Arzu ve İntikam

Kalbi acıyordu. Olmaması gerekiyordu, ama acıyordu işte. Kalbi zaten bir kere kırılmıştı. İkincisi olmayacağına söz veren adam da eskisinden farklı davranmamıştı. Hatta elinde olanın çok daha fazlasını almıştı, elinden. Aslında onu unutmak istemişti. Yeni benliği ile birlikte değişen her şeyle beraber, kalbi neden yenilenmemişti. Neden hala onu seviyordu. Bir kaç gün evvel Jonathan ile görüşmesinin bir nedeni de buydu. Onunla olmuştu, tadı harikaydı zevkte vermişti. Yinede canının hala onu istiyor olması sinirine dokunuyordu. Sırf bu yüzden bu konuyu çözmek için onunla görüşmesini öne almıştı. Önce bir kaç araştırma yapmış öğrendikleri ise canını daha çok sıkmıştı. Kalbini ise daha fazla kırmıştı. Stacy, Dante'i ondan çalmıştı. Aslında, Dante'nin onu terk ettiği göz önüne alındığında ortada ikizinin yaptığı hiç bir şey yoktu. Dante, onu yeni aşkı yapmaya dünden razı biri gibi davranmıştı. O gün olanlar herkesi derinden yaralarken Dante, kendini toparlamış, üstüne üstlük kendine sevgili de yapmıştı. Canı sıkkın bir şekilde perilerden bir kaçını ayarladıktan sonra Morgananın şehrinden ayrılmıştı. Onun köle perilerinden bir kısmını kullanmasına izin veriyordu. Gerçi, geçen günkü perilerin canlı dönmüyor olmasının kendisini kötü etkileyeceğini düşünse de cadı umursamamıştı. Tıpkı, Jonathan perileri öldürürken kendisinin ölen perileri umursamaması gibi.

Perilerin büyüleri ile malikaneye vardığında ikizinin kendini görmemesi için önden perileri yollamıştı. Şu an her şeyi ile masum görünen Stacy. Büyü ile kendinden geçerken eve girmiş ve kızın elbiselerinden birini üzerine geçirmişti. Malikane hala hatırladığı gibiydi. Burada yaşananlar gözlerinin önünde canlanırken bir yaşın gözünden akmasına engel olamadı. Kendini toparladığında ise Dante'i beklemeye başladı. Bu hazırlık Stacy'in yerini almak istediği için değildi. Sadece ondan intikam almaya çalışıyordu. Sonunda saatler geçip Dante geldiğinde yüzünde tatlı bir gülümse oluşturdu.

"Hoş geldin, Dante."

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Stacy ile sevgili olduktan sonra her şey rayına oturmuştu sonunda… İlişkilerini diğerlerine açıklamak işin en zor kısmı olmuştu. Ama düşündüklerinden daha normal karşılanmışlardı. Scarlett’ı yanından tanıyan dahası işkencelerine maruz kalmış kişiler stacy’i onunla karıştırıp çekinseler de durumu öğrendiklerinde gülümseyerek tebriklerini iletmişlerdi. Malikane ise artık tamamen onlarındı. Dante o olaydan sonra kuzenlerinin eve giriş,çıkışlarını yasaklayıp bu konuda ne kadar ciddi olduğunu belirtmek adına kredi kartlarına limit getirince hepsi bir şekilde dize gelmişti. Elise ve diğerlerinin yaşadıklarını, iyi olduklarını bilmekse kendisini rahatlatmıştı. Stacy’nin ısrarları üzerine elise’i ziyarete gidip leon’un elise’in kuzenine yani sevdiği kadına baktıkça kararan bakışları tedirgin etmişti ama beklenenin aksine hiçbir sorun yaşanmamıştı. Elbette bunda elise’in payı oldukça büyüktü. Kuzenler arasında uzun süreden ve olanlardan sonra biraz mesafe girmiş olmasına karşın hala iyi anlaştıklarını görmek sevindirmişti. Aklında bir sürü düşünceyle sabırsızlıkla iş günün bitmesini beklerken sevgilisini birçok kez toplantıları böldüğünü önemsemeksizin arayıp konuşmuştu. Elinde değildi onu gün içerisinde fazlasıyla önemsiyordu.

Saatler sonra gömüldüğü dosyalardan kafasını kaldırıp saate baktı. İçindeki sıkıntı giderek artarken kravatını fırlatıp bir kenara attı. Ofiste boş boş birkaç tur attıktan sonra daha fazla dayanamayıp ofisten ayrıldı. Bütün işlerini yarına erteleyip son gaz eve gittiğinde salonda gördüğü kişiyle gülümsedi. Hızlı adımlarla sevgilisiyle aralarındaki mesafeyi kapatırken ''Hoş bulduk hayatım günün nasıl geçti? Sıkılmadın umarım '' dedi. Cümlesi bittiğinde onun yanındaydı. Kızı belinden tutup kendine çekerek dudaklarına bir öpücük kondurduğunda aldığı tatla hızla onu kendinden itip uzaklaştırdı. Dehşetle ''Scarlett… '' dedikten sonra etrafa bakındı. Sevgilisini göremeyince telaşla ''Stacy nerede? Ne yaptın ona? Yoksa… '' dedi sustu. Cümlesinin devamını getirememişti.

Dante'i beklerken bir süre evi dolaşmıştı. Eskiden hiçte farklı görünmüyordu. Nora'ı Stacy olduğuna ikna etmek oldukça kolay olmuştu. Periler ise ikizi en derin uykulardan birine bırakmış başını bekliyorlardı. Aslında Stacy'e gerekten de zarar vermek istemiyordu. Onu kaybettiği düşündüğü zamanlarda en çok kendisi bu duruma üzülmüştü. Bu yüzden onu yeni bulmuşken kaybedemezdi. Üstelik Dante'nin bu hareketine rağmen ondan ayrı kalmak gibi bir niyeti yoktu. Stacy ile tıpkı eskisi gibi vakit geçirmek istiyordu. Buna büyük ihtimalle karşı çıkacak birini tanıyordu. yine de Stacy onun ikiz kardeşiydi ve onunla görüşmek için hiç kimseden izin almasına gerek yoktu. Dante'nin gelişini hissettiğinde onu karşılamak için aşağı indi. Yüzünde eskiden çok sık kullanmasa da oldukça tatlı göründüğünü bildiği bir gülümseme oluşmuştu. Dante'i görmek ise kalbine hiç iyi gelmişti. Hem hızlı atmaya başlamıştı hemde acısı artmıştı. Ani bir şekilde kendini onun kolları arasında bulduğunda dudaklarına kapanan dudaklarla kısa sürede dondu. Kendini buna hazırlamamıştı. Zaten öpücük o karşılık verme fırsatı bile bulamadan Dante tarafından itilmesiyle son bulmuştu. Onun gözlerindeki bakış ve kullandığı kelimeler canını yakmıştı. Madem onun canı yanıyordu, Dante'nin de canı yanacaktı. Ama öncesinde konuşulması gerekenler vardı. Ona doğru bir adım attı. Yüzünde hala o tatlı gülümseme vardı.

"Saçmala Dante, ben bir canavar değilim. İkizim ise iyi durumda, sadece rahat konuşmamız ve onun bu olanlara tanıklık etmesini istemediğim için tatlı bir uykuda..."

Sonrasında kafasına dolan düşüncelerle derin bir nefes aldı. Kalbi hala acıyordu ve kendini hissettirmekte gecikmemişti.

"Beni böylesine silip atman ne güzel, üstelik yerime Stacy'i koyman. Aslında sorun ikizim değil, sensin ve bana verdiğin söz. Kalbimi asla kırmayacaktın, söz vermiştin. Ama kırdın üstelik benden çok fazla şey aldın..."

Konuşurken sesi titremeye başladı. Ağlamak istemiyordu, ama göz yaşları yine iş başındaydı. Ağlayan gözlerle ona bakmaya devam ederken konuşmaya devam etti.

"Şimdi bana büyük ihtimalle Lenoirde olanları söyleyeceksin. Ama orada olanın aslında ben olmadığımı en iyi senin bilmen gerekirdi. Stacy'i bilen tek kişi sendin. Stacy, karanlıkla bütünleşerek bedenimi ele geçirdiğinde hiç bir şey yapamadım. Tıpkı daha önce sana zarar vermesine engel olamadığım gibi o gece de sevdiğim kişilere zarar vermesini engelleyemedim. Ama şimdi tüm sevdiklerim benden nefret ederken, benden alınan her şeye sen de dahil onun sahip olması haksızlık değil mi?"

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Eve dönmeyi sabırsızlıkla beklerken zaman geçmek bilmiyordu. Okulla işi aynı anda idare edebilmek adına hayatını belirli biz düzene sokmuştu. Hafta sonraları evinde şirket işleriyle ilgilenirken dersinin olmadığı günler ve okuldan çıktıktan sonra şirketlere küçük kontrol ziyaretleri düzenliyordu. Gerekmedikçe işe gitmeyip sevgilisi stacy’le vakit geçirse de bugünkü önemli toplantı nedeniyle gitmek zorunda kalmıştı. Gün her zamankinin aksine oldukça zor geçerken bir anda hissettiği sıkıntıyla nefesi kesildi. İşlerin kendisini boğuyor olmasından kaynaklandığını düşünüp önemsememeye çalışmıştı ama sıkıntı giderek artıp görmezden gelinemeyecek bir hal aldığında işi gücü boş verip bu aralar huzur bulabildiği tek yere yani evine gitti. Stacy’i karşısında gördüğü ilk anda derin bir nefes aldı. Aklındaki sorunların tamamı kapının dışında bırakmak istercesine onun sıcak karşılamasının hemen ardından yüzünde bir gülümsemeyle tatlı dudaklarına kapandı.Algıladığı tatsa dehşete düşmesini sağlamıştı. Karşısında sevgilisi yerine eski sevgilisi olduğunun bilincinde kızı iterek kendinden uzaklaştırdığında onun en son yaptıklarını hatırlayarak Stacy’e ne yaptığını sordu. Tabi daha çok merak ettiği onun burada ne aradığıydı. Aklında felaket senaryoları dönerken kızın açıklamalarını dinlemek zorunda kaldı. Derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalışırken ''Yanılıyorsun… Ben senin kalbini kırmadım. Sen benim hayatımı mahvettin. Toparlamak için ne kadar uğraştığımı bilemezsin ve seni unutmaya çalışırken çektiğim acıların ne kadar büyük olduğunu… '' dedi.

Olanları hatırlamak hala acı veriyordu ve bu garipti. Onu tamamen hayatından çıkardığını artık geride kaldığını düşünürken hala içinde bir yerlerde bir köşede beklediğini görmek kötü hissetmişti. Ona aşık değildi artık bunu biliyordu ama onu hayatından tam olarak çıkarmayı başaramadığı da gün gibi ortadaydı. Saçlarını karıştırırken ''İnan bana yaptıklarını göz ardı etmeyi çok denedim ama sen etrafımdaki herkese zarar verdin. Sakın bana ben değil stacy’de konuşması yapma çünkü bunun bir benzerini caitlyn stacy’i evime getirip itinayla başıma attığı gün yapmıştı. Caitlyn stacy’nin yapmadığını söylüyor ve sende kendinin peki suçlu kim? Öldürme yeteneğine sahip olan tek kişi senken ne düşünmemi bekliyorsun? '' diye sordu.

Tadını özlediğini biliyordu. Yinede oldukça küçük bir öpücüğün onu böylesine etkileyeceğini düşünmemişti. Sonuçta bu aslında bir öpücük bile değildi. Sadece dudakları dudaklarına değmişti. O anda ise onun harika tadını hissetmişti. Derin bir nefesle olanları ona açıklamaya başladığında gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. Üzgündü, kalbi kırılmıştı ve kendini kötü hissediyordu. Silinip sanki hiç değeri yokmuş gibi bir kenara atılmak rahatsız ediciydi. Dahası hatta kalbi Dante'e hazırdı. En çokta bu yüzden kendini kötü hissediyordu. Dante'nin sözleri ile onu dinlerken söylediği ilk kelime ile üzgün gözlerini ona dikti. Yanıldığını söylüyordu öyle mi? Ama durum ortada değil miydi? Yan odada şu an uyuyan kişi artık bu erkeğin sahibiydi. Gerçi belki bir yerde hak etmiş olabilirdi. Ama böyle düşünmek istemiyordu. Bu gücü o istememişti, bu laneti de öyle. İkizini kaybetmekte... Bunları düzeltmek için bir yol olduğu bilse yapardı. Ama yaşanılanları geri çevirme ya da zamanı geriye alma şansı yoktu. Dante'nin unutmak ile sözleri beyninde yankılandı. En azından onun gözünde bir zamanlar değerinin olduğunu bilmek güzeldi. Her ne kadar şu an aşk dolu gözleri daha çok nefretle bakıyor olsa da...

Gözlerindeki yaşlara engel olmak bir yere artık durdurmaya çalışmadığından yanaklarından yavaşça süzülmüştü. Onun son sözleri ile düşünmeye çalışırken ona doğru bir adım attı ve bir adım daha... Kısa sürede onun tam önüne gelmişti. O an için tek isteği Dante'nin ondan uzaklaşmaya çalışmamasıydı. Elini onun yanağına koyduktan sonra harika dudaklarına kısa ama özlem dolu bir öpücük kondurdu.

"Ben her şey için özür dilerim, Dante. Buna gücüm sebep oldu biliyordum ama kendimi de biliyorum. Ben kimseye zarar vermek istememiştim. Bunu biliyorsun dimi?"

Sonra küçük bir öpücük daha kondurdu tatlı dudaklarına sonrasında ondan bir adım uzaklaştı. Kalbindeki acı hala vardı ama şu an kırılmış olmasından çok Dante'i sonsuza kadar kaybettiği için acıyordu. Hıçkırıklarının arasında bir fısıltı şeklinde bir kaç kelime döküldü.

"Seni sonsuza dek kaybettim..."

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Dante dudakları onun dudakları tarafından öpüldügünde hissettiği duygudan oldukça rahatsız olmuştu, Scarlett gelmeden önce her şey çok netken o geldikten sonra bir anda belirsizleşmişti. Bu kız onun resmen aklıyla oynuyordu. Döktüğü göz yaşlarının kendisini etkileyip suçluymuş gibi hissettirmesi de ayrı bir sorundu. Onlar ayrılmışlardı. İkisi de özgürdü ve farklı insanlarla olabilirlerdi. Lanet… O zaman bu suçluluk hissi neydi? Kendisini rahatsız eden bu şey? Ona aşık olmadığı kesindi. Kalp çarpıntısı hissetmiyordu. Herhangi bir heyecan yoktu. Belki bir parça değerliydi. Hoş ondan bile emin değildi ki…Allah bullak olmuştu. Mantığı ve duyguları ikiye bölünmüş durumdaydı. Bir yandan eski günlerin hatırına ona iyi davranmak isterken diğer yandan değer verdiklerine zarar verdiği düşüncesiyle ona karşı katı olmak istiyordu. Boş gözlerle eski sevgilisini izlerken alışkanlık üzere kokusunu içine çekti. Kız ona yaklaşırken yerinden kıpırdamamıştı.

İçinde oluşan garip teselli etme dürtüsüne şaşırdı. Yüzünde hissettiği elle kafasını hafifçe onun eline doğru kaydırıp iç çekti. Dudaklarında hissettiği dudaklarla öpücüğe karşılık verdi. Düşünecek durumda olmadığı için yaptığının yanlış mı yoksa doğru mu olduğunu bilmiyordu. Sadece tadını oldukça iyi bildiği harika dudaklara tepkisiz kalamamıştı. Scarlett’ın sözlerinden sonra saçlarını karıştırarak ''Bilmiyorum… Hiçbir şey bilmiyorum. Aklım karmakarışık. Ne düşünmem gerektiğinden ya da ne hissettiğimden emin değilim. '' Dedi. Onun kendisi karşısında ağlamasına daha fazla dayanamayarak kendine çekip sarıldı. Sırtını yatıştırıcı şekilde okşarken başına küçük bir öpücük kondurdu ve ''Hey beni sonsuza dek kaybetmedin. Ben hala buradayım. Senin istediğin tarzda sevgili olarak değil ama bir arkadaş olarak yanında olabilirim. Belki diğerleri konusunda sana yardım edebilirim '' dedi.

Dante ile konuşurken, gözlerinden akan yaşlara engel olmayı bırakmıştı. Üzgündü, hemde gerçekten. Daha önce fark etmemişti. Aslında Dante'i görene dek kalbindeki hüzünden haberi bile yoktu. Sadece kırık olduğunu düşünmüştü, ama şimdi düşünceleri hisleri birbirine girmişti. Üstelik onu kaybettiği biliyor olmak canını daha fazla yakıyordu. Ona yaklaşırken burnuna dolan tanıdık kokuyu içine çekti. Yaş dolu gözleri dudaklarına takılmıştı. Onu öpmek istiyordu. Elini yanağına koyduktan sonra onu öpmeye başladı. Yine kendisini iter mi diye düşünmek bile istemiyordu. Zaten kısa sürede bunu düşünmesine gerek olmadığını anladı. Dante ona karşılık verirken öpücük daha da tatlanmış ama yinede kısa sürmüştü. Hala söylemesi gereken şeyler vardı. Bunları dile getirmekte zorlanmamıştı. Karşılığında aldı cevaba ise ne diyeceğini bilmiyordu. En azından onun diğerlerine zarar vermeyecek biri olduğunu anlaması gerektiğini sanmıştı. Ama görünen o ki anlamıyordu. Tadını sevdiği için tekrar onu öptüğünde bu kez ondan uzaklaştı.

Gözleri kızarmaya başlamıştı ve duydukları ile hisleri arasında gidip geliyordu. Onu çoktan kaybettiğini bilmek canını yakarken hıçkırıkların arasında bunu dile getirmişti. Aslında belki de buradan gitmeliydi ama gitmek o kadar da kolay değildi. Ona sabit bakışlarla bakarken, kendine doğru atılan adımlarla durumu anlamaya çalıştı. Bir anda onun kollarında arasında olmak beklemediği bir şeydi. Bir an bile düşünmeden ona sarılarak kokusunu içine çekti. Ciğerlerini dolduran bu kokuyu seviyordu. Saçına konan öpücük ve duydukları ile daha fazla ağlamaya başladı.

"Sen iyi birisin ve ben sana kötü şeyler yaşattığım için üzgünüm. Ama seni bundan kurtarmaya çalışmıştı. Keşke seni ve diğer herkesi bu lanetten uzak tutabilseydim."

Yeniden aldığı nefesle algıladığı koku başını döndürürken başını onun boynuna gömdü. Boynu sanki tadılması gereken enfes bir yiyecek gibiydi. Dudaklarını yavaşça teninde gezdirirken kısa sürede öpücükler bırakmaya başladı. Bir anda ortaya çıkan arzuyu bastıramıyordu. Onu çok özlemişti, hem de çok fazla... Boynuna küçük bir ısırık bırakıp öpmeye devam ettiğinde kulağına doğru ilerledi. Elleri ise bedenini okşamaya başlamıştı. Kulak memesini ağzına alıp bir süre emdikten sonra kulağına fısıldamaya başladı.

"Seni çok özledim... "

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Birkaç saat öncesine kadar kesin olan duyguları kendisine ihanet ediyordu. Onunla yeniden karşılaşacakları bu anı belki de milyonlarca kez kafasında kurmuştu ama bir tanesinde bile ona karşı yumuşama ihtimalini düşünmemişti. Onunla aralarında geçebilecek her konuşma bir kavgayla bitiyordu beyninde şimdiyse tutmuş eski sevgilisini teselli etmeye çalışıyordu hem de yaptığı onca şeye rağmen… Bu kız yüzünden bir çok kez ölümden dönmüştü, kardeşi gibi gördüğü isabel’e işkence etmişti, perisi fia’yı öldürmeye kalkmıştı ve elise’i de unutmamak lazımdı. Kız arkasında tam bir enkaz bırakmıştı. Kendisi toparlamayı başarmış olsa da bir çoğu hala olanların etkilerini üzerinden atmaya çalışıyordu. O gün herkesten bir şeyler götürmüştü. Geri dönüşü olmayan şeyler yaşanmıştı ama dante hala kızı teselli etmeye çalışıyordu. Bu kendisine saçma geliyordu ama bir şekilde onu koruyup yanında olma içgüdüsüne engel olamıyordu.

Scarlett’ın sözlerinden sonra onun kokusunu derin bir nefesle içine çekti. '' Biliyorum çalışmıştın… Keşke bunların hiçbiri yaşanmamış olsaydı.'' Dedi. Boynuna bırakılan öpücüklerle birlikte kondurulan ısırık inlemesine neden oldu. Bu kıza karşı hala bir zaafı olduğunu görmek şaşırtıcıydı. Kulak memesinin emilmesi ve bedenindeki eller onu baştan çıkarırken duyduklarıyla devre dışı kalan mantığıyla birlikte dudaklarına kapandı. Elleri onun üzerinde gezinirken öpücükleri boynuna kaydığında kızı kalçalarından tutup kendine bastırdı. Öpüşme daha da derinleştiğinde kızı kucaklayıp eski yatak odalarına götürdü. Onu yavaşça yatağa bıraktıktan sonra üzerine çıkıp yeniden dudaklarına kapandı. Bir yandan da kızın üzerindeki kıyafetleri çıkarırken kendini geri çekmeyi başararak '' Bunu yapmamalıyım'' dedi.

Dante'nin kolları arasında olmak hoşuna gidiyordu. Beynini ele geçiren bu kokuyu öylesine çok özlemişti ki. Buraya gelirken niyeti intikam almaktı. Onu, kendisini terk ettiği için cezalandıracaktı. Kafasında bir sürü intikam planı bile hazırdı. Ama onu görmek, onunla konuşmak duyguların giderek karmaşıklaşmasına neden olmuştu. Dante ondan vazgeçmiş olabilirdi. Ama kalbi hala deli gibi onun adını fısıldıyordu. Jonathan ile olanlar hiç bir şeyi değiştirmemişti. Onun artık Stacy'nin sevgilisi olması bile durumu düzeltmeye yetmiyordu. Sadece onu sonsuza dek kaybettiğini vurguluyordu, hepsi bu. Hıçkırıkları artarken ona sıkıca sarıldı. Bu kokuya artık dayanamıyordu. Ona duyduğu özlem hat safhadayken boynuna öpücükler kondurmaya başladı. Dante belki de onu itecekti ya da daha kötüsü kovacaktı. Yinede bunu düşünmek istemiyordu. Öpücüklerinin arasında onu ısırdığında Dante'nini inlemesi doldurdu, kulaklarını. Bu seni bile özlemişti. İnleme sesinden güç alarak hareketlerine devam etti. Kulak memesini dudakları arasına alıp emmeye başladığında kulağına fısıldadı. Kısa sürede dudaklarına kapanan dudaklar ile teslimiyet dolu bir inleme çıktı, dudaklarından. Ardından öpüşmeleri giderek derinleşirken Dante'nin bedenine dokunmaya başladı. Bedeni onun bedenine bastırıldığında dudaklarından çıkan zevk inilti ile bedeninin alev aldığını hissetti. Onu kucağına aldıktan sonra getirdiği yere kısa bir göz attı. Burası Dante ile ilk kez birlikte oldukları yerdi. Dante, üzerine çıktığında bacakları ile onu sarmalayıp öpmeye başladı. Bir anda Dante'nin durması ile onun gözlerinin içine baktı. Bakışlarında saf duygu vardı ama diğer yandan kararsızlığını da görebiliyordu. Onu kendine çekip dudaklarını bir süre öptü ve başını kavrayarak gözlerinin içine bakmaya başladı.

"Kararsız olduğunu görebiliyorum. Ama sana dur diyemem seni gerçekten çok özledim Dante ve seni istiyorum..."

Son cümle ile yeniden bir gözünden yaş aktı. Duyguları öylesine yoğun bir hal almıştı ki. Hangisine tutunacağın dan bir haberdi. Onu kendine çekip öpmeye başladığında elleri bedeninde dolaşmaya başlamıştı. Sabırsız bedeni yüzünden elleri erkeği pantolon düğmesinden kurtarıp, fermuarını yavaşça aşağı indirmişti.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Tadını oldukça iyi bildiği bu güzel bedeni elleri arasında tutuyor olmak tuhaf hissettiriyordu. Onunla ilk karşılaşacakları anda olabilecek bir çok şey hayal etmişti ama bu koruma ve yanında olma içgüdüsünün bir anda ortaya çıkabileceğini, duygularının bu kadar karışabileceğini, onun için üzülebiliyor olma ihtimalini… Doğru onun için üzülüyordu. Garip bir şekilde olanların çoğunluğunu görmezden gelip onu düşünmeye başlamıştı. Ona aşık olmadığını biliyordu. İçinde ona karşı bir heyecan yoktu. Şuan aralarındaki şey çoğunlukla alışkanlık olmakla birlikte tutkuydu. Onun inleyişleri dante’yi baştan çıkartırken o tatlı kokusunu içine çekti daha fazla dayanamayarak onu yatağa atmıştı. Bu odaya uzun zamandan beri ilk girişiydi aslında o berbat günden sonra her şeyden uzaklaşmak adına odasını de değiştirmişti. Eski odasından hiçbir eşya almayıp aynen kapalı tutarken yeni odasını kendine göre sıfırdan dizayn etmişti. Aylar sonra yeniden burada olmak garipti. Kalbi devreye girdiğinde kızdan uzaklaşmıştı uzaklaşmasına ama içindeki tutku bastırılamayacak durumdaydı. Bedeni alev almıştı ve onu hiç olmadığı kadar istiyordu. Dudaklarına kapanan dudaklara tutkunun etkisiyle karşılık verdikten sonra kızın sözleriyle derin bir nefes aldı.

Tatlı kokusu ciğerlerine işlerken düşünme kabiliyetini neredeyse yitirmişti. Gözünden akan bir damla yaşı eliyle sildikten sonra dudaklarındaki dudaklara büyük bir kararsızlıkla karşılık verdi bedeninde gezinen eller onu fazlasıyla baştan çıkarırken kızın üzerindeki elbiselerden bir çırpıda kurtulmuştu. Vücudunun her yerine öpücükler kondurarak göğüslerine indi. Onları öpüp kışkırtıcı bir şekilde ısırırken elleri kalçalarında ve vücudunda geziniyordu. Kadınlığını okşamaya başladığında boynunda bir süre oyalandı. Küçük ısırıklar ve öpücüklerle dudaklarına doğru çıkarken kadınlığındaki elinin hareketini hızlandırmıştı. Dudaklarını öpüp büyük bir zevkle emerek sömürürken şehvetli bir ısırıktan sonra geri çekilip kendi üzerindekilerden kurtuldu. Onun üzerine uzanarak dudakları yeniden dudaklarıyla buluştuğunda sertçe içine yerleşti. İtişleri giderek hızlanırken odanın içini ikisinin zevk iniltileri doldurmuştu. Hazzın doruklarına ulaşıp son bir itişle rahatladığında nefes nefese kızın üzerine yığıldı. Kendini biraz toparlar toparlamaz yana atmıştı. Yatakta gözleri kapalı bir şekilde nefesini düzenlemeyi denerken ''Hala çok tatlısın '' dedi.

Dante'nin kararsızlığı hareketlerine yansımıştı. Ama o şu an durmasını istemiyordu. Başını elleri arasına aldığında da bunu dile getirmişti. Şu an içinde özlem ve tutku hat safhadayken durmak imkansızdı. Yeniden onu öptüğünde bedeninde ellerini gezdirmiş hatta onu soymaya başlamıştı. Yeniden öpüşmeye başladıklarında tüm tutku bedenini ele geçirirken, Dante'nin bedeninde uyguladığı her etki inlemesine neden oldu. Bedeni yavaşça çıplak kalırken, teninde hissettiği öpücüklerle daha fazla inlemeye başladı. Kadınlığında hissettiği dokunuşlar çılgına dönmesini sağlarken onu içinde isteme isteği haf safhaya çıktı. İnlemeleri devam ederken onu içinde hissettiğinde sert giriş canını yakmış hem zevkten hem de acıdan bir çığlık atmasına neden olmuştu. Dante ile tutturdukları uyumdan sonra bedeni tamamen rahatladığında nefes nefese bir haldeydi. Dante, üzerine yığıldığında onu kolları ile sarmalamış bir yandan da nefesini düzeltmeye çalışmıştı. Üzerindeki ağırlık kaybolduğunda Dante' baktı. Gözleri kapalı bir halde dudaklarından çıkan kelimelerle ona sokuldu ve çıplak göğsüne başı koyup sarıldı.

"Sende öylesin çok tatlı..."

Nefesini düzenlemeye çalışırken düşünmek için gözlerini kapattı. Şu an ona sahip olmuştu, bedenindeki tutku kaybolurken kalbindeki garipliği hissetti. Aşk orada değildi. Tamam Dante'i seviyordu ama sanki bu garip bir alışkanlıktan başka bir şey değilmiş gibi geliyordu. Tüm o takıntısı ve diğer şeyler... Hem zaten Dante istese de onun olamazdı. Onun göğsünde geçen sessiz ve uzun dakikalardan sonra yataktan kalktı. Kıyafetlerini tek tek üzerine geçirirken Dante'nin yan odada uyuyan sevgilisini şu an düşünmediğini fark etti. Bu durum bir şekilde hoşuna gitmişti. Aşkları bitmiş olsa da hala onun aklını karıştırıp ona sahip olabiliyordu. Bunu bir kullanma kılavuzu olarak düşünebilirdi. Yine de o herkesin söylediği gibi karanlığa ait bir şeytan değildi. Herkesin nefretini kazanmıştı ama o içindekini biliyordu. Değişen sadece konumu olmuştu ama kendini bir şekilde karanlığa da ait hissetmiyordu tıpkı aydınlığa ait hissetmediği gibi... Tüm kıyafetlerini giydiğinde Dante'e sokulup gözlerinin içine baktı, dudaklarına tutkulu bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi.

"Bugün için teşekkür ederim, sanırım gitsem iyi olacak. Ayrıca Stacy'e hiç bir şey olmadığını gözlerinle görmek istersin, her halde. Ona hiç bir şey yapmadım sadece uyuyor ve buraya geldiğimden haberi bile yok. "

İçindeki garip duygusal boşluk yüzünden yeniden gözlerini dolmuştu. Bu iş can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı. Derin bir nefes alarak başını yukarı kaldırdı. Yeniden gözlerini onun gözlerine diktiğinde bir veda konuşması ile perilerle beraber malikaneden ayrıldı. İkizi uyandığında hiçbir şey hatırlamayacaktı.

"Kendine ve ikizime iyi bak Dante. Umarım bizim bir arada yapamadığımızı siz birlikte yapar ve mutlu olursunuz... Hoşçakal"

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Kızla birlikte olduktan sonra ona söyleyebileceği tek şey tatlısın olmuştu. Aklına başka bir şey gelmiyordu. Söyleyebileceği aşk sözcükleri yoktu. Ona karşı tutku haricinde bir şey hissetmezken yalanlar söyleyerek onu kandıramazdı. Kızı kollarına alma gibi bir girişimde de bulunmamıştı. Her şey o kadar karman çormandı ki içinden nasıl çıkacağını bilmiyordu. Yaptığının yanlış olduğunu bilmesine rağmen pişmanlık hissedip hissetmediğini bilmiyordu. Beyni ve duyguları donmuş gibiydi. Şuan göğsünde yatan scarlett’a hayır diyemiyordu ama aşıkta değildi. İşte bu oldukça tuhaftı. Uzun süren sessiz dakikaların ardından kızın yanından kalkıp giyinişini izledi. Sanırım kendisi de giyinse iyi olacaktı. Sıcak ve uzun bir duşa ihtiyacı olmasına rağmen geri gelen mantığı, kendini hatırlatan kalbi stacy’yi merak etmeye başlamıştı. Scarlett onun yan odada uyuduğunu söylemişti ama bundan emin değildi. Düşünceler beynine üşüşürken dudaklarında hissettiği dudakları bilinçsizce karşılık verdi. Söylediklerinden sonra ''Sana güveniyorum ama yinede onu bir kontrol etsem iyi olacak'' diyerek yataktan kalkıp giyindi.

Scarlett’ın veda konuşmasından sonra kızın yanağını okşayarak ''Sende kendine iyi bak. Umarım hayatının aşkını bulur ve bu sefer gerçekten mutlu olursun…'' dedi. Eski sevgilisinin gidişinin ardından bir hizmetliyi çağırıp eski odasını temizleme emri verdi ve hemen stacy’nin bulunduğu odaya daldı. Onun yerde mışıl mışıl uyuyan sevgilisini gördüğünde rahat bir nefes alıp gülümsedi. Yanına gidip dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra saçlarını okşadı. Bütün o karmaşanın arasında net olan tek şey bu kıza olan aşkıydı. Onu kucaklayıp yeni odalarına götürerek yavaşça yatağa yatırdı. Kendisi de onun yanında yerini aldıktan sonra sevdiği kadını kendine çekip sıkıca sarıldı. Yorgunluktan gözleri hızla kapanırken ertesi günü her şeyin geride kalacağına dair büyük umutları vardı. Kısa sürede aşık olduğu kadının enfes kokusuyla uykuya dalmadan önce onun kulağına ''seni seviyorum'' diye fısıldadı.

» Tehlikeli Arzu
» İntikam Savaşı
» Geçikmiş İntikam
» İntikam Soğuk Yenir
» İntikam Şekersizdir (Kairon)