Lanet Peri

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Tegan adlı periyle geçirdiği özel saatlere karşın onun kolları arasında çektiği uyku iyi gelmişti. Tabi objektif olarak bakıldığında durum tam olarak böyle değildi. Anya her zamanki gibi eğlencenin dozunu kaçırmış, tadını beğendiği bu adamla oldukça uzun bir süre geçirdikten sonra ise onun kolunun üstünde uyuyakalmıştı. Gece hareketlerini kontrol edemediği için ona gereğinden fazla yaklaşmış olsa da sabah yine o bilindik umursamaz tavrıyla konuşmaya başlamıştı. O an önemsediği yegane şey patronların isimleriydi. Onları bulduğunda yapacağı şeyleri düşünüp silahlarıyla daha bir yakından ilgilenirken bir kulağı peride olsa da dikkatli değildi. Dalgınlıkla alışık olduğu işi yaparken kalbinin üzerinde hissettiği keskin acıyla çığlık attı. Elinden silahını düşürmüştü. Bedeninde hissetmeye başladığı anormallikle sendeledi. Dengesini koruyabilmek adına en yakınındaki duvara yaslandı. Neler olduğunu çözmeye uğraşırken derin birkaç nefes aldı.

O kendine gelemeden bedeni tegan’ın bedenine yaslanmış ve dudakları sömürülmeye başlamıştı. Kendini tutamayıp ona karşılık vermeye başladığında perinin geriye çekilip söyledikleri kanını kaynattı. İçinde öfke ve nefret tohumları hızla filizlenirken ''Ben kimseye ait değilim'' diye bağırdı. O sırada mekan değişmiş kendini tanımadığı bir evde bulmuştu. Sinirle dişlerini sıkıp onun elinden kurtulmak için bir büyü denedi. Başaramadığında daha da kızarak bıçaklarından birini kapıp onu duvara sertçe dayayarak ''Bana ne gibi bir büyü yaptıysan hemen kaldır yoksa kötü olur '' dedi.

Peri kızları ile ilgili takıntısı geçen her saniye daha da katlanıyordu. Artık öyle bir hale gelmişti ki bir kızı zorla ya da güzellikle kendine ait kılacaktı. Anya'nın karşısına çıkışı ise tamamen şanstı, gerçi bedenine acı verdiği kısımlar şansı cezaya çevirse de istediğini elde edecek olmanın bilincinde kendini iyi hissediyordu. Peri kızının düşen gardı ile birlikte yaptığı acımasızca büyü ona istediği şeyi verdi, peri kızının kendisini... Dudaklarına kapadığında peri kızının ona karşılık vermesi öpücüğün süresini uzatırken geri çekildiğinde söylediği bir kaç kelimenin ardından onu malikaneye götürdü. Peri kızının itiraz sözü ile sinsice gülümserken başarısız büyü girişimi yüzündeki şeytani ifadeyi daha da derinleştirdi. Asi kız yüzünden kendini duvara dayalı bir halde bulduğunda onun gözlerine baktı. Sonrada tatlı bedenine... Peri kızının bu halleri ciddi anlamda onu tahrik ediyordu. Tüm gece acı çeken kasıklarının arasında erkekliği bir şeyler yapması için neredeyse yalvarıyordu. Bunu daha fazla görmezden gelemeyeceği için peri kızı ile yerlerini değiştirip onu duvara dayadı.

"Beni korkutmuyorsun bebeğim... Barda işkencene yeterince katlandım... Ayrıca alış çünkü artık benimsin..."

Konuşmasın bitirdiği anda kızın dudaklarına kapandı. Elleri ise kıyafetlerini çoktan parçalamaya başlamıştı. Gereksiz silahlar bir büyü kelimesi ile yok olurken başka bir büyü ile kıyafetlerinden kurtuldu. Kıza baştan çıkartıp delirtmeye vakti olmadığı için sertçe içine yerleşti. Bu büyük ihtimalle kızın canını yakmıştı, ama bu umursamadığı bir şeydi. Hızlı giriş çıkışlarının arasında kızın göğüslerini sıkmaya başladı. Sert dokunuşları ile bir süre daha devam edip, içinden çıkıp onu yatağına attı. İçine tekrar girip hareketlerini hızlandırdığında sonunda tatmin dolu bir rahatlama tüm bedenini sardı. Buna rağmen kızın ne içinden çıktı ne de kendini kenara attı.

"Buna sonsuza dek devam edebilirim... Güzelim... Çok tatlısın...."

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Beyninde dönüp duran karmaşanın etkisinden tegan adlı lanet peri kendisini duvara yasladığında kurtuldu. Gözlerinde kolayca görülebilen öfke ve nefretle ona baktı. Söylediklerinden sonra alayla gülümseyerek ''Öncelikle şunu kafana sok ben senin değilim… ve işkence mi? Ah bana bıçaklar ve silahlarla birlikte iki saat ver bende asıl işkenceyle tanışmanı sağlıyım. Bardaki yalnızca eğlenceydi'' dedi. Yeni bir cümle için ağzını açmış onu itmeye hazırlanırken dudaklarını örten dudaklarla donmuştu. Kıyafetleri parçalara ayrılırken bu durumdan kurtulmak için birkaç büyü yaptı. Sonuç ise koca bir hiçti. Hiçbir şey olmamıştı. Biraz afallayarak silahlarına yöneldiğinde onlarda kayboldu. Onu iterek kendinden uzaklaştırmaya karar verdiği esnada sertçe içinde hissettiğinde acıyla çığlık atmak isteğini dudaklarını öfkeyle ısırarak son anda engelledi yine de dudakları arasından firar eden acı dolu ufak bir sese engel olamamıştı.

Tegan içinde hareket etmeye başladıktan çok kısa bir süre sonra ağzına yayılan metalik tatla gözlerini kapadı. Ağzına yavaşça dolan kan yüzünden dişlerini gevşetmeyi bir an olsun düşünmeyerek tecavüze uğramışlık hissinin getirdiği duyguları bastırmaya çalıştı. Yatağa atıldıktan sonra ise göz yaşı denen o aptal şeyler gözlerini doldururken ağlamamayı başarmıştı. Üzerindeki peri işini bitirdikten sonra derin bir nefes alıp öfkesini ön plana çıkarmak için uğraştı. Bunu yapabilmesi birkaç saniyesini aldı.

Duyduklarıyla birlikte gözlerini aralayıp onu tüm gücüyle itip kendinden biraz uzaklaştırmayı başardığında sert bir tokat attı. Daha fazlasını yapmak istiyor olsa da bedeni şuan için yeterli enerjiye sahip değildi. Gözlerini onun gözlerine dikerek '' Bende seni sürekli tokatlayabilirim. Aslında daha fazlasını yapabilir, öldürebilirim lanet olası…'' dedikten sonra derin bir nefes alarak ''Senden nefret ediyorum ve seni kesinlikle ama kesinlikle istemiyorum… Git kendine seni isteyen bir esir bul'' diye bağırdı.

Anya, sahip olmak istediği peri kızı için oldukça uygun görünüyordu. Aklını başından alan Fia gibi o da asiydi. Ama elbette ondan farkı onun eğitimine ihtiyacı olmamıştı. Üstelik onda her hangi bir çocuklukta görmemişti. Ama sorun bu değildi, zaten... O peri kızının aynısını bulmak zorunda da değildi. Anya da işini görürdü, asi ve oldukça seksi... Eve vardığında vakit kaybeden içine girmişti. Aciliyeti canını fazlasıyla yakıyordu. Bu yüzden peri kızının canının yanmasını umursamadan duvarda bir süre tadını çıkardı. İşine yatakta devam ederken hala delice bir tutkunun içindeydi. Tatmin olsa bile kızın içinden çıkmamıştı... İçinde olmaktan oldukça memnun bir şekilde konuşurken peri kızına baktı. Onun itişi ile biraz gerilemiş olsa da hala içinden çıkmamıştı. Yüzüne yediği sert tokattan sonra histerik bir kahkaha attı. Bir psikopat gibi... Kızın sözlerini duyduğunda ise yeni bir kahkaha attı. Bu daha acımasız ve daha şeytaniceydi. Yeni bir harekete maruz kalmamak için kızı bir büyü yatağa el ve ayaklarından bağladı.

"Sana beni sevmeni söyleyen yok, Anya... Artık benimsin ve bu konu tartışmaya açık değil... Ya iyi geçinir ya da yaramazlık yapmaya devam edersin... Benim tercihim yaramazlıktan yana bu sayede seninle daha farklı şekilde ilgilenebilirim..."

Sözlerinin ardından kızın üzerinden kalktı. Kızı çıplak bir şekilde yatakta bırakıp banyoya giderek kısa bir duş aldı. Altına sadece şort giydi. Islattığı ve duş jeli ile köpürttüğü lif ile kızın bedenini güzelce sildi. Bundan garip bir haz alırken başka bir lifle kızı durulayıp, yatağa oturdu.

"Bir ziyafetten farksız görünüyorsun, Anya... Tadına baksam iyi olacak..."

Kızın göğüslerine dudaklarını değdirdiğinde eli kadınlığına kaydı. Onu okşuyor, deli ediyor ve aynı anda dişleriyle dolgun göğüslerine işkence ediyordu. Anya, ne derse desin... Bedeni ona karşı duyarlıydı, parmaklarına bulaşan ıslaklık artarken göğüslerini sırayla emmeye başladı. Tadı hoşuna gitmişti. Aşağıya bacak arasına kayarken kadınlığını emmeye başladı. Peri kızının bedenini deli ederken kendi de oldukça baştan çıkıyordu. Dudaklarını özel yeden çekip ilgisine parmakları ile devam ederken bedeninin kalan her bir santimi öpmeye başladı. Kızın üstüne uzanıp dudaklarını boynuna kaydırdığında boynunu emmeye başladı. Bir eli dolgunlukla oynuyor, diğer eli hala kadınlığı ile uğraşıyordu. Kızın teni dudak ve dişlerinin baskısı ile acıdan morarırken dişlerinden vazgeçip dudakları ile emmeye başladı. Sızını alırken kızın bedenini uyarmaya devam ediyordu.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Birçok kez ölümden dönmüş, işkence görmüş ve aklına gelemeyecek kadar sayısız kez bir kısır döngünün içinde bulmuştu kendini ama hiçbirinde bu kadar acınası ve çaresiz hissetmemişti. Birkaç dakika önce yaşadığı tecavüz aklına geldikçe gardını anlıkta olsa indirdiği için kendine lanetler okuyor, üzerindeki periyi öldürme isteği ile eşit oranda ona olan nefreti de artıyordu. Hissetmekten hoşlanmadığı berbat duygular göz yaşlarını akıtmak için uğraşırken anya tüm gücüyle periyi itip yüzüne güçlü bir tokat savurduktan sonra onu bırakması için birkaç cümle kurmuştu. Duyduğu cevaplar ise isyan ettiren cinstendi. Hayır,hayır, hayır… Onun değildi kabul etmiyordu ve bu durumu kabullenip tegan denen bu pislikle iyi geçinmek gibi bir niyeti de yoktu. Eline geçirdiği ilk fırsatta onu öldürecekti. Hissetmesine neden olduğu şeyler için yavaşça, acı çekerek ölecekti. Dişlerini tüm gücüyle sıkıp inatla ''Değilim… Lanet olası değilim. Bunun hesabını vereceksin… '' derken gözleri tehlike saçıyordu.

Perinin bunu umursamadan kalkıp gitmesinin ardından derin nefeslerle kendini sakinleştirmeye çalışarak işe yaramayacağını düşünmesine rağmen aklına gelen güçlü büyülerin birkaçını deneyip bulunduğu durumdan kurtulmayı denemiş fakat ne yazık ki başaramamıştı. Adi herif içeri girip lifle kendisini temizlemeye başladığında ettiği itiraz cümleleri duymazdan gelindiğinden bir süre sonra oflayarak sustu.

Söyledikleri karşısında alayla gülümseyerek ''Ziyafet öyle mi? Emin ol zehirli bir şölen de olabiliyorum ve sen bunu ilk fırsatta göreceksin'' dedi. Bileklerindeki ipleri oynatmaya çalışırken onun dokunuşlarını bedeninde hissetmeye başlamıştı. Dokunuşları baştan rahatsız etmiş ama sonra bedeninin uyarılmasını sağlamıştı. Bu duruma sinir oldu. Lanet peri birini nasıl çileden çıkaracağını iyi biliyordu. Gözlerini kapayıp direnmeye çalışmış fakat kadınlığında onun dudaklarını hissettiğinde zorlukla zapt etmeyi başarabildiği inlemeler anya hiç istemese de dudaklarından dökülmeye başlamıştı. Bir süre sonra boynunda hissettiği sızıyla acıyla inlerken bedeni dayanamayacak raddeye hızlı adımlarla yaklaşıyordu. Nefes nefese bir halde ''Kes şunu '' dedi. Bu sözcüğü elinden geldiğinden sinirli söylemeye çalışsa da başaramamıştı. Ses tonunda sinirden çok arzu vardı.

Konu: Geri: Lanet Peri Paz Mart 02 2014, 15:06

Sonunda istediği şey ellerinin arasındaydı. Anya, harika bedeni ile ona aitti. Gerçi kız oldukça asiydi ve bu iş zorla olmuştu. Ama umurunda değildi. Kızın tadı her şeyi gölgelemesini sağlıyordu. Eve gelir gelmez ona sahip olduğu için artık onunla oynayabilirdi. Kızın itirazlarına aldırmadan yatağa bağladığında sessizce yanından ayrıldı. Barda olanlardan sonra temizlenmeye ihtiyacı vardı ve elbette kızın da... Aslında banyoyu beraber paylaşmalarını tercih ederdi ama asi güzelin buna izin vereceğini sanmıyordu. Üstelik bu şekilde devam ederse onun canını da yakması olasıydı. Ama o, özellikle şu an can yakmak istemiyordu. İstediği tek şey ona ait olan bir peri kızıyla zevk almaktı ve Anya kesinlikle istediği şeyi ona verecekti. Kızı lifle temizlerken vücut hatları ağzını sulandırmaya yetmişti. O saniyeden itibaren söylediği bir iki cümle ile onun tadına bakmaya başladı. Anya ise asiliği ile ona laf söylerken kısa bir süre dudaklarını göğüslerinden uzaklaştırdı.

"O şöleni sabırsızlıkla bekliyorum, güzelim...Ama şimdi sadece tadını çıkarmak istiyorum, öyle güzelsin ki..."

Dudakları yeniden tene değerken işine geri döndü. Anya'ı böylesine tatmak içinde garip şeylerin oluşmasını sağlıyordu. Kızın kendini sıktığını fark ettiğinde ellerini devreye soktu. Her yerinde ellerini gezdiriyor ve dili ile yalıyordu. Hafifçe gevşeyen bedeni ile eli kadınlığına ilerledi, eline bulaşan ıslaklıkla kızın kokusu daha da keskinleşmişti. Anya harikaydı, mükemmel ve her şeyi ile onun... Peri kızı bu şeyin kendisi için ne kadar önemli olduğunu farkında mıydı? Sanmıyordu. Kızın boynunu sertçe ısırdığında kızın canının acısını dili ile telafi etmeye çalıştı. Sonra yavaşça aşağı inerek bacaklarının arasına başını gömdü. Baştan çıkarıcı kokunun kaynağı dudaklarının altındaydı. Onu zevkle öpüp, emerken Anya'nın inlemeleri çığlıklara karıştı. Kızı ağzı ile tatmin ederken kendini daha fazla görmezden gelemedi. Yukarı doğru çıkıp onun yüzüne baktı. görüntüsü hoşuna giderken dudaklarına kapandığında sertçe içine yerleşti. Ama aynı sertlik hareketlerinde devam etmedi. Yavaş yavaş ileri geri yaparken onu sınıra taşıdı. Ağzı göğüslerinden birini emerken diğer göğsünü sertçe okşadı. Tutturduğu ritm Anya, çığlıklar içinde bir kez daha tatmin olana dek sürdü.O ise henüz rahatlamadığı için ritmine devam etti. Kızı yeniden sabırla bir sonraki sınırına taşıyordu. Anya'nın yeni bir tatmin çığlığını gözlerinin içine bakarak izlerken bir büyü ile kızı çözdü. Onun da dahil olmasını istiyordu. Ritme kesintisiz devam ederken gözlerinin içine baktı.

"İçinde olmanın zevki harika bebeğim..."

Söylediği tek cümlenin ardından elleri ve dudakları yine işine döndü. Ama bu kez sınıra biraz daha çabuk gelmesini sağlamak için hareketini hızlandırdı.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Perinin söylediği bütün sözler sinirini katlayıp içinde olan nefreti büyütüyordu. Şimdiye kadar değer verdiği, savaştığı her şeyin bir anda elleri arasından kayıp gittiğini hissediyordu ve bu berbat bir şeydi. Özgürlüğü… Uğruna canını vermeye hazır olduğu yegane şey artık yoktu. Onu tamamıyla kaybetmiş olduğunu kabul etmek istemediği için bu durumdan kurtulmanın bir yolu olduğuna inanıyordu. Tegan adlı adi periyi kendi elleriyle öldürmek istiyor oluşu inlemelerini bastırmaya yardımcı olmuyordu. Kendini kasmaya çok uğraşmasına rağmen kahrolası peri birini baştan çıkartmayı o kadar iyi biliyordu ki karşı koymak imkansızlaşıyordu. Kadınlığındaki dokunuşlar yerini dudaklara bıraktıktan kısa bir süre sonra inlemeleri çığlıklara dönüşmüş ve kısa bir sürede zevkin doruklarına ulaşıp o muhteşem anı yaşayarak tatmin olmuştu. Bu bedenini rahatlatırken gölgelenmiş mantığının sesini de gün yüzüne çıkartmaya başlamışken tutkunun tam olarak kaybolmasına izin vermeden dudaklarına kapanınca itiraz etmeye fırsatı bile olmadan ona karşılık vermeye başlamıştı.

Onu içinde sertçe hissettikten sonra olan yavaş hareketlerse bir işkenceden farksızdı. Birkaç kez daha tatmin olduktan sonra bedeni yorgunluktan kıvranmaya başlamıştı ama yine de karşısındaki periye muhtaç bir haldeydi. Bağlar çözüldükten sonra mantığını yitirip bedeninin ihtiyaçlarına göre hareket ettiği için onun üzerine çıktı. Vücuduna öpücükler kondurarak ,ellerini teninde gezdirip kalçalarını oynatırken ara ara bazen tatlı bazen can yakıcı şekilde ısırıyordu. Sonunda o an gelip ikisi de tatmin olduğundan yorgunluktan parmağını kıpırdatacak hali olmasa da kendini yana, yatağın boş kısmına attı. Gözleri anında kapanmak için harekete geçerken ''Adi peri… '' diyerek söz başlamıştı ki yorgunluktan sızıp kaldı.

Konu: Geri: Lanet Peri Perş. Mart 13 2014, 14:31

Kendi bedeni tatmin olduğu için kendini uzun süre tutabilirdi. Bunun en iyi yanı ise peri kızı ile istediği kadar oynayabilecek olmasıydı. Elbette oyunları çocuk oyunları değildi. Anya'a zevkle işkence edecekti ve bundan alacağı hazzı düşündükçe memnun oluyordu. Dudakları teninde gezinirken aldığı tat kesinlikle mükemmeldi. Geçen her saniye doğru kararını verdiğini bir kez daha görmek hoşuna gidiyordu. Anya, kendini sıksa da bedeni ona ihanet ediyordu. Onu ağzı ile bir çok kez tatmin etmişti ve şimdi kızın cennetinde olma vaktiydi. İçine girdikten sonra bile boşalmayı düşünmemişti. Tamamen kıza zevk vermek onun bedeninin hazla kavrulmasını izlemek istiyordu. Her hareketinde onun gözlerinin içine bakıyor, bedeninin asıl istediği şeyi anlamaya çalışıyordu. Bedenini ona göre hareket ettirirken Anya'nın kendinden geçmiş halini izlemek ona garip bir his yaşatıyordu. Elleri bedeninde hala gezinirken kızı çözdü, olaya dahil olmasını istiyordu. Ama tersi olur onu iterse de geri adım atacak hali yoktu. Zevkli saatler devam edecekti o katılsa da katılmasa da... Ama Anya kafasının içindeki sorulara hareketleri ile cevap vermişti. Yerleri değiştiğinde onun diri göğüslerini avuçlarken kontrolü ona verdi. Bu da bedenini kasma işini bırakması gerektiğini gösteriyordu. Kızın hareketleri yüzünden dudaklarından dökülen hırlamalarla tatmin oldu, peri kızı ile birlikte... Kız yorgun argın kendini kenara atarken neredeyse sızmak üzereydi. Hayır şimdi uyumak istemiyordu. Bu harika yaratıkla henüz işi bitmemişti.

Kızı bedeninin altında sıkıştırarak dudaklarına kapanıp uzun ve tutkulu bir öpücük verdi. Bu uykusunun biraz dağılmasına neden olmuşken konuşmaya başladı.

"Tek kelime ile mükemmelsin Anya... Henüz uyumak değil, seninle oyuna devam etmek istiyordum... Aslında şu an niyetim seks değil sadece seni sevmek istiyorum..."

Kendi yorgun bedenini hiçe sayarak kızın çıplak bedeninin her bir noktasında dudaklarını gezdirdi. Tadı başını döndürüyordu..."

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Ellerinin serbest kaldığı o an… Beklediği fırsatın eline geçtiği zamanlardan biriydi ama kahrolası peri bedenini o kadar baştan çıkarmıştı ki ona saldırmak yerine tüm benliğiyle onunla birlikte olmak, zevk almak derdindeydi. Mantıklı düşünemiyor, hareketlerini kontrol edemiyordu. Vücudunu arzu değil de gerçek düşünceleri yönetiyor olsaydı çoktan onun boğazına yapışmış olurdu peki o ne yapıyordu. Tegan denen aşağılık herifin teninde dudaklarını gezdirip onu baştan çıkartarak kendini kaybetmesini sağlıyordu. İstediği şeye ulaştıktan sonra kendine bunun için ayrıca kızacağını biliyordu nitekim tamda öyle olmuştu. Bedeni tatmin olup rahatladığında onun üzerine değil boş yatağa atmıştı kendini yorgunluktan ölüyor olmasına rağmen hala direniyordu. Ona ağzına geleni saymak istemişti fakat kendini toparlamaya çalışan bedeni buna izin vermemişti. Gözleri kapanıp uykuya dalmak için derin bir nefes almışken üzerinde hissettiği ağırlık ile rahatsızca kıpırdadı. Dudaklarına kapanan dudaklarla iç çekti. Onu kendinden uzaklaştıracak gücü olmadığı için öpücüğe karşılık vermemek için bir süre direnmişti.

Direnci kırıldığında gözlerini araladı. Öpücükte tam o ara sonlanmıştı. Duydukları şok olmasını sağlarken gözlerini gözlerine dikerek '' Ben ikisini de istemiyorum… Mümkünse uzak dur benden pislik herif'' diyerek konuşmaya mecali olmasa da tepkisini gösterdi. Seks dışında sevilmek daha önce başına gelmemiş bir şeydi. Bunu istediğini de düşünmüyordu. Bedenine kondurulan öpücüklerle derin bir nefes aldı. Onun kokusu ciğerlerine dolarken düşünceleri dağılmıştı. Tenine değen dudaklar daha öncekilerden farklı geldiğinden rahatsızlık duyarak '' Şu saçma şeyi keser misin?'' diye sordu.

Konu: Geri: Lanet Peri C.tesi Mart 15 2014, 18:36

Kendini görmezden gelerek sadece Anya'a zevk verme işine devam ediyordu. Ama o sırada erkekliği ihmal edildiği için hiç de rahat değildi. İçine girdikten sonra biraz rahatlasa da henüz tatmin olmamıştı. Kızın da oyunun içinde olmasını istiyordu, bu yüzden ellerini çözdü. Yaşananlar ise düşündüklerinin bile ötesindeydi. Anya'nın hareketleri ile çok çabuk sınıra ulaştı. Yorgun bedenine uyarak uyumak elbette en mantıklı seçenekti. Ama o uyumak istemiyordu. Peri kızı bedenindeki işaret yüzünden köle gibi görünüyor olabilirdi. İşin aslı ise bu değildi. Sadece kaçmasını engellemişti, yaşayacaklarının ise tek gecelik zevk turundan farklı olmasını istiyordu. Anya, onun için özeldi. Her ne kadar öyle göstermiyor olsa bile... Bu yüzden ateşli geçen dakikaların ardından hiç bilmediği bir duyguyu denemek istedi, sevgi... Hayatı boyunca bu duygunun ona gösterildiğine tanık olmamıştı. Zaten hayatında özel olan hiç bir şey de yoktu. İşleri ve tek gecelik çıtırlar... Hayatını bir anda değiştirmesinin nedeni ise Fia'dı ve elbette Jared. Fia onu tadı ile etkilerken Jared, Fia'a duyduğu aşkla onu etkilemişti. Kalpsiz bir katilin bile aşık olabileceğini göstermişti. O da böyle bir şey istiyordu ama şimdilik elde edebildiği tek şeye zorla sahip olmuştu. Bunları düşünmeden kızı sevmeye başladı. Teni öylesine güzel ve sıcaktı ki bencil duygularını ortaya çıkarıyordu. Anya'ı sadece kendine istiyordu, aksinin olmasına izin vermemek istiyordu. Kızın öpücük sonrası sözleri yüzünde yarım bir gülümseme oluşturdu.

"Bense seni sevmek istiyorum, Anya. Öyle güzelsin ki ayrıca senden uzak kalmak işte bu imkansız..."

Bir büyü ile kıza bir gecelik kendine de bir şort giydirdi. Kızı baştan çıkarıp başka bir ateşli dakika istemiyordu, sadece sevgi. Ellerini kızın teninde gezdirdi. Yumuşak, ipek gibi teni öylesine güzeldi ki bir nevi ona masaj yapıyordu. Kızın kes demesini duymazdan gelerek işine devam etti. Bir süre sonra ellerinin yerini dudakları aldı. Geceliğin çıplak bıraktığı her bir santimini öptükten sonra yukarı çıkarak kızı yeniden kolları arasına aldı. Bedenleri arasında hiç bir mesafe kalmayacak şekilde ona sarıldıktan sonra saçlarını okşamaya başladı. Kendinin bile bilmediği bir şefkatle..."

"Seni sevmek çok güzel sanırım buna alışabilirim..."

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Sevmek, sevilmek… Bu iki kelime anya’ya çok uzaktı. İkisini de daha önce hiç yaşamadığı için anlamını tam olarak bilmezdi ya da insanın hayatında ne anlam ifade ettiğini… Bir çok kez acabalar ve belkiler aklını meşgul etse de öğrenmek için hiçbir girişimde bulunmamıştı. Şimdi ise sürekli olarak kaçtığı şeylerden birini değil birkaçını yapmıştı ama hiç kuşkusuz en garibi birinin onu sevmesiydi. Üzerinde gecelik varken bedeninde hissettiği art niyetsiz dokunuşlara kesinlikle alışkın değildi. Kabul etmeyi reddediyor olmasına rağmen hoşuna gidiyordu. Bedenine yapılan bu garip şey onu baştan çıkarmaktan oldukça uzak bir şekilde rahatlatırken kaşları çatıldı. Bu gerçekten hoşuna gidiyor olamazdı. Yani bu… bu kaçtığı her şeydi.

Buna normal şartlarda asla izin vermezdi ama tegan itirazlarını büyük bir ustalıkla görmezden gelip yapmak istediğini yapma konusunda oldukça iyiydi. Peri kendisine sarıldığında şaşırmıştı. Onu asıl şok eden şeyse onun saçlarını okşamaya başlamasıydı. Kekeleyerek ''Na-napıyorsun? '' diye sordu. O bir köleydi onun değer verdiği biri değil buna karşılık böyle bir ilgi tuhafına gitmişti. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Bir köleyi sevmeye alışmak... Neden? '' diye sordu. Onu anlamıyordu.

Gerçekten… Hiç tanımadığı, onu tehdit edip özgürlüğü için neredeyse öldürecek olan birine, bir köleye neden böyle davranıyordu. İç çekti o gerçekten son derece tuhaf biriydi. Bunu düşünürken başına giren ağrıyla yüzünü buruşturdu. Bir elini farkında olmadan onun göğsüne koyarken diğer elini başına götürüp ''Lanet olsun '' diye mırıldandı.

Konu: Geri: Lanet Peri C.tesi Mart 22 2014, 21:32

Farklı şeyler yaşama fikri bir anda cazip gelmişti. Anya ile karşılaştıkları andan beri aralarında yaşananlar sadece ateşli seksi içermişti. Şimdi ise bilmediği bir duyguyu test ediyordu. İçinde olmayan art niyeti göstermek adına onu giydirmişti ve elbette kendisini de... Elinin altındaki yumuşak ten öylesine güzeldi ki, elleri sanki ondan bağımsız hareket ediyor gibiydi. Kızın teni onu çeken şeydi, bu ne kadar da garipti. Bir barda seksi bir hatunun kendine çekmesi gibi bir şey değildi bu. Sonu ucuz bir otel odasında bitecek bir şey de değildi, çok çok başka bir şeydi. Anya'nın bu durumdan rahatsız olduğunu hissettiğin de bile buna devam etti, bedeni ise gevşemeye başlamıştı. Ona sıkıca sarıldığında kızın sözlerine hiç bir cevap vermedi, sadece o an için içinden geleni dile getirmişti. Saçlarını okşamayı bir an bile kesmeden masum bir öpücük kondurdu. Bu kez duyduklarını yanıtsız bırakmayacaktı.

"Köle olduğunu söyledim, Anya gerçek bu... Ama diğer yandan bu seni sevmeme engel de değil... Benim için önemlisin"

Konuşmasının ardından bir anlığına düşündü. Onu sevmeye başlaması gerçekten doğru muydu? Evet kendine bir peri kızı istiyordu ama bunun yanında evet sevgi de istiyordu. Anya ise zoraki durumu nedeniyle bunu ona veremezdi. Ama yine de içindeki bencilce istek ona özgürlüğünü vermesini de reddediyordu. Onu yanında istiyordu, daima... Kızın eli göğsüne konduğunda yüzünde bir gülümseme oluştu. Bir sorunu olduğunu ise dudaklarından çıkan kelimelerden anladı. Anya, boşta kalan eli ile başını ovmaya başlamıştı. Anlaşılan başı ağrıyordu, belki yorgunluktan belki de açlıktan... Yemek... Evet bu tamamen aklından çıkmıştı. Ama öncesinde başka bir şey yapmak istedi. Hareketlenerek yatakta oturur pozisyona geçti. Sırtını yatak başına dayadıktan sonra Anya'nın başını bacağına koydu ve başını hafifçe ovmaya başladı.

"Baş ağrın birazdan geçer, değerlim..."

Mırıldandığı bir kaç büyü ile birlikte kızın başını ovmaya devam etti. Elleri tenine değerken ağrıyı ondan uzaklaştırıyordu. Baş ağrısının tamamen geçmesi ile başka bir büyü mırıldandı. Bir masa da iki kişilik bir yemek oluşturdu.

"Baş ağrında geçtiğine göre bir şeyler yesek iyi olacak..."

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Kölelik… Asla başına gelmemesi için hayatını verebileceği şeydi fakat ne yazık ki şuan olduğu şey tam olarak buydu. Tegan denen adi herifte cümleleriyle bunu onaylamıştı ama hala anlayamadığı şeyler vardı. Söyledikleri ve yaptıkları birbirini tutmuyordu. Üzerine basa basa efendisi olduğunu gözüne sokmak için artık ona ait olduğunu söylüyor aynı zamanda da sanki değer veriyormuş gibi okşayıp seviyordu. Üstelik benim için önemlisin demişti. Bu hayatında duyduğu en mantıksız şeydi herhalde yani hadi ama kim hiç tanımadığı, kölesi yaptığı birini önemserdi? Cevap hiç kimseydi. Hiç kimse önemsemezdi. Derin bir nefes aldı. Ciğerlerine onun kokusu dolarken ilk kez yaşadığı sevilme duygusu aklını kurcalamaya yetmişti. Tuhaf hissettirmişti, rahatsız edici olduğu kadar insanın içine işleyip rahatlık ve daha önce hiç tatmadığı garip bir duygu veriyordu. Bu durumdan hoşlanmamıştı. Onu gittikçe boğan düşünceleri arasında başına saplanan korkunç ağrı esnasında ise çok fazla düşünmeden, nedenini sorgulamadan bir elini onun göğsüne koymuştu.

Tamamıyla kendi derdiyle boğuşurken durumlarının dışarıdan ona alışmaya başlamış biri gibi göründüğünü düşünme gafletinde bulunmadı. Peri onun başını bacağına koyduğu esnada şaşkınlıkla ona baktı. Başında hissettiği ellerse şok olmasını sağlamıştı. O kendisine masaj mı yapıyordu yani? Sırf anya’nın baş ağrısı geçsin diye. Eller baş ağrısını yavaş yavaş geçirirken iç çekti.

Dudaklarından çıkan memnun mırıltıyı dehşetle fark etmişti ama o an buna değil perinin söylediklerine takıldı. '' De değerlim mi?'' diye sordu. Olayın şokunu atlatması biraz zaman almıştı. Duyduğu son sözlerle kendine gelmeyi başararak '' Birlikte bir şeyler yemek mi? Tabi neden olmasın ondan sonrada birlikte çay içer sohbet ederiz… Beni zorla köle yaptığını bir kenara bırakıp dostça davranmak mı asla anladın mı asla! Senle birlikte yemek yemeyeceğim. ''diyerek onun dizinden hızla kalktı.

Konu: Geri: Lanet Peri Ptsi Mart 24 2014, 21:06

Hayatında art niyetsiz olarak hiç bir dişiye dokunmamıştı. Belki, belki Fia diyordu. Çünkü ona eğitim verirken bir şekilde tenlerinin birbirine teması söz konusuydu. Ama onu son gördüğünde olanlardan sonra onu bu kategoriden çıkarmak zorunda kalmıştı. O anı hatırladığında öfkesi geri geldi. Bunu nasıl yapabilmişti? Gerçekten bilmiyordu. Yaptığı adiliğin herhangi bir açıklaması yoktu. Derin bir nefes aldı, Anya’nın tatlı kokusu onu kendi düşüncelerinden uzaklaştırıyordu. Ellerinin ucundaki yumuşak ten de aynı etkiyi yapıyordu. İçindeki öfkeye rağmen kendi hareketleri ona karşı hiç değişmemişti. Hatta başının ağrıdığını hissettiğinde onun başını ovmaya başlamıştı. Bunun anlamı neydi? Kıza köle olduğunu söylerken diğer yandan rahat etmesine özen gösteriyordu. Belki de sevgi denen şeyi ondan bu şekilde almayı hedefliyordu, bilmiyordu... Çünkü hareketleri pek de mantıklı kararlar sayılmazdı. Kıza değerli olduğunu söylediğinde kekelemesi yüzünde bir gülümseme oluşturdu. Evet işte bu gerçekten garipti, bu kadar sık gülümsemek... Ona göre değildi. Kızı kendi şoku ile baş başa bırakıp bir büyü mırıldandı, ikisi için yemek masası oluşturduğunda sözleri yemek saatinin geldiğini vurguluyordu. Anya ise yeniden asi kişiliğine dönmüş ve ona bağırmayı tercih etmişti. Derin bir nefes alarak peri kızına baktı. Aslında ona hak verebilirdi. Sonuçta sizi kölesi yapan biri ile oturup bir şeyler yemek kabul ediyordu ki tuhaftı. Ama peri kızı kendi içindeki savaşı bilse belki bu durumda biraz daha hoşgörülü olabilirdi. Yine de kendi düşünceleri bir kenara bırakıp asi güzeline bir şeyler yedirmeyi kafasına koydu. Ayağa kalkıp onu kucakladığı gibi sandalyelerden birine oturttu. Tam yanına bir sandalye çekerek kendine yerleşti.

“Kara mizahını bir yana bırakırsak Anya, yemek yemek zorundasın... Ama tabi yemek istemezsen ben seni beslerim... Birini sevmenin yanında bu da hiç yapmadığım bir şey, bir kızı ellerim ile beslemek..."

Kızın bacaklarını, bacakları ile kıskaca aldığı için kız kalkamıyordu. Bunun yanında eline bir çatal alarak güzel görünen yemekten biraz aldı. Yanındaki asi güzelin dudaklarına yanaştırıp sessizce bekledi ve sonunda...

“Hadi ağzını aç, hazinem.... Yoksa onuda mı benim yapma mı tercih edersin?...”

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Yaşadığı olaylar karşısında ne yapacağını, nasıl tepki vereceğini şaşırmış durumdaydı. Art niyetsiz dokunuşlar aklını karıştırmaya yetmişken duyduğu o kelime tüm beyni fonksiyonlarının durmasını sağlamıştı. Değerlim… Ona böyle hitap etmişti. Hayatına girmiş hiç kimse ona böyle hitap etmemişti. Etseydi bile tersleyeceğini düşünüyordu fakat kendini garip hissetmesini engelleyemiyordu. İçinde bulundukları durum şuan kendisine o kadar ters geliyordu ki… Kölelikle uzaktan yakından alakası yoktu tegan’ın davranışlarının öyle ki sanki sevgilisiyle ilgileniyor gibi özenle onunla uğraşıyordu ve bu anya’nın algılarını ters düz ediyordu. Derin bir nefes alıp kaşlarını inatla çattı. Aklı karmakarışık olsada hala net olan bazı şeyler ne kadar aç olursa olsun yemek teklifini geri çevirmesini sağladıktan sonra oluşan sessizlikte iç çekti. Sahi en son ne zaman doğru düzgün yemek yemişti? İki gün önce mi? Daha mı fazla? O bunları düşünürken bedeninde hissettiği ellerle irkilerek kendine geldi. Saniyeler içinde kendini tegan’nın kucağında bulmuştu. Ufak bir çığlık istemsizce dudaklarından dökülürken sinirle ''Ya ne yapıyorsun? İndir beni yere… ''diye isyan ederken sandalyeye oturtulunca oflayarak periye baktı.

Duyduğu sözlere inatla ''Yemek zorunda değilim. Açlıktan ölsem de yemeyeceğim '' dedi. Kalkmak için bir süre uğraşıp beceremeyince duyduğu son sözlerle iç çekip ''Pes etmeyeceksin değil mi? '' diyerek ağzını açtı. İlk yudumunu çiğneyip yuttuktan sonra ''Beni burada tutmakla hayatının hatasını yapıyorsun… Peşimdeki periler beni aramaktan vazgeçmeyecektir. Barda öldürdüklerimizden çok daha fazlası var ve beni arıyorlar. Beni yanında tutmakta ısrar ettiğin için onların hedef listesine sende ekleneceksin. Bir köle için hayatını tehlikeye atmaya değer mi? '' diye sordu.

Anya'nın itirazlarını asla önemsemiyordu. Üstelik yemek gibi bir konu önemliydi, ona bir şey olmasını istemezdi. Çünkü ona söylediği şey gerçekti, Anya kendisi kabul etmese de hatta ona mantıksız gelse de önemliydi. Sahip olmak istediği yegane şeyin çabucak elinden kaybolması istemeyeceği bir şeydi. Onu kucaklayıp sandalyeye götürürken kızın tepinerek söylediklerine gülümsedi. Onu sandalyeye özenle yerleştirdikten sonra yemeklere göz attı. Güzel görünen yemeklerden birine çatal batırıp kızın tatlı dudaklarına yanaştırdı. Tepkisi onu yeniden gülümsetirken bu mutluluğu kendisini şaşırtıyordu.

"Evet güzelim, pes etmeyeceğim... Şimdiye dek anlaman gerekirdi."

Kız pes etmiş bir şekilde ağzını açtığında yemeği ağzına koydu. Aynı çatalla kendi ağzına da yemeklerden birer parça attı. O sırada kız kendi çatalına uzandığı için onu besleme işine ara verdi. Kendi midesi de açlıktan kıvranıyordu. Yemeğin tadını çıkartırken değerli peri kızının sözlerini dinledi. Onun peşindeki periler sorundu, hem de gerçek bir sorundu. Bunun tek nedeni ise kıza zarar verebilecek olmalarıydı. Kendi açısından ise düşünmüyordu. Aydınlık, karanlık her yerde düşmanları vardı. Çoğu zaman iz bırakmıyor olsa da yaptığı işler gereği mutlaka baş belası tipler onu buluyordu.

"Peşindekilerin sorun olduğunu kabul edebilirim ama bunun tek nedeni değerli hazineme zarar verecek olmaları... Ama endişe etme bunun üstesinden birlikte gelebiliriz..."

Son kısma cevap vermedi, Anya buna değer miydi? Evet kesinlikle değerdi. Bunu gösterebilmek adına kızın biraz daha yemek yemesine izin verdi, elbette kendinin de. Yemek işini bitirdiğini fark ettiğin de büyü yaparak masadaki yemeklerin yok olması sağladıktan sonra tek hamlede kızı kucağına çekip oturttu. Bir süre o tatlı dudakları esir alarak bedenini ufak bir keşfe çıktıktan sonra geri çekildi.

"Az önce son soruna cevap vermedim, güzelim... Sen gerçekten buna değersin... Çok güzelsin Anya ve seni delice istememe neden oluyorsun..."

Kızın boynuna dudaklarını değdirirken öpücükler kondurarak arada dişlerini geçirmeye başladı. Tadına doyamıyordu. Elleri geceliğinin askını indirirken dolgun göğüslerini okşamaya başladı. Bir eli arsızca bacak arasına inerken kadınlığını okşamaya başladı.

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

İçinde bulunduğu durumdan nefret ediyor karşısındaki periyi öldürmek istiyordu ancak bedeni bir günde olması gerekenden daha fazla şey yaşayıp oldukça yorgun düştüğünden ona saldırmak gibi bir girişimde bulunmamıştı. Güçleri olmadan ona karşı şansı olmadığını biliyor olmasına rağmen deneyecekti, denemekten vazgeçmeyecekti. Her şeyi kabullenip onun huyuna suyuna gitmeye hiç niyeti yoktu. Fiziksel olarak zarar veremese de psikolojik açıdan bildiği tüm işkence yöntemlerini uygulamaya hazırdı. Hiç susmadan konuşabilir, eşyaları parçalayabilir ya da yapmamasını söylediği şeyleri yaparak onu zevkle çıldırtabilirdi. Bunları yapabilmek içinse kendini biraz toparlamalıydı. Hem bu yüzden hem de onun kendisine daha fazla dokunmasını, ilgi göstermesini istemediği için yemeğini yemeğe başladı. Hiç alışık olmadığı bu ilgi ve sevgi onu rahatsız ediyordu.

Derin bir nefes alıp karşısındaki periyi incelerken onu kendisini bırakması için ikna edebilmek adına gerçeklerin bir kısmını tatlılıkla dile getirmişti. Duydukları sinirle dişlerini sıkmasını sağlarken çatalı yemeğe oldukça sertçe batırdı. Sanki tabaktaki yemek değil de tegan adındaki periymiş gibi davranarak yemeğe devam ederken ''Birlikte çözmek? Senle iş birliği yapacağımı kim söyledi ayrıca peşimdeki perilerle baş etmek için kimsenin özellikle de senin yardımına ihtiyacım yok '' dedi.

Yemeğini bitirdikten sonra yatıp uyumak için masadan kalkmak üzereyken kendini onun kucağında bulduğunda gözlerini onun gözlerine dikti. Söyledikleri şok etkisi yaratırken ''Ne? '' diye sordu.

Dudaklarına kapanan dudaklara birkaç dakika içinde yanıt verdi. Kendisini sıkma gereği duymadı. Nasıl olsa eninde sonunda onun istediği olacak ve bedeninin hakimiyetini kaybedecekti. Onunla şuan inatlaşmak için bile kendini yeterince yorgun hissettiğinden karşı koymayıp olaya katılmayı seçmişti. Ellerini erkeğin bedeninde gezdirirken kadınlığındaki el yüzünden inlemeleri odayı doldurmaya başlamıştı.

Anya'nın ne düşündüğünü bilmiyordu. Bildiği tek gerçek vardı ki onunla bu kadar şey yaşadıktan sonra ne olursa olsun onu bırakmayacak olmasıydı. Ona köle olduğunu söylüyor olsa bile aslında bu da doğru sayılmazdı, sadece ondan kaçmaması için güçlerini almıştı. Hepsi bu kadar... Peşindeki perilerle ilgili sözlerini onu yıldırmak için söylüyorsa çok yanılıyordu. Peri kızına değer verirken peşindeki perilerin ona tek sorunu güzel peri kızına zarar verecek olma ihtimalleriydi. Bunu dile getirdiğinde kızın bariz öfkesini hissetti. Onu tahlil etmeye çalışıyordu ve çoktan bazı şeyleri çok iyi anlıyordu. Anya, anlaşılan hep tek başınaydı, yardım ise kabul etmeyeceği bir şeydi. Gerçi onun bu yaptığı ne kadar yardımdı tartışılırdı, sadece güzel peri kızına zarar gelsin istemiyordu.

"İş birliği yap ya da yapma, Anya... Barda da hatırlıyorsundur ki orada da işine karıştım. Yardıma ihtiyacın var diyerek seni küçük görüyor, değilim... Sadece ama sadece değerli hazineme zarar gelmemesini garanti altına almak istiyorum... Hepsi bu... Bu yüzden ortak oluyoruz, itiraz yine kabul etmeyeceğim bir diğer şey..."

Konuşması bittiğinde şeytani bir yüz ifadesi olsa da gözlerinde değer verdiğini gösteren parıltılar vardı. Yemeğin sakin bir şekilde bitmesine izin vermiş olsa da onu kucağına aldığında işler değişti. Onu yeniden arzuluyordu ve delice istiyordu. Kızı öpüp baştan çıkarırken onun karşılık vermesi içinde garip bir mutluluk oluşturdu. Bu mutluluk tıpkı gülümsemek gibi ona pek fazla uğramayan bir şeydi. Ama Anya'nın karşılığı onu mutlu etmişti. Kızın geceliğini çıkarıp göğüslerini dudakları ile emerken eli ıslaklığını okşuyordu. Kendini büyü ile soyup kızı erkekliğinin üzerine oturup içine yerleşti. Onu içinde Anya tatmin olana dek sertçe hareket ettikten sonra onu bir anda uzaklaştırıp kucağına aldı. Yatağa savaşta yatırıp yeniden derinliklerine girdiğinde sertçe hareket etmeye başladı. İkisi mükemmel doyuma ulaştığında kendini yana atarak peri kızını kollarına çekerek sıkıca sarıldı. Uykuya dalmadan önce mırıldandı.

"Sana doyamıyorum... Güzelim..."

Su Perisi Mesaj Sayısı : 109 Kayıt tarihi : 06/10/13

Bazı şeyleri geçici bir süreliğine de olsa kendi haline bırakmak anya’nın durumunda ne kadar doğruydu bilmiyordu o an için mantıklı düşünebildiği söylenemezdi. Aklı karmaşıktı, yorgunluktan düzgün düşünemiyordu ve itiraf etmek istemese de geçici süreliğine de olsa pes etmişti. Bedeninde gezinen ellerin onu baştan çıkarmasına gönüllü bir şekilde izin verdi. Aklının derinliklerinde dönen ortak olma mevzusunu görmezden gelmeye gayret etti. Öyle bir şeyin olacağına ihtimal vermiyordu bu nedenle üzerinde durmamak en iyisiydi. O da tam olarak bunu yapıp kendini anı yaşamaya bıraktı. Öpücüklerden istemese de zevk aldı. Dudaklarının altındaki tenin tadını beğendiği için kendine içten içe kızsa da onunla ilgilenmeye devam edip onunla eve geldiklerinden bu yana ilk kez kendi de isteyerek birlikte oldu.

İkisi de doyuma ulaştıklarında nefes nefese bir halde gözlerini kapadı. Artık uyumak istiyordu. Uyandığında tüm bunların bir rüyadan ibaret olduğunu görmek herhalde onu oldukça sevindirirdi ama bunun olmayacağını biliyordu. İç çekti. Bedenine sarılan kollar arasında rahatsızca kıpırdanırken gözlerinin ağırlaştığını hissetti. Çok geçmeden gözlerini kapanmış ve uykuya dalmıştı. Garip garip rüyalar görürken hareketlerini kontrol edemediği için tegan’a yaklaşıp ona sarıldı. Bu dışardan oldukça normal bir şey olabilirdi fakat anya showalter uyandığında bunun için kendine lanetler okuyacaktı.

» Lanet
» Yeni bir lanet
» Kalpsiz Peri
» Peri Tohumları
» Kayıp Peri