| Çifte Bela... | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Çifte Bela... Salı Tem. 22 2014, 03:31 | |
| Evliliklerinin üzerinden aylar geçmişti. Rose’un hamileliği zorluydu. Bebeklerin hayati bir tehlikesi yoktu tanrıya şükür sadece aşık olduğu biricik kadın yaşadığı bedensel sıkıntının aynısını psikolojik olarak phin’e aksettirmeyi başarıyordu. Sevgili eşine son birkaç aydır ne diyeceğini nasıl davranacağını şaşırmış durumdaydı. Dışarıda perileri avlayan o acımasız soğuk kanlı peri eve gelince hırçın peri kızının etrafına dört dönüyor onu memnun etmek adına yapmadığını bırakmıyordu. Buna rağmen rose bir türlü mutlu olmuyordu. Baba olmak ama daha da önemlisi hamile eşi olan bir baba olmak gerçekten zordu.
Durumu o kadar vahimdi ki en başından beri nefret ettiği adamla oturup dertleşme evresine gelmişti. Bundan aylar önce biri ona leon’dan rose için akıl alacaksın dese ağzını burnunu kırardı ama şimdi olan tam olarak buydu.
Yeni bir görevden oldukça yorgun bir şekilde eve dönerken bunları düşünmemeye çalışarak içeri girdi. Burnuna dolan harika yemek kokularını takip edip mutfağa girdiğinde sevdiği kadını salatayla uğraşırken görüp gülümsedi. Ona yaklaşıp arkadan sıkı sıkıya sarılarak saçlarına küçük bir öpücük kondurdu. Yüzünü boynuna gömüp derin bir nefesle kokusunu içine çekerken ''Çok tatlısın hayatım… " dedi.
| |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Çifte Bela... Salı Tem. 22 2014, 13:28 | |
| Düğünden sonra rüya gibi bir balayı geçirmişti. Sevdiği adam ile birlikte evli olmanın mutluluğunu nasıl anlatırdı, bilmiyordu. Sonunda kaybettiği ailesinin ardından geçer bir aileye sahip olmuştu. Harika bir kocası ve doğmak için bir kaç aya ihtiyacı olan ikizleri vardı. Her şey bir anda toz pembe olmuştu. Ama sadece bir kaç hafta içinde pembelikten eser kalmazken her yeri toz kaplamıştı. Bedenindeki değişiklikleri fark ettikçe canı sıkılmaya başlamıştı. İkiz bebeklere hamile olduğu gerçeği yüzünden normal bir hamilelikten daha fazla kilo alıyordu. Tabi elbette bunun en büyük nedeni sürekli iştahının açık olmasıydı. Bu durum onu gerçekten deli ediyordu. Mide bulantıları ise ayrı bir dertti. Bazen tam her şey normal diyerek Phin ile güzel dakikalar geçirmek istersen bir kaç öpücük sonrası tutan midesi olabilecek dakikaların içinde limon sıkıyordu. Kan arzusu ile ayrı bir dertti. Gerçi bu tutkusu yavaş yavaş azalıyordu. Ama bu yine de bir yamyam gibi bazı günler sevdiği erkeği ısırmasına engel olamıyordu.
Yeni bir güne başlarken kahvaltı sonrası sevdiği adamı yolcu etti. O göreve gidiyordu, peki kendi ne yapıyordu. Büyün gün evde pinekleyip aldığı kilolara, kilo ekliyordu. Aynada kendine bakarken canı çok sıkılmıştı. Karnı baya şişmişti. Üstelik doğuma daha iki ay vardı. O iki ayda da emindi ki daha çok şişecekti. Yansımasına bakarak ağmaya başladı, bir anda. Bu gidişle Phin onu terk edecekti. Giderek, giderek daha da çirkinleşiyordu. Zaman ilerlerken yemek yememeye karar verdi. Gerçi bu kararını sadece bir saat sürdürebilmiş, karnı guruldayan biri olarak yemeğe oturmuştu. Bu da zayıflama işinin imkansız olduğunu gösterirken Phin etkileyecek başka bir şey düşünmeye başladı. Belki de yorgun sevgilisi için elleri ile yemek yapabilirdi. Onun geleceği vakitte fırına etli bir yemek atmış, o pişerken de salatayı yapmaya karar vermişti. Evin içinde hissettiği aura ile gülümserken arkadan ona sarılan bedene kendini yasladı. Elindeki salata işini bırakıp o kısa anın tadını çıkardı. Duyduğu kelimeler hoşuna gitse de sabah aynanın önündeki hali aklına geldiğinden somurttu.
“Yalancı... Hiçte tatlı değilim. Aksine çirkinim, şişmanım ve şişmanlamaya da devam ediyorum... ”
| |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Çifte Bela... Çarş. Tem. 23 2014, 00:54 | |
| İkizlerinin ve aşık olduğu eşinin güvenliğini sağlayabilmek adına her gün yeni önlemler alıyordu. Bazen biraz paranoyakça davrandığını kabul ediyordu ama başlarına gelen onca şeyden sonra kimse onu bu açıdan suçlayamazdı. Ailesi için korunaklı bir hayat istiyordu. Zaten bu yüzden de sürekli dışarıda değil miydi. İşin içinde sihirbazını ve onun kuzenini korumakta vardı ama başlarında bu kadar bela varken önceliği bebekleri ve rose’du. Morgana’nın perisi olması, jasper denen o adi herifle uğraşmaları, leon’un, rose’un ve phin’in geçmiş hayatlarındaki düşmanları ve her gün caitlyn’e çalıştığı için katlettiği perilerin intikam almak isteyen dostlarını da hesaba katarsak kuyusunu kazmak isteyen çok fazla kişi vardı ve phin onları değer verdiği kişilerden uzak tutmalıydı. Bu nedenle günün çoğunluğu dışarıdaydı.
Akşam yorgun argın eve döndüğünde ise hamile eşini görmek tüm yorgunluğunu silip atıyordu. Şuan da diğer akşamlardan farklı değildi. Tanrıya her gün rose’u hayatına soktuğu ve onun olmasını sağladığı için şükrediyordu. Tatlı karısına mutfakta sarılmış durumun tadını çıkarırken son zamanlardan morali bozuk olduğu için iltifat etmişti. Aldığı cevap karşısında gülümseyerek eşinin yüzü yüzüne gelecek şekilde onu çevirip belinden tutup kendisine çekerek sarıldı. Boşta kalan eliyle onun yüzünü okşarken ''Yalan söylemiyorum bebeğim. Sen benim dünyada gördüğüm en güzel kadınsın ve ben sana deliler gibi aşığım." Diyerek dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde gözlerine bakıp gülümseyerek ''Ve çok tatlı bir annesin. Karnında benim yani bizim bebeklerimizi taşıdığın için biraz kilo almış olabilirsin ama sana yakışıyor." Dedi.
| |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Çifte Bela... Çarş. Tem. 23 2014, 19:48 | |
| Her geçen gün daha da sıkıcı geliyordu. Hamileliğin başlarında karnı da küçük olduğu için antrenman odasında kendini yormadan bir şeyler yapabiliyordu. Bu da dışarıdaki periler kadar olmasa da onu oyalıyordu. Ama şimdi iyice şişmiş karnı yüzünden hiç bir şey yapamıyordu. Sorun sadece aldığı kilolarda değildi üstelik... Hamileliğin bir diğer getirisi olan ağrıları da başladığında canının istediği çoğu şeyi yapamaz olmuştu. Bu durum onun sinirlerini daha çok geriyordu. Anne olmayı ne çok istiyorsa, hamilelik olayından da o kadar nefret ediyordu. Sevdiği erkeği göreve göndermekse kötü hissetmesine neden oluyordu, kendini iyiden iyiye işe yaramaz hissetmeye başlamıştı. Yine de bazı zamanlarda karnını severek ikizlerin kalp atışlarını dinleyerek mutlu da olabiliyordu. Garip bir psikolojideydi.
Sevdiği erkeğin gelmesine yakın yemeklerle uğraşırken bir kaç saat önceki hali geldi aklına... Yansımasına bakarak ağladığına hala inanamıyordu. Sevdiği erkek geldiğinde ise mutlu olmuştu. Ama duydukları, sabahki düşünceler ile birleştiğinde üzgünce konuşmasına neden oldu. Bedeni erkeğine çevrilirken onun gözlerinin içine baktı. Phin'in, gözlerinde aşkı görebiliyordu ve bu mutluluk verici bir şeydi. Kelimelerinden sonra onunla yakınlaşmakta iyi gelmişti. Yine de bu yakınlık yeteri kadar iyi değildi. Aralarına giren şiş göbeği yeterince yakın olmalarına izin vermiyordu. Gerçi tutkulu bir şekilde öpüşmüşlerdi, ama bu da yeterli değildi. Duyduğu son kelimeler sinirlerini bozarken ona sertçe baktı.
"Tatlı bir anne olduğumu kabul edebilirim, yakışıklı bey. Ama şişko bir göbek bana hiçte yakışmıyor... Kendinizi affettirmek zorundasınız... Ama yemekten sonra..."
Phin'in ellerinden kurtulup fırındaki yemeği masaya getirdi. Yaptığı salata da masadaki yerini aldığında tatlı bakışları ile yemeğe koyuldu.
| |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Çifte Bela... Paz Tem. 27 2014, 23:47 | |
| Sevgili eşinin tatlı kokusunun beynini uyuşturup kendisini düşüncelerinden uzaklaştırmasına izin verirken rose’un karnını okşayarak bebeklerini sevmeye başladı. Bir aile olarak pek çok kez sınanmış ve birçok zorlu durumla başa çıkmak zorunda kalmışlardı. Bunlardan en önemlisini ise ne yazık ki kendi sihirbazı gerçekleştirmişti. Phin rose ile ikisinin o lanet günde bebeklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya gelişini hala çok net bir şekilde hatırlıyordu. Sevdiği kadının o günden sonra başlayan zorlu sınavını da… Tatlı peri kızı normal bir hamilelik dönemi yaşamadığı için diğer anne adaylarının aksine savaştan ve diğer her türlü aktiviteden elini çekmesi daha erken meydana gelmişti. O günden sonra yanında phin olmadan dışarı çıkmayıp kendisini yormayarak evde oturmuştu . Silent bu açıdan onun ne kadar zorlandığını, bunaldığını ve sıkıntı çektiğini tahmin edebiliyor bu yüzden elinden geldiğince onu memnun etmeye çalışıp mutlu olması için her şeyi yapıyordu.
Onu ne kadar memnun edebildiğini ise bilmiyordu. Eşinin sözlerini duyduktan sonra gülümseyerek ''Bence yakışıyor… Ama sen nasıl istersen öyle olacak hayatım. " Diyerek masaya oturdu. Söylediği sözlerden sonra masaya oturup yemeğin tadını çıkardı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Ellerine sağlık bir tanem yemek harika olmuş. " Dedi. Yemeğin geri kalanında konuşmamıştı. Karnı doyduktan sonra onun yemeğini bitirmesini bekledi.
Oda doyduğunda yavaş bir hareketle yerinden kalkıp onun yanına gitmişti. Bir büyüyle hafif bir müziğin çalmasını sağladıktan sonra rose’un sandalyesini biraz geri çekip elini ona uzatarak ''Bu güzel bayan benimle dans eder mi acaba? " diye sordu ama cevabını beklemeden tek bir hareketle onu kaldırıp kolları arasına almıştı. Tatlı bir şekilde gülümseyerek onunla dans ederken ''Kendimi nasıl affettirebilirim? " diye sordu.
| |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Çifte Bela... Perş. Tem. 31 2014, 20:16 | |
| Göbeğini seven eşinin hissettirdiği duygular içini ısıtmaya yetmişti. Sabahtan beri kurduğu bir dizi karamsar düşünce şimdi uzaklaşmıştı. Phin'in tatlı kokusu onu çılgına çeviriyordu. Ama sözleri büyümüş karnının tekrar sorun olduğunu ona hatırlatırken suratı asıldı. Şişman ya da zayıf olmayı aslında hayatı boyunca umursamamıştı. Yine de sürekli yaptığı antrenman ve peri avı vücudunun sıkı olmasını sağlamıştı. Seksi ve baştan çıkarıcı... Zaten hayatının erkeğinin de şu an yanında olmasının bir nedeni bu değil miydi? Tamam yani Phin'i onu sadece bedeni için istediğini hiç bir zaman düşünmemişti. Yine de ilk tanıştıkları günkü gibi olmak istiyordu. Göz alıcı ve de güzel. Ama bu şiş göbekle pekte mümkün değildi. Phin'in sonraki kelimeleri onu gülümsetirken yemeğe geçmişlerdi.
"Afiyet olsun, hayatım... Sevdiğin bir şeyler yapmak istedim..."
Konuşması bittiğinde yine kurt gibi yaptığı yemeğe saldırdı. Bu işe sinir oluyordu, ama engel de olamıyordu. İkizlere hamile olmak normal hamilelerden daha çok iştahlı olmasına neden olmuştu. Yemeğin ardından yakışıklı erkeğinin ona uzattığı eli tutarak ayağa kalktı. Dans etmek, onun kollarında olmak harikaydı. Yine de ikizler yüzünden çok yakınlaştıkları söylenemezdi. Buna rağmen kollarını onun boynuna dolamaya çalışarak dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Duyduğu soru karşısında sinsi bir gülümseme yüzüne yerleştiğinde gözlerinin içine baktı.
"Beni odamıza götürüp, yatağımız da şımartırsan belki seni affedebilirim. Gerçi öpücüklerle bedenime masaj da yapabilirsin. Kararsız kaldım..."
| |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Çifte Bela... Perş. Ekim 09 2014, 23:16 | |
| Hayatında önemli olan tek şey şuan kolları arasındaydı. Rosemary ruby silent için dünyada yapamayacağı hiçbir şey yoktu. Çoğunlukla gününü dışarıda geçirse de aklı sürekli evdeki güzel eşindeydi. Sihirbazının güvenliği ne kadar önemliyse sevdiği kadının iyiliği de o kadar mühimdi. Masa da onun kendisine elleriyle hazırladığı enfes yemekleri yerken onun hamilelik hormonlarıyla değişen ruh halini takip etmeye çalışarak ona göre hareket etmeyi deniyordu. Biraz romantizmin ikisine de iyi geleceğini düşünerek onu dansa kaldırdığında bu durumu özlediğini fark etti. Bebekleri olacağını öğrendiklerinden beri ön planda hep onları düşünerek hareket ediyorlardı. İki sevgili gibi takıldıkları zamanlar son birkaç ayda minimuma indiğinden kendilerine pek zaman ayıramamışlardı. Bunu yeni yeni fark ediyordu. Dudaklarına kapanan tadı muhteşem dudakların kısa süre keyfini çıkardıktan sonra duyduklarıyla gülümsedi. Kalbinin sahibinin yüzünü okşayarak ''Büyük zevkle bir tanem. " Dedi.
Rose’u kucaklayıp odalarına çıkarıp yatağa yatırdı. Dudaklarına kapanıp ellerini üzerinde yumuşak ve yavaşça gezdirirken kızın zevk alabilesi için elinden geleni yapıyordu. Dudakları dudaklarından boynuna oradan göğüslerine doğru küçük öpücüklerle birlikte ara sıra tatlı ısırıklarla kayarken kalçalarını kavrayıp onları bir süre yoğurdu. Ayrılmakta zorlanacağını düşündüğü zaman kendini gerçi çekip onu kollarına aldı. Saçlarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra ''Seni seviyorum aşkım " dedi. Sevgilisine sarılıp onun saçlarını okşayarak bir süre sessizce anın tadını çıkardı. Onun düzenli nefes alış verişlerini dinlerken çarçabuk uykuya daldığı için tatlılıkla gülümsedi. Onu rahatsız etmeden karnında bir süre yavaşça elini gezdirdikten sonra farkında bile olmadan oda kendini uykunun huzurlu kollarına teslim etti.
| |
|
| |
| Çifte Bela... | |
|