Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Şans Öpücüğü Ptsi Eyl. 16 2013, 17:28 | |
| Bir kölenin ne gibi bir getirileri olacağı konusunda kendine has denemeler yapmaya başlamıştı. Üstelik elinde de mükemmel bir kobay faresi vardı. Kızın güçlerini neden hala kullanmadığını anlamasa da bunun üzerinde duracak değildi. İlk gün için onun yeterince üstüne gitmişti. Banyoda olanlardan sonra kızın ağlamasını anımsadı ve elbette her itirazda çektiği acıyı. Bu durum garip bir zevk vermekten ileri gitmiyordu, onun için. Sonun da kızın kollarında geceyi geçirdiğinde bir kızın koynunda uyumanın ne olduğunu da anladı. Fark ettiği şey ise bu durumun hoşuna gitmesiydi. Küçük kölesi ile işi bitene kadar, Daphne her geceyi onun kolları arasında geçirecekti. Tabi elbette bir çok çıtırla ilgilendikten sonra... Günler onun üzerinde denemeler yaparak geçse de ona bazen çok zor bazende çok kolay görevler vermişti. Bugün ise günler sonra kızın rahat bir nefes almasına izin vermeye karar verdi. Gerçi kızı düşünmüyordu. Yeni keşfettiği yetenekleri ile diğer perilere kafa tutmalı ve olmak istediği yere bir an önce gelmeliydi. Elbette tüm bunlara bir cadının tasması olmadan kavuşmalıydı.
Sihirbaza yemek hazırlattıktan sonra onunla birlikte öğle yemeklerini yediler. Midesi hazır yemeğe alışık olduğundan bu ev yemeği işi de oldukça hoşuna gitmişti. Üstelik kızda şansına yemekte iyi çıkmıştı. Yani şimdiye dek bir çok kızı tanımıştı. Tabi sadece tanışma ve yatağa atma süresi kadar... Hiç birinin mutfakta yemek pişirecek tipler olmadığı da ortadaydı. Yemek bittiğinde odasına geçti. Kızla konuşmasına gerek yoktu, çünkü masayı toparlaması gerekiyordu. Üzerine siyah bir kot geçirip, tişört ve deri ceket aldı. Pantolonun etrafında bıçak ve silahlar için özel bölmeler vardı. Şimdilik ise sadece bıçak yerleri doluydu. Kızın yanına gittikten sonra işi bitmiş sihirbazı bileğinden tutup kendine çekti ve dudaklarına kapandı. Kısa olmakla birlikte tutkulu ve ateşli olan öpücüğün ardından geri çekildi.
"Bu gecelik benden kurtuluyorsun güzelim... Halletmem gereken işler var o yüzden geç gelirim, ayrıca şans öpücüğü için sağ ol..."
| |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Şans Öpücüğü Ptsi Eyl. 16 2013, 19:25 | |
| Köle olmakla hayatında pek bir şey değişmemişti. Nathan’ın gücünü kapattıktan sonra Daphne’ye yaşattığı hapis hayatıyla şimdi yaşadığı kölelik hayatı arasında pek bir fark göremiyordu. Tek fark ona emirler yağdıran baş belası sapık bir perinin olduğuydu. Gerçi ilk gün yaşananlardan sonra daha Daphne’ye dokunmamıştı. En fazla onu öperek ve geceleri Daphne’yi kolları arasına alarak dokunuyordu. Onun dışında aldığı emirler ise bazen basit bazen de zor oluyordu. Ama yavaş yavaş bu duruma alışmaya başlamıştı. Günlük yaptığı işler onu sıksa da verilen emirler neticesinde canının yanmasını istemediğinden yapmak zorunda kalıyordu. Genellikle Jace gündüzleri evde olmuyordu zaten. Geceleri de eve geç geliyordu. O olmayınca bütün gün ev kendisine kalıyordu. İşlerini hallettikten sonra televizyona bir film takarak patlamış mısırıyla beraber zaman geçiriyordu. Bunun yanı sıra bazen dans ediyor, kitap okuyor ya da balkondan dışarıyı gözetliyordu. Evden kaçmayı birçok kez düşünmüş olsa da Jace’in yaptığı lanet büyülerden biri evden dışarı çıkmasını engelliyordu. Bu nedenle evde zaman geçirmeye alışmaya çalışmıştı. Bir şekilde başarmıştı da…
Verilen emir üzerine öğle yemeğini hazırlayarak masayı düzenledi. Jace’i de çağırdıktan sonra beraber yemek yemişlerdi hiçbir çıt çıkmadan… Yemekleri bittiğinde Jace odasına gitmiş, Daphne de masayı toplamaya başlamıştı. Masayı toplamaya devam ederken Jace’in geldiğini fark etmemişti bile. İşini bitirdiğinde Jace’e bakarak bir sonraki emrin ne olacağını beklerken kolundan tutulup Jace’e çekilerek onun öpücüğüyle hafifçe afallamıştı. Fakat bu afallama çok kısa sürmüştü ve Jace’e hiç tereddüt etmeden karşılık vermeye başlamıştı. Artık onun öpücüklerine alışmış, karşı gelmektense karşılık vermeyi uygun görmüştü. Zira karşı gelirse Jace daha kötü şeyler yaptığından onun öpücüklerini normal karşılıyordu artık. Öpücükten sonra üzerindeki kıyafetlere dikkat kesilerek gördüğü manzarayla gülümsemeye başladı. Gıcık efendisinin pantolonunda silahlar için bölmeler vardı. Ayrıca bu bölmelerin bir kısmında bıçaklar bulunuyordu. Heyecanını gizleyemeden meraklı gözlerle yeniden gözleri ona kaymıştı.
“Nereye gidiyorsun bu şekilde? Eğer birileriyle savaşacaksan beni de götürür müsün? Ha nolur? Hiç yakından savaş izlememiştim. Ne dersin? Seninle gelmeme izin verecek misin?”
|
|
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: Şans Öpücüğü Salı Eyl. 17 2013, 21:45 | |
| Bu geceki planları kendine özeldi. Kölesini bu gece diğer günlere nazaran evde yalnız bırakmaya karar vermişti. Onunla tanıştıkları gece başladığı işe artık devam etmeliydi. Sahip olduğu bu yeni güçle bir çok kişiyi dize getirebilir ve belki de ellerindeki her şeye el koyabilirdi. Hatta belki de Daphne, sayesinde oldukça zevk aldığı bu kölelik olayını onların üzerinde de deneyebilirdi, kim bilir... Aslında bir an aklına kendi sihirbazı geldi. Isabel'i de bir köleye çevirmekte zorlanmayacağını biliyordu. Üstelik var olma nedeni oldukça can sıkıcıyken bunu neden tersine çevirmiyordu. Periler, sihirbazlar için meydana gelmiş olsa da bir peri sihirbazını kölesi yapabilirdi. Bu düşüncenin onda yarattığı etki ile aurası daha da karanlık bir hal aldığında kıyafetlerini değiştirdi. Bıçaklarını özenle pantolonuna yerleştirdikten sonra küçük kölesinin yanına geri döndü. Hiç bir şey söylemeden onun dudakların kapandığında kızın karşılığı ile öpücük biraz derinleşse de kısa sürdü. Bu kızın dudaklarını canı sıkıldığı her an sömürebiliyordu. Bu yüzden artık aralarındaki bu durum bir alışkanlık gibiydi, tıpkı onunla her gece uyuması gibi. Kıza yaptığı kısa açıklamanın ardından onun parlayan gözleri ile bir anda duraksadı. Derdinin ne olduğunu merak ederken duydukları ile histerik bir kahkaha attı.
"Demek, benimle gelmek istiyorsun. Üstelik sana parka gidiyorum da demedim... Ayrıca evet haklısın savaşa gidiyorum, perilerle. Senin gelmeni ise düşünebilirim..."
Bir anlığına durdu. Daphne'i baştan aşağı süzdükten sonra nasıl işine yarayacağına karar vermeye çalışıyordu. O an aklına gelen şeyle sinsice gülümseyerek kızı duvara yapıştırıp, yeniden dudaklarına kapandı. Elleri bedeninde yavaşça gezerken kızın üzerindeki kıyafetin yerini oldukça seksi mini koyu mavi bir elbise aldı. Öpüşmenin ardından ona deri ceket fırlattıktan sonra sinsice gülümsedi.
"Dikkat dağıtıcı ve silah taşıyıcısı olarak benimle gelebilirsin. Şimdi masanın üstündeki silahları kap ve gidelim"
| |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Şans Öpücüğü Cuma Eyl. 20 2013, 14:09 | |
| Ukala perinin pantolonundaki birtakım silah bölümleri gördüğünde bir heyecan dalgası firar etmişti bedenine. Silahları seven biriydi özellikle de crosbow ve hançer konusunda. Bu iki silahı özellikle ustalıkla kullanıyordu. Hatta hançeri özel bir büyüyle süslenmişti. Nathan’ın yanağına da bu hançerle derin bir yara açmıştı. Ancak güçlü bir cadının yaptığı bu büyü hiçbir şekilde bozulamazdı. Hançer derin bir yara açabildiği gibi kişinin ölümüne de neden olabiliyordu hangi özel yaratık olduğuna bakmaksızın. Güçlü cadılar hariç… Evin bir köşesine fırlatılış bu hançeri Nathan farkına varmanda gizlice yerden alarak valizine saklamıştı. Şimdi de gıcık efendisi bir savaşa giderken onunla gitmeyi gerçekten de istemişti. Hiçbir savaş izlememiş biri olarak yakından bir savaşı izleyerek büyük bir deneyim kazanabileceğine inanıyordu. Ukala periye onunla gitmek istediğini söylediğinde attığı kahkahaya biraz bozularak yüzünü somurtmuştu. Söylediği son cümleyle yeniden heyecanlanarak Jace’e bakmaya başladı. Duvara yapıştırılıp yeniden öpüldüğünde bu seferki öpücüğe karşılık vermedi. Jace ondan uzaklaştığında üzerindeki kıyafetlerin değiştiğini görünce biraz utanmıştı ve bundan ötürü yanakları kızardı hafifçe. Ama onu en çok utandıran şey ise asla rahat edemeyeceği bir kıyafeti giyiyor oluşuydu.
Mavi mini bir elbise giymek isteyeceği en son şeydi; fakat aynaya baktığında çok güzel olduğunu fark etti. Aynı zamanda Jace’in uzattığı deri ceketi giydi ve saçlarını açıkta bıraktı. Hayatında iymekten nefret ettiği şey mini bir elbiseydi. Bu tür kıyafetlerle rahat edemediği gibi aynı zamanda da utanıyordu hele de sapık bir efendisi olunca. Mümkün olduğu kadar mini elbisesini bacaklarını kapatmak için çekiştirmesine rağmen bir işe yaramamıştı. En azından elinde deri ceket vardı. Eğer kıyafeti yırtılsa bile bu deri ceketi kullanabilirdi. Jace'in rahatsız edici bakışlarına aldırmamaya çalışarak masanın üzerindeki silahları ve özel hançerini yanına alarak perinin savaşacağı alana gittiler. Ortalık çok sessiz olduğu gibi ürkütücüydü de... Ama buna aldırmayarak Jace'in ne yapacağını meraklı gözlerle izlemeye başladı. |
|