Hoşgeldin Partisi, Sürpriz Teklif

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Sonunda tüm hazırlıklar tamamlandığı için yüzünde memnun bir ifade vardı. Günlerdir uğraştığı ve itina ile yaptığı planlar bugün uygulanacaktı. Lexina'a unutamayacağı bir evilik teklifi yapacaktı. Onu ailesi olarak görmeye başladığından beri yapmak istediği yegane şeydi, evlenmek. Abisi gibi olmayı hep istemişti. Onun eşi ile ne kadar mutlu olduğunu ve Trey'in varlığı ile mutluluklarının katlandığına şahit olmuştu. Onların mutluluğu cadılar yüzünden kısa sürse de Lexi ile olan mutluluğunun oldukça uzun olmasını istiyordu. Bunun içinde yapacağı her şeyi yapacaktı. Caitlyn'den yardım almakta dahil... Zaten cadı ile de görüşmüş ondan daha güçlü bir tılsım istemişti. O tılsımda bu gece sevdiği kadına vereceği hediyelerden sadece küçük bir tanesiydi. Havuzun kenarında kurulan masaya göz atarken sonraki yapılacakları kontrol etmeye başladı. Planı gecenin normal başlamasıydı. Üstelik konuyu bile hazır etmişti. Bir gece önce yemekte Ruby ve Trey 'de aralarında bulunurken, sihirbaz için hoş geldin yemeği düzenlemek istediğini söylemişti. Tabi bu her ne kadar evlilik teklifinin sürpriz olmasını sağlayacak olsa da diğer yandan sihirbaz içinde yapmak istediği bir şeydi. Kız yeğenine gerçekten iyi gelmişti. Üstelik ona aşık olduğunu da biliyordu. Ona verdiği değer koca bir klanı yok edecek kadar güçlüydü. Ama diğer yandan emindi ki Trey bu güzel sihirbaza seni seviyorum bile dememişti.

Saat yaklaştığında odasına çıktı. Güzeli gece için ona aldığı kıyafeti giyiyordu. Ona beyaz bir elbise almıştı. Üst bölgesi hafif dantelli askısız, etek kısmı ise düz boyu çok kısa olmasa da yine de miniydi. Onunda seveceği bir şey olması için böyle almıştı. Üstelik zaten yabancı biride olmayacaktı. Sadece evilik teklifi kısmında bir kaç görevli yanlarına gelecekti onlarda önemli değildi. Sevdiği kadına arkadan sarılıp karnını hafifçe okşadı.

"Harika görünüyorsun, bebeğim... Hadi hazırsan aşağı inelim..."

Aşağı indiklerinde hazırlanan masaya yerleştiler. Ruby ve Trey de yanlarına geldiğin de bir süre normal konuşup yemek yedikten sonra kadehini eline alarak ayağa kalktı.

"Öncelikle aramıza hoş geldin, Ruby... Umarım burayı evin olarak görmeye başlamışsındır çünkü burası artık seninde evin. Diğer yandan Trey'in yanında olduğun ve onu mutlu ettiğin için teşekkür ederim. Onu onca yılın ardından bir kadınla ilk kez bu kadar mutlu görüyorum. Mutluluğunuz ve aramızda olmanın daimi olmasını dilerim. "

Kadehinden bir yudum aldıktan sonra masanın kenarındaki ufak kutuyu Ruby'e uzattı. Caitlyn'den Lexina için tılsım isterken sihirbazı da ihmal etmemişti. Üstelik Trey ile ortak oldukları için asla yapmadığı bir kuralı çiğneyerek kızın klanda yeni olmasına rağmen ona bir tılsım verdi.

"Buda senin hediyen Ruby, tekrar aramıza hoş geldin..."

Avcı Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14

Ruby’i gitme fikrinden vazgeçirdikten sonra bir nebze rahatlayarak hayatına kaldığı yerden devam etmişti. Gününün neredeyse tamamını onunla dip dibe geçirip antrenman, gezme ve sevişme gibi şeyler yaparken anlaşmalarına elinden geldiğince uymayı deneyip yarı çıplak ortalarda gezinmemeye özen gösteriyordu. Mutluydu… Ailesini kaybettiğinden beri lexi den sonra ilk kez yatağına aldığı bir kadında huzuru buluyordu. Garipti. Daha önce hiç böyle şeyler hissetmemişti. Belki de bu yüzden kıza onun için bir klanı yok edecek kadar değer veriyordu. Ona karşı nasıl davranması gerektiğini kestirmeye çalışırken amcasının vereceğini öğrendiği partiyle her şeye kısa bir mola verebileceklerini düşünüp sevinmişti. Üstelik bu sevgilisine de olan her şeyden sonra moral olurdu. Günlük antrenmanlarının arasında değer verdiği kadın duş alırken o da eski ortağı, tek dostu ve amcasıyla olan durumu düşünürse müstakbel yenge adayı ile sohbet etmeyi seçmişti. Laf arasında ruby’e alacağı hediyenin hangi silah olması gerektiği konusunda kararsız kaldığını söylediğinde ondan odunluğuyla ilgili bir ton alaylı ve iğneli laf duymasının siniriyle söylene söylene amcasının odasına gitmişti. Kapıyı kapatmadan önce ''Sinir bozucu şey. Ben bunca yıl bununla nasıl ortak oldum '' diye söylenip sakinleşmeye çalışarak amcasına döndü.

Olayı elinden geldiğince kısa bir şekilde anlatıp onunda birkaç laf sokmasına maruz kalması iyice çileden çıkartırken önerini aklında tutup son hız evden ayrılarak arabasına atlayıp gaza yüklenerek hediye almaya çıktı. Gününün büyük bir çoğunluğunu bileklik bakıp aradığını bulamayarak geçirmişti. Sonunda tam pes ettiğinde istediği şeyi bulup fiyatına bakmaksızın satın alarak evine döndü. Kıyafetlerini değiştirip her zamanki kot pantolon yerine kumaş giyip üzerine siyah bir gömlek giydi.

Sevgilisinin hazırlanıp hazırlanmadığına baktığında gördüğü manzara nefesini kesmişti. Gözleri karşısındaki güzelliğe bakarken ıslık çalarak ''Göz kamaştırıyorsun '' dedi. Kıza yaklaşıp dudaklarına ufak bir öpücük kondurarak ''Ve çok tatlısın. Ama ne yazıkki aşağı inip sana eğlenceli bir hoş geldin demeliyiz '' dedi. Ruby’i elinden tutarak aşağı indi. Yedikleri yemeğin ardından amcasının konuşmasını sesizce dinledi. Hediye kısmına geldiklerinde bu gün süslettiği kutuyu kıza uzatarak ''Aramıza yeniden hoş geldin sevgilim. Bu da benim hediyem… '' dedi.

Konu: Geri: Hoşgeldin Partisi, Sürpriz Teklif Çarş. Mart 04 2015, 16:29

Sevdiğim adamla güne başlamak... Bu durum en sevdiğim alışkanlığım oldu bir anda. Trey ile başladığım her gün bir önceki günden bile daha mutlu oluyordum. Yaralarının tam olarak iyileştiğinden emin olduğum da ise onunla antrenman yapmaya başladık. Onun ortağı olduğum için kendimi biraz daha geliştirmek zorundaydım. Gerçi çocukluğum da bu eğitimlerde geçmişti ama başıma gelen onca olaydan sonra hep kendi başıma çalışmaya ve savaşmaya alışmıştım. Şimdi ise bir ortağım vardı, Trey... Aynı zamanda kalbime de sahip olduğu için hayat ortağım da oluyordu. Tabi hala onun beni sevdiğinden emin değildim, ona onu sevdiğimi de korkudan söyleyemiyordum. Trey'in bana verdiği fazlaca değer dışında hiç bir şey bilmiyordum. Yine de bana sadık olması dip dibe olmamıza rağmen benden sıkılmamış olması beni sevmeye başladığını düşünmeme neden olsa da kendimi kandırma ihtimalim vardı. Önceki hayatımda da zaten kendimi yeterince kandırmamış mıydım? Yine de Trey konusunda umut etmeden duramıyordum. Belki bir gün bana aşık olurdu. Sözümü dinleyip antrenman sırasında her zaman tişörtünü giymesi hoşuma gidiyordu. Yine de çoğu zaman biz bize olacak bir yer bulduğumuz da üstsüz de çalışıyorduk. Böyle yerlerin tek sorunu antrenmanın sonunun duşlarda sevişerek sona ermesi oluyordu ki ben bu durumdan rahatsız değildim.

Trey ile başladığım bu yeni günün ise diğer günlerden bir farkı vardı. Bir gece önceki yemekte klan liderinin düzenlenecek dediği parti hem beni mutlu hemde mahcup etti. Klanın sadece bir üyesinden fazlası olduğumu hissettiriyordu. Elbette Trey sayesinde... Bu partiye gerek görmesem de karşı da çıkamamıştım. Parti saatinden önce giyecek kıyafet bulmak adına kısa bir süreliğine toz oldum zaten Trey de amcası ve Lexi ile görüşeceğini söylediğinden sorun olmadı. Kendime sonunda istediğim bir kıyafet bulduğumda güzel hissederek gülümsedim. Malikaneye döndüğümde ise Lexina'nın yanına uğradıktan sonra hazırlanmaya başladım. Burada kalmaya başladığımdan beri onunla da yakın arkadaş olmuştum. Kıyafetimi giydiğimde hazır olan Trey'i gördüm. Kumaş pantolon ve gömlek içinde harika görünüyordu. İkimizde siyah giyerken gerçekten uyumlu olduğumuzu hissettim. Duyduğum iltifat sonrası gülümserken konuşamadan dudaklarımı mühürleyen dudakları öptüm.

"Sende çok yakışıklısın ve evet amcanı bekletmeyelim."

Onunla el ele havuz başındaki masaya geçip diğerlerini bekledik. Önce sohbet ederek geçen yemek Saevus'un konuşmaya başlaması ile ona odaklanmamı sağladı. Söylediği her bir söz gözlerimin dolmasına neden olurken ister istemez buraya daha fazla ait olduğumu hissettim ve kendimi tutamayarak yanına gidip ona sarıldım. Verdiği hediyeyi kabul ederken gülümsedim.

"Çok teşekkür ederim... Ya-Yani ne demeliyim bilmiyorum. Be-Benim bir ailem bile yok. Siz bana aile adı altındaki kişilerin bile yapmadığı bir şeyi yapıyorsunuz. Beni aranıza aldığınız için asıl ben teşekkür ederim..."

Yerime geçerken bu kez Trey'in hediyesi ile karşılaştım üstelik daha ilk hediyeyi bile açmamıştım. Hediyeyi kabul edip ona sarıldıktan sonra kutuyu açtım ve içindeki bilekliği gördüğümde gözlerimdeki yaşlar yanağımdan süzüldü. Saevus'un hediye ettiği kolye de harika görünüyordu. Gözlerim sevdiği adamın bakışları ile kesişti.

"Teşekkür ederim sevgilim..."

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

Aşık olduğu adamın ne kadar iş kolik biri olduğunu biliyordu buna rağmen ilk eğitmenlik gününde arcelia adlı cadıyla konuşmak yerine kendisiyle ilgilenmişti. Bunu hatırladıkça oldukça mutlu oluyor içi içine sığmıyordu. O uyuz kızda böylelikle ağzının payını almıştı. Gerçi onunla özel olarak ayrıca konuşmuş durumu bildiğin gözüne sokmak suretiyle eğer başına talihsiz bir kaza gelmesini istemiyorsa hal ve hareketleri başta olmak üzere kılık kıyafetine çeki düzen verip gelişmeleri konuşmak yerine bir rapor halinde sunup sevgilisiyle mümkün olduğu kadar az görüşmesi konusunda uyarmıştı. O günden sonra kızın mümkün olduğunca az ortalarda dolaşması daha rahat işine konsantre olmasını sağlamıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse işi düşündüğünden daha zor olmuştu çünkü ilk gün seavus’un rolland’ı öldürdüğüne tanık olan herkes özellikle öğrencileri onunla antrenman yaparken resmen sadece savunma yapıp dayak yemeye gayret emişlerdi. Bu da onların eğitiminde zorlanmasını sağlıyordu. Klandaki geri kalan erkeklerse buna eskiden tanıdığı arkadaşları da dahil gayet resmi bir şekilde oldukça az konuşuyorlardı. Öğrencileri anlayabiliyordu ama bu kısmı henüz çözememişti. Tamam klan liderinin sevgilisi olduğundan hareketlerine dikkat etmelerini anlıyordu ama kimsenin konuşmalarına bir sınır getirmiyordu bu durum.

Tuhaf olduğunu düşündüğü bir eğitim gününü daha geride bırakıp her zamankinden daha erken bir saate evine giderek hazırlanmaya başladı. Bu gün ruby için bir hoş geldin partisi düzenliyorlardı bu yüzden oldukça şık olmalıydı. Dolabına yönelip sevdiği adamın aldığı elbiseyi giyip hafif bir makyaj yaptı. Aynada kendisine son kez bakarken beline dolanan ellerle gülümsedi. Duydukları ile mutlulukla ‘Teşekkür ederim hayatım sende çok yakışıklısın ’ diyerek kolları arasında dönüp yanağına tatlı bir öpücük kondurarak aşağı indi. Yemek oldukça keyifliydi.

Sevgilisinin ayağa kalkıp konuşmaya başlamasıyla ortam bir anda sessizliğe gömülmüştü. Herkes hediyelerini vermeye başladığında ayaklanıp orta boy kırmızı paketli beyaz kurdeleli paketi aldı. Odun ortağının hediyesine bakarken dalga geçmesinin işe yaradığını görüp gülümsedi. Kıza neredeyse silah hediye edeceğini bildiğinden treye imalı bir bakış atıp ruby’e sarılarak ‘Hey bu kadar sulu göz olma ’ dedi. Geri çekilip hediyesini uzatarak ‘Evimize ve ailemize hoş geldin canım. ’ dedi. Ruby’nin kulağına eğilerek ‘Trey biraz odundur ama iyi çocuktur umarım çok mutlu olursunuz gerçi biraz yontman gerekiyor ’ diyerek kıkırdayıp geri çekilerek göz kırptı.

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Emrinde hazırlanan sofrada yemek ve sohbet edildikten bir süre sonra kontrolü eline alarak bugünün önceliği olan Ruby için bir konuşma yaptı. Konuşması ne hazırlanmış ne de prova edilmişti. O an için aklından gelenleri genç sihirbaza söylemişti. Onun dolu gözlerle kendine sarılması ile gülümsedi ve kıza aynı şekilde sarıldı. Böyle durumlarda ağlayan insanlardan aslında nefret ederdi. Çünkü tamamı yapmacık olurdu ama Ruby'nin durumu farklıydı. Bakışları bile kendini ele veriyordu kekelemesi de öyle...

"Sana hak etmediğin hiç bir şekilde davranmıyorum, Ruby... Geçmişinde olanlar kaybedenler biz ise seni kazanan tarafız en çokta Trey..."

Sihirbaz yeğeninin yanına geçerken verdiği kolyeyi henüz takmamıştı. Kızı bu konuda uyaracağı sırada yeğeni hediyesini verdi. Küçük kutu içinde acaba kıza kurşun mu aldı diye düşünmeden edemedi. Trey, böyle bir gecede hayatının kadınına silah almayı düşünecek kadar odundu. Ruby hediyeyi açtığında derin bir nefes aldı, bileklik iyi bir seçimdi. Sözlerinin onu etkilemiş olmasından memnun olurken kadınının hediyesinin ardından sihirbaza döndü.

"Ruby, sana verdiğim kolye sıradan bir kolye değil. Bir çeşit tılsım bu yüzden onu taktıktan sonra bir daha asla çıkarma. Biliyorsun biz büyülü kişileri de iyi tarafta oldukları sürece koruyoruz. Bu benim Caitlyn ile yaptığım bir anlaşma ve oda karşılığında bana özel tılsımlar yapıyor ve ben bunları gerçekten hak eden kişilere veriyorum. Senin gibi... Tılsım bedeninin çabuk iyileşmesine ve fiziksel olarak daha güçlü ve dayanıklı olmana neden oluyor."

Ruby'nin ağzı açık kendisini dinledikten sonra aklından geçenleri anlayabiliyordu. Hak etmediğini düşünecekti büyük ihtimalle ama aslında hak ediyordu. Bunun altındaki en büyük neden Trey'di. Trey onca yılın ardından ilk kez gerçek mutluluğu yaşıyordu. Lexina onu hayata bağlamıştı, mutlu olduğu anları da olmuştu. Yine de ona baktığında derinlerde ailesini kaybeden o üzgün çocuğu çoğu zaman kimse fark etmese de ona en yakın kişi olarak kendi görüyordu. Ama şimdi göremiyordu, Ruby her ne yapıyorsa ona iyi geliyordu ve bu devam ettiği sürece kızı aileden biri olarak görmeye devam edecekti.

"Gözlerin tekrar dolmasın sulu göz. Bu bir parti ve sen ailemizden birisin. O yüzden bunları hak etmediğini düşünme. Trey'i mutlu ediyorsun, her ne kadar yeğenim bir odun olsa da onda yaptığın değişimlerden memnunum her ne yapıyorsan devam et. Onu biraz daha adama çevirdiğin için bende sana teşekkür ederim..."

Trey'in sinirli yüzünü gördüğünde gülümsedi. Bu duygulu ortamı dağıtmalıydı. Saatini kontrol etti. Tatlı servisi başlarken diğer sürprize sadece dakikalar kalmıştı.

Avcı Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14

Kabul ediyordu hediye konusunda biraz kötü olabilirdi ancak en azından düşünceliydi. Bu yüzden ortağının ona o kadar laf etmesi sinirlerini bozmuştu. Üzerinde durmamaya çalışıp hayatındaki güzelliğin partisine odaklandı. Amcası hediyesini verdikten sonra kendi de ona gününün yarısını harcayarak bulduğu bilekliği kıza uzattı. Paketi açtıktan sonra ruby’nin ağlamaya başlamasıyla şaşkınlıkla ona baktı. Ne yani o kadar mı kötüydü hediyesi? Neden ağlıyordu şimdi? Ne yapacağını şaşırmış bir şekilde saçını karıştırarak ''Ben… Seveceğini düşünmüştüm. '' Dediğinde sevgilisinin sözleriyle gözlerini onun gözlerine dikti. Bir şeyler söylemek istemişti ama ne diyeceğini bilmiyordu. Bakışlarını yere sabitleyerek ''Beğendiğini umuyorum '' dedi. Lexi devam etmesini engelleyip araya girerek hediyesini vermişti. Onun Ruby’nin kulağına bir şeyler fısıldayıp kıkırdaması ile gözlerini kısıp eski ortağına baktı. Tam laf sokmak üzereyken amcası konuşmaya başlamıştı. Duyduğu açıklama şaşırtmasının yanında mutlu ederken sonradan duydukları sinirlendirdi. Ellerini göğsünde birleştirerek ''Bu kadar iltifat etmene gerek yoktu amca!!! Çok naziksin ''diye laf çarptıktan sonra gözüne gülen eski ortağı takıldı.

Ona bakarak ''Neye gülüyorsun uyuz. Çok mu komik? '' diye sordu. Bozulmuş bir şekilde masaya ilerleyerek ''Tatlıya geçelim en iyisi '' dedi. Küçük bir çocuk gibi önündeki tatlıdan koca bir yudumu ağzına teperken kaşlarını çatmış bir şekilde amcasına baktı. Gözleri sevgilisiyle buluştuğunda göz kırpıp ona da bir çatal uzatarak ''Bence oldukça güzel bak bakalım beğenecek misin '' dedi.

Konu: Geri: Hoşgeldin Partisi, Sürpriz Teklif Perş. Mart 12 2015, 16:24

Bu parti sürpriz değildi yani haberim olan bir şeydi. Ama hediyeler kesinlikle beklemediğim detaylardı. Önce Saevus'un hediyesi ardında sevdiğim adamın ve Lexi'nin... Hiç birini hak etmediğimi düşünüyordum. Aksini iddia edemezdim. En başta Trey'i hala hak etmediğim ortadaydı, geçmişim karmakarışıktı. Dahası hala hastalığım vardı şimdilik başıma bela olmasa da hep aklımın bir köşesindeydi. Yinede inatla psikologa gidemiyordum. Gitmek istemiyordum. Verdikleri ilaçlar beni aptallaştırıp uyutmaktan başka bir işe yaramıyordu. Uyurken gördüğüm kabuslardan dan uyanamamak da çabasıydı. Tüm bunlar varken evet hak etmiyordum bu olanları ama liderin sanki aklımı okumuş gibi söylediği sözlerden sonra gülümsemeye çalıştım. Kolye ve Caitlyn ile ilgili detay beni hem şaşırtmış hemde daha fazla mahcup etmişti. Bu aileyi hangi iyiliğimin karşılığında aldığımı bilmiyordum ama onlarla olmaktan mutluydum. Yanağımdan akan yaşlara rağmen.

"Şey ben ne diyeceğimi bilmiyorum, bu kolye çok değerli..."

Kolyeyi Trey'e uzatıp takmasını rica ettikten sonra saçlarımı tek omzuma saldım. Sonra göz yaşlarımı yanlış anlaması ile ona gülümsedim. Lexina'nın kulağıma söylediği sözlerle biraz daha gülümserken Saevus'un sesi yeniden kulaklarımı doldurdu. Liderin konuşması hoşuma giderken sona doğru dedikleri ve Lexina'nın kahkahası ile bende gülmeye başladım. Trey'in sinirli tavrı ile küçük bir çocuk gibi kızmasıyla alt dudağımı ısırdım ve daha fazla gülmemek için kendimi sıktım. Yerime oturup onun tatlıya saldırması ile bakışlarımı ondan ayırmadım. Onu çok seviyordum acaba şimdi söylesem ne der diye düşünürken ağzıma yanaşan tatlıyı Trey'in boşta olan elini ellerimin arasına aldıktan sonra, ağzıma aldım. Tatlının çikolata sosu dudaklarıma bulaşırken dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim aynı anda Trey'in elini de daha çok sıkıyordum. Yüzümü ona doğru yaklaştırdığım da fısıldadım.

"Az önce güldüğüm için özür dilerim, Trey. Sadece amcan benim daha fazla aileden biri olduğumu hissettirdi ve sen tüm bunların anahtarısın. Seninle olduğum için gerçekten çok mutluyum..."

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

Treye ne kadar laf sokarsa soksun o hayatında oldukça önemli bir noktadaydı. Bu yüzden ruby’i biraz araştırmıştı. O odun lexina helix ailesini kaybettikten sonra karşısına çıkıp yaşaması için bir neden verip bir kardeş gibi olduğundan kızın onu üzme ihtimalini göze alamamıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse reilly ve onun klanı sadece başlangıçtı. Kızın düşmanı tahmin etmediği kadar fazlaydı. Bu normal insanların gözünü korkutsa da letalis klanı için bir tehdit oluşturacağını sanmıyordu. Hediyeler verildikten sonra müzipçe fısıldadığı sözcükleri sevdiği adam sesli bir şekilde dile getirdiğinde kahkahalara boğulmuştu. Trey’in bir çocuk gibi mızmızlanıp tavır yapması daha çok güldürürken söylediği sözlere karşılık ‘Evet komik bay kütük’ diyerek kahkahalarını bastırmaya çalıştı. Eski ortağının masaya oturup kendini tatlıya vermesiyle gülmekten ağrıyan karnını tutarak birkaç derin nefesle uzun süredir kontrol altına almaya çalıştığı kahkahalarını sonunda zapt etmeyi başardı. Masaya oturup önündeki tatlıyla oynarken meyve suyundan bir yudum alarak ‘Trey… Aslında seninle konuşmak istediğim bir şey var. Daha doğrusu bir rica diyelim’ dedi. Onun şimdi elime düştün sırıtmasına aldırmadan kırdığı gönlünü alabilmek adına ‘Biliyorsun hamile olduğum için sahalardan uzakta yeni avcıları eğitiyorum. Bu konuda açıkçası biraz yardıma ihtiyacım var. Öğrencilerin eğitiminde ne derece ilerleyebildiğimizi görmek adına senin zekice hamlelerine ve avcılık konusundaki üstün yeteneğine başvurmak istiyorum. ’ dedi. O kadar övgünün ardından sevgili kütüğün yüzünde gördüğü mutlu gülümsemeyle rahatlayıp sevgilisine göz kırptı.

Yerle bir olan ego başarıyla tamir edilmişti. Tatlısından bir lokma alıp gözlerini seavus’a dikerek ‘Bu partiyi düzenlemek muhteşem bir fikirdi hayatım. Sayende herkesin kafası dağıldı’ dedi.

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Partinin Ruby ile ilgili kısmını hızlandırırken hediye ve konuşmanın kızın üzerindeki etkisi ile derin bir nefes aldı. eğer o yaşları yapmacık bulsa kesinlikle sert yüzünü gösterirdi ama görmemişti. Zaten bu yüzden sırf onu neşelendirmek adına Trey'i kullanarak ortamı yatıştırdı, ardından olanları ise sadece sessizce izledi. Hiç büyümemiş olan Trey'in çocuksu tavırlarına gülümserken Lexina'nın sözleri ile mutlu olması partinin kendisi için olan kısmına zemin hazırladı. Sevdiği kadının sözlerini duyduğunda masada duran elini tuttu.

"Bu partinin tek özel yanı bu değildi, sevgilim. Gecemiz devam ediyor..."

Eline aldığı telefonla ufak bir görüşme yaptıktan sonra bahçede duran ışıkların bir kaçı söndürülüp daha loş bir ortam yaratıldığında kemancılar ortaya çıktı. Sevdiği kadının elini kavrayıp onu ayağa kaldırdığında dans için ortaya çekti. Onu kollarının arasına alıp dans etmeye başladıklarında elini kadınının kalçasına yerleştirdi. Dansları devam ederken başlarından aşağı yağan gül yaprakları ile Lexina'nın ne kadar şaşırdığını gördükten sonra ondan bir adım geri çekilerek önünde diz çöktü. Cebinden çıkardığı ufak kutuyu sevdiği kadına uzattı.

"Sevgilim. Bana hep bir aile verdiğinden bahsediyordum. Gerçek bir aile olabilmemiz için benimle evlenir misin? Seni çok ama çok seviyorum. Aşkımı sana son günlerde hep söylemek istedim ama teklifim ile daha anlamlı olur diye düşündüm."

Avcı Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14

Gözlerini tatlıdan ayırıp önce amcasına ardından da lexi ye kötü bir bakış attıktan sonra sevgilisine baktı. Onun düşen suratı az önce fazlamı kızgın davrandım acaba diye düşündürürken onun bu halinden hoşlanmadığı için tatlı uzatıp gönlünü almaya çalıştı. Ruby’nin yüzünde oluşan tebessüm trey’i memnun ederken elini tutan elle gülümsedi. Tatlıyı yerken oldukça sevimli olan hali dudağını yalamasıyla son derece tahrik ediciydi. Duydukları kalp ritmini bozarken nefessiz kalmasını sağladı. Kontrolünü kaybedip kızı hızla kendine çekip dudaklarına kapandı. Elleri kızın belinde gezinmeye başladığında bedeni alev almış durumdaydı ama duyduğu boğaz temizleme sesiyle ondan zorda olsa ayrılmak zorunda kalmıştı. Gözlerini kızın gözlerine dikerek ‘Bende öyle güzelim. Seni tanıdığım için çok şanslıyım’ diye fısıldayıp göz kırptı. Anın büyüsünü bozan amcasına kötü bir bakış attıktan sonra lexi’nin konuşmasıyla dikkati dağıldı. İlk sözleri yüzünde sinsi bir gülümsemeye neden olurken ardından duydukları ile gayet memnun oldu. Mutlu bir şekilde gülümseyerek '' Demek yardımıma.ihtiyacın.var.'' dedi.

Her cümleyi vurgulamaktan özellikle zevk almıştı. Onun sokakta kalmış yavru köpek bakışlarıyla başını sallayarak onaylaması üzerine daha da keyiflenerek '' Tamam'' dedi ukalaca. Eski ortağının ona takılmak yerine amcasına bir şeyler demesi ile gecenin sonlarına geldiklerini fark etti. Her şey düşündüğünden daha güzel olmuştu. Tam amcasına her şey için teşekkür edip kalkmayı düşünürken onun sözleri ile merakla ona baktı. O sırada ışıklardan bir kaçı sönünce '' Anlaşılan ışıklar seninle aynı fikirde değil amca gece bitmişe benziyo…'' derken araya giren keman sesiyle dondu. Şaşkın şaşkın etrafa bakarken amcası ile lexi’nin dans edişlerini izledi. O sırada başlarından aşağı dökülen gül yaprakları ile neden olduğunu bilmeden bozulup gözlerini devirerek '' Aman ne hoş…'' diye homurdandı.

Sabırla bu anın bitmesini beklerken koskoca klan liderinin eski ortağının önünde diz çökmesi ile gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Duydukları ise kalakalmasını sağladı. Evleniyorlardı… Trey daha ilişkilerini yeni kabullenmiş kuzen mevzusuna alışmaya çalışırken onun uyuz lexisi yengesi olacaktı. Kollarını göğsünde kavuşturup gözlerini kısarak '' Tam gününü buldun yani…'' diye söylendi.

Konu: Geri: Hoşgeldin Partisi, Sürpriz Teklif Çarş. Mart 18 2015, 19:48

Gülümsemem den sonra Trey'in hareketleri yüzünden onu üzdüğümü düşündüm. Onu üzmek istemiyordum, üzgün görmeye ise kesinlikle dayanamıyordum. Ona her baktığım da kalp atışımın ani hızına ise bir türlü engel olamıyordum. Ona kesinlikle aşıktım bunu kabul ediyordum. Hislerim kesinlikle Reilly'e duyduğum aptalca şeylerle karşılaştırılamazdı. Geçmişimde her zaman bir yara olarak kalsa da artık o yoktu, hayatımda Trey vardı. Kalbimi bu denli attıran ve yaşama sebebim olan. Diğer yandan ise hisler korkularımı getiriyordu onu sevdiğimi söyledikten sonra bozulacak bir büyünün etkisinde gibi hissediyordum kendimi. Sevdiğim her insan kalbimi öyle çok parçalara ayırmıştı ki şu an yaşadığım her şey bana fazla geliyordu. Ağzıma atılan tatlıdan sonra ona özrümü ve mutluluğumu söyledikten sonra dudaklarıma kapanması ile dondum. Ama hemen karşılık da verdim. Başka türlüsü mümkün değildi ki zaten o her şeyi ile beni etkileyen kişiydi. Elini belimde hissettiğimde yakasını tutup onu kendime çektim. Öksürük sesini duyduğum da ise kıpkırmızı bir suratla Trey'den uzaklaştım. Bir an masa da onun ailesi ile olduğumu unutmuştum, gerçi Saevus'a göre artık onlar da benim ailemdi. Kırmızı yüzümle sessizce otururken sonraki konuşmalara katılmadan sadece dinledim. Lexina'nın sözleri ile mutlu olan Trey güldüğün de güldüm. Onun böylesine çocuksu olduğunu yeni yeni fark ediyordum. Belki de ailesinin eksikliğini en çok bu çocuksu tarafı yaşıyordu ama o yine de şanslıydı. Harika bir amcası vardı.

Amcasının konuşmasının sonrasında olanları izlerken nefesim kesildi. Lexina'nın şaşkınlığı, Saevus'un saf aşkı. Birbirleri için yaratılmış gibi görünüyorlardı. Her sürprizde Lexi'nin mutluluğu artarken duyduğum teklif ile bir anda gözlerim doldu. Onlar için mutluydum evet, kıskanıyor falan da değildim. Ama bu sahne asla baş rolünü benim oynamayacağım bir şeydi. Hayatımda aşık olduğum adam olsa bile onunla aramdaki olaya bir ad koyamıyordum. Evet sevgiliydik, birbirimize aittik. Ama sanki sadece birbirimizi bedenen arzuluyor ve paylaşamıyor gibiydik. Ben olmasam da Trey öyle gibiydi, bilmiyordum. Onu sevdiğimi dile getiremiyordum onun dudaklarından ise sevgi ile ilgili hiç bir şey duymadım. Biraz daha durursam ağlayacağımı biliyordum. Hızla ayaklanıp çiftin yanına yaklaştım.

"Sizi tebrik ederim ve mutluluklar dilerim."

Konuşmam biter bitmez odaya doğru hızla ilerledim. Trey'i geri de bırakmış olmayı umursamıyordum. İşin aslı şu an onu görmekte istemiyordum. Çünkü görürsem onu sevdiğimi söylerdim ve bu büyüyü bozardım. Bozmayı ise istemiyordum, onsuz olmaya hazır değildim bunu biliyorum.

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

Kütük diyip üstüne gülerek kalbini kırdığımın farkındaydım. Çocuksu tavırlarıyla bunu gayet net belli ederken sevgilisinin yanında mahcup olması içime sinmemişti. Üstelik onun somurtmasından hoşlanmıyordum. Bu yüzden egosunu pohpohlayıp ondan yardım istedim. Yüzünde gördüğüm mutlu gülümseme rahatlatırken laf sokmaya uğraşıp beni küçümsemesine izin verdim. Sözlerine başımı sallamak dışında cevap vermedim çünkü avcılık konusunda iyi olduğumu biliyordum. Seavusla birlikte olduğum sıralar hamile olduğumu bilmeden önce onun ortağıydım ve bu konudaki yeteneklerimi herkes gayet iyi görmüştü. Konu değiştirmek adına sevgilime dönüp bu gece hakkındaki fikrimi belirttim. Elimi tutması gülümsememi sağladı. Duyduklarım ise merakımı körüklemişti. Yaptığı kısa telefon konuşmasından sonra gözlerimi onun gözlerine diktim. Ne planlıyorsun? Dercesine bakarken ortam daha loş bir hal almıştı. Parti havasının yavaş yavaş değiştiğini hissediyordum. Duyduğum müzik, gördüğüm kemancılar şaşırmamı sağlarken tarifsiz bir mutluluk bedenimi ele geçirdi. Heyecanla onunla dans etmek için kalkarken gülümseyerek ‘Saevus… Sen gerçekten harika bir adamsın’ dedim. Kolları arasında olmanın verdiği harika hisle gözlerimi gözlerinden alamazken başımızdan aşağı yağan gül yaprakları donup kalmamı sağlamıştı. Şok olmuş bir şekilde durup yukarı baktım. Bu… Bunu yani… Şuan ki durumumu kelimelerle anlatabileceğimi sanmıyordum.

Yağmaya devam eden gül yapraklarını izlerken sevdiğim adamın geri çekilmesiyle bütün dikkatimi ona verdim. Önümde diz çöküp cebinden bir kutu çıkartması ile kalbim göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi atmaya başladı. Zorlukla yutkundum. Duyduklarım ile gözlerim yaşadığım tarifi imkansız mutlulukla dolarken ‘Evet… Evet çünkü bende seni seviyorum’ diyerek boynuna sarıldım.Göz yaşlarım onun gömleğini ıslatırken ruby’nin tebriğini zar zor duyabildim. Hiç istemesem de onun göğsünden bir parça uzaklaşıp gözlerine bakarak ‘Şuan öyle mutluyum ki… Bunu kelimelerle tarif edemem. Romantik süprizin için teşekkür ederim sevgilim.’ dedikten sonra kendimi daha fazla tutamayıp dudaklarına tatlı bir öpücük bırakıp geri çekildim.

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Partinin aşık olduğu kadınla ilgili kısmı yaklaşılırken ortamı yumuşatmak için aracı olarak kullandığı Trey'in çocukluğuna diyecek lafı yoktu. Doğacak çocukları ile birlikte Lexina ile evde iki bebeğe bakmak zorunda kalacaklar gibi görünüyordu. Sevdiği kadının onun gönlünü almasından sonra asıl sürpriz için konuşurken Trey'in sözleri ile güldü. Sürprizin daha başını bile anlamamıştı odun diye geçirdi içinden. Şu an cidden Ruby için üzüldüğünü hissetti, Trey ile bir ömür geçer miydi? Çalan müzik ona en güzel cevabı verirken ona laf yetiştirmek yerine sevdiği kadına odaklandı. Tüm sürprizlerin sonunda cevabını istediği soruyu yöneltti. Lexina'nın mutluluğu gözlerinden okunurken her şeye değdi diye düşündü. Evet kelimesini duyduktan sonra boynuna atlayan güzelliğe sıkıca sarıldı. Göz yaşları gömleğini ıslatırken yüzünde bir gülümseme vardı. Ruby'nin tebriğini kabul ettikten sonra sevdiği kadının başını elleri arasına aldı.

"Ağlama güzelim... Beni üçüncü kez dünyanın en mutlu erkeği yapıyorsun, seni seviyorum."

Kadını konuşmaya devam ederken onu dinlemeye başladı. Mutlu olduğunu bilmek güzeldi. Çünkü Lexi'nin hak ettiği tek duygu buydu, mutluluk. İçindeki aşk da onu sonsuza dek mutlu etmek isteyecek kadar güçlüydü. Dudaklarına kapanan dudaklara tutku ile karşılık verirken keman sesleri sustu ve müzik için gelen kişiler yavaşça gözden kayboldu. Öpüşmeleri kesildiğinde sevdiği kadına sıkıca bir süre sarıldı. Sonrasında saatini kontrol ederek Lexi'nin etrafından dönerek arkasına geçip beline sarılıp onu kendisine çekti ve kulağına fısıldamaya başladı.

"Çok daha fazlasını hak ediyorsun, sevgilim. Hem zaten sürprizler henüz bitmedi. Gökyüzüne bak..."

Cümlesi bittikten saniyeler sonra havai fişekler teker teker patlamaya başladı. İlk önce gökyüzünü çeşitli renklere bürüyen fişeklerin ardından harfler belirmeye başladı. Okunacak hale geldiğinde cümle göründü. 'Seni seviyorum, Lexina'.

Avcı Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14

Trey letalis 23 yaşında olabilirdi ancak hala oldukça kıskanç bir çocuktan fazlası değildi. Yıllarca babası olarak gördüğü adamın etrafında dolanan kadınları amcası ile olan zamanından çalacakları gerçeği ile düşman kabul etmiş bir şekilde hepsini sorun olmaktan çıkartmıştı.Ama lexi ile yakınlaşabilecekleri aklının ucundan bile geçmemişti. Söz konusu ortağı onun için neydi? Hayatının neresindeydi bilmiyordu ama onu da oldukça kıskanıyordu. Bu yüzden amcasına yaptığını ona da yapmış ikilinin hayatına giren herkesi itina ile def etmişti. O onların çevresindekilerden kurtulurken klan liderinin ortağı ile mercimeği fırına verdiğini tahmin edememişti. İlişkilerini ilk başta öğrenseydi muhtemelen karşı çıkardı ama o durumu öğrendiğinde iş işten çoktan geçmiş lexi hamile kalmıştı. Başta durumu sindiremese de kuzen gerçeği ile sessiz kalıp sevdiği iki insanı kaybetmeyip onlarla daha sık vakit geçirebileceğini düşünüp sevinmişti.

Şimdi bütün bu düşüncelerine rağmen onların evlenecek olmasını kabullenmekte zorlanıyordu. Kollarını göğsünde kovuşturup bozulmuş bir şekilde onları izlerken eski! Ortağının amcasını öpmeye başlamasıyla gözlerini devirdi. O sırada ruby mutluluklar dileyip gitmişti. Sevgilisinin ardından o da bu duruma daha fazla dayanamayarak hızla ayaklandı. Somurtarak '' Bende tebrik ederim…'' dedikten sonra hızla bahçeyi terk etti. Daha fazlasını bünyesi kalmdırmazdı.

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

E-Evleniyordum. Gözümden akan mutluluk yaşlarına aldırmadan gülümsedim. Bir gün çocukken hayallerimi süsleyen beyaz atlı prensimle bu durumda olacağımız aklımın ucundan bile geçmezdi. İstemediğim için değil hayatımda ailemi kaybettikten sonra nefes almama yardım eden tek kişi ile alakalıydı. Yani trey yüzündendi. Şuan kolları arasında bulunduğum adam benim için yasaktı ama ben önce onun kadını ardından da bebeğinin annesi olmuştum şimdi ise evleneceği kişi olacaktım. Bütün bu olanlar o kadar güzeldi ki bir hayalden farksızdı. Gerçek olmamasından korkuyordum. Sevdiğim adam kendini geri çektiğinde surat asma isteğimi bastırarak gözlerimi gözlerine diktim. Seavus kesinlikle her kadının hayallerini süsleyen erkekti. Düşünceli,kadın ruhundan anlayan,yakışıklı,karizmatik,romantik ve süprizlerle doluydu. Evet aynı zamanda tehlikeli, öfkelendiğinde aşırı derecede korkutucu ve fazlasıyla korumacıydı ama bütün bunlar harika bir baba ve mükemmel bir eş olacağı gerçeğini değiştirmiyordu. Onun etrafımda dolanıp arkamdan belime sarılmasıyla gülümsedim. Derin bir nefesle kokusunu içime çekerken duyduklarımla aldığım nefesi veremeden kalmıştım. Başımı hızla gökyüzüne kaldırdığımda havai fişekler büyüledi. Ardından gördüğüm yazılarla gözlerim şaşkınlıkla büyürken hızla kolları arasında dönüp dudaklarını dudaklarımla mühürledim.

Öpücüğü biraz derinleştirip tadını yeterince algıladıktan sonra geri çekilerek nefes nefese ‘Bende seni seviyorum sevgilim. Hemde çok ama çok seviyorum ’ dedim. Bir elim yanağını bir süre okşadıktan sonra etrafta bizden başka kimsenin kalmadığını bildiğimden durdum. Bir elimi göğsünün üzerine koyup diğer elimi bedeninin üzerinde yavaşça gezdirip arsızca gülümsedim. Aklıma gelenlerle ufak bir kahkaha atarak gözlerimi onun merakla bakan gözlerine diktim.

Dudağımı ısırarak ‘ Biliyor musun şuan içinde bulunduğum mutluluğu senle bu halde olabileceğimizi hayal bile edemezdim özellikle trey’in hayatındaki kadınlarla ilgili ne düşündüğünü bilirken… ’ dedim. Sonra aklıma söyledikleri geldi. Merakla gözlerimi onun gözlerine dikerek ‘ Sevgilim… Az önce 3. Kez dünyanın en mutlu erkeği olduğunu söyledin ya merak ettim diğer ikisi ne zamandı? ’ diye sordum.

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Sürprizleri son hız devam ederken Lexina'nın yüzündeki gülümseme hiç eksik olmuyordu. Onun yüzündeki her gülümseme içinde ona olan sevgiyi biraz daha arttırırken onu gülümsetiyor olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Gökyüzünde seni seviyorum kelimesinden sonra dudaklarına kapanan dudaklara ateşle karşılık verdi. Bahçe de onlar dışında hiç kimse kalmamıştı. Kadınının dudaklarından sevildiğini duyduğunda mutluluğu daha da arttı. Sevdiği kadının attığı tatlı kahkahalarla yüzüne odaklandığında ellerini beline yerleştirip onu kendine yaklaştırdı. Duyduklarından sonra yeğeninin yaptıklarını hatırladı. Özellikle küçükken onu yakaladığı zamanları... Hayatına girmeye çalışan birkaç kadına yaptıklarını görmüş ama umursamamıştı. Hiç biri hayatında kalıcı olmaya değmezdi. Ama şimdi düşününce Trey'e minnet bile duyabilirdi. Eğer o bu şekilde uğraşmasa belki de yıllar önce hak etmeyen bir kadını hayatına sokacaktı ve Lexina asla hayatında olmayacaktı. Bu düşünce kafasında oluştuğunda kıskanç yeğeni içinde yakın zamanda güzel bir şey yapmayı düşündü. Belki de Ruby'e bir sürpriz hazırlamalıydı sonrasında Trey'e olayı anlatıp onu mutlu etmesini sağlayabilirdi. Yoksa odununun pek bir iş yapmayacağını biliyordu. Aklındaki bu düşünce ile oda ufak bir kahkaha attı.

"Kıskanç velede şu an teşekkür edebilirim, hayatım. Benimle olmaya hazır kadınları hayatımdan çıkarıp seni bu eve getirdiği için..."

Sözlerinden sonra dudaklarına masum bir öpücük kondurdu. Sorduğu soruyla gözlerinin içine baktı.

"Aslında hepsini söyleyeyim sevgilim. İlk mutluluğum hayatıma girip sadece benim olman oldu, ikinci mutluluğum ise karnındaki küçük mucize bebeğimiz. Üçüncü ve son olarak ise bana evet demen. Resmi olarak eşim olacak olman, sevgilim..."

Sözleri biter bitmez kadınını kucakladı. Artık parti başka bir yerde gerçekleşecekti. Malikanenin bir katının tüm odaları sevdiği kadın ve kendisine ait olduğu için o kattaki odalardan birini ondan gizli çocuk odasına çevirmişti. Onu kapalı kapının önüne getirip cebinden çıkardığı kumaş parçası ile gözlerini bağladı.

"Henüz sürprizler bitmedi demiştim bebeğim."

Kadınını yavaş yavaş yürütüp kapıyı açtı ve Lexina'ı içeri soktu. Boynuna hafif öpücükler kondururken eli karnında gezindi bir süre...

"Aslında bu seferki sürpriz tam olarak senin değil, umarım beğenirsin..."

Sözlerinden sonra kurdeleyi çözdü.

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

Dudaklarına kapanıp ona içimden geçenleri söylerken trey ile ilgili bildiklerimi kaba taslak kelimelere döktüğümü dehşetle fark edip anında sustum. Ona aşıktım ve bebeğimin babası olmakla birlikte çok yakında eşimde olacaktı ancak trey de hayatımın en berbat anında nefes almamı sağlayan kişiydi. Amcasıyla birlikte olmam onun sırlarını ifşa edeceğim anlamına gelmiyordu. Sevgilimin attığı kahkaha ile kendimi toparlayıp ona baktım. Duyduklarım yüzümdeki silikleşen gülümsemenin artmasını sağlarken ‘Bende ona minnettarım… ’ dedim. Dudaklarıma kondurulan masumane öpücükten sonra konu değiştirme amaçlı merak ettiğim soruyu yönelttiğimde sözleri kalbimin teklemesini sağladı. Heyecandan ne yapacağımı şaşırmış halde cümle kurmayı denerken bir anda onun beni kucağına alması ile merakla    ‘Odamıza mı gidiyoruz? ’ diye sordum. Cevap alamayınca tatlı bir şekilde gülümseyip başımı onun göğsüne yaslayarak anın tadını çıkardım. Onun kolları arasında olmak harika bir histi.Aşık olduğum adam yanımda olduğu sürece geri kalan hiçbir şeyin önemi yoktu. Nereye gittiğimizi umursamıyordum. Bize ait olan kata geldiğimizde aklımda geceyle ilgili yaramazlıklar gelirken arsızca gülümsememe engel olamadım. Yatak odamıza yaklaşırken durmuştu ona bakarak ‘Ne oldu? ’ diye sordum.

Ayaklarım yere bastığında gözlerime bağlanan kumaş parçası ile merakım iyice artmıştı. Etrafı göremediğimden ellerim içgüdüsel olarak yukarı kalktı. ‘Aşkım bu da neyin nesi? ’ diye sorarken ellerim onun bedenini bulduğunda hareket etmeyi kestim. Sevdiğim adam tarafından yönlendirilirken ufak adımlar atmama rağmen bir an elim ayağım birbirine dolaşıp sendeledim. Sevgilim belimden daha da sıkı tutarak bedenimi ona daha çok yaslayıp düşmemi engellemişti. Sonunda durduğumuzda boynuna kondurulan öpücükler ile kıkırdayıp    ‘Gözlerimi açmayacak mısın? ’ diye sordum.

Kurdale çözüldüğünde gözlerimi rahatsız eden ışığa alışmam birkaç saniyemi aldı. Sonrasında gördüklerim gözlerimin şaşkınlıkla büyümesini sağlarken ufak bir sevinç çığlığı attım. Bebeğimize oda yapmıştı. Cinsiyeti henüz belli olmadığından oda hem erkek hem de kızın kullanabileceği renklerle döşenmişti. Büyülenmiş bir şekilde etrafı incelerken    ‘Bu… Bu oda çok güzel… Ellerine sağlık sevgilim. ’ dedim. Bebeğimin yatağındaki yastıkları düzeltip mutlulukla gülümsedim. Yanımda duran adama hayranlıkla bakarken kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Boynuna ufak bir öpücük kondurup sonra hafifçe ısırdım. Dudaklarım tenine değerek yavaşça yukarı çıkarken kulağına ‘ Bebeğimin harika bir babası var ’ diye fısıldadım.

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Sevdiği kadını yeni bir sürprize sürüklerken içinden beğeneceğini umuyordu. Çünkü bu kez sürpriz tam olarak onunla ilgili değildi, doğacak bebekleri ile ilgiliydi. Henüz cinsiyeti belli olmasa da onun için bir oda yaptırmıştı. Beyaz ağırlıklı hem erkek hem de kız bebeğin kullanabileceği şekilde düzenliydi. Eğer istenirse renklendirmek oldukça kolaydı. Lexina'nın gözüne bağlı kurdeleyi çözdükten sonra tepkisini beklemeye başladı. Gülümsemesi yüzüne yayılırken ne denli mutlu olduğunu gördü. Bu iş gittikçe daha fazla hoşuna gidiyordu. Onu mutlu etmeyi neredeyse amaç edinmiş gibiydi. Duydukları karşısında kadınına bakarak gülümsedi.

"Odayı beğeniyor olmana sevindim hayatım. Henüz erken biliyorum ama sürprizin içine katmayı mantıklı buldum."

Kadını ona doğru ilerlerken boynunda hissettiği nefesi bedenindeki ısının değişmesini sağladı. Hissettiği öpücükle sevdiği kadının belini kavradı. Öpücüklerin tadını çıkarırken elleri aşağı doğru ilerleyip kalçasını sıktı. Kulağında hissettiği nefes ile birlikte neredeyse sonraki hediyeyi unutacaktı ama neyse ki öyle bir şey olmadı. Saçlarını hafifçe tutup yüz yüze gelmelerini sağlayıp dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdu.

"Aynı şekilde bebeğimizin harika bir annesi. Hadi sürprizlere devam edelim."

Lexina'nın yüzündeki şaşkınlığın tadını çıkartıp elini tutarak bu kez odalarına götürdü. Odaya gelip dolabın önüne geldiklerinde dolabın kapısını kaydırarak açarken sürprizi dile getirdi.

"Bunlarda güzel annemiz için kıyafetler... Yakında bebeğimiz daha fazla büyüdüğünde bu kıyafetleri giyeceksin hayatım. Özellikle fazla mini bir şey almadım, bebeğimizin babasını katil etmek istemeyeceğini düşünerek."

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

Bebeğimizin odasını hayranlıkla izledim. Her bir detay itina ile hazırlanmıştı. Hem kız hem de erkek için eşit oranda düşünüldüğü açıktı. Seavus’un bu kadar ince düşünceli biri olması karşısında akşamdan beri karşılaştığım süprizleri de düşünerek bir kez daha hayran oldum. Böyle mükemmel bir erkeğe sahip olduğum için oldukça şanslıydım. Bebeğimin mükemmel babasıyla biraz daha yakından ilgilenme isteği ile onu öpüp tadını çıkartırken aşık olduğum adam belimden kavradığında yüzümde şehvetli bir gülümseme belirdi. Diğer kadınlarda hamileliğin nasıl ilerlediği konusunda bir fikrim yoktu ama benim için bu durum fazlasıyla yorgunluk birkaç kez bayılma, baş dönmesi ve kusmalar dışında normaldi. Hala erkeğini fazlasıyla arzulayan ve ufak kaçamaklar yaratmaya bayılan o kadındım. Dudaklarıma kapanan dudaklarla kalp atışlarım daha da hızlanırken öpüşmeyi derinleştirdim. Kesinlikle tadına doyamıyordum. Bedenim alev alev yanmaya başladığı esnada ateşli öpüşmemiz sonlanmıştı.

Arzudan koyulaşmış gözlerimle nefes nefese bir halde kendime gelmeye çalışırken duyduğum ilk cümle gülümsetti. Onun harika bir anne olduğumu düşünmesi gururumu okşarken devamında duyduklarım ile şaşkınlıkla ‘Ne? ’ diye mırıldandım. Hala sürpriz mi vardı? Tanrı yardımcım olsun bu gidişle mutluluktan ölecektim. Heyecanla onun yönlendirmesi ile odamıza geçip dolabın önüne geldiğimizde merakla ona baktım. Dolap açıldığında giydiğim kıyafetlerin yanına yenilerini gördüğümde afalladım. Duyduğum açıklamanın ilk kısmı gülümsetirken son kısmı kalakalmamı sağladı.

Normalde de mini giyinen biriydim ve sevdiğim adam bu konuda kıskandığını belli etse de olay çıkartmamıştı. Şimdi ise ileride bebeğimiz daha çok büyüyüp varlığını belli etmeye başladığı bir dönemde karnım şişerken giydiklerim yüzünden katil olabileceğini söylüyordu. Bir yerde bir şeyleri kaçırıyordum ve bu beni tedirgin etmişti. Aklımdaki düşünceleri geri plana itmeye çalışarak gözlerimi onun gözlerine dikip elini tutarak ‘ Kıyafetler ve diğer her şey için çok ama çok teşekkür ederim hayatım. Harika bir geceydi. Seni seviyorum ’ Dedim. Dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildiğimde gülümseyerek ‘ Ve elbette müstakbel kocamın katil olmasını istemem… Hoş mini kıyafetlerime düşkünlüğüm ara sıra problem yaratıyor olabilir ama bence iyi başa çıkıyorsun. O zamanda muhtemelen farklı olmaz ’ dedim.

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Sürprizlerin devamı için kadınını yatak odasına götürürken şaşkın bakışları ile gülümsedi. Ona aldığı kıyafetleri gösterdikten sonra tepkisini inceledi. Bunun son sürpriz olduğunu düşünüyorsa kadını yanılıyordu. Hala son bir sürpriz vardı ve oda yataklarında bekliyordu. Lexina'nın mutlu ve aşkla bakan gözlerine aynı aşkla baktıktan sonra öpücüğüne karşılık verdi. Mini kıyafetler hakkında söylediklerini sinirini bozsa da bu geceyi bozmayacaktı. Onun gözlerine içine bakarak konuşmaya başladı.

"Mini kıyafetler kocanı katil edecek haberin olsun. Ama şimdi bu anı bozmadan son sürprize geçelim."

Kadınının yeni şaşkınlığını görürken hafifçe gülümsedi ve onun elini tutarak yatağın kenarına götürüp, yatak örtüsü yavaşça kaldırdı. Bembeyaz çarşafın üzeri kırmızı gül yaprakları ile doluydu. Lexi'i aniden kucaklayıp yatağın ortasına yatırarak üstüne yerleşti.

"Buda bu gecelik son sürpriz hayatım. Gül yaprakları ile dolu bir yatakta kendimi sana sunuyorum. Seni çok seviyorum."

Dudaklarına aşkla kapansa da arzusu çabucak bedenini ele geçirdi. Dudakları boynuna inerken elbiseden bir çırpıda kurtuldu. Doyamadığı göğüslerini çıplak bırakarak emmeye başladı. Eli aşağı inip kadınlığına dokunduğunda ıslaklığını hissetti. İçine girmek için adeta deli oluyordu. Kadınının inlemeleri de bunu istediğini gösterirken üzerindekilerden kurtulup hızla içine yerleşti. Gelgitleri arasında Lexina'ı bir kaç kez tatmin ettikten sonra kendini serbest bıraktı. Ter kaplı vücutlarına rağmen kendini yatağın kenarına atarak sevdiği kadını sarmaladı. Arkasından sarıldığı kadının bir eli göğüslerinde dururken bir diğeri göbeğinin hemen üzerindeydi.

[/quote]

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

Sevdiğim adamın aldığı kıyafetleri beğensem de minilerimi ne kadar sevdiğimi dile getirmeden edemedim. Karşılığında duyduklarıma sadece gülümsedim. Ben müstakbel kocam derken kalbimin ve bütün benliğimin ait olduğu tek erkeğin bu duruma kendini alıştırarak direk kocan diye hitap etmesinden hoşlanmıştım. İçten içe bunun bir rüya olmaması için dua ettim. Hayallerimin prensine aşık olmuştum. Duygularım karşılıklıydı, bizim bir bebeğimiz olacaktı ve evleniyorduk! Mutluluktan ölebilirdim. Bütün gece beni şaşırtan süprizlerin bitmemiş olduğunu duymak yeniden şaşırmamı sağladı. Merakla onun yönlendirmesine uyup yatağa gittiğimizde gördüğüm gül yaprakları ile ufak bir sevinç çığlığı attım. Mutlulukla ‘ Tanrım seavus… Be-ben teşekkür ederim sen. ’ Diye cümle kurmayı denerken kendimi onun kucağında bulmuştum. Yatağa yatırıldığımda içimdeki arzu aşkımın önüne geçmeye başladı. Aklım hiç olmadığı kadar çok fantezi dünyasına kayarken duyduklarıma gülümsedim. Kollarımı boynuna dolayıp onu kendime çektim.

Nefesim yüzüne çarparken gözlerimi gözlerine dikerek ‘ Senden başka istediğim hiçbir şey yok sevgilim. Bende seni seviyorum. ’ Dedim ve dudaklarını öpmeye başladım. Bedenimdeki dokunuşlar aklımı başımdan alırken bende onun dokunmaktan kendimi alamadığım vücudunu keşfe çıktım. Dudaklarım o enfes dudaklardan yavaşça boynuna kayarken asla doyamadığım teninin tadını çıkartarak onunla son derece ateşli bir şekilde birlikte oldum. İkimizde o harika anın içinde kendimizi kaybederken kollarında olmanın tadını çıkarıyordum. Gözlerim yavaşça kapanırken göğsüne ufak bir öpücük bıraktım. Kalp atışları kulaklarımı doldururken uykuya daldım. Sevdiğim adamla birlikte uyumak tek kelime ile harikaydı.

Rp Sonu

» Teras Partisi Ardındaki Tehlike
» Tatlı Bir Sürpriz
» Sürpriz Ortak
» Sürpriz Düello
» Alışveriş Sonrası Sürpriz