|
| Minik Baş Belası | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Minik Baş Belası Paz Haz. 09 2013, 01:08 | |
| O korkunç olayın üstünden birkaç gün geçmişti. Gözlerini Caitlyn’in malikanesinde açmak şaşırtsa da değer verdiği iki kişinin yaşadığını öğrenmek oldukça rahatlatmıştı. Caitlyn çok uğraşması gerekse de herkesi kurtarmıştı. Şanslıydılar ki ölen olmamıştı. Erkekler eski sağlıklı hallerine hemen kavuşurken kızların durumu daha ağır olduğu için tamamen iyileşmeleri, eski hallerine dönmeleri zaman alacaktı ama en azından hepsi hayattaydı. Scarlett ve dante o gün resmi olarak ayrılmıştı. Grubun büyük çoğunluğu tıpkı kendisi gibi ondan nefret ederken onun uzun bir süre ortalarda olmayacak olması herkesi rahatlatmıştı. O günde sonra herkesin biraz değiştiği doğruydu ama en büyük değişikliği dante’nin yaşadığı büyük bir gerçekti. Eski eğlenceli,alaycı, rahat ve sakin dante gitmiş yerine öfkeli,soğuk, sessiz, kızgın ve kırgın bir dante gelmişti. Barlardan çıkmayan çapkın kişiliğine geri dönerken içecek olarak en çok içtiği şey şüphesiz alkoldü. Geceleri ve gündüzleri olmak üzere iki farklı hayatı vardı artık. Gündüzleri her sabah erken kalkıp normal bir şekilde okula gidip, okul bittiğinde şirkete giden sorumluluk sahibi biriyken geceleri barlardan çıkmayan, bir kızın koynundan çıkıp diğerine giren serserinin tekiydi. Geçmiş unutulmuyordu ama insan zamanla alışıyordu.
Yaşananlar daha az aklına geliyordu. Bir süre sonra ise hatırlamıyordu. İnsan bir şekilde her şeyin üstesinden geliyordu. Scarlett’ı unutmak düşündüğünden daha fazla zaman alacaktı belki ama başaracaktı. Güzel ve seksi özel sekreterinin sesiyle düşüncelerinden kurtulup kendine gelirken derin bir nefes aldı. Yine geçmişe dalıp gitmişti ve bundan nefret ediyordu. Buz gibi bakışlarını kıza dikerek '' Ne var?’'' diye sordu soğuk bir ses tonuyla… Kızı şöyle bir süzmekten kendini alamadı. Her zamanki gibi seksiydi. Tam ağzına layık dolgun göğüsleri, okşanmayı bekleyen uzun güzel bacakları, öpülmek için bekleyen kırmızı dudaklarıyla insanı yatağa davet ediyordu. Onu şimdi şu koltuğa atabilirdi ama halletmesi gereken işler vardı bu yüzden özel sekreterine çıkabileceğini söyleyip yolladı. İki tane sekreteri vardı biri normal şirket işlerini yönetirken diğeri yatağını ısıtıyordu. Bunları bir kenara bırakıp son kalan işlerini de halledip şirketten ayrıldı. Dışarı çıkar çıkmaz rahat edebilmek için gömleğinin kolları kıvırdı, kravatı sert göğsünün üzerine gelecek şekilde indirdi ve gömleğinin yakasından ilk üç düğmeyi açtı. Ceketini arabanın arka tarafına atıp eve sürdü. Çok yorgundu ve bara geçmeden önce birkaç saat uyuyarak biraz dinlenmeliydi. Yolda gelirken arabayı oldukça hızlı kullandığı için eve 15 dakika da varmıştı. Eve girer girmez çantasıyla ceketini koltuğa fırlatıp odasına çıkmak için merdivenlere yönelirken birden önüne çıkan kişiyle donup kaldı. Şaşkınlık ve merakla '' Caitlyn?'' dedi.
| |
| | | Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Paz Haz. 09 2013, 11:10 | |
| Olan bitene engel olamadığı için kendine kızmıştı, uzun bir süre. Scarlett'ın ne denli tehlikeli olabileceğini onunla tanıştığı ilk gün anlamıştı. Onunla birlikte malikanede kaldığı bir kaç günde de bu düşünce değişmemişti. O sihirbazı ne olursa olsun gözünden ayırmamaya karar verdiğini hatırlıyordu. Ama hayatta her şey plan dahilinde gitmiyordu, ne yazık ki. Sihirbazdan sonra hayatında bir sürü değişim olmuştu, gözden kaçırdığı şeyler artmıştı. Artık ritüelleri bile yardımcısına devretmişti. Gerçi artık bunları düşünmek anlamsızdı. Çünkü olan olmuştu, şimdi ise yapması gerekeni yapmak zorundaydı. Tek tesellisi belki de o malikane de ölen hiç kimsenin olmamasıydı. Ama bu yinede onların bir şeylerini kaybettiği gerçeğini değiştirmiyordu. Hiç birinin yaşadığı şey kolay değildi. Sanki bir şey için sınanmıştı, her biri. Derin bir nefes aldığında Stacy'nin sesi ile kendine geldi. Stacy, tüm bu belayı yapan kişinin ikizi. Şu an o kızdan ne kadar farklıydı. İçinde hiç bir kötülük olmayan masum bir sihirbaz. Üstelik lanet yüzünden öldüğü sanılan o zamana sıkışıp kalmıştı. Hala 11 yaşında hissediyordu kendini ama 18 yaşında oldukça seksi bir kızdı. Bir süre daha bu duruma devam edecek olması şimdilik kötüydü, daha kötü olan şeyse Stacy'nin şu an onun yanında olmasıydı. Kız karanlıktan arınmıştı ve yeni den karanlığın onu almasını istemediği için onu buradan uzaklaştırmak zorundaydı. Bu konuda aklına gelen ilk şey ise Dante'nin yanı olmuştu.
Stacy'e tüm detayları anlattığında soluğu Dante'nin evinde aldı. Sihirbaz henüz evde değildi. Stacy ise karnı acıkmış bir çocuk gibi kendini hizmetçi ile mutfağa kapatmıştı. Bu iyiydi, çünkü Dante ile yalnız konuşması gerekiyordu. O sihirbazın olanlardan sonra kötü olduğunu biliyordu, ama ondan başka güvenebileceği de hiç kimse yoktu. Dante'nin onu bir anda karşısında görmesi ile verdiği tepki onu gülümsetse de acelesi olduğunu hatırladı. Stacy ile ilgili olayın bitmesi ve ardından bir an önce malikaneye gitmesi gerekiyordu. Çünkü peri bebeklerin durumu hala kötüydü ve onları kurtarmak zorundaydı.
"Dante fazla vaktim yok, Rose ve diğerlerinin yanına dönmeliyim. Durumu biliyorsun... Senden bir iyilik istiyorum, çünkü başka isteyeceğim hiç kimse yok. Stacy, Scarlett'ın ikizi onunla bir süre senin ilgilenmen gerekiyor."
Derin bir nefes alarak Dante'nin durumu hazmetmesini bekledi bir süre sonra konuşmasına devam etti.
"Dante biliyorum buna evet demen zor ama. Size olanların Stacy ile hiç bir ilgisinin olmadığını biliyorsun. O iyi olan ikiz ve benim sihirbazım. Ayrıca şu an görünüşünün altında öldüğünü düşündükleri zamanı yaşıyor yani sadece 11 yaşında... Bu durum bir süre devam edecek ve o şu an mutfakta. Bense hemen gitmeliyim. Bir sorun olursa bana ulaşabilirsin. Onu yeniden savunmasız bir şekilde karanlığın yutmasını istemiyorum. O iyi ve masum kalmalı. Şimdiden teşekkür ederim, Dante."
Kısa bekleyişinin ardından malikaneden ayrıldı. Görevine devam etmek zorundaydı.
| |
| | | Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Paz Haz. 09 2013, 11:22 | |
| Kendini hala oldukça garip hissediyordu. Sanki bir rüyadan uyanmış gibiydi. Ona bir gün öncesi gibi gelen şeyler aslında yıllar önce olmuştu. Hayatı ile ilgili hatırladığı en son şeydi, ikizi ile birlikte kutladıkları 11. yaş günlerdi. Şimdi ise o günden bu yana yedi yılın geçtiğini öğrenmişti. En çokta aynadaki yansımasına alışması uzun sürmüştü. Aynadaki kişi sanki o değilmiş gibi geliyordu. Olanlar ise daha garipti. Öğrendiği her şey ona daha da garip geliyordu. Eskiden yaptığı şeylerin sihirbazlara özel bir yetenek olduğunu ve kendisinin de bir sihirbaz olduğunu öğrenmişti. Elbette ikizi de kendi gibi bir sihirbazdı. Bunu ona kimse söylemeden de biliyordu, çünkü onunda gücüne tanık olan kişi kendisiydi. Kafası allak bullak bir şekilde yeni bir güne başlamışken yine Caitlyn'e bir şekilde yardım etmeyi denedi. Çocuk aklı ile ne kadar başarılı olduğu tartışılırdı, elbette. Zaten kısa bir süre yardım edip oyun oynamaya başlıyor ve oyunlara dalıyordu. Caitlyn, bir süre sonra yanına geldiğinde konuşmasa bile bir gariplik hissetmişti. Açıklamaları elinden geldiği şekilde kendini vererek dinlerken buradan gitmek istemediğini düşündü. Ama cadıya göre en iyi şey buydu ve ona pekte karar hakkı tanınmıyordu. Mecburen kabul ettikten sonra ondan yeni yeri ile ilgili bilgi aldı. Özellikle onunla ilgilenecek olan kişi hakkında... Dante, kulağa son derece çekici bir isim gibi geliyordu. Acaba kendisi nasıldır, diye düşünmeden edemedi. Küçük kızlar konusunda bir konuda herkes hem fikirdi. Kendinden büyük, yakışıklı erkeklere karşı büyük bir zaafları olurdu. Hatta bir çoğu bu erkeklere ilk aşkım gözüyle bakarlardı.
Malikaneden hızla ayrıldıklarında karnının aç olduğunu bile söylememişti, Caitlyn'e. Kısa süre içinde birlikte gittikleri malikane de Dante isimli sihirbazı beklerken daha fazla dayanamadığı için kendini hizmetçi ile mutfakta buldu. Görünüşü ile davranışlarını orantılı bir şekilde kullanmakta hala başarısızdı. Küçük bir çocuk gibi tabağını silip süpürürken, yemek sonrası çikolatalı tatlıya hayır diyememişti. Sakarlık yüzünden beyaz elbisenin üzerinde çikolata lekeleri oluşmuştu. Sonunda doyduğunda mutfağın yakın banyo da ellerini yıkadı. Aynaya hala bakmakta zorlanıyordu. Ama sonra aklına bir anda Dante adlı kişi geldiğinde yansımasına bakarak saçını düzeltti ve yüzünü yıkadı. İyi ki de bakmıştı, çünkü dudaklarının etrafı tatlı yüzünden çikolata kaplıydı. Hizmetli ile birlikte oturma odasına giderken bir anda karşısında oldukça yakışıklı bir erkek gördü. Hizmetçi kızın sözleri ile onun Dante olduğunu öğrendiğinde içindeki çocuksu heyecanı bastıramadığı için ona doğru hızla koşarak sıkıca sarıldı.
"Caitlyn'in teklifini kabul ettiğin için teşekkür ederim."
| |
| | | Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Paz Haz. 09 2013, 14:34 | |
| İlk sözlerle derin bir nefes alıp '' Biliyorum bir sorun yoktur umarım?'' dedi endişeyle. Caitlyn’in sözlerinden sonra bakışları eski buz haline dönerken sesi soğuk halini geri kazanmıştı. Bunu gerçekten ondan istiyor olamazdı. Bu imkansızdı. Her şeyi mahveden ikizlerden birini evinde misafir etme fikri bile kötüydü. Yardım etmek isterdi ama yapamazdı. '' Üzgünüm ama'' diye söze başladığında caitlyn’in sözünü kesmesi moralini bozsa da kendini zorlayarak sessizce onun sözlerini bitirmesini bekledi. Onun olanlarla hiçbir ilgisi yoktu dediğinde duygusuz bakışlarını yere sabitleyip iç çekti. Evet bunu biliyordu ama bunu biliyor olması hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Kızın 11 yaşındaki zamanı yaşamasına bir şey deme gereği duymadı. Üzülmemişti çünkü o kıza nazaran onlar daha fazla şey kaybetmişti özellikle dante. Herkes bir şeylerin bedelini ödüyordu bu hayatta kızında ödemesi gereken bedel buydu. Stacy’nin kendi evinde üstelikte mutfağında olduğunu öğrendiğinde şaşkınlıkla '' Ne? Ama caitlyn'' diye başlayan cümlesi onun gidişiyle yarım kalınca öfkeyle sesli bir küfür savurup koltuğu tekmeledi. Sinirle evin salonunda birkaç tur atarken bu işin içinden nasıl çıkacağını düşünüyordu. Olanlara hala inanamıyordu. Hiç istemediği halde 18 yaşında 11 yaşındaki hayatını yaşan bir kız aslında çocuk onun başına kalmıştı. Oflayarak saçlarını öfkeyle karıştırdığı esnada beyaz elbiseli eski sevgilisine birebir benzeyen kızı gördü. ,
Onu şöyle bir süzdüğünde elbisesindeki çikolataları fark edip iç çekti. Sonunda çocuk bakıcılığına da başlamıştı. Ona ‘hoş geldiniz bay dante’ diyen hizmetçisine ufak bir baş hareketiyle selam verip kızı incelemeye devam etti. Kızın sıcacık bir gülümseme ve parlayan gözlerle kendine bakmasından rahatsız olmuştu. Onun bir anda kendine sarılmasıyla gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. '' Minnettarlığını bana sarılmayı bırakarak göstermeyi deneyebilirsin ne dersin? Hala üzerinde olan çikolata damlacıklarına bulaşmak istemiyorum'' diyerek kızı kendinden uzaklaştırdı. Boğazını temizleyip duygusuz bir sesle '' Öncelikle evime hoş geldin. Yanımda kaldığın süre boyunca her ihtiyacının karşılanacağından emin olabilirsin. Evin tadını çıkar’'' dedi. Sesinde hiçbir duygu barınmasa da soğukta değildi.
Hizmetçisine dönüp '' Küçük hanıma en güzel odalarımızdan birini ayarlayın. Bu evde kaldığı süre boyunca saygıda kusur istemiyorum. İstediği her şeyi yapmakta özgür. Dışarı benim haberim olmadan çıkmayacak. Birde etrafta bavul göremiyorum sanırım eşyası yok ona kuzenimin kıyafetlerinden birini ver üzerini değiştirsin şimdilik sonra birlikte alışverişe çıkıp istediği kıyafetleri alırsınız. Ek kartlarımdan birini çıkmadan şifresiyle birlikte sana bırakırım Nora. Çekilebilirsin yemek işini ben hallederim.'' Diyerek hizmetçiyi yolladıktan sonra mutfağa geçti. Dolaptan dondurulmuş pizzalardan iki tane çıkarıp fırına attı. Bir bardağı alıp kendine kola koyarken izlenildiği hissiyle başını kapıya çevirdi. Karşısında stacy’i görünce oflayarak bir bardak daha çıkarıp meyve suyu koydu. İlgisizce meyve suyunu masaya bırakıp kıza doğru iterken '' Bir sorun mu var?'' diye sordu.
| |
| | | Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Paz Haz. 09 2013, 19:37 | |
| Karnı doymuş son derece mutlu bir çocuk olmuştu. Hizmetçi kız sanki ona yemek vererek dünyaları önüne sermiş gibiydi. Banyoya gittiğinde kalbinin garip atışlarını fark etti. Neden böyle bir şey olduğunu bilmiyordu. Ama kendine bakacak olan kişiyi Dante'i göreceği için gerçekten heyecanlanmıştı. Derin bir nefes alarak banyodan çıktığında hizmetçinin kızın söyledikleri ile karşısında duran son derece yakışıklı adamın Dante olduğunu öğrenmişti. Kalbi deli gibi çarparken içindeki heyecana engel olamadan ona doğru yüzünde tatlı bir gülümseme ile ilerledi. Ona sıkıca sarılarak teşekkür etmişti. Dante ise hiç bir tepki vermemişti. Daha doğrusu ona sarılmamıştı, sadece konuşmuştu. Onu bırakmasını istemişti. Oysaki Stacy, bir şekilde ondan uzak kalmak istemiyordu. O hiç bir kişiye hemen ısınan bir kız değildi. Tüm cici kız hallerine rağmen o da ikizi gibi insanlardan uzak takılmayı severdi. Ama Dante, garip bir şekilde farklı gelmişti. Yüzünde üzgün bir ifade oluşurken peki anlamında başını sallayıp ondan uzaklaştı. Dante'i gözleri ile adeta inceliyor gibi baştan aşağı süzdü, gerçekten çok yakışıklıydı. Bu görüntüye yakışmayan soğuk ses tonu ile konuşmaya başladığında onu dinlemek istemedi, ama kabalık yapmak pek ona göre değildi.
Tam ona cevap vermek istemişti ki yeniden konuşması ile sessizce bekledi. Onu hizmetçinin başına atmıştı. O elbiseler istemiyordu ki ya da başka bir şey. Ona bir süre daha sarılabilirdi. Ama soğukluğu onu engelleyen şey olmuştu. Hizmetçi kızın gidişinin ardından Dante'i gözleriyle takip etti. Mutfağa giderken peşinden baktı bir süre ona bakarken garip bir ruh haline bürüyordu. Küçük kalbi ise güm güm atıyordu. Aslında çocuksu kalbi demek daha doğru olurdu. Çünkü kalbi o farkında olmadan büyümüştü. Onu takip ederken bakışları üzerinde gezindi bir süre sonra onu fark etmesi ile konuşmuştu, Dante. Sesi soğukluğuna rağmen kalbine işliyordu. Meyve suyunu aldıktan sonra bir yudum içti ve konuşmaya başladı.
"Bir şey yok sen çok tatlısın. Ayrıca madem bu evde her ihtiyacım karşılanacak. O halde benimle oynar mısın?"
| |
| | | Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Ptsi Haz. 10 2013, 21:48 | |
| Kızın kendi evinde kalmasını istemediği için itiraz etmeyi düşünürken caitlyn’i ona söz hakkı tanımadan gitmişti. Stacy’nin başına kaldığı gerçeğiyle sinirden köpürürken ondan kurtulmanın yollarını arıyordu. Hiçbir yolu olmadığını gördüğünde kanepeye sinirle bir tekme geçirdi. Kahretsin ki kız başına kalmıştı. Onu kendi evine götüremezdi çünkü ailesi normaldi ve ölen kızlarını bir anda karşılarında görmek hem de 18 yaşındaki haliyle ama 11 yaşındaki çocuk zekasıyla hepsini kalpten götürebilirdi. Scarlett’la stacy arasındaki farkı anlamayıp kızlarının daha da delirdiğini düşünebilirlerdi de belki kızı akıl hastanesine bile kapatırlardı. Kuzeni elise’in başına atabilirdi eğer caitlyn’nin evinde rose ve fia gibi oda birkaç gündür ölüm kalım savaşı vermiyor olsaydı. Öfkeyle sakinleşmek adına derin bir nefes daha aldı. Onu sokağa atacak hali yoktu el mahkum kendi evinde kalacaktı ama onunla kendisi ilgilenmek zorunda değildi. Kızla karşı karşıya geldikten sonra onu kısa süre süzüp iç çekti. Kız güzel ve seksi olmasına rağmen tam bir çocuktu. Ona zoraki bir hoş geldin dedikten sonra hizmetçisine talimatlar verip kızı başına attıktan sonra mutfağa gitti.
Direk yatmayı düşünmüştü eve ilk girdiğinde ama şuan sinirden acıkmıştı. Pizzaları fırına attığında izlendiği hissi onu rahatsız etti ama önemsememeye çalıştı. Sonunda kola koyarken dayanamayıp kapıya doğru dönerek kim olduğuna baktı. Stacy’i görmek oflamasını sağlarken isteksizce bir bardak daha çıkarıp meyve suyu koydu ve kıza doğru masanın üzerinden itekleyerek problemin ne olduğunu sordu. Nazik davranmaya çalışıyordu ama kibarlık yapacak havada değildi. Çok tatlısın iltifatı karşısında birkaç saniye ne diyeceğini bilemeden sessiz kaldıktan sonra '' Sende çok… çok sevimlisin. '' Dedi şuan 11 yaşında bir çocukla konuştuğunu bu yüzden aklına gelen her şeyi pat diye söyleyebilmesinin normal olduğunu kendine hatırlatarak… Dolaplardan birini açıp tabak ve bıçak çıkarttı. Kızın benimle oynar mısın sorusunu duymasına rağmen sessizliğini korudu. Kendisi için oyunun ne ifade ettiğini iyi biliyordu yatakta kızlarla yakından ilgilenmekti. Stacy adındaki bu kız içinse evcilik,saklambaç ya da onun gibi çocuksu oyunları kapsıyordu. Başka bir erkek olsa kızın bu durumdan zevkle faydalanabilirdi ama kendisi kesinlikle o kadar adi değildi. Fırının sinyal sesiyle pizzalarını çıkarıp tabağa koydu. Bıçakla dilim dilim kesip servis haline getirdiğinde kolasıyla beraber masaya yerleşip taburelerden birine oturdu. Pizzasından bir ısırık alıp kolasından bir yudum içtikten sonra kızın hala bir cevap beklediğini fark edip yine duygusuz bir sesle '' Bak üzgünüm ama bunun için zamanım yok. Ayrıca senin aksine oyun oynayacak yaşı çoktan geçtim. Beni anlıyor musun? O yüzden seninle oynayamam ama isterse nora ile oynayabilirsin. O bu günden itibaren seninle ilgilenmekle görevli. '' Diyerek yemeğine devam etti.
| |
| | | Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Salı Haz. 11 2013, 00:03 | |
| Kendini bir anda tuhaf hissetmişti. Dante'e bu kadar çabuk bir şekilde ısınmasını bir türlü anlamıyordu. İçinde garip bir istek vardı. Çocuk kalbi, bu isteğin ne olduğundan bir haberdi. Ama yine de deli gibi onun yanında olma isteğine engel olamıyordu. Ona soğuk davranış olmasına rağmen peşine takılmıştı. Aslında bir an için tereddüt etmişti gidip gitmeme konusunda... Yine de isteğe karşı gelmesi imkansızdı. Mutfağa vardıktan sonra bir süre gözüne harika görünen bu adamı seyretti. Ona öylesine güzel görünüyordu ki. İri bedeni, güzel gözleri... Kendini o gözlerin içinde kaybedebilirdi. Derin bir iç çekerek izlemeyi sürdürürken o kendisini fark etmişti. Hemen söylediği şeylere aklına gelen ilk cümle ile karşılık vermişti; çok tatlısın... Evet doğru gözüne az önce yediği çikolatalı pasta kadar tatlı geliyordu. Belki de onu çikolata kaplı bir halde önüne koysalar asla hayır demezdi. Ama ona karşı bu soğukluğun nedenini hala çözmüş değildi. Sonra birden elindeki meyve suyunu içerken aklına oyun oynamak geldi. Bunu da kelimelere dökmesi uzun sürmemişti. Dante ise, bu konuda sessiz kalmıştı. Pizzasına gömülmüştü. Onu yerken izlemek bile garip bir şekilde hoşuna gitmişti. Sonunda ona cevap verdiğinde surat ifadesi adında düştü. Üzgündü. Başkasının başına atılmak istemiyordu. O Dante ile birlikte bir şeyler yapmak onunla olmak istiyordu. Meyve suyu bardağını masaya bırakıp yerinden kalktı. Sandalyeyi Dante'e biraz daha yaklaştırıp yakınına oturdu. Neredeyse dibindeydi. Eli iç güdüsel bir şeymiş gibi onun kolunu tuttu. Üzgün bakışlarını, onun gözlerine diktiğinde konuşmaya başladı.
"Oyun onamak zorunda değiliz. Ben sadece seninle bir şeyler yapmak istiyorum, sadece seninle..."
Suratındaki üzgün ifade yok olmamıştı. İç çekerek eski yerinde bıraktığı meyve suyuna erişmek için tabureden bardağına uzandı. Bunun için Dante'nin önünden eğilmesi gerekmişti. Dizlerini kırarak da taburenin üstüne çıkmıştı. Üstelik elbisenin yakasını açılmış ve eteği de baya kısalmıştı. Bunu fark etmemesi bir yana bardağı almaya niyetli hali yüzünden uzanmaya devam etti. Bardağı kendisine çekip masaya koyduğunda bedenini geri çektiğinde dengesini sağlayamadı. Bu yüzden bir kaç saniye içinde kendini yerde bulacaktı.
| |
| | | Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Salı Haz. 11 2013, 22:05 | |
| Kızdan elinden geldiğince uzak durmaya çalışıyordu. Nedenini bilmiyordu bu kızda onu rahatsız eden bir şeyler vardı. Gülümsemesi, sıcak tavırları, çocuksu hali, gözlerindeki muzip parıltılar, güzelliği ve kendisi farkında olmasa da seksi olması onu huzursuz ediyordu. Bu durum saçmaydı biliyordu ama engelleyemiyordu. Beyninin ondan uzak durmalısın diye uyaran sesini görmezden gelemiyordu. Hem zaten dış görünüşü 18 olmasına rağmen 11 yaşındaki bir çocukla da uğraşmak istemiyordu. Onunla çocuksu oyunlar oynamak ise en son yapacağı şeydi. Bunu anlamış olmasını beklerdi. Kıza bunun için zamanının olmadığını söyledikten sonra ilgisiz olmaya çalışarak yemeğiyle ilgilenmeye devam etti. Farkında olmadan baya acıkmıştı ve pizza çok lezzetliydi. Son zamanlarda içki haricinde bir şey içmemesinden kaynaklanan bir durum olsa gerek kolanın tadı da her zamankinden daha güzel gelmişti. Bir ara gözleri istemeden kıza kaydığında asılın yüzü, üzgün hali içinde bir yerlere dokunsa da gözlerini kaçırıp umursamamaya çalışarak yemeğine devam etti. Onun her istediğini yapamazdı. Stacy buna alışsa iyi olacaktı yine de… Düşüncelerinde bir yine de ile başlayan cümle fark ettiğinde öfkeyle dişlerini sıktı.
Aması falan yoktu kızın üzgün hali kesinlikle umurunda değildi ve olmayacaktı. Duygusuz tavrından taviz vermeye niyeti yoktu. Kızın tatlı kokusunu çok yakından hissettiğinde gözlerinin ucuyla yanına baktı. Stacy neredeyse dibine oturmuştu. Derin bir nefes alıp yemeğiyle kaldığı yerden ilgilenmeye devam ederken kolunda hissettiği elle tüm dikkatini ister istemez kıza vererek gözlerini onun gözlerine dikti. Gözlerindeki üzgün ifadeyle beraber dişlerini sıktı. Onun olanlarda hiçbir suçu yoktu. 11 yaşında hayatı kararmış masum bir kızdı sadece şimdi de 18 lik görüntüsüyle hayatına kaldığı yerden devam etmeye çalışıyordu. Tanımadığı insanların arasında öylesine masum öylesine savunmasızdı ki dante bir an ona tüm ruhsuzluğuna rağmen acıdı. Yanındaki hareketlilikle kendine geldiğinde kızın sandalyenin üzerine dizleriyle çıkmış küçük çocuklar gibi karşı taraftaki meyve suyunu almaya uğraştığını gördü. Farkında olmadan sadece birkaç saniyeliğine de olsa gülümsedi. Şuan çok seksi göründüğünü bilse acaba ne düşünürdü? Kendini toparlayıp birkaç öksürükle ses tonunu ayarlayarak '' Birlikte oyun oynayamayız ama eğer istersen anime ya da komedi filmi izleyebiliriz'' dedi. Bu esnada kız meyve suyunu masaya bırakıp kendini geri çektiğinde dengesini sağlayamayarak tabureden düşmüştü. Hızlı bir şekilde yerinden kalkıp kızı son anda yakalamış ve yer yerine kucağına düşmesini sağlamıştı. Duruşunu düzeltip derin bir nefes aldı. Kolları arasında kucağında duran kıza baştan aşağı dikkatle süzüp '' İyi misin?'' diye sordu. Ardından aralarındaki yakınlığın çok fazla olduğuna karar vererek onu yere indirdi. Alt üst olan dengesini toparlayabilmek adına '' Filmi yarın izleyelim olur mu? Çok yorgunum ve dinlenmek istiyorum iyi geceler'' diyerek hızla odasına çıkıp öfkeyle üzerindekileri çıkarmaya başladı.
| |
| | | Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Çarş. Haz. 12 2013, 00:16 | |
| Dante'e olan aşırı ilgisi geçen her saniye daha da artıyordu. bu ilginin sonunun ise nereye gideceğini kestiremiyordu. Onu ailesinden gibi görmediği ortadaydı. Abisi olarak hiç düşünmemişti. Aslında evet bu eve gelmeden ona bakacak kişi hakkında bir kaç fikri vardı. Caitlyn, gibi ona ısınamayacağından endişe etmişti. Soğuk biri olacağını düşünmüştü. Onu gördüğünde ise tüm bu düşünceler yerini saf bir ilgiye bırakmıştı. Aklına onunla oyun oynamak geldiğinde bunu öylesine çok istemişti ki bunu gerçekleştirmek için dil dökmeye razıydı. Zaten küçük aklı ile çenesini tutabileceğini hiç sanmıyordu. Oyun fikrine Dante karşı çıktığında başka şeyler yapmayı önermişti ve kabul etmemesi de üzmüştü onu. Ama sonra meyve suyunu alırken söyledikleri hoşuna gitmiş aynı zamanda da heyecan yapmasına neden olmuştu. Bu yüzden tekrar yerine oturmayı denerken dengesini kaybetti ve neredeyse yere düşüyordu. Ta ki kahramanı onu kollarına alana dek... Şaşkın bakışlarını Dante'nin gözlerine dikti.
"Ben iyiyim Dante, kahramanım sayesinde..."
Hafif kızaran yüzüne tatlı bir gülümse yerleştirdi. Sonunda onunla bir şeyler yapacak olmanın mutluluğu tüm bedenini ele geçirmişti. Düşüşe geçtiği tabureye tekrar otururken neler izleyebileceklerini düşünmeye başlamıştı ki Dante'nin bir anda gitmeye kalkması ile mutluluğu söndü. Gerçi bu sadece kısa süreli bir sönüş olmuştu, çünkü bugün olmasa bile yarın izleyeceklerdi.
"Peki iyi geceler, Dante."
Bu konuşmasından sonra bedenini gerdi, iyi bir uyku ona da iyi gelecekti. Ama giyecek pijaması yoktu. O an aklına Nora geldi. Onu bulduktan kısa bir süre sonra üzerinde oldukça kısa şortlu, askılı seksi bir pijama ile kalmıştı. Ona oda göstermişti, Nora ama aklı hala Dantedeydi. Yatakta doğrulup derin bir nefes aldığından Noradan odasını öğrenip kapısını bile çalmadan odaya dalmıştı. Dante'i üstsüz sadece şort ile gördüğünde nefesi kesildi. Giyinikken de zaten yeterince yakışıklıydı, ama şimdi gözüne daha harika görünüyordu. O an dili tutulmuş gibiydi, tek kelime dahi edemedi.
| |
| | | Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Perş. Haz. 13 2013, 14:34 | |
| Odasına çıkarken oldukça sinirliydi. Lanetler okuyordu içinden… Onun için gerçekten endişelendiğini hatırladıkça daha çok öfkeleniyordu. İyi olup olmaması onu ilgilendirmemeliydi. Onun neyiydi ki kız için endişeleniyordu? Çocuk aklıyla hareket ettiği, bu kadar saf ve masum olduğu için ona karşı yumuşamamalıydı. O kızın kendisini kahramanı olarak görmesini falanda istemiyordu. Bu evde uzak durması gerektiğini anlayıp kendisine mesafeli davranması yeterliydi. Onun hafif kızaran yüzü ve tatlı gülümsemesi gözlerinin önüne geldiğinde ne kadar güzel olduğunu düşündü. Sonra düşündüğünün farkına varıp kendine okkalı bir küfür savurdu. Odasına girdiğinde sinirle saçlarını karıştırdı. Bu kızdan uzak durmalı, onu da bir şekilde kendinden soğutmalıydı. Aslında stacy şimdiye kadar kendisinden uzak durması gerektiğini anlamış olmalıydı. Geldiğinden beri ona soğuk davranmıştı. Gerekmediği müddetçe konuşmuyor ve onunla ilgilenmiyordu. Tüm sorumluluklarını zavallı nora’nın üzerine yıkmış böylelikle kendisine lüks bir hayattan başka bir şey vermeyeceğini açıkça belli etmişti. Ama kız inatla ona sıcak davranıyor kendisiyle birlikte bir şeyler yapmaya çalışıyordu. İşin kötüsü suratını asıp üzgün gözlerle ona baktığında dante ne kadar karşı durmaya çalışsa da sonunda dayanamıyordu. Bu zaafına en kısa sürede bir çözüm bulmalıydı. Gömleğinin düğmelerini açarken aklına onu kucağına aldığında hissettiği gariplik geldi. Bundan son derece rahatsız olmuştu. Elindeki gömleği buruşturup kirli sepetine fırlattı.
Hedefin tam isabet olduğunu bakmasa bile biliyordu. Pantolonunu çıkarıp özensizce sandalyenin üzerine atarken yarın ilk iş gazeteye ilan verip eve yeni bir hizmetçi almayı aklının bir köşesine not etti. Nora artık tüm gününü stacy’le geçireceği için onun işlerini yapacak bir eleman lazımdı. Derin bir nefes alıp beynine hücum eden geçmişi düşüncelerinden uzaklaştırmayı denedi. O kız ister istemez scarlett’ı ve yaptığı katliam’ı hatırlatıyordu. İyi ve kötü anılarını bu yüzden de onunla çok sık bir araya gelmek istemiyordu. Unutmaya çalıştıklarını an ve an hatırlamaya ihtiyacı yoktu. Kapısı bir anda açılınca irkilerek kendine gelip odasına kapıyı vurmadan dalma cüretini gösteren canına susamış kişiye baktı. Karşısında gördüğü masum güzellik şaşkınlıkla birkaç dakika yerinde sessizce kalmasını sağladı. Elinde olmadan onu baştan aşağı süzdü. Kısa şortlu askılı seksi pijama ile tam bir afetti. Sonra kızın izinsiz odaya daldığı ve onun üzgün gözlerine olan zaafını hatırlayıp sinirlendi. Kaşlarını çatarak ''Senin odamda ne işin var?'' diye bağırdı. Ardından ses tonunu ayarlamayı deneyerek sert ve otoriter bir sesle ''Kimse sana kapı çalmayı öğretmedi mi? Bir erkeğin odasına bu şekilde dalamazsın yanlış anlaşılır daha da önemlisi çıplak olabilirdim.'' Diye azarladı | |
| | | Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Perş. Haz. 13 2013, 15:48 | |
| Dante odasına giderken kendisini garip bir boşlukta hissetmişti. O giderken sanki içinden bir şeyler de erkek ile bu odadan çıkmıştı. Böyle bir his ne kadar doğaldı? Buna cevap vermek zordu. Ama az önce Dante'nin kollarındayken kendini rahat hissetmişti. Aslında yeniden o kolların arasında olmak istiyordu. Belki bu gece Dante ile birlikte uyuyabilirdi. Yeni kalmaya başlayacağı bu ev yalnız kaldığında gözüne korkutucu görünmüştü. Ayrıca yalnız kalmakta istemiyordu zaten, onun yanında olmak istiyordu. Önce norayı bulması gerektiğini düşünerek üzerine kıyafet almıştı. Sonrasında ise gösterilen odada üzerini değiştirdi. Bedeni... Hala ona yabancıydı. Giyindikten bir süre sonra kendine boy aynasında baktı. Güzel olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Acaba Dante'nin anlamsız soğukluğunun nedeni onu beğenmediği için miydi? Bu düşünce canını sıkarken üzgün bir ifade takınmasına neden oldu. Derin bir nefes alarak içten içe güzel olduğunu tekrar etmeye başladı. Kısa süre sonra Dante'nin odasına vardığında aklında ona ne diyeceği konusunda hiçbir şey yoktu. O an aklına gelen ilk şeyi de söyleyebilirdi. Sonuçta zihni hala 11 yaşında bir çocuktu ve pat diye "seninle uyumak istiyorum" diyecek potansiyele sahipti. Tüm bunları düşünürken içeri girdiğinde gördüğü manzara nefesini gezerken aklındaki her şeyi de unutturmuştu. Onun yakışıklı bir erkek olduğunu çocuk aklına rağmen ilk görüşte anlamıştı. Şimdi ise daha da harika olduğunu düşünüyordu. Donukluğu yüzünden onun surat ifadesini bile fark etmemişti. Ama adımları ondan habersiz Dante'e yaklaşmaya başlamıştı. Ama bir anda yüzünde gördüğü ifade ile donup kaldı. Ardından sesi kulaklarını doldururken ondan bir anlığına korktuğunu hissetti. Yinede bu ondan uzaklaşmasını gerektirirken ayakları ona çekilmesine engel olmuyordu. Ağzını açıp ona cevap verecekken yeniden söz girdiğinde bir anda gözlerinin önünde beliren çıplak beden yanaklarının al al olmasını sağladı. Aklına gelen sözler ise bir anda dudaklarından çıktı. "Ben sadece odamda yalnız kalmak istemedim, korktum. Seninle kalmak istedim." Kızaran yüzünü gizlemek adına cevap dahi beklemeden yatağa gidip kenarına oturdu. Altında şort daha fazla kısalırken, kollarının hareketi yüzünden üzerindeki pijamanın bir askıyı kollarından aşağı süzüldü. Ellerini gözlerine kapatarak konuşmaya başladı yeniden... "Gözlerimi kapattım, sana bakmıyorum. Kapıyı çalmadığım için özür dilerim." | |
| | | Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Perş. Haz. 13 2013, 23:55 | |
| Stacy odaya daldığında kısa bir süreliğine de olsa donup kalmıştı. Biri ona kimsenin odasına çat kapı üstelikte neredeyse yarı çıplak bir şekilde dalmamayı öğretmeliydi. Üzerindekilerin vücudunu örtmeyi başardığını sanıyorsa kesinlikle aldanıyordu çünkü vücudunun her bir detayını görebiliyordu. Diri ve dolgun göğüsleri,biçimli uzun bacakları,yuvarlak kalçaları,ince beli,öpülesi boynuyla her yeri gayet net ortadaydı. Tanrı aşkına bu kıza bu bez parçalarını kim vermişti. Nora… Dilini eşek arısı soksaydı da ona kuzenimin giysilerinden ver demeseydi. O kızın giyilecek hiçbir şeyi olmadığını nasıl unutmuştu. Aldığı tüm giysilerin yarısı eksikti. Muhtemelen zavallı terzi dikerken kumaş yetiştiremediği için hepsinden bir parça çalıvermişti. Onun aptal kuzeni de yarısı olmayan bez parçalarını giysi diye alıyordu. Kendini toparladığında kızı odaya bir anda daldığı için hiç düşünmeden azarladı. Kızın çıplak olabilirdim dediğinde kızardığına tanık olduğu an iç çekti. İşi gücü yoktu nelerle uğraşıyordu. Tanrım öteki hayatımda ne gibi bir günah işledim derken içinden kızın sözleriyle ''Ne?'' diye sordu. Şaka yapıyordu değil mi? Kesin öyleydi. Onunla gerçektende aynı odada kalabileceğini düşünecek kadar saf olamazdı… Kahretsin aslında olabilirdi. 18 yaşında gösterse de o zihnen tam 11 yaşındaydı. Bunu kendisiyle oyun oynamak istediğinde kendisi de açıkça görmüştü zaten ama böyle bir şeyin olması söz konusu dahi değildi. Cevap vermek için ağzını açtığında kızın geçip yatağına oturmasıyla merakla ona baktı. Ne yapıyordu bu ? Ona henüz izin vermemişti bile nasıl dante’nin odasında bu kadar rahat davranıyordu? Sinirden çıldırabilirdi. Derin birkaç nefes alarak içinden 10 dan geriye doğru saymaya başladı. Oturduğunda daha fazla kısalan şort ve omzundan aşağı süzülen elbise askısıyla aklına gelen şeylerle yutkundu. Bu kadarı da fazlaydı. Kızın sözleriyle kendine gelirken hızlı adımlarla dolabına gitti en geniş ve uzun eşofman üstlerinden birini eline alarak kızın yanına geri döndü. Onu elinden tutup ayağa kaldırdıktan sonra elindekini kızın üzerine tuttu. Boyu kızın dizlerinin bir parmak üstünde bitiyordu ve yeterince genişti. Kıza bakarak ''Al bunu giy üzerindekilerden daha kapalı. Yarın ilk iş alışverişe çıkıp üzerine doğru düzgün uzun normal gecelik ve kıyafetler alın. Bu arada özrünü kabul ediyorum ama bir daha içeri kapıyı çalmadan girersen kötü olur'' dedikten sonra kıyafeti onun ellerine tutuşturdu. Gözlerini kızın gözlerine dikerek ''yatak odaları kişiye özeldir ve ben evimde özele saygı isterim. Şimdi doğru odana gidiyorsun. Ben çok korkuyorum dersen de nora’nın yanına git. Benim misafirim olduğun için seni sıcak karşılayacaktır.'' Diyerek dolabına geri dönüp eşofman altlarından birini giyip yatağına gitti. Hala ayakta dikilen kıza bakarak ''Ne bekliyorsun? Hadi çık. Erken yatmalıyım yarın yapacak tonla işim var sana da aynını tavsiye ederim''dedi. | |
| | | Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Cuma Haz. 14 2013, 01:06 | |
| Üzerinde oldukça seksi duran pijama takımları ile bir anda kendini Dante'nin odasında bulmuştu. Bu aslında aniden verilmiş bir karar değildi, elbette. İçinde oluşan garip isteği bir türlü bastıramamıştı. Ayrıca o, yalnız kalmaktan korkan tatlı bir kızdı. Her zaman ikizi ile birlikte uyur, o olmadan gözüne uyku girmezdi. Şimdi ise Dante'nin kollarında uyumak istiyordu. Bu istekle kendini bu odaya kadar sokmuştu. Kapıdan içeri girerken yarı çıplak seksi bir bedenle karşılaşacağı hiç düşünmemişti. Hayranlık ve aynı anda içinde oluşan utangaçlık ile yanakları kızardı. Altında yatan başka bir duygu daha vardı, adını bile henüz bilmediği... İsteğini rahatça dile getirdikten sonra sanki sahibiymiş gibi yatağa yerleşmişti. Sonra gözlerini kapatıp, özür dilediğinde Dante'nin ayak sesleri ile hareket ettiğini fark etti. Gözlerini açtığında önünde sadece şortu ile duran bedene bakarken, farkında olmadan alt dudağını ısırdı. Burası bir anda fazla mı ısınmıştı, yoksa sadece ona göre mi durum buydu? Buna cevap vermekte zorlanıyordu. Dante'nin ona uzattığı kıyafeti eline alarak ayağa kalktı. Bu üstüne oldukça bol görünüyordu ve onu kesinlikle giymek istemiyordu. Odası ile ilgili konuşmasına derin bir iç çekti. Dudakları büzülmüş ve bakışları biraz üzgündü. "Bir daha kapıyı çalarım ve ayrıca ben bunu giymek istemiyorum" Kıyafeti elinden sandalyenin üzerine bıraktığında Dante de konuşmaya başlamıştı. Onu yine hizmetçi kızın başına atıyordu. Bu durum gerçekten sinir bozucuydu. Üzgün bakışlarını ona yönlendirdiğin de pijamasını giymişti. Ama kaslı göğsü hala çıplaktı. O göğsün üzerinde kesinlikle rahat bir uyku çekeceğini düşünürken yeniden kızardı. O bu düşünceler içinde boğuşurken yatağa giden erkeği izledi gözleri... Bu gece o yatakta yatmaya kararlıydı. Onun son sözleri ile bu sefer kaşları çatıldı. Hala ayakta beklerken bir anda ona doğru adımlar atmaya başladı. Yatağa yerleşir yerleşmez bir kolunu onun çıplak göğsünün üzerine atarak sıkıca sarıldı. "Ben seninle uyumak istiyorum, Dante." | |
| | | Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Cuma Haz. 14 2013, 23:37 | |
| Üzgün bakışları yeniden gördüğünde gözlerini kaçırdı. Hayır bu sefer yumuşamayacaktı kararlıydı. Bu kız iki üzgün bakışla her istediğini elde edemeyeceğini öğrenmeliydi. Giymesi gereken kıyafeti eline tutuşturduktan sonra kendiyle ilgilenmeye başladı. Normalde sadece şortla yatmayı planlasa da bu kızın gece de çat kapı herhangi bir nedenle odasına dalabileceği ihtimaliyle altına bir eşofman altı geçirdi. Üstüne bir şey giymesine gerek olmadığını düşünerek yatağına giderken Kızın itirazını duydu. Derin bir nefes alarak sakin olmayı denedi. Madem o kıyafeti giymeyecekti o zaman gözünün önünde çok fazla dolaşmasa iyi ederdi. O bu haldeyken aklı hep farklı yerlere gidiyordu ve bu kız için hiç iyi değildi. Ona bakarken çoğunlukla scarlett’a bakıyormuş gibi hissetmesi de ayrı bir dertti. Lanet olsun her şeyi, tüm yaşananları unutmalıydı. Eski sevgilisinin kopyası olan bu kız ise olanları unutmasını oldukça zorlaştırıyordu. Kızın odadan çıkması için ikazda bulunurken onu yeniden nora’nın başına atmakta sakınca görmedi. Bu günden sonra nasılsa onunla ilgilenecek ev işleri için başkasını görevlendirecekti. Nora şimdiden kıza ve onun çocuksu hallerine alışsa iyi ederdi. Kızın yine üzgün bakışlarıyla karşılaştığında kendine içinden küfretti. Onu üzmek istemiyordu ama istediklerini de yapamazdı. İkisinin iyiliği içinde birbirlerinden uzak durmaları şarttı. Bu sefer bu masum güzelliğin insanın içine işleyen bakışlarına kanmamak için kendiyle savaş verirken yatağına gitti. Yarın yapacaklarına odaklanmaya çalışıyordu. Eve yeni bir hizmetçi almalı, garajdaki arabalardan biriyle kendi şoförünü kızla nora’nın emrine tahsis etmeli ve kendine yeni güvenilir bir şoför bulmalıydı. Kızın acil kıyafet ihtiyacı için kredi kartlarından birini bırakmayı da unutmamalıydı. Bu kızın bir gün daha kuzeninin bez parçalarıyla etrafta dolaşmasına müsaade edemezdi. Kıyafet konusunda da ikisini uyarmayı aklının bir köşesine not edip yatağa girdi. Yarın alışverişte kesinlikle normal boyutlarda kıyafet almaları önemliydi bunun için gerekirse masum misafirini onun bakıcılığını üstlenen kadını işten kovmayla bile tehdit edebilirdi. Yatağa girdiğinde ışığı söndürmeden önce kıza çıkması için yeniden uyarı yaparken onun kendine doğru adımlar atmasıyla meraklı gözleriyle onu izledi. Yine ne yapmaya çalışıyordu bu kız? Stacy dante’nin yatağına yatıp kollarını vücuduna doladığında şaşkınlıkla durumun vahametini kavramaya çalışıyordu. Bu kız onun evinde dahası onun odasında onun emirlerine karşı mı geliyordu? Sakin olmaya çalışırken aklına gelen kötü düşüncelerle scarlett’ı beyninden uzaklaştırmaya çalışarak kızın kollarını biraz sertçe bedeninden çekip yatakta doğrularak ''Neden anlamıyorsun? Benimle yatamazsın.'' Diye bağırdı. Sonra sert çıktığını fark edip ses tonunu ayarlamaya çalışarak ''Bak bazı kurallar vardır bunlardan biri de yabancı bir kızın hiç tanımadığı bir erkekle aynı yatakta yatamayacağını içerir. Beni anlıyor musun?'' Diye sordu. Lanet… Neden bu kızı başından atamıyordu? Asıl önemlisi bu kız neden kendinden uzaklaşmıyordu? Her şeyi dante gibi bir soğuk nevaleyle yapma ısrarı nedendi? | |
| | | Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Paz Haz. 16 2013, 02:26 | |
| Sarıldığı harika beden her şeyi ile onu kendisine çekiyordu. Neydi bu ısrarın nedeni? Bunun cevabını bilmek isterdi, ama bilmiyordu. Daha önce hiç böyle olduğunu hatırlamıyordu. Zaten görünüşünün aksine hayatı daha kısa sürmüştü. Son hatırladığı şeydi, evlerinin arkada bahçesindeki doğum günü partisi. Sonrasında büyük bir karanlık hatırlıyordu. İşin sonunda nefes alamadığını... Şimdi ise haayattaydı, geçen onca zamanda ne olduğunu bilmiyordu. Caitlyn, ona çok az bilgi vermişti. Ailesi ile neden görüşemeyeceğini anlıyordu. İkizini ise neden göremediğini henüz bilmiyordu. Tek bildiği kötü şeyler olduğuydu ve cadı bir şekilde bu durumdan onu uzak tutmak istiyordu. O malikanede hasta peri ve sihirbazlar olduğunu biliyordu. Onları görmesine izin vermemişti, bunu da anlamıyordu. Belki de çocuk aklının etkilenmesini istemiyordu kim bilir... Hissettiği harika erkeksi koku ile onu daha sıkı sararken bir anda sertçe kollarını tutan ellerle bu harika bedenden uzaklaştı. Hareket sert olsa da canını yakmamıştı. Ama sanki yaşaması için gerekli olan şey her ne ise ondan çalınmış gibi hissediyordu kendini... Anında yüzü düşmüştü ve yeniden hüzünlü bakmaya başlamıştı. Bağırması onu daha kötü etkilerken kendine engel olamadan gözleri dolmaya başlamıştı. sonraki açıklamaları ise umursamamıştı. O sadece Dante ile uyumak istiyordu. “Seni istiyorum. Birlikte uyumanın neresi kötü...” Bu konuşmanın ardından kendini yatağa attı. Yüzünü yatağa gömmüş ağlamaya başlamıştı. Göz yaşları yatağı ıslatırken hıçkırıklar içinde ağlayışını sürdürüyordu ve nerden geldiği belli olmayan siniri ile de tepiniyordu. Tepinmesi yüzünden şort daha da kısalmış bel ise açılmıştı. Biraz daha uğraşça sanki poposu ortaya çıkacak gibiydi. Üst askısı ise kollarından aşağı süzülmüştü. Bir süre sonra yatakta doğrularak yaş dolu yanakları, kızarmış gözleri ile ona bakmaya başladı. “Bu gece beni bu odadan gönderme, bırak seninle kalayım” | |
| | | Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Salı Haz. 18 2013, 01:30 | |
| Kıza sert davrandığını fark edince okkalı bir küfür savurdu. Lanet olsun o böyle biri değildi. Dante Drake hiçbir zaman kızlara kötü davranan biri olmamıştı. Bir çok şey olabilirdi. Çapkın,serseri,ruhsuz, düşüncesiz, kötü hatta kalpsiz ama kaba ve vicdansız kesinlikle değildi. Yatağa attığı tek gecelik kızlara bile bundan daha kibar davranırken hiçbir suçu olmayan 11 inde ölmüş 18 inde yeniden dirilmiş ama hala çocukluğunu yaşayan masum,saf bir kıza böyle davranması kabul edilebilir bir şey değildi. Ona kötü davranmak istemiyordu ama bu kızdan uzak durması için bas bas bağıran iç sesini de görmezden gelemiyordu. Neden böyle olduğunu bilmiyordu. Sadece iç güdülerine göre hareket ediyordu ve bu kızda olan şey her neyse savunma mekanizmasını devreye sokuyordu. Belki de Scarlett’la olan geçmişi yüzünden böyleydi. Eski hayatına yeni kişiliğiyle uyum sağlamaya çalıştığı sırada hayatını daha da zorlaştıran küçük davetsiz misafire pek sıcak bakamadığı içinde olabilirdi. İnsanın içine işleyen bakışlarını üzerinde hissedince gözlerini kaçırdı. O güzel gözlerin birazdan üzüntüyle dolacağının farkında olmak canını sıkmıştı. Kendine içinden lanetler okurken sıkıntıyla saçlarını karıştırdı. Lanet olsun o ne zaman böyle adi bir herif olmuştu? Sorduğu soruyla iç çekti. Birlikte uyumanın kötü hiçbir yanı yoktu ama dante’nin bir erkek olarak aklına gelenler oldukça kötüydü.
Kız hıçkırıklarla ağlamaya başladığında kendine daha çok kızdı. Bu sevimli yaratığı ağlattığı için kendinden nefret ediyordu. Kızın yatakta sinirli bir şekilde tepinmeye başlamasıyla gülümsedi. O an gözüne küçük bir çocuktan farksız görünmüştü. Üzerindeki kıyafetin verdiği frikikleri gördüğündeyse yüzündeki gülümseme hızla silinmişti. Bu oldukça tahrik edici manzara karşısında derin nefesler alıp aklını başka şeylerle meşgul etmeyi denedi. Gözlerinin önünde oldukça seksi bir beden varken bunu yapmayı ne kadar becerdiği tartışılırdı. O elinde olmadan gözlerini bir an olsun üzerinden ayırmadan izlerken kızla göz göze geldiğinde kendine bir kez daha kendine küfretti. Kendine olan sinirini bir şekilde atmalıydı. Etraftaki eşyaları kırıp dökmek, duvara canı acıyacağını bile bile sert bir yumruk geçirmek stres atmak için güzel bir fikir olsa da kızı korkutmak istemiyordu. Bu yüzden derin nefesler almaya devam ederek içinden 10 dan geriye doğru saymaya başladı. Gözlerindeki yaşları ne kadar uğraşırsa uğraşsın kendine engel olamayarak eliyle silip bir süre yanağını okşadı. Kıza çekildiğini hissediyordu. Aralarındaki mesafeyi kapatıp nefesi onun yüzüne vuracak kadar ona yaklaştığın da durdu gözleri onun gözlerindeydi ve bir eli yanağını okşuyordu hala derin bir nefesle onun tatlı kokusunu içine çekerek ‘Özür dilerim… Sana sert davranmak istememiştim. Gerçekten üzgünüm’ Diyerek onu kendine çekip sarıldı. Saçlarını teskin etmek istercesine okşarken ‘Hadi ağlama artık… Ben sana kötü davranmak istemedim çok üzgünüm’ dedikten sonra bir süre sessizce öyle kaldı. Sonra onu kendinden uzaklaştırarak kıza baktı ve yumuşak bir ses tonuyla ‘Peki istediğin gibi olsun eğer hala benle uyumak istiyorsan uyuyabilirsin’ dedi. | |
| | | Stacy Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Salı Haz. 18 2013, 13:59 | |
| Dante'nin birlikte uyuma fikrine neden bu denli karşı olduğunu anlamıyordu. Kendi ısrarını ise kesinlikle anlamıyordu. Çocuksu isteği ve inatçı yanı yüzünden bu gece istediğini elde etmek istiyordu. Hayatında sadece bir erkek olarak babası ile uyumuştu, Stacy. Şimdi ise bu yakışıklı erkek ile uyumak istiyordu. Uyumak, onunla uyurken harika rüyalar görebileceğini hissediyordu. Gerçekten uyumanın neresi kötüydü. Sadece ona sarılmak, şu an çıplak olan göğsüne başını koymak istiyordu. İsteğine, Dante'nin verdiği tepki ise onu oldukça üzmüştü. Bir kaç saniye sonra kendini yatağa atmış, hıçkırıklar içinde ağlarken bulmuştu. Göz yaşları durmuyordu. Üzüntüsü ile öfkesi aynı anda ortaya çıktığı için, üzüntüsünü ağlamakla, öfkesini ise tepinerek göstermişti. Elbette tüm bunlar olurken, üzerinde zaten yeterince seksi duran kıyafetin daha da kötü bir hale geldiğini fark etmemişti. Yataktan doğrulup yaş dolu gözlerini ona diktiğinde yeniden kalmak istediğini söyledi. Bu gerçekten elinde değildi, onu istiyordu. Dante'nin elini yanağında hissettiğinde göz yaşları akmayı kesmişti. Tek bir dokunuş ile bunun nasıl olduğunu bilmiyordu, ama olan buydu. Dokunuş içinin garip titreşimler ile dolmasına neden olmuştu. Yüzleri birbirine oldukça yaklaştığında iç çekti. Ardından duydukları ile hiçbir şey söylemedi. Yaşlı gözleri şu an gülümsemek için ona pek şans tanımıyordu. Bir anda ona çekilmesi ile sıkıca sarıldı. Her nefeste kokusu ciğerlerini dolduruyordu. Dante gerçekten çok güzel kokuyordu. Son sözleri ile bir eli ile gözlerini sildi. "Tamam artık ağlamıyorum..." bu kısa konuşmadan sonra ona daha da sıkı sarıldı. Sanki onu bıraksa ellerinin arasından kayıp gidebilecekmiş gibiydi. Sanki, onu bıraktığı anda yine öfkeli bir şekilde onu odadan kovacak gibiydi... Dante, onu kendinden uzaklaştırırken kalbi yerinden çıkacakmış gibi oldu. Duydukları ise bu korkusunun anlamsız olduğunu anladı. Dişlerini alt dudağına geçirdikten sonra bakışları değişmişti, yüzünde ise mutlu olduğunu belli eden bir ifade vardı. "Elbette, istiyorum." Bu konuşmadan sonra yataktan kalktı ve odanın içinde bulunan banyoya girerek elini yüzünü kuruladı. Dante yataktaydı. Kendini yatağa attıktan sonra ona doğru sokuldu. En başından beri istediği şeye sahipti. Onun kaslı ve son derece çekici göğsüne başını yerleştirmiş, bir kolunu da üzerine atmıştı. Bu rahatlık hemen uykusunu getirmişti. Esnemeye başladığında gözleri yavaşça kapandı. Gözlerini kapalı halde çok kısa konuştu, sonrasında ise kendini derin bir uykunun içinde buldu. "İyi geceler Dante, seni seviyorum" | |
| | | Dante Drake Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36
| Konu: Geri: Minik Baş Belası Çarş. Haz. 19 2013, 17:24 | |
| Kızın ağlamayı kesmesiyle rahatladığını hissetti. Bu durum onu huzursuz etmişti. Ağlayıp ağlamaması onu neden ilgilendiriyordu ki? Kontrolün elinden kayıp gittiğini hissederken sinirle dişlerini sıktı. Bu duruma uyuz olmuştu. Hayatının kendi kontrolü dışına taşmasını hazmedemeyen biriydi ve şuan olan şey tam olarak buydu. Derin birkaç nefesle kızın çilek kokusunu içine çekti. Çocuksu ama oldukça tatlı ve baştan çıkaran bir kokuydu. Öfkesi yavaş yavaş geçerken kızın yanında yatmasına izin verdi. İçinden sadece bu seferlik diye hatırlatıp kendini yatıştırmaya çalışıyordu. Yumuşadığı için biraz pişmanlık duyuyor olmasını önemsemedi. Vicdanı duyduğu pişmanlıktan daha ağır basıyordu. Onu teselli etmek adına sarılmanın iyi bir fikir olup olmadığı konusunda düşünmemiş sadece içinden geldiği gibi davranmıştı. Onu sarıp sarmalamasını sağlayan bu koruma iç güdüsünün nereden geldiğini bilmiyordu merakta etmiyordu o an. Kızın aldığı cevap karşısında sevinçle parlayan gözlerine, mutlu olduğu belli olan surat ifadesine baktı. Kendiyle bir şeyler yapmanın stacy’i neden bu kadar mutlu ettiğini hala anlayamıyordu. Çocuksu güzelliğin koşarak banyosuna girmesini, dante’nin evini hiç yabancılık çekmeyerek kendi eviymiş gibi kullanmasını şaşkınlıkla izledikten sonra kendini yatağa geri atıp bir kolunu başının altına koydu. Stacy’nin yatağa daha doğrusu üzerine yerleşmesini ne yapacağını bilemeyen gözlerle izledikten sonra ışığı kapatıp gece lambalarını açtı. Anlaşılan bu gece onun için oldukça uzun olacaktı. Kızın son sözleri beynine kurşun yemiş etkisi yaratırken donup kaldı. Dante yanlış duymamıştı değil mi? Bu kız az önce kendisini sevdiğini söylemişti. Scarlett’la yatıyormuş gibi hissettiği için içinden lanetler okuyarak o kızın beyin yaşının 11 olduğunu ve aklına geleni pat diye söyleyebileceğini kendine bir kez daha hatırlattı. Stacy’nin nefes alıp verişlerinden çoktan uykuya daldığı belliydi. Kendisi ise bir türlü uyuyamıyordu. Beyni scarlett ve onunla yaşadığı anılarla meşgulken nasıl uyuyabilirdi ki? Yatakta rahatsızca kıpırdandı. Çilek kokusunu istemese de içine çekerken dante’nin aksine kızın huzurlu olduğunu fark ederek iç çekti. Bir süre uyumaya çalışsa da sonunda pes edip uyuyan güzeli uyandırmamaya gayret ederek onu üzerinden çekip yanındaki yastığa yatırdı.Loş ışıkta bir süre onun güzelliğini izledikten sonra gözlerinin dudaklarına kaymasına engel olamadı. Kokusu eski sevgilisinden farklı olan bu güzelliğin scarlett olmadığını kendine kanıtlamak için iyi bir seçenek gibi duruyordu. Hiç düşünmeden yavaşça onun dudaklarına kapandı. Tadı kesinlikle farklıydı. Bir süre onu öptü. Bu esnada ellerinin kızın bedeninde ufak bir keşfe çıkmasını engelleyememişti. Ne yaptığının farkına vardığında sesli bir küfür savurup yatağına geri yattı. Kızı belinden tutup kendine doğru çekerek sarılarak ''İyi geceler çocuksu güzellik…'' dedi. Dakikalar sonraysa yorgunluktan sızıp kaldı. | |
| | | | Minik Baş Belası | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |