Geçmişten Gelen Bela

Ortak olmak öldürmek hatta parçalarına ayırmak istediği biriyle mümkün değildi. Ortaklık birine güvenmek,birlikte savaşmak ve birbirinin arkasını kollamak anlamına geliyordu. Jared ise az önce saydığı şeylerden bir tanesini bile yerine getirebileceğini sanmıyordu. Savaşta onu korumayacağı açıktı ayrıca ona güvenmiyordu da aynı saflarda savaşmayı bırak onunla aynı havayı solumak bile yeterince sinir bozucuydu. Onu öldürmemek için kendisini sıkmasını nedeni ise kızların ama özellikle fia’nın nefretini ya da öfkesini kazanmak istememesiydi. Perinin yanlarına gelmesiyle birlikte dişlerini sıktı. Jon denen periyi nasıl öldürmek istediğini karar vermeye çalışırken onun söyledikleri öfkeden çıldırmasına neden olmuştu. Adam resmen sevgilisine iltifat etmişti. Bu da yetmezmiş gibi birde elini omzuna koymuştu. Kendini daha fazla tutamayıp saldırdığında büyü kullanma gereği duymamıştı. Onu kendi elleriyle uzun ve acı dolu bir süreçte öldürmek istiyordu. Olayın kızların önünde cereyan etmesi ise umursamadığı bir konuydu.

Phin’in onları ayırmak için araya girmesiyle karmaşa daha da büyürken hissettiği acıyla dengesini kaybedip yere yığılırken bunu kimin yapabileceğini tahmin ediyordu. Scarlett… Onunla daha önce bu malikane de yaşadıklarını hala unutmamıştı. Aralarında olanlar bir sır olarak kalacak olsa da her zaman hatırlanacaktı ve o geceye dair hatırladığı en önemli şey çektiği acıyla birlikte enerjisinin vücudundan nasıl çalındığıydı. Gözleri kapanırken o sihirbazın zamanında kendine gelememesinden ve sevgilisine bir şey olmasından korkuyordu. Gözlerini açtığında yorgunluğunu önemsemeyerek hızla yerinden doğrulurken bakışlarıyla etrafı tarayıp sevgilisini aramaya çoktan başlamıştı. Onu gördüğünde yerinden kalkıp hızlı adımlarla sevgilisinin yanına giderek onu kollarına aldı. Uyandığında endişeyle ve gözlerini açmış olmasının verdiği rahatlamayla karmaşık duygular içinde ''Nasıl hissediyorsun? İyi misin? Sana bir şey oldu diye çok korktum'' dedi.

Jon erkeklerin ona öldürecekmiş gibi bakmalarına aldırmadı. Gözlerinde gördüğü kıskançlık duygusu onu oldukça eğlendirirken onlarla tanışma zamanının geldiğini düşünüp havuzda scarlett’ı hiç istemese de yalnız bırakarak diğerlerinin yanına gitti. Aklı bir anda ruh hali değişen kararsız ,sessiz sihirbazdayken gözleri elise’e takıldığında asık suratı iç çekmesine neden oldu. O kızların moralini yerine getirmek en azından düşüncelerinden biraz olsun uzaklaşmalarını sağlayarak rahatlatmak için elinden geleni yaparken ve amacına neredeyse ulaşmışken her şeyin bir anda bozulması öfkelenmesine neden oldu. İçinden bu durumu büyük bir başarıyla bozmayı beceren perilere söverken onlara ters bir şekilde bakmayı da ihmal etmedi. Elise’in yüzüne düşen bir tutam saçı zarif bir hareketle kulaklarının arkasına ittikten sonra yanağını okşayarak birkaç telkin edici söz söylerken her zamanki gibi fia’ya takılmaktan da geri kalmamıştı. Kızların omzuna elini atarak kendisini diğerleriyle tanıştırmalarını istediğinde ortalığın birazdan karışacağıyla ilgili güçlü bir his tüm bedenini ele geçirdi. Erkeklerin hepsi öfkeli ve kıskançtı ama sadece iki kişinin gözlerinde öldürme isteğini net bir şekilde görmüştü. Onlarında kızların sevgilisi olduğuna bahse girebilirdi. Adının leon olduğunu öğrendiği peri kızları yanından uzaklaştırırken derin bir nefes aldı. Elise’in perisi olması ilgisini çekmişti ama sevgilisi olduğu gerçeğini önemsemediği için görmezden geldi.

Peri yakasına yapıştığında saliseler içinde kavga çıkmıştı. Jared adındaki perinin de olaya dahil olmasıyla işler büyürken fia’nın bir sevgilisi olduğunu elise’de olduğu gibi önemsemese de onun gibi çocuk ruhlu birinin bir sevgilisi olduğuna şaşırdığı bir gerçekti. Kavganın ortasında duyduğu acıyla bilincini kaybederken neler olduğunu anlayabilmiş değildi. Gözlerini araladığında alnını ovalayarak olanları tam olarak hatırlamaya çalıştı. Başaramayınca kalkıp etrafa bakındı. Herkesin kendi gibi olduğunu görmek hem merak etmesini hem de şaşırmasını sağlamıştı. Etrafa bakarken leon adındaki peri dikkatini çekmişti. Telaşlı görünüyordu ya da fazlasıyla endişeliydi karar verememişti. Neler olduğunu anlamaya çalışırken kucağında hareketsizce yatan elise gözüne çarptığında hızla ayağa kalktı. Lanet olsun düşündüğü olmamıştı değil mi? Onlara doğru hızlı adımlarla ilerlerken gözü diğer sihirbaza takıldı fakat şuan endişelendiği kişi o değildi. Düzenli nefes alıp verdiğini fark ettiğinde derin bir nefes alıp şezlonglardan birine oturdu. Kızların hepsi için endişelense de bayılmadan önceki olayları bildiğinden onlardan en azından bu durumdayken uzak durmaya karar verdi. O sırada duydukları şok olmasına neden oldu. Rose hamileydi.

Scarlett’ın yanına gelmemesinin nedenlerini ayrıntılı bir şekilde düşünerek kafa patlatmasına gerek yoktu aslında biliyordu her şeyi. İlişkilerinin normal olduğu söylenemezdi. En başından beri farklıydı yaşadıkları şey. Birçok sorunları vardı. Yarısını çözmüşlerdi. Çözülmeyenler ise halledilenlerden kat kat fazlaydı. Mesafeler girmeye başlamıştı aralarına hiç istemediği halde. Bazı şeyler ağır geliyordu onlara. Stacy’nin eğlence anlayışının büyük bir problem olduğu ve bunun altından kalkamadıkları gerçeği vardı ortada. Dante olanları unutmak istese de başaramıyordu. Hazmedemiyordu bazı şeyleri. Onun başka birine dokunması, öpmesi deli ediyordu dante’yi ve günden güne ilişkilerini ne olursa olsun devam ettirme konusundaki direncini kırıyordu. Birbirlerine deli gibi aşık olmalarına rağmen yoruyordu yıpratıyordu ikisini de olanlar. Bir şeyler hep ters gidiyordu. Derin bir nefes alıp olanları izlemeye başladı. Onun adının jon olduğunu öğrendiği adama bağırması öfkesinin kaybolmasını sağlarken perinin yanlarına gelmesiyle odak noktasını değiştirdi.


Konuşulanların arasından kesin olan bir şey varsa oda bu periyi hiçbirinin istemiyor olduğuydu. Onun diğer kızlara olan davranışlarını boş bakışlarla izledi. Kızlar onu ilgilendirmiyordu sonunun kötü olacağı ise başından beri belliydi. Leon ile jared’ın çıldırdığını görmek zor değildi. Phin ile kendisi ise fazla sakindi. Leon’un perinin yakasına yapışmasını takip eden olaylarla ortalık karışırken gözleri havuzdan çıkan sevgilisindeydi. Arada kavgaya bakıp durumun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kızların endişeleriyle birlikte olayın içine phin’de girerken gözlerini devirip daha çok karışan ortalığı görmezden geldi. Gözlerini sevgilisinin gözlerinden ayırmadan ona bakarken hissettiği acıyla yüzünü buruşturdu. Yorgunlukla beraber gelen halsizlikle yere düşerken scarlett’la göz göze geldi ve bilincini kaybetti. Gözlerini açtığında tüm periler uyanmış sevgilileriyle ilgileniyordu. Anlaşılan sevdiği kadın kimseyi es geçmemişti. Derin bir nefes alıp ''Herkes iyi mi?'' diye sordu. Sonra iç çekerek ''Sanırım scarlett kavgayı durdurmayı denedi ama gücünü kontrol edemedi'' diye ekledi.

Elise’in duyduklarıyla beraber gülümsemesi yüzünden silinmişti. Üzgün bir şekilde sevgilisine bakarken gerçekten onların böyle düşündüklerine inanamıyordu. Eğlendiklerini inkar edemezdi fakat aklından sevdiği adam bir an olsun çıkmamıştı. Jon düşüncelerinden uzaklaşmasını sağlasa da endişesini yok etmeyi başaramamıştı. İçten içe onların sağ salim geri dönmesi için hep dua etmişlerdi. Böyle bir suçlamayı hak etmiyorlardı. Leon’un kolları arasından kurtulup birkaç adım ondan uzaklaşırken dante’nin sorusuyla scarlett’a bakındı hala havuzdaydı. Basitti bir o kadarda karışıktı aslında jon onların çocukluk arkadaşıydı ve kuzeniyle kendine oldukça yakındı. Aralarında olan şeyi sıradan bir kelime olan arkadaşımızla anlatılamazdı. Yine de en azından bir yerden başlamış olacaktı. Konuşmaya karar verdiği sırada jon yanlarına gelince vazgeçti. Yanağındaki dokunuşla ona bakarken kuzeniyle ilgili söylediklerine '' Zamanla daha iyi olacak'' dedi. Bu cümle jon’a cevaptan çok bu düşünceye inanmak istediği için kendi kendine söylediği bir şeydi aslında... Kolunu omzunda hissettiğinde boğulduğu düşüncelerden uzaklaşırken sevdiği adamın onu ve fia’yı uzaklaştırarak söyledikleriyle endişeyle ona baktı.

Telaşla '' Leon yapma o bizim arkadaşımız'' dese de bu bir işe yaramamıştı. Kısa sürede başlayan kavgayı korku dolu gözlerle izlerken ikisine de bir şey olmadan bu kavganın bitmesi için dua ediyordu. Jared’ın da olaya karışmasıyla endişesi daha da artarken '' Lütfen kesin şunu. Durun artık'' dedi fakat sessini duyurabildiğinden emin değildi. Sevgilisini hiç böyle görmemişti. Acımasız bir şekilde saldırıyordu jon’a. Neden saldırdığını ise çözememişti. Arkadaşından onu kıskanmış olma ihtimalini düşünemiyordu. Adı üstünde arkadaştılar çünkü… Kavgayı çaresizce izlerken hissettiği ani acı ve halsizlikle sendeledi. Etraf dönmeye başlamışken yerin ayakları altından kaydığını hissetti. Sonrası yoktu. Gözlerini açtığında leon’u karşısında görmek rahatlatsa da aklına gelen şeyler içinin sıkılmasına neden oldu. Başını tutarak doğrulmaya çalışırken etrafa bir göz gezdirdi. Konuşulanlar bir uğultu halinde kulağına ulaşırken jon’u sağlam görmek derin bir nefes almasını sağladı. Fark ettiği şeyle ise aldığı nefesi veremeden kalmıştı. Telaşla '' Scarlett yok… O nerede?''diye sordu.