| Tatlı Bir Sürpriz | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Nathan Dwight Ateş Perisi l Pastane sahibi
Mesaj Sayısı : 125 Kayıt tarihi : 30/11/12 Lakap : The Rock
| Konu: Tatlı Bir Sürpriz Çarş. Şub. 13 2013, 22:26 | |
| Dün gece çok yorulmuştu. Her gece Whoopi ile karanlık bastırınca ıssız sokaklarda geziniyordu. Normalde böyle bir şey yapmaması gerekiyordu belki de. Sonuçta Whoopi onun hiçbir şeyi değildi. Ama o ilk karşılaşmalarından itibaren Whoopi'ye anlamlandıramadığı bir şekilde kendini yakın hissetmiş ve ona hiç olmayan kız kardeşi gibi davranmayı görev edinmişti. Aynı şeyi Whoopi de Nathan'a hissetmeliydi ki hiçbir şey demiyordu bu konu hakkında ve Nathan'a zaten abicim diyordu. Nathan'ın çok hoşuna gidiyordu bu kelime. Uzun zamandır kendini hiç mutlu hissetmemişti böyle. Bir de Alexis'in kendisini affetmesi buna eklenince mutluluğu iki katına çıkıyordu. Böyle bir şeye olanak vermiyordu kendi çapında. Sonuçta Alexis oldukça inatçı bir kişiliğe sahipti ve Nathan da kendisine bayağı bir eziyet çektireceğini sanıyordu. Oysaki tam tersi olmuştu ve Alexis onu affetmişti. O günden beri de henüz görüşmeye fırsat bulamamışlardı. Her ikisinin de kendine göre birtakım işleri vardı sonuçta ve bu yüzden görüşememişlerdi. Bugün ise Nathan koskoca boş bir güne sahipti ve bunu da nedense Alexis ie geçirmek istiyordu. Whoopi'ye teklif etse hemen atlayacağını biliyordu; ama bugünün özel bir gün olmasını istiyordu ve bu özel günde de Alexis'in olmasını özellikle istiyordu. Whoopi ile zaten her gece geziyorlardı ve harika vakit geçiriyordu onunla. Gerçi onun da inatçı bir kişiliği vardı; ama yine de çoğu zaman biricik abisinin sözünü dinliyordu. Daphne'ye gelince onunla araları hala açıktı, hala birbirlerine karşı soğuk davranıyorlardı. Onunla da yakın bir zamanda barışması ve ondan özür dilemesi gerekiyordu; ama nedense bunu mümkün olduğunca uzatmaya çabalıyordu. Nedenini kendisi de bilmiyordu. Belki de ona fazla yakın olmaktan korkuyordu. Her zaman düşündüğü gibi aralarında özel bir bağ vardı ve Nathan kendini Daphne'ye daha da yakın hissetmek istemiyordu. Bugün sadece Alexis olacaktı o kadar. Başka hiç kimseyle vakit geçirmeyecekti. Bu yeni arkadaşıyla yeni bir hayata başlamak için güzel bir gün uzanıyordu önünde. Saat 10 gibi uyandığında yatağında iyice gerindikten sonra hemen duşa doğru gitti. Kendine gelinceye kadar soğuk suyun altında durmak ona çok iyi gelmişti. Güne zinde bir şekilde başlamak her zaman Nathan için vazgeçilmez bir şey olmuştu. Her sabah soğuk suyun altına muhakkak girerdi. Ve ardından spor yapardı. Ama bugün spor yapmakla vakit kaybedemezdi. Zaten saat yeterince geç olmuştu ona göre ve daha fazla vakit kaybetmenin bir anlamı yoktu. Duştan çıkar çıkmaz gardrobunun önüne geldi ve en güzel ve birbiriyle uyumlu kıyafetlerini seçti. Saçlarını kuruladıktan sonra kıyafetlerini özenli bir şekilde giydi ve saçlarını da hafif bir şekilde jöleledikten sonra gitmek için hazırdı artık. Alexis'in evine motosikletiyle gittikten sonra hemen kapıda bitmişti.
Kapıyı bir iki kez tıklattıktan sonra kapı açıldı ve Alexis'in bir şey demesine fırsat bırakmadan içeri daldı. Son süratle ona dönerek hemen hazırlanmasını ve ona bir sürprizi olduğunu söyledi. Bunları söyler söylemez de onu odasına doğru kolundan tutarak sürükledi ve kapıyı kapatarak beklemeye başladı. Alexis odadan dışarı çıktığında son derece büyülenmişti onun güzelliği karşısında. Son derece güzel ve şık giyinmişti ve saçlarını da her zamanki at kuyruğu şeklinden dağınık hale getirmişti. Onu ilk defa böyle görüyordu ve bu onun büyülenmesi için de yeter de artardı bile. Zaten içinde ona karşı birtakım hisler besliyordu. Üstüne üstlük her seferinde böyle çok güzel görünmesi de Nathan'ı Alexis'in çekim alanına biraz daha sokuyordu. Onu öpmek istiyordu ya da onunla sevgili olmak. Ama daha yeni arkadaş olmuşlardı ve Alexis'in de kendisinden uzaklaşmasını istemiyordu. Bu yüzden aklındaki düşünceleri bir an önce bir kenara atmalı ve eğlenmelilerdi. Alexis'in tekrar bir şey söylemesine fırsat bırakmadan bu sefer evden dışarı motosikletini park ettiği yere doğru götürdü. Güvenlik önlemi olarak Alexis'e kaskını vermeli miydi yoksa kendisi mi takmalıydı? En iyisinin kendisinin takması olduğuna karar verdi. Diğer türlü Alexis inatçılık edip kaskı takmama konusunda ısrar edebilirdi. Buna asla göz yumamazdı. Bu yüzden de kaskı motosikletten alarak Alexis'in başına özenli bir şekilde geçirdi. Kaskı kafasına takarken elleri Alexis'in saçlarına değmişti. İçindeki heyecan dalgası yeniden ortaya çıkmıştı. Kalbi Alexis'e çaktırmasa da hızlı bir şekilde atıyordu. Elleri terlemeye başlamıştı. Bu yüzden hemen ellerini arkasında birleştirdi. Kendi kaskını da başına taktıktan sonra motosiklete önce kendisi daha sonra da Alexis'in oturması için bekledi.
Alexis'e: "Sıkı bir şekilde bana tutunsan iyi edersin.Belimden tutsan daha iyi olur. Böylelikle yol boyunca da düşmemiş olursun."
Motoru çalıştırdıktan sonra hızlı bir şekilde lunaparka doğru yola çıktılar. Alexis'e nereye gideceklerini söylememişti. Zaten lunapark fikri de son anda aklına gelen bir şeydi. Alexis'in gerçekten de burayı sevip sevmeyeceğini bilemiyordu. Ama Nathan'a göre her insan lunaparkları severdi değil mi? Herkesin elbette hayatında bir kez olsun buraya gelmişliği vardır. İnsanlar ya severler burayı ya da sevmezler. Ama Nathan Alexis'in burayı sevmesi için içinden dualar ediyordu sürekli. Bu yüzden de Alexis'in yol boyunca bir şey söyleyip söylemediğini duyamamıştı. En sonunda lunaparka geldiklerinde motosikleti uygun bir yere park ettikten sonra Alexis'in başındaki kaskı çıkardı ve kaskların her ikisini de motosikletine yerleştirdi. Alexis'e döndüğünde ise mutlu bir yüz ifadesi takınarak: "Seni apar topar buraya getirdiğim için özür dilerim. Ama oyunbozanlık yapıp sürprizimi bozmanı istemedim. Bugün benim boş günümdü ve seninle yeni arkadaşlığımızı kutlamak istedim. İnşallah kızmamışsındır. Eğer lunaparkları seviyorsan buraya da bayılacaksındır. Burası son derece güzel bir yer ve her türlü oyun aleti de mevcut. Eğer iznin olursa güzel bir gün geçirmeye ne dersin?" Bunları söyledikten sonra elini Alexis'e uzattı ve ne cevap vereceğini merakla beklemeye başladı. | |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz Cuma Şub. 15 2013, 21:06 | |
| Alexis yapacak bir şey olmadığından bu gece çok erken yattı. Ama buna rağmen uykusunu alamamıştı. Çünkü sabaha kadar dönüp durmuştu yatağında. Bütün gece yarın ne yapacağını düşünmüştü. Yapacak hiçbir şey yoktu. Bugünlerde canı çok sıkılıyordu. Ama buna artık bir son vermeliydi yapacak bir şeyler bulmalıydı. Ama aklına hiçbir şey gelmiyordu. Bunun için Alexis en sonunda pes edip kendini uykunun kollarına bırakmıştı.
Birkaç saat uyuduktan sonra uyanmıştı. Yatağından kalktı ve banyoya gidip ılık bir duş aldı. Giyindi ve saçlarını kuruttu. Sonra mutfağa gitti ve dolabı açtı. Canı hiçbir şey yemek istemiyordu. Ama uzun süredir bir şey yemiyordu. Karnının guruldadığını farketti. Bunun başka birisinin yanında daha olmasını istemiyordu. Bunun için bir şeyler yemeliydi. Dolaptan bir kaç şey çıkardı. Uzun süredir yemek adına bir şey yapmıyordu. Aslında Alexis eskiden çok yemek yapardı. Mutfakta kafasını dağıtmak hoşuna gidiyordu. Kısa bir uğraştan sonra kendine bir krep yapmıştı. Yaptığı krebi yedikten sonra içeri gidip televizyonu açtı. Güzel bir şey bulamayınca onuda kapattı ve sadece oturmaya başladı. Kısa bir süre sonra kapı çalmıştı. Acaba Daphnemi diye düşündü Alexis. Özlemişti artık onu. Uzun zamandır görmüyordu arkadaşını. Alexis merakını gidermek için gidip kapıyı açtı. Hiç beklemediği biri gelmişti; Nathan. Tam Nathana hoş geldin diyecektiki Nathan ona fırsat bırakmadan Alexisi kolundan tutup odasına götürmüştü. Bunu yaparkende hazırlanmasını ve ona bir sürprizi olduğunu söyledi. Bunun ardından kapıyı Alexisin üstüne kapatmıştı. Alexis çok şaşırmıştı. Ama mutlu olmuştu. Çünkü canı çok sıkılıyordu. Bir sürpriz belki onu eğlendirebilirdi. Her dakika sürprizi daha çok merak ediyordu. Üzerine kahverengi bir kazak ve altınada siyah bir şortla kahverengi bir çorap giydi. Ayağına kahverengi botunu giydi. saçlarını saldı. Kırmızı ve pembe arasındaki rujunuda sürünce artık hazırdı. Nathan yine Alexise fırsat bırakmadan onu motosikletin yanına götürdü ve kaskı Alexisin başına geçirdi. Daha sonra her ikiside motosiklete oturdular ve Alexisin çok merak ettiği sürprize doğru yol almaya başladılar. Nathan motosikleti oldukça hızlı sürüyordu ve Alexis buna bayılırdı. Hız sayesinde kısa süre sonra bir lunaparka gelmişlerdi. Alexis hala sürprizi merak ediyordu. Acaba sürpriz burasımıydı Alexis bayılırdı lunaparka. Özellikle gondolu ve rangeri çok severdi.
Sonra Nathan Alexisi apar topar buraya getirdiği için özür dilediğini ve sürprizin burası olduğunu söyledi. Alexis çok mutlu olmuştu. Sonunda can sıkıntısını giderecek bir şey bulmuştu üstelik uzun zamandır lunaparkada gelmiyordu. Sonra Alexis Nathana: "Aslında sana hiç kızmadım benimde zaten canım sıkılıyordu. Peki şimdi ne yapıyoruz? Bir an önce gondola binmek için can atıyorum. Ama önce gidip jeton alman gerekiyor."dedi ve Nathana jeton alması için satıldığı yeri gösterdi. Nathan jeton almaya gitti ve Alexis orda onu beklemeye başladı. Sonra karşıda bir pamukşekerci gördü. Nathana bir sürpriz yapmak için oraya doğru ilerlemeye başladı. Gözü o anda pamukşekerden başka hiçbir şey görmüyordu. Hatta bunun yüzünden bir çocuğa çarpmıştı. O an kalakalmıştı Alexis. Şimdi çocuktan özür dilemeliydi... |
|
| |
Kenn Earle Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 26 Kayıt tarihi : 09/02/13
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz C.tesi Şub. 16 2013, 13:04 | |
| Kenn birçok sihirbaz ve perinin yaşadığı İnfinity şehrine doğru yola çıkmıştı. İnfinity şehrine gidince hemen kendine uygun bir ev bulup oraya yerleşecekti. Daha sonrada sihirbazını aramaya başlayacaktı. Kenn bir bilgisayar dahisiydi. İstediği bilgiye çoğu zaman ulaşabiliyordu. Kısa bir araştırmayla sihirbazının adını öğrenmişti. Adı "Alexis ROGERS" tı. Kennin şehir değiştirdiği trenin saon durağına gelmişti. Trenin son durağı Vitaearum şehriydi. Şimdi burdan bir uçağa binip İnfinitye gitmeliydi. Hemen bir havaalanına gitti ve en erken uçağın saat kaçta olduğunu sordu. En erken uçağa henüz saat vardı. Eşyalarını havaalanına teslim etti ve şehri gezmeye başladı. Şehir çok güzel ve gelişmişti. Kısa bir süre sonra bir lunaparka gelmişti. Burası çok güzeldi. Her çeşitten bir sürü oyuncak vardı ve tam bir eğlence merkeziyidi. Kenn burayı gezmeye başladı. Oyuncakların içinde deli gibi eğlenen birçok insan vardı. Kenn o insanlara dalmıştı. O kadar dalmıştıki karşıdan gelen kızı görmeyip ona çarpmıştı. Kenn karşısındaki kızı görünce afallamıştı. Kız çok güzeldi. Kenn bir süre gözlerini kızdan alamadı. Ama daha sonra: " Özür dilerim benim hatam etrafımdaki insanlara o kadar dalmışımki sizi göremedim." dedi. Kenn elini uzattı ve : "Benim adım Kenn sizinkini öğrenebilirmiyim?" diye sordu. ve karşısındaki güzel lızın cevabını bekledi. Kız o kadar güzeldiki Kenn ondan başka hiçbir şeye bakamıyordu. Kısa bir süre sonra bir yerden "Alexis" diye birini çağıran bir ses duydu. Alexis? Alexis Kennin sihirbazıydı. O burdamıydı yani. Ama Kenn onun İnfinityde yaşadığından emindi. Kennin kafası çok karışmıştı. Uçağının kalkmasına daha iki saat vardı. Bu sorunu çözmeden burdan gidemezdi. Ama önce karşısındaki güzelliğinden afalladığı kızdan bir cevap almalıydı.
En son Kenn Earle tarafından C.tesi Nis. 06 2013, 17:35 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Nathan Dwight Ateş Perisi l Pastane sahibi
Mesaj Sayısı : 125 Kayıt tarihi : 30/11/12 Lakap : The Rock
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz Ptsi Şub. 18 2013, 14:36 | |
| Alexis'i lunaparka götürmek yapacağı en son şeydi. Sonuçta çocukluğundan beri doğru dürüst lunaparka gitmişliği yoktu, o hep olgun bir çocuk olmuştu. Bu tarz eğlenceli yerlere gitmekten çok kütüphane gibi sıkıcı yerere giderdi. Vaktini hep kitap okumaya harcardı. Arada arkadaşlarıyla da oyunlar oynardı tabii; ama kitap okumanın, hayal dünyasında okuduklarını canlandırmanın onda ayrı bir yeri vardı. Heyecan duyardı bu tarz şeyleri hayal etmekten. Başkalarının hayal dünyasına girmesini asla istemezdi. Yoksa hayal gücüne zarar vermelerinden ve dalga geçmelerinden korkuyordu. Bu yüzden kimseye o eşsiz dünyada bir yolculuğa davet etmiyordu. Bugünse neden aklına lunaparkın geldiğine bir türlü anlam veremiyordu. Lunaparka gitmek yerine başka yerlere gidebilirlerdi. Belki bir cafeye ya da sahile olabilirdi bu gidecekleri yer. Ama Nathan o an anladı ki geçmişinde yaşamadığı eğlenceyi bugün yaşamak istiyordu. Hem de en yeni ve en özel arkadaşıyla. Evet, özeldi. Çünkü ona karşı birtakım duygular besliyordu ve uzun zamandır böyle bir şey hissetmemiştii yani Joanne'den sonra. Alexis ile vakit geçirdikçe yavaş yavaş Joanne'den de uzaklaşıyordu ve onu unutmaya başlamıştı. Onu tamamen geçmişte bırakmaya başlamıştı ve ona hissettiği duygular da yavaş yavaş yok oluyordu. Buna bir yandan seviniyor bir yandan da üzülüyordu. Tekrar aldatılmak ve incinmek istemiyordu. Bu yüzden de kimseyle çıkmıyordu. Kızlara tekrardan Alexis sayesinde güvenmeye başlamıştı; ama henüz kendini onlarla çıkmaya adayamamıştı. Birilerine çıkma teklifi etmek için bir süre daha beklemek istiyordu. Onlara tamamen güvendiğinde ve birisine birtakım duygular beslediğinde çıkma teklifini etmek istiyordu. Kısacası şimdilik askıya alınmıştı çıkma teklifi. Alexis'e karşı bir şeyler hissediyordu; ama ona açılacağı anlamına da gelmiyordu bu. Çünkü daha yeni arkadaş olmuşlardı, bu arkadaşlığı heba etmek istemiyordu. Ayrıca tam olarak da güvenemiyordu ona. Henüz yeni arkadaş olduğu birisine özellikle de bir kıza hemen kanka ya da sevgili muamelesi yapmak istemiyordu.
Alexis onu jeton alması iiçin gişeye gönderdiğinde oynayabilecekleri bütün oyunlar için jeton almıştı. Zira hem çocukluğunun aısını çıkarmak istiyor hem de Alexis'in olabildiğince çok eğlenmesini istiyordu. Jetonları aldıktan sonra onu bıraktığı yere döndüğünde bulamamıştı. Biraz ilerlediğinde onu biir çocuğun yaında bulmuştu. Neler olduğunu anlamak için yanlarına giderken aynı zamanda da ona seslenmişti: "Alexis". Yanlarına vardığında neler döndüğünü anlamaya çalışıyordu. Bu çocuk kimdi? Alexis'in yanında ne işi vardı? Neden öyle yakışıklıydı ve Alexis'e neden sürekli olarak bakıyrdu? Aklında neden bu kadar soru olduğunu bir türlü anlayamıyordu. Sonuçta aralarında pek de önemli bir olay geçmişe benzemiyordu. Sadece çocuk Alexis'e bakıyordu o kadar. Alexis ise kendisine bakıyordu. Bunda abartılacak bir şey yoktu. Ama içinde yine de kıskançlık kol geziyordu. Kendini zor zapt ediyordu. Alexis çocukla aralarında olmasa çocuğa her an dalabailirdi Nathan. Sakin kalmaya çabalayarak gözlerini yakışıklı ve gülen çocuktan ayırmadan Alexis'e sakin bir sesle: "Burada neler oldu Alexis? Yoksa bu çocuk seni rahatsız mı ediyor? Eğer öyleyse söylemen yeterli. İcabına bakarız."
Bunları söylediğine inanamıyordu. Alexis'in ise hiç inanmamasını tercih ederdi ve de duymamasını. Alexis'in kendisini maço bi erek olarak görmesini istemiyordu. Gerçi böyle bir insan da değildi. Ama gel gör ki şşimdi böyle bir durumun içine düşmüştü. Hemen durumu toparlamalıydı. Yoksa Alexis kendisinden hızla uzaklaşabilirdi. Konuşmasına devam ederek ve zoraki de olsa gülümsemeye çalışarak: "Şaka yaptım son sözlerimde. Öyle bir insan değilim hiç bilirsin beni. Ama gerçekten burada neler oluyor? Eğer bir durum söz konusu değilse artık eğlenmeye başlasak iyi olur ne dersin?" dedikten sonra onu kolundan tutup çarpışan otoların bulunduğu alana sürüklemeye başladı. Belki şu anda sert bir erkek gibi görünüyordu; ama Alexis ile arasını bugün kimsenin bozmasına ve özellikle de bir erkeğin aralarına girmesini hiç mi hiç istemiyordu. | |
|
| |
Kenn Earle Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 26 Kayıt tarihi : 09/02/13
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz C.tesi Nis. 06 2013, 17:39 | |
| Karşısındaki güzelliğe çarptığından dolayı özür dilerken bulmuştu kendini. Üstüne üstlük bir de ona baktığında yaşadığı afallama olduğu yerde hareketsiz kalmasına neden olmuştu. Kenn daha önce hiçbir kızın bu kadar güzel olduğunu göremişti. Daha önce yaşadığı ilişkilerde bile böyle bir güzelliğe rastlamamıştı. Önceki okulunda son derece popüler bir çocuktu. Hatta okulun en popüler çocuğu da denilebilirdi. Ayrıca okulun basketbol takımında oynuyordu ve oynadığı basketbol takımının da kaptanıydı. Hatta okul tarihinde basketbol takımına girip de takim kaptanı olabilen ilk kişiydi. Bu tür olaylar onu oldukça popüler bir duruma getirmişti. Ama bu popülerlik ona pek bir yarar sağlamıyordu. Kenn hem bir bilgisayar dahisiydi hem de derslerinde üstün başarı sağlayabilecek bir zekaya sahipti. Arkadaşları genelde çok çalışkan öğrencilere inek der ve sürekli onlarla alay ederlerdi. Kenn de üstü kapalı bir şekilde bu öğrencilerle alay ederdi. Arkadaşlarının da kendisiyle alay etmemesi için derslerine pek çalışma gereği duymazdı. Ayrıca bilgisayar dahisi olduğunu da hiç kimse bilmiyordu. Ne okuldaki yakın arkadaşları ne de ailesi. Hiç kimsenin bu yeteneğini öğrenmesini istemiyordu. Ailesi zaten işlerinden dolayı Kenn’e pek vakit ayıramıyorlardı. Kenn küçüklüğünden beri dadıların ve uşakların arasında büyümüştü. Ailesiyle nadiren karşılaşırlardı. Çünkü ailesi sürekli olan işleri yüzünden başka şehirlere seyahat etmek mecburiyetinde kalıyorlardı. Kenn çocukluğundan beri artık bunlara alışmıştı. Sadece ailesi onu anlamamakla kalmıyor üstüne üstlük yakın arkadaşları da ezik olarak nitelendirilen öğrencilerle sürekli olarak dalga geçiyorlardı. Bir süre sonra onların arasında kaldığından dolayı Kenn de onlar gibi olmaya başlamıştı. Hem ezik öğrencilerle dalga geçiyor hem de onlara eziyet ediyordu. Bilgisayar dahisi olduğunu kimse bilmese de bu durumdan kaynaklanan bir de ukalalık Kenn’e bulaşmıştı. Ama kısa bir süre önce sihirbazını bulma isteği başının etini yeme noktasına gelmişti. Bilgisayar yeteneklerini konuşturarak çok kısa bir sürede onun izini bulmuştu.
Aslında Kenn peri olduğunu bile bilmiyordu. Fakat son zamanlarda yaşadığı tuhaflıklar sayesinde ailesi ona artık gerçeği söyleme lütfunda bulunmuşlardı. Hatta her perinin bir sihirbazı olduğunu da söylemişlerdi. Sihirbazının ismini bulduğunda ise mutlu olmuştu. Normalde buna sevinmemesi gerekiyordu. Çünkü yaşadığı hayattan son derece memnundu ama içinde yine de bir boşluk vardı ve bu boşluğu doldurmak için de sihirbazının yaşadığı şehre gitme gereği duymuştu. Infinity’ye doğru yola çıkacağı sırada trenin hiç bilmediği bir yer olan başka bir şehirde durması ve burdan da uçakla Infinity’ye gitme düşüncesi tam olarak 45 dakikasını almıştı. Havaalanına eşyalarını teslim ettikten sonra uçağın kalkmasına daha saatler olmasını fırsat bilerek şehri biraz gezmeye karar verdi. Şehirde her sokağı dikkatle incelerken kendini bir anda bir lunaparkın önünde bulmuştu. Metal ve büyük tabelayı okuduğunda lunaparkın kapısından içeri girdi. Lunapark çok kalabalıktı bugün. Göz gözü görmüyordu. Kalabalığın arasına daldığında birilerine çarpmamak için çok dikkatli bir şekilde ilerlemesi gerekiyordu. Ancak bir şeyler Kennin dikkatini dağıtmıştı bu yüzden karşısından gelen kızı görmeyerek ona çarpmıştı. Hemen çarpıştığı kıza döndü ve kızdan özür diledi. Kıza birinin seslenmesiyle hem ismini öğrenmişti ama hayal kırıklığına uğramıştı. Çünkü ona seslenen kişi bir erkekti ve çocuk Alexis’in kolundan tutarak onu kaba bir şekilde götürüyordu Kenn’in yanından. Üstelik kız daha Kennin sorusuna cevap verememişti. Buna izin veremezdi. Bu kız Kenn’in sihirbazı olabilirdi. Çünkü kızın aurasından onun bir sihirbaz olduğunu anlamıştı. Yanın da ki çocuğun da bir peri olduğunu. Fakat bu perinin Alexis ile ne alakası olabilirdi ki? Bu soruların cevabını öğrenmek için her ikisinin arkasından da koşmaya başladı. Ayrıca bu çocuğa da kaba davranışından dolayı haddini bildirmeliydi. Onlara yaklaştığında Alexis’in canının acıyacağını bildiği halde kolundan yakalayarak sertçe kendine doğru çekti. “Alexis. İsmin buydu değil mi? Canını yaktığım içim özür dilerim; ama bunu yapmak zorundayım. Sen bir sihirbazsın değil mi? Sakın sorma hissedebiliyorum bunu. Benim adım Kenn. Bende bir periyim ve buraya da sihirbazımı aramak için geldim. Sihirbazımın ismi de Alexis ve o kişi sen olabilirsin.” Konuşması bittikten sonra hala Alexis’in kolundan tutuyordu. Onun yanından uzaklaşmasını istemiyordu. Yanlarında şu çocuk da olmasa işleri daha kolay olabilirdi. Çünkü Kenn gördüğü ilk andan itibaren bu kızdan hoşlanmaya başlamıştı. | |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz Ptsi Nis. 08 2013, 22:18 | |
| Bu çocuğun kim olduğunu anlamaya çalışırken Nathan’ın söylediği sözlerle ona dönmesi bir olmuştu. Nathan Kenne sert davranıyordu. Alexis ilk başta bunun nedenini anlayamamıştı ama Nathan’ın gözlerine baktığında birini korumak isteyen bir erkeğin gözlerindeki ışıltıya sahip olduğunu gördü. Alexis bu duyguyu iyi bilirdi. Aslında bunun eksikliğini yaşamıştı hayatının çoğu kısmında ama nadir de olsa onu korumaya çalışan insanlar da olmuştu. Şimdi Nathan da Alexis’i bir tehlikeden korumaya çalışan biriydi ve bu koruma dürtüsünün boşuna olduğunu Nathan’a söylememeliydi. Bir şey demeye fırsat bulamadan Nathan onu kolundan tutup gondolun olduğu yere doğru çekmeye başlamıştı. Normalde buna sinirlenmesi gerekirdi ve Nathan’a haddini bildirmesi. Ama Nathan’ın yaptığı bu davranışa rağmen Alexis bunu çok tatlı bulmuştu. Bir erkeğin onu koruması, Alexis’i nedense mutlu ediyordu. Nathan’a bir itiraz cümlesi bile söylemeden onun götürdüğü yere doğru birlikte gittiler. Ama aniden onu çeken bir kolla arkasını döndü ve Kenn’in hala konuşmak istediğini anladı.
Alexis resmen iki erkeğin arasında kalmıştı. Bir tarafta hoşlandığı erkek ve diğer tarafta ise hiç tanımadığı, adını sanını bile bilmediği bir erkek. Alexis fark ettirmese de görünmez bir gerginliğin ortama hakim olduğunu biliyordu. Bunu hissetmemek zaten aptallık olurdu. Her iki kolundan da tutulmuştu iki ayrı erkek tarafından. Ne diyeceğini, ne yapacağını bilemiyordu. Hangi yöne gidecekti? Hoşlandığı çocuğa mı yoksa hiç tanımadığı ama yine de etkilenmekten kurtulamadığı bir erkeğe mi? Her iki sonuçta da biri hayal kırıklığına uğrayacaktı. Her ne pahasına olursa olsun bu çocuğun gerçekten de Alexis’in perisi olup olmadığı soru işaretleriyle doluydu. Gerçekten de perisiyse o zaman onu kaybedemezdi. Çünkü periler sihirbazlarını korumakla yükümlüydüler ve bu peri de hem arkadaşı olabilirdi hem de koruyucu meleği. Gerçi bir koruyucu meleğe ihtiyacı yoktu. Çünkü Alexis her halükarda kendisini korumasını bilen bir kızdı. Tehlikelere karşı göğüs gerebilirdi ve onlardan hiç mi hiç korkmazdı. Zaten Daphne’nin karanlık tarafından ele geçirilmesi sırasında soğukkanlı olmayı bunun sayesinde başarmıştı. Sonu pekiyi bitmemişti bu olayın, hatta hala bitmiş sayılmazdı. Ama yine de Daphne şu an yanlarındaydı. Onu çok seviyordu Alexis; ama neden karanlığın onu ele geçirdiğini ya da onu bu durumdan nasıl kurtaracaklarını bilemiyordu henüz. Daphne ile ilgili olan problemleri sonraya bırakmalıydı. Her an bir erkek kavgasının tam ortasında olabilirdi ve bu iki erkeği birbirinden nasıl ayıracağını bilemiyordu. Gerçi özel gücünü kullanarak onları ayırabilirdi; ama bu biraz Alexis’i e zorlayabilirdi. Hem Nathan’ın hem de Kenn denen çocuğun kendisine bakmalarına daha fazla dayanamayarak suskunluğunu bozdu.“Evet adım Alexis. Benim bir perim yok şu an. Belki de senin aradığın sihirbazımdır. Bunu bilmiyorum ama şu an bir arkadaşımla birlikte burada eğlenmek istiyorum. Umarım en kısa zamanda sihirbazını bulursun. Ama sihirbazın hakkında bende bir şey diyemem. Eğer benim perim olsan bile buna şimdiden mutlu olurum ve tanıştığımıza da memnun oldum. Faydası olacaksa benim soyadım Rogers. Senin sihirbazının soyadı neydi?”Eğer gerçekten de bu çocuk Alexis’in perisiyse buna çok sevinirdi. Bu düşüncelerin arasında Kenn’e kocaman bir gülümseme gönderdi ve cevabını beklemeye başladı… |
|
| |
Nathan Dwight Ateş Perisi l Pastane sahibi
Mesaj Sayısı : 125 Kayıt tarihi : 30/11/12 Lakap : The Rock
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz Çarş. Nis. 10 2013, 15:46 | |
| Bu yeni çocuk da nereden çıkmıştı? Bugünü Alexis ile özel olarak geçirmek isterken hiç tanımadığı biri ortaya çıkmıştı. Bu çocuğu daha önce hiç görmemişti. İnsanlara son zamanlarda daha iyi davranmaya başlamıştı; ama bu çocuk sabrını sınırlarını zorluyordu. Alexis’i Kenn denen bu çocuktan kurtarmaya çalışırken Kenn hiç durumu anlamamış gibi peşlerinden gelmekte ısrar ediyordu. Sihirbazını arıyorsa neden onun bulunduğu şehre gitmiyordu ki? Orada sora sora bulabilirdi sihirbazını. Ne diye sülük gibi yapışıyordu Nathan ve Alexis’e? Alexis’i bu çcouktan kurtarma gereği duymuştu. Onu kurtarmalıydı Kenn’den, olabildiğince uzaklaştırmalıydı. Joanne ile olanların aynısını Alexis ile de yaşamak istemiyordu. Yeniden bir hayal kırıklığını kaldıramazdı. Joanne’i belki de unutmuştu şimdiye kadar. Daha doğrusu ona olan hisleri eskisi gibi değildi artık. Ona karşı en ufak bir şey beslemiyordu. Şimdi ise Alexis’ten hoşlanıyordu. Alexis ile başlarda yaşadığı husumetten sonra artık aralarındaki buzlar erimişti. En azından şimdilik. Onunla çıkmayı gerçekten istiyordu; fakat daha yeni arkadaş olduklarından dolayı onu korkutarak geri adım atmasını istemiyordu. Uzun zamandan beri ilk defa birisine karşı duygusal şeyler hissediyordu ve o kişiyi de korkutup kaçırırsa yeniden hayata nasıl tutunacağını bilemiyordu. Kişilik özelliği olarak bunu insanlardan saklamak kolaydı; fakat kendi iç savaşıyla nasıl baş edebilirdi ki? Bir duygu karmaşasından çıkıp da toplanması uzun sürmüştü. Oysaki bu yeni duygu karmaşasında belki de kendini toparlayamayıp kalbini aşka kapatabilirdi. Kısacası Alexis ile birlikte olup olmayacağı tam bir muammaydı. Her iki türlü de zararlı çıkma olasılığı vardı.
Düşüncelerinden Alexis’in konuşmasıyla sıyrılmıştı. Alexis’in kendisini seçmesine çok sevinmişti. Birlikte vakit öldürüp harika zaman geçirecekler ve eğleneceklerdi. Ama soyadını söylemesi Nathan’ın sinirlendirmişti. Neden konuşmaya devam edip kendisiyle ilgili bilgiler veriyordu ki? Bu, onun Alexis’in kolunu biraz daha sıkmasına neden olmuştu. Alexis’in konuşmasından hemen sonra Kenn’e fırsat vermeden Nathan konuşmaya başlamıştı.
“Alexis bu kadarı da yeter artık. Neden soyadını söylüyorsun ki? Eğer periyse zaten sihirbazını bulması an meselesi. Biz bu duruma daha fazla müdahale etmeyelim ve eğlencemize kaldığımız yerden devam edelim. Tamam mı? Artık gidebilir miyiz? Daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum.”
Sinirli konuştuğunun farkındaydı; fakat şu an hiçbir şeyi önemsemiyordu. Sadece çocuğun buradan bir an önce gitmesini istiyordu. Hala Alexis’in kolundan tutuyordu ve bu çocuğa Alexis’i kaptırmak gibi bir niyeti yoktu. | |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz Paz Mayıs 26 2013, 17:20 | |
| Alexis, Kenn ve Nathanın arasında kalmıştı. Kennin bir cevap vermesini bekliyordu. Kenn tam konuşacakken Nathan sözcükleri onun ağzına tıkamış ve konuşmaya başlamıştı. Alexise soyadını söylediği için kızıyordu. Ne yapacaktı peki? Bu çocuğun perisi olma olasılığı vardı ve Alexis perisini bulmuşken kaybetmek istemiyordu. Nathanıda anlıyordu aslında bugünü eğlenmek için ayırmıştı ve zamanını boşa harcamak istemiyordu. Bu yüzden Nathanın üstüne gitmeyecekti. Nathanın çekiştirdiği kolunu yavaşça kurtardı ve durdu ve : “ Nathan; Kenn benim perim olabilir, bunun için onu kaybetmek istemiyorum. Kenn üzgünüm bugün eğlenmek için ayırdığımız nadir günlerden biri bu yüzden Nathan zamanını boşa harcamak istemiyor. Her neyse şimdi konuşabilirsin.” diyerek Kennin cevabını beklemeye başladı. Kennin vereceği cevap bütün hayatını etkileyecekti. Bunun için Kennin cevabını çok merak ediyordu. Acaba perisimiydi? Eğer Kenn Alexisin perisi olmasa bile Alexis onunla arkadaş kalacaktı ama perisi olmasını daha çok isterdi… |
|
| |
Kenn Earle Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 26 Kayıt tarihi : 09/02/13
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz Ptsi Tem. 22 2013, 07:20 | |
| Kenn Alexisin cevabını bekliyordu ve yanlarındaki çocuk bir anda konuşmaya başlamıştı. O kim oluyordu cidden bunu merak ediyordu. Bu çocuğun karşısındaki güzelliği sahiplendiğini anlamıştı. Peki ya sihirbazı ne düşünüyordu? Her neyse Kısa bir tartışmadan sonra nihayet konuşma sırası Kenne gelmişti. Ama kafasını toparlayamıyordu. Her nedense düşünceleri dağılmıştı. O an etraftaki hiçbir sesi duymuyordu. Yalnızca ağız kıpırdamalarını görebiliyordu. Gözlerini kapattı. Kısa bir süre kafasını dinlendirip söyleyeceklerini kafasında toparladıktan sonra gözlerin açtı ve “Alexis sen kesinlikle benim perimsin. Buna eminim hatta bunu size kanıtlayabilirim ama yarım saat sonra uçağım kalkacak ve benim ona yetişmem gerekiyo. Tekrar görüşeceğimize emin olabilirsin.” Dedi. Alexisin yanındaki çocuğa küçümseyici bir bakış attı ve sonra Alexise dönerek gülümsedi. Şimdi uçağına yetişmesi gerekiyordu. Hemen lunaparktan çıktı ve gördüğü ilk taksiye atladı bir süre sonra havaalanına gelmişti. Eşyalarını teslim aldı ardından uçağa bindi. 2 saatlik bir yolculuk geçirmişti ve tüm yolculuk boyunca uyumuştu. Yolculuğun ardından havaalanından ayrıldı ve bu hiç tanımadığı şehirde kendine kalacak bir yer aramaya başladı… | |
|
| |
Nathan Dwight Ateş Perisi l Pastane sahibi
Mesaj Sayısı : 125 Kayıt tarihi : 30/11/12 Lakap : The Rock
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz Cuma Tem. 26 2013, 20:14 | |
| Her şey art arda geliyordu. Önce Joanne çıkmıştı ve onu Alexis ile çıktığına ikna etmişti. Ardından da Joanne'e olan hisleri geride kalmış ve yine eskisi gibi neşeli ve herkesle arasının iyi olduğu zamanlara geri dönmek istediğine karar vermişti. Hatta işe Alexis ile arkadaş olmakla başlamıştı. Onu kendisine yakın görmeye başlamıştı ve kısa süre sonra da birtakım duygular beslemeye başlamıştı. Alexis'in de kendisine aynı hislerle karşılık vermesini çok istiyordu; ama bu mümkün gibi gözükmüyordu. Kenn denen çocuğun da karşılarına çıkmasıyla kalbinde kıskançlık ve öfke baskın hale gelerek bu çocuğa dalmamak için kendini zor tutuyordu. Alexis'e olan hisleri devreye giriyordu. Alexis'in yanında mutlu hissediyordu. Onunla geçirecekleri koca bir gün varken Kenn ile her şey berbat oluyordu. Ayrıca ortaya sürdüğü bahane de çok saçmaydı. Nathan onun Alexis ile tanışmak için bahane olarak periliği öne sürüyordu. Evet, bu çocuk bir peri olabilirdi. Bunu aurasından anlayabiliyordu. Peki Alexis'in endi sihirbazı olduğunu nasıl anlayabiliyordu ki? Artık daha fazla dayanamazdı bu saçmalığa. Aklından binbir türlü düşünce geçerken Alexis'in kolunu sıkıp da canını acıttığının farkında bile değildi. Bunun farkına vardığında elini Alexis'in kolundan çekti ve onların verdiği cevapları dinledi. Alexis'in perisi olduğunu söylediğinde de sinirleri iyice gerilmişti Nathan'ın.
Her şey yetmiyormuş gibi bir de bu çocukla uğraşması gerekecekti. Kısa süre sonra da çocuğun gitmesiyle içi biraz ferahlamıştı; ama bu Kenn'in tekrar ortaya çıkacağı gerçeğini değiştirmiyordu. Onunla daha sonra ilgilenecekti. Her şey eski haline döndüğüne göre sinirlerine hakim olmaya çalışarak Alexis'in belinden tutarak dönme dolabın yanına götürdü. Alexis dönme dolaba binerken de çalışana biraz bahşiş vererek dönme dolaba kimsenin binmemesini ve en yükseğe çıktıklarında dönme dolabı durdurmasını söyledi. Ardından Nathan da Alexis'in yanına geçerek dönme dolabın hareket etmesini bekledi. Fakat iyi zaman geçiremiyordu bir türlü. Hala aklında Kenn denen peri vardı. Alexis'i ona kaptıramazdı. Ama ne yapacağını da bilmiyordu. Alexis'e hislerini açıklarsa onun kendisinden uzaklaşmasından korkuyordu; fakat yapacak başka bir şey de yoktu. En yükseğe çıktıklarında duran dönme dolapla birlikte Alexis'in meraklı gözleriyle karşılaştı. Ona gülümseyerek hislerini açıklamakta karar kıldı.
"Alexis korkmana gerek yok. Dönme dolabı durdurmalarını ben istedim. Buradan harika bir manzara gözüküyor. Onu görmeni istedim. Bir de... Sana söylemem gereken bir şey var ve daha fazla bekleyemem bunun için. Alexis uzun süredir kimseye bu tür hisler beslememiştim. Joanne'den beri yani. Ben seni seviyorum Alexis. Hatta aşığım sana. Bu yüzden de Kenn'e o kadar kızdım sanırım. Eğer hisletimiz karşılıklıysa beni kız arkadaşım olur musun?"
Sorusunu sormuşru sormasına; ama daha önceden de tadına baktığı Alexis'in dudaklarına kapandı. | |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tatlı Bir Sürpriz Ptsi Eyl. 02 2013, 23:49 | |
| Kenn; Alexis daha tanımıyordu onu ama şimdiden çok sevmişti şu anki davranışları, konuşması hepsi iyi biri olduğuna işaretti ama yinede çok güvenmek istemiyordu ona şimdiye kadar yaşadıkları engel oluyordu buna. Zaten böylesi daha iyiydi. Kenn iyi birine benziyordu ama şimdi düşünmesi gereken kişi Nathandı buraya onun sayesinde gelmişti. Onun yaptığı bu tatlı sürpriz sayesinde bu son yaşadıklarının arasından biraz olsun sıyrılabilmişti. Daphnenin gelgitleri, perisini daha bulamayışı, bir takım eksiklikler... Nathan ona iyi geliyordu, çok iyi geliyordu. Alexisin şu an güvendiği kimse yoktu, Nathan dışında. Elinde olmayan bir şekilde güveniyordu ona veya başka şeyler hissediyordu ona karşı ama deşmek istemiyordu Alexis mutluydu o an ve bitmesini istemiyordu. Kısa sürede olsa mutluluğun tadını çıkarmak istiyordu. Bu hisleri kaybetmekten korkuyordu. Nathanın belinden kavramasıyla düşüncelerini bir kenara bırakmıştı. Birlikte dönme dolabın yanına gittiler. Alexis bindi ve bir süre Nathanı bekledi. Nathan dönme dolabın parasını verirken onu izliyordu. Sıkıntılı bir yüz ifadesi vardı sanki onu rahatsız eden bir şey vardı. Buraya eğlenmeye gelmişlerdi ve Alexis Nathanın çok mutlu olmasını istiyordu. Bir süre sonra Nathanda yanına geldi ve dönme dolap hareket etmeye başladı. Dönme dolap yukarı çıktıkça şehrin güzelliği de ortaya çıkıyordu. En tepeye çıkmışlardı ve şehir ayaklarının altındaydı artık Dönme dolabın durmasıyla Alexis düşüncelerinden sıyrıldı ve şaşkın gözlerle Nathana bakmaya başladı. Acaba elektrikler mi kesilmişti? Şu an bu o kadarda önemli değildi aslında Nathan ile birlikteydi ve şu an kimse onu ilgilendirmiyordu. Kimse onlara ulaşamazdı. Alexis Nathana bakmaya devam ederken Nathan konuşmaya başladı. Nathanın söyledikleri karşısında çok şaşırmıştı. Onun Kendisine karşı bu tür şeyler hissettiğini bilmiyordu. Ama çok mutlu olmuştu çünkü Alexis emindi artık o Nathanı seviyordu. Nathana cevap verecekken aniden gelen tatlı bir öpücük kesmişti sözünü ama Alexis bundan hiçte rahatsız değildi çok mutluydu şu an bu ara bu kadar mutlu olmak zordu bu ise Nathanın sayesinde oluyordu. Bu düşünceler onu Nathana dahada aşık ediyordu. Düşüncelerinin arasında Nathanın bu tatlı öpücüğüne karşılık vermişti Alexis. Hiç istemiyordu bu anın bitmesini ama Nathana cevap vermek için ara vermeliydi öpücüğüne. Biraz geri çekildi Alexis ama Nathanın dudaklarının tadı hala damağındaydı her ne kadar tekrar öpmek istese de şimdi bir cevap vermeliydi ona. Biraz soluklandı ve: "Nathan... Ben şu an çok mutluyum ve bunun bitmesini hiç istemiyorum. Şu an anladım ki... bende seni seviyorum." dedi. Nathanın yüzüne tatlı, güven dolu bir gülümseme yerleşmişti. Derken dönme dolap yeniden hareket etmeye başladı ve eğlenceli günlerine devam ettiler. |
|
| |
| Tatlı Bir Sürpriz | |
|