Tehlikeli Arzu

Dante elise’den duyduklarıyla etrafa bakındı. Sevgilisini göremeyince endişelense de leon’un söyledikleri rahatlamasına neden olurken ona hitap şekli sinirlerini bozmuştu. Sessiz kalmasının tek nedeni ise gün içinde çok fazla şey yaşamış olduklarındandı. Ayağa kalkarken gözüne çarpan jon’u inceleme gereği duydu. Doğruyu söylemek gerekirse iyi dayanmıştı. İki kişinin ona saldırmasına rağmen durumu çokta berbat değildi. Bunda sevdiği kadınında rolü büyüktü. Gücünü kontrol edemeyerek herkesi bayıltmış olsa da amacına ulaşmıştı. Kavga sona ermişti… Etrafa bakınırken ev sahibinin herkese hitaben yaptığı kısa konuşmayla tüm periler dağılırken liderlerinin kim olduğunu merak etti bir an için. Sonra leon’un konuşmasının herkes üzerinde etkili olduğunun farkındalığı içinde bunu uzun uzadıya düşünmenin saçma olduğuna karar verdi. Elise’in kendisine sinirle geldiğini görünce herkesin üzerinde etkili olduğu kısmını bir kez daha düşünme gereği duydu. Onun kendisine scarlett’ın odasına kadar eşlik edeceğini duyduğunda ufak bir baş hareketiyle ''Teşekkür ederim’' dedi ve onu takip etmeye başladı.

Yol boyunca ikisi de tek bir kelime etmemişti. Sessizlikle dolu kısa yolculukları ikinci katta son bulurken içeriye önce elise girmiş ardından kendini davet etmişti. Sevgilisinin odada bulduğuna sevinerek derin bir nefes alıp içeri girdi. Bu sırada sevdiği kadının kuzeni de onları yalnız bırakarak odadan çıkmıştı. Scarlett’ı bir süre süzdükten sonra onun yanına doğru ilerledi. Buraya gelmeden önce geçirdiği yorucu gecenin etkilerini hissederken onu ne kadar özlediğini düşünüyordu. Dudaklarına yapışma arzusunu bastırmaya çalışarak ''Aşağıdaki gösteri neydi sevgilim? Gerçekten gücünü kontrol etmekte mi zorlandın yoksa yine bir türlü çözemediğimiz stacy kimliğinde biraz eğlenmek mi istedin?’' diye sordu. Aslında şuan konuşmaktan çok onu yatağa atmak istiyordu ama halletmeleri gereken sorunlar vardı. Her geçen gün aralarına konulan mesafeler onu fazlasıyla sıkmaya başlamıştı.

Scarlett’tın üzerindeki elbise kapıdan girdiği ilk dakika da dikkatini çekerken onun kıyafet dolabında köklü bir değişiklik yaptığını fark etti. Başından beri dolabında olan ama giymediği şeyleri giymeye başlamışta olabilirdi. Onu gözlemlediği kadarıyla sevgili olmadan öncede bu tarz kıyafetler hiç giymediği aklına geldiğinde bu yeniliğin nedenini merak etmişti. İçinden stacy’nin zevki diye geçirse de kötü düşünmemeye çalışarak belki de sadece elise’in zorlamasıyla aldığı birkaç kıyafettir diye geçirdi içinden. Kuzen olsalar da kıyafet konusunda kesinlikle anlaşamadıklarını biliyordu. Elise daha çok mini ve dekolte elbiseler tercih ederken sevgilisi kot pantolon ile normal boyutlarda eteklerle rahat olmayı seviyordu. Son görüşmelerine kadar öyleydi en azından. Astronomi kulesinde yaşadıkları gözlerinin önüne geldiğinde büyük bir uğraş ile bunları geri plana itip ana odaklandı. Scarlett’ın tatlı kokusu tüm odaya yayılırken onun yatakta emekleyişini izledi. Açılan bacaklarıyla beraber neredeyse görünen poposu onu tahrik ederken üzerine atlamamak için kendiyle büyük bir kavgaya girişmişti. Sorduğu sorulara hala yanıt vermemiş olması onu rahatsız ederken karşısında kim olduğunu bilememek sinirlerine dokunmuştu. Sonunda kendine oldukça rahat bir oturma pozisyonu bulan sevgilisine boş gözlerle bakarken ondan bir cevap beklediğini tek kaşını kaldırıp imalı bir bakış atarak hatırlattı. Duydukları ile gözleri şaşkınlıkla büyürken cümleleri algılamakta zorluk çekti. Nihayet birkaç dakika sonra sözleri yanlış duymadığına emin olduğunda kaşları refleks olarak çatılırken ''Ne? Şaka yapıyorsun herhalde?’' diye sordu.

Onun böyle bir şey yapabileceğine inanamayarak. Stacy acımasız,düşüncesiz ve bencil olabilirdi ama scarlett kesinlikle değildi. Sevdiği kadının öyle biri olabileceğini kesinlikle kabul etmiyordu. Hayır böyle bir şey imkansızdı. Sevgilisinin az önce söylediği her şeyde ciddi olduğunu anladığında dehşete düşmüştü. Saçlarını sıkıntıyla karıştırarak ''lanet olsun şaka yapmıyorsun’' dedi. Aklında milyonlarca soru dönüp dururken aklına takılanları bir sıraya koymaya çalışıyordu. Sevgilisini tanıyamamış olabilme ihtimali tüm sinirlerini gererken onun bitmek bilmez garip davranışlarının ilişkilerini her geçen gün daha büyük bir çıkmaza soktuğunu görerek iç çekti. Artık aralarındaki bu şeyin nereye gittiği konusunda onun bile hiçbir fikri yoktu. Kendini her şey için yorgun hissediyordu. Hayatının kontrolünün elinde olmaması normalde onu rahatsız ederdi ama artık bu bile umurunda değildi her şeyi zamana bırakmıştı. Bir şeyleri değiştirmek için çabalayacak kadar iyi hissetmiyordu kendini. Gözlerini gözlerine dikerek yorgun bir şekilde ''Orada yaptığın şey periler için tehlikeli olmayabilir ama özünde insan olan kuzenin ve benim için tehlikeliydi. Merakımı mazur gör ama hayatında değer verdiğin iki kişiye bir şey olmasını hiç umursamadın mı? Tanrı aşkına hadi beni geçtim elise senin ailenden.’' Dedi.

Yatağa boş gözlerle bakıp derin birkaç nefes aldıktan sonra seri adımlarla onun yanına gidip kendini yatağa sertçe attı. Aklı karmakarışıktı. Ne hissetmesi ya da ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu sadece yorulmuştu ve yavaş yavaş boğulduğunu hissediyordu. Gözlerini kapatıp kızın baştan çıkaran kokusunun kendisinde yarattığı etkilerden kurtulmak için çabalarken sevgilisinin göz ardı edilemeyecek anlamda değiştiğini kabul etmek istemiyordu. Düşüncesizce davrandığını umursamayarak bu kadar rahat davranabilmesi onu huzursuz etmişti. Oradaki herkesin hayatını tehlikeye atmasının nedeninin biraz sessizlik istediği için olduğunu düşündükçeyse çıldıracak gibi oluyordu. Sakin kalmaya insan üstü bir çaba sarf ederken onun kuzenine bile acımayı bırak onu düşünmediğini görmek kanını donduruyordu. Onun aşık olduğu kadın kesinlikle bu değildi. O ailesine değer veren, düşünceli,insanların canını bir hiç için tehlikeye atmayan tatlı scarlett’a aşıktı. Şuan karşısında bulunan kişiyi kesinlikle tanımıyordu. Tanımak istediğinden de emin değildi. Eski sevgilisini geri istiyordu… Onun konuşmaya başlamasıyla gözlerini aralayıp scarlett’a baktı. Gücümü gerektiği gibi kullandım kısmına alay dolu bir kahkaha atarak doğrulup oturur pozisyona geçti. Gücünü gerektiği gibi kullanmak işte buna hayatta inanmazdı.

Sözlerinin geri kalanını aynı alaycı tavırla ve bu durumdan hoşlanmadığını belirten bir şekilde dinlerken son sözleri sinirle ayağa fırlamasını sağlamıştı. Odanın içinde öfkeyle volta atarken sinirle saçlarını karıştırıp onun aşık olduğu kadın olmadığına yemin edebileceği scarlett’a bakarak otoriter ve sert bir sesle ''İkimizin aileleri birbirinden farklı bunu sende biliyorsun üstelik senin kuzeninle benimki aynı değil. Elise gibi bir kuzen isterdim inan bana beni düşünen,ardımdan kuyumu kazmaya çalışmayan, anlayışlı ve ne olursa olsun yanımda olarak destek olan bir kuzen oldukça iyi olurdu ama kahretsin ki benimki tam tersi… Sen böyle bir kuzene sahipken onu bir an bile düşünmeden ölümle burun buruna getirebiliyorsun hem de ne için? Sadece sessizlik istediğinden.'' Dedikten sonra biraz soluklandı. Daha sonra ''Bana gücümü gerektiği gibi kullandım konuşması yapma çünkü tehlikeli derecede güç kontrol problemi yaşadığını ikimizde biliyoruz. Lanet olsun ya durduramasaydın? Hiç düşünmedin mi bunu? Ya ikimizden birini ya da ikimizi de kontrol edemediğin gücün yüzünden kaybetseydin o zaman da yakaladığın sessizlikten son derece memnun olacak mıydın?'' diye ekledi. Gömleğinin yakasından birkaç düğmeyi açıp sakinleşmeye ve rahat nefes almaya çalışırken gözlerini karşısındaki yabancıya dikerek ''Biliyor musun seni artık tanıyamıyorum. Benim aşık olduğum kadın kesinlikle bu değildi. Söylesene ona ne oldu?'' dedi. Sesi son derece sakin ve yorgun çıkmıştı

Ailesi hakkında konuşmayı sevmezdi aslında… Onlarla aralarında harika bir ilişki olduğu söylenemezdi. İletişim kopuklukları azımsanamayacak kadar çoktu. Kendisinin ne istediğini umursamıyorlardı bile sadece onların ne istediği önemliydi. Dante de onların kurallarına ve isteklerine bir piyon gibi sessizce boyun eğmeli, istediklerini de harfiyen yerine getirmeliydi. Ailesinin görüşü böyleydi ama dante kimsenin hayatına karışmasına onu yönetmeye çalışmasını istemiyordu. Kendi hayatını kendisi yönetebilirdi. Bunu da hiç istemediği aile mirasını elinden geldiğince iyi bir şekilde yöneterek göstermişti. Kuzenini düşünmek bile istemiyordu şu durumda. O ve elise kıyaslanamazdı bile… Onun gibi bir kuzene asla hayır demezdi. Kendi kuzeniyse nefes almayı bile hak etmiyordu tek yaptığı arkasından kuyusunu kazmaya çalışmaktı. Öfkeli bir şekilde etrafta volta atarken sonunda dayanamayıp patlamıştı. Sevdiği kadının sözlerinden sonra derin bir iç çekip ''Sadece düşüncesizliğin beni rahatsız ediyor scarlett sadece bu da değil seni artık tanıyamamak sinirlerimi bozuyor. Aramızda hala aşılamayan problemler olması yormaya başladı ve gün geçtikçe senin aramıza özenle çektiğin setler de büyük problem… Benden uzaklaşmanı istemiyorum. ’' Dedi. Sevgilisinin yatakta emekleyişini izlememeye özen gösterdi. Bu baştan çıkaran hareketler olmadan bile onu yatağa atma isteği oldukça baskındı ama konuşacakları konular olduğunu bildiğinden kendini tutmaya zorluyordu.

Göz göze geldiklerinde nefes kesen göğüs dekoltesini görmesi sadece birkaç saniyesini aldı. Sanki bilerek yapıyor gibiydi. Yüzündeki sinsi gülümsemeyi fark ettiğinde ise bunu kesinlikle onu baştan çıkartmak için yaptığını anlamıştı. Sabrının sınırını zorlayıp sinirlerinin ne kadar iyi olduğunu ölçmek istediği belliydi. Elinin üzerinde onun elini hissetmek bile içinde bir şeylerin harekete geçmesini sağlamıştı. Eli onun göğsünün üzerinde dolaşırken ona arsızca sahip olma isteği daha da karşı konulmaz bir hale gelmişti. Scarlett elini kalbinin üzerine koyduğunda onun kalp atışlarını hissetmek vücudunu ve beynini tuhaf bir duygunun kontrolü altına sokmuştu. Sözleri kafasını karıştırırken derin bir nefes aldı. Dudaklarının bir anda onun dudaklarıyla buluşmasıyla bir an bile tereddüt etmeden öpücüğüne karşılık verdi. Öpüşmeleri gittikçe derinleşirken elleri de her bir kıvrımını ezberlediği seksi bedende gezinmeye başlamıştı. Onu yatağa yatırıp üzerine çıktığında kendini kaybetmenin sınırındaydı. Elleri bacaklarını okşarken dudakları boynuna kaymıştı. Sonra konuşmaları gereken konuların tekrar gündeme getirilmek üzere tozlu rafların arasına kaldırıldığını fark edip kızın üzerinden kalktı. Konuları sürekli ertelemekten yorulmuştu yatağ oturup ''Senin üzülmeni elbette istemem iyi olduğunu görmek beni mutlu ediyor ayrıca beni sevdiğini biliyorum ve bende seni seviyorum ama bazen aşık olduğum kadını karşımda görememek beni huzursuz ediyor ’' dedi.

Saçlarını sıkıntıyla karıştırırken aralarına koyduğu setlerden de bahsetmişti. Onları aşamamaktan korkuyordu çünkü her geçen gün biraz daha yorulduğunu hissediyordu. Ne kadar çabalarsa çabalasın bazı şeyleri kabul etmekte zorlanıyor olanları bir türlü sindiremiyordu. Özellikle stacy’nin eğlence anlayışı onu delirtmeye yetiyordu. Sevgilisine başka bir erkeğin dokunmuş olduğu gerçeği daha önce hiç yaşamadığı öldürme isteğini alevlendirirken bunları yok sayarak ilişkilerine devam etmekte zorlanıyordu. Ona aşık olduğunu biliyordu hem de deliler gibi bu bile bazı şeylerin üzerini örtmekte yardımcı olmuyordu. Sevdiği kadının sözlerinden sonra derin birkaç nefes alıp aklını toparlamaya çalıştı. Tüm yaşananlara rağmen ondan ayrılmak,uzaklaşmak ya da aralarında engellerin olmasını istemiyordu. Gözlerine verilen ziyafet olmasa da ondan uzak durmak yeterince zorken scarlett her saniye bunu daha da zorlaştırıyordu. Dudaklarında onun tatlı dudaklarını hissettiğinde aklındaki tüm fikirler uçup gitmişti. Onu delicesine özlemişti ve o tadına doyamadığı tatlı bedenine sahip olmak içinde deliriyordu. Sevgilisini hızlı bir şekilde altına alırken konuşacakları konunun hiçbir önemi kalmamıştı. Önemli olan tek şey ona olan sevgisi ve özlemiydi. Elleri vücudunda ve bacaklarında dolaşırken mantığının son kırıntıları büyük bir uğraş vererek kendine getirmeyi başarınca dante’yi kendine,beynine lanetler okuyarak kızın üzerinden kalkıp konuşmaya başladı. Omzunda onun başını hissetmek alev alan bedenine işkence ederken o tatlı kokusu tüm zihnini uyuşturmuştu. Gözlerinin içe bakarken kendini kaybettiği o güzel gözlere kısa süre bakarken dudaklarında hissettiği dudaklar konuşmaya olan son ilgisini de kaybetmesini sağladı. Öpücüğüne tutkuyla karşılık verirken onun bir anda geri çekilmesiyle ne yapmaya çalıştığını anlamak için onu izlemeye başladı.

Üzerindeki elbisenin düştüğünü görmek onu daha çok tahrik ederken yanağında hissettiği dokunuşla mantığını yitirip kendini kaybetmişti. Ağzından çıkan onca söze kısa bir '' hayır’' cevabı verdikten sonra dudaklarındaki dudakları büyük bir zevk ve arzuyla öpmeye başladı. Sevgilisinin onu yatağa itmesiyle kendini yatağa atarken o tatlı dudaklardan bir an olsun ayrılmak istememişti. Ne olursa olsun bu kadına aşıktı ve onu delicesine arzuluyordu. Elleri onun bedeninde gezerken erkekliği üzerinde kalçalarını hareket ettirmesiyle dudaklarından ani bir inleme firar etti. Onu belinden tutup kendine çekerken hızlı bir hareketle yerlerini değiştirdi. Artık daha fazla dayanamıyordu. Konuşacakları önemli konuların canı cehennemeydi sadece onu istiyordu şuan. Bir eli bacaklarını diğer eli göğüslerini okşarken öpücükleri daha da derinleşti. Kendi üzerindeki kıyafetlerden önce sevdiği kadının iç çamaşırlarından kurtulurken boynuna ve vücudunun çeşitli bölgelerine küçük baştan çıkarıcı öpücükler bırakıyordu. Kız altında çırılçıplak kaldığında kendi üzerindekilerden de kurtulup bedenini bedenine bastırıp dudaklarına kapandı. Bir eli göğüslerini diğer eli kalçalarını okşarken öpücükleri göğüslerine indi bir tanesini ağzına alıp emerken diğerini okşuyordu. Boşta kalan eli ise kalçalarından bacaklarını okşayarak yavaşça kadınlığına geçerek okşamaya başladı. Onu delirtecek noktaya getirinceye kadar bu hareketlerine devam ettikten sonra hızla içine yerleşti. Hızlı gidip gelişlerinin arasında dudaklarından sevgilisinin adı ve onu ne kadar sevdiği dökülüyordu. O dayanılmaz an gelip doruğa ulaştığında scarlett’ın üzerine yığıldı. Çok geçmeden de kızı kollarına almıştı. Başına küçük bir öpücük kondurarak '' E seni mutlu etmeyi başarabildim mi hayatım?’' diye sordu.

Scarlett’ı altına almak için deli olsa da hala bedenine hükmeden mantığının sayesinde kendini tutmayı başarıp konuya odaklanabiliyordu. Az önce orada yaşananlar aklını allak bullak ederken sevdiği kadının baştan çıkaran hareketlerini görmezden gelmeye uğraşmak neredeyse imkansızdı. Her bir hareketi içindeki alevi daha da harlarken ona dokunmamak gittikçe işkenceye dönüşmeye başlamıştı. Konuşulması gereken o kadar konu,halledilmesi gereken bir sürü şey varken her şeyi bir kenara bırakıp ona sahip olmak için çıldırıyordu. Kahretsin ki bu kadına karşı koyma ihtimali bile yoktu. Onu seviyordu ve görmediği süre boyunca oldukça özlemişti. Şimdiyse onu göremediği dakikaların acısını çıkartmak ister gibiydi. Dayanamayarak onu altına aldığında tüm düşünceler aklından o saniye silinmişti. Özlediği bedenin her bir ayrıntısına dokunuyor olabilmenin verdiği hazzı sonuna kadar yaşarken sevdiği kadını bir süre altında kıvrandırmaktan geri durmadı. Onu zevkten çıldırdığı bir noktaya getirdiğinde kendi de ona sahip olmak için yanıp tutuşur bir haldeydi. Üzerindekilerden kurtulup sert bir şekilde onun içine girdiğinde hareketleri giderek hızlanmış sonunda da doruğa ulaşıp rahatladığında sevgilisini kollarına aldı. Sorduğu soru karşısında aldığı cevap onu gülümsetirken '' evet hayatım ve seni seviyorum’' diyerek başına bir öpücük kondurup karmaşık duygular içinde aklına bir anda yığılmayı başaran bin bir düşünceyle uykuya daldı.