| Arayış | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Arayış Perş. Eyl. 05 2013, 20:58 | |
| Sihirbazı ile olan geçmişinden sonra onu tamamen askıya almıştı. Başını belaya sokup, kendini öldürtmeye çalışmadığı sürece kızı bir daha görmesine gerek yoktu. Üstelik sevgilisinin bedeninde onun tatlı tenine sahip de olmuştu. Tadı oldukça güzel olmasına rağmen tek sefer onun için yeterliydi. Yeni ateşli bedenlerle dolu bir geleceği tek bir kıza her zaman tercih ediyordu. Yine barın bir tanesinde oldukça iyi duran bir kaç kızla yatak macerasını bitirdiğinde asıl yapmak istediği şeye odaklandı. Gücündeki artış kendini oldukça belli ederken yeni yeteneklerini kullanması gerekiyordu. Artık bulunduğu küçük yerden çıkarak büyükler ligine adım atma zamanı gelmişti. İyi, kötü arasındaki savaşın neresinde olduğu tam bir muamma olsa da bugünlük görmeyi planladığı şey karanlık taraftı. Karanlık onu bir şekilde çekiyordu. Gerçi aydınlıkta hemen hemen aynı durumdaydı. Yine de taraf seçmeyi sadece zayıflık olarak görüyordu. Bu durum bir kıza bile bağlı kalamayan benliğine sıkıcı geliyordu. Taraf seçmek kuralların yoluna çıkmasını sağlardı. O ise kural dışı yaşayan ve asla tasması olmayan biriydi.
Karanlık arayışı ölüm kayalıklarında son bulduğunda güçlü karanlık cadılara kölelik yapan bir kaç peri ile karşılaştı. Onlar ile boy ölçüşmeye kalkacak kadar deli cesaretine sahip olması yüzünden kısa sürede kendini bir kavgada buldu. Oldukça uzun süren kavgada aldığı bir çok yaraya rağmen perileri yok etmeyi başardı. Attığı histerik kahkahanın ardından bedenindeki yaralara baktı. Bu güç için Isabel'e teşekkür etmeliydi. Belki de onu görmeye giderdi, tabi bu kez tamamen normal bir şekilde. Bu düşünceler kafasında kayalıklardan birine oturdu. Kayalıkların dibinde ölü ruhların acı çekişlerini duyarak yaraları ile ilgilendi. Yaptığı büyü sayesinde bir çok yara çoktan kapanmaya başlasa da teninde hala kavganın izleri vardı.
| |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Arayış Perş. Eyl. 05 2013, 23:02 | |
| Andrew'u rüyasında gördüğü bir gecenin ardından sabah çığlıklarla uyanmıştı. Karanlık kabusları geri gelmişti. Bu sefer Andrew hayatının aşkı şekline bürünmüştü kabusları. Andrew karanlık, kanlı vücuduyla karşısında dikiliyordu. Hiçbir kelime sarf etmeden... Karanlık gözleri Daphne'ye odaklıyken Daphne korkudan ne yapacağını bilemiyordu. Sevdiği o adamın yerinde yeller esiyorken ortamın değişip Andrew'un da ortadan kaybolmasıyla etrafını adlandıramadığı yaratıklar kaplamıştı. Vücudunun her yeri sürüngen pullarıyla kaplı yaratıkların gözleri sarımtraktı, birer kuyrukları vardı. Uzun ve sivri pençeleriyle etrafa zehir saçıyorlardı. Bu yaratıklar kendisine saldıracakları sırada Daphne çığlıklar atarak uyanmıştı. Kabusun etkisinden kurtulmak için duş almaya gitti. Duştan çıktığında üzerine rahat kıyafetler giyerek evden çıktı.
Gördüğü kabuslar onu oldukça etkilemişti ki Andrew 'un ölüm nedenini öğrenmek için onunla ilgili kişilere sorular sormaya çalışıyordu. Kimsenin onu tanımaması için güneş gözlüğünü takmayı ihmal etmemişti. Son zamanlarda vazgeçilmezi olan kapüşonlu hırkasını da giyinmişti. Yaptığı arama çalışmaları sonuçsuz kalırken karanlık tarafta aramalarını sürdürmekte başka çaresi kalmamıştı. Karanlık taeafa geçip de sorduğu birkaç kişiden ve yapılan sarkıntılıklardan sonra Andrew'un öldürüldüğü yeri bulabilmişti. Ölüm kayalıkları denen yere geldiğinde bir süre hiç kıpırtısız durmuştu olduğu yerde. Burası çok sessiz, ıssız ve ürkütücüydü. Etrafa göz gezdirirken gözleri bu ıssızlığın ortasında tek bir şeye odaklanmıştı. Kendisi gibi bir arayış içinde olabilir miydi? Ya da bir intikam peşinde... Bu sorulara cevap bulamazken çocuğun kendisini fark etmesi uzun sürmemişti. Şimdi olacaklar Daphne'nin daha da çok meraklanmasına neden olacak mıydı? |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Arayış Cuma Eyl. 06 2013, 00:42 | |
| Bedenindeki yaralar oldukça derindi. Sıradan bir insanın ölmesine neden olacak, sihirbazların ise komaya girmesine sebep olacak kadar... Onun içinse bir alışkanlık olmuş yaraların sadece bir kaç doz fazlasıydı. Güçlü bir büyü mırıldandıktan sonra artan gücü nedeniyle ufak yaralar hemen kapanmaya başladı. Diğerleri ise öldürücü olmaktan çıkmış yavaş olsa da kapanmaya başladı. Derin bir nefes alarak ciğerlerini doldurduğu hava ile az önce göğsüne aldığı darbelerden ötürü kesilen nefesini düzenlerken kulağına dolan sesleri dinledi. Acı çektikleri oldukça belli olan ölülerin çığlıklarını duyuyordu. Ruhları sonsuz azapla lanetlenmiş zavallı kurbanlar... Karanlık tarafın belkide en derin kısmıydı, bir ölüm kayalıkları... Adını sonuna kadar hak eden bu yer garip bir şekilde onu etkiliyordu.Az önce öldürdüğü perilerin nispeten şanlı olduğunu düşündü, o an. Yani onları sadece öldürmüştü. Şimdi ise içten içe keşke onları buraya atsaydım diye düşündü. Karanlık için çalışırken karanlığın getirdiklerine eyvallah demek gerekirdi. Bu düşüncenin içindeki ufak espri onu güldürürken bir aura dikkatini çekti. Peri olmadığını anlaması sadece bir saniyesini aldı. Varlık tıpkı Isabel'e benzer bir aura yayıyordu. Bu durum onun sihirbaz olduğunu düşünmesine neden oluyordu. Başını hafifçe çevirdiğinde gördüğü şeyle yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi. Havanın gücü ile rüzgarla biraz oynadığında kızın kapüşonu başından çıktığında ona ilerlemeye başladı.
"Ne oldu sihirbaz yolunu mu kaybettin? Yoksa cadılara hizmet eden zavallı kölelerden biri misin?"
| |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Arayış Cuma Eyl. 06 2013, 12:02 | |
| Buraya ne hakla hizmet tek başına geldiğini bilmiyordu. Andrew aklını o kadar çok kurcalamıştı ki hiçbir şey düşünmeden, plan yapmadan karanlık tarafa gelebilme cesaretini göstermişti. Hatta bütün güçleri perisi tarafından kapatıldığı halde... Bu kadar aptal olabildiği için kendine çok kızıyordu. Karanlık tarafın acımasızlığını daha önce görmemişti; fakat adımını buraya ilk attığından beri gördüğü manzara bunun canlı bir kanıtıydı. Fazla oyalanmadan gözüne kestirdiği birkaç kişiye Andrew hakkında sorular sormuştu. Fakat bu sırada yaşadığı talihsizlikler onu öfkelendirmekten öteye geçememişti. Güçleri şimdi onda olsaydı bu kendini bilmez densizlere gereken dersi rhatlıkla verebilirdi. Güçlerini kapattığı için Nathan'a lanetler yağdırdı.
En sonunda Andrew'un öldüğü yer olan ölüm kayalıklarına geldiğinde ilk aşkının yaşadığı talihsizlikten dolayı gözünden birkaç damla yaşın akmasına izin verdi. Adımları isteksiz bir şekilde ilerliyordu. Birkaç adım daha attığında yürümeyi sonlandırdı. Etrafa göz atarak Andrew'un nasıl öldürüldüğünü anlamaya çalıştı. Sevdiğinin böyle bir yerde öldürülüp kendisinin de bir şey yapamması karşısonda kalbindeki acıya söz geçiremiyordu. Bütün bu yaşadığı acının içinde tek bir kişi dikkatini çekmeyi başarmıştı hiçbir şey yapmamasına rağmen. O kişinin de Daphne'yi fark etmesi uzun sürmemişti. Hatta kendisine gülümsüyordu bu kişi. Daphe ise hiç istifini bozmadan donuk gözleriyle ona bakıyordu. Başındaki kapüşon rüzgarın etkisiyle başından düştüğünde bile onu önemsenedi. Kendisine yaklaşan bu kişiye hiçbir şey demeden bakmaya devam ettiğinde sinir bozucu sessizliği bozan bu çocuk olmuştu.
"Sihirbaz olduğumu nerden- Aaa tabi sen bir peri ya da cadı olmalısın. Neden burda olduğum seni ilgilendirmez adamım. Ama merak ediyorsan geçerken uğradım diyebiliriz." |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Arayış Cuma Eyl. 06 2013, 12:39 | |
| Estirdiği rüzgar sayesinde kızın yüzünü görme şansı yakalamıştı. Güzel yüzünü neden aptalca bir giysi ile örtmeye kalkmıştı, bu belirsizdi. Belki de ergen insanların kendilerini karanlık göstermek için yaptığı aptalca hareketleri sergiliyordu. Sonuçta sihirbaz olsa bile o bir insandı. Karanlığın içinde olmak ve orada doğmak onların anlamadığı türden bir şeydi. Kıza giderek daha fazla yaklaştığında onun geri adım atmaması dikkatini çekmişti. Bu korkmadığını gösteriyordu. Bu durum ise onun daha çok hoşuna gidiyordu. Çünkü bu karanlık yerde kavgasını etmişti. Şimdi ise eğlenmek istiyordu ve bir sihirbaz güzel onun eğlence anlayışına son derece uyuyordu. Kıza kurduğu kelimelerin ardından tam önünde durdu. Sihirbazın, güzel dudaklarından dökülecek kelimeler bu gece onları bekleyen sürprizlerin hangi yolda olacağını gösterecekti. Konuşma şekli tam bir ergen edasındaydı, sihirbazın. Sözleri ise o denli sıkıcı... Adamım, bu ne tür bir hitap şekliydi. Adam bir yana bunu hafif çevirerek erkeğim ile değiştirmesini sağlayabilirdi. Elbette onu altında zevkten inlettikten hemen sonra...
"Bir sihirbaz için çok az şey mi biliyorsun yoksa aptala mı yatıyorsun? Neyse ben bir periyim. Ayrıca buraya neden geldiğin umurumda bile değil. Ben daha çok burası için bana göre sana bir neden vereceğim..."
Konuşması ile ufak bir önlem büyüsü yaptı üzerinde ardından kızı bileklerinden kavrayarak kendine çekti. Çırpınması ya da diğer detaylar umurunda olmadan onu öpmeye başladı. Dudakları göründüğü kadar hoş olduğunda öpücüğe bir süre devam etti. Öpücüğün ortasında hissettiği derin karanlık aura onu bir süre meşgul etse de kızın bedeni daha fazla ilgisini çektiğinde saniyeler içinde onu yere yatırıp altına aldı. Bileklerinden yer sabitledi. Dudaklarını sömüren öpücükler teninde dolaşmaya başladı. Kendini biraz geçi çektiğinde dudaklarından kelimeler döküldü.
"Şimdi söyle küçük sihirbaz, sen kime aitsin..."
| |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Arayış Cuma Eyl. 06 2013, 13:40 | |
| Gizlenmesinin bir parçası olan kapüşonu başından çıktığında bütün gizliliği ortadan kalkmıştı. Fakat bunu önemsemedi. Kendisine yaklaşmakta olan peri ya da cadı olduğuna emin olduğu kişi karşısında geri adım atması gerekirken içine dolan cesaretten dolayı bir milim bile yerinden oynamamıştı. Korkak, ufak ya da acemi bir kız değildi. Güçleri kapatılmış olabilirdi; fakat o bir dövüş sanatları uzmanıydı. Gerçi büyüsü olan biri karşısında bu yeteneğinin pek bir işe yarayacağ öylenmezdi. Yine de korkak olmadığını kanıtlamak zorunda hissetmişti. Dudaklarından dökülen kelimeler sayesinde biraz daha güçlenmiş hissediyordu. Tm önünde duran bu kişinin gözlerine sabitlerine gözleri hala o donuk ifadesini sürdürüyordu. Peri olduğunu öğrendiği kişinin söylediklerine dikkat kesilirken umursamadığı birinebu kadar yaklaşmasını garipşemişti ve elinde olmadan bir kahkaha atıvermişti.
Bileğinden tutulup periye çekildiğinde şaşkınlığını gizleyemedi. Daha birkaç gün önce kaba davranan birinden yeni kurtulmuştu. Bir kişiyi daha kaldıramzdı. Ellerinden kurtulmaya çalışırken dudaklarına kapanan dudaklar karşısında çırpınmaya başladı. Çocuğu üzerinden itmeye çalışıyordu; fakat zayıf çırpınışları hiçbir işe yaramıyordu. Öpüşmeleri devam ederken zayıf iradesine yenik düşerek Daphne de karşılık vermişti. Kısa süre sonra bedeni yere yatırıldığında genç peri de üstüne çıkmıştı. Öpücükler devam ederken Daphne bu sefer karşılık vermemişti. Çırpınmaya devam etmeye başladı. Andrew'un öldürüldüğü yerde böyle bir şeyin olmasına izin vermeyecekti. Neyse ki genç perinin öpücükleri sonlandığında çırpınışlarına bir müddet ara verdi.
"Ben birine ait değilim. Ayrıca benim kim olduğum ne yaptığım seni ilgilendirmez. Ama şunu bilmelisin ki üstümden kalkarsan senin için çok iyi olacak" |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Arayış Cuma Eyl. 06 2013, 14:21 | |
| Kızın dudaklarının tadına bakarken çırpınışlarını durdurmak oldukça kolaydı. Hiç bir güç istediğini elde etmesine engel olamazdı. Bir şeyi istediğinde mutlaka alırdı, tıpkı Isabel'in tatlı bedenine sahip olduğu gibi. Şimdi altında çırpınan kızında Isabel'den pek farkı yoktu. Güçsüz insan bedeni yüzünden onu kontrol etmek oldukça kolaydı. Üstelik bir süre sonra kızın kendisi bu öpücüğe karşı vermeye başladığında aldığı tadın artışı hoşuna gitti. Yinede bir süre sonra yeniden çırpınan bedenini sinir bozuculuğu ile kızın dudaklarını serbest bıraktı. O da mı kalbi başkasına ait bir sihirbazdı? Böyle bir şey olsa bile umurunda olmayacağı ortadaydı. Hatta keşfettiği bir büyü ile bu durumu kendi lehine çok rahat çevirebilirdi. Altında cesur davranmaya çalışan ama bir o kadar ürkek bir kalbe sahip kıza bakarken son konuşmasını dile getirdi. Bu kızla uğraşıyor olmasının ne tür bir cadı ile başını belaya sokabileceğini merak ediyordu. Kız yeniden konuştuğunda bileklerindeki tutuşunu biraz daha sıklaştırdı. Kızın gözlerine bakarken derinlerdeki karanlığı görebiliyordu. Bu karanlığı az önce görmezden gelmiş olsa da şu an her şeyi ile görebiliyordu. Ona bakan öfkeli gözlerin içinde... Sihirbazın tehdit içerikli sözleri yüzünde şeytani bir gülümseme oluşturduğunda ona giderek yaklaştı. Nefesi yüzünü yalarken konuşmaya başladı.
"Kimseye ait değilsen, beni boş yere tehdit ediyorsun, demektir. Seni elimden ya perin ya da ait olduğun cadı kurtarabilirdi. Ama bunların hiç bir yoksa her halde seni kendime ait kılabilirim..."
Bu konuşmadan sonra kızı yeniden öpmeye başladı. Bu kez bileklerini tutmamıştı bile elleri kızın teninde gezerken az önce söylediği kelime beyninde bir süre döndü. Kızları sadece yatak arkadaşı olarak görüyor olabilirdi. Ama sihirbaz dişiler bundan çok daha fazlasını ona sunabilir hatta ona kölelik bile yapabilirlerdi. Bu düşüncenin içindeki sinsilik ile öpüşmeleri derinleşirken elleri kızın göğüslerini sıkmaya başladı. Dudaklarını serbest bıraktığında öpücükleri teninde geziyordu. Ağzında hissettiği tadın güzelliği ile buna uzun süre devam edebilirdi.
| |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Arayış Cuma Eyl. 06 2013, 15:39 | |
| Dudaklarına kapanan dudaklar şaşırmasına ve tadı hoş olsa da ona karşılık vermemekte kararlıydı. Çırpınışları hiçbir işe yaramadığı gibi daha fazla güce sahip olamadığından periye karşılık vermeye başlamıştı. Yere yatırıldığında bir süre daha öpücüklere karşılık verdi; fakat Andrew aklına bir bomba gibi düştüğünde karşılık vermeyi bırakıp çırpınmaya devam etmişti. Perini ona ne olduğunu sorduğunda karşılık olarak verdiği cevap yüzünden kendine küfretmesi kaçınılmaz olmuştu. Öfkeli gözleri çocuğa kenetlenmişti. Ona yaklaşan periye bakmamak istiyordu; fakat ona bakmaktan kendini alamıyordu. O kadar yakınlardı ki perinin nefesi yüzüne çarpıyordu.
"Sana ait olmak mı? Neden böyle bir şey isteyeyim söyler misin bana?"
Bu kadar yakın olmları Daphne'nin kızarmasına ve bedeninin alevler içinde kalmasına neden olmuştu. Yüzünü ondan saklamak istiyordu; ama birbirlerine bu kadar yakınken bu pwk mümkün değildi. Yeniden dudaklarına kapanan dudaklara karşılık vermek istemiyordu. Direnmek zorundaydı; ama her şey onun aleyhine işlerken bu oldukça zordu. Karşılık verdiği öpücük biraz daha derinleşirken çocuğun elleri bedeninde dolaşıyordu. Dudağını serbest bırakan dudaklar teninde dolaşırken içideki arzu yükselmeye başlamıştı. Dudaklarından dökülen hafif iniltiler ile halinden oldukça memnundu. Fakat bu durumu tersine çevirmek istiyordu. Ani bir hareketle periyi altına aldığında ellerini tek eliyle yere sabitledi. Üzerine doğru eğilerek kulağına fısıldamaya başladı.
"Amacının ne olduğunu bilmiyorum ama bana sahip olmayı düşünüyorsan yanılıyorsun. Öpücüklerine tamam bir şey demiyorum ama bana sahip olmana izin veremem peri."
Evet öpüüklerden ya da bedenine dokunan ellerden hoşlanmıştı. Hatta arzusu tavan yapmış durumdaydı; ama böyle bir ortamda herhangi birinin yaptıklarını görecek korkusu daha ağır basıyordu. Perinin üstünden kalktığında elleriyle üstünü silkelerken çocuğun kalkması için de tek elini ona uzatarak gülümsemişti elinde olmadan. |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Arayış C.tesi Eyl. 07 2013, 12:28 | |
| Kızın bedenini elleri ve dudakları ile keşfe çıkmıştı. Halinden ise oldukça memnundu, kızın direncinin çabuk kırılması ile öpücük daha da derinleşti. Bu işi ona sahip olana dek sürdürebilirdi. Yine de kafasının içinden geçen diğer şeyler buna bir şekilde engel oluyordu. Üstelik daha bir kaç saat önce oldukça seksi bir çok güzelle tatmin olmuştu. Öpücükleri teninde gezerken kızın inlemeleri yüzünde ukala bir gülümsemeye neden olurken kızı tamamen gevşek bıraktı. Hemen ardından kız ile yerleri değiştiğinde ona ukalaca bir bakış attı. Belki de üstte olmayı seven kızlardan biriydi. Konuşmaları ise sinir edici olsa da onun sinirlerini bozmadı. Sadece merak etti, kız neyine güvenerek onunla böyle konuşuyordu. Sanki istediği şeyi ondan alamazmış gibi... Gerçi ondan alabileceği çok fazla şey vardı. Sadece karar veremiyordu, ama artık kararını vermişti. Her kızdan istediğini bu kızdan almayacaktı. Daha farklı planları vardı. Tasması olmayan bu güzele tasma takacaktı. Kız üzerinden kalkarken oda ayaklandı. Uzatılan ele ise uzanma zahmetine girmedi. Ayağa kalktıktan sonra artık büyüleri devreye sokmanın vaktinin geldiğini düşünerek kızı yere oturtup harekesiz bırakacak bir büyü mırıldandı. Tam önüne çöktüğünde eli kızın yanağında gezerken gözlerini ona dikti.
"Tüm merakını gidereyim güzelim. Sana sahip olmuyor olmamla neler kaçırdığını bilsen bunun için bana yalvarırdın ama artık çok geç. Ayrıca bedenine sahip olmasam da seni bana ait kılabilirim"
Elleri yanağından boynuna doğru ilerlemeye başladı, koluna gelene dek. Kızın kolunu örten şeyi yırtarak omzuna yakın bir bölgesini açıkta bıraktı. Hep denemek istediği bir büyüyü mırıldanırken unutulmuş bir dilin harflerini kullanarak baş harfini parmaklarıyla kızın derisine çizdi. Önce hiç bir şey olmamıştı. Başta olan tek şey parmak ucunun kızın teninde gezinmesinden ibaretti. Büyü tamamlandığında ise acı verici bir şekilde kızın teninde kesikler meydana geldi. Acı dolu dakikaların ardından kızın koluna baş harfi işlendi.
"Bu işaret güzelim, seni bana ait yapıyor. Bundan sonra benim kölemsin, ben sıkılana kadar... Emrime uymadığın an da bu yara az öncekinden daha beter canını yakacak... İlk emrim ise oldukça basit, bana adını söyle."
| |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Arayış C.tesi Eyl. 07 2013, 13:55 | |
| Üzerine çıkan perinin dudaklarının teninde gezmesi karşısında hafif iniltiler çıkarmıştı. Halinden menun olsa da burada bu şekilde Andrew'un öldüğü yerde böyle bir şey yapamazdı. Ona olan sevgisi hala kalbinde yaşıyordu; ama o gittiğinden beri de başına gelen çok şey olmuştu. Eski Daphne olmadığı gibi şu an kim ya da ne olduğunu da tam olarak bilmiyordu. Karanlık ve aydınlık arasında sıkışıp kalmıştı. Sadece tek bir tarafa ait olmak istiyordu; fakat her şey o kadar karmaşık durumdaydı ki... Şimdilik bundan da önemli sorunları vardı. Üzerindekiperi ya da güçlerinin kapatılması gibi. Serbest kalan ellerini fırsat bilerek ani bir hareketle durumu tersine çevirmişti.bu sefer Daphne çocuğun üzerindeydi. Ona ait olmak gibi bir derdi yoktu. Neden tek bir kişiye ait olması gereksindi ki? Özgürlüğünü doğru dürüst yaşayamamış olması yetmiyormuş gibi şimdi de hapis hayatına mahkum edilmişti. Konuşmasını bitirdiğinde ayağa kalkarak üstünü silkeledi ve perinin de kalkmasına yardımcı olmak için elini uzattı. Fakat ukala peri Daphne'yi görmezlikten gelerek kendi ayağa kalkmıştı. Gülümseyen yüzü somurtmaya başlamıştı. Hangi erkekle karşılaşsa hep Daphne'ye kaba davranıyorlardı. Bir kez olsun birini peşinden süründürmek istiyordu. Ama şu anda müsait olan kimse yoktu maalesef.
Çocuk tarafından yere oturtulduğunda ayağa kalkmak için hamle yaptı; fakat hiç hareket edemiyordu. Çocuğa sorar gözlerle bakarken önüne diz çöken çocuk yanağına dokunmuştu. Yanağında dolaşan el ürpermesine neden olurken ukala perinin dediklerine dikkat kesildi. Ait kılmaktan kastı neydi? Sorular beyninde uçuşurlarken elinde olmadan titremeye başlamıştı. Sorularla o kadar meşguldü ki periye cevap verememişti bile. Perinin eli boynuna doğru kayarken birkaç küfür savurdu çocuğa. Tişörtünün sıyrılması karşısında gözündeki yaşlara daa fazla engel olamamıştı. Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu? Neden buraya gelmişti sanki hem de tek başına? Ukala perinin fısıldadığı şeyleri anlayamasa da bir süre sonra omzunda hissettiği keskin acıyla bedeni sarsılmaya başlamıştı. Gözündeki yaşlar hala devamlılığını sürdürürken perinin yeniden konuşmaya başlamasıyla gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Bu kadar şeyden sonra daha fazla sessiz kalmaya niyeti yoktu.
"Neler saçmalıyorsun sen? Senin kölen mi? Bunu neden yapıyorsun bana? Adımı falan söylemeyeceğim sana."
Emre itaatsizliğinden dolayı omzundaki yaranın sızlamaya başlamasıyla dudaklarından hafif bir inilti çıkmıştı. Bundan sonra böyle olacaktı demek yaşantısı. Elinden başka hiçbir şeyin gelmemesi karşısında emre itaat etmeye karar verdi.
"Daphne... Adım Daphne. Bende efendimin adını öğrenebilir miyim acaba? |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Arayış C.tesi Eyl. 07 2013, 19:11 | |
| Bir anda neden bir sihirbazı köle yapmak istediğini bilmiyordu. Aslında durum onun karanlık aurası yüzünden meydana gelmişti. Yaydığı aura karanlık taraf için iyi görünüyordu. Zaten bu yüzden tasmasının olup olmadığını merak etmişti. Olmadığını öğrendiğinde ise tasmayı kendisi takmaya karar verdi. Ritüel sayesinde çok faza güçlenmiş ve büyükler ligine adım atmıştı. Güçlü biri olarak sihirbaz köle gerçekten işe yarardı. Üstelik kaç perinin sihir köle vardı? Çoğu peri karanlık tarafta cadılara köpeklik ediyordu. Köpeklik yapmak ise asla ona göre değildi. Kızın bedenine harf kazınırken attığı çığlıklar kulağına bir melodi gibi geliyordu. Genelde kızların dudaklarından iniltileri duymaya alışıktı ama acı çeken bir kızın inlemesi de oldukça hoşuna gitmişti. Kölesinin gözlerinin içine bakarken ona emrini verdi ama kız emrini dinleyecekmiş gibi görünmüyordu. Sözlerinin ardından kızın saçlarını kavradı.
"Neden mi sen? Bir düşünelim... Cesur olmanı anlayabilirim ama beni tehdit eden davranışların ve sanki sana bir şey yapamayacak biriymişim gibi bana davranman pek hoşuma gitmedi. Aslında işin özeti, karanlık auranı sevdim"
Konuşmaları emre itaat etmemekte direnen kölenin çığlıkları ile kesildiğinde histerik bir kahkaha attı. Karanlık tarafta yer alabilecek konumda olduğunu biliyordu ama böylesine fikrin aklına neden gelmediğini sorguladı bir an... Bu köle işi gerçekten güzel olacaktı. Kız emrini uyguladığında üzerindeki hareket etmesine engel olan büyüyü kaldırdı.
"Adım Jace, Daphne... İsmin güzelmiş, şimdi eve gitme zamanı. Sana vereceğim emirler sadece isminle sınırlı, kalmamalı."
Kızı kolları arasına aldıktan sonra eve gitmek için bir büyü mırıldandı. Bir kaç saniye içinde evine gelmişlerdi.
| |
|
| |
| Arayış | |
|