| Gizli Tapınak | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| |
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Gizli Tapınak Perş. Ağus. 23 2012, 12:50 | |
| Gözlerini açtı ve saatine baktı. Uyumasının üzerinden sadece on beş dakika geçmişti. Oflayarak yorganı üzerine çekti. Sanki mahkeme kararı ile fazla uyuma suçundan tüm uykusuna el konulmuştu. Doğrusu uyumayı pek sevmiyordu ama vücudununda buna ihtiyacı vardı. Tüm gece birileri açma kapama düğmesi ile oynuyormuş gibi gözleri bir kapanıyor bir açılıyordu. En fazla on, on beş dakika süren uykusu süresince gördüğü kesik kesik rüyalar onu deli edecekti. Ne gördüğünü hatırlamıyordu; ama boğulacakmış gibi hissetmesine neden oluyorlardı. Saat daha gecenin üçüydü ve istasyondan kalkacak uyku seferine daha vardı. Yorganı üzerinden attı ve tek seferde yataktan kalktı. Çalışma masasındaki lambayı yaktı ve masanın üstünde yarım kalan resmine devam etti. Bu belki karışık olan aklını toparlamasına yardım edebilirdi. Son bir kaç gündür olanları düşününce normal bir insan bile uyuyamazdı ki Ofelya son günlerde perilerin gerçek olduğunu ve kendisinin sihirbaz denen bir şey olduğunu öğrenmişti. Ayrıca şu anlam veremediği dövmesi de bununla ilgiliydi. Yani o normal bir insan değildi. Bunu Ruby hayatına girene kadar bilmiyordu. Onun perisi olmayı teklif eden garip kız... Anladığı kadarıyla periler bazı şeyler için sihirbazlara ihtiyaç duyuyordu. Yoksa Ruby ne büyükbabasına ne de kendisine bu kadar ısrar etmezdi. Peki periler neden sihirbazlara ihtiyaç duyuyordu? Daha da önemlisi sihirbaz ne demekti? Büyükbabası tam zamanında yurt dışına çıkmıştı. Sormak istediği soruları ona mail atmıştı ama her zamanki cevabı almıştı. “Zamanı gelince Ruby anlatır.” Bu cevaptan sıkılmıştı artık. Büyükbabasının ona bir şeyler anlatmamasına bir anlam veremiyordu. Ruby ile konuştuğu gün ve lunaparta yaşananlardan sonra ondan gizlediği çok farklı bir dünya olduğunu anlamıştı. Büyükbabasıda bu dünyanın içindeydi ve Ofelya’da artık bu dünyanın bir üyesi olacaktı. Bugün Ruby ile bağlanacaktı. Kaçınılmaz son…
Çalar saatinin sesi ile yeniden gözlerini yeniden açtığında masanın üstünde uyuya kaldığını gördü. Sonunda gözlerinin dinlendiğini hissetsede sırtının ağrısı yüzünden pek iyi olduğu söylenemezdi. Kalkmak için döndüğünde aynadaki yansıması ile karşılaştı ve kendini gülmekten alamadı. Gece çizdiği resimin bir kısmı yüzündeydi. Yüzünü yıkayıp hemen hazırlandı ve evden çıktı. Ruby’nin verdiği adresi cebine attı. Ormanın yakınındaki yoldan geçen bir otobüse atladı ve yolculuk boyunca elindeki kitabı okumaya daldı. İneceği durağın ismini söyleyen anons ile kendine geldi ve otobüsten indi. Şimdi nereye gidecekti. Cebindeki kağıdı çıkarıp tekrardan okudu ve etrafına baktı. Yolu gösteren bir tabela filan olmalıydı. Etrafına bakarak yürümeye başladı. Yavaş yavaş yürüyüp geldiği yolu kaybetmemeye çalışıyordu. Kaybolma konusundaki yeteneklerini küçümsemek yazık olurdu. Tam da kaybolduğunu düşündüğü sırada tabelayı gördü ve gösterdiği taraftan yürümeye devam etti. Uzun gibi gelen kısa bir yürüyüşten sonra başka bir tabela gördü ve yaklaştığını hissetti. Ancak yarım saatlik bir yürüyüşten sonra Ruby’i onu beklerken görmüştü. Kaybolmadan gideceği yere varmanın heycanı ile kıza doğru koşup “Ruby!!!” diye bağırdı ve ona sarıldı.
| |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Gizli Tapınak Cuma Ağus. 31 2012, 16:19 | |
| Sessiz bekleyişi sandığından biraz uzun sürmüştü. Acaba sihirbazının kaybolma ihtimali var mıydı? Gerçi ona verdiği haritayı kendi hazırlamıştı. Açıklamalar gayet basitti. Ama yine de burası büyülere korunan garip bir yerdi. Caitlyn'in geldiklerinden haberi olsa bile her hangi bir büyü engeli takılma ihtimali vardı. Sonuçta burada kalan herkes o cadının korunmasına muhtaçlardı. Bu canını sıkan bir durumdu aslında tıpkı ritüeli gerçekleştirmek için bir cadıya ihtiyaç duymak zorunda olmaları gibi. Bu biraz zavallıca görünüyordu. Hem cadılara karşı savaş açıp hemde bir cadıya muhtaç olmak. Neyse ki Caitlyn var diye düşündü bir süre. O olmasa her hangi bir cadıdan yardım istemeyeceğini biliyordu. Acaba Caitlyn ona söz verdiği gün onun böyle biri olduğunu sezdiği için mi onunla böyle konuşmuştu. O sonuçta bir cadıydı bir şekilde kalbinin içini görmüş olmalıydı. Üstelik daha fazlası o sıradan bir cadı değildi. Kehanetlerde anlatılan biriydi. Bir çok peri ve sihirbazın onu görme şansı bile yoktu belki de. Ama bir şekilde onunla tanışma fırsatına erişmişti Ruby ve gerçekten kendini şanslı sayıyordu bu konuda. Bekleyiş sürerken bir şey içini kemirmeye başlamıştı. Ofelya nerede kalmıştı. Acaba ondaki bu şans genç sihirbazının lanetine dönüşüp de onu bir cadının tuzağına çekmiş olabilir miydi? Elleri ile başını tutarak alnına hafifçe vurdu. 'Böyle şeyler düşünme Ruby' diye geçirdi içinden. Ama elinde değildi, endişeleniyordu işte. Acaba tüm periler sihirbazlarına bu kadar çok değer veriyor muydu? Belki de onun bağlılığın en büyük nedeni ailesine duyduğu özlem olmalıydı. Ofelya'yı bir şekilde çok çabuk benimsemişti. Bir kız kardeş gibi. Ailesinden biriymiş gibi.
Dikilerek beklemek onu yormaya başlamıştı. Hoş bu kadar çabuk yorulmazdı genelde. Ama şu bir kaç günde olanları düşündükçe bedenen olmasa da ruhen kendini yorgun hissediyordu. Bu yüzden basamaklara doğru ilerleyerek oturdu ve tekrar saatini kontrol ettiğimde Ofelya'nın adını haykırmasıyla ayağa kalktı. Sihirbazı koşa koşa gelip ona sarılmıştı. Kıza sıkıca sarıldı.
"Sonunda gelebildin. Kaybolduğu falan düşünmeye başlamıştım." Konuşması bittiğinde ona sarılmayı bıraktı. Caitlyn tapınak içerisinde onları bekliyor olmalıydı, tıpkı söz verdiği gibi. Ofelyayı kolundan tutarak onunla birlikte tapınağın içine ilerledi.
"Ofelya, ben bu ritüelin nasıl gerçekleştiğini tam olarak bilmiyorum tek bildiğim gerekli olan kişiler. Sen, ben ve bir cadı. Seni Caitlyn ile tanıştıracağım içeride bizi bekliyor olmalı"
Adımlarını bir anda hızlandırmıştı. Birlikte tapınağın derinliklerine doğru ilerliyorlardı ve sonunda ikisinin gözüne de çarpan bir ışıkla gördükleri kapıdan içeri girdileri. İlk fark ettikleri şey yerdeki çember ve çeşitli büyü aletleri olmuştu. Tam karşılarında ise Caitlyn vardı.
| |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Gizli Tapınak Perş. Eyl. 06 2012, 23:18 | |
| Günü her zamanki gibi başlamıştı. Günlük işler ve yapması gereken ufak bir kaç detay. Geçen gün olanları kafasından uzaklaştırmak için çok uğraşmıştı. Aslında şu an bile burada olmak istemiyordu. Ama bir söz vermişti. Genç peri kızına bugün için çok öncesinden söz vermişti. Başına gelen o berbat olaydan önce... Gerçi ona kalsa bu günü erteleyebilirdi, bir şekilde. Çünkü peri henüz kendini toparlamış sayılmazdı. Beynine yapılan büyünün sonucunda aslında iyi bile görünüyordu. Öyle olduğu konusunda yalan söylese de durum buydu. O içini görüyordu, peri kızının. Savaşçı kişiliği nedeniyle sürekli ayakta kalmayı başaran güçlü biri gibi görünmek zorunda hissediyordu kendini. Üstelik her şeye rağmen mutluydu da, bun da serseri perisinin katkısını unutmamak gerekirdi elbetteki. O gün onları yalnız bırakmakla gerçekten iyi bir şey yapmıştı. Aralarında ki bağ ikisinin düşündüklerinden bile daha fazlaydı. Bunu hissetmişti. Üstelik Phin ondan kilometrelerce uzak olduğu halde onunla aynı acıyı çekmişti. Bu gerçekten çok nadir görülen bir durumdu. İki genç perinin birlikte olmaları kaderlerinde olan bir şey olmalıydı. Olanları düşünerek hızla tüm işlerini tamamladı. Sırada bağlanma ritüelini gerçekleştirmek üzere hazırlık yapması gerekiyordu.
Hızla malikanenin alt katına doğru indi. Ondan başka kimsenin varlığı bile bilmediği odanın içine girdi. Mirai taşları tek bir bütün halinde ne kadar güç barındırdıklarını göstermek istercesine parıldıyorlardı. İçeri adım atması ile birlikte bedenini yavaşça ele geçiren bu enerjiye çok az kişi karşı koyabilirdi. Taşları içindeki muazzam güç her cadı ve büyücünün hayallerini süsleyebilecek türdendi. Mirai hem içindeki var olan gücü arttıran hem de perileri yaratan bir taştı. Ama bunun yanında geleceği görmek, onu asıl özel kıran şey işte bu özelliğiydi. Geleceği istediği gibi şekillendirebilen bir cadı istediği her şeyi elde ederdi. İşte tam da bu nokta da içindeki karanlık yan açığa çıkmak için beynini meşgul etmeye başlamıştı. Kim istediği her şeye sahip olmak istemezdi ki. bir cadı da olsa, büyüyle istediği bir çok şeyi gerçekleştirse bile tıpkı insanlarda olduğu gibi onlarda da doyumsuzluk vardı. Hep daha fazlasını isteme tutkusu. Daha fazla bunu düşünmek istemediği için Rosemary'nin ailesini temsil eden mirai i eline alarak odadan ayrıldı. İlk kez böyle bir şey olmuştu. o odaya onca yıldır bir çok kere girmişti. Perilere ritüellerinde yardım etmek için. O zamanlar olmayan şey şimdi oluyordu. İçinde oluşan güç tutkusu. Peri kızını kurtarmak için karanlık tarafını serbest bırakması konusunda çok mu aceleci davranmıştı. İlk kez Morganayı bu kadar yakınında hissetmişti. Hatta aynada kendini değil onu görmüştü, gözlerinde. ' Yeter' diyerek kendini telkin ederek hızla büyülerini yaptığı odaya koştu. İksir odasında işi ise çok çabuk bitmişti. O kadar çok ritüel gerçekleştirmişti ki ister istemez bir el çabukluğu kazanmıştı. Alması gereken her şeyi bir çantaya yerleştirdiğinde. Eski gardolabının önüne geçti. Sıradan bir kızdan bir cadı gibi görünme vakti gelmişti. Hazırlıkları tamamlandığın da malikanesinden ayrıldı.
Tapınağa varması bir kaç saniyesini almıştı hepsi bu. Yaptığı tek bir büyü ile kendini bura bulmuştu. Tapınağın derinliklerine doğru yeterince genişlikteki odaya kısa bir süre yürüdü. Odanın ortasına büyük bir daire oluşturdu ve hemen ardından içinde bir üçgen meydana geldi. Üçgenin ortasında ise küçük bir daire oluşturarak mirai'i içine yerleştirdi. Üçgenin bir köşesine yanında getirdi bir hayvanı bıraktı. Sincap, hala canlı nefes alıyordu. Ama yaptığı büyü sayesinde derin bir uykudaydı. Zaten ritüel gerçekleşirken bir daha uyanamayacaktı da. Ritüeli gerçekleştirmek için küçük bir bedeldi hepsi bu. Hazırlıkları bittiğinde beklemeye başladı. Bekleyişi uzun sürmemişti. Rosemary gülümseyen yüzü ile az ilerisinde duruyordu, yanında sihirbazı ile birlikte. Davetkar bir şekilde onlarla konuşmaya başladı.
"Hoş geldiniz. Ritüel için gereken her şey hazır ama öncelikle Rose sihirbazın hakkında seninle pek fazla konuşmamıştık. Aslında neredeyse hiç konuşmadık. Oldukça güzel bir sihirbazın varmış, tıpkı senin gibi. Bize biraz izin verir misin?"
Sözünü bitirdiğinde sihirbaza yaklaştı.
"Öncelikle tanışalım. Benim adım Caitlyn. Güvenebileceğin nadir cadılardanım. Çoğu insanın haber bile olmadığı bir savaşta ki iyi grubu temsil ediyorum. Bu savaşta yanımızda olarak bizi onurlandırmana memnun oldum. Bana kendini tanıtırken işaretini de gösterebilir misin? Bu cadının ya da büyücünün nasıl biri olduğunu öğrenmemi sağlayacak "
| |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Gizli Tapınak Paz Eyl. 09 2012, 10:16 | |
| Ruby'i gördüğüne sevinmişti. Kaybolma konusundaki yeteneğini düşününce hiç gelmediği bu yere sağ salim gelebilmenin de sevincini yaşıyordu içinde. Anlaşılan Ruby’de onun bu yönünü fark etmişti. Söylediğine gülümseyerek karşılık verdi. Ruby’nin kolundan tutması ile onu izlemeye başladı. Bir yandan etrafı meraklı bir çocuk gibi hızlıca tarıyor, bir yandan da Ruby’nin söylediklerini dinliyordu. İlk kez bir cadı ile tanışacaktı. Belki de çoktan bir cadı ile karşılaşmıştı, ama farkında değildi. Perilerin varlığı bile daha birkaç hafta öncesine kadar büyükbabasının hikayelerinde yer alıyordu onun için. Ama şimdi bir peri onu bir cadının yanına sürüklüyordu. Dahası az sonra bir ritüelin baş konuklarından biri olacaktı. Bu ritüelle beraber hayatının tamamen değişeceğinin farkındaydı. Ama hala onu nelerin beklediğini bilmiyordu. Yine de pek fazla bir endişesi yoktu. Çünkü Ruby’e güveniyordu. Bu yeni giriş yaptığı dünyada tanıdığı bir tek Ruby ve büyükbabası vardı. Büyükbabasının pek yardımcı olduğu söylenemezdi. Her zamanki gibi cevaplarını sonraya erteliyordu. O yüzden Ruby’nin ona yol göstereceğine inanıyordu.
Ruby’nin adımları hızlanmıştı, Ofelya’da ona ayak uyduruyordu. Sonunda bir kapıdan girmişlerdi. Dikkatini ilk çeken karşısılarında duran kadındı. Yumuşak bir ses tonu ile Ruby ile konuşmaya başladığında, bu kadının Ruby’nin bahsettiği cadı olduğunu anladı. Bu onu biraz şaşırtmıştı. Beklediği cadı üzerindeki eski pelerini ile kısa boylu ve yaşlılığın izlerini taşıyan yüzünde göz altı torbalarının gerisinden onlara bakan ihtiyar biriydi. Ama bu cadı çok daha genç ve güzeldi. Göz altı torbalarının gerisinden bakmaktan çok taşıdığı sorumlulukların parıltısı ile bakıyordu onlara. Bu bilmediği yeni yerde hiçbir şey beklediği gibi değildi. Ofelya’nın şaşkınlığı bu düşünce ile gülümsemeye dönüştü ve gözlerini onlardan ayırarak etrafı incelemeye kaldığı yerden devam etti. Birden yerdeki şekiller dikkatini çekti. Şeklin tam ortasında garip bir taş vardı ve üçgenin bir köşesinde hareketsiz bir sincap yatıyordu. “Bunların ritüelle bir alakası var mı?” diye düşündü. Büyük ihtimalle bu sorunun cevabı “Evet” di. Genç kızın içini birden bir heyecan kapladı.
Cadının ondan bahsettiğini anlayınca ona döndü. Gülümseyerek karşılık verdi ve “Benim adım Ofelya Forfeit.” diyerek kendini tanıttı. Ama o sırada aklından “savaş” kelimesi geçiyordu. İnsanların bilmediği gizli bir savaş… Ne kadar belli etmese de bu onu biraz tedirgin etmişti. Aklına birden Lunaparktaki görüntüler gelmişti. “Hayır, bunun onunla bir alakası yoktur.” dedi içinden. O sırada eli sol omuzuna gitti. Badisinin yakasını kaydırarak Caitlyn’e omuzundaki işareti gösterdi. Bir yandan cadısının ya da büyücüsünün kim olduğunu öğrenmek için sabırsızlanırken, bir yandan da büyükbabasının sık sık ortalardan kaybolmasının bu savaşla bir alakası olup olmadığını merak ediyordu.
| |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Gizli Tapınak Cuma Eyl. 14 2012, 00:55 | |
| Koluna girmiş sihirbazı ile tapınağın derinliklerine doğru ilerlemişti. Çok geçmeden ise ev sahibesi olan Caitlyn ile karşılaşmıştı. Onu görür görmez yüzünde ki gülümseme içindeki mutluluğun artması nedeniyle daha da artmıştı. Onu görmek çok istediği bağlılığa kavuşmasına dakikaların kaldığını müjdeliyordu ve buda onun mutlu olması için yeterli bir sebepti. Caitlyn hayatta güvenebildiği tek cadı ve en son yaptıklarından sonra ona güveni daha da artmıştı. Phin ve kendisi için yaptıklarını ona nasıl ödeyeceğini bilmiyordu. Bulundukları yerde etrafı incelerken bir çok malzeme olduğunu gördü. İlk göze batan eşya dairenin ortasına özenle yerleştirdiği belli olan taştı. Yerde garip şekillerde vardı, baygın bir hayvan. Hala nefes aldığını hissedebiliyordu. Bunların hepsi ritüel için gerekli miydi? Çok istiyor olmasına rağmen ritüel hakkında pekte bilgi sahibi değildi. Onun için önemli olan bu ritüel için sihirbazına ihtiyacı olduğuydu ve sonunda onu bulmuştu. Bu kadar çok hazırlık gerektiğini bilse ona yardım teklif ederken kesinlikle daha fazla ısrar ederdi. Cadıya ritüel için gerekli olan her şeyi ona söylemesini ve yardım etmesini teklif etmişti. En azından bunu yapması gerektiğini düşünüyordu. ama o izin vermemişti, her şeyi kendinin halledebileceğini söylemişti. Elbette büyüleri yüzünden çok yorulmadan bunları gerçekleştirmiş olmalıydı ama yine de bu durum onu rahatsız etmişti. Keşke yardım edebilseydi. Ama artık çok geçti. Caitlyn'in sevecen karşılaması ile bakışlarını ona kaydırdı.
"Tekrar teşekkür ederim Caitlyn ve haklısın seninle konuşamadık, yaşananlardan sonra sadece bugünü belirlemeyi başardık"
Sözlerinin ardından cadıyı sihirbazı ile konuşması için Ofelyanın yanından ayrıldı. Oda çoğunu ilk kez gördüğü değişik malzemelerin arasına atmıştı kendini. Her birini incelerken gözüne hançer takıldı. Acaba bu ne işe yarayacaktı. Bağ, belki de kanla olacaktı. Muhtemelen öyle olmalıydı diye düzeltti içinde. Sonra gözleri yine cadıya takılmıştı. Sihirbazı ile onu yan yana görmek şu an gerçekten mutluydu. Tapınak içi göz gezdirmesi bittiğinde ister istemez cadıya odaklanmıştı. Kıyafeti ve görünüşüyle şu an gerçek bir cadıya benziyordu. Onu hep sıradan insan kıyafetleri ile görmeye alışmıştı. Şimdi ise o görünüşünden ne kadar da uzaktı. Görünüşü her ne olursa olsun yinede kendini tam olarak yansıtamıyordu. Kim onun bin küsür yaşında kadim bir cadı olduğunu söyleyebilirdi ki. Elbette hiç kimse. Sihirbazı ve Caitlyn arasındaki konuşma uzayacağa benzediğinden sessiz bekleyişini sürdürdü. Sessizliğin içinde aklına tek bir kişi gelmişti Phin. Acaba şu an ne yapıyordu diye geçirdi içinden ve onu düşünmeye devam etti.
| |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Gizli Tapınak Çarş. Eyl. 26 2012, 19:39 | |
| Rose'un kısa cümlesinin ardından asıl misafirine odaklandı. Gerçi bunda biraz zorlanmıştı. Hala yaşananlar o kadar garip geliyordi ki. Kendine olanları açıklayamıyordu aslında. Ama şu an bunları düşünmenin ne yeri ne de zamanıydı. Şu anki ritüele konsantre olması gerekiyordu. Rose'un bunun gerçekleşmesi için ne kadar çok beklediğini biliyordu. Ona bir söz vermişti ve kesinlikle onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. Genç sihirbaz konuşmaya başladığında zihnindeki diğer her şeyi uzaklaştırmak biraz daha kolay oldu. Kızın sesi ona odaklanması için yetmişti. Ofelya ismi ona eskilerden bir dostu çağrıştırmıştı. Onunla ayrılışlarının hiç bir zaman unutmamıştı. Uzun yaşam kötü anıların artmasına neden olan bir lanet gibiydi sanki. Onca yıl boyunca şimdiki sakinliği yakalamak için yaptığı onca çaba ve kayıp. Tüm bunların boşa gitmemesini umut ediyordu. Hala bir savaşın içindeydiler. Eskiye göre daha durağan bir zamandı. Ama bu fırtına öncesi sessizlikten başka bir şey değildi. Tıpkı kendi gibi ikizinin de planları olduğunun farkındaydı. Onun yaptığı gibi safhına çekecek peri, sihirbaz, cadı kullanabileceği her kişiyi topladığına emindi. Elbette bu kullanma kısmı aralarında bir fark teşkil ediyordu. O diğerlerini kullanmak değil korumak istiyordu. Ama ne yazık ki her şeyi tek başına yapamazdı. yardıma ihtiyacı vardı. Rose, Ofelya gibi kişilerde savaşında kendi safhında yer alacak kişiler olacaktı. Sihirbazın dövmesini incelerken bir isim mırıldandı. Ne perinin ne de sihirbazının onu duyması imkansızdı.
"Mal'akh"
O büyücüden gerçekten nefret ediyordu. Onun izini nerede görse tanırdı. Ofelya, durum ne kadar da ironik bir boyut kazanmıştı. En iyi dostu Ofelya'ı öldüren büyücünün, sihirbazı Ofelya karşısında duruyordu. Bu sihirbazı bir yönden daha özel kılıyordu, elbette. Güçlü büyücü ve cadıların sihirbazlarının içinde barındıkları güçte daha fazlaydı. Mirai, ellerine geçtiğinde büyük ihtimalle bu tür sihirbazlar daha önce avlanacaktı. En azından Morgana'nın böyle düşündüğünü biliyordu. Aslında bu da açıklaması zor bir şeydi. Ama durum buydu, biliyordu işte. Etrafında çok fazla açıklaması zor olay meydana geliyordu. Bir anda dövmeye dalgın bir ifadeyle baktığını fark ederek kendini geriye çekti. Sihirbaza gülümseyerek yanından uzaklaştı.
"Artık beklediğiniz ritüele geçsek iyi olacak. Öncelikle belirtmeliyim, canınız biraz yanabilirdi. Ama bu gerekli bir ritüel birbirinize bağlandığınız anda ikinizin gücüde kısmen aynı oranda artacak. Ayrıca perileri ile ritüeli gerçekleştiren sihirbazlar güçlerini kullanmada biraz daha yetenek kazanıyor diyebiliriz. en azından kontrol etmleri kolaylaşıyor. Ofelya sen çemberin o kısmında, Rose sende boşta kalan son kısımda yer almalısın"
Konuşurken işaret ederek onları gereken yerlere yerleştirmişti. Büyü kitabını eline aldı. Gerçi bir çok büyü ezberindeydi. Ama ritüeller tüm büyülerin en karmaşığı olduğundan ön safhada biraz kitaba bağlı kalması gerekiyordu.
"Şu an sizin yapmanız gereken hiç bir şey yok en azından faal bir şekilde. Sadece bulunduğunuz çemberlerin içerisinde kalmaları ve odaklanmalısınız. Çember içinde tek başına olduğunuzu düşünün ve size yardımcı olacak bir anınıza sarılın. Ne olursa olsun gözlerinizi açmamalı ve ben ritüeli bitirene dek hareket etmemelisiniz. Yoksa sürekli tekrar yapmamız gerekir ve bu gerçekten iyi bir şey değil."
Bir uyarı niteliğinde konuşmasının ardından her ikisininde odaklanmaları için zaman tanıdı. Sonra kitabın açık sayfasındna büyülü szcükleri mırıldanmaya başladı. Yere çizdiği çizgiler parlamaya başlamıştı. Aynı şekilde Ofelya'nın dövmesi de ışık saçıyordu. Yerdeki ışıklar dövmenin renklerine göre sürekli değişim gösteriyordu. Kitaptaki sayfayı bitirdiğinde eline hançer alarak Ofelya'ya yaklaştı. Hanerin sivri uçunu dövmesinin tam ortasına bastırarak aniden kenara doğru çekerek bir çizik oluşturdu. Sihirbazın kanı akarken Rose'un yanına ilerledi. Onunda vücudunda sihirbazla aynı yerde bir yara açtı. Son olarak ritüel için verilecek kurban olan küçük hayvanın boğazını kesti. Hançerin ucunda üçününde kanları birbirine karışmış bir haldeyken, hançeri ortada bulunan mirai taşına sapladı. Mırıldandığı ufak bir büyü üçünden biraz daha kanın çizdiği çizgilerden mirai taşının içine akmasını sağladı. Mirai taşı tamamen kan rengine dönene dek. Mirai tamanen kan rengine döndüğünde bağlılığın son aşaması olan cadı kanını akıtmak için hençer ile avuç içine ufak bir yara açarak taşın üzerine akıttı. Taşı eline aldığında mirai yavaşça kendi rengine dönerken Rose'un bedeninde tam çiziğin olduğu yerde sihirbazın işaretinin aynısı oluşmaya başladı. İki aynı işareti taşıyan sihirbaz ve perinin ritüeli tamamlandı. Tek bir el hareketi ile odadaki her şeyi yok etti. Tapınağın içerisinde ritüelin gerçekleştiğine dair en ufak bir şey yoktu.
"Artık gözlerinizi açabilirsiniz riteül tamamlandı" | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Gizli Tapınak C.tesi Ekim 20 2012, 23:27 | |
| Cadı dövmesine dalgın gözlerle bakarken bir şey mırıldandı. Ama Ofelya onu duyamamıştı. Cadısı ya da büyücüsü ile ilgili bir şey olduğu belliydi. Bunu duymak istiyordu. Meraklı gözlerini cadıya dikti bir cevap bekler gibi. Elbette taşıdığı gücün kime ait olduğunu merak ediyordu ve bunu bilmenin en doğal hakkı olduğunu düşünüyordu. Ama cadı da herkesin yaptığı gibi ona beklediği cevabı vermedi. Kafasını kaldırıp dalgın bakışlarının yerini alan bir gülümseme ile ritüeli anlatmaya başladı ve onu çemberdeki yerine yolladı. Ruby'de yerini alırken Ofelya aklındaki sorularla Caitlyn'i izliyordu. Ama cadıda az önceki dalgınlığından eser yoktu.
Caitlyn'nin sesi ile kısa süreliğine düşüncelerinden uzaklaşmaya çalıştı. Gözlerini kapatmalarını söylediğinde, dediğini yaptı ve sarılabileceği bir anı aradı. Bulduğu anı ise onu çok şaşırtmıştı. Anısında beklediği gibi ailesi yoktu. Onun yerine çizdiği bir resim ve artık tek ailesi olan büyükbabası vardı. Şu an ki durumuna çok uygun bir anıydı.
Ofelya ailesinin ölümü ile hayatından tamamen koptuğu sıralarda büyükbabası ona destek olmuştu ve resimde ilerlemesini sağlayıp yeniden hayata tutunmasını sağlamıştı. Bu yüzden resim çizmek onun için yaşama bağlanmak demekti. Anısında ise onu yeniden canladıran büyükbabasına verdiği bir resimdi. Resimde bir peri vardı. Aynı Ruby ile ilk kez konuştuğu zaman çizdiği peri resmine benziyordu. Tek fark o zamanlar çizdiği resim daha acemiceydi ve çarpık çizgiler içeriyordu. Anıdaki bu tesadüf genç kızın gülümsemesine neden olmuştu. Büyük ihtimalle o zamanlar büyükbabasının anlattığı, içinde cadılar ve perilerin olduğu hikayelerden etkilenerek çizmişti bu resmi.
Birden omuzunda hissettiği bir sızı ile istemsiz olarak eli omuzuna kaydı. Daha sonra elini sızlayan yerin biraz aşağısına kaydırarak anısına sarıldı yeniden. Cadının sesi uzaklardan gelen bir uğultu gibiyken Ofelya, büyükbabasının o resmi görünce anlatmaya başladığı hikayeyi hatırlamaya çalışıyordu. Bu biraz zaman almıştı. Yavaş yavaş hatırlamaya başladığı sırada ise Caitlyn'in sesi ile gözlerini açtı ve beklenmedik bir şekilde, bir anda içine dolan enerji ile kalbi sıkıştı. "Kalbim..." diye fısıldadı; ama sesinin duyulduğundan emin değikdi. Zaten sol omzunun biraz aşağısında olan eli tamamen kalbin üzerine kaydı. Derin nefesler alarak kendine gelmeye çalıştı. Kendine geldiğinde ise gözleri omuzuna kaydı. Beklediği gibi ken yoktu ortalıkta. Sadece dövmesinin üzerinde kırmızı bir çizik vardı. Neler olduğunu anlamaya çalışarak etrafına baktı. Ama çevresinde ritüel yapııldığına dair hiç bir işaret görememişti. Boş boş odanın orasında dikiliyorlardı. Sonunda gözleri Ruby'i, ondan sonrada Caitlyn'i buldu ve yine cevap bekleyen gözlerini cadıya dikti. Ama bu kez gözlerinde şaşkınlık vardı. Sonuçta genç kız bu dünyaya yeni giriyordu ve henüz anlamadığı şeyler vardı... Kendini daha iyi hissettiğinde Caitlyn'in yanına gitti.
"Burada yeniyim ve kafamı karıştıran şeyler var. Bana olanlar hakkında bir şeyler anlatabilir misiniz?" dedi sakin bir şekilde. Sonra kısa bir iç çekip şu an en merak ettiği şey ile devam etti.
"Mesela işaretini taşıdığım kişinin kim olduğunu öğrenebilir miyim?" | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Gizli Tapınak Perş. Ara. 06 2012, 12:33 | |
| Kendini bu riteül için hazırladığını sanıyordu. Ama lanet olsun aslında hazır olduğu falan yoktu ortada. Şimdiye kadar fark etmemiş olsa da heyecanı tüm bedenini ele geçiyordu. Hatta neredeyse titremeye başlayacaktı. Kafasının içinde düşünmekten bir an olsun vazgeçmediği Phin ona güç veriyordu. Kendi, kendine konuşmaya başladı sessizce. 'Caitlyn'e güven ve gerisini merak etme o her şeyi yoluna sokacak ve en çok istediğin şeye bir sihirbaza sahip olacaksın sakinleş'. Bu kelimeler onu biraz olsun rahatlatırken sonunda Caitlyn'in konuşmaya başlaması üzerine kafasını rahatlatmak daha da kolay oldu. Onu dikkatlice dinlemeye başladı. Sonuçta bu ritüel konusunda istekli olsa da bu bilmediği bir şeydi. Öğrenmek daha önce hiç aklına gelmemişti. Zaten bu yüzden hem sihirbazı hemde kendisi hazırlıksız yakalanmıştı. Açıklamalardan sonra ona gösterilen yere ilerlemeye başladı. Bir yan dan da Caitlyn ile konuşuyordu.
"Bu ritüeli ne kadar çok istiyorsam aslında ritüel hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Tekrar teşekkür ederim yardımın için"
Konuşması bittiğinde cadının ona gösterdiği yerdeki yerini aldı. Derin nefesler alarak deli gibi atan kalbini dizginlemeye çalıştı. Bundan sonra olacakların tamamının kontrolünü cadıya bırakmıştı. Gerçi bu hiç onu epey rahatsız etmişti. Kendine olacakların kontrolünü tamamen bir başkasına bırakmak. Ama bu konuda yapabileceği hiç bir şey yoktu. Üstelik açıklama kısmında duyduğu şu acı çekme konusu. Acı onun için sorun değildi. Kalbi ve bedeni her türlü acıya neredeyse bağımlılık duyacak derece de alışkındı. Ama Ofelya onun yanında çok narin bir kızdı. Yine de bildiği şey onlara zarar vermeyecek bir cadı ile şu an birlikte olduklarıydı. Caitlyn'şn söylediği talimatları uygulamaya başlayarak gözlerini kapattı. Tutana bileceği anı gözlerinin önünde belirmişti, Phin... Onunla geçirdiği her dakikayı, her anı düşünerek hiç hareket etmeden beklemeye başladı. Ama sonra duyduğu acı ile neredeyse gözlerini açacaktı. ama açmaması gerektiğini bildiğinden gözlerini sıktı. Hareket dahi etmeden sadece bekliyordu. Acı kendini giderek bir uyuşukluğa bıraktı. bir bulutun üstünde hareket etmek gibi bir şeydi. Bedenin de var olan değişimleri hissetti, kısa bir an. O kısacık an öylesine tatlı gelmişti ki. Caitlyn'i tekrar duyduğunda yavaşça gözlerini açtı. Gözleri hemen ister istemez sol omzuna kaymıştı. Tenini üzerinde hala taze kan vardı ama ondan daha dikkat çekici olan bir dövme vardı teninde. Sahip olduğu dövmelerden çok farklıydı bu. Sihirbazı ile aralarında ki bağlılığı temsil eden işaret. Kan çok geçmeden kaybolmuştu ve o an gözleri sihirbazını arayamaya başladı ve hemen onun yanına ilerledi. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı ama Ofelya ondan çok cadı ile ilgili görünüyordu. Yine de yanına vardığında ona sıkıca sarıldı.
"Beni perin olarak kabul etmene memnun oldum, Ofelya. Umarım buna asla pişman olmazsın."
Ardından onu bıraktığında cadıya soru sormaya başlamıştı, Ofelya. Onları yalnız bırakmak en iyisi olur diye düşündüğünde ayrılmak için kararını vermişti.
"Caitlyn ritüel bittiğine göre ben gitmeliyim. Ofelya sana emanet ritüelin bende ne gibi değişiklikler meydana getirdiğini öğrenmeliyim. "
Sonra bakışları tekrar Ofelya'ya kaydığında gitmeden önce onunla da vedalaştı.
"Görüşmek üzere sihirbazım"
| |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Gizli Tapınak Cuma Ara. 14 2012, 20:14 | |
| Ritüel kısa sürede tamamlandı, yıpkı beklediği gibi. Ama emindi ki onun için kolay olan bu dakikalar sihirbaz ve perisi için o kadar da kolay edildi. Çünkü bir anlığına neredeyse ritüel yarıda kesilmek üzereydi. Hançerin bedenlerine açtığı yaraya bedenlerinin tepki verdiği o an. Rose için olmasa da Ofelya için bu çok acı verici olmalıydı. Sonuçta narin bir kızdı üstelik gücünün bile tam olarak farkında olmayan sihirbaz. Ona bu konuda yardım etmesi gerekiyordu. Diğer sihirbazların aksine yeteneği kendini belli etmekten çok uzaktı. Uyurken hangi insan yaptıklarının farkında oluyordu ki. Aslında gücünün tehlikeli boyutu da burada ortaya çıkıyordu. O daha bilmeden birilerine zarar verebilirdi. Bir rüyanın içinde karşısına kimin çıkacağını ya da hayal dünyasından gerçek dünyaya adım atan yaratıkların ne yapacağını kesinlikle bilmekten uzaktı. Aklında onun için çeşitli planlar kurmaya başladı. Üstelik peşindeki cadının kim olduğunu da artık bildiğine göre onun geleceğinin pekte parlak olmadığına emin oldu. Yardıma ihtiyacı vardı. Bu ritüel sadece bir başlangıçtı sonrası için atılmış küçük bir adım. Gözleri Rose’a kaydı mutluluğu gözlerinden okunuyordu, genç peri istediğine kavuşmuştu. Ama bilmediği şey hayatını daha fazla tehlikeye attığı gerçeğiydi. Elbette cadılardan intikam almak için çıktığı bu yolda tehlikenin farkındaydı. Ama ona denk gelen cadı öyle sıradan değildi. Üstelik Ofelya farkında olmasa bile ona çok yakındı. Aralarındaki ufak konuşmanın bitmesini bekledi, Caitlyn. İkili oldukça iyi görünüyorlardı. Bu anın bozulmasını umut etmekten başka elinden şimdilik bir şey gelmiyordu. Tersinin gerçekleşeceğine emin olmasına rağmen sadece gülümseyerek bu ana odaklandı. Sihirbaz ona doğru yaklaşmıştı gözlerinde bariz belli olan soru işaretlerini görebiliyordu. İlk cümlesini onaylar bir şekilde kafasını salladı. Onun sorularını elbette büyük bir memnuniyetle cevaplardı. Ama sorduğu ilk soru en son öğrenmesi gereken bilgileri içeriyordu. Ona yalan söylemek istemiyordu. Sonuçta her şeyden önce güven ile sihirbaz ve perilere bağlı bir cadı olarak bu güveni zedeleyemezdi. Doğruya oldukça yakın tatmin edici bir cevap bulmalıydı. Tam konuşmak üzereyken Rose konuşmasına izin vermeden konuşmaya başlamıştı. Söylediği her bir kelime de sihirbazının soru dolu bakışlarını fark ettiği açıktı. Bu yüzden yalnız bırakmaya karar vermiş bir şekilde konuşuyordu.
“Merak etme Rose sihirbazın bana emanet. Güçlerinde ne gibi değişikliklerin meydana geldiğini sana uzun uzun anlatacak değilim bunu zaten hızlı bir şekilde keşfedeceksin. Tıpkı söylediğin gibi hoşçakal”
Konuşmasının ardından Rose tapınaktan ayrıldı. Sihirbaz ile baş başa kalmışlardı. Az önce söylemeye karar verdiği kelimeleri kafasında toplayarak konuşmaya başladı.
“Meraklı bir sihirbaz olmalısın Ofelya. Bakışlarında bunu görebiliyorum. İşaretine sahip olduğun cadının çok yakında kim olduğu öğreneceksin. Ama bundan önce bilmen gereken çok daha fazla şey var. En önemlisi yeteneğin, onu merak etmiyor musun? Nasıl kullanacağını Rose senin için savaşırken seni korumaya çalışırken aynı şekilde ona nasıl destek olacağını?”
Sihirbazın kafasında bilerek ve isteyerek yeni soru işaretleri oluşturdu. Bu sayede cadıya olan merakı biraz olsun geçecekti. Üstelik ona bilgi vermeyeceğini söylememişti. Sadece bazı şeyler için henüz erkendi.
| |
|
| |
| Gizli Tapınak | |
|