| Yeşil Şeytan | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Jezebel Blacken Cadı
Mesaj Sayısı : 159 Kayıt tarihi : 16/09/12 Yaş : 35
| Konu: Yeşil Şeytan Çarş. Tem. 17 2013, 01:16 | |
| Yeşil şeytan, kıskançlık tüm bedenini ele geçirmişti. Yıllar önce sönmesi gereken bir tutku bir kaç gün evvel yeniden harlanmış sanki o geçen yıllar yok sayılmıştı. Raven ile birlikte geçirdikleri harika dakikaların bir yenisini yaşamak isterken onun peşine düşmüştü. Orada olduğundan neredeyse emin olduğu bara geldiğinde gördüğü manzara içindeki canavarı uyandırıp öfkesini yok edilemez kılmıştı. Raven'ı uzun süredir tanıyordu. Yanındaki eğer tek gecelik kızlar takımından biri olsa gidip onun yerini kolaylıkla alırdı. Ama onun gözlerinde gördüğü bir şey oldukça rahatsız ediciydi. Garip bir bağlılık hissediyordu. Bu bakışları yıllar önce görmüştü. Şimdiki kadar yoğun değildi. Ama o bakışlara neden olan şey ortadaydı. Şu an onun kollarında dans eden cadı...
O gün tüm işleri bir kenara bırakarak o cadının peşine düşmüştü. Elbette Raven ile bardan ayrıldıkları için ona hiç bir şey yapamamıştı. Ama sabaha kadar vakti vardı, üstelik yeteneği ona yardım edecekti. Kız hakkında bulabildiği her bilgiyi dinlerken, kız ile Raven arasındaki daha önce karşılaşmayı da öğrenmişti. Raven'ın kızın eski sevgilisinin kafasını koparması gibi... İşin ne denli ciddi olduğunu anladığından daha fazla periyi göreve gönderirken sonuç tatmin olmasını sağlamıştı. Kızı kafesine giderken bulmuşlardı. Şimdi ise ormanın derinliklerinde Jezebel'e ait bir kulübenin içinde mışıl mışıl uyuyordu. Uyandığında ise gerçek şeytanla tanışacaktı. Kızın bir asırlık gücünü ellerinin arasına almak oldukça kolay olmuştu. Onu nezaketten uzak bir şekilde kafasından aşağı bir su dökerek uyandırdı. Kız yatağa bağlıydı. Çırpınmaya başlamasıyla kahkaha attı.
"Burada neden bulunduğu merak ediyorsundur, tatlım. Cevap basit, benim istediğimle aramda duruyorsun. Yani Raven ile benim... "
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Çarş. Tem. 17 2013, 04:13 | |
| Sabah gözlerine vuran güneş ışığı ve burnuna dolan tanıdık kokuyla birlikte gözlerini açtı. Bedenine dolanan kolları ve kendinin çıplak olduğunu fark etmesi birkaç saniyesini almıştı. Derin bir nefes alıp dün akşam olanları hatırlamaya çalışırken sevdiği erkeğin kolları arasında yavaşça ona doğru döndü. Raven’ın yakışıklı yüzünü izlerken egzotik kokusunu derin bir nefesle içine çekti. Sahi en son ne olmuştu? Onunla barda dans ederken bir anda şatosuna gelip bir süre konuştuklarını hatırlıyordu. Tabi başka kadınlardan konu açıldığından canının ne kadar acıdığını da ve sonrasında birkaç kadeh devirdiğini de hatırlıyordu. Peki ne olmuştu da bu kadar sarhoş olmuştu? Düşünmek daha büyük bir baş ağrısına neden olsa da kendini biraz zorlayınca olanlar yeniden o anı yaşıyormuşçasına gözlerinin önüne geldi. Gözleri yeniden doldu. Kahretsin dün gece kalpsiz prensi ona acıdığı için kendisiyle geçirebileceği son bir gece bahşetmişti. Onun bu sadakası karşısında ağlamamak adınaysa kendini içkiye vermiş ve körkütük sarhoş olmuştu. Bunları hatırladığında kalbi daha da acıdı. Gözlerinden bir damla yaş firar ederken büyük bir sessizlik ve dikkatle onun kolları arasından kurtulup yataktan çıktı. Aklı karma karışık halde göz yaşların sessizce gözlerinden süzülmesine izin vererek duşa girdi. Kısa bir duşun ardından giyinip beyni yapmaması gerektiğini söylese de kalbine yenik düşerek odaya girip onu bir süre seyrettikten sonra dudaklarına küçük bir öpücük kondurup şatodan ayrıldı.
Gittiği tek bir yer vardı oda aklını müşterilere vererek kafasını dağıtabilmeyi umduğu ve tatlı krizine girebileceği kafesi. Yolda gece yaşananlara takılı kaldığından dikkatsizce yürürken bir anda başı dönerek sendeledi. Birkaç saniye içindeyse gözleri kararak bayılmıştı. Kafasından aşağı dökülen suyla bir anda gözlerini açtığında nerede olduğunu anlamak için etrafına bakındı. Bir kulübedeydi. İyi de burada ne işi vardı? Yataktan doğrulmaya çalıştığında bileklerinde hissettiği acıyla yüzünü buruştu.''Kahretsin'' diye mırıldanırken kollarına baktı. Bileklerinden bir yatağa bağlanmış olduğunu dehşetle fark edip birkaç büyü deneyerek bu durumdan kurtulmaya çalıştı. Başarısız olduğunda güçlerinin bir şekilde elinden alındığını anlamıştı. Normal yollardan kurtulmak için çırpınırken duyduğu kahkahayla hızla kafasını sesin geldiği yöne doğru çevirdi. İçinde bulunduğu duruma lanetler okurken merak ettiği tek şey burada ne aradığıydı.Karşısındaki kadının konuşmaya başlamasıyla dikkatle onu dinledi. İlk cümleyle ilgisini fazlasıyla çekmeyi başarmıştı. Sonradan duyduklarıyla birkaç saniye şaşkınlıkla hareketsiz kalıp cadı olduğundan emin olduğu kadına baktıktan sonra sinirleri bozulduğu için kahkaha atarak '' Hiç güleceğim yoktu. Demek raven ile senin aranda duruyorum öylemi? Peki sen kimsin? Dur tahmin edeyim. Eski yatak arkadaşı ? Ya da beklide aşksız bir ilişkiden geriye kalan eski sevgili…'' dedikten sonra durdu. Gözlerini cadının gözlerine dikerek ''Kabul et tatlım ben ikinizin arasında durmuyorum çünkü sen çoktan geçmişte kalmışsın. '' dedi.
| |
|
| |
Jezebel Blacken Cadı
Mesaj Sayısı : 159 Kayıt tarihi : 16/09/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Çarş. Tem. 17 2013, 15:04 | |
| Kıza yapmayı düşündüğü çok fazla şey vardı. Güzel yüzünü harap etmek, canı fazlasıyla yakmak, lanetlemek, perilerinin onunla eğlenmesini sağlamak... Tüm bunların gerçekleşmesi içinse bu cadının bir an önce uyanması gerekiyordu. Perileri onu baygın bir halde buraya getirmişlerdi. Sonuçta bir cadı en iyi baygınken elde tutulurdu. Gerçi buraya geldikten sonra onun yeni yetme bir cadı olduğunu gördüğünde alaycı gülümsemesine engel olamamıştı. En azından Raven'ın biraz daha seçici olmasını beklerdi. Üstelik kızın kendi tarafı ile hiç bir alakası yoktu. Kız masumdu, duyduğu şeylere göre... Belki de ona yapacağı en büyük kötülük bu masumiyeti yok etmek olurdu. Çünkü içinden bir ses Raven'ın kızın masumiyetinden etkilendiğini söylüyordu. Sonuçta onu gerçekte nelerden hoşlandığını en iyi bilenlerden biriydi. Kızı soğuk suyu kafasına geçirip uyandırdıktan sonra yatağın yanına oturdu. Üzerinde koyu lila elbisesi ile bacak bacak üstüne atmıştı. Oldukça seksiydi ve sinir bozucu kahkahasının ardından kıza açıklaması yaptı.
Kızın alaycı kahkahası onu sinir etmekten uzaktı. Şu an ait olduğu kıskançlık ve öfke zaten hat safhadaydı. Daha fazla onu sinirlendirecek hiç bir şey yoktu. Kızın yorumunun ardından ayağa kalktı. Yüzünde çoğu kişinin korkudan titremesine neden olan gülümsemesi ile yatağın kenarına oturdu. Kızı çenesinden kavrayarak gözlerinin içine bakıyordu.
"Tahminin yanlış güzelim. Geçmişte Raven bana aitti, bir kaç gün öncede bana aitti. Yani bir iki gün o kadar da geçmiş sayılmaz. Ama sen birazdan tarih olacaksın."
Ayağa kalktıktan sonra bir parmak hareketi ile kızın üzerinde beyaz renkli oldukça seksi bir gecelik oluşturdu. Bir anda yanında beliren perilerin ise üzerinde sadece şort vardı. Gözlerini kıza diktiğinde sanki oldukça sıradan bir şeyden bahsediyormuş gibi olacakları anlatmaya başladı.
"Birazdan olacakları sana özetleyeyim. Gördüğün bu periler senin için geldi. Onları tıpkı Raven'ı yaptığın gibi tatmin etmeni öneririm. Zaten başka şansında yok. Sana ufa bir bilgi bazı perilerin çok değişik fantezileri olabilir. Yani seninle tek tek ilgilenmek zorunda da değiller, iyi eğlenceler..."
Perilere bir baş hareket yaptığında periler kıza yaklaşmaya başlamışlardı. Her biri kızın yanına çökmüş bedenine öpücükler kondururken farklı bir aura bu eğlenceye son verdi.
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Çarş. Tem. 17 2013, 17:29 | |
| Yataktan neden kalkamadığını anlamak adına kollarına baktığında bileklerinden bağlı olduğunu görmek dehşete düşürdü. Tanrım… Yine nasıl olmuştu da başını belaya sokmuştu? Hafızasını zorlayıp hiçbir şey bulamayınca derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalışarak açıklamayı bekledi. Duyduklarıysa hiç hoşuna gitmemişti. Kalbinde engelleyemediği bir sızı oluşurken şuan burada oluşunun nedeninin kalpsiz prensi olduğunu bilmek unutmaya çalıştığı sadakayı tekrar hatırlattı. Gözlerini kapatıp birkaç saniye üzüntüsünü bastırabilmek adına sinirini ön plana çıkarmayı denedi. Bunun için çok uğraşmasına gerek kalmamıştı. Şuan karşısında bulunan cadı olduğunu tahmin ettiği kişinin raven’la eskiden birlikte olduğunu bilmek içindeki kıskançlıkla beraber öfkeyi kolayca gün yüzüne çıkarmıştı. Sinirle bir kahkaha atıp başına gelecekleri umursamadan ağzına geleni söyledikten sonra içinde bulunduğu duruma sessizce içinden birkaç lanet okudu. Karşısındaki cadının ürkütücü bir gülümsemeyle çenesini kavrayarak söylediklerinden kalbi daha çok acıdı. Raven kendisinden sonra da başka kadınları yatağına almaya devam etmişti demek ki hüzünle gülümsedi. Ne bekliyordu ki zaten kendisine sadık kalmasını mı? Durum yeterince açık değil miydi? Kendisini başka bir erkekle garip bir bencillikle paylaşamıyor olsa da tiffany’nin de onun gözünde yattığı diğer tek geceliklerden farkı yoktu. Tadı güzel olduğundan kendisiyle defalarca birlikte olmasına rağmen basit bir yatak eğlencesiydi işte. Bu düşünceyle gözleri dolsa da birkaç saniye de kendini toparladı. Cadı çenesini sıkıca kavradığında gözlerinde saf öfke ve nefretten başka hiçbir şey yoktu. Durumunu önemsemeden alayla gülümsedi.
Sakince '' Aslında yanılmamışım. Seninde dediğin gibi o geçmişte sana aitti. Birkaç gün öncesinde geçirmiş olabileceğiniz tek gecelik bir birliktelik onun sana ait olduğunu göstermez. Eğer öyle olsaydı şuan benden kurtulmaya çalışıyor olmazdın.'' Dedi. Onun damarına bastığını biliyordu ama bunu önemsemiyordu. Canı acıyordu bu yüzden onun en azından sinirini bozmakta kararlıydı. Üzerinde bir anda oluşan seksi gecelikle şaşkınlıkla cadıya baktı. Onun yanında bir anda beliren perilerin üzerinde sadece şort olduğunu görmesinin ardından beyninde oluşan fikirle korku dolu gözlerini cadıya dikti. Duydukları dehşete düşmesini sağlarken ''Hayır. Hayır lütfen'' dedi. Periler kendisine yaklaşmaya başladığında korkuyla ve birazdan olacakların üzüntüsüyle çırpınmaya başlamıştı. Bedeninde perilerin öpücüklerini hissettiğinde ağlayarak ''Hayır… Bırakın beni. Dokunmayın bana. '' diyerek daha çok çırpınmaya başladı. Hem ağlayıp bir işe yaramayacağını bilse de çırpınıyor hem de itiraz etmeye devam ediyordu. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Perş. Tem. 18 2013, 01:29 | |
| Meleği ile birliktelikleri oldukça hoşuna gitmişti. Tiffany'nin onu yanlış anlamasını düzeltmek adına kızla birlikte olmadan onunla konuşmaya çalışmıştı. Üstelik sözlerinde hiç bir art niyet olmadan... Gerçi bu durum gerçekten garipti. Başkalarının ne düşündüğü ne hissettiği hiç bir şekilde umurunda olmamıştı. Ama Tiffany farklıydı, onu her şeyiyle etkileyen seksi bir melekti. Kızı kollarına alıp uykuya daldığında bir sonraki güne onunla başlayacağını düşünmüştü. Ama gözlerini açtığında Tiffany olması gereken yerde yoktu. Bu içinde bir sıkıntıyı ortaya çıkarırken sinirle yataktan kalktı. Kız anlaşılan söylediği onca şeye rağmen ona inanmamıştı. Tamam belki güvenilmez olabilirdi. Ama o kıza bana güven dedikten sonra güvenini boşa çıkaracak hiç bir şey yapmamıştı. Kısa bir duş alıp giyindikten sonra şatodan ayrıldı. Tiffany'nin evini bilmiyordu ama cafesini biliyordu. Bu yüzden onu ilk arayacağı yer orasıydı. Bu yüzden evden ayrıldıktan saniyeler sonra onun cafesine gitti. İnsanların arasına karışmıştı. Kendine bir şeyler söyleyip meleğinin ortaya çıkmasını bekledi. Bir anda karşısında belirip aralarında yeni bir gerginlik istemiyordu. Kız sonuçta garip bir şekilde yanlış anlamaya meyilli bir haldeydi. Bir süre bekledi içindeki sıkıntı onu yakıp kül etmeye başladığında çalışan bir kaç kişiyi sıkıştırdı. Kızın bu şekilde ortadan kaybolması hepsi için şok edici bir haberdi. Sabrının sınırına geldiğinde kızın aurasına odaklandı. Kendini ormanın ortasında bir kulübenin önünde bulmuştu. Tiffany'nini çığlıklarını duyduğunda tüm öfkesi hat safhaya ulaşmış bir halde kulübeden içeri girdi. Gördüğü manzara kanının çekilmesini sağlarken perileri tek bir harekette küle dönüştürdüğünde başını hafifçe sağa çevirdi. Tiffany şu an iyi durumdaydı ama şu an ilgisi kesinlikle o değildi. Onu bu hale getiren kişiydi. Jezebel'i karşısında gördüğünde bir an için afalladı. Seksi cadının bakışlarında gördüğü şeyden hoşlanmamıştı. Bu ifadeyi kurbanlarına kullanırdı ve şu an kurbanı olan kişi onun meleğiydi. Cadıya öldürücü bakışlarla bakarken derin bir nefes aldı.
"Jezebel, bunun anlamı ne... Ben senin eğlenmek için yatağına peri ya da cadı aldığını sanırdım... Gösterileri izlemeye de mi başladın? Bir kurban istiyorsan yanlış kurban seçtin, çünkü o benim..." | |
|
| |
Jezebel Blacken Cadı
Mesaj Sayısı : 159 Kayıt tarihi : 16/09/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Perş. Tem. 18 2013, 13:09 | |
| Perilerin ortaya çıkışından sonra kısa bir açıklama yapmıştı. Bu periler sıradan görevler için kullandığı köle perilerden çok farklıydı. Onun için daha özel şeyler yaparlardı. Şimdi ise görevleri bu masum güzelin, masumiyetini çalmaktı. Periler işe başladıklarında kızın çığlıklarını sanki harika bir müzik dinliyormuş edasıyla, yüzünde bir gülümseme ile diliyordu. Periler yaptıkları işten gayet memnun bir şekilde kızın tenine öpücükler kondurmaya devam ederken bir anda hissettiği aura ile yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. Raven, içeri girdikten sadece bir iki saniye sonra tüm perileri yok etmişti. Ama onların ölümü için üzülecek en son kişi kendisiydi. Ayağa kalkarak Raven'a doğru bir adıma attı. Cadı sanki onu yeni fark etmiş gibi afallamıştı. Yaydığı tüm karanlık aura onu daha çekici kılarken ona dokunma isteği içinde giderek artıyordu. Kulağını dolduran sözcüklerle şehvetli bir kahkaha attı. Ona doğru daha da yaklaşarak parmaklarını göğsünde gezdirmeye başladı.
"Beni bilirsin Raven. Aslında bir işi izlemek yerine içinde olmayı severim, sen geldiğine göre sanırım işin içinde olmaya başlayabilirim"
Ona göz kırptıktan sonra cadının öfkesinin daha da büyüdüğünü hissetti. Bu aptal yeni yetme cadıya tahmin ettiğinden daha fazla değer veriyor olmalıydı. Ona yaklaşıp dudaklarını öptüğünde ona karşılık vermeyen cadı iyice sinirlerini bozarken geriye çekilip tüm karanlık aurasını kullanarak öfkesine rağmen şehvetli bir kahkaha attı.
"Bu küçük böceğe fazlasıyla değer veriyorsun demek... Hadi bu değeri test edelim. Onun hayatı için benimle daha önce hiç yapmadığında bir şekilde ama zevk vererek birlikte olur musun? Hemde bu küçük böceğin önünde..."
Sonrasında yaptığı lanetle Tiffany'nin bedenine ani bir ağrı girdi. Son derece güçlü olan ağrı bedeninin içten içe çürüdüğünün bir kanıtıydı. Eğer kalbi çürümeye başlayana kadar lanet geri alınmazsa kız geri dönüşü olmayan bir şekilde san verecekti.
"Bu laneti bilirsin tatlım, en sevdiğimdir. Ben geri almadıkça düzeltilemez ve beni öldüremeyecek olduğunda bir gerçek hadi işe koyul tabi yaşamasını istiyorsan..."
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Perş. Tem. 18 2013, 15:42 | |
| Cadının aklındaki planı fark ettiğinde dehşete kapıldı. Hayır böyle büyük bir kötülüğü ona yapamazdı. En kötü ihtimalle öleceğini düşünürken isteği dışında raven’a aşıkken başkalarıyla birlikte olup yeniden bir tecavüze mahkum edilmişti. Tiffany bunu hak edecek ne yapmıştı ki? Sadece sevmişti. Tüm kalbiyle ve her şeyiyle kalpsiz prensine ait olmuştu. Tek yaptığı buydu. Böyle bir şeyi hak etmiyordu. Periler bedenine dokunmaya başladığında kendini berbat hissetti. Vücuduna değen her bir dokunuştan iğrenirken öpücükler onda aralarında bir bağlılık olmasa da kendini raven’ı aldatıyormuş gibi hissetmesini sağladı. Hiçbir işe yaramayacağını bilse de kurtulmak için çabalarken çaresizliğine ağlıyordu. Çığlıkları gittikçe artarken bir anda hepsinin küle dönüşmesiyle derin bir nefes aldı. Onların nasıl ortadan yok olduklarını o an için umursamamıştı. Gözlerini kapayıp saliseler içinde olanları tekrar hatırlayarak hızla gözlerini açtı. Raven’la göz göze geldiğinde hem şaşırmış hem de rahatlamıştı. İçinde büyük bir sevinç oluşurken ona aşık olmanın yanında güvendiğini de fark etti. Aşık olduğu adamın söylediklerine sessiz kalırken kendisini koruması oldukça hoşuna gitmişti. Tiffany’yi kaçıran cadının işveli hali sinirlerini bozarken sakin kalmak adına bildiği her yolu deniyordu. Cadının aşık olduğu adama dokunması içindeki kıskançlığı yavaş yavaş gün yüzüne çıkarırken duydukları öfkeyle dişlerini sıkmasına neden oldu.
Adının jezebel olduğunu öğrendiği cadının raven’ı öpmesiyle kıskançlık,öfke ve oldukça yabancı olduğu öldürme en üst düzeye çıkmıştı. Aşık olduğu adamın bu öpücüğe karşılık vermemesi onu rahatlatan tek şeydi. Cadının geri çekilerek söyledikleri karşısında dehşete düşmüş bir halde raven’a baktı. Jezebel adlı cadının bu kadar gurursuz ve aşağılık biri olabilmesi nutkunun tutulmasını sağlarken bedenine giren ani ağrıyla küçük bir çığlık attı. Sakin kalmaya çalışarak bu ağrının geçmesini beklerken dişlerini tüm gücüyle sıktı. Saniyeler içinde ağzına dolan kanla öksürdü. Çok geçmeden acıyla kıvranmaya başlamıştı. Duyduklarını zar zor ayırt ederken içindeki kıskançlık ve öfke acısına rağmen ön plandaydı. Yavaş yavaş ölüyor olsa da bunu istemiyordu. Onun gözlerinin önünde bir başkasıyla kendisinin yaşaması için birlikte olduğunu görmek istemiyordu. Kalbi bu düşüncelerle acırken ''Tanrım… Ne kadar gurursuz ve aşağılık birisin jezebel.'' Dedi sinirle.
| |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Perş. Tem. 18 2013, 19:13 | |
| Jezebelin neler yapabileceği çok iyi biliyordu. Ama neden Tiffany'i kurban seçtiğini bir türlü anlamıyordu. Birilerinin ona, Tiffany'nin kime ait olduğunu anlatması gerekiyordu. Öfkesi hala en üst düzeydeydi, meleğine ise bir kez bile bakmamıştı henüz. Bu bakışları onun görmesini istemiyordu. Zaten şu an bu bakışları görmesi gereken kişiye bakıyordu. Duyduklarının ardından dudaklarına dokunan dudaklarla ifadesiz ve tepkisiz bir şekilde durdu. Tiffany'nin varlığı tadının son derece harika olduğunu bildiği bu dudaklardan uzak durmasını sağlıyordu. Burnundan soluyarak bu aptalca durumun geçmesini bekledi. Jezebel'e her türlü durumda sahip olan bedeni şu an onu arzulamıyordu. Cadıda bunu farkına vararak yeniden konuşmaya başlamıştı. Ona böcek demesi zaten sinirlerini bozarken üstüne birde duydukları sinirlerini daha da yıpratmıştı.
"Sen aklını mı kaçırdın? Bana zorla bir şey yaptıramazsın, üstelik bana olan bu takıntın ne... Seninle geçmişte beraberdik bir kaç gün önce ise sadece eğlendik..."
Konuşmasına devam edecekti ama Tiffany'in çığlığı her şeyi bitirmişti. Jeebel istediğini almak konusunda kesinlikle takıntılıydı. Ona istediğini vermezse Tiffany kesinlikle ölürdü ve onun ölmesini istemiyordu. Son açıklamalarının ardından Tiffany'nin sözlerini duydu ama şu an çabuk karar vermesi gerekiyordu. Bu laneti birlikte yaptıkları zamanları hatırlıyordu ve aynı anda kızın fazla zamanı olmadığını da biliyordu.
"Tamam sen kazandın. Laneti çek ve istediğini al..."
Jezebel'in mırıldandığı sonraki büyünün ne olduğunu bilmiyordu. Sadece şu an yapması gerekene odaklanmıştı. Daha önce hiç yapmadıkları şekilde birlikte olmak istiyordu demek, bunu alacaktı. Onu duvara dayadığında dudaklarını öpmeden direk üstündeki kıyafeti parçalara ayırıp göğüslerini emmeye başladı. Elleri vahşice kalçasını kavramışken, her zamankinden daha sertti. Göğüs uçlarını ısırarak ona çığlık attırmaya başladı. Böylesinden zevk aldığını biliyordu. Tüm kıyafeti çıkardığında bedenini her yerine öpücükler ve ısırıklar bırakmaya başladı. Kadınlığını sertçe okşamayı bitirdiğinde ona sahip olmaya hazırdı. İçine girişi ile birlikte öylesine sert itiyordu ki sırtı duvara sürtünmeye başlamıştı. Hızı bir şekilde yere yatırdığında içinde gidip gelmeye devam verdi. O anı uzatmaya çalışıyordu, çünkü o an ne kadar geçirirse daha fazla zevk verecekti ve bu lanet olası iş bittiğinde Tiffany'i buradan götürebilirdi. Dudaklarını öpmeye başladığında alt dudağını ısırıp emdi ve sonunda o an geldiğinde doğrularak giyindi. Bedeni yorgundu ama vakit yoktu.
"Şimdi, tatmin olduğuna göre gidebiliriz." | |
|
| |
Jezebel Blacken Cadı
Mesaj Sayısı : 159 Kayıt tarihi : 16/09/12 Yaş : 35
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Cuma Tem. 19 2013, 10:10 | |
| Raven gibi birini tehditle yola getirmek imkansızdı. Ama Jezebel, sıradan biri değildi. İstediğini almak adına yapamayacağı hiç bir yoktu. İstediğini almak adına bu küçük böceği öldürebilirdi. Raven'ın ilk tepkisi ile şehvetle gülümsedi. Sonraki konuşmalarından yeteri kadar ciddi olduğunu anlamıştı. Kabul etmesinin ardından ona sokuldu. Gözlerini gözlerinden ayırmadan ufak bir büyü mırıldandı. Tiffany hala acı çekiyordu ama çürüme geçici olarak durdurulmuştu. Büyünün ardından kollarını boynuna doladı.
"Büyüyü çektim, hayatım. Yani en azından kız artık çürümüyor bana hünerlerini göstermeye başla..."
Bu kısa konuşmayla onun dudaklarına kapandı. Ama sırtı duvara değdiği an o dudaklardan mahrum kalmıştı. Raven, hiç olmadığı kadar vahşiydi. Her dokunuşu, öpücüğü, ısırığı ile kendinden geçmesini sağlıyordu. Bedenini bir süre ona bıraksa da onunla ilgilenmek için ellerini bedeninde gezdirdi. Göz ucuyla küçük fareye bakıyordu. Onları görmesini istiyordu. Bu garip bir durumdu. Gözlerindeki kıskançlığı görmek yaptığın dan daha fazla zevk almasını sağlıyordu. Onu vahşice içinde hissettiğinde çığlıkla karışık inlemeler dökülmeye başladı, dudaklarından. Zevk öylesine yoğun bir hal aldı ki bir süre sonra kızın varlığını bile unutmuştu. Yere uzandığında ayaklarını beline dolayarak onu kendine daha fazla çekti. Uzun süre buna devam etmişlerdi. Bu geçiştirme hem dayanılmaz hemde çok fazla zevk vericiydi. Bedeni rahatladığında nefes nefese bir haldeydi. Raven, üzerinden kalktığında hemen giyinmişti. BU durum surat asmasına neden olsa da ona bir söz vermişti. Ama gitmeden ufak bir hınzırlık yapmadan duramadı. Kız bağlı olduğu yatakta kenara doğru iterek Raven'ı yanına yatırdı. Erkeğin üzerine çıktığında ona uzun tutkulu bir öpücük verdi. Üstelik onun karşılık vermeme hakkını yok sayarak... Giderek derinleşen öpücükle hafifçe doğruldu.
"Her zamanki gibi harikaydı. Aslında bu şimdiye kadarki en mükemmel olandı. Büyük bir kayıpsın Raven, kalbini bir böceğe kaptırmakla büyük bir hata yapıyorsun... Hoşçakal..."
| |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Cuma Tem. 19 2013, 15:58 | |
| Raven’ın kendi için bile olsa böyle bir şeyi kabul etmemesini umuyordu. Bunun aptallık olduğunun farkındaydı. Şuan onun kabul etmemesini dilemek yerine tüm kalbiyle kendisi için bunu yapmasını dilemeliydi ama içindeki kıskançlık buna izin vermiyordu. Tiffany için jezebel’in teklifini kabul etmesi kendisine değer verdiğini gösterse de gözünün önünde bir başkasıyla olması fikri onu delirtiyordu. Bunu görmek istemiyordu ölüyor olsa da tek kurtuluş yolu bu olmasına rağmen istemiyordu. Jezebel adlı cadının bu kadar alçalabildiğine hala inanamıyordu. Bir insan nasıl bu kadar gurursuz olabilirdi? Düşüncelerini keskin bir acı böldü. Sanırım ölüyor olmanın en kötü tarafı son dakikalarda çekilen acıydı. Birde sevdiklerini bir daha göremeyecek olmak vardı tabi. Acıyla inleyip derin nefeslerle bunu atlatmaya çalışırken aşık olduğu adamın sesi doldurdu kulaklarını dediklerini anlaması biraz zaman almıştı. Kabul etmişti. Raven kendisini kurtarmak için onunla yatmayı kabul etmişti. Bu kendisine değer verdiği anlamına geldiği için sevinirken gözlerinin önünde başka kızla yatmak anlamına da geldiğinden öfkeden deliye döndü. Jezebel adlı lanet olası cadıdan nefret ediyordu. Hayatında ilk defa şuan birini gerçekten öldürmek istiyordu. Aklında dönen ölüm planlarına kendi bile şaşarken hissettiği acıyla dişlerini sıkıp yüzünü buruşturdu. Cadının söyledikleri ona daha fazla sinir ederken aşık olduğu adamın dudaklarına kapanması kıskançlık krizine doğru ilk adımları atmasını sağlamıştı. Kalpsiz prensi cadıyı duvara dayayıp üzerindeki kıyafetleri parçaladığında öfke,üzüntü ve büyük bir kıskançlık bedenini ele geçirirken kalbinde ve bedeninde hissettiği acıyla yüzünü buruşturdu. Cadıyla göz göze geldiklerinde ona büyük bir kıskançlık ve öldürme isteğiyle baktıktan sonra daha fazlasını görmek istemediği için gözlerini kapadı. Sesleri duymamak adına kulaklarını kapatamıyor oluşu kötüydü.
İçinden bu duruma lanetler okuyarak göz yaşlarını serbest bıraktı. Uzun süre kalbi acıdığı için sessizce ağladı. Sonunda göz yaşı bezleri kuruyup yaşlar durduğunda gözlerini araladı. Gözleri acıyordu ve muhtemelen kızarmıştı. Derin bir nefes alıp gözlerini tavana dikti. Canı hala acıyordu. Bedenindeki acıya kıyasla kalbi daha çok acıyordu. Bu durumun bir an önce bitmesini umarken gözlerini kapadı. Vücudundaki acıyı kalp acısı yüzünden görmezden gelmeyi çabuk öğrenmişti. Sıkıntılı bir nefes aldı. Oldukça üzgündü. Sevdiği adam gözlerinin önünde başka biriyle olurken üzgün olmak dışında ne hissedebilirdi ki zaten? Düşüncelerinden raven’ın sözleriyle kurtulup gözlerini açtı. Onu giyinik görmek rahat bir nefes almasını sağlamıştı. Sonunda işkence dolu dakikalar bitmişti. Cadının sonraki yaptıklarını sinirli bir sessizlikle karşıladı. Jezebel gittikten sonraysa sinirden tuttuğunu fark etmediği nefesini dışarı verdi. Yatakta yan dönerek üzerindeki seksi mini geceliğin açılmasını umursamayarak dizlerini kendine çekip bir kolunu başının altına alarak gözlerini raven’ın yüzüne dikti. Kendine gelmeye çalışırken ''Teşekkür ederim.'' Dedi. Gözlerini kapayıp birkaç saniye durdu. Sonra ses tonunu ayarlamaya çalışarak ''Beni önce perilerden sonra da cadının elinden kurtardığın için sana minnettarım. Ama merak ettiğim bir şey var sen buraya neden gelmiştin?'' diye sordu. | |
|
| |
Raven Aeron Cadı
Mesaj Sayısı : 150 Kayıt tarihi : 01/06/13 Lakap : Kuzgun
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan Cuma Tem. 19 2013, 23:50 | |
| Jezebel ile işi bittiğinde onun bu durumdan son derece memnun kaldığını biliyordu. Bedeni ise oldukça yorulmuştu. Ama her şeye rağmen onun üzerine ya da yanına yatıp dinlenmemişti. Nefes nefese bir halde olsa da hızla kalkıp üzerini giyinmişti. Bir anda Jezebel'in hareketleri ile kendini Tiffany'nin yanına yatarken buldu. Seksi cadı üzerine çıktığında sıkkın bir ifade ile derin bir nefes aldı. Kız onu öptüğünde az önce içinde bulunan ve hala sönmemiş tutku ile onu öpmüştü. Öpüşmeleri derinleştiğinde ise onun sözlerini dinledi. Yorumuna cevap verme gereği bile duymamıştı. Sadece onun bir an önce buradan gitmesini istiyordu ve sonunda gitmiş olmasının verdiği rahatlıkla başını bir kaç kez yatağa vurup gözlerini kapattı. Öfkesi hala son derece yüksekti ve nasıl direneceğinden bir haberdi. Meleğinin varlığı bile onu sakinleştirmeye yetmiyordu. Gözleri hala kapalıyken Tiffany'nin yatakta hareketlendiğini hissetti. Sözlerinden sonraysa gözlerini açtı, ama ona bakmıyordu. Kızın basit öpücüğünden sonra gözlerini yeniden kapattı. Şu an hareket etmemesi yanındaki melek için daha iyiydi. Ama elbette böylesi de hiç iyi değildi. Çünkü en ufak bir şey, bombayı patlatan pim etkisi yapabilirdi ki kızın yeniden konuşmaya başlaması ile kafasının içinde dün geceki olanlar belirdi. burnundan soluyarak aniden ayaklandığında kızı altına alarak bileklerinden yatağa sabitledi. Canını yakıyor olmasını ise umursamıyordu.
"Neden mi buradayım? Bana bunu gerçekten soruyor musun? Dün geceki zırvalıklarına yeterince iyi bir karşılık verdiğimi düşünmüştüm. Ama görüyorum ki onca kelimenin senin için hiç bir değer olmamış. Sana ödülüm olduğunu söylemiştim... Sorun hala geçerli ise cevap basit. Senin için buradayım, lanet olası..."
Bu konuşmadan sonra öfkeli gözleri ile bir süre kıza baktı. Ama sonra sanki buna değmezmiş gibi bir bakış atarak üzerinden kalktı. Kendini yana atarak gözlerini yeniden kapattı. Aldığı derin nefeslerin arasında sakinleşmeyi düşünüyordu. Ama bu imkansız, görünüyordu. | |
|
| |
Tiffany Nelson Cadı l Cafe Nova'nın Sahibi
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 03/06/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : Acemi Cadı
| Konu: Geri: Yeşil Şeytan C.tesi Tem. 20 2013, 01:12 | |
| Az önce olan her şey gözlerinin önünden an be an geçerken derin bir nefes aldı. Önce dün gece olanlar şimdide aşık olduğu adamın eski sevgilisinin zaten berbat başlayan bir günü daha da mahvetmesi tiffany’i oldukça yıpratmıştı. Gözlerini kapatıp düşündü. Acaba nerede yanlış yapmıştı da şuan bu durumdaydı? Elinden geldiğince iyi bir cadı olup herkese yardım etmişti. Birçok kez yanlış büyüyle her şeyi mahvettiğini bilmesine karşın bildiği bir şey daha vardı ki oda bu durumdan kötü etkilenen tek kişinin kendisi olduğuydu. Üstelik her şeyi normal haline çevirmenin bir yolunu her zaman bulmuştu. Uzun süre düşünmesine rağmen bir şey bulamayınca bundan vazgeçip gözlerini açtı. Yatakta yan dönerek biraz önce hayatını kurtaran adama bir süre baktı. Onu kurtarmak adına yaptığı şeyi hatırladıkçaysa hala canı acıyordu. Cadının lanet olası zevk çığlıkları kulaklarında yankılanırken zaten unutmak söz konusu bile olamazdı. Gücünün kendisine geri döndüğünü hissederken lanetin sonlarmış olmasına rağmen kendisini toparlamanın dakikalar alacağını biliyordu. Bu yüzden kalkma girişiminde bulunmadan tamamıyla kendisini iyi hissedeceği zamanı beklerken kalpsiz prensine teşekkür edip aklındaki soruları yöneltti. Kendini bir anda aşık olduğu adamın altında bileklerinden yatağa sabitlenmiş bir şekilde bulduğunda hissettiği acıyla dişlerini sıktı.
Yüzünü buruşturmamak için büyük bir savaş verirken gözlerinde gördüğü karanlık nefesini kesmişti. Düzensiz kalp atışları hissettiği korkuyla daha da hızlanırken şaşkınlık ve korkuyla büyümüş gözlerini onun gözlerine dikip söylediklerini dinlemeye başladı. Dün geceki diye başlayan cümlesinden sonra kendini tutamayarak ''Ne?'' diye sordu. Raven konuşmasını bitirip sen buna değmezsin bakışı atarak yatağa yeniden yattığında dolan gözlerine inat sinirle ''Bak dün gece ne olduğuyla ilgili en ufak bir fikrim yok tamam mı? Yani son hatırladığım senin beraber geçireceğimiz bir gece bahşetmen sonrası yok uyandığımda yanındaydım.'' Dedikten sonra yatakta doğrularak ''Ayrıca jezebel adlı cadıyla daha önce hiç karşılaşmadım. Yani kaçırılma nedenim tamamen onun sana olan takıntısından kaynaklanıyordu benim suçum değildi bu yüzden bana kızamazsın'' dedi. | |
|
| |
| Yeşil Şeytan | |
|