Acımasız Katil, Savunmasız Aşık

Konu: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Ptsi Mart 02 2015, 23:16

Sevdiğim adamı Tegan'ın ellerine bırakırken tamamen bitik haldeydim. Onu bulduktan sonra mutlu olacağımı sanmıştım, onunla olacağım sanmıştım. Ama sadece kendimi kandırmıştım. Onunla tek beden olduğum anda mutluluğu tatsam da devamında yaşadıklarım yüzünden şu an kendimi banyoya atmış bedenimi kazırcasına lifle ovarak temizlemeye çalışıyordum. Sanki tecavüze uğraşmıştım sanki aşık olduğum adamı aldatmış gibi hüngür hüngür ağlıyordum. Onun bana gerçekten tecavüz ettiği gün bile bu kadar dibe batmamıştım sanki... Saatlerce ağlayıp tüm enerjimi tükettiğimde duşumu tamamlayıp yatağa geçtim. Yastığa sarılmış derin nefesler alarak düşünmeye çalıştım. Mantıklı düşünmeli böylesine zayıf olmamalıydım. Onu geri alacaktım, sonuçta o hala sevdiğim adamdı. Sadece aşık kalbi sökülmüş, geriye sadece katil benliği kalmıştı. Yatakta dönüp dururken bir türlü uyuyamadım. Onu görmek istiyordum. Tegan'ın işi bitmiş olmalıydı. Çünkü onları bırakalı saatler oluyordu.

Üzerimde siyah mini geceliğimle odadan yavaşça çıkarak zindana ilerledim. Yavaş adımlarla sessizce hareket ediyordum. Neredeyse sabah olmak üzereydi ve ben Tegan ve Anya'ı uyandırmak istemiyordum. Zindanın önünde son bir derin nefes alarak içeri girdiö. Gördüğüm manzara karşısında gözlerim doldu. Jared'ın bedeninde sürüsüyle kesik vardı ve başka türlü açılmış bir çok yara. İyileştirme büyüsü yapıldığı kapanmaya başlamış yaralardan belli olsa da bu yeterli değildi. Hızla yanına gidip iplerinden kurtardıktan sonra ona ellerimle pansuman yaparak uzun süre yaraları ile uğraştım. Bir sürü büyü denedim saatlerce uğraşım sonunda Jared'ın teninde bir çok yaranın yerini morluklar alırken kesikler büyük ölçüde kapanmıştı. Ben ise tamamen bitmiştim. Harcadığım büyü ve efor yüzünden iyice zayıf düştüm. Hatta bir kaç büyü onun bedenindeki yaraların kendi bedenimde oluşmasına neden olsa da umursamadım. Kendime dinlenmek için izin verdiğimde yukarı adım atacak da büyü yapacakta halim kalmadığından tezgaha çıkarak Jared'ın yanına uzanıp başımı göğsüne koydum. Soğuk zindan bedenimin titremesini sağlasa da Jared'ın bedeninden yayılan ısı ve aldığı nefesle kendimi biraz olsun daha iyi hissediyordum. Çok geçmeden de uykuya daldım.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık C.tesi Mart 07 2015, 23:21

Saatlerce hatırladığı, bildiği, bizzat uyguladığından emin olduğu işkencelere maruz kaldıktan sonra aklındaki tek şey o kızın gerçekten sevgilisinin olduğu, amcasının ona ihanet ettiğiydi. Tegan adlı bu perininse arkadaşı olduğu kısmında bazı tereddütleri vardı. Lanet olsun işin kötü yanı hiçbir şey hatırlamıyordu. Düşünceleri, aklı, kalbi ikiye bölünmüş durumdaydı. Bir yanı olayı bütün benliğiyle reddediyor diğer yanı doğru olduğunu düşünüp acı çekiyordu. Fiziksel acıya dayanıklı bir katil olduğu için bedenindeki yaraların hepsi halsiz kalarak ağrı vermesi dışında bir etkisi olmamıştı. Görüşü yavaş yavaş bulanıklaşırken bunun kaybettiği kandan mı yoksa hafızasından mı kaynaklandığını çözemedi. Birkaç silik silüet gözünün önünde belirmeye başladığı sırada karanlık benliğini ele geçirip bilincini yitirmesini sağlamıştı. Kandırıldığını hazmedemeyen yanı çeşitli rüyalara sürüklerken duyduğu parfüm kokusu uykusunun hafifletmişti. Kendini açmayı deneyip başaramadığında kendine sinirle bir küfür savurdu. Normalde bu kadar derin uyumazdı ama aldığı yaralar gözlerini açmasına engel oluyordu. Tanıdık bir o kadarda harika koku ciğerlerine dolarken soğuk metali hissedememek şaşırtmıştı. Duyduğu ağrılar hafiflediğinde gözlerini zorlukla açtı. Bir süre hareket etmeyip olduğu yerde hareketsizce kaldı. Derin nefesler eşliğinde kendine gelip olayı çözmeye çalışıyordu.

Göğsünde hissettiği ağırlıkla hafifçe başını kaldırıp üzerindeki bedene baktı. Bir koluyla istem dışı kızı sararken –sevgilisinin- bedeninin detaylarını hatırladı. İçinde ona karşı aşırı bir arzu hissederken hafızasını zorlayıp hatırlamaya çalıştı. Başına giren korkunç ağrı ile yüzünü buruşturdu. Hafızasında bu kıza ve o tegan adlı periye ait hiçbir anı bulamamıştı. Uğraştıkça ağrı daha da dayanılmaz oluyordu. Burnunun kanadığını hissettiğinde nefes nefese kalmıştı. Bunun işe yaramadığı görüp kısık sesli bir lanet okurken yavaşça kızla yerlerini değiştirip onu altına aldı. Saçlarını okşayarak ‘Uyan güzellik ‘ dedi. Öfkeliydi. Herkese ve her şeye…

Amcasına, altındaki kıza,ona işkence eden periye ama en çokta kendisine... Diyelim ki bu tatlı peri kızı haklıydı o zaman neden kahrolası gardını indirmişti jared? Nasıl bu kadar dikkatsiz davranmıştı? Aklında bunun gibi milyonlarca soru ile altındaki güzelliğin kendine gelmesini bekledi.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Paz Mart 08 2015, 00:08

Yatağımda dönüp durmalarım dan sonra zindana indiğimde gördüğüm manzara yüzünden içim acımaya başladı. Sevdiğim adam resmen işkence görmüş ve yaralar içinde bırakılmıştı. Bu gerçekten gerekli miydi? Tegan, neden böylesine acımasız davranmıştı? Bu soruları sorsam da perinin işine burnumu sokacak durumda değildim. Çünkü onların daha eski bir geçmişi vardı ve ne yapıyorsa sevdiğim adam için yaptığını biliyordum. Yine de onu bu halde bırakamazdım. Saatlerce uğraştığım onca iyileştirme büyüsü yüzünden başım dönmeye başladığında pes ettim. Yukarı çıkacak bile halim kalmadığında ise Jared'ın çıplak göğsüne yattım. Kokusu beni çok çabuk esir alırken hemen uykuya teslim oldum. Uzun zamandır onun göğsünde uyumamıştım, onun kokusunu böylesine içime çekmemiştim. Uyumaya devam ederken soğuk metalden tenim ürperirken ona daha çok sokulmuş kısmen üzerine çıkmıştım. Bilinç altım ise başka bir alemdeydi. Bana gösterdiği güzel rüyalar yüzünden günlerdir hissettiğim duyguları hüzün, acı, özlem, çaresizlik oluştururken şu an aşk ve mutluluk beni ele geçirmişti. Rüyamda Jared ile evimizde harika bir güne başlamış, yataktan çıkma işini ise saatlerce ertelemiştik. Sonrası ise onunla dışarıda geçirdiğim güzel zamanlardı. Hiç bitmesini istemediğim bu rüyadan sevdiğim adamın sesini duyarak uzaklaştırıldım. Bana güzelim diyen dudaklarının tadına rüyamın etkisi ile kapanmak istedim. Gözlerimi hafifçe açıp onu üzerimde bulduğunda kollarımla boynunu sarıp dudaklarını açlıkla sömürmeye başladım. Masum bir öpücükten çok uzak adeta tadına varmak için yapılan öpücük sonrası dudaklarımla yanağına ilerledim. Dişlerimi tenine sürte sürte kulak memesine ilerlerken kulak memesini hafifçe emmeye başladım. Gözlerim kapalı bir şekilde mırıldandım.

"Aşkım ne olur, beş dakika daha..."

Hareket etmeye çalışıp dönemeyince sırtımda hissettiğim sertlikle bir şeyler yanlış gelmeye başladı. Aniden gözlerimi açtığımda Jared'ın gözlerine baktım. Duygudan yoksun, öfke dolu bakışlara... Henüz çözülmemiş sorunlar beynime doğru sefere çıkmışken geçen seferki yakınlaşmamız da olanları hatırlayarak suratımı astım. Yakınlaşmak iyi bir fikir değildi, dahası hala işaretini taşıyordum. Dudaklarımı dişleyip dolan gözlerimi kontrol etmeye çalışırken konuşma başladım.

"Şe-Şey ben üzgünüm... Ö-Öpücük için... İyi misin?"

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Çarş. Mart 11 2015, 23:39

Üzerinde olan kıza nasıl davranacağını bir süre düşündü. Kendisi için bir anlam ifade etmiyordu. Sevgilisi olabilirdi. Söylediklerinin her zerresinde haklı da olabilirdi. Ancak hala bu lanet olası zindandaydı. Maruz kaldığı işkence kısmına ise hiç girmiyordu. Eğer buradan kurtulabilirse amcasından onca yıl kendisine yalan söylemesinin hesabını soracaktı. Derin bir nefesle zindanın boğucu kokusunu içine çekip kızı uyandırmaya karar vererek altına aldı. Her şeyi hatırlamaya çalışsa da başarılı olamadığında aklındaki düşüncelerle altındaki güzel peri kızını arzulayan bedeninin isteğine boyun eğip öperek uyandırdı. Fia’nın öpücüğü farklı bir boyuta taşıması bedeninin alev almasını sağlarken onun mızmızlanmadı yüzünde soğuk bir gülümsemeye neden oldu. Ona aşık olsaydı bu hareketleri gözüne tatlı görünebilirdi ama değildi.

Olanlara olan öfkesi gözlerine yansırken sevgilisinin tamamıyla kendine gelip özür dilemesiyle buz gibi bir ses tonuyla ‘Özür dilemeni gerektirecek bir şey yapmadın seksi şey… Sadece arzumu kabarttın ‘ diyerek dudaklarına kapandı. Hareketleri ne çok sert ne de çok yumuşaktı. Onun harika kıvrımlarını okşarken inledi. Kızın tadını çıkara çıkara her anından zevk alarak onunla birlikte olduktan sonra kendini yana attı. Nefes nefese bir şekilde ‘‘Kesinlikle Enfessin ‘ diye mırıldandı. Gözleri onu altına aldığı ilk dakika da takıldığı yaralarına kayarken ‘Nasıl oldu bunlar? ‘ Diye sordu.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Perş. Mart 12 2015, 14:44

Jared'ın öpücüğü ile uyanmak... Günlerdir belki de başıma gelen tek iyi şeydi. Rüyamın etkisiyle sevdiğim adama çocukça ve bir o kadar da mızmız hareketlerle karşılık verirken gerçekler beynime dank etti. O hala aşkını hatırlamıyordu işin aslı kollarında eridikten sonra bana zorla yaptırdığı şey aklıma geldiğinde gözlerim doldu. Özür dileyip kendimi ağlamamak için sıkarken kafama dank eden yeni şeyle hafifçe kıpırdandım. Altında olmak doğru değildi, onu arzuluyor olsam da o aşık olduğum adam değildi. Yani aslında öyleydi de kalbi yoktu. Beynimin içinde saçma şekilde iç sesimle kapışırken Jared'ın sözlerini duydum. Duydukları ile gözlerim irileşti.

"Ö-Öyle mi? Yani..."

Konuşmama izin vermeden öpmeye başladığında kendimi sıkmaya çalıştım. Teslim olamazdım, olmamalıydım. Aşık olduğum adamı karşımdaki ruhsuz katille aldatıyorum gibi düşünmeye çalıştım. Ama kokusu tadı beni öyle bir hale soktu ki karşılık vermeden duramadım. Bana aşkla dokunmuyor olabilirdi ama benim kalbim tamamen ona aitti. Onu öpmeye başladığımda bedenimde gezinen ellerle inlemeye başladım. Duramıyordum, kendimi geçen her saniye biraz daha teslim ederken anın büyüsüne kapıldım. Boynuna, dudaklarına, yanaklarına öpücükler kondururken onu içimde hissedince bacaklarımı beline doladım. İçimde hareket ederken ara ara ismini söyleyerek inliyordum ve bir noktada onu sevdiğimi de söyledim. Dakikalar sonra bedenlerimiz tatmin olduğunda Jared kendini yana attı. Anın büyüsü yeniden bozuldu. Mırıldanarak iltifat etmesi hoş olsa da her birleşmemiz den sonra beni kollarına alan sıcaklığı yoktu. Nefesimi düzenlerken bakışlarını üzerimde hissettim. Ayaklanıp sadece geceliğimi üzerime geçirip soruyu geçiştirmek istedim. Tam o anda gerilen bedenim yüzünden acı ile inledim, yaralar sızlıyordu. Diğer yandan hala öfke ile baktığı için konuşmaya başladım.

"Şe-Şey ben seni iyileştirmeye çalıştım. Ama su perisi değilim bu yüzden büyüleri denedim bazı derin yaraların için bedel ödemem gerekiyordu ve bu yaralar oluştu..."

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Paz Mart 15 2015, 00:05

Gözlerini yaraların üzerinde gezdirip merakla ona neler olduğunu sordu. Kendisi burada esirdi. Belki daha önce onlarla aynı cephede yan yana savaşıp gerçekten içinde bir parça iyilik yeşerip bu kıza aşık olmuş olabilirdi ama şuan hafızası bomboş bir şekilde onların sadece düşmanıydı. Tegan adlı peri ona belki gerçekten hatırlatmak için belki de sırf olanların hıncını çıkartmak için işkence etmişti fakat fia onlardandı. Savaşta yara almış olsa da onların yanında bir su perisi vardı onu iyileştirmiş olmalıydı. Aklı karışmış şekilde kıza bakarken duydukları daha da şaşırttı. Kızı bileğinden tutup yanına çekerek ‘Neden böyle bir aptallık yaptığını sorma gereği duymuyorum çünkü aşk denen o şey yüzünden diyeceksin. ‘ Dedi.

Gözlerini yere dikip derin bir nefes aldı. Sakinleşmeliydi. Öfkesini bu peri kızından çıkarmamalıydı. Kendine bunu telkin ederken bileklerindeki baskıyı arttırdığının farkında değildi. Her zamanki ses tonuyla ‘Buradan nasıl çıkarım? ‘ diye sorduğunda duyduğu çığlık onu kendine getirdi. Gözlerindeki karanlık hala barizdi ama kontrolü anlık ele geçirip tutuşunu gevşetmeyi başarmıştı. Dişlerini sıkarak ‘Seni dinliyorum anlat… ‘ derken kızın ağlamaya başlamasıyla bildiği en kötü küfürlerden birini ağzından kaçırmıştı.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Paz Mart 15 2015, 18:37

Sevdiğim adamla olan harika sevişmenin sonu yine hüsrandı. En azından bu kez benden striptiz istemedi diye kendimi yatıştırmaya çalışsam da kendimi tek gecelik eğlence olarak düşünmeden duramadım. Şu an en çok ihtiyacım olan şey onun sıcaklığıydı ama ben ona dokunamıyordum. Bedenim onun sıcaklığına açken titreyerek geceliğimi giydim, hoş incecik gecelik beni pekte ısıtmıyordu. Bazı zamanlarda gerçekten peri olduğumu unutuyordum. Yaralarla ilgili gerçeği dile getirdiğimde karşılaştığım bakışlarla korkmaya başladım. Ondan korkmaktan nefret ediyordum. Onunla tanıştığımız gece de bile korkmamıştım ama şimdi gerçekten korkuyordum. Bileğim sıkılıp, bedenim ona yaklaşırken gözlerim doldu. Ben onun için bir şeyler yapmıştım, onun öfkesini hak etmiyordum. Diğer yandan karşımda sevdiğim adam olsa bile muhtemelen kendime zarar verdiğim için bana kızardı. O an öfkeyle karışık bir cümle kurdum.

"Evet haklısın sana olan aşkımdan yaptım, yaraların iyileşsin diye uğraştım. Eğer beni hatırlıyor olsaydın da büyük ihtimalle bana kızardın ama tersi bir durumda beni iyileştiren sen olurdun. Çünkü bunu daha önce de yaptın..."

Bir anda kurduğum cümleden sonra öfkeli bakışların daha da arttığını gördüm. Bileğimin sıkılığı artarken sorduğu soruya cevap veremeden acıdan çığlık attım. Canım yanıyordu, bedenimdeki yaralar kendini hatırlatırken Jared'ın sert tutuşu yüzünden bileğimde morardı. Sonunda elini çektiğinde kolumu ovaladım. Bana kurduğu son emir cümlesi ile ağlamaya başladım. Dudaklarım işaretin emri altına girerken ben ağlıyordum.

"Buradan Tegan istemeden çıkamazsın ve bizi hatırlamadan. Burada olma nedenin hafızanı geri kazanman..."

Ona gerçekleri söylerken bedenimi ondan uzaklaştırdım. Onu seviyordum ama ona her baktığımda kalbim parçalanıyordu. Tekrar beni sevmesi için neler vermezdim. Ama sevmiyordu sadece bedenimi arzuluyordu. Üstelik öfkesi ve zarar vermesi. Sadece bedenime değil, kalbime ve ruhuma zarar veriyordu.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Paz Mart 15 2015, 19:01

Gözlerini açtığında üzerinde tatlı bir yorgunluk vardı. Anya'nın odaya dolan tatlı kokusunu içine çekerken onu uyandırmadan başını yastığa yerleştirdi. Onu oldukça yormuştu. Hamile olduğu için de çok çabuk yorulan bedeninin uykuya ihtiyacı vardı, sırf bu yüzden önce sessizce duşunu aldı ve sonrasında odadan çıktı. Mutfağa inip bir şeyler yerken Fia'nın durumunu merak ederek ayaklandı. Peri kızına verdiği odaya geldiğinde kapıyı bir kaç kez çaldıktan sonra içeri girdi. Kızın burada olmaması aklına tek bir şey getiriyordu, Jared. Onun yanına gitmemesini söylese de anlaşılan sözünü dinletememişti. Zindana hızlı adımlarla ilerledikten sonra dün aklına gelen planı devreye sokmaya karar verdi. Jared'ın aşkı üzerindeki büyüyü ortadan kaldıracak en güçlü silahlardan biriydi ama Fia'nın ona olan aşkı işe yaramıyordu. O da bu aşkı başka şekilde kullanmaya karar verdi. Peri kızına sahip olmak isteyen kötü arkadaş olacaktı, gerekirse kızı biraz taciz ederdi. Bir şekilde Jared'ın kayıp ruhunu tetiklemeyi umuyordu. Zindanın kapısında Fia'nın ağlama seslerini duydu ve bir süre içeriye baktı. Fia incelik bir gecelikle duruyordu. Jared ise çıplaktı. Bu da birlikte olduklarını gösteriyordu. Bu durum yüzünde sinsi bir gülümsemeye neden oldu. Çünkü dostu kızı arzuluyordu, bu durumda biraz zorlama gerçekten işe yarayacaktı. İçeri adım atar atmaz Jared'ı büyü ile tekrar zincirledi ve altına şortunu giydirip Fia'nın bileğini tutup kendine çekti. Oldukça soğuk kötü adamı oynarken zorlanmıyordu. Çünkü işin aslı Anya'a aşık olsa da o hala ikili oynayan kurnaz ve kötü kişiydi. Kızın bedeni bedenine yaslanırken yanağını hafifçe okşamaya başladı. Tamamen kıza odaklanmış Jared'ın varlığını umursamıyor gibi davranıyordu.

"Güzelim... Ben sana benden izinsiz buraya inmeyeceksin demedim mi? Ayrıca onu mutlu etmeyi kes... Çünkü yeni bir karar verdim. Artık onun hafızası umurumda değildi. İşin aslı kayıp benliği işime bile yarayabilir. Ona olan aşkını biliyorum seni mutlu ettiği sürece sessiz kalsam da artık durumlar değiştiğine göre seni kendime alabilirim..."

Fia'nın, Anya ile ilgili tek bir kelime etmemesi için onu duvara dayar dayamaz öpmeye başladım. Ellerimle tenini okşarken içten içe düşündüğüm tek kişi Anya'nın tatlı teni ve kokusuydu. Başka türlü Fia'ı öpemez ve dokunamazdım. Ben gözlerimi kapatıp onun Anya olduğunu düşünürken göğüslerini sıkmaya ve bedenimi ona daha fazla bastırmaya başladım. Fia ise sadece çırpınıyordu. Öpüşmeyi bıraktığımda parmaklarımı onun dudaklarına yerleştirip dudaklarını mühürledim. Acımasız ses tonum devreye girdiğinde bileklerinden tutup duvara sabitledim.

"Uzun zamandır bu anı bekliyordum, bebeğim. Tadın tam tahmin ettiğim gibi enfes."

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Paz Mart 15 2015, 23:09

Gerçek adıyla Keiro katil kimliği ile jared kıngswell neden yaptığından emin olamasa da kendini durdurmaya çalışıyordu. Öfkesi bir yanar dağı söndürebilecek kadar büyüktü ve hıncını bir şekilde birinden ya da birilerinden çıkarmak istiyordu ama bilinçaltında bir şey bu tatlı peri kızını korumaya uğraşıyordu. Kendi içinde verdiği savaş esnasında onun kendisini iyileştirdiğini öğrendikten sonra bunu yapmasını gereksiz görmüştü. Kelimeleriyle de gayet net bir şekilde vurgulamasının ardından merak ettiği asıl konuya gelmişti. Buradan çıkmak istiyordu. İntikam istiyordu. Amcasından ve lanet perilerinden… Kandırıldığı onca yılın bedeliyle birlikte hafızası ile oynamanın cezasını ödemeliydi. Kızın konuşmaya başlayıp aynı şeyi hatırlıyor ve yerimde olsan sende yapardın dediğinde düşünceli bir şekilde derin nefes aldı. Ani bir şekilde görüşü bulanıklaştığında kaşlarını çattı. Gözlerinin önünde belirsiz silüetler belirip kulağına anlamsız sözler ulaşırken fia’yı bıraktı. Onun yanından uzaklaşması ile görüntüler kaybolup her şey normale dönerken kızın ağladığını gördü. Sıkıntıyla iç çekti. Duydukları sinirlerini zıplatmaya yetmişti. Lanet… Hiçbir şey hatırlamıyordu işte neden bu kadar zorluyorlardı ki? O sırada gelen tegan öfkesini körüklemişti. Bu peri yüzünden burada kapalıydı!

Tekrar zincirlenmesi ile dişlerini sıkarken onun kendisi yerine kıza yönelmesi burnundan solumasını sağladı. Aralarındaki yakınlık gergin olan sinirlerinin daha da gerilmesini sağlarken duydukları gözünün dönmesini sağladı. Hatırlamıyor olsa da o kız jared’a aitti. Fia’ya kendinden başkası elini süremezdi lanet olsun… Bağlı olduğu tezgahta bir işe yaramayacağını bilse de zincirleri ile boğuşurken ‘Uzak dur ondan ‘ diye tısladı. Onun umursamadan kıza dokunması kıskançlık denen duygunun bir zehir gibi bütün hücrelerini ele geçirirken kızın çırpınışları koruma iç güdüsünü harekete geçirmişti. Şuan buradan kurtulabilse hiç düşünmeden onu gebertmek için harekete geçerdi. Nafile olduğunu bilse de yerinde debelenirken ‘Bırak kızı. ‘ Diye bağırmıştı. Hissettiği bütün duygular hafızasını tetiklerken anılar zihnine üşüştü. Hareketleri kesilirken tegan sevgilisinin göğüslerini sıktığı esnada burnundan kan gelmeye başlamıştı.

Görüşü o andan itibaren tamamen bulanıklaştı. Perinin son sözlerini zorlukla duyabilmişti. Belirsiz silüetler bir şekle bürünüp duyduyu garip sesler anlam kazanmaya başladığında acı bütün bedenini ele geçirdi. Sanki bütün organları parçalara ayrılıyormuş gibi hissederken acıyla çığlık attı. Ağzına dolan kan nefes almasını zorlaştırırken öksürmeye başlamıştı. Her şeyi tek tek hatırlarken iç organları büyük zararlar görüyordu. Nefes almakta güçlük çekerken gözleri yavaşça kapandı. Kalp atışları gittikçe yavaşlıyordu.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Salı Mart 17 2015, 18:53

Fia'ı ağlarken gördüğümde aklımdaki planı hemen devreye soktum. Bu iş olması gerekenden uzun sürmüştü. Jared normale dönmeliydi hem Fia hem de benim için... Kendimi düşünerek bencillik ettiğimi biliyordum. Ama tersi olduğunda Jared da benim hatırlamam için uğraşırdı. Üstelik onun konumu içinde bir an önce gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyordu. Bu hali ile Jasper'ın sadece oyuncağı olabilirdi ve bu hayatta dostunun nefret ettiği yegane şey amcasını mutlu görmekti. Fia'nın hareketlerim ile şaşırması beklediğim bir şey olduğu için Anya ile ilgili tek bir kelime etmemesi adına kızın dudaklarını mühürledim. Ben adi bir arkadaş gibi kızı taciz ederken Jared da bağırıp duruyordu. Onun bağırması, itirazı, kurtulmaya çalışması doğru yolda olduğumu gösterirken son sözlerimden sonra yeniden Fia'nın dudaklarına kapandım, düşündüğüm tek ise kadınımın dudaklarıydı. Jared'ın acı dolu çığlığını duyduğumda hemen kendimi geri çekerek ona baktım. Kanlar içinde onu görmeyi beklemediğim için anlık duraklamadan sonra Fia'nın üzerinde uyguladığım tüm büyüleri kaldırdım.

"Az önce dediklerimin hepsini unut sadece Jared'ın hafızasını bir şekilde tetiklemek istemiştim, güzelim. İşe yaramış olabilir ama sanırım işin içinde lanet var. Burada kal Anya'ı getirmeliyim..."

Soğuk kanlı olduğum için cümleyi son derece rahat bir şekilde kursam da endişeliydim. Ama elbette bu şekilde soğuk olduğum için şimdiye dek hayatta kalmış biriydim. Hızla odaya gittiğimde sevdiğim kadın banyodan yeni çıkmış saçını kurutuyordu.

"Bebeğim, Jared'ın hafızasını geri getirmek için bir şeyler denedim ama sanırım üzerinde bir lanet var ve şu an kan kaybediyor ona yardım etmelisin..."

Onu bir büyü ile zindana getirdiğim de Fia'nın ağlamaya devam ettiğini gördüm. Jared'ın zincirlerini çözdükten sonra yattığı tezgahı rahat bir yatağa çevirdikten sonra sevdiğim kadının yapacaklarını izlemeye başladım. Her saniye de Jared'ın aurasının daha da silikleştiğini görebiliyordum.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Yerinde huzursuzca kıpırdanıp elini sevdiği erkeğin yattığı tarafa attığında onun sıcak bedeni yerine soğuk yatakla karşılaşmıştı. Gözlerini istemeye istemeye açıp onun olduğu yere baktı. Acaba nerede? Diye düşünürken gereğinden fazla uyumuş olmanın verdiği uyuşukluğu üzerinden atabilmek adına ayağını sürüye süreye de olsa kendini duşa attı. Hamileliğin ilk ayında pek bebeklerinin varlığını hissetmemiş olsa da iki aylık olduğunda daha çabuk yorulmaları sıklaşmış uyku ihtiyacı artmıştı. Duşunu tamamlayıp içeri girdiğinde gözüne çarpan saat bu nedenle pek şaşırtmadı. Tegan’ın aurasını hala evde hissedebildiğinden onu bulma işini sonraya bırakıp öncelikle giyindi ve saçlarını kurutmaya başladı. O sırada sevdiği adamın odada belirmesiyle şaşkınlıkla ona baktı. Gözlerinde gördüğü endişe korkmasını sağlarken ''Ne oldu? '' diye sordu. Fia’ya bir şey mi olmuştu? Onunda içinde şüphe ve endişe tohumları filizlenirken duyduklarına başını sallamakla yetindi. Zavallı peri kızı kim bilir ne haldeydi. Zindana girdiğinde hızlı adımlarla jared’ın başında ağlayan kızın yanına gitti. Bir elini onun omzuna koyarak ''Merak etme iyi olacak söz veriyorum. Şimdi bana izin ver lütfen '' dedi. Fia bir kenara çekildiğinde bir elini onun göğsüne koyup gözlerini kapayarak durumunu kontrol etti.

Gözleri hızla açılırken içinden oldukça edepsiz bir küfür savurdu. Durumu berbattı. Ölüyordu ve bunu ona yapan kişi kurtulmaması için baya uğraşmışa benziyordu ama buna izin veremezdi. Bildiği birkaç büyüyü denedi.Buna rağmen jared’ın aurası daha da silikleşip rengi yavaş yavaş solmaya başladığında sinirle ''Lanet olsun… Tamam bakalım neler yapabiliyorum. '' Diye söylenip yeni bir büyü denedi. Diğerlerinden daha eski, güçlü ve kadim dedikleri büyülerden biriydi.

Daha önce denediği büyüler bedenini bir parça yorduysa bu bütün enerjisini tüketmeye başlamıştı. Gözleri su rengini alırken Jared’ın rengide yavaş yavaş normale dönüyordu.Hissettiği halsizlikle düşüp acıyla inledi.Perinin silikleşen aurası güçlenmeye başlamıştı. Peri kızının hamile bedeni ise duruma daha fazla dayanamadığı için sonunda bayıldı.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Cuma Mart 20 2015, 18:16

Jared'ın halini gördükten sonra soğuk kanlı yanımı devreye soktum. Dakikalar içinde de Anya ile zindana geldiğimizde işlerin giderek daha da sarpa sardığını hissediyordum. İyi bir şey yapmaya çalışırken durum giderek daha beter oluyordu. Lanet olası herif neden yeğeninden bu kadar nefret ediyordu. Ne garezi vardı? Ailesini ondan aldığı, onu ruhsuz bir makine yaptığı yetmemiş gibi birde hafızası ile oynamanın yanında lanet uygulamıştı. Kendi hayatımda toz pembe sayılmazdı ama benim hayatım seçimlerimle bu haldeydi. Jared'ın hayatı ise tamamen hasta ruhlu bir herifin istediği şekilde düzenlenmişti. Aurası giderek azalırken hiç istemesem de öleceğini düşündüm. Gerçi Anya'a güveniyordum sonuçta o su perisiydi. Büyüler bir yana su elementi ona iyi gelmeliydi. Sonunda kanlar azalıp Jared'ın rengi normale döndüğünde Anya'nın gözlerinde gördüğüm şeyle dondum. Kendinden geçeceği sırada onu tuttum, bedeni kucağıma yığılırken Jared da gözlerini açtı. Öfkem ve endişem bir anda en üst seviyeye çıkarken soğuk kanlılıkla düşünmeye çalıştım diğer türlü bebeğimi ve sevdiğim kadını kaybedebilirdim. Hızlıca düşünüp bana nefretle bakan gözlere odaklandım.

"Jared, beni dövmek istiyorsun farkındayım ama her şeyin mantıklı bir açıklaması var. Şimdi güçlerini geri veriyorum, lütfen Anya'ı iyileştir. Karnında bebeğimiz var ikisini de kurtar... Sonra istediğin şekilde kavga ederiz..."

Cümlemi kurarken ilk kez istediğim bir şey için yalvarıyordum. Şu an oldukça soğuk kanlı ve duygusuz görünsem de içten içe neredeyse ağlamak üzereydim. Evlenmek istediğim kadın ve bebeğimiz ölmek üzereydi.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Cuma Mart 20 2015, 18:25

Ne yapmam gerektiğini artık bilmiyordum. Jared için, aşkımız için yapacak neyim kalmıştı? Onunla yakınlaşmaya çalıştığım her fırsatta istediği tek şey bedenim oluyordu ve lanet olsun ben kendimi isteyerek ona veriyordum. Ona karşı zayıftım, ateşli geçen güzel anların sonu ise öfke oluyordu. Öfkesi bedenime zarar verirken kalbime de bıçaklar saplanıyordu. Bu yüzden ondan uzak durmak istedim göz yaşlarım ise akıyordu. Jared kayıplara karıştığından beri zaten tek yaptığım ağlamaktı. Peki neden göz yaşlarım kurumadı? Kendi içimde düşüncelerimle boğuşurken Tegan'ın varlığı ile başımı ona çevirdim. Bakışları nedense garipti ya da ben öyle hissediyordum. Jared'ı bağladıktan sonra konuşmak istedim ama kelimeler dudaklarımdan dökülmedi. Bedenini iyice bana yaklaştırıp söylediği kelimelerden sonra şaşkınlığım büyürken sırtım duvara değdiği an öpülmeye başlandım. Beynim olanları anlamaya çalışırken ben de çırpınıyordum. Tegan neden böyle yapıyordu? O, Anya'a aşıktı. Peri kızı hamileydi, o baba olacaktı. Ben çırpınırken Jared ile göz göze geldim. Bakışlarındaki öfkenin şu an tek kaynağı kıskançlıktı bunu görebiliyordum. Öpücük bittiğinde haykırmak istedim, ona vurmak ama bana yaptığı büyü ile yeniden engellendim. Yeni bir tacize maruz kalırken Jared'ın çığlığı ile kanlı yüzüne baktım. Ona bir şey olacak korkusu ile çığlık atmak istedim ama işe yaramıyordu. Sonunda taciz bittiğinde ve dilim çözüldüğünde çığlık attım.

"Sen!"

Konuşmamı Tegan bölerken onu anladığımda derin bir nefes aldım yani oyundu. Ama aldığım nefes pek yararlı olmadı. Jared'ın aurasındaki azalmayı hissederken hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Tegan, Anya'ı getirmek için giderken ben de kanı durdurmak için bir şeyler denedim. Ama işe yaramıyordu. Sonunda Anya geldiğinde nefesimi tutarak olanları izledim. Sonunda Jared'ın aurası normale döndü diye sevinirken Anya'nın kendinden geçmesi ile dondum.

"Anya"

Dudaklarımdan peri kızının adı dökülürken sevdiğim adam kendine geldi ama ben sevinemedim bile... Tegan'a saldırmaya hazırlanırken onun sözleri ile dondu. Ama şu an kavgadan daha önemli şeyler vardı, Anya ve bebek...

"Jared, lütfen Anya'ı iyileştir. Sonra konuşuruz lütfen bebeğe bir şey olmasın."

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık C.tesi Mart 21 2015, 23:54

Fia’nın çırpınışları anlamlandıramadım bir şekilde koruma iç güdümü tetiklemişti. Buna kıskançlığım da eklenince hafızamda ipler kopmuş lanet olasıca arkadaşım gözümün önünde kıza tecavüz etmeye kalkışırken hiçbir şey yapamamam bir yana zihnime hücum eden silik görüntülerle kendimi kaybetmiştim. Öksürdüğüm her kanda içimden bir şeylerin koptuğunu hissediyordum. Bütün anılarım ,unuttuğum her saniye ve sonrasında yaşananlar bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken önce kendime sonra jezebel adlı cadıyla amcama içimden bolca sövdüm. Bütün hissettiklerimi kelimelere dökmek isterdim ama duyduğum acı konuşmama müsaade etmezken geçen her saniye öldüğümü hissedebiliyordum. Bir gün bunun gerçekleşeceğini tahmin ediyordum ancak hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Gözlerim kapanırken aklımda çaresizce çırpınan sevgilimden başka bir şey yoktu. Kanın kendimden geçtikten sonra da akacağını biliyordum. Amcam ölmemi garantilemiş olmalıydı bu yüzden kızlar yüzünden olan pişmanlığımı görmezden geldim. Sonuçta artık gerçek sevgililerinin yanındalardı ve ben muhtemelen hak ettiğimden çok daha ağır bir şekilde bedelini ödüyordum. Ölüyordum… Karanlık bütün benliğimi ele geçirip kalbimi durdurduğunda ölümün soğuk yüzüyle tanışırken bir anda bir şey oldu. Bana tamamıyla yabancı bir aura içime dolarken ortalık auranın sahibinin ışığı ile aydınlandı. Damarlarıma dolan hayatı hissedebiliyordum. Gözlerimi yavaşça araladığımda karşımda gördüğüm sevgilimle durumu anlamaya çalıştım.Görüş alanıma tegan girdiğinde öldürme isteği ile dolarken kolları arasındaki kız dikkatimi çekti. Aurası afallamamı sağlamıştı. O… O beni iyileştiren kişiydi ve şimdide benim yok olmama engel olduğu için ağır bir bedel ödüyordu. Ben bunları düşünürken tegan’ın sözleri dikkatimi çekti. Gözlerimi onun gözlerine diktiğimde endişe ve korkusunu gördüm. Bebek kelimesi başımdan aşağı bir kova suyun dökülmesini sağlamıştı. Kekeleyerek ‘ Si-sizin be-beğiniz mi?‘ diye sordum inanamayarak…

Duygularım düşüncelerim ile büyük bir savaşa girerken içten içe kıza haksızlık olduğunu bilsem de en yakın dostumun bu hali katil yanımı memnun etti. İfadesiz bir şekilde arkadaşımı süzerken gözlerimde beliren kararsızlığa lanet okudum. Ne yapmış olursa olsun o tegandı. Beni amcamın elinden kurtarmıştı . İç sesim ‘Ve sevdiğin kadına tecavüz etmeye kalktı. Birde utanmadan mantıklı bir açıklamam var diyor’ diye araya girerken kararımı vermiş gibiydim. İyileştirecektim ama tegan yaptığının bedelini ödeyecekti. Bu sırada fia’nın sesi arda kalan bütün tereddütlerimi yok etti. Derin bir nefes alarak ‘ Tamam kız ve bebek kurtulacak ama sen yaptıklarını ağır ödeyeceksin.‘ Dedim. Ayağa kalkıp kızın yanına ilerledim. Onu eskiden ortak olduğum adamın kolları arasından alıp kendime yasladıktan sonra elini tutup gözlerimi kapattım. Mırıldandığım her bir büyü sözcüğünde gözlerimi yavaşça açtım. Göz rengim önce siyaha ardından kan kırmızısına dönerken kollarımdaki kız gözlerini açmıştı ancak bilinci yerinde değildi.

Su rengi gözleri yavaş yavaş eski halini aldıktan sonra yeniden kapandı. Bir büyüyle ikisinin iyi olduğundan emin olduktan sonra onu yere bıraktım. Gözlerimi tegan’a dikip ‘ İkisi de iyi… Şimdi sevdiğim kadını neden taciz ettiğinle ilgili mantıklı açıklamanı söyle!Cidden mantıklı olsa iyi olur yoksa ne bebeğini ne de annesini umursamayacağım. Kötü şeyler olacak.‘ Diyerek onun yakasını kavradım.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Paz Mart 22 2015, 14:48

Jared'ı kanlar içinde gördükten sonra oluşan soğuk kanlı yanım sevdiğim kadın kendinden geçerken de devam etti. İçimden saydırdığım binlerce küfrün hepsinin sahibi belliydi, Jasper... O lanet herif Jared'a her ne yaptıysa sırf iyileştirmeye kalktığı için sevdiğim kadını da etkilemişti. Dostum kendine geldiğinde gözlerinde gördüğüm nefrete rağmen ona yalvardım. İlk kez ona yalvarıyordum bunun ise tek nedeni hayatımdaki en değerli varlıklardı, Anya ve bebeğimiz. Jared'ın bebekle ilgili gerçeklerden sonra afalladığı belliydi ama kendine gelmeliydi, yardım etmeliydi. Peri kızı araya girdiğinde yapacağını anlayarak derin bir nefes aldım. Bana ne dediği umurumda bile değildi, isterse beni sonradan kum torbası yapabilirdi. Şu an tek önemli şey hayatımı adadığım kadındı. Jared, Anya'ı ellerimin arasından alırken bir parçamın da onunla birlikte koptuğunu hissettim. Sanki onu kaybetmişim gibi bir duygu bedenimi kapladı ve bu histen nefret ettim. Anya gözlerini açtığında hala su rengi gözleri beni endişelendirse de yeniden kendinden geçtiğinde yüzünde gördüğüm rahatlıkla bende rahatladım. Şu an sadece yorgunluktan uykuya dalmış gibi görünürken bedeni normal görünüyordu. Jared'ın sözleri iyi olduklarını vurgularken bana bağırmaya başlayıp yakamı tutması ile hipnotize gibi Anya'a olan bakışlarımı ona çevirdim. Ardından da normale döndüm. Mantık istiyordu öyle mi? Bunu alacaktı.

"Durum gayet basit, Jared. Sen amcanın köpeği haline döndüğünden ruhsuz kişiliğin ile Fia'nın canına okumayı sürdürüyordun, diğer yandan onunla birlikte de oluyordun. İlk birlikteliğiniz üstüne onu bir kez daha arzuladığın da en azından bedenini sahiplendiğini anladım. Ona aşkının tek zayıf noktan olduğunu sen de biliyorsun bende bunu kullandım. Onu zorla öperken çığlıklarını sana dinlettim ve sen de bu sayede normale döndün. Yoksa hala onu kırmaya devam edecektin."

Tek nefeste sözlerimi tamamladığım da yakamı tutan elden kurtuldum ve Anya'ı kucağıma aldım. Jared ise hala bana saldırma peşindeydi. Fia araya girdiğinde derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

"Söylediğim her şey yalandı Jared. Bunu beynine sok ben Anya'a aşığım. Kadınım ve bebeğim iyileştiği için teşekkür ederim. Şimdi onlarla ilgilenmeliyim. Sonra istediğin gibi kavga ederiz. Ben hayatındaki tek dostum ve sen amcanın köpeği olarak bunu hatırlamıyor olsan da hafızan geri geldiğine göre belki hatırlamayı denersin. Seni sırtından bıçaklayacak biri olmadığımı hatırlasın umarım."

Konuşmamdan sonra hızla yukarı çıktım. Sevdiğim kadınla ilgilenmem gerekiyordu. Onu kaybettiğim düşüncesi bile yaşama istediğimi köreltmeye yetiyordu.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Paz Mart 22 2015, 16:17

Aşık olduğum adamın kanlar içindeki halinden sonra pek mantıklı düşünemiyordum. Tegan'ın bana neden böyle davrandığını öğrendikten sonra içimde ona karşı hiç bir öfke olmazken şu an tek endişem Jared'dı. Anya'nın gelmesi ile durumlar düzelecek derken sevdiğim adam gözlerini açtığı ilk anda Anya'da olan değişimler yüzünden korkmaya başladım. Peri kızına bir şey olmasını istemiyordum. Sevdiğim erkeği kurtardığı için minnettardım aynı şekilde Jared'ın da onu kurtaracağını biliyorum. Ama bakışlarında gördüğüm şey bana aksini söylüyordu. Aklı hala az önceki manzara da kalmıştı ama onun şu an ne önemi vardı. Anya ve bebek ölüyordu. Ona lütfen dedikten sonra Tegan'a öfkesi ile kıza yardım edişini sessizce izledim. Sonunda peri kızı normal rengine döndüğünde derin bir nefes aldım. Ama yine aldığım nefesle kalakalmıştım. Jared, Tegan'ın yakasını tuttuktan sonra kavga çıkacağını biliyordum.

"Sakin ol, Jared sadece dinle..."

Kelimelerin biraz olsun işe yaramasını umarken Tegan'ın açıklamalarını dinledim. Onun bunu neden yaptığı ortadaydı benim ise onu dinlerken yeniden gözlerim dolmaya başlamıştı. Jared'ın bedenime her dokunmasının ardından tek gecelik kız muamelesi yapıp çekilmesini hatırlarken ağlama ben istemesem de gerçekleşiyordu. Tegan'ın sitem dolu sözleri ile gidişini izlerken yatağın kenarına oturdum. Jared'ın hala kavga ister gibi hali yüzünden kolunu tuttum. Ardından göz yaşlarımı sildim. Bedenimdeki yaralarla ise hala ilgilenmiş değildim.

"Lütfen sakinleş, Jared. Tegan her şeyi bizim için yaptı, seni geri alabilmemiz için. Hatta Anya'ı bebeklerine rağmen bu işin içine soktu. Bence ona teşekkür etmelisin."

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık C.tesi Mart 28 2015, 00:25

Öfkem beni kurtaran peri kızına minnet duygumun önüne geçtiğinden iyileştirmek konusunda tereddüt yaşıyordum. Yıllardır tanıdığım arkadaşımın karşımdaki çaresizliği ile ilk kez bir şey için yalvarıyor oluşu ona ne kadar değer verdiğini gösteriyordu bu içimdeki yardım etme isteğini tetiklemişti ancak bir şey harekete geçmeme fia konuşana kadar engel oldu. Sevdiğim kadın devreye girdiğinde kızı kollarım arasına alıp amcamın yaptığı pisliği temizlemek adına birkaç büyü yaptım. İlk büyüm pek işe yaramayınca ikinci büyümü elementime dayalı olarak uyguladım. Amcam gerçek bir şerefsizdi. Benden o kadar nefret ediyordu ki iyileştirmeye kalkacak kişiyi yok etmek istemişti. Büyümün işe yaradığını hissedip rahat bir nefes alırken gözlerim normal rengine yavaşça dönmüştü. Onların durumunu sesli bir şekilde dile getirdikten sonra tek düşündüğüm ise gördüğüm manzara olduğundan tegan’ın yakasına yapışıp hesap sorarken onun içinde bulunduğu ruh halini görmezden geldim. Şu an resmen öfkeden kuduruyordum.Duyduklarım yüzüne indirmek için kalkan yumruğumun havada asılı kalmasını sağlarken tutuşum bir anda gevşemişti. Neye inanmam gerektiğini şaşırdığım sırada tek dostum ellerimin arasından kurtulup karnında bebeğini taşıyan anya adlı kızı kolları arasına almıştı.

Bir süre tepkisizce dursam da hatırladığım sözler öldürme isteğimi tetikledi. Ona doğru ilerlemeye başladığımda ‘ Peki sözlerin? Söylediklerin neydi?‘ diye sordum sesim buz gibiydi. Adımlarım aşık olduğum kadının kolumdan tutmasıyla sekteye uğradı. Dönüp ona baktığımda gözlerinde gördüğüm yaşlar içimi parçalamıştı. Ellerimi yumruk yapıp kendime engel olmaya çalışırken tegan son sözlerini söyleyip gitmişti.Sözleri zihnimde yankılanırken tek zaafımın yaşlar içinde kurduğu cümle ile bir parça daha kendime geldim.

Sıkıntıyla saçlarımı karıştırdıktan sonra tatlı peri kızımı bileğinden tutup kendime çektim. Ona sarılıp başımı boynuna gömerken ‘ Seni öptüğü için hala kızgınım ama haklısın bu yüzden ondan daha sonra özür dilerim. Şimdi önceliğim sensin‘ dedim. Bir büyüyle bedenindeki yaraları iyileştirdikten sonra ‘ Ben… Yaptığım onca şey için üzgünüm. Seni kırdığım için de öyle‘ diyerek yanağını okşadım.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Paz Mart 29 2015, 22:37

Sevdiğim adamın gördüğü manzaraya hafızasından önce ve sonra verdiği tepkiler neredeyse aynı olurken kendine geldiğinde daha fazla öfke doluydu. Tegan'a beni öptüğü için başta kızsam da bunu ne için yaptığını öğrendikten sonra dahası Jared kendine gelmişken ona kızmam mümkün değildi. Üstelik hamile sevgilisini her şeye rağmen bu işin içine sokmuştu, benim itirazlarıma rağmen. Ben ortada bir bebek olduğunu öğrendiğim de onları vazgeçirmek istemiştim ama beni dinlememişlerdi. Sırf bu nedenle Jared'ın, Tegan'a öfke ile saldırmasına engel oldum. Tegan zindandan çıktıktan sonra derin bir nefes aldım en azından ortada kavga olmayacaktı. Jared'ın beni kendine çekmesi ile kollarımı ona doladım. Hala göz yaşlarım durmamıştı. Onsuz olmak çok zordu, onun katil kimliği ile uğraşmak daha zor. Bana tek gecelik kadın muamelesi yaptığını bir türlü unutamıyordum. Bunun nedeninin beni hatırlamaması olduğunu bilsem de yine de elimde değildi kötü hissediyordum. Kurduğu cümlelerden sonra başımı daha fazla boynuna gömdüm.

"Kızgın olmanı anlıyorum, Jared. Ama sensizken beni ayakta tutan kendimi kaybedip katil perilerin elinde can vermemenin tek nedeni de Tegan. Daha da önemlisi seni bana geri veren. Lütfen bunu bir düşün dostluğunuz bozulmasını istemiyorum."

Sözlerimden sonra sarılmamız bittiğinde bedenimdeki yaraların geçmesiyle onun yüzüne baktım. Yanağımı okşayan eline yanağımı daha fazla bastırırken duyduğum özürle gözlerimden bir yaş daha firar ederek yanaklarımdan süzüldü.

"Özür dileme Jared. Sadece lütfen bir daha böyle bir şeyin olmasına izin verme sensizlik çok kötü. Bunu tekrar yaşayabileceğimi sanmıyorum."

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Ptsi Mart 30 2015, 00:40

Tegan odadan ayrıldıktan sonra olanları bir kez daha hızla hatırladım. Yaptıklarımın, kızlara çektirdiğim acıların bir özrü yoktu. Fia’ya olan aşkımdan yaptığım anlaşmanın bedeli ağır olmuştu. Jasper bizi eline geçirdiğinde öncelikle kızlara saldırmıştı. Beni duvara zincirleyip onların dirençlerini kırışını izletmişti. Lanet olsun ikisi de çok acı çekmişti. Maruz kaldığı işkencelerin hiçbirini hak etmedikleri düşünülünce kendime onları koruyamadım için hakkaniyetli bir küfür savurdum. Benim yaşadıklarım ise şüphesiz iki kuzenden daha berbattı ancak ben acıya alışkındım. Bu nedenle çözülmem uzun sürmüştü. Bu daha fazla acı daha çok işkence tekniği anlamına geliyordu. İçimdeki öfke kat ve kat artarken sevdiğim kadına yaptıklarımı hatırladım. Siktir… Ona tek gecelik muamelesi yapmakla kalmayıp oldukça kötü davranmıştım. Canını yakıp ağlayışına tanık olmuş buna rağmen bütün duygusuzluğumla kızın üzerindeki laneti kullanıp ondan bilgi edinmiştim. Aşağılık herifin tekiydim. Üzgün bir şekilde onun ağlayan gözlerine baktım. Yaptıklarım için kendimi öldürmek isterken onu kollarıma çekip özür dilemiştim. Bu tek kelimenin hiçbir boka yaramayacağını düşünsem de başka ne diyebileceğimi bilmiyordum. Fia’nın dostum hakkında söylediklerine istemesem de hak verdim.

Eğer o olmasaydı hala amcamın köpeği olarak hiçbir şey hatırlamadan ona hizmet edecektim ve az önceki manzara hafızamı tetiklemeseydi değer verdiğim tek kadını daha fazla üzmekten başka bir şey yapmayacaktım. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Duyduklarım ile kendime bir kez daha lanet ettim. Amcamdan nefret ediyordum. Onun yeniden akan yaşı gördüğümde sessizce küfredip dudaklarına masum bir öpücük bırakıp tekrar sarıldım. Saçlarını okşayarak ‘Özür dilerim… Yaşattıklarım için ne kadar üzgün olduğumu kelimelerle anlatamam keşke sana onları yaşatacağıma ölseydim…‘ dedi. İç çekip onu kendime bastırarak ‘Söz veriyorum. Bir daha böyle bir şey olmaması için daha dikkatli olacağım. Beni affedebilecek misin?‘ diye sordum.

Konu: Geri: Acımasız Katil, Savunmasız Aşık Ptsi Mart 30 2015, 20:04

Jared'ın kolları bedenimi sararken, dahası normale dönmüşken mutlu olmam gerekiyordu. Aslında mutluydum. Yine de göz yaşlarım akmaya devam ediyordu. Yaşadıklarım benim için ağırdı, her ne kadar sevdiğim adamla geçirdiğim zaman beni biraz olsun olgunlaştırmış olsa da hala derinlerde bir yerlerde ben evden kaçmış küçük peri kızıydım. Şimdiye kadar başıma gelen onca felaketin en büyüğü ise şüphesiz onun duygusuz bakışlarına ve hareketlerine maruz kalmaktı. Evet onsuz da çok acı çekmiştim ama onsuz geçen onca zamandan sonra onunla birlikte daha fazla acı çekmiştim. Duyduğum özür kelimesine karşı söylediğim her kelime de bunu bir daha yaşamak istemediğimin altını çizmiştim. Çünkü gerçek olan buydu, dayanabileceğimi düşünmüyordum. Dudaklarıma kondurulan masumca öpücüğe karşılık verirken yeniden beni sıkıca saran kollara kendimi teslim ettim. Duyduğum yeni özür sonrası son duyduğum kelimelerle beni saran kollardan kurtulup uzaklaştım. O sırada af diliyor olmasını bile görmezden geldim.

"Kendini affettirmek istiyorsan ölmeyi aklının ucuna bile getirme çünkü ölürken sadece kendin değil ben de öleceğim farkında mısın? Yokluğun da ne gibi delilikler yaptığımı biliyor musun? Daha az evvel beni tutanın Tegan olduğunu söyledim beni resmen Anya ile eve kapattı. Yoksa sanırım bir noktada bende Jasper'ın eline düşebilirdim."

Bir nefeste söylediğim onca kelimeden sonra yaşlarımın durduğunu hissettim. Çünkü artık üzgün değil, öfkeliydim. Evet canım onun katil kimliği ile oldukça acımıştı. Ama eğer konu yaşamı ile ölmesi olacaksa elbette onun yaşamasını tercih ederdim. Zaten sırf bu yüzden onun yaralarını bedenimde oluşacak yaralara rağmen iyileştirmemiş miydim?

Su Perisi Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared

Hayatım, gerçek kimliğim fia için fazlaydı biliyordum. O asla benim duygusuz halime tanık olmamıştı birkaç gün önceye kadar… Onunla ilk karşılaştığımız gün eğitimim esnasında kapattığım duygularımı yeniden hissetmeye başladığım zamanlardı. Belki nefret, öfke ve intikam dışında bir şey yoktu o an ama en azından o gün hissizde değildim. Fia’dan o gün etkilenmiştim. Peri kızı kalbimi sessize ele geçirirken değişmiştim. Ne kadar öfkelenirsem öfkeleneyim ona gerçek yüzümü asla göstermemiştim. Biliyordum ki çocuksu meleğim bunu kaldıramazdı. En son verdiğim cezadan önce gösterdiğim yanımsa sadece buz dağının görünen yüzüydü. Şimdi o ölüm makinesi halimle tanışmıştı. Ona yaşattığım her şey, akıttığım bütün gözyaşları için kendimden nefret ederken onu üzeceğime ölmeyi tercih edeceğimi söylemiştim. Bu durumun bir daha yaşanmayacağı konusunda ise dikkatli olacağımı dile getirsem de aynısının bir kez daha yaşanmayacağını garanti edemiyordum çünkü lanet olası amcama aşık bir cadı vardı işin içinde! Derin bir nefes alıp onun kokusunu içime çekerken sevdiğim kadının hışımla kollarımdan ayrılması ile tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Duyduklarım ile beynimden vurulmuşa döndüm. Lanet olsun… Ben fia’yı kendi dünyamdan uzak tutmaya çalışıp korumaya uğraşırken o benim yüzümden kendini tehlikeye atmıştı öyle mi? Kalbimin sıkıştığını hissettim. Nefes almakta zorlanıyordum. Az önce olanlar gözümün önüne geldi. Tegan’ın bana yalvarması ve kolları arasındaki kız ile bebeği için olan endişesi. Okkalı bir küfür savurdum. Tek dostum beni geri alıp sevgilimi korumuştu.

Uyguladığı yöntem sinirlerimi bozsa da hafızamı geri getirip aşık olduğu kadının iyileştirme yeteneğini kullanarak ölmeme engel olmuştu ama ben neredeyse birkaç dakika önce onu öldürecektim. Dahası bir an aklımdan yardım etmemek bile geçmişti. Sinirle dişlerimi sıkıp derin bir nefes aldım. Kendimle olan hesaplaşmamı daha sonraya sakladım. Şimdi canını fazlasıyla yaktığım sevgilimin gönlünü almalıydım. Geri kalanları daha sonra düşünecektim. Onun söylediklerime kızdığı ortadaydı. Gözlerimi kapayıp birkaç saniye yapacağım hamleyi düşündüm. En sonunda onun yanına gidip karşısında durdum. Gözlerimi gözlerine diktim.

Ellerini ellerimin arasına alarak ‘Tamam sevgilim haklısın… Düşüncesiz davrandım. Aptallık ettim. Sana söz veriyorum bundan sonra kendime daha çok dikkat edeceğim. ‘ Dedim. Verdiğim cezadan nasıl faydalandığımı hatırlayarak onun üzerindeki lanetimi kaldırdım. Fia’mı kendime çekerek ‘Cezanı kaldırdım. Artık özgürsün. İstediğini yapabilirsin ama gözümün önünden ayrılmanı istemiyorum ve sevgilim… Ne olursa olsun, başıma ne gelirse gelsin bana söz ver amcamın perilerinden uzak duracaksın. Sen benim tek zaafımsın aşkım. Seni eline geçirirse bütün savunmam yıkılır ‘ dedim ve dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım.

Jared'ın söyledikleri yüzünden hüznüm karanlığa gömülürken yerini çok farklı bir duyguya bıraktı, öfkeme. Nasıl olursa ölümü yaşama tercih edebilirdi? Onsuz olduğum onca geceden sonra onsuz olmanın ölmekten farksız olduğunu öğrenmiştim. Üstüne üstlük eğer ölmekten bahsediyorsa ben bunu onun kaybolduğu zaman içerisinde denemiştim. Hatta kıl payı kurtulduğum zamanlarda oldu. Elbette beni kurtaran kişi Tegan'dı. Şu an Jared her ne kadar onu yok etmek istese de ona minnettar olmalıydı. Öfkem beni sevdiğim adamdan uzaklaşmaya iterken hızla ayaklandım. Önümde duran bedeni beni şaşırtmadığı için sadece derin bir nefes aldım. Ellerimi saran ellerle duyduklarımla sakin olmaya çalıştım. Tam konuşacakken bedenimi saran büyü dalgası ile bedenim kolları arasında kalırken tepki vermedim. Şu an sözleri beni sakinleştirmek üzerine kurulsa da yapamıyordum. Duygularım öylesine yıpranmış ve karışıktı ki çözemiyordum. Beni öpen dudaklara bile hissizlikle karşılık vermedim. Bir adım geri çekilerek konuştum.

"Sana bunun için söz veremem, Jared. Amcanın nasıl bir pislik olduğunu gördükten sonra bunu yapamam. Başımı belaya sokmak için uğraşacak değilim ama beni geride korunmaya muhtaç küçük bir çocuk gibi bırakmana da izin veremem. Bu kez olmaz."

Üzerimde çıplak bedenimi örten tek şeyin ince bir gecelik olduğunu hatırladığımda büyü ile kıyafetlerimi düzelttim. Altıma şort üzerime de tişört giyerek daha rahat ederken Jared'a baktım. Şu an ne yapmalıydım? Hiç bir fikrim yoktu. Onca hasret olduğumuz zamanın acısını çıkarmalıydık belki de ama sadece kavgamıza devam ediyorduk. Lanetimi kaldırmasına minnet bile duyamıyordum. Yine de az da olsa cici kızı ortaya çıkarıp yatağın kenarına oturdum.

"Lanetin kaldırdığın için teşekkür ederim. Sanırım şu an kendini toplamakla uğraşmalısın, hala kafan karışık olabilir."

Su Perisi Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared

Fia… Hayatımın merkezindeydi. Tegan’ında dediği gibi o benim tek zayıf noktamdı. Tek dostuma da elbette değer veriyordum ancak o kaçırıldığında mantığımı yitirmez düzgün bir planla ortağımı kurtarırdım. Söz konusu sevdiğim kadın olduğunda ise o kadar soğuk kanlı davranabileceğimi sanmıyordum. Problemse tam bu noktada başlıyordu. Peri kızı insani yanımdı. Duygularımdı. Savaş alanında olursa dikkat dağınıklığımın sebebi olurdu. Ona zarar gelecek endişesiyle doğru düzgün önümdeki perilerle ilgilenemezdim. Bu yüzden ondan bir söz vermesini istemiştim. Sevgilimin itirazı ile gözlerimi devirdim. Anlaşılan bu konuda uzlaşmak kolay olmayacaktı ama anlamalıydı! Lanet olası amcam beni hiç düşünmeden öldürebilecek kadar pislik biriydi. Fia’yı öğrenecek olursa odak noktasını anında değiştirecekti.

Bu sefer istediğini alabilmek adına direk ona saldıracaktı. Jezebel adlı cadının işin içinde olduğunu düşünürsek ilerde beni nelerin beklediği tam bir muammaydı. Bütün bunlar olurken onun güvenliğinden emin olmalıydım yoksa savaşamazdım. Çocuksu güzelliğimin kıyafetlerini değiştirmesi ile sinirle yumruğumu sıktım. Sakin kalmalıydım. Yatağa ilerleyip yanına sesizce oturdum. Söylediği son sözler ile kendime engel olmaya ne kadar çalışırsam çalışayım asla sabırlı biri olamadığımdan kızı hızla kolundan tutup yatağa yatırdım. Dudaklarımla onun tatlı dudaklarını sömürürken hareketlerini engelleyerek bu işe onun direnci kırılıp bana karşılık verene kadar devam ettim. Sonunda istediğimi aldığımda bedenimi kızın bedenine bastırdım.

Dudaklarından beklediğim inlemeyi duyduğumda kendimi zorlayıp geri çekilerek nefes nefese ‘ Anlamıyorsun… Amcamın eline düşmem seni bulmak için bir cadıyla yaptığım anlaşma yüzündendi. Bana direk olan saldırıları savuşturabilirim ama işin içine sen girersen dikkatim dağılır. Sana bir şey olma ihtimali mantığımı yok eder… ‘‘ dedim. Alnımı alnına yaslayıp derin bir nefesle kokusunu içime çekerek ‘ Soğukkanlılığımı yaralanırsan yitiririm ve bu ikimizin de felaketi olur. Eğer… Eğer olur da amcam seni ele geçirirse savaşı kaybederim. Bu yüzden sen güvende olmalısın‘ diye ekledim.

Öfkem beni ele geçirdiğinde yine duygularıma kapıldım. Belki hata ediyorum, bilmiyorum. Tek bildiğim kalbinin kırıklığı ve karmakarışık olan duygularım... Hangi duygumun daha baskın olduğuna karar veremezken öfkeme bağlanmam ne denli doğru? Yine de tüm soru işaretlerine rağmen yaptığım her hareketin kontrolü öfkemde Jared'a bakıp konuşurken bile. Beni geride bırakma fikrine böylesine karşı çıkmamın altında bile başka bir sebep var, kaybetme korkusu. Çıktığı her görev sonunda acaba geri dönecek mi diye duyduğum endişe artık tamamen hat safha da olacak bu durumda nasıl benden istediği sözü tutabilirim. Bensiz gitmesine izin verebilirim. Beni öpücüğü bile tedirgin ederken üstelik... Ateşli geçen dakikalardan sonra soğuğa bıraktığı bedenimin yarattığı korkular yüzünden ona dokunamıyorum bile, hatta üzerimi bile bu yüzden değiştirdim yakınlık istemiyordum. Yatağın kenarında otururken kafamın içinde bunlar doluydu. Kendimi onun itişi ile yatakta bulurken ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Dudaklarıma kapanan dudaklar benim istediğimin tam tersiydi, hayır olmamalıydı, yakınlık sonrasında gelen soğuk demekti. Ama diğer yandan şu an beni öpen adam Jared'ın kendisi değil miydi? Direncim giderek kırılırken onun tatlı dudaklarını öpmeye başladım. Dokunuşları beni inletirken öpüşme bittiğinde nefes nefese bir haldeydik o ise hala üzerimde. Konuşmaya başlamasıyla gözlerine baktım, korkusu, endişesi her şeyi ile yansıyordu. Normalde duygularını gizlese de şu an hepsini gösteriyordu. Söyledikleri ise nefesimi kesti. Şaşkın ve bir o kadar da öfke doldum. Ellerimi yumruk yaparken kendimden nefret ettim. Ben... Yine ben... Benim yüzümden cadı ile yaptığı anlaşma, geçen sefer cadının onu beni kullanarak kullanması... Her şey benim yüzümden... Jared hayatımı mahvetmeye korkarken ben onun hayatını karartıyor çıkmaza sürüklüyorum. Üstelik bu sefer sadece ona değil, diğerlerinin de zarar görmesine sebep oldum. Normalde yaşanmayacak bir şey cadının büyüsü yüzünden olmuştu demek ki...Yanaklarım göz yaşlarımla yıkanırken giderek daha fazla ağlamaya başladım. Hıçkırıklarımı kontrol edemiyordum. Ellerimle Jared'ın başını ellerimin arasına aldım.

"Ben gerçekten de hayatını mahvediyorum. Karşına çıkmamam gerekirdi ya da o ilk geceden sonra kendimi gerçekten öldürmeliydim. Özür dilemeyeceğim çünkü özrüm hiç bir şeyi değiştirmez Jared... Belki de beni geri de tutmak yerine hayatından tamamen çıkarmalısın kendi iyiliğin için"

Su Perisi Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared

Gerçekler… Fia’ya işin aslını anlatmak hiç istemesem de onun bu tavırları çileden çıkmamı sağlamış yapmayı düşünmediğim şekilde olanları bütün çıplaklığı ile sözcüklere dökmeme neden olmuştu. Kendimi durdurmayı başardığımda derin bir nefes aldım. Sevdiğim kadına duyduklarını sindirmesi için zaman tanırken tutamadığım çeneme lanetler okudum. Öfkelenmeye başladığımı hissedebiliyordum. Kendimi sakinleştirmek için belki de bilmesi daha iyi diye düşündüm. Böylece neden onu geride tutmak istediğimi anlardı ve anlayışlı olurdu. Belki de bu sadece benliğimi yatıştırabilmek adına uydurduğum koca bir yalandı. Tatlı peri kızının ağlamaya başlaması ile ikincisinin olduğunu anladım. Bir elimle ağırlığımı dengede tutarken diğer elimle onun göz yaşlarını silerken duyduklarım ile nefes alamadım. Kalbim saniyelikte olsa atmayı reddetti. Onsuz bir hayat mı? İnsan kalbi olmadan nefes alabilir miydi? Asla. Aşık olduğum kadının içinde olmadığı bir yaşam istemiyordum. Fia’yı kaybetmenin düşüncesi bile kötüydü. Bu fikirden hoşlanmadığını belli edercesine dudaklarına kapandım. Özlem ve açlıkla bütün duygularımı yansıtarak onu uzun uzun öptüm. Her anın tadını çıkarıp onsuz yaşayamayacağımı belli etmek istercesin yavaşça ve nazikçe…

Ellerim onun harika bedeninde gezinirken yavaşça üzerindeki fazlalık kıyafetlerden kurtuldum. Nerede olduğumuzun bir önemi yoktu. Sadece onun yanımda olduğunu, beni bırakmayacağını bilmek istiyordum. Benden kaçmasını engellemeliydim. Bunu da bildiğim en iyi yolla direncini kırarak yapmayı kafama koymuştum. Dudaklarım teninin tadına bakmaya başladığında dokunuşlarım bir parça sertleşmişti. Dişlerimi ara ara tenine geçirip bedeninde kendimden izler bırakırken dudaklarım daha da aşağılara inip sonunda kadınlığıyla buluştu. Onun özünün verdiği harika histe kendimi kaybettim.

O çığlıklar eşliğinde tatmin olduğunda bile bir saniye durmadım. Onu sabırla bir sonraki sınırına taşırken tatmin olmanın kıyısına geldiğini hissettiğimde geri çekilerek gözlerimi gözlerine diktim kendi üzerimdeki şorttan da bir büyüyle kurtulup sertleşen erkekliğimi kadınlığına sürtmeye başladım. Resmen ona işkence ettiğimi biliyor ve bundan büyük bir zevk alıyordum. Nefeslerimiz artık dayanamadığımızı belli edercesine sıklaştığı için zorlulukla ‘ Sensiz bir hayat düşünemiyorum.' Dediğimde içini sert bir hamleyle doldurdum. İnatla hareket etmezken konuşmak imkansız olsa da ‘ Seni kaybedersem nefes alamam… Ruhum duygularımla birlikte ölür ve yaşamak için intikamımı aldıktan sonra bir nedenim kalmaz' demeyi başardım.

» Hırçın Aşık
» Saplantılı Koruma, Romantik Aşık
» Acımasız Efendi
» Acımasız Mavi
» Acımasız Adamın Elinde...