|
| Avcı Tuzağı | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Avcı Tuzağı Perş. Mart 27 2014, 02:04 | |
| Hayatının en güzel günlerini yaşıyordu. Bedenindeki yaralar artık tamamen yok olmuştu. Her gece sevdiği adamla uyuyor ve sabaha onunla başlıyordu. Karnında ise sevdiği adamla birlikte yaptıkları mucize bulunuyordu, bebekleri... Anne olma konusunda korkuları vardı ama bu yine de bu mutluluğunu gölgelemiyordu. Reilly, hayatında olduğu sürece hiç bir şey ona zor gelmiyordu. Bebekler hakkında bir sürü kitap almıştı, gününü onları okuyarak ve evde sevdiği adamı bekleyerek geçiyordu. Arada ise gücünü çalışıyordu ama elbette belli ölçülerde. Bebeğine zarar vermeyi asla istemiyordu. Bir anda ev hanımı olmuştu, çeşitli yemekler yaparak Reilly'i mutlu etmeye çalışıyordu. Bugünü de o günler den biri olarak düşünmüştü. Günlük yürüyüşünün ortasında alışverişini yapacaktı. Bu gece yeni öğrendiği bir tarifi deneyecekti. Sadece resmini gördüğü yemeğe ağzı sulanmış ve canı çekmişti. Market alışverişinin ardından eve doğru yola çıktı. Girdiği ara sokakta ise avcı olduğu dönemlerden kalma bir önsezi bedenini ele geçirdi. Bir şekilde tehlike sinyalleri alıyordu, ama neden? Bir anda önüne çıkan adamla olduğu yerde dondu. Adamın görünüşü avcı olduğunu belli ediyordu. Derin bir nefes aldı, belki de görmezden gelirse bu durumdan kurtulabilirdi. Gücü ise kullanabileceği en son şeydi. Bebeğini öncelikli olarak düşünmek zorundaydı. Aynen düşündüğü şekilde geçmeye çalışırken kolu kavrandı.
"Bu da demek oluyor?"
"Sen daha iyi bilirsin, sihirbaz..."
O an bir madalyonu gözüne sokarak gösteriyordu. Ne işe yaradığını biliyordu, cadı büyüsünü bulmak için kullanılan bir araçtı. Derin bir nefes aldı, artık savaşması şart olmuştu. Taki başka bir adam koluna sivri bir şey batırana kadar. O an da başı hafifçe dönerek uyanık kalmaya çalıştı, ama bu imkansızdı. Aklında son şey sevdiği adam olurken, bebeğine zarar gelmemesini umuyordu. Avcılar onu karargahın bir odasına hapsedip, şimdi ki liderlerine bir not bıraktılar. Geleceği an içinse silahlanmaya başladılar. Bunun kolay olmayacağının farkındaydılar. Ama istediklerini almak için savaşmaya hazırdılar. Reilly'eSakladığın küçük sırrın artık bizimle... Ya liderliği bırakırsın ya da bu güzel sihirbazın cesedi ile karşılaşırsın... Aslında öldürmeden önce eğlenebileceğimiz güzel bir beden o yüzden ölümü uzun sürebilir...
En son Ruby Bianca Howlett tarafından C.tesi Nis. 12 2014, 15:16 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Reilly Lapiere Avcı Lideri
Mesaj Sayısı : 80 Kayıt tarihi : 22/04/13 Lakap : Katil
| Konu: Geri: Avcı Tuzağı Perş. Nis. 10 2014, 17:38 | |
| Sevdiği kadın aklına geldikçe yüzünde istemsizce bir gülümseme dudaklarına yayılıyordu. Her gece kollarınınarasında uyuyan bedenin içinde bir mucize yatıyordu. Bir kadına delicesine aşık olabileceğini, hele de bir gün baba olabileceğini kırk yıl düşünse aklına senaryo edemezdi. Sevgilisi düşman olarak gördüğü taraftaydı, bir zamanlar... Önyargılı davrandığı için o kadar pişmandı ki! Şimdi ise üzdüğü kadını mutlu edebilmek için her şeyi yapmaya hazırdı. Diğer yandan avcı lideri olduğu için yoğun bir tempoya sahipti. Ama sevdiklerinden güç alarak her şeyi yoluna sokmayı başarıyordu.
Hiçbir sorunun çıkmadığı yoğun bir günün ardından Ruby'yi öpebilmek için koşar adım evine gitti. Ona sürpriz yapmak istiyordu. Bu nedenle kapıyı anahtarıyla açıp sessizce kapadı. Ayak uçlarında ilerleyerek evin her odasını arşınladı. Girdiği her odada Ruby'yi bulamamanın verdiği hayal kırıklığı yüzünün asılmasına neden oluyordu. En son çare olarak mutfağa gittiğinde tezgahın üstünde küçük bir not kağıdı buldu. Hemen alıp okumaya başladı. Okuduğu her kelimeyle sinirleri gün yüzüne çıkıyordu. Okumayı bitirdiğinde kağıdı buruşturarak yere attı ve "Kahretsin!" diye bağırarak yaptığı ilk iş telefonuna sarılmak oldu. Bir grup isyancının yaptığı bu saçma davranış affedilemezdi. Hepsini bulduğunda tek tek acı çektiklerinden emin olduktan sonra onları kendi elleriyle öldürecekti. Tehdşt ettikleri yetmiyormuş gibi birde sevgili Ruby'sine iğrenç elleriyle dokunmaktan bahsediyorlardı.
Telefonuyla aradığı kişi her şeyden haberinin oldunu bildiği sağ koluydu. Elbette ki en kısa sürede bunu yapanları bulacağına emindi. Sonsuz gibi geçen bir saatin ardından isimleri ve bulundukları yeri öğrendiğinde kimseye hsber vermeden isyancıların izli barınağına gitti. Kapıyı hiç de centilmence olmayan bir hareketle kırarak açtığında şaşkın yüzlere öfkeli gözleriyle baktı. Her birinin yüzünü beynine kazıdıktan sonra tek hamleyle kendisine en yakın adamı al aşağı ederek boynunu sıktı.
"Şimdi söyleyin bakalım! Ruby nerde? Yoksa hepinizi öldürmemi mi tercih edersiniz?" | |
| | | Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Avcı Tuzağı C.tesi Nis. 12 2014, 15:17 | |
| Aklında sevdiği adam, karnında birlikte yaptıkları mucize ile harika bir gün düşlemişti. Hatta bugün için bazı yeni şeyler deneyecek ve sevdiği adamla mutlu bir gece yaşamak en çok istediği şeydi. Her şey yolundaydı, ta ki avcılar ile karşılaştığı ana dek... Ailesini Reilly ile birlikte yaşadığından beri görmemişti. Geçmişi bir anda içindeki insanlar ile birlikte silinmişti. Şu an hayatı sadece üç kişi etrafında dönüyordu. Sevdiği adam, bebeği ve ona çok yardımı dokunmuş perisi ile... Yine de avcı kimliği ve öğrendikleri unutmamıştı. Ama tabi elbette çok ileri düzeyde antrenmanlardan kaçınıyordu. Bedeni için ufak sporlar şimdilik kafiydi, sihirbaz güçlerini ise nadir olarak kullanıyordu. Bunlar genelde sevdiği adamdan gizli oluyordu, çünkü ona kalsa bir cam fanusun içinde olması gerekiyordu. Bebeğine ve kendisine bir şey olmaması için... Şimdi ise avcılar yanındayken o cam fanus kötü bir fikir gibi görünmüyordu. Kendini ve bebeğini korumak adına bir şeyler planlasa da avcıların fazlalığı ve bedenine aniden saplanan iğne her şeyin kararmasına sebep olmuştu. Avcı ininde hiçliğinin ortasında kafası darmaduman bir haldeydi. Beyninin içinde dönen senaryoların ucunu çoktan kaçırmıştı. Gerçek ve hayal yine birbirine karışmıştı. Gözleri henüz açık değildi ama açtığında bile hiç bir şey değişmemişti. Bir savaşın ortasında gibi hissediyordu, kendini... Yalnızdı ve korkuyordu. Ailesini ondan almaya çalışıyorlardı.
Avcılar bütün silahlarını hazırlamış ve Reilly'nin gelmesini bekliyorlardı. Üst katta onun hazinesi varken gelmesi uzun sürmeyecekti. Girişten gelen seslerle aşağı indiler, liderleri tıpkı beklenildiği gibi bu adamları kolayca korkutmuştu ama onlar için aynı şey söz konusu değildi.
"Hazinen bizdeyken böylesine agresif olmasan iyi edersin... Başına her an bir şeyler gelebilir, bilesin..."
O sırada bir adamlarından biri yukarı doğru çıktı. Hazinenin acı dolu bir inleyişi bu sert adamı yumuşatacak yegane şeydi. Sonuçta zayıf noktası olmayan bir adamın tek zayıflığı yukarıdaki seksi şeydi.
Ruby gözlerini açmaya çalışıyordu. Ama görüntü hala aynıydı. Kolunu sıkıca tutan adam yüzünden acı dolu bir çığlık attı. Hareket etmeye çalıştığında adam daha sıkı tuttu. Kalkmak buradan gitmek ailesine yardım etmek istiyordu.
Alt katta ise durumlar farklıydı ve şimdilik isyancılar önde gibi görünüyordu.
"Eee... Reilly bana göre hazinen çok güzel çığlık atıyor... Yenilerini duymak hoş olacaktır, şimdi anlaşmaya uyuyor musun? Yoksa daha fazla çığlık mı istersin?" | |
| | | Reilly Lapiere Avcı Lideri
Mesaj Sayısı : 80 Kayıt tarihi : 22/04/13 Lakap : Katil
| Konu: Geri: Avcı Tuzağı Çarş. Nis. 16 2014, 21:03 | |
| Notu gördüğünde bütün sinir hücreleri de harekete geçmişti. Nasıl olur da onun biricik sevgilisini kaçırmaya cüret edebilirlerdi? Bu da yetmiyormuş gibi Reilly’yi tehdit de ediyorlardı. Anlaşılan avcı liderini yeteri kadar tanımıyorlardı. Ettiği telefonla bunu yapanların isimlerini öğrendikten sonra aptal avcıların gizlendiği karargahın yerini kolaylıkla bulmuştu. Bunun için birkaç kişinin canını yakması gerekmişti; ama buna değmişti. Aradığı yere geldiğinde hiç vakit kaybetmeden büyük bir gürültüyle kapıyı kırdı ve en yakınındaki isyancıyı tek hamleyle yere yapıştırdı. Şaşkın bakışlar üzerinde yoğunlaşırken tehditkar bir gülümseyiş saniyeler de olsa yüzüne yerleşmişti. Kaşlarını çatarak her birinin yüzünü beynine kazıdıktan sonra tatlı ve masum Ruby’sinin yerini sordu. Karşılığında avcıları tehdit etmeyi de ihmal etmemişti.
“Beni tehdit etmeye nasıl cüret edersin aptal şey… Benim kim olduğumu bilmiyor musunuz yoksa?”
Tek kişi elinin altında duruyordu; fakat hala dezavantaj ondaydı. Buradan kurtulmayı nasıl başaracaktı bilmiyordu. Ancak bildiği şey Ruby’ye zarar vermeye çalışan her canlıyı öldüreceği fikriydi. Bu odadaki herkes ölümün tadına bakmadan önce yoğun acılar içinde kıvranacaktı. Buna ant içmişti. Hatta Ruby’nin yapmasına da izin verecekti. İster gücünü kullansın isterse de fiziksel olarak… Her türlü ona izin verecekti bu konuda. Ama her şeyden önce o ve kendisi buradan kurtulmayı başarmalıydılar. Bir avcının söyledikleri ise beynine kan sıçramasına neden olmuştu.
Seni pislik… Seni kendi ellerimle öldürücem ve bunu yaparken de acı çektiğinden emin olucam. Yemin ederim ki bunu yapıcam.”
Boğazını sıktığı avcıyı bıçağıyla öldürürken üzerine bulaşan kanı umursamadı bile. Ruby’ye en kısa yoldan ulaşmak için düşüncesizce hareket ettiğini biliyordu, yine de ona ulaşmak beynine hakim olan tek düşünceydi şu an için.
| |
| | | Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Avcı Tuzağı Cuma Nis. 18 2014, 14:21 | |
| Yeni efendinin böylesine öfke kontrol sorunu olduğunu bilmiyordu, ama bilmesi iyi olmuştu. Şimdilik iyi gidiyor olsa da yukarıdaki sihirbazın hiç bir değeri olmadığının bilincinde onu öldürmekte pekte zorlanacağını sanmıyordu. Belki bedene yazık olacaktı ama anlaşılan liderin dikkatini başka türlü çekemeyecekti. Yukarıdaki adamı talimata uyarken onun çığlıkları alt kata ulaştı. Kız güzel bağırıyordu, nedense bir an için onun altında inlediğini düşündü. Sonrasında duruma odaklandı.
"Bunca şeyi geri adım atmak için yapmadık, Reilly. Hala farkında değil misin? Tek zayıf noktanın hayatı şu an parmaklarımın ucunda ama sen hala ters gitmeye devam ediyorsun... Gücün belki bizi öldürmeye yeter, ama bu senin hazinenin nefes alacağı anlamına gelmiyor... Az önce sadece küçük bir acı çeken hazine bakalım bıçaklar karşısında ne yapacak..."
Reilly'nin öfkeli bakışlarını üzerinde hissetti. Ama bunca planı geri çekilmek için yapmamıştı. Reilly lider olmaya uygun olmadığını kanıtlamıştı. En büyük kuralı çiğnemişti, bir sihirbazla ilişkisi vardı.Her ne kadar bu sihirbaz yatağa atmak için uygun olsa da kural kuraldı ve bir lider olarak bunu en iyi o bilmek zorundaydı. _ Hareketleri bir şekilde kısıtlanıyordu, kaçmak istiyordu, uzaklaşmak... Ailesi oradaydı görüyordu ama aralarındaki mesafe giderek daha da açılıyordu. Kolunda hissettiği sert dokunuş yerini soğuk metale bırakmıştı. Bu hisse neden olanın ne olduğunu bilmiyordu. Gözleri avcı ile kesişmişti ama onu görmüyordu. Gördüğü tek şey bir karartıydı, ailesi ile arasına giren bir engel... Kolunda açılan derin kesikle beraber çığlık attı. Canı çok yanmıştı, kan damarlarından akarken karnına giren bir ağrı ile elini karnına götürdü. Gerçeklerden uzak benliği yüzünden hamile olduğunu bile hatırlamıyordu. Ama birden bir şey hatırladı, burnuna dolan kan kokusu keskinleşirken gücü devreye girdi. Akan kan sivri metallere dönüşürken avcının boğazını kesti. Avcı yere düşerken karnına giren ağrı nedeniyle olduğu yere çöktü, kolu hala acıyordu ve şimdi karnı da... Acısı giderek artarken ve artık ailesini görememenin verdiği mutsuzlukla hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı. Sesi tüm evde yankılanıyordu. _ Yukarıda neler olduğunu bilmiyordu, ama kız çığlık atmaktan ağlamaya geçtiğine göre bu kendileri açısından iyi bir şey oluyordu.
"Hazinen böylesine içli ağlarken tutumun ne olacak Reilly istersen bizi teker teker öldürmeyi dene bende o ara yukarı çıkıp senin hazinen ile bir ilgileneyim..." | |
| | | Reilly Lapiere Avcı Lideri
Mesaj Sayısı : 80 Kayıt tarihi : 22/04/13 Lakap : Katil
| Konu: Geri: Avcı Tuzağı Paz Nis. 20 2014, 11:19 | |
| Adamları tek tek haklamasına rağmen hala Ruby’ye ulaşabilmiş değildi. Onun canını yakan herkesi öldürmeye ant içmişti Kendi klanı ona istediği kadar karşı çıkabilirdi Ruby’yi bırakması için; ama o asla bunu yapmayacaktı. Duygudan yoksun acımasız bir katilken, kalbi taşlaşmışken avcı güzeli karşısına çıkmış ve taşlaşmış kalbini yumuşatarak ona aşkı, sevmeyi öğretmişti. Üstelik bir de mucize olarak adlandırdığı bebekleri dünyaya gelecekti. Tabi ona zarar vermeye çalışan birileri olmadığı sürece… Etrafa savurduğu tehditler ise boşunaydı. Kimse onu umursuyor gibi görünmüyordu. Herkes ondan korkardı, ancak bu zavallıların neden korkmadığını anlayamıyordu. Belki de değer verdiği birine zarar vermekle tehdit ettiklerinde Reilly’nin yumuşayacağını düşünmüşlerdi ve haklıydılar da. Ama öfkesine hakim olamıyordu. Önüne geleni yere seriyordu, bazılarını ise öldürüyordu. Duyduğu çığlıkla bir an için duraksadı. Zavallı grubunun lideri konuşmaya başladığında ise ona saldırmamak için kendini zor tuttu.
“Eğer ona bir kez daha zarar vermeye kalkışırsanız sana ve adamlarına cehennemi yaşatacağıma emin olabilirsin.”
Yine tehdit savurmuştu. Oysaki bu tehditler ona hiçbir fayda sağlamlıyordu. Ruby’yi kurarak için gereken tek yolun ne olduğunu çok iyi biliyordu. Liderlikten vazgeçmek… Derin bir nefes aldı, kafasını boşaltması gerekiyordu. Ancak duyduğu ağlama sesiyle sinirleri yeniden devreye girerek duvara bir yumruk vurmasına neden olmuştu. Koşar adımlarla yukarıya çıkıp Ruby’ye her şeyin yolunda olduğunu söylemek istiyordu. Ne yazık ki durum böyle değildi. Hatta daha kötü bir vaziyetteydi. Sevdiği kadına zarar gelsin istemiyordu. Bu nedenle uğruna emek harcadığı şeyden vazgeçmesi gerekiyorsa bunu onun için yapacaktı.
“Sana bir kez daha söylüyorum, onun tenine dahi dokunursan ölümün çok acı verici olacak. Onun dışında teklifine evet diyorum. Tamam, istediğiniz gibi olsun. Avcı liderliğini bırakıyorum. Şimdiyse önümden çekil de Ruby’yi göreyim. Eğer onun canı çok yanmışsa sizin de canınız bin kat daha acı verici şekilde yanacak.”
Avcının çekilmesiyle yukarı kata çıkarak odaya daldı. Sevdiği kadını yerde kanlar içinde görünce kalbine bir ağrı saplandı. Hemen yanına koşarak yerden onu kaldırdı ve sımsıkı sarıldı. O kadar sıkı sarılmıştı ki bıraktığı anda uçup gidecekmiş gibi hissediyordu.
| |
| | | Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Avcı Tuzağı Paz Nis. 20 2014, 14:29 | |
| Reilly'nin tehditleri ona boş gelmeye başlamıştı. Üstelik yukarıda ağlayan hazinesi varken daha ne kadar bu inadına devam edebilirdi ki... Avcı lideri olmak için uzun bir süre beklemişti. Şimdi ise liderleri kesinlikle o konumu hak etmeyen biriydi. Gün bittiğinde onun liderliğine kendisi sahip olmayı kafasına koymuştu ve o ana giderek biraz daha yaklaştığını biliyordu. O an için yukarıdaki adamından haber alamamasını bile önemsememişti. Kız böylesine içli ağlarken onun işini layıkıyla yaptığını düşünüyordu. Sonunda beklediği kelimeler liderin dudaklarından döküldüğünde memnun bir sırıtış yüzünde belirdi.
"Elbette Reilly, anlaştığımıza göre artık gereksiz sihirbazına gidebilirsin..."
Yolundan çekildiğinde adamlarını etrafında topladı, yeni lider olarak bir kutlama yapması gerekecekti. Gelmesi gereken son adamsa yukarı da sihirbaz ile yalnız olan kişiydi. - Canı yanıyordu, hem de çok fazla... Kalbi paramparça olmuştu. Ailesi artık görünmüyordu. Onları nasıl bulacağından bir haberdi. Üstelik, üstelik karnındaki ağrı canını sıkıyordu. Hem neden ağrıyordu ki... Artan kan kokusu yüzünden kolu zaten acıyordu, onun nedeni belliydi, derin kesik... Peki karnı, ağlayışları daha da artarken onu çeken kollarla sımsıkı sarılı halde buldu kendini. Anlamaya çalışıyordu, ona sarılan kimdi... Annesi ya da babası değildi. Zaten güçlü kolların sahibi kesinlikle bir erkek olmalıydı, peki ona neden sarılıyordu. Onu kandırmaya mı çalışıyordu? Belki ailesinden daha da uzaklaştırmak istiyordu. İşte buna izin veremezdi, boş gözlerle karşısındaki karartıyı, itti. Ama ondan kurtulmak kolay olmadı, işini biraz daha kolaylaştırmak için akan kan sivri küçük bir metale dönüşüp önündeki kişinin yüzüne bir çizik attı. Hızla alt kata indiğinde bir grup kişiyi gördü. Kulaklarına dolan sesleri ayırt etmeye çalıştı, sadece bir tanesi belirgin gelmişti.
"Ne oldu güzelim... Avcı lideri artık seni eğlendiremiyor mu? Yeni lider olarak istersen seninle bir süre eğlenebiliriz..."
Kelimeler anlamsızdı, ama tek bir şey kesindi. Konuşma onu iğrendirmişti. Akan kan artık tehlikeli boyutlara ulaşırken kendini kontrol etti. Kanı bedenine geri döndürdü ama etraftaki her bir kan damlasını küçük küçük sivri metallere dönüştürdü. Her biri karşısındaki adamların üzerine yağmur gibi yağarken en ufak bir kesik bile onun sayesinde derin yara varmış gibi çok fazla kanın akmasına neden oluyordu. Karartılar can çekişirken yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi. Gücü hiç olmadığı kadar zirvedeydi. Şimdi ise yapması gerekeni bilmiyordu, yine çökmüştü... Beyni hala kendi dünyasında yaşıyordu. | |
| | | Reilly Lapiere Avcı Lideri
Mesaj Sayısı : 80 Kayıt tarihi : 22/04/13 Lakap : Katil
| Konu: Geri: Avcı Tuzağı C.tesi Mayıs 24 2014, 18:40 | |
| Avcılara karşı tek başınaydı. Ama bu onun güçlü olmadığı anlamına gelmezdi. Tam aksine buradaki tüm avcılardan güçlüydü ve de acımasız. Evet, kalbini Ruby’ye açtığından beri daha iyi bir insan olmuştu. Acımasızlıklarını bir yana bırakmıştı. Ancak kötü bir şey ile karşılaştığında da duruma hakim olarak kurallarda ne yazıyorsa gereğini yerine getiriyordu. Onu çok kızdıran biri olmadığı sürece işkence aklına getireceği son şeydi. Şimdiki durumunda ise bu odadaki her bir avcının sonsuz acıyı tatmasını istiyordu. Hatta her birinin ölmek için kendisine yalvarmasını istiyordu. Kısa süreli bir düşünmenin ardından liderliği bırakacağını dile getirmişti. Uğruna her şeyi göze aldığı yegane şeyden vazgeçecekti sevdiği kadın için. Ruby, biricik sevgilisi, cesur avcısı için her şeyi yapmaya hazırdı. Tabiki bebeği için de… Konuşmasından sonra grup liderine son bir kez sert bakış attıktan sonra merdivenleri ikişer üçer adımlarla çıkıyordu. Odaya vardığında kalbine bir ağrı saplanmıştı. Sevdiği kadın yerlerde kanlar içinde duruyordu. Gözleri ise sımsıkı kapanmıştı. Ona bir şey oldu diye çok korkmuştu. Hemen yanına koşarak onu kolları arasına aldı ve güvende olduğunu sürekli tekrar etti.
Ruby onu itince şaşırmıştı. Sevgilisini neden ittiriyordu ki? Onu kollarından tutup güvende olduğunu yeniden söylemişti, ancak canından çok sevdiği kadın onu duymamış gibi çırpınmaya devam ediyordu. Yanağında küçük bir çizik açıldığında gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Sevgilisinin bu davranışına çok şaşırmıştı. Kollarını gevşeterek Ruby’yi bıraktı ve onun alt kata inmesine izin verdi. Gücünü kullanacağına emindi. Rahat bir şekilde yanından sıyrılıp geçmesine izin verirken ne tür şeyler olacağını da merak ediyordu. Kısa bir süre için olduğu yerde kaldı. Tek elini yanağındaki çiziğin üzerine bastırdı. Gözlerini sımsıkı yumup alt kattan gelen çığlık dolu sesleri dinledi. Sevgili avcısı işini hak ettiği gibi yapıyordu. Bedeni yorgundu, hem de çok. Ama gücünü toplayıp sevdiği kadının eğlencesini yarıda kesmesi gerekiyordu. Onu güvenli bir ortama götürmeliydi. Avcılardan uzak, çok uzak yerlere... Aslında düşününce güvenli bir yerin olamayacağını da biliyordu. Her yer tehlike kaynıyordu. Bir şekilde Ruby ile tüm bunların üstesinden geleceğine de inanıyordu. Ne kadar zor olursa olsun... Yerinde doğrulup ayağa kalktı ve koşar adımlarla alt kata indi. Her yer kan gölüne dönmüştü. Ruby bile kanla kaplıydı. Bir yerine zarar geldi mi düşüncesiyle birkaç adımda soluğu sevgilisinin yanında aldı. Elleriyle ve gözleriyle onu yoklayarak bir şeyi olmadığına emin olunca ona sımsıkı sarıldı yeniden. Bu sefer çırpınışlarını umursamadan...
"Sevgilim, sakin ol! Benim, Reilly. Her şey geçti. Sen ve bebeğimiz kurtuldunuz. Artık burdan gitmenin vakti geldi."
Ruby'nin elini tutarak 'geçici' evlerine doğru yol almaya başladılar. | |
| | | | Avcı Tuzağı | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |