Kat Giulio Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 422 Kayıt tarihi : 27/10/12 Yaş : 30 Lakap : Zehirli Sarmaşık
| Konu: Baş Belası Zyra Cuma Kas. 30 2012, 17:15 | |
| Henüz şehre yeni adım atmıştı. Şehrin havasını içine çektiğinde ciğerlerini dolduran hava ile burayı ne kadar özlediğini fark etti. Halbuki şehirden ayrılırken bu şehri özleyeceğini hiç düşünmemişti. Zaten ayrılış nedeni şehirde değildi. Babası ile yaptığı son büyük kavga bu şehre ve kuzenine veda etmek zorunda kalmasına neden olmuştu. Babası onu uzak bir okula yazdırmış ve bir şekilde başından atmıştı. Aslında o öyle sanıyordu. Aldığı eğitim ve geçen yıllar nedeni ile çok farklı bir Zyra oluşmuştu. Şu an da babası ile aralarındaki farklı görüşler daha da artmıştı. Onu anlamıyordu, yani küçükken anlamadığını sanıyordu. Çünkü o zaman ne hırsı ne de aç gözlülüğü biliyordu. Şimdi ise her şeyin farkındaydı ve babasının planları onun midesini bulandırıyordu. Eğer kuzenini yalnız bırakacağını sanıyorsa çok yanılıyordu. Baş belası Milla geri dönmüştü. Elbette sadece babasının baş belası değildi. Kuzeni içinde yeterince bela görevi görüyordu. Ama onun tatlı belası olduğunu biliyordu. Onunla görüşmeyeli ne kadar zaman olmuştu. Thomas onu gerçekten özlemişti ve şimdi tüm özlemini giderebilecek olmasından dolayı mutluydu. Taksiyi beklerken babasının son planlarının ne olduğunu düşünmeden edemedi. Küçükken hiç bir şey anlamıyordu, şimdi her şeyin farkındaydı ve artık daha fazlası da vardı. Fark ettiği şey babasına olan benzerliğiydi. Annesine daha fazla benziyordu ki böyle olduğu için oldukça mutluydu ama babasına biraz da olsa benzemek onu rahatsız ediyordu. Babası tamamen nefret edilecek biri değildi de aslında. İyi biri de sayılırdı ama para hırsı bazen her şeyin önüne geçiyordu. Bunu da ona öğreten kişi olmuştu. Somurtan bir surat ifadesi ile beklerken sonunda taksiyi görmek onu gülümsetmeye yetmişti. Gerçek bir sürpriz olacaktı bu. Babası mezun olmasını beklerken o bir anda okulu bırakıp kuzeni ile aynı akademiye gitmeye karar vermişti. Reşit olduğu için istediği her şeyi yapabilmesi de ayrı bir güzellikti. Taksinin penceresinden dışarıyı izlemeye başladı. Yollar her şey öyle tanıdık geliyordu ki. Sanki hiç buradan ayrılmamış gibi hissediyordu kendini. Malikaneye vardıklarında eşyalarını alarak aşağı indi ve kapıya ilerledi.
Kapıyı tahmin ettiği gibi yardımcılardan biri açmıştı. Babasının evde olmadığına neredeyse emindi. Belki kuzeni de olmayabilirdi ama o bekleyebilirdi. Gelmek için uzun bir süre beklemişti zaten. Karşılaştırıldığında bir kaç saatin ne önemi vardı. Yardımcıya sus işareti yaparak onu susturdu ve kuzeninin evde olup olmadığını öğrendi. Kuzeninin odasında her zaman olduğu yerde olması onu gülümsetmişti. Eşyalarını odaya götürmelerini söyledikten sonra hızla Thomas'ın odasına ilerledi. Bir sürpriz yaparak onu şaşırtmak istiyordu. Bu sadece merhaba kuzen diyerek olmamalıydı. Sahip olduğu güce odaklanarak hapşırtan bir çiçek kokusu yaymaya başladı. Thomas hapşırmaya başladığında gülmesini bastırmak için ağzını kapattı. Hapşırması giderek artarken bir anda kokuyu yok ederek ortaya çıktı.
"İyi yaşa kuzen bana alerjin olduğunu bilmiyordum"
Koşarak onun boynuna atladı. Artık koku olmadığı için kuzeni rahat bir nefes alabilirdi. Sıkıca sarıldığı kuzenini bıraktıktan sonra hemen yatağına yerleşti.
| |
|