Ofis ne kadar geniş gözükse de dağınıklıktan ve eşyaların çokluğundan dar bir odaya benzer. Fazla temizlenmediğinden odadaki neredeyse her yer toz ve kir doludur. Loş bir odadır ve kapının hemen önünde olan eski ve çatlak tahta masanın önünde beceriksizce yerleştirilmiş yaşlı bir sandalye vardır. Masanın arkasında ise odanın aksine ihtişamla parlayan kupalar, madalyalar ve ödüller bulunmaktadır. Pencereler ne kadar büyük olsa da oda batı cephesine baktığından geceleri haricinde hep karanlıktır. Kalan diğer yerlerde kitapları taşıyamıyormuş gibi görünen eski kitaplıklar, ilginç eşyalar, eski antika savaş aletleri ve silahları, duvarda bir samuray kılıcı, antika bir guguklu duvar saati, buruşturulup atılmış kağıtlar, not defterleri, bazı çizimler ve öğrencilerden gelen yazılar vardır.