Misafir Misafir
| Konu: Beklenmedik Karşılaşma Cuma Tem. 12 2013, 22:40 | |
| Gecenin acısı daha yeni yeni çıkıyordu Annabel'den. O kadar içkinin getirdiği baş ağrısı dayanılacak gibi değildi. Bünyesi aslında alışıktı sarhoş olmaya; fakat bu seferkinde daha çok ve ağır bir içkiyi tercih etmişti. Sarhoş olmayı istemişti kalbindeki acıdan kurtulmak için. Yalnızlık son zamanlarda kendini iyice hissettirmeye başlamıştı. Arkadaşı olmaması, dertlerini anlatabileceği bir sırdaşının olmaması Annabel'e dokunmaya başlamıştı. Önceleri hiçbir şeyi umursamayan kızın yerinde yeller esiyordu. Neden yalnızlığın ona dokunmaya başladığını anlayamıyordu. Arkadaşının olmaması ya da umursadığın birilerinin olmaması seni zayıf göstermez, kaybedeek bir şeyin olmaz anlayışına ne olmuştu? Artık düşünceler değişiyor muydu? Peki sonrasında ne olacaktı? Yani arkadaş edinince... En fazla sorunlarını anlatabilirdi, sonra gece yatıları, hep birlikte vakit geçirmeler... Her şey böyle mi devam edecekti? Çok anlamsızdı bütün bunlar. Annabel'e çok sıkıcı geliyordu. Tehlikeyi seven bir kıza göre sıradan bir şeylerin peşinden koşmak çok saçma geliyordu Annabel'e. İşin içinde tehlikeli ya da heyecan verici şeyler yoksa o işe olan bütün hevesini kaybederdi Annabel.
Uyanır uyanmaz aldığı duşun ardından karnının acıktığını iyiden iyiye hissetmişti. Dün gece de pek bir şeyler yediği söylenemezdi. Bu yüzden aç olan karnını doyurmak üzere buzdolabını açtığında yiyecek hiçbir şeyin olmadığını gördü. Bundan dolayı yaşadığı kısa süreli hayal kırıklığı yüzünden dudaklarını büzdü ve odasına gidip gardrobunu açarak herhangi bir cafede bir şeyler atıtırmaya karar vermişti. Mini bir etek ve askılı bir bluz giyerek saçlarını omuzlarına bıraktı. Çantasını da alarak evden çıktığında kısa bir yürüyüşün ardından gözüne kestirdiği ilk cafeye girerek boş bulduğu masalardan birine yerleşti. Siparişini verip güzel bir yemekle midesine bayram ettirdikten sonra makyajjını tazelemek üzere lavaboya gitmek için ayağa kalktı. Fakat önüne bakmadığı kısa bir an için önündeki kişiyi göremediğinden dolayı o kişiye çarpmıştı. Çarptığı kişiyi görebilmek için başını kaldırdığında yüzüne bir gülümsemenin yerleştiğini fark etmemişti ve sadece o kişiye "Özür dilerim!" diyebilmişti. |
|
Tegan O'connor Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 157 Kayıt tarihi : 27/10/12 Yaş : 34 Lakap : Ukala
| Konu: Geri: Beklenmedik Karşılaşma C.tesi Tem. 13 2013, 13:32 | |
| Gecenin karanlığı şehri ele geçirirken onun işi yeni başlıyordu. Bu seferki hedef bir insandı. Aslına bakılırsa görevi veren kişide insandı. İnsanlara iş yapmanın kolay yanı paranın fazla işin ise ise çok basit olmasıydı. Bir adamı konuşturması gerekiyordu. Daha büyük bir balığı oltasına takabilmek için, bu işin saniyeler içinde gerçekleşmesi ise aslında can sıkıcıydı. Yinede bunun da iyi yanı vardı. Yatağı ısıtacak fıstıklar ile daha çabuk bir araya gelecekti. Büyük balığı bir yarım saat içinde paket ettiğinde insan ile buluşmasını gerçekleştirdi. Para onu tatmin edici ölçüdeydi o yüzden direk evine geçerek parayı diğerlerinin yanına bıraktı. Bir peri olsa da her şeyi büyü ile yapamadıkları bir gerçekti sonuçta o bir cadı değildi. Ayrıca lüks içinde insanların arasında yaşamayı seviyordu bunu da en iyi insanların parasını alarak yapabiliyordu. Üstelik parayı da çalmayıp görevini yerine getirerek yapıyordu. Her iki tarafta memnun ayrılıyordu. Tabi arada kalan kurbanlar dışında...
Evden yeniden ayrıldığından bir bara gitti. Şu an yatağını ısıtacak bir kız gerçekten iyi gelecekti. Aslında sadece tek bir kızla tatmin olmayacağından sayı muhtemelen artacaktı. Ateşli bedenler sıralanırken şu an koynundaki kızın kaçıncı olduğundan habersiz bir şekilde uykuya daldı. Onları evine getirmezdi. Zaten bu şekilde daha iyi kızlardan kurtuluyordu. Gözlerini açtığında saat neredeyse bir olmak üzeredeydi. Yanındaki kıza baktığında adını bile bilmediğini fark etti, aslında sormuş olduğundan bile emin değildi. Kızın banyosunu kullanıp kıyafetini düzelttiğinde oradan ayrıldı. Bir kahve şu an ihtiyacı olan şeydi ve elbette kahvaltı. Caddeye çıktığında kahvelerinin hoşuna gittiği bir cafe vardı ve oraya gitti. Genel anlamda her zaman oturduğu masayı göz ucuyla keserken aniden ona çarpan beden ile hafif sendeledi. Kızı sabit durması için tuttuğunda yaydığı aura garip hissetmesini sağladı.
"Daha dikkatli olmalısın, nasıl bir belaya çarptığını bilemezsin" | |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beklenmedik Karşılaşma C.tesi Tem. 13 2013, 16:21 | |
| Geçmiş, bugün ve gelecek... İlerde Annabel için neler olacaktı ya da ne gibi maceralara atılacaktı bilinmezdi; ama bildiği bir şey varsa o da bu maceralara yalnız atılmak istemediğiydi. Dediği gibi son zamanlarda yalnızlıktan iyice sıkılmıştı. Dünya ona karşı geliyor gibi içinde sıkıntı vardı. u sıkıntının neyden kaynaklandığını bilmiyordu. Yalnız yere göğe sığamayacak gibi hissediyordu. Belki de bir erkekle geçireceği keyifli dakikaların ardından bu sııntısını unutabilirdi. Hatta dün gece de bara gitme sebebi buydu. Fakat sarhoş olmak ona daha iyi gelmişti. Bugün de baş ağrısı kaçınılmaz olmuştu tabiki de. Ayrıca karnı da acıkmıştı. Gittiği cafede karnını doyurduktan sonra da makyajını tazelemek üzere lavaboya gideceği sırada birisine çarpmıştı. Böyle sakarlıklar yapacak biri değildi. Ama o anda başka birisine dikkat kesildiğinden dolayı önündeki kişiyi görememişti. Çarptığı kişiye odaklandığında belki bir tesadüf olabilirdi; fakat yine de bir erkekle karşı karşıyaydı. Baş ağrısını geçirebilecek biri olabilirdi bu genç adam. Yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle kuru bir özür dilemişti genç adama.
Genç adam tarafından tutulduğunda içini garip bir duygu dalgası kaplamıştı. Onu sabit tutması güzel bir şeydi. Yine de adamın ellerinden kurtularak söylediği sözlere karşılık olarak "Tekrar özür dilerim size çarptığım için. Ama gördüğüm kadarıyla o kadar da belalı bir tipe benzemiyorsunuz. Gerçi belalı olsanız bile dikkatimi çekeceğinden eminim. Çünkü tehlikeleri seven bir kızımdır ve... Bu belalı tiple tanışmak isterim. Tabi sizi için de bir sakıncası yoksa." demişti. Can sıkıntısı ve baş ağrısını giderecek tek bir şey vardı şimdiki zaman için. Onun da ne olduğunu gayet iyi biliyordu Annabel. İçindeki arzu ateşi de yanmaya başlamıştı bile. Geceyi bekleyemeyeceğini biliyordu. Şimdi ve şu dakikada buradan bu genç adamla çıkıp işini halletmek istiyor ve sorunlarına kısa süreliğine de olsa bir çözüm getirmek istiyordu. Yüzüne yaydığı gülümseme hala devamlılığını sürdürürken genç adamın vereceği cevabı merakla beklemeye başladı. |
|
Tegan O'connor Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 157 Kayıt tarihi : 27/10/12 Yaş : 34 Lakap : Ukala
| Konu: Geri: Beklenmedik Karşılaşma Paz Tem. 14 2013, 01:42 | |
| Kafeye ilk adımı attığında her şey normal gibiydi. Bu kafeyi severdi, bu nedenle de genel olarak kahvaltıyı burada yapardı. Bugünün ise farklı olacağı o an için bilmiyordu. Çünkü henüz fark etmediği bir şey onu bulmak üzereydi, bir sihirbaz... O kendi yerini bulmanın peşindeyken bir kız ona çarpmıştı. Kızı elleri ile sabitlediği anda bir şimşek çaktı beyninde... Bu tuhaf hisle daha önce karşılaşmamıştı ama etrafını yavaşça saran aurayı göz ardı edemiyordu. Derin bir nefes aldığında normal davranarak kızın özrüne bir cevap verdi. Ona bir nevi nasihat veriyordu, gerçi hiç kimseye bir konuda nasihat etme durumu söz konu olmamıştı. Daha çok etrafı ona bu şekilde davranmaya çalışır oda her seferinde buna karşı çıkardı. Zaten ailesinin en başında onu yarı yolda bırakmasının nedeni bu değil miydi? Vurdumduymaz, tavrı yüzünden ailesini karşısına almıştı, sonunda ailesi de bundan vazgeçmişti. Gerçek anlamda düşünüldüğünde zaten ailesinin bir umurunda olmadığını biliyordu. Çok geçmeden de bunu kelimelere dökmüşlerdi, zaten.
Kafasındaki düşünceler kızın ondan uzaklaşması ile bir nebze yok olduğunda kızın yüzünü görme fırsatı yakaladı. Bu fırsatı değerlendirmek adına kızı süzerken aura yine kendini hissettirdi. Bir şey onu kıza çekiyordu. O an da hiç hesapta olmayan bir şeyi fark etti. Kız bir sihirbazdı yani bunu, onu diğer insanlarla kıyasladığında gayet net görebiliyordu. Ama diğer sihirbazlardan ayıran özelliği ise içten içe hayır olamaz demesine neden oluyordu. Tüm bunları boş verdiğinde bir kaç kelimeyi sıralamayı becerdi.
"Ön yargı denilen şeyden haberin yok sanırım. Bir insanı dış görünüşüne göre yargılama belki de ben aslında bir canavarım... Ama canavarları severim diyorsan sanırım, bir şeyler içebiliriz"
Buz sözlerin ardından her zamanki masasına kızla birlikte yerleşti. Aklını kurcalayan diğer şey ise sinirlerini bozuyordu. Durup dururken bir sihirbazın sorumluluğunu istemiyordu, üstelik zaten sorumsuzun biriydi...
| |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beklenmedik Karşılaşma Paz Tem. 14 2013, 15:57 | |
| Genç adamdan özür dilerken onu bir yandan da süzmüştü. Tam da gözünün zevkine uygun cinsten biriydi; ama bunu dile getirmeye niyeti yoktu. İçindeki arzu ateşi bir an önce buradan gitmelerini söylemesine rağmen çocuğun korkup kaçmasını da istemiyordu. Daha doğrusu kendisini kötü bir kız gibi görmesini istemiyordu. Acaba ailesi Annabel'i bu halde görse ne derlerdi ya da bir arkadaş grubu olsaydı? Büyük ihtimalle Annabel'i dize getirmek için ellerinden geleni yaparlardı. Fakat bir gerçek vardı ki Annabel bu hayatta kimsesizdi. Ailesi uzun zaman önce Annabel'i terk etmişlerdi. Onları hiç tanıyamamıştı Annabel. Bundan dolayı üzüntü duymuştu çocukluğunun bir döneminde. Hatta çok ağlamıştı; ama büyüdükçe kalbi katılaştı ve kimseye güvenmemesi, kimseyle duygusal bağ kurmaması hakkında ona büyük bir hayat dersi vermişti. Bunu öğrenmesi uzun zaman almasına rağmen geçmişini düşündükçe iyiki de o kötü zamanları geçirmişim diyordu. Kötü zamanlar onun için bir süreliğine geride kalmıştı.
Bu karşısındaki yakışıklıdan da özür dilemişti ve sorunlarının çözümü karşısına çıkmıştı. Özür dilerken dahi ona gülümsemeyi ihmal etmemişti. Çocuğun belalı biri olabileceğini öğrendiğinde korkmadan sözlerine karşılık olarak bu tipleri sevdiğini söylemişti. Belki bu yaptığı saçma bir davranış olabilirdi; ama ilgisini çeken şeylerden biri de tehlikeli tipler olurdu. Onların yaşattığı haz bambaşka bir deneyim olurdu Annabel için. Çocuğun teklifine karşılık da bir şey demeden onunla birlikte bir masaya geçtiler. Aslında buradan farklı bir ortamda eğlencelerine devam etseler ne iyi olurdu. İçecek bir şeyler sipariş verildikten ve içecekleri geldikten sonra içeceğinden bir yudum aldı ve çocuğun kulağına eğilerek fısıltıyla "Bana bir şeyler içmeyi teklif etmen güzel ama eğlencemize başka bir yerlerde devam etsek senin için nasıl olur? Hatta seni bekleyen şey konusunda ufak bir ipucu da verebilirim." dedi. Bu sefer çocuğun dudaklarına gözü takılarak aralarında bir nefeslik boşluk bıraktı. Gözlerini kahverengi gözlere sabitleyerek aniden çocuğun dudaklarına tutkulu bir öpücük bıraktı. Bir süre genç adamın dudaklarının tadını almanın zevkini yaşadı ve ona tekrar gülümseyerek hem cevabını beklemeye başladı hem de içeceğinden bir yudum daha aldı. |
|
Tegan O'connor Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 157 Kayıt tarihi : 27/10/12 Yaş : 34 Lakap : Ukala
| Konu: Geri: Beklenmedik Karşılaşma Salı Tem. 16 2013, 14:59 | |
| Kızı fark ettiği ilk anda ne yapacağını bilemedi. Hayatında şu an bir sihirbaza yer olduğunu hiç sanmıyordu. Aslında konu sadece şimdiki zamanla kısıtlı değildi. Hayatında bir başkasının sorumluluğunu alabilecek bir kişi olduğunu sanmıyordu. Bu sorumsuzluğun ailesinden geldiğini düşünürdü, hep. Onlarda oğullarının sorumluluğu almak yerine onu ilk yanlışında kapı dışarı etmemişler miydi? Onlardan öğrendiği tek şey ailene bile güvenmeyeceksin denilen olguyu öğrenmiş olmaktı. Zaten sonraki hayatında kimseye güvenmemesi gerektiğine de bu şekilde karar vermişti. Kıza kurduğu bir kaç cümlenin ardından kendini onunla birlikte masada bir şeyle içerken buldu. Aslında fazlasıyla açtı ve sadece kahve onu kesmeyecekti. Kahvenin yanında birde kahvaltı tabağı söyledi. Karnı doyduğunda kafasını daha iyi toplayabilir ve bir karar varabilirdi. Aslında düşünecek pek bir şey yoktu. bir sihirbazla karşılaşmayı beklemiyordu ve sihirbaz gibi bir belayı başında da istemiyordu. Yine de kız başka bir şekilde onun ilgisini çekiyordu. Dişiliği ve çekiciliği ile...
Sonunda yemeği bittiğinde gözleri yeniden kıza takıldı. Sıradan bir kız için aslında fazla cesur davranıyordu. Şu an eline bir sürü perinin, insanın ve sihirbazın kanı bulaşmış biri ile oturduğunu bilmiyordu. Kızın kulağına ona daha fazla yaklaşması auranın giderek daha fazla hissedilmesini sağlıyordu. Bu durum ciddi anlamda rahatsız etse de kızın tatlı parfümü aynı anda hoşuna da gidiyordu. Duydukları yüzünde çapkında bir gülümse oluştururken kızın saniyeler içinde dudaklarını dudaklarında hissetti. Öpücüğe bir an bile düşünmeden karşılık verse de daha fazlası olursa onun başına bela olma olasılığının yüksek olduğunu biliyordu. Yinede kızın dudaklarının tadına bir süre daha bakabilmek için başından kavrayıp kendisine çekti ve ona uzun tutkulu bir öpüşme verdi, etraftaki hiç bir insanın umursamadan. Geriye çekildiğinde bakışlarında bir ukalalık vardı.
"Üzgünüm güzelim, belki başka zaman. Sana iyi şanslar"
Konuşma sonunda masadan kalktı ve hesabı ödeyerek kafeden ayrıldı. Yeni bir günde, yeni bir iş onu bekliyordu.
| |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beklenmedik Karşılaşma Paz Tem. 21 2013, 00:05 | |
| Bu genç adamla harika vakit geçirmek için yanıp tutuşuyordu. Yanan ve arzu dolu bedenini genç adama yaklaştırdı. Onun gözlerine bakarken kuruyan dudaklarını ıslatmak içinsiparişle gelen içeceğinden bir yudum aldı ve ıslanan dudaklarını yaladı. Bu sefer adını bile bilmediğin fark ettiği çocuğun kulağına doğru eğildi ve sadece onun duyacağı bir sesle buradan çıkıp eğlencelerine başka bir yerde devam etmelerini söyledi. Hatta ipucu vermek adına da çocuun dudaklarına tutkulu bir öpücük bırakmıştı. Aslında küçük bir öpücük verecektİ; ama kendisine engel olamadığından biraz daha ileriye gitmişti. Hatta vücudunda ufak bir keşfe de çıkabilirdi; fakat bunun ne sırası ne de yeriydi. Bu öpücükle dudakları tekrar kurumuştu. Bu nedenle içeceğine sarıldı yeniden ve büyük bir yudum aldı. İçeceğinden dikkatini ayırıp da çocuğa baktığında yüzüne ukalaca bir sırıtış yerleştirmişti.
Hiç beklemediği bir anda çocuğun dudaklarına kapanmasıyla öpücüğe karşılık verdi. Bu da çocukla birlikte bu öpücüğün devamını getireceklerinin bir kanıtıydı; fakat genç adam beklenenin tam aksini yaparak ona bir hoşçakal demişti ve daha hiçbir şey söylemeden çekip gitmişti. Buna oldukça bozulmuştu Annabel. O kadar öpüştükten sonra gitmek de neyin nesiydi? Böyle bir şeyi neden yapmıştı? Bir sonraki sefere devamını getirebileklerini söylemişti çocuk; ama Annabel için bu, söz konusu bile değildi. Bir işi yarım bırakmak Annabel'in işi olamazdı; ama bu durum biraz sinirlerini hatta oldukça sinirlerini bozmuştu ve bir sonraki seferin bu çocukla olmayacağını biliyordu. Fakat yine de harika bir tadının var olduğunu inkar edemezdi. Böyle tiplerle pek sık karşılaştığı söylenemezdi. Erkeklerin her seferinde bardan ayrılmadan önce tadına bir bakardı bir de tiplerine. Mecbur kaldığı durumlarda yakışıklı olmayanlarla ilgilenirdi. Bu da nadirdi tabiki. İçeceğini bitirir bitirmez kararan havayla birlikte yorgunluğunu üzerinden atmak için bara dopru giden yolda ilerlemeye başladı ve gecenin karanlığına karıştı. |
|