I. Astronomi Dersi

Konu: I. Astronomi Dersi Paz Mart 03 2013, 01:11

Margaret bugün son birkaç günün verdiği tembellik duygusunu üzerinden atmıştı. Çünkü bugün aldığı eğitimin üzerinden geçen uzun zamanın ardından ilk dersini verecekti. Hazırlandı ve akademiye gitti. İlk olarak ona verilen ofisi ziyaret etmek istiyordu. İkinci kattaki ofisine çıktı ve ona verilen eşyalarını gözden geçirdi. Eksikleri kafasında toparladı ve derslerini vereceği astronomi kulesine gitti. Astronomi kulesi gereken araç ve aletleri ayrıca canlandırma yaparak dersi kolaylaştırabilecek özel bir oda barındırıyordu. Bu akademi çok gelişmişti ve bir profesörün ihtiyacı olabilecek çoğu şey bulunuyordu. Margaretin buraya kendi eşyaları dışında getireceği çok şey yoktu. Bulunan gelişmiş teleskopu, kule de ki diğer eşyaları inceledi ve canlandırmaları yapacağı odayı nasıl kullanacağına baktı. Bu oda onun çok işine yarayacaktı. İncelemelerini yaptıktan sonra masasının yanındaki sandalyeye oturdu ve sınıfa adapte olmaya çalıştı. Gününün büyük bir kısmını burada geçirecekti, öğrencilerle burada buluşacaktı, deneylerini ve gözlemlerini burada yapacaktı. Buraya birazda olsa alışmalıydı. Aslında nefret ederdi alışmaktan sonunda kaybetmekten korktuğu için. Ama kariyeri için bunu yapacaktı.

Kuledeki işini bitirdikten sonra ofisine döndü ve sandalyesine oturdu. İlk dersinde ne yapması gerektiğini düşündü. İlk dersinde öğrencileri çok zorlamayacak bir şey geldi aklına. Çok basit olduğu için bir an yapmamayı düşündü ama ilk dersten öğrencileri sıkmak istemediği için yapmaya karar verdi. Saatine bir göz attı, derse az kalmıştı. Astronomi kulesine tekrar gitti ve canlandırma odasını hazırladı. Ofisine geri döndü ve öğrencilerin kuleye girmesini bekledi. Öğrenciler kuleye girdikten sonra sınıfa girdi ve tahtaya bir şeyler yazdı;

Güneş doğarken – Ranankai ilinant
Güneş tam tepedeyken – Tinzena kaldim
Güneş batarken – Rosenos pena

Ardından : “Arkadaşlar ben yeni Astronomi profesörünüzüm, adım Margaret. Bu derste Gereken zamanında söylenen sözcüklerin bize olan yararını öğreneceğiz. Tahtaya yazdığım sözcükler güneşin dünyaya göre bulunduğu konumlara göre değişiyor. Bu sözcükleri tam zamanında kullanmanız sizin karşınızdaki kişiye yaptığınız büyünün gücünü ve etkisini arttırır. Bunu denemeniz için canlandırma odasını kullanacağız. Odaya girdiğinizde rakibiniz kendiniz olacak. Özellikleriniz ve güçleriniz aynı. Yalnız sizi kopyalarınızdan ayıran bir şey olacak; bilginiz. Bilginizi doğru şekilde, doğru zamanda ve hissederek kullanmalısınız. Odaya girdiğinizde kendinizi herhangi bir mekan da bulacaksınız ve güneşin konumu rastgele olacak. Denemeden önce kendinizi tanıtmayı unutmayın.” diyerek ilk gönüllüyü beklemeye başladı.

Rp Out: Yazacağınız rpde nerde olacağınıza ve güneşin nerde olacağına siz karar vereceksiniz. Yalnız sözcükleri söyledikten sonra büyüyü başarıp başarmadığız zarlarla belirlenecek. Derse katılan herkese +3 puan verilecektir. Puanlar saldırıya eklenecek.

Misafir

Bugün ilklerden birini daha yaşıyordu. Girdiği beden eğitimi dersinin ardından bir de astronomi dersine girmek gerçekten de heyecan vericiydi. Gerçi astronomi dersinde neler yapacakların dair en ufak bir fikri yoktu. Astronomi deyince aklına ilk gelen şey gezegenlerin hareketleri idi. Bu tür şeylerin onlara ne tür faydaları olacağını kestiremiyordu bir türlü. Her ne kadar uğraşsa da astronomi dersinin sihirbazlara ne gibi yararları olacağının esrarını çözememişti. Ama önemi yoktu. Şu an önemli olan şey bu dersi de sağsalim atlatmaktı. Astronomi dersi büyük bir ihtimal sıkıcı geçecekti. Bir sürü teorik bilgi öğrenmeleri gerekecekti. İşte Daphne'nin sevmediği derslerden biri daha ortaya çıkmıştı. Daphne asla sözel dersleri sevememişti. Hatta bu derslerden zar zor geçiyordu. O daha çok sayısal dersler ve bir de beden dersini seviyordu. Her iki kategoride de başarılıydı. Pratik bir zekaya sahip olduğundan sayısal dersleri çok iyi anlayabiliyordu. Beden eğitimini de küçükken gördüğü uzakdoğu sporlarının eğitiminden ötürü seviyordu. Zaten sporu sevdiğinden dolayı da vücudu son derece atletikti ve yapılıydı. Profesör derse girip de dersle ilgili bilgilendirmesini yaptıktan sonra Daphne dersin o kadar da sıkıcı olmayacağına karar vermişti. Ama kötü tarafı kendileriyle savaşmak zorunda kalacaklardı. Neden sürekli birileriyle savaşmak durumunda kalıyorlardı ki? Artık savaşmaktan çok sıkılmıştı. Daha farklı şeyler istiyordu. Ne olduğunu bilmiyordu; ama savaşmak adına bir şey yapmak istemiyordu artık. Parmak kaldırarak "Profesör ilk ben deneyebilir miyim acaba?" dedikten sonra simülasyon odasına geçti. İlk parmak kaldıran olmaktaki amacı bir an önce dersin olup bitmesiydi. Hepsi bundan ibaretti.

Simülasyon odasına geçtiğinde etrafının karanlık bir bulutla kaplandığını gördü. Her taraf karanlıktı. Ortalıkta ne arkadaşları görünüyordu ne de başka biri. Sadece kendi ve karanlık boşluk vardı o kadar. Ne yapacağını, nereye gideceğini bilemiyordu. Güya kendileriyle savaşmaları gerekecekti; ama görünürde kimsecikler yoktu. Adeta etrafında dönüyordu; ama kimseyi göremiyordu. Bu durum bir süre daha devam etti. Daha sonra ortam renklenerek karanlık yerine bir orman geldi. Ormanda ne işi vardı? Ortamı kendilerinin belirlemesi gerekiyordu; ama bu oranın ne işi vardı burada? Düşünüyordu, düşünüyordu; ama bulamıyordu. Ve çalılıkların arasından bir şeyin hareket ettiğini duydu. Çalılıklar hareket etmişti. "Orada kim varsa hemen çıksa iyi olur. Yoksa olacaklarından ben sorumlu değilim." diyince çalılıkların arkasındaki ŞEY ortaya çıktı. Bu bizzat kendisiydi. Öğretmenin dediklerini hatırlayınca kendisiyle savaşması gerektiğini hatırladı. Bunu nası başaracağını bilemiyordu. Zira bu ŞEY kendi hakkındaki her gerçeği de biliyor olmalıydı ve ne zaman neye dönüşeceğini de. Kendini yenmenin zor olacağını biliyordu; ama bunu denemek zorundaydı. Şimdiye kadar şeklini alığı kişiler ya insanlardı ya da sihirbazlardı. Sihirbazlardan birinin şekline girmek zorundaydı. Tanıdığı sihirbazları hatırlayınca bunlardan hiçbirinin şu anki duruma uygun olmayacağını biliyordu. Bu yüzden akrabalarında sihirbaz olanları düşündü ve en uygununun uzak akrabalarından olan Danny'nin ateş yaratma ve kontrol edebilme gücünü kullanmak olduğuna karar verdi. Onun şekline büründüğünde onun gücüyle önce neler yapacağına karar veremedi; ama filmlerden izlediği kadarıyla bir ateş topu yaratabilirdi. Profesörün tahtaya yazdığı sözcüklerden birini seçerek ateş toğunu yarattı. "Tinzena kaldim" dedikten sonra ateş topunun daha fazla ışıldadıpını gördü. Hatta elleri bile terliyordu. Ateş toplarının sayısını üçe çıkararak hepsini birden aynı anda karşısındaki kopyaya fırlattı.

Misafir

Alexis ilk astronomi dersine girmişti profesörü ilk defa görüyordu. Profesörün gerçekten can alıcı bir güzelliği vardı. Bir profesör içinse çok genç görünüyordu. Profesör tanışma faslını yalnızca adını söyleyerek yaptıktan sonra direk dersi anlatmaya başlamıştı. İlginç bir dersti, oldukça ilginç. Alexis ilginç ve gizemli şeyleri çok severdi. Profesör tahtaya bir şeyler yazmıştı. Daha sonrada bunları açıkladı. Bunlar yapacağı büyünün gücünü arttıracaktı. Gerçekten işe yarar bir şeye benziyordu. Profesörün anlatımı bittikten sonra Daphne ilk gönüllü olmuştu ve canlandırma odasına girmişti. Daphne Odadan çıktıktan sonra Alexis: " Profesör bende deneyebilirmiyim?" diye sordu ve canlandırma odasına girdi. İlk olarak bir boşluktaydı. Kısa bir süre sonra kendini bir uçurumun kenarında buldu. Karşısında da kopyasını. İkiside uçurumun kenarındaydılar. Alexisin kopyasının yapacağı şey belliydi; Alexisin aklını elegeçirmek. Ele geçirdikten sonra istediğini yaptırabilirdi Alexise tabi Alexiste öyle. İkiside aynı anda birbirlerine konsantre oldular. İkisinin uyguladığı büyü tam ortada kesişiyordu. Çünkü ikisininde gücü aynıydı. Alexis bir an güneşin konumuna baktı. Güneş tam tepedeydi. Alexisin yapacağı tek bir şey vardı; gücünü arttırmak için büyüyü tam zamanında söyleyebilmek. Aksi halde bu çekişme sonsuza kadar sürebilirdi eğer başka birinin yardımı olmassa. Alexis güneşin tam tepede olduğu zamandaki büyüyü hatırlamaya çalıştı. Bir süre hatırlamaya çalıştıktan sonra hatırlamayı başarmıştı. Hemen :" Tinzena Kaldim" diyerek gücünü arttırmayı denedi. Eğer başarılı olursa rakibinin yani kopyasının aklını ele geçirecek ve ona uçurumdan atlamasını emredecekti...

Misafir

Bu okula geldiğinde beri illerini yaşıyordu sürekli. Birçok okul değiştirmişti; ama hiçbiri sihirbazlara özel dersler vermiyordu güçlenmeleri için. O da pek uğraşmamıştı ya da geliştirmemişti gücünü. Ama bu okula gelmesiyle her şey değişmişti. Hayatının odak noktası gücünü geliştirmek olmuştu. Sihirbazların bulunduğu bu özel derslerde belki birkaç arkadaş edinse onun için daha iyi olurdu. Böylelikle onu anlayan birkaç kişi de olmuş olurdu; ama o yalnızlığa alışmıştı bir kere. Bu saatten sonra arkadaş edinmesi çok zor olurdu. Onlara adapte olmak çok zor gelirdi ona. Şimdilik böyle yalnız takılarak gayet keyfi yerindeydi. Kimsenin dertlerine ortak olmuyor ve strese de girmiyordu. Beden eğitimi dersinden sonra bir de astronomi dersini çekmek vardı şimdi. Bu derste tam olarak sihirbazlara özgü ne öğrenebilirlerdi ki? Bir türlü anlam veremiyordu. Ama profesörün derse girip ne yapacaklarını anlatmasıyla derse karşı bir ilgisi oluşmuştu. Oldum olası savaşmayı severdi. Daha doğrusu dövüşmeyi ya da kavga etmeyi. Birilerini pataklamayı. Özellikle de erkeklerle kavgaya girişirdi daha çok. Hatta bir önceki okulunda atılma nedeni de buydu. Sırf bir kızı erkeklerden korumaya çalıştığı için okuldan atılmıştı. Bu sefer kendisiyle savaşması pek iyi olmayacaktı; ama kendine denk birini bulmuştu hiç olmazsa. Diğer iki kızın ardından bu sefer kendisi simülasyon odasına girmek istediğini söyledi ve odaya girdi. Odaya girdiğinde çocukken yaladığı geçici ailelerden birinin evinde buldu kendini. Kalbi acımaya başlamıştı; ama şimdi bunun hiç de sırası değildi. Bir an önce görevine odaklanmalı ve buradan kurtulmalıydı. Evin her yerini kopyasını bulmak için aramaya başladı. Her yere bakıyordu; ama bulamıyordu onu bir türlü. En sonunda kopyasını çatı katında bulmuştu. Ne ironi diye geçirdi içinden. Çocukken çatı katlarına çıkmaktan nefret ederdi; ama kopyasını işte tam da burada bulmuştu. Onu nasıl yeneceğini bilmiyordu. Hücre yenilemenin kopyasını yenmeye ne gibi faydası olabilirdi ki? Hiçbir fikri yoktu bu konuda. Kopyasına eline geçirdiği ilk sivri şeyi fırlattı ve kopyasına saplandı. Tabiki de sivri şeyden kurtulması kolay olmuştu kopyasının. Aynı şekilde kopyası da ona karşılık vermişti ve kendi yarası kopyasınınkinden daha ağır bir şekilde açılmıştı. "Tinzena kaldim" diyerek sivri sopayı bedeninden çıkardı ve koşarak kopyasının yanına vardı. Bu sefer daha sert şekilde ona sapladı sivri sopayı.

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi Çarş. Mart 06 2013, 17:39

Dante tüm o sıkıcı derslerden sonra astronomi kulesine neredeyse koşarak gitti. Okulda belki de sevdiği tek dersti. Sevgilisiyle ilk burada tanıştıklarını hatırlayınca gülümsedi. Okuldan ve derslerden nefret ediyordu buna rağmen sevgilisine verdiği söz yüzünden hiç istemese de tüm derslere girmek zorundaydı. İlk defa bir derse severek ve isteyerek giriyordu. İçeri girdiğinde en uygun yere geçip beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra içeri giren sevgilisine gülümsedi. Bu sırada içeri profesör girmişti. Dersi diğer derslerin aksine can kulağıyla dinledikten sonra tahtadaki yazılara dikkatle baktı. Üç kızın ardından kendi de canlandırma odasına girdi. Kendini bir ormanda bulduğunda gülümsedi. Kendiyle bir ormanda kapışmak gerçekten ilginç olacaktı. Etrafa bakıp kopyasını ararken bir yandan da güneşin konumuna bakıyordu. Kopyasını gördüğünde bir süre tepkisizce baktı. Yakışıklı yüzünün birazdan dağılacak olması kötüydü. Derin bir nefes alıp gücüne odaklanırken güneşin konumuna bir kez daha baktı. Batmak üzereydi. Onu gücünü kullanıp ağaçlardan birine fırlatırken ''Rosenos Pena'' diyerek gücünü ve etkisini arttırmayı denedi.

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi Çarş. Mart 06 2013, 18:13

İsabel topuklu ayakkabılarına ve mini eteğine aldırmadan okulun koridorlarında koşturuyordu. Bahçede bir ağacın altına sere serpe uzanıp müzik dinlerken uyumuş doğal olarak da ders zilini duymamıştı. Şuan ise astronomi dersine yetişmeye çalışıyordu. Geceleri gördüğü kabuslar yüzünden doğru düzgün uyuyamadığı için şu sıralar okulda dersleri dinlemekten çok uyukluyordu. Bu durum hoşuna gitmese de bunu engelleyemiyordu. Çarptığı birkaç kişinin kim olduğuna bakmaksızın koşarken özür diliyor ve içinden profesörün derse girmemiş olması için bildiği tüm duaları ediyordu. Astronomi odasının önüne geldiğinde nefesini düzenlemek adına içeri girmeden bir süre bekledikten sonra kapıyı tıklatıp içeri girdi. Profesörün gelmediğini gördüğündeyse rahat bir nefes almıştı. Gözüne ilk çarpan yere geçip birkaç arkadaşıyla sohbete daldığı sırada profesörün gelmesiyle hepsi sessizliğe gömüldü. Dersi dinledikten sonra tahtadaki yazıları birkaç kez okuyup Proseföre ''Deneyebilir miyim profesör?'' dedikten sonra canlandırma odasına girdi. Kendini bir sahil kenarında bulmuştu. Güneş yeni yeni doğuyordu. Dalgaların dinlendirici sesi kulaklarına dolarken harika bir manzara diye düşündüğü esnada kendini gördü. Bu garip hissettirmişti. Sanki aynaya bakıyor gibiydi. Üç boyutlu bir ayna gibi diye düşündü. Onun özelliklerine ve yeteneğine sahipti. Kopyasının kendine karşı saldırıya geçmesiyle kendini toparlayıp gücüne yoğunlaştı. Ona sudan oluşan bir hortum yollarken ''Ranankai ilinant'' dedi.

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi Çarş. Mart 06 2013, 18:38

Elise birkaç sıkıcı dersin ardından yeni dersine hazırlık yapmak için okuldaki dolabına yöneldi. Oldukça yorulmuş olmasına rağmen gün henüz bitmemişti ne yazık ki sıradaki derse bakıp derin bir iç çekti. Astronomiyle arası asla iyi olmamıştı. Kitaplarını dolaba yerleştirip yeni kitaplarını alarak astronomi kulelerine doğru ağır adımlarla yürümeye başladı. Çok yorulmuştu ve evine gidip biraz dinlenmek istiyordu. Bu düşüncesine gülümsedi. Evine… Neredeyse bir haftadır kuzeniyle beraber evlerine gidemediklerini ne çabukta unutmuştu. Derin bir nefes alıp yönünü değiştirdi. Sanırım dersten önce yüzüne bir su çarpıp azıcık kendine gelse iyi olacaktı. Yüzünü yıkadıktan sonra tekrar derse gitmek için yola koyulmuşken yolda gördüğü birkaç arkadaşına selam verdi. Astronomi odasına girdiğinde henüz profesör gelmemişti. Odada yerini alır almaz içeri giren profesörle beraber derse odaklanmaya çalıştı. Gayet eğlenceli bir ders olacağa benziyordu. Kendiyle karşılaşmak her insanın başına gelmezdi sonuçta değil mi? Denemek istediğini söyleyip canlandırma odasına girdiğinde kendini bomboş bir sokakta buldu. Güneş tam tepedeydi. Etrafa bakınarak ilerlemeye başladığında çok geçmeden karşısına kopyası çıkmıştı. Yüzünde sinsi bir gülümsemeyle olan bakan kopyasını inceledi kısa bir süre sonrasında tahtadaki yazıları hatırlamaya çalıştı. Gücüne odaklanıp ona ateş topu yollarken büyülü sözcükleri söyledi. ''Tinzena kaldim''

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi Çarş. Mart 06 2013, 22:43

Daphne
Gelen Zar:13
Tebrikler! İlk astronomi dersinden başarıyla geçtin. Saldırı:+13

Alexis
Gelen Zar:20
Yapman gerekenin en iyisini yaptın. Tebrikler! Saldırı: +13

Annabel
Gelen Zar:2
İlk denemen başarısız ama katılan herkes gibi +3 puanın ve ikinci bir şansın var umarım başarırsın. Saldırı:+3

Dante
Gelen Zar:9
Üzgünüm! Sihirli sözcüklerin zamanını kılpayı kaçırıyorsun. Umarım ikinci şansın işine yarar. Saldırı:+3

İsabel
Gelen Zar:10
Astronominin ilk dersini son yaptığın hamle sayesinde geçtin. Tebrikler! Saldırı:+13

Elise
Gelen Zar:13
Söylediğin büyülü sözcükler işe yarıyor. Başardın! Saldırı:+13

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi Perş. Mart 07 2013, 16:25

Derse kendini bile şaşırtacak şekilde erkenden gelmişti. Ön sıralardan birine oturarak Profesörü beklemeye başladı. Bu dersle pek fazla alakası olmasa dersin işlendiği yer ile ilgili anısı hala onun için oldukça tazeydi. Tabi tek şey dışında... Buraya ne halde geldiğini unutmak için çok uğraşmıştı, o adamı. Sırf bu nedenle Dante ile tanıştığını ana odaklandı. Onunla ilk burada karşılaşmış ve onunla ilk kez bu yerde öpüşmüşlerdi. Profesör geldikten sonra tüm bu anılardan uzaklaşarak kendini derse verdi. Ders tarzı onun için pek hoş olmamıştı. Kendi içinde yeterince kişilik sorunları varken şimdi birde kendi ile yüz yüze gelecekti. Canlandırma odasına girdikten sonra derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. Etrafında hiç bir canlının olmadığı bir deniz fenerinin yanındaydı. Dalgaların sesleri onu garip duygulara yönlendirirken bir canlının varlığını hissederek arkasını döndü. Kendi karşısında duruyordu ama her şeye rağmen onun gibi değildi. Sanki içindeki diğer karanlık benliği karşısında çıkmış ondan bir çeşit intikam almaya çalışıyordu. Kızdan gözlerini uzaklaştırıp denize baktı. Güneş batmaya başlamıştı. Kıza odaklanarak büyülü sözleri fısıldadı.

" Rosenos pena"

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi Cuma Mart 08 2013, 00:28

Derslere girdikçe bu akademiye neden daha önce gelmediğini sorgular oldu. Elbette dersleri sevdiği pek yoktu ilgi alanları tamamen başka şeyler olsa da. Biraz sonra gireceği ders ilgisini çekmeyi başarmıştı. Tabi sadece gök yüzü ve gezegenlere olan merakı buna neden olmuştu. Derse girdikten sonra Profesörün gelmesi ile pür dikkat onu izlemeye başladı. Dersle çok ilgili olduğundan değildi elbette... Tıpkı Simya dersi gibi bu dersin Profesörü de ağzının sularını akıtan cinstendi. Sanki tüm Profesör özenle seçilmiş gibiydi. Konuşma bitip bir kaç kişi deneme yaptıktan sonra o da canlandırma odasına girmeye karar verdi. Dersle ilgili olmak Profesörün dikkatini çekmek için önemli bir nedendi. Odaya girdikten kısa süre sonra etrafı değişti. Kendini ailesi ile kaldığı ilk evde buldu. Zifiri karanlığın içinde adımlar atarken kendisi bulmakta zorlanmadı. Pencereden yavaş yavaş süzen ışık güneşin doğuşunu haber veriyordu. Aynı anda dudaklarından kelimeler döküldü.

" Ranankai ilinant "

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 149 Kayıt tarihi : 02/06/12

Sinirleri bozuk bir şekilde evden ayrıldı Katniss. Artık bu duruma katlanamıyordu. Büyük annesi sürekli bir adım arkasında onu takip ederken artık nefes bile alamadığı fark etti. Aslında düşününce artık nefes almak istediğinden bile emin değildi. Yaşamak için hiç bir nedeni kalmamış gibiydi sanki ve kalan bir kaç parçayı da büyük annesi büyük bir zevkle sömürüyordu. Akademi bir nevi kurtuluş anahtarı gibiydi onun için ama elbette buraya gelmekte başka bir şeyin olmasına neden oluyordu. Thomas, onu özlemişti, neredeydi. Akademiye bile gelmiyordu. Ona haber bile vermeden ortadan kaybolmuştu. Dalgın bir halde sınıfa girdikten sonra yerine oturdu. Kısa sürede Profesör gelmişti. Eskiden olsa belki de heyecanlanırdı, çünkü astronomi ilgili olduğu bir konuydu. Ama artık içindeki bir sürü heyecan ile birlikte oda kaybolmuştu. Sıra kendine geldiğinde odaya adıma attı.

Etrafı sık bir ormanlıktı. Kısa bir düşüncenin ardından bu yeri hatırladı. Bu kamp yaptıkları yerdi ve burada kaybolmuştu. Duyduğu ses ve düşünceler ürpermesine neden oldu. Güneş neredeyse batmak üzeredeydi. Arkasına döndüğünde kendini gördü ve dudakların dan kelimeler döküldü.

"Rosenos pena"

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi Cuma Mart 08 2013, 18:59

Scarlett
Gelen Zar:13
Uyguladığın güç kopyanı yok etmeye yetiyor. Tebrikler! Saldırı:+13

Colin
Gelen Zar:13
Üzgünüm! Odaklanamadığın için büyülü sözcükler işe yaramıyor umarım ikinci şansın odaklanmana yeter. Saldırı:+3

Katniss
Gelen Zar:10
Kopyan büyülü sözcükler sayesinde yok oluyor. Tebrikler! Saldırı:+13

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi C.tesi Mart 09 2013, 11:54

Bu yeni ve ilginç derse merakla girmişti. Astronomi hakkında bazı bilgileri vardı. Ama bu insan dünyasını ilgilendiren konulardan başka bir konu değildi. Bu dersi sihirbazlara özel kılın bir özelliği olmalıydı. Onu ilgi çekinci yapan da buydu zaten. Ofelya bunları düşünerek ders programına yeni eklenen bu dersin işlendiği yere, astronomi kulesine gitti. Profösör kendini tanıttıktan sonra dersi anlatmaya başlamıştı.

Profösörün tahtaya yazdığı sözleri dikkatlice okudu. Onları aklına kazıdığından emin olduktan sonra odaya girdi ve bir kaç saniye içinde kendini bir arabanın içinde buldu. Yolda ilerleyen sıradan bir araba. Ön koltukta iki kişi oturuyordu. Nerede olduğunu anlamak için etrafına baktı. Tanıdık bir yerdeydi sanki. Gözleri yanında uyuya kalmış küçük kıza kaydığında anladı nerede olduğunu. Birazdan yaşanacakları biliyordu. Az sonra kayalar düşecek ve araba ile birlikte denize yuvarlanacaklardı. Arabayı kullanan adama yavaşlaması için bağırdı ama adam onu duymuyordu bile Kayalıklar yuvarlanırken tüm gücü ile "BABA!.." diye bağırdı. Ancak bu olacakları engelleyememişti. Araba kayalarla beraber denizde batarken arabanın kapısını açmaya çalışıyordu. O sırada arabada yalnız olduğunu gördü. Ne annesi ne babası ne de kendisi bu araba da değillerdi. Hissettiği soğuk suyunda etkisi ile kendisi toparladı ve nerede olduğunu hatırladı. Arabanın içi su dolmadan kapılarını açmaya çalıştı ancak kapıları sıkışmıştı. Su çenesine kadar geldiğinde artık çabalamayı bırakmıştı. Yüzme bilmiyordu ve suyun içinde çabalamak onu yormuştu. O sırada daha da derine inen arabaya doğru birinin hızla geldiğini gördü. Son bir çaba ile çırpındı ama o kişinin kendisi olduğunu görünce çırpınmayı bıraktı. Hangi zaman dilimindeydiler? Kaza olduğunda öğle saatlerindeydiler. Ama hayır, bir farklılık vardı. Denizin yüzeyine vuran kızıllığa kaydı gözleri. Güneş batıyordu! Evet kesinlikle farklılık buydu. Kızıllık denizin yüzeyini daha da sardığında, suyun içinde kalan son hava boşluğundan bir nefes çekti ve sihirli sözleri söyledi.

"Rosenos pena"

Konu: Geri: I. Astronomi Dersi Cuma Mart 15 2013, 20:09

Ofelya
Gelen Zar:12
Başardın! Saldırı:+13

» II. Simya Dersi
» III.İmitasyon Dersi
» III.Simya Dersi
» I. İmitasyon Dersi
» I. TILSIM DERSİ