplan gibi parçalayarak üzerine ayırdı. Dudaklarıyla perinin erkekliğini kıvama getirdği an ağzında ritmik hareketlerle öpücüklere boğuyordu. Saçının kavrandığını hissettiği an sert hareketleriyle perinin iyice kabaran uzvu ağzına girip çıkıyordu. Bir et parçasıymış gibi geriye fırlatıldığında bile içindeki haz duygusu kaybolmuyordu. Bütün yaptığı eylemlerde hep daha hızlısını istiyordu. Memelerini sıkması, kalçalarını sıkması, poposuna inen şaplaklar Franceska’yı adeta kudurtuyordu. Azgın bir hatuna dönmüştü. Yorulup enerjisi bitene kadar süründü ve başını perinin sinesine ve elini de perinin beline dolayarak yanına sızdı.
En son Fransisco Armani tarafından Paz Mart 01 2015, 23:03 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Paz Şub. 22 2015, 21:45 | |
| Cadıyı parçalara ayırmayı, bedeninde derin kesikler açmayı çok hayal etmiş ve planlar yapmıştı. Şimdi ise bunları yapabilirdi. Elinde bir bıçak ve savunmasız bir cadı ile her şey basitti. Aslında fazla basitti. Basit şeylerden hoşlanmazdı yada sıradan... Sırf o yüzden yatağa attığı her bedeni ertesi gün değiştirmiyor muydu? Yinede bu cadının büyülerle yapılmış dişi bedeni ilgisini çekiyordu. Bu yüzden de seks kölesinin o olmasından gayet zevk alacaktı. Bileğine bileklik takılı cadı yorgun bedenine rağmen atağa geçtiğinde itildiği yatağa uzandı. Erkekliğini saran dudakların verdiği hazla cadının saçlarını kavradı. Lanet olası gerçekten de zevk veriyordu bu yüzden de inlemeleri hırıltı seslere dönüşmüş, kavradığı başını ise daha hızlı bastırmaya başlamıştı. İyice kıvama geldiğinde sertçe saçlarını kavrayıp cadıyı geriye itti ve hiç beklemeden içine girdi. Canı yanan cadı acıyla inlerken bile umursamadan sertçe gel git hareketlerine başladı. Acısına rağmen daha fazlası için yalvaran cadıya daha fazlasını verdi. Bir süre sonra içinden çıkarak onu ters çevirdi ve daha derinlerine ulaşmak için yeniden içine hamle yaptı. Poposunu kızartacak hatta morartacak vuruşları eksik etmeden sert sevişmesini sürdürdü. Yeniden ters çevirdiği cadının içine yeniden abandığında bu kez hedefi muhteşem görünen göğüslerin kendisiydi. Acımasız diş izleri teninde ulaşırken cadı bir çok kez tatmin oldu. Nefesi kesilip artık dayanamayacağı hale geldiğinde cadının içini tohumları ile doldurdu. Nefes nefese bir halde yatağa uzandığında kendine gelmeye çalışırken cadının kedi misali üzerine kıvrılmasının ardından sızmasını seyretti. Genelde üzerinden iterdi ama bugünlük kendisine de dinlenme izni verdi Sonuç yarın gün uzundu ve gözleri kapanmadan evvel yapacağı acımasızlıklarla dudakları kıvrıldı.
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Paz Mart 01 2015, 23:05 | |
| Sert sevişmenin verdiği acı, ve baş döndüren yorgunluk aldığı hazzın yanında hiçbir şey di. Ölümüne seks dedikleri bu olsa gerekti. Vücudununun artan sıcaklığıyla adeta içten yanmalı bir fahişe misali yanıp tutuşuyordu. İnlemeleri hem acıdan hem de zevktendi. Hele çıkardığı tiz sesler her ne kadar kulak tırmalasa da hazzın göstergeseydi. Bir et parçası ya da bir oyuncak gibi oynuyordu peri onunla. Nefessiz kaldığı ve tükendiği bir anda içine düşen sıcaklıkla gürültülü bir oh çektiğinde bile hazzı içinde hissettiğini hatırladıkça zevke geliyordu. Sabah uyandığında saatin epey geç olduğunu fark ettiğinde biraz ürkmüştü. Olmaması gerektii yerde olduğunun verdiği pişmanlık ve haz beynine dank ettiğinde ve yaptığı plandan geri kalışı onu kokutuyordu. Hemen güzle bir banyo yaptı. Saatlerce küvetin içinde bulduğu aromatik mesaj yağlarıyla vücudunu pamuk helva kıvamı gelinceye kadar durdu. Sanki hemen gitmesi gerektiğini bilmiyormuş gibi. Bir de üzerine üstlük yaptığı makyaj da neyin nesiyse artık denilecek cinstendi. Perinin bornozlarından birini geçirdi üzerine aşağıya mutfağa inip bir şeyler atıştırdı. Çok sevöese de perinin aromatik kahvelerinden birkaç fincan içti ve biraz da meyve yedi. Dün gece çok yorulduğu için. Hemen odaya gidip üzerine bir şeyler geçirdi. Kapıyı açıp çıkmaya yeltendiği an karşısında Jace’i görünce öncebir korku hissetti. Kalbi güm güm atıyordu. Korkulu gözlerle periye baktı. Çok kısa bir üç saniyelik zaman diliminin ardından bilekliğin de etkisiyle cinsel bir çekim hissetti periye karşı. Fakat perinin dövüp tecavüz edeceği fikrie kapıldığı an. “Sen!” diyebildi kekeleyerek kısık bir sesle.
| |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Perş. Mart 05 2015, 20:37 | |
| Kölesi olan ateşli cadıdan son derece acımasızca faydalandı. Hala geçmişte ona yaptığı şeyin intikamını alma çabasında olduğu için acımayı bir kez bile aklına getirmiyordu. İşin aslı birine yada bir şeye acımayı biliyor muydu? Çocukluğu bile hiç bir şekilde sıradan geçmemişti. Sanki geleceğin psikopatı olacağı o zamanlardaki bakışlarında gizliydi. Şimdi olanlar ise onu şaşırtmıyordu şu an ki kurbanı da şaşırmamalıydı. Üstelik şu anki kurbanı her yapacağı hareketi sonuna dek hak ediyordu. Gözleri kapanmadan önce onunla oldukça sert ve ateşli dakikalar geçirmiş olsa da işkenceleri elbette bununla sınırlı olmayacaktı. Onu kullanacaktı. Acısını iliklerine kadar hissedecek belki de kendi kanında boğulmasını izleyecekti. İşte bu denli bir psikopattı ve rüyası bile planları dahilinde işliyordu. Herkes rüyalarında bir şeyler görürdü. İmkanı olan yada imkansız şeyler. Jace ise rüyalarında bile yapacağı şeyleri görürdü. Planlar ve bir sonraki günde yapacağı şeyleri düşünmeden düşündüklerinin ona ne denli haz vereceğini beklerdi. Çoğu zamanda hissettiği haz bedenini ve ruhunu tatmin ederdi. Şu an da rüyasında gördüklerinden kesinlikle memnundu. Uyanıp gerçeğe çevirmek için adeta kıvranıyordu. Gözlerini açtığında yatağın boş olan kısmına baktı. Kaşlarını çatıp ayaklandıktan sonra altına bir şort geçirdi. Büyüsüz bir cadı fazla uzaklaşamazdı üstelik onun hala çok yakında olduğunu hissettiğinde seri adımlarla yanına gitti. Cadının aniden önüne çıktığında gözlerinde gördüğü korkudan haz aldı. Büyü mırıldanıp tüm çıkış yollarını cadı için imkansız hale getirirken yüzü şeytani parıltı ile süslendi.
"Nereye gidiyorsun köle... Efendinden izin aldığını hatırlamıyorum... Şimdi mutfağa git yiyecek bir şeyler hazırla ve yaparken de dua et. Damak tadıma uygun bir şeyler olsun. Yoksa mutfaktaki tüm keskin aletleri teker teker bedeninde test ederim..."
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Perş. Mart 05 2015, 23:46 | |
| Üzerine yürürken korkak ve titrek bir adım attı. Perinin dediği şeyi yapmaktan başka çaresi yoktu. Korkak gözlerle periye bakarken geri adımlarla mutfağa doğru ilerledi. İstemeyerek de olsa bir şeyler hazırlamalıydı. Basit bir sandiviç hazırlamayı tercih etti. Biraz kaşar biraz salam biraz domates biraz marul derken bir şeyler hazırlayıp perinin önüne koyacaktı. Hiç sorgulamadan hakaretlerine karşı kendisini savunmasız hissetmesi yeteri kadar sinir bozucuydu onun için Kendisini savunmasız ve korkak hissetti. Hazırlarken kendisini huzursuz hissediyordu. Elleri titremeye ve vücudunda yanma hissetmeye başladı. Titrek bir elle yavaşça önündeki sehpaya bıraktı. “Buyur.” Biraz da somurttu. Koyarken eli titriyordu. Korktuğu şeyin başına gelmemesine şükrediyordu. Bir perinin hele de Jace’in elinde ölmeyi istemezdi. Fakat perinin tepkisiz duruşu onun sadist ve şiddet yanlısı kişiliğini iyi biliyordu. İşkillenmişti. Ama hala korkuyordu. Kendini düşündü bir an. Şu an düştüğü durumu, savunmasızlığını, zayıflığını ve de acizliliğini. Aklını kullanmayı seven cadı tükenmişti bir yerde. Perinin yanından gitmesi şüpheli kaçacağını düşünmüştü. Yanındaki koltuğa oturdu ve ellerini koltuk altlarında birleştirdi. Biraz da suretini somurttu. | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar C.tesi Mart 07 2015, 15:02 | |
| Yaşadığı haz ve bir o kadar da öfke dolu zamanlar da cadının kaçmaması için önlem almayı unutmuştu. Bu yüzden uyandığında onu yanında görememek saniyelik de olsa canını sıkmıştı. Ama sonra hissettiği ve hatırladığı gerçekle şeytanca gülümsedi. Fare büyüsüz uzaklaşamazdı. Onu korku ile sindirerek önüne geçtiğinde emir vermeye başladı. Bu işten gerçekten haz alıyordu. Cadıya bir peri olarak emir vermek gerçek anlamda imkansıza eşdeğerdi. Ama şu an bunu bir cadıya yapabiliyordu dahası yapmaya da devam edecekti. Önüne konulan sandviçe bir süre baktıktan sonra gözlerini asık suratlı cadıya çevirdi.
"Sen benimle dalgamı geçiyorsun cadı? Eğer öyleyse sanırım tenindeki morlukların yanında kızıl oluşturmanın zamanı geldi demektir..."
Hızla ayağa kalkıp mutfakta aldığı son derece keskin bıçakla odaya döndüğünde cadıyı bıraktığı yerden biraz uzakta buldu. Korkusunu hissediyordu. Haklıydı da korkmalıydı. Ama kurtulmayı düşünüyorsa kurtulması imkansızdı. Saçından tuttuğu cadıyı duvara yapıştırarak bıçağı yanağına batırıp kırmızının en güzel renginin teninin üzerinde oluşmasını sağladı.
"Geçirdiğimiz onca ateşli dakikadan sonra bir sandviçle tatmin olacak değilim cadı. Ayrıca zaten hakkını kaybettin. Yemek öncesi biraz daha eğlenelim. İşin aslı eğlenecek olan benim. Bundan sonra senin yapman gereken tek şey çığlık atmak... Yüksek sesle bağır cadı çünkü daha azıyla beni tatmin edemezsin..."
Büyü yaparak cadıyı duvara bağlı bir konuma getirip. Bıçağı bedeninde gezdirmeye ve kıyafetlerini yırtmaya başladı. Bıçak kıyafetlerini keserken tenine de çizikler atıyordu. Cadı çırılçıplak kaldığında bir adım geri çekilerek şaheserine baktı. Morluklar, kan ve çizikler... Bedeni bunlarla tahrik olurken bağlama büyüsü kaldırıp yeniden saçlarını kavradı ve çekti, evet çığlık güzeldi. Dizlerinin üstüne çöktürdüğü cadının başını hafifçe yukarı kaldırıp bıçakla bir kez diğer yanağını çizdi.
"Şimdi köle beni dudaklarınla tahrik etmeye başla sonrasında seni son derece sertçe becereceğim, büyük ihtimalle bir kaç gün yürüyemeyeceksin..."
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Paz Mart 08 2015, 19:42 | |
| Mutfağa gittiğinde ilk başta biraz fazla korkmuştu. Refleks olarak geri geri periden uzaklaşarak adım attı. Birkaç saniye de olsa kendisini telkin bile etmişti. Fakat elinde bıçakla sadist periyi gördüğünde korkusunun yersiz olmadığını fark etti. O lafın ve öfkenin üzerine normal bile sayılırdı elindeki bıçak. Direnmedi, istemsizdi hareketleri. Korku, bütün bedenini ele geçirmişti ve diğer duygularını da fazlasıyla bastırmıştı. Perinin ellerini saçlarında hissettiğinde üzerine bir titreme gelmişti. Perinin kesik nefesini ensesinde hissetmişti. Soğuk bıçak yanağında dolaştığında bile hafif de olsa canını yakmıştı. Vücudundan salgılanan adrenalin ve onu keskinleştiren bileklik acısını hafiletse de korkusundan çığlıklar atmıştı. Perinin büyüsünün etkisiyle duvara sabitçe yapıştığında çizikler, morluklar bedenini kaplamıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Başında acı hissediyordu. Perinin pantolonu içerisinde kabaran uzvuyla karşı karşıya geldi. Saçından kavrandığını artık hissetmiyordu. Çok geçmeden de diğer yanağını da çizdi. Avazı çıktığı kadar çığırdı. Korkuyordu, hiç istemese dahi itaat ediyordu. “Ne olur, bırak artık da gideyim. Gitmem lazım.” Hıçkırıklar içinde savunmasız bir kadın gibi ağlıyordu. Ölmemek için girdiği bu durumu ölümden beter olarak yorumlasa da bu haline bile şükretmesi gerektiğini fark ettiğinde başını kaldırıp perinin gözlerinin içine baktı. Kalp ritimleri gitgide hızlanıyordu.Elleriyle pantolonunu sıyırdı perinin ve perinin kabaran erkekliğini zorla olmasına karşın içinden gelen büyük bir hazla ağzına almaya başladı. Gitgide hızlı yapıyordu. Fakat her ne kadar bu durum bilekliğin de etkisiyle hoşuna gitse de perinin yapabileceklerini düşündüğünde korkuya kapılması içten değildi.
| |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Paz Mart 08 2015, 22:18 | |
| Mutfaktan aldığı bıçakla vakit kaybetmeden eğlenmeye başladı. Ona bir şans vermişti, eğer düzgün bir şeyler yapabilseydi zararsız bir gün geçirebilirdi. Ama şimdi tüm savunmasızlığı ile elleri arasındaydı. Ona yapmak istediği onca şeyin arasından seçe seçe yaptığı işkencelerin sonunda onun çıplak ve yaralı bedeninden tahrik olduğunu bacaklarının arasındaki kabaran uzvu belli ediyordu. Bu oldukça sapkın bir durumdu ama mantıklı düşünmüyordu. İçinde azalmayan nefreti, yapmak istediği işkenceler varken mantık ona uğramayı kesmişti. Son emri ile dizlerinin üstüne çöktürdüğü cadıya baktı. Yalvarmalarını duyduğunda sadistçe bir kahkaha attı.
"Bırakmıyorum. Gitmiyorsun. Ben sıkılana kadar da kölem olmaya işkence görmeye devam edeceksin... Göz yaşlarında, yalvarmaların da umurumda değil cadı"
Şortuna uzanan eller den sonra istediği alacağı düşüncesi ile gülümsedi. Dudakları sertliğini kavradığında saçlarını kavramayı bir an bile bırakmadı. Ağzının içindeki istediği şekilde kontrol ederken hızlı gelgitlerin arasında cadının ağzına patladı. Ama ona nefes alacak bile fırsat vermeden ağzının içinde yeniden sertleşti. Ağzından çıkıp cadıyı dizlerinin üzerinde becermeye başladığında elleriyle mor ve kızıl tenini acımasızca okşamaya başladı. Dokunuşlarında zevk vermek gibi bir düşüncesi yoktu sadece acı veriyordu. Sert hamlelerine olabildiğince devam ederken cadıyı değişik pozisyonlarda saatlerce becerdi. Cadının hareket edecek hali bile kalmamıştı. Acımasızca sömürdüğü bedeninden sonra dediğini yapmıştı. Cadı kesinlikle bir kaç gün düzgün yürüyemeyecekti. Franceska'nın bedeni gereksiz bir eşya gibi koltuğa attıktan sonra kendini banyoya attı. Uzun bir duştan sonra karnını doyuracak yemekler sipariş etti. Gelen yemekleri afiyetle mideye indirdikten sonra oturma odasına geçti.Cadıyı saçından kavrayıp koltuğun ucuna doğru itekledikten sonra ayakları ile dürttü.
"Hadi kalk bakalım... Kendini temizle bana yaptığın gereksiz sandviçi de kendin ye... Bir kaç saat sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz. Seni itaatkar bir köleye çevireceğim itiraz etmemeyi zorla da olsa öğreneceksin. Tabi acı çekmekten zevk alıyorsan o ayrı bedenini kızıla boyamak gerçekten haz verici "
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Paz Mart 08 2015, 23:48 | |
| Peri, saçından kavrayarak hareketlerini hızlandırdı. Nefessiz kaldığı anlar bile olmuştu. Burnundan güçlükle sert ve kesik nefesler alıp veriyordu. Ağzına tohumlarını bıraktıktan sonra sertçe bir et parçasıymış gibi ittirildi peri tarafından. Vücuduna ve haz verici yerlerine sert hamleler uyguluyordu. Memelerini ve uçlarını sıkıyordu. Diş izleri, perinin kendi sinesinde boğulması her ne kadar acı verse de haz duygusu önüne geçiyordu. Hızlı hızlı iniltilerle nefes alıp vermesi sıklaştı. Kalbi olduğundan ve gereğinden daha hızlı atıyordu. Sertçe geri çevirdi ve uzvunu pat diye Franceska’nın içine geçirdi. Büyük bir çığlık kopardı. Acımasızca kalçalarını kavrayıp hızla içine girip çıkıyordu pat pat sesleri eşliğinde. Diğer yandan da hakaretler ve küfürler serf ediyordu. Canı çok yanıyordu. Fakat bu ona haz vermiyordu. Uzunca süre bu devam etti. Fazlasıyla ikisi de terlemişti. Aşırı su kaybından ara gözü kararıyordu. Yanakları kıpkırmızı olmuştu. Tekrar çevirdi ve bu sefer de bacaklarından tutup aynı işlemi yaptı. El ve ayak parmak uçlarında uyuşma hissetti. Gözleri daha sık kararıyordu. Ellerini perinin omzuna koydu. Derin ve hafifçe inliyordu. Yan yatırdı ve bir sürü değişik hareketler denedi. Sıcak sıvılar içine boşaldığında bir et parçasıymış gibi kenara ittirdiğinde ağlamaya devam etti. Daha sonra da sızıp kalmıştı. Uyandığında tüm bunların birer kabus olmasını diliyordu. Ama öyle olmamıştı. Her şey gerçekti. Olur, olmaz ağlamaya devam ederek sandiviçi yedi. 2 Ay Sonra Günlerce seri tecavüzlerine ve hakaretlerine maruz kalmıştı perinin. Arada zincire de bağlıyordu Franceska’yı. Gördüğü şiddetin ve tecavüzün haddi hesabı yoktu. İtaatkar olmaktan başka çaresi yoktu. Ruhsal sağlığı iyiden iyiye bozulmuştu. Epeyce de kilo almıştı. Hem ruhsal hem de fiziksel olarak sağlığı iyiden iyiye bozulmasına karşın tüm gün evde tıkınıyordu. Sürekli baş ağrıları, mide bulantıları, el ayak şişmeleri, kusmalar, akıntı gibi birçok şeyi bir arada yaşıyordu. Daha da kötüsü 28 gün süreceğini zannettiği büyü neredeyse iki ay sürmüştü. Evde yaşadığı esir hayatı çekilmezdi. Peri ara sıra uğruyordu. Uğradığında da canına okuyordu. Eve başka kızlar getirdiğinde yersiz kıskançlıklara giriyordu. Fakat perinin öfkesini alıyor diye sesini çıkarmıyordu. Bazen perinin iyi tarafına geliyor, yaralarını iyileştiriyordu. Ani duygu değişimleri de yaşıyordu. En ufak şeyde gülme krizlerine giriyor, en ufak şeylerde alınıp ağlıyordu. Sık sık yorgundu ve halsizdi. Sık sık bayılıyordu. O zaman hiç çekilmez oluyordu.
Kendisini çok kötü hissettiği bir zamanda tekrar başı dönüyordu. Kenara tuttuğunda perinin geldiği yöne doğru ilerlemeye çalıştı. Güç bela duvara tutunarak doğru ilerledi. Perinin ellerine dokundu. Gözlerinin içine yalvararak baktı. “Ne olur çok kötüyüm bir doktor çağır.” Der demez perinin ellerini gevşekçe bırakarak yere yığıldı.
| |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Ptsi Mart 09 2015, 17:39 | |
| Kölesi ile geçirdiği zevk dolu saatlerden sonra onu bir çöp parçası gibi kenara attı. Ne bedenindeki yaraları ne de halsiz bedenini umursuyordu. Ölse bile umurumda olmayacağı kesindi. Onda bunun yaratacağı tek eksiklik eğlenceli oyuncağını kaybetmek olurdu, hepsi bu. Bir kaç saati kendi bedeni için iyi yönde kullandıktan sonra yeniden cadı ile ilgilendi. Ona uyguladığı türlü türlü işkencelerin en kötüsü tecavüz değildi. Belki de çoğu zaman cadı tecavüz edilmeyi bedenindeki onca yaraya tercih ederdi. Ama onun tercihi kimin umurundaydı? Doğru düzgün yatak vermediği cadıyı çoğu zaman zincire vuruyordu. Bu aşağılamanın onda yarattığı etkileri görmeyi seviyordu. Günler geçerken dışarı yüzü görmeyen cadının bedenen değil ruhen de çöküşünü izledi. Ağlamasını, yalvarışını dinlediği halde gram acıma hissetmedi. Onu bazı zamanlar karanlık evde tek başına bıraktı. Dışarıda işlerini sürdürdü hatta başka tenlerin tadına baktı. Bir kaç kez de eve Franceska'a rağmen kız attı. Sırf ne kadar değersiz olduğunu gözüne sokmak için... 28 gün sonra bitmesi gereken büyü iki ay olmasına rağmen bozulmazken onun ne zaman erkeğe dönüşeceğini merak etmeye başladı. Erkek bedenine de zarar vermek istediği için belki de onu canlı tutuyordu. Ama günlerdir olan hiç bir şey yoktu. Dahası artık sıkılmaya başlıyordu. Kilo alan cadı yavaş yavaş midesini bulandırmaya başlamışken onu becermeyi bile bıraktı. Sadece bedenine yaralar acıyordu.
Dışarıda işleri hallettiği bir günün sonuna doğru eve döndüğünde harap olmuş cadının zoraki adımlarla kendine gelişini gördü. Ona doğru bir adım bile atmıyordu. Sonunda ellerini tutan cadı ile göz göze geldi. Sözleri yeni bir yalvarış olurken önünde yığılan bedene baktı. Belki de ölüyordu. Ölse cesedi bir çöpe atardı ama erkek bedenine de işkence etmek isteyen yanı onu dürterken bedenindeki yaraları yok ettikten sonra doktor çağırdı. Dakikalar içinde doktor geldiğinde sadece sessizce olacakları bir köşeden izledi.
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Ptsi Mart 09 2015, 22:36 | |
| Uyandığında baya halsizdi. Doktor stetoskobuyla nabzını ölçerken doktorun sevinçliye kaçan surat ifadesi Franceska’yı biraz tedirgin etmişti. Kendisine geldiğinde karşısında kısık gözlerle bir doktor görmek hiç hoşuna gitmemişti. Kendisini çok yorgun hissediyordu. “Neyim var doktor?” Doktor önce bir yudum su alıp boğazını temizledi. “Çok önemli bir şeyiniz yok. Sanırım hamilesiniz. Yarın hastaneye gelip bir test yaptırın.” Duyduğunda şaşkınlıktan küçük dilini yutmuş gibi olmuştu. Başından kaynar sular akmış gibi olmuştu. Alaycı bir şekilde gülümsedi. “İyi de bu imkânsız...” Şaşkınlığını gizlemesi gerektiğini fark etti. Ne yapacaktı şimdi? Korkudan bir titreme geldi üzerine. Biraz düşündüğünde hem ruhani hem de fiziksel olarak bir kadın olduğunu ve bir buçuk ay gibi seri tecavüzlerine maruz kaldığını hatırladığında gayet normaldi.’Olmaz’ “Neden imkânsızmış, gayet sağlıklı bir kadınsınız.” Biraz daha tedirgin oldu. Gözü periye takıldığında korkmuştu.’Ne olacak şimdi? Ben ne yapacağım?’ Biraz gülümsedi. Olayı geçiştirmeye çalıştı. “Neyse ben yarın uğrarım. İsterseniz kesin bir şey olmadan sevgilime söylemeyin.” Aceleyle var gücüyle doktoru kolundan tuttu. “Sadece yarın tetkikler için hastaneye gitmem gerektiğini söyleyin. “ Korkulu gözlerle doktorun perinin yanına gidip konuşmasını seyretti.Heyecandan ve korkudan kalbi güm güm atıyordu. | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Salı Mart 10 2015, 22:01 | |
| Zevk dolu onlarca günün ardından gerçekten sıkılmaya başladı. Artık Fraceska'nın iğrenç bedenine cinsel hiç bir çekim hissetmezken dahası midesini bulandırmaya başlamıştı. Sabırla bedeninin yenden erkek olmasını bekliyordu. Ama geçen onca gün var olmayan sabrını da tüketmişti. Ayaklarına kapanıp yalvaran cadıyla derin bir nefes aldı. Bu iş için sadece bir kaç günü vardı. Eğer hala değişim olmazsa onu öldürecekti. Baygın cadıyı doktorun ellerine verdikten sonra sessizliğine gömüldü. Onu nasıl öldüreceğini şimdiden düşünüyordu. ama bir türlü karar veremiyordu, hangisi daha acılı olurdu ya da hangisi onu yeterince tatmin edebilirdi. Kendine içecek bir şeyler almak için mutfağa gittiğinde doktorun lanet işi bitirmesini bekledi. Sonuçta öldürmesi ve dahası yalvaran acı dolu bakışlarını görmesi için uyanık bir cadı gerekiyordu. Oturma odasına döndüğünde cadının uyanıp doktor ile konuştuğunu gördü. Yüzünde sahte bir mutluluk ifadesiyle doktora giderken cadının korku dolu kalp atışlarını hissetti. Ters bir şeyler vardı ama ne? Doktor hastaneye gitmesi için bir şeyler zırvalarken gözlerinde gördüğü şeyden hiç hoşlanmadı. Yalan söylediğini hissediyordu, kokusunu alır gibi. Doktoru biraz sertçe tutup iki salladıktan sonra gerçeği şakıması ile bir anda dondu. Ardından doktorun kaçar adımla evden ayrılışını izledi ve kurbanı ile göz göze geldiği ilk anda kahkaha atmaya başladı.
"Sanırım neden ilk gün tohumlarımın peşine düştüğün belli oldu. Şu işe bak erkekten dönme bir cadıyı bile hamile bırakabiliyorum, bu cidden komik"
Cadıya yanaşıp saçlarını sertçe kavrayıp koltuğun sırt kısmına kafasını vurdu. Hamile olması, karnındakinin kendi kanından olması umurunda bile değildi. İşin aslı herhalde en büyük ceza o bebeğin doğmasına izin vermek olurdu belki de onun doğum yaparken kıvranarak can vermesini izleyebilirdi neden olmasındı.
"Sanırım baba olmaya hazır değilim, yaratık. Anlat bakalım bir periden hamile kalmak nasıl bir duygu Fransisco"
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Çarş. Mart 11 2015, 00:17 | |
| Doktorun canını zor kurtarması ve evden yaka paça kaçması canını sıkmıştı. ‘Olamaz! Şimdi yandım.’ Peri üzerine üzerine üzerine gelirken epeyce korkmuştu. Bütün olanlar film şeridi gibi gözünün önünden akıp gitmeye başlamıştı. Hele de psikopatça kahkahası ve zırvalıklarını dinledikten sonra. Kendisini bir adım daha periden uzaklaştı. Fakat korktuğunu çok belli ettiğini fark ettiğinde gayet ciddi ve dimdik durdu karşısında.Rol yapıyordu. “Saçmalama! Kaç sene önce olan bir şey. “Perinin kulağına doğru yöneldi. Sanki eşit bir durumdaymış ve şu an düştüğü durumda değilmiş gibi hafif güçlü ve tehditkar bir ses tonuyla perinin kulağı na dişlerini sıkarak biraz da öfkeye kaçan bir ses tonuyla konuşmaya başladı. ”İnan bana şu an düştüğüm durumu yaşamamak için her şeyimi verirdim.” Periyi öfkelendirmiş olacak ki kendisine yanaşıp saçlarını sertçe kavrayıp koltuğun sırt kısmına kafasını vurdu. Canı yanıyordu. Hele de kinayeci ve alaylı lafları bir o kadar da kalp kırıcıydı. Canı yanmıştı. Sinirlendi. Uzun süredir böyle sinirlenmemişti. Şu an için güçsüzdü ve acizdi. Ama kendisine laf düşmüştü. Perinin elinden var gücüyle kurtuldu. Periye var gücüyle göğsüne yumruklar savuruyor, diğer yandan da hıçkırıklar içinde ağlıyordu. “Lanet olsun sana pislik herif!” Periyi yumruklarıyla yerinden bile kıpırdatmaya yetmemişti. Dizlerini kırdı, ve yere yığıldı. Ve elleriyle yüzünü kapatarak ağlamaya başladı. | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Çarş. Mart 11 2015, 23:45 | |
| Cadının hamileliği beklediği en son şeydi. Aklı almıyordu, bu nasıl mümkün olabilirdi? Cadı bir erkekti yani orijinal hali ile şimdi ise büyüden dolayı kadın olduğu ortadaydı. Onunla geçirdiği onca hoş zamanda korunmak aklına bile gelmemişti. İçinde hala bir şüphe olduğundan kendi büyüleri ile de kontrol etti. Evet hamileydi. Durum sahiden de trajikomikti. Ama asıl komik olan cadının birden kendine diklenip karşı gelmesiydi. Bunun hıncını kafasını koltuğa vurarak çıkartırken bedenine attığı zayıf yumruklarla şeytani ifadesi yeniden suratına yerleşti. Kafası tam kapasite çalışırken bir karara vardı. Onu öldürmekten daha beter edecek durumların başında onu hamile haliyle sokağa atmak olurdu. Büyüsü olmayan yaralı bir cadının daha doğrusu bu durumda yaralı bir kadının başına gelecekleri düşünebiliyordu. Bu arada dizlerinin üzerine çöküp ağlayan cadıya baktı. Hiç bir acıma duygusu hissetmiyordu. Cadıya karşı öylesine duygusuzdu ki onu sokağa atmaya karar verse bile bunu özel bir vedayla süslemeye karar verdi. Veda kesinlikle acı verecekti. Saçlarından tutup onu yatak odasına götürdü. Oyuncakları oradaydı. Onu iki aydır bağladığı zincirlere kelepçeledikten sonra gözlerinin içine baktı.
"Sana istediğini vereceğim cadı, özgür olacaksın ama biraz daha eğlendikten sonra... Sana tavsiyem çığlık atmaya başla"
Cadının üzerindeki kıyafetleri yırttıktan sonra iç çamaşırları ile kalan cadının kıyafet ile zor kapatacağı yerlere ucunu ısıttığı hançerlerle kendinden izler bırakmaya başladı. Her kesik ve darbe de Franceska'nın çığlıkları odayı dolduruyordu. Bunun verdiği zevki özleyecekti ama sadece acı dolu çığlıkları... Bedeni umurunda değildi, becermek istedikten sonra bulması zorda değildi. Bir kaç saatlik süren eğlencesinden sonra yarı baygın cadıyı biraz büyüyle kendine getirdi. Yaralarını, izlerini iyileştirmemiş sadece kan kaybetmesi birazcık engellemiş ve bedenine hareket edeceği minimum enerjiyi vermişti. Üzerine oluşturduğu incecik kıyafetle onu kolundan tutarak malikanenin dışına çıkardı.
"Artık özgürsün, Franceska... Karnındaki yaratığa ne yapacağın umurumda bile değil... Sana tek tavsiyem tekrar karşıma çıkma gerçi bundan sonra yaşayabileceği pek sanmıyorum ama... Yine de yaşarsan benden uzakta iğrenç yaşantını sürdür... Yoksa bundan bile daha acımasız olabilirim beni artık tanıyorsun..."
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Perş. Mart 12 2015, 00:30 | |
| “Canın Cehenneme pislik!” Saçlarından tutup yatak odasına götürdü. Bütün kıyafetlerini yırttı. Artık direnmiyordu. Sıcak hançerin vücudunda yarattığı kesikler canını yakıyordu. Bütün çığlıkları odayı doldurdu. Boğazı paralana kadar çığlıklar atıyordu. “Lütfen yeter yapma artık.” Hıçkırıklar içinde ağlıyordu. Var gücüyle direnmeye başladı. Direndiğinde peri daha acımasız oluyordu. Gördüğü işkencenin haddi hesabı yoktu. Bittiğinde şükrediyordu haline. Yarı baygın haldeyken Franceska’nın kan kaybetmesini engellemişti. Kolundan tutup yağmurlu bir havada ince bir kıyafetle dışarı fırlatmıştı. “Piç kurusu!” O esnada periye lanetler okuyor ve küfürler yağdırıyordu. ‘Şimdi ne yapacaktı? Nereye gidecekti? En ufak bir fikri daha yoktu. Kesikler canını yakıyordu. Üşüyordu, halsizdi. Bu kuş uçmaz kervan geçmez yerde yapayalnızdı. Hıçkırıklar içinde burnunu içine çeke çeke ağlıyordu. Hamileliğin ve hormonların etkisiyle daha duygusal olmuştu zaten. Vücudunun her yeri saç diplerine kadar ağrıyordu. Ne yapacağını bilmende karanlığın içinde ormana doğru yürümeye koyuldu. Tehlikenin eşiğinde doğru gidiyordu. Bir ağacın önünde biraz dinlendi. Yağmur tüm bedeni yıkamıştı çoktan. Muhtemelen yarına zatüre olup öleceğini düşünmeye başladı. Düşünmek dehşet demekti. Bir ağacın tepesine çıkıp biraz uzandı. Peri onu ölüme terk etmişti. Öfke hissediyordu. Bilekliğin gücünü bastıran bir öfke… Bilekliği düşündü. Kendi büyüsünü yenmişti. Bilekliği çıkardı. “Bileklik.” Diyebildi iç sesiyle kendine. Morali iyiden iyiye bozulmuştu. Bir yandan ağlıyor, diğer yandan da kahkahalar atıyordu. Sabah olduğunda kendisini çok kötü hissediyordu. Sesleri kısılmış, burnu akıyordu. Ateşi de vardı ve cayır cayır yanıyordu. Kırgın ve halsizdi de. Bütün gücünü topladı ve halsiz de olsa yürüdü. Malikâneye geldiğinde tesadüf eseri arka bahçenin açık kapısından bahçeye girdi. Dün gece açık bıraktığı bahçe kapısından içeri girdi ve hole doğru bir yerlere tutunarak ilerledi. İyiden iyiye halsizdi. Son gücüyle yemek masasına tutundu. Bilekliği bırakıp iki elini de masanın üzerine koydu. Başının dönmesi yetmiyormuş gibi dünyası kararmaya başlamıştı. Bütün el ve ayaklarının boşaldığını hissettiğinde dengesini kaybedip olduğu yere yığıldı. [/color] | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar C.tesi Mart 14 2015, 16:46 | |
| Günler sonra yaptığı işkencenin sonucu şaşırtıcı olduğu kadar mide bulandırıcı olmuştu. Onun gerçek bir erkek olması yetmiyormuş gibi birde hamileliği vardı. Bu nasıl bir büyüydü anlamıyordu, işin aslı umurunda bile değildi. O bebek bile Fransisco için bir ceza niteliği taşıyordu ve bunu sonuna dek kullanmak adına ona özgürlüğü verdi tabi bir kaç saat işkenceden hemen sonra... Cadıyı bir daha görmeyeceğini düşünerek kendini banyoya attı. Bedenini suyla rahatlattıktan sonra alt kattan gelen gürültüyle aşağı indi. Franceska baygın bir şekilde yerde yatıyordu. O an bunun bir şaka olmasını diledi. Ona özgürlüğü vermişti her ne kadar bu özgürlük ona ölüm getirse de artık Jace'nin vereceği acılar olmayacaktı. Ama cadı büyük bir salaklık örneği göstererek geri dönmüştü. Bir an için kendi elleriyle bir mazoşist yarattığını düşündü. Diğer yandan ona işkence etmek bile içinden gelmiyordu. Bu ona iyilik olsun diye değildi. Sadece sıkılmıştı ve artık zevk bile alamıyordu. Öldürmeyi ise ona vereceği bir ödül olarak gördüğünden öldürmekte bir seçeneği değildi. Cadıyı bir çuval gibi kavrayıp koltuğa fırlattıktan sonra suratına sertçe bir kaç kez vurdu. Aslında büyü ile onu uyandırmaya çalışabilirdi ama bunu istemdi. Sonunda gözlerini açan cadıya baktı.
"Franceska mazoşist falan mı oldun? Ne diye geri döndün arkanı dönmen kaçman gerekiyordu dönmek değil. Bir kaç saat daha canın kanını mı görmek istiyor?"
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar C.tesi Mart 14 2015, 17:14 | |
| Gözlerini açtığında karşısında o şeytan kılıklı perinin yüzünü görmek hiç hoşuna gitmemişti. Ama buraya geri dönüşü ticariydi. Gece üşütttüğü için biraz öksürdü. Bedenini bir patates çuvalı gibi fırlatılmasından hazetmese de yorugunlukdan ve halsizlikten hissetmedi acısını. Boğazında yumru ve ağrı vardı. Sesleri iyiden iyiye kısılmıştı. Perinin alaycı sözleri her ne kadar canını sıksa da hiç aldırış etmeden konuya girdi. Önce başını arkaya doğru salladı. Burnundaki akıntıyı içine çektikten sonra sanki iğreniyormuş gibi periye baktı. Suratını biraz ekşiltti. “Buraya kanımı görmeye gelmedim.” Güçlükle konuşuyordu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra öksürdü. Tekrar burnundaki akıntıyı içine çekti. “Buraya kolumda unuttuğun bilekliği geri getirmek için geldim.” Bir kez daha burnunu içine çekti. Alaycı ve biraz da buruk kaçacak bir şekilde gülümsedi. Deminki iğrenme ifadesi yerini yahudi tüccarını andıran sinsi, pis ve şeytani kaçacak bir ifade almıştı. “Belki karşılığında bir şeyler kopartırım diye düşündüm.” Biraz daha kendine elmişti. Bir kez daha şiddetli bi şekilde başını ters çevirip öksürdü. Alaycı bir şekilde gülümsedi. Sanki ona acıyormuş gibi bakıyordu. “Biliyor musun aptalsın.”
| |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Salı Mart 17 2015, 19:34 | |
| Aptal cadının neden geri döndüğünü kendi kendine soruyordu. Cevabı ise bir türlü bulamıyordu. Zaten mantıklı bir şey bulsa şaşırırdı. Böylesine dengesiz, aptal ve anormal yaratığı mantıklı bir şekilde tanıtabilmek için anormal olmak gerekirdi. Kendisi de normal değildi ama onun kadar aykırı olmadığını biliyordu. Uyanan cadı konuşurken umursamazca onu dinlemeye başladı. Duyduğu cümle ile kahkaha attı. Bileklik için geri gelmişmiş, cadı gerçekten delirmiş diye düşündü. Yine de sessizliğini koruyup bir süre giderek daha da iğrenç görünen cadının sözlerini bitirmesini bekledi. Suratında acıyan ifadeyi gördüğün de duyduğu cümle ile hızla ayağa kalkıp saçlarını kavradı ve var gücü ile çekti. Muhtemelen bir çok saç teli bu çekmeden ötürü elinde kalmıştı.
"Ben aptalım öyle mi? Bence ben seni öyle çok hırpaladım ki bir yerler de beynini düşürdün. Benimle anlaşma yapabilmek adına elinde hiç bir silah yok cadı. Bilekliği ellerinden bir çocuğun oyuncağı alması gibi kolaylıkla alabilirim. Bir insan dan farkın yokken damarıma basmaya devam ettiğine göre beni iki aylık sürede hala tanımamışsın. Hadi biraz daha tanışalım..."
Hasta ve yitik bedenini koltuğa ittikten sonra bilekliği alıp odamda cadının asla geri alamayacağı büyülü bir kutuya kilitleyip cadının yanına giderek ayak bileğini kavradım ve onu sürükleyerek işkence odasına götürüp soğuk tezgaha yatırdım. El ve ayak bileklerini bağladıktan sonra tezgahın yanına her boydan bıçak ve hançerler getirdi.
"Şimdi narkozsuz kürtaj işlemine hazır mısın? Ben işlemi yaparken sende hangimizin daha aptal olduğuna karar vermeye çalış."
| |
|
| |
Diana Maurice Cadı
Mesaj Sayısı : 1172 Kayıt tarihi : 30/07/14 Yaş : 31
| Konu: Geri: Unutulmak İstenen Zamanlar Salı Mart 17 2015, 23:58 | |
| İsyanının dönütü son derece sert olmuştu. Saçlarının birazı perinin elinde kaldı. Canı çok yanıyordu. Büyük bir çığlık kopardığında da… Koltuğa ittikten sonra çaresizce ağlamaya devam etti. Arada bir hıçkırıyordu. Periyi tanımayacak kadar nasıl aptal olmuştu. Diğer yandan hastalıklarla boğuşuyor bir diğer yandan da periyle. Şu an düştüğü durumdan kurtulması gerekliydi. Akıllılık edeyim derken aptallık etmişti. “Aptal peri doğacak çocuklar onu daha güçlü kılacağını nasıl tahmin edemez.” Son ana kadar söylemeyecekti. Bacağından sürüklendiğinde iyiden iyiye haşat olmuş bedeni daha da pejmürde bir hal almıştı. Biraz daha zorlasa öleceği kesindi. Hasta bedeni bir kum çuvalından farksızdı perinin gözünde. Soğuk tezgâha fırlattı Franceska’yı. Biraz dirense de daha doğrusu denese de direnmeyi, bu esnada çoktan bağlanmıştı eli kolu. Söylediklerini duyduğunda kan beynine sıçramıştı. Daha önce hiç yaşamadığı belki de hiç yaşayamayacağı şeyi yaşadı. Annelik içgüdüsünü… Bedenini zorluyordu. Daha önce hiç koparamadığı tizlikte ve gürlükte boğazını paralarcasına bir çığlık kopardı. Perinin elleri kesici aletleri gidince iyiden iyiye telaşa kapıldı. Son derece ksık sesiyle ve kesik kesik nefesiyle. “Bu çocukların seni daha güçlü kılacağına hiç aklın ermiyor mu salak peri? Aptalsın, kendi elinle büyük fırsatı tepiyorsun.” Peri eline kavradığı bıçakla Franceska’nın karnına doğru saplamaya giriştiğinde var gücüyle gözlerini yumup çoktan ecel terlerini dökmeye başladı. Ta ki onu kadına çeviren güçlü cadının yani Rosalinda’nın gelip Jace’i bayılttığında heyecandan çoktan bayılmıştı RP SONU | |
|
| |
| Unutulmak İstenen Zamanlar | |
|