| Dehşet Saatleri | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Dehşet Saatleri Paz Eyl. 20 2015, 19:22 | |
| Kurbanının çığlıkları kulaklarını doldururken elindeki neşterle perinin bedenine bir kesik daha attı. Yeni bir çığlık onu memnun ederken yüzündeki şeytani gülümseme bir an olsun azalmadı. Dakikalardır açtığı ve açmaya devam ettiği kesikler yüzünden perinin ten rengi giderek soluyordu. Ama üzeri kan kaplı olduğundan bunu sadece gözlerinde görebiliyordu. Göz kapakları, gözlerinin beyaz kısmı ile renk olarak bütünleşmiş şekildeydi. Yinede yaptığı büyü sayesinde perinin ölmesine izin vermiyordu. Kontrollü kesiklerde tam olarak bu işe yarıyordu. Onca acının ardından sorgulama kısmına geldiğinde dakikalardır yaptığı işkence saatlere dönüştü. İstediğini aldığı anda ise elindeki neşteri son kez kullanarak perinin kalbini bedeninden ayırdı. Avucuna aldığı kalbe bir süre baktıktan sonra gereksiz bir eşya gibi yere atarak perinin cansız bedenini olduğu yerde bıraktı.
Bedenine bulaşan kanlarla evine geldiğinde ilk iş olarak banyoya girdi. Aslında büyü ile de arınabilir ve temiz bir şekilde evine gidebilirdi. Ama suyun bedenine verdiği hissi sevdiği için dakikalarını suyun altında geçirerek tamamladı. Kurulanıp altına kısa bir şort giydiğinde yatağına ilerledi. Saat sabahın dördüydü. Bir kaç saate güneş doğacaktı ama onun için uyku vakti daha yeni gelmişti. Yatağının kendi bölümümde bulduğu sihirbazını kollarına alarak kendi tarafına ittiğinde gözlerini kapatarak uykuya daldı. Sonraki gün onun için de planları vardı.
Uzun uykusunun ardından gözlerini açtığında saat bire geliyordu. Sıradan işlerini hallettiğinde bugün sihirbazı ile yapacağı işi planladı. Kızın henüz bundan haberi yoktu, işten çıkmasına ise az saatler vardı. Phoebe eve geldiğinde onun hareketlerini izledi. Her zamanki gibi odasına gidip kıyafetleri değiştireceği sırada kızın yanına ilerleyip bedenini kavrayarak bedenine yasladı.
"Hoşgeldin, bebeğim..."
Boynuna kondurduğu öpücüklerle onu baştan çıkardığın da iki saat boyunca ona sertçe sahip oldu. Sihirbazı alıştığı için itirazsız ona karşılık veriyordu. Dinlenmek adına kızı göğsüne yatırdığında nedensiz yere saçlarını okşadı. Bu okşama işini Phoebe ona bir şekilde alıştırmıştı. Çünkü Reyes ne zaman kızın göğsüne yatsa, kız ellerini saçlarına daldırıp okşuyordu.
"Phoebe, kendine geldiğinde dışarı çıkacağız bebeğim. Elbette iyi bir yemekten sonra ve umarım yarın için toplantın falan yoktur. Çünkü yaptığım planda yarın işe gitmek için halin kalmayacak.
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Paz Ekim 04 2015, 23:57 | |
| Reyes’in karanlık yanını sevişme esnasında yaptığı, yapabildiği şeyleri düşündükçe ve inanmak istemese de alışmaya başlayarak aldığı zevki ona aşık olduğu kanısına varıyordu. Çünkü biliyordu ki ona gerçekten sevmeseydi elinde tutmak için asla yapmam dediği o şeyleri yapmaya kendini zorlamazdı. Ya da her sabah kahvaltı hazırlamak, akşamları onu beklerken bazen rahatsız koltukta uyuyakalmak gibi şeyler yapmazdı değil mi? Lanet… O bunların hepsini yapıyordu. Saçlarını sevmekte bunlara dahildi. Hissettiklerine direnmeyi bir süre önce bıraktığı için iç çekip onu delicesine bağlanıp kalbini kaptırdığı gerçeğini kabul etti. İç çekip önündeki işe odaklanmaya çalışırken sabah toplantılar için onu hiç istemeyerek de olsa yatakta tek bırakıp acele ile üstün körü hazırladığı kahvaltıyı perisinin yiyip yemediğini düşünürken avukatının konuşmaya başlamasıyla dikkati dağıldı. Kendinden birkaç yaş büyük olan ve şirketteki bütün kızların peşinden koştuğu adama phoebe’nin zar zor odaklanması sanırım normal değildi. Aldıkları tehditler konusundaki uyarılara gözlerini devirdi. Gerekli cevapları verip geri adım atmayacaklarının üzerine bastıktan sonra koşarcasına işten çıkıp eve gitmişti. Kapıdan girer girmez gördüğü perisine gülümsedi.
Üstünü değiştirmek için yukarı çıkarken kendini onun kollarında bulmanın mutluluğu ile gülümseyerek '' Teşekkür ederim. Sende hoş geldin reyes'' dedi. Onu arzulayan yanı ile elleri onun bedeninde gezinirken boynuna kondurulan öpücüklerle baştan çıkıp saatler boyunca sahip olduğu harika adamla zevk denizinin içinde kayboldu. Üzerindeki tatlı yorgunlukla onun kolları arasında dinlenirken saçlarındaki dokunuşlar kalbinin ritmini bozuyordu. Duydukları ile reyes’in kalbinin üzerine ufak bir öpücük kondurup gözlerini gözlerine dikerek '' Tamam yemeği ben hazırlarım ve yarın birkaç önemli görüşmem vardı ancak Arthur’u arayıp vekaleten katılmasını söylerim. Böylelikle işe gitmek zorunda kalmam'' diyerek dudaklarına bir öpücük kondurup iş gömleğini üzerine geçirerek mutfağa inip sevdiği adama büyük bir keyifle yemek hazırlamaya başladı.
| |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Ptsi Ekim 05 2015, 13:02 | |
| Nedensizce kızın saçlarını okşarken planlarını üstün körü file getirdi. Bu gece sihirbazı ile geçireceği saatlerini düşündükçe içindeki karanlık yan zevke geliyordu. Göğsündeki öpücüğün ardından duyduğu kelimeler yüzünde memnun bir ifade oluştururken kızın yanından uzaklaşmasını seyretti. Gömlekle yarım yamalak örttüğü bedeni bu haliyle bile ağız sulandırıyordu. Onunla yaşadığı zevkli saatleri günlere çevirerek kadar tutkuya sahipti. Aslında hayatı baz alındığında bu durum ona garip geliyordu, çünkü en uzun yatak arkadaşı Jezebel'di. Tabi tüm birlikteliklerinde çoğu zaman kontrol cadıda olduğundan zevkte Jezebel'e göre şekilleniyordu. Şimdi ise o zamanlardan bile daha fazla zevk aldığını hissediyordu ve elbette sihirbazın da zevk aldığından emin oluyordu. Bir başkasının olmadığını, olmayacağını bildiği içinde içi rahattı. Ona bir şekilde güvenmişti, belki de ilk birlikteliklerin de bakire olduğu için ona güveniyordu. Ama elbette diğer yandan sihirbazına bu konuda bir büyü yapmıştı. Ona bu sebeple bir erkek yanaştığı anda kendine bunu haber verecek bir büyü... Sonrası elbette adamın ölümü ile sonuçlanırdı. Eğer kız böyle bir şeyi istemişse de aralarındaki bu ilişkiyi tümden değiştirirdi, muhtemelen de sonu Phoebe'nin son derece acı çekmesi demekti. Çünkü bir şekilde değişen yanlarıyla beraber kıza bağlandığını hissediyordu.
Bir süre sonra yataktan kalktığında altına sadece bir şort giydi. Artık güzel kokular yaymaya başlayan mutfağa ilerlerken onu güzel bir sofra bekliyordu. Her zamanki sessizliğine bürünerek yemek işinin bir an önce tamamlanmasını bekledi. Yemek bittiğinde ise yapımının aksine her şeyi büyü ile yok etti. Aslında yemek işini de aynı şekilde yapacaktı ama kızın şevkle kalkışı onu vazgeçirmeye yetmişti. Phoebe ayaklanırken gömlek içindeki görüntüsüne kayıtsız kalamadığından onu aniden kendine geçti. Hazırsızlık yakalanan kıza arkadan sarılırken boynuna bir kaç öpücük kondurup dolgun göğüslerini okşadı.
"Sanırım seni giyinmen içinde uyarmalıydım. Fazla baştan çıkarıcı görünüyorsun"
Okşama ve öpücükleri sürerken kızın bacak arasındaki ıslaklığı hazır olduğunu gösterdiğinde kızı tezgaha yaslayarak şortunu çıkarıp içine yerleşti. Belini sertçe kavrayıp ritmini hızla sürdürürken kısa sürece ikisinin tatmin olmasını sağladı. Sonrada onun yorgun bedenini alarak banyoya götürdü. Özel iksirlerle yaptıkları duş dinç olmalarını sağlarken banyoda kızın ıslak dudaklarına öpücük kondurdu.
"Hazırlan bebeğim ve pantolon giy. Gideceğimiz yerde daha rahat edersin..."
Kız hazırlanırken oda siyah bir kot ve koyu renk bir tişört giydikten sonra üzerinde taşıması gereken bir kaç parça silahını aldı. Phoebe hazır olduğunda araba ile yola çıktılar. Saati kontrol ederken dakikaların kaldığını görerek gaza daha sert bastı. Sonunda Vita Nehrine geldiklerinde arabadan inerek kızın elini tutup ilerlemeye başladı. Bulundukları yer, ay ışığının nehri aydınlatması insanların romantik diye tanımladıkları olaya uyuyordu. Reyes içinse tek tanımı dehşet saatlerine eşlik edecek güzel bir manzara olmasıydı.
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Ptsi Ekim 05 2015, 21:09 | |
| Phoebe mutfakta zaman geçirmeyi hep sevmişti fakat aşık olduğu adama yemek hazırlarken yaşadığı mutluluğa alışık değildi. Onunla geçirdikleri güzel dakikaları düşünüp yüzünde şapşalca bir gülümsemeyle işini bitirip sofrayı hazırladı. Her şeyin kusursuz olmasını istediği için bir eksik var diye masayı kontrol ederken perisiyle göz göze gelmek kalp ritmini bozmuştu. Derin bir nefes alıp '' Yemek hazır '' diyerek masaya oturduğunda onun her zamanki sessizliğe gömülüşünü izledi. Yemekleri hakkında yine hiçbir şey söylememesi ile bir parça bozularak önündeki yemeği ile ilgilenirken acaba perimden ileriki zamanlarda bu konuda bir iltifat duyabilecek miyim diye düşündü. Hayır cevabını bulunca iştahı kaçtığı için yemeği bırakıp reyes’e baktı. Onun da yemekle işini bitirdiğini görerek masayı toparlamak için kalktığı esnada her şey büyüyle yok olunca duş almak için odasına gitmeye karar verip yürümeye başladığında kendini bir anda aşık olduğu adamın kollarında buldu. Her seferinde ritmi bozulan kalbine içinden iyi dileklerini iletirken hissettiği öpücükler ile inledi. Duydukları gülümsemesini sağladı. Belki yemeklerine etmiyordu ama en azından ona iltifat ediyordu ve bu bile phoebe için yeterliydi.
Dokunuşlar ve öpücüklerle baştan çıkarken büyük bir mutlulukla onunla yeniden birlikte oldu. Yaşadıkları zevkli dakikaların verdiği tatlı yorgunlukla baş etmeye çalışırken onun kollarında banyoya taşınmaktan son derece memnundu.
Banyo esnasında duyduklarına tamam anlamında başını sallayıp öpücün ve onunla zaman geçirmenin keyfini çıkardıktan sonra odaya gittiklerinde siyah bir tayt straplez bedenini saran siyah bir badi ve onlarla uyumlu aynı renk botlarını giydi. Üşümesi ihtimaline karşı üzerine ceketini de aldığında hazırdı. Yol boyu nereye gideceklerinin merakıyla salık saçlarının bukleleri ile ara ara oynayıp sessizliğini korumaya çalıştı. Geldikleri yere şöyle bir bakıp '' Vay canına… '' diye mırıldandı. Onunla bu harika manzaranın altında romantik bir yürüyüş yapıyor oldukları gerçeğiyle içi içine sığmazken '' Burası harika bir yer ve manzara kesinlikle muhteşem… '' dedi.
| |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Salı Ekim 06 2015, 22:25 | |
| Sadece ay ışığının aydınlattığı romantik bir ortam... Herhalde Reyes'ın olması gereken en son yerdi. O aşktan anlamazdı, sevginin ne olduğunu bile bilmiyordu. Sadece hayatında ilk kez sevgisini bir şekilde hissettiği kişi ile yaşamaya başlamıştı. Sihirbazı ile... Kızın tadı ve davranışları hoşuna gittiği için onunlaydı. Onunla sevişmek dışında ise yapmak istediği çok farklı şeyler vardı. Onun ruhunda bulunan ışığı yok etmek... Belki o zaman birbirlerine daha çok benzerlerdi. Bu benzerliğin sonuçlarının ne olacağını bilmiyordu. Bildiği tek bir şey vardı. O da sihirbazları işkence aracı olarak kullanmak sahiden hoşuna gidiyordu. Kızın ilk şaşkınlığı kulaklarını doldurduğunda düşüncelerinden bir nebze uzaklaştı. Onun tepkisini anlamamıştı, zaten bunun içinde bir gayret göstermiyordu. Adımlarını sessizlik içinde atarken hissettiği kişilerle bir anda durdu. Phoebe'de o sırada yeni bir cümle kuruyordu. Cümlesini devam etmesine izin vermeden eliyle ağzını kapatıp bedenini kendine yaklaştırdığında kulağına fısıldadı.
"Sessiz ol, bebeğim. Bizi fark etmemeleri gerek, en azından şimdilik..."
Sonrasında kızın elini yeniden kavrayıp beklediği kişilerin toplandığı alana geldi. Avcılar sırayla ortaya çıkarken toplantının başlayacağı anı bekledi. Çünkü asıl o zaman gösteri başlar ve hiç bir fire vermeden onlara işkence edebilirdi. Toplantı başlıyor görüldüğünde gözlerini Phoebe'e dikti.
"Ben başımı aşağı yukarı sallayana dek nefes alma, güzelim. Yoksa sende avcılar gibi kendinden geçersin, anlaşıldı mı?"
Kızın onayını beklediğinde hava elementini kullanarak büyüsüne başladı. Havayı karışan toz bulutunun içinde onlara acı verecek ve kendinden geçmelerini sağlayacak bir iksir bulunuyordu. Saniyeler sonra avcıların çığlık atarak sıra sıra düşüşünü izledikten sonra başını salladı. Phoebe artık nefes alabilirdi.
"Evet bebeğim, artık hazırız. Gördüğün kişiler sana gücün için yardım edecekler, tabi ki de kobay olarak... Onlara ne kadar acı verebileceğini görmek istiyordum."
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Çarş. Kas. 18 2015, 00:04 | |
| Reyes ile romantik bir akşam yürüyüşü. Phoebe’nin en azından geldikleri yerde aklına gelen şey buydu. Bu geceyle ilgili konuşup onun fikirlerini öğrenmeye çalışırken ağzını kapatan elle dondu. Kalp ritmi bozulurken duyduklarıyla korkuyla olduğu yerde kalmıştı. Neye karşı önlem alıyoruz? Ne oluyor? Diye düşünürken perisinin elinden tutmasıyla kendine geldi. Onun yönlendirmesiyle kalabalık bir topluluğun bulunduğu yere geldiklerinde sessizce ona baktı. Neden buradalardı? Aklı karmakarışık heyecandan bir türlü normal ritmine dönmeyen kalbi ile çaresizce perisinin yeni sözlerini dinleyip nefes almayı kestiğinde gördükleri kanını dondurdu. Kulaklarına ulaşan çığlıkları görmezden gelmeye çalıştı. Bunu zor olsa da başarmıştı. Aşık olduğu adamın onayıyla yeniden nefes almaya başladığında ciğerlerine çektiği temiz havayı dışarı veremeden duyduğu sözlerle gözleri büyümüş bir şekilde kalakaldı. Birkaç saniye reyes’e boş boş baktıktan sonra '' Ne! '' diye sordu. Duyduklarını sindirmeye çalışarak '' Reyes sen ne dediğinin farkında mısın? Onlar insan. Birlikte çalıştığımız zamanlarda kullandığımız objelerden birkaçı değiller.
Hepsinin kendine özgü hayatları var. Üstelik bize bir zarar vermediler neden onlara işkence edelim ki? ''diye sordu. Bütün planlarının boşa çıkması bir yana perisinin onla zaman geçirmek istemediğini aslında sadece gücünün sınırlarını görmek istediğini anlamak canını acıtmıştı. Bunları düşünmemeye çalışarak '' Tanrı aşkına! Bizim aksimize muhtemelen onları evde bekleyen umursayan birileri vardır. Gücümün ne kadar şiddetli olduğunu bilmiyoruz bile yani onları ayarlayamadığım gücümle öldürme ihtimalim oldukça fazla ki onlar kobay faresi değil '' dedi.
| |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Perş. Kas. 19 2015, 14:07 | |
| Avcıların acı dolu çığlıkları, duyduğu ilk andan beri zevke gelmesini sağlayan bir detaydı. Ama işi uzatmadan kısa keserek onları bayıltmak zorunda kaldı, çünkü kendi nefesini kontrol edebilse de Phoebe konusunda aynı şeyi söyleyemezdi. Tüm avcılar bayıldığında asıl amacını kelimelere döktü. Kızın değişen yüz ifadesi ve sıraladığı onca kelimenin bedeninde yarattığı tek etki öfkeydi. Onu sorguluyor muydu? Dahası sözünü dinlememe gibi bir tercihinin olduğunu mu sanıyordu? Onu beceriyor olabilirdi, başkası ile paylaşmıyor da olabilirdi, hatta ona sadık kalıyor bile olabilirdi. Ama bunların hiç biri ona karşı gelmesini sağlayacak bir etmen değildi. Derin bir nefesle planladığı mekana gitmeleri için bir büyü yaptığında depo benzeri bir yere gelmişlerdi. Avcılar baygın ve bağlı bir şekilde duvarda sıra sıra dizili halde bulunurlarken gözleri bağlıydı. Karanlık ile adeta bütünlenmiş olan gözlerini sihirbazına diktiğinde onu boğazından kavrayarak odanın ortasında bulunan tezgaha dayadı.
"Phoebe! Sana tüm laflarını yedirmeden önce bana bunu neden yapamayacağımı söyle? Sana yapabilir misin diye sormadım. Yapacaksın dedim. "
Kızın boğazından elini çektikten sonra saçlarını karıştırdı. Gözlerinin derin karanlığı hiç bir azalma göstermezken derin bir nefesle yeniden konuşmaya başladı.
"Şimdi ya gücünü kullan ya da kullan! Seçme şansın da zaten yok. Olur da hala hayır diyeceksen de unutmadan söyleyeyim ben sana işkence etmeye başlayabilirim ve emin ol bu hiç hoşuna gitmez. Ben ise zevk almaya devam ederim."
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Ptsi Kas. 23 2015, 19:36 | |
| Reyes’e aşıktı evet fakat bu onun isteklerini sorgusuz sualsiz yerine getireceğini göstermiyordu. Söz konusu insan hayatıydı. Bütün yaşamı boyunca etrafındakilere yardım etmeye çalışmışken şimdi inandığı bütün doğruları yok sayıp nedensizce onlara işkence edemezdi. Mekan değiştiğinde birkaç dakika duraksadı. Geldikleri yer tüylerini diken diken ederken boğazında hissettiği elle sertçe tezgaha dayandığında acıyla inledi. Canı fazlasıyla yanarken zorlukla nefes alıyordu. Gözleri ağırlaşıp kapanmaya başladığı esnada perisinin onu bırakmasıyla birlikte dizlerinin üzerine düşüp öksürmeye başladı. Phoebe mylene hayatında belki de ilk kez birine aşık olmuştu ama aşık olduğu adamın umurunda olmayı bırak güç için kendisine ihtiyacı olmasa onu hiç düşünmeden öldürebilirdi. Kalbi fazlasıyla acırken dolan gözlerine lanet ederek derin bir nefes aldı. İşkenceye maruz kalmak… Umurunda mıydı? Evet acı çekerdi. Fazlasıyla ağlardı ve muhtemelen işkence esnasında bayılıp kalırdı ama belki bu yaşadıkları ona olan aşkını köreltip normale dönmesini sağlardı. Bu sayede bu bütün sözleri onu bu kadar kırmazdı. Acı çekmezdi değil mi? Peki ya perisinin işkencesi fiziksel acıyla sınırlı kalmazsa ya onu yeniden sevdikleriyle sınarsa buna dayanabilir miydi? İşte buna cevap veremiyordu. Birkaç saniye durup hayatına lanetler okudu. Ailesizliğine, aşık olmak için yanlış kişiyi seçen kalbine, sahip olduğu güce ve perisine…
Dışardaki güzel hava yerini kapkara bulutlara şimşeklere, yağmura ve fırtınaya bırakırken '' Senin için sadece bir güç aracıyım değil mi? Fiziksel işkenceni umursamıyorum inan. Beni ölümün kıyısına getirebilirsin ama ne ironiktir ki öldüremezsin. '' Derken gözünden birkaç damla yaş firar etti. İçinde bir şeylerin koptuğunu hissederken '' Ama bununla sınırlı kalmayacağını biliyorum. Gücüme ve sana ne kadar lanet ettiğimi anlatamam '' derken gözlerinin rengi koyulaştı. Deponun içinde de sert rüzgarlar eserken şimşekler göz kamaştırıyordu. Bağlı olan adamlardan biri bundan nasiplenip çığlıklar atmaya başladığında göz yaşlarına boğulup dizlerini kendine çekip bir eliyle sardı. İçinde bir şeylerin öldüğünü hissetti. Birkaç iyi niyetiyle birlikte reyes’e olan aşkından bir parçanın da kayıp gittiğini hala onu seviyor olsa da şuan zorladığı şey yüzünden nefrette ediyordu. Ona öfkeyle bakarken gözleri daha da koyulaşmıştı.
| |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Paz Kas. 29 2015, 23:36 | |
| Kızı zorladığı şeylerin farkındaydı ama bu yine de sabırlı olacağı anlamına gelmiyordu. Üstelik sihirbazının tepkileri... Aslında evet şu an bulundukları durum içinde aralarında sihirbaz ve peri ilişkisinden fazlası vardı. Yine de bu kendisi için çok bir şey değiştirmiyordu. Sadece kızı paylaşamıyordu, hepsi bu... Kıza söylediği tehditlerin arasında onun aurasındaki değişimleri izledi. Üzgündü bunu etrafını saran renklerden gayet iyi anlıyordu. Diğer yandan hissediyordu ama tüm bunların ardında hissettiği karanlık geri adım atmasına engeldi. Zaten atmazdı ama daha fazla yüklenmesine ön ayak olmuştu. Duydukları ile kızın üzerindeki değişimler sürerken etrafı saran güçle olanları izledi. Gözleri gece karasına dönüşen sihirbazı hiç olmadığı kadar tahrik ediciydi, üstelik etrafta çığlık atan avcılar da vardı. Bu gösteriyi kısa bir süre izledikten sonra Phoebe'i belinden kavrayarak kendine çekti. Temasları karanlığı daha fazla hissettirirken yüzündeki ukala ve bir o kadar da tahrik edici gülümsemeden sonra kızın dudaklarına kapandı. Onu ateşli bir şekilde öptükten hemen sonra az önce göz ardı ettiği göz yaşlarını yanaklarından sildi.
"Sen düşündüğünden daha fazlasısın bebeğim... Gücünle yaptıklarının harika olduğunu kabul ediyorum, seni öldürmemem konusunda ise tekrar düşün... Yerinde biri olsa belki de çoktan ölürdü. Ama sen farklısın... Bunu göremiyorsan, o halde hisset..."
Kızın dudaklarına yeniden kapanıp bedenini tezgaha dayadığında kendi çevrelerindeki hava hariç avcılara gerekli olan tüm oksijeni ortamdan uzaklaştırdı. Onların ateşli öpüşmeleri sürerken etrafta sıra sıra oluşan cansız bedenler hareketlerine hızlılık kattı. Kızın bedenini hem okşayıp hem kıyafetlerini parçalarken Yeterli çıplaklığı bulduğunda geriye çekilerek kıyafetlerini çıkarmaya başladı. İçindeki tutkunun büyüklüğü ile saniyeler içinde tezgaha oturttuğu kızla tek beden olurken hareketlerini sürdürerek Phoebe'e baktı.
"Hissediyor musun bebeğim?"
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Ptsi Ara. 14 2015, 21:29 | |
| Phoebe Mylene az önce hayatının en zor kararını vermişti. Reyes’in fiziksel acılarına dayanabileceğini düşünse de ilk karşılaştıkları zamanı hatırlayıp ailem dediği kişilerin işkence görmesine hatta onun yüzünden ölmesine göz yumamayacağını bildiğinden istediğini yerine getirirken bir parça kendini kaybetmiş olsa da karanlıkta aynı zamanda vicdan azabı ve üzüntü duyduğu için göz yaşlarına boğuluyordu. Duyduğu çığlıklar kalbine işleyip içini acıtırken durumuna bolca lanet etmeyi ihmal etmemişti. Belinden çekildiğinde başını kaldırıp perisine baktı. Lanet olsun ki ona hala aşıktı. Evet içinde iyi niyetiyle birlikte aşkından da bir şeyler eksilmişti fakat ondan şuan yaptırdıkları için nefret edip öfke duyması aynı zamanda sevdiği gerçeğini değiştirmiyordu. Yüzünde gördüğü gülümseme kaşlarını sinirle çatmasını sağlarken dudaklarına kapanan dudaklarla dondu. O kadar olan şeyden sonra doğrusunu söylemek gerekirse böyle bir şey beklemiyordu. Öpücüğe ağlamaktan yanıt veremezken onun geri çekilip yanaklarını silmesi ile birlikte derin bir nefes alıp gözlerini yere sabitledi. Kendisini sadece yatağını ısıtıp gücüne güç katan bir araç olarak gördüğünü az önce net bir şekilde göstermişken şimdi onunla ilgilenmesine anlam veremiyordu. Gerçekten onun hayatında ya da gözünde tam olarak neydi? İçindeki karanlık artarken gözlerinden birkaç damla daha yaş aktı.
Duydukları onu şaşırtmıştı. Gerçekten de öyle miydi? Az önce boğazına sarılırken şimdi farklısın diyordu. Dudaklarına kapanan dudaklara bir süre karşılık vermese de sonunda aşık kalbine yenik düşüp tutkuyla onu öperek bedenindeki okşamalara cevap olarak o da ellerini onun bedeninde gezdirmeye başlayıp kendini kaybetmişti. Karmakarışık duygularla onunla olurken duyduğu soru ile zevk denizinin içinde yüzerken gözlerini onun gözlerine dikerek '' emin değilim ama sanırım… evet'' dedi.
| |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Salı Ara. 15 2015, 23:04 | |
| Kızın göz yaşları umursadığı bir detay değildi aslında... Ama yine de bir şekilde düşüncelerini değiştirmek istemişti. Buna bir anlam vermesi zordu. Sevgiyi bildiği söylenemese de değerin ne demek olduğunu biliyordu. Jezebel, ona değerli olmayı öğretmişti. Aynı zaman da kendini küçük görmemeyi... Belki de içten içe ona öğrettiği şey kibirdi. Sonuç her ne olursa olsun kızın kendisini olduğundan aşağı görmesi sinir bozucu olandı. Yatağına aldığı tek kadın olmayı başarmıştı, evine onu almıştı, kıskanması ise bambaşka bir olaydı. Karanlığın ona iyi gelen yanını kızında tatmasını isterken sert davrandığı doğruydu ama yine de bu Phoebe'nin bir hiç olduğu anlamına gelmiyordu. Tek beden oldukları anda kızın hala emin olmadığını söylemesi ile ani bir şekilde içinden çıktı. Phoebe'i olduğu şekilde ters çevirip sert bir şekilde içine yerleştiğinde kalçasını sertçe sıkarken boynuna dişlerini geçirdikten sonra karanlık sesi ile fısıldamaya başladı.
"Kendini olduğundan küçük görme bebeğim... Değerlisin ve bu değişmeyecek bir şey..."
Sert hareketlerine devam ederken ona hem acıyı hemde zevki yaşatarak birlikte tatmin olmalarını sağladı. Ayakta durmakta zorlanan kızı bir manevra ile tezgaha yatırdığında etraftaki cesetlere ufak bir göz attı. Yeterince ölü vardı. Büyüsünü geri çektiğinde tezgahın üzerine çıkarak kızı altına aldı ve bu kes ön sevişme yaşamadan yeniden onun derinliklerine gömüldü. Acı dolu haykırışını duyduktan sonra kendini yavaşça alıştırırken her hareketinde sihirbazın gözlerinin içine baktı. Dakikalar boyunca yavaş ritim de bedenlerinin birleşmesine izin verirken inatla hızlanmıyor ve kızın tepkilerini seyrediyordu. "Hissediyor musun bebeğim?"
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Salı Ocak 12 2016, 20:33 | |
| Arzusunu hissediyordu evet onun kendisiyle yatakta vakit geçirmekten hoşlandığını söyleyebilirdi ama değer verme kısmından emin değildi. Pek fazla birlikte vakit geçirdikleri söylenemezdi. Boğazına sarılıp ona kötü davrandığı bütün o süreler ise onun için yatak ısıtan birinden daha fazlası olmadığını düşündürtüyordu. Perisinin sorusuna verdiği yanıttan sonra onun içinden çıkması tahrik olan bedeninin acıyla kıvranmasına neden oldu. Pozisyonları değişip reyes tekrar içine girdiğinde bu sefer az önceki saf zevkin yerine acı ve zevk karışımını tatmıştı. Isırılmanın acısı ile çığlık atarken insanın tüylerini diken diken edebilecek bir sesle aşık olduğu adamın söylediği sözleri duydu. Buna inanmak istiyordu. Bütün benliği ve kalbiyle onun hayatında önemli olduğuna inanmak istiyordu ancak mantığı buna inatla karşı çıkıyordu. Aşıktı evet ama aptal değildi. İnsan değer verdiği birine kötü davranmazdı değil mi? Gerçi reyes onun eğitimi konusunda fazla katıydı ama lanet olsun phoebe onun için önemliyse biraz daha anlayışlı olamaz mıydı? En azından boğazını sıkıp ona işkence etmekten zevk alacağını dile getirmeden de bu kahrolası şeyi yapmaya zorlayabilirdi diye düşünüyordu.
Bütün bu kafa karışıklığına rağmen kısa süre içinde onunla birlikte tatmin olduğunda ayakta duracak hali kalmamıştı. Yatırıldığı tezgahta nefesini düzenlemeye çalışırken reyes’i yeniden içinde hissetmesi acıyla yeni bir çığlık atmasına neden oldu. Ona hazır olmadığı için canı fazlasıyla yanmıştı. İlk hareketine zır bir şekilde içinde yavaşça hareket etmeye başlaması derin bir nefes almasını sağladı. Bir süre sonra duruma alışan bedeniyle gevşeyip zevkle inlemeye başladı. Uzun bir süre devam eden bu durum esnasında onun duygularını hissetti. Kendisine gerçekten değer verdiğini… Garipti. Gülümseyerek '' Evet şu an hissediyorum'' dedi ve dudaklarına kapandı.
| |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Ptsi Ocak 18 2016, 22:35 | |
| Değer... Kalbi olmayan biri birine değer verebilir miydi? Hiç sevilmediğini biliyordu. Jezebel ona hiç bir zaman sevdiği biri olarak davranmamıştı. Küçük yaşlarda onun oyuncağıydı. Erkekliğe adım attığı sıralarda ise seks oyuncağı olmuştu. Cinselliğin olmadığı her anda ise cesetler vardı. Eğitim ve aldığı görevlerin büyük bölümünde cansız bedenler bir nefes uzağında oluyordu. Bu yüzden de sevgiyi görmediği gibi hissetmeyi de bilmiyordu. Şu an bildiği tek şey ise kızın onu sevmeye başladığıydı. Kendisi de ona değer veriyordu yani daha önce hissetmediği bu duygu o olmalıydı. Kendini kızın derinliklerine gömerken gözlerinin içine baktı. Onun öfkesi kendi öfkesine karışırken sonrasında hissettiği tek şey arzu olmuştu. Onu çeken dudaklara kapanırken hızlanmaya başladı. Oldukça masum pozisyonlarını sert bakışları ile değiştirme kararı alarak onun içinden çıktı. Kızı dizlerinin üzerine getirip arkasına geçti. BU kez sertçe derinliklerine gömüldüğünde kalçalarını sert bir şekilde sıktı. Poposunu her vuruşta kızartarak acıyı verirken içindeki hareketleri ile kıza zevk veriyordu. Kendi de oluşturduğu zevkin içinde kaybolurken doyuma ulaştığında kızın sırtına doğru uzanarak nefesini düzenlemeye çalıştı. Bir süre sonra kendine geldiğinde ayaklanarak giyinmeye başladı.
"Şimdi değer kısmını çözdüğümüze göre, işimize devam edelim bebeğim. Sana son kez söylüyorum bana tekrar ettirme Phoebe senden istediklerimi yap...
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Ptsi Ocak 25 2016, 00:49 | |
| Geçirdikleri son derece ateşli anların sonunda fazlasıyla zevke doymuş bir şekilde dinlenirken boynunun sızlamasını göz ardı etmeyi deniyordu. Muhtemelen orası moraracaktı ve phoebe saçlarının o kısmı kapattığını sürekli kontrol ederekten birkaç gün geçirecekti ancak şuan bunu düşünmek istemiyordu. Perisinin ona gerçek anlamda değer verdiğini hissetmenin tadını çıkartmak istiyordu. Emindi ki birkaç dakika sonra tamamen kendine geldiğinde yaptıkları yüzünden vicdan azabı çekip kendisini suçlayacaktı. Nefesi normale dönüp oda giyinmeye başladığında yerde gözüne çarpan birkaç ceset o berbat duyguları hissetmeye başlamasına neden oldu. O sırada duydukları ile gözlerini perisinin gözlerine dikti. Aşık olduğu adam kesinlikle ilgi, şefkat konularına yabancıydı. Değer verdiğini biliyordu ama kendisine emir vermekten de geri kalmıyordu. İç çekti. Tezgaha yaslanıp gözlerini yere dikti. Kendini oldukça kötü hissediyordu. Gücünü kötüye kullanıp insanlara işkence etmişti lanet olsun… Gözlerinin dolmasını engellemeye uğraştı. Hayatı boyunca insanlara yardım etmeye çalışmıştı. Şimdi reyes bütün kişiliğine ters düşen şeyler konusunda onun söylediklerini yerine getirmesini bekliyordu. Ne hissettiğini önemsiyor olmasını isterdi. Gözünden akan bir damla yaşa engel olamazken hızla yaşı silip gözlerini kapadı.
Tartışmanın bir anlamı var mıydı? Sanmıyordu. Az önce istediğini elde etmek için yaptıklarını görmüştü. İtirazı sadece etrafındaki zarar verirdi muhtemelen bu yüzden sesini kontrol etmeye çalışarak ''Benden istediklerini kolayca yapabileceğimi sanmıyorum ama lafını tekrar ettirmemeyi denerim '' dedi. Kahretsin kesinlikle düşündüğü gibi olmamıştı konuşurken resmen sesi titremişti.
| |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Çarş. Şub. 03 2016, 12:54 | |
| Geçirdiklerini son derece ateşli dakikaların içinde ona verdiği değeri hissettirse de bariz olan öfkesi olduğu gibi duruyordu. Kıza değer verdiğini, değerin ne olduğunu bilmese de anlıyordu. Ama bunun dışında yapması gerekenlere tamamen yabancıydı. Tüm o anların bitmesinin ardından onun kalbini kıracağını düşünmeden konuşmasının başka bir anlamı olamazdı. Phoebe'nin gözlerinden akan yaş başka birini üzebilirdi ama onda etkisi sadece öfke oluyordu. Ne yaparsa yapsın kızın kırılganlığını bir türlü düzeltemiyor aksine daha da içine kapanmasına neden oluyor gibiydi ve bu düşünce daha fazla sınırı geçmesi gerektiğini gösteriyordu. Kızı daha fazla karanlıkla buluşturması gerekiyordu. Bu da yeni kurbanlar oluyordu. Duyduğu cümleden memnun olsa da ses tonu rahatsız etse de bunu düşünmeden derin bir nefes aldı. Sonuçta bir onay almıştı. Yanlarına yeni bir kurbanın gelmesinin ardından Phoebe'e baktı. Peri bağlıydı yanında ise bir sürü kesici alet bulunuyordu.
"Şimdi güzelim ister aletleri ister gücünün kullan. Benim için o periye işkence et görmek istiyorum."
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Çarş. Şub. 24 2016, 23:33 | |
| Giyindikten sonra hissettikleri oldukça ağır gelmeye başlamıştı. Bir şeyler değişmişti az önce biliyordu. Reyes’in sürekli gözlerinde gördüğü karanlığı bütün hücrelerinde hissetmişti. Hala hissediyordu ama içinde yıllardır iyilik için çalışmış yanını da hissediyordu. Gözlerini yerdeki cesetlerin üzerinde gezdirirken git gide daha da içine kapanık biri olma yolunda ilerlediğinin pekte farkında değildi. Ağlama isteğini bastırmayı başardığında derin bir nefes aldı. Aşık olduğu adamın ne durumda olduğunu umursamadan istedikleri ile dondu. Ondan istediği şey o kadar sıradanmış gibi söylemişti ki bunu… Biliyordu perisi hiçbir zaman iyi olmamıştı phoebe sadece bu karanlığından uzakta kalabileceğini düşünmüştü yanıldığını fark etmek canını yakıyordu. Üzüntü duygusunu bastırmaya çalışırken bağlı periye doğru yavaş adımlarla ilerledi. İtirazları, yalvarmaları kahretsin ki hiçbir şey ifade etmiyordu. Oysa etsin isterdi. Böylelikle reyes’in kendine değer verdiğini sadece hissetmekle kalmaz görürdü de… Bağlı perinin öfkeli sesi düşüncelerinden uzaklaştırırken gücünün oranını ayarlayamadığı için yan tarafında duran aletlere baktı. İçlerinden tanıyabildiği tek alet neşterdi. Diğerlerinin ne için olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu.
Eline aldığı neşterle periye yaklaşırken kalbi olması gerekenden çok daha hızlı atıyordu. Endişeliydi sanırım ya da gergin ne hissettiğini bile bilemiyordu. Tek bildiği gücü periye daha çok acı verirdi ama birini kesmekte ona göre değildi. Terleyen elini üzerine silip daha sıkı elindeki kesici alete tutup bağlı perinin bedeninde birkaç kesik oluşturdu. Nefesi düzensizleşirken kendini kötü hissetti. İçindeki karanlığın arttığını hissederken '' Bu… buna devam etmem gerekiyor mu? '' diye sordu.
| |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Perş. Şub. 25 2016, 19:24 | |
| [ Görmek istediği şey onun için son derece sıradan olsa da arzu ettiği şeydi. Phoebe'nin yapacaklarını görmek onun karanlıkla bütünleştiği ana tanık olmalıydı. Bu çılgın düşüncesini gerçekleştirmek ise kızın yeteneklerinin gelişmesinin yanında acımasız olmasını sağlamaktan geçiyordu. Kız eline neşteri alırken her hareketini dikkatle izledi. Kalp atışlarını duyuyordu, gerginliğini, endişesini hatta vicdanını... Bir an için onun yapamayacağını düşündü. Biraz daha iteleme gerektiğini düşündüğünde bir adım atmıştı ki duyduğu çığlık ile yerinde sabit kaldı. Açtığı kesiklerin sayısı yavaş yavaş artarken duraklamasının ardından duydukları ile şeytani bir şekilde gülümsedi.
"Elbette etmen gerekiyor."
Kıza yaklaşıp arkasına geçtiğinde bedenleri arasında hiç bir mesafe olmadan kendini ona yasladı ve neşter tutan elini tuttu. Onun yönlendirmesi ile yeni kesikler oluşurken dudakları Phoebe'nin teninde geziyordu. Kokusunu içine çekip öpmeye başladığında kesiklerin derinliği artarken adamın çığlıkları inlemeye dönüştü. Kesik kesik aldığı nefesler öleceğini gösterirken kızın elinden neşterin düşmesini sağladıktan sonra onu kendine çevirdi. Kanlı ellerini temizleme gereği duymadan yanağını okşarken karanlık gözlerini ona dikti sonraki adımda ise ateşle dudaklarını kapandı. Kızında karanlığını hissediyordu ve Phoebe'nin teninde karanlığın çok farklı bir tadı olduğunu hissediyordu. Arzu dolu öpüşme derinleştiğinde üzerinde ne varsa parçalamaya başladı. Kısa süre sonra da perinin bağlarını çözüp yere fırlatırken kan kaplı tezgaha Phoebe'i yatırdı. Teninin her bir noktasına öpücükler koymaya başlarken kısa sürede çıplak kalan kızın kadınlığını dudakları ile hazırlarken dili ile derinliklerinin tadına baktı. Üzerinden kurtulup sertçe içine yerleştiğinde yüksek sesle hırladı. Ölü perinin kanı terleyen bedenlerine bulaşırken son derece sert bir şekilde kızla sevişti. Yorgun bedeni kızın üzerine yığılırken kendini zorda olsa geri çekerek gözlerine baktı.
"Mükemmel olduğunu biliyordum, bebeğim. Sanırım değer verdiğim ve hayatımda sevgi kelimesine en çok yaklaştığımı düşündüğüm kişi sensin. Sevginin nasıl hissettirdiğini bilmesem de seninle yabancı duyguları hissettiğimi biliyorum.
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Perş. Şub. 25 2016, 22:25 | |
| Gerginliği, endişesi hala sürüyordu. Kalbi delicesini çarparken az önce duyduğu çığlığı önemsemeye çalıştı. Açtığı kesik derin değildi. Belki canını yakmıştı ama hala hayattaydı. Onu öldürmem gerekmiyor diye kendini teselli etmeye uğraşırken birkaç kesik sonrası buna daha fazla devam edemeyeceğini düşünüp reyes’e bir soru yöneltmişti. Bağlı olan adama zarar verdiği her an karanlığı artarken kendi kişiliğini yitirdiğini bilmek kesinlikle berbat hissettiriyordu. Aşık olduğu adamın ona yaslanması dağılan düşüncelerinden kurtulmasını sağlarken duydukları tedirginliğini arttırdı. Bu sadistçe şeye alışmaya başladığını hissetmek tüylerini ürpertiyordu. Ona bu kadar yakınken elinden tutup kendisini yönlendirmesine sessiz kalmıştı. Açılan yaralar derinleşirken bir an nefesinin kesildiğini hissetti. Karanlığının arttığını göz renginin bir ton daha koyu bir hal alması da gösterirken bir şeylerin yok olduğunu kesin bir şekilde fark etmişti. Adamın yavaş yavaş öldüğünü görmesi içinde bir parça da olsa vicdanını sızlatsa da baştaki gibi etkilemediği görmek şaşırtmıştı. Neşter elinden düşerken hissettiği duygu karmaşasını görmezden gelmeye uğraştı. Dudaklarına kapanan dudaklara tutkuyla karşılık verirken olanları unutup sadece aşık olduğu adama odaklanıp olanları düşünmemeyi seçti. İçindeki arzu arsız yanını devreye sokarken üzerindeki kıyafetlerin parçalanmasını umursamadan ellerinin altındaki harika bedenle ilgilenirken yatırıldığı kanlı tezgah birkaç saniye rahatsız etse de perisinin hareketleri aklını başından aldığından sonraki dakikalarda önemsemedi.
Reyes ile yaşadığı son derece ateşli dakikalardan sonra yorgunluğu ile başa çıkmaya uğraşırken duydukları gülümsetti. Gittikçe karanlığa gömülse de ona olan aşkında değişen bir şey yoktu bu yüzden söylediği bu sözler onu mutlu etmişti. Dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp '' Seni seviyorum reyes… Bu sözlerinin benim için ne kadar önemli olduğunu anlatamam…'' dedi. Bu ona sevgiyi öğretebileceğine dair ufakta olsa bir umut vermişti. Üzerinde yatmakta olduğu kanın rahatsız etmesiyle '' Artık eve gidebilir miyiz? Lütfen'' diye sordu. | |
|
| |
Reyes Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 09/11/13
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri C.tesi Şub. 27 2016, 22:40 | |
| Taze kan kaplı tezgahın üzerinde sevişmek... Bu tam da kendisine uygun bir fanteziydi. Sihirbazının açtığı yaralardan, kurbanın çığlıklarından, en önemlisi de Phoebe'nin kokusu ve tadından tahrik olduğunda kıza son derece sertçe sahip olmuştu. Onun hiç itiraz etmeden hareketlerine uyum sağlaması içindeki bir şeyleri harekete geçirirken adını bilmediği duyguları dile getirme dürtüsünü durdurmadan konuştu. Aldığı öpücük ve gülümsemeden sonra sözleri ile oda gülümsedi. Kızın gitme fikrine ise başını iki yana sallayarak reddetti. Kan kaplı Phoebe'nin bedeni onu normalden daha fazla tahrik ettiği için, içinden çıkmadan yeniden sertleşmişti. Bu yüzden de yavaş yavaş gel git hareketi yapmaya başladığında kızın dudaklarına kapanarak öpücük sonra sertçe ısırdı. Ağzının içine inleyen kızın dudaklarını yeyip bitirmeye çalışırken tatmin olduklarında bir büyü ile evlerine gelmelerini sağladığında onu kucağından indirmeden banyoya taşıdı. Kan ve ter kokuları bedenlerini terk ederken kendine engel olamadığı için bir kez de onunla banyoda birlikte oldu.
"Giderek bağımlın oluyorum, sihirbaz. Bu senin için ne kadar iyi emin değilim."
| |
|
| |
Phoebe Mylene Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 58 Kayıt tarihi : 26/06/14
| Konu: Geri: Dehşet Saatleri Paz Şub. 28 2016, 22:53 | |
| Reyes’in eve gitme teklifine kafasını iki yana sallayarak hayır demesine başta bir parça bozulmuş olsa da içinde hareket etmeye başlamasıyla aklı kısa sürede başından gitmişti. Bulundukları kan kaplı ortamda daha fazla kalmaktan şikayetçi olduğu söylenemezdi. Kendini tamamıyla zevkten kaybetmiş bir şekilde aşık olduğu adamla yeniden birlikte olduktan sonra sonunda eve gitmelerine sevindi. Onun kucağında banyoya giderken yaptığı işkenceler yüzünden berbat hissetmesi gerekirken perisinin kolları arasında mutlu hissetmesi ne kadar doğruydu bilmiyordu. O an için bunu önemsediği de söylenemezdi. Vicdanıyla ilgili endişelerini daha sonraya bırakıp banyo esnasında onunla yeniden haz dolu bir şekilde seviştikten sonra yorgunluktan tükenmişti. Uykusu geldiğinden düşündüğü tek şey yatak olurken Reyes’in sözlerine gülümsemekle yetindi. Banyo sonrası üstünü giyinip kendini yatağa attı. Yanına uzanan perisine sokulup sarılarak kokusunun beynini ele geçirmesine izin verdi. Başını göğsüne koyduktan kısa bir süre sonra yarı huzurlu yarı huzursuz bir uykuya dalarken bundan sonra ne olacağıyla ilgili en ufak bir fikri yoktu. Tek bildiği şuan ellerinin arasında olan perisini delicesine aşıktı ve ne olursa olsun sevgisi azalmıyordu. -Rp Sonu- | |
|
| |
| Dehşet Saatleri | |
|