Tatlı ve Ekşi

Cadı Mesaj Sayısı : 208 Kayıt tarihi : 23/12/12 Yaş : 33

Her zamanki gibi yatakta anime izliyordum. Bana eşlik eden çikolata ve cipsler yüzünden yatak yine kirlenmişti. Beyazı bu kadar sevmeme rağmen çok çabuk kirletiyor ve temizlemek zorunda kalıyordum. Zaten en çokta bu gibi zamanlarda cadı olduğuma memnundum. Anime bittiğinde bilgisayarı kapatıp masaya yerleştirdim. Tabi bu da yatağın işler acısı halinin gözüme daha çok batmasına sebep oldu. Bir büyü her şeyi yoluna soktuğunda çalan telefonla oturma odasına geçtim. Kısa süre konuşmanın ardından yapmam gereken her şeyi beynime not ettim. Tüm cici alışkanlıklarımın yanında bazen tehlikeli cadı olmak zorunda kalıyordum. Gerçi elimdeki yetenek olmasa kesinlikle içler acısı bir haldeydim. Ailemi hatırlamıyor olsam da Caitlyn onların köken cadılara oldukça yakın olduğunu ve güçlü büyülerin kaynağı oldukları söyledi. Ben ise ona insandım çünkü her hangi bir aileme üyeme soru soramazdı. Sonuçta cadı da olsam ölülerle konuşamıyordum. Bunun dışında Caitlyn'e olan borcumu ise ona yardım ederek ödüyordum. Köle perileri ise görevimin bir parçası olarak değerlendiriyor ve ona göre davranıyordum. Kurtulmak isteyenlere yardım ediyor olsam da bazılarının gözünü kan bürümüşken sağ bırakmayı gönlüm el vermiyor ve onları yok ediyordum. Üzerime giydiğim siyah elbise ve topluklu ayakkabılarla aynada kendime baktım. Bana göre güzel görünüyordum, bir erkeğe göre ise seksi... Ama gözlerim içimdeki çocuğu belli ediyordu. Bir büyü olmam gereken yerde olmamı sağladığında denizin tatlı kokusunu içime çektim. Köle periler bir süre daha ortaya çıkmasa daha da memnun olabilirdim. Ama ne yazık ki ortaya çıkmışlardı ve dahası sözleri can sıkıcıydı. Çocuksu duruşum onların beni yeni yetme bir cadı sanmalarına neden olurken beni daha çok öfkelendiriyordu. 22 yaşında görünsem de 225 yaşındaydım ve tabi kafamın hala 15 yaşında olduğu saymazsak...

Her şeyi bir kenar bırakıp bana kafa tutan periye baktım. Onunla göz göze geleceğimi düşünürken perinin gözleri bacaklarına kaymıştı. Lanet herif... Evet her halde bu onu öldürmesi için yeterliydi tabi sihirbazları bulup cadılara teslim etmesi gerçeği de vardı. Kısa sürede elleri ve elbisesinin bir kısmı kan olduktan sonra periler cansız kalmıştı. Bedenimi gerip tekrar denize baktığımda oraya yürüyüp kuma oturdum. Sonuçta görevi bitirmiştim. Şimdi ise karanlığı her şeyi ile hissettiren denizi seyrediyordum. Her hangi biri olsam belki karanlık beni elde eder diye endişelebilirdim. Ama bunu pekte umursamıyorum. Çünkü sonuçta Caitlyn anlatsa da ona çalışıyor olsam da ailemin kimin tarafında olduğunu bilmiyordum.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 09/03/13 Lakap : King

Derin uykusundan uyandığında bir süre hareketsiz kalıp gecenin karanlığı ile rahat yatağının tadını çıkardı. Bu gün yanında her zamanki çıtırlardan biri yoktu. Yalnızdı. Her zaman olduğu gibi, bundan sonra olacağı gibi tek başına... Etrafında bir sürü perinin olmasının ya da cadılarla arasındaki anlaşmaların, birlikte iş yapıp ortak olmalarının hiçbir anlamı yoktu. Hiçbirine güvenmiyordu ve bu hem en iyi hem de en berbat şeydi. Düşüncelerinden arınıp saçlarını karıştırarak yataktan kalkıp kendini duşa attı. Önce soğuk ardından sıcak suyla yaptığı duş bitiminde belinde havluyla odasına geri döndü. Adrenalin dolu bir hayatı olması aynı zamanda rutin bir hayat yaşadığı gerçeğinin üzerini örtmüyordu. Hazırlanıp evden çıktıktan sonra ilk yaptığı şey artık rutinleşen işini yapmak yani eğitimlere göz atmak olmuştu.

Oradan çıktıktan sonra perileriyle olan toplantısına gitmek için bir büyü mırıldandı. Gözlerini açtığında harika bir deniz manzarasıyla karşılaştı. Dalgaların melodik sesi her insanın ruhunu dinlendirebilecek cinstendi ve kokusu insanı farklı dünyalara götürüyordu. Sahil kenarında bir süre yürüdüğünde deniz kokusunun yerini kan kokusu almıştı. Hissettiği cadı aurası kaşlarının çatılmasını sağlarken adımlarını hızlandırdı. Normal bir peri olsaydı bir cadıya bulaşmaktan kaçınabilirdi ama o normal değildi. İş ortaklarının hediye ettiği özel tılsımları, koruma büyüleri ve özel silahları vardı. Diğer şeyler değilse bile tılsımlar bir cadının güçlerinden korunmak için yeterliydi.

Ona yaklaşırken kendi perilerinin cansız bedenleriyle karşılaştığı için sinirleri tavan yapmıştı. Hissettiği büyük öfkeyle kıza yaklaştığında karşılaştığı dış görüntü adımlarını yavaşlatmasına neden oldu. Aklı karışmıştı. Ne yani bu çocuksu cadı mıydı tüm bunları yapan? Buna inanmakta güçlük çekiyordu. Gözleriyle onu süzerek '' Oyun parkında olmalıydın güzelim. Benim şehrimde peri avında değil...'' dedi.

Cadı Mesaj Sayısı : 208 Kayıt tarihi : 23/12/12 Yaş : 33

Kendime sürekli olarak sorduğum bir tek soru vardı. Ben şu an ne yapıyorum? Yaptıklarım bariz ortada olsa da bu soru hep kafamı bulandırıyordu. Geleceği düşünmek ise kesinlikle imkansız geliyordu. Geçmişim hatırlayamadıklarım ile doluyken geleceğimi nasıl düşünebilirdim ki? Şu an benim için tek gerçek şimdiki zamandı. Onun da bir çoğu benim olsa da görevlerimi de içeriyordu. Caitlyn ile aramda yaşananların bazen kafamı karıştırdığı bir gerçekti. Yinede hayatımı biraz ona borçluydum ve borçlu kalmaktan hiç hoşlanmıyordum. Zaten görevlerin amacıda buydu, borcu tahsil etmek. Perilerle ilgilenirken içimdeki çocuğu olabildiğince gizli tutuyordum. Ama gözlerim her şeyi ortaya koyuyordu. Yinede karşımdaki pislikler gözlerimden çok vücut hatlarıma takılı olduklarından durumu anlamamışlardı. Hem zaten ne önemi vardı. Bir kaç saniye içinde kalbi atmayacak zavallıları düşünmenin. Etrafta cesetlere kısa bir süre baktığımda gözüm daha çok denize takıldı. Beni çeken dalgalara daha fazla karşı koymadan gidip deniz kenarına oturdum. Burnuma dolan deniz kokusu çok, çok güzeldi. Sanki az önce katliamın baş rolü değilmiş gibi çocuksu tavrımla denizi seyrediyordum. Yinede üzerime bulaşan kan beni ele vermiyor değildi. Bir büyü mırıldanıp evdeki çantamın kucağıma gelmesini sağladım. İçinde bir sürü şeker ve çikolatanın olduğu çantadan karamel dolgulu çikolata alıp yemeğe başladım.

Farklı bir aura hissettiğimde ilk önce umursamadım. Görevim olan periler öldürülmüştü ve bir yenileri ile uğraşmayı şimdilik canımın istemediğini biliyordum. Canım sadece denizin hoş kokusunu ve kucağımdaki şekerlemeleri istiyordu. Yinede yaklaşan auranın planlarımı bozacağını hissediyordum. Duyduğum sesle başımı çevirip peri ile göz göze geldim. Tehlikeli olduğu belliydi ama korkutmuyordu. Sözlerinden sonra çocuksu gözlerim parladı.

"Oyun parkı mı dedin? Beni oraya götürmek ister misin?"

Sözleri bittiğinde ona bakmayı sürdürdüm. Şehri ile ilgili kısmı ile takmıyordum.
Cümlemin ardından ona dil çıkardım.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 09/03/13 Lakap : King

Cadının onların dünyasına ait olmadığı her halinden belliydi. İşin aslı onun hiçbir yere ait olduğunu sanmıyordu. Ne iyilerin ne kötülerin o tam anlamıyla ortada kalmış çocuk ruhlu, hiç büyümeyen biri olarak yine ancak küçüklerin saf ve hayali dünyalarına aitti. Onu bir süre inceledi. Cadı her şeyi yapabilecek kapasitedeydi. Yani şuan sakince denizi izlerken beş dakika sonra kumların üzerine bir oyun parkı inşa edip oynamaya başlasa kesinlikle şaşırmazdı. Onda o potansiyel vardı. Belki de daha fazlası... Şuanki duruşunda eksik olan tek şey kocaman bir pamuk şekerdi ama o açığı da elindeki çikolatayla kapatıyordu. Bu kadar çocuksu birinin onların dünyasında ne işi vardı? Bunu oldukça merak etmişti. Jasper'a göre cadı tarafsızların yanında yer alıp hayatına savaştan uzak bir şekilde devam etmeliydi. Gerçi kötüler tarafsızları da hedef alıyordu ama diğerlerinden daha uzun ve sakin bir hayat yaşama şansları vardı en azından... Kızın konuşmaya başlaması onu sürüklendiği düşünceler denizinden çekip çıkarmıştı. Gözlerini onun gözlerine dikip alayla gülümsedi.

Oyun parkı dendiği anda bu kadar güzel ve sevimli bir cadının gözlerinin parlaması normal şartlar altında şaşırtıcıydı ama jasper kızın bu hallerini gördükten sonra kolay kolay şaşıracağını düşünmüyordu. Onu kolundan canını yakacak şekilde kavrayıp ayağa kaldırarak sinirle ''Benimle dalga mı geçiyorsun sen? Önce perilerimi katlediyorsun sonrada geçmiş karşıma yedi yaşındaki çocuktan farksız davranıyorsun... Söylesene sen gerçekten cadı olduğuna eminmisin'' diyerek kızı sarstıktan sonra kendine doğru çekti. Nefesi yüzüne çarpacak seviyeye geldiğinde durarak ''Ya da gerçekten büyüdüğünden? '' diye sordu.

Cadı Mesaj Sayısı : 208 Kayıt tarihi : 23/12/12 Yaş : 33

Cadı olmayı şekerlemeler önüme gelmişken ne kadar sevdiğimi bir kez daha anladım. Sıradan bir insan olsam önce para kazanmalı ve sonra şekerler için bir dükkan bulmam gerekirdi. Ama neyse ki böyle uzun işlere ihtiyacım yoktu. Bir cadı olarak düşündüğüm, istediğim şey gerçekleşiyordu. Önümde bolca şeker dolu bir çanta bulunsa da gözlerim çikolatalara takıldı. Karamel dolgulu çikolatayı yerken dudaklarımın bazı yerleri çikolata bazı yerleri de karamele olmuştu. Hatta dikkatsizlik yüzünden karameli elbiseme bile dökmüştüm. Bir annem olsa bu şekilde eve gitsem kesin azar yerdim. Ama bir annem yoktu. Hatta hatırladığım bir akrabam bile yoktu. Sadece resimler, hepsi bu... Elbiseme gelince zaten kanla lekelenmişken karamel damlaları gözüme büyük bir sorun gibi gelmiyordu. Ortamdaki farklılık yüzünden yeni peri ile karşılaştım. Gözlerinde ki öfke yüzünden gece kabuslarıma ev sahipliği yapan öcüleri hatırlatıyordu. Yine de söylediği tek bir kelime gözlerimin parlamasını sağlamıştı. Oyun parkı demişti... Neden benim aklım gelmemişti ki... Park şekerlerden hatta çikolatalardan daha eğlenceli ve mutluluk vericiydi. Ama nedense peri cümlemi duyduğunda daha da sert bakmaya başladı. Sertçe sıkılan kolum yüzünden öfkeli ve oldukça çocuksu bir şekilde ona baktım. Perinin çekmesi ile ayağa kalktığımda da ifadem değişmedi.

"Dalga falan geçmiyorum seninle... Ayrıca canımı acıtıyorsun ve evet cadıyım kanıt istiyorsan arkana bak..."

O sırada küçük bir oyun parkı düşündüm. Bir kaç saniye içinde iki adet salıncak ve bir tane uzun kaydırak ortaya çıktı. Gözlerim onlara bakarken bile parıldıyordu.

"Ve evet büyümemiş olabilirim... İşte oyun parkı biraz oynayalım mı? Yoksa kabuslarıma ev sahipliği yapan öcüler gibi beni mi korkutacaksın... Şimdiden söylemeliyim biraz zorlanabilirsin..."

Cümlemin ardından ona dil çıkardım.

"Öcü peri..."

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 09/03/13 Lakap : King

Gözlerini son derece güzel ve oldukça da masum görünen cadının gözlerinden ayırmadı. Öfkesi hala oldukça taze olsa da dikkati yavaş yavaş dağılıyordu. Hayatı boyunca pek çok cadıyla karşılaşmış bir çoğuyla anlaşırken bir o kadarını da farklı yollarla ortadan kaldırmıştı ama bu cadı hiçkimseye ya da daha önce karşılaştığı hiçbir şeye benzemiyordu. O fazla masumdu. Az önce o kadar periyi öldürmüş olması bir şey değiştirmezdi.Öfkeli ve çocuksu bakışları onu neredeyse gülümsetecek olsa da tutuşunu gevşetmemişti. Kızın sözleriyle arkasına baktı ve gördüğü şeyle şok oldu. O oyun parkını dalga geçmek için söylemişti. Cadı ise bunu oldukça ciddiye aldığını açıkça gösteriyordu. Tutuşu biraz gevşeyerek önündeki çocuksu güzelliğe döndü. '' Şaka mı bu? '' diye sordu. Gözlerine inanmakta güçlük çekerken duyduklarını cadının gerçekten kelimelere döküp dökmediğini algılamakta sorun yaşadı.

Kendini tutamayarak ''Ne? '' diye sorduktan sonra kendini toparlamak için derin birkaç nefes aldı. Kızın dil çıkarışı onu tahrik ederken tatlı kokusu ciğerlerini doldurdu. Son sözleri kahkahalar atmasını sağladı. Ona doğru bir adım atarak aralarındaki mesafeyi kapatıp alayla ''Öcü peri demek... Ama bu öcü peri yapacak daha eğlenceli şeyler biliyor '' diyerek cadıyı sertçe kendine çekti.

Belinden tutup bedenini bedenine bastırırken dudaklarına kapandı. Tadı düşündüğünden daha güzeldi ve algıladığı çikolata tadı onu rahatsız etmemişti.

Cadı Mesaj Sayısı : 208 Kayıt tarihi : 23/12/12 Yaş : 33

Peri onunla hala dalga geçtiğimi sanıyordu. Buda yetmezmiş gibi hala beni sıkıca tutuyordu. Canım yanıyordu, aslında bu can acısı Serenity olarak umurumda olmazdı ama şu an o yoktu. Sadece Lea vardı, en çocuksu halim... Ne yapacağımı bilmezken bir oyun parkına aç yanım olduğundan büyü ile bir oyun parkı oluşturdum. Peri buna inanmazmış gibi arkasını kontrol ettiğinde öfkelenmiştim. Peri resmen beni yalancı yerine koyuyordu. Şu an burada değil. Harika görünen salıncakta sallanmak istiyordum. Ama hala onun elindeydim. O an aklıma bir büyü yapmak gelse de periyi kızdırmak istemediğimden vazgeçtim. Çünkü gerçekten bir oyun arkadaşı istiyordum. Peri zaten garip bir öfke içindeyken benimle oynamayacak gibi duruyordu. Onu kızdırarak durumu daha da imkansızlaştırmak istemedim. Şaşkın bakışlar ve soru dolu bakışlara kafamı salladım. Parkta eğlenmek istiyordum, bunda yanlış olan ne vardı? Ona öcü olduğunu söyledikten sonra dil çıkardım. Her ne kadar onu kızdırmak istemiyor olsam da korkakça davranacak halim yoktu. Peri kahkaha atarken bu kez ben soru dolu bakışlarla ona baktım, şimdi neden gülmüştü. O an aklıma diğer cadılar geldi. Genelde arkadaş edinmeyi pek beceremiyordum. Yaşım gibi davranmıyor olmam neredeyse tüm cadıları rahatsız ediyordu. Ama Caitlyn yine de beni başka cadılarla tanıştırmaya devam ediyordu. Genelde görevde tanıştığımdan, Serenity olan yanımla anlaşıyorlardı ama Lea ortaya çıktığında her biri arkasına bakmadan kaçıyordu. O anı düşünerek suratım asıldı, ama çekilen bedenimle şimdiki zamana döndüm. Öcü perinin sözlerini duyar duymaz gözlerim parlamaya başladı.

"Gerçekte mi? Daha eğlenceli şeyler... Bu, bu süper olur..."

Daha çok konuşacaktım ama bir anda dudaklarımda perinin dudaklarını hissettim. Şaşırdığım için bir süre hareketsiz kaldım. Perinin baskısı dudaklarımı acıtırken hafifçe aralanmasını sağladığında bende onu öpmeye başladım. Bunu ilk kez yapıyordum. Dudaklarımdaki çikolata, perinin tadı ile daha da güzel olmuştu sanki. Sırf bu nedenle onu öpmeye devam ettim. İçim kıpır kıpır olmaya başlamıştı. Neler olduğunu bilmiyordum ama bu öpücük işini sevmeye başlamıştım. Nefesim kesilirken kendimi geriye çektim. Nefes alıp vermek güçken perinin gözlerine baktım...

"Tadın Happy Bubble Şeker Dükkanındaki şekerlemeler gibi... Ben bu oyunu çok sevdim, öcü tekrar yapalım mı?"

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 09/03/13 Lakap : King

Cadıyla geçirdiği dakikalar artarken yetiştirdiği adamları katleden kişinin o olduğuyla ilgili şüpheleri oluşmaya başlamıştı. Nasıl oluyorda bu kadar çocuk ruhlu biri bir katil olabiliyordu. Ya da nasıl bir katil o kadar kişiyi öldürdükten sonra böylesine masum? Bunu merak etmeye başlamıştı çünkü jasper kesinlikle biriyken diğeri olamıyordu. Gerçi o hiçbir zaman masum ve iyi olmamıştı ama zaten konu bu değildi. Kendisine öcü peri demesi güldürürken farkında olmadan yaptığı çocuksu hareket tahrik etmiş ve onu öpmüştü. Tadını beğendiği için öpüşmeyi derinleştirdi. Nefesi tükenirken kızı biraz daha kendine çekti. Bedenine değen bedenin vücut hatlarını beğenmişti. Onunla daha zevkli dakikalar geçirmeyi planlarken kızın geri çekilip söyledikleriyle durup ona baktı. Öcü peri ve oyun kelimeleri söylediği anlamsız cümleler topluluğundan geriye kalan önemli kelimeler olarak zihninde yankılandı. Hayatı boyunca pek çok sıfat almıştı kızın taktığı lakapsa şüphesiz en komik olanıydı. Garipti ama bu saçma isim yüzünden ona kızmıyordu. Öpüşmelerine bir oyun olarak bakıyor olması ise onun gerçekten çocuk olduğunu düşündürüyordu. Tadını kıyasladığı şeyi hatırlayınca gülümsedi.

Onu bilmem hangi şeker dükkanındaki şekerlemelerle karşılaştırıyordu. Derin bir nefes alıp onu yeniden öptü. Elleri kızın bedeninde bir süre gezindikten sonra kızı kumların üzerine yatırdı. Öpücükleri dudaklarından boynuna kayıp orada bir süre oyalandıktan sonra da arzusunu bastırıp kızın üzerinden kalktı. Gözlerini onun gözlerine bakarak '' Kötü olabilirim ama çocuk zihniyetli birini kandırıp yatağa atacak kadar asla küçülmedim. Öncelikle tatlı şey aramızda olan şey yetişkin insanların yapacağı türdendi. Senle oyun oynamadık, biz öpüştük bu da seksten önceki adımdır ki eminim daha önce bu halinden faydalanmak isteyen bir çok beyinsiz olmuştur'' dedi. Bütün konuşma boyunca sesi bir buz kütlesinden farksızdı.

Cadı Mesaj Sayısı : 208 Kayıt tarihi : 23/12/12 Yaş : 33

Çocuksu kişiliğimin yanında ilk kez bir yetişkin benimle bu kadar çok vakit geçiriyordu. Pek anlaşamıyor olsak da öcü periye bir yandan da ısındığımı hissediyordum. Bu tuhaf bir durumdu aslında, ben onunla oynamak isterken onun beni öldürmek ister gibi bakması... Yine de şansımı denemeye karar vermiştim. Park ortaya çıktığında belki benimle oynamayı kabul ederdi. Perinin daha eğlenceli şeylerle ilgili konuşması beni heyecanlandırırken bir anda öpülmek beklemediğim bir şeydi. Bu yüzden en başta hareketsiz dursam da aldığım tatla öpüşmeye başladım. Bunun nasıl yapıldığını bile bilmiyordum sadece ona ayak uyduruyordum. Bedenimde gezinen eller ise çabasıydı. Bedenim ilk kez böylesine seviliyor ve bir sevgiye ilk kez alev alarak yanıt veriyordu. Ona ayak uydurmak için bir süre bende perinin bedenini sevmeye başladım. Ellerimin altında sert bir beden varken ona yumuşakça dokunuyordum. Öpüşme sonlandığında nefesimin kesildiğini hissettim. Parlayan gözlerle periye bakarken bu oyunu tekrar oynamak istediğime karar verdim ve bunu dile getirdim. Tatlı dudakları yeniden hissettiğimde onu öpmeye başladım. Bu kez dudaklarımda çikolata kalıntıları yoktu. Aldığım tek tat perinin tadıydı ve tatlılığının değişmemiş olması garipti. Kendimi bir anda yerde bulduğumda kalbim hızlanmaya başladı. Garip bir his tüm bedenimi etkilerken dudaklarım boş kaldığında tenime değen dudak beni gıdıklarken dudaklarımdan gülücük yerine garip bir ses çıktı. İnleme gibi, gözlerim ise kapandı... Bunun nedenini o ara düşünemeyecek bir haldeyken üzerimdeki ağırlık kaybolduğunda kapalı gözlerimi açtım. Peri konuşmaya başladığında dizlerimi kırıp karnıma çekerek onu dinledim. Sözleri tam olarak algıladıktan sonra ona baktım.

"Bu bir oyun değilse bile güzeldi. Hem ayrıca sen bir yetişkin olarak yanımda duran ilk kişisin ve tabi beni öpen..."

O an da içimde garip bir şey oluştu. Sanki bir parçam eksik gibiydi ve her şeyden çok o tadı yine istiyordum. Ayağa kalkıp periyi ittim, düşmesini fırsat bilerek üstüne çıktım. Büyük ihtimal peri aşını biraz sert vurmuştu ama umursamadım... O tatlı şeyleri yeniden istediğim için onu öpmeye başladım.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 09/03/13 Lakap : King

Kızın çocukça davranışlarını,düşünce sistemini ve aralarındaki şeyi oyun olarak gördüğünü saymazsak tadı oldukça güzeldi. Bedeni ise her erkeğin arzulayacağı cinstendi. Güzel olduğunu söylemeye bile gerek yoktu. Tatlı dudakları, nefis tadı insanı ele geçirirken arzu oldukça ön plana çıktığı için kızı kumlara yatırdı. Ona şuan burada hiç düşünmeden götürebilirdi. Bunu istiyordu. İstediğini almak için ise önünde hiçbir engel yoktu.İlkeleri dışında. Kötü tarafta yer alabilir ve çıkarları doğrultusunda herkesle iş birliği yapabilirdi ama dünyadan soyutlanmış yaşayan, ne yaptığından habersiz bir kızı kandırarak ona sahip olmak asla yapmayacağı şeylerden biriydi. Derin bir nefesle kızın üzerinden kalktıktan sonra birkaç cümleyle durumu açıklamıştı. Kızın sözlerinden sonra gözlerini yere devirip derin bir nefes aldı. Onu öpen ya da yatağa atan ilk kişi olmayı umursamazdı eğer kız ne yaptığının bilincinde olsaydı ama değildi.

Bir adım geri çekilerek ''Bu şaşırtıcı...'' dedi. Gerçekten bu yanından faydalanmaya kalkmamalarını garip bulmuştu. Durumla ilgili söylenecek bir çok söz olmasına rağmen sustu. Düşüncelere daldığı esnada itildiği anda kendine geldi. Durumu toparlamaya çalışsa da dengesini sağlayamayıp yere düştü. Başını sertçe kumlara çarptığı için acıyla inledi. Öfkeli gözlerini üzerindeki kıza diktiğinde dudaklarına kapanan dudaklarla önce dondu ardından kızı öpmeye başladı. Elleri onun bedeninde gezinmeye başladığında öpüşme derinleşti. Kızı altına alıp elbise askılarını aşağı indirerek bedeninde dudaklarını gezdirirken eteğini kaldırıp kalçalarını sıkıp okşadı. Elleri göğüslerinden düz karnına oradan kadınlığına doğru baştan çıkartan bir şekilde acı veren bir yavaşlıkla indiği esnada kendine gelip onun üzerinden hızla kalktı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Bir daha bunu yaparsan kötü olur.'' diye sertçe kızı uyardı.

Cadı Mesaj Sayısı : 208 Kayıt tarihi : 23/12/12 Yaş : 33

Bay öcü ile vakit giderek daha eğlenceli bir hale geliyordu. Oyun olarak gördüğüm dudakların buluşması ile ilk öpücüğümü çoktan kaptırmıştım. Ama bunu pekte önemsemiyordum. Çünkü aldığım tadı bu öpücüğe değer görmüştüm. Onu yeninden ve yeniden öpmek istiyordum. Yere yatırıldıktan sonraki dokunuşlar bile bunu değiştirmemişti. Üstümdeki ağırlığın hoş hissettirmesi ise ayrı bir durumdu. Öcü kalktığında ise kendimi oldukça kötü hissettim. Anlamlandıramadığım bir şekilde kendimi eksik hissediyordum, bu yüzden onu altıma alarak öpmeye başladım. Öncesinde ise sert düşüş yüzünden öcünün canı acısa da umursamadım. Yeniden öpülmeye başlayan dudaklarımdan memnun bir mırıltı dökülürken yeniden o hoş ağırlığın altında buldum kendimi. Bedenimin bu şekilde sevilmesine gerçekten hazır değildim ve bu daha öncede başıma gelmiş değildi. Yine de korkmak yerine daha fazlasını istiyordum. Her bir dokunuş bedenimin alevlerin içinde kalmasına neden olurken benden de garip seslerin çıkmasını sağlıyordu. Bu... Bu garipti ama bir o kadar da güzeldi. Kavranan kalçamı hafifçe sallarken bacaklarımı açtım. Bunu bilinçli yaptığımı sanmıyordum, iç güdüsel bir şeydi ve kendimi tutamıyordum. Kasıklarıma giren garip bir sızıyı fark ettiğimde göbeğimde gezinen elin aşağı doğru kaydığı fark ettim. İnleyerek sonrasını merak ederken öcünün ağırlığı bir anda kayboldu. O an sanki kendimi eksilmiş hissettim bu cidden garipti, anlayamıyordum. Öcünün sert bakışlarını gördüğümde konuşmasını dinledim. Üslubu ürkütücü olsa da ben korkmuyordum. Daha önce dediğim gibi beni korkutmak istiyorsa gerçekten uğraşması gerekirdi. Öcüye yaklaşarak gözlerinin içine baktım.

"Beni korkutmak istiyorsan öcü, daha fazla uğraşman gerektiğini önceden de dile getirmiştim, yineliyorum... Hem ayrıca beni tehdit etme sonuçta sen bir perisin..."

Aslında derdim onu aşağılamak değildi, konuşurken... Elinden şekeri alınmış bir çocuk gibiydim. Sinirli ve üzgün... İstediğimi almak içinse sabretmek istemiyordum. Ona daha da yaklaştığım da parmaklarımla tenine dokundum ve sonra yanağına çocuksu bir öpücük... Son olarak da dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdum. Tadını daha fazla fazla algılamak içinse periden öğrendiğim gibi dilimi ağzına soktum.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 09/03/13 Lakap : King

Kızın sözleriyle dişlerini sıktı. Normal bir cadının ağzından bu lafları duyması kendini aşağılanmış hissettirir etrafı dağıtmasına,hatta cadıyı öldürmek için bir plan yapmasına kadar işi ilerletir sonunda onun ölü bedenini görünce de rahatlardı ama bu sefer durum biraz farklıydı. Kendine hakaret etmeyi deneyen kişi acınılası bir cadıydı. Onu cezalandırmak adına kırıcı birkaç söz kafiydi. Konuşmalarını şöyle bir gözden geçirdi. Kızın daha önce söylediklerini ayrımsamıştı da içinde bulundukları saçmalığa en uzun süre dayanan kişi olarak oscar bile alabilirdi.Bu durumu kullanabileceğini fark edip alayla gülümseyerek insanın içini ürpertecek kadar soğuk bir sesle '' Evet senin bu olağan dışı haline en azından bir sürede olsa katlanabilen tek periyim. Ve sense bu zavallı halinle sürekli yalnız kalacak olan cadı oluyorsun''dedi. Üzgün surat ifadesini umursamayarak derin bir nefes aldı. Tadı ne kadar enfes olup jasper'ı daha fazlası için ayartmaya çalışsa da burada daha fazla kalmamaya karar verdi. Gitmek için bir büyü mırıldanırken dudakları onun dudaklarıyla örtülmüştü.

Jasper gitmeyi istesede kendine engel olamayarak kızı öptü. Ateşli öpüşmeye kayıtsız kalamayarak elleri kızın yeniden bedeninde gezinmeye başladığında beynine geçmişin anıları dolmuştu. Hem İlkeleri de kızı bırakması konusunda fazlasıyla ısrarcıydı. Bundan rahatsız olarak bedeninin ihtiyaclarını zorlukla görmezden gelmeyi başarıp geri çekildi. Buradan normal bir şekilde gidemeyeceğine karar verdi. Cadı ona karşı kötü bir büyü yapamazdı ama onu burada zorla tutabilirdi. Burada kalmasıysa ona sahip olması anlamına geldiğinden kıza ılımlı yaklaşmayı deneme fikrini hayata geçirdi. Gözlerini onun gözlerine dikerek '' Eğer uslu bir kız olup ellerini ve dudaklarını benden uzak tutarsan seninle oyun oynamayı kabul ederim. Ama bu uzun sürmeyecek çünkü yapacak işlerim var yani gitmeliyim. Ve uyarıyorum bu sadece tek seferlik bişi.'' dedi.

Cadı Mesaj Sayısı : 208 Kayıt tarihi : 23/12/12 Yaş : 33

Kelimeler ağzımdan periyi kırmak için dökülmemişti. Şu an gerçek anlamda kendimi elinden şekeri alınmış öfkeli bir çocuğa benzetiyordum. Aslında evet şu an tam olarak bundan ibarettim, küçük öfkeli bir çocuk... Sözlerimin ağırlığını bile o an için fark etmemiştim ama öcü perinin tavrı bazı şeyleri anlamamı sağladı. Önce bakışlarını gördüm ve sonrasında ağzından çıkan kelimeleri dinledim. Peri, isteyerek kullanmadığım kelimelere karşılık silah olarak yine kelimeleri kullanmıştı. Sözleri öylesine çok acı vermişti ki... Küçük kalbimde yalnızlık asla tam olarak anlatamadığım büyük bir yaraydı. Ailemi kaybetmiştim, nasıl kaybettiğimi bile bilmiyordum... Tek yakınım Caitlyn’di ama o da ihtiyacım olan şey değildi. İstediğim arkadaşlardı ama çocuksu halim neden onları böylesine itiyordu... Perinin sözleri ile derin bir iç çektim, ağlamak üzereydim ama ağlamak istemiyordum. Bu, bunu yapmayacaktım... Öcüye beni korkutmayacağını söylerken güçlü olduğumu söylemeye çalışmıştım ve şu an aciz dolu göz yaşlarının akmasına izin veremezdim. Gerçi yine de üzgün surat ifadem hala vardı. Gözlerimi periye diktiğimde dudaklarına odaklandım, tatlarını sevmiştim evet yine istiyordum. Bunu ise almama hiç bir engel olmadığını düşünerek dudaklarına kapandım. Dilim dudaklarının üzerinde gezerken öpücük derinleşti ve o anda peride bana ayak uydurmaya başladı. Az önceki sözlerine rağmen perinin de aslında bu durumu sevdiğine karar verdim. Sonuçta sevmese beni öpmezdi, ellerini yeniden tenimde hissederken bedenim alev alev yanmaya başladı. Bu his... Bu his... Hissettiğim şeyi ifade edebilecek her hangi bir kelime var mıydı? Anlaşılan o ki yoktu. Zaten pekte düşünecek durumda değildim. Perinin geri çekilmesi ile başlattığım öpücük yeniden bozuldu. Bu durum can sıkıcıydı, gerçekten... Perinin sözlerini duyduğumda parlayan gözlerimi ona diktim. Uzun bir cümle kurmuş olsa da benim dikkat ettiğim tek şey onunla oyun oynayacak olmamdı. Yüzümde çocuksu mutlu bir ifade varken yeniden periye sokuldum. Dudaklarını tatlı bir şekilde öpüp emdikten sonra hızla boynuna yönelip dudaklarımı gezdirdim. Hafifçe dişlerim perinin tenine değdiğinde kendimi hızla geriye çektim.

"İşte şimdi oyun zamanı..."

Hızla kalkıp oluşturduğum parka ilerledim. Üzerimi düzeltmek o an için aklıma gelmediği için o halde önce kaydıraktan kaydım. Peri sayesinde alev almış bedenimi esen rüzgar rahatsız etmiyordu. Kaydırakta iyice açılan eteğimle salıncağa yerleştiğimde periye baktım.

"Hey! Öcü... Beni, sallar mısın? Birde benimle oynayan kişinin adını öğrenebilir miyim?.

Hava Perisi Mesaj Sayısı : 56 Kayıt tarihi : 09/03/13 Lakap : King

İstese cadıyı alması o kadar kolaydı ki… Kahretsin… Kimi kandırıyordu? En azından kendine karşı dürüst olup onu deli gibi istediğini kabul etti. Çocuksu hal ve hareketlerine, katlanılamayacak kadar aşırı oyun tutkusuna rağmen tadı enfesti. Dudaklarına kapanıp uzun süre teninin tadını çıkarmak, vücudunun her santimetre karesini öperek tadını çıkara çıkara kıza sahip olmak yapabileceği bir şeydi. Kızın buna deneyimlerine dayanarak söylüyordu ki hiçbir itirazı olmazdı. Kendisiyle son derece zevk veren şeyler yaşamasını engelleyen sadece tek bir şey vardı. Lanet olası sadece tek şey… Kızın masumluğunu, kendisine unuttuğu bazı eski şeyleri hatırlatmasını önemsemeyebilecek biriydi ama kişiliğini, kendini yok sayamazdı. O zaman diğerlerinden ne farkı kalırdı? Derin bir nefes alıp kızın baştan çıkaran kokusunu görmezden gelmeyi denerken cadının ona sokulup dudaklarına kapanmasına kayıtsız kalamadı. Kızı kendine çekip öpücüğü anında değiştirirken onun dudaklarının boynuna doğru ilerlemesiyle inledi. Isırığı içinde söndürmeye çalıştığı alevleri harlarken kızın sözleri gerçekleri görmesini sağladı.

Dişlerini sıkıp gözlerini kapayarak buradan gider gitmez bedeninin ihtiyacını karşılayabilmek için bir çok güzelle vakit geçirebileceği düşüncesiyle kendini teselli etmeyi denedi. Gerçek kadınlarla geçirilebilecek zevk, acı, şehvet dolu saatler… Kızın yanından uzaklaştığını hissetti. O baş döndüren kokusu azalmıştı. Bu ise ona normale dönmesi için gerekli olan süreyi tanıyordu. Karanlığının onu sarıp sarmalaması huzuru geri getirirken gözlerini açtı.

Katiller kralı Jasper Kıngswell yani o duygusuz adam, taş kalpli peri geri dönmüştü. Kızın konuştuğunu duyduğunda boş bakışlarını ona dikti. Sessizce onu bir süre izledikten sonra onun arkasına geçip kızı sallamaya başladı. Salıncağın hızı gittikçe artarken kızın çocuksu çığlıklarını umursamaksızın ''Adım jasper Kıngswell…'' dedi. Daha fazla konuşmadı ya da onun adını sormadı çünkü o an önemli olan tek şey işini bitirip gitmekti.

Cadı Mesaj Sayısı : 208 Kayıt tarihi : 23/12/12 Yaş : 33

Perinin tadı enfesti. Yaramazlık yapmamam gerektiğini bildiğim halde, beni yaramazlık yapmaya teşvik ediyordu. Sırf bu yüzden oyun kelimelerini duymuş olsam da kendime engel olamadan onu öptüm, yeniden... Ama bu kez biraz daha farklı davranarak perinin boynunu da öptüm. Tadı yine harikaydı. Buna bir anlam veremiyordum. Daha önce hiç bir erkeği öpmemiş, yakın da olmamıştım. Aslında kimi kandırıyordum, yetişkin biriyle üstelik bir erkekle hiç böylesine uzun bir vakit geçirmemiştim. Bu can sıkıcı gerçeği bir kenara bırakarak şimdiki bir kaç saniyenin daha tadını çıkartarak onu öptüm ve en sonunda istemesem de geri çekildim. Sevdiğim salıncağa yerleşmem oldukça hızlı olmuşken öcünün beni sallamasını istedim. Sallanırken rüzgar eteğimi saçlarımı uçuşturuyordu. Çok mutluydum... Kendi başına oynamak eğlenceli olsa da bazen bir kişiye daha ihtiyaç duyuyordum. Neyse ki öcü buradaydı. Yüzümdeki gülümsemeler, sevinç çığlıklarına dönüşürken öcünün adını sordum. Tadı harika olan ve benimle oyun oynamaya karar veren birinin ismini hak ediyordum. Perinin ismini duyduğum da çığlıklarıma ara verdi.

"Artık öcü yerine sana tatlı dudaklı Jasper demeliyim... Ya da şeker tenli Jasper..."

Sözlerime kendim gülerken salıncağı yavaşlatarak indim. Hızlı bir şekilde perinin yanına ilerlediğim de hala üzerimi düzeltmiş değildim. Üşümüyordum, işin aslı normal olarak da düşünmüyordum. Belki beni bu durum rahatsız etmeliydi ama etmiyordu işte... Periye sıkıca sarılıp yanağına bir öpücük kondurdum, aslında dudak daha cazipti ama kendimi tutmalıydım. Ama sonuç yine tutamamıştım, ufak bir öpücüğü dudaklarına kondurduktan sonra bir adım geri çekildim.

"Benim adım da Lea... Beni salladığın için teşekkür ederim..."

» Islak ve Tatlı
» Tatlı Veda
» Tatlı Bir Sürpriz
» Tatlı Parfüm Kokusu