| Ölüm Meleğinin Çığlığı | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Ölüm Meleğinin Çığlığı Çarş. Ara. 24 2014, 00:41 | |
| Jonathan savaş alanında duyduğu endişeyi hissettiği acıyı daha önce hayatında hiç yaşamamıştı. Scarlett’ın çığlığı kulaklarını doldurduğu an dünya başına yıkılmış gibi hissetti. Algı kapasitesi yarıya indi. Etraf karardı ve o an için önemli olan tek şey sevdiği kadın oldu. Hayatı ona bağlıydı. Eğer o ölürse jon yaşayamazdı bunu biliyordu. Bu yüzden kızın tepkisini umursamaksızın onunla ilgilendi. Anya onu iyileştirene kadar olan süre bir yıl gibi gelmişti. Sevgilisi iyileştiğinde rahat bir nefes aldı. Özlemi ve sevgisi ağır bastığı için onu sarılıp öptükten sonra tekrar kaybetmemek adına bayılttı. Etrafa şöyle bir göz atıp her şeyin kontrol altında olduğunu gördüğünde rahatlayarak scarlett’ı kucağına aldı. Son konuşmaların üzerine tegan’a '' Yardımın için teşekkür ederim'' diyerek minnettar olduğunu dile getirdikten sonra bir büyüyle aşık olduğu kadının ait olduğu yere evine gidip kızı yatağa bırakarak onu bir süre izledi. Sadece ona bu şekilde bakmak bile muhteşem hissettiriyordu. Kızın saçlarını sevip dudaklarına tatlı bir öpücük kondurduktan sonra biraz daha normale dönmüş bir şekilde aklını toparlayabilmek adına kendini duşa attı. Su düşünmesini kolaylaştırırken yapabileceklerini düşündü. Kızın onu tanımadığını biliyordu.
Nasıl bir büyüye maruz kaldıysa geçmişiyle ilgili her şeyi unutmuştu ama bir şekilde hatırlamak zorundaydı. Üstelik… Üstelik onu o kadar özlemişti ki. Duşunu tamamlayıp içeri girerek bir üzerine rahat bir şeyler giyip kızın yanına uzandı. Onu bir süre izleyip kokusunun beynini ele geçirmesine izin verdikten sonra yatakta oturur hale gelip kızı uyandırdı. Elleri yüzünde ve saçlarında gezerken '' Sonunda uyanabildin hayatım. Nasılsın?'' diye sordu
| |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Ölüm Meleğinin Çığlığı Perş. Ara. 25 2014, 18:48 | |
| Perinin sürekli kendisini savunması sinir bozucu olurken sorduğu soruya karşılık alayla güldü.
"Beni kiminle karıştırıyorsun bilmiyorum... Ama ben o dediğin kişi değilim o yüzden adam gibi dövüş..."
Sözlerinden sonra hala savunma yapan adam, onu öpen Jace ve duvara yapıştırıldığı anların ardından geriye kalan tek şey karnından oluk oluk kanın akmaya başlamasının verdiği acı oldu. Acıdan inlerken Jace'in kaçıp gidişi canını yaradan daha çok yaktı. Kendini savunma yaparak koruyan adamın elleri arasındayken onun endişeli tavrı kafasını allak bullak etti. Acı çeken bedenine inat kurtulmaya çalıştı. Sözlerinin ardından dudaklarını öpen dudaklara ne itiraz edebilmiş ne de karşılık verebilmişti, sonrasını ise hatırlamıyordu. Çünkü kendinden geçmişti.
Düştüğü karanlığın içinde ise bazı görüntüler belirip kaybolmaya başladı. Kulağına ise ulaşan tek ses ölüm çığlıklarıydı. Ellerinde can veren kişilerin görüntülerinin arasında bir adam gördü. Belki de hayatında mutlu olduğu tek anıya tutunma isteği ile yüzünü seçemediği kişiye yaklaştı. Onun sıcaklığını hissetmek için sıkıca sarıldıktan saniyeler sonra adam ondan zorla koparıldı. Yeniden gördüğü tek şey karanlık olurken çığlık atmaya başladı. Ölüm meleğinin çığlıkları... Gözleri yavaşça açılırken önce havayı ardından üzerindeki dokunuşları hissetti. Başta Jace olduğunu düşünse de onun kaçtığı anı hatırlayarak kalbi acırken dokunuşların sahibine baktı gördüğü kişi ile yataktan kalkması bir oldu.
"Sen... Sen... Benim burada ne işim var ayrıca ne hayatımı... Ben senin hayatın falan değilim, o yüzden de buradan gidiyorum..."
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ölüm Meleğinin Çığlığı Paz Ara. 28 2014, 23:35 | |
| Onun bir melekten farksız bir şekilde uyumasını izlerken savaşta söyledikleri aklına geldiğinde yüzünde acı bir gülümseme belirdi. Aşık olduğu kadını, sevgilisini biriyle karıştırmak bu… bu mümkün müydü? Değildi biliyordu. Keşke scarlett’ta bunu bilseydi ama ne yazık ki bilmiyordu. Ama bunu ona hatırlatacaktı. Kararlıydı. Ne kadar zorlamak gerekirse gereksin, ne olursa olsun gerekirse sürekli ona ilgi gösterecekti fakat onu geri alacaktı. Onsuz bir hayatı düşünemiyordu. İçindeki özlem nedeni ile kızı uyandırma kararı aldıktan sonra kendini hazırlamayı denedi. Jon’un aşkına karşılık sevdiği kadının duygusuz bakışlarına, hırçın tavırlarına ne kadar hazırlıklı olunabilirse artık…
Her şeyin iyi olacağını düşünerek derin bir nefes aldı. Kızın gözlerini açması aşık kalbi ile durumunu sordu. Yataktan kalkan sevdiği kadına baktı. Söyledikleri ile kalbi acırken odadan çıkamaması için bir büyüyle kapıyı kilitledi. Hızlı adımlarla ona yaklaşırken ''Scarlett dinle. Hatırlamıyorsun ama sen ile ben sevgiliydik. Adım jon ve seni seviyorum aşkım… '' dedi. Kızın yanına yaklaşıp yanağını okşayarak''ve çok özledim. '' Diyerek öptü. Kızı kolları arasına alıp tadını çıkardığı esnada itilmesiyle iç çekerek ''Bana inanmak zorundasın… Senin sevgilin seni sadece kullanıp savaş esnasında yaralandığında senle ilgilenmek yerine çekip giden o adi herif değil benim. Ayrıca insan aşık olduğu insana böyle bir büyü yapabilir mi? Aklın alıyor mu bunu? '' diye sordu.
| |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Ölüm Meleğinin Çığlığı Ptsi Ara. 29 2014, 00:41 | |
| Uyandığında yanında savaştığı periyi gördüğünde anlık bir duraksama yaşadı. Ardından ise hızla ayaklandı. Neler oluyordu? Neden buradaydı? Kafasının içinde yavaş yavaş yaşananlar belirdiğinde acısını hatırlayarak karnına baktı, ama yara orada yoktu. Dahası ona yardım eden kişi bu periydi. Savaş alanında düşmanken neden ona yardım etmişti? Kafasında bir dolu soru olmasına rağmen oradan uzaklaşmayı öncelik olarak tercih ederek gitmeye yeltendi. Kapıyı açamamak onu öfkelendirirken üzerine gelen periye baktı. Onun sözlerini duyduğunda kapı neden kilit diyememişti bile sadece şaşkınlıkla ona bakmıştı. Şaşkınlığı sürerken yanağına dokunan elin ardından öpülmeye başlandığında kendine geldi. Dudaklarının tadı güzel gelse de karşılık vermedi hatta ittiği an ona sert bir tokat attı.
"Yalan, söylüyorsun. Beni kim sanıyorsun bilmiyorum ama ben senin sevgilin falan değilim... O yüzden aç şu lanet kapıyı gitmek istiyorum..."
Peri yeniden ısrarla konuşmaya başladığında derin bir iç çekti. Ne zaman vazgeçecekti. Hala sevgilimsin diyordu. Ama o, sevdiği tek erkeğin Jace olduğunu biliyordu. Jace... Yardım etmeye bile gelmemişti. Üstelik onun kaçışını da görmüştü. Perinin sözleri o görüntüleri daha da belirginleştirirken gözleri doldu. O, haklıydı. Jace arkasına bile bakmadan kaçmıştı. Dahası yaralanmalarına sebep olan kişi de oydu. Çünkü yaralanmasına neden olan bıçak kendi bedenine değil, Jace'in bedenine girmişti. Gözlerinden birer damla yaş akarken öfkesini karşısındaki periye gösterdi. Aslında şu an da öfkelendiği tek şey Jace'in onu terk edişiydi. Buna rağmen hırpaladığı kişi Jon olmuştu. Onun göğsüne son derece cılız yumruklar indirirken ağlıyordu.
"Kes.. Sesini kes... Beni sevdiğini söyleme... Sen sadece kafamı karıştırıyorsun. O adinin beni terk ettiğini biliyorum ama bu yine de beni, senin yapmaz... Seni de, senin olmakta istemiyorum, beni serbest bırak..."
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ölüm Meleğinin Çığlığı Ptsi Ara. 29 2014, 23:44 | |
| Ona geçmişi hatırlatmak şüphesiz birçok ölüm görevinden daha zordu çünkü onların karşısında güçlü durmak gibi bir derdi yoktu. Periler fiziksel olarak zarar verse de önemi yoktu ama scarlett direk kalbine saldırıyordu. Onun söylediği her bir söz canını bütün hayatı boyunca aldığı bıçak ya da kurşun yaralarından daha çok acıtıyordu. Kızın kalkıp hızla gidişini üzgün gözlerle izledi. Aşık olduğu kadın kendisinden kaçıyordu. Bu büyü yüzünden olsa da kalbini yaralıyordu. Sıkıntılı bir nefes alarak gitmesini engelledikten sonra ona kısa bir açıklama yaparak kendini tutamayıp öpmüştü.
Scarlett’ın karşılık vermemesi gözlerinin dolmasına neden oldu. Kendini zorlukla tutarken itildiğinde geri çekildi. Yüzüne yediği sert tokat onu daha da üzerken yumruğunu sıkıp derin birkaç nefes aldı. Şuan etrafı yakıp yıkmak gönlünce ağlamak istiyor olsa da öncelikli olarak sevgilisine verdi. Canı yandığı için sözleri oldukça acımasız olmuştu.
Aşık olduğu kadının gözlerinde gördüğü yaşlarla ise kendine küfürler savurdu. Onu üzmek istemiyordu ancak kendini tutamıyordu da… Hayatını, aşkını geri istiyordu. Göğsüne indirilen cılız yumruklara aldırmayarak onu belinden tutup kendine çekerek sarıldı. Saçlarını okşarken '' Bırakamam… Seni seviyorum ve ister kabul et ister etme sen bana aittin. Benimsin… O adi herif sadece sizi kullandı'' diyerek dudaklarını yeniden öptü. Sakinleştirmek için bedeninde gezen elleri şimdi bambaşka bir nedenle onun üzerindeydi. Çok geçmeden kızı duvara dayayıp öpücüğünü derinleştirdi.
| |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Ölüm Meleğinin Çığlığı Salı Ara. 30 2014, 22:16 | |
| Perinin tüm saçma sözlerinin ardından öpmesi ile kontrolden çıkmış ve ona tokat atmıştı. Elinin sızladığını hissederken onunda yanağının kızardığını dahası canını çok fazla yaktığını hissetmişti. Bu hareketinin karşılığını elbette beklemişti ama peri fiziksel saldırısına aynı şekilde tepki vermek yerine sözleri ile kalbini yaralamıştı. Lanet olsun neden o anı hatırlamasını sağlamıştı. Sevdiği adamın terk edip gidişini görmek zaten yeterince acıydı ve şimdi peri bunu gözüne sokuyordu. Ağlamaktan nefret etse de göz yaşları yanaklarını ıslatmaya çoktan başlamıştı. Cılız yumrukları periye fiziksel hiç bir acı vermezken o kendi içindeki derin acı yüzünden konuşmaya başlamıştı. Tüm sözlerinin ortak bir anlamı vardı; Beni serbest bırak! Ama peri konuşmak yerine onu kolları arasına çekmişti. O an tepki bile veremedi. Lanet olsun neden bırakmıyordu? Niye vazgeçmiyordu? Duyduğu kelimeleri tam olarak anlayamadan perinin yeniden dudaklarını öpmesi ile tekrar dondu. Hiç bir tepki vermiyordu. Onun sözlerini sindirirken bedenine değer dokunuşlarla ağzını açtı. Tam o anda perinin tadı ağzının içine dolmuştu. Buna inanmıyordu. Tadı, gerçekten güzeldi. Tepkisizliği sürerken duvara dayandığında ağzı açıldığı için onun dilini hissetmişken kendini tutmaktan vazgeçip tatlı öpücüğe karşılık vermeye başladı. Elleri perinin bedenine dokunmaya başladığı anda düşünmeye başladı. Jace onun aşkı olabilirdi, onu seviyor olabilirdi. Ama onu severken bile başka erkeklerle birlikte olduğu bir gerçekti. Üstelik bu adam da çok farklı bir şey vardı. Nedenini tam olarak anlamasa da bedeninin onunla uyumlu olduğunu hissediyordu. Alt dudağını ağzına alıp sertçe ısırdı. Canını kan çıkarana kadar yaktıktan sonra onunla yerlerini değiştirdi. Şimdi duvara dayalı olan o değil, perinin kendisiydi.
"Kimsin bilmiyorum ama madem yapmak istiyorsun, o halde beni al... "
Perinin dudaklarını öpmeye başladığında eli pantolonun kemerine gitti. Onu açtıktan sonra düğmeyi açtı, ardından fermuarı yavaşça aşağıya çekerek az önce bedenine değen sertliği elleri arasına alarak okşamaya başladı.
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ölüm Meleğinin Çığlığı Ptsi Ocak 12 2015, 23:08 | |
| Gözleri onun gözlerinden ayırmadan derin bir nefes aldı. Onu o kadar özlemişti ki… Şuan tek istediği ona dokunup yanında olduğundan emin olmak istiyordu. Kıza karşı olan arzusu ve tutkusu devreye girdiğinde ise onun dudaklarına kapanmıştı. Sevdiği kadının ona karşılık vermesi kalbindeki derin yaraya bir nebze iyi gelirken bedeninde hissettiği dokunuşlarla inledi. Tadı her zamanki gibi başını döndürüyor, kokusu düşünmesini imkansız hale getiriyordu. Onun kalçalarını kavrayıp kendine bastırırken yerleri değiştiğinde duydukları canını en ağır savaş yarasından daha çok yaktı. Öldüğünü hissetti. Ruhu ateşlerde yanıyor, nefes alamıyordu. Dudaklarına yeniden kapanan dudaklara karşılık vermek yerine göz yaşlarını zapt etmekle meşguldü. Lanet olsun aşık olduğu kadın tam bir sürtük gibi davranıyordu.
Sinirle dişlerini sıkıp erkekliğini okşayarak onu baştan çıkaran eli yakaladı. Scarlett’ı nazik bir hareketle kendinden uzaklaştırırken''Ben senin sevgilindim lanet olsun sadece bunu hatırlamıyorsun. O lanet olası jasper ve seni öpüp ölüme terk eden o aşağılık herif yüzünden. '' Dedi. Hıncını alamayarak duvara sert bir yumruk geçirdi. Gözünden bir damla yaşın akıp gitmesini engelleyemezken başını duvara yaslayıp derin bir nefes aldı. Hüznünü sesine yansıtmamaya çalışarak ''Ben seni ve kalbini istiyorum. '' Dedi.
| |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Ölüm Meleğinin Çığlığı Salı Ocak 13 2015, 22:01 | |
| Perinin tadını algıladıktan sonra durum değişmiş onu öpmeye başlamıştı. Dahası bir karar vermiş ve bedenlerinin uyumunu kullanmak adına onunla olmak istemişti. Duvara dayadığı periye söylediklerinden sonra onu öpmeye başladı. Eli ise erkekliğinin üzerinde onu baştan çıkarıyordu. Perinin öpmediğini fark ettiğinde soru dolu bakışları ona odaklanırken erkekliğinin üzerindeki eli tutulup uzaklaşması ile afalladı. Neler oluyordu? Peri az önce oldukça tutkulu bir şekilde öpüyor, okşuyordu. Kendisi de istekle karşılık veriyordu. Öyleyse sorun neydi? Anlamıyordu. Öfkeli kelimelerinin ardından derin bir nefes aldı. Yine başa dönmüşlerdi. Sevgilim diyordu ama Scarlett onu kesinlikle hatırlamıyordu. Dahası Jace'i yeniden hatırlatması sinirini bozmuştu. Ona öfkeli bir halde cevap verecekken duvara geçirdiği sert yumrukla yerinden sıçrayarak ondan uzaklaştı. Elinin ne kadar acıdığını çıkardığı sesten tatmin ediyordu. Gözlerinden akan yaş ise donmasına neden oldu. Peri ağlıyordu bu durum ona adım atmasını sağlarken sözlerini duydu. Onun sadece sevişmek istemediği çoktan belli olmuştu. Yani öyle olsa az önceki azgın hali ile onu kolayca elde edebilirdi. Elini yavaşça omzuna koyup alt dudağını ısırdı.
"Dinle... Seni gerçekten hatırlamıyorum. Ben üzgünüm tamam mı? Sevgilini sevdiğin ortada ama ben o olduğumu sanmıyorum..."
Kurduğu cümlelerden sonra aldığı her nefes perinin tatlı kokusunu içine doldururken onu duvardan uzaklaştırıp önüne geçerek sarıldı. Bunu neden yaptı bilmiyordu. Sadece teselli etmek istemişti. Ağlaması bir şekilde rahatsız ediciydi. Başını omzuna gömdüğünde teninin tarifsiz kokusu hoş olmasının dışında kışkırtıcı olmaya başladığında boynuna hafif bir öpücük kondurdu. Dilindeki teninin tadı alkol etkisi yaratırken dayanamayarak boynunu emmeye başladı. Hafifçe dişini batırıp tadını daha fazla hissederken kulağına fısıldadı.
"Biliyor musun? Gerçekten de baştan çıkarıcı bir kokuya sahipsin ve ben bu kez üzgünüm demeyeceğim. Çünkü seni öpmek istiyorum..."
Kendini geri çektiğinde perinin dudaklarını yavaşça öpmeye başladı. Oldukça yavaştı tıpkı tenine değen dokunuşları gibi...
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Ölüm Meleğinin Çığlığı Cuma Ocak 16 2015, 23:59 | |
| Şu an bu anları yaşamak yerine ölmeyi tercih ederdi ancak ne yazıkki yaşıyordu. Sevdiği kadının kendisini hatırlamaması, gözlerinin önünde başkasını öpmesi ve o adiye aşık olduğunu sanması yetmiyormuş gibi bir de kendini intikam almak için kullanmaya çalışmıştı. Kalbi paramparça bir şekilde tavırlarıyla onun kalbini verdiği kadından bambaşka birine dönüştüğünü izlemek ölmekten bile beterdi. Sinir ve acıyla duvarı yumruklayıp onun alelade bir sürtükmüş gibi davrandığını aklından uzaklaştırmaya çalışırken göz yaşlarına engel olamadı. Omzunda hissettiği elle kendini toparlamaya çalışırken duydukları ile derin bir nefes aldı. Üzgün bir ses tonuyla ''Sensin… Sadece bunu unutmak zorunda bırakıldın''dedi. Kızın kendine birden sarılması şaşırtsa da parçalarına ayrılmış kalbine bir nebze iyi gelmişti. Scarlett’a sıkıca sarılıp başını boynuna gömdü.
Sanki onu kollara arasından bırakırsa kaybolacakmış gibiydi. İçinde hala bastırmanın imkansız olduğu bir kaybetme korkusu vardı. Derin nefeslerle gözlerini kapatıp onun yanında olduğunu kendine kanıtlamaya çalışırken boynuna kondurulan öpücük ile ısırık duyduğu özlemle birleştiğinde tahrik etti. Duydukları beyninde yankılanırken dudaklarına kapanan dudaklara karşılık verdi. Bunun yanlış olduğunu bilse de kendine engel olamıyordu. Bedeninde gezinen eller vücudu üzerinden kurmaya çalıştığı hakimiyetin bir işe yaramamasını sağlıyordu. Ellerini onun harika bedeninde gezdirmeye başladığında tutkuyla kızı yatağa atıp göğüslerini bir süre okşadıktan sonra boynuna indirdiği dudaklarından sonra tişörtü çıkarıp atmak için harekete geçti. Bunu başardığında onun güzel vücuduna bakmak için geri çekilmiş gördüğü morluklarla ile her şey karanlığa gömülmüş ve okkalı bir küfür savurmuştu. Gözleri dolarken onun üzerinden hızla kalktı. Sinirle '' O lanet olası herifi öldürücem.'' diyerek hızlı adımlarla ilerleyip duvara yeni sert bir yumruk geçirdi.
Gözlerinden süzülen yaşlarla kızı uyutacak bir büyü mırıldandı. Öfkesi gözünü kör etmişti. Canı ise delice yanıyordu. Tozu dumana katmak isterken kendine engel olamayacağını biliyordu. Kızın bu vahşete tanık olup korkması ise en son isteyeceği şeydi. Hıncını etraftaki eşyalardan çıkarıp kırıp döktü. Kalbinin acısı fiziksel olarak acı hissetmesini engelliyordu. Sonunda bedeni bütün enerjisini tükettiğinde çökmüş bir şekilde yatağında uyuyan kızın yanına gitti. Kendini yatağa atıp onu bir süre izledikten sonra bir büyüyle bedenindeki morlukları iyileştirdi. Gözleri ağlamaktan acırken onu kolları arasına çekti.Onun kendisini duymayacağını bilse de hüzün dolu bir sesle '' Seni çok özledim sevgilim'' dedi. Saatler sonra ağlamaktan ve yorgunluktan bitap düştüğü için uykuya daldı.
| |
|
| |
| Ölüm Meleğinin Çığlığı | |
|