| Lanetli Prenses | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Lanetli Prenses Salı Ara. 23 2014, 22:03 | |
| Sevdiği kadına dokunan şerefsize işkence etmeyi düşünürken Elise'in çığlıkları ile duraksadı. Kızın acısı hem aralarındaki bağ yüzünden fiziksel olarak hemde sevdiği kadına bir şey olacak endişesi ile duygusal olarak onu çökertmişti. Kızı elleri arasına alıp onunla ilgilenmeye çalışırken Anya'nın onu iyileştirmesi ile derin bir nefes aldı. Elise'in sorusu yüzünde acı bir gülümseme oluşturdu.
"Çünkü sen benimsin..."
Kurduğu tek cümleden sonra onu uyuttu. Tegan'ın da Jared'ı alaşağı ettiğini gördüğünde işlerinin bittiğini görerek memnun oldu. Elise artık elleri arasındaydı bu yüzden kime ne olduğunu pek de umursamamıştı. Tegan'ın teşekkürünü duyduğunda Elise'i kucağına alarak ayağa kalktı.
"Asıl ben teşekkür ederim... Bu karşılaşma senin sayende oldu..."
Ona minnettarlığını gösterdikten sonra Elise'i ait olduğu yere evlerine götürdü. Onu kuledeki başka bir odaya götürmüştü. Prensesini korumak isteyen bir prens gibi... Onu yatağa yatırdıktan sonra üstüne baktı. Yaralı olmasa da kıyafetleri pislik içindeydi ve kadını ile bu şekilde ilgilenmek istemiyordu. Banyoya gidip suyun onu rahatlatmasına izin verdikten sonra altına sadece bir şort giydi. Saçlarını kurulamaya bile zahmet etmeden kızın yanına oturdu. Yanaklarını okşayıp varlığının bir süre onu sakinleştirmesini bekledikten sonra kızın üzerindeki büyüyü kaldırdı. Uyandığında muhtemelen ondan kaçacaktı. Buna bir şekilde kendini hazırlamaya çalıştı. Ama sevdiği kadının duygusuz bakışlarının kalbine zarar vermesini nasıl engelleyecekti? Elise gözlerini yavaşça açarken hala yanağını okşuyordu.
"Uyan meleğim... Seni çok özledim..."
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Perş. Ara. 25 2014, 19:14 | |
| Savaş esnasında öldürmeye çalıştığı perinin sürekli olarak yaptığı savunma tuhaf bir hisle birlikte kafa karışıklığına neden olmuştu. Jace onu kolları arasına çekmeden saniyeler öncesinde silahını tamamıyla indirip dalıp gitmeyi başarabildiği gözlere sahip adamın derdinin ne olduğunu neden savaşmadığını sormak üzereydi. Araya sevdiği adam girip kendini öptükten sonra ise buna takılmamaya ve savaşa devam etmeye karar vermişti ancak hissettiği acı ile olduğu yere daha doğrusu tanımadığı perinin kollarına yığıldı. Canı delicesine yanarken onun kendisi için endişelendiğini görmek şaşırtmıştı. Karmakarışık duygular eşliğinde ne hissettiğinden bir haberken bunun nedenini sorduğunda duydukları kalbinin ritmini değiştirdi. Korkmuş muydu yoksa başka bir sebepten dolayı mı olduğunu pek fazla düşünemeden derin bir uykuya dalarken aklında kalan son şey aşık olduğu adamın yani jace’in onun yardımına koşmamış olmasıydı ve bu acıtmıştı.
Rüyasında yemyeşil bir yerde neşeyle koşuşturuyordu. Arkasında yüzünü tam olarak göremediği sesini net ayırt edemediği bir adam tatlı ve kışkırtıcı sözler söyleyerek onu kovalıyordu. Mutluydu. Uzaktan bir köpeğin havlama sesleri duyuluyordu. Yorulduğunu hissettiği anda arkasındaki kişi onu yakalayıp ağaca yaslamıştı. Elise heyecanla adama gülümseyip birkaç şey söyledi. Dudakları onun dudakları ile örtüldüğü esnada uyanarak gözlerini araladı. Garip bir rüya görmenin etkisinden tam olarak kurtulamamışken karşısında gördüğü peri ile çığlık attı. Şaşkınlıkla ‘Sen..’ diyerek onun yüzünü okşayan elini itekleyerek hızla doğruldu. Perinin üzerinin çıplak olduğunu fark edince hızla kendi üzerine baktı. Elbiselerinin üzerinde olduğunu gördüğünde rahat bir nefes alırken etrafa bakarak ‘Neredeyim ben ? ‘ diye sordu sinirle ardından bir evde olduğunu fark ettiğin de dayanamayarak ‘Sen kimsin? Kim olduğunu sanıyorsun da beni alıkoyuyorsun. ‘ diye isyan etti .
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Perş. Ara. 25 2014, 19:57 | |
| Savaş sırasında sevdiği kadının çığlığı kalp atışlarını saniyelik de olsa durdurmuştu. Nefesi kesilmiş bir halde Elise'i elleri arasına alırken onun iyileşmesi ile derin bir nefes alsa da kaçmaması için onu bayılttı. Tatlı meleğini kuleye getirdikten sonra bir süre onu izledi. İçindeki özlem duygusu hat safhada olsa da onun başka bir erkeği öptüğünde oluşan acı kendini hatırlatmakta gecikmedi. Mantıklı yanı bunu ona yapılan büyünün etkisi ile yaptığını söylese de aşık yanı bunu kabullenemiyordu. Kendini banyoya attıktan sonra biraz daha toparlandığını hissettiğinde Elise'in yanına geri döndü. Onun saçlarını bir süre okşadıktan sonra yanağına dokunarak prensesini uyandırdı. Kızın attığı ilk çığlıkla derin bir nefes alarak sessizce tepkisini izledi. Şu an ona göre onu kaçıran kötü adamdı. İşin aslı ise aşık olduğu kişi savaşta onu öpen adi değil, kendisiydi. Bunu ona nasıl hatırlatacağını ise bilmiyordu. Çünkü büyülerin bir cadı tarafından yapıldığı belliydi. Elise'in isyan ederek ayağa kalkması ile oda yataktan kalkıp kıza doğru bir kaç adıma attı.
"Beni dinle meleğim... Şu an kafan karışık biliyorum beni hatırlamıyorsun. Ama gerçek şu ki sen benim aşık olduğun kadınsın Elise... Bende senin sevdiğin adam Leon..."
Kızın odadan çıkmak için hamle yapacağını anladığı sırada onu bileğinden kavrayarak yatağa götürdü ve bedenini kendi bedeni ile örterek kızı altına aldı. Hareketlerini engelleyip gözlerinin içine baktı. Onun kendini tanımaması canını yakarken gözleri doldu. Bir erkek, üstelikte bir katil olarak göz yaşı döktüğü bir an hiç olmamıştı. Tabi iki gün önce Rose'un omzunda ağlaması dışında... Şimdi ise dolan gözlerine engel olamıyordu. Kızın bileklerini tek eli ile zapt ettiğinde yeniden yanağını okşadı.
"Elise lütfen hatırlamaya çalış, aşkım. Zor olduğunu biliyorum ama sen benimdin Elise... Seni öpen o lanet olası perinin değil..."
Ardından kendini daha fazla tutamayarak onun tatlı dudaklarına kapandı. İçindeki tüm özlemi onu göstermek adına öpücüğünü derinleştirdi.
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Paz Ara. 28 2014, 00:11 | |
| Gördüğü rüyanın etkisinde gözlerini araladığında savaştığı adamı yanı başında görmeyi beklemediği ve tam olarak kendine gelemediği için çığlık atmıştı. Hızla yataktan doğrulurken olanlar zihnine hücum etti. Son hatırladıkları ile onu baştan aşağı süzerken ben nasıl birinin elindeyim diye düşünmeden edemedi. Mezarlıkta ona o kadar saldırıp zarar vermişti ama o hiç karşılık vermemiş dahası yaralandığında elise için oldukça endişeli bir şekilde yardım etmişti. Niyeti neydi? Sen benimsin derken ne demek istemişti? Aklında bunun gibi milyonlarca soru olsa da öncelikli olarak öfkesini periye gösterdi. Onun ayağa kalkıp kendisine yaklaşırken bütün benliği ile kaçması gerektiğini bildiği halde onu orada tutan şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştı fakat başaramadı.
Duydukları şok ederken şaşkınlıkla'ne? Benimle oyun oynamaya mı çalışıyorsun?'diye sordu. Burun buruna geldiklerinde kaşlarını çatarak'Bu doğru olamaz' diyerek kapıya yönelmek istediği anda bileğinden tutulması ile çırpınarak'Bırak beni. Çek ellerini üzerimden' diye bağırdı. Ama peri onu dinlemiyordu bile bunu fark ettiğinde dişlerini öfkeyle sıkarken kendini yatakta buldu. Ayağa kalkmaya yeltendiği esnada bedeni leon tarafından örtülmüştü. Daha çok çırpınarak'Kalk üstümden.Dokunma bana' diye isyan ettikten çok kısa bir süre sonra bütün hareketleri engellenmişti. Sinirle ve onun kendisine dokunmasının verdiği karmaşık duygularla ona baktı. Elise farkında bile olmadan bir süre sonra perinin gözlerine dalıp gitmişti. Burnuna dolan koku beynini uyuşturmaya başladığında iç çekti. Bedeni istem dışı gevşemeye başlamıştı. Perinin son sözleri ile kendine gelerek derin bir nefes aldı. Kafa karışıklığı sesine yansırken'Sana neden inanayım?' diye sordu. Dudakları onun dudakları tarafından örtüldüğünde kalbi tekledi.
Kalp ritmi değişip olması gerekenden daha hızlı atmaya başladığında bunu endişelenmesi yüzünden olduğuna yormuş ama perinin algıladığı tadı ve tatlı öpücüğüne daha fazla dayanamayarak o da leon’u öpmeye başlamıştı. Kendine zorlukla hakim olmayı başardığı bir an onun dudağını sertçe dişledi. Peri geri çekildiğinde'Kes şunu' diye onu azarlamaya kalkıştı ancak bakışları ve sesi ona ihanet etmişti.
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Paz Ara. 28 2014, 23:23 | |
| Elise'in varlığı onu sakinleştirmiş olsa da bu sakinlik sadece o uyanana dek sürmüştü. Onun soğuk tavırları kalbine bıçaklar saplarken güçlü olmaya çalıştı. Savaşlarda güçlü olmak kolaydı ama şu an aşkının altında eziliyordu. Onu ezen ise bir zamanlar aynı şekilde onu delice seven kadındı. Açıklama yapmaya çalışsa da Elise'in hırçın tavırları yüzünden kaçmaya çalışacağını anladığı an onu yatakta altına aldı. Hareketlerini engellerken onun dokunma bana yakarışlarını görmezden gelmeye çalıştı.
"Sakin ol Elise... Seni bırakamam anlamıyorsun ben... Ben seni seviyorum..."
Bu noktadan sonrada onun tatlı dudaklarına kapandı. Onun sevgilisi olduğunu kelimelerle nasıl anlatabilirdi bilmiyordu. Üstelik onun inanmayan tavrı işin içine girdiğinde canını hiç olmadığı kadar yakıyordu. Onu öpmeye başladığında tadı çok çabuk esir olmasını sağladı. Öyle ki bileğini bile gevşetmiş onun bedenine dokunmaya başlamıştı. Aldığı karşılık yaralı kalbine biraz olsun iyi gelirken gömleğin üzerinden göğüslerini okşamaya başladı. Ama bu ona az geliyordu, onu öyle çok özlemişti ki kendini durdurabileceğini sanmıyordu. Tam gömleğini yırtmaya karar vermişti ki itildiği için öpücüğe ara verildi. Duyduğu tek cümle durmasını söylese de Elise'in bakışlarında gördüğü arzu ile gözlerinin içine baktı.
"Beni istiyorsun, bebeğim... Sen hatırlamıyor olabilirsin... Ama bedenin ait olduğu erkeği beni hatırlıyor, seninde hatırlamanı istiyorum, Elise... Seni seviyorum..."
Gömleğini tek seferde yırtıp sutyenini de çıkarıp göğüslerini okşamaya başladı. Yeniden dudaklarına kapandığında kısa süre sonra elleri ile sertleşen göğüsleri emmeye başladı. Uzun bir süre hem tadını çıkarmak hem de onu arzudan deliye döndürmek için göğüslerini öpüp, emdi. Elise'in nefessiz kalmasına neden olan inlemelerinin arasında eli pantolonuna gittiğinde onu dizlerine doğru itti ardından yataktan çıkarak pantolonu onun bedeninden çıkardı. Nefessiz ve arzudan deliye dönmüş Elise itiraz bile vermemişti. Onun tatlı bedeninin her bir noktasını öptükten sonra hazinesini ufak bir hareketle ortaya çıkarıp dudakları ile emmeye başladı. Onun için ıslanan kadının tadı harikaydı. Artık dayanamadığı raddeye geldiğinde üzerindeki tek şorttan da kurtulup bir süre bedenini ona sürttü. Sonrasında ise yavaşça içine kaydı. Elise'in içinde olmanın verdiği mükemmel hisle kendini sonuna kadar itti ve hareketsiz kalarak kızın gözlerinin içine baktı. Artık tek beden olmuşlardı.
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Salı Ara. 30 2014, 23:08 | |
| Ben senin sevdiğin adamım demişti. Elise başta şok olsa da sonra bunu saçmalık olarak değerlendirip sözcüklere dökmüştü. Perinin tezine göre sadece onu hatırlamıyordu ama o kalbinin jace e ait olduğunu biliyordu. Bu adamı ise hayatında hiç görmemişti ancak derinlerde bir yerde acaba olabilir mi sorusu aklını meşgul etmekten geri kalmıyordu. Canı sıkkın bir şekilde derin bir nefes aldı. Neden emin olamıyordu? Jace bana yalan söylemez demek istiyordu fakat savaş esnasında onun hiç kendisi ile ilgilenmediğini lanet olsun ki çok net hatırlıyordu. Leon adındaki bu adam ise bütün yaptıklarına rağmen yardımına koşmuştu. Üstüne basa basa sen benimdin derken o kadar inanarak söylemişti ki kafası daha da karıştı. Dudaklarındaki dudaklara istemese de kendini kaybedip cevap verdikten sonra kendisine hakim olduğunda onu ısırıp iteklemişti. Karman çorman olan duyguları ile kendine olanları anlamaya çalıştı. Kalbi başkasına aitti ama onu arzuluyordu üstelik onun garip bir etkisi vardı arada gözlerine dalıp gidebiliyordu.
Zorlukla kurduğu cümlenin ardından perinin söyledikleri ile iç çekerek ' Sürekli olarak seni seviyorum demeyi ve bu şekilde davranmayı bırak kafamı karıştırıyorsun' dedi. Sesinde bir ton öfke bolca arzu vardı. Kendine hakim olamadığı için kızarken dudaklarına kapanan dudaklara karşı tepkisizliği bedenindeki dokunuşlarla kısa sürede yok olduktan sonra engel olmayı denese de inlemeye başladı. Bedeni leon denilen adama karşı aşırı duyarlı olduğu için kısa sürede baştan çıkmıştı.
Onun öpücüklerini ve dokunuşlarını bedeninde hissetmek oldukça tuhaf hissettirirken kadınlığında olan özel ilgi çıldırtmıştı. Onu içinde hissettiğinde zevkten çığlık atmasını son anda dudaklarını ısırarak engelledi. Jace’i aldattığını biliyordu. Bunun için hissettiği suçluluk garip bir şekilde azdı ve bu onu rahatsız etmişti. İçinde fırtınalar koparken gözleri onun gözleri ile kesişti. Ses tonunu ayarlamaya çalışarak ' Be-bedenim sana karşı aşırı duyarlı olabilir bu eskiden senin olduğum anlamına gelmez ya da do-doğru söylediğin' dedi. Aslında o an baştan çıkan bedenin daha farklı şeyler söyleme isteğini son anda engellemişti.
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Çarş. Ocak 07 2015, 22:45 | |
| Çaresizlik bedenini saran yegane şeydi. Sevdiği kadın Elise tam karşısındaydı ama aynı zamanda kilometrelerce uzaktaydı. Aşktan uzak bakışları canını yakarken tek silahı kadınına olan sevgisiydi. Nasıl göstereceğini ise bilmiyordu. Önce kelimeleri kullansa da içinde özlemle ortak çalışan arzusu onu öpmesine neden olmuştu. İtirazlarını gölgeleyen karşılığı ile onu yatağa uzatıp tadını çıkarmaya başladı. Onu öyle çok özlemişti ki hemen içine girmek istemiyor, diliyle her yerinin tadını çıkartıyordu. Uzun süre tadını çıkartıp onun tatlı iniltilerini dinledikten sonra tek beden olmaları için gerekeni yaptı ve onun içine yerleşti. His bedenini ele geçirirken hareketsizce Elise'in gözlerine baktı. Bakışlarında hala derin bir boşluk vardı. Buna engel olamamak, değiştirememek canını yakıyordu. Son derece arzulu, olmak istediği yerde onun derinliklerinde olsa bile bakışları kalp acısını dağlamaya devam ediyordu. Kızın bir şeyler demesini beklerken sonunda prensesi konuşmaya başladı. Sözlerini arzusunu belli etmemek adına kurarken onu itmemiş olmaması bir parça da olsa yarasına iyi gelirken bakışlarını gözlerinden ayırmadı.
"Burada sorun bedenin değil, Elise... Sen ruhunla, bedeninle her şeyinle benimdin. Bunu hatırlaman için her şeyi yaparım gerekirse bana yeniden aşık olmanı sağlarım. Sen hayatta aşık olduğum tek kadınsın Elise senden vazgeçemem seni seviyorum..."
Elise'in dudaklarını öptüğünde içinde hareket etmeye başladı. Onu ilk tatmin noktasına kısa sürede ulaştırırken sabırla bir sonraki noktasına taşımak için çalışmaya başladı. Göğüslerini yalıyor, emiyor, onu zirveden zirveye taşıyordu. Kendi sınırına gelmeden önce yatakta Elise ile yerlerini değiştirerek onu üzerine aldı. Kalçalarını kavradığı kadının üzerinde hareket etmeye başlamasıyla saçını tutarak kendine çekerek dudaklarını öptü. Onun yeniden tatmin olduğunu anladığında kendini serbest bırakarak onun içini doldurdu. Nefes nefese Elise'in üzerine yatması ile saçlarını ve sırtını okşadı.
"Seni çok seviyorum prensesim..."
Onun düzenli nefesini duyduğunda yorgunluktan uyuduğunu hissederken kokusunu derince içine çekti. Bedeni tatmin olmuşken kalp acısı devreye girdiğinde adi herifi öpen Elise'in görüntüsü gözünün önüne gelirken gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Paz Ocak 11 2015, 23:33 | |
| Elleri arasında olduğu adam sinirlerini bozarken hissettiği garip duygularla başa çıkmaya çalışıyordu. Ona ne oluyordu anlayabilmiş değildi. Aklı burada onunla olduğu her an daha da karışıyordu. Gözlerini ilk açtığında jace’in kendisine yardım etmediği gerçeği ile hissettiği acı sessizce geriye çekilip yerini büyük bir renk cümbüşüne ve fırtınaya bırakmıştı. Dedikleri gerçekten doğru olabilir gibi gelmeye başlamıştı. Ona olan dokunuşları, tavırları, cümleleri aşık bir adamınkinden farksızdı. Gözlerinde gördüğü hüzünde bunları destekliyordu. İç çekti. Ne düşünmesi ya da nasıl davranması gerektiği konusunda tereddüt yaşıyordu ve bu canını sıkmıştı. Leon’a karşı aşırı duyarlı olan bedenine karşı gelemediği için ona tutkuyla karşılık verse de elinden geldiğince arzusunu saklamaya çalışmıştı. Tuhaf bir şekilde çocuğun gözlerine sürekli dalıp gidiyor ondan etkileniyordu. Ama bir şeyler doğru gelmiyordu. Lanet olsun. Hiçbir şey mantıklı gelmiyordu. O jace e aşıktı.
Periye dengesini ne denli alt üst edebildiğini belli etmemek adına zar zor kurduğu cümlenin karşılığı nefesini kesti. Kalbi hala inatla endişeden olduğunu düşündüğü şekilde hızla çarpmaya başladığında zorlukla yutkunup 'be-ben… ' dese de boğazının kuruduğunu hissederek susup ona baktı. Dudaklarına kapanan dudaklara elinde olmadan karşılık verirken onun içinde hareket etmeye başlaması ile inlemeye başladı. İnlemeleri onun yaptığı her hareketle çığlıklara dönüşürken o mükemmel ana ulaşıp tatmin oldu. Leon’un hareketlerine devam etmesiyle dinlenemeden birkaç kez daha baştan çıkıp tatmin oldu.
Sonunda yorgun ama kendini kaybetmiş bir şekilde onun üzerinde hareket ederken zihninde birkaç bulanık görüntü belirdi. Fakat belirdiği hızla da kayboldu. İkisi de aynı anda tatmin olduğunda nefes nefese onun üzerinde dinlenirken duyduğu sözlerle iç çekerek'‘Şu kelimeyi sürekli kullanmayı kes tuhaf hissettiriyor. ' Diye söylendi ve dakikalar içinde uykuya daldı. Garip rüyalarının arasında leon’a sıkıca sarılıp başını onun boynuna gömdü.
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Ptsi Ocak 12 2015, 16:56 | |
| Elise'in içine girdiğinde verdiği histen çok onun varlığına odaklanmıştı. Ona olan arzusu sadece bedeni için değildi. Benliğini, ruhunu her şeyini özlemişti ve şimdi tek bedenken onun burada yanında olduğunu daha fazla hissediyordu. Aşk dolu kelimelerini devreye soktuktan sonra ise arzunun esiri olarak Elise'e sahip olmaya başladı. İtirazla başlayan sevişmeleri onun karşılığı ile her zamanki mükemmellik ve tatminlik ile son bulduğunda üzerindeki nefes nefese kalmış kadının saçlarını okşadı. İçindeki tüm duyguları ifade eden aşk sözcüklerine aldığı son karşılıkta farklı olmamıştı. Onun kollarında bu şekilde yabancı olmak can yakıcıydı. Gözlerindeki yaşları daha fazla tutamadığı için ağlamaya başladı. Okşadığı ipek gibi saçların kokusunu derin derin içine çekerken göz yaşları daha da arttı. Uyumaya ise korkuyordu. Sanki uyusa Elise'i yeniden çalacaklarmış gibi hissediyordu. Onsuz olmaya bir kez daha katlanacak gücü kalmamıştı. Aşkın zayıflık olduğunu hep biliyordu ve en büyük zayıflığı şu an yaşıyordu. Onu kaybetme korkusunun altında ezilirken gözleri daha fazla açık kalmadığında uykuya daldı. Huzursuz uykusu sabahın ilk ışıkları ile onu terk ederken gözlerini açtığında yaptığı ilk şey Elise'e sarılmak oldu. Hala üzerinde uyuyordu ve varlığı onu hayata bağlayan tek şeydi. Kızında kendine sarılmış olduğunu görmek yüzünde buruk bir gülümsemeye neden olsa da saniyelik mutluluğu gerçeklerle gölgelendi. Onu yatağa yerleştirip huzurlu uykusunu bölmeden altına şortunu geçirip alt ata indi.
Kadınının uyandığında söyleyeceği, düşüneceği ilk şeylerle kafasını duvarlara vurmak istedi. Onunla sevişmemesi gerekiyordu. Bunu yapmamalıydı. Kurtarıcısı olduğu kadının tecavüzcü olmuştu. Jace denen o aşağılık heriften şu an ne farkı vardı? Öfkesi gözünü kör ederken en yakın duvara yumruk atmaya başladı. Etleri parçalanıp, kemiklerinin görünmeye başladığı anda bile öfkesi geçmek bilmemişti. Son olarak kafasını sertçe duvara vurdu. Hissettiği acı ve hafif bir baş dönmesi ile ellerine baktı. Dakikalar sonra ayaklarına dolanan Rio'nun havlaması ile ona baktı. Sanki ona dur der gibi garip bir ifade ile bakarken kendini toparlamaya çalıştı. Elise'i geri almalıydı bunun içinde hafızasını geri kazandırmalıydı. Banyoya gidip uzun bir duş alıp yaraları ile ilgilendikten sonra köpeği besledi. Ardından bir şeyler atıştırıp Elise'e kahvaltı hazırladığında yukarı çıkarken Rio yine ayağında dolanmaya başlamıştı. Aklına gelen şeyle gülümsedi. Rio
- Spoiler:
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
"Düş önüme pire torbası belki benden daha çok işe yararsın ve anneyi geri alabiliriz."
Rio havlayarak önden giderken kapıyı açtı. İlk iş yatağa zıplayıp Elise'in yüzünü yalamak olmuştu. Kahvaltıyı bir kenara bırakıp yatağın kenarına oturdu.
"Uyan bakalım, Prenses... Rio'da seni özledi tıpkı benim gibi..."
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Salı Ocak 13 2015, 23:52 | |
| Gözleri kapanıp uykuya dalarken zihninde kalan en son şey leon’un aşık bakışları ve hüzün dolu sözleriydi. Normalde bundan etkilenmemeliydi fakat etkilenmişti. Dolan gözlerini, ağlamamak için verdiği çaba hala zihninin derinliklerinde dolanıyordu. Doğruyu söylüyordu hissetmişti. Nasıl olduğunu bilmiyordu sadece hissediyordu. Onun her bir duygusunu ve gerçekleri söyleyip söylemediğini, dahası bedeni onu tanıyor gibiydi. Dokunuşları ise jace’in dokunuşlarından daha büyüleyici gelmiş ve kendini kaybetmişti ki buna hala inanmakta zorlanıyordu.
Uyurken iç çekip garip bir içgüdüyle üzerinde olan bedene sarıldı. Bütün gece yaşadıklarını tekrar tekrar rüyasında gördü. Daha önce gördüğü rüyalarda eklenince her şey karman çorman olmuştu. Saatler sonra yüzünde hissettiği ıslaklıkla uykusu hafifledi. Rahatsız olmuş bir şekilde yüzünü silip uykusuna devam etmeyi denediğinde yeniden ıslanmıştı. Derin bir nefes alıp kendine gelirken yüzünde değen ıslak sıcak dili hissedip gözlerini hızla açtı. Karşısında gördüğü köpek başka şok olmasını sağladıysa da kendini kısa sürede toparlayıp gülümsedi. Köpeğin boynuna değen burnuyla kıkırdayarak ' Hey hey dur. Gıdıklanıyorum.' Dedikten sonra köpeği severek yatakta doğruldu. Üzerinden düşen çarşafı son anda yakalayıp bedenine sardıktan sonra leon ile göz göze geldi. Kendisine zorla sahip olmuş olsa da periden nefret etmiyordu. Bu gözlerinden de gayet belliydi. Çıplak bedenini fark ettiğinde hissettiği arzu ile gözlerini kaçırdı. O sırada kahvaltıyı görmüştü. Derin bir nefes alarak ' Rio oldukça tatlı. Bence harika bir köpek ve şey… ka-kahvaltı için teşekkür ederim.' Dedi. Kızardığını hissedebiliyordu. Gözlerine kaçamak bir bakış atıp köpeği sevmeye ara vererek tepsiden bir parça salam alıp ona verdi. Daha sonra kendi ağzına da bir şeyler atıp periye baktı. Dudağını kemirerek' Tamam.Dinlemek istiyorum. Anlat bana. Geçmişi ve bizi.' Dedi. Bir parça ekmeği ona uzatıp kahvaltısına davet ederken…
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Çarş. Ocak 14 2015, 19:14 | |
| Gözlerini açtığında aklına dolan şeylerle nefesi kesildi. Kendine ne kadar lanet okusa azdı. Onun güvenini kazanmalı, ikna etmeli hatırlamasını sağlamalıydı. Peki o ne yapmıştı? Tutkusuna yenik düşmüş ona zorla sahip olmuştu. O anki duygularıyla aklını kaçırmak üzereydi. Kafasını duvara sadece bir kez vurmuş olsa da tekrarını yapmak başı dönmesine rağmen arzuladığı bir şeydi. Ama ayaklarına dolanan ufaklık buna engel olmuştu. Rio ile göz göze geldiğinde onu bulduğu gün aklına geldi. Köpek sadece bir kaç aylıktı, sahibi ise ona işkence ediyordu. Üstelik annesinden beslenmesi gereken bir dönemde beslediğinden bile şüpheliydi. Tabi Rio'nun o adamı bir daha dert etmesi gerekmemişti. Onu evine aldığında meleği köpekle ilgilenmişti ve elbette kendisi de... Ona pire torbası dese de köpeği benimsemişti. Bir nevi annesi Elise kendisi de babasıydı. Bunun verdiği fikirle Rio ile prensesinin yanına gitti. Köpek özlediğini belli eder bir şekilde güzelini yalarken ona dokunmamak için kendini zorladı. Ona dokunmak tenini hissetmek istiyordu ama aklına gelen şeylerin gerçekleşme ihtimali ile kendini sıkmaktan başka çaresi yoktu. Elise'in utangaç bir halde çarşafla üstünü kapattığını gördüğünde onunla göz göze geldi. Orada nefret aramış ama bulamamıştı. En azından tecavüzcü diyerek ona saldırmamıştı. Bu içini rahatlatırken bir büyü mırıldandı. Üzerine onun genelde giymeyi sevdiği elbiselerden birini giydirdi, bu sayede rahat ederdi. Kızın teşekkürünü duyduğunda gülümsedi. Onun Rio ile ilgilenmesi pire torbasını içten içe kıskanmasına neden oldu. Aynı yakınlığı kendisi gösterse onun böylesine gülücükler saçmayacağını çok iyi biliyordu.
"Rio, bizim Elise. Ayrıca sana kahvaltı hazırlamak benim için bir zevk... Teşekküre gerek yok"
Kızın yanına yaklaşıp kahvaltıyı yemeğe başladıklarında gözlerini bir an olsun ondan ayırmıyordu. İçinde hala bir korku vardı. Onu gözünün önünden ayıramazdı. Bir kez daha kaybedemezdi. Rio uzatılan salamı karnı tok olmasına rağmen mideye indirirken içinden şanslı pire torbası diye geçirdi. Ardından kendisine uzatılan ekmekle Elise'e baktı. Şaşırmıştı. İstediği şeyi duyduğunda ağzına attığı ekmek boğazından kaldı. Kahvesinden büyük yudumlar alıp bir kaç kez öksürdü. Onu korkutmak istemese de kendine engel olamayarak bir elini yavaşça yanağına koyup nazikçe okşadı.
"Dünde dediğim gibi Elise... Sen benimdin, biz sevgiliydik. Rio da bizim köpeğimiz. Güvendiğimiz ve ortak yaptığımız kişi Jared seni ve kuzenini kaçırdı. Seni elinde tutan o adi perinin sana neler yaptığını sadece tahmin edebiliyorum. Ama seni öptüğünü gördüğümde nefes alamadım. Daha fazlasını bile yaptığını tahmin edebiliyorum. Belki dün o hırsla seninle birlikte oldum. Ama seni öyle çok özledim ki kendimi kontrol edemedim..."
Gözünden bir damla yaş engel olamadığı için akarken gözünün önünde sürekli olarak aynı görüntü belirmeye başladı. Jace'in Elise'i öpüp dokunduğu o an. Dişlerini kısıp küfürler savururken tepsiyi ani bir hareketle ortalarından kaldırıp ona biraz daha yaklaştı. Onu öpmezse sanki nefes alamayacaktı. Bu yüzden dudaklarına kapatıp onu öpmeye başladı. Rio mutlu bir şekilde havlarken Elise'in boynunu yalamaya başladı. Ama onun kafası yüzünden öpüşmeleri bozulmuştu.
"Bir de şu detay var Elise... Rio ve ben seni paylaşamıyoruz."
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses C.tesi Ocak 17 2015, 23:56 | |
| Uykusu hafiflediğinde dün gece olanlar, rüyasında gördükleri ile birlikte zihnine hücum ederek baş ağrısına neden olurken gözlerini açtığında ona nasıl davranması gerektiğine karar verememişti. Açıkçası buna pek zamanı da olmamıştı. Gözlerini açtığında karşılaştığı köpek onu bir nebze yatıştırdı. Bu iyi mi yoksa kötü mü olmuştu emin değildi. Çünkü leon’u gördüğünde öfkeyle ağzına geleni sayma planı dağılan siniri ile iptal olmuştu. Diğer yandan buraya adımı attığından beri hissettiği karmaşa kısa süreliğine son bulup yerini geçiçi bir boşluğun yarattığı huzura bırakmıştı. Perinin dün akşamki hallerini hatırladığında kendine engel olamayarak kahvaltı için teşekkür etti. Üzerine giydirilen elbise ile rahatlayıp kıyafete hayranlıkla baktı. Doğrusunu söylemek gerekirse leon’un zevkine hayran kalmıştı. Kendini bir nebze toparlamayı başardığında kahvaltıya gömüldü. Bir süre olanları düşündükten sonra onun üzgün bakışlarına, aşk dolu sözlerine karşılık onu dinlemeye karar verdi. Üstelik diğer türlüsü elinden gelmemişti zaten…
Yanağına dokunan elle geri çekilmek istese de bir şey bunu engellemişti. Gözlerini onun gözlerine diktikten sonra duydukları nefessiz bıraktı. Şaşkınlıkla ona bakarken dudaklarına kapanan dudaklara birkaç saniyelik duraksamadan sonra karşılık verdi. O sırada araya giren köpek öpüşmelerini bozarken boynunu hala yalamaya devam etmesi ile gülümsedi. Duydukları kahkaha atma isteğini bastırmaya çalışarak' İki yakışıklı tarafından paylaşılamıyorum yani' dedi. Söylediklerini fark ettiğinde dudaklarını ısırıp gözlerini kaçırdı. Yeniden göz göze geldiklerinde onun hala ağlamaklı haline dayanamayarak tereddütle yanağına dokundu. İç çekerek' Hatırlamadığım için üzgünüm. Ama deniyorum. Neden bana nasıl tanıştığımızı anlatmıyorsun? Ya da nasıl sevgili olduğumuzu?Belki de bana daha elle tutulur anılar ve kanıtlar vermelisindir.' dedi…
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Salı Ocak 20 2015, 21:14 | |
| Kendini belli eden ufaklığı sevdiği kadını geri kazanmak için kullanmaya karar verdiğinde onu da kendisiyle kuleye götürmüştü. Sonrası ise beklediği tüm o karanlık düşünceleri dağıtıcı yönde olurken kahvaltılarına odaklandı. Pire torbasını kıskandığı ufak anın ardından Elise'in sözleri ile içinde bir umut ışığı oluştu. Sevdiği kadın onu dinlemek istediğine göre belki de hatırlatma işi düşündüğünün aksine imkansız değildi. Kalbini ona açtıktan sonra öpme istediğine karşı koyamadığında onu öpmeye başladı. Elise başta donuk olsa da aldığı karşılıkla onu yatağa doğru uzatarak altına aldı. Öpücüğü daha fazla derinleştirmek asıl niyeti olsa da Rio buna izin vermemişti. O an için sevimli köpek düşüncesinin yerini kıskanç pire torbası düşüncesi aldı. Sinirle söylediği kelimelerin ardından Elise'in tatlı kahkahası kulaklarını doldurduğunda mutlulukla gülümsedi. Sözleri ise hoşuna gitmişti. Demek Elise kendisini yakışıklı buluyordu, işte bu gerçekten harikaydı. Onun utangaç hali ile hala hatırlamadığını düşünmek yüzünün hüzünle dolmasını sağlarken yanağındaki elin üzerine elini koydu. Duyduklarını düşünürken derin bir nefes aldı. Konuşmaya başlayacağı sırada ise kapıdan çıkmaya çalışan Rio gözüne takıldı.
"Sanırım Rio'u bahçeye çıkarmalıyım. Sen kahvaltına devam et hemen dönerim."
Rio'u bahçeye çıkardıktan sonra hızla odaya döndü. Bir yandan da düşünüyordu. Elise'i ilk gördüğü gün gözünün önüne gelirken gülümsedi. Üstüne düştüğü o an gökten bir meleğin onun için gönderildiğine inanası gelmemişti ama Elise onun meleği, prensesi, aşkı ve kadınıydı. Yatakta prensesi ile göz göze geldiğinde kahvaltı tepsisini yok edip yanına oturdu ve gözlerine baktı.
"Tanıştığımız gün ben sahil kenarında kumlara uzanmış kafa dinlerken sen bileğini burkup üzerime düştün. Utangaç tavırlarınla üzerimden kalkmaya çalışırken ben öpülesi tatlı dudaklarına odaklandığım için seni öpmüştüm sende bana karşılık verdin. Sonrasında senin perin olduğumu fark ettim ve perin olduğumu sana anlattım. Ama yine de anlatırken bile ellerimi senin üzerinden çekememiş, öpmeye devam etmiştim. Sonrasında aklımdan çıkmayan tatlı dudakların sahibine sana aşık oldum, Elise. Sende aynı şekilde bana aşık olduğunu söyledin, seni sevdiğimi söyledikten hemen sonra..."
Derin bir nefes alarak onu süzmeye devam etti. Anlattıklarının ne derece işe yarayacağını bilmiyordu. Sadece yarasın istiyordu. Elleri iki yanağını kavrayıp bir süre sessizce gözlerinin içine baktı.
"Seni seviyorum, Elise. Sen benim sevgilimsin, bunu sana daha fazla nasıl anlatırım bilmiyorum. Lütfen hatırlamaya çalış bir tanem ve bana kızma... Seni sürekli arzulayan bir aşık olarak sürekli seni öpmek ve dokunmak istiyorum..."
Bu konuşmalarının hakkını vermek istercesine yeniden onun dudaklarına kapandı. Bu kez öpüşmelerini bozacak bir pire torbası yoktu. Diğer yandan onu sadece öpmek değil ona yeniden ve yeniden sahip olmak isterken elleri bedeninde gezmeye başladı.
[ | |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Perş. Ocak 22 2015, 21:38 | |
| Gözlerini açtığı andan itibaren kendisiyle büyük bir savaş veriyordu. Bir yanı bağırıp çağırmak ona hakaretler yağdırıp vurmak isterken içinden oldukça cılız bir sesse sakin olup dinlemesi gerektiğini söylüyordu. Sonunda rüyasında gördüğü köpekle karşılaşmış olmanın etkisiyle onun karşılaştığı ilk andan beri olan davranışlarını da göz önüne alarak leon’a bir şans tanımaya karar verdi. Duydukları inandırıcı gelse de onu hala hatırlamıyordu. Tutumu elinde olmadan yumuşarken daha fazla detay istemeyi düşünürken dudaklarına kapanan dudaklara karşılık vermemeye çalıştıysa bile beceremeyerek algıladığı enfes tatla öpücüğe karşılık verdi. Onu öperken sadece teselli etmek istemişti ama saniyeler içinde durum değişmişti. Kendini onun altında bulunduğunda kontrolünü kaybetmiş durumdaydı. Köpeğin araya girmesi ile tamamıyla kontrolsüz bir cümle kurup kahkaha attıktan sonra durumu idrak edip gözlerinde gördüğü hüzünle iç çekip detaya ihtiyacı olduğunu bildirdi. Elinin üzerine konan el ile nefesi kesildi. Birkaç bulanık anı zihnine hücüm ederken nefessiz kalmıştı. Leon’un sözleri kulaklarına anlamsız birkaç söz dizisi olarak ulaştı.
O üzerinden kalktığında anılar gözünün önünden silindi ve zorlukla nefes almaya başladı. Hızlı ve sık nefeslerle kendini toparlamayı başardığında yataktan doğruldu. O sırada peri odaya geri dönmüştü. Yanına oturduğunda gözlerini onun gözlerine dikti. Söylediği her bir cümleyi dikkatle dinlerken boş gözlerle ona bakmayı sürdürdü. Yüzünü ellerli arasında aldığında derin bir nefesle kokusunu içine çekti. Sesini ayarlamaya çalışarak' Deniyorum… ' dedi. Dudaklarını örten dudaklarla başta rahatsız olsa da sonradan karşılık verdi. Gözleri kendiliğinden kapandığında yeniden görüntüler belirmeye başlanmıştı. Periyi göğsünden iterek öpüşmelerini noktaladı. Ona bakarken kaşları çatılmıştı.
Aslında o an ona bakmıyordu.Yani bakıyor ama görmüyordu demek daha doğru olurdu. Başına giren korkunç ağrıyla acı çektiğini belli eden bir ' Ahhh ' sesi döküldü dudaklarından. Bir eliyle onun göğsünden destek alıp yatağa düşmemeye uğraşırken diğer eli başına gitti. Nefes alış verişleri düzensiz bir hal alırken bedenindeki korkunç acıyla bedeni onun bedenine doğru düşüşe geçmişti. Beyni sanki parçalanıyor gibiydi. Bulanık görüntülerin arasından leon’un perisi olduğu ile ilgili birkaç anı netleşirken ufak bir kesitte ona sarıldığını gördü. Burnundan kan gelirken ' le-leon ' diye mırıldandı. Aşkını hatırlamadıysa da onu tanıdığı gözlerinden belli oluyordu.
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Perş. Ocak 22 2015, 23:00 | |
| Rio'u bahçeye bıraktıktan sonra prensesinin yanına döndü. Ona her şeyi anlatırken mutlu oldukları günleri hatırlayarak gülümserken onun için hissettiği arzuda yavaş yavaş artmaya başladı. Bu durum elinde değildi. Onu seviyordu, aşıktı. Söylediği gibi her an ellerini onun üzerinde gezdirmek dudaklarıyla tenini algılamak istiyordu. Kaybetme korkusu da işin içine girdiğinde bu duygu içinde daha da artmıştı. Onun denerim demesi ile gülümserken onu öpmeye başladı. Bedenini altına alıp tadını çıkarmak istercesine öpücüğü derinleştirirken aldığı karşılıkla mutlu oldu. Elise onu hatırlamıyor olsa da karşı da koymuyordu. Belki de hatırlamasa da ona inanıyordu ve inanıyor olması bile gerçekten büyük bir adımdı. Göğsünden itilmesi ile suratı asılsa da ona karşı koymadı. Sonuçta niyeti ona tecavüz etmek değildi. Acı çektiğini kendi çekiyormuş gibi hissederken içindeki korku büyüdü. Neler oluyordu? Bu acı normal değildi.
"Elise, bebeğim neler oluyor..."
Onu yatağa uzatıp elini başına koydu. Hissettiği acıyı olabildiğinde büyüyle azaltmaya çalışırken neler olduğunu bilememek aklını kaçırmasına neden olacaktı. Burnundan kan akarken bildiği en güçlü büyüleri yapmayı denedi neler oluyordu gerçekten anlamıyordu. Kanın durması ile adını onun dudaklarından duyduğunda gözlerine baktı. Eskisi gibi boş bakmıyordu. Acı hissetmediğinden emin olduğunda onu doğrultup kolları arasına çekip sıkıca sarılarak başını omzuna gördü.
"Meleğim iyi misin? İyisin değil mi? Şu an deli gibi korkuyorum sana bir şey olmalısın..."
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Cuma Ocak 23 2015, 22:47 | |
| Bütün hücrelerinin yandığını hissedebiliyordu. Kalbi normal ritmini kaybetmişti. Biri sanki beynini zorla binlerce parçaya bölüyor, ayırdığı her parçayı itina ile ezip yok ediyor gibiydi. Acı dayanılmazdı. Şuan bir odada leon’un yanında olduğunu bilse de onu görmüyor ve duymuyordu. Gerçek hayattan tamamıyla soyutlanmıştı. Bulanık görüntüler hızla zihninden geçiyor, netleşmeye yakın yok oluyorlardı. Kendini kaybetmiş bir şekilde perinin kollarına düştüğünde nefes alış verişleri zorlaşmaya başlamıştı. Yatağa yatırıldığını zorlukla ayrımsadı. Hissettiği dokunuşla her şey daha fazla üzerine gelmeye başlamıştı. Acı ne kadar çok katlanarak artıyorsa anılar o kadar netleşiyordu.
Bir ara dozu azalsa da hatırladıkları ile daha da kötüleşmişti. Sonunda görüntüler kaybolup leon’un sesi kulaklarını doldurmaya başladığında burnundan sızan kanın hızı yavaşlamıştı. Perinin anlamadığı dilde bir şeyler mırıldandığını hayal meyal duyuyordu. Nöbet gibi ani başlayan şey bütün etkileri ile yok olurken onun korkusunu ve endişesini hissetti. Elise’in duyguları birbirine girmişti. Adını söylemeyi başardığında görüş alanındaki sis tabakası kalkmıştı. Leon onu kolları arasına aldığında derin bir nefes aldı. Endişeli sesi kulaklarını doldururken onu teselli etme dürtüsüyle sarıldı. Aklını toparlamayı denerken ' Endişelenme… İyiyim yani galiba.' Dedi. Birkaç kez öksürüp sesini ayarlamaya çalışarak' Gözümün önünde bir anda silik görüntüler belirdi ve kendimi kaybettim. Hiçbir şey net olmasa da seninle tanıştığımızı hatırladım' dedi.
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses C.tesi Ocak 24 2015, 15:23 | |
| Elise'in acısını hissettiği an beynine bir sürü soru hücum etmişti. Burnundan gelen kan ise aklını kaçırmasına yetecek endişeyi duygularına yerleştirmişti. Neler olduğunu anlayamadığı için yardım bile edemiyordu. Yaptığı tek şey iyileştirme büyüleri ve acıyı azaltıcı bir takım büyülerdi. Sonunda ona asır gibi gelen zamanın ardından Elise normal olarak gözlerini açmıştı. Onu kollarına alırken korku her bir hücresine işlemiş nefes almasına bile izin vermemişti. Kurduğu kelimelerin ardından bedenine dolanan ellerle rahat bir nefes aldı. Elise iyi olmalıydı. Ona sarıldığına göre... Sözleri de bunu onayladığında ona daha sıkı sarıldı. Onu kaybetmek istemiyordu. Onlara her ne yaptılarsa bu sadece geçmişlerini unutturmakla kalmamıştı. Hızlı düşünüp olayı anlamaya odaklanırken yeni kelimeleri duydu. Elise onu hatırlamıştı. En azından tanıştıkları ilk günü... Kafasına dank eden şeyle sesli bir küfür savurdu. Eğer her hatırladığında böyle olacaksa hatırlamamasını tercih ederdi. Kızın sessizce saçlarını okşadıktan sonra yatağa uzanıp onu göğsüne yatırdı elleri hafifçe saçlarını okşuyordu.
"Bir şeyler hatırlamana sevindim, meleğim. Ama anlaşılan bunun içinde size lanet yapmışlar ve ben lanet olsun ki sana kendimi hatırlatmaya çalıştım. Eğer bu şekilde acı çekeceksen hatırlamıyor olmanı tercih ederim, Elise. Sana bir şey olmasını istemiyorum..."
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Perş. Ocak 29 2015, 01:02 | |
| Ölüyormuş gibi hissetmişti. Bütün o süre boyunca anılar zihninde netleşmeye başladığında nefes alamamıştı. Beyni olanlara karşı çıktığını belli edercesine büyük bir acıyla kavrulurken gördükleri sarsılmasını sağladı. Hatırlamıştı. Perinin anlattığı günden küçük küçük kesitler görmüştü. Onun söylemediklerini. O akşam o sahile büyük annesinin ona bir adet kırmızı spor araba yerine bir adet kasıntı nişanlı hediye etmeye kalktığı için sinirlendiğinden dolayı kafa dağıtmak adına gittiğini elinde pamuk şeker ayağında bir karış topuklu ayakkabı dolanırken onun üzerine düştüğünü görmüştü. Bu noktadan sonra her şey silinip yeni bir kare belirmişti gözlerinin önünde elise’in leon’a sarıldığı bir an ve sonra her şey kaybolmuştu. Sık nefesler eşliğinde kendine gelmeye çalışırken onun korkusunu ve endişesini hissettiğinde engel olamadığı bir dürtüyle son enerjisini de ona sarılarak teselli etmek için kullandı. Sarılması oldukça kısa sürmüştü. Kolları bitkinlikle aşağı kayarken leon’a yaslandı. Oldukça kötü hissediyordu.
Yatakta onun göğsüne yatırıldığında saçlarındaki dokunuşlarla gözlerini kapatarak elinden geldiğince derin bir nefes aldı. Başını biraz kaldırıp gözlerini onun gözlerine dikerek' Bunu bilemezdin. Bu yüzden kendini suçlama üstelik ben hatırlamak istiyorum.' dedi.
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Lanetli Prenses Perş. Ocak 29 2015, 22:52 | |
| Elise acı çekerken ömründen ömür gittiğini hissetmişti. Yokluğunda çektiği onca acıdan sonra şimdi ona bir şey olacak korkusu ile ne yapacağını şaşırmışken aklına gelen teori ile kanı dondu. Lanet pislikler sevdiklerini almakla kalmamış, hafızaları ile yeterince oynamamış gibi bir de lanet uygulamışlardı. Bunun bilincinde kendine küfür etmeye başladı. Elise'i bulduğu ilk andan beri kendini hatırlatmaya çalışmıştı. Dahası ona tecavüz etmişti ve biraz önce de neredeyse ölümüne neden olacaktı. İçindeki suçluluk giderek katlanırken nefes alamadığını hissetti. Şimdi Elise huzurlu bir şekilde göğsünde yatıyor olsa da bunun uzun süreceğinin hiç bir garantisi yoktu. Korkusu ise katlanarak büyüyordu, buna engel olamıyordu. Prensesinin başını kaldırması ile göz göze geldiklerinde sözleri ile derin bir nefes aldı. Sevgilisinin gözünde boş bakışlar görmemek memnun etse de lanet sinirlerini bozuyordu.
"Hatırlamak istemen güzel meleğim ama sana zarar gelmesini istemiyorum... Beni anlaman gerek..."
Derin bir nefes alarak Elise'in saçlarını okşamaya devam etti. Onun tamamen iyi olduğuna kanaat getirdiğinde onunla birlikte hava almaya karar verdi.Temiz hava her ikisi içinde iyi bir seçenek olacaktı. Bahçedeki Rio'u da yanlarına alarak sevdiği kadın ile en yakın yeşil alana doğru yürüşe çıktılar.
| |
|
| |
| Lanetli Prenses | |
|