| Tehlikeli yakınlaşma | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Tehlikeli yakınlaşma Salı Haz. 04 2013, 01:04 | |
| Tiffany Nelson her zaman yaptığı gibi sabahın erken saatlerinde uyandığı için iç çekerek yatağından yavaşça kalkıp kapalı perdeleri açmaya gitti. Sabah güneşi yeni doğuyordu. Durup bir süre bu güzelliğin tadını çıkardı. Bu her zaman yaptığı bir şey değildi. Bir cadı olmasına rağmen çoğunlukla normal bir insanmış gibi sürekli koşturuyor kendine nadiren ayıracak zaman buluyordu. Camlardan birini açıp temiz havayı ciğerlerine doldururken gülümsedi. Zaman geçtikçe yeni büyüler öğrenip gittikçe kara büyülere yatkın olduğunu keşfediyor bunlara rağmen insanlar içinde olan hayatına bazen kendini kaptırabiliyordu. Kendini duşa sürüklerken aynadaki yansıması takıldı gözüne ve durup bir süre kendini izledi. En fazla 18 gösteriyordu ama tam 108 yaşındaydı. İnsanlar ona küçük hanım ya da ufaklık diye takıldığında çoğunlukla bozulsa da elinden bir şey gelmiyordu. Ben küçük değilim diye sinirle yerinde tepindikten sonra somurtarak bir köşede oturuyor bazen kendini tatlıyla yatıştırıp çok geçmeden yüzünde bir gülümsemeyle işine devam ediyor bazen de onlara ne kadar yanıldıklarını göstermek istercesine seksi bir kıyafetle ortalarda dolanıp etraftakilerin dengesinin şaşmasını sağlarken oldukça eğleniyordu.
Kahverengi saçlarına ve ela gözlerine yakından bakarken davranışlarını düşündü. 18 yaşındaki bir genç kızdan farksız tavırlarını hatırladığında tatlı bir kahkaha attı. Kim bilir belki de kısmen haklıydılar. Çalan alarmla kendine gelip duşa girdi. Çıktığında çocuksu kıyafetlerini bir kenara bırakıp seksi göğüs dekolteli mini siyah bir elbise giyip hafif bir makyaj yaptı. Kan kırmızı topuklu ayakkabılarını giyip aynı renkteki şalı omuzlarına alıp evden çıktı. İş yerine giderken küçük garson kızdan cafe sahibi güzel genç bir kıza dönüştüğünün bilincinde etrafa gülücükler saçtı. Dükkanına geldiğinde kapıyı anahtarlarla açıp içeri girdi. Henüz çok erken olduğu için çalışanlar gelmemişti. Bir büyüyle önce tüm masaları düzeltip ardından etrafı temizlerken çıkardığı işe bakıp memnun bir şekilde gülümsedi. Bazen büyüleri beceremeyerek etrafı savaş alanına çeviriyordu ve bu can sıkıcıydı. Kendine bir kahve hazırlayıp dışarıya çıkarak oradaki masalardan birine oturup okuduğu romana devam etti. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Öğlen olduğunda kafasını kitaptan kaldırıp zavallı çalışanlarına göz attı. Kafe tam kapasite doluydu ve iki garson nereye bakacaklarını şaşırmış durumdaydı. Yavaş adımlarla kalkıp önlüklerden birini üzerine geçirerek onlara yardım etmeye başladı. Elinde kahvelerle bir müşterisinin siparişini götürürken içeri girenlerden birinin ona çarpmasıyla elindeki kahveler ona çarpan sarı saçlı yeşil gözlü yakışıklı adamın üzerine dökülürken kendide hiç tanımadığı birinin kucağına düşmüştü. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Salı Haz. 04 2013, 23:25 | |
| Karmaşanın ortasında bir zümrüt renkli göz açılmıştı, yavaşta. Etrafında olan biteni anımsaması düşündüğünden biraz fazla zamanını almıştı. Burnuna gelen kan kokusu ile etrafına bakma isteği giderek artarken, çevresinin cesetlerle çevrili olduğunu gördü. Bunun yanından neredeyse çıplak olan dişi bedenler ise güzel bir eğlence sunmuş gibi görünüyordu. O an yine iş ortasında eğlencenin dozunu son derece kaçırdığını fark etti. Bu geceki görevi sadece yoluna çıkan cadıları, onlara kölelik yapan perileri ve kullanılmaya meraklı sihirbazları avlamaktı... Ama görünen o ki elinin ayarı baya kaçmıştı. Çünkü cesetler arasında insanlarda vardı. Gerçi insanların çoğunluğunu yarı çıplak dişi bedenler oluşturuyordu. Onları da öldürmek yerine eğlence olarak kullanmıştı. Sabaha kadar zevk dolu dakikalar yaşarken pekte tatmin olamamıştı. Aslında yıllardan beri onu tatmin eden ateşli bir beden bulamamıştı. Ona bu tatmin duygusunu en iyi şekilde yaşatan sadece bir cadı olmuştu. Onun dışındaki cadılar bile tam anlamıyla bir şey ifade etmemişti. Geçmişi bir kenara bırakıp şimdi ki zamana yoğunlaştığında üstü başı dağınık bu haline bir an önce çeki düzen vermesi gerekiyordu. Geceleri psikopat biri olabilirdi. Ama gündüzleri oldukça sakin ve soğuk kanlıydı. Elbette onun karanlık yüzünü görmek isteyecek kadar aptal biri ile karşılaşmazsa...
Evine gittiğinde uzun süren bir duş aldı. Üzerine sinen kan kokusundan kurtulması gerekiyordu. Oyundan sonra üzerine sıradan tşört ve pantolon geçirdikten sonra oldukça sıradan görünen bir adama benzemişti. Hala uykusu var gibiydi. Ama çıplak bedenlerin arasında gözleri kapalı bir halde bir kaç saat geçirmek kendine iyi gelmişti. Bir kaç saatlik uykuyla bile idare edebilmeyi çok küçük yaştan beri öğrenmişti. Kendini insanların arasında bulduktan sonra henüz tam açılmayan bir uykusu ile karnı aç midesini hatırladı. Büyü ile evde bir şeyler yapma olanağı olsa da bunu yapmaktan hep nefret ediyordu. Kendine bir cafe bulduğunda masalardan birine oturdu. Yiyecek bir kaç şey sipariş ettikten sonra onlara eşlik edecek olan koyu kahveyi de sipariş etti. Bir süre yemekleri ile ilgilenip kahvesini yudumlarken ikinci bir kahve sipariş etti. Ama kahve gelmeden bir an da kucağına düşen kişi ile dikkati tamamen ona odaklandı. Öfkeli bakışlarını kucağındaki narin bedene odaklayıp konuşmaya başladı.
"Bugün bir tek sakar garsona ihtiyacım vardı, o da senmişsin."
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Çarş. Haz. 05 2013, 01:26 | |
| Etrafında çok fazla insanın olmasından hoşlanmazdı. Bu yüzden ne kadar dolu olursa olsun cafede yalnızca iki garson çalıştırıyor gerek görürse de onlara zevkle yardım ediyordu. Bir cadı olmasına rağmen insanlara hizmet etmeyi problem etmiyor hatta doğru düzgün yapabildiği tek şeyin insanmış gibi yaşamak olduğunun bilincinde hayatın tadını çıkarıyordu. Cafenin sakin olduğu zamanlarda okumayı sevdiği ve ilgi çekici bulduğu için roman okuyor diğer zamanlarda da patronluğu bir kenara bırakıp garsonluk yapıyordu. Etrafa gülücükler saçarak müşterileriyle ilgilenirken aldığı bir sipariş üzerine elinde kahve tepsisiyle dışarıda bulunan masalara doğru ilerlerken kapıda kendisine çarpan kişi yüzünden elindeki kahve tepsisi adamın üzerine dökülmüş kendisi de çapmanın etkisiyle düşüşe geçmişti. Gözleri sıkı sıkıya kapalı bir şekilde sert bir şekilde yere yapışmayı beklerken karşılaştığı yere nazaran daha yumuşak bir inişle gözlerini yavaşça açıp etrafına bakındı.
Birinin daha doğrusu bir erkeğin kucağında olduğunu adamla göz göze geldiğinde fark etti. Gözlerini kaçırarak ''özür dilerim'' dedi. Sesi bir fısıltı gibi çıkmıştı. Duydukları karşısında ise öfkeyle adamın yüzüne baktı. Hızlı bir şekilde ayağa kalkarken sinirle ''Sadece bir kazaydı.'' Dedi. Ona sakar dediğine inanamıyordu. Onun kucağına düşmesi ne kendi isteğiydi ne de kendi suçuydu. Bu olayın tek suçlusu ona çarpan adamdı ama bu ukala cadı onu mu suçluyordu? Bunu ona ödetecekti. Ona sakar dediğine pişman edecekti. Öfkeyle karşısındaki adamın gözlerine bakarken gördüğü garson kızla beraber muzipçe gülümsedi. Kızı durdurup tepsideki bir meyve suyunu alarak az önceki cadıya döndü. Gülümseyerek ''Ama haklısınız bazen benimde sakarlığım tutuyor. Bunun gibi.'' Diyerek meyve suyunu adamın üzerine boca etti. Kahkahalarını bastırmaya çalışarak ''Ah gördünüz mü yine sakarlığım tuttu çok pardon ama gömleğinizi sorun etmeyin yenisini alırım''diyerek arkasını döndü ve yanan müşterisiyle ilgilenmeye başladı. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Çarş. Haz. 05 2013, 11:52 | |
| Çok yorucu bir gece geçirmişti. Çok fazla ceset ve kan görmüştü. Şimdi ise normal bir insan gibi istediği tek şeydi, kahvaltı yapmak. Bunun yanında koyu bir kahve ile kendine gelmek. Planı oldukça sade ve kolay elde edilebilir bir şeydi. Ama yine de hayatta bazı şeyler hiç bir plana bağlı kalmadan gerçekleşebiliyordu. Tıpkı şu an elinde kahvesi olması gereken bir zamanda kucağında sakar bir garsonun bulunması gibi... Çabuk öfkelenen yapısı ile ve elbette gecenin de etkileri yüzünden çok çabuk sinirlenmişti. Kızın aurasından cadı olduğunu anlaması ile öfkesi daha da büyüdü. Bir cadı nasıl oluyor da böylesine sakar olabiliyordu. Ukala bir tavır takınarak cadı olmasını umursamadan ona laf söylemişti. Cadının sinirlenmesi umurunda olmadan... Zaten yeterince düşmanı vardı. En fazla düşman listesine bir çizik daha atardı. Kızın özür dilemesini umursamadan kalkmasına izin verdi. Kalkarken bedenine daha dikkatli bakmıştı. Oldukça seksi bir cadıydı.
Öfkeli bir şekilde hareketlerine devam eden kız, hayatının en büyük hatasını yapmak üzere harekete geçmişti. Başına geçirilen meyve suyu ile saçları ve gömleği ıslanmıştı. İçinde bulunan şekerden dolayı ise yapış yapışık hissi oldukça rahatsız ediciydi. Yerinden yavaşça kalkarken kızın umursamadan diğer müşteri ile ilgilenmesini soğuk bir gülümseme ile izledi. Az önce sadece öfkesi gün yüzüne çıkarak sinirlenmişti. Ama şu an öldürücü aurası iş başındaydı. Yeni yetme sakar cadıya gözlerini odakladık dan sonra içinden bir laneti uyguladı. Her bir müşteri taş heykellere dönüşmüştü elbette kızın dışında. Kızı bileklerinden tutarak kendine çevirdi. Bileğini öylesine güçlü sıkıyordu ki kızın canının acıdığını belli oluyordu. Onu kendine çekerek bedenini bedenine yaklaştırdığında öldürücü bakışları kızın gözleri ile buluştu.
"Seni şu an öldürmüyor olmamın tek nedeni seksi bedenin, güzelim. Ama belki de onun tadına baktıktan sonra da seni bu hayattan silebilirim."
Konuşmasından sonra kızı az önce oturduğu masanın üzerine yatırdı ve üzerine uzanarak dudaklarını öperek, az önce üzerinde bulunmuş olan seksi bedeni okşamaya başladı.
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Çarş. Haz. 05 2013, 17:45 | |
| Cadının kafasından aşağı meyve suyunu boşaltırken bir an bile sonuçlarını düşünmemişti. Onun için önemli olan şey o an kendisine sakar dediğine onu pişman etmekti. Sinirini bir şekilde ondan çıkarmalıydı o sırada servis yapan garson kızda ona bu konuda harika bir fikir vermişti. Madem kendisinin sakar olduğunu iddia ediyordu tiffany de bu konuda onu seve seve haklı çıkarırdı. Cadının meyve suyuna bulanmış haline bakarken kahkahalarını bastırmayı denese de başaramıyordu. İşte şimdi tüm siniri geçmişti sadece kahkahalarını zapt etmeye çalışıyordu. Ona göre cadı bunu çoktan hak etmişti. Bunun yanında bir dolu hakareti de hak etmişti ama söylemedi. Böyle ufak bir şey için kafesinde savaş çıkarmak istemiyordu.Onu umursamayarak yanmış müşterisiyle ilgilenirken aklında az önceki görüntüler geliyor ama yanmış müşterisi yanlış anlayabilir diye gülmemek için kendini zorluyordu. Onun gömleğini çıkarmasına yardım ederken adamın bir anda taş kesilmesiyle bir adım geri çekilip telaşla diğerlerine baktı. Herkes aynı durumdaydı. Olanları anlamaya çalışırken bileğinden tutularak çekilmesiyle sert bir şeye çarptı. Birkaç adım geri gittiğinde bunun az önceki cadı olduğunu gördü. Kaşları sinirle çatılırken gözlerine bakabilmek adına kafasını yukarı kaldırdı. Kahretsin giydiği topuklularla bile ondan kısaydı ve bu onda boy kompleksiyle beraber kendini küçük hissetmesini sağlıyor, moralini bozuyordu.
Bileğini çekiştirerek ''Bırak beni ve müşterilerimi eski haline getir hemen '' diye bağırdı. Ona doğru çekildiğinde karşı koyamayacak kadar zayıf olduğu için lanet okudu. Öfkeyle ''Eğer özür dilememi bekliyorsan çok beklersin sen bunu hak ettin '' dedi. Gözleri duyduklarıyla şaşkınlıkla sonuna kadar açılırken kendini bir tepki bile veremeden masanın üzerinde bulmuştu. Hala şoktaydı ve düzgün düşünemiyordu. Nasıl bir psikopata denk gelmişti böyle? Kendini toparlayarak masadan kalkmaya çalıştığı esnada üzerine uzanan beden buna engel olmuştu. Dudaklarında hissettiği dudaklarla beraber bedeninde hissettiği dokunuşlar birkaç saniye şoktan öylece kalmasını sağlasa da kendini çabuk toparlayarak ondan kurtulmak için çırpınmaya başladı. Kahretsin adam çok güçlüydü onu engellemek bir yana tüm gücüyle itmesine rağmen bir milim yerinden kıpırdatamamıştı. Bunu normal bir şekilde yapamayacağını anlayınca bir büyü denedi. Büyü işe yarayıp adam üzerinden çekilince hızla masadan kalkıp olabildiğince geriledi. Aralarındaki mesafe yeteri kadar açıldığında gözlerini onun gözlerine dikerek ''Sen aklını kaçırmışsın. Benden uzak dur. '' Dedi öfkeyle ve bir büyü mırıldandı. Tüm kesici aletler ikisinin üzerine gelirken şaşkınlığından kısa sürede kurtulup kendine bir korunma büyüsü yaptı. Tiffany kendisine yönelen kesici aletlerden bu büyüyle kurtulurken iç çekip ''Sanırım yanlış büyüydü ya da ben beceremedim. Üzerinde çalışmalıyım. '' diye söylendi. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Cuma Haz. 07 2013, 00:34 | |
| Gece olanlardan sonra normal bir gün yaşayacağını düşünmüştü. Zaten gündüzler, gecelerine göre her zaman daha sakindi. Zaten bu yüzden gece ve gündüz farklı iki insan gibi görünmesine neden oluyordu. Çift kişilikli biri falan değildi, sadece yerine göre davranıyordu, hepsi bu. Tıpkı bu kafe de sıradan bir müşteri gibi davranması gibi. Ama bir anda beklemedik olaylar soğuk kanlı olmasına rağmen sinirlenmesine neden oldu. Sinirle söylenen bir kaç kelime sonrası aslında sakinleşmek kolaydı, elbette cadı hayatının hatasını yapmamış olsaydı. O andan itibaren bedeni tamamen öfkesi ve bencilce isteklerinin kontrolüne geçti. Cadının bedeni ise zevk almak için gözüne uygun görünmüştü. Onu masa da bedeninin altına aldığında bunu hissetmişti. Dudaklarını öperken ve bedenini sertçe okşarken zevk almıştı. Bu da cadıyı tadılası bir varlık olarak gösteriyordu. Kız altında çırpınarak ona karşılık vermiyor olabilirdi. Aslında karşılık bile beklememişti. Tek istediği tat almaktı ve bunun isteyerek ya da zorla olması umurunda değildi. Kızın boşa çırpınışlarını umursamadan hareketlerini sürdürürken cadı büyüsü sayesinden ellerinden kurtuldu. Bu durum yüzünde sinsi bir gülümseye neden oldu. Cadı zorlu bir dişi gibi kendini korumaya çalışıyordu. Bu ise durumu daha da eğlenceli kılıyordu.
"Karşılık vermen güzel sevimli cadı. Ayrıca senden uzak durman kuracağın tek bir cümleye değil, benim istememe bağlı ve şu an uzak durmaya niyetli değilim."
Yaptığı ona göre oldukça basit büyüden kurtulması fazla uzun sürmemişti. Kızın kendi kendine söylediği sözler yeni yetme bir cadı olduğunu gösteriyordu. Bu ne kadar şirindi böyle... Kız bir şirineydi ve gargamelin eline düşmüştü. Bir şirin baba ortaya çıkmayacağına göre onu koruyacak hiç kimse yoktu.
"Bilmeyenler için büyü oldukça tehlikelidir, şirine. İşi bilene bırak, o güzel vücudun zarar görsün istemiyorum. En azından şimdilik."
Kız büyü hakkını kullandığına göre o da bir büyü yapabilirdi. Aklının içinde karanlık olan ne varsa ortaya çıkmaya hazırdı. Beyninin içindeki karanlığa yoğunlaştı. İlk olarak sevimli cadının istediği şeyi yerine getirmeye karar verdi. Tüm müşteriler lanetten kurtulup hiç bir şey olmamış gibi kafeden ayrılmışlardı. Hemen ardından kafenin çevresini saran karanlık içeriden birilerinin burayı görüp içeri girmesini, tatlı cadının ise dışarı kaçmasına engel oluyordu. Kafenin ortasındaki masaları el hareketi ile duvarlara fırlattığında boş olan alanın ortasında bir büyü mırıldanarak kızı yeniden kolları arasına aldı. Bedenini, bedenine bastırarak yenden dudaklarına kapandı ve okşamaya başladı. Bir süre kızın bedeninin ve dudaklarının tadını çıkardıktan sonra üzerindeki elbiseyi yırtarak çıkardı. Kızdan bir adım geri çekilerek şeytani bir gülümseme takındı.
"İstersen bir kaç ders verebilirim, güzellik. Tabi ödeme konusunda anlaşabilirsek."
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Cuma Haz. 07 2013, 17:44 | |
| Kendini bir anda cadının altında bulduğunda kalbi korkuyla daha hızlı bir şekilde atmaya başlamıştı. Dudaklarına değen dudaklar onun donmasını sağlarken vücudunda hissettiği sert dokunuşlar dehşete düşürmüştü. Ondan kurtulmak için çırpınmaya başlaması kısa sürdü. Bu saçmalıktan kendini bir an önce kurtarmalıydı. Bu adam niye onu öpüyordu ki? Yaptığının cezası bu olamazdı. Basit bir büyüyle eski haline dönebilecekken olayları bu kadar büyütmesine de gerek yoktu. Üstelik tiffany’nin ona yaptığını da özür dilediği halde kendisini azarlayarak hak etmişti. Yaptığından pişman değildi sadece şaşkındı bu kadar büyük bir tepki beklememişti. Ondan normal olarak kurtulamayacağını fark ettiğinde işe yaramasını umarak bir büyü denedi. Büyü işe yaradığında rahat bir nefes alıp hemen toparlanarak ondan olabildiğince uzak bir noktaya gitmişti. Duyduklarıyla bezgince '' Sen kesinlikle sorunlu birisin ''dedi. Kendini korumak için yeni bir büyü denediğinde başarısız olduğunu gördüğünde kendi kendine söylenmesine engel olamadı. Büyülerinin başarısız olması onu çileden çıkartıyordu. Tam 108 yaşındaydı ama hala büyü yapma problemi yaşıyordu. Cadının söyledikleri onu iyice çileden çıkarırken öfkeyle '' Tavsiyelerini kendine sakla çünkü onlara ihtiyacım yok ayrıca bedenim sadece beni ilgilendirir anladın mi '' diye bağırdı. Bu cadının arsız ve rahat tavırları onu deli ediyordu. Kendini korumak için yeni bir büyü denemeye kalkışacağı esnada müşterilerinin çözülmesiyle önce şaşkınlıkla etrafına baktı. Ardından çatık ve öfke dolu gözlerini cadıya dikti. Kafesinden çıkan müşterilerine nezaket icabı gülümsedi. Kafe boşalınca yüzündeki gülümsemede hızla silinmişti.
Kafenin etrafı kararınca korkuyla birkaç adım geri çekildi. Masaları duvarlara çarparak parçalanırken nefesini tuttuğunun farkında değildi. Kendini bir anda onun kollarında bulduğunda rahatsızca kıpırdanıp kendini geri çekmeyi denerken bedeni cadının bedenine yaslanmıştı. Başını kaldırıp öfkeyle onun gözlerine bakarken tam konuşmak için ağzını açmıştı ki dudakları cadının dudaklarıyla örtülmüştü. Bedeninde yeniden onun ellerini hissettiğinde çırpınışları bir süre daha sürdü. Sonra ondan bu şekil de kurtulamayacağını kabullenip çırpınmayı bıraktı. Onu bu durumdan kurtaracak bir büyü düşünmeye çalışsa da başaramadı. Bu cadı onu bu kadar tatlı öperken bu imkansızdı. Karşı koyup kayıtsız kalmak için çok uğraşsa vücudu ona karşı cevap vermişti. Oda bu hiç tanımadığı ve birkaç dakika öncesine kadar kararlılıkla kurtulmaya çalıştığı cadının öpücüğüne karşılık vermişti sonunda. Kolları tiffany’nin kontrolünden tamamen çıkmış bir şekilde adamın boynuna dolanırken vücudunu adamın vücuduna yaslamıştı. Elbisesi yırtıldığında kendine geldi. Söyledikleri öfkesini geri getirirken kendini toplaması kısa sürmüştü. Bir büyüyle üzerine yeni mini bir elbise geçirirken yeni bir büyüyle adamı duvara sabitleyerek sinirle '' Özel derse falan ihtiyacım yok benim ve seninle hiçbir şekilde hiçbir şey için anlaşma yapmayı düşünmüyorum. Kafemi hemen terk et. '' Dedi.
| |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma C.tesi Haz. 08 2013, 01:45 | |
| Sorunlu biri... Karşısındaki genç ve bir o kadar da beceriksiz cadı onu böyle tarif etmişti. Aslında belki de o haklıydı. Evet o sorunlu biriydi. Ama bundan hiç bir zaman pişmanlık duymamıştı ki. Yaşamı onu bir şekilde değiştirip, soğuk kanlı, acımasız birine dönüştürmüştü. Kızın büyüler ile ilgili yaptığı konuşmasına karşılık söyledikleri ile histerik bir kahkaha attı.
"Bedenin ile ilgili planlarım var güzellik. Bu yüzden şimdilik, bedenin beni de ilgilendiriyor. Zarar vermeyi düşünmediğim için aslında kendini şanslı saymalısın"
Bu konuşmasından sonra etraftaki insanlar bir fazlalık olarak gözüne göründüğü için onlardan kurtuldu. Cadı ile uğraşmaya karar vermişti ve baş başa olmaları kesinlikle daha iyiydi. sonunda yalnız kaldıklarında kafeye kendi zihninde beliren karanlıkla yeni bir şekil verirken seksi cadıyı kolları arasına aldı. Tadına hoşuna gittiği için yeniden dudaklarını sahiplenip onu okşamaya başladığında cadı bu kez ona karşılık vermişti. Bu tadını daha da güzelleştiren bir şey olduğu için öpücük giderek derinleşti. Üzerindeki elbiseyi yırttı anda kızın yeniden çırpınması le onu bıraktı. Suratında ukala tavrı ile ona ders vermeyi teklif etti. Karşılığında ise henüz söylememiş olsa bile istediği tek bir şey vardı. Az önce dokunduğu seksi bedeni istiyordu. Kızın iç çamaşırlı hali gözüne özel bir ziyafet sunarken onu izledi ama yeni bir elbise bu güzel manzarayı bozmuştu, dahası onu duvara sabitlemişti. Bu kızın yaptığı, karşılaşmalarından beri meydana gelen ikinci en büyük hatası olmuştu. Niyeti baştan savaşmak olmasa da savaş istiyorsa buna da hayır diyecek hali yoktu. Sabit olarak kaldığı duvarda yeni bir histerik kahkaha atarak kıza dikti öldürücü bakışları.
"Bana emir veriyorsun güzelim. İşte bu hiç hoş değil, niyetim savaşmak değildi. Ama beni kötü olmaya sen zorluyorsun. Henüz tam olarak öfkemle tanışmadın sadece eğleniyordum. Şimdi ise küçük bir oyun oynayacağım. Ayrıca vücuduna minnettar olmalısın, beğendiğim için gerçekten şanslısın."
Kendini sabitlendiği duvardan kurtarmak için bir büyü mırıldandığında aynı anda kızın üzerindeki kıyafet yırtılarak parçalara ayrıldı. Kız yeniden üzerinde iç çamaşırları ile kaldığında gözle görülmeyecek bir hızla kızın yanına gitti ve tam karşısında durarak başını ellerinin arasına aldı. Yeniden dudaklarını sabitlenir bir şekilde onu öperken lanetli kelimeler fısıldamaya başladı. Bu lanet ile kızın tüm büyü yeteneği Raven'ın bedenine aktarılıyordu. Bu öyle bir lanetti ki anca Raven kızın yanından giderse büyü kendi sahibine geri dönebilirdi. Öpmeyi bıraktığında kız sıradan bir insan dan farksızdı. Raven'ın ise henüz ondan ayrılmaya pek niyeti yoktu. Eğlence daha yeni başlıyordu. Sinsi bakışlarını kızın gözlerine diktiğinde bir eli ile yanağına dokundu hafifçe...
"Lanetin tadını çıkar bebeğim. Gerçekten harika bir vücudun ve tadı güzel dudakların var."
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Paz Haz. 09 2013, 00:19 | |
| Garipti ilk defa birinden korkuyordu. Buna rağmen ona cevap vermekten hırçın yanını göstermekten kendini alamıyordu. Elbisesinin yırtılmasıyla kendine gelip cadıyı duvara sabitlerken de sonrasını pek düşünmedi. Tiffany ani kararlar vermeye alışkın biriydi ve çoğunlukla önce tepki verir sonra detaylarla ilgilenirdi. Cadının söyledikleri onu çileden çıkartırken öfkeyle ''Gitmeni rica da edebilirdim ama senin nezaketten anlamadığını özür dilediğim halde beni azarladığında anlamıştım. Ve benimde niyetim savaşmak ya da savaş çıkartmak değildi. Beni buna sen zorluyorsun. Sen, sorunlu, hasta hatta psikopat kişiliğinle kafeme gelip beni sinirden çıldırtmadan önce gayet uzlaşmacı bir cadıydım. '' Dedi. Kıyafetleri yeniden parçalara ayrıldığında neredeyse sinirden delirecekti. Az önce duvarda olan cadıyı bir anda karşısında görmek korkuyla bir adım gerilemesini sağladı. Onun geldiğini bile görememişti. Cadı başını elleri arasına aldığında nefes almayı bile unutmuştu. Dudakları üzerinde yine onun tatlı dudaklarını hissettiğinde şaşkınlıkla hareket dahi edemedi. Öpücüğe karşılık vermiyordu ama kurtulmak için çırpınmıyordu da zar zor onun bir şeyler mırıldandığını duymuştu. Adam dudaklarını dudaklarından çektiğinde hissettiği halsizlikle sendeledi.
Kendini berbat hissediyordu.'' lanet olsun '' diye inlerken cadıya yaslandığının farkında bile değildi. O an etrafında olan hiçbir şeyi algılayamayacak durumdaydı. Birden sıklaşan nefes alış verişlerini düzenlemeye çalışıyordu. Elleri adamın sert göğsünde ne kadar kıpırtısız durduğunu hatırlamıyordu. Kendine geldiğinde durumu fark edip hızla geri çekildi. Kafasını kaldırıp öfkeli gözlerini cadının gözlerine diktiğinde adamın söylediklerinden baştan ne demek istediğini anlamasa da giyinmeye çalıştığında hiçbir şey olmamıştı . Birkaç kez daha deneyip başaramayınca dehşetle ''Lanetin gücümü kullanamayayım diyeydi. '' Diye söylendi. Öfkeyle ''Kahretsin '' diye bağırırken ayağını sinile yere vurmuştu. Adamın gözleri önünde çıplak kalmak rahatsız ettiği için askıda duran paltosunu alıp üzerine geçirerek önünü kapattı. Onun dibine kadar gidip öfkeli gözlerini cadının gözlerine dikerek ''Sorunun ne senin? Bir büyüyle halledebileceğin kadar ufak bir sorunu büyütüp müşterilerimi taşlaştırdın sonra beni zorla öptün şimdi de büyü gücümü bir şekilde engelledin amacın ne? Egonu tatmin ederek eğlenmek mi? Eğer öyleyse bir bara falan git çünkü ben asla senin eğlence kaynağın olmayacağım büyü gücüm olsun ya da olmasın '' diyerek ayağına sertçe ayakkabısının topuğuyla bastıktan sonra saçlarını sinirle geriye savurdu. Gözleri cadının gözlerine bakarken alev saçıyordu. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Ptsi Haz. 10 2013, 01:35 | |
| Cadının ona karşılık vermesi onu sadece daha fazla eğlendirmişti. Şu an hangi duygusunun ön planda olduğunu bilmiyordu. Nefret, öfke, acımasızlık ya da merhametsizlik... Aslında ne yapmaya çalıştığının da farkında olduğu söylenemezdi. Bir çeşit intikam mı yoksa sadece bir eğlence miydi? Gerçek amacı, buna cevap vermek zordu. Yinede şu an eğlendiğini inkar edemezdi. Kendini kolay bir şekilde duvardan kurtardığında kafasının içinde türlü planlar oluşmaya başlamıştı. Yaptığı büyünün ardından tatlı dudaklı cadıyı yeniden kolları arasına aldığında bir lanet yapmıştı. Kız ona nezaketten anlamayan biri gözüyle bakarak bir şeyler söylemişti. O an gitmesini istese ne derdi bilmiyordu. Ama şu an bildiği bir şey vardı. O da bu tatlı ve seksi cadı ile vakit geçirmek istediğiydi. Uyguladığı lanette tam bu yönde bir şeydi. Lanet, Raven cadının yanından ne zaman ayrılırsa o zaman sona erecekti. Kız, büyü yapamadığı için onu zorla gönderemezdi. Zaten aslında büyü yeteneği olsa da beceriksizliği ve genç olması yüzünden ona karşı gelemezdi. Şimdi ise durum cadı için daha kötüydü. En savunmasız halinde yarı çıplak bir şekilde karşısında duruyordu. Seksi bedeni beni al diye adeta haykırıyordu. Halsizliği nedeniyle ona tutunması çok tatlıydı. Zaten sırf bu yüzden kıza izin vermişti. Ama sonra cadı güzelim manzarayı yine mahvetmişti. Bir büyü yaparak paltoyu da parçalara ayırdığında şeytani bakışlarını kızın gözlerine dikti.
"Önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım güzelim. Eğer bir kez daha manzaramı kapatırsan bu defa üzerine örttüğün şeyi değil. Üzerinde ne varsa parçalara ayırırım. Bu konuda beni anladığını var sayıyorum."
Sonra cadıya doğru adımlar atmaya başladı. Attığı her adımda kızın ürkek kalbini hissediyordu sanki... Şu an yaydığı aura nasıl bir psikopat olduğunu gözler önüne seriyordu. Kızın yanına ulaştığında gözlerini ona sabitleyerek eli ile omzuna dokunup, parmaklarını kolu ve omzu arasında gezdirirken yeniden konuşmaya başladı.
"Bana akıl vereceğine sana söylediğim söze bir yetişkin gibi sadece laf söyleyerek karşılık verebilirdin. Kıyafet olayına gelince... Buraya sıradan insanların arasına, sıradan bir insan olarak geldim. Senin yüzünden büyü yapmak zorunda değilim. Her neyse beni öfkelendiren sendin. Ayrıca sana bir konuda da bir gerçeği dile getirmek istiyorum"
Konuşmasın ardından kızı belinden kavrayarak bedenini bedenine bastırdı ve dudaklarını yavaş bir şekilde çenesinden başlayarak boynuna doğru sürterek ilerletti. Kısa öpücüklerin ardından kulak memesine geldiğinde ona fısıldamaya başladı.
"Eğlence kaynağım olmayacaksın konusunda da yanılıyorsun tatlı şey. İstesen de istemezsen de eğer eğlenmek istersem ben bir yolunu bulurum ve tadın eğlenmem için gerçekten ilham verici."
Bu konuşma ile kızın kulak memesini ağzının içine alarak öpüp, ısırdı. Sonrasında ani bir hareketle kızın dudaklarına kapanarak onu öpmeye başladı. Elleri bedeninde geziniyordu. Çıplak tenine her dokunduğunda kendini kaybetmeye başlasa da kontrolünü henüz kaybetmiş değildi.
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Ptsi Haz. 10 2013, 22:20 | |
| Üzerini giymeye çalıştığında başaramayınca ilk başta şaşırsa da birkaç denemeden sonra beyni onun söylediği sözlerle her şeyi özleştirmişti. Karşısında yarı çıplak bir şekilde durmamak adına gidip paltosunu üzerine geçirmiş ve çenesini tutamayarak birkaç söz söylemişti. Üzerindeki paltoda parçalara ayrıldığında sinirle cadıya baktı. Yakışıklı, karizmatik,çekici, gizemli ve tehlikeli biriydi. Normal bir zamanda adam onun ilgisini çekmenin yanında sadece dış görünüşüyle hayranlığını bile kazanabilirdi ama şu anda ona büyük bir öfke duyuyor aynı zamanda da ondan korkuyordu. Duydukları donmasına neden olurken bir şey yapamamanın siniriyle dudaklarını ısırarak gözlerini kaçırdı. Kalbi korkudan hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Adamın elinde resmen oyuncak olmuştu ve bu onu öfkeden delirtiyordu. Diline hakim olamayarak ''Sen hasta ruhlu birisin.'' Dedi. Bunun için kendine içinden bolca hakaret etti. Neden diline hakim olamıyordu ki? Bu huyu bir gün başına dert açacaktı emindi. Adam ona doğru gelirken bir yanı korkudan geri geri gitmesi için bedenini zorlarken gururu, öfkesi ve nereden geldiğini bilemediği cesareti buna engel olmuştu. Yakışıklı cadı yanına geldiğinde inatla kafasını kaldırıp kaşlarını çatarak gözlerini adamın gözlerine dikti. Omzunda elini hissedince ürperdi. Burnuna dolan egzotik erkeksi koku dikkatini dağıtıyordu. Kolunu okşayışına tepkisiz kalsa da sözlerine kalamamıştı.
Kolunu hızla çekip bir adım gerileyerek öfkeyle ''Şimdide her şeyin suçlusu ben mi oldum? Ya senin yaptığın kabalığa ne demeli? Bana yetişkin gibi davranmadığımı söylüyorsun peki sen tam bir yetişkin gibi mi davrandın? Ah evet haklısın ufak bir büyüyle kurtulabileceğin meyve suyu problemi için insanları lanetlemen, kafemi mahvetmen ve güçlerimi kullanamamam için lanet uygulaman çok normal bir davranış tam bir yetişkinin yapacağı bir şey zaten bu.'' Diyerek susmayı denedi. Derin bir nefes alıp kendini sıksa da ''20 yaşındaki bir cadıdan farksız davranıyorsun'' demekten kendini alamadı. Adamın belinden tutup onu bedenini onun bedenine bastırmasıyla huzursuzca kıpırdanıp ''bırak beni'' dedi. Çenesinden boynuna doğru ilerleyen dudaklar ve öpücüklerle garip hissetti. Kulağına fısıldananlar nefesini keserken adamın kollarından kurtulmayı denedi. Kulak memesinde hissettiği öpücük ve ısırıkla elinde olmadan kıpırdamayı kesmişti. Dudaklarına kapanan dudaklara tepkisiz kalmaya çalışıyor onun öpücükleri ve dokunuşlarının hoşuna gittiğini kabullenmek istemiyordu fakat bir süre sonra kendini engelleyemeyerek öpücüğe karşılık vermeye başlamıştı. Bedeninde gezinen dokunuşlar onu ilk baştaki kadar rahatsız etmiyordu artık hatta hoşuna gittiğini bile söyleyebilirdi. Kendisi farkında bile olmadan elleri kısa süre bedeninde gezinmeye başladığı esnada son sözleri aklına geldi. Dudaklarını hem acı hem de zevk verecek şekilde ısırıp sertçe ayağına bastıktan sonra hızla ellerinden kurtularak ''kendine eğlenecek başka bir oyuncak bul.'' Dedi. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Salı Haz. 11 2013, 12:58 | |
| Kızın yarı çıplak bedenini görmekten hoşlanmaya başlamıştı. Kızın bedeni gerçekten oldukça seksiydi. Bir çok kızla beraber olmuş biri olarak her türlü bedeni görmüştü. Ama bu kızın bedeni garip bir şekilde farklı geliyordu. Kokusu da oldukça kendine hastı. Tanıştığı kadınlar kullandıkları parfümler yüzünden genelde aynı kokuyorlardı. Kızın ise ciğerlerine dolan kokusu hiç bozulmamış gibiydi, kendine has özel bir kokusu olan çiçek gibi. Kızın sürekli bu istediği manzarayı kapatma alışkanlığı sinirini bozduğu için ona uygun cevabı vermişti. Aslında yeniden ona karşı çıkması çok hoşuna giderdi. İşte o zaman iki parça bez parçasından da kurtulup kızın çıplak bedenini tam anlamıyla görebilirdi. ama kız sadece hasta ruhlu biri olduğunu söylemişti ve bu pek rahatsız etmemişti onu. Kızın bedenine dokunurken konuşmaya başladığın da kız yine çenesini açmıştı. Bu sözlerin sonu gerçekten kötü gibi geliyordu. Sonunda onu yeni yetme cadılarla kıyaslamaya başladığında derin bir nefes aldı. Kızın ciddi anlamda nasıl bir psikopatla birlikte olduğundan haberi yoktu. Ona sürekli olarak böyle olduğunu dile getirse de bu kelimenin gerçek anlamını bilmiyormuş gibi davranıyordu. Hiç bir şey söylemedi o an ama aurası her şeyi söylüyordu. Kız onu giderek daha fazla yoldan çıkarıyordu. Gerçi zaten düz bir yolda ilerlemiyordu. Ama bu yol değişikliği kız için iyi değildi. Kızı kendine çekip yeniden tadı hoşuna giden tenine öpücükler kondurduğunda dudaklarına kapandı. Kızın çırpınışları bu kez gerçekten kısa sürmüştü. Kızın ona karşılık vermesi aklını başından alıyordu. Öpücük biraz daha derinleşirken göğüslerinden birini avuçlarının arasına alarak sıktı. Kız ise kısa sürede elleri arasından kurtulmuştu, yenide... Garip bir kedi, fare oyununa dönmüştü bu durum. Ama can sıkması gerekirken, giderek daha eğlenceli oluyordu. Kızın ısırdığı dudağını yalayarak kendi de bir diş geçirdi, dudağına. Kıza doğru yaklaştığında bu kez onu bileğinden tutarak kendine çekti ama bu sefer istediği bedeninin altında olmasıydı. Bu yüzden kızı yere yatırdı ve bileklerinden sabitleyerek hareketini engelledi. Korkutucu bakışlarını kızın gözlerine dikti.
"Başka bir oyuncağa ihtiyacım yok, güzelim. Çeneni tutmakta zorlanana, beceriksiz genç bir cadı olarak kendini kontrol etmeyi öğrenmezsen benden kurtulmayı asla başaramayacaksın. Ayrıca beni yeni yetmelerle kıyaslama sana gerçekte kaç yaşında olduğumu söyleyeyim, 625. Bu yaş senin için uygun mu? Ayrıca adım Raven, zevkten inlerken adıma ihtiyacın olabilir"
Bu konuşmasın ardından kızın yeniden dudaklarına kapandı. Bu kez az öncekilerden daha farklıydı. Elleri önceden olduğu gibi sadece bir keşif yapmıyordu. Amacına yönelik bir şekilde kızı baştan çıkartıyordu. Dudaklarına boynuna kaydığında göğüslerine doğru ilerlemeye başladı. Çamaşırı indirmeden açıkta kalan tenini öperek, bir tanesi avuçladı. Diğer eli ise çamaşırın üzerinden kızın kadınlığını okşuyordu. Her bir dokunuşta kızın kokusu daha fazla hissediliyordu ve onu baştan çıkartıyordu.
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Salı Haz. 11 2013, 22:11 | |
| Onun dokunuşlarının ve öpücüklerinin artık onu eskisi kadar çok rahatsız etmediğini görmek hoşuna gitmemişti. Bunun için kendine kızıyordu. Öpücüğe sonunda dayanamayıp karşılık verdiğinde elleri de ondan izinsiz karşısındaki güçlü, sert ve kaslı vücutta yavaşça gezinmeye başlamıştı. İpin ucunun giderek kaçtığının bilincinde olsa da durdurmak için bir girişimde bulunmak için kendini yeterince güçlü hissetmiyordu. Açıkçası bunu engellemek istediğinden de emin değildi. Şuan öptüğü bu çekici adamın son sözleri aniden beyninde yankılanmaya başlayana kadar. Hayır kesinlikle bu psikopat adamın eğlencesi olmayacaktı. Ani bir kararla cadı göğüslerinden birini kavradığında dudağını ısırıp ayağına sert bir şekilde bastıktan sonra elleri arasından süratle kurtulup ondan uzaklaşarak sinirli bir cümle daha kurdu. O kendisine yaklaşırken yine gururu ve o aptallara özgü cesareti geriye doğru adımlar atmasına engel olmuştu. Tiffany güçsüz kaldığından beri adam da büyü kullanmamıştı ama kullanmasına da gerek yoktu. İnsani bir şekilde davranırken bile adam ondan kat kat güçlüydü. Bu düşünce daha çok sinirlenmesini sağladı. Bileğinden tutulup ona doğru çekilirken karşı koymayı denese de başarılı olamadı. Aniden yere yatırıldığında bedenine temas eden soğuk titremesine neden olsa da adamın üzerine çıkmasıyla üşümesi geçmiş aksine ortalık hiç olmadığı kadar sıcak olmaya başlamıştı.
Zorlukla korkudan yutkunmasına engel olurken bu durumdan kurtulmaya çabaladı ta ki bileklerinden yere sabitleninceye kadar. Hareketleri engellendiğinde öfkeli gözlerini adamın korkutucu gözlerine dikti. Duyduklarıyla dişlerini sıkarken '' Bana beceriksiz ve genç cadı diye hitap etmekten vazgeç benim bir adım var tiffany ve tam 108 yaşındayım.'' Dedi. Uyarısını dikkate almış gibi gözüküyordu. Aslında almıştı ama kendine engel olamıyordu. Karşısındaki cadının yaşını duyduğunda bilmişçe gülümseyerek '' Ah demek 625 yaşındasın ama davranışların 20 li yaşlardaki cadılardan farksız olduğu için bir yetişkin olduğun hiç belli olmuyor bay revan.'' Diyerek özellikle 20’li yaşlardaki cadılarla onu kıyaslarken durumu vurgulamış yetişkin kelimesinin de itinayla altını çizmişti. Kendine hakim olmalıydı ama yapamıyordu. Diline ve hırçın tavırlarına 108 yıldır engel olamamıştı ki şimdi olsun bu onun kişiliğiydi ve yapacak bir şey yoktu. Dudaklarında yeniden onun dudaklarını hissettiğinde karşılık vermemeye çalışsa da vücudu yine ona ihanet ederek birkaç dakika sonra yakışıklı cadının öpücüğüne karşılık vermeye başlamıştı. Boynunda ve göğüslerin de hissettiği öpücükler hoşuna gitmeye başlamıştı. Onun kadınlığını ve göğüslerini okşamasıyla elinde olmadan inledi. Elleriyse onun bedeninde yavaşça gezmeye başlamıştı. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Perş. Haz. 13 2013, 12:22 | |
| Ellerinin arasındaki bu masum yaratık giderek daha fazla ilgisini çekiyordu. Belki çenesini biraz daha sıkı tutsa her şey daha güzel olabilirdi. Ama böylesinin daha eğlenceli olduğu gerçeğini itiraf etmeliydi. Kız kolay av olmasına rağmen dişliydi. Yani en azından çenesini tutamadığı bir gerçekti. Sonunda dayanamayıp onu bedeninin altına aldığında bileklerinden yere sabitledi. Gözlerinin içine bakarak ona bir nevi tavsiye vereye başladı. Böyle devam ederse bu kızdan sıkılmayacağı ortadaydı. Bu da ondan uzaklaşmaması için en önemli nedendi. Kızın yeniden tatlı dudaklarından kelimeler dökülmeye başladığında bu sefer hangi sinir hücresine etki edecek kelimeleri sarf edeceğini beklemeye başladı. Cadı bu kez onu sinir etmek yerine adını ve yaşını söylemeyi tercih etmişti. Belki de bu kez uyarısını dikkate almıştı. Tiffany, adı gerçekten güzeldi. Belki cadının iniltileri arasında dudaklarından ismi dökülürken o da bu ismi haykırarak zevke gelebilirdi. Yaşı ise onun için hala toy olmasının bir kanıtıydı hepsi bu. Tam onu öpmek için harekete geçtiğinde çenesi yeniden açılan cadıya dikti gözlerini. Duydukları karşısında aslında hiç bir şey öğrenmemiş olduğunu anladı. Hala kıyaslamaktan bahsediyordu. O yetişkin bir cadı olduğunu asla dile getirmemişti. Zaten yaş konusu, toyluk kimin çocuk kimin yetişkin olduğunu anlatmak değildi. Hangi cadının büyü konusunda daha iyi olduğunun kanıtıydı, hepsi bu. Öğrendiği büyüler, yaşadıkları şeylerle bu masum bedeni kölesi yapabilirdi. Üstelik hırçınlığı giderek daha fazla ilgisini çekiyordu. Bu kez bir şey söylemedi. Sadece bir süre kızın gözlerine baktı, az önce dudaklarından kendi adı dökülmüştü. Neden inlerken adını dudaklarından duyma işini öne almıyordu?
Bu düşünce ile kızın dudaklarına kapandı. Tadı çok hoşuna gitmişti. Ama bu kez sadece öpmek değildi, elbette niyeti. Bu tatlı cadıyı elleri arasında kıvrandırmak istiyordu. Onu öperken elleri bedeninde dolaşmaya başladı. Göğüsünü sıkan eli onu del etmeye başlamışken diğer eli kadınlığını okşayarak onu deli ediyordu. Kız izlemeye başladığında dudaklarından sinsi bir gülümse oluşurken kızın göğüslerinin etrafını öpmeye başladı. Tiffany, bir anda karşılık verip ona dokunmaya başladığında bir kaç saniye düşündü. Bu cadıya şu an sahip olabilirdi. Gerçi sahip olması sadece kısa bir süresini alacaktı. Kız bu hali ile tamamen ona hazırdı. Ama şu an daha çok ona bir ders vermek istiyordu. Onu bir süre öpücükleri ve okşamaları ile delirtmeye başladı. Kızın baş döndürücü kokusu geçen her saniye kendini daha fazla hissettiriyordu. Bedeninin şu an tıpkı kendi erkekliği gibi onu delirttiğini kızın nefes alış verişlerinden hissedebiliyordu. Hafif doğrularak kızın gözlerinin içine baktı. Kızın gözleri buğulanmış ve tutku parıltıları içeriyordu. "Tiffany, kıyasladığın o cadılar sana böyle bir zevki asla veremez. Sana yetişkin bir cadı olduğumu ima etmedim. Sadece büyü yeteneklerimle sana neler yapabileceğimi düşün istemiştim. Hem bir konuda haklısın, kendimi hala genç hissediyorum. Ama inan bana o kıyasladığın aptallardan biri değilim, bebeğim. Tüm sözlerini görmezden gelmeme neden olan tadın ve kokun olduğu için gerçekten şanslısın. " | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Perş. Haz. 13 2013, 17:16 | |
| Cadının altındayken kalbi korkudan eskisinden daha hızlı atmaya başlamıştı. Ondan kurtulma çabaları bir işe yaramıyordu. İnsanken bile ona karşı koyamıyordu ya en çokta bu moralini bozuyordu. Aralarındaki güç farkı yüzünden büyü yapmasa da ondan üstündü. Bu düşünceyle dişlerini sıkıp derin bir nefes aldı. Sakinleşmeliydi. Eski şeker ve uzlaşmacı haline geri dönmeliydi ama lanet olsun ki bu adamın karşısında bu imkansızdı. Ona çenesini tutamayan beceriksiz ve genç cadı diye hitap etmesi tüm sakinleşme çabalarını boşuna çıkarmaya yetmişti. Bu cadının karşısında normal davranmak gerçekten mümkün değildi. Sevimli ve eğlenceli yanı yerine bu yakışıklı ve sinir bozucu adam hep hırçın ve dik başlı yanını ortaya çıkarmayı başarıyordu. 625 yaşında olduğunu dile getirdiğinde ukalaca gülümsedi. 25 olduğuna inanabilirdi ama 625 olduğuna inanmak şuan mümkün değildi. Engin büyü bilgilerini hesaba kattığında doğru söylediğini anlamak elbette kolaydı. Kendisine hitap şekillerini beğenmediği için adını ve sürekli genç diyip durduğu içinde yaşını söyledikten sonra adamın adını da öğrenmişti. Raven… Onu çileden çıkartan yakışıklı ve tehlikeli cadının adıydı. Sessiz kalma kararı aldığı esnada onun kendinden aşırı emin ve ukala tavrıyla laf sokmadan duramamıştı. Başına gelebilecekleri umursamıyordu. Dudaklarına kapanan dudaklarla bedeninde hissettiği dokunuşlar aklını başından alırken kendini elinden geldiğince sıkıyor bu tatlı öpüşlere ve dokunuşlara kayıtsız kalmaya çalışıyordu. Adamın kokusu her geçen saniye beynini ele geçirirken sonunda dayanamayarak oda raven’a karşılık vermişti. Her bir dokunuş ve öpücük daha çok baştan çıkmasını sağlarken yaptığının ne kadar mantıksız olduğunu düşünebilecek durumda değildi. Elleri cadının bedeninde gezerken tamamen kendinden geçmişti. Bir süre sonra zevk veren bu öpüşler ve dokunuşlar işkence haline dönüşürken nefes alış verişleri hızlanmıştı. Dudakları adamın dudaklarından ayrıldığında yavaşça gözlerini açtı. Gözleri arzudan buğulanmış ve tutku doluydu. Raven konuşmaya başladığında gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Açtığında eski inatçı ve hırçın parıltılar gözlerine geri dönmüş kaşları da adamla karşılaştıkları ilk andan beri olduğu gibi hızla çatılmıştı. Az önce ona teslim olduğunu dehşetle fark edip kendine kızarken cadının lafları tüm sinirini ondan çıkartması için davetiye çıkarmıştı. Beyni cadı sayesinde yönetimi tekrar eline geçirirken gözleri öfkeden alev saçar hale gelmişti. Sinirle dişlerini sıkarken ''Bana kimin zevk verip kimin veremeyeceğini bilemezsin.Ayrıca yapabileceklerini düşünmeme gerek yok ne olursa olsun,ne yaparsan yap senin laflarının altında asla kalmam. Sırf yapabileceklerinden korkup başkaları gibi senin huyuna suyuna gidip her şeyi alttan alacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. Son olarak üzerimden hemen kalk ve bir daha bana bebeğim deme'' diye bağırdı. Öfkesi ona değil kendineydi aslında. Onca olaydan sonra ona teslim olup beyaz bayrak salladığını fark etmek onu deli etmişti. Sinirini de raven’dan çıkarıyordu. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Ptsi Haz. 17 2013, 13:16 | |
| Kızın göğsünü kavramış eli işini yapmayı sürdürüyordu. Diğer eli ise kadınlığındaydı. Arzu ve tutkunun karışımı olan ıslaklığını hissedebiliyordu. Dudakları güzel dudaklarını esir aldığında burun delikleri kızın sarhoş edici kokusu ile dolmaya başlamıştı. Kız ona dokunmaya başladığında tamamen kendini kaybetmişti. Şu an bedeni öylesine hazır bir şekilde Raven’ı çağırıyordu ki... Bu çağrıya hayır demekte oldukça zorlanıyordu. Ama aklında bu yaramaz cadıya ders vermek olduğundan kendini tutması gerekiyordu. Genel anlamdan kendini kaybederek işini görse de otokontrol mekanizması gelişmiş biriydi. Gerektiğinde tüm duygulardan kendini arındırarak ona göre davranabiliyordu. İçinde oluşan tüm tutkuya rağmen hafif geri çekilerek arzudan gözleri buğulanmış kıza baktı. Öylesine masum ve hazır görünüyordu ki. Tüm dik kafalı haline rağmen masum olduğunu görebiliyordu. Hırçın olması ise durumu değiştirmiyordu. Kıza yeniden sözler söylerken bu tatlı cadının tepkisini merak etmiyor değildi. Kızın tutkulu gözleri öfke parıltıları ile dolarken sinsi gülümsemesine engel olamadı. Duyduklarından sonra sinsi gülümsemesi histerik bir kahkaha dönüştü. Kızın artık bu lafları bile onu sinir etmiyordu. O bir oyuncaktı ve kızda böyle davranmaya devam ettiği sürece öyle kalacaktı. Kızın değişmeyen tavırları ile bu oyunun çok uzun süreceğini görebiliyordu. “Bebeğim, üzerine çıkan erkekleri elbette bilemem. Ama bir gerçek var ki sana böylesine zevk verecek tek erkek benim. Yoksa kendini böylesine bir teslimiyetle bana bırakmazdın yanılıyor muyum? Hırçın güzellik." Kızın bileklerini kavrayıp yere sabitledi, yeniden. Tam olarak kızın üzerindeydi ve elleri sadece bileklerini tutarken aralarındaki sertliği kıza sürtmeye başladı. Bu yakıcı temas her ikisi içinde bir işkenceden farksızdı. Aslında hala düşünüyordu, bu güzelliğe şu an sahip olup onun tadını çıkarma fikri öylesine cazip geliyordu ki. Temasını biraz hızlandırırken dudaklarını boynunda gezdirmeye başladı. Öpmüyordu, sadece temas ettiriyordu. Kızın bedenindeki titreşimler, kendi bedenindeki titreşimlerle ayak uyduruyordu. Sonrası dudaklarına yöneldi, dudakları... Önce sadece dokundu, sonrasında alt dudağını ağzına alarak emmeye başladı. Sonrasında ona uzun süren tutkulu bir öpücük verdi, her ikisinin de nefesi kesilene dek. Ardından temasla uydurdukları tüm o mükemmel uyumu tek bir hareketle bozarak kızın üzerin den kalktı. Kızın hala deliye dönmüş arzusunu üzerinden kalkmış olsa da hissediyordu. Ufak bir büyü ile cafenin içini eski haline getirdi, giriş çıkışlar ise hala kapalıydı. Zaten kızın büyü yeteneği de hala elinde olduğundan hiç bir yere gidemezdi. Kendini masalardan birinin yanına atarak sandalye çekip oturdu. Önünde ise büyük bir viski şişesi belirmişti. Bardağa ihtiyacı yoktu, kibarlık ise ona göre değildi. Bu yüzden şişeyi sadece açarak kafasına dikti. | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Ptsi Haz. 17 2013, 20:14 | |
| Tiffany bunu yaptığına inanamıyordu. Adama karşılık verdiğini düşündükçe çıldıracak gibi oluyordu. Bu cadı onun müşterilerini lanetlemiş,kendine bir sürü sinir bozucu laf söyleyerek kafesini alt üst etmiş yetmemiş bir de üstüne kendisini lanetleyerek güçlerine el koyarak onunla eğlenmeye başlamıştı. Tüm bunları bilmesine ve ona oldukça öfkelenmesine rağmen nasıl teslim edebilmişti kendini? Onun öpücüğüne ve dokunuşlarına karşılık verdiği için kendinden nefret etti. Bu kadar zayıf iradeli olduğuna inanamıyordu. Kendine müthiş bir öfke duyarken yakışıklı cadının sözleri onu daha da öfkelendirdi. Hiç düşünmeden ona cevap vermek adına söylediği sözlerse birkaç dakika sonra kafasına dank etti. O az önce bana kimin zevk verip kimin vermeyeceğini bilemezsin mi demişti? Sanki daha önceden birçok deneyim yaşamış gibi konuştuğuna inanamıyordu. Daha ilk deneyimini bile korkusundan dolayı yaşayamamışken bu adamda neden bu kadar rahat olabildiğiniyse bilmiyordu. Bu durum moralini bozan diğer şeyler arasında en baskın olanıydı. Raven’ın dokunuşlarından ilk başlardaki gibi rahatsız olmamak sinir bozucuydu. Ona teslim bayrağını çektiğini cadının ağzından duymak dudaklarını sinirle ısırmasını sağlamıştı. Ayakta olsaydı öfkeden yerinde tepineceği kesindi. Sakin tutmaya çabaladığı belli olan bir ses tonuyla ''Bana bebeğim demekten vazgeç'' dedi. Diğerlerine söyleyecek bir sözü yoktu. Zevk aldığı kabul etmek istemese de doğruydu. Başkası ona böyle zevk verebilir miydi? İşte bunu bilmiyordu. Henüz bu zoraki yakınlaşma dışında kimseye kendine bu kadar yakınlaşma fırsatı vermemişti. Bundan sonra verir miydi? Emin değildi. Onu göğsünden iterek kendinden uzaklaştırmaya çalıştığı sırada bileklerinden yere sabitlenmişti. Kurtulmaya çalışırken her çırpınış kadınlığına sürten erkekliğe kalçalarının istemese de biraz daha baskı yapmasını sağlarken durumun farkına anca raven teması hızlandırdığında vardı. İçinde bir şeyler olmasını sağlayan bu temasların hızlanmasıyla hareketlerini kesti. Boynunda hissettiği dudaklarla derin bir nefes alıp inlemesine engel oldu. Dudaklarında hissettiği dudaklarla öpücüğe uzun bir süre karşılık vermese de daha sonra kendine engel olamayıp oda raven’ı öpmüştü. Öpüşme noktalandığında nefes nefeseydi. Cadının bir anda üzerinden kalkması afallatsa da kendini çabuk toparladı. Kafesi eski haline dönmüş adamda masalardan birine oturmuş viski içiyordu.Tutku bedenine hala hakimken onu içine düştüğü girdaptan kurtaran şey telesekreterine bırakılan mesaj oldu. Yerden kalkıp karşısındaki cadıya öldürecekmiş gibi baktıktan sonra içkilerin olduğu yere yöneldi. Bir bardak kırmızı şarabı hiç düşünmeden kafaya diktikten sonra yeni bir kadeh doldurup adamın yanına giderek karşısındaki sandalyeye oturdu. Sinirle ''Peki… Şimdi ne yapacaksın? Kafem de sızana kadar içip beni senin sinir bozan varlığına katlamak zorunda falan mı bırakacaksın?'' diye sordu yüzünde alaycı bir gülümsemeyle. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Salı Haz. 18 2013, 21:17 | |
| Kıza niyeti ders vermek olsa da içindeki arsız yanı, kızdan uzaklaşmak istemiyordu. Altındaki bu ateşli bedeni ve damağında bıraktığı tadı sevmeye başlamıştı. Kızın, hırçın tavırları ise giderek daha fazla hoşuna gidiyordu. Ona bebeğim demek ise ayrı bir zevkti. Tiffany, onun yanında bebek gibi kalıyordu. Hem yaş hem de masumiyet açısında... Şimdiye dek anlamıştı, kızın bu masumiyetini. Kötü olan tek yanı, düşündüğü her şeyi kelimelere dökmekti. Ama bunu da o güzel dudaklara kapanarak engellemek mümkündü. Kızın tekrar bebeğim deme lafına takılmasına sadece sinsi bir şekilde gülümsedi. Kızın bileklerini sabitlerken erkekliği ile onu baştan çıkarmaya başladı. Bu yakıcı temas ciddi anlamda tehlikeliydi. Her ikisinin de zevk aldığı ve artık dayanamayacakları ana gelene dek sürdürdü bunu... Neredeyse erkekliği kendiliğinden pantolondan kurtulup kıza sahip olacak gibiydi. Kızın dudaklarını öpmeye başladığında Tiffany, başta karşılık vermemiş olsa da sonunda tutkusuna esir olmuştu. Kızın bu teslimiyeti ondan alacağı zevkin ne kadar fazla olacağının bir nevi kanıtı olsa da kızın üzerinden bir anda kalktı. Hala ders vermek öncelikli konusuydu, her ne kadar içindeki canavar o kızı lime lime etmek istese de... Önündeki içki şişesini kafasına diktiğinde kızın seksi bedenine ve afallayan suratına baktı. Tanrı biliyordu... Hiç kalkmak istememişti, o güzel ve seksi bedenin üzerinden... Kız kendini toparlarken o da içkisini içmeye devam etti. İçindeki ateşin sönmeyeceği ortadaydı. Buradan çıktıktan sonra akşamki partiye benzer bir partinin bile onu kesmeyeceğini düşünüyordu. Çok fazla ateşli beden bir arada olduğunda belki bu güzellik aklından uçardı. Gerçi onu almadığı için bu kızı kesinlikle altına alması gerekecekti, elbette zamanı geldiğinde... Şişelerin sayısı artarken kızın konuşmalarını duydu. Elindeki şişeyi bıraktıktan sonra histerik bir kahkaha attı. Buna engel olması imkansızdı. Ayağa kalkarak kızın önünde dikildi ve kızı kaldırarak kendine doğru çekti. İki eli ile kalçalarını kavrayıp bedenini bedenine bastırdığında gözlerinin içine baktı. Tüm karanlık aurası iş başındaydı. "İstersen zamanı mı seni bu barda zevkten inleterek de geçirebilirim? Bu ne dersin güzellik?" Konuşma biter bitmez cevap beklemedi. Yeniden kızın dudaklarına kapandığında onu arkasındaki masaya uzattı ve üzerine çıktı. Öpücükleri boynuna doğru kayarken, artık gözüne fazlalık görünen sutyeni aşağı çekerek kızın dolgun göğüslerini ortaya çıkardı. Birini ağzına aldığında kızın kadınlığını okşamaya başladı. Kızın göğüslerinin tadı, görüntüsü kadar güzeldi. Onu inleyecek hale getirene kadar buna devam etti. Arzudan deliye dönmesini istiyordu ve bunu başaracağını biliyordu. Yeniden dudaklarına kapandığında nefessiz kalacağı ana dek onu öpüp geri çekildi. "İstediğin kadar bana laf söyleyip, cafeden koyabilirsin. Ama bir gerçek var bana karşı koyamadığın ortada güzellik. Seninle en yakın zamanda yeniden görüşeceğiz ve işte o zaman oyun değil. Seninle gerçekten bir şeyler yapacağız buna ister karşı çık ya da kabul et. Umurumda bile değil. Bu bedeni istiyorum ve günü geldiğinde alacağım. Kendine iyi bak güzelim" Ayağa kalkıp bir büyü mırıldandığında saniyesinde o cafeden çıkmıştı. Her şey eski haline dönmüştü, ardından. Hatta kızın parçalara ayrılmış kıyafetleri bile üzerindeydi. Sanki az önce hiç bir şey yaşanmamış gibi... | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Tehlikeli yakınlaşma Çarş. Haz. 19 2013, 17:11 | |
| Sinirden bir şeyleri devirmek, kırıp dökmek, eline geçeni duvara fırlatıp bağırıp çağırmak istiyordu. Raven denen o ukala,gıcık ve sinir bozucu cadıya karşı koyamadığını düşündükçe tüm sinirleri geriliyor, olanları hatırladıkça arzuyla dolan bedenine lanetler okuyordu. Yerde birkaç dakika derin nefesler alarak kendine gelmeye çalıştı. Eski haline bir an önce geri dönmeliydi. Allak bullak olan kafasını düzene sokmak sandığından uzun sürdü. Telesekreterin sesiyle düşünceler aleminden sıyrılıp kendine gelerek yerden kalktı. Tam olarak toparlanabilmek için bir şeyler içmeye ihtiyacı vardı. İçki bölmesine gidip kırmızı şaraplarından en kalitelisini çıkarıp bir kadeh doldurdu. İlk kadehi kafasına diktiğinde kendini daha iyi hissetti. İkinci kadehten birkaç yudum alarak birkaç laf sokmak adına adamın yanına gidip korkusuzca karşısına oturdu. Bu tam anlamıyla delilik olmasına rağmen adamın damarına basmak adına birkaç cümle kurdu. Adamın kahkahası öfkeyle dişlerini dudağına geçirmesini sağlarken hareketlerini dikkatle izledi. Onun zoruyla ayağa kalktığında kendini bir anda onun bedenine yaslı halde buldu. Elleri kalçalarına baskı yaparak geri çekilmesini engelliyordu. Duydukları hem sinirlendirmiş hem de adamın kafayı bulmaya başladığından emin olmasını sağlamıştı. Tiffany’nin kafesine bar diyecek kadar çakır keyif olduğu ortadaydı. Cevap vereceği esnada dudaklarına kapanan dudaklarla birkaç saniye hareketsiz kaldı. O ara masaya yatırılmasına karşı bile koyamadı. Üzerinde onu hissettiğinde korkuyla bir süre çırpındı. Boynunda onun dudaklarını hissettiğinde lanet bedeni gevşemeye başlamıştı. Hareket etmeyi kontrol dışı keserken göğüslerinin açığa çıkmasıyla nefesleri korkudan daha da sıklaştı. Göğüsün de onun dudaklarını kadınlığındaysa baştan çıkaran dokunuşlarını hissettiğinde inlememek için kendiyle savaş veriyordu. Bir müddet sonra inlemesine engel olamadı. Dudakları yeniden onun dudaklarıyla buluştuğunda oda cadıyı karşılık vermeye başlamıştı. Öpüşmeleri noktalandığında nefessiz kalmıştı. Hızlı hızlı nefes alıp verirken yakışıklı cadıyla göz göze geldi. Duydukları şaşkınlık ve kat kat öfkeye neden olurken ''Rüyanda görürsün'' dedi. Adamın ona aldırmadan bu bedeni istiyorum ve zamanı geldiğinde alacağım diyerek konuşmasına devam etmesiyle sinirle çırpınmaya başladı. Adam üzerinden kalkıp gitmesiyle üzerindeki kıyafetlerde dahil her şey eski haline dönerken masadan öfkeyle kalkıp ‘lanet olsun’ diye bağırdığında patlayan camlarla beraber gücünün geri döndüğünü anladı. Ortalığı bizzat kendi ve güçleriyle sinirden savaş alanına çevirirken ''Ukala, gıcık, uyuz, psikopat, odun… Asla olmayacak. Bir daha asla karşılaşmayacak ve senin istediğini kesinlikle sana vermeyeceğim yontulmamış kütük sende'' diye söyleniyordu. Hıncını etraftan çıkarıp sakinleştiğinde bir büyüyle ortalığı eski haline çevirip kafa dağıtmak adına bir bara gitti. | |
|
| |
| Tehlikeli yakınlaşma | |
|