| Aşkı Kalbinde Saklı | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Aşkı Kalbinde Saklı Perş. Mayıs 14 2015, 23:06 | |
| Benim için hazırlanan partinin altında yatan asıl gerçekle şaşkınlığımı gizleyemedim. Hayatımda ilk defa yakından bir evlenme teklifine şahit oluyordum. Diğer yandan garip bir şekilde kendimi değersiz de hissettim. Tüm bu davet sadece bir paravan görevini görüyordu. Yine de Saevus'un gerçek ilgisini gördüğüm için ve dahası bana hediye ettiği şeyler yüzünden en azından davet konusunda değersiz olmadığım kanısına vardım. Ama diğer yandan beynimin içinde Trey ile olan ilişkimi sorgulamadan edemiyordum. Ona aşıktım, delicesine seviyordum. İlkimi yaşadığım Reilly ile ona hissettiklerim arasında dağlar kadar fark vardı bunu da biliyordum. Trey'in ise beni sevmediğinin farkındaydım. Beni istiyordu, arzuluyordu hatta paylaşamıyordu. Ama içinde sevgi yoktu ve bu ilk kez bana acı veriyordu.
Oradan hızla ayrılırken geride bıraktığım erkeği umursamadım. Şu an sadece ağlamak istiyordum. Onu ise görmek istemiyordum. Her saniye adımlarımı biraz daha hızlandırırken sonunda koşarak odamıza girdim. Kapıyı sertçe çarpıp kendimi yatağa attım. Ağlarken kısa sürede hıçkırmaya başladım. Aldığım her nefeste Trey'in odaya doldurduğu kokusunu içime çekerken ağlamam daha da artıyordu. Ona olan sevgim içimde saklandıkça sanki canımı acıtıyordu. Ama söylersem de beni bırakmasından korkuyordum. İlişkimiz seks üzerine kuruluydu. Beni tutkulu bir şekilde istediği sürede onun olacaktım. Benden sıkılacağı zamandan ise ölesiye korkuyordum. Yeni bir darbeye ve acıya hazır değildim. Ailem, arkadaşlarım beni kullanan adi adam... Yeterince yaram vardı. Bir tanesini daha kesinlikle ölümüm demekti. Bunu biliyordum. Jonathan'a söz vermiş olsam bile yaşamaya devam edemezdim.
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Çarş. Mayıs 20 2015, 00:05 | |
| Evleniyorlardı!!! Hala inanamıyordu. Asla paylaşamadığı iki insan ondan habersiz birbirlerinin oldukları yetmiyormuş gibi bir de ona kuzen yapmışlardı şimdiyse birbirlerinden ayrılmayacaklarını resmi bir şekilde dile getirip kendi mutlu ailelerini kuracaklardı. Trey buna karşı değildi hayır sadece sindiremiyordu. Olaylar düşündüğünden daha çabuk gelişmişti. Duruma farklı bir yönden yaklaşıcak olursak küçük letalis ikisini de diğerinden kıskanıyordu ama onları başka insanlarla asla paylaşamayacağını da biliyordu, görmüştü. Onlara yaklaşmaya kalkan herkesi ki bunlara kendi klanları dışında diğer klanların avcı liderleri,elçileri,hemşireleri, doktorları da dahildi bir şekilde uzaklaştırmıştı. Amcası ile lexi’nin başka biriyle olma düşüncesine bile katlanamıyordu bu yüzden birbirlerinin olmasına bir itirazı olmamıştı zaten sadece… sadece bilmiyordu kendini tuhaf hissetmişti. Dalgınlıkla yukarı çıkıp ruby’le birlikte kaldıkları odaya girdiğinde üzerinde engel olamadığı bir kızgınlık vardı ama sevgilim dediği kadının hıçkırarak ağladığını gördüğünde bu durum şaşkınlığı ile gölgelenmişti.
Kızın üzüntüsü trey’i huzursuz etmişti. Hızlı adımlarla kızın yanına gidip elini omzuna koyup dikkatini çekti. Sesini ayarlamaya çalışarak ''Hey neyin var? Neden ağlıyorsun? " diye sordu.
| |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Çarş. Mayıs 20 2015, 21:01 | |
| Hıçkırıklarım artarken yatağın ortasını neredeyse sırılsıklam yapmıştım. Bedenimi saran ani ürpertiyi hissettim. Islaklık beni üşütmeye başlamış olmalıydı. Ağladığım için çıkan ateşim, soğuk gözyaşlarımla anlaşma yaparak beni titretiyordu. Aklımın içinde ise bir ton soru vardı. Sevgi... Acaba hayatımda beni sahiden seven biri olmuş muydu? Belki, belki de öz ailem beni seviyordu. Yani her anne bana çocuklarını severdi. Ama benim ailem yoktu. Sevildiğimi düşündüğüm üvey ailem ise yaptığın onca emeği tek seferde çöpe atmış ve ölmemi istemişlerdi. Peki seven arkadaşlarım, yüzüme gülen insanlar... Onlarda silahları elinde beni öldürmek için sıraya girmişlerdi. En büyük yanılgım ise şüphesiz Reilly'idi. Belki de içten içe sevgiye muhtaç benliğim beni kandırılması kolay bir hedef haline getirmişti, ben kendimi güçlü sansam da... İlk aşkımı ise düşünmek bile istemiyordum, Dante. O da beni seviyordu, benden farklı olsa da... Onun sevgisini ise ben öldürmüş olmalıydım, onu zorla öperek... Perimin ise ne düşündüğünü kestiremiyordum. Birlikte yaşadığımız iki üç ateşli dakika sonrasında onun aşkını öğrenmiştim. Ölmemi istemediğini düşünürsek belki değer veriyordu ama bu değerin nedeni bile gücü yüzünden olabilirdi. Sonuçta benimle birlikte gücümüz artmıştı. Son olarak Trey... Şu an en büyük acıyı onun yüzünden hissediyordum. Aptal kalbim aldığı onca darbeden sonra neden sevmek gibi bir aptallık yapıyordu? Buna cevap veremiyordum ve her saniye sorular daha da büyüyordu. Ben ise daha fazla ağlıyordum. Benliğim kapanmaya başladığında bunu fark etsem de direnmedim aslında direnemedim. Belki de ölsem daha iyiydi benlik kaybının sıklığında doktorlardan biri beyin kanaması geçirebileceğimi söylediğine göre karanlıkta ölmem şaşırtıcı olmazdı.
Gözüme inen perde düşüncelerimi bertaraf ederken beni ele geçirdi. Her zamanki gibi yüzü olmayan iki silüet ile başladı. Annem ve babam olduğunu düşündüğüm iki kişi... Her adım attığımda benden uzaklaşmaları... Sanki normalde acı çekmiyormuşum gibi karanlıkta bana acı veriyordu. Sonra hissettiğim ufak dokunuş belki, belki bu sefer onlar beni bulmuşlardı. Başımı kaldırdığım da ise gördüğüm kişi yüzünden elimi yumruk yaptım. Gary! Onun burada ne işi vardı? Benim yatakta ne işim vardı? O an dudağımı ısırarak şeytani bir gülümseme yüzüme yerleşti. Ben beni avlayanları avlıyordum. Gary'de bir sonraki kurbandı. Onu ensesinden tutup kendime çektim ve dudaklarını öptüm. Aldığım karşılıkla onu yatakta altıma aldığımda kendimi geriye çekip gözlerine baktım. Gary, benim biricik dostum. Odam da olacakları beklerken sorgulamadan liderin yanına giden dostum... Onu yeniden öptüğümde alt dudağını sertçe ısırdım, kan çıkana kadar. Kanını emerek ağzım da biriktirdiğim de kendimi geri çekerek ona baktım. Ağzıma biriktirdiğim kanla avuç içimde küçük bir hançer oluşturup Gary'den akan kana yoğunlaşarak dudaklarından daha hızlı kanın damarlarını terk etmesini sağladım.
"Öldürmek için yanlış kişiyi seçtiniz, Gary... Sahip olduğum güçle hepinizin kanını sonuna dek kurutcam. Yaran küçük olsa da kan akış hızın benim kontrolüm de ve dahası kan için bir kaç yol daha açabilirim bebeğim..."
Şaşkın suratı ile hızlı bir manevrayla göğsünü çizdim. Oluşturduğum metallerin keskinliği ile hançerim kana bulanmıştı. Onun gömleği ile göğsünde de çizik vardı ve ben oradan da akan kanı hızlandırdım ama yine de çok değil. Sadece halsiz olsun istiyordum çünkü ona hak ettiği acıyı verecektim.
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Çarş. Mayıs 27 2015, 00:20 | |
| Aklında bin bir düşünce, odasına gittiğinde duyduğu ağlama sesi dikkatini dağıttı. Başını kaldırıp baktığında değer verdiği kadının yatakta hıçkırıklara boğulduğunu görmek şaşırtmıştı. Güzel bir gece geçirmişlerdi son kısmı saymazsak tabi… Ama bu onu üzecek bir durum değildi ki? Neden ağlıyordu? Bu kadar duygusallaşması normal miydi? Olup bitene bir anlam veremediği için ruby’e sorduğunda yüzünde gördüğü gülümseme şaşkınlıkla ona bakmasını sağladı. Gerçekten endişelenmeye başlıyordu. O bunları düşünürken dudaklarına kapanan dudaklar başta donmasını sağlasa da kendine geldiğinde öpücüğe tutkuyla karşılık verdi. Kesinlikle onda kalbinin ritmini bozan bir şeyler vardı. Belki… Belki bunun adı aşktı belki sadece değer veriyordu. Emin değildi. Olamıyordu. Daha önce hiç birini sevmemişti ki kadını gözüyle bakmamıştı kimseye. Ruby ilk uzun ilişkisiydi. İlk güvendiği, sırlarını paylaştığı, evini, ailesini açtığı kişiydi. Bedenini onun kontrolüne bırakıp yatağa uzandığında bir anda değişen ruh hali kafasını kurcalıyordu. Az önce üzgündü şimdi onu ateşli bir şekilde öpüyordu. Olanları bir mantık çerçevesine oturtmaya çalışırken öpücük sonlanmıştı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Neyin var? " diye sordu. Sevgilisi ona cevap vermek yerine yeniden dudaklarına kapanınca iç çekti. Bu seferki az öncekinden farklıydı.
Dudağı sertçe dişlendiğinde acıyla inledi. Kızın her hareketi tuhaf gelmeye başlamıştı. Dudağındaki yaradan olması gerekenden daha hızlı kan akarken kaşlarını çattı. Duydukları şok olmasını sağlarken bir parça kızgınlık, azıcık kıskançlık ama bolca şaşkınlıkla ''Gary mi? Oda kim? " diye sordu. Kızı seri bir hamleyle altına alıp bileklerinden yatağa sabitledi. Hareketlerini olabildiğince engellerken ''Ben o düşündüğün kişi değilim ruby… Kendine gel. Benim trey… Senin sevgilin " dedi. Gözlerini gözlerinden ayırmamıştı bunu söylerken ama üzerindeki tılsıma rağmen kapanmayı reddeden yarasından akan kan yüzünden dengesini korumakta zorlanmıştı.
| |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Çarş. Haz. 03 2015, 23:38 | |
| Gary... Aşağılık pislik... Onunla dostluğumuz uzun süre devam etse de arkadaşlığımızın ilk başında bana başka bir gözle bakmaya başlamış hatta sevgili olmak istemişti. Ben ise ona sadece arkadaş olmak istediğimi söylemiştim, çünkü aileme layık biri olabilmek adına en iyi bir avcı olmaya çalışıyordum. Bunun içinde bir sevgilinin ayağıma dolanmaması gerekiyordu. Bunu atlattığımızda arkadaşlığımız iyi gidiyordu ama bu yine de sorgusuz sualsiz beni öldürme işine katıldığı gerçeğini değiştirmiyordu. Belki de geçmişte ona vermediğim şeyi yani kendimi vereceğimi söyleyerek onu kandırmış ve bu yatağa yatmıştım. Reilly, her ne kadar beni beğenmese de Gary'nin geçmişteki beğenisi ile beni arzulaması normal gelmişti, sonuçta tadımı bilmiyordu. Onu öpüp karşılık aldığımda şeytani planımı işleme koydum. Bana sorduğu iyi misin sorusunu görmezden geldim. Uzun zamandır iyi olmaktan uzakta olduğumu biliyordum. Ama sonraki şaşkınlığı ile kahkaha attım. Bana kendisinin kim olduğunu mu soruyordu?
"Kendini bilmiyor musun? Sevgili dostum, bedenimi arzulayan ve üstüne beni öldürme işini üstlenen... Ama şu an durumlarımız değişti tabi seni öldürme işini üstlenen benim ve bu gece olabildiğince acı çektiğinden emin olacağım."
Dişlerimi alt dudağıma geçirip bu gece ne tür işkenceler yapacağımı düşünürken Gary'nin beni aniden altına alıp bedenimi sabitlemesi ile ona baktım. Lanet olsun! Kan akışı devam ederken çoktan halsiz olması gerekiyordu bu gücü nereden buluyordu? Üstüne söylediği şeyler kafamı karıştırdı. Trey? O da kimdi? Gary'nin başka bir adı vardı da ben mi bilmiyordum? Kan akışını biraz daha arttırıp onun halsiz bedenini üzerimden itip yataktan kalktım. Tam istediğim şekilde yatakta yatıyordu. Halsiz, karşı çıkamaz ama acıyı hisseder hem de sonuna kadar... Kan kaybından ölmemesi için kan akışını durdurup yanına oturup bir elimi yarasına bastırdım. Acı dolu iniltisi hoşuma gitmişti. Yüzüne yaklaşıp dudaklarını bir süre sömürüp alt dudağını emerek kendimi geri çektim ve ona göz kırptım.
"Keşke sana yıllar önce evet deseydim, bebeğim. Tadın son derece enfes, diğer yandan işler değişti. Acaba canını nasıl yaksam. Ne yazık ki daha fazla kan akmasına izin veremem çünkü seninle uzun bir gece planlıyorum."
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Paz Haz. 07 2015, 23:25 | |
| Trey Ruby’nin değişken ruh halini takip etmeye çalışırken onun kendinde olmadığını fark edememişti. Bir şeylerin farklı olduğunu elbette sezmişti ama kızın ağlaması onu o kadar etkilemişti ki bunun nedeni konusunda kafa yoramamıştı. Özellikle işin içine öpücük girdiğinde mantığını kaybettiğini düşünürsek buna küçük letalis’in daha önce hiç tatmadığı aşk duygusuyla olan imtihanı denilebilirdi. Tek kelimeyle ise bocalamıştı. Öyle ki kız bedenine yara açtığında bile onun tanıdığı kadından çok uzak davrandığını fark edememişti. Duyduğu sözlerden sonra işin ciddiyetini fark etti. Aklına onunla ilk karşılaştığı zamanki durum geldiğinde hastalığının devreye girdiğini anlamıştı anlamasına da gary isimi bütün sinir hücrelerini harekete geçirdiğinden pekte mantıklı düşünemeyerek kıskançlıkla, öfkeyle sevgilisini altına alıp önce o lanet herifin kim olduğunu sormuş sonrasında onu normale döndürmek adına bir cümle kurmuştu. Kızın cevap vermek yerine yaralarına odaklanması daha fazla kan kaybedip halsiz kalmasını sağladığından ufak bir dokunuşla kendini yatakta bulmuştu. Toparlanmayı denedi. Üzerindeki tılsımın etkisini kullanmaya çalıştı fakat onun gücü bile kapanmamaya inat etmiş bir yaraya çare olmamıştı. Olması gerekenden çok çok daha hızlı bir şekilde kan kaybederken acıyla inledi. Kendini berbat hissetmeye başladığında konuşmayı deneyerek '' Sevgilim hatırlamaya çalış… " dedi.
Durumu kötüleşip gözleri karardığında derin bir nefes aldı. Lanet olsun… Bu durum az daha devam ederse ölecekti. Kalkmaya değil yeltenmek kıpırdayacak kadar bile hali olmadığı için sesiniz düz tutmaya özen gösterse de duyduğu son sözler sinirini tepesine çıkardı. Keşke sana yıllar önce evet deseydim mi demişti o? Sinirle '' Ne? Ne dedin sen? "diye sordu. Öfkeyle birlikte hissettiği adrenalin en azından kıpırdamasını sağlarken '' O adi herifi öldüreceğim. Bu durumdan bir kurtulalım onun… " diye söylenmeye başladığında kendini zar zor zapt edip sustu. Şuan kıskançlığına değil tamamıyla kendisini kaybetmiş kadınına odaklanmalıydı.
Sakinleşmeye çalışıp başaramayarak '' Lanet olsun kadın seni seviyorum ben… Öldürmek gibi bir niyetim yok! O zevkle yok edeceğim gary serserisi de değilim. Treyim. Senle ormanda karşılaşmıştık... " diye bağırdı. Sonra söylediklerinin şokuyla kalakaldı. O… O az önce aşk itirafı mı yapmıştı?
| |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Ptsi Haz. 08 2015, 01:14 | |
| Gary'nin kurtulmak için daha mantıklı şekilde davranacağını düşünsem de bana hiç duymadığım bir isimden bahsederek durumu değiştirmeye çalışmıştı. Bu işi cidden anlamamıştım. Ama sonrasında duyduğum şeyle bir anlığına durdum. Bana sevgilim diyordu. Henüz Gary'nin kafasına bile vurmamıştım üstelik, şimdiden halsizlik yüzünden hayal mi görmeye başlamıştı? Belki de düşündüğüm den daha çok kanın bedeninden çıktığını düşünerek kan akışını tamamen durdurdum ama bu yine de bedeninin toparlanması için yeterli değildi. Tatlı dudaklarını öptükten sonra ona söylediğim cümlelerden sonra hareket etmesi tek kaşımı kaldırarak ona bakmama sebep oldu. Acaba düşündüğüm den daha mı iyi durumdaydı? Peki öyleyse tüm bu Trey saçmalığı ne oluyordu? Cümlelerinin anlamsızlığı yüzünden bazılarını es geçtim ta ki beni sevdiğini söyleyene kadar... Sevgi... Sevdiğim herkes kalbimi söküp atmak için sıraya girmişken ve kendisi beni öldürmek isteyenlerle çalışırken beni sevdiğinden nasıl bahsedebilirdi. Diğer yandan tadının güzelliği yüzünden garip bir iç güdü ile bedenim onu arzuluyordu. Kendini öldürmek isteyip, Trey olduğunu yinelediği cümleyi es geçerek üzerimdeki kıyafete baktım. Seksi mini bir elbiseydi. Eteğini yukarı kıvırıp Gary'nin bedenini bacaklarımın arasına alarak erkekliğinin üzerine oturduğum da yanaklarını kavrayıp gözlerinin içine baktım.
"Demek beni seviyorsun, Gary. Aslında bende seni bir zamanlar severdim evet sevgili olmamız için gerekli olan bir sevgi değildi bu, arkadaşça bir sevgiydi. Ama şu an beni tadın farklı şekilde etkiliyor..."
Öne doğru eğilip dudaklarına kapandığımda öpmeye başladım. Bu kez bana karşılık vermemesi içimdeki öfkeyi körükledi. Aslında istememesi daha iyi bile olabilirdi. Sonuçta ona bir şekilde işkence etmeye niyetliydim ona istemediği bedenimle de işkence edebilirdim. Alt dudağını ağzımın içine alıp emmeye başladığım da açılan ağzından içeri dilimi sokarak daha fazla tadını algıladım. Tadı cidden harikaydı. Ellerim boş durmayıp onu soyarken kadınlığımı ona sürtmenin yanında birde elimle erkekliğini okşamaya başladım. İstediğim şekilde tepkiler alırken dudaklarımı boynuna yönlendirip öpücükler kondurdum. Ama sonra ona acı da vermek istediğim için acımasızca dişlerimi geçirdim. Neredeyse kan çıkacak kadar onu ısırırken emmeye başladığım yerde morluk oluşmaya başlamıştı. Acıdan zonkluyor olmalıydı ama umurumda değildi. Tenine hem öpücükler kondurup tahrik ediyor hem de dişlerimi kullanarak mor izler bırakıyordum. Kendim ise aldığım tatla oldukça baştan çıkmıştım. Gary'i kesinlikle içimde isteyecek kadar ıslanmış ve arzu dolmuştum. Kulak memesini emerken fısıldamaya başladım.
"Sözümü yineliyorum, böylesine harika olduğunu bilsem seninle çok önceden birlikte olurdum. Ama hala geç değil, ölmeden önce eğlenelim, bebeğim. Beni becermeye ne dersin?"
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Ptsi Haz. 08 2015, 23:54 | |
| Aşk… Daha önce hiçbir kadına karşı hissetmediği bir şeydi. Aslında o şimdiye kadar lexi hariç bir dişiye normal davranıp onunla takılmış biri de değildi. Muhtemelen bu nedenle de ruby’ye karşı gerçekten ne hissettiğini, kızın hayatındaki önemini, kalp ritmini nasıl değiştirebildiğini fazlasıyla geç fark etmişti. Seni seviyorum sözlerinin dudaklarından ondan izinsiz döküldüğünü düşünürsek bunu henüz kendine bile itiraf edip tam anlamıyla sindirememişti. Ancak kız onu o kadar zorlamıştı ki gerçek anlamda henüz anlayamadığı sevgisi kelimelere bilinçsizce dökülmüştü. Letalis gözlerini kadının gözlerinden ayırmadan derin bir nefes aldı. Ona kendi canımdan vazgeçecek kadar bağlandım mı cidden? Diye sordu içinden kendi kendine… Verdiği cevapla sessizce küfrettiyse bile dışarıya bir şey yansıtmadı. Kızın inatla kendisine o öldürmek istediği adamın ismiyle hitap etmesi katil olma isteğini arttırırken kafasını duvara vurmak istedi. O lanet pisliği arkadaş olarak görmesi rahatlatmış olsa da o hala transtaydı ve treyle konuşurken bile o adi piç kurusunu görüyordu. Öfkeyle dişlerinin arasından ''Ben o piç herif değilim lanet olsun ruby biliyorum kendinde değilsin ama hatırlamak zorundasın. Kendine gelmelisin. Uyan. " Diye bağırdı.
Dudaklarına kapanan dudaklara bu sefer karşılık vermeyip dirense de kızın baştan çıkaran tavırları, ona karşı olan zaafıyla birlikte birleşince bu çok sürmedi. Sevgilinin onun üzerindeki kıyafetleri çıkarırken az buçuk iradesini toparlar gibi olduysa da erkekliğinde hissettiği dokunuşla birlikte hepsi yerle bir oldu. Bedeninde oluşan morlukların verdiği acıya rağmen zevkle inlerken duydukları kanın beynine çıkmasını sağladı.
Bir yerleri ya da bir şeyleri yok etme isteği ile dolarken öfkeyle ''Ha yani adamın tadını beğenseydin onunla daha önce yatmıştın öyle mi? " diye sordu. Sonra alayla ''O zaman benim tadımda olmadığı için şükretmeliyim herhalde…. Seni becermeyi çok istiyorum tatlım ama ölmek konusunda sana katılmıyorum daha gencim ve yapmak istediğim şeyler var… Gary denen o pisliği yer yüzünden silmek gibi… " dedi.
| |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Salı Haz. 09 2015, 14:18 | |
| Gary'nin beni sevdiğini söylemesinin verdiği şaşkınlık Trey kısmını tamamen unutmamı sağlasa da yeniden konuşmaya başlaması ile sıkkın bir nefes aldım. Lanet olsun! Bu Trey ismine bağlılıkta nereden çıkmıştı. Gary'i uzun yıllardır tanıyordum yani tipine bakarak onu başkası ile karıştırma ihtimalim yoktu ki. Kendisi ile ilgili konuşup uyanmamı isterken onun laflarını umursamamaya devam ettim. Sonrasında ise beni etkileyen tadına odaklandım. Böylesine güzel bir tatla daha önce karşılaşmamıştım. Hem zaten seviştiğim sadece iki kişi vardı, Reilly ve Jonathan. Perimin tadının beni Reilly den daha çok etkilediği bir gerçek olsa da Gary'nin tadı onunla bile kıyaslamaz şekilde bedenimi harekete geçiriyordu. Ben, beni becermesi ile ilgili konuşmamı yaparken onun yeniden kendinden üçüncü bir kişi olarak bahsetmesi ciddi anlamda canımı sıktı. Sonrasında beni becermeyi istemesi gülümsememe neden olsa da yine kendini öldürmekle ilgili kurduğu cümle ile hızla ayağa kalktım. Tüm hevesim kaçmıştı. Arzum en yüksek seviye de olsa bile devam etmek istemiyorum.
"Lanet olsun, Gary! Tamam tüm hevesin kaçtı seni içimde istemiyorum. Çeneni kapatmam için sanırım seni bir an önce öldürmek zorundayım, bebeğim..."
Yeniden açık yaralarına odaklandığım da kan akışını hızlandıracakken vazgeçerek yarasına biraz bastırarak kanı elime bulaştırdım. Bir kaç saniye içinde kan elimde şekil alarak keskin bir metale dönüşürken hafifçe gülümseyerek onun yanına uzandım ve güzel kokusunu içime çekerek göğsüne bir kaç çizik daha attım. Onu öldürmeden önce son kez tadına bakma istediğimi göz ardı edemeden dudaklarını yeniden öptüğüm de başıma giren ağrı ile elimdeki metali düşürdüm. Öpmeyi kestiğimde gözümün önünde oluşan karartılar dan sonra görüş alanım yeniden netleştiğinde gördüğüm kişi Trey'di. Yaptıklarım yavaşça beynime dolarken burnumdan kan akmaya başladı. Ağzımdan akmaya başlayan kan midemi bulandırırken ağlamaya başladım. Az önce sevdiğim adamı öldürecektim. Halsiz halime rağmen ayağa doğrulmaya çalıştım. Gücümü kullanamadığım için kan akışımı kontrol edemiyordum, fazlaca halsiz hissediyorum. Daha da önemlisi kendimden nefret ediyordum. Şu an Trey beni terk etse sonuna kadar haklıydı Beni belki de kapının önüne koyardı.
"T-Trey, be-ben çok ö-özür dilerim. Sa-sana asla za-zarar vermek istemezdim. Eğer istersen, ke-kendimi biraz toparladığım da buradan giderim."
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Ptsi Haz. 15 2015, 23:40 | |
| Lanet olsun… Aşık olduğunu geç fark ettiği kadın sözlerini resmen göz ardı ediyor gary denen o aşağılık herifin ölümden kurtulma çabaları olduğunu sanıyordu. Ama kahretsin ki değildi. O an trey ölümün eşiğinde olmasına rağmen kendini düşünmüyordu. Bütün fikirleri tamamıyla ruby üzerine kuruluydu. Onu çok geç olmadan durdurmalıydı yoksa kendine geldiğinde geri dönüşü olmayan büyük bir pişmanlıkla kavrulacaktı. Üstelik amcası küçük letalisi ne kadar hırpalasa da sevgilisinin onu öldürmesine göz yumacak biri de değildi. Olaylar öğrenildiğinde onu kesin öldürürdü. Hem de bildiği en acı verici yöntemleri onun üzerinde uygulayıp yavaş yavaş her anından zevk alarak yapardı bunu. Bütün bunların olmasını, ona bir zarar gelmesini istemiyordu. Arzusunu bastırmaya çalışmasının bir nedeni de buydu. Onun üzerinden kalkıp kurduğu cümleden sonra derin bir nefes alıp gözlerini kapadı. Baştan çıkan bedenini sakinleştirmeye uğraşırken kapanmaya çalışan gözlerini açık kalmaya zorladı.
Sandığından daha fazla kan kaybetmiş olmalıydı ve hareket etmeye çalıştığı her seferinde ise durumunu kötüleştirmekten başka bir şey yapmamıştı. Direnci iyice zayıflamışken artık tılsımının onu kurtarabileceğinden bile emin değildi. Yarasına uygulanan baskı ile acıyla çok zor duyulabilecek bir sesle inlerken bedenine açılan ikinci yarayla gözlerini kapadı.
Kendini konuşmaya zorlayarak ''Ruby… Kendine gelmek zorundasın… ‘ " dedi. Dudaklarına kapanan dudaklara bu sefer karşılık vermemişti. Sevdiği kadın geri çekildiğinde gözlerini açmak imkansız gibi gelse de son bir gayret aralamayı başardı. Gördüğü manzara ise nefesini kesmişti. Endişe ve kaybetme korkusu bütün bedenini sararken kalbi delicesine atmaya başladı. Nefes alamaz bir halde ona bakarken ''Neler oluyor ? İyi misin? " diye sordu. Duyduklarından sonra normale döndüğünü görmek rahatlatmış olsa da içindeki endişe sesine de yansıdı ve ''Saçmalama ruby… Kendinde olmadığını elbette biliyorum ve hayır sevdiğim kadının kontrol edemediği sanrıları yüzünden hayatımdan çıkmasını istemiyorum. Bunu bir şekilde çözeceğiz. " Dedi. Ona sarılmak istese de yapamadığı için içinde sessizce küfretti.
| |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Salı Haz. 16 2015, 00:08 | |
| Boşluğun içinde yaptıklarım çoğu zaman pişman olmamı sağlıyordu. Hayaller görerek yaptığım her bir hareket şizofren olduğumu adeta kanıtlıyordu. Ama eskiden de doktorlar bana bu tanıyı koymaktan çekinmişlerdi. Sadece bazı dönemlerde kapıldığım hayalleri beynimi uyuşturan ilaçlarla yok etmeye çalışıyorlardı. Ben ise ilaçlardan nefret etmem bir yana evden ayrıldığım dan bu yana ilaçlarımı asla kullanmamıştım. Şimdi Trey'in kanlar içindeki bedenine bakarken ağlamak istiyordum. Göz yaşlarımın onun acısını geçirmeyeceğini biliyordum ya da yaşadıklarını unutturmayacaktı. Yine de göz yaşlarımı durdurmak gibi bir girişim de bulunmadım işin aslı durduracak gücüm de yoktu. Biraz gücüm olsa bedenimden akan kanları durdurmaya çalışırdım. Özellikle ağzımın içine dolan kan ciddi anlamda midemi bulandırıyordu. Kusmamak için uğraşırken Trey'i yeniden hiç istemeyerek de olsa ayrılmamızı dile getirmeye çalıştım, onun ise tek yaptığı iyi olup olmamı sormaktı. Kendimden nefret ediyordum, onu hak etmiyordum. Kesinlikle hak etmiyordum. Trey'in endişeli sesi kulaklarımı doldururken onun açıklamalarına itiraz etmek istedim ama sevdiğim kadın dediği anda bendeki ipler tamamen koptu. Beni seviyordu. Bu odaya sevilmediğimi bilerek ve bir gün onu kaybedeceğimi düşünerek ağlamaya gelmiş ve krize girmiştim. Şimdi tüm o şeyler benim aptalca kuruntularım mı oluyordu? Kafamı duvarlara vurmak istiyordum ama öncesinde Trey'i iyi etmek zorundaydım bir şekilde. Onun yanına uzanıp bedenimi ona çevirip yanağını okşadım.
"Bende seni seviyorum, Trey... Be-beni sevmediğini düşünmüştüm. Aramızdaki bu ilişkinin sadece yatakta kalacağını sanıyordum. Be-beni ki-kimse sevmezsek senin sevdiğine hala inanamıyorum..."
Cümlem biterken kendimi biraz daha iyi hissetmeye başladım, buna anlam verememiştim. Ama gücümü kullanacak kadar iyi olmam bana yeterdi. Trey'in üzerinde gücümü kullanıp akan kanlarını durdurdum. Bedeni bu sayede kendini çabuk toparlayacak ve kendine gelebilecekti. Diğer yandan benim bedenim tekrar halsizleşti. Ama umurumda değildi, Trey iyi olmalıydı. Çünkü bunu hak ediyordu.
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Cuma Ağus. 28 2015, 23:23 | |
| Her şey o kadar üst üste gelmişti ki genç letalis olayları ve duygularını takip etmekte zorlanıyordu. Lexi dışında değer verdiğim tek kız diye düşündüğü güzelliğe aslında aşık olduğunu sonunda çakmıştı evet o kıskançlıkların, paylaşamamasının, değer vermesinin ve onun için endişelenmesinin nedenini bulmuştu. Bu dengesiz hırçın cadıyı seviyordu. Tek sorun bunu onun tarafından öldürülürken geçirdiği kıskançlık krizi esnasında kavgada dile getirmesiyle birlikte fark etmesiydi. Kızı kendine getirme çabaları hiçbir işe yaramazken böyle giderse birkaç dakika içinde ölmüş olacağından çok onun şuan ki haliyle yapacaklarının sonucunu, bunların kız üzerindeki yıkıcı etkisini düşünmesinin normal olup olmadığını ise bilmiyordu. Bildiği tek şey kızın ağzından kan gelmeye başladığında hayatında hiç yaşamadığı kadar büyük bir korku yaşamıştı. Bu durum son bulduğunda rahat bir nefes aldı. Ruby’nin hali daha da kötüye gitmiyordu bu iyiydi. Onun yanına uzanmasıyla gözlerini kapayıp kendini toparlamaya çalıştı. Lanet olası tılsımlar neden işe yarayıp onu iyileştirmiyordu ki… Bugünün amcası ve lexi için anlam ve önemini düşünerek şuan muhtemelen odalarında olduğunu düşünüyor bu yüzdende en azından basılma korkusunu taşımıyor olsa bile yine de gergindi.
Yanağındaki okşama ile biraz daha rahatladığını hissetti. Duyduğu sözler özellikle seni seviyorum kelimesi kalbinin teklemesini sağladı. Yavaşladığını fark ettiği kalp ritmi ölüme inat heyecanla hızlı bir şekilde atarken yarım yamalak gülümsedi. İçindeki sevinci yansıtmaya çalışıyor olsa da halsizlikle dolu bir sesle ''Sana bu kadar değer verip kıskanırken gerçekten böyle düşünmüş olamazsın… Seni seviyorum ve deliler gibi aşığım. Ayrıca kendine haksızlık etme lexi ve amcam sana ısındılar perinde değer veriyor. Kısaca etrafında seni gerçekten seven yeterince kişi var. " Dedi. Yaraları iyileşmeye başladığında onu kendine doğru çekip sarıldı. Saçlarına ufak bir öpücük kondururken ''şimdi o lanet herifin tam adını ve adresini istiyorum öldürmek için lazım olacak " dedi. Bunu söylerken sesindeki kıskançlık elle tutulur cinstendi.
| |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı C.tesi Eyl. 05 2015, 14:06 | |
| Kendime olan nefretim her saniye biraz daha büyüyordu. Hastalığım yüzünden Trey ile tanıştığım ilk gün zaten onu öldürmeye çalıştım. O zaman bu kadar önemi yoktu, çünkü o hayatımda yer almayan biriydi. Ama şimdi aşık olduğum adamdı ve ben ilk günün aksine ona işkence etmiştim. Kendimden utanıyordum, onun beni hala düşünüyor olması ise canımı yakıyordu. Onu sahiden hak edecek ne yapmıştım, bilmiyordum. Üstelik bana aşık olduğunu söylemesi, hayatımdaki en büyük hediyemi aldığımı hissediyordum. Halsizlikle onun yanına uzanırken yaralarının iyileşmesini sağlamamış olsam da yavaşlattığım için daha hızlı iyileşeceğini biliyordum. Bakışlarım onun yüzünde yanağını okşarken gözlerinde sevgisini gördüm. Dudaklarından dökülen kelimeler kalbimin atış hızı ile oynarken beni ailesinden biri gibi görmesi ile gülümsedim. Dakikalar önce Bay Letalis'in sözlerini de anımsadığımda fark etmeden aileden biri olduğumu bir kez daha anladım. Jonathan'ın da ritüel de söylediklerini anımsadığım da dudaklarımı ısırdım. Sürekli yanımda olmasa da bana değer verdiğini biliyordum. Reilly den beni kurtarması buna vereceğim en büyük kanıttı. Öyleyse benim derdim neydi? Beynimin içinde olanları kontrol edemiyordum. Hiç istemesem de yeniden tedavi olmaya başlamam gerekirdi ama belki de bir cadı daha fazla işimi görürdü. Sanrıları yok ederdi belki de... Kafamda bunları düşünürken Trey'in kıskançlık dolu sözlerini duyduğum da içinde bulunduğum duruma rağmen kıkırtı şeklinde gülmeye başladım. Cidden dengesiz biriydim. Ona biraz daha sokulup dudaklarını önce yumuşak ardından ateşli bir şekilde öptüm. Ardından geri çekilip yanaklarını okşamaya devam ettim.
"Öldürmen gereken kim yok bebeğim. O pisliği çoktan öldürdüm. Ama seni temin ederim bu şekilde değil. Beni sadece senin tadın bu şekilde etkiliyor ve ben geçmişte ne yaşamış olursam olayım. Seni ormanda öptüğüm andan itibaren sadece sana aitim.
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı C.tesi Eyl. 19 2015, 22:16 | |
| Aşk… Küçük letalis’in bu kızla karşılaşana kadar hiç karlılaşmadığı ve aklından geçmeyen bir şeydi. Kadınlar mı? Ah lexi dışındaki her dişi yatağını ısıtan birer eğlenceydi onun için. Kur yap, ayart, yatağa at ve sabah olmadan orayı terk et. Bu karşısındaki bu deli kız karşısına çıkıp bütün tabularını yıkmadan önce onun bağlı kaldığı bir ilkeydi. Sonra mı? Sonra ruby ile karşılaşmıştı. Ve kız o gün ormanda karşılaştıkları zamandan bu yana bir daha aklından hiç çıkmayarak bütün doğrularını değiştirip trey’i bambaşka biri yapmıştı. Bundan ise hiç şikayetçi değildi. Aşırı kıskançlık damarlarını ele geçirmiş şekilde tamamen kıza merak ettiklerini sorarkense aklından en adi düşmanlarına bile yapmadığı işkence türleri geçiyordu. Sevdiği kadına dokunan her canlı onun gözünde çoktan ölmeyi hak etmişti. Bu düşünceler içince dalgınca alacağı cevabı beklerken kızın kıkırtısı ile hafifçe gülümsedi. Öfkeden kuduruyor olsa da onun bu tatlı hallerine teslim olmak, kısa bir anlığına da olsa her şeyi unutup ona katılmak elinde olmadan yaptığı ve harika hissettiren bir şeydi.
Gözlerini onun gözlerine dikip derin bir nefes alarak sorusunun cevabını hala beklediğini belli ettiğinde dudaklarına kapanan dudaklara aşk ve sevgiyle karşılık verse de kızın içten içe olayın üstünü ört bas etmeye uğraştığını hissediyordu. Bu ise fazlasıyla canını sıkıyordu. Öpücük sonlandığında aldığı cevap nefesini kesti. Kadınına kendisinden başka kimsenin el sürmediğini öğrenmek hem rahatlatarak gururunu okşamış hem de hoşuna gitmişti. Öldürmek istediği adamın çoktan ölmüş olmasına ise sevinse mi üzülse mi karar verememişti. O adi herifi kendi elleriyle öldürmekten mahrum kaldığı için az buçuk kötü hissediyor olsa da onun ölüm şeklinin kendisi gibi olmadığını düşünerek bunu görmezden gelmeye çalışıyordu. Kızı iyileşmeye çalışan yaralarını umursamaksızın altına alıp bileklerini başının üstüne sabitledikten sonra hissettiği acıyla dişlerini sıktı.
Can acısı onun tatlı dudaklarına kapanarak unutmaya çalışırken nefesi kesildiğinde geri çekilerek nefes nefese '' Bunu duyduğuma sevindim sevgilim. Seni seviyorum… Seni kılına dokunmaya cüret edeni hiç düşünmeden yok edecek kadar seviyorum." Dedi ve yeniden öpmeye başladı az önce olanlara rağmen onu istiyordu. Hiçbir şeyi ve hiç kimseyi istemediği kadar çok istiyordu. İçine gömülmek ve derinliklerinin tadını çıkarmak için can atan bedenini daha fazla görmezden gelmeyerek ellerini onun bedeninde gezdirmeye başladı. Ona artık bir fazlalıktan başka bir şey gibi görünmeyen kravatını çıkarıp kızın bileklerini bağlayıp yatağa sabitledikten sonra gözlerinin içine bakarak '' Şimdi intikam vakti tatlım… Zevk dolu bir işkenceye hazır mısın?" diye sorup göz kırptı. Dudakları kızın teninde dolaşırken onun üzerindeki kıyafetleri parçalara ayırıp tamamıyla çıplak kalmasını sağladı. Bir eli önce klitorisini hafifçe okşayıp ufak bir keşif yaptı. Parmaklarını onun hiç beklemediği bir anda içine sokup hareket ettirirken bir yandan da kızın bedeninin tadını çıkartıyor inlemelerinden aldığı hazzın içinde kendini kaybediyordu.
| |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı C.tesi Eyl. 19 2015, 23:12 | |
| Trey'i öpmek yaşadığım, yaşamakta olduğum tüm kötü anıların üstünü bir şekilde örtüyordu. Bunu bana nasıl yaptığını bilmiyordum. Ama her ne yapıyorsa karşılığını almışken ondan vazgeçmek istemiyordum. Yine de hastalığım aklıma geldiğinde içten içe bencillik yaptığımı da biliyordum. Bir şekilde bu durum başımıza bela olmaya devam edecekti. Ama Trey benden vazgeçmeyeceğini birden çok kez göstermişti. Bu yüzden de ona yeniden beni bırak desem bu seferki tepkisinden açıkçası çekiniyordum. O yüzden de hastalığımı unutup şu anki zamana dönerek sevdiğim erkeğin kalbini rahatlatmaya karar verdim. Kıskançlık dolu sözleri kalbimin kuş olup uçmasını sağlarken beni yeniden öpen dudaklara hissettiğim halsizliğe rağmen karşılık verdim. Birazdan bayılacak olsam bile onu hissetmekten kendimi mahrum edemezdim. Nefeslerimiz kesildiğinde duyduklarım ile gülümsedim ve ellerimi Trey'in saçlarından geçirdim. Onu kendime bastırıp dudaklarını sömürürken dudaklarımdan acıyla karışık zevk dolu inlemeler dökülüyordu. Bedenimdeki her bir dokunuş aklımı başımdan alırken geri çekilip kravatını çıkarmaya başlayan Trey'i alt dudağımı ısırarak izledim. Atmasını düşündüğüm kravat bileklerime dolanırken kıkırdarken ne yapacağını merak ettim. İçimden bir ses kaçmama için beni bağladığını söylerken duyduğum kelimelerle şehvetli bir şekilde gülümsedim.
"Demek intikam vakti ha... Acı bana sevgilim."
Başta gülerek bu oyuna katılsam da dakikalar sonra bedenim ihtiyaçla kasılırken dudaklarımdan dökülen inlemeler giderek arttı. Sertçe yırtılan kıyafetlerle çıplak kalmış bedenime kondurulan her bir öpücük sınırlarımı zorlarken Trey'in kadınlığıma yaptığı şeyler yüzünden çığlık attım. Nefes nefese konuşmaya çalışırken kelimeleri bir araya getirmekte zorlanıyordum.
"Be...bebeğim... Beni daha ne ka...kadar yalvartacaksın... Se...seni istiyorum."
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı C.tesi Ekim 03 2015, 22:28 | |
| Ruby’nin teninde kendini kaybederken az önce kaybettiği o kadar kana rağmen halsiz olsa da bedeni arzuyla dolmuştu. Ona yaşadıkları anları unutturacak kadar güzel zamanlar yaşamasını istediğinden onun cennetinde huzur bulmak adına kızı tatlı tatlı baştan çıkartmaya başladı. Dudakları bedeninin her bir noktasına küçük öpücükler ve ısırıklar kondururken onu bağlayıp olayı daha da eğlenceli hale getirmişti. Kadının altında kıvranıp istese de kendine dokunamadığı için daha çok yoldan çıkmasını zevkle izledi. Onun mahrem yerini öpüp emerek arada da ufak ısırıklarla çığlık atışlarını dinledi. Onu tatmin olmasının kıyısına getirip her seferinde buna izin vermeyerek işkence ederken artık dayanamadığını hissettiği noktada üzerindekilerden yavaş yavaş kurtulup kızın üzerindeki yerini aldı ama kendini ona sürtmekten öte gitmedi. Yakıcı temas dayanılmaz olsa da inatla içine girmiyordu. Sonunda dayanamayıp sertçe içine girdi. Hareketleri başta yavaş olsa da sonradan kontrolünü kaybedip hızlanmıştı.
Sert ve hızlı darbelerle vuruşlarına devam ederken ruby’i ikinci kez tatmin etmeyi başarmıştı. Aşık olduğu kadın üçüncü kez tatmin olurken treyde kendini serbest bırakıp onunla birlikte doyuma ulaştı. Nefes nefese bir şekilde kendine gelmeye çalışırken bedenini zorlukla yana atmayı başarmıştı. Kan kaybettiği için halsiz olan bedeni daha da bitkin düşerken kendini toparlamaya çalıştı. Sevgilisini kolları arasına almak istese de o gücü kendinde bulamadığından ona sokulup kolunu üzerine attı. Hafif kısık bir sesle '' Seni çok ama çok seviyorum ruby… Ve aşırı kıskanıyorum hayatım" diyerek omzuna ufak bir öpücük kondurdu.
| |
|
| |
Ruby Bianca Howlett Avcı / Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 295 Kayıt tarihi : 09/06/12 Yaş : 30 Lakap : Benliksiz
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Ptsi Ekim 05 2015, 14:17 | |
| Trey'in bileklerimi bağlaması başta garip gelse de bunu yadırgamadan ona ayak uydurmuştum. İntikam alacağını söylemesine başta gülsem de şu an gerilen sinirlerim pekte espri kaldıracak düzeyde değildi. Baştan çıkmış bedenim alev alev yanarken Trey'in beni o muhteşem noktaya getirip her seferinde geri çekilme aklımı kaybetmeme neden olacak türden bir etki yaratıyordu. Bedenim alamadığı karşılık yüzünden acı verirken nefesim kontrolden çıkmıştı. Yalvarmalarım bile artık bir işe yaramıyordu, çünkü kelimeleri dudaklarımdan dökecek halim bile kalmamıştı. Son bir gayretle yeniden yalvarmaya başladım, yoksa kesinlikle delirecektim. "Se...sevgilim, lü...lütfen, da...dayanamıyorum." Üzerimdeki ağırlığı hissetmemle az biraz rahatlasam da sürtünerek devam eden işkencesi yüzünden artık ağlamak üzereydim. Gözlerim dolarken yanaklarım ıslanmaya başladığında Trey'i içimde hissettim. Ses tellerim inlemeler yüzünden acıdığından attığım çığlık oldukça boğuk çıksa da içimdeki garip rahatlıkla hissettiğim zevke odaklandım. Tatmin olmama kısa sürerken devamlı hareketler beni bir sonraki sınıra taşırken her şey bittiğinde üç kez o mükemmel anı yaşamış ve neredeyse kendimden geçmek üzereydi. Sevdiği erkeğinde benden farksız haliyle sarılmaya çalıştığını fark ettiğimde gülümsedim. Beni gerçekten sevdiğini gözlerinde görürken içimdeki mutluluğu bir tarifi yoktu. Sanki hayatımda ilk kez sevdiğimi hissediyordum. Daha önce de hissetmiştim ama hepsinin bir yalan olduğunu acı gerçekle görmüşken Trey'e gerçekten güvenmek istiyordum. Omzumdaki öpücükle bedenimi ona çevirirken göğsüne uzandım. Duyduklarımla gülümserken yaşadıklarım aklıma geldiğinde gözlerimden yaşlar akmaya başladı yine, çok fazla kırılmış fazlaca terk edilmiştim. "Bende seni seviyor ve kıskanıyorum sevgilim. Beni lütfen bırakma, Trey ve sevgin gerçek değilse lütfen bunu şimdi söyle... Öyle çok kırıldım ki bir yenisi daha olursa yaşayamaya devam edebileceğimi sanmıyorum. Daha öncede ölmeyi çok istedim, hatta bunu denedim..."
|
| |
|
| |
Trey Letalis Avcı
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14
| Konu: Geri: Aşkı Kalbinde Saklı Ptsi Kas. 09 2015, 23:32 | |
| Ölümden dönmüş olmasına rağmen bedenine kendini toparlama izni vermeden aşık olduğunu kavga gürültü itiraf ettiği kadınla birlikte olduğu için duruma isyan eden hücreleri bunu ayan beyan belli ederek göz kapaklarını ağırlaştırırken esnemesini bastıramadı. Yorgundu ve yaşadıkları onca şeyden sonra ikisi de biraz dinlenmeyi kesinlikle hak etmişlerdi. Üstelik gözlerinin önünde gerçekleşen o fazlasıyla romantik ,gereksiz evlenme teklifi süprizinden sonra psikolojik olarak da harika sayılmazdı ki ruby’nin kendini kaybedişi olaya tuz biber serpmişti. Şimdi her şey yolundayken ve sevgilisi kollarının arasında dinlenirken huzurlu bir uykuya kesinlikle ihtiyacı vardı.
Başını onun boynuna gömerken duydukları ile iç çekip ''‘Seni gerçekten seviyorum… Ve eğer o ölüm kelimesini ağzından bir daha duyarsam yemin ediyorum kötü olur " dedi. Gittikçe kısılan sesiyle ''Şimdi lütfen sadece uyuyalım " diyerek ufak bir öpücük kondurup bedenini uykuya teslim etti.
| |
|
| |
| Aşkı Kalbinde Saklı | |
|