| Hırçın Aşık | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Hırçın Aşık Paz Ocak 27 2013, 22:49 | |
| ] Ormanda olanlar dan sonra aklı hala Cade'in bir türlü doyamadığı dudaklarında kalmıştı. Kendini ondan bir an olsun ayırmak istemiyordu ki. Sarılmanın verdiği heyecan ve onun baştan çıkarıcı kokusu ile onun boynunu öpmeye başlamıştı. Teninin tadını çok seviyordu. Tadını anlatmasının ise mümkün olduğunu düşünmüyordu. Onu öylesine çok istiyordu ki yeniden ayrı kalmamak için malikane de onunla birlikte kalmasını bile istemişti. Bunu kabul ettiğinde ise dünyalar onun olmuştu sanki. Bu ormandan ayrılırken yanında Cade de olacaktı. Ama gitmeyi hiç düşünmemişti. Düşündüğü tek şey onun tadına tekrar bakmak olmuştu. Boynunu öperken bir anda onu uzaklaştırmasının ardından yine dudakları birbirleri ile buluştuktan sonra onu öpmeye başladı. Cade'i öperken onun bedeninde elleri gezinmeye başlamıştı. Ama sonra zar zor ondan ayrıldığında söylediklerine hak vererek ayağa kalktı. Orası tarafsız bölge olabilirdi. Ama kötü cadılar oraya avlanmaya, iyiler ise kötüleri uzaklaştırmak için sık sık ortaya çıkıyorlardı. O yüzden her an hangi tarafta olduğunu bilmedikleri biri ile karşılaşmaları an meselesiydi. Onunla beraber ayaklanırken onun elini tuttu sımsıkı ve büyüyü mırıldandı. Saniyeler içinde kendilerini malikane de bulmuşlardı.
Malikaneye pek kimse uğramadığından genel anlamda sadece takılmayı sevdiğinden ona göre düzenlemişti evini. En azından oturma odası öyle görünüyordu. Diğer odalar ise sanki içindeki diğer kendisi için bezenmiş gibiydi. Karmaşık şeyleri hep seviyordu. Renkler hep sevdiği şeyler olmuştu, renklerin birbiri ile uyumunu. Şimdi Cade ile kendi malikanesinde olduğunu bilmek kendini biraz tuhaf hissettirmişti en başta. Onunla burada olmayı hiç hayal etmemişti çünkü. Aslında onu bir daha hiç göremeyeceğini bile düşündüğü olmuştu. Elbette ikizi ile yeniden girecekleri bir savaş meydanı haricinde... Morgananın tarafına geçtiğinde aslında bir yandaşını kaybetmiş olarak düşünmemişti onu. İkizi ile aralarında bir şey olduğunu ve hatta Cade'in ona aşık olduğunu bile düşünmüştü. Bu yüzdende kalbi öylesine kırılmıştı ki asla tamir olmamıştı aslında. Yarası hiç kimsenin bilmediği kalbinin derinliklerinde onu hep bir şekilde rahatsız etmişti. Şimdi ise öylesine mutluydu ki acısını unutmuş karşısında ki harika adama bakıyordu. Sonra ise üstünün ne durumda olduğunu hatırladı. Kıyafetini değiştirmek iyi olacaktı. Cade'e yaklaşarak yanağına masum bir öpücü kondurdu ve koltuğa oturmasını işaret etti.
"Evime hoş geldin sevgilim. Sen otur bende üzerimi değiştireyim"
Konuşmasından sonra hızla odasına gitti. Ne giyeceğini bilmiyordu. Sevdiği erkeğe güzel görünmek istiyordu. Daha önce böyle bir şeyi hiç yapmamıştı. Kalbi küçük bir kız gibi deli gibi çarpıyordu. Sonunda kendine bir kıyafet buldu. Mor bir elbise geçirdi üzerine ve banyoya girerek elini yüzünü yıkadı. Aynada kendine bir süre baktıktan sonra saçını düzeltti. Sonunda kendinde içeri gidebilecek cesareti bulduğunda öncelikle mutfağa yöneldi. Bir şişe içki ve iki bardak aldıktan sonra Cade'in yanına oturup elindekileri sehpanın üzerine yerleştirdi. Bardakları dolduktan sonra birini ona uzatarak içkisinden bir yudum almaya başladı. Malikane fazlamı sıcaktı yoksa o mu terliyordu emin olamadı, bir an.
"Eee sevgilim bundan sonra kalacağın evi beğendin mi?"
| |
|
| |
Cade Cadı
Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 07/01/13 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Salı Ocak 29 2013, 22:14 | |
| Cade bulundukları ortamın aslında tarafsız bir yer olmadığını bildiği için orada daha fazla durmak istemedi. Burası aslında savaşların ve katliamların yeriydi. Gerçekten tarafsız olanların acımasızca avlandığı, iyilerin tarafsızları korumak için kötülerle savaştığı ve hiçbir şeye yaramayan tarafsızların tek tuk kaldığı yerdi. Her ne kadar şuan düşünmek istediği tek şey sevgilisinin dudakları olsa da gerçeği göz ardı etmek ikisinin de pek hoşlanmayacağı şeylere neden olabilirdi bu yüzden ona gitmeyi teklif etmişti. Sevgilisinin evine geldiklerinde cade etrafa kısa bir göz gezdirdi. Salom tam tahmin ettiği gibi caitlyn’in en sevdiği renkleri barındırıyordu içinde bunu görünce gözlerini sevgilisinin gözlerine dikerek tek kaşını kaldırıp bir süre bilmiş bir şekilde baktı. Aşık olduğu kadının sözlerine sadece tamam anlamında başını sallayarak karşılık vermişti. O yanından ayrılır ayrılmazsa etrafı gezmeye başladı. Bu küçük gezi oldukça kısa sürmüştü çünkü açıkçası kalacağı bu evi çokta merak etmiyordu. Caitlyn’in teklifini kabul ederken aklındaki tek şey daha fazla zaman geçirebilecekleri fikriydi yaşayacakları evin nasıl bir yer olduğunun bir önemi yoktu. Etrafa bakmaktan sıkılıp rahat olduğunu düşündüğü koltuklardan birine kendini atarken düşündüğü tek şey bundan sonra hayatlarının nasıl olacağıydı. Şu an birliktelerdi ve mutluydular peki gelecekte onları neler bekliyordu? Cade’in intikamı aralarında sorun teşkil edecek miydi? Bu soruya derin bir iç çekerek kesinlikle cevabını verdikten sonra gözlerini kapayarak yorgunluğunu üzerinden atmayı denedi. Sevgilisinin geri dönme süresinin uzadığını fark ettiğinde gülümsedi.
Anlaşılan oldukça güçlü bir cadı olan biricik sevgilisi cadı olduğu gerçeğini bir kenara bırakıp normal insanlar gibi dolabını karıştırarak kıyafet seçmeye çalışıyor ne giyeceğineyse bir türlü karar veremiyordu. Diğer türlü bir büyüyle burada bile üzerini değiştirebilecekken odasına çıkarak bu kadar uzun süre kalmazdı orada değil mi? Sevgilisini beklerken Nathaniel soyadını bırakalı ne kadar süre olduğunu hatırlamaya çalıştı merak ediyordu Cade Nathaniel öleli ne kadar olmuştu?Yıllar hatta yüzyıllar olmuştu Cade Nathaniel öleli biliyordu sadece kaç yıl ya da kaç yüzyıl olduğunu bilmiyordu. Hafızasını zorladı biraz sahi ne kadar olmuştu tek amacı intikam olan cade doğalı? Birkaç yüzyıl mı? Hatırlayamayacak kadar uzun bir zaman olduğu ortadaydı. Cade’in Cade Nathaniel’in nasıl biri olduğunu unutacak kadar uzun zaman olmuştu öleli… Derin derin birkaç nefes alıp düşüncelerine daha çok gömülürken burnuna dolan parfüm kokusuyla düşünmeyi bir kenara bırakarak gözlerini açtı. Sevdiği kadını karşısında gölünce gülümseyerek oturuşunu dikleştirdi. Sevgilisinin elindeki içki şişesini görünce gülümsedi. Markasının ne olduğunu tahmin edebiliyordu. Cade Nathaniel’in en çok sevdiği içkiydi bu cade’in ise ilgisiz kaldığı konuydu bu… Caitlyn yanına oturmasını ve sonrasında yaptıklarını dikkatle izledi. Biricik sevgilisinin uzattığı kadehlerden birini alıp içkisini yudumladı. Aşık olduğu kadının sorduğu soruyla gülümseyerek ''Bence içinde senin olduğun her yer ve her şey güzel'' dedi. Etrafa bakınıyormuş gibi yaparal ''Güzel ama bir şeyler eksik… Önemli şeyler…'' diyerek bir büyü mırıldandı. Çok geçmeden etrafa ikisinin birkaç hareketli fotoğrafı yerleşmişti. Fotoğraflara bakarak ''İşte eksiklerde tamamlandı.'' Dediği esnada içinden mırıldandığı büyüyle ilk dans ettikleri müzik duyulmaya başladı evin içinde cade gözlerini sevdiği kadına dikerek ''Hatırlıyor musun?'' diye sordu sonrasında elini ona uzatarak ''Bu kez sevgilim olarak benimle dans eder misin?'' dedi. | |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Ptsi Şub. 04 2013, 19:57 | |
| Odasında düşündüğünden daha fazla zaman geçirmişti. Aslında her şey tek bir büyü ile halledilebilirdi. Üzerindeki kıyafet, elindeki içecekler... Gerçi geç kalmasının nedeni ne kıyafet ne de içeceklerdi. İçindeki heyecan onu bir anda ele geçirmişti. Hayatının aşkı içeride onu beklerken bir çocuk gibi heyecan yapmış ve kızarmış bir yüzle içeri gitmek istemediğinden kendini hazırlamaya çalıştı. Tabi bu işte ne kadar başarılı olduğu da tartışılırdı. Eli ayağı birbirine girmiş bir şekilde adım atmak bile o kadar zordu ki. Sonunda derin bir nefes alarak gücü topladığı sırada içeri gitmeyi denedi. Ama ani çarpıntı nedeniyle kendini bir anda mutfağa atmıştı. Burada oyalanmak için bir kaç şey bulmuştu. Elbette aklına gelen ilk şey bir şeyler içmek olacaktı. Bunu nasıl uzatabilirdi ki içeri gitmesi kaçınılmaz bir şeydi. Sonunda eline aldığı kadeh ve bardaklarla içeriye gitti. Adım atarken içinden 'Umarım normal görünüyorumdur" diye geçirdi. Uzun yıllar yaşamasına rağmen hatta bazı konularda oldukça katı olan hisleri Cade söz konusu olduğunda genç bir kız gibi hissetmesine neden oluyordu. İlk aşkı ile ilk kez buluşacak bir kız gibi. Yanına oturduğunda hemen kendine bir içki koydu ve elbette Cade'de de ikram etti. Bir şeyler içmek heyecanını görmezden gelmesine yardımcı olabilirdi. İçkisi yudumlarken ev ile ilgili söylediklerine aldığı cevap kalbini hızlandırarak gülümsemesine neden oldu. Sonrasında yaptıklarından sonra etrafa baktı. Anılar teker teker gözlerinin önüne geliyordu. Cade ile birlikte geçirdikleri zamanlar...
"Öncelikle teşekkür ederim. Ayrıca eksikleri tamamladığını da memnun oldum"
Konuştuktan sonra içkisinden bir yudum daha aldı. Bu sefer deminkinden daha fazla bir yudumdu. Bir an önce kafayı bulmak istiyordu. Başka türlü kendini heyecanından ötürü rezil etmekten koruyordu. Cade'in başlattığı şarkı beyninde şimşekler çaktırdı. Eski anıları düşündüğü sırada şarkıyı hatırlamak oldukça kolay olmuştu. Aslında hiç bir zaman unutmamıştı ki... Duyduğu şarkıyı çok seviyordu. Ama nedeni ne müziği ne de sözleriydi. Bu şarkıyı sevmesinin tek nedeni Cade'in varlığıydı. Onunla ilk dans ettikleri zamanı hatırlıyordu. İçten içe onunla dans etmek isterken Cade'in ani teklifi yüzünde gülücükler açtırdı yeniden.
"Elbette isterim sevgilim"
Konuşmasının ardından onunla birlikte salonun ortasında dans etmeye başladı. Elleri Cade'in omuzunda ona ayak uydurarak dans etmeye çalışıyordu. Gala dans konusunda oldukça kötü sayılırdı. Akademinin bir kaç toplantısı dışında pek dans etmişliği yoktu. Aslında onun gözlerine bakarken dans umurunda bile değildi. Bir süre sonra bedenini ona iyice yaklaştırarak başını omzuna koydu ve onu daha sıkı sararak dans etmeye devam etti. Kokusunu içine çekerken onu ne kadar özlediğini bir kez far etti. Artık onu hiç bırakmak istemiyordu. Belki bu bencillik oluyordu ama Cade'in sadece kendine ait olmasını istiyordu.
| |
|
| |
Cade Cadı
Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 07/01/13 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Salı Şub. 05 2013, 19:15 | |
| Cade sevgilisinin o tatlı telaşını ve heyecanını görmezden geldi. Cade de en az onun kadar heyecanlıydı ama o hep duygularını iyi gizleyen biri olmuştu. Şuan sevgilisinin karşısında son derece sakin ve gülümseyen kişinin içinde ne gibi fırtınalar koptuğunu bir tek caitlyn görebilirdi onun gözlerinde onu en iyi tanıyan kişiydi çünkü sevgilisi… Kendini sakinleştirmek için elindeki içkiyi bir dikişte bitirip büyüyle yenisini doldurdu. Büyüye çok sık başvuran biri olmamasına rağmen bugün bunu çokta önemsemiyordu. Sevgilisinin sorduğu soruya cevap verirken bu evde eksik olan bir şeylerin olduğu konusunda söyledikleri doğruydu. Ne olursa olsun dost oldukları zamanları bile hatırlamak güzeldi ve bunu sadece hatırlamak değil aynı zamanda görmekte istiyordu. Caitlyn’in içinde bulunduğu her anı hatırlanmaya değerdi çünkü cade hiçbirini unutmamıştı ve unutmakta istemiyordu. Ona ilk aşık olduğu zamanı ve geçirdikleri güzel anıları hatırlamak istiyordu. Evin içinde ikisinin eski anılarını hatırlatan hareketli fotoğraflara bakarken gülümsedi. Aklına ilk dans ettikleri müzik geldiğinde içinden bir büyü mırıldandı. Şarkı evin içinde duyulurken bunu yapmasının tek nedeni caitlyn’le yeniden dans etmek istemesiydi. Tek bir farkla bu sefer onunla sevgilisi olarak dans etmek istiyordu. Caitlyn’in dans teklifini kabul etmesiyle salonun ortasında dans etmeye başlamışlardı. Dans ederken sevgilisini iyice kendine çekip ona sıkıca sarıldı ve özlediği kokuyu uzun uzun içine çekti. Caitlyn’in ona sıkıca sarılmasıyla gülümsedi ve'' ''Seninle dans etmeyi özlemişim'' '' dedi.Gözlerini kapayıp olanları düşünürken aklına onun o dolgun ve tatlı dudakları geldi.
Kısa sürede bu tek düşüncesi bu olmuş ve ona sahip olma isteği tüm vücudunu kaplamıştı. Onunla ilk gecesinin hep özel olmasını istese de şuan kendini tutabileceğini pek sanmıyordu. Ona ve onun vücuduna duyduğu ihtiyaç her geçen saniye onu ele geçirirken yavaşça biraz geri çekilip gözlerini sevgilisinin gözlerine dikti. Bir eli caitlyn’in belindeyken diğer eli onun yanağını okşamaya başladı. Aralarındaki mesafe milim milim azalırken kolları arasındaki güzelliğe bakıp ''Seni seviyorum Sevgilim'' dedi. Yüzyıllardır söyleyemediği şeyi şimdi sürekli dile getirmek istiyordu. Gözleri onun ıslak ve kırmızı dudaklarına takılı kalmıştı. Çok geçmeden aralarındaki mesafe hızla kapanarak dudakları o bir türlü doyamadığı dudaklarla buluştu. Şuan gelecek kaygılarının hepsinden uzaktı. Tek düşündüğü şey kolları arasındaki sevgilisiydi. Tutkulu öpücüğü giderek daha şehvetli bir hal alırken elleri caitlyn’in ormanda her santimini ezberlediği vücudunda yavaşça gezinmeye başlamıştı. Dokunuşları yavaş ve sevgi doluydu. Sevgilisinin bedenini kendi bedenine bastırırken öpüşleri. Dudaklarından yavaşça boynuna kaydı. Elleri bacaklarını bir süre okşadıktan sonra yavaşça kalçalarına gitti. Elbisenin altından bir yandan onun kalçalarını okşarken diğer yandan da elbisesinin açıkta bıraktığı kadarıyla göğüslerine öpücükler konduruyordu. Onu kendinin bile anlamakta zorlandığı bir hızla koltuğa atıp onu altına aldığında dudakları yine dudaklarıyla buluştu. Dudaklarını büyük bir açlıkla öperken bir eli hala kızın kalçasındaydı. Diğer eliyse yavaşça göğüslerinden birini avuçladı. Daha sonra koltukta rahat edemeyeceklerine karar verip dudaklarını zorlukla dudaklarından ayırarak aya kalktı ve onu kucaklayarak yatak odasına götürdü. Caitlyn’in evini bilmese de yaptığı büyü sayesinde kolaylıkla bulmuştu odayı sevgilisini yavaşça yatağa bıraktıktan sonra oda yataktaki yerini aldı ve o doyamadığı dudakları yeniden öpmeye başladı. | |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Perş. Şub. 07 2013, 12:13 | |
| Onunla dans ederken içindeki bencil düşüncelere engel olmak giderek zorlaşıyordu. Onu öyle bir şekilde istiyordu ki. Sanki onsuz nefes bile alamayacaktı. Cade'i bir kere kaybetmişti. Şimdi ise onu bu malikaneye hapsetmek, ondan başka hiç kimsenin görmemesini istiyordu. Gerçi onu buraya davet ederken aklında böyle bir şey yoktu. Tek istediğini Cade'in ona yakın olmasıydı. Ama şimdi kokusu beynini uyuştururken ve onu delice arzularken başka bir şey düşünemiyordu. Bedenini saran eller içini ısıtıyordu. Kalbindeki karanlık ve soğuk yanı yok edercesine... Kalbindeki yalnızlıkla yıllardır başa çıkmaya çalışırken, geçen onca zamanda kendini hiç bu kadar iyi hissetmemişti. Hayatında hep bir şeyler eksikti. İnatla onun Cade olmadığı konusunda kendini inandırmaya çalışmıştı. Onu terk eden adama olan kızgınlığı böyle düşünmemesini söylüyordu. Evet ona kızmıştı, öylesine çok öfkelenmişti ki. Ama hiç bir şekilde ondan nefret etmeyi başaramamıştı. Kalbindeki aşk ise hiç bir azalma göstermemiş hala onu delicesine seviyordu. Zaten hissettiği büyük boşluğun tek nedeni buydu, onsuz olmak. Başını kaldırarak Cade'in gözlerinin içine baktı. Karamsar düşünmek istemiyordu artık, o buradaydı ellerinin arasında önemli olan tek şey buydu. Üstelik yeni öğrendiği şeyler Cade'in de ona aşık olduğu gerçeği işte mutlu olmasını sağlayan tek şey buydu. Cade hayatının aşkı, onun sevdiği erkekte kendisine aşıktı. Tutkulu gözlerle ona bakarken bir yandan da hala ayak uydurmaya çalışıyordu.
"Bende seninle dans etmeyi özledim sevgilim. Ama en çokta kollarında olmayı..."
Ani itirafı yüzünü kızartan bir duruma soktu onu. Neden utandığını bile bilmiyordu aslında. Bencilce düşüncelerinden daha çok utanması gerekmiyor muydu? Her halde onları henüz kelimelere dökmeyi beceremediği için durum bundan ibaretti. Daha fazla konuşmadığı için memnun olmuştu. Ta ki sevdiği adamın dudaklarından yine o mükemmel iki kelimeyi duyana kadar. Kalbi delicesine çarparken ona aşkla bakmaya başladı. Ortamdaki hava ise sanki giderek ısınıyordu. Dudaklarına kapanan dudaklar ise bir ateşi harlarcasına etkiledi onu. Bedeni ateş gibi yanarken ona tutkulu bir şekilde karşılık verdi. Tadı hala yeniydi ve anlatılamaz derece de güzel. Bu tattan hiç bir zaman sıkılmayacağını fark etti. Bedeninde hissettiği eller dudaklarından bir iniltinin firar etmesini sağlarken oda sevdiği erkeğin harika bedenini okşamaya başladı. İçindeki arzu artarken dudakları serbest kaldı. Bedeninde hissettiği öpücükler onu baştan çıkartıyor ve inlemesine neden oluyordu. Hala çıkan sesin kendi sesi olduğundan şüphe eder bir haldeydi. Bir anda ne olduğunu bile anlamadan kendini koltukta buldu. Bedenini ezen erkeğin tutkusu içini titremeye yetti. Hiç böyle hissetmemişti şimdiye dek, artık öpücüklerin bile yetmediği bir andaydı. Ne yaptığının farkına bile varmadan Cade'i okşarken onu daha fazla kendine doğru çekti ve boynuna öpücükler kondurmaya başladı. Göğüslerinde hissettiği dokunuşlar daha fazla inlemesine neden olurken bedenindeki değişimleri takip etmekte zorlanıyordu. Dudakları birbirleri ile buluştuğu ilk anda onu öpmeye başladıktan çok kısa bir süre sonra dudaklarını yalamaya başladı. Dudaklarını sömürürcesine emiyordu. Nefes nefese kaldığında kendini onun kucağında buldu. Geldikleri yeri algıladığında nefesi kesilerek ona bakmaya başladı. Sevdiği erkek yanına gelip onu öpmeye başladığında delice başlayan öpüşmelerine onu kendinden uzaklaştırarak son verdi. Konuşurken nefes nefeseydi.
"Seni seviyorum Cade ve bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama seni istiyorum. Şimdiye dek hiç bir erkeği istemediğim bir şekilde seni arzuluyorum."
Konuşması biter bitmez sevdiği erkeği altına alarak ona bakmaya başladı ve üzerindeki tişörtü sıyırarak başından çıkardı. Çıplak tenine dokunurken göğsüne öpücükler kondurmaya başladı. Ne yaptığını çok iyi bilen bir kadın gibi davranmaya başlamıştı bir anda ama hiç bir şey bildiği yoktu. İçindeki meraka engel olamadan onu öpüyordu. Bacaklarının arasında hissettiği sertlik ile pantolon düğmesini açtı ve fermuarını yavaşça aşağı indirdi. Gördüğü ten ona bir kez daha aşık olmasını sağlamıştı. Öylesine mükemmel görünüyordu ki ve ona ait. Üzerine uzanarak boynuna öpücükler kondurmaya başladı, yanaklarına ve sonunda dudakları birbirleri ile buluştuğunda elleri bedenini, dizi sertliği okşuyordu.
| |
|
| |
Cade Cadı
Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 07/01/13 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Cuma Şub. 08 2013, 00:34 | |
| Cade kolları arasındaki güzelliğin söylediklerini duyunca gülümsedi oda en çok onu kolları arasına almayı özlemişti aslında ve o güzel kokusunu içine çekmeyi… Bir süre sonra gözleri güzel sevgilisinin bir türlü doyamadığı o tatlı dudaklara takıldığında bir an bile düşünmeden kendini onun çekimine bırakarak o güzel dudaklarına kapanmıştı. Onu büyük bir tutkuyla nefesi kesilene kadar öptükten sonra bu öpücüğün ona yetmemeye başladığını fark etti. Caitlyn’i istiyordu hem de delicesine bir arzuyla elleri vücudunda gezinirken dudakları da boynundan göğüslerine doğru inmiş sonunda da soluğu koltuğun üzerinde almışlardı. Şuan hiçbir şey düşünecek durumda değildi. Eğer kendinde olsaydı büyüyle daha romantik bir ortam hazırlamakla uğraşabilirdi fakat şuan bunu pekte önemsemiyordu. Şuan önemsediği tek şey şuan altında olan ve delicesine ihtiyaç duyduğu baştan çıkaran bedendi. Koltukta hareketlerinin kısıtlandığını fark ettiğinde onu kucaklayarak yatak odasına çıkardı. Odaya girdiğinde etrafa bakınma gereği bile duymadan onu yavaşça yatağa bıraktıktan sonra kendi de yataktaki yerini alarak onun o tatlı dudaklarına tekrar kapandı. Ondan bir saniye bile olsun ayrılmak istemiyordu ve şuan onun güzel dudaklarına çok ihtiyacı vardı. Caitlyn’in onu kendinden uzaklaştırmak için itmesiyle hiç istemeyerekte olsa geri çekildi. Gözlerini onun gözlerine dikerek sorunun ne olduğunu anlamaya çalıştığı esnada sevgilisinin söyledikleriyle gülümsedi. Dudaklarına kısa ve aşk dolu bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekilip gözlerini onun gözlerine dikerek 'Bende seni seviyorum sevgilim ve bende seni şimdiye kadar hiçbir kadını arzulamadığım şekilde arzuluyorum'' diyerek tekrar dudaklarına kapandı. Caitlyn’in onu altına almasına büyük bir zevkle izin verirken tutku ve şehvet dolu bakışlarını bir an olsun ondan ayırmadı. Üzerindeki tişörtü çıkarmasında ona severek yardımcı oldu.
Çıplak teninde hissettiği öpücüklerle gözlerini kapayıp o anın tadını çıkardı. Sevgilisinin boynuna kondurduğu öpücükler ve erkekliğinde hissettiği baştan çıkaran dokunuşlarla dudaklarından zevk iniltileri dökülürken hızla caitlyn’in belinden kavrayarak yerlerini değiştirdi. Dudaklarını onun enfes dudaklarından bir an olsun ayırmazken elleri de yavaş ve baştan çıkarıcı bir şekilde onun bedenini okşuyordu. Gözüne artık bir fazlalıktan olarak görünen elbiseyi bir çırpı da çıkarıp karşısındaki güzel bedene bir süre baktıktan sonra vücudunun her yerine göğüslerinden başlayarak küçük öpücükler kondurdu. Baştan çıkaran öpüşleri boynunda yoğunlaşırken elleri onun vücudunu tekrar keşfe çıkmış sonrasındaysa yavaşça iç çamaşırlarından kurtulmuştu. Artık delicesine arzuladığı bedenle arasında hiçbir engel yoktu. Dudakları tekrar dudaklarıyla buluştuğunda bir eli dolgun göğüslerinden birini avuçlamış diğer eliyse kalçalarını okşuyordu. Şuan onun içinde olmak için deli olsa da ona yavaşça tadını çıkara çıkara sahip olmakta kararlıydı. Dudakları yavaşça boynuna oradan gögüslerine yavaşça inip göğüs uçlarıyla yakından ilgilenirken elleri de sevgilisinin bacak arasını arsızca okşuyordu. Dudakları daha aşağılara inerken kendi üzerindeki fazlalıktan da hemen kurtulmuştu. Sonunda tekrar o güzel dudaklara kapandığında sevgilisinin bacakları arasındaki yerini almıştı. Kendini daha fazla tutamayarak yavaşça içine girdi. Dili sevgilisinin derinliklerini keşfederken gidip gelmeye başladı. Odayı zevk iniltileri doldururken öpücükleri boynuna kaydı. Gidip gelişleri ritmik bir hal alırken bir eli sevgilisinin bacaklarını okşuyordu. İtişleri bir süre sonra daha da hızlandığında öpücükleri tekrar doyamadığı dudaklarıyla buluştu . Öpüşmeleri gittikçe daha da tutkulu ve şehvetli bir hal alıp derinleşirken gidip gelişleri de oldukça hızlanmıştı. Büyük bir rahatlama bedenini ele geçirip yıldızlara ulaşma hissi verdiğinde sevgilisinin dudaklarına küçük bir öpücük kondurup kendini yan taraftaki yatağa attı. Caitlyn’in belinden tutup onu kendine çekerek o güzel kokusunu derin bir nefesle içine çekti ve ona sarılarak yavaşça gözlerini kapadı. Yorucu bir gün geçirmişti ve caitlyn’e sahip olmak harika bir duygu olsa da bu onu yormuştu. Sevgilisinin saçlarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra 'Seni çok ama çok seviyorum sevgilim iyi ki varsın ve iyi ki hayatımdasın'' diyerek kendini uykunun tatlı ve huzurlu kollarına teslim etti. | |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Ptsi Şub. 11 2013, 14:25 | |
| Cade'in dokunuşlarına verdiği tepki hoşuna gitmişti. Ona dokunduğu her saniye dudaklarından zevk iniltileri dökülüyordu. Ona zevk verdiğini bilmek ise çok hoşuna gittiği için buna bir süre daha devam etti. Çıplak teninin tadını sevmişti. Bu yüzden onu bütün gece öpebilirdi. Altındaki bedenin sıcaklığı ruhunun derinliklere ulaşıyordu adeta. Onu daha sert okşamaya başladığında zevk iniltileri daha da arttı. Onun üzerinde tamamen ona sahip olduğunu hissediyordu. Sanki Cade onun kölesiydi ve ona zevkle işkence ediyordu. Tüm bu hakimiyet Cade onu bedeninin altına alana dek sürdü. Cade'in bedeninin altında ezilirken hakimiyet tamamen onundu. Çok geçmeden üzerindeki elbise çıkmıştı. Bedeni bir anlığına titredikten sonra hissettiği dokunuşlarla kısa sürede alev aldı. Hissettiği öpücükler dudaklarından zevk iniltilerinin dökülmesini sağlarken Cade'in başını kavrayarak onu daha fazla kendine çekti. Dudaklarını daha fazla hissetmek istiyordu. Sadece tek bir bölgede değil. Bedenine bir sürü öpücük bırakırken bedeninin daha fazla tadını çıkarmasını istiyordu. Alev almış teni sadece iç çamaşırları üzerinde olsa da terlemeye başladı. Fazla uzun sürmeden iç çamaşırları da ortadan kalktığında göğüslerinde hissettiği öpücükler zevkten çığlık atmasına neden oldu. Kadınlığında hissettiği dokunuşlar ile adeta kendini kaybetmişti. Sürekli bir şekilde nefes alarak inliyor ve kıvranıyordu. Cade'i istiyordu. Hem de hemen içinde onu hissetmeye ihtiyacı vardı. Artık bu tatlı işkenceye katlanamıyordu. Onu kendine çekerek dudaklarına yapıştı önce ve sonrasında Cade yerini aldığında derin bir nefes alarak bekledi. Biraz sonra olacaklara kendini hazırlamaya çalışıyordu. Bedeni tamamen hazır gibi görünüyordu ama yinede içinde bir yerde garip bir tedirginlik yaşıyordu.
Cade'in içine girişinin ardından kasıklarında hissettiği baskı yeniden çığlık atması sağladı. Hissettiği acı tarif edilemezdi.Şu an hem canı acıyor hemde bu acıdan zevk alıyordu. Çığlıkları, Cade'in tarafından mühürlenmiş dudaklarından bir inilti şeklinde çıkarken onu öpmeye başladı. Bedenine dokunuyor ve onun içindeki hareketlerine ayak uydurmaya çalışıyordu. Bir süre sonra aynı ritmde hareket etmeye başladıklarında aldığı zevk katlanarak arttı. Giderek daha hızlı bir şekilde hareket ederken bedeninin verdiği tepkilere ayak uydurmaya çalıştı. Sonrasında bir anlığa tüm o muhteşem an sanki yıldızlarda gerçekleşmiş gibi kendini yıldızların içinde buldu. Bedeni önce kas katı kesildi. Ani rahatlama ona çarptığında neye uğradığını şaşırdı. Kolunu bile kıpırdatamayacak bir halde sadece nefes almaya çalışıyordu. Sevdiği erkek onu kollarına aldığında neredeyse uykuya dalmak üzereydi. Hayal meyal duyduğu sözlerle gülümsedi.
"Seni seviyorum Cade yeniden hayatıma girdiğin için çok mutluyum sevgilim"
Kelimeler bittiğinde ona daha fazla sokuldu ve başını göğsüne kalbini olduğu yere koyarak ona sıkıca sarıldı. Kalp atışlarını dinlerken çoktan uykuya dalmıştı. Harika bir rüyanın ortasında Cade ile geçmişlerini görüyordu. Gözlerine değen güneş ışığı ile uyandı ve yanında yatan adama baktı. Onu uyurken görmek bile kalbini hızlandırmaya yetmişti. Dudaklarına bir öpücük kondurduktan sonra sıcak bir duş aldı. Cade'in bugün evinde ilk günüydü ve ilk kez aşık olduğu adama kahvaltı hazırlayacaktı. Birlikte geçirdikleri mükemmel gecenin ardından.
| |
|
| |
Cade Cadı
Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 07/01/13 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Salı Şub. 12 2013, 17:21 | |
| Cade rüyasında gördüğü anlamsız görüntülerden kurtulmak için yanında olduğunu bildiği sevgilisine biraz daha sarıldı. Onun kokusunu derin bir nefesle içine çekerken anlamsız görüntüler yerini huzur veren bir karanlığa ve boşluğa bırakmıştı. Bu huzur bilinçaltının ona oyun oynamaya karar verene kadar sürmüştü. Boşluk yavaş yavaş kaybolup etraf yavaş yavaş şekil almaya başladığında kendini Nathaniel malikanesinde buldu. Geceydi. Yüzyıllardır görmediği evi ışıl ışıldı. Ağır adımlarla derin bir nefes alıp içeri girdiğinde öldürülen tüm aile üyelerinin hepsi karşısındaydı. Tatlı bir noel telaşıyla etrafta koşturuyordu herkes kız kardeşi merdivenlerden koşarak ona doğru gelirken gülümsedi. Ona sıkıca sarılıp özlediği kokusunu içine çekerken bunun rüya olduğunu bilse de kısa süreliğine de olsa mutlu oldu. Etraftaki tatlı telaşı bir köşeden üzüntülü bir tebessümle izlerken birden duyduğu çığlıkla yerinden hızla fırlayıp çığlığın geldiği yöne doğru koştu. Kız kardeşini yerde kanlar içinde can çekişirken görmek içinde büyük bir acıya neden olurken bir işe yaramayacağını bile bile ona yardım etmeye çalıştı. Sırasıyla tüm akrabalarının tek tek ölmeye başladığını görmek canını daha da acıtıp içini sıkarken gördüğü bu kabustan terler içinde yataktan fırlayarak nefes nefese bir şekilde uyandı. Gördüğü kabusun etkisinden derin nefesler alarak kurtulmaya çalışırken ailesini ikinci kez kaybetmek rüya da bile olsa onun canını acıtmıştı. Gözleri yatağa kaydığında caitlyn’in yanında olmadığını fark etti. Nereye gitmişti ki? Etrafa göz gezdirip caitlyn’in nerede olduğunu anlamaya çalışırken telefonunun çalmaya başlamasıyla gözlerini telefonun ekranına dikti. Küçük casuslarından biri arıyordu. Normalde bu aramayı cevaplamaya bilirdi. Eğer intikam ateşini alevlendiren o rüyayı görmeseydi şuan önceliği caitlyn’i bulmak olabilirdi fakat gözünü yine intikam hırsı bürümüştü. Bir saniye bile düşünmeden telefona cevap verdi.
Aldığı bilgi gözlerindeki öfke kıvılcımlarını daha da belirgin bir hale getirirken yataktan hızla kalkıp bir büyüyle üzerini giyindi. Ailesini yok ettikten sonra her şeyi unutup parti vermeleri büyük hataydı doğrusu birkaç eski dostuyla aynı anda görüşecek olması onu biraz bile heyecanlandırmasa da yapacaklarını düşündüğünde yüzünde soğuk ve yapay bir gülümseme belirmişti. Onca aradan sonra eski arkadaşlarla görüşmenin eğlenceli olduğunu bildiğinden vakit kaybetmeden bir büyü mırıldandı. Gözlerini açtığında eski bir malikanenin önündeydi. Ağır adımlarla merdivenlerden çıkıp zili çaldı. Sonuçta herkes parti havasındaydı ve çoğunluğu yeni yetme cadı olduğu için onu tanıyanlar yok denecek kadar azdı. Kapı açıldığında hizmetçi ona kim olduğunu bile sormadan içeri davet etti. Anlaşılan çok fazla işi vardı ve hangisine koşturacağını şaşırmıştı. Cade bir an için ölüm getireceği eve davet edildiğini düşünüp neredeyse kahkaha atacaktı. Bir süre bir köşeye çekilip sessizce yeni dedikoduları ve gündemi dinleyerek içkisini yudumladı. Doğrusunu söylemek gerekirse parti zevklerine hayran kalmıştı. Ortalıkta neredeyse çıplak servis yapan güzel garson kızlar, kadınlarla yakından ilgilenmek için etraflarında dört dönen yakışıklı garsonlar, bol miktarda kaliteli içki ve müzik… Kendi aralarında bilgeliklerini göstermek için yaptıkları küçük büyüler ise oldukça eğlenmesini sağlamıştı. Sonunda etrafı incelemekten sıkılıp elindeki kadehi tepsilerden birine bırakıp tüm şişeleri ve bardakları aslında etrafta cam olan her şeyi patlatacak bir büyü mırıldandı tabi öncesinde kendini büyüyle korumaya almıştı. Herkes ne olduğunu şaşırmış tenlerine saplanan camlarla acıdan ve korkudan çığlık atarken cade gülümsedi. Parti şimdi daha eğlenceli olmaya başlamıştı. Mırıldandığı ikinci büyüyle etrafı küçük bir hayalet ordu sararken ve saldırırken cade eğlendiğini sesine yansıtarak ''Bayanlar ve baylar bu geceki eğlenceli partiye geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim.'' Dedi.
Bir grup eski tanıdığın dikkatini çekmeyi başardığını anlayınca onlara hitaben ''Sizi yeniden görmek ne güzel eee nasılsınız görüşmeyeli?'' diye sordu. Hepsinin bir ağızdan şaşkınlıkla'' Cade Nathaniel ''demesiyle ürkütücü bir gülümseme takındı yüzüne ve gayet sakin bir şekilde ''Yanılıyorsunuz dostlarım Cade Nathaniel yüzyıllar önce öldü. Onu siz öldürdünüz benim adım Cade ve tek amacım intikam…'' dedi. Eski arkadaşları ilk şaşkınlıklarını üzerinden atmasıyla ona saldırmışlardı. Cade bu saldırıyla beraber gardını alıp savaşmaya başladı. Savaş düşündüğünden uzun ve yorucu geçse de sonunda bitmişti. Cade karın bölgesinden aldığı yaraya fazla kan kaybetmemek için eliyle tanpon yaparken etrafa baktı. Az önceki parti alanı kan gölüne dönüşmüştü. Etrafındaki cesetlere baktı. Aldığı tüm yaralara ve şuan çektiği acıya inat gözleri intikam ateşiyle parlarken gülümsedi. Yerde can çekişen arkadaşına bakıp dizlerinin üzerine çöktü. Ona onun duyabileceği kadar yaklaşarak ''Ve artık sizde öldünüz.... Güzel partiydi.'' diyerek gülümsedi. Sonra kalkıp gözlerini kapadı ve malikaneye gitmesi için gerekli büyüyü mırıldandı. Malikaneye vardığında kendini rahat koltukların üzerine attı. Kesinlikle bir doktora ihtiyacı vardı. İyileştirme büyülerinin üzerinde işe yaramaması ne kötüydü. Üzerindeki lanete ve laneti yapan cadıya bir küfür savurdu. Bu laneti hangi cadının yaptığını bilmiyordu fakat arıyordu. Lanet yüzünden onun üzerinde hiçbir iyileştirme büyüsü işe yaramıyordu. Normal insanlar gibi iyileşmek zorundaydı. Cadı olduğu için normal insanlardan daha kısa sürede iyileşse de doktora sık sık ihtiyacı oluyordu ne yazık ki… Çok fazla kan kaybetmişti ve bilinci yarı kapalıydı. Gözlerini kapayıp biraz dinlenmeye çalıştı. Kendini toparladığında bunun için bir doktor çağıracak büyüyü yapabilirdi. Kulaklarına bir çığlık sesi duyduğunda bunun sahibini zar zor tanımıştı''Caitlyn...'' diye mırıldandı zar zor... | |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Perş. Şub. 14 2013, 12:39 | |
| Uzun zamandan sonra rahat bir uyku uyumayı başarmıştı. Sevdiği adamın kollarında... Kabuslarından, içindeki karanlıktan uzak huzuru bulmuştu sanki. Güne yüzünde tatlı bir gülümse ile başlarken yanında uyumakta olan aşık olduğu adama baktı bir süre. Hala her şey bir rüya gibi geliyordu ona. Cade’in varlığı sanki bir hayaldi. Onun gerçekten burada olduğunu kanıtlamak istercesine uyuyan sevgilisinin dudaklarını öptü. Tadı gerçekti. Onu öperken çıplak tenine dokundu kısa bir süre. Kendini tutmakta ne kadar zorlansa da tutmak zorundaydı. Cade’in uykusunu bölmemek için. Çıplak bir şekilde yataktan çıkarken banyoya yöneldi ve küveti sıcak su ve duş jeli ile doldurdu. Sıcak su ve jelin tatlı kokusu bedenine iyi gelmişti. Yorucu geçirilen gecenin ardından kendini tazelemişti bedeni. Rahat bir şekilde duştan çıktıktan sonra saçlarını iyice kurutup üzerine bir elbise geçirdi. Sırada kahvaltı vardı. Karnı çok acıkmıştı, sevdiği adamında aç uyanacağını bildiğinden mükemmel bir kahvaltı hazırlamak istiyordu. Mutfağa indikten sonra masasının üzerini boşalttı. Buzdolabında pek fazla bir şey kalmasa da tek bir büyü ile her şey yenilenmişti. Gerçi sofrada kendiliğinden hazır olabilirdi. Ama Cade için kendi elleri ile bir şeyler yapmak istiyordu. Bir tabağın içine ince ince domates ve salatalık kesti. Başka bir tabağa peynir çıkarttı. Zeytin ve diğer bir sürü şeyle boş olan masa mükemmel bir kahvaltı masasına dönüşmeye başladı. Özel bitkilerinden oluşturduğu çay ısınırken ekmekleri kızartmaya başladı. Kızarmış ekmeklerde yerini aldığında artık istediğini gerçekleştirmişti. Geriye sadece tek bir şey kalmıştı. Uyuyan yakışıklıyı uyandırmak.
Hızlı adımlarla odasına ilerlerken içinde yine garip bir heyecan oluştu. Biliyordu artık heyecanlanmasının için hiç bir anlam yoktu. Cade onundu, sevdiği erkek artık sevgilisiydi. Hatta belkide evleneceği kişi olacaktı ve şu an onun yatağında uyuyordu. İçindeki mutluluk kapıyı açıp Cade’i yatakta bulamadığı ana dek sürdü. Boş yatağa bakarken kalbine saplanan ani acıya engel olamadı. Cade neredeydi? Nereye gitmişti. Basit sorular neden böyle bir durumda felaket senaryoları oluşturmasına neden oluyordu. Yeniden onsuz kaldığını hissettiğinde nefesi kesildi. Onsuz olmak istemiyordu. Gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu. Boş yatakta Cade’in onu kollarına aldığı yere başını gömerek ağlamaya başladı. İçine çektiği Cade’in kokusu daha fazla göz yaşına sebep oluyordu. Ne kadar bir süre o şekilde yattığını bilmeden yataktan doğrularak aynaya baktı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu, derin bir nefes aldıktan sonra mutfağa giderek neredeyse suyu bitmiş olan çayın altını kapattı. Düşünmek için oturma odasına geçtiğinde Cade’in kanlar içindeki halini görür görmez çığlık attı. Gözleri korkudan irileşmiş ve kalbi tedirginlik içinde çarpmaya başlamıştı. Onu hemen daha rahat bir şekilde yatırdı.
“Cade... Cade...”
İsmini haykırmasına rağmen sevdiği adamdan hiç bir ses gelmiyordu ve bir süre sonra bilinci tamamen kapandı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. İyileştirme büyüleri yapmaya başladı hızlı bir şekilde ama hiç biri işe yaramamıştı. Sanki lanetlenmişti gibiydi. Lanet... İşte sorun bu olmalıydı. Onu bu şekilde iyileştiremeyeceği ortadaydı. Oturma odasını bir hastane odasına çevirerek Cade’in başına doktor ve hemşire bıraktıktan sonra yapacağı şey ne kadar tehlikeli olsa da mirai taşları ile dolu odaya gitti. Ona cevap verecek tek şey onlardı. Hissettiği ilk büyük enerji onu büyük bir karanlığa sürüklerken idaresini korumaya çalıştı. Çok geçmeden laneti gerçekleştiren cadıyı bulmuştu. İçindeki öldürme isteğine karşı koyması gerekiyordu. Ama tüm iradesi zaten karanlık ile bir mücadele içinde olduğu için öldürme arzusuna yapacağı hiç bir şey yoktu. Cadının yanına gittiği an onun kalbini zevkle söktükten sonra ihtiyacı olan kanı aldı. Malikaneye geri döndüğünde ilk iş olarak bu laneti ortadan kaldıracak büyüyü gerçekleştirdi. Lanet ortadan kalktığında hastane odası ve diğer her şeye ihtiyacı olmadığı için ortadan yok ederek Cade’i yatak odasına götürdü. Onun yanağını okşarken kendine gelmesini bekledi. İçindeki karanlık öylesine büyüktü ki gözleri tamamen siyahla kaplanmıştı. Üstelik öfkelendiği de ortadaydı. Cade uyandığında ona anlatması gereken şeyler vardı. Üstelik Mirai taşında gördüğü tek şey lanetin yapılışı değil, Cade ile cadının geçmişiydi.
| |
|
| |
Cade Cadı
Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 07/01/13 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Cuma Şub. 15 2013, 10:58 | |
| Cade sevgilisinin onun ismini haykırdığını duysa da cevap veremiyordu. Yorgun hissediyordu. Kendini ne kadar zorlarsa zorlasın bir türlü konuşamıyordu. Onu sakinleştirmek istese de bunu yapamayacak kadar bitkindi vücudu. Bilincini açık tutmaya çalışsa da bu oldukça zordu. Güzel sevgilisinin görüntüsü gözlerinin önünde yavaş yavaş bulanıklaşırken elini kalan son gücüyle hareket ettirip sevgilisinin yanağını okşadı. Gülümseyip iyi olduğunu söylemek ve onu bu dehşete kapılmış halinden kurtarmak istese de yarası buna izin vermemişti. Duyduğu acı yüzünden dudaklarından kısık acı dolu bir inilti çıkarken gözleri yavaşça kapanmış eliyse yarasının üzerine düşmüştü. Oldukça kan kaybetmişti ve sandığından daha kötü durumdaydı. Karanlığa gömülmeden önce duyduğu son şey caitlyn’in yaptığı iyileştirme büyüsüydü. ‘Üzgünüm sevgilim ama bir işe yaramayacak’ dedi beyninin içinde… Girdiği savaşta o an için ne derece yara aldığı önemli olmamıştı onun için önemli olan tek şey intikamını almaktı. Ne denli derin bir yara aldığını ve ne kadar çok kan kaybettiğini o an fark edememişti şimdiyse çok geçti. Doktor çağıracak büyüyü yapabilecek kadar güçlü hissetmemişti kendini buraya geldiğinde biraz dinlenirsem kendime gelirim diye düşünmüştü ama bilincini tamamen kaybedebileceğini göz önünde bulundurmamıştı. İçinde bulunduğu karanlıkta her geçen saniye kaybolurken aklında sadece caitlyn vardı. Onu yaralı görmesini hiç istememişti oysa caitlyn bilincinin kapandığına tanık olmuştu. Onu ne kadar korkuttuğunu tahmin edebiliyordu.
Dahası cade de caitlyn’ni bir daha görememekten deli gibi korkuyordu. Onu daha yeni bulmuşken ve hayatındaki her şey yeni düzene girmeye başlamışken ölmek istemiyordu. Eskiden olsaydı şuan içinde bulunduğu durum umurunda olmazdı ölümden korkmamıştı hiç şimdi de korkmuyordu. O caitlyn’e duygularını henüz açabilmişken ve bunun karşılıklı olduğunu öğrenmişken onunla daha fazla vakit geçirememekten korkuyordu. Karanlıkta ve düşüncelerinde kaybolmuşken etrafta bir telaşın olduğunu fark etti. Birileri cade’i derin uykusunda rahatsız ediyordu. Ne olduğunu tam olarak anlayamasa da hayal meyal birinin nabız düşüyor diye bağırdığını duymuştu sonrası yoktu. Sesler bir anda kesilmişti. Derin uykusu gittikçe hafiflerken kendini hem iyi hem de yorgun hissediyordu. Zar zor nefes alışları düzelmişti. Artık rahat bir şekilde nefes alabiliyordu. Yanağında hissettiği tatlı sıcaklık tüm bedenine yayılıp içini ısıtırken huzur bulduğunu hissetti. Cade yavaşça gözlerini açtığında yatakta olduğunu fark etti. Birkaç dakika aklını toparlamak için hareketsizce tavanı izledi. Olanlar beynine hücum ettiğinde hızla elini karnına götürdü. Canı acımamıştı ve kendini iyi hissediyordu. Dahası artık kan kaybetmiyor olmalıydı ki eline sıcak yoğun bir sıvı gelmiyordu. Demek ki kanama durmuştu. Yorgun bedenini yavaşça yataktan kaldırıp doğrulduğunda karşısında sevgilisini görmesiyle ''Caitlyn…'' dedi. Gözleri aldığı ağır yaranın olduğu bölgeye odaklandığında orada artık yaranın olmadığını gördü. Ama bu nasıl olmuştu? Gözlerini caitlyn’in gözlerine diktiğinde gözlerinin tamamen siyahla kaplı olduğunu fark ederek ''Lütfen bana yapmadığını söyle'' dedi. Onu kurtarmak için mirai taşlarını kullanarak laneti yapan cadıyı bulmuş ve kanını almıştı bunun için ona minnettar olmalıydı ama bu caitlyn için tehlikeliydi. Kaşlarını çatarak ''Caitlyn bunu yapmamalıydın… O taşlar seni kötü etkiliyor onları ne olursa olsun kullanmamalısın'' diyerek kızdı. Caitlyn için endişelendiği her halinden belli oluyordu. | |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Cuma Şub. 15 2013, 15:10 | |
| Ölmek üzere olan sevgilisine bakarken korku dolu gözleri ile karar vermeye çalışıyordu. Hayır, aslında ortada karar verilecek bir durum da yoktu. Onun ölmesine asla izin veremezdi. Bu yüzden sonuç ne olursa olsun yapması gerekeni yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Hiç düşünmeden kendini Mirai taşları ile dolu odada buldu. Etraftaki güç beynini uyuşturuyor, ona adeta 'Bana sahip ol' diyerek yalvarıyordu. İdaresi ise çelik gibi sağlamlıktan çok paslı bir demire benziyordu. Tüm zihni karanlığın o baş döndürücü etkisi altına girmek üzereyken Cade'e odaklanarak yapması gerekeni hatırladı. Onu düşünmek biraz olsun aklını başına getirdiğinde bir kaç taşı bir araya getirerek lanetin sahibi cadıyı aradı. Cadıyı bulması öylesine kısa sürmüştü ki sanki cadı daha onu aramadan bile gözünün önüne gelmişti. Bedenindeki karanlık aura hisseder derece de belirgin bir hal alırken kendini cadının yanında buldu. Onu gördüğü ilk anda zihninin içinde adeta bir emir gibi dolaşan düşünceyi duydu. Düşünce ona öldür onu, öldür onu diyordu. Gözlerini kapattığı anda Cade ile onların geçmişine ufak bir göz attı. Birlikte geçirdikleri dakikalar ve cadının laneti yaptığı o an. Cade yatağında çıplak yatarken cadı onu lanetliyordu. Aslında başta belkide onu öldürmek değildi niyeti ama bu görüntüler içindeki yeşil canavarı uyandırmıştı. Kıskançlık tüm zihnini ele geçirmişken cadı ile göz göze geldikleri ilk anda cadının dudaklarından ikizinin ismini duydu. Şu an tüm karanlık onu ele geçirmişken elbette ikizinden hiç bir farkı kalmamıştı. Ona sinsi dolu bir bakış attığında içinden en ölümcül laneti dile getirerek onun acılar ve kanlar içinde yerde kıvranışını izledi önce. Sonra sanki ona merhamet gösteriyor gibi acısına son vermek için kalbini yerinden çıkardı.
Cadıyı o halde geride o şekilde bırakıp malikaneye döndüğünde hızla işe koyuldu. Bu laneti biraz daha ortadan kaldırmazsa eğer Cade için her şey çok geç olacaktı. Çünkü yanına getirdiği doktor ve hemşirelerin seslerini duyabiliyordu. Sürekli nabız ve kalp atışının düştüğünü dile getiriyorlardı ki bu işin sonu Cade için ölüm demekti. Hızla laneti ortadan kaldıracak iksiri hazırladıktan sonra en gerekli malzeme olan az önce öldürdüğü cadının kanını da içine katarak büyülü sözleri söyledi. Oturma odasına seri adımlar ile ilerlerken hastane odası olarak tasarladığı bu yer, doktor ve hemşireler ile birlikte yok oldu. Cade'e iksiri içirip iyileştirme büyüsü yaptıktan sonra yaralarının hızla kapanması onu tatmin etti. Ardından Cade uyanmadan onu yatağa taşıdı. Kalbini kaplayan derin karanlığın içinde hala Cade'e olan aşkı kendini hissettiriyordu. Zifiri karanlığın ele geçirdiği gözleri ona bakarken Cade'in kendine gelmeye başlamasıyla mutlu olmuştu. Ama gözleri ve bakışları hiç bir şekilde mutluluğunu göstermesine izin vermiyordu. Gösterebildiği tek şey kıskançlık ve öfkesiydi. Cade'in kısa süren şaşkın bakışları sonrasında dile getirdiği sözler ne yaptığını açıklamasına gerek olmadığını gösteriyordu.
"Bana hesap soracak pozisyonda değilsin Cade hala yaşıyor olduğuna şükrediyor olman gerek o yüzden kes sesini. Taşların bana ne yaptığını farkındayım ama ölmene izin vereceğimi falan mı sandın. Beni düşünüyor olsan yanımdan ölmeye gitmez benimle kalırdın"
Eli hızlı bir şekilde Cade'in boğazını tuttu ve içinden mırıldandığı ufak bir büyü ile onu sıkmaya başladı. Giderek daha az nefes alan Cade ellerinin arasındayken ona öfkeli bakışlarla bakmayı sürdürdü.
"Arkandan nasıl bir duruma düştüm bilmek ister misin? Yine beni bırakıp gittiğini düşündüm yine yalnız kaldığımı ve terk edildiğimi ve bunların tek sebebi sensin"
Onu sıkıca kavrayarak ayağa kalktı ve onu karşı duvara fırlattı. Gözünün önüne o anda Cade ve o cadının seviştikleri andan kesik görüntüler belirdi. İçindeki kıskançlık daha fazla büyürken öfkesini kusmak ister gibi yapması gerekeni düşünüyordu. O anda aklına bir fikir geldi. Bir lanet her şeyi çözecekti. Tıpkı o cadının ona yaptığı gibi. Bir gece önce dudaklarından zevk dolu iniltiler dökülürken şimdi lanetli kelimeler dökülecekti. Lanet bir kaç saniye sonra kendini gösterecekti. Planladığı konuşmasından hemen sonra Cade'in bedeninde aniden ortaya çıkan kesikler ve yaralar ona acı vermeye başlayacaktı. Gerçekte ise ortada yara falan olmayacaktı. Sadece psikolojik bir işkenceydi hepsi buydu.
"Cade sana laneti yapan cadının kim olduğunu bilmiyordun değil mi? Keşke yatağa attığın kadınların isimlerinin olduğu bir defter yapsaydın. Oraya beni de ekle bebeğim çünkü lanetimin tadına bakmana çok az kaldı.
Sözlerinin ardından lanet işini yapmaya başladı.
| |
|
| |
Cade Cadı
Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 07/01/13 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Paz Mart 10 2013, 18:24 | |
| Cade derin karanlıktan içini kaplayan bir sıcaklıkla uyandığında hala yaşıyor olabildiğine oldukça şaşırmıştı. Hayal meyal de olsa doktorların nabız düşüyor hastanın durumu çok kötü sanırım onu kaybediyoruz dediğini duymuştu. Ölümün ona oldukça yakın olduğunu bildiği hatta ölüyor olduğunu düşündüğü süre boyunca aklında hep tek bir isim yankılanmış ve hep tek bir kişiyi düşünmüştü caitlyn… Onu bir daha görememekten, başladıkları bu güzel şeyin yarım kalmasından o kadar korkmuştu ki… Hayır ölümden, ölmekten bir an olsun korkmamıştı hala da korkmuyordu. Zor olmuştu ama onunla iç içe yaşamayı, ölümün sürekli yanı başında olmasına alışmayı öğrenmişti. Korktuğu tek şey aşık olduğu kadını bir daha görememekti. Canının acımadığını fark ettiğinde bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Şuan kendini berbat hissetmekle beraber canının deli gibi acıması gerekiyordu. Yarasının ne kadar derin olduğunu görmüştü, biliyordu. Yarası o kadar kötüyken, çok kan kaybetmişken ve yaşaması bile bir mucizeyken şuan yarasının acımaması mantıksızdı.
Elini yaraya götürüp kontrol ettiğinde orada var olan yaranın artık olmadığını fark etti. Hızla yerinde doğrularak yarasına baktı hiçbir şey yoktu. Bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışırken karşısında gözleri tamamen siyahla kaplı sevgilisini görmesiyle neler olduğunu anlaması sadece birkaç salisesini almıştı. Onu birinin şuan morgana’dan ayırt etmesi imkansız olsa da o sevgilisini oldukça iyi tanıdığı için karşısında caitlyn’in olduğunu biliyordu. Onu kurtarmak için mirai taşlarını kullanmıştı. Hala hayatta olduğuna sevinmesi gerekirken o sevgilisi için endişeleniyordu. O taşlar tehlikeliydi ve bunu da dile getirmişti. Sevgilisinin sözleriyle ''Tabi ki seni düşünüyorum ama gitmeliydim. Ayrıca senin yanından ölüme gitmedim öldürmeye gittim. Neden gittiğimi de biliyorsun'' dedi. Caitlyn’in boğazını sıkmaya başlamasıyla içinden büyü yaparak onu durdurabilecek olsa da yapmadı. Hiçbir şekilde ona büyü yapmak gibi bir düşüncesi olmamıştı. Olmayacaktı da eğer istediği onu kendi elleriyle öldürmekse öldürebilirdi. Cade’in bu gereksiz varlığına, çektiği acılara, ailesine olanları engelleyemediği için duyduğu pişmanlığa, suçluluk duygusuna ve cehennemden farksız hayatına şuan burada son verebilirdi. Sevgilisinin öfkeli bakışlarına rağmen onun gözlerinde görülebilen tek şey aşktı. Caitlyn’in sözlerinden sonra zor zor nefes alabiliyor olmasına aldırmadan kendini konuşmaya zorlayarak ''Üzgünüm… Kötü hissettirdiğim için üzgünüm ama seni asla bırakmayacağımı bilmen gerekirdi. Sana yeni kavuşmuşken ve deli gibi aşıkken seni bir daha asla yalnız bırakmam'' Diyerek karşısındaki güzelliğin yanağını okşadı çok kısa bir süre. Bu hareket doğru düzgün nefes alamıyorken onu fazlasıyla yormuştu. Gözleri kapanmak üzereyken birden boğazındaki baskının ortadan kalkmasıyla öksürmeye başladığı esnada sert bir şekilde duvara çarpıp yere düşmüştü.
Duvara çarpmasıyla dudaklarından acı çektiğini belli eden bir ses firar ederken yere düştüğünde yarım kalan öksürükleri tekrar başladı. Yerde duyduğu acının geçmesini ve kendine gelmeyi beklerken hayatında aşık olduğu tek kadın yeniden konuşmaya başlamıştı. Tüm bunlardan bir büyü ile kurtulabilirdi aslında acının geçmesini beklemesine gerek yoktu ama kendini caitlyn’in bu hale gelmesini sağladığı için suçlu hissediyordu. Kendine verilebilecek en büyük ceza sevdiği kadının yapacakları olduğunu bildiği için oda tüm yaptıklarını sessizce kabulleniyor kurtulmak ya da karşı koymak için hiçbir şey yapmıyordu. Sevdiği kadının sözleriyle şaşırmıştı. Caitlyn’in ona bir lanet yapacağından çok ona iyileştirememe laneti yapan kişinin yatağa attığı cadılardan bir olduğu konusunda şaşırmıştı. Bunun yanında sevgilisinin bu hal ve tavırlarının nedenini de anlamıştı. Kıskançlık… Eskiden de olsa, eskide kalmışta olsa kadınlar asla bu duruma ılımlı yaklaşamıyorlardı. Canını hiç düşünmeden onun için verebileceği sevgilisi onun yanından gittiğine, ölmek üzere eve döndüğüne ve onu korkuttuğuna kızgındı evet ama anlaşılan en çokta ondan önceki kadınlardan biriyle neler yaptığını gördüğü için kızgındı. Mirai taşlarının gücüne içinden bildiği tüm küfürleri ederken hissettiği korkunç acıyla çığlık attı. Yerde acıyla kıvranırken ''Caitlyn senden önce olan… bir… şeyin intikamını mı almaya… çalışıyorsun bana mı öyle geliyor? Neden anlamıyorsun? O cadı ya da diğer cadılar senden önceydi. Ben seni seviyorum. Sana aşığım şuanda da senden başka kimse yok hayatımda.'' dedi kesik kesik konuşarak acı içinde. | |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Cuma Mart 15 2013, 00:56 | |
| İçindeki karanlık her saniye büyüyordu. Sanki geri dönüşü olmayan bir yola girmişti. Karanlık ise tek seçimi miydi? Kulakları sevdiği erkeğin sözlerini duymuyordu. Cade, aşık olduğunu asla bırakmayacağını söylerken, onun sözlerini anlamsız mırıltılar şeklinde duyuyordu. Kelimelerin ne olduğunu anlayamadığı gibi kelimelerinin sihri kalbine de ulaşmıyordu. Sevdiği erkeğin, sevgi dolu dokunuşunu hissettiğinde gözlerinin önüne cadı ile yaşadıklarını an belirmeye başladı. O an bu tatlı dokunuştan iğrenerek kendini geri çekti. Bu onun dokunuşundan uzaklaşmasını sağlarken aynı anda boğazındaki basıncı arttırdı. Son olarak onu hızlı bir şekilde duvara fırlattı. Gözlerindeki ifade açık ve net şekilde belli oluyordu. Karanlık iyi duyguların üzerini örterken kötü olan her şeyi gözler önüne seriyordu.
Cade’in ölmek üzere olan biri gibi öksürmesini zevkle izlerken her öksürük kulağına bir melodi gibi geliyordu. Elinden kurtulmak için hiç bir şey yapmıyor oluşu aslında canını sıkıyordu. Yine de sadece acı çektirmeye odaklanarak can sıkıcı durumu görmezden gelmeye çalışıyordu. Ona vermek istediği ceza henüz bitmemişti. Aklına ine o cadı geldi. Seksi ve güzel cadı ile Cade arasında geçen dakikalar... Cadının zevk iniltileri beyninde yankılanırken bu durum içindeki öfkeyi körüklüyordu. Çok geçmeden konuşmaya başladığında ona vereceği cezayı dile getirmişti. Aklına gelen lanet ile sinsi gülümseme yüzüne yerleşirken gözlerindeki parıltılar kendini belli etmeye başladı. Gecenin içindeki yıldızlar gibi... Laneti uyguladıktan sonra içinden bir ses “ Daha fazla, daha fazla acı” diye haykırmaya başladı. İçindeki bu haykırış artarken lanetin Cade’in bedenine verdiği acı da o denli artıyordu. Şu an bedeninde açılan hiç bir yara gerçek değildi. Ama tüm acı gerçekti. Kan kaybından ölmeyecek olsa da acı gerçek kendinden geçmesini sağlayacak kadar güçlüydü. Cade acının içinde hala vazgeçmeden iletişim kurmaya çalışıyordu. Sözleri hiç bir şey ifade etmezken ani bir ağrı tüm bedenini ele geçirdi. İçindeki benliği annesinin sesi ile birleşerek ortaya çıkmaya çalışıyordu.
Ne yaptığının farkına vardığında benliği yavaş yavaş kontrolü eline aldı. Lanet Cade’in bedeninden uzaklaşırken Caitlyn’in bedenindeki acı kendini kaybetmesini sağladı. Sadece çok kısa bir süre için yanı başında olan yatağın üzerine düştü. Gözlerini açtığında yeşil gözleri tekrar ortaya çıktı. Cade hala kendine gelmeye çalışırken yatakta doğruldu. Ona bakarken yaptıklarını anımsadı. Öfkesi hala hissedilir bir şekildeydi. Yüzünde anlamsız bir ifade ile ona baktı.
"Cade iyi misin? Ben... Kendimi kaybettim bir anda önce taşlar, sonra o görüntüler... Üstüne bir anda seni kaybetme korkusu..."
Daha fazla konuşamadan hıçkırıklara boğuldu bir anda kendini berbat hissediyordu. Hıçkırıklarının arasında tek bir kaç kelime daha döküldü dudaklarından...
"Seni kaybetmek istemiyorum Cade bir daha beni bırakıp gitme..."
| |
|
| |
Cade Cadı
Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 07/01/13 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Çarş. Mart 20 2013, 00:02 | |
| Cade acı içinde yerde kıvranırken tüm olanlar için kendini suçlamaktan başka bir şey yapmıyordu. Suçluydu pek çok yönden hem de… Not bırakmayı akıl edemeyip caitlyn’e kötü anlar yaşattığı, intikam gözünü kör ettiği için dikkatsiz davranarak yaralanıp caitlyn’i korkuttuğu dahası onu taşları kullanmak zorunda bıraktığı için suçluydu. Cade ölmek üzere olmasaydı caitlyn o taşları kesinlikle kullanmazdı. Acaba onun hayatına girmeseydim her şey daha mı iyi olurdu aşık olduğum kadın için diye düşündü çok kısa bir an için sonra bu düşüncesini elbette hayır cevabıyla beyninin ücra köşelerine hapsetti. Ona aşıktı ve onsuz bir hayat düşünemiyordu. Şu an her ne kadar taşların etkisinde olsa da o aslında onun caitlyn’iydi Böyle olmasının nedeniyse kendisiydi. Duyduğu acı gittikçe daha çok artarken düşünemez hale geldi. Acıdan başka hiçbir şeye konsantre olamıyordu. Bu şekilde bile caitlyn’le konuşmaya çalışıp onu kendine getirmeye uğraşıyordu.
Acı bir anda kesildiğinde derin nefesler alarak kendine gelmeye çalıştı. Vücudu o kadar bitkindi ki kolunu kıpırdatacak hali yoktu. İçinden bir büyü mırıldanıp kendine gelmesini hızlandırdı. O sırada caitlyn yatağa düşmüştü. Endişeyle ''Caitlyn iyi misin?'' diye sordu ama cevap alamadı. Onun yatakta doğrulduğunu görmesiyle rahat bir nefes alıp kendiyle ilgilenmeye devam etti. Yaptığı büyü bitkinliğini yok etmesine yardımcı oluyordu ama lanetin etkisini geçirme konusunda hiçbir faydası yoktu. Sevgilisinin melodik sesi kulaklarına dolarken hala yerde kendine gelmeye çalışıyordu. Sevdiği kadının söylediklerinden sonra kendini konuşmayı denedi ama hala psikolojik işkencenin etkilerinden kurtulmaya çalıştığı için sesi çıkmadı. Caitlyn’in hıçkırıklarıyla beraber söylediklerinden sonra kendini toparlamak için güçlü birkaç büyü yaparak kendine gelip ayağa kalktı. Birkaç adımda sevgilisinin yanına gidip yatağa oturarak onu belinden tutup kendine çekerek sıkıca sarıldı. Saçlarına öpücükler kondurduktan sonra ''Sana söz veriyorum sevgilim. Seni bir daha asla bırakıp gitmeyeceğim. Yaşadığım sürece hep yanında olacağım'' dedi saçlarını okşarken. | |
|
| |
Caitlyn Cadı l Admin
Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Hırçın Aşık Cuma Mart 22 2013, 18:29 | |
| Cade'e bunu nasıl yaptığını bilmiyordu. Gözü böylesine bir anda nasıl karara bilmişti. O gittikten sonra yeniden yalnız kalma düşüncesi tüm benliğini ele geçirmişti. Aslında olan şey yalnızlık değildi, yani tek sorun yeniden yalnız olması değildi. Onu derinden yaralayan şey Cade'i yeniden kaybetmiş olmaktı. Onsuz olmak istemiyordu. Böyle bir şeye yeniden nasıl katlanabilirdi bilmiyordu. İçinde oluşan korku öylesine büyük bir hal almıştı ki onu bulduğunda iyileşmediğini fark eder etmez hiç düşünmeden taşları kullanmıştı. Mantığı biraz yerinde olsaydı o an belki de başka bir yol arayabilirdi. Ama bunun için ne zamanı ne de sabrı vardı. Cade'in bu dünyadan sonsuz dek silinmesine izin veremezdi. Yaptıklarının sonucu karanlığa çekilmekte olsa onu geri istiyordu. İstediğini aldığında ise daha kötü bir şey olmuştu. Onu sevdiği erkeği gözleri kıskançlık yüzünden kararmışken acılar içinde bırakmıştı. Ama karanlık sonunda içindeki ışığa yenilerek kendine geldiğinde aniden yatağa çöktü. Kendini berbat hissediyordu. İçindeki korku yeniden gün yüzüne çıkmıştı onu kaybetme korkusu. Bu ağlamasına neden oldu. Şu an öylesine savunmasız bir haldeydi ki sanki camdan bir vazoydu. Biri dokunduğu anda yere düşüp paramparça olacak bir vazo.
Hıçkırıklarının arasında Cade yanına geldiğinde göz yaşları bir saniye bile durmadı. Cade ona sıkıca sarılırken o da sevdiği erkeğe sıkıca sarıldı. Kokusunu içine çekerken hala yanında olduğunu hissetmek istedi. Saçlarında hissettiği öpücükler ile bu his giderek daha da güçlenirken Cade'in sözleri ile ona sarılmayı bırakarak gözlerinin içine baktı. Orada gördüğü şey kelimelerden farklı olsaydı belki onun gitmesine izin verebilirdi. Bu korkuyu yeniden yaşamamak için onu gönderebilirdi. Ama gözlerinde gördüğü tek şey Cade'in sevgisiydi. Sevdiği adama yeniden sarıldığında derin bir nefes aldı.
"Sana güveniyorum Cade beni sensiz bırakma bu katlanabileceğim bir şey değil."
Sözlerini bir fısıltı şeklinde söyledikten sonra boynunu öpmeye başladı. Tadı, kokusu onu kışkırtırken onu yavaşça yatağa iterek üzerine çıktı. Öpücükleri artarken dudaklarına ulaştığında onu tutkuya öpmeye başladı. Elleri bedeninde gezerken üzerindeki kıyafeti çıkarmaya başladı. Cade'i yeniden istiyordu. Ona sahip olması, yeniden onun olduğunu bilmeye ihtiyacı var gibiydi. Tutkulu öpücükleri çenesinden göğsüne doğru inerken dizi ile baştan çıkarıcı dokunuşlar yapmaya başladı. Cade bu dokunuşlara karşılık vermekte gecikmedi. İnlemesi kulaklarına dolan bir melodi gibiydi adeta tüm bu baştan çıkarıcı dokunuş ve öpüşmelerin sonrasında kendini kısa sürede sevdiği erkeğin altında buldu. Tutkuları birbirlerine dokunarak beslenirken sevdiği adamı yeniden içinde hissetmesiyle inlemelerinin arasında çığlık attı. Hareketleri oldukça uyum sağladıktan kısa bir süre sonra onun çıplak göğsünde uyuya kaldı.
| |
|
| |
| Hırçın Aşık | |
|