| Aatrox klanı | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Aatrox klanı Çarş. Eyl. 23 2015, 23:00 | |
| Sevdiği adamın aşırı korumacı tavırları yüzünden okulda profesörlük yapmaya başladıktan sonra şu ana kadar tek çıktığı hiçbir görev olmamıştı. Rebakah oswald’ın aldığı bütün işleri anlaştıkları üzere önce David öğreniyor ardından ona ortak olarak eşlik ediyordu. Zaten sihirbazlarla uğraşmaya başladığından beri profesör olarak onlara ne anlatıp öğretebileceği konusunda önceden kafa yorup sevgilisiyle çalıştığı içinde karargahtaki işlere göz atabilecek çok zamanı olmuyordu. Sadece caitlyn’in özel gönderdiği görevlere gidiyor onun haricinde okul ve sevdiği adamla ilgileniyordu. Bu keşif görevine tek çıkmasının nedeniyse söylentilerin doğru olup olmadığını önce kendisinin öğrenmek istemesiydi. Eğer kendisi kabul etmeseydi haber direk ona verilecekti ve eğer bu yanlışsa hayatında değer verdiği, önemsediği, delicesine tutulduğu kişinin yarasına boş yere tuz basılmış olacaktı. O bunu görmek yerine masumane bir yalanla söyleyip görevi üstlenmeyi seçmişti. Yalnız değildi. Kendi haricinde birkaç cadı daha vardı sadece gidip bir bakacaklardı hepsi bu… Üstelik kendilerini koruyabilirlerdi. En azından lanet olası bir tuzağa düşmeden önce aklındaki son şey buydu. Etraftaki bir şey onu hep rahatsız etmişti bunun nedeninin çok sayıda avcının etraflarında olması yüzünden olduğunu gördüklerinde şansına lanet etti. Ateşlenen silahların hedeflerini bulması pekte kolay olmamıştı. Büyüleriyle karşılık verip birçoğunu öldürmüş olsalar da sayıca üstünlükleri ve savaştaki yetenekleri onları tamamıyla yok etmelerini zorlaştırmıştı. Kendisine saldıranların neredeyse hepsini öldürmüştü ta ki o tanrının cezası gelene kadar liderlik vasfına uyan bir kibirle karşısına geçip bir şeyler zırvaladıktan sonra olaylar kızışmıştı. Silahından çıkan ilk birkaç kurşundan kurtulmayı başardıysa da etraftakilerin çığlıkları ile onlara yardım etmeye çalıştığı esnada vurulmuştu.
Sonrası ise tam bir felaketti. O kahrolası herif gözlerinin önünde birlikteki cadıların hepsini en acı verici şekilde işkence ederek öldürtmüştü ve rebekah o süre boyunca izlemekten başka bir şey yapamadığı için kendine bolca sövmüştü. Bütün o kargaşa bittiğinde adam üzerine eğilip‘ Bu kadar güzel olduğun için şanslısın bebeğim… Neler bildiğini öğrenip seninle zaman geçirmek istiyorum’ dediğinde bilincini kaybetmenin kıyısındaydı. Kaçmak için bir büyü mırıldanmaya çalışsa da başarısız olmuştu. Gözlerini açtığında bir odada duvara bağlanmış vaziyetteydi. Üzerindeki uzun elbisesi savaş esnasında baya zarar gördüğünden kıyafet kısalmıştı ve bedenini pekte kapatmıyordu. Gözlerini kapayıp olanları değerlendirirken içeri giren adama öfkeyle baktı. Sinirle ''Bu yaptığına pişman olacaksın… Sana asla ve asla hiçbir şey söylemeyeceğim'' dedi. Adını bilmediği adam pis bir sırıtışla ‘Bundan o kadar emin olma güzelim… Ne kadar da karşı konulmazsın ‘ derken yanağını okşamaya başlamıştı. Bu teması bitirmek için kafasını geri çekmesi adamın dudaklarına kapanmasına neden olmuştu. Lanet olsun…
Can acıtıcı baskıya dayanıp karşılık vermeden çırpınırken bedeninde hissettiği eller midesinin bulanmasını sağladı. Aklına gelen şeyle adamın dudağını sertçe dişleyip kan çıkarttı. Bu o berbat anın bitmesini sağlamıştı düşündüğü gibi ama adamın öfkeyle tokat atıp‘Bunu yapmanın bedelini ödeyeceksin sürtük’ diyerek aynı zamanda işkence ve tacizlerle dolu saatlerin başlamasını sağlamıştı. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Aatrox klanı Perş. Ekim 01 2015, 21:33 | |
| Kalbinin yeni bir aşkı kabul etmesi oldukça uzun bir zamanı kapsasa da eskisinden bile daha tutkulu bir şekilde Rebekah'a aşık olmuştu. Aşkının tehlikeli yanlarını biliyordu ama yine de engel olamıyordu. En tehlikeli olan yanı ise kaybetme korkusuydu. Hayatındaki en değerli iki varlığı kaybettikten sonra bir yenisine katlanamazdı. Bunun Rebekah olmasının düşüncesi bile onu deli ederken verdiği kararla her çıktığı göreve onunla gidiyordu. Sevgilisi her ne kadar çokça itiraz etse de kabul edildiği için memnundu. Bugün ise tüm görev dolu haftanın ardından sakin başlamıştı. Yapması gereken tek şey gereksiz sihirbazlara vereceği dersti. Rebekah'ın ise ufak bir toplantıya katılması gerekmişti. Kendisinin neden davetli olmadığını sorduğunda aldığı kadınlar arasında cevabı ile hiç bir şey yapamamıştı, elbette. Üstelik Caitlyn'in yanına gidiyor oluşu da rahat olmasının bir diğer faktörüydü. Akademideki işi bittiğinde eve geçti. Sevdiği kadını görmek için sabırsızlanıyordu. Aklında ona yapacaklarını tasarlarken önce uzun bir banyo yaptı. Saatin geçmesi ile onun yokluğu huzursuz etmeye başladığında elinde döndürdüğü telefonla daha fazla dayanamayıp Caitlyn'i aradı. Önce Rebekah'ın varlığına bahane bulan cadı sonunda asıl işi söylediğinde kan beynine sıçramış bir şekilde cadının evine gitti. Bir türlü sakinleşmeyi başaramadığından düşüncesizce Caitlyn'e saldırdı. Savrulan bedeni ile ayağa kalktığında cadı bilmesi gerekenleri söylemeye başlamıştı. Aatrox klanı... Karısı ve kızını ondan almışlardı. Onları yok ettiğini sanıyordu, yıllardır durum buydu. Şimdi ise söylentiler yüzünden araştırma yapılmaya karar verilmiş, cadılar görevlendirilmiş ve bunu ondan gizleyen kadını da görevli cadılardan biri olmuştu. İçindeki öfke ve endişe benliğini kaplarken Caitlyn'in yaptığı büyü ile hiç bilmediği bir mekana geldi. Etrafı biraz incelediğinde tanıdık gelen her bir detaya küfrederken kanları gördüğünde daha hızlı hareket etti. Adımları onu cadı cesetlerine getirirken ellerinin yumruk yaparak cadıları kontrol etti. Hiç biri Rebekah değildi, ama her biri onunla gelen kişilerdi. İlerleyişi sürerken gördüğü yaralı yüzle ellerini yumruk yaptı. Eriksen... O cadı hala nasıl hayattaydı. İçinde öfke ile onlara saldırırken hedefine yaptığı lanet yüzündne adamları geri çekildi. Ona tek bir seçenek sunmuştu, Rebekah'ın hayatı. eğer ona bir şey olduysa burada can verecekti ve bu kez öldüğünden emin olacaktı. Onu takip ederken duyduğu çığlıkla kalbi sıkıştı. Açılan kapı ile gördükleri daha fazla yoldan çıkmasını sağlarken büyü ile Rebekah'a dokunan hariç hepsini bayılttı. Onu eline alıp işkence ede ede son nefesini vermesini sağladığında üstü başı kan içinde sevdiği kadına baktı. Yüzünde hayal kırıklığı, endişe, öfke her şey vardı. Siniri ise Rebekah2a bile zarar vermesine yetecek türde iken dudaklarından tek bir kelime döküldü.
"Neden"
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Aatrox klanı Ptsi Ekim 05 2015, 14:58 | |
| Rebekah zaman ve mekan kavramını yitirecek kadar işkence görmüştü. Kaybettiği kanlar yüzünden kendini halsiz hissederken durumunu gözden geçirmeyi denedi. Kalbinin yakın bölgesine aldığı bıçak darbesi canını fazlasıyla yakarken yarası hiç olmadığı kadar acıyordu. Kollarında ve bacaklarında olan çizikler hafif sayılabilirdi yine de sızlıyordu. Karnındaki bıçağı döndürdüğünde attığı çığlık bütün odayı inletti. Muhtemelen ölmenin kıyısındaydı fakat onun kendinden geçmesine yardım eden cadı bunu engelleyecek bir şey yapmış olmalıydı yoksa aldığı yaralar ve kaybettiği kanlarla çoktan son nefesini vermişti. Anlaşılan adam istediği cevapları alana kadar bu kısır döngüye hapsolmuştu. Üzerinde hissettiği ellerle mide bulantısı yeniden baş gösterdi. Tanrım David haricindeki birinin ona dokunmasına bile tahammül edemiyordu. Karşı çıkmayı, çırpınmayı denemesi acı dolu bir kıpırdanma ile son bulurken çenesinden sıkıca kavranmasıyla adama baktı. Boğazının kenarında dolanan neşter boynuna birkaç ufak çizik atarken dudaklarından acı çektiğini belli eden ufak bir ses firar etti. Ne kadar yakışıklı olursa olsun iğrendiği kişi kurumuş dudaklarını kendi dudaklarıyla ıslatırken kafasını onun elleri arasından kurtarmaya uğraştı ama başaramadı. Lanet adam geri çekilip ‘ Hadi ama güzelim… İstediğim cevapları ver ve bu işkence bitsin… Bana karşı direnmeyi bırak, öpücüklerime karşılık ver bende sana zevk dolu saatler veriyim. Dediğinde yüzüne tükürüp '' Asla… Uzak dur benden pislik herif''diye bağırdı.
Bu hırçınlığı karnındaki bıçağın daha fazla döndürülüp hızla çekilmesini sağlarken yeni bir çığlık daha attı. Gözlerinin karardığını hissederken zorlukla kulaklarına ulaşan birkaç küfür duydu. David’in varlığını hissetse de gerçekliğinden emin olamazken bilincini açık tutmayı denedi. Ortalık büyük bir gürültüyle çalkalanıp sessizliğe kavuşurken tanıdık bir ses neden diye sordu. Gerçeklik kavramını kaybettiği halde'' Çünkü haberler yalansa boş yere üzülmeni istemedim. Eğer kabul etmeseydim caitlyn emin olmadan sana söyleyerek yarana tuz basacaktı. Üzgünüm…. Sadece ufak bir… keşifti …. Üstelik… Te-tek değildim''diye açıkladı. Gördükleri hayalse bile adama kullanabileceği hiçbir bilgi vermemiş olmanın rahatlığıyla gözlerinin kapanmasına izin verdi. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Aatrox klanı Çarş. Ekim 07 2015, 19:05 | |
| Ellerinin arasında can çekişen zavallıya her saniye de biraz daha fazla acı çektiriyordu. Rebekah'ın kana bulanmış bedeni onu daha fazla yoldan çıkarırken adamın çektiği acıdan emin olarak onu yok etti. Neden kelimesi dudaklarından döküldüğünde odan noktası sevdiği kadının yüzü olmuştu. Neredeyse kendinden geçmek üzere odluğunu biliyordu. Ama öfkesi şu an iyi şeyler yapmasına en büyük engeldi. Duyduğu açıklamalarda onu sakinleştirmeye yetmemişti. Yaraya tuz basmaktan bahsetmişti ama şu an olan şey tuz basmak değil yeni bir yara açmaktı ve David üstüne basa basa böyle bir acıyı tekrar yaşamak istemediğini söylemişti. Rebekah bayıldığında onu iyileştirmesi için bir dizi büyü yaptı. Kendi yaptığı özel iksirler den birini büyü ile yanına getirdiğinde dudaklarına damlattı. Yaralar kapanırken ten rengi normale dönüyordu. Yaralar kapanacaktı ama David'in içinde yeni oluşmaya başlayan hayal kırıklığı asla kapanmayacaktı. Olduğu yere çöktüğünde başını elleri arasına aldı. Delirmek üzereydi, ya geç kalsaydı, ya zamanında yetişemeseydi, yada Rebekah ta en başında ölen cadılardan biri olsaydı. Kendi içinde düşünceleri ile boğuşurken ağlamaya başladığını yeni yeni fark ediyordu. Yıllardır ağlamayan taş kalpli olduğu söylenen cadı ağlıyordu. Bunun hırsı ile yerinden kalktığında duvara yumruk atmaya başladı. Her darbede dudaklarından lanetli kelimeler dökülürken az önce baygın olan tüm cadılardan acı dolu çığlıklar yükseldi. Yumrukları kanla kaplanırken cadıların bedeninde derin yarıklar oluşuyor ve son nefeslerini vermeye devam edene dek de oluşmaya ve acı çektirmeye devam ediyordu.
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Aatrox klanı Ptsi Ekim 12 2015, 23:50 | |
| Derin bir karanlığın içinde kaybolmuş durumdayken kulaklarına dolan ağlama seslerine bir anlam verememişti. Etrafına bakınıp sesin kaynağını bulmaya çalışsa da kimseyi göremedi. Birisinin ya da birilerinin canını çok yakan bir şey olmuş olmalıydı. İçindeki teselli etme dürtüsüyle yeniden ağlayan kişiyi bulmayı denedi ama etraf burnunun ucunu bile göremeyecek kadar zifiri bir karanlığa gömülmüştü. En son ne olmuştu? Neredeydi? Buraya nasıl gelmişti hiçbir fikri yoktu. Zihnini biraz zorlayınca olanları hatırladıysa bile david’in hayal mi yoksa gerçek mi olduğuna karar verememişti. Girdiği rüya alemi duyduğu çığlıklarla dağılırken yavaşça gözlerini araladı. Bulunduğu odada gördüklerini algılaması biraz zaman almıştı. Öncelikle sızlayan bileklerinden anladığı üzere hala duvara sabitlenmiş durumdaydı. Ona işkence eden cadılar yerde acıyla kıvranıyordu. Yan tarafta duyduğu gürültüyle başını çevirdiğinde sevdiği adamı görmek hem sevindirmiş hem de nutkunun tutulmasını sağlamıştı. Zorlukla yutkunurken '' David… '' diye mırıldandı. Daha önce savaş esnasında yaralanmasını gizlediğinde gösterdiği tepkiyi hatırladı. Lanet olsun ki bu kez düşmanın elinde ölümle kalım arasındaki o ince savaşı verirken karşılaşmışlardı ve onun gözlerinde gördüğü karanlıktan anladığı kadarıyla onu korumak adına zararsız gördüğü bu görevde başına gelenleri kesinlikle küçük bir özür dilemeyle affetmeyecekti.
Yine de şansını denemek adına '' Ben çok üzgünüm. Zararsız bir keşif görevi olduğunu düşündüm. Üstelik caitlyn kötü bir şey olursa diye bir dolu cadı vermişti yanıma… Dedikoduların yalan olduğunu düşünüyorduk böyle olacağını bilemezdim özür dilerim '' dedi az önce yaşadıklarının bir yan etkisi olduğunu düşündüğü baş dönmesini ve etraftaki kan kokusunun midesini bulandıracak ölçüde ağır ve baskın kokusunu görmezden gelmeye çalışarak. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Aatrox klanı Paz Ekim 18 2015, 19:23 | |
| Kan kokusu, acı dolu çığlar, yumruk... Kan kokusu, acı dolu çığlar, yumruk... Kan kokusu, acı dolu çığlar, yumruk... Duvara attığı her yumrukla daha karanlık büyüler dudaklarından dökülüyor ve buda etrafındaki her bedeni daha kötü etkiliyordu. Kendine olan etkisi ise kararan kalbi, akan göz yaşları ve zayıflayan bedeniydi. içindeki öfke ise bir türlü azalmıyordu. Ne yaparsa yapsın... Sakinleşmek için ne yapabilirdi? Hiç bir fikri yoktu. Elleri ise acınacak haldeydi, attığı yumruklar yüzünden kemikleri görülüyordu. Oluk oluk kanlar ayaklarının dibine dökülürken Rebekah'ın sesini duydu. Kendi içindeki kayboluş ve etraftaki çığlıklar yüzünden sesinin ayırt etmek zor olmuştu. Başını yavaşça ona çevirdiğinde sırf ona ikinci bir büyü yapmaya korktuğu için yerini değiştirmediği duvara baktı. Kadının dudaklarından dökülen kelimeler zihnine ulaşıyor ama anlaşılır hale gelmesi zaman alıyordu. Tüm her şeyi algıladığında ise karanlık bir kahkaha dudaklarından döküldü. Yanakları göz yaşları ile ıslanırken bu durum oldukça tezat bir görüntü oluşturuyordu. Kendini kontrol etmeye çalışarak Rebakah'ı bulunduğu pozisyondan kurtaracak bir büyü yaptı. İyileşen cadının ayakta durması zor olmayacaktı. Ama neredeyse aklını kaçırmak üzere olan David için kelimeleri bulup da çıkarmak bir hayli zordu. Duvara son kez attığı yumruktan sonra bir adım geri çekildi. Gür sesi odada yankılanırken gözleri daha da koyulaşıyordu.
"Bunun beni sakinleştirmesi mi gerekiyor, Rebekah? Sakin değilim, daha kötüsü olamıyorum. Benden uzak dur kendi iyiliğin için uzaklaş... Sana artık güvenemem... Bana bir kez daha acı vermene izin veremem... Artık bunu kaldıracak gücüm yok, hala seni lanetlemek adına hiç bir şey yapmamışken git..."
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Aatrox klanı Ptsi Ekim 19 2015, 00:00 | |
| Rebekah söylediklerinin bir işe yaramasını umarak açıklamasını yaparken bir anda çözülen elleri kendini ayakları üzerinde bulmuştu fakat bağlıyken görmezden geldiği baş dönmesi ile sendeleyip dengesini kaybeder gibi olduysa da toparlamayı başarmıştı. Bastırmaya uğraştığı mide bulantısına fazlasıyla odaklandığı için sevdiği adamın elinden damlayan kan damlalarını yeni yeni fark ederken ellerinin durumunu fark ettiğince kalbinin sıkıştığını hissetti. Lanet… Bu tür duygular onun için fazlasıyla yeniyken neden sürekli bir sorun oluyor ve david’le güzel zamanlar geçirmek yerine kendi hayatıyla ilgili kavga etmek zorunda kalıyorlardı ki… Hayatı boyunca kalbinin ritmini değiştiren adamın gözlerinde gördükleri üzülmesini sağlarken duyduğu son sözlerle gözleri dolsa da derin bir nefes alıp kontrolünü elinde alıp david’in yanına yürüdü. Kaçmak hiçbir zaman ona göre bir şey olmamıştı bu yüzden karşısındaki karanlık cadıdan aldığı lanet tehdidini umursamadan dudakları arasında milimlik bir mesafe kalana kadar ona yaklaştı.
Gözlerini onun gözlerinden ayırmadan '' Seni hayal kırıklığına uğratıp korkuttuğum için üzgünüm ama hiçbir yere gitmiyorum. Seni seviyorum… '' diyerek onun dudaklarına kapandı. Ellerindeki yaraları bir büyüyle iyileştirip geri çekilerek ''Ve acı çekmen isteyeceğim en son şey… Geçmişte neler yaşadığını biliyorum David ama bunun tekrarlanmayacağına söz veriyorum. '' Dedi. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Aatrox klanı Ptsi Ekim 19 2015, 22:35 | |
| Öfke nasıl dinerdi? Bunun bir sonu var mıydı? Daha da önemlisi sonu olması gerekmiyor muydu? Öyleyse neden bir türlü damarlarını alev alev yakan bu öfke azalmıyordu. Aksine sanki daha fazla büyüyordu. Yine de şanslı olduğu bir nokta vardı, o da henüz zihnen kendini kaybetmemiş olmasıydı. Yine de bu pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Evet kesinlikle şu an pamuk ipliğine bağlıydı. Mantıklı kelimeleri sıraladığında sınıra biraz daha yaklaştığını biliyordu. Kanlı ellerini, akan göz yaşlarını, içindeki acıyı umursamadan Rebekah'ın bulundukları yerden gitmesini bekliyordu. İşte o zaman kendini tamamen kaybedebilirdi. Ne yapacağını tam bilmiyor olsa da bedeninde daha fazla acı verici yara oluşturacağına emindi. Daha dün gece kadınım diyerek kolları arasında olan şimdi ise sadece ona güvensizlik hissi veren kadına baktı. Hala gitmemesi sinirlerini daha fazla gererken üzerine atılan adımlarla dişlerinin sıktı. Duyduğu cümleden sonra dudaklarına örtülen dudaklarla tepkisiz kaldı. Bir süre sonra sıktığı çenesi gevşerken onu öpen dudaklara karşılık vermedi, çünkü tüm iradesini kendinde olmaya çalışmakta kullanıyordu. Artık ellerinde hissetmediği acıyla iyileşen ellerine baktığında gözlerinin devirdi. Son duyduğu kelimelerle göz yaşlarını silerken duvarları inleten bir kahkaha attı. Ardından da Rebekah'ın boğazını sıakrak onu duvara yapıştırdı.
"Artık sana güvenmiyorum, Rebekah... Geçen seferde bana söz verdin ama tutmadın. Bana tutamayacağın sözler verme... Acımı bile bile sana olan sevgimi bile bile bana daha fazla acı çektirme..."
Tutuşu biraz daha sıkılaşırken baskısı daha da arttı. Yaklaşık bir dakika sonra iradesini kullanarak elini ondan uzaklaştırırken derin bir nefes aldı. Sakinleşmek zorundaydı...
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Aatrox klanı Cuma Kas. 06 2015, 23:35 | |
| Kaçmak… Şuan buradan arkasına bakmadan gidip david’in olayları sindirmesini beklemek elbette bir seçenekti ama rebekah bunu kabul edemezdi. Gitmek demek her şeyi daha berbat bir hale getirirdi biliyordu. Aşk konusunda karşısındaki bu adam dışında bir deneyimi olmasa da sorunların sevdiği adamın söylediği şekilde çözülmeyeceğini biliyordu. Konuşmalıydılar, onu ikna etmeliydi. Cezası neyse çekmeye razıydı. Üstelik az biraz öfkesi geçip olaya normal bakabilse aslında onun amacının kötü olmadığını görürdü. Ne yapabilirim? Düşüncesi boğazında hissettiği ellerle bölünürken duyduğu acıyla yüzünü buruşturdu. Nefes alıp cümle kurmaya çalışsa da zorlukla ancak ''David…'' diyebilmişti. Bu duvara yapıştırılmadan önce onu kendine getirebilmek için kurduğu tek cümlenin ardından başının döndüğünü hissetti. Lanetler ve yan etkileri diye içinden geçirip bu duruma söverken nefessizlikten rengi solup gözleri yavaşça kapanmaya başladı. Aşık olduğu adamın baskısını sonlandırmasıyla dizlerinin üzerine düştü. Geçirdiği öksürük krizinden sonra ciğerlerine temiz havayı çekerken gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. Ağlamamaya çalışsa da başaramayarak '' Böyle olsun istememiştim… Ve seni etkileyecek bu dedikoduların gerçek olup olmadığını öğrenmek için bunu kabul edip senin incinmemen için uğraştığım bu kısmı saymazsak sözünden çıkmamış olsam da yeniden özür dilerim.''Dedi.
Kesif kan kokusu az öncekilerden daha yoğun bir şekilde burnuna dolduğunda yeniden midesinin isyan bayrağını çekişini görmezden gelip ''David… Eski eşinle biz farklıyız. Yeteneklerimiz ve savaş becerilerimiz çok farklı. Aynı eğitimi almadık ve onun her şeyden uzaklaşmayı seçmesine karşın ben her zaman sahadaydım. Yani birbirimizden bu kadar farklıyken aynı şeyin benimde başıma neredeyse birkaç kez gelecek olması aynı sonu yaşayacağım anlamına gelmez. Lütfen sakinleş…''dedi | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Aatrox klanı Paz Kas. 08 2015, 11:30 | |
| Göz yaşları arasında attığı kahkaha sınırda olduğunun en büyük göstergesiydi. Öfkesi artık kontrol edilemez bir boyuta vardığında cadının renk değiştiren yüzüne baktı. Sadece saniyeler içinde Rebekah nefes alamaz hale gelerek dünyaya gözlerini yumabilirdi. Bunu bir an için gerçekten istediğini düşündü. Cadı öldüğünde dertleri bitecekti. Onu kadını yapmıştı, içindeki yaraya rağmen kalbinde yer açmıştı. Peki o ne yapmıştı? Verdiği sözleri bile tutamayarak ona yeniden büyük bir acı yaşatmıştı... Şimdi eğer olur da onu öldürürse acabalar artık derdi olmaktan çıkacaktı. Acaba Rebekah nerede? Acaba bu sefer bana söylediğini yapıyordu? Acaba bana söylediği yerde mi? Attığı bir sonraki kahkahanın ardından elini çekmeyi başarmıştı. Onu öldürmek muhtemelen düşündüğü gibi işe yaramayacaktı. Cadının yanı başındaki öksürük seslerini dinlerken duvara bir yumruk daha geçirdi. Cadı hala ne diye yanında kalmaya devam ediyordu? Yeni bir özür kulaklarına ulaştığında şeytani bakışlarını Rebekah'a yönlendirdi.
"Özürlerini duymak, istemiyorum. Sesini kesmeni istiyorum. Sonsuza kadar!"
Rebekah ise konuşmaya devam ediyordu. Kulağına bla bla diye ulaşan anlamsız kelimeler topluluğu ile gözlerini devirdi. Karısı ile Rebekah arasındaki farkı çok iyi biliyordu. Karısı ile asla yaşamadığı tutkuyu ve ateşe cadıda bulmuştu. Karısı her zaman narindi ve öyle olmaya devam etmişti. Rebekah'ın ateşi ise kendini korumaya yeterli olduğunu gösteriyordu. Ama yine de sadece dakikalar önce katliama sebep olduğu kişilerin avı olmuştu. Rebekah'ın saçlarından tutarak onu ayağa kaldırıp duvara yapışmasını sağladıktan sonra sabit kalması için sıkıca kollarından tuttu.
"Aynı sonu yaşamayacaksınız, öyle mi? Eğer siktiğimin yerine biraz daha geç kalsam sonun karımdan daha kötü olacaktı. O sadece öldürülmüştü ama sen cadı tarafından becerilmek üzereydin. Eminim etraftaki diğer gereksizler de tadına bakmak isteyecekti. Şimdi söyle bakalım buna bir açıklaman var mı?"
Öfke kusarak dile getirdiği kelimelerin ardından etrafındaki cesetle dirilterek tekrar öldürmek istedi. Derince içine çektiği nefes Rebekah'ın tatlı kokusunu burnuna ulaştırırken dudaklarının bir milin uzağında olan dudakların tahrik edici gerçekliği ile karşılaştı. Hala öfkeliydi, hala yakıp yıkabilirdi. Ama buna rağmen saniyeler içinde kendini tutamadan cadının dudaklarına kapandı. Elleri hızla kalçalarına inip onu kendine bastırdığında okşaması zevk verse de sertçe sıkması cadıya daha çok acı veriyordu. Hareketlerinde tutku vardı, ama bundan daha fazla arzunun karanlığının esiri altındaydı.
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Aatrox klanı Cuma Kas. 13 2015, 23:31 | |
| Sevdiği adamın çok korktuğunu ve ondan gizli iş yaptığı için öfkelendiğini biliyordu. Bağırıp çağırmakta, esip gürlemekte haklıydı haklı olmasına ama sözleri ve hareketleri can yakıcı olmaya başlamıştı. Hem fiziksel hem de ruhsal açıdan acı veriyordu. Rebakah iyi niyetinin kurbanı olmuştu. Yapmaya çalıştığı şey kötü sonuçlansa da cadının suçu mantıklı bir şekilde sakince düşünüldüğünde çokta büyük değildi ancak ortada yadsınamaz bir gerçek vardı ki o da David collins şuan kelimenin tam anlamıyla iyi duygularını ve mantığını kaybetmişti. Göz yaşları sesini kesmeni istiyorum sonsuza kadar! Kelimeleriyle birlikte artarken kalbinin acıdığını hissetti. Birkaç dakika önce onun elinden ölüyor olduğu gerçeğini düşünmemeye çalışarak son bir uğraşla kendini açıklayıp onu sakinleştirmeye çalışmıştı. Daha fazla ne yapabileceğini bilmiyordu. Bu da işe yaramazsa ne diyebilirdi ki? Kendini savunmak için belki milyonlarca cümle kurabilir onu alttan alıp sakinleştirmeyi deneyebilirdi evet ama sevdiği adam onu dinlemek istemiyorken bunun işe yaramadığını yeterince görmemiş miydi? En azından hıçkırıklarını kesmeye uğraşırken saçlarındaki elle çığlık attı. Sertçe duvara yapıştırıldığında acıyla inlerken kollarından sabitlendiğinde korkuyla david’in gözlerine baktı. Sesini sonunda kesmeyi başarmış olsa da sessizce göz yaşlarının akmasına izin verirken ben ne zaman bu kadar çaresiz ve korunmasız oldum? Diye sordu kendi kendine.
Kötü hissediyordu. Duydukları kalbini acıtıyor maruz kaldığı hareketler kırıyordu. Gözlerini kapatıp titrek bir nefes aldı. Pes ederek ''Yok… Zamanında geldiğin için teşekkür ederim.'' Derken sesi sonunda fazlasıyla kısık ve cılız çıkmıştı. Dudaklarına kapanan dudaklarla dondu. Kısa süre sonra ona karşılık vermeye başladı. Hareketleri tahrik etse bile daha çok acı verdiğinden küçük bir çığlık attı. Kendini geri çekip ''David.. Fazlasıyla canımı yakıyorsun kendine gel lütfen.'' Dedi. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Aatrox klanı C.tesi Kas. 14 2015, 23:15 | |
| Öfkesini kusarak dile getirdiği kelimelere aldığı cevapla derin bir nefes aldı. Neredeyse isterik bir kahkaha atacakken burnuna dolan koku başka duyularını ele geçirirken elinin altındaki bedenin tadını almak istercesine dokunmaya başladı. Öpücüğü ve dokunuşları sert olsa da umurunda değildi. Bu beden ona aitti, her ne kadar delirmesine yol açacak derece de öfke dolu olsa da ile dolmasını sağlasa da belki bu sayede sakin olmayı başarabilirdi. Elinin altındaki bu varlığı kendi bildiği şekilde işaretleyerek... Rebekah'ık zevkle karışık acı dolu çığlığını duysa da umursamadan devam ederken cadının dudaklarını kurtarması ile sözlerini duyduğu anda az önce kalçasını sıkmakla meşgul olan eli yukarı çıkarak yeniden boğazına yapıştı.
"Acı veriyor öyle mi? Peki benim çektiğim acı! Yetişmemiş olsaydım o pisliğin seni severek mi becereceğini sanıyorsun? Eminim bundan fazlası olacaktı ama şu an benimle yetineceksin..."
Etraflarında bulunan cesetlerin evden dışarı çıkmasını sağladıktan sonra odadaki yatağa Rebekah'ı sert bir şekilde yatırarak üzerine çıktı. Dudaklarını öpüp, ısırırken hızlı bir şekilde üzerinde bulunan ne varsa parçalamaya başladı. Sabretmek istemiyordu, bir an önce tek vücut olmalarına ihtiyacı vardı. Eli bacak arasına yerleşip onu kendi için kısa sürede hazır hale getirdiğinde hızlı bir şekilde içine yerleşti. İçine girdiği ana kadar olan her dokunuş ve öpücük Rebekah'a acı vermiş olsa da şu saniyeden itibaren hissettiği bütünlükle biraz olsun sakinleşti. Hareketi yavaşlayıp kadınını yavaş yavaş öperken tatmin çığlığını duyduğunda dişlerini tenine sürtmeye başladı. Boynunda oluşturduğu ısırık izlerinin acısını emerek azaltırken gel git hareketleri hızlanmaya başladı. Kadını tekrar tatmin olduğunda kendisi de onu takip ettiğinde kendini yana atarak onu kolları arasına çekti. Saçlarının arasında gömdüğü başıyla derin nefesler alırken ne diyeceğini bilmiyordum. Karanlık yanı hala yok olmuş değildi. O yüzden sakin bir cümle kurmuş olsa da öfke dolu olduğunu hissediliyordu.
"Rebekah, lütfen bir kez daha bana bunu yaşatma..."
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Aatrox klanı Perş. Kas. 19 2015, 23:54 | |
| Ağlamak rebekah oswald’ın dilinde kesinlikle acizlik belirtisiydi ve asla ona göre değildi ancak david’in yaptıkları kalbini bir şekilde acıtıyor göz yaşlarına engel olamıyordu. Kendini geri çekip söylediklerinin karşılığında duydukları nefesinin kesilmesini sağladı. Bir şeyler söylemek için ağzını açtığında sertçe yatağa itilmesiyle dudakları arasından sadece acı dolu bir inleme döküldü. Derin bir nefes alarak " Sen benim a…" diye başladığı cümle dudaklarına kapanan dudaklarla son bulmuştu. Devam edebilseydi cümlesini aşık olduğum adamsın senin dokunuşlarının dışında bana dokunan adi herifler sadece midemi bulandırıyor lütfen böyle söyleme diye bitirecekti ama yapamamıştı. Sevdiği adamın dokunuşları acı verirken tecavüze uğruyormuş hissi saçmalığından kurtulmaya çalışmıştı. Şuan üzerinde olan adamı kesinlikle tanımadığını hissediyordu. Kendisine yabancıydı. Aşık olduğu o sakin, soğukkanlı ve mantıklı kişiden çok uzak karanlık ile öfke dolu biriydi. Savaşlardaki haline bile benzemiyordu. David ne kadar onu kendi için hazırlamaya uğraşmış olsa da içinde varlığını hissettiğinde dokunuşlarının, tavırlarının, sertliğinin etkisiyle çığlık attı.
Gözlerinden bir yaş damlası firar ederken yavaşlayan hareketlerle kısa sürede gevşeyip zevkin doruklarına ulaşmıştı. İkisi de doyuma ulaştıktan sonra tanımakta zorlandığı adamın kolları arasında dinlenirken bedenindeki acıların yanı sıra yaşadıkları yüzünden gözlerinden sessizce göz yaşları süzülürken duydukları üzerine hareketsiz kalmayı sürdürerek ufak bir baş hareketiyle tamam dedi.
] | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: Aatrox klanı Salı Ara. 01 2015, 23:23 | |
| Rebekah'ın içindeki gel git hareketlerinin arasında duyduğu çığlık sadece biraz olsun yavaşlamasını sağlamıştı. Sonrası ise pek normal olmasa da normal sayılabilecek bir birliktelikti. Şu an ise onu kollarında arasında tutuyor tamamen sakin olmaya çalışıyordu. İçinden ise sürekli olarak tekrar ettiği tek bir cümle vardı. 'O burada, kadını kurtardın, sakin kal...' Aldığı her nefeste uymaya çalıştığı bu kelimelerle sakinleşmeye çalışırken elleri Rebekah'ın bedenini okşamaya devam ediyordu. Cümlesine sessizce aldığı cevapla beraber memnun olsa da kadınının titremesinden ağladığını fark ederek kendine içinden küfür etti. Öfkesi azalırken daha mantıklı şeyler düşündüğünde Rebekah açısından durumu düşündü. İşin içinde Caitlyn de vardı. Lanet olsun aslında bir yanı kadını suçsuz bulmaya hazırdı ama başka bir yanı derinlerdeki acısı hazmetmesine engel oluyordu. Rebekah'a yatakta altına alırken ağırlığını üzerine vermemeye dikkat ederek gözlerine baktı. Yanaklarını yumuşak dokunuşlar ile silerken göz rengi normal tonlarına dönüyordu.
"Ağlama bebeğim... Ben üzgünüm... Kendimi kaybettim ama beni anlamalısın, yaşadıklarım... Seni böylesine severken kaybedemem... Beni anla, Rebekah..."
Rebekah'ın titreyen dudaklarına bir kaç yumuşak öpücük kondurduktan sonra yanaklarına tutkudan uzak sevgi dolu öpücükler kondururken yaşlı gözlerini de öpmeyi ihmal etmedi. Bu yeri, yaşananlar ile bir an önce geri bırakmayı düşündüğü an öpücüklere son vererek konuştu.
"Artık evimize gidelim mi, sevgilim?"
| |
|
| |
Rebekah Oswald Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 30/04/13
| Konu: Geri: Aatrox klanı Ptsi Ara. 14 2015, 18:18 | |
| Aşk bir insana neler yaptırabilirdi? Ya da ne kadar gözünün öfkeden dönmesini sağlayabilirdi? Bu soruların cevabına az önce ulaştığını düşünüyordu. Bu duygu sanırım en güzel aynı zamanda en tehlikeli şeydi. David’in yaptıklarının nedeninin aşık olduğu kadını kaybetme korkusundan kaynaklandığını biliyordu ama bu onun tavırlarının canını acıtmasını ruhen incitmesini engellememişti. Sessizce göz yaşlarının akmasına izin verirken bedeninde hissettiği hafif dokunuşlarla gözlerini kapatıp iç çekti. Bu hafif dokunuş bile moraran yerleri sızlatırken kendini bir anda onun altında bulmuştu. Gözleri onun gözleriyle buluştuğunda ağlamayı kesmek istemesine rağmen daha çok ağlamaya başlamıştı. Duydukları ile derin bir nefes aldı. Yaşadıklarını geri plana itmeyi denerken konuşmak için dudaklarını araladı fakat çıkan tek ses hıçkırıklarıydı. Dudaklarına kondurulan öpücüklerden sonra yüzündeki sevgi dolu öpücüklerle bir nebze olsun kendini toparlamayı başararak titreyen sesiyle ''Anlamayı deniyorum… Bende üzgünüm ve evet gidelim lütfen'' dedi.
Eve gittiklerinde yapmayı planladığı tek şey her zamanki seksi geceliklerinin yerine sade bir pijama takımı giyip direk uyumaktı. Konuşulması gereken konuların olduğunu biliyordu ama o konuşmayı bu gün yapmak kesinlikle istemiyordu. Çok fazla şey yaşamışlardı ve artık dinlenmek istiyordu. Ya da sadece uyumak ve her şeyi kısa bir süreliğine de olsa unutmak. Bir büyüyle ikisinin de temizlenip giyinmesini sağladıktan sonra başka bir büyüyle ikisini de eve götürüp aklındaki planı devreye soktu. Kendini yatağa atıp uzun bir süre uyanmak istemediğini düşünerek derin bir uykuya dalması sadece saliselerini aldı. | |
|
| |
| Aatrox klanı | |
|