2. Beden Eğitimi Dersi

Kitap, tütün ve küf kokan dağınık odaya loş bir ışık vuruyordu. Odanın arkasında duran eski kitaplığın önünde, üstünde not defterlerinin ve bir viski şişesinin durduğu antika masada uyuya kalmış bir adam horluyor gibiydi. Odanın köşesinde duran eski saatin tik tak sesleri sinir bozucuydu fakat adam buna rağmen uyanmayı reddediyordu. Saatin akrebi altıyı gösterdiğinde bir dong sesi ile adam kafasını kaldırdı ve gıcırdayan sandalyesini kıl payı düşmeden dengeledi. Şaşkın ve uykulu gözlerle saate baktı. Homurdanarak ayağa kalktı ve onunla birlikte bir miktar toz. Kirli sakalını kaşıdı ve gözlerini ovuşturdu. Dağılmış saçlarını geriye attı ve kırışmış gömleğini beceriksizce düzeltti. Pek işe yaradığı söylenemezdi. Son aldığı notlara baktı ve tamamlanmayan yerleri gördü. Her zaman kullandığı dolma kalemini aradı ama yoktu. Birkaç saniye sonra yere düşmüş bir mürekkep şişesinin yanında duran dolma kalemi gözüne çarptı. Sandalyesini geriye itti ve yere eğilip mürekkep şişesiyle kalemini aldı. Her zamanki yerlerine koydu ikisini de. Mürekkep şişesindeki neredeyse tüm mürekkep yere dökülmüştü fakat buna rağmen dolma kalemini az kalmış mürekkebe daldırdı ve kalan yerleri ayak üstü doldurup not defterini kapattı. Yarım kalan purosunu aldı ve buruşuk pantolonundan bir çakmak çıkarıp purosunu yaktı. Puroyu ağzına koydu ve pencereden dışarı baktı. Purosunu içerken bir yandan dışarıyı seyrediyor, bir yandan da külleri camdan aşağı döküyordu. Purosunu bitirdikten sonra pencereyi kapattı ve arkasına dönüp bardağında kalan viskisini kafasına dikti. Her eşyayı yerine koyduktan sonra odadan dışarı çıktı ve kapıyı ardından kilitledi. Artık odasına gidip giyinmeli ve sabah sporundan sonra ders için hazırlık yapmalıydı.

Sabah sporundan sonra kahvaltısını yapan Cass ders saatinin yaklaştığının farkındaydı. Okuduğu gazeteyi kapattı ve masaya koyup okul kafeteryasından çıktı. Amerikan ordusundan gelen subaylar onu tekrar rahatsız ettiğinden beri katıldığı savaşları kafasında tekrar yaşıyor gibiydi. Kendine gösterdiği bakım biraz daha azalmıştı ama hala formundaydı. Kesmediği sakalları her zamankinden biraz daha uzun gözüküyordu. Koridorda ilerlerken öğrencilerin rahatsız edici bakışlarını aldırmadan beden eğitimi sınıfının kapısını fazla hızlı bir şekilde açıp gereğinden daha hızlı şekilde kapattı. Öğrencilerin sesi kesildi ve Cass'e döndüler. Tahtanın hemen önünde durdu ve öğrencilerini tek tek kızgın gözlerle süzdü. Düzeltilmediği belli olan saçlarını elleriyle geriye taradı, bacaklarını iki yana açtı ve ellerini arkasına attı. Sözlerine hızlı bir şekilde başladı; "Buradaki hiçbir öğrenci diğer akademilerdeki öğrenciler gibi değil. O yüzden hepinizden normal insanların yapabileceği şeylerden daha fazlasını istiyoruz. Bugün, önceki derslerden daha çok zorlanacaksınız. Acı veren bir ders olabilir. Önümüzdeki günler için hazırlıklı olmalısınız." Sözlerini bitirdiği gibi kapıya yöneldi ve eliyle gelin işareti yaptı.

Spor salonu tekrardan düzenlenmişti. Bu seferki parkurun iki başlangıç noktası ve bir bitiş noktası var gibi gözüküyordu ve tepede iki bayrak vardı. Fazlasıyla karışık olan parkurda kesinlikle büyük bir sakatlık çıkacağı belliydi. Dizilen öğrencilerin bazıları parkuru incelerken bazıları profesörün açıklamasını bekliyordu. Cass tüm öğrencilerin dikkatini çekmek için "Bu tarafa!" diye bağırdı. Herkes Cass'e döndü ve çok birkaç saniye sonra Cass açıklamasına başladı; "Gördüğünüz gibi iki başlangıcı olan bir parkur bu. Sizi ikili gruplara ayıracağız ve bu iki kişi ilk etapta dikenli tellerin altından geçecek, ikinci etapta engellerin üstünden atlayacak, üçüncüde peş peşe dizilmiş kütüklere basarak atlayacak, dördüncüde halattan tırmanacak, beşincide ise karşı tarafın bayrağını almaya çalışacaklar. Tabii ki herkes kendi bayrağını korumaya çalışacak. Bunun için rakibinizi yaralamaktan korkmayın. Fakat bayrağı ele geçirdiğinizde işiniz bitmiyor. Bayrağı alan kişi karşı tarafın geldiği yerden geri inecek ve parkur sonlanacak." Bazı öğrenciler parkura fazlasıyla korkuyla bakıyordu fakat Cass pek umursamıyor gibiydi. Kızgın bir şekilde endişeli öğrencileri süzdü. Bazıları korkusuz, bazıları ise ne tepki vereceğini bilemiyor gibiydi. Çok geçmeden "Hadi ama! Korkak kıçlarınızı kaldırın! İlk gönüllüler gelsin!" diye bağırdı.

Rp Out: Bu sefer tam anlamıyla zara göre puan almayacaksınız. Anlayacağınız üzere bu derste daha değişik bir sistem var.

Scarlett ve Katniss eşleşti. Zarlar atıldı;

Scarlet: 16
Katniss: 13

İki kızda tepeye kadar sadece birkaç tekleme ile ulaşıyorlar. Birbirlerinin bayraklarına ulaşmaya çalışan kızlardan Scarlett'a doğru atılan Katniss sağ yumruğunu ona savuruyor fakat Scarlett son anda yana atlıyor ve kızın ensesine bir dirsek geçiriyor. Kız yere düşüyor ve son anda düşmeden önce tutunmayı başarıyor. Scarlett bayrağı kaptığı gibi aşağı iniyor. Scarlett kazandı.

Güne her zamanki gibi erken kalkmaktan nefret ediyorum diye söylenerek başlamıştı. Her sabah yeni bir işkence gibi geliyordu ona okula kesinlikle karşı değildi ama sabahın köründe kalkmakla ilgili ciddi sorunları vardı. Ne olurdu sanki okul öğleden sonra olsaydı da sabah sabah tatlı uykusundan uyandırılmasaydı. Ona kalsa uyanmazdı ama teyzesi okula geç kalmaması konusunda büyük çaba sarf ediyordu hem de yadsınamayacak kadar çok. İstemeye istemeye sıcak yatağından kalkıp eline ilk geçenleri üzerine giydi sabah kalkamazsam eğer birde bununla uğraşmayayım diyerekten akşamdan hazırladığı çantasını da alarak aşağı indi. Kendine gelebilmek için sütsüz ve şekersiz sert bir kahve doldurdu kendine bu sırada teyzesinin sabah uyanma konusunda söylediklerini büyük bir özveriyle duymazlıktan geldi. Kahvenin yarısına gelene kadar hala uykulu hali devam ettiği için bu onun için çokta zor olmamıştı. Ayakta uyumak deyimi kesinlikle isabel için söylenmiş bir şeydi. Kahvesini içtikten sonra kahvaltı alışkanlığı olarak her zamanki gibi atıştırmakla yetindi. Sabahları geç kalktığı için ve kahvesini bitirip açılana kadarda baya zaman geçtiği için oturup doğru düzgün kahvaltı yapamıyordu doğal olarak.

Okulda birkaç derse girip çıktıktan ve derse yetişebilmek için sürekli koşturduktan sonra pek sevmese de beden eğitimi dersi için hazırlanıp dersliğe gitti. Spor yapmayı seviyordu sadece beden eğitimi dersini sevmiyordu. Bunun nedeniyse basitti dersin hocasının onları sanki savaşa ya da askere alınacaklarmış gibi zorlamasındandı. Beden eğitimi dersi beden eğitimi dersi olmaktan çıkmış askeri eğitim dersi olmuştu adam o denli öğrencileri zorlamayı seviyordu. Derse girdiklerinde karşılaştıklar parkurlara kısa süre baktı ve gözlerini devirip derin bir nefes aldı merak ediyordu acaba bu adam normal bir ders işleyecek miydi bu yüzyıl içinde. Yani bir kerede sadece biraz koşup biraz yüzmekle dersi bitiremezler miydi? Adam okula geldiğinden beri okulun reviri hiç boşalmamıştı özellikle onun dersinin olduğu günler mutlaka birçok kişi sakatlanıyordu. Yine sevgili hocalarının onlara hazırladığı o oldukça zor ve askeri eğitim vermeye gayet müsait parkurlara baktı geçen ders kolu çıkmıştı bakalım bu ders ne olacaktı. Bir yandan hocasını dinliyor diğer yandan da parkurları inceliyordu. Bu yıl bu derste bir yerlerini kırmazsa kendini kesinlikle şanslı sayacaktı. Deneyenleri bir süre izledikten sonra sonunda tüm cesaretini toplayıp bir adım öne çıkarak ''Bende gönüllü olabilirim denemek istiyorum'' dedi. Nasıl olsa kurtuluşu yoktu el elbet sıra onada gelicekti. Madem kurtuluş yoktu o zaman geciktirmeninde bir anlamı yoktu.

Tiffany güneş ışıklarının gözlerine vurmasıyla rahatsız olmuş ve kafasını yastığının altına sokmuştu. Uyanmak istemiyordu. Gece geç yatmıştı ve oldukça yorgundu en azından birkaç saat daha uyumak istiyordu. Sık sık devamsızlık yapan biri değildi birkaç gün devamsızlık yapsa sorun olmazdı ya da sadece bugünlük devamsızlık hakkından yararlanabilirdi. Bunu hak etmişti. Diğer tarafa dönerek tekrar uykuya dalmak üzereyken saatinin çalmaya başlamasıyla sinirlendi. Neden her şey ona ve uykusuna karşıydı ki? Çalan saatini el yordamıyla bulup kapatmaya çalıştı fakat saati bulamadı. Saatine,kendine ve uyanma zorunluluğuna sitem ederek yataktan kalktı. Kalkmasıyla da teyzesini elinde çalar saatle başında dikilirken buldu. Şimdi anlaşılmıştı az önce saati neden bulamadığı. Teyzesine büyük bir gülümsemeyle günaydın diyerek hazırlandı her ne kadar teyzesine ve kuzenlerine gülümsese de aslında içinden hala sabahki olay yüzünden saydırıyordu. Kahvaltı etme gereği bile duymadan evden çıkıp okula gitti. Birkaç derse girip çıktıktan sonra beden eğitimi dersi için hazırlanıp dersliğe gitti.

Çok geçmeden öğretmenleri gelip dersi anlatmaya başlamıştı. Parkurlardan söz etmişti Cidden zordu. Bu ders onu çoğunlukla zorluyordu. Zaten sakar biri için pekte ideal bir ders değildi. İnsan olmayan birinden insan gibi yaşamasını beklemek hataydı ya zaten yine de teyzesinin de sık sık tembih ettiği gibi insan gibi yaşamak zorundaydılar. Cadı olarak nasıldı bilmiyordu ama insan olarak tam bir felaketti. Sakar insanlar kategorisinde birinciliği olduğu kesindi. Tabi birde sivri diline hakim olamayarak kırdığı potlar vardı ki o konuyu hatırlamak dahi istemiyordu. Çevresindeki insanları tutmayı bir türlü başaramadığı sivri diliyle kırmak kolay oluyordu ama telafisi zordu hem de oldukça zordu. Düşüncelerinden sıyrılıp parkura bir kez daha dikkatle baktı. İşi sakarlığını hesaba katınca yüzüne gözüne bulaştırma ihtimali göz ardı edilemeyecek kadar yüksek olsa da denemek istiyordu. İçinden kendini yapabilirim. Başarabilirim sakarım kabul ediyorum ama bu parkurda kötü şansımın tutup tüm sakarlıklarımı sergileyeceğim anlamına gelmez hem sporla aram iyidir neden başaramayayım ki yapabilirim diye uzun uzun telkin ettikten sonra derin bir nefes aldı ve bir adım öne çıkarak ''Bende denemek istiyorum'' dedi.

Elise uyandığında saat oldukça erkendi. Gece geç yatmasına rağmen uykuyla ilgili ciddi problemleri olduğu için düzensiz uykuya alışıktı. En son ne zaman deliksiz bir uyku çektiğini hatırlamıyordu bile. Uyurken sık sık uyanan ve uzun uğraşlardan sonra tekrar uykuya dalan dünya üzerinde tek insan varsa oda elise'ti. Ailede gelişen olaylar yüzünden oldukça tedirgindi şu sıralar. En son yaşanan olaylardan sonra kuzeni scarlett'a destek olmak için onların yanına taşındığından beri çok şey değişmişti hayatında en başta okulunu değiştirmişti. Sırf kuzeniyle aynı okulda olabilmek için kaydını onun okuduğu okula zorda olsa aldırtmıştı. Çeşitli nedenler yüzünden okumaya ara verdiği için sevgili kuzeniyle aynı sınıfa gidiyordu. Uzun bir aradan sonra okul cidden ilginç olacaktı. Kalkıp hazırlandı ve kitaplarını da alarak evden ayrıldı. Yeni bir hayata başlıyordu bir nevi ve bunun için biraz heyecanlı olduğunu kabul ediyordu. Okuldaki ilk gününde birkaç derse girip çıktıktan sonra beden eğitimi dersi için hazırlanmaya başladı. Bu ders ve bu dersin öğretmeniyle ilgili hiç iç açıcı şeyler duymamıştı doğrusu bu yüzden biraz tedirgindi. Söylentilerine göre öğretmen okulu askeriyeye çevirmeye uğraşan birazcık kaçık biriymiş. Derslerde sanki asker eğitiyormuş gibi davranıyor diye duymuştu. Diğerleriyle beraber dersliğe girdiğinde etrafa göz gezdirdi.Öğretmenin açıklamalarını büyük bir dikkatle dinledikten sonra söylentilerin çoğunluğunun doğru olduğuna karar verdi. Bir süre deneyenleri izledikten sonra oda diğerleri gibi bir adım öne çıkıp denemek istediğini söyledi.

Ruby: ve Ofelya eşleşti. Zarlar atıldı;

Ruby: 12

Ofelya:7

İki kızda hızlı bir şekilde başladı fakat Ruby daha hızlı olduğundan çoktan tepedeydi. Ofelya tam çıkmak üzereyken Ruby koştu, Ofelya'nın bayrağını aldı fakat Ofelya o anda çıkmayı başardı. Ofelya'ya doğru koşan Ruby diğer kızdan gelen yumruğa karşı koyamadı ve sağa doğru savruldu. Neredeyse düşecekken dengesini sağladı ve ona doğru gelen Ofelya'nın yumruklarından eğilerek kaçıp hemen karşı saldırıya başladı. Kendini koruyamayan kız geriye doğru kaçmaya çalışırken aşağı düştü. Önceki derslerde çıkan sakatlıklardan dolayı kurulan revir mangası kızı hemen revire götürdü. Ruby kazandı.

Isabel ve Tiffany eşleşti. Zarlar atıldı;

Isabel: 16

Tiffany: 8

İki kızda aynı anda çıktı fakat önce saldıran Tiffany oldu. Isabel önceki derslerden öğrendiği counter attack pozisyonunu aldı ve Tiffany'den gelen hücumu bekledi. Gelen tekme için yana çekildi ve kızın bacağını tutup dizine hızlı bir dirsek geçirdi ve ters çevirip kızın yere düşmesini sağladı. Dizinde hasar oluşan kız revire götürüldü. Isabel kazandı

Birkaç dersten sonra sonunda gelip çatmıştı; Beden Eğitimi dersi. Herkesin sevmeyip zorlandığı, korktuğu ders. Sam ise bu derse çoğu kişiden fazla ilgi duyuyordu. Belkide bu tür şeylere alışkan olduğundandı, bilemiyordu. Fakat birşey kesindi ki sporda ve askeri eğitimlerde başarı gösterebileceğine kesinlikle inanıyordu. Herkes gibi Beden Eğitimi hocasının hafiften kaçık ve disiplin manyağı olduğunu düşünüyordu fakat bunun bir nedeni olmalı herhalde diyede aklından geçiriyordu hep. Nede olsa bu akademi pek normal bir akademi sayılmazdı. Ailesinin "O akademiye yazılmanın bir nedeni var. Orası sünepelerin gidebileceği bir yer değil." dediğini hatırladı bir anda. Pek normal okul yüzü görmese de gördüğü okulların hiçbiri bu akademiye benzemiyordu gerçekten. Bunları düşünürken ayaklarının onu soyunma kabinlerine çoktan getirdiğini gördü. Hemen derse hazırlandı ve sınıfa gitti.

Profesörün görüntüsü her zamankinden daha kötü ve daha ciddiydi. Akşamdan kalma gibi bir hali vardı. Hocanın söylediği şeylerin ne anlama geldiğini değil, nasıl duygular içerdiğini anlamaya çalışıyordu. Eliyle gelin işareti yaptığında herkesle birlikte spor salonuna gitti. Profesörün sinirli ve yüksek sesi neredeyse kendi babasının ki gibi korkutuyordu. Ama yinede ilk gönüllülerden olmadı. İlk olarak birkaç gönüllüyü izledi. Şaşırmıştı, tek bir erkek bile gönüllü olmamıştı! Beden dersinde kız kavgası diye geçirdi kafasının içerisinden. Gülerek dersi izlerken bir erkeğin gönüllü çıkmasını bekledi ama hepsi korkak tavuk gibiydiler. Artık sırası gelmişti. Bir kızdan sonra kendisi de gönüllü olmak için ileri atıldı; "Artık daha iyi şeyler görmeliler bence profesör." dedi.

Elise ve Sam eşleşti. Zarlar atıldı;

Elise: 5

Sam: 20

İki kişide hızlı bir şekilde çıkış yaptı fakat Elise parkurlarda yavaşlarken Sam git gide hızlandı. Sonlara doğru Elise yetişmeye çalışsa da Sam çoktan yukarıda alması gereken bayrağı almış bekliyordu. Elise'ın çıkmasına izin verdi fakat kız çıktığı anda ona doğru koştu ve bayrak ile ayaklarını yerden kesti. Yere düşen kıza bir kez bayrak direği ile vurduktan sonra bir tekme ile aşağı attı. Kız ciddi yaralarla revire gönderildi. Sam kazandı.

Rp Out: Arkadaşlar şimdi hızlı bir şekilde anlatayım bu ilk etaplardan kazananlar 5'er puan aldı. Kazananlar arasında yarı final ve final yapılacak. yarı finali geçen herkes ilaveten 10, finalde kazanan ise aldığı 5'er ve 10'ar puana ilaveten 15 puan alacak. Alan kişi hangi puanların Saldırı veya Savunmaya gideceğini dersin sonunda belirlesin. Şimdi son zarları atıyorum. Bu arada Scarlett, Ruby, Isabel ve Sam saldırı ya da savunmaya verebilecekleri 5'er puan aldılar.

Scarlett ve Ruby eşleşti. Zarlar atıldı;

Scarlett:20+5

Ruby:20+4

Eşit geldiğinden iki kez atıldı.

İkiside aynı anda yukarı çıkan kızlar birbirlerinin üstünde kullandıkları dövüş teknikleriyle tüm salonu hayrete düşürüyor. Neredeyse eşit derecede dövüşen kızlardan Scarlett oyunu sonlandırmak istercesine bir anda bir tekmeden kaçıp hızlı bir şekilde hücuma geçerek Ruby'i pataklıyor ve yere düşürüyor. Sorun çıkarmaması için onu yukarıdan aşağıya düşmesi için tekmeleyerek köşeye götürüp atıyor. Scarlett kazandı.

Isabel ve Sam eşleşti. Zarlar atıldı;

Isabel: 11

Sam: 12

İki kişide aynı anda yukarı çıktı. Önceki maç kadar olmasa da kıran kırana bir dövüş yaşandı. Isabel'in hareketleri inanılmaz olsa da en son darbeyi Sam indiriyor ve kızın ilk yüzüne, sonra karın boşluğuna ve en son diz kapağına yumruk atıyor. Sonrasında ise geriye yüz seksen derecelik bir dönüş yaparak ayaklarına vuruyor ve yere düşmesini sağlıyor. Sam aşağı inerken kız arkadan son gücüyle üstüne atlıyor ve yerde biraz daha boğuşuyorlar. Hafif topallayarakta olsa Sam kazandı.

Scarlett ve Sam ayrı olarak 10'ar puan daha aldı.

Final

Scarlett: 3

Sam: 6

Sam kazandı. 15 puan daha alıyor.

Toplamda alınan puanlar;

Sam: 30
Scarlett:15
Isabel: 5
Ruby: 5

15 saldırıya 15 savunmaya