Endişeli avcının öfkesi Mm-3_zps38d4803f
Endişeli avcının öfkesi Mm-3_zps38d4803f
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Endişeli avcının öfkesi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Trey Letalis
Avcı
Avcı
Trey Letalis


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 22/07/14

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimePtsi Kas. 03 2014, 00:20

Aklı içeride müdahale edilen güzel kızdayken düşünceleri oldukça karanlıktı. Olayı anlattıktan sonra lexi’nin tavrı o durumda bile saniyelikte olsa gülümsetti. Anne olmak ya da amcasının sevgilisi olarak yanında yer almak onu değiştirmemişti. Hala ele avuca sığmayan biriydi ve trey’e oldukça önem veriyordu. Onun ortağı değilmiş de ailesinden biriymiş gibi kendisini korumaya çalışması iyi hissettirdi. Amcasının sözleri üzerine günümüze dönüp başını haklı anlamında sallayıp konuşmanın tamamını sessizce dinledi. Duydukları değer verdiği kadının ne durumda olduğunu merak eden yanını tetiklerken bir cümle dahi kuramadan liderleri ortağı ile birlikte gitmişti.

Onların ardından bakarken içinde anlam vermek istemediği duygular canlandı. Onlara imrendiğini aklının köşesine getirmeden jon’a odaklandı. Gitmesi rahatlatırken son anda söyledikleri yine sinirini bozmuştu. Dişlerini sıkarak '' Edeceğim… Şüphen olmasın'' dedikten sonra hızlı adımlarla ruby’nin bulunduğu odaya gitti. O dakikaya kadar gizlemeyi başardığı öfke, kaybetme korkusu ve endişe gün yüzüne çıkarken içeri girip kızın yattığı yatağa ilerledi. Onun üzerine eğilip dudağına hafif bir öpücük kondurdu. Gözlerine hissettikleri yansırken saçlarını okşayıp '' İyi misin güzelim. Beni çok endişelendirdin.'' dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Bianca Howlett
Avcı / Sihirbaz
Avcı / Sihirbaz
Ruby Bianca Howlett


Mesaj Sayısı : 295
Kayıt tarihi : 09/06/12
Yaş : 30
Lakap : Benliksiz

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimeSalı Kas. 04 2014, 22:57

Malikaneye giderken içinde bir ton endişe vardı. Trey'in ailesi onu nasıl karşılayacaktı? Trey onlara kendisini ne olarak tanıtacaktı? Peki Jonathan, bu durumdan ne kadar memnun olacaktı? Yaralar bedenini daha fazla ele geçirirken avcı kızın yardımı ile koltuğa oturtulmuştu. Herkesin bir anda  Trey'i suçlayan tavrı ile onu korumaya çalışırken kendini bir doktorla bir odada kapalı buldu. Doktorlardan çocukluğundan beri nefret ediyordu. Avcı ailesi hastalığı nedeniyle onu sürekli doktorlara götürmek zorunda kalmışlardı. Psikologlar ise işin diğer bir boyutuydu. Aklına yeniden kalıcı hastalığı geldiğinde o konuda hala bir şeyler yapmadığını anımsadı. Tam o anda ise yarasına basılan alkolle acı dolu bir çığlık attı. Canı yanmıştı. Neyse ki en derin yarası buydu ve adam işini bilen bir doktor olduğu için kısa sürede bu iş bitmişti. Bedeni terlemiş, üstü ise olukça kirliydi. Doktor kalkıp gitse de o içeri gidecek enerjiyi kendinde bulamadı. Diğer yandan da korkuyordu. Jonathan ve Trey'in tepkisinden... Trey'i odanın kapısında gördüğünde ona bakmaya başladı. Dudaklarına konduran öpücüğe karşılık verdikten sonra saçına sevecenlik dokunan elle biraz rahatladı.

"Pis ve yaralı olduğumu saymazsak, iyiyim... Doktor en son bir iğne yaptı acım giderek azalıyor gibi görünüyor. Endişelenmene neden olduğum için de üzgünüm..."

Trey'in kıyafet yakasını tutup kendine çekerek dudaklarını öpmeye başladı. Bugün ölmekten çok bu harika adamı bir daha görememekten korkmuştu. Öpücük sona erdiğinde aklına perisi geldi. Onu görmeye gelmemişti, belki de içeri de öfkesi ile boğuşuyordu.

"Trey... Bu arada Jonathan nerede?"

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trey Letalis
Avcı
Avcı
Trey Letalis


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 22/07/14

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimePerş. Kas. 06 2014, 21:30

Amcası ve jonathan gittikten sonra reilly ve klanını ne kadar öldürmek istese de kızı merak ettiği için derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışarak nefret ettiği o hastane odasına doğru ilerlemeye başladı.  Attığı her adımda onu kaybedeceğini düşündüğü berbat anlarda hissettiği korku bedenini tekrar ele geçirmeye başlamıştı. Anlamak istemediği bütün o duygular bedenine sığmazken odaya girdi. Kalbi deli gibi çarparken kızla göz göze gelmişti. Sevgilim.

Kızı ortağına ve amcasına böyle tanıtmıştı. Ruby’i paylaşmak istememesi kısmını daha önce fark etmişti. Değer verdiği de doğruydu ama onu ne ara bu kadar sahiplendiğini bilmiyordu. Gözlerini onun gözlerine dikerek tatlı kokusunu içine çekti. Tam her şeyi unutmuş onunla ilgilenmeye başlamıştı ki duyduğu soru ile bütün gücüyle yumruğunu sıktı. Konunun dönüp dolanıp o lanet periye geldiğine inanamıyordu. Üstelik onu öptükten hemen sonra…

Sinirle dudağının iç tarafını ısırdı. Ağzına kan tadı gelirken öğrendiklerini hatırlamaya çalışıyordu. Seavus Letalis’in kendisini kontrol altında tutmak için verdiği eğitimi kullanarak sözcüklerine mukayyet olabileceğine karar verdiğind''Gitti.  ''  dedi. Onu süzerek ''Konuşmayı bir kenara bırakıp bence öncelikle seninle ilgilenelim ''  diyerek kızı kucakladı. İçinden kendine bir dolu temkinde bulunurken seri bir şekilde merdivenleri tırmanıp odasına gitti. Banyoya dalıp küveti hazırladıktan sonra kızın üzerindeki pis kıyafetlerden kurtulup onu içine yerleştirdi.

Gömleğinin kollarını kıvırıp onu yıkamaya başladığında sesini düz tutmaya özen göstererek ''Neden böyle bir şey yaptın? ''  diye sordu.  
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Bianca Howlett
Avcı / Sihirbaz
Avcı / Sihirbaz
Ruby Bianca Howlett


Mesaj Sayısı : 295
Kayıt tarihi : 09/06/12
Yaş : 30
Lakap : Benliksiz

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimePerş. Kas. 06 2014, 21:49

Varlığından nefret ettiği bir doktorla dört duvar arasında kalmak sinir bozucuydu. Acısından dolayı çığlık atmaksa utanç vericiydi. Şimdi ise daha farklı bir durum vardı, korkusu... Trey'in öfkesi onu korkutuyordu. Onu kaybetmek istemiyordu. Yapmaması gerektiğini bildiği halde bir avcıyı yeniden sevmeye başlamıştı. Üstelik Reilly ile kıyas yapamayacak kadar çok seviyordu. Endişesi onu mutlu ederken tutkulu öpücüklerinden sonra aklına perisi geldi. Jonathan, kesin birazdan içeri girip nutuk çekmeye başlayabilirdi. Yani öyle düşünüyordu, gelmemesiyle birlikte onu sordu. Trey'in bakışlarında gördüğü bir şey rahatsız ederken onun gitti demesi ile suratı düştü. Perisi gerçekten çok kızmış olmalıydı öyle ki onu görmek bile istememişti.

"Demek beni görmeden gitti..."

Mırıldandığı cümlenin ardından kendini toparladığı anda onunla düzgünce konuşmayı not etti. Perisinin bilmesi gereken şeyler vardı. Trey'in kelimeleri ile ona odaklanırken sözleri aklına onu yıkadığı günü getirdi. Bu yıkama işi tehlikeliydi, aralarındaki tutkunun alevlenmesi... Başıyla onayladığında yürümek için ayaklanırken kendini onun kucağında buldu. Başını göğsüne gömüp kokusunu içine çekti.

"Sanırım seni yıkadığım gün için ödeşiyoruz..."

Alt dudağını ısırdı. Ne saçmalıyordu? Sanki sıradan bir zamanmış gibi davranıyordu. Banyoya geldiklerinde üzerindekilerden onun yardımı ile kurtuldu. Küvete girdikten sonra avcının onu yıkamasına izin verdi. Bir kaç saniye içinde de malum soru gelmişti. Bedeni titremeye başladı, bazı yaralar ise hala sızlıyordu. Kelimelerini nasıl toparlayacağını ise bilmiyordu.

"Şey... Ben... Tanıştığımız, gü günden beri... Geçmişimden bir yü sü sürekli bizimle... Be... Bende bunlardan en büyüğü ile yüzleşmek istemiştim. Bi... Biliyorsun ona olan nefretimi yok etmek için yaptıklarımı... Sadece... Aramızda bir engel olarak kalsın istemedim... Ama hata etmişim... Neredeyse seni bir daha hiç göremeyecektim... İyi ki Jonathan geldi... Be... Ben ö ölmekten çok... Seni bi bir daha gö görememekten korktum..."

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trey Letalis
Avcı
Avcı
Trey Letalis


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 22/07/14

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimeSalı Kas. 11 2014, 23:12

Öfke,endişe,korku,arzu hissettikleri arasında en baskın olanlarıydı. Onu odasına çıkartırken kızın başını göğsüne gömmesi bir parça yatıştırmış fakat daha ileri gitmemişti. Reilly alçağının pis sırıtışı gözlerinin önünde belirip sabrının sınırlarını zorlarken odasına girip banyoya geçti. Kontrolünü o alçak yüzünden kaybetmemek adına ’ icabına bakılacak… Onu  kendi ellerimle parçalara ayıracağım. Yavaş ve acı çekerek ölecek’ diye kendini teskin etmeye çalışarak içinden sürekli bu tarz cümleler kurdu. Onu küvette yıkarken jon konusunun yeniden açılması delirtecek noktaya getirmişti. Bu güne kadar aldığı bütün eğitimleri hatırlayıp asla tam olarak beceremediği şeyi yapmaya kendisini sakin kalmaya zorluyordu. Kızın üzüntüsü ses tonundan çok net bir şekilde belli olurken kurduğu cümle yumruğunu sıkmasını sağladı. Kemiklerinin çıtırdadığını hissedebiliyordu ama bunu önemsediği yoktu.  Ses tonuna duygu yüklememeye özen göstererek''Eminim daha sonra ziyaretine gelecektir ''  diyerek işine devam etti.

Banyo boyunca bir daha asla konuşmadı ve oldukça tahrik olmasına rağmen herhangi bir tacizde bulunmadı. Kızı havluyla kuruttuktan sonra ''Hemen geleceğim ''  diyerek odadan çıktı. Döndüğünde elinde lexi’nin geceliklerinden biri vardı. Onun giyinmesine yardım ettikten sonra kızı yeniden kucaklayıp yatağa yatırdı. Görüntüsü daha da tahrik ederken derin bir nefes alarak ''Bunu bana söylemeliydin. '' dedi.

Dayanamayıp dudaklarına tutkulu bir öpücük kondurdu. Öpüşü biraz sert olduğu için canını yakmış olmalıydı. Dişlerini sıkıp alnını onun alnına yasladı. Derin nefeslerle normale dönmeye çalışırken''Sana bir şey olacak diye çok korktum. ''  Dedi. Dudakları yeninden dudaklarına değerken elleri teninde gezinmeye başladı. Dokunuşları yumuşaklıkla sertlik arasında gidip geliyor olabilirdi yine de kızı tahrik ettiğini biliyordu. Öpücükleri boynuna inerken can acıtacak bir şekilde ısırıp tatlı öpücükler kondurarak acısını zevke dönüştürdü. Bir eli göğüsünü okşayıp diğer eli kadınlığı ile ilgilenirken nefes nefese ''O aramızda hiçbir zaman engel değildi ve asla olamayacak ''  diyerek kıza tatlı bir şekilde işkence etmeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Bianca Howlett
Avcı / Sihirbaz
Avcı / Sihirbaz
Ruby Bianca Howlett


Mesaj Sayısı : 295
Kayıt tarihi : 09/06/12
Yaş : 30
Lakap : Benliksiz

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimeÇarş. Kas. 12 2014, 21:21

Jonathan'ın kendini böyle bir halde görmeden gitmesi canını sıkmıştı. Belki de sadece saygı gösteriyordu ama yine de çok kızdığını biliyordu. Bunu aralarındaki bağ ile gayet iyi hissetmişti. Trey'in mırıldanmasına karşılık söylediği kelimelerden sonra perisini düşünmeyi bıraktı. Sevdiği adam tarafından yıkanmaya başlanırken gülümsemeden edememişti. O da Trey'i bundan sadece bir kaç gün evvel yıkamıştı ve o da yaralar içindeydi. Tabi o günün başka bir önemi vardı. Birbirlerine ait olmaya da o gün başlamışlardı. Trey, onun bir anda hayatı olmuştu. Vazgeçilmezi... Ona olayları neden yaptığı anlatırken ağlamamak için kendini zor tutmuştu. Bir cevap alamamak ise içindeki korkuyu alevlendirdi. Yaraları iyileştiğinde Trey onu terk eder miydi? Bunun düşüncesi bile kalbine bıçak saplanmasını sağlarken onun gidişi ile banyoda yalnız kaldı. Dönüşte elinde bir gecelik vardı, seksi ve mini bir şey... Gecelik kesinlikle Lexi'nin olmalıydı. Onun tarafından yatağa götürüldüğünde yatağa yerleşti. Trey'de ilk kez o zaman konuşmuştu. Söylediği kelimelerden sonra bir şey demek istedi ama dudaklar buna izin vermedi. Ateşle dudaklarını emen ısıran dudaklar, canını yakıyordu. Ama hoşuna gidiyordu, onun tadı kokusu bir büyü gibi içine işliyor benliğini ele geçiriyordu. Onun dişlerini sıktığını gördüğünde ellerini onun bedenine sardı.

"Bende çok korktum, çok özür dilerim... Tek başıma başa çıkabilirim, sanmıştım..."

Yeniden öpüşmeye başladıklarında tenine değen dokunuşlar canını yakmaya başlamıştı. Ama tahrik olmaya başladığını da hissediyordu. Yaraları acıyordu, dokunuşlar da canını yakıyordu. Acıya alışık bedeni ise sadece tek bir şeye tepki veriyordu, onun tutkusuna... Boynuna kondurulan öpücüklerin arasında sertçe ısırılan boynu çığlık atmasını sağladı. Sonrasında yalanan ten içinde bir arzusunun alev almasına neden oldu. Sevişmelerinin hiçte normal olmayacağını hissediyordu. Özlem ve korkunun gölgesinde vahşice sevişeceklerdi. Ruby'nin ise buna itirazı yoktu. Trey olduğu sürece hiç bir şeye itirazı yoktu. İnlemeleri artarken bacaklarının arasındaki arsız elle bacaklarını daha fazla açtı. Duyduğu son kelimelerden sonra kalbi sıkışmıştı. Onu seviyordu, delicesine aşıktı. Ama seni seviyorum demeye korkuyordu, sanki bu aralarındaki tüm büyüyü bozacakmış gibi geliyordu. O da kendini tutkularına bıraktı. Sızlayan yaralarından biri açılmış ve kan sızmaya başlamıştı. Burnuna ulaşan keskin kan kokusu ile kana odaklandı ve parmaklarının uçlarında küçük bıçaklar oluşturup Trey'in üstünü yırtmaya başladı. Yerlerini seri bir hareketle değiştirip onun üzerine yerleşirken bıçakları geri çekerek geceliği üzerinden bir çırpıda sıyırıp Trey'in dudaklarına kapandı. Eli erkekliğini arsızca okşarken dudakları boynuna kaydı. Boynunu emip sertçe ısırdıktan sonra emmeye ve yalamaya başladı. Kulak memesini ağzına alıp emerken fısıldadı.

"Seni, içimde istiyorum..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trey Letalis
Avcı
Avcı
Trey Letalis


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 22/07/14

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimePerş. Kas. 13 2014, 21:09

Bütün o duyguların yanında içten içe hissettiği bir duygu daha vardı. Henüz atlatamadığı bir duyguydu. İnsanı berbat hissettiren, üzüntü veren bir his… Adı suçluluktu. Kızın yapacağı deliliği daha önceden kestirip onu koruyamadığı için kendisine de oldukça öfkeliydi. Kıskançlık denen yeşil şeytan da arzusu ile karıştığında kendisini tutamayarak onun dudaklarına kapanmıştı. Elleri onu yoldan çıkarmak için son hız çalışırken daha önceki sevişmelerinde hiç yapmadığı bir şey yaptı. Ön sevişmelerine acı da karışmıştı. Korkusunu dile getirdiğinde duydukları ile iç çekti. Öyle bir pisliğin adil dövüşeceğini düşündüğüne inanamıyordu. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Tek başına bir şeyler yapmaya çalışmana gerek yok ben yanındayım ''diyip işine devam etti. Kızı ısırdığında duyduğu çığlık karanlıktan bir parça arınmasını sağladı. Kendine gelip onun acısını alırken en mahrem yerindeki elinin hareketlerini hızlandırdı. Burnuna dolan kesif kan kokusunu algıladığında birkaç dakika duraksadı. Lanet… Onu korumaya çalışırken zarar mı vermişti? Hareketleri yavaşladığı esnada gömleği parçalara ayrılmıştı.

Yerlerinin değişmesine itirazı olmamıştı. Belki o üstte olursa daha az hasar görürdü. Dudaklarına kapanan dudaklara tutku ve özlemle karşılık verdi. Erkekliğindeki ilgi kontrolü yeniden kaybetmesini sağlarken iniltileri hırıltıya dönüştü. Boynunda hissettiği ısırık daha çok tahrik ederken duyduğu acı ile yüzünü buruşturdu. Kızın kalçalarını okşamayı bir an bile kesmezken duydukları ile onu altına aldı. İçine girmeden önce kadınlığına inip bir süre emdi. Kızın sınıra geldiğini hissettiğinde geri çekilip sertçe içine gömüldü.

Hareketleri sert ve hızlı bir şekilde devam ederken bir süre sonra hareketlerini daha da hızlandırdı. Zevkin o en uç noktalarına varıp tatmin olmanın kıyısında yüzerlerken kendisini son bir darbeyle kızın en derinlerine iterek onunla birlikte rahatladı. Nefes nefese kendisini yana atıp kızı kolları arasına çekti. Kendine biraz gelmeyi başardığında güzel yüzünü okşayarak''Bir daha benden habersiz herhangi bir savaşa katılmanı istemiyorum bebeğim '' dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Bianca Howlett
Avcı / Sihirbaz
Avcı / Sihirbaz
Ruby Bianca Howlett


Mesaj Sayısı : 295
Kayıt tarihi : 09/06/12
Yaş : 30
Lakap : Benliksiz

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimeCuma Kas. 14 2014, 19:03

Terk edileceği düşüncesi onun endişe dolu sözleri ile yok olmuştu. Ardından tutkulu öpücüklerinin devamı harika hissettiriyordu. Yanında olduğunu söylemesi ise harikaydı ve edepsiz dokunuşlar bedenindeki acıya rağmen onu baştan çıkarıyordu. Ön sevişmelerindeki bu sertlik acı verse de fazlaca kavuruyordu. Bu yüzden de ona ayak uydurmaya karar verdi. Burnuna dolan kan kokusu ile ikinci kez onu soymak için yeteneğini kullanmıştı. Teninin tadını çıkarırken ne istediğini açıkça ifade etti. Onu içinde istiyordu. Tek beden olmalarını istiyordu. Kanayan yara ise çoktan aklından çıkmıştı. Aklında tek bir şey vardı, Trey'in harika tadı ve sert dokunuşları. Böylesine nasıl yoldan çıktığını bilmiyordu, bedenindeki tüm yaraya rağmen...Ama Trey ile böyle yakın olmayı tarif etmek imkansızdı. Onu içinde sertçe hissettiğinde zevk dolu bir çığlık attı. Her harekette onun adını haykırarak bedenlerinin uyumunun tadını çıkarıyordu. Tatminlik bedenini ele geçirdiğinde ise kendini güven duyduğu kolların arasında buldu. Kalbi deli gibi atıyordu. Ona aşık olduğunu kabul etmişti ama bunu söylemeyecekti, söylemezdi. Son sözleri ile alt dudağını ısırdı. Ona bakan harika adamın gözlerinin içine baktı.

"Merak etme... Tekrar böyle hissetmemen için istediğin şekilde davranacağım... Bende seni bir daha göremeyeceğim duygusunu tatmak istemiyorum..."

Nefesinin bir süre kendine gelmesini denerken belinde hissettiği sıcak ıslaklık ile yarası aklına geldi. Tutkulu, ateşli, sert sevişmeleri sırasında açılan bandaj kendini hatırlatırken acı ile yüzünü buruşturdu.

"Şey... Trey... Sanırım ba bandaj açıldı... Pansuman yapar mısın? Sırtıma ulaşabileceğimi sanmıyorum ve yatağın kırmızıya boyanıyor..." "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trey Letalis
Avcı
Avcı
Trey Letalis


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 22/07/14

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimeC.tesi Kas. 15 2014, 23:54

Kızın tatlı kokusu beynini uyuşturduğundan bütün her şey aklından uçup gitmişti. Tutkuyla onunla son derece vahşice birlikte olurken onu yönetmeye uğraşan duygulara teslim oldu. İç güdüleri ile hareket ederken burnuna ulaşan kesif kan kokusu bilincinin derinliklerine işlemeye başladığında mantığı gün yüzüne çıkmıştı. Ona zarar verdiğini fark ettiğinde kendisine bolca küfür edip yavaşlayarak kontrolü ele aldı. İkisinin da rahatlamasını sağlamaya çalışırken bir ara yine kendisini kaybetmişti. Kız kollarındayken düşüncelerinin esiri olmamaya özen göstererek bir cümleyle onun bir daha böyle bir şeyi yapmasını istemediğini söyledi. Bir daha aynı korkuyu yaşamak istemiyordu.

Bunu kaldıramazdı. Hayatında değer verdiği iki kızında bir kez zarar gördüklerine, acı çektiklerine tanık olmuştu. Yenisine dayanacak gücü kendinde göremiyordu. Değer verdiği, sevgilim dediği kızın konuşması ile rahat bir nefes alarak dudaklarına küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. Yanağını okşayarak''Seni gözümün önünden bir daha asla ayırmayacağım '' dediğinde kızın yüzünü buruşturmasına tanık oldu. Ardından duydukları ile onu yavaşça yatağa bırakırken''Sen yataktan ve diğer her şeyden daha önemlisin. Kıpırdama hemen döneceğim '' dedi. Yataktan bir hışımla kalkıp üzerine bir şort geçirip banyoya giderek ilk yardım çantasını aldı. Odaya döndüğünde onu dikkatle kaldırıp sırtındaki bandajı yavaşça çıkardı. Canını yakmamaya özen gösterip pansuman yaparken oldukça dikkatli ve titiz davranmıştı. İşini tamamladığında rahat bir nefes alıp endişe ile''İyi misin? Canını çok yakmadım umarım '' diye sordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Bianca Howlett
Avcı / Sihirbaz
Avcı / Sihirbaz
Ruby Bianca Howlett


Mesaj Sayısı : 295
Kayıt tarihi : 09/06/12
Yaş : 30
Lakap : Benliksiz

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimePaz Kas. 16 2014, 21:08

Trey ile aralarında aniden çıkan tutku, arzuları ile birleşince vahşileşmiş sevişmelerinin de çok sert geçmesine neden olmuştu. Ruby, ise bir an bile bu sertlikten şikayet etmemiş aksine ona ayak uydurmuştu, bedenindeki yaralara rağmen... Tatminlik bedenini ele geçirmiş yaralar kendini gösterdiğinde kan kokusu yeniden burnuna dolmaya başlamıştı. Trey'in yatağını her geçen saniye biraz daha kana buladığını fark ettiği ilk anda ona bunu söyledi. Duyduğu kelimeler ise kalbinin ritim kaçırmasına neden oldu. Diğer her şeyden daha önemlisin demişti. Onun kendisinin değerli hissettirdiği bir gerçekti ama onun bu kadar değerli olduğunu söylemesi... Neredeyse mutluluktan ağlamaya başlamasına neden olacaktı.

"Ta... Tamam..."

Kekelediği kelimeden sonra kıpırdamadan durmak istese de sızan kanın hissettirdiği garip hisle hafifçe doğruldu. Canı ise pek yanmıyordu. Bunun nedeni ya alışık olduğu ya da yediği iğne yüzünden olmalıydı. Trey elinde ilk yardım çantası ile geldiğinde onun istediği pozisyonda yatakta durdu. Bandaj sökülüp yarayı temizleyip yeniden bandaja sarılmıştı. Bunu yapılırken çırılçıplak olduğu kısmıyla ise neredeyse hiç ilgilenmemişti. Hala çıplaktı hatta üzerini örtmeye bile kalkışmamıştı. İş bittiğinde erkeğine döndü. Az önce kalbini yerinden oynatan kelimeleri hatırladığında yatakta oturan Trey'in kucağına oturdu.

"Hiç canım acımadı, ilgine minnettarım..."

Ardından onu ateşle öpmeye başladı. Onu kendine öyle fazla çekiyordu ki çıplak göğüsleri arada eziliyordu. Dudakları boynuna kayarken göğüslerinin Trey'in göğsüne sürtünmesinin verdiği hisle inlemeye başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trey Letalis
Avcı
Avcı
Trey Letalis


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 22/07/14

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimeSalı Kas. 18 2014, 23:37

Tatminlik gözlerindeki sis perdesini yavaşça kaldırırken endişesi eskisi gibi büyük olmasa da derinlerde bir yerlerde yeniden gün yüzüne çıkabilmek için bekliyordu. Aklında bir sürü düşünceyle derin bir nefes aldı. Kokusu ciğerlerini doldururken onu sürekli yanında, göz önünde tutmanın yolunu ararken aklına gelen fikirle kendisini onu süzerken buldu. Amcasını birazcık tanıyorsa lexi’nin yeniden sahaya dönmesine izin vermezdi. Onu kaybetmekle ikisi de bir kez karşı karşıya kalmıştı. Trey ruhuna ağır bir darbe alırken o her zaman otokontrolü ile nam salmış adam seavus letalis kendisini kaybetmişti. Emin değildi ama galiba aralarında birbirlerine değer vermelerinden fazlası vardı. Üstelik kız hamileydi ve bir klan lideri ile birlikteyken bunun avantajlarından faydalanmanın onun için daha iyi olacağı açıktı. Amcasının başka türlüsüne izin vermeyeceğini düşünerekten ortaksız kalacağı için belki de yeni ortağı ruby olabilirdi.

Aklında bu tarz düşüncelerle onun yarası ile ilgilenirken onunla ortak olmanın güzel olacağını düşündü. İşi bittiğinde yönelttiği soruların cevabını beklerken kızın kucağına yerleşmesi ile tahrik olan bedenine lanetler okudu. Kızın yaralı bedeninin dinlenmeye ihtiyacı vardı. Bu yüzden ondan uzak durmalıydı ama dudaklarına kapanan dudaklara tutkuyla karşılık vermekten kendisini alamadı. Bedenin değen göğüsler inlemesini sağlarken zorlukla geri çekilip nefes nefese'' Ruby… Sen yaralısın ve… dinlenmen gerek'' dedi. Yanağını okşarken'' Seni ne kadar arzulasam da bu yaran için pekte iyi olmayacak bence uyumalıyız'' dedi. İçindeki harlanan ateşi söndürmeye çalışıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Bianca Howlett
Avcı / Sihirbaz
Avcı / Sihirbaz
Ruby Bianca Howlett


Mesaj Sayısı : 295
Kayıt tarihi : 09/06/12
Yaş : 30
Lakap : Benliksiz

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimeÇarş. Kas. 19 2014, 01:03

Trey'in dudaklarından dökülen kelimeler kalbinin ritm kaçırmasını sağlamıştı. Neredeyse gözleri dolu bir şekilde ağlayacaktı. Ama ağlamaması gerekiyordu. Eğer Trey şu an göz yaşlarını görürse muhtemelen canı acıdığı için olduğunu düşünürdü, canı ise neredeyse hiç yanmıyordu. Sadece yaraya sürülen ilaç biraz olsun yüzünü buruşturmuştu. Sonrasında ise içinden gelerek erkeğin kucağına yerleşti. Kalbinin ritm kaçırmasına neden olan bu adamı seviyordu. Dudaklarını sömürdüğü adamı baştan çıkarmak istercesine göğüslerini tenine sürttü. Sürtünmenin yarattığı harika his yüzünden kendi göğüsleri de sertleşmeye başlamıştı. Trey kendini durduğunda sözleri ile gülümsedi. Gerçekten değer veriyordu, inanası gelmiyordu. Bu harika adam yaralarını ondan daha fazla umursuyordu. Alt dudağını ısırıp Trey'in ellerini tuttu. Bir elini alıp sol göğsüne götürdü. Avucunun içine yerleştirdiği göğsünü okşatırken derin bir nefes aldı, atan kalbini de hissetmesini istiyordu. Diğer elini ise kalçasına yerleştirdi. Ellerini Trey'in yanaklarına koyduktan sonra konuşmaya başladı. Elleri hala bıraktığı noktalarda duruyordu.

"Yaralar umurumda değil, bebeğim... Seni arzuluyorum yeniden bana sahip ol Trey... Seni istiyorum..."

Dudaklarına kapandığında bir eli göğsünü okşarken diğer eli şortun içine girmiş, sertleşmeye başlayan erkekliğini okşamaya başlamıştı. Sözleri durmalarını söylese de ateşli bedeni ona karşılık vermeye başlamıştı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trey Letalis
Avcı
Avcı
Trey Letalis


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 22/07/14

Endişeli avcının öfkesi Empty
MesajKonu: Geri: Endişeli avcının öfkesi   Endişeli avcının öfkesi Icon_minitimePerş. Kas. 20 2014, 00:05

Birinin iyiliği içi ondan uzak durmak zorunda olmamıştı hiç bu yüzden bu konuda zorlanıyordu. Ruby yatağına aldığı diğer kızlardan çok farklıydı. İlk defa lexi dışındaki birine bir kıza lexi ye olduğu gibi kardeşi gibi değil başka şekilde değer veriyordu. Önemsiyor ve kendisinden önce onu düşünüyordu. Bu daha önce hiç olmamıştı. Kızı arzulayan bedenini az önce kanayan yarasının daha kötü olmaması için kontrol etmeye çalışırken ellerini tutan güzelliğe baktı. Onun kendisini yönetmesine çaresizce izin verirken kucağındaki seksi varlığın üzerinde olan elleri ile tahrik olan bedenini görmezden gelmek oldukça zor olmaya başlamıştı. İçten içe ona dokunmak, öpüp içine girmek için yanıp tutuşurken hareketsiz kalmak işkenceden farksızdı. Duydukları ile derin bir nefes aldı.

Kokusu beynini uyuştururken''Canını yakmak istemiyorum ben…'' cümlesi dudaklarına kapanan dudaklarla bölününce pekte var olmayan iradesi daha çok yok oldu. Elleri onun üzerinde gezerken kızı tek hamlede altına aldı. Dudakları önce yavaş bir şekilde boynuna kaydı. Öpücükleri yerine dilini kullanmaya karar verdi. Kulak memesiyle oynayıp onu hafifçe ısırdıktan sonra daha aşağılara inmeye başladı. Bir eli göğüs uçları ile oynarken diğer eli kadınlığı ile ilgileniyordu. Dudakları az önce oynayarak tahrik ettiği göğüslerle buluştuğunda onları hunharca sömürmeden önce uçlarını dili ile keşfedip hafifçe ısırdı. Her iki göğüsü ile eşit oranda ilgilenirken elinin altında sırılsıklam olan kadınlığının içini okşadı. Tenine küçük ısırıklar kondurarak en kıymetli hazinesine ulaştığında onu öpüp emerek algıladığı tadın keyfini çıkardı. Kızın sınıra geldiğini hissettiğinde geri çekilip sertçe içini doldurdu. Bir süre hareketsiz kalıp ona işkence ettikten sonra yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Onu yavaş hareketlerle ilk tatminlik sınırına taşıdıktan sonra hızlandı. Ruby’yi birkaç kez daha zevkin doruklarına taşıdıktan sonra kendisini serbet bıraktı. Nefes nefese kendisini yana atıp kızı kolları arasına çekti. Saçlarına ufak bir öpücük kondurduktan ''Harikasın bebeğim…'' dedi. Konuşmasına devam etmek istemişti ancak gün boyu yaşananların etkisinde uykuya yenik düştü. Kollarında değer verdiği kadınla tatlı ve huzurlu bir şekilde rüyalara daldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Endişeli avcının öfkesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Endişeli Bekleyiş ve Sonrası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Letalis Malikanesi :: II.Kat-
Buraya geçin: